Çevre Yüzyılı. Dünyada Çevre

Benzer belgeler
ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÖĞRENME ALANI : CANLILAR VE HAYAT ÜNİTE 6 : İNSAN VE ÇEVRE

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

ÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1

Bir organizmanın doğal olarak yaşadığı ve ürediği yere denir. Kısacası habitat bir organizmanın adresidir.

Ekosistemi oluşturan varlıklar ve özellikleri

EKOLOJİ EKOLOJİK BİRİMLER

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

KONU MOTORLARIN ÇEVREYE OLUMSUZ ETKĠLERĠ VE BU ETKĠLERĠN AZALTILMASI

KADIKÖY BELEDİYESİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ

SU KİRLİLİĞİ HİDROLOJİK DÖNGÜ. Bir damla suyun atmosfer ve litosfer arasındaki hareketi HİDROLOJİK DÖNGÜ

Çevre İçin Tehlikeler

Ekoloji, ekosistemler ile Türkiye deki bitki örtüsü bölgeleri (fitocoğrafik bölgeler)

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

Dünyanın sağlığı bozuldu; İklim Değişikliği

FOSİL YAKITLARIN YANMASI

Sera Etkisi. Gelen güneş ışınlarının bir kısmı bulutlar tarafında bloke edilmekte. Cam tarafından tutulan ısı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Çevre Biyolojisi

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

ÇEVRE KORUMA ENERJİ. Öğr.Gör.Halil YAMAK

Ekosistem ve Özellikleri

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Fen ve Teknoloji 7 6. ÜNİTE: İNSAN ve ÇEVRE

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ: FAO NUN BAKIŞ AÇISI. Dr. Ayşegül Akın Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü Türkiye Temsilci Yardımcısı 15 Ekim 2016

SANAYĠ KAYNAKLI HAVA KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü)

Çevre Sorunları A- Çevre Kirliliği Hava kirliliğini azaltmanın en etkili yolları nelerdir?

Dersin Kodu

1. İklim Değişikliği Nedir?

10. SINIF KONU ANLATIMI. 46 EKOLOJİ 8 BİYOMLAR Karasal Biyomlar

Biyoçeşitlilik nedir? Bir bölgedeki tüm canlıların sayı ve çeşitçe zenginliği biyoçeşitlilik (biyolojik çeşitlilik) olarak adlandırılır.

Canlıların birbirleriyle ve yaşadıkları ortamla olan ilişkisini inceleyen bilim dalıdır.

Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA

Editör Doç.Dr.Hasan Genç ÇEVRE EĞİTİMİ

Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ. Proje Grubu KARINCA. Emrah AVCI Abdullah Bayram GÜRDAL

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir.

4. Ünite 2. Konu Enerji Kaynakları. A nın Yanıtları

Biliyor musunuz? Enerji. İklim Değişikliği İle. Mücadelede. En Kritik Alan

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

ĞİŞİKLİĞİ. Yeni Mücadele ile Yüzleşmek. Kasım 2006

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

KÜRESEL ISINMANIN CANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Küresel Değişim Ekolojisi BYL 327 Hacettepe Üniv. Biyoloji Bölümü lisans dersi

EKOSİSTEMLERİN İŞLEYİŞİ. Veli&Sümeyra YILMAZ

1) Biyokütleye Uygulanan Fiziksel Prosesler

AFD Sürdürülebilir bir gelecek için

DÜZCE DE HAVA KİRLİLİĞİ

Biyokütle Nedir? fosil olmayan

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

Fen ve Teknoloji 8. bakteri, protist ve bitkiler üreticileri oluşturur. 1.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 1.Besin Zincirinde Enerji Akışı

KĐMYA DENEYLERĐNDE AÇIĞA ÇIKAN GAZLAR KÜRESEL ISINMAYA ETKĐ EDER MĐ? Tahir Emre Gencer DERS SORUMLUSU : Prof. Dr Đnci MORGĐL

ENERJİ YÖNETİMİ A.B.D. (İ.Ö.) TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI GENEL BİLGİLERİ

ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI

İKİNCİ ÖĞRETİM KÜRESELLEŞMENİN ÇEVRESEL ETKİLERİ

5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? Çevre Sorunları Konu Değerlendirme Testi

Batman Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Güz

SIFIR KARBONDİOKSİT SALINIMI

Sürdürülebilir Kalkınma - Yeşil Büyüme. 30 Mayıs 2012

Kategori Alt Kategori Program İçeriği Kazanımlar Dersler Arası İlişki I. HAYATSAL OLAYLAR

Düzenlenmesi. Mehmet TOPAY, Nurhan KOÇAN BARTIN.

SERA GAZI EMİSYONU HAKAN KARAGÖZ

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi

I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

DOĞA VE İNSAN. İnsan Doğa ve Coğrafya. Muhteşem Dör tlü. Coğrafyanın Bölümleri. Coğrafyanın İlkeleri. DOĞA ve İNSAN. DOĞA ve İNSAN ET KİLEŞİMİ

%78 Azot %21 Oksijen %1 Diğer gazlar

6. ÜNİTE İNSAN VE ÇEVRE. Bu ünitede öğrencilerin; Biyolojik çeşitliliğin önemini kavramaları, Bu üniteyi başarıyla tamamlayan her öğrenci;

EKOLOJİ #1 EKOLOJİK TERİMLER EKOSİSTEMİN CANSIZ BİLEŞENLERİ SELİN HOCA

ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ

ÜNİTE 3 YAŞAM KAYNAĞI TOPRAK

Biyosistem Mühendisliğine Giriş

İçerik. Çevre tanımı Sağlık çevre ilişkisi Verdiği Zararlar Önlemler

6. Biyoloji dersi BELEDİYE YARIŞMASI Lise I (birinci) sınıf (cevap anahtarı)

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

5730 yıllık fiziksel yarı ömrü boyunca 158 kev (maksimum) enerjiye sahip -β partikülleri yayarak stabil bir element olan 14 N e bozunur.

KUTUPLARDAKİ OZON İNCELMESİ

Fen ve Teknoloji 8. 6.Ünite : Canlılar ve Enerji İlişkileri 2.Madde Döngüleri

İÇERİK. Amaç Yanma Dizel motorlardan kaynaklanan emisyonlar Dizel motor kaynaklı emisyonların insan ve çevre sağlığına etkileri Sonuç

BİR DOĞAL ALANIN DEĞERİ VE DOĞAYI KORUMANIN GEREKÇELERİ DERS 2

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

İÇİNDEKİLER SI BASKISI İÇİN ÖN SÖZ. xvi. xxi ÇEVİRİ EDİTÖRÜNDEN. BÖLÜM BİR Çevresel Problemlerin Belirlenmesi ve Çözülmesi 3

DOĞAL ÇEVRE VE EKOLOJİK SİSTEM Çevre, insanların ve diğer canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim

Transkript:

Çevre Yüzyılı Çevre; canlıların yaşamı boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Hava, su ve toprak bu çevrenin fizikî unsurlarını; insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise, biyolojik unsurlarını teşkil etmektedir. Hava, su, toprak ve kayalar gibi cansız maddeler, canlıların yaşamasına elverişli bir çevre ya da ortam oluştururlar. Çeşitli bitki ve hayvan türleri doğal çevreyle birlikte farklı ekosistemler meydana getirir. Bir ekosistemdeki her canlının yaşamı diğer canlılara bağlıdır. Yâni bir ekosistem, tüm diğer ekosistemlere bağımlıdır. Bütün ekosistemler en büyük ekosistem olan dünyayı meydana getirirler. Ekosistemlerden biri görevini yapmazsa, en büyük ekosistem de bundan etkilenir. Örneğin, canlılar birbirine besin zincirleriyle bağlıdırlar. Đlk halkayı genellikle bitkiler oluşturmaktadır. Bildiğimiz gibi otçul hayvanlar bitkilerle, etçil hayvanlar da otçulların etiyle beslenir. Bunlardan biri olmadığı zaman besin zinciri kopacaktır. Dolayısıyla diğerlerinin de yaşamı tehlikeye girecektir. Dünyanın ekoloji dengesi de bozulmuş olacaktır. Ekolojinin bozulması dünyanın ekosistemine bağlıdır. Dünyanın ekosistemlerinden biri bozulmuş ise, ekolojinin dengesi de bozulacak demektir. Dünyada Çevre Çevre kirliliği son 50 yılda, özellikle 1960'lardan sonra, başta sanayisi gelişmiş ülkelerde önemli boyutlara ulaşırken gelişmekte olan ülkelerde de aynı hızla devam etmektedir. Bugün 7 milyara yaklaşan dünya nüfusuna her gün 250 bin, her yıl 93 milyon kişi katılmaktadır. Yapılan hesaplamalar bu rakamın 2010 yılında iki katına çıkacağını göstermektedir. Bu şartlarda, hızla artan dünya nüfusunun doğal kaynaklar üzerine ne kadar büyük bir baskı oluşturduğunu tahmin etmek zor değildir. Hava, su ve toprak kirliliği ile ilk kez nüfusun yoğun olduğu kentlerde ve endüstri merkezlerinde karşılaşılmış ve bu kirliliğin hızla dünyaya yayılması çevrenin bozulmasına sebep olmuştur. Doğal çevrenin, takribî bir süre sonra insanların beslenme, enerji ve ham madde gibi ekonomik kaynaklarını tehdit etmeye başlamış ve çevre kaygısı taşımadan yürütülen sanayileşmenin çevreyi yok ettiği anlaşılmıştır. Enerjinin üretimi, taşınımı, dönüşümü ve kullanımı esnasında ciddî çevre problemleri meydana gelmektedir. Bu çevre problemleri lokal ölçekte olduğu gibi, küresel ölçekte de olmaktadır. Özelikle fosil yakıtlarının yanması sonucu atmosfere bırakılan CO2 emisyonu atmosferde birikerek

atmosferin kimyasal özeliklerini etkilemekte, uzun vâdede sera etkisine, küresel ölçekte ise iklim değişikliğine sebep olmaktadır. Çevre kirliliği hava, toprak, su vb. doğal yapıyı olumsuz yönde etkileyerek doğal kaynakları tekrar düzeltilmesi mümkün olmayacak şekilde kirletmekte, bozmakta ve azaltmaktadır. Bunun temel sebebi, söz konusu kaynaklara kaldıramayacakları oranda yük bindirmek ve bu kaynakları bilinçsizce kullanmaktır. Özelikle sanayi bölgelerinden yayılan kükürtdioksit ve azotoksit gibi gazlar, atmosferdeki su buharı ile birleşerek asit yağmurunu meydana getirmektedir. Asit yağmurları ormanları, gölleri ve nehirleri büyük derecede etkilemektedir. Birleşmiş Milletler'in yayınladığı bir rapor, Đngiltere'deki ağaçların %25'inin asit yağmurlarından etkilendiğini ve bu oranın gittikçe artığını yazmaktadır. Başka bir raporda da; yeryüzündeki 800 milyon hektar yağmur ormandan 330 milyonunun Brezilya'da bulunduğu, ekonomik meselelerinden dolayı insanlar tarafından son bir yılda 17 milyon hektarının yok edildiği, bu duruma bir çözüm bulunmazsa ve kesim bu hızla devam ederse, 2020 yılında, dünyanın oksijen deposu olan bu yağmur ormanların yok olacağı yazmaktadır. Hava kirliliği; ABD, Belçika, Meksika ve Đngiltere gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde öldürücü etki göstermiştir. 20. yüzyılın başından beri hızla ilerlemekte olan sanayileşme hareketleri, bugün artık ilgilileri derin derin düşündürmekte ve bu faaliyetlerin sebep olduğu çevre kirlenmesinin insan, hayvan, bitki ve diğer kaynaklar üzerindeki zararlı etkilerini minimum seviyede tutmak için araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca istatistik bilgiler toplanarak bu bilgilerin ışığı altında, atmosfer yeniden temizlenmeye çalışılmaktadır. Amerika, Japonya ve Avrupa şehirlerinde çevre kirliliğinin kaynakları, sebepleri, canlılar üzerindeki zararlı etkileri, ekonomik zararları, vb. konularda çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Çeşitli çalışma ve önlemlerin sonucunda insan sağlığını tehdit eden ve büyük ekonomik olaylara sebep olan çevre kirliliği büyük ölçüde azaltılmıştır. Bugün Amerika'nın beyni sayılan Michigan Detroit şehrinde çevre kirliliği artık insan sağlığına tesiri olmayacak kadar kontrol altına alınmıştır. 1970'li yıllardan sonra ülkeler plan ve hedeflerini belirlerken çevre faktörünü de dikkate almışlardır. Özelikle uluslararası düzeyde çevre politikaları giderek yaygınlaşmıştır.

Çevre Yüzyılı Çevre; canlıların yaşamı boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Hava, su ve toprak bu çevrenin fizikî unsurlarını; insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise, biyolojik unsurlarını teşkil etmektedir. Hava, su, toprak ve kayalar gibi cansız maddeler, canlıların yaşamasına elverişli bir çevre ya da ortam oluştururlar. Çeşitli bitki ve hayvan türleri doğal çevreyle birlikte farklı ekosistemler meydana getirir. Bir ekosistemdeki her canlının yaşamı diğer canlılara bağlıdır. Yâni bir ekosistem, tüm diğer ekosistemlere bağımlıdır. Bütün ekosistemler en büyük ekosistem olan dünyayı meydana getirirler. Ekosistemlerden biri görevini yapmazsa, en büyük ekosistem de bundan etkilenir. Örneğin, canlılar birbirine besin zincirleriyle bağlıdırlar. Đlk halkayı genellikle bitkiler oluşturmaktadır. Bildiğimiz gibi otçul hayvanlar bitkilerle, etçil hayvanlar da otçulların etiyle beslenir. Bunlardan biri olmadığı zaman besin zinciri kopacaktır. Dolayısıyla diğerlerinin de yaşamı tehlikeye girecektir. Dünyanın ekoloji dengesi de bozulmuş olacaktır. Ekolojinin bozulması dünyanın ekosistemine bağlıdır. Dünyanın ekosistemlerinden biri bozulmuş ise, ekolojinin dengesi de bozulacak demektir. Dünyada Çevre Çevre kirliliği son 50 yılda, özellikle 1960'lardan sonra, başta sanayisi gelişmiş ülkelerde önemli boyutlara ulaşırken gelişmekte olan ülkelerde de aynı hızla devam etmektedir. Bugün 7 milyara yaklaşan dünya nüfusuna her gün 250 bin, her yıl 93 milyon kişi katılmaktadır. Yapılan hesaplamalar bu rakamın 2010 yılında iki katına çıkacağını göstermektedir. Bu şartlarda, hızla artan dünya nüfusunun doğal kaynaklar üzerine ne kadar büyük bir baskı oluşturduğunu tahmin etmek zor değildir. Hava, su ve toprak kirliliği ile ilk kez nüfusun yoğun olduğu kentlerde ve endüstri merkezlerinde karşılaşılmış ve bu kirliliğin hızla dünyaya yayılması çevrenin bozulmasına sebep olmuştur. Doğal çevrenin, takribî bir süre sonra insanların beslenme, enerji ve ham madde gibi ekonomik kaynaklarını tehdit etmeye başlamış ve çevre kaygısı taşımadan yürütülen sanayileşmenin çevreyi yok ettiği anlaşılmıştır. Enerjinin üretimi, taşınımı, dönüşümü ve kullanımı esnasında ciddî çevre problemleri meydana gelmektedir. Bu çevre problemleri lokal ölçekte olduğu gibi, küresel ölçekte de olmaktadır. Özelikle fosil yakıtlarının yanması sonucu atmosfere bırakılan CO2 emisyonu atmosferde birikerek

atmosferin kimyasal özeliklerini etkilemekte, uzun vâdede sera etkisine, küresel ölçekte ise iklim değişikliğine sebep olmaktadır. Çevre kirliliği hava, toprak, su vb. doğal yapıyı olumsuz yönde etkileyerek doğal kaynakları tekrar düzeltilmesi mümkün olmayacak şekilde kirletmekte, bozmakta ve azaltmaktadır. Bunun temel sebebi, söz konusu kaynaklara kaldıramayacakları oranda yük bindirmek ve bu kaynakları bilinçsizce kullanmaktır. Özelikle sanayi bölgelerinden yayılan kükürtdioksit ve azotoksit gibi gazlar, atmosferdeki su buharı ile birleşerek asit yağmurunu meydana getirmektedir. Asit yağmurları ormanları, gölleri ve nehirleri büyük derecede etkilemektedir. Birleşmiş Milletler'in yayınladığı bir rapor, Đngiltere'deki ağaçların %25'inin asit yağmurlarından etkilendiğini ve bu oranın gittikçe artığını yazmaktadır. Başka bir raporda da; yeryüzündeki 800 milyon hektar yağmur ormandan 330 milyonunun Brezilya'da bulunduğu, ekonomik meselelerinden dolayı insanlar tarafından son bir yılda 17 milyon hektarının yok edildiği, bu duruma bir çözüm bulunmazsa ve kesim bu hızla devam ederse, 2020 yılında, dünyanın oksijen deposu olan bu yağmur ormanların yok olacağı yazmaktadır. Hava kirliliği; ABD, Belçika, Meksika ve Đngiltere gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde öldürücü etki göstermiştir. 20. yüzyılın başından beri hızla ilerlemekte olan sanayileşme hareketleri, bugün artık ilgilileri derin derin düşündürmekte ve bu faaliyetlerin sebep olduğu çevre kirlenmesinin insan, hayvan, bitki ve diğer kaynaklar üzerindeki zararlı etkilerini minimum seviyede tutmak için araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca istatistik bilgiler toplanarak bu bilgilerin ışığı altında, atmosfer yeniden temizlenmeye çalışılmaktadır. Amerika, Japonya ve Avrupa şehirlerinde çevre kirliliğinin kaynakları, sebepleri, canlılar üzerindeki zararlı etkileri, ekonomik zararları, vb. konularda çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Çeşitli çalışma ve önlemlerin sonucunda insan sağlığını tehdit eden ve büyük ekonomik olaylara sebep olan çevre kirliliği büyük ölçüde azaltılmıştır. Bugün Amerika'nın beyni sayılan Michigan Detroit şehrinde çevre kirliliği artık insan sağlığına tesiri olmayacak kadar kontrol altına alınmıştır. 1970'li yıllardan sonra ülkeler plan ve hedeflerini belirlerken çevre faktörünü de dikkate almışlardır. Özelikle uluslararası düzeyde çevre politikaları giderek yaygınlaşmıştır. Çevre Yüzyılı

Çevre; canlıların yaşamı boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Hava, su ve toprak bu çevrenin fizikî unsurlarını; insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise, biyolojik unsurlarını teşkil etmektedir. Hava, su, toprak ve kayalar gibi cansız maddeler, canlıların yaşamasına elverişli bir çevre ya da ortam oluştururlar. Çeşitli bitki ve hayvan türleri doğal çevreyle birlikte farklı ekosistemler meydana getirir. Bir ekosistemdeki her canlının yaşamı diğer canlılara bağlıdır. Yâni bir ekosistem, tüm diğer ekosistemlere bağımlıdır. Bütün ekosistemler en büyük ekosistem olan dünyayı meydana getirirler. Ekosistemlerden biri görevini yapmazsa, en büyük ekosistem de bundan etkilenir. Örneğin, canlılar birbirine besin zincirleriyle bağlıdırlar. Đlk halkayı genellikle bitkiler oluşturmaktadır. Bildiğimiz gibi otçul hayvanlar bitkilerle, etçil hayvanlar da otçulların etiyle beslenir. Bunlardan biri olmadığı zaman besin zinciri kopacaktır. Dolayısıyla diğerlerinin de yaşamı tehlikeye girecektir. Dünyanın ekoloji dengesi de bozulmuş olacaktır. Ekolojinin bozulması dünyanın ekosistemine bağlıdır. Dünyanın ekosistemlerinden biri bozulmuş ise, ekolojinin dengesi de bozulacak demektir. Dünyada Çevre Çevre kirliliği son 50 yılda, özellikle 1960'lardan sonra, başta sanayisi gelişmiş ülkelerde önemli boyutlara ulaşırken gelişmekte olan ülkelerde de aynı hızla devam etmektedir. Bugün 7 milyara yaklaşan dünya nüfusuna her gün 250 bin, her yıl 93 milyon kişi katılmaktadır. Yapılan hesaplamalar bu rakamın 2010 yılında iki katına çıkacağını göstermektedir. Bu şartlarda, hızla artan dünya nüfusunun doğal kaynaklar üzerine ne kadar büyük bir baskı oluşturduğunu tahmin etmek zor değildir. Hava, su ve toprak kirliliği ile ilk kez nüfusun yoğun olduğu kentlerde ve endüstri merkezlerinde karşılaşılmış ve bu kirliliğin hızla dünyaya yayılması çevrenin bozulmasına sebep olmuştur. Doğal çevrenin, takribî bir süre sonra insanların beslenme, enerji ve ham madde gibi ekonomik kaynaklarını tehdit etmeye başlamış ve çevre kaygısı taşımadan yürütülen sanayileşmenin çevreyi yok ettiği anlaşılmıştır. Enerjinin üretimi, taşınımı, dönüşümü ve kullanımı esnasında ciddî çevre problemleri meydana gelmektedir. Bu çevre problemleri lokal ölçekte olduğu gibi, küresel ölçekte de olmaktadır. Özelikle fosil yakıtlarının yanması sonucu atmosfere bırakılan CO2 emisyonu atmosferde birikerek atmosferin kimyasal özeliklerini etkilemekte, uzun vâdede sera etkisine, küresel ölçekte ise iklim değişikliğine sebep

olmaktadır. Çevre kirliliği hava, toprak, su vb. doğal yapıyı olumsuz yönde etkileyerek doğal kaynakları tekrar düzeltilmesi mümkün olmayacak şekilde kirletmekte, bozmakta ve azaltmaktadır. Bunun temel sebebi, söz konusu kaynaklara kaldıramayacakları oranda yük bindirmek ve bu kaynakları bilinçsizce kullanmaktır. Özelikle sanayi bölgelerinden yayılan kükürtdioksit ve azotoksit gibi gazlar, atmosferdeki su buharı ile birleşerek asit yağmurunu meydana getirmektedir. Asit yağmurları ormanları, gölleri ve nehirleri büyük derecede etkilemektedir. Birleşmiş Milletler'in yayınladığı bir rapor, Đngiltere'deki ağaçların %25'inin asit yağmurlarından etkilendiğini ve bu oranın gittikçe artığını yazmaktadır. Başka bir raporda da; yeryüzündeki 800 milyon hektar yağmur ormandan 330 milyonunun Brezilya'da bulunduğu, ekonomik meselelerinden dolayı insanlar tarafından son bir yılda 17 milyon hektarının yok edildiği, bu duruma bir çözüm bulunmazsa ve kesim bu hızla devam ederse, 2020 yılında, dünyanın oksijen deposu olan bu yağmur ormanların yok olacağı yazmaktadır. Hava kirliliği; ABD, Belçika, Meksika ve Đngiltere gibi dünyanın çeşitli ülkelerinde öldürücü etki göstermiştir. 20. yüzyılın başından beri hızla ilerlemekte olan sanayileşme hareketleri, bugün artık ilgilileri derin derin düşündürmekte ve bu faaliyetlerin sebep olduğu çevre kirlenmesinin insan, hayvan, bitki ve diğer kaynaklar üzerindeki zararlı etkilerini minimum seviyede tutmak için araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca istatistik bilgiler toplanarak bu bilgilerin ışığı altında, atmosfer yeniden temizlenmeye çalışılmaktadır. Amerika, Japonya ve Avrupa şehirlerinde çevre kirliliğinin kaynakları, sebepleri, canlılar üzerindeki zararlı etkileri, ekonomik zararları, vb. konularda çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Çeşitli çalışma ve önlemlerin sonucunda insan sağlığını tehdit eden ve büyük ekonomik olaylara sebep olan çevre kirliliği büyük ölçüde azaltılmıştır. Bugün Amerika'nın beyni sayılan Michigan Detroit şehrinde çevre kirliliği artık insan sağlığına tesiri olmayacak kadar kontrol altına alınmıştır. 1970'li yıllardan sonra ülkeler plan ve hedeflerini belirlerken çevre faktörünü de dikkate almışlardır. Özelikle uluslararası düzeyde çevre politikaları giderek yaygınlaşmıştır. http://www.peyzaj.org/2003/medya/