ll " ISLAM'DA AILE ve ÇOCUK TERBIYESI (II) o İstanbul2005
{Qj ~ ENSAR NEŞRİYAT Ticaret Anonim Şirketi Tebliğierin muhteva ve dil bakımından sorumluluklan tebliğ sahibine, telif haklan İSAV'a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir ISBN : 975-6794-39-9 İslami İlimler Araşhrrna Vakfı Tarhşmalı İlmi Toplanhlar Dizisi: 18 Kitabın Adı İslam' da Aile ve Çocuk Terbiyesi (Il) Yayma Hazrrlayanlar Dr. İsmail Kurt Seyit Ali Tüz Editör Prof. Dr. İbrahim Canan Dizgi- Mizanpaj Ensar Neşriyat Kapak Tasanm Kenan Ağırman Baskı Karmat 2. Basım Nisan 2005 İsterne Adresi Ensar Neşriyat Tic. A.Ş. Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1 İstanbul Tel : (0212) 513 43 41-513 03 09 Faks : (0212) 522 46 02 www.ensarnesriya t.com
YETİŞKİN EGİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER'İN (s.a.v) TATBİKATI Ar. Gör. Selçuk CO KLIN Atatürk Üniversitesi İlalıiyat Fakültesi Öğretim Üyesi YETiŞKiN EGİTİMİ Her toplumda "yetişkin eğitimi" uygulamalarının uzun bir tarihi vardır. Ancak bugünkü manada yetişkin eğitimi, 20. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Nitekim Unesco, II. Dünya Savaşı'ndan bu yana aşağı yukarı her on yılda bir, yetişkin eğitimiyle ilgili bir dünya konferansı düzenlemiştir. 1 İlk uluslararası yetişkin eğitimi konferansı, 1949 yılında Danimarka'da toplanmıştır. Bundan önce 1919 yılında "Dünya, Yetişkin Eğitimi Derneği" adı altında bir kuruluş oluşturulmuştu. Danimarka' daki toplantıdan ll yıl sonra Kanada' da ikinci bir konferans yapıldı. "III. Uluslararası Yetişkin Eğitimi" konferansı ise 1972 yılında Japonya'nın Tokyo şehrinde yapılmıştır. 2 Biz bu tebliğimizde, insanlık tarihiyle başlayan eğitim faaliyetlerine pararel olarak süregelen "yetişkin eğitimi'~nin son zamanlarda ifade ettiği mana ve bunun Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanındaki tezahürünü anahatlarıyla vermeye çalışacağız. Ta'l/mu'l-Kibar, Şükri Abbas Hilmi-Muhammed Cemal Nuveyr, s. 47-48,!vlektebetü Vehbe, Kahire-1982. Diiuyada "YetişAiu Eğilimi"ue Toplu Bakış, John Lowe, s. 10-11, Tre: Turhan Oğuzkan, Neşr: Unescn, Ankara-1985; Ta'/1i11ll'!-Kilıar, s. 36-39.
224 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZI'UMU (II) YETiŞKİN Türkçede. yetişkin; "yetişmiş, olgunlaşmış, (kız için) evlenme çağına gelmiş" kimse şeklinde ifade edilmektedir. Pedagojide ise; "Beden, ruh ve duygu bakımından olgunluğa erişmiş olan kimse" 3 diye tarif edilir. Bu terimin İngilizce karşılığı "adult" 4 şeklindedir. Kelimenin Arapça karşılığı, Türkçe Arapça lugatlarda "baliğ, raşid" olarak geçmektedir. 5 İngilizce-Arapça lugatlarda ise "adult" kelimesinin karşılığı olarak; müraluk, yafi, raşid 6 kelimeleri zikredilmektedir. Müriihık, buluğ çağına yaklaşan; 7 yiifi, buluğ çağına girmiş; 8 riişid, mükellef olma yaşına gelmiş 9 kimse olarak zikredilir. Muasır Arapça eserlerde, yetişkinler manasma "kibar" kelimesi, "yetişkin eğitimi" yerine de "ta'llmü'l-kibar" veya "terbiyetü'l-kibar" terimleri kullanılmaktadır.10 Klasik eserlerimizde de "sığar-kibar" kelimelerinin beraberce "küçükler ve büyükler" manasma kullanıldığına şahit olmaktayız. 11 Yetişkin Eğitimi Terimleri adlı eserde ise "yetişkin"; beden! ve fikri olgunluğa erişmiş kişi 12 şeklinde tarif edilmektedir. Birçok ülkede resmi belgeler yetişkini, yaşı 17 ile 21'in üzerinde olanlar olarak nitelendirmektedirler. 13 Ancak bugün "yetişkin eğitimi" kitaplarında gittikçe yaygınlaşan görüşe göre, yetişkin sayılmanın belli bir yaş sınırını 4 5 7 8 9 10 11 12 13 Tiirkçe Sözliik, Hasan Eren-Nevzat Gözaydın-İsmail Parlahr-Talat Tekin, "Yetişkin" md, 2/627, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara-1988, C. I-II. Redlıoııse (Mini Sözlük), "Yetişkin" md., s. 350, Redhouse Yayınevi, İstanbul-1985. Yaşayan Arapça, Nasuhi Ünal Karaarslan, s. 100, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayınları, Erzurum-1987... New Modem Dictionan;, Heyet, "Adult" md., s. 13, Daru'l-Ma'rifet, Beyrut-1978. Kanıus Terciinıesi,. Asım Efendi, 3/872, 1304-1305,' I-N; el-mu'cemu'l-vasıt, İbrahim Mustafa Harnit Abdulkadir-Ahmed Hasan Ziyat-Muhammed Ali en-neccar, "RHG" md, s. 278, Çağrı Yayınları, İstanbul-1989, CC.I-II. a.g.e., 3/473; el-mıı'cenıu'l-vasft, "YFA" md, s. 1065. el-mu'cemu'i-vasıt, "RŞD" md., R 346. Bkz. Ta'Iinıu'l-Kibar, 1968. Sübülü Ta'limi'l-Kibar, Vehib Sem'an, Daru Nahdati Mısr, Kahire- - Bkz. Salıilııı'l-Bulıiifi, Muhammed b. İsmail el-buhar!, ç:t'ime, 21 {6/249), Neşr: el Mektebetü'I-İslamiyye, İstanbui-Tsz, I-VIII; el-müfredat, Rağıb el-isfehani, "V.L.D." md., s. 532. "Yetişkin Eğitimi" Terimleri, Colin Titmus-Paz Bettedahl-Dianna İronside-Paul Lengrand, s. 18, Tre: AFerhan Oğuzkan, İbedata, Ankara-1985. Diinyada "Yelişkin.Eğitimi"ne Toplu Bakış, s. 20.
YETiŞKİN EGİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'in TATBİKATI 225 aşmaktan çok başka yörileri vardır. Zira kişilerin psikolojik ve fiziki yönden olgunlaştıkları yaş farklıdır. 14 Bütün bu izahlardan, yetişkinlik için belli bir yaş sınırından ziyade, birtakım vasıfların kazanılmasının gerekli olduğu, bu vasıfların ise iklimden iklime ve insandan insana değiştiğinin anlaşıldığını söylemek mümkündür.. YETiŞKİN EGİTİMİ ABD'de "yetişkin eğitimi", bir süre Amerikanlaştırma (Amerikan dünya görüşünü benimsetme) eğitimi, bir süre de işe yerleştirme için eğitim, anlamına geliyordu. Bunun yanında ülkesine göre, "yetişkin eğitimi" farklı şekillerde anlaşılmıştır. Bir ülkede okuma-yazma öğretimi, bir başka ülkede erkin eğitim 15 olarak görülmüştür. 16 Daha somaları, "yetişkin eğitimi", geniş ve dar manada olmak üzere iki şekilde tarif edilmiştir. Geniş manada "yetişkin eğitimi"; "Sürekli eğitimin ilk devresini tamamlayan kimselerin, bilinçli olarak bilgi, anlayış, beceri, değer biçimi ve tutum bakımından değişikliklere uğramak amacıyla mütevall ve düzenli etkinliklere girişı;nelerine imkan veren bir süreç" 17 olarak, dar anlamda ise; "Sürekli eğitimin ilk evresini tamamlayan kimselerin yalnız meslek! olmayan amaçlarla düzenlenen mütevall etkinliklere katılmalarını sağlayan bir süreç" 18 diye tarif edilmiştir. Yüksek ve okul sonrası eğitim, 19 çocukluk çağında başlayan ve kesintisiz uzayan bir sürecin parçası olarak düşünüldüğü için "yetişkin eğitimi" sayılmamaktadır. Okul sonrası eğitim, okuldan ayrılan ancak genel amaçlar bakımından yetişkin olarak düşünülmeyen kimselerle ilgili eğitim çalışmalarını içerir. 20 sıl Bir tarife göre yetişkin eğitimi, "Zonmlu öğrenim çağının dışına çıkmış ve a meşgalesi artık okula gitmek olmayan kimselerin hayatlannın herhangi bir devre- 14 ıs 16 17 18 19 20 a.g.e., s. 20. Erkin Eğitimi: Yetişkin bir kimseye, bir birey ve bir vatandaş olarak kendini tanıma imkanı verecek genel bir kültür kazandırma amacını güden eğitimdir. Yetişkin Eğitimi Terimleri, s. 35.) Dünyada Yetişkin Eğitimine Toplu Ba~ış, s. 19. "Yetişkin Eğitjmi" Terimleri, s. 18, bkz. Ta'lfmıı'l-Kibar, s. 48. a.g.e., s. 18. Okul Sonrası Eğitim: MesleKi yönü ağır basan ve daha çok 16-20 yaş kümesi için düzenlenen eğitim. Bu, bir kısım yüksek öğretimi de içerir. Yetişkin Eğitimi Terimleri, s. 49) a.g.e., s. 18.
226 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il) sinde duyacakları öğrenme ihtiyacım veya ilgiyi tatmin etmek üzere özellikle düzenlenen faaliyetler ve programlar" 21 olarak zikredifmiştir. Yapılan değişik tariflerden de anlaşılacağı üzere, üzerinde ittifak edilen bir tarif yoktur. Ancak biz, teferruattan sarf-ı nazar ederek ve bütün bu tarifiere istinaden, "yetişkin eğitimi" ni kısaca, "zorunlu öğrenim çağıımı dışına çıkmış kimselere yönelik eğitim faaliyetleri" diye ifade etmenin mümkün olacağı kanaatindeyiz. HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'in.tatbikati Başarısı tarihen sabit bir eğitimci olan Hz. Peygamber (s.a.v), 22 Allah Teala tarafından terbiye edilerek gönderilmiş, 23 yetişmiş ve yetki verilmiş bir muallim olarak Kur'an'ı öğretmiştir. 24 Kur'an-ı Kerim, O'nun temel görevinin eğitim ve öğretim olduğunu bildirmiştir. 25 Kendisi de "Ben ancak bir muallim olarak gönderildim " 26 buyurarak bunu teyid etmiştir. 27 Hz. Peygamber'in eğitiminde ci.nsiyet, zaman ve mekan kayıtları gözetilmemiştir.28 O'na göre eğitimin vetiresi insanın bütün hayahna şamildir. Bütün hayata şamil olan bu eğitimi, başlıca çocuklara yönelik eğitim ve yetişkinlere yönelik eğitim diye ikiye ayırmak mümkündür. 29 Rasiilullah'ın Sünnetinde Yetişkin'in Tanımı Yukarıda zikrettiğimiz çeşitli dillere ait "yetişkin" tariflerinde geçen; "evlenme çağına gelmiş; ruh ve duygu bakımından olgunlaşmış, buluğ çağına girmiş,. ınükellef olma yaşına gelmiş, beden! ve fikri olgunluğa ermiş" gibi hususları dikkate alarak, Hz. Peygamber'in tatbikatında yetişkini, "'akil ve baliğ kimse" diye ifade etmemiz mümkündür. Zira sayılan bütün bu hu- 21 22 23 24 25 26 27 28 29 Dii11yada "Yetişki11 Eğitinıi"11e Toplu Bakış, s. 23. Bir Eğitinıci Olarak Hz. Mıılıanınıed, Abdullah Özbek, s.js, II. Baskı, Konya 1991. Feyzu'l-Kadir Şer/w Cami'i-s-Sağlr, el-münavi, 1/224, Matbaatu Mustafa, Mısır-Tsz., C. I IV. Bir Eğitinıci Olarak Hz. Mıılıanımed, s. 41. Bkz., Al-i İmran, 3/164; Bakara, 2/129-151. Sii11e11ii İbıı Miice, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid el-kazvlru, Mukaddime, 17 (1/83), Tahkik: Muhammed Fuad Abdulbakl, ei-mektebetui-islamiyye, İstanbui-Tsz, C.I-II. Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed, s. 41. Kur'a11 ve Hadislerde Eğitim Esasları, Mehmet Tütüncü, 9 Eylül Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Dergisi, 2/231. Böyle bir ayrımın muasır bazı eğitim kitaplarında da geçtiğini görmekteyiz. Mesela bkz.; el-terbiye ııe'l-meııalıic, Firmısis Abdu'ıı-Nur, s. 96. Daru Nahdati Mısr, Kahire.
YETiŞKİN E GİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'in TA TBİKA Tl 227 susiyetler, "'akil ve baliğ" ifadesinin içinde mündemiçtir. Buhar!' de geçen bir hadisten de bunu anlamak mümkündür: İbn Ömer 14 yaşındayken, Ulıud Savaşı'na katılmak istemiş; fakat Rasıllullah (aleyhisseliitu vesselam) buna müsaade etnıemişti. Ancak 15 yaşındayken Hendek Savaşı'na katılmak için izin istediğinde. Hz. Peygamber izin vennişti. Niifi' diyor ki: '~Bu olayı halife Ömer İbn Abdülaziz'e anlattım. O şöyle dedi: "İşte bu yaş, küçükle büyük arasındaki smırdır". 30 Buhar! şarihi el-' Ayn'i bu hadisi açıklarken; 15 yaşın, küçüklüğün sonu, buluğ safhasının başlangıcı olduğunu zikretmektedir. 31 Akil ve baliğ olarak ifade ettiğimiz yetişkin kelimesinin. fıkıh usulü kitap larındaki karşılığı ise mükellefkelimesidir. 32 İnsanın şer'an mükellef kılınışının sahih olması için, kendisine tevcih edilen mükellef kılış hitabını anlayıp, anladığını yerine getirecek kadar manasını tasavvur edecek kudrette bulunması şarttır. Çünkü mükellef kılmaktaki maksat, itaat ve İstenilenin yapılmasıdır. Anlamaya muktedir olmayanın isteneni yapması mümkün değildir. Anlamaya muktedirlik ise, yalıuzca akıl ile, Şar!'in hitabının anlaşılır, hitaptan maksadın ne olduğunun bilinir olmasıyla gerçekleşir. Akıl, gözle görünmeyen, his ile anlaşılmayan, tavsif olunmayan ve insan fertleri arasında değişik ve farklı bir şekilde bulunduğundan, İslam, gözle görülüp tavsif olunabilen buluğu aklın yerine koymuştur. Bunun için Şar!', mükellef kılmanın illetini insanın aklın başında olarak buluğa ermesi kılmış, buluğdan önce ise jnsanı mükellef kılmamıştır. Nitekim şu hadis 1 buna delalet etmektedir: "Uyanıncaya kadar uyuyandan, ihtiliim oluncayakadar çocuktan ve aklı başına gelinceye kadar deliden kalem (mük.ellefiyet) kaldırılmıştır". 33 Buna göre insan buluğa erince, söz ve fiilieri insanlar arasında alışagelmiş, mütad bir tarzda vuku' buluyorsc:., bu hal o insanın aklının selim olduğunu gösterir ve aklı başında olarak buluğa ermek şeklindeki mükellefiyet tahakkuk ettiğinden, bu insan hakkında "mükelleftir" hükmü verilir. Şu halde mükellef, "aklı 30 31 32 33 Salıflıu'l-Bulzfirf, Şehadat, 18(3/158). Unıdetu'/-Kari, el-ayni, 13/241, Daru'I-Fikr, Tsz, C. I-XXIV. Bkz. Hukılk-i İslfinıiyye ve Istılalıatı Fıklıiyye Kanıusu, Ömer Nasuhi Bilmen, 1/ 31, Bilmen Yayınevi, İstanbul-1985, C. I-VI. Keıızıı'l-Unınıal, ~1-Muttakl el-hind!, 4/236, C. I-XVI.
. 228 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II) başında baüğ kişidir" 34 diye tanımlanabilir. Buna göre "Deli ve İnümeyyiz olsun olmasın, küçük çocuk mükellef kılınmaz".35 Hz. Peygamber'in buluğa eren kişiye yetişkin (mükellef) muamelesi yaptığını Hz. Enes'in (r.a) şu rivayeti de bize göstermektedir. O şöyle anlatıyor: "İhtilflm olduğum günün sabahı Hz. Peygamber (s.a.v)'in huzuruna çıkıp durumu bildirdim. Buııım üzerine O, "Artık kadınlarm içerisine kanşma" diye buyurdu". 36 Binaenaleyh Hz. Peygamber (s.a.v), baliğ olan kişiyi yetişkin olarak görmüş, bunun neticesi olarak da, onun alış-verişini sahih saymış, 37 onu vergiyle mükellef kılmış,3 8 cuma 39 ve beş vakit namazı kılması gerektiğini söylemiş, 40 buluğa eren bir kimsenin yetim olmadığını ve bir veliye de ihtiyacı buiunmadığını, 41 asker olabilmenin de. bu yaşla başladı$ını 42 beyan etmiştir. Bütün bunlara istinaden Hz. Peygamber'in sünnetinde yetişkinin, "akil ve baliğ (mükellef)" olarak tanımlandığını söyleyebiliriz. Bu tarifin içine buluğla başlayan gençlik, olgunluk, yaşlılık ve düşkünlük de girmektedir. Bilindiği üzere buluğ, erkeklerde ihtililm, Jıamile bırakma, cima' (cins'i-birleşme) yapınca iıızal; kadınlarda ise, hayız, ihtililnı olma ve lıflmile kalma şekillerinden biriyle belli olur. 43 Tirmizi' de ise buluğun üç şekilde gerçekleştiğinden bahsedilmektedir: 15 yaş buluğu, ihtilam buluğu, ve ihtilamı bilmeme halinde etek 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 Fıkılı Usiilii, Fahrettin Atar, s. 14;l, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul 1988; Fıkılı Usiilii, Abdülkerim Zeydan, s. 117-118, Tre: Ruhi Özcan, II. Baskı, 1982. Fıkılı Usillii, Abdülkerim Zeydan, s. 117-118. el-mu'cemu's-sağfr, Ebu'I-Kasım Süleyman b. Ahmed b. Eyyub et-taberani, 1/94, Neşr: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, Beyrut 1983, I-II. el-musamıaf, Ebu Bekr Abdurrezzak b. Hernınarn es-san'ani, 8/310, Tahkik: Habiburrahman ı;l-a'zami, Beyrut-1972,1-XI. Siinenii'ıı-Nesfif, Mısır 1964, İ-NIII. Siinenii'n-Nesfif, Cum'a, 2 (3/93).. Ebu Abdirrahman b. Şuayb en-nesai, Zekat, 8 (5/17), Matbaatu Mustafa, Fetlıu'I-Bfirf, İbn Hacer el-askalani, 6/204-205, Matbaa tu Mustafa el-babi el-halebl, Mısır- 1959. Siiııenii Elıf Davild, Ebu Davud Süleyman b. Eş'as es-sicistani, Yasaya, 9 (3/128), Daru'l Cinan, Beyrut-1988,1-ll. Salıllıu'I-Bulıfirf, Şehadel, 18 (3/158). Tulıfetu'l-Aiıvezf, el-mübarekfür'i, 4/596-597, Tashih: Ubdulfettah Abdullatif, lvlüessesetü Kurtuba, Medine-1986; 1-X.
YETiŞKİN E GİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'in TA TBİKA Tl 229 tüyünün bitmesi. 44 Bu safhaya giren kimse artık yetişkindir. Fiilierinden kazaen ve diyaneten sorumludur. 45 Binaenaleyh, İslam'ın taksimatında buluğ, çocukluk safhasının bitip geııçlik sajlıasmııı başlangıcı olmaktadır. 46 Rasıllullah (s:a.v.)'in Sünnet'inde. "Yetişkin Eğitimi" Hz. Peygamber (s.a.v)'in sünnetine göre, "yetişkin eğitimi"ni, bugünkü gibi birtakım kesin tabirlerle ifade etmenin doğru olmayacağı kanaatindeyiz. Çünkü o. dönem için, "Özellikle düzenlenen faaliyet ve programlardan.bahsetmek doğru olmaz". Şu halde Hz. Peygamber devrindeki "yetişkin eğitimi" hakkında, "Hz. Peygamber'in yetişkinlere yönelik eğitim faaliyetleri" şeklinde genel bir tarifi kullanmamız daha uygun olur. Zira, yukarıda verdiğimiz "yetişkin eğitimi" tariflerinde geçen "sürekli eğitim, yüksek ve okul sonrası eğitim, zorunlu öğrenim çağı" gibi terimleri Hz. Peygamber zamanında aramak doğru değildir. "Yetişkin Eğitimi" Açısından Hz. Peygamber'in Hadislerinin UmUmi Bir Değerlendirmesi Hz. Peygamber'in Sünneti'ne bakılınca; O'nun muhataplarının büyük çoğun1uğunu yetişkinlerin oluşturduğunu görmekteyiz. O'nun hadislerine bu açıdan bakınca üç tip hadise rastlamaktayız: a- Doğrudan Yetişkinlerin Eğitimine Yönelik Hadisler Hz. Peygamber'in hadislerinin büyük çoğunluğunu bu tip hadisler o luşturmaktadır. O'nun latife ve şakali:m, 47 muhatablarını iknaları, 48 hataları tashihi, 49 kınamaları, 50 elle müdahaleleri, 51 hutbeleri, 52 rüya anlattırması, 53 44 46 47 48 49. so 51.. 52 53 Süııeııü't-Tirnıizi, Ebu İsa Muhammed b. İsa b. Sevre, Ahkam,. 24 (3/642), Tahkik: Muhammed Fuad Abdulbaki, el-mektebetü'l-islamiyye, Tsz. I-V. Hz. Peygamber'in Siimıetiııde Terbiye, İbrahim Cana~, s. 108, Türdav, İst. 1982. a.g.e., s. 76. Cem'u'l-Vesiiil ft Şerlıi'ş-Şenıiiil, Matbaası, İs.tanbul-1978. Ali b. Sultan Muhammed el-karl, s. 338, Yahya Efendi bkz., Miisned, Ahmed b. Hanbel, 5/256-257, el-mektebetü'l-islamiyye, Beyrut-1978, I-VI. bkz., Süne11ü Ebi Davud, Edeb, 5 (2/265). bkz., Salıilıu'l~Bıdıiiri,.Ezan, 60 (1/172). bkz., Salıilıu'l-Bu!ıiiri, Hacc, 1, (2/HO). bkz., Siill<'llii Elıi Davııd, Diyat, 17 (2/593); Siinenü İbn Mace, V asaya, 6 (2/905). Siinımii'd-Diirimi, Abdullah b. Abdirrahman es-semerkandi, Rü'ya, 13 (22/171-172), Tahkik: Fe\'vaz Ahmed ve Halid es-saba', Daru'l-Kütübi'I-Arabi, Beyrut-1987,1-Il.
230 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (Il) kısa süreli kursları, 54 mektupları, 55 muallim ve elçi göndermesi, 56 ilim ıçın seyahate teşvik etmesi, 57 bilenlerin bilmeyenlere öğretidesini istemesi;ss örnek göstermesi, 59 kıssaları, 60 temsili anlahmları, 61 nasihatlari, 62 cezaları, 6 3 teşvik ve sakındırması 64 ve diğer sayamadığımız hususlardaki hadislerin büyük çoğunluğu bu kısma girer. b- Çocuklarla İlgili Emir ve Tavsiyelerini İhtiva Eden Hadisler Bu şekildeki hadisler ilk bakışta sadece çocuk eğitimiyle ilgili görünse de birinci derecede "yetişkin eğitimi" yle auikalıdır. Başka bir ifadeyle, bu tür hadislerde yetişkinler, çocuklarını nasıl eğitideleri gerektiği hususunda Hz. Peygamber (s.a.v) tarafından eğitilmektedirler. O, bu tür hadisleri söylerken muhatapları yetişkinlerdi. Mükellef olmaları hasebiyle meşgul olacak olanlar da yine yetişkinlerdi. Mesela, "Çocuklamııza yedi yaşındayken namazı emrediıı " 65 hadisini ele alalım. Hadisteki gaye, çocuğa namazın emredilmesidir. Fakat emir, direkt çocuklara değildir. Onların büyükleri durumunda olan yetişkinleredir. Şu halde yetişkinler çocuklarını eğitme konusunda eğitilmektedirler. 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 es-siimıe Kable't-Tedvi11, Muhamme4 Accac el-haôb, s. 5S, Mektebetü Vehbe, 2. Baskı, Kahire-ı9SS; bkz, Sahihu'l-Buhar'i, Ezan ıs (ıtı55). bkz., es-siimıe Kable't- Tedviıı s. 7ı; Mecnw'atii-'1-Vesaiki's-Siyasiyye, Muhammed. Hamidullah, s. ı3ı, Daru'l-İrşad, Beyrut-ı969. bkz., Salıflw'l-Bıılıiirf, Z~kat, l (2/ıOS); Mecmu'atü'l-Vesaik, 2ı3; et-tabakatu'l-kübra, İbn Sa' d, l/25s, Daru's-Sadır, Beyrut-ı960ı-VIII. bkz., Siillellii İb11 Miice, Mukaddime, ı7(ı/sı). bkz., Siillellii İb11 Miice, Mukaddime, 20 (ı/s9); Sii11eım't-Tirıııizf, İlim, 7 (5/34); Salıflııı Miislim, Müslim b. Haccac el-kuşeyr'i, Kasame, 29 (3/ı305), Tahkik: Muhammed Fuad Abdulbak'i, el-mektebetü'l-islamiyye, İstanbul; Tsz., I-IV. bkz., Sa/ıflııı'l-Bıılıiirf, Ezan, ıs (ıtı55), a.g.e., Ah_\ld, 1 (S/ı34); a.g.e:, Teheccüd, ı9 (2/49). bkz., Siillellii İb11 Miice, Diyat, 2 (2/S7). bkz., Miis11ed, 2/539; Sahihu'l-Buhar'i, Enbiya, 32 (4/ı32); a.g.e., Fezailu Medine, 7(2/222). bkz., Siillellii İb11 Miice, Cihad, S (2/926); Hilyetu'l-Evliya, Ebu Nuaym el-isbehan'i, 1/35, Daru'l-Kitabi'l-Arab'i, Beyrut-ı967, I-X. bkz., Siillellii Ebi Davııd, Hudud, 34 (2/568). bkz., el-edebii'l-miifred, Buhar!, ı/316, Tas; Fazlullah Ceylan!, Matbaatus-Selefıyye, 2."Baskı, Kahire-1388,ı-11; Siiııe11ii Ebi Davud, Et'irne, 11 (2/372). Siillenu't-Tirmizf, Salat, s. 299 (2/259).
YETiŞKİN E GİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'in TA TBİKA Tl 231 c- O'nun Fiili Olarak Çocuklan Eğitliğine Dair Hadisler Bu şekilde olan hadisler diğerlerine nazaran oldukça sınırlıdır. Hz. Enes (r.a)' den nakledilen şu hadis bu kısma girmektedir: Hz. Enes şöyle anlatıyor: "Hz. Peygamber Medine'ye geldiği vakit ben sekiz yaşındaydım. Annem elimden~tutarak Rası11ullah'a (s.a.v) götürdü ve: "Ya Rasulullah! Ensar' dan herkes sana bir hediyede bulundu. Ben ise şu oğlumdan başka sana hediye edecek bir şeye sahip değilim. Bunu al, istediğin hususta sana hizmet etsin" dedi. Bundan sonra ben on yıl Rasulullah' a hizmet ettim. Bu müddet sırasında beni ne dövdü, ne azarladı, ne tahkir etti, ne de bir defacık surat ash. Bana ilk tavsiyesi "Sırrımı kimseye jaş etme, güvenilir ve sadakatli (nıüeınmen) ol" demekoldu. Annem ve Rasfılullah'ııı zevceleri zaman zaman benden Rasfılullah'ın sırrını sorarlaı dı. Ben ise onlara hiç söylemezdinı. Rasfılullah'ın sırrını asla kimseye söylemedim. " 66 Ömer b. Ebi Selem' den nakl edilen; "Ben Rası1lullah (s.a.v)' ın terbiyesi altında bir çocuktum. Yemek yerken elim yemek kabının her tarafında dolaşırdı. Rasulullah (s.a.v) bana, "Ey oğul! (yemeğe başlarken) Allah adını an, sağ elinle ve sana yakın olan taraftan ye!" buyurdu. Bundan sonra ben her zaman besıneleyle başlayıp, sağ elimle, önümden yemek yedim" 67 şeklindeki hadis de bu konuya misal teşkil etmektedir. şunlardır: Rasulullah (s.a.v)'ın fiill terbiyesi altın bulunan çocukların başlıcaları 1- Enes İbn Malik6s 2- Zeyd İbn Sabit6 9 3- Abdullah İbn Me'fıd/ 0 4-Üsame İbn Zeyd 71 ' 5- Ömer İbn Ebi Seleme 72 6- Abdullah İbn Abbas, 66 67 68 69 70 71 72 el-mıı'cenııı's-sağır, 2/32. Salıilııı'l-Bıılıiirf, Et'ime, 2 (6/196). Bkz., e/-isabe fi Tenıyizi's-Salıabe, İbn Hacer,l/71, Daru'l-Fikr, Beyrut-1978, I-IV. Bkz., e/-isabe, 1/561. Bkz., e/-isabe, 2/368-369. Bkz., e/-isabe, 1/71. Salıilıu'I-Bıılıiiri, Et'ime, 2 (6/196).
232 İSLAM'DA AİLE ve ÇOCUK TERBİYESİ SEMPOZYUMU (II) 7-Ali İbn Eb.i Ta:lib 8- UbeyY İbn Ka'b İbn Kays. 73. RasiÜullah'ın fiüj: terbiyesinden geçen çocuklar iyice araştırılsa bu saydıklarımızın ancak birkaç katı arttırılabüir. Oysa onbinlerce ashabin içinde bu sayı oldukça cüz'i bir nispeti tutmaktadır.. Halbuki öğrenmenin çocuklara has bir davranış olduğu yolundaki gö-.. rüşler yaygındır. Yetişkinin kendin! öğrenmeye vermesi, kolay benimsenebilir davranış sayılmaz: Üstelik yetişkin de kendi öğrenme gücüne tam olarak güvenememektedir. 74 Zira yaş ilerledi}<çe yetişkinin çlavranışları büyük ölçüde kalıplaşmaktadır. Ancak yapdan araştırı:;nalar,.yetişkinlerin davranışla-. rının da değiştirilebileceğini gösterinektedir. 75 Nitekim Hz. Peygamber (s,a.v)'in tatbikatma baktığımızda bunu müşahede etmekteyiz. Hz. Ömer'in "Rasfılullah (s.a.v)'in ashabının yaşları il~riydi ve yaşları ileri iken ilim öğrenmişlerdi" 76 şeklindeki!fadesi de, bunu açıkça göstermektedir. Binaenaleyh Hz. Peygamber eğitime yetişkinlerle başlamış, başka bir ifadeyle, O, eğitime zor olandan başlamıştır: İstediği yetişkin insan tipini yetiştirmiş, çocuğun eğitimini de, bu tipteki anne-babaya, yani aileye bırakmıştır. Çünkü "ailenin, çocuğun duygw;al, sosyp.l, zihinsel ve bedensel gelişmesindeki temel rolü tartışılmaz bir gerçektir". 77 Ayrıca, "anne-babanın tutumlarından, davranışlarından (en çok) etkilenen çocuktur. Bu yüzden anne-babanın kendilerini _geliştirme ihtiyacı ön planda gelmelidir". 78 Hz. Peygamber (s.a.v), birer yetişkin olan anne-babanın eğitimiyle bizzat ilgilenmiş, erkeklere her fırsatta eğitim değeri olan bilgiler vermiştir. Kadınları da bundan rriahrum etmemiş, onların mescide çıkmalarına müsaade etmiş/ 9 hatta kadınlara husus! birgün tayin ederek, 80 onların eğitimine 73.74 75 76 77 78. 79 so Nazariyyetııt-Terbiye fi'l-i<ur'mı zıe Tatbikatıı/ıa fi Alıdi'r-Resı1/, Emine Ahmed Hasan, s. 227-233, Daru'l-Mearif, Kahire~1985. Halk Eğitimi, Cevat Geray, s. 25, 2. Baskı, Ankara-1~78. a.g.e., s. 25. Unıdetu'I-Karf, 2/56. Değişme, KeudiuiGe.liştirme İlıtiyacı ve A.ııa-Baba Eğitimi Paket Proxraiıılar.ı, İlhami Fındıkçı, Din Öğretimi Dergisi, sayı:28,.s. 101, Arıkara-1991. a.g.e., 28/102. Muzıaflii;İmam M!3lik, Kıble;6 /1/97), Tashih: Mulüırtımed Fuad Abdulbaki, Daru İhyai;t: turasi'i-arabi'l s., I-II.. Saftl/w 'f. Bultiirf, :İlirri; 36(1/34).
YETiŞKİN EGİTİMİ ve HZ. PEYGAMBER (s.a.v)'in TATBİKATI 233. devam etmiştir. Bu şekilde, istediği nitelikte yetiştirdiği kişilere, çocuklarını nasıl terbiye etmeleri gerektiği konusunda da bilgi vermiş, ancak fiili çocuk terbiyesini onlara bırakmıştır: Hz. Peygambet (s.a.v), Çocukların terbiyesinden behemahal babaları sorumlu t;.ıtmuştur. 81 "Herbiriniz mesuliyet sahibisirriz ve herbiriniz elinin altmdakinden mesuldür, insan ailesinin sorumluluğunu taşır ve ondan mes'uldür..."kadın koc_asmin evindeı!t mes'uldür'' 82 hadisinde de bu espiriyi gör~ rnek mümkündür. Ulema' da terbiye vazifesini, baba olmadığı takdirde d ed e, anne, vas! kayyım vs.den her kim velayeti üzerine almışsa hiçbirinin bulunmadığı hal- lerde sultami tevdi ederek çocuğu'mürebbisiz bırakmamıştır. 83 Netice olarak, Rz. Peygamber'in bu tatbikatının iki önemli hususuna dikkat çekme);< gerekir: a- Hz. Peygamber (s.a.v), mevcut yetişkinlerle eğitimine başlamakla, hem yetişkinleri eğitmiş, hem onlarin eli altındaki çocuklarm eğitimini onlar vasıtasıyla kontrol altınci almış, hem de doğacak çocuklarm eğitim açısından sağlıklı- olmalarını sağlamıştır. Doğum öncesi birtakım terbiyev'i tedbirlerin mevcu&yeti gözönünde. tutulursa, buiılın ehemw-ry~ti dahıi d~ belirgir 1 eşecek~r. b- Hz. Peygamber (s.a.v) bu tatbikatıyla/ YE!tişkinierin- de eğililebilir olduğumi, zor :olmasına rağdten neticeye ulaşma açısır\dan bunun daha veri~li old~ğunu ihsas etnlişti~:. 81 82 83 Hz. Peygamlıer'i11 Siimıeti11de Terbiye, s: 44. S!ilıflıı(l-Bulıtirl, Cmn'a, li (V215). Hz. Peygmıılıcr'iıı sii1111eti11de Terbiye, s. 44.