Prof. Dr. Cengiz AKÇAY YAŞLILIK VE EMEKLİLİK (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) ISBN 978-605-318-106-4 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. 2015, Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. 1. Baskı: Mart 2015, Ankara Yayın-Proje Yönetmeni: Ayşegül Eroğlu Dizgi-Grafik Tasarım: Selda Tunç Kapak Tasarımı: Yılmaz Yücel Baskı: Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık Reklam San Tic. Ltd. Şti. İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı 48/48 İskitler - Ankara (0312 341 36 67) (0535 292 34 31) Yayıncı Sertifika No: 14749 Matbaa Sertifika No: 25931 İletişim Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi 0312 430 67 50-430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24-434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net
Prof. Dr. Cengiz Akçay 1958 yılında Biga da doğan R.Cengiz Akçay, ilköğretimi (1969) Biga da, ortaöğretimi (1976) Nazilli Öğretmen Okulu nda tamamladı. Yozgat ve Ankara da 1991 yılına kadar öğretmen olarak görev yaptı. 1983 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, Eğitim Yönetimi ve Planlaması Bölümü nden mezun oldu. Aynı üniversite ve bölümde 1986 yılında yüksek lisans, 1994 yılında doktorasını tamamladı. 1991-2012 yılları arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi nde sırasıyla öğretim görevlisi, yardımcı doçent, Doçent ve profesör olarak görev yaptı. Akçay, 2012 den bu yana da Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi nde profesör ve Eğitim Bilimleri bölüm başkanı olarak görev yapmaktadır. Akademik yaşamı süresince bölüm Başkanlığı, dekan yardımcılığı, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü, Rektör Danışmanlığı gibi yönetsel görevlerde bulundu. Örgütsel Davranış, Yaşam boyu Öğrenme, Türk Eğitim Sistemi, Yaşlılık ve Emekliliğe hazırlık, Sürdürülebilir Eğitim, çalışma ve ilgi alanlarıdır. Bu alanlarda çeşitli araştırma ve yayınları bulunmaktadır.
ÖN SÖZ Yaşlılık, ister yaşamın en sıkıntılı ve sorunlu, ister en mutlu ve yaşam doyumu yüksek dönemi olsun çok önemli ve kritik bir dönemdir. Yaşlılığı sıkıntılı bir dönem olarak algılayıp yaşamak da bizim elimizdedir; mutlu bir dönem olarak algılayıp yaşamak da. Bu kitap, bir bakımdan yaşlılığın mutlu bir dönem olarak algılanıp yaşanmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Yaşlılık hakkında doğru olduğunu sandığımız fakat yanlış olan o kadar çok bilgi ve yargı vardır ki bunları yenilemek, temizlemek ve doğruya dönüştürmek oldukça fazla çaba gerektirmektedir. Kitapta verilen bilgilerin bu amaca hizmet edeceğini umuyorum. Kitap on bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yaşlılık demografik bir olgu olarak verilmektedir. İkinci bölümde, yaşlılıkla ilgili kavramlar açıklanmakta; üçüncü bölümde ise yaşlılığın sosyal kuramları ele alınmaktadır. Dördüncü bölümde yaşlanmanın toplumsallığı; beşinci bölümde yaşlılıkta aile yaşamı; altıncı bölümde bireysel gelişim; yedinci bölümde yetişkinlik, yaşlılık ve zeka; sekizinci bölümde bir araştırma özeti; dokuzuncu bölümde yaşlı çalışanlar; onuncu bölümde ise emeklilik ile emekliliğe ve yaşlılığa hazırlık konuları ele alınmıştır. Bu kitabı hazırlama sürecinde çok kişinin emeği geçti. Başta eşim ve kızıma desteklerinden dolayı teşekkür ederim. Daha sonra ise derslerde yönelttiği sorular ve katkı niteliğindeki görüşleriyle kitabın oluşmasına ve biçimlenmesine katkıda bulunan öğrencilerime de bir teşekkür borçluyum. Mart, 2015
Yaşlılık ve Banyan Ağacı Dünyanın en muhteşem ağaçlarından biri olarak nitelendirilen Banyan ağacı, Hint inciri, Ficus Bengalensis olarak da bilinen; Hindistan ve Güneydoğu Asya da yetişen bir türdür (http://www.neatorama.com/2007/03/21/10-most-magnificent-trees-in-the-world/). Banyan ağacı, adını banians denen Hindu tüccarlardan alır. Hindu tüccarların bu ağacın altında işlerini yürüttükleri ifade edilir (http:// www.neatorama.com/2007/03/21/10-most-magni ficent -trees-in-theworld/). Banyan ağacını Robinson Crusoe tarafından kullanılan ağaçev ipucu ile birlikte herkes daha rahat hatırlayabilir. Dev ağacın şekli belirgindir. Dallarından yere çalışan havai kökleri yanında, geniş ve düz tacı ile görkemli bir gölgelik oluşturur (http://www.neatorama.com /2007/03/21/10-most-magnificent-trees-in-the-world/). Banyan ağacı, gövdesinden havaya kökler salma becerisinde biriciktir. Bu kökler toprağa ulaşır ve yeni gövdeler için temel biçimleri oluşturur. Tek ağacın binlerce gövdesi bulunur. İşte Banyan, böyle bir ağaç türüdür ve Hindistan da yetişir. Her bir dalı yere kök salarak yayılan tek bir ağaç düşünün. Banyan ağacı her bir dalının kök salmasıyla yayıldıkça yayılır. (http://www.hurriyet. com.tr/dunya/11681599. asp?gid=229). Sonuçta, bu havai kökler, büyük ağaç dizileri ve kümelerini oluşturur. Birağacınyassı yüzeyli tacı, 20 000kişiiçin barınak sağlar ve çevresi 700 metreden fazla olabilir. (http://www.monitor ingris.org/documents/strat_glob/scanned_banyan_fund_aging.pdf) Dalları geniş bir araziye yeni bir ağaç gibi yayılır. Kökleri daha sonra yeni gövdeler ve dallar oluşturur. Banyan ağacı, Budha nın ben banyan ağacıyım dediği için Hintlilerce kutsal kabul ediliyor. Her bir dalının yere doğru uzamasıyla toprakta kök salarak yeni gövdeler oluşturduğu için ve uzun ömürlülüğünden dolayı da ölümsüzlüğü simgeler; yaşam ağacı olarak da bilinir. Hindistan efsanelerinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bugün bile Banyan Ağacı, köy yaşamında önemli bir yere sahiptir ve gölgesinde köy toplantıları yapılır (http://www.kagitpil.com/2242-banyanagaci-nedir.html #ixzz1lofzqfwb).
viii Yaşlılık ve Emeklilik (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) Korumalı bölgede tutulan banyan ağacının 320 tane kalın, en az 3.000 tane ince gövdesi bulunuyor. Yani 1000lerce ağaçlık bir orman büyüklüğünde bir ağaç. 7.000 kişinin sığabileceği büyük bir orman oluşturan ağacın gövdesinden sızan süt gibi beyaz bir sıvıdan düşük nitelikli kauçuk elde ediliyor (http://www.hurriyet. com.tr/dunya/11681599. asp?gid=229). Dünyanın en ünlü Banyan türlerin biri olarak bilinen ağaç, Sri Lanka da olup Kutsal Şekil veya Bo ağacı olarak da adlandırılmıştır. Ağacın orijinal ağaçtan kesilerek dikildiği ve onun altında büyüdüğü; orijinal ağacın ise M.Ö. 6. yüzyıldan kalma olduğu söylenir. M.Ö. 288 de dikilen Sri Lanka daki ağacın, insan tarafından dikilenler içinde, dünyada bilinen en eski ağaç olduğu belirtilmektedir (http://www.neatorama.com/2007/03/21/10-mostmagnificent-trees-in-the-world/). Banyan ağacı yakınındaki ağaçları ve binaları (AngkorWat Tapınağı gibi) boğarak yok edebilir (http://www.izafet. com/genel-kultur/247693-banyan-agaci.html).
İçindekiler ix Banyan ağacı, 1982 yılındaki Birleşmiş Milletlerin düzenlemiş olduğu 1. Dünya yaşlılık kongresinde simge olarak kabul edilmiştir. Ağaç, uzun ömürlülüğü, özgüveni ve sürekli büyümeyi simgelemektedir (http://www.monitoringris.org/documents/ strat_glob/ Scanned_Banyan_Fund_Aging.pdf). Banyan ağacı, Dünya yaşlılık kongresi ile eşzamanlı şekilde (1982 yılında) Viyana ya dikilmiştir. Onun yayılan kolları, kökleri yeni gövdeler oluştursun; dev çevreleri, toplumun bir buluşma merkezi olsun diye yeni kuşaklara gönderilmektedir (Kapell, 1982). 26 Temmuz 1982 tarihinde resmi logosu olarak kabul edilen şekil, aşağıda görülmektedir. Bu bir daire içinde stilize edilen bir banyan ağacına gösterir ve tasarımı 80 yaşındaki A.B.D. li sanatçı, Oscar Berger tarafından yapılmıştır. Daha önce de belirtildiği gibi, uzun ömürlülüğü, kendine güveni, sürekli büyümeyi ve topluluğun toplantı yerini simgeleyen banyan ağacı, ana gövde ötesinde yüzlerce metre dışarı yayılır. Birçok topluluklar, tente, pazar yerleri, sosyal etkinlikler ve köy ihtiyar üyesi toplantıları için barınak sağlar. 01 December 1981 (http://www.unmultimedia.org/s/photo/ detail/381/0381467. html).
İÇİNDEKİLER Ön Söz...vi Yaşlılık ve Banyan Ağacı... vii 1. BÖLÜM GİRİŞ Demografik Bir Olgu Olarak Yaşlılık...2 2. BÖLÜM YAŞLANMA İLE İLGİLİ KAVRAMLAR Yetişkinliğin Evreleri...12 Yaşlanmanın Analizi...12 Yaşlılığın Başlangıcı...16 Yaşlanmanın Biricikliği...18 Yaşlılık Ne Değildir?...19 Yaşlılığı Etkileyen Değişmeler...20
xii Yaşlılık ve Emeklilik (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) 3. BÖLÜM YAŞLANMA KURAMLARI Araştırma Yöntemleri...23 A. Biyolojik Kuramlar...25 B. Psikososyal Kuramlar...25 1. Rol Kuramı...30 2. Modernizasyon Kuramı...32 3. Yaşamdan Geri Çekilme, Kopma Kuramı...35 Temel Sayıltıları...38 Kurama Yöneltilen Eleştiriler...40 Kuramın Genel Değerlendirmesi...43 4. Etkinlik Kuramı...46 Temel Sayıltıları...47 Kuramın Sınırlılıkları ve Kurama Yöneltilen Eleştiriler...49 5. Süreklilik Kuramı...51 Kurama Yöneltilen Eleştiriler...54 6. Sembolik Etkileşimcilik...54 7. Alt Kültür Kuramı...56 8. Etiketleme Kuramı...58 9. Yaş Tabakalaşması (Age Stratification) Kuramı...61 10. Toplumsal Değişim (Takas) Kuramı....64 11. Yaşlanmanın Politik Ekonomisi Kuramı...69 12. Yaşam Süreci Kuramı...70 13. Eleştirel Kuram...71 14. Feminist Kuram...73 15. Sosyal Fenomenolojistler ve Sosyal Oluşturmacılık...74 Kuramların Genel Değerlendirilme ve Tartışılması...75
İçindekiler xiii 4. BÖLÜM YAŞLANMANIN TOPLUMSALLIĞI Yaşlılığın Evrensel Özellikleri...79 Toplumun Yaşlılara Karşı Tutumu...80 Yaşlanmanın Bireyselliği...84 Diğer İnsanların Yaşlılara İlişkin Yargıları ile Yaşlıların Kendileri ile İlgili Algıları Arasındaki İlişki...86 Yaşlılıkta Toplumsal Yaşam...87 Yaşlanmanın Toplumsal Sorunları...88 Yaşlılıkta Yalnızlık Duygusu...92 Yalnızlığın Değişkenleri...92 Yaşlanmanın Toplumsal Algılanması İle İlgili Bir Araştırma...94 Katılımcıların Yaşlarına Göre Dağılımları...95 Katılımcıların Eğitim Durumuna Göre Dağılımları...95 Bulgular ve Yorum...97 Sonuç ve Öneriler...99 5. BÖLÜM EMEKLİLİK VE YAŞLILIKTA AİLE HAYATI Aile Yapısında Ortaya Çıkan Değişmeler... 101 a) Geniş Aile Yapısından Çekirdek Aile Yapısına Geçiş... 103 b) Uzun Hayat Kavramı ve Aile... 105 c) Emeklilik... 109 Yaşlılıkta Aile İçi İlişkiler... 111 Kuşaklararası İlişkiler... 111 Yaşlılıkta Karı Koca ilişkileri... 115 Aile İlişkilerinde Çatışma... 118
xiv Yaşlılık ve Emeklilik (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) 6. BÖLÜM YAŞLILIKTA BİREYSEL GELİŞİM Yaşlanma ve Fiziksel Değişim... 121 Duyu Organları... 123 Genel Sağlık Durumu... 125 Yetişkinlerin Gelişim Görevleri... 125 a) Genç Yetişkinlik... 126 b) Orta Yetişkinlik... 126 c) İleri Yetişkinlik... 126 Yetişkinlerin Davranış Özellikleri... 127 Yetişkinlerin İlgileri... 128 Yaşlanma ve Kişilik... 129 1. Erikson: İnsanın Sekiz Çağı... 133 2. Robert Peck: Yaşlılıkta Gelişim Görevleri Kuramı... 134 3. Daniel Levinson: Yaşam Yapısı Kuramı... 136 7. BÖLÜM YETİŞKİNLİK, YAŞLILIK VE ZEKÂ Yaşlılık ve Bellek... 142 Bildirimsel vs. İşlemsel (Prosedürel) Bellek... 146 Anlamsal (Semantik) vs. Olaylara Dayanan (Episodik) Bellek... 146 Yaşlılık ve Bilgelik... 149
İçindekiler xv 8. BÖLÜM YAŞLILIK PROFİLİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Gereç ve Yöntem... 154 Bulgular... 156 Tartışma... 164 9. BÖLÜM YAŞLI ÇALIŞANLAR Yaşlanan Dünya... 171 Yaşlanan İş Gücü... 173 Meslek Seçimi ve Mesleki Gelişim Kuramları... 176 Yaşlı Çalışanların Değerlendirilmesi... 187 10. BÖLÜM EMEKLİLİK Emekliliğin Değişen Anlamı... 204 Emeklilik Kararı... 205 Emeklilik Olgusunun Önemini Etkileyen Değişkenler... 207 1. Birey İçin Çalışmanın Anlamı... 207 2. İşin Niteliği... 212 3. Bireyin İşteki Konumu... 213 4. Bireyin Emeklilik İçin Hazırlık Derecesi... 214
xvi Yaşlılık ve Emeklilik (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) 5. Emeklilik Ortamının Niteliği ve Görünümü - Cazibesi... 214 6. Diğer Toplumsal Koşullar (Çalışmanın, Yaşlılığın Toplumsal Anlamı)... 215 7. Çalışma Yaşamının Niteliği, Yasalarla Düzenlenmesi... 215 8. Çalışma ve Emeklilik Olgusu ile İlgili Çağcıl Değişmeler... 216 9. Bireysel Özel Koşullar... 216 Psikolojik Olarak Emeklilik ve Yaşlılık... 221 Yaşlılık ve Emekliliğe Hazırlık Eğitimi... 224 Emekliliğe Hazırlık Çalışmalarından Sorumlu Kurumlar... 229 Emekliliğe Hazırlık Eğitimi Uygulamaları... 231 Emekliliğe Hazırlık Programlarının Nitelikleri... 232 A. Planlama Açısından Emekliliğe Hazırlık Eğitimi.... 234 B. Danışma-Uyum Açısından Emekliliğe Hazırlık Eğitimi... 237 Emekli Adaylarına Öneriler... 242 KAYNAKÇA... 251
1. BÖLÜM GİRİŞ Tıp ve teknoloji alanlarında görülen gelişmeler, insan yaşamının giderek uzamasına yol açmış; bu da insan yaşamında yaşlılığın giderek daha önemli bir dönem olarak algılanmasını doğurmuştur. Bu algı, beraberinde yaşlanma ve yaşlılık konusunda araştırmaya dönük yoğun bir ilgiyi de getirmiştir. Bu bölümde yaşlanma, öncelikle genel demografik bir olgu olarak ele alınmaya ve yaşlanmayla ilgili konular da genel olarak irdelenmeye çalışılmıştır. Yaşlanma ve Yaşlanma Bilimi (Gerontoloji) son yıllarda önem kazanmıştır. Bu alanın giderek daha ilgi çeken bir inceleme alanı ve araştırılmaya değer bir bilim olmasının altında bazı gelişme ve olgular yatmaktadır. Bu gelişme ve olgulardan ilki, özellikle gelişmiş ülkelerden başlayarak ve gelişmekte olan ülkelerde de görülmeye başlanan, bebek doğum oranlarındaki azalma ve buna bağlı olarak Dünya nın demografik (nüfus) yapısındaki değişmelerdir. Bu gelişme, yaşlanma süreciyle ilgilenen Yaşlanma Bilimini (Gerontoloji) de giderek daha önemli kılmakta, daha incelemeye değer bir bilim dalı haline getirmektedir. İkinci olarak son yıllarda tıptaki gelişmeler, yaşam süresinin uzamasına yol açmakta ve bu gelişmeye paralel olarak da yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı gittikçe artmaktadır. Yaşlı insan sayısının gittikçe artması, insan hayatının yaşlılık dönemine ve bu döneme ilişkin sorunlara ilgiyi de arttırmaktadır.
2 Yaşlılık ve Emeklilik (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) Demografik Bir Olgu Olarak Yaşlılık Dünya nüfus yapısının son yıllarda izlenen ve gelecekte de gündemde olacak en önemli olgularından birisi, nüfus yaşlanmasıdır. Bu olgu, Dünya nüfus yapısındaki değişmeleri ortaya koyan ilgili istatistiksel göstergelere bakıldığında açıkça görülmektedir. Bu göstergelerden biri, dünya insanının ortalama yaşıdır. Dünya insanı, 1950 yılında 23.5 yaşında iken 1998 yılında 26.1 ve 1999 yılında 26.4 yaşında olmuştur. Bu sayının 2050 yılında 37.8 olacağı tahmin edilmektedir (U. N., 1998). BM nüfus verilerine göre, yüksek gelirli ekonomilere sahip ülkelerde ortalama yaş diğer ülkelere göre oldukça yüksek olup, gelecekte de olağanüstü bir artış beklenmektedir. Örneğin Japonya da 2000 yılında 41.2 olan ortalama yaşın, 2050 de 52.1 olması beklenmektedir. Türkiye için ise medyan yaş 1985 yılına kadar 19-20 arasında durağan bir yapıda iken 1990 yılında 22.2 yaşa, 2000 yılında ise 25.5 yaşa ulaşmıştır (Sazak 2004: 191). Demografik göstergelerden ikincisi, yaşlı insan sayısı ve oranıdır. 1986 yılı Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre dünyada 65 ve üstü yaş grubu nüfusu 286 000 000 u bulmuştur. Bu sayı dünya toplam nüfusunun % 6 sını oluşturmaktadır (United Nations, 1986:189). Dünyadaki yaşlı insan sayısı giderek artmaktadır. Yirminci yüzyılın son 30 yılında dünyadaki 65 ve daha yukarı yaşlıların sayısı % 63 oranında artış göstermiştir (DİE 2002; TNSA 2003; Sağlık Bakanlığı 2002). 21. yüzyıl başında dünyada 60 ve üstü yaş grubundaki nüfus, beş yüz seksen milyondur. Bu sayının 2020 yılında bir milyar olacağı tahmin edilmektedir. Dünya nüfusunun yaş yapısı, ileri yaş guruplarının oransal olarak genç nüfusa göre daha hızlı artması yönünde değişmektedir. 1998-2025 yılları arasında 15 yaş ve altı nüfus % 6 oranında büyüyecekken yaşlı nüfus ikiye katlanacaktır (WHO a, 2000). Bu gelişime oransal olarak bakacak olursak, 60 ve üstü yaş grubunun toplam nüfusa oranı 1950 yılında % 8 den 1998 de % 10 a çıkmıştır (U. N., 1998). 2050 yılında ise bu oranın % 22 ye çıkacağı
Giriş 3 tahmin edilmektedir (UN, 1999). Türkiye açısından bu sayılara bakıldığında, yaşlı nüfusun toplam nüfusa oranı 1960 yılında yüzde 7.1 iken 1999 yılında yüzde 8.4 olmuştur. 1990 nüfus sayımına göre ise 65 ve üstü yaşlarda 2 417 363 kişi vardır. Bu da toplam nüfusun % 4.3 üdür (DİE, 1993: 60). Bu oran 1998 yılında % 5.9 a, 2003 yılında % 6.9 olmuştur. Görüldüğü gibi Türkiye de de yaşlı nüfus giderek artmaktadır. 2025 yılında ise toplam nüfusun % 9 unun 65 yaş üstü nüfus olması beklenmektedir. (DİE 2002; TNSA 2003; Sağlık Bakanlığı 2002). Birleşmiş Milletler verilerine göre, 2050 yılında dünya nüfusunun % 21 inin 60 yaş üzerinde olacağı belirtilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yaşlılığın başlangıcını 65 yaşın bitimi olarak kabul etmektedir. WHO ne göre bir ülkenin toplam nüfusunun içinde 65 yaş ve üstü yaşta olan bireylerin sayısı % 7 10 arasında olduğunda, o ülkenin nüfusu yaşlı olarak kabul edilir. Bu oran ülkemizde 2000 yılı itibarıyla % 6.1, 2003 verilerine göre ise % 6.9 dur. (DİE 2002; TNSA 2003; Durgun 2005). Dünya nüfus yapısının değiştiğini ortaya koyan göstergelerden bir diğeri ise, ortalama yaşam süresi (yaşam beklentisi) dir. Bu sayı dünya genelinde 1999 yılında erkeklerde 63.3, kadınlarda ise 67.6 dır. Ancak bu sayılar açısından gelişmiş bölgelerle gelişmekte olanlar arasında belirgin fark vardır. Gelişmekte olan bölgelerde bu sayılar sırasıyla 61.8 ve 65 iken gelişmiş bölgelerde 71.1 ve 78.7 dir Türkiye de ise erkeklerde 66.5, kadınlarda ise 71.7 dir (U. N. Population Funds. 1999). 1998 yılında ortalama 65 olan yaşam beklentisi, 2020 yılında 70, 2050 yılında da 76 olacaktır (U. N., 1998; WHO b, 2000). Dünya ortalaması ise 2000 2005 dönemi için 66 yaş, 2045 2050 dönemi için 76 yaştır (Sazak 2004: 191). Bütün dünyada ortalama yaşam süresinin artması, nüfus piramidinin üst bölümünün genişlemesine neden olmuştur. Şekil 2 ve 3 bu durumu somut olarak ortaya koymaktadır.
4 Yaşlılık ve Emeklilik (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) Şekil 1. Dünya Nüfusunun Yaşlar İtibarıyla Gelişimi Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü nün diğer tahmin ve tesbitleri de maddeler halinde şu şekilde özetlenebilir (U.N. Population Division, 2000): 1. Nüfusun yaşlanma hızı gelişmekte olan ülkelerde daha çok artacaktır. Bu da bu sorunun gelişmekte olan ülkeler için daha önemli olduğunu göstermektedir. Sorunu çözmek ve sonuçlarına uyum sağlamak için bu ülkelerin daha az zamanı vardır. 2. Yaşlı insanların çoğunluğu (% 51 i) kentlerde yaşamaktadır. 2025 yılında bu oranın % 62 olacağı tahmin edilmektedir. Ancak bu oranlar açısından gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasında fark vardır. Gelişmiş ülkelerde kentlerde yaşayan yaşlılar daha fazladır.
Giriş 5 Age 1999 Age 2050 100+ 100+ 90 Males Females 90 Males Females 80 80 70 70 60 60 50 50 40 40 30 30 20 20 10 10 0 0 8 6 4 2 0 2 4 6 8 8 6 4 2 0 2 4 6 8 Percentage of population Percentage of population Şekil 2. 1999 ve 2050 yılları için Nüfus Pramitleri Kaynak: Birleşmiş Milletler Nüfus Bölümü. 3. Son olarak yaşlı sayısının artması, yaşlı nüfusun aktif nüfusa bağımlılığını arttırmaktadır. Tüm bu kestirimler, gerek dünyada, gerekse Türkiye de yaşlı insan sayısının giderek artması ve gelecekte devam edecek olması, toplumların demografik yapılarını ve insan hayatına bakış açılarını değiştirmektedir. İnsan hayatı artık daha uzun, daha etkin ve potansiyel olarak daha zengin görülmekte ve algılanmaktadır. Ancak toplumlar bu uzun, etkin ve zengin hayatın içeriğine henüz uyum sağlayamamıştır. Sanki insanoğlu, böyle iyi, güzel ve olumlu bir gelişmenin gerçekten olduğuna halâ inanamamaktadır. Henüz insanlık, yaşlılık yıllarına hayatın en kötü parçası, yalnızlığın, hareketsizliğin ve kötü sağlığın hüküm sürdüğü bir dönem olarak bakmaktadır (Mc Cluskey, 1982 : 63). Yaşlanma, tarih boyunca insanlar tarafından korkulan, ölümün bir habercisi olarak algılanmış ve yaşamın olumsuzluklarla dolu, son halkası şeklinde değerlendirilmiş ve buna bağlı olarak insanlar, daha uzun ve genç olarak yaşamanın sırlarını araştırmışlar ve gençlik iksirlerinin peşinde koşmuşlardır (Lehr, 1994: 11).
6 Yaşlılık ve Emeklilik (Kavramlar, Kuramlar, Sorunlar) Önümüzdeki 25 yıl esnasında, dünyanın yaş yapısı, ileri yaş guruplarının toplamının büyük bir parçasını oluşturması yönünde değişecektir. Örneğin, 1998-2025 yılları arasında genç nüfus (15 yaş ve altı) %6 oranında büyüyecekken yaşlı nüfus ikiye katlanacaktır ve 5 yaş altındaki çocukların artış oranı %5 in altında kalacaktır. Sonuç olarak, dünya nüfusu gelecek on yıl boyunca ilerleyebir şekilde yaşlanacaktır.nüfus yaşlanması sebebiyle, ileri yaş bağımlılık oranı gelecek 25 yıl içinde artacaktır. Ve bütün dünya halkı yaşlı besleme yüküyle 1998 e göre 2025 te %50 daha fazla yüzyüze kalacaktır. Yaşlı nüfusun bu hızlı büyümesine rağmen, gelecek çeyrek yüzyılda dünya çapındaki bağımlı nüfusun büyük miktarını çocuklar oluşturacaktır. Bugün, Afrika, Asya ve Latin Amerika nın az gelişmiş bölgelerindeki bağımlı nüfusu oluşturan bireylerin neredeyse 10 undan 9 u 15 yaşının altındadır. Ve 2025 yılında çocukların tüm bağımlı nüfusun ¾ ünü oluşturacakları hesaplanmıştır. Gelecek 25 yıl boyunca sadece ABD ve diğer gelişmiş ülkelerdeki bağımlı yaşlılar 15 yaş altındaki nüfusu geçecektir. Yaşlı insan sayısını arttıran unsurlar ve bunların önemi ilerideki sayfalarda daha ayrıntılı olarak incelenecektir. Kısacası saçları ağaran bir dünyada yaşıyoruz. Dünya insanı giderek yaşlanıyor. İnsanoğlunun yaşlılık dönemi ile ilgili kuşku ve endişesinin temel nedeni, yaşlılık ya da geç yetişkinlik yılları denilebilecek dönem için özel bir hazırlığın olmayışıdır.