AİLE YAPISI VE İLİŞKİLERİ



Benzer belgeler
AİLE YAPISI VE İLİŞKİLERİ

AİLE YAPILARI. Psikolog Psikoterapist Aile Danışmanı Sibel CESUR AKYUNAK

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 3275 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 2138 HAVACILIK EMNİYETİ

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ

EIS526-H02-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

DEĞİŞEN ANNE BABA ROLLERİ

EĞİTİMİN SOSYAL TEMELLERİ TEMEL KAVRAMLAR. Doç. Dr. Adnan BOYACI

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA (BTP104)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA

2013 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması

VERİ YAPILARI VE PROGRAMLAMA

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI. Analiz. Cilt 2. Ünite 8-14

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

BIP116-H14-1 BTP104-H014-1

Eğitimin Toplumsal Temelleri. Yrd. Doç. Dr. Adnan BOYACI

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

EIS526 H10-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

Aile ve Birincil İlişkiler

Pazarlama: Tanım, Tarihçe, Kavramlar

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Androgojik ve Pedagojik Yaklaşım

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

TR63 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ DEMOGRAFİK GÖSTERGELER

hamilelik ayrılma Aile arabuluculuk evlilik boşanma yasal birlikte yaşam eş çocukların karşılanması doğum

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

DOĞURGANLIĞI BELİRLEYEN DİĞER ARA DEĞİŞKENLER 7

Yaşamdan Çekilme/Kopma Kuramı Yaşamdan kopma/çekilme kuramına göre; yaşlılık bireyin fiziksel, psikolojik ve toplumsal açıdan dünyadan adım adım

Evrensel Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığının Yüzü 2009

ELEKTRİK MAKİNELERİ (MEP 112) (ELP211) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Mustafa Turan S1

TOPLUMU TANIMA TOPLUMUN TANIMI TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

BİRLEŞİK METAL-İŞ B İ RLEŞİK METAL İŞÇİLERİ SENDİKASI UNITED METALWORKERS UNION

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

ANADOLU ÜNİVERSİTESİ AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ İLKÖĞRETİM ÖĞRETMENLİĞİ LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI. Lineer. Cebir. Ünite

KADINLARIN ÇALIŞMA YAŞAMINDA KORUNMALARI Kadınların toplumsal yaşam ile iş ilişkileri ve çalışma yaşamında korunması arasında yakın bir ilişki

1 SOSYOLOJİNİN DÜNYADA VE TÜRKİYE DE GELİŞİMİ

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

KORUMA ALTINDAKİ ÇOCUKLAR VE AİLE TEMELLİ HİZMETLER

H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ. Temelli Hizmetler. Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme

1.Ünite: SOSYOLOJİYE GİRİŞ A) Sosyolojinin Özellikleri ve Diğer Bilimlerle İlişkisi

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

Türkiye de Doğurganlık Tercihleri

SANAT SOSYOLOJİSİ GİRİŞ

Ana Sağlığını Etkileyen Faktörler ve Alınacak Önlemler

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ DEKANLIĞI

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı

Editörler Prof. Dr. Zahir Kızmaz / Prof. Dr. Hayati Beşirli DEĞİŞİM SOSYOLOJİSİ

ELEKTRİK MAKİNELERİ (MEP 112) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Mustafa Turan S1

Türkiye de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

TOPLUMSAL CİNSİYET - 2 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

EIS526 -H01-1 GİRİŞİMCİLİK (EIS526) Yazar: Doç.Dr. Serkan BAYRAKTAR

KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

İLK TÜRK DEVLETLERİNDE HUKUK

KADIN CİNSELLİĞİNİN SÖYLEMSEL İNŞASI VE NAMUS CİNAYETLERİ: ŞANLIURFA ÖRNEĞİ

DANIŞMANLIK TEDBİRİ UYGULAMALARI ÇOCUK TANIMA FORMU

gelişmesini sağlaması için gerekli birçok maddeye yer verilmiştir. Sözleşmede yer alan

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

Eğitim anne dizinde başlar; her söylenen sözcük, çocuğun kişiliğine konan bir tuğladır.

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

(SSY ) Endüstri Sosyolojisi. 3. Hafta: Endüstri Toplumunun Gelişimi ve Endüstri Devrimi nin Toplumsal Sonuçları

EĞİTİMİN TOPLUMSAL SÜREÇLERLE İLİŞKİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Makbule Şiriner Önver. Konut ve Konut Politikası

Dünyanın İşleyişi. Ana Fikir. Oyun aracılığıyla duygu ve düşüncelerimizi ifade eder, yeni anlayışlar ediniriz.

Çalışma Hayatında Psikolojik Sorunlar. Doç. Dr. Ersin KAVİ

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

BARTIN VALİLİĞİ İL NÜFUS VE VATANDAŞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI TABLOSU

Editör. Prof.Dr. İlhan Günbayı SINIF YÖNETİMİ. Yazarlar. Prof.Dr.İlhan Günbayı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

1.Bireyden Kitleye. 2.Habere İlk Adım: Gazete. 3.Her Yerdeki Ses: Radyo. 4.Düş mü, Gerçek mi?: Sinema. 5.Evdeki Dünya Televizyon

TOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Transkript:

T.C. ANADOLU ÜNİVERSİTESİ YAYINI NO: 2542 AÇIKÖĞRETİM FAKÜLTESİ YAYINI NO: 1513 AİLE YAPISI VE İLİŞKİLERİ Yazarlar Yrd.Doç.Dr. Altan EŞSİZOĞLU (Ünite 1, 7) Doç.Dr. Çınar YENİLMEZ (Ünite 2, 3) Yrd.Doç.Dr. Gülcan GÜLEÇ (Ünite 4, 8) Prof.Dr. Yahşi YAZICIOĞLU (Ünite 5, 6) Editör Doç.Dr. Çınar YENİLMEZ ANADOLU ÜNİVERSİTESİ i

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Anadolu Üniversitesine aittir. Uzaktan Öğretim tekniğine uygun olarak hazırlanan bu kitabın bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan izin almadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt veya başka şekillerde çoğaltılamaz, basılamaz ve dağıtılamaz. Copyright 2012 by Anadolu University All rights reserved No part of this book may be reproduced or stored in a retrieval system, or transmitted in any form or by any means mechanical, electronic, photocopy, magnetic, tape or otherwise, without permission in writing from the University. UZAKTAN ÖĞRETİM TASARIM BİRİMİ Genel Koordinatör Doç.Dr. Müjgan Bozkaya Genel Koordinatör Yardımcısı Doç.Dr. Hasan Çalışkan Öğretim Tasarımcıları Yrd.Doç.Dr. Seçil Banar Öğr.Gör.Dr. Mediha Tezcan Grafik Tasarım Yönetmenleri Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Öğr.Gör. Nilgün Salur Kitap Koordinasyon Birimi Uzm. Nermin Özgür Kapak Düzeni Prof. Tevfik Fikret Uçar Öğr.Gör. Cemalettin Yıldız Grafiker Gülşah Yılmaz Dizgi Açıköğretim Fakültesi Dizgi Ekibi Aile Yapısı ve İlişkileri ISBN 978-975-06-1215-2 1. Baskı Bu kitap ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Web-Ofset Tesislerinde 1.500 adet basılmıştır. ESKİŞEHİR, Haziran 2012 ii

İçindekiler Önsöz... iv 1. Aile İle İlgili Temel Kavramlar.. 2 2. Aile İlişkileri.. 20 3. Ailede İletişim.. 42 4. Aile ve Evlilik 62 5. Aile ile İlgili Kurumlar.... 80 6. Teknolojinin Ailenin Değişimi Üzerine Etkisi.. 104 7. Medeni Kanun ve Aile 122 8. Cinsellik ve Üreme Sağlığı... 140 iii

Önsöz Sevgili Öğrenciler; Aile; güçlü sevgi, şefkat ve sadakat duygularıyla birbirlerine bağlı bireylerin oluşturduğu, insanın var olmasını, soyunu sürdürmesini, biyolojik ve sosyal ihtiyaçlarını gidermesini sağlayan, insanlık tarihi boyunca tüm toplumlarda görülen en küçük oluşum ve sosyal bir sistemdir. Aile bu sosyalleşme ortamı ile, anne ve baba ile çocuğun benlik algısı ve temel güven duygusunun oluşması ile ilişkili olarak çocuğun temel kişilik gelişimini desteklerken aynı zamanda kardeşler arasındaki ilişki ve sosyal becerilerin gelişmesine katkıda bulunur. Ülkemiz sosyal ve kültürel değişmelerin hızlı bir şekilde yaşandığı bir ülkedir. Geleneksel geniş aileden çekirdek aileye değişim artarak devam etmekle birlikte halen geniş aile ilişkilerinin yoğun olarak yaşanmakta olduğu gözlemlenmektedir. Anayasamızın 41. maddesi de "Ailenin Korunması" başlığı altında Aile nin Türk toplumunun temeli olduğu ve Devlet in ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulamasını sağlamak için gerekli tedbirleri alacağını bildirmiştir. Ailenin temelini evlilik ilişkisi oluşturur. Tarih boyunca insan toplulukları incelendiğinde, en ilkelinden en gelişmişine kadar tüm topluluklarda evlilik kurumuna rastlanmaktadır. Birçok toplumda evlilik, çocuğun güvenle yetiştirilebileceği yakınlığın, dostluğun egemen olduğu, cinselliğin yaşandığı, duygusal gelişim fırsatının tanındığı bir kurum olarak kabul edilir. Anne ve babayı model alan çocuk istenen ve istenmeyen davranışları onlardan öğrenir ve kendisini bu doğrultuda yönlendirebilir. Bu kitaptaki ünitelerde aile yapısı, aile ilişkileri, ailede iletişim, aile ve evlilik, aile ile ilişkili kurumlar, teknolojinin aile üzerine etkileri, medeni kanun ve aile ile cinsellik ve üreme sağlığı konular arasında yer almaktadır. Bu konuda önerilen kitapları, internet sitelerini, sıra sizde ve kendimizi sınayalım ile ilgili konuları okuyarak ve soruları cevaplayarak ilgili üniteleri daha iyi kavrayabileceksiniz. Sağlık, sıhhat ve başarı dileklerimle. Editör Doç.Dr. Çınar Yenilmez iv

1 Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Ailenin tanımı açıklayabilecek, Aile tiplerini listeleyebilecek, Ailenin işlevlerini tanımlayabilecek, bilgi ve becerilere sahip olabilirsiniz. Anahtar Kavramlar Aile Çekirdek Aile Geniş Aile İşlev İçindekiler Giriş Tanım Aile Tipleri Ailenin İşlevleri 2

Aile ile İlgili Temel Kavramlar GİRİŞ İnsan, başkaları, diğerleri ya da ötekiler ile yaşadığı sosyalliklere ihtiyaç duyar. Bu açıdan bakıldığında aile, ihtiyaç duyulan ilk temel kurumdur. Aile, insan için kabul edilebilir normları kazandıran bir ortam sağlar. Bu işlev, insanın içinde yaşadığı sosyalliğe uyumunu sağlar. İnsanın birey olarak şekillenmesi aile ortamı içerisinde gerçekleştiğinden, aile birçok bilimsel disiplinin, ideolojilerin, dinlerin, politik akımların, devlet aygıtının, sivil toplum örgütlerinin, hukukun özel ilgi alanına girmektedir. Değişime mahkum dünya tarihi, haliyle toplum yapısında değişikliklere sahne olmaktadır. Bu değişimlerden aile kavramı da nasibini almaktadır. Toplumu oluşturan temel yapı taşı olması ve belirtildiği gibi insanın şekillenmesi üzerine etkisi nedeniyle ailedeki değişimin kişilere etki etmemesi beklenemez. Bu süreç kimilerince dejenerasyon olarak, kimilerince gelişim ya da değişim olarak nitelendirilmekte, kimileri ise daha temkinli ve yansız değerlendirmelerde bulunmaktadır. Bu nitelemeler aileye yaklaşım bakımından önemli sonuçlar doğurmaktadır. Örneğin bu süreci dejenerasyon olarak niteleyenler tutucu / muhafazakar pozisyon alırken, gelişim ya da değişim olarak niteleyenler ise aile kavramının önemsizliğine vurgu yapmaktadırlar. Ancak söylenebilir ki; ailenin sosyalliklerdeki işlevinde genel bir azalma vardır ve ailenin bu işlevinin azalmasından doğan boşluğu sosyal politikalar aracılığıyla yapılan uygulamalar doldurmaya başlamıştır. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak aile tipleri değişmektedir. Geleneksel geniş ailelerin yerini modern çekirdek aileler almakta, çeşitli geleneklerin etkisi ile oluşan aile tiplerine giderek daha az rastlanmaktadır. Bu değişim ve dönüşümde ekonomik alt yapının değişmesinin, üretim araçlarının değişmesinin, bir başka deyişle sanayi toplumuna geçilmesinin ve kentli nüfusun giderek artmasının rolü büyüktür. Günümüzde aileler genelde anne, baba ve çocuklardan oluşan modern çekirdek aileler şeklinde görünseler bile, büyük aile bağları çeşitli biçimlerde varlığını sürdürmektedir. Büyük kentlere taşınılmış, yaşanılan konutlar ayrılmış, aile işinde çalışılmıyor olsa dahi aile bağları, ailenin büyüklerinin, küçüklerin kurduğu aileler üzerine müdahalelerini beraberinde getirmektedir. Boşanma da yeni ve karmaşık aile tiplerinin oluşmasına katkıda bulunan faktörlerden birisidir. Boşanmalar nedeniyle kendisine has özellikleri ve sorunları bulunan tek anne veya babalı, boşanma ve yeniden evlenme nedeni ile üvey anne veya babanın bulunduğu aile yapıları artmaya başlamıştır. Ayrıca kadın haklarındaki ilerlemeler, kadının toplumda edindiği yerin değişmeye başlaması, muhalif kadın hareketlerinin etkisi, aile ile ilgili değişimlerin önemli nedenlerinden birisidir. Baştan belirtmek gerekir ki; aile her zaman üyelerine sıcak, güven veren, doyum sağlayan bir ortam sunmayabilir. Aile ortamı, bireyin dünyaya geldiği andan itibaren içerisinde yer aldığı, yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli bakım ve desteğin sunulduğu sosyal bir ortam olmasına karşın, çeşitli biçimlerde şiddete sahne olabilir. Aile kimi zaman en büyük duygusal rahatsızlıkların, gerilim ve çatışmaların kaynağı da olabilir. Aile içinde yaşanabilen ve adli yönü olan olaylar, fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalabilen çocuklar, sadece temel ihtiyaçların karşılandığı, diğer önemli ihtiyaçlara cevap olamayan aileler bir gerçeklik olarak karşımızda durmaktadır. Bu bölümde ailenin tanımı, ailenin neden ortak bir tanımının bulunmadığı, aile tipleri ve işlevleri üzerinde durulacaktır. 3

TANIM İlk bakışta bazı kavramlar kolay tanımlanabilir gelse de, bu her zaman mümkün olmamaktadır. Gündelik yaşamda kullandığımız birçok kavramın tanımı yapılmaya çalışıldığında kişisel deneyimler, uygulamada karşılaşılanlar, içinde yaşanılan sosyalliğin sahip olduğu kültürel, dini değerler yapılan tanımı etkilemektedir. Böylece birçok faktör yapılan tanımın dışında kalabilmektedir. Hele ki evrensel bir tanım oluşturma çabasına girildiğinde bu durum aşikar bir hal almaktadır. Bu durum anlaşılabilirdir. Çünkü uygun bir ortak tanım yapamamayı gerektirecek önemli nedenler bulunmaktadır. En sık anne, baba ve çocuklardan oluşan toplumun en küçük yapı taşı şeklinde tanımlanan aile kavramı için de bu karmaşıklık söz konusundur. Bu tanım çekirdek ailenin tanımıdır. Ancak oldukça eski bir tarihçeye sahip olan aile kavramı için bu tanım daha 1950 li yıllarda yapılmıştır. Günlük dilde kullanılan birçok kavram tanımlanmaya çalışıldığında önemli zorluklar ortaya çıkabilmektedir. Aile de bu kavramlardan birisidir. Aile üzerine çalışan farklı disiplinlere mensup araştırıcıların üzerinde anlaştıkları konulardan birisi ailenin evrensel anlamda kabul edilebilir bir tanımının yapılamayacağıdır. 20. yüzyılın ortalarından bu yana yapılan araştırmalar, ailenin evrensel bir tanımın yapılmasının zorluğu konusunda ortaklaşmıştır. Aynı araştırmaların ortaklaştıkları bir başka konu da, ailenin evrensel bir kavram olduğu, yani hemen her sosyallikte görülen bir kurum olduğudur. Aile evrensel bir kavramdır. Öncelikle aile evrensel bir kurum olmakla birlikte dünya genelinde işlevi, biçimi ve hangi üyelerden oluştuğu konularında oldukça fazla çeşitliliğe sahiptir. Herhangi bir kültüre göre yapılacak bir tanım, diğer kültürleri dışarıda bırakacak bir tanım olmaya mahkumdur. Kimi ülkelerde ailenin tanımı anne baba ve çocuklar üzerine kurulurken, kimilerinde daha çocuk merkezli tanımlar yapılmakta, kimilerinde kan bağı bulunan aile büyükleri tanıma dahil edilirken, kimilerinde kan bağı bulunan aile büyükleri yanında manevi bağlarla aile büyüğü sayılan kişiler tanıma dahil edilmektedir. Ailenin ortak bir tanımının yapılmasına engel nitelikte olabilecek bir başka husus ise tarihsel gelişim içerisinde ailenin, kişilerin aile kavramı konusunda yargıları, yapısı, aileyi oluşturan kişilerin yapı içerisindeki yerleri, bu kişilerin birbirleriyle iletişimleri ve işlevleri bakımından devamlı bir değişime uğramasıdır. Örneğin, ülkemizde diğer ülkelere daha düşük oranlarda olsa da, ailenin güncelliğini ve önemini kaybetmiş olduğuna dair kanı insanlar arasında yaygınlaşmaktadır. Ailenin tanımlanmasını ne gibi faktörler zorlaştırmaktadır? Yukarıda da değinildiği gibi aile, sosyoloji, sosyal psikoloji, psikoloji, psikiyatri, hukuk gibi birçok farklı disiplinin ilgi gösterdiği bir kavramdır. Ayrıca aile tanımlanırken sadece durum tespiti yapılmamakta aynı zamanda ailede bulunması istenilen ayrıntılar da işin içine karışabilmektedir. Türk Medeni Kanunu nda (TMK) ailenin dar anlamdaki tanımı olan kadın ve erkek eşten meydana gelen topluluk şeklindeki tanıma atıfta bulunan maddeleri bulunmaktadır. Ancak biraz daha geniş bir biçimde aile, kadın ve erkek eşler ve çocuklardan oluşmaktadır şeklindeki tanıma atıfta bulunan maddeleri de bulunmaktadır. TMK nun velayeti düzenleyen maddeleri, aileyi bu tanımı üzerinden ele almaktadır. En geniş anlamda ailenin tanımı kadın ve erkek eş, çocuklar ve aynı çatı altında ev birliğine tabi yaşayan kan bağı ile bağlı hısımlar şeklindeki tanım da TMK da yer bulmaktadır. TMK nun ev düzeni ile ilgili maddeleri bu tanımla ilgilidir. Psikiyatrik ve psikolojik uygulamalarda ailenin kişilerin sahip olduğu belirti ve bulgular üzerindeki etkisi, ailenin sosyal destek anlamındaki işlevi ön plana çıkarken, sosyolojik açıdan aileye daha çok aile tipleri üzerinden yaklaşılmaktadır. 4

Ailenin ne olduğu değil de ne olması gerektiğini içine alan tanımlarda, geleceğe güvenle ve umutlu bakan, çocuklarına güvenen ve onları koruyan, sorumluluklarının farkında olan üyeleri barındıran, aralarında açık iletişim bulunan üyelerden oluşan, gerektiğinde esneyebilen, problemler karşısında çözüm arayan şeklinde atıflara rastlanılmaktadır. Kimi tanımlarda aile ile evlilik arasındaki bağa hiç vurgu yapılmayabilirken, kimi tanımlar ailenin ancak evlilik yolu ile kurulabileceğini belirtmektedir. Evlilik ile aile arasındaki bağın hesaba katılmadığı tanımlardan biri bir veya birden çok çocuğun yetiştirildiği her yaşam ünitesine aile denir şeklindedir. Aile tanımlanırken zaman zaman durum tespiti yapılmaktan öteye geçilerek, ailenin ne olduğu değil ne olması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Kimi tanımlarda daha çok ailenin işlevi ön plana çıkarılmaktadır. Bu tanımlarda sevgi, bağlılık, ait olma, mutlu olma gibi psikolojik ihtiyaçların karşılanması, üyelerinin maddi ve manevi ihtiyaçlarının giderilmesi, üyelerinin güvende olmasının sağlanması, üyelerinin birbirine karşılıksız olarak yardım etmesi, yakınlık, kızgınlık ve cinsellikle ilgili duyguların tatmin edilmesi gibi var olması gereken veya umut edilen işlevler ön planda tutulmaktadır. Türk Dil Kurumu na göre aile kavramının aşağıdaki anlamlara geldiği belirtilmektedir; 1. Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik 2. Bu tanım aile kavramının en fazla kullanıldığı durumla ilgili karşılığı olmakla birlikte evlilik ve kan bağına dayanan ifadeleri nedeni ile kapsamı dar tutulmuş bir tanımdır. 3. Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü 4. Bu tanım günlük dilde sülale olarak kullanılan sözcüğe yakın bir anlam ifade etmektedir. 5. Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü 6. Burada aile kavramı beraber ikamet etme gibi son derce dar bir kapsama alınmıştır. 7. Eş, karı 8. Özellikle erkeklerin hem eşleri hem de çocuklarından beraber söz ederken ya da sadece eşlerini kastederek kullandıkları anlamı ifade etmektedir. 9. Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü 10. Dernek, topluluk, spor takımları, okullar, kurum ve kuruluşlar veya camialar zaman zaman ne kadar yakın olduklarını anlatabilmek için aile kavramını kullanırlar. 11. Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya bitki topluluğu, familya 12. Sadece insanlardan söz edilirken değil, diğer canlılar veya dil gibi sınıflandırılan kavramlardan söz edilirken de aile kavramı kullanılır. Aile sözcüğü Türkçe de ne gibi anlamlarda kullanılmaktadır? Türk Dil Kurumuna gore Aile Kavramları ile ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi için http://tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&view=gts adresini ziyaret edebilirsiniz. Aileye sistemler kuramı çerçevesinde bakanlar da aileyi ve işlevini tanımlama yoluna gitmişlerdir. Aile, toplum denilen bir yapının parçalarını oluşturur. Bütünü oluşturan bu parçalar birbirleri ile çizgisel bir neden sonuç ilişkisi içerisinde olmaktan çok döngüsel bir nedensellik içerisindedirler. Yani aile genel sistemin bir parçasıdır ve kendisi de bir sistem gibi davranır. Buna göre aile, anne, baba ve çocuklar 5

arasındaki etkileşimlerden oluşan bir sistemdir. Her ailenin aşikar bir şekilde ortada olan ve farkında olunmayan kuralları, ilkeleri vardır. Bunların bir kısmı o aileye has olabilirken bir kısmı ortak kültürce belirlenmiş ve içselleştirilmiştir. Bu kurallar sayesinde aile dışarıya kapalı, değişime, dönüşüme kapalı, durağan bir yapı oluşturur. Bu yapı olgunlaştıkça biz ve diğerleri, dışımızda olup bitenler şeklinde bir sınır oluşturur. Aile bu sınırlar içerisinde sürekli bir biçimde dengede kalma mücadelesi verir. Tutarlı bir yaşam biçimini sürdürmeye çalışır. Aile bu tutarlı yaşam biçimini tehlikeye sokacak bir tehdit ile karşılaştığında, engelleme veya tehdidi önemsizleştirme gibi yollara başvurur. Aile kendi içerisinde olup bitenler ve çevresel olayların etkilerinin yarattığı sonuçlara uyum sağlayabildiği sürece işlevseldir. İşlevsel bir ailede, üyelerinin ailenin gelişimsel basamaklarının gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmesi ve ailenin diğer sistemler ile uygun bir biçimde etkileşimde olması gerekir. edilmelidir? Aile ile ilgili kapsamlı bir tanım yapılabilmesi için nelere dikkat Canatan ve Yıldırım (2011), Aile Sosyolojisi isimli kitapta Cohen e ait doğum, evlilik, evlatlık edinme veya tercih yoluyla bir ilişkisi olan ve bir hanede birlikte yaşayan iki veya daha fazla kişinin oluşturduğu küme ailedir şeklindeki tanımı aktarmaktadırlar. Bu tanım, ailenin kuruluşunu evliliğe bağlamaması, kan bağı olması gibi bir zorunluluğu dışlaması, anne babadan birsinin bulunduğu aileleri hatta aynı cinsiyetten kişilerin kurduğu aileleri de içermesi bakımından oldukça kapsayıcı bir tanımdır. Aile tiplerinin anlatılacağı bölümde her tipe özgü tanım bir daha yapılacaktır. Aile Sosyolojisi hakkında daha ayrıntılı bilgi için Kadir Canatan ve Ergün Yıldırım ın Açılım Kitap tarafından basılan Aile Sosyolojisi (2011) isimli kitabı okuyabilirsiniz. Bu noktada ailenin tarihsel gelişiminin de üzerinde durulması gerekir. Ailenin tarihi ile ilgili yazanlar genellikle bu süreci anaerkil aile tipinden ataerkil aile tipine geçiş şeklinde özetlemişlerdir. İlkel topluluklarda kadın toplayıcı olarak erkek ise avcı olarak işlev görmekteydi. Bu yaşam biçimi ilk aile örneğini oluşturuyordu. İlkel topluluklardaki yaşam tarzında evlilikler küme şekline idi. Çok eşli bir yaşam sürdürülüyordu ve insanlar çocukların doğumunda erkeğin rolünün tam olarak farkında değildi. Böylelikle babaları topluluk içerisindeki herhangi bir erkeğin olduğu çocuklar doğuyordu. Bu durum soyun sürmesini sağlayan olarak kadının önemli bir yer edinmesine neden olmuştu. Ayrıca toplayıcı olarak topluluğun beslenmesine katkı veriyor olmak, kadınlara, avcılık yapan ve her defasında beslenme kaynağını getiremeyecek olan erkeğe göre daha fazla otorite sağlıyordu. Yine avcılık yaptığından erkeğin oldukça uzun süre topluluktan ayrı kalması, kadının topluluk üzerindeki etkisini güçlendiren faktörlerden birisiydi. Tüm bu faktörler anaerkil yapıyı zorunlu olarak beraberinde getirdi. Yerleşik hayata geçilmesi ve tarımla uğraşılmaya başlanması kadın ve erkek ilişkileri ve aile yapılanması bakımından tam bir dönüm noktası oldu. Mülkiyet kavramı, süreklilik ve arkasından gelenlere gelecek sağlama düşüncesi gelişmeye başladı. İnsan türü toprağın verimliliği ile döllenme ve doğurganlık arasında ilintiler bulunduğunu kavramaya başladı. Fiziksel açıdan avantajlı olan erkek silah yapımı, madenlerin kullanılması ve tarımsal alan gibi maddesel üretimin yapıldığı alanlarda hakimiyeti eline geçirdi. Kadın için çok eşlilik ortadan kalkmaya başlamasına karşın bu durum erkek için geçerli değildi. Erkek, ekonomik gücü oranında çok eşli yaşamaya devam etti. Anaerkil miras hukuku da yerini ataerkil miras hukukuna bıraktı. Bu noktada toplumsal düzeyde ataerkil bir yapılanma ortaya çıkmış oldu. Din olgusunun da eklenmesiyle ataerkillik iyice yerleşmeye başladı. Elbette toplumsal düzeydeki bu dönüşüm etkisini aile için de gösterdi. Görüldüğü üzere ailenin değişim ve dönüşümünde belirleyici etken, insanların duydukları gereksinimler ve bunları karşılama biçimleri, bu amaçla aralarında kurdukları ilişkilerdir. Bu değişim ve dönüşümde zorunlu olarak kadın ve erkeğin ailedeki yeri ve görevleri de değişmiştir. 6

Yerleşik hayata geçilmesi ve tarımla uğraşılmaya başlanması kadın ve erkek ilişkileri ve aile yapılanması bakımından tam bir dönüm noktası olmuştur. Tarihsel bakımdan üzerinde durulması gereken bir başka dönüm noktası da sanayi devrimidir. Sanayi devrimini Avrupa'da, öncelikle İngiltere de, 18. ve 19. yüzyıllarda buhar gücüyle çalışan makinalarla üretim yapılmaya başlanması tetiklemiştir. Bu gelişme sanayi devriminin gerçekleştiği ülkelerde önemli miktarda sermeye birikimine neden olmuştur. Bu sermaye birikimi de beraberinde üretim araçlarının gelişimini sağlamış, toplumsal, teknolojik, ideolojik düzeylerde günümüze kadar süren değişimleri beraberinde getirmiştir. Sanayi devrimi, aile üzerinde de köklü değişimlere neden olmuştur. Öncelikle kırsal alanda, evde üretim yapan, tarımsal üretimle ilgilenen nüfusa olan ihtiyaç azalmaya başladığından, bir anlamda geleneksel geniş aile yapısına olan ihtiyaç azaldığından, insanlar sanayileşmiş kentlere akın akın göç etmişlerdir. Çünkü üretim araç ve ilişkileri değişmiş fabrikalara olan gereksinim artmıştır. Fabrikalarda kullanılan dev makinalar evlerde üretim yapmak için uygun olmadığı görülmüştür. Evlerinde yaşayan insanlar artık çalışmak için ev dışına, fabrikalara gitmeye başlamışlardır. Üretim o kadar baş döndürücü bir hızla artmıştır ki sadece erkek işçiler bu üretim miktarına yetişmekte yetersiz kalmışlardır. Zaman zaman günlük 20 saate kadar varan çalışma saatleri de bu hıza yetişemeyince kadınlar ve çocuklar da çalıştırılmaya başlanmıştır. Üretim araç ve ilişkilerinin değişmesi ve yeni tüketim anlayışının ortaya çıkması ile birlikte buradan doğan ihtiyaçları karşılayabilecek nitelikte olan modern çekirdek aile ortaya çıkmaya başlamıştır. Buna paralel olarak sağlık, eğitim ve hukuk alanında yeni ortaya çıkan aile tipinin ihtiyaçlarına yönelik değişimler olmuştur. AİLE TİPLERİ Berksun (2008), tarafından aile tipleri aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır. 1. Aile içi egemenliğin anne ya da babada olmasına göre; a. Ataerkil aile b. Anaerkil aile c. Eşitlikçi aile 2. Evlenme biçimlerine göre; a. Evlenecek kişilerin sayısına göre; a. 1- Monogamik aile a. 2- Poligamik aile a. 2.1- Polijini a. 2.2- Poliandri b. Akrabalık ilişkisine göre; b. 1- Baba soylu aile b. 2- Ana soylu aile b. 3- Hem ana hem baba soylu aile c. İkamet biçimine göre; c. 1- Patrilokal aile c. 2- Matrilokal aile 3. Genel sınıflama a. Çekirdek aile b. Geleneksel geniş aile 7

Evlenme biçimlerine göre aileyi sınıflandırınız? Bu şekildeki sınıflandırma bazı aile türlerini içermemektedir. Aşağıda bu sınıflandırmada yer bulamamış aile tipleri verilmiştir. 1. Alternatif yaşam biçimlerinden doğan aile tipleri a. Tek anne ve baba aile b. Babasız aile c. Üvey aile d. Birlikte yaşama 2. Yerleşim yerine göre a. Gecekondu ailesi b. Büyük kent ailesi c. Kasaba ailesi d. Köy ailesi e. Göçebe aile 3. Yöresel özelliklere göre a. Taygeldi ailesi b. Berdel ailesi Aile tipleri ve ilişkileri ile ilgili olarak daha ayrıntılı bilgi için http://www.aile.gov.tr adresini ziyaret edebilirsiniz. Aile İçi Egemenliğin Anne yada Babada Olmasına Göre Aile Tipleri Bu başlık altında aile ataerkil, anaerkil ve eşitlikçi aile şeklinde sınıflandırılmaktadır. Ataerkil aile denilen aileye Roma ailesi de denmektedir. Bu aile tipinde egemenlik tam olarak erkektedir. Ailenin tüm yapılanması baba ve babanın geldiği ailenin dini ve kültürel değerleri ile şekillenmektedir. Anaerkil aile ise halen dünya üzerinde ataerkil aileye göre daha sınırlı görülmektedir. Eskimolar, amazonlarda yaşayan kabileler gibi avcı ve toplayıcı sosyalliklerde görülmektedir. Bu aile tipinde tamamen kadın ve ailesinin kuralları geçerlidir. Hatta baba aile ile birlikte yaşamaz. Ara sıra kadın ve ailesinin hakim olduğu eve misafir gibi gelir ve gider. Eşitlikçi ailede ise egemenlik anne ve baba veya başka bir deyişle kadın ve erkek arasında paylaşılmıştır. Bu aile tipine simetrik aile de denmektedir. Eskimolar ve amazonlarda yaşayan kabileler gibi avcı ve toplayıcı sosyalliklerde halen anaerkil aile tipi görülmektedir. Evlenme Biçimlerine Göre Bu başlık altında aile evlenecek kişi sayısı, akrabalık ilişkisi ve ikamet biçimine göre sınıflandırılmıştır. Aşağıda bu başlıklar teker teker ele alınmaktadır. Evlenecek kişi sayısı bakımından aile, monogamik ve poligamik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Monogamik aile tek eş ile evlenmek sureti ile yapılmış evliliğe denmektedir. Endüstriyel, modernleşmiş toplumlarda en sık rastlanılan evlilik biçimidir. Dini ve hukuki normların esneyerek bu evlilik tipini, ekonomik sistem lehine idealleştirilmesine katkıda bulunduğunu savunanlar vardır. Batı toplumlarında 8

özellikle idealize edilen bu evlilik tipinin kısmen boşanma oranlarının artmasının nedenlerinden birisi olduğu, boşanarak yeniden evlenme ile çoklu monogamik evlilik tipinin ortaya çıktığı belirtilmektedir. Kadın veya erkeğin birden fazla kişi ile evlenmesi ile oluşan aile tipine poligamik aile denmektedir. Erkeğin aynı anda birden fazla kadınla evlenmesi ile oluşan tipine polijini, kadının aynı anda birden çok erkekle evlenmesi ile ortaya çıkan aile tipine ise poliandri denmektedir. Özellikle polijininin erkeğe, evlendiği kadınlar ve onların doğurduğu çocuklar aracılığı ile ucuz iş gücü sağlaması gibi ekonomik bir işlevi bulunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında polijinik ailelerin daha çok tarım toplumlarında görülmesi anlam kazanmaktadır. Polijinik ailelerin, Müslümanlar ve radikal Mormonlar arasında daha sık görülüyor olması, bu evlilik tipi üzerine dinin etkisine işaret olarak kabul edilebilir. Akrabalık ilişkisine göre aile, baba soylu aile, ana soylu aile ve hem ana hem baba soylu aile şeklinde sınıflandırılmaktadır. Yeni doğan bireyin sadece baba tarafından akrabalarıyla ilişkide bulunması ve baba soyunu izlemesi sonucu ortaya çıkan aileye baba soylu aile, yeni doğan bireyin sadece anne tarafından akrabalarıyla ilişkide bulunması ve anne soyunu izlemesi ile ortaya çıkan aileye ana soylu aile, yeni doğan bireyin hem anne hem de baba soyunu birlikte izlediği ve her iki taraf akrabalarıyla ilişkide bulunduğu aileye ise hem ana hem baba soylu aile denir. İkamet biçimine göre yeni evli çiftlerin evlilik sonrası kadının ve erkeğin ailesine yakın veya birlikte olmasına göre aile patrilokal ve matrilokal aile olmak üzere ikiye ayrılır. Patrilokal aile, evlilik sonrası kadının kendi babasını ikametini bırakıp, eşinin anne ve babasının evinde onlarla birlikte oturduğu aile tipidir. Matrilokal aile ise, patrilokal ailenin tam tersine, erkeğin eşinin ailesinin evinde onlarla birlikte oturması sonucu ortaya çıkan ailedir. Ülkemizde iç güvey olarak da adlandırılır. Genel Sınıflama Bu başlık altında aile, belki de en aşina olduğumuz iki gruba ayrılmaktadır. Bu iki grup çekirdek aile ve geleneksel geniş ailedir. Kimi araştırıcılar çekirdek aileye modern çekirdek aile de demektedir. Bu nedenle metinde kimi yerlerde çekirdek aile kimi yerlerde ise modern çekirdek aile olarak geçebilir. Modern Çekirdek Aile Modern çekirdek aile, kimi tanımlarda çekirdek aile, anne baba ve çocuklar olmak üzere iki nesli içine alır. Temelini geniş aile oluşturur. 1950 li yıllarda Murdock tarafından dünya genelinde 250 toplumdan alınan verilerle bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmanın sonucunda öncelikle ailenin, özelde de çekirdek ailenin evrensel bir kurum olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada çekirdek ailenin özellikle batılı toplumlarda baskın aile türü olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, ailenin birçok işlevi bulunsa da, özellikle çekirdek ailenin cinsel ihtiyaçların karşılanması, ekonomik işbirliğinin sağlanması, üreme ve çoğalmaya uygun bir ortamının sağlanması, çocukların bakım ve eğitimlerinin gerçekleştirilmesi şeklinde dört temel ve ortak işlevinin bulunduğu saptanmıştır. Ülkemizde de çekirdek aile tipi baskın olan aile tipidir. Yapılan araştırmalar, çekirdek aile tipinin 1972 yılında Türkiye deki aile tiplerinin %60 ını oluşturduğu, bu oranın 2006 yılında %80 e çıktığını göstermektedir. Bu oranların artışı Türkiye de nüfusun kentlere doğru yığılması yani toplumun daha kentli olması ile paralellik gösterdiği söylenebilir. Modern çekirdek aile tipi sanayileşmiş toplumların başat sosyolojik özelliklerinden birisidir. Modern çekirdek aile tipi sanayi toplumunun tüm gereksinimlerini karşılayacak idealliktedir. Geniş aile ise bu gereksinin doğrultusunda esneyebilecek bir yapılanmaya sahip değildir. Modern çekirdek aile ekonomik ve coğrafi anlamda yer değiştirme esnekliğine sahiptir ve ailenin üyeleri geleneksel geniş ailede olduğu gibi statülerini ailelerinden değil kişisel beceri ve yetenekleri sayesinde kazanırlar. Çekirdek ailenin, geniş ailede olduğu gibi, üretim yapmaya uygun bir yapı olmaması, onu, üretimin fabrikalar veya küçük ve orta boy işletmelerde yapıldığı sanayi toplumuna uygun hale getirir. Oysa geniş aile tam da kırsal toplumun veya başka bir deyişle tarım toplumunun ihtiyacını karşılayabilecek özelliklere sahiptir. Çekirdek aile yapısı, kişilerin feodal ilişkiler üzerinden ortak kural ve ilkeleri çiğnemesini engelleme gibi bir özelliğe de sahiptir. Çünkü geniş aile desteğini alarak kural, yasa ve ilkeleri çiğneyemeyen kişiler bunlara uymak durumunda kalacaklardır. İşte tam da bu noktada meslek örgütleri, sendikalar, dernekler gibi başka aileler ortaya çıkmaktadır. Bu tür örgütlenmeler adına konuşan kişilerin, tüm üyelerini 9

kastederek zaman zaman biz bir aileyiz gibi metaforlara başvurması boşuna değildir. Çekirdek ailenin sadece üretim anlamında değil belki de daha önemlisi yapısının sanayi toplumunun tüketim alışkanlıklarına son derece uygun olmasıdır. Kendi içerisinde üretme, bu üretim üzerinden kendi ihtiyaçlarını karşılama gibi yetenekleri olmayan modern çekirdek aile yapısı, tahmin edilebileceği gibi bu tüketim alışkanlıklarına son derece uygun bir yapıdır. Modern çekirdek ailenin bir diğer önemli özelliği, beklenildiği gibi, kentli veya kent ailesi olmasıdır. Modern çekirdek aile üyelerinin birbirleri ve diğer insanlarla kurdukları iletişim, çalışma koşulları, ikamet edilen konutun iç ve dış düzeni tamamen kentli özellikler göstermektedir. Geleneksel geniş ailede toplumsal değer yargıları ve akrabalık ilişkileri ön plana çıkarken, modern çekirdek ailelerde kişisel başarı daha ön plana çıkmaktadır. Modern çekirdek aile ile birlikte çocukların eğitiminde aile dışındaki kurum (okul) ve oluşumların (arkadaş grupları) rolünün artmasına rağmen çocuklar eğitimleri ile ilgili aileden halen çokça etkilenmektedirler. Modern çekirdek ailenin eğitim konusundaki önemli etkilerinden birisi çocuklara toplumsal cinsiyet rollerinin kazandırılmasıdır. Sosyal dokunun kadını ve erkeği tanımlama biçimi olan toplumsal cinsiyet, içinde yaşanılan sosyal dokuda kadın ve erkek için tanımlanmış ve kabul görmüş tutum, davranış, beklenti ve sorumluluklardır. Toplumsal cinsiyet doğuştan oluşmaz. Zaman içinde kazanılır ve tesadüfi ve tesadüfi olmayan (eğitim gibi) deneyimlerce belirlenir. Toplumsal cinsiyet, biyolojik bir kavram olan cinsiyetin aksine içinde yaşanılan sosyal dokunun gelenek, görenek ve alışkanlıkları ile şekillenmekte ve değişim gösterebilmektedir. Birçok toplumda kadın ve erkeğe ait işlevsellik alanları doğal olarak kabul görmektedir. Kamusal veya özel alanda çalışmak, siyaset yapmak erkeğe atfedilirken, ev ve aile ilgili alanlar kadına atfedilmektedir. Her ne kadar geleneksel geniş aileden modern çekirdek aileye doğru gidildikçe çocuklara kazandırılan toplumsal cinsiyetle ilgili rollerde esneme olmakta ise de halen modern çekirdek aile bu konuda önemli roller üstlenmektedir. Modern çekirdek aile kadın erkek ilişkileri bakımından önemli değişikliklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kentlerde yaşayan modern çekirdek aileler içerisindeki hem kadın hem erkek eş, endüstrileşmiş ekonominin ihtiyaçları doğrultusunda çalışmaya, aileye ekonomik girdi yaratmaya başlamışlardır. Bu durum kadının erkek karşısındaki konumunu güçlendirmiş, ikisi arasındaki ilişkinin daha simetrik olmasına neden olmuştur. Kadının daha önce erkeğe atfedilen ailenin geçimini sağlama sorumluluğunu üstlenmesinin yanı sıra daha önce kadına atfedilen çocukların bakımı, ev işlerinin yapılması gibi sorumlulukları konusunda da erkek görevler almaya başlamıştır. Tüm bunlara rağmen halen yaygın olarak kadın ekonomik girdi sağlayan bir işte çalışıyor olmasına rağmen ev ve çocuklar gibi konularda daha fazla sorumluluk üstlenmektedir. Modern çekirdek aile ile geleneksel geniş aileyi birbirinden ayıran sadece aile üye sayısı ve içerdikleri nesillerin farkı değildir. Bu aile tipleri üretim biçimleri ve tüketim alışkanlıkları, üstlendikleri işlevler, aile içinde kadın erkek ilişkileri bakımından da birbirlerinden ayrılırlar. Geleneksel Geniş Aile Geleneksel geniş aile, birçok üyeden oluşur ve akrabalık bağları ile varlığını sürdürür. Kan bağına bağlı bir aile tipidir. Geleneksel geniş ailede, anne ve baba ailesiyle, bu anne ve babanın evlatlarının evlenerek kurdukları aileler birleşir ve böylece bu aile tipi ortaya çıkmış olur. Yapılan araştırmalar, geniş aile tipinin 1972 yılında Türkiye deki aile tiplerinin %19 unu oluşturduğu, bu oranın 2006 yılında %13 e gerilediğini göstermektedir. Modern çekirdek ailenin tersine bu oranlar kırsalda yaşayan nüfusun azalması ile paralellik göstermektedir. Geleneksel geniş aile henüz modernleşme yolundaki sosyalliklerde çok daha fazla görülmektedir. Belirtildiği gibi kırsal bölgelerde ve daha küçük nüfusa sahip köy, kasaba ve küçük şehir gibi yerleşim yerlerinde daha sık görülen bir aile tipidir. Bu aile tipinin de sık olarak görüldüğü kırsal kesimin ihtiyaçlarına göre şekillendiği söylenebilir. Özellikle tarımla uğraşan toplumlarda görülüyor olması bu açıdan anlamlıdır. Toprağa dayalı üretim ilişkilerine sahip olunan toplumlarda, dayanışma ve 10

yardımlaşma üretimin verimli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi açısından oldukça önemlidir. Geleneksel geniş ailede de cinsiyete, yaşa ve tecrübeye göre yapılan görev bölüşümü bu üretim tarzını destekler niteliktedir. Geleneksel geniş ailede çocuklar öncelikle neslin devamını sağlama işlevleri bakımından öneme sahiptirler. Elbette yaşları ilerledikçe üretime sundukları katkının giderek artacak olması çocukları önemli kılan başka bir faktördür. Kimilerine göre, çocuklara geleneksel geniş ailede, ailenin güvenliği ve korunması bakımından da büyük önem verilmektedir. Ayrıca çocukların büyüdüklerindeki en önemli sorumlulukları, geleneksel geniş ailenin yaşlılarına bakmak olacaktır. farklar nelerdir? Geleneksel geniş aile ile modern çekirdek aile arasındaki temel Geleneksel geniş ailede çocuklara bilerek veya bilmeyerek verilen toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili eğitim daha belirgindir. Erkek ve kız çocukları arasında toplumsal cinsiyet rollerinin gerektirdiği davranışlarla ilgili sınır çok daha belirgindir ve bu sınırların aşılması önemli sonuçlar doğurabilir. Modern çekirdek ailenin aksine kadın ve erkek eşlerin de rolleri oldukça belirlidir. Kadın eş, erkek eşin, çocukların ve diğer aile üyelerinin bakımından, erkek eş ise ailenin geçiminin sağlanmasından sorumludur. Kentlileşme oranlarının artması, ailelerin artık aynı ikameti veya birbirlerine yakın yerlerdeki ikametleri paylaşmıyor olmaları geleneksel geniş aileden modern çekirdek aileye geçişin tam olarak sağlandığını mı göstermektedir? Bu sorunun cevabını vermek için geniş aile kavramına bakmak gerekmektedir. Geniş aile için geleneksel geniş ailenin bazı özelliklerinin içinde yaşanılan kültür ve çağın özelliklerine ayak uydurarak devam ettirilmesi denebilir. Yani aile yapısı giderek modernleşmekle birlikte geleneksel özelliklerini sürdürmeye devam etmektedir. Modernleşen aile veya değişmiş geniş aile kavramları bu aile tipi için kullanılabilmektedir. Geniş aile, modernleşmekte olan çekirdek ailelerin birbirleriyle olan etkileşmesiyle oluşmaktadır. Kentlileşme oranlarının artması, ailelerin artık aynı ikameti veya birbirlerine yakın yerlerdeki ikametleri paylaşmıyor olmaları geleneksel geniş aileden modern çekirdek aileye geçişin tam olarak sağlandığı anlamına gelmez. Alternatif Yaşam Biçimlerinden Doğan Aile Tipleri Alternatif yaşam biçimlerinden doğan aile tipleri başlığı altında tek anne veya babalı, babasız aile, üvey aile ve birlikte yaşama ile oluşan aile yer almaktadır. Medeni hukuk, tarih ve toplum bilimi açısından, aynı çatı altında yaşayan anne, baba ve çocuklardan oluşan yapı olan aile, toplumsal önemi nedeni ile hemen hemen tüm ülkelerde önlemler alınmak sureti ile korunur. Ancak ailenin korunması ile ilgili çabalar görünen o ki sonuç vermemektedir. İstatistiksel veriler tüm dünyada olduğu gibi, hukukumuzda aile, anayasal koruma altına alınarak en üst seviyede koruma altına alınmış olmasına rağmen, ülkemizde de boşanma sayılarının son yıllarda oldukça arttığını göstermektedir. Türkiye İstatistik Kurumu nun verilerine göre 2009 yılında Türkiye de 114 bin civarında boşanma gerçekleşmiştir. Farklı sosyoekonomik kesimlerden gelen kişilerin yaptıkları evliliklerin artması, toplumların daha önce özellikle de dinin etkisi ile boşanmaya karşı geliştirdikleri katı tutumda esnemeye başlamış olmaları, ekonomik gücünü elinde bulunduran kadın sayısının artması, kadın çalışmasa bile muhalif kadın hareketlerinin güçlenmiş ve kadınları etkisi altına almış olması ayrıca kimilerine göre insanın ortalama yaşam süresinin artmış olması, boşanmayı kolaylaştıran ve oranlarının artmasına neden olan faktörler arasındadır. Zamanla çeşitli değişimler geçiren aile, günümüzde daha çok çekirdek aile biçimini almıştır. Ancak özellikle boşanma olgusu aileyi çekirdek aileden de öteye bölünmesine yol açan önemli bir faktör olmuştur. 11

Evlilik, çeşitli işlevleriyle kişilerin iyi bir yaşam sürmesini sağlayan, ailenin ortaya çıkmasını sağlayan en önemli yol olmasına karşılık aynı zamanda kişilere önemli sorumluluklar da yüklemektedir. İşte bu sorumluluklardan kaçınmaya çalışan çiftler, ayrı yaşama yolu ile tek anne veya babalı ailenin ortaya çıkmasına neden olmaktadırlar. Ayrıca evlilik dışı gebelik ve doğum yapma oranlarındaki artış da tek anne veya babalı ailelerin artmasına neden olan etkenlerden birisidir. Bu tip ailenin önemlice bir kısmında ailede bulunan ebeveyn kadındır. Çalışmalar, Amerika Birleşik Devletleri nde aileler arasında erkeğin tek ebeveyn olarak bulunduğu ailelerin oranı %5 in altında olduğunu göstermektedir. Babasız aile kavramı ise ilk olarak savaşlarda hayatlarını kaybeden erkeklerin geride bıraktıkları aileler için kullanılmıştır. Ancak yine boşanma ile bağlantılı olarak babasız aile kavramı farklı anlamlar kazanmaya başlamıştır. Boşanma nedeniyle aile ile ilgilenmeyen ya da babanın hayatını yitirmesi nedeni ile oluşmuş aileler babasız aile olarak tanımlanabilir. Boşanan kişilerin önemlice bir kısmı yeniden evlenmektedir. Bu evlenmeler ile ortaya çıkan ailelere üvey aile denmektedir. Ayrıca bu tip ailelere, yukarıda da belirtildiği gibi, çoklu modern çekirdek aile diyenler de vardır. Çocuklar açısından üvey ailelerde yetişmek önemli sorunlara yol açabilmektedir. Değişen, dönüşen dünya ile birlikte insanlar arasındaki ilişki biçimlerinde değişiklikler olmuş, bu ilişki biçimlerinin başka ülkelerdeki insanları etkilemesi söz konusu olmuştur. Dünyada batılı ülkelerde daha fazla olmak üzere birlikte yaşayan çiftlerin oluşturduğu ailelerde artış bulunmaktadır. Aslında bu şekilde oluşmuş aileler de birer modern çekirdek ailedir. Ancak bu çiftlerin oluşturdukları birliktelikler resmi olarak evlenmeksizin oluşturulan birlikteliklerdir. Kadın ve erkek eş resmi olarak evlenmeden aynı evi paylaşmaktadırlar. Bu tür birlikteliklerin yaklaşık yarısı evlilikle sonuçlanırken diğer yarısı ayrılıkla sonuçlanmaktadır. Bu şekildeki birliktelikler, resmi evlilik bağının bulunmamasının getirdiği rahatlık, kişilerin ekonomik bağımsızlıklarını korumaları bakımından avantajlara sahip olduğunu savunanlar bulunmaktadır. Ancak kişilerin bu durumu kendi çevrelerine onaylatma ile ilgili yaşadıkları sorunlar, resmi ya da hukuki bir bağ bulunmadığından ayrılmayı kolaylaştırması (birlikte yaşayanların üçte birinin çocuk sahibi olduğu düşünüldüğünde bu daha önemli bir sorun haline gelebilir) bakımından çeşitli dezavantajları bulunmaktadır. Aile alanında çalışanların tartıştıkları bir diğer aile tipi eşcinsel birliktelikler veya bazı ülkelerde kabul edilmesinden dolayı eşcinsel evlilikler yolu ile oluşan aile tipidir. Eşcinsellik, kişinin kendi cinsiyetinden olan kişilere karşı cinsel ilgi duymasıdır. Erkek eşcinseller için gey, kadınlar eşcinseller için lezbiyen sözcükleri de kullanılmaktadır. Özellikle batılı ülkelerde, eşcinsel birliktelik veya evlilik yolu ile oluşmuş yapıya, evlat edinme yolu edinilmiş çocukların katılmaya başlamış olması, aile ile ilgili tartışmalara yeni boyutlar katacaktır. Boşanan ve birlikte yaşayan çift oranındaki artış alternatif yaşam biçimleri nedeniyle ortaya çıkan aile tiplerinin en önemli sebepleridir. Yerleşim Yerine Göre Aile Tipleri Bu başlık altında aile, gecekondu ailesi, büyük kent ailesi, kasaba ailesi, köy ailesi, göçebe aile şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu şekilde yapılan sınıflandırma her ne kadar ailenin yaşadığı yerleşim yerinin özelliği üzerinden yapılmış olsa da bundan daha öte anlamlar taşımaktadır. Yerleşim yeri değiştikçe üretim araçları ve üretim ilişkileri, tüketim alışkanlıkları ve biçimleri, aile üyelerinin birbirleri ile ilişkileri ve ailenin kendisi dışındaki aile ve yapılarla olan ilişkilerinde önemli değişiklikler olmaktadır. Ayrıca tahmin edilebileceği gibi ailenin bir yerleşim yerinde yaşıyor olması zorunlu olarak o yerleşim yerine has aile özellikleri göstermesi anlamına gelmemektedir. Büyük kentte yaşayan bir ailenin çeşitli nedenlerle halen bir kasaba ailesi özelliği göstermesi şaşırtıcı olmayacaktır. 12

Yöresel Özelliklere Göre Aile Tipleri Bu başlık altında birçok aile tipi tartışılabilir. Ancak örnek olması bakımından taygeldi ailesi ve berdel ailesi tanımlanacaktır. Taygeldi ailesi karşı cinsiyetten çocukları bulunan dulların evlenmesi ile oluşur. Bu evlilik karşı cinsiyetten olan bu çocukların da evlenmesi şartıyla yapılır. Bu şekilde kurulan ailelerin ekonomik zorluklara karşı koruyucu olması kadar özellikle kırsal kesimde yaşayan ve eşlerini kaybeden kişilerin ve bu kişilerin çocuklarının aile kurma ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir işlevi de vardır. Berdel ailesi başlık parasının bulunduğu bölgelerde bu harcamanın altından kalkılamadığı durumlarda kurulan bir aile tipidir. Aileler karşılıklı olarak çocuklarını birbirleri ile evlendirerek başlık parası ödememe yoluna gitmektedirler. AİLENİN İŞLEVLERİ Burada öncelikle sık karşılaşılan, yukarıda kısaca değinilmiş olmakla birlikte, modern çekirdek aile ve geleneksel geniş ailenin işlevlerinden söz edilecektir. Kongar (1998), geleneksel geniş ailenin işlevlerini şöyle sıralamıştır: 1. Ekonomik işlev: Geleneksel geniş aile bir üretim ve tüketim birimidir. Gereksinime duyulan mal ve hizmetler bu aile tarafından üretilir ve tüketilir. Gelir tek elde toplanır ve giderler tek elden yapılır. Ayrıca, özellikle tarıma dayalı toplumlarda görüldüğü gibi bu ailede oldukça gelişmiş bir iş bölümü ve işbirliği vardır. 2. Saygınlık işlevi: Geleneksel geniş aile üyeleri toplumsal statülerini ailelerinden alırlar. Kişiler öncelikle hangi aileye mensup oldukları üzerinde değerlendirilir, o ailenin olumlu ya da olumsuz özelliklerinin yarattığı sonuçlardan etkilenirler. 3. Koruma işlevi: Geleneksel toplumlarda, çağdaş toplumlarda olduğu gibi bireyi koruyan çeşitli kurumlar olmadığı için, kişinin korunma işlevini de aile üstenmiştir. Bu bağlamda aile hem maddi hem manevi anlamda koruyucu bir işlev görür. 4. Dinsel işlev: Geleneksel geniş ailede, aile üyelerine sadece dinsel bir eğitim verilmekle yetinilmez, aynı zamanda, tam bir dinsel birlik olarak üyelerin ibadetleri de denetlenir. 5. Eğlenme ve dinlenme işlevi: Geleneksel geniş ailede, aile üyeleri tüm boş zamanlarını diğer aile üyeleriyle paylaşırlar. Eğlenme ve dinlenme işlevi aile tarafından organize edilir. Düğünlere beraber gidilmesi, bayram ziyaretlerinin beraber yapılması veya misafirlerin birlikte karşılanması örnek olarak verilebilir. 6. Eşler arasında sevgiyi sağlama ve çocuk yapma işlevi: Kuşakların sürekliliği işlevi tüm aile biçimlerinin temel işlevidir. Bu işlev, aile üyeleri arasında sevgiyi ve saygıyı, bireylerin psikolojik doyumunu sağlamaktadır. Geleneksel geniş aile ile modern çekirdek aile arasında işlevleri bakımından ne gibi farklar bulunmaktadır? Canatan ve Yıldırım (2011) ise, ailenin işlevleri konusunda daha genel bir değerlendirme yapmışlar ve ailenin işlevlerini aşağıdaki gibi sınıflandırmıştır: 1. Ailenin biyolojik işlevi: Bu işlev bütün aile tipleri için ortak bir işlevdir. Bütün toplumlarda şu veya bu düzeyde neslin devamını sağlayacak çocukların doğması ve bu çocuklara bakımın verilmesi ancak aile yapısı içerisinde gerçekleşebilmektedir. 2. Ailenin psikolojik doyum sağlama işlevi: Anne baba ve çocuklar arasında, geniş aileler için diğer aile üyeleri de buna katılabilir, iletişim ve ilişkiden doğan bir işlevdir. Bu iletişim ve ilişkinin niceliği ve sürekliliği kadar, destekleyici olup olmaması, güven hissini yaratıp yaratmaması psikolojik doyumun düzeyini belirler. 13

3. Ailenin ekonomik işlevi: Geleneksel geniş aile, aile üyelerinin tümünün ekonomik üretime katıldığı, tüketimin birlikte yapıldığı, kırsal bölgelerde tarımla ilgilenen toplumlara uygun bir aile tipidir. Kadının evden uzak çalışılmasına izin vermeyen bir yapısı vardır. Modern çekirdek aile ile birlikte, endüstrileşmiş tolumun ihtiyaçlarına paralel olarak, kadın ve erkeğin ev dışında çalıştığı, tüketim alışkanlıklarının değiştiği görülmektedir. Kadının da çalışmaya başlaması, ona yeni rol ve statüler kazandırmıştır. Ancak kadın eskiden kalma aile içindeki görev ve sorumluluklarını devam ettirme zorunluluğu ile karşılaşmıştır. Bu durum günümüzde erkek ve kadın arasındaki çatışmaların temel nedenlerinden birisi olmaktadır. Geleneksel geniş ailede üretime yaptığı katkı nedeni ile daha fazla sayıda olan çocuk sayısı, modern çekirdek ailede çocuğun iş yaşamından uzaklaşması ile birlikte azalmaya başlamıştır. 4. Ailenin eğitim işlevi: İnsan doğduktan sonra genel olarak kültür şeklinde adlandırabileceğimiz dış çevre ile karşılaşmaya başladığında bu dış çevreye uyum sağlama çabası da başlamış olur. Bu sürecin ilk başladığı yer ailedir. Çocuklar aile ile girdikleri ilişki üzerinden uyum sürecini inşa etmeye başlamış olurlar. Bu inşa süreci çocuğa toplumsallaşma yolunda hangi bilgi, beceri, tutum, görgü ve değerlere sahip olması gerektiğini öğretir. Bu süreçte çocukların, hakları olduğu kadar sorumluluklarının da bulunduğunu anlaması gerekir. Geleneksel geniş ailede çocuklara meslek edindirme ile ilgili eğitim de aile içinde verilmektedir. Ancak modern çekirdek aile ile birlikte bu işlevsel sorumluluk eğitim kurumlarına devredilmiştir. 5. Ailenin dini işlevi: Aileler çocuklarının yetişmelerinde kendi dini yaklaşım ve pratiklerini çocuklarına aktarmaktadırlar. Geleneksel geniş aileler aktarmakla kalmamakta çocukların dini pratikleri yerine getirip getirmediklerini aynı zamanda denetlemektedirler. Modern çekirdek aile ile birlikte dini eğitim kısmen toplumdan topluma değişmekle birlikte eğitim kurumları ve /veya başka kurumlara bırakılmış durumdadır. 6. Ailenin boş zamanları değerlendirme (eğlenme ve dinlendirme) işlevi: Büyük kentlerde yaşayan modern çekirdek aile üyeleri için bu işlevi yerine getiren geniş bir hizmet sektörü oluşmuştur. Bu durum, modern çekirdek aile üyelerinin eğlenme ve dinlenme için seçtikleri mekan ve yöntemlerin geleneksel geniş aileye göre oldukça farklı olduğunun göstergesidir. Geleneksel geniş ailede ise bu işlev aile içerisinde, ailenin kendisi tarafından ve bütün aile üyelerinin katılımı ile gerçekleşmektedir. Sanayi toplumlarında yaygın olan çekirdek ailenin, geleneksel geniş ailede görülen işlevlerin birçoğunu kaybettiği, bu işlevleri diğer toplumsal kurumlara devrettiği görülmektedir. Özetle; toplumsal değişimlere paralel olarak, ailenin yapısı geleneksel geniş aileden modern çekirdek aileye doğru evrildikçe, ailenin işlevlerinde de değişimler olmaktadır. Bu bağlamda, sanayi toplumlarında yaygın olan çekirdek ailenin, geleneksel geniş ailede görülen işlevlerin birçoğunu kaybettiği, bu işlevleri diğer toplumsal kurumlara devrettiği görülmektedir. Modern çekirdek ailen tipinin baskın olduğu, kişisel farklılaşma ve çalışma alanında uzmanlaşmanın geliştiği sanayi toplumlarında ailenin, eğitim, üretim, sosyal güvenlik gibi işlevlerini başka kurumlar tarafından üstlenilmekte, ailenin yalnız üreme, çocukların bakımı ve sosyalleşme, aile üyelerinin psikolojik gereksinmelerinin karşılanması gibi işlevleri ön plana çıkmaktadır. Kimi yazarlara göre soyun sürekliliği ve toplumsallaşma işlevi ve psikolojik dengenin (doyumun) sağlanması modern çekirdek ailenin asli işlevleridir. 14

Özet Aile kolay tanımlanabilir bir kavram değildir. Evrensel bir aile tanımı yapmaya çalışmak ise bütün faktörleri içermesi pek mümkün olmayacağından daha da zordur. Aile doğum, evlilik, evlatlık edinme veya tercih yoluyla bir ilişkisi olan ve bir hanede birlikte yaşayan iki veya daha fazla kişinin oluşturduğu küme, ailedir şeklindeki tanımlanabilir. Aile kurumu her toplumda görülüyor olması ve tarih boyunca varlığını sürdürebiliyor olması gibi nedenlerle evrensel bir kavramdır. Toplumun temel yapı taşı olarak kabul ediliyor olması çok farklı disiplinlerin ilgi alanına girmesine neden olmuştur. Sosyolojiden psikolojiye, psikiyatriye kadar çeşitli sosyal bilimler ve tıp bilimleri aileyi bir inceleme konusu olarak mercek altına almışlardır. Aile, ayrıca, dinler, ideolojiler ve devlet aygıtı tarafından üzerinde özellikle duran bir kurum olagelmiştir. Aile çeşitli biçimlerde sınıflandırılabilmesine karşılık en bilinen tipleri, modern çekirdek aile ve geleneksel geniş ailedir. Modern çekirdek aile, anne, baba ve çocuklar olmak üzere iki nesli içine alan, evrensel olmakla birlikte, sanayileşmiş toplumlarda daha sık görülen, daha çok kentlere has aile tipidir. Geleneksel geniş aile ise birçok üyeden oluşan, akrabalık bağları ile varlığını sürdüren, kan bağına bağlı bir aile tipidir. Geleneksel geniş ailede, anne ve baba ailesiyle, bu anne ve babanın evlatlarının evlenerek kurdukları aileler birleşir. Modern çekirdek aile ile geleneksel geniş aileyi birbirinden ayıran sadece aile üye sayısı ve içerdikleri nesillerin farkı değildir. Bu aile tipleri üretim biçimleri ve tüketim alışkanlıkları, üstlendikleri işlevler, aile içinde kadın erkek ilişkileri bakımından da birbirlerinden ayrılırlar. Ailenin işlevleri; biyolojik işlev, psikolojik doyum sağlama işlevi, ekonomik işlev, eğitim işlevi, dini işlev, boş zamanları değerlendirme (eğlenme ve dinlendirme) işlevi şeklinde sınıflandırılabilir. Toplumsal değişimlere paralel olarak, ailenin yapısı geleneksel geniş aileden modern çekirdek aileye doğru evrildikçe, ailenin işlevlerinde de değişimler olmaktadır. Bu bağlamda, sanayi toplumlarında yaygın olan çekirdek ailenin, geleneksel geniş ailede görülen işlevlerin birçoğunu kaybettiği, bu işlevleri diğer toplumsal kurumlara devrettiği görülmektedir. Modern çekirdek ailen tipinin baskın olduğu, kişisel farklılaşma ve çalışma alanında uzmanlaşmanın geliştiği sanayi toplumlarında ailenin, eğitim, üretim, sosyal güvenlik gibi işlevleri başka kurumlar tarafından üstlenilmekte, ailenin yalnız üreme, çocukların bakımı ve sosyalleşme, aile üyelerinin psikolojik gereksinmelerinin karşılanması gibi işlevleri ön plana çıkmaktadır. 15

Kendimizi Sınayalım 1. İlkel topluluklardaki aile tipi aşağıdakilerden hangisidir? a. Babasoylu aile b. Patrilokal aile c. Matrilokal aile d. Köy ailesi e. Küme aile 2. Sanayi devrimi ile birlikte artan aile tipi hangisidir? a. Geleneksel geniş aile b. Kasaba ailesi c. Taygeldi ailesi d. Modern çekirdek aile e. Anasoylu aile 3. Aşağıdakilerden hangisi yöresel özelliklere göre oluşmuş bir aile tipidir? a. Matrilokal aile b. Patrilokal aile c. Berdel ailesi d. Babasız aile e. Üvey aile 4. Ailenin işlevlerinden hangisi modernleşme ile beraber kurumlarda gerçekleşmektedir? a. Saygınlık işlevi b. Meslek edindirme işlevi c. Cinsel işlev d. Ekonomik işlev e. Psikolojik doyum işlevi 5. Aşağıdakilerden hangisi geleneksel geniş ailenin özelliğidir? a. Kadın ev dışında çalışmaz. b. Çocuk sayısı azdır. c. İki nesil içerir. d. Koruyuculuk işlevi azdır. e. Statü kişisel başarıya bağlıdır. 6. Babasız ailelerin ortaya çıkmasına neden olan temel neden aşağıdakilerden hangisidir? a. Yoksulluk b. Afetler c. Ekonomik krizler d. Erken ölümler e. Boşanma 7. Aşağıdakilerden hangisi alternatif yaşam biçimlerinden doğan bir aile tipidir? a. Matrilokal aile b. Poligamik aile c. Geniş aile d. Birlikte yaşama e. Modern çekirdek aile 8. Üreme yolu ile neslin devamının sağlanması ailenin işlevlerinden hangisinin kapsamındadır? a. Ekonomik işlev b. Psikolojik doyum işlevi c. Biyolojik işlev d. Koruyuculuk işlevi e. Saygınlık işlevi 9. Simetrik aile, aşağıdaki aile tiplerinden hangisine karşılık gelir? a. Ataerkil aile b. Eşitlikçi aile c. Anaerkil aile d. Patrilokal aile e. Matrilokal aile 10. Karşı cinsiyetten çocukları bulunan dulların evlenmesi ile oluşan aile tipine ne ad verilir? a. Taygeldi ailesi b. Berdel ailesi c. Geniş aile d. Geleneksel aile e. Köy ailesi 16