T.E.A.E - BAKIġ. RIMSAL EKONOMĠ ARAġTIRMA ENSTĠTÜSÜ. GENETĠĞĠ DEĞĠġTĠRĠLMĠġ ORGANĠZMALAR. Z. Nihal GÜLAÇ/TEAE. 1.GiriĢ

Benzer belgeler
TÜRKİYE DE BİYOGÜVENLİK KONUSUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER VE UYGULAMALAR

Prof. Dr. Birol Akgün - Selçuk Üniversitesi, İİBF - k.edu.tr

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ÜRÜNLER (GDO) ÜZERİNE GENEL BİR DEĞERLENDİRME. Mahmut ARIKAN

Meyve ve Sebze ile ilgili kavramlar ve GDO

GDO VE DĠĞER BĠYOTEKNOLOJĠLERDE RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

AR&GE BÜLTEN 2009 EKĠM SEKTÖREL

Mehmet Emin Turgut Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Yem Dairesi Başkanı. Antalya-18 Nisan 2016

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

YUMURTA ÜRETİMİ VE İHRACAT Yeni Hedefler ve Potansiyel Problemler DERYA PALA YUM-BİR HAZİRAN 2010 ANKARA

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

OECD TARIMSAL POLİTİKALAR VE PİYASALAR ÇALIŞMA GRUBU

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 14 Temmuz 2017

Organik Tarım ve Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

RAKAMLARLA DÜNYA TARIMI

Türkiye, GDO ile Ekonomik ve Sosyal Açıdan Nasıl Getiri Sağlar? Selin Arslanhan Araştırmacı

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

GDM 402 YAĞ TEKNOLOJİSİ. Prof. Dr. Aziz TEKİN

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Katılım Öncesi Risk İletişim Semineri 6-7 Mayıs 2014 Belgrad/Sırbistan

BATMAN TİCARET BORSASI

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

2009 Yılında Üretilen Transgenik Ürünlerin (GDO) Global Durumunun Özeti. Clive James ISAAA Kurucusu ve Yöneticisi

Emtia Fiyatları No 27 Ağustos Avrupa Birliği 28. Dünya. Tarımsal Emtia Fiyatları - Ağustos 2014

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2013/2014 Şubat)

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2012/2013 Ağustos)

DÜNYA, AB ve TÜRKİYE ŞEKER İSTATİSTİKLERİ

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

TARIMSAL EMTİA FİYATLARI

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

DÜNYA, AB ve TÜRKİYE ŞEKER İSTATİSTİKLERİ

Avrupa Ve Türkiye Araç Pazarı Değerlendirmesi (2011/2012 Ekim)

TARIMSAL EMTİA FİYATLARI

TEST REHBER İLKELERİ PROGRAMI ULUSAL KOORDİNATÖRLER ÇALIŞMA GRUBU 26. TOPLANTISI (8-11 Nisan 2014, Paris)

Modern Biyoteknolojinin Tarımda Kullanımının Politik ve Ekonomik Yönden Değerlendirilmesi

RAKAMLARLA DÜNYA ÜLKELERİ

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

Dünya Halı Pazarları ve Türkiye nin Durum Tespiti. Fazıl ALKAN Ar-Ge ve Mevzuat Şubesi 2008

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Biyoteknoloji Sektörel İnovasyon Sistemi Kavramlar, Dünyadan Örnekler ve Türkiye İçin Çıkarımlar Projesi: BİYOEKONOMİ

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

Tarımsal Emtia Fiyatları

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ

KURU ÜZÜM ÜRETİM. Dünya Üretimi

Türkiye İleri Teknolojiye Sıçramayı Nasıl Yapar? Dün Nerede Hata Yaptık?

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

ABD Tarım Bakanlığının 12/07/2018 Tarihli Ürün Raporları

Pazar AVRUPA TOPLAM OTOMOTİV SEKTÖR ANALİZİ. Ekim 2018

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

YEM den GIDA ya (FEED to FOOD)

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

KURU ÜZÜM ÜRETİM. Dünya Üretimi

AVRUPA OTOMOTİV PAZARI 2014 YILI OCAK AYINDA %5 ARTTI.

TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR. Araş. Gör. Dr. Süleyman Utku UZUN Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

SAĞLIK SEKTÖRÜ RAPORU

Gıda Fiyatları Endeksi Ocak AB, Eurostat endeksi, 2005=100. Aylık ortalama GIDA % 0.5% Aylık ortalama GIDA % 0.

ULUSAL BİYOGB. Protokolü. Cartagena Biyogüvenlik. ü ne dayanır

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TARIMSAL EMTİA FİYATLARI No 77 - Ekim 2018

TARIMSAL EMTİA FİYATLARI No 65 - Ekim 2017

TARIMSAL EMTİA FİYATLARI No 61 Haziran 2017

Tablo 1: Dünya Çekirdeksiz Kuru Üzüm Üretimi ( Kuş üzümü ve diğer türler dahil, Bin Ton) Yunanis tan ABD

2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU

Sıra Ürün Adı

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HABER BÜLTENİ Sayı 28

TARIMSAL EMTİA FİYATLARI No 44 OCAK 2016

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

GTİP KADIFE, PELUS VE TIRTIL MENSUCAT, DOKUNABILIR MADDELERDEN KURDELE

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Türkiye Bilişim Sektörü:

No 64 Eylül 2017 AVRUPA BİRLİĞİ 28. Aylık. Ekmeklik Buğday % -1.2% (2) % 6.3% (3) % 1.8%

2018 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

"GDO Yönetmeliði" tamam:gdo'suza GDO'suz demek yasak!.

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

TARIMSAL EMTİA FİYATLARI No 67 - Aralık 2017

Türkiye de Bankacılık Sektörünün Son Beş Yıllık Görünümü 2011

TOHUMLUKLARDA GDO ANALİZİ İÇİN NUMUNE ALMA TALİMATI Amaç

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

Transkript:

RIMSAL EKONOMĠ ARAġTIRMA ENSTĠTÜSÜ T.E.A.E - BAKIġ Sayı: 11 Nüsha: 11 Aralık 2010 GENETĠĞĠ DEĞĠġTĠRĠLMĠġ ORGANĠZMALAR 1.GiriĢ Z. Nihal GÜLAÇ/TEAE Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO), kendi türünden ya da kendi türü dışındaki bir canlıdan gen aktarılarak bazı özellikleri değiştirilen bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara denilmektedir yani genetik özellikleri suni yollarla değiştirilmiş olan veya farklı genlerin birleştirilmesi ile oluşturulmuş organizmalarıdır. Modern biyoteknolojinin ürünü GDO lar sağlıkla ilgili (kırmızı biyoteknoloji), tarımla ilgili (yeşil biyoteknoloji), endüstriyle ilgili (beyaz teknoloji) ve deniz ürünleriyle ilgili (mavi biyoteknoloji) her alanda uygulanmaktadır (1). Muhtemel Fayda ve Zararları GDO lu ürünlerin faydalı yada zararlı olduğu konusunda bir görüş birliği bulunmamaktadır. GDO lu üretimin muhtemel faydaları; besin kalitesi ve sağlığa yönelik faydaların artırılması, meyve ve sebzelerin raf ömrünün uzatılması, organoleptik kalitelerinin artırılması, bitkisel-hayvansal ürün veriminin artırılması, yenilebilir aşı ve ilaç üretimi, bio-fabrikalar ve endüstriyel kullanım için ürün ham materyali olarak kullanımı, çevresel faydalar (daha az tarım ilacı kullanımına olanak sağlaması vb.) olarak sıralanabilir (2). 2009 yılı ISAAA GDO Global Durum Özetine göre; 1996-2008 yılları arasında GDO lu ürün üretimi ile toplam 51,9 milyar dolarlık ilave bir gelir elde edilmiştir. Bu gelirin %50 si üretim maliyetlerinde ki azalmadan diğer %50 si ise verim artışı ile (167 milyon ton daha fazla üretim) oluşmuştur. Eğer GDO lu ürünler üretimde kullanılmasaydı söz konusu 167 milyon tonluk üretim artışını gerçekleştirmek için ilave 62,6 milyon hektar tarım arazisine daha ihtiyaç duyulacaktı. Yine 1996-2008 yılları arasında pestisit kullanımındaki azalma 359 ton değerine ulaşmış, yani doğal yaşama zarar veren pestisit kullanımı %8,8 azalma sağlanmıştır. 2008 yılında GDO lu ürünler sayesinde toprak işleme ve ilaçlama avantajları ile CO 2 salınımından elde edilen tasarruf 14,4 milyar kg. eşdeğer olup bu 7 milyon otomobilin 1 yılda yaydığı CO 2 karşılık gelmektedir (3). GDO larla ilgili üç temel konu tartışılmaktadır. Bunlar; Alerjik reaksiyonları tetikleme eğilimleri (alerjen olma durumu) Gen aktarımı Kendi soyu dışında üreme ISSN 1303 8346 Alerjen olma durumu: Aktarılan genin bitkide oluşturduğu proteinin alerjen etkiye sahip olmadığı gösterilmedikçe yaygın olarak alerjik etkiye sahip gıdalardan gen aktarımı tavsiye edilmemektedir. Genetiği Değiştirilmiş gıdalar için test protokolleri Birleşmiş Milletlerin Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından değerlendirilmektedir (4). Yapılan bir çalışmada; alerjik özelliği olduğu bilinen Brezilya fındığından alınan bir gen, besin içeriğinin zenginleştirilmesi için soyaya aktarılmıştır. Ancak bu genin sentezlediği proteinin, Brezilya fındığındaki alerjik proteinlerden biri olduğu ortaya çıkmış ve bu transgenik soyanın geliştirilmesine son verilmiştir (5).

Gen aktarımı: GD gıdadan insan hücresine veya sindirim sistemindeki bakteriye gen aktarımı, antibiyotik direncinin oluşması gibi insan sağlığını olumsuz etkileyecek bir duruma neden olabilir. Her ne kadar bu gen aktarım olasılığı düşük olsa da FAO/WHO uzman paneli tarafından antibiyotik direnç geni aktarımı yapılmadan bu teknolojinin kullanılması önerilmiştir (4). Kendi soyu dıģından üreme (outcrossing): GD bitkilerden geleneksel ürünlere veya doğada doğal olarak yetişen yakın türlere gen hareketinin (kendi soyu dışından üreme olarak tanımlanır) yanı sıra geleneksel tohumlardan elde edilen ürünle GD bitkiden elden edilen ürünün karıştırılması gıda güvenliği ve gıda güvencesi üzerinde dolaylı bir etkide bulunabilir. GD ürün kullanımıyla ilgili ciddi bir çevresel etki rapor edilmemiştir. Hayvan ve bitki sayısını çarpıcı bir şekilde olmasa da hafif düzeyde etkilendiğine dair çeşitli çalışmalar bulunmaktadır (4). 2. Dünya da Durum 1996 yılından itibaren GDO üretimi yaygınlaşmaya başlamıştır. 1996 yılında Amerika Birleşik Devletleri, Arjantin, Kanada, Çin de 2,8 milyon hektarın üzerinde ekim yapılırken günümüzde 9 u sanayileşmiş, 16 sı gelişmekte olan ülke olmak üzere toplam 25 ülkede 134,2 milyon hektar alan üzerinde GDO üretimi yapılmaktadır. 32 ülkede ise gıda ve yem amaçlı tüketim için ithalat izni verilmiştir. 2009 yılında GDO ekiminin %49 u ABD de, %16 sı Arjantin de, %16 sı Brezilya da yapılmıştır (Şekil 2.). Hindistan ve Çin de ise üretimde son yıllarda ciddi bir artış görülmektedir. 2009 Yılında Üretilen Transgenetik Ürünlerin (GDO) Dünya Durum raporuna göre GDO lu ürünlerin 2015 yılında 40 ülkede 20 milyon üreticinin 200 milyon hektar üzerinde üretim yapacağı ve gelişmiş ülkelerin payının azalırken gelişmekte olan ülkelerde artış olacağı tahmin edilmektedir (3). Avrupa Birliği ülkelerinde ise İspanya, Çek Cumhuriyeti, Portekiz, Romanya, Polonya, Slovakya da 100 bin hektarın altında olmak üzere GDO üretimi yapılmaktadır. Şekil 1: Dünya GDO Ekim Alanı (mha) Şekil 2: Ülkelere Göre GDO Ekim Alanları (2009 yılı) Kaynak: (5) den yararlanılarak düzenlenmiştir. Kaynak: (5) den yararlanılarak düzenlenmiştir. 2

Çizelge 1: Ülkelere Göre GDO Ekim Alanları (mha) 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 ABD 1,5 8,1 20,5 28,7 30,3 35,7 39 42,8 47,6 49,8 54,6 57,7 62,5 64 Arjantin 0,1 1,4 4,3 6,7 10 11,8 13,5 13,9 16,2 17,1 18 19,1 21 21,4 Brezilya 3,5 3 5 9,4 11,5 15 15,8 21,3 Kanada 0,1 1,3 2,8 4 3 3,2 _ 4,4 5,4 5,8 6,1 7 7,6 8,2 Hindistan _ 0,1 _ 1,3 3,8 6,2 7,6 8,4 Çin 1,1 0,3 0,5 1,5 2,1 2,8 3,7 3,3 3,5 3,8 3,8 3,7 Paraguay 2 2,6 2,7 2,2 G. Afrika 1,4 1,8 1,8 2,1 Diğerleri* 0,1 0,2 0,2 0,1 0,2 0,2 0,3 1 0,7 1,5 1,6 2,4 2,9 0,3 Toplam 2,8 12,7 27,8 39,9 43,9 52,5 58,3 67,3 78,9 87,4 102,4 114,8 125,2 134,2 *Şili, Kolambiya, Honduras, Burkina Faso, Çek Cumhuriyeti, Portekiz, Polonya, Slovakya, Avustralya, Meksika, İspanya, Romanya Kaynak: (6) den yararlanılarak düzenlenmiştir. Günümüzde ticari amaçla tarımı yapılan başlıca GD tarım ürünleri soya, mısır, pamuk ve kanoladır. Bu ürünlerin dışında genetiği değiştirilen çok sayıda tarla bitkileri, meyve, sebze ve süs bitkileri bulunmaktadır. 1997-2009 yılları arasında üretiminde en fazla artış görülen ürünler soya ve mısırdır. 2009 yılında 134,5 milyon hektar transgenetik bitki üretilen alanın %51 inde soya, %31 inde mısır, %16 sında pamuk ve %6,5 inde kolza üretilmiştir (Şekil 3.). ISAAA nın verilerine göre 2009 yılında ekimi yapılan soyanın %70 i, pamuğun %46 sı, mısırın %24, kolza tohumunun %21 i, kanolanın %20 si ve şeker pancarının %9 unda GD tohum kullanılmıştır (Çizelge 2.). Şekil 3. Önemli GD Ürünleri ve Ekim Alanları Çizelge 2: Toplam Ekim Alanı İçinde GDO Alanları (mha) Doğal Ürün Ekim Alanları (mha) GD Ekim Alanları (mha) GDO Ekim Alanı Payı (%) Soya 90 69 70 Pamuk 33 16 46 Mısır 158 42 24 Konola 30 5,9 20 Kolza Tohumu 31 6,4 21 Şeker Pancarı 4,4 0,5 9 Kaynak: (6) den yararlanılarak düzenlenmiştir. Kaynak: (6) den yararlanılarak düzenlenmiştir. 3

Ülkelerin üretimlerine göre en fazla çeşitliliğin ABD ve Çin de olduğu görülmektedir. Soya, mısır ve pamuk hemen hemen tüm ülkeler tarafından üretilen transgenetik bitkilerdir. Çin de sebze olarak domates ve biber, Avusturalya, Şili ve Kolombiya da karanfil ve Çin de petunya üretimi yapılmaktadır (Çizelge 3). Çizelge 3: Ülkelere Göre Üretimi Yapılan GDO Çeşitleri Ülke Ürün ABD soya, mısır, pamuk, kanola, balkabağı, papaya, kabayonca, ş.pancarı Arjantin soya, mısır, pamuk Brezilya soya, mısır, pamuk Kanada, Burkina Faso pamuk Hindistan kanola,mısır,soya,ş.pancarı Çin pamuk, domates, kavak, petunya, papaya, çarliston biber Paraguay soya, mısır, pamuk G. Afrika mısır, soya, pamuk Uruguay soya, mısır Bolivya soya Filipinler, İspanya, Honduras, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Portekiz, Polonya, Slovakya, Mısır, Kosta Rica Avustralya Meksika Şili Kolambiya Kaynak: (3) den yararlanılarak düzenlenmiştir. mısır Dünya da Biyoteknoloji Ar-Ge ÇalıĢmaları pamuk, kanola, karanfil pamuk, soya mısır, soya, kanola pamuk, karanfil Şekil 4: Biyoteknoloji Ar-Ge Giderleri Şekil 5: Biyoteknoloji Patent Payları Kaynak: (7) den yararlanılarak düzenlenmiştir. Kaynak: (7) den yararlanılarak düzenlenmiştir. Biyoteknoloji Ar-Ge çalışmalarında en fazla pay ayıran ülkeler sırasıyla Amerika, Fransa, Kanada ve İrlanda dır. Firmalar işletme giderleri içinde biyoteknoloji ürün Ar-Ge çalışmalarına ortalama %6 pay ayırmaktadır (Şekil 4.). 2006 yılında Patent İşbirliği Anlaşmasına (PCT) göre biyoteknolojik ürün olarak en fazla patent alan ülke Amerika dır ve ardından sırasıyla Japonya, Almanya, İngiltere, Fransa ve Kanada gelmektedir. Avrupa ülkelerinde GD ürünlerin ekimi ve tüketimi konusunda ciddi denetimleri olmasına karşın bu ülkelerin biyoteknoloji ürünlerle ilgili Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verdikleri görülmektedir (Şekil 5.). 4

Dünya ve Türkiye de Yasal Düzenlemeler Avrupa Birliğinde GDO ile ilgili düzenlemeler 2003 te yürürlüğe giren yasaya göre yürütülmektedir. 100 bin dekar ve altında kontrollü şekilde GDO üretimine izin verilmektedir. Ülkelerde üretilen ya da ithal edilen GDO lu ürünlerin tüm testleri ve risk değerlendirmeleri yapılmaktadır. %0.9 oranının üzerinde GDO içeren ürünlerin paketleri üzerine görünür şekilde GDO içerdiği yazılmak zorundadır. Bu orandan daha az GDO içeren ürünler için etiketleme kuralları uygulanmamaktadır. GDO lu ürünlerle beslenen hayvanlardan elde edilen et, süt ya da yumurtalar için GDO etiketlemesi yapılmamaktadır. AB ülkelerinden Almanya, Fransa, Macaristan, Avusturya, Lüksemburg ve Yunanistan da GDO suz ürünler, GDO içermemektedir şeklinde etiketlenebilmektedir (8). ABD, Kanada da GDO ile ilgili düzenlemelerde etiketleme isteğe bağlıdır. Üretici kendi isteğine göre GDO kullandığını belirtebilir ya da belirtmeyebilir. Karşılaştırmalı etiketleme yani GDO lu ürünler, eşdeğer normal ürünlerinden farklı özellikler gösteriyorsa etiketlenmesinin zorunlu hale getirilmesi öneri olarak sunulmuş ve tartışılmaktadır (8). Brezilya da GDO içeren ürünlerde, GDO oranı %1 in üzerinde ise etiketlenmesi zorunludur(8). Arjantin de GDO içeren ürünlerin etiketlenmesi isteğe bağlıdır(8). Türkiye de biyogüvenlik konusunda Birleşmiş Milletler Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesine ek protokol olarak hazırlanan Cartagena Biyogüvenlik Protokolü nün hüküm ve öngörüleri kapsamında AB mevzuatı dikkate alınarak 26 Mart 2010 tarihli 27533 sayılı Resmi Gazetede 5977 nolu Biyogüvenlik Kanunu yayımlanmıştır. Kanun insan, hayvan, bitki sağlığı ile çevrenin biyolojik çeşitliliğin korunması göz önünde bulundurularak; GDO ve ürünlerinin araştırma, geliştirme, işleme, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taşıma, saklama, paketleme, etiketleme, depolama ve benzeri faaliyetlere dair düzenlemeleri içermektedir. GDO ile ilgili tüm izinler oluşturulan bilimsel komiteler tarafından hazırlanan risk ve sosyo-ekonomik değerlendirme raporlarına göre Biyogüvenlik Kurulu tarafından verilmektedir. Kararların geçerlilik süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. GDO ve ürünlerin onay almadan piyasaya sürülmesi, kurul kararına aykırı olarak kullanılması veya piyasaya sürülmesi, GD bitki ve hayvan üretimi ile GDO ve ürünlerinin bebek mamaları, devam mamaları, bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaklanmıştır (9). Bilimsel komite; gıda ve yem ürünlerinin GDO'lu olarak değerlendirilmesi ve etiketlenmesi için GDO eşik değerini yüzde 0,9 olarak belirlemiştir. Karar AB'nin ilgili kurulları ve Bilimsel Komite tarafından yem ve gıda olarak tüketimi uygun görülen GDO ürünlerinden kaynaklanan, önlenemeyen ve teknik olarak kaçınılmaz bulaşıklıklardan dolayı, eşik değerinin yüzde 0,9 olarak kabul edildiğini açıklanmıştır. Karar uyarınca belirlenen yüzde 0,9 eşik değerin altında GDO içeren ürünlerde etiketlenme şartı bulunmazken bu eşik değerinin üzerinde GDO içermesi halinde etikette GDO içeriğinin belirtilmesi gerekmektedir. Tanımlanmamış ve risk değerlendirmeleri yetkili kurullar (EFSA, Bilimsel Komite ve benzeri) tarafından yapılmamış olan GDO içeren ürünler için bu eşik değer yüzde 0,0 olarak kabul edilmiştir (10). Bilimsel Komite, çeşitlerle ilgili risk değerlendirmesi yapan muhtelif kurulusların, (EFSA, WHO, FAO) ve bilimsel araştırmalarının sonuçları (allerjenik ve toksijenik etki analizleri, genetik modifikasyonunun stabilitesi, morfolojik ve agronomik özellikler, hedef dışı organizmalara etkisi ve benzeri) ile farklı ürünlerde üretim ve tüketim durumlarını göz önünde bulundurarak GDO'lu 16 mısır, 3 kolza, 1 şekerpancarı, 1 patates, 6 pamuk çeşidi ile 1 bakteri biyokütlesi ve 1 mayanın belirtilen amaçlarla kullanılmasının insan ve hayvan sağlığı açısından istenmeyen bir etki oluşturmayacağı yönünde karar almıştır (10). Ekosistemlerin birbirlerinden çok farklı olması nedeniyle transgenetik ürünlerin çevre etkilerini değerlendirmek için her ülkede ayrı deneme parselleri ile araştırma yapılması gerekmektedir. Transgenetik ürünlerin çevresel etkilerini değerlendirmek insan sağlığı üzerindeki etkilerini değerlendirmekten daha zor ve uzun yılları gerektirmektedir. AB mevzuatına göre de her bir tarnsgenetik ürünün çevre üzerinde olası 5

etkileri ürün ekiminin yapılacağı her bir ülkede ayrı ayrı ve birbirinden bağımsız olarak daha önceden çerçevesi çizilmiş bilimsel yöntemlere göre yapılmaktadır. AB ülkelerinde 2404 saha denemesi yapılmıştır. Bu denemelerin büyük bölümü Fransa (598), İspanya (437), İtalya (295) da yapılmıştır. 66 çeşit içinde en fazla saha denemesi yapılan çeşitler; mısır (772), kolza tohumu (379), pancar (304) dır (9). Türkiye de tarnsgenetik bitkilerle ilgili saha denemeleri 1998 yılında Tarım Bakanlığı tarafından çıkarılan Transgenetik Kültür Bitkilerinin Alan Denemesi Hakkında Talimat a göre TAGEM tarafından yeterliliği belirlenen Araştırma Enstitüleri ve araştırma kuruluşları tarafından yapılmaktadır (10). Tüketicilerin GDO lara BakıĢı Toplum ve Bilim Kurumu Eurobarometer in 25 Avrupa Birliğine üye ülkede 1996, 1999, 2002 ve 2005 yılarında gerçekleştirdiği anket sonuçlarına göre; 1999 yılından bu yana AB de biyoteknoloji konusunda giderek iyimser bir eğilimin olduğu ve Biyoteknoloji Yönetmeliğinden sonra GDO lu ürünlere güvenin arttığı bulunmuştur. Ancak 2002 yılından itibaren gıdalar için görülen riskler yararlarından ağır bastığından GD gıdalara destek azalmıştır. Avrupa da beyaz biyoteknoloji olarak bilinen biyoteknoloji uygulamaları endüstriyel alanda desteklenirken (etenol yakıt uygulamaları, biyolojik olarak parçalanabilen plastik, ilaç üretmek için tasarlanmış transgenetik bitki), insan ve çevre sağlığı konusunda potansiyel risklerden dolayı endişe duyulduğu bulunmuştur (12). Araştırmada tüketicilerin GD ürünleri satın alma ya da almama nedenleri incelenmiştir. Satın alma nedenleri arasında sağlıklı olması ve ilaç kalıntısının az olması ilk sırada yer alırken fiyatının düşük olması son neden olarak bulunmuştur (Şekil 4.). Şekil 6. GD Ürünleri Satın Alma ya da Almama Nedenleri Kaynak: (10) den yararlanılarak düzenlenmiştir. Toplum ve Bilim Kurumu Eurobarometer in 2008 yılında yayımlanan ve Avrupa Birliği üye ülkelerini kapsayan Avrupa Birliği vatandaşlarının çevreye karşı tutum ve davranışlarının incelendiği araştırmada; tüketicilerin %58 inin GD ürünlere karşı çıktığı, %21 inin desteklediği, %9 unun ise hiç duymadığı belirlenmiştir. Slovenya %82, Kıbrıs %81 ile GD ürün kullanımına en fazla karşı çıkılan ülkeler olarak bulunmuştur. Malta, Portekiz ve İspanya da katılımcıların GD ürünlere daha olumlu baktıkları bulunmuştur(13). Yeni Zelandalı bilim adamlarının Belçika, Almanya, Fransa, İngiltere ve İsveç te 2736 tüketicinin doğal ve GD meyve tüketim tercihleri üzerine yaptıkları araştırmada; normal ürün ile GD ürün fiyatları aynı tutulduğunda Almanya da tüketicilerin %22 si GD ürün almaya karar verirken, en düşük pay %17 ile İngiltere de bulunmuştur. GD ürünlerin fiyatı düşürüldüğünde GD ürüne talebin arttığı, İsveç te tüketicilerin %43, Yeni Zelanda da %60, Almanya da %36 sının GD ürünü tercih ettiği bulunmuştur. Sadece Belçika da tüketicilerin büyük bir bölümü GD ürünlerin fiyatının düşük olması durumunda bile doğal ürünleri tercih etmektedir (11). Çek Cumhuriyeti, Estonya, Almanya, Yunanistan, Hollanda, Polonya, Slovenya, İspanya, İsveç ve İngiltere yi kapsayan ve Avrupalı tüketicilerin GD ürün satın alma konusunda tercihlerini inceleyen bir araştırma yapılmıştır. Bu ülkelerde araştırmanın yapıldığı son 20 ayı kapsayacak şekilde GD ürünlerle ilgili yayımlanan makaleler incelenmiştir. Araştırmaya katılan ülkelerde GDO ile ilgili aylık ortalama 14,2 6

makale yayımlandığı bulunmuştur ve yayımlanan makalelerin %22 si olumlu, %40 ı olumsuz, %38 i ise nötr olarak bulunmuştur. Aynı araştırmada Almanya da tüketicilerin %74,4 ünün GD ürün almayacağı, İspanya da %73 ünün insan sağlığı ve çevre için tehdit olarak gördüğü, %92 sinin ise etiketlemenin zorunlu yapılması gerektiğini düşündüğü bulunmuştur. Polonya da katılımcıların %21 inin GD ürün alabilecekleri, %26 sının karşı olduğu, %46 sının kayıtsız olduğu bulunmuştur. Yine Polanya da tüketicilerin %25 i riskli olabileceğini, %14 ü çevre için tehlikeli olduğunu, %13 etik olmadığını ve %4 ü ise ürün kalitesinin düşebileceğini düşünmektedir. Slovenya da tüketicilerin %75 inin GD ürün almayacağı, %49 unun GD ürünlerde tek avantajın düşük fiyat ve daha az pestisit kullanımı olduğu, %71 inin insan sağlığını etkileyeceğinden endişe duyduğu bulunmuştur. Ayrıca Slovenya da tüketicilerin %80 i hayvan yemlerinde GD ürün kullanılması durumunda bu etleri tercih etmeyeceğini belirtmiştir (14). Türkiye de ise GDO lara toplumun bakış açısını saptamak amacıyla yapılan çalışmada 439 u bayan 474 ü erkek, toplam 913 kişi ile anket görüşmesi yapılmıştır. Katılımcıların %41 i GDO terimini ilk kez televizyondan duyduğunu, % 29 u anket çalışmasında duyduğunu belirtmiştir. Katılımcıların %46 sı GDO ların sağlık sorunları yaratabileceğini belirtmiştir. Yine katılımcıların %96 sı ürün etiketinde GDO olup olmadığının belirtilmesi gerektiğini belirtirken, %86 sı üzerinde GDO olduğu belirtilen ürünü satın almayacağını belirtmiştir (15). Ankara İl merkezinde 120 hekim, 120 mühendis ve 120 sosyal bilimcinin katılımı ile gerçekleşen tüketicilerin tarımsal ve tıbbi biyoteknolojiye yönelik tutumları ile fayda ve risk algılarının incelendiği araştırmada biyoteknolojik ürünlerin gelecekteki etkileri ile ilgili belirsizliklerin tüketicilerin kaygı duymasına neden olduğu bulunmuştur. Genel olarak tüketiciler tıp alanında gerçekleşen biyoteknolojik uygulama ve ürünlere olumlu yaklaşmakta, tarım sektörü söz konusu olduğunda sağlık, güvenlik ve etik kaygıları ile değerlerinin dikkate alınmasını istemekledir (16). Genel Değerlendirme Dünyada hızla artan nüfus ve oluşan gıda açığı nedeniyle tarım ürünlerinde verim arttırıcı yöntemler öne çıkmaktadır. Bu yöntemlerden biri olan ve son yıllarda en fazla öne çıkan yöntem modern biyoteknolojidir. Dünyada ilk defa ticari olarak üretimine 1996 yılında başlanan GDO lu ürünlerin ekim alanı 80 kat artarak bugün 134 milyon hektara ulaşmıştır. Günümüzde 9 u sanayileşmiş, 16 sı gelişmekte olan toplam 25 ülkede üretim, 32 ülkede ise gıda ve yem amaçlı tüketim için ithalat izni bulunmaktadır. Üretimi en fazla yapılan başlıca GD tarım ürünleri soya, mısır, pamuk ve kanoladır. Bu ürünlerin dışında genetiği değiştirilip üretimi yapılan ve hala çalışmaları devam eden çok sayıda tarla bitkileri, meyve, sebze ve süs bitkileri bulunmaktadır (3). Amerika başta olmak üzere gelişmiş bir çok ülkede biyoteknoloji konusunda Ar-Ge araştırmaları devam etmektedir. GD ürün tüketimi ile ilgili yapılan araştırmalarda tüketicilerin özellikle tarımsal alanda GD ürün kullanımında insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri, çevresel etkileri ve uzun vadede yarattığı belirsizlik nedeniyle olumlu bakmamaktadır. Araştırmalarda tüketiciler GD ürünlerin etiketlerde belirtilmesini istemektedir. GDO larla ilgili yaşanan hızlı gelişmeler dünyada biyolojik güvenlik konusunu öne çıkartmıştır. İnsan sağlığı üzerindeki riskler göz önünde bulundurularak ve özellikle sınır ötesi hareketler üzerinde odaklanarak, biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımı üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilecek ve modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilmiş olan GDO ların güvenli bir şekilde taşınması, işlenmesi ve kullanımı alanında yeterli bir koruma düzeyinin sağlanmasına katkıda bulunmak olan ve Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Cartagena Biogüvenlik Protokolü Türkiye tarafından 2000 yılında imzalanmıştır. Protokolün kabulünden sonra 5977 nolu Biyogüvenlik Kanununun 18 Mart 2010 tarihinde kabul edilmesiyle yürürlüğe giren Biyogüvenlik Kanunu ile GDO ve ürünlerinin araştırma, geliştirme, işleme, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taşıma, saklama, paketleme, etiketleme, 7

depolama ve benzeri faaliyetlere dair düzenlemeler oldukça sıkı düzenlemelerle yapılmaktadır. AB hükümlerine uyumlu olarak GDO larda eşik değeri yüzde 0,9 olarak belirlenmiştir. Türkiye de gerçekleştirilen saha denemeleri oluşturulan komisyondan çıkan karara bağlı olarak değerlendirilmekte ve komisyon kararına bağlı olarak yurt içi üretime izin verilmektedir. Üretimi hızla devam eden GDO larla ilgili tartışmalar günümüzde hala devam etmektedir. Şu ana kadar yapılan bilimsel araştırmalarda insan sağlığı ve çevresel etki açısından önemli bir olumsuzluğa rastlanamasa da kullanılan ana materyali canlıların oluşturması bu konudaki tartışmaların devam edeceğini göstermektedir. Bu konuda ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerin önlenmesi geliştirilen yeni çeşitlerin insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkilerinin uzun süre incelenmesi ile ortadan kaldırılabilir. Özellikle, yapılan saha denemelerinin üretimin yapılacağı her ekosistemde ayrı ayrı yapılması büyük önem taşımaktadır. Yine yapılan bilimsel araştırmaların ve yasal düzenlemelerin tüm yönleri ile kamuoyuyla paylaşılması, tüketicilerin GD ürünlerle ilgili bilgilendirilmesi bu konuda bilinç düzeyini ve tercih durumunu olumlu etkileyebilir. Kaynaklar 1. Çetiner, S., 2009. Enine Boyuna GDO Gerçeği. Ankara Sanayi Odası Yayın Organı Kasım/Aralık 2009, Ankara. 2. Ünal, A., 2009. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Biyogüvenlik Yasa Tasarısı Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Derneği, Ekonomi ve Politika Haber Analizi, İstanbul. 3. James, C. 2009. Global Status of Commercialized Biotech/GM Crops: 2009 ISAAA, Brief No: 41. 4. Eştürk, O., Eştürk, E., Ören M.N., Ayhan, Z., 2010. Gıda Güvenliği ve Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO). Türkite IX. Tarım Ekonomisi Kongresi, Şanlıurfa. 5. Kaynar, P., 2010. Genetik Olarak Değiştirilmiş Organizmalar (Gdo) a Genel Bir Bakış. Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, 66-4, Ankara. 6. Anonmymous, 2010., www.ısaaa.org. ISAAA Briefs No: 12,21,23,24,25,34,37,39,41. (20/10/2010) 7. Anonmymous,2009., OECD Biotechnology Statistics. 8. Selin, A., 2010. Türkiye, GDO ile Ekonomik ve Sosyal Açıdan Nasıl Getiri Sağlar? Türkiye Ekonomi Politikalrı Vakfı, TEPAV Bilgi Merkezi Sayı: 29, Ankara. 9. 5977 Biyogüvenlik Kanunu (26 Mart 2010 tarih ve 27533 sayılı Resmi Gazete). 10. TAGEM, 2010., Bilimsel Komite Kararları. http://www.tagem.gov.tr/pdf/gdo_komite.pdf. (21.10.2010). 11. www.gmo-compass.org 12. Anonmymous, 2006., Europeans and Biyotechnology in 2005 Potterns and Trends. Eurobarometer 64.3. 13. Anonmymous,2008.,Attitudes of European Citizens Towards the Envinonment.Eurobarometer 68.2. 14. Anonmymous,2008., Do European Consumers Buy GM Foods?. European Commıssıon: Fromework 6. 15. Demir A, Pala A. Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara Toplumun Bakış Açısı. Hayvansal Üretim, 2007; 48 (1): 33-43. 16. Bayoğlu, A., Özgen, E., 2010. Tüketicilerin Tarımsal ve Tıbbi Biyoteknolojiye Yönelik Tutumları İle Fayda ve Risk Algılarının İncelenmesi. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. TARIMSAL EKONOMİ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Kampüsü 06530 Lodumlu/Ankara Eskişehir Yolu 9.Km 1 No lu Kapı 06530 Lodumlu/Ankara Tel: 0 312 287 58 33 8