Temel Hak ve Hürriyetler



Benzer belgeler
Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

İÇİNDEKİLER TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI. Madde Sayfa BAŞLANGIÇ...17 BİRİNCİ KISIM. Genel Esaslar. I. Devletin şekli

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

1: İNSAN VE TOPLUM...

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

Lex specialis derogat legi generali

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI. (Bazı hükümleri alınmıştır)

Tüm Kamu Personeli İçin GYS. Görevde Yükselme Sınavlarına Hazırlık El Kitabı. Konu Anlatımı + Soru Bankası

TEMEL HUKUK. Sosyal Düzen Kuralları

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

Sosyal Düzen Kuralları

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI SORULARI

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İNSAN HAKLARI SORULARI

TCK-CMK-CGTİK-PVSK ve İLGİLİ MEVZUAT

CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ, KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMESİ, YÖNETMELİK ve KARARI

1982 ANAYASASI, ANAYASANIN HAZIRLANMASI, KABUL EDİLMESİ VE TEMEL İLKELERİ

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete tarih/sayı: /25526 Esas Sayısı : 2004/52 Karar Sayısı : 2004/94 Karar Günü :13.7.

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

İ Ç İ N D E K İ L E R

Görevde Yükselme. Konu Anlatımı Soru Bankası GYS. Sınavlarına Hazırlık El Kitabı. Sosyal Güvenlik Kurumu. Şef ve Memur Unvanlar İçin

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI

DİN EĞİTİMİ - 4. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI.

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünte Toplumsal İletişim HUKUK KURALLARI / İNSAN HAKLARI 21.Hafta ( / 02 / 2014 )

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİ KANUNU

Tanzimat tan Günümüze Anayasal Gelişmelerde Temel Hakları Sınırlayan Ceza Muhakemesine İlişkin Düzenlemeler

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI):

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

Olağanüstü Hal ve Temel Hak ve Hürriyetler

2-) Türkiye de tek dereceli seçim ilk kez hangi seçimlerde uygulanmıştır? A) 1942 B) 1946 C) 1950 D) 1962 E) 1966

İMAR HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN TAZMİNAT DAVALARI

BDP KARŞILAŞTIRMALI ANAYASA PAKETİ TASLAĞI

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

Türkiye Cumhuriyeti T.C. ANAYASASI MADDE DİZİNİ. Madde metinleri madde dizininden sonradır. Kavram dizini metnin sonundadır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

ANAYASA GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI 5 OCAK 2015 SAAT 09:00

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

Komisyon. Maliye Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavlarına Hazırlık El Kitabı ISBN???-???-???-???-?

MADDE 3: Devletin Bütünlüğü, Resmî Dili Bayrağı, Millî Marşı ve Başkenti

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2011/6627 Karar No : 2015/4677

İnsanlık ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru ve onların eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*)

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar

1. Basım Haziran 2017 ISBN:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)(3)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)(3)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)(3)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRK ANAYASA DÜZENİ Bahar dönemi Ara sınavı

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

GÖREVDE YÜKSELME ve UNVAN DEĞİŞİKLİĞİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)

VETERİNER HEKİMLİĞİ MESLEĞİNİN İCRASINA, TÜRK VETERİNER HEKİMLERİ BİRLİĞİ İLE ODALARININ TEŞEKKÜL TARZINA VE GÖRECEĞİ

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

İNSAN HAKLARI HUKUKU

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

ANAYASA HUKUKU 2016 Bahar dönemi Yılsonu sınavı CEVAP ANAHTARI

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 9/11/1982 Sayı:17863 (Mükerrer)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar

NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ NE. DAVACI : : DIGITAL Platform Teknoloji Hizmetleri A.Ş. KONU :


Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

* Bu Anayasa; Kurucu Meclis tarafından 18/10/1982 de halkoylamasına sunulmak üzere kabul edilmiş ve 20/10/1982 tarihli ve sayılı

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

Türkiye Cumhuriyeti ANAYASASI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI. Kanun Numarası : 2709 Resmi Gazete'de Yayım Tarihi ve Sayısı : 09/11/ Mükerrer BAŞLANGIÇ

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ* 10 Aralık 1948

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

BİRİNCİ KISIM Genel Esaslar

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Başbakanlık Personeli Görevde Yükselme Sınavlarına Hazırlık El Kitabı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (1)(2)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI (*) Kanun No.: 2709 Kabul Tarihi: BAŞLANGIÇ (Değişik: 23/7/ /1 md.)*

1982 TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANAYASASININ ĠLK VE SON HALĠ (KARġILAġTIRMA TABLOSU)

BİRİNCİ KİTAP DENETİM MEKANİZMASI (KURUMSAL HÜKÜMLER) BirinciBölüm GİRİŞ

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

MERKEZİ VE MAHALLİ GÖREVDE YÜKSELME EĞİTİMİ (ŞEFLİK)

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

III. DEVLETİN BÜTÜNLÜĞÜ, RESMİ DİLİ, BAYRAĞI, MİLLİ MARŞI VE BAŞKENTİ

Transkript:

Temel Hak ve Hürriyetler ÜNİTE 6 Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Temel hak ve hürriyetler ile bunların sınıflandırılması konusunda bilgi sahibi olacak, Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması, kullanılmasının durdurulması ve kötüye kullanılması konusunda 1961 ve 1982 Anayasa larında getirilen düzenlemeleri öğreneceksiniz. İçindekiler Kavram Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınıflandırılması 1982 Anayasası'nda Temel Hak ve Hürriyetlerin Düzenlenmesi Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması Temel Hak ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılmaması Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması Anayasada Düzenlenen Bazı Temel Hak ve Hürriyetler Özet Değerlendirme Soruları

Çalışma Önerileri Temel hak ve hürriyetler kavramının geliştiği düşünsel süreci, bu konuda yazılmış bir eserden ayrıntıları ile okuyunuz. Temel hak ve hürriyetlerin kullanımı ve sınırlanması konusunda günlük hayatımızda rastladığımız örnekleri, Anayasada yer alan düzenlemelere göre değerlendiriniz. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 71 1. Kavram İnsan hakları, temel hak ve hürriyetler, kişi hakları, kişi özgürlükleri, kamu özgürlükleri kavramları, sık sık aynı anlamda kullanılırlar. Temel hak ve hürriyetleri incelemeden önce bu kavramları açıklamak gerekmektedir. İnsan hakları terimi, bütün insanlara insan oluşlarından dolayı tanınması gereken hakların bütününü, bir ideali ifade eden geniş bir anlama sahiptir. Kişi hakları ise, bireyci ve liberal doktrinin geliştirdiği, ekonomik ve sosyal haklar dışında kalan klasik özgürlükleri kapsayan bir terimdir. Bunlara kişi özgürlükleri de denmektedir. Kamu özgürlükleri ise, gerçekleştirilmiş olan, daha doğrusu etkin bir geçerlik kazanmış bulunan özgürlükler için kullanılır. Hukuk düzeni tarafından tanınan, güvence altına alınan haklar ve özgürlüklere, Anayasa temel haklar ve hürriyetler demektedir. İnsanın toplum içinde yaşaması, öncelikle diğer insanlarla olan ilişkilerinde davranışlarının sınırlanmasını gerektirmektedir. Buna karşın insan, diğerlerinin müdahale edemeyeceği bir yaşam alanına sahip olmak da ister. Bireyler arası ve bireydevlet ilişkisinde karşılıklı haklar ve yükümlülüklerin belirlenmesi, temel hak ve hürriyetlerin şekillenmesini sağlamıştır. Toplum ve siyasi iktidarla insan ilişkilerinin düzenlenmesi, daha doğru bir söyleyişle, iktidarın gücünün sınırlanması, insanlık tarihi boyunca insan hakları teorisinin konusu olmuştur. İnsan hakları ve temel özgürlüklerin kaynağı olarak, genellikle batı düşüncesi gösterilmektedir. Ülkemiz açısından, bu durumun haklı bir gerekçesi bulunmaktadır. Çünkü, Osmanlı İmparatorluğu nun çöküş yıllarından Cumhuriyetin kuruluşuna kadar (ve günümüzde dahi) Batılı düşünürlerin etkisi altında kalınmıştır. Devletin ve toplumun temel kurumları Batı düşüncesinin etkisiyle oluşturulmuştur. Bu nedenle temel hak ve hürriyetlerin kaynağını Aydınlanma Çağı düşüncesinde bulmak mümkündür. Ancak belirtmek gerekiyor ki insan hakları teorisine, başka ülkelerin düşünce tarihinde de rastlamaktayız. Örneğin, M. Ö. 9. Yüzyılda Çin hukuk ve siyaset felsefesinin önemli akımlarından biri Konfiçyüsçülük tür. "Konfiçyüs ahlakiyetçiliği, reformist ve eğitsel temellere dayalı adil ve hak gözetir bir kamu gücü oluşturulmasını öngörür. Adalet ve hak gözetir bir sistemin yapısallaşması, toplumsal istikrarın ve yönetime güvenin temel koşuludur. " Buddhist Hint düşüncesinde insanlığın on hak, özgürlük ve sorumluluğundan söz edilmektedir. Bunlardan beş tanesi sosyal içerikte özgürlüklerin korunmasına ilişkindir. Bu özgürlükler:güç kullanmama, yoksulluğa, angaryaya karşı korunma, insan onur ve namusunun korunması, erken ölüm ve hastalıklara karşı mücadele sorumluluğudur. Diğer beş özgürlük ise:hoşgörü, bilgi edinme özgürlüğü, düşünce AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

72 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER ve vicdan özgürlüğü ve toplumsal yaşam hakkı şeklindeki bireysel temel hak ve özgürlüklerdir. İlk Çağ Yunan sitelerinde de insanların doğal, terkedilemez, devredilemez haklara sahip oldukları kabul edilmekteydi. Ne var ki, köleler ve yabancılar, bu haklara sahip değillerdi. Bu dönemin ünlü düşünce akımı Sofizm, 18. Yüzyıl aydınlanma düşüncesini etkilemesi bakımından önemlidir. Sofistler, toplumsal sözleşme kuramını ilk defa ortaya atmışlardır. Buna göre: "İnsan öteki canlı varlıklar arasında, topluluk hayatı yaşamaya en çok gereksinim duyanıdır. Doğa, insanın dışındaki varlıkların kimine keskin pençe, kimine keskin diş, kimine de soğuğa karşı koruyucu kalın kürk vermiş. Bu bakımdan insan bütün öteki varlıklara göre çok daha acınacak bir durumda. Doğanın esirgediği bu olanakları insanlar ancak topluluk halinde yaşayarak ve de birbirlerine karşılıklı yardım ederek sağlayabilirler. Bu gerçeği kavrayan insanlar toplu yaşamak gereğini duyunca aralarında, işbölümüne dayanan bir sözleşmenin esaslarını kurmuşlardır. " Sofist düşünce, Doğa karşısında aynı derecede güçsüz olan insanların, eşit haklara sahip olması gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Aradaki tek farklılık işbölümünden kaynaklanmaktadır. İlk çağlardan bu yana bir çok düşünür, insan hakları, devletin oluşumu ve iktidarın sınırları konularında eserler vererek günümüz insan hakları teorisini oluşturmuşlardır. Bu düşünürlerin bazılarından egemenlik konusu anlatılırken bahsedilmişti. Bu düşünürler, laik, demokratik hukuk devletinin temel esaslarını ortaya koyarak, insan haklarının tanınmasını ve güvence altına alınmasını sağlamışlardır. Daha önce de söylendiği gibi, ülkemizin hukuk düzeni, bu fikir akımlarının doğrultusunda kurulmuştur. İslamiyetin insan hakları öğretisi yok mudur şeklinde bir soru akla gelebilir. Elbette ki teorik olarak İslamiyet, Müslümanların ve Müslüman olmayanların haklarını düzenlemiştir. Ancak, Osmanlı İmparatorluğu uygulamasında, insan hakları teorisine uyulduğu pek söylenemez. Türk Devlet geleneğinde adil davranma yükümlülüğünden söz edilmektedir. Ancak, adil davranma, hükümdarın basiretine bırakılmış görünmektedir. İktidarı bağlayıcı kurum ve kurallardan söz edilmemektedir. Bu durum, ülkemizdeki Anayasacılık hareketlerinin önemini ve değerini kendiliğinden ortaya çıkarmaktadır. Temel hak ve hürriyetlerin sadece düşünürler tarafından ileri sürülmesi açıktır ki bir sonuç doğurmayacaktır. Önemli olan, bu düşüncelerin kamusal yaşama yansımasıdır. Kamusal yaşama yansıma ise hukuki düzenlemelerle olmaktadır. Bu konuda sözü edilmesi gereken belge, doğrudan insan haklarıyla ilgili olmasa da Kralın yetkilerini sınırlayan ilk belge niteliğini taşıyan Magna Carta Libertatum tur. 1215 yılında İngiliz feodal beyleri (baronlar) ile Kral Yurtsuz John arasında imzalanmıştır. Feodal beyleri Krala karşı koruyan bir düzenlemedir. Yine İngiltere de 1679 yılında yürürlüğe giren Habeas Corpus Act ile kişi güvenliği sağlanmış, yargıç kararı olmadan tutuklanma engellenmiştir. İngiltere de kabul edilen 1689 tarihli Bill Of Rights (haklar bildirisi, yasası), kral - parlamento ilişkilerini düzenlemektedir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 73 İnsan hakları ve özgürlükleri konusunda en ayrıntılı, bütünlük içeren ve çağdaş gelişmeleri etkileyen hukuki metin (pozitif düzenleme), 1776 Virginia Bildirisi dir. Bu bildiri, insanların doğuştan eşit ve özgür olduklarını ve insanın kişiliğine bağlı, dokunulamaz, vazgeçilemez, devredilemez hakları olduğunu vurgulamıştır. Yine eklemek gerekiyor ki, Amerika da kabul edilen bu bildiri, insanların ırk ayırımına tabi tutulmasına ve köleliğe engel olamamıştır. 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, temel hak ve hürriyetlerin evrensel bir değer sistemi haline dönüşmesinde önemli bir aşamadır. Günümüzde temel hak ve hürriyetler, anayasalarla tanınmakta ve teminat altına alınmaktadırlar. Türkiye nin anayasal gelişmeleri incelenirken buna değinilmişti. Ayrıca 20. yüzyılda insan hakları uluslararası düzeyde de koruma altına alınmıştır. Birleşmiş Milletler'in yayınladığı 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile 1950 tarihli Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, devletlerin temel hak ve hürriyetleri ihlal etmesine karşı koruyucu mekanizmalar öngörmüşlerdir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin sağladığı bireysel başvuru imkanından Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da yararlanmaktadır. Bu konuya ileride değinilecektir. Hemen hemen her çağda ve toplumda insan haklarına ilişkin görüşler ileri sürülmesinin nedenlerini belirleyiniz. 2. Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınıflandırılması Temel hak ve hürriyetler, çeşitli bakımlardan sınıflandırılmıştır. En tanınmış ve kabul görmüş olanı:olumsuz (negatif ) statü hakları, olumlu (pozitif) statü hakları ve katılma (aktif statü) hakları şeklinde yapılan ayırımdır. 2. 1. Olumsuz Statü Hakları Kişinin devlet tarafından dokunulamayacak ve aşılamayacak özel alanının sınırlarını çizen;bireyi iktidara karşı koruyan haklardır. Kişi güvenliği, düşünce özgürlüğü, din ve vicdan hürriyeti, konut dokunulmazlığı gibi. 2. 2. Olumlu Statü Hakları Kişi adına, devlete belirli ödevler yükleyen, bireye devletten olumlu bir davranış, bir hizmet ve yardım isteme imkanı tanıyan haklardır. Sosyal güvenlik hakkı, eğitim ve öğrenim hakkı, sağlık hakkı, konut hakkı gibi haklardan yararlanmak için devlet desteği, müdahalesi gerekmektedir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

74 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 2. 3. Katılma Hakları Siyasi iktidarın kullanılmasına katılmayı sağlayan haklar ise, katılma hakları olarak adlandırılmaktadır. Seçme ve seçilme hakkı, siyasi faaliyetlerde bulunma hakkı, dilekçe hakkı bu tür haklardandır. 3. 1982 Anayasası'nda Temel Hak ve Hürriyetlerin Düzenlenmesi Bu teorik ayırımın yanı sıra, Anayasa, temel hak ve hürriyetleri üç başlık altında düzenlemiştir:kişinin hakları ve ödevleri, sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler, siyasi haklar ve ödevler. 3.1. Kişinin Hakları ve Ödevleri Kişinin hakları ve ödevleri başlığında sayılan haklar şunlardır: Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı (m. 17), zorla çalıştırma yasağı (m. 18), kişi hürriyeti ve güvenliği (m. 19), özel hayatın gizliliği (m. 20), konut dokunulmazlığı (m. 21), haberleşme hürriyeti (m. 22), yerleşme ve seyahat hürriyeti (m. 23), din ve vicdan hürriyeti (m. 24), düşünce ve kanaat hürriyeti (m. 25), düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti (m. 26), bilim ve sanat hürriyeti (m. 27), basın hürriyeti (m. 28, 29, 30), kamu tüzelkişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı (m. 31), düzeltme ve cevap hakkı (m. 32), dernek kurma hürriyeti (m. 33), toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı (m. 34), mülkiyet hakkı (m. 35), hak arama hürriyeti (m. 36), kanuni hakim güvencesi (m. 37), suç ve cezalara ilişkin esaslar (m. 38), ispat hakkı (m. 39), temel hak ve hürriyetlerin korunması (m. 40). 3.2. Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler Sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler başlıklı bölümün düzenlemesi ise şöyledir: Ailenin korunması (m. 41), eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi (m. 42), kıyılardan yararlanma (m. 43), toprak mülkiyeti (m. 44), tarım, hayvancılık ve bu üretim dallarında çalışanların korunması (m. 45), kamulaştırma (m. 46), devletleştirme 8m. 47), çalışma ve sözleşme hürriyeti (m. 48), çalışma hakkı ve ödevi (m. 49), çalışma şartları ve dinlenme hakkı (m. 50), sendika kurma hakkı (m. 51), sendikal faaliyet (m. 52), toplu iş sözleşmesi hakkı (m. 53), grev hakkı ve lokavt (m. 54), ücrette adaletin sağlanması (m. 55), sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması (m. 56), konut hakkı (m. 57), gençliğin korunması (m. 58), sporun geliştirilmesi (m. 59), sosyal güvenlik hakkı (m. 60, 61), yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşları (m. 62), tarih, kültür ve tabiat varlıklarının koruması (m. 63), sanatın ve sanatçının korunması (m. 64), sosyal ve ekonomik hakların sınırı (m. 65). ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 75 3.3. Siyasi Haklar ve Ödevler Siyasi haklar ve ödevler bölümünde sayılan haklar da şunlardır: Türk vatandaşlığı (m. 66), seçme, seçilme ve siyasal faaliyette bulunma hakları (m. 67), parti kurma, partilere girme ve partilerden çıkma hakları (m. 68, 69), kamu hizmetine girme hakkı (m. 70), mal bildirimi (m. 71), vatan hizmeti (m. 72), vergi ödevi (m. 73), dilekçe hakkı (m. 74). 4. Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması İnsanlara bir takım hakların tanınması, bu hakların sınırsızca kullanılacağı anlamına gelmemektedir. Ancak, hangi hakların ne kadar sınırlanabileceği üzerinde durulması gereken önemli bir sorundur. 1961 Anayasası, ilk haliyle şu düzenlemeyi içermekteydi: "Temel hak ve hürriyetler, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilir. Kanun, kamu yararı, genel ahlak, kamu düzeni, sosyal adalet ve milli güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz. " (m. 11). Bu özgürlükçü anlayış, anarşi ortamının sorumlusu olarak görüldüğü için, 12 Mart 1971 yılındaki askeri muhtıra sonrasında yapılan değişiklikle, temel haklar ve hürriyetlerin sınırlanması şu şekilde düzenlenmiştir: "Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünün, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması amacı ile veya Anayasanın diğer maddelerinde gösterilen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak, ancak kanunla sınırlanabilir. Kanun temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunamaz. Bu Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbirisi, insan hak ve hürriyetlerini veya Türk Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü veya dil, ırk, sınıf, din ve mezhep ayırımına dayanarak, nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyeti ortadan kaldırmak kasdı ile kullanılamaz. Bu hükümlere aykırı eylem ve davranışların cezası kanunda gösterilir. " Devlet otoritesinin, kişi ve toplum aleyhine büyümesi şeklinde özetlenebilecek bu gelişme, kardeş kavgasının büyümesini engelleyememiş, 12 Eylül 1980 tarihli askeri müdahale sonrasında yapılan 1982 Anayasası, temel hak ve hürriyetleri sorumlu olarak gören anlayışın etkisiyle daha ayrıntılı sınırlamalara yer vermiştir. Temel hak ve hürriyetlerin geneline yansıyan sınırlayıcı anlayış, günümüzde toplum tarafından zorlanmaktadır. 1961 Anayasası döneminde lüks olarak nitelenen temel hak ve hürriyetlerin artık toplum tarafından talep edilmesi olumlu bir gelişmedir. Örneğin kamu görevlileri, sendika hakkı ve siyasal haklar için uğraş vermektedirler. Düşünceyi ifade hürriyetine getirilen sınırlamalar tartışılmaktadır. Ayrıca toplumsal kargaşanın sorumlusunun temel hak ve hürriyetleri olmadığı açıkça görülmektedir. Bu nedenle 1982 Anayasası nın temel hak ve hürriyetlere ilişkin düzenlemesi, daha doğrusu sınırlamalara ilişkin kuralları değiştirilmeli, 1961 Anayasası nın özgürlükçü anlayışına dönülmelidir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

76 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 1982 Anayasası temel hak ve hürriyetleri üçlü bir sınırlama sistemine tabi kılmıştır:temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmaması, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması. Anayasa, 12. maddesinde, herkesin, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğunu belirttikten sonra, bu hakların, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da içerdiğini söyleyerek, sınırlamalara geçmiştir. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması başlıklı 13. maddeye göre genel sınırlama sebepleri şunlardır:devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunması. Ayrıca Anayasanın ilgili maddelerinde de sınırlama sebeplerine yer verilebilecektir. Hak ve hürriyetlerin sınırlanması konusunda son olarak sosyal ve ekonomik hakların sınırına değinilecektir. Sosyal ve ekonomik haklar, devlete bir takım yükümlülükler getirmektedir. Devletin bu hakları sağlamakta yetersiz kalması ya da görevlerini gereği gibi yerine getirememesi, bu hakların sınırlanması anlamına gelecektir. Örneğin, sosyal güvenlik hakkının getirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, çalışanların ve emeklilerin sosyal güvenlik hakkından yeterince yararlanamamaları sonucunu doğurmaktadır. Anayasa, sosyal ve ekonomik alanlarda Devlete düşen görevlerin ekonomik istikrarın korunmasının gözetilerek, mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirileceğini belirterek, sosyal ve ekonomik hakların sınırını çizmiştir (m. 65). Maddenin gerekçesinde ise şöyle denilmektedir: "Anayasada yer alan sosyal ve ekonomik hakların Devlet tarafından gerçekleştirilmesi ancak mali kaynakların yeterliği ölçüsünde mümkündür. Mali kaynakların yeterliği Devletin kaynaklarını zorlamadan tabii bir sınır teşkil eder. Bu kaynakların zorlanması halinde ekonomik istikrarın bozulması mukadderdir. Ekonomik istikrarın bozulması ise her şeyden önce Devletin ekonomik ve sosyal ödevlerinin aksaması sonucunu doğurur. Bundan ise, her şeyden önce bu haklardan yararlanacak olan şahıslar zarar görür. " 5. Temel Hak ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılmaması Bu sınırlama kuralıyla yetinmeyen Anayasa ikinci olarak, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamayacağını kurallaştırmıştır. Buna göre:anayasada yer alan hak ve hürriyetlerin hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak veya dil, ırk, ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 77 din ve mezhep ayırımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak amacıyla kullanılamazlar. Anayasanın hiçbir hükmü, Anayasada yer alan hak ve hürriyetleri yok etmeye yönelik bir faaliyette bulunma hakkını verir şeklinde yorumlanamaz (m. 14). Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması konusunda 1961 ve 1982 Anayasası'nın getirdiği düzenlemeleri karşılaştırınız. 6. Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması Anayasanın 15. maddesine göre savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Görüldüğü gibi, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulmasının yanı sıra Anayasanın tanıdığı güvenceler de ortadan kaldırılabilecektir. Bu önemli yetki, savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde kullanılacağına göre öncelikle bu kavramları incelemek gerekmektedir. 6.1. Seferberlik 2941 Sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanununun 3. maddesine göre seferberlik, Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı;hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı haldir. Seferberlik hali, ülkenin bir bölümünde (kısmi) veya tamamında (genel) ilan edilebilir. 6.2. Savaş Devletin varlığını sürdürmek, milli menfaatleri sağlamak ve milli hedefleri elde etmek amacıyla, başta askeri güç olmak üzere, Devletin maddi, manevi tüm güç ve kaynaklarının hiçbir sınırlamaya tabi tutulmadan kullanılmasını gerektiren silahlı mücadeledir. Savaş ilanına karar verilmesinden, bu halin kaldırıldığının ilan edilmesine kadar savaş hali söz konusu olacaktır (2941 sayılı Yasa, m. 3). AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

78 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 6.3. Olağanüstü Hal Anayasanın 119. maddesine göre tabii afet, ağır ekonomik bunalım veya tehlikeli salgın hastalık hallerinde olağanüstü hal ilan edilebilecektir. Ayrıca, Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması üzerine de olağanüstü hal ilan edilebilir (Anayasa m. 120). 6.4. Sıkıyönetim Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzeninin veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilanını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle sıkıyönetim ilan edilebilir. Savaş ilanı yetkisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi ne aittir. Ancak, Meclis tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olması halinde Cumhurbaşkanı da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar verebilir (Anayasa m. 92). Seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilanına ise Cumhurbaşkanı'nın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu kararlar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayına sunulur. Seferberlik ilanı ve sıkıyönetim hallerinde kamu düzenini sağlama yetkisi askeri makamlara geçer. Olağanüstü hallerde ise sivil makamlar yetkilidir. Anayasa nın 15. maddesine göre temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması için yukarıda belirtilen hallerden birinin ilanı gerekmektedir. İkinci olarak, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlal edilmemesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunluluktan yola çıkılarak, özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'yle tanınan özgürlüklere dokunulamayacağı şeklinde bir yorum yapmak mümkündür. Çünkü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Devletin belirli davranışlarda bulunmasını yasaklamaktadır. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 15. maddesi de temel hak ve hürriyetlerin olağanüstü hallerde durdurulmasına imkan tanımaktadır. Bu nedenle, Sözleşmenin 15. maddesi uygulamasından da kısaca söz etmek gerekiyor. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu ve Divanı (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi), temel hak ve hürriyetlerin durdurulmasını haklı gösterecek nedenlerin bulunup bulunmadığını ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 79 denetlemektedir. Komisyon ve Divan, 15. madde uygulamasında, ulusun yaşamını tehdit eden tehlikenin varlığı ölçütünü kullanmaktadır. Savaş ya da ulusun varlığını tehdit eden tehlikenin varlığı şu şekilde açıklanmaktadır: "Sadece belli grupları ya da kişileri değil, nüfusun tamamını hedef alan ve sözkonusu devleti oluşturan topluluğun yaşam düzenini tehdit eden, boyutları olağanüstü ve gerçekleşmesi kesin ve yakın olan tehlike ya da kriz". Anayasanın 15. maddesi temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulmasını, durumun gerektirdiği ölçüyle sınırlamaktadır. Alınan tedbirler, olağanüstü durumun gerektirdiği ölçüde ve olağanüstü durumun ortadan kaldırılmasına yönelik olmalıdır. Son olarak bazı haklara mutlak dokunulmazlık sağlanmıştır. Bu hakların kullanılmasının durdurulması ya da ortadan kaldırılması söz konusu olamayacaktır. Anayasanın 15. maddesine göre, savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilanınnda dahi kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz (Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ile ölüm cezalarının infazı hariç tutulmuştur. ). Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz;suç ve cezalar geçmişe yürütülemez;suçluluğu mahkeme kararıyla saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz. Temel hak ve hürriyetlerin durdurulmasından, 1961 Anayasası'nın sıkıyönetimi düzenleyen 124. maddesinde de söz edilmekteydi. 1982 Anayasası'nın farkı, ayrı bir madde olarak düzenlemesi ve Anayasada öngörülen güvencelerin kaldırılabilmesine imkan tanımasıdır. Özellikle yargısal denetimin kaldırılması, yapılan işlemlerin, olağanüstü durumun gereklerine uygun yapılıp yapılmadığını denetlemeyi olanaksız kılmaktadır. Bu nedenle 15. madde uygulamada insan hakları için tehlikeli sonuçlar doğurabilecek niteliktedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin getirdiği koruma düzeni, bu olumsuzluklara karşı bir sigorta sayılabilir. Avrupa Konseyi'nden çekilmeyi ya da uzaklaştırılmayı göze alabilecek bir iktidar karşısında hiç bir hukuki güvence kalmadığını da belirtmek gerekiyor. 7. Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması Anayasada tanınan hak ve hürriyetler aynı zamanda Anayasal koruma altındadırlar. Bunun yanısıra Anayasa, temel hak ve hürriyetleri koruyucu kurallar da içermektedir. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasını düzenleyen 13. madde, bu sınırlamanın sınırını da belirtmiştir. Bu nedenle ilk olarak insan haklarının sınırlanmasında yasa koyucunun uymakla yükümlü olduğu sınırlamalar ele alınacaktır. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

80 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 13. madde, sınırlama sebeplerini saydıktan sonra şu kurala yer vermektedir: "Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz". Hak ve hürriyetlere getirilecek sınırlamalar, demokratik rejim anlayışına aykırı olmamalıdır. Hangi demokratik toplum sorusu ise Anayasa Mahkemesi tarafından, Batı uygarlığınca benimsenen demokrasi anlayışı, şeklinde cevaplandırılmaktadır. Demokratik toplumla ilgili yeterince açıklama yapıldığı için burada tekrar değinilmeyecektir. Anayasanın öngördüğü ikinci sınırlama ise temel hak ve hürriyetlere getirilecek sınırlamaların, öngörüldükleri amaç dışında kullanılamamasıdır. Ölçülülük olarak adlandırılan bu ilke, genel ya da özel sınırlama amaçları ile sınırlama işlemleri arasında bir dengenin bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Öngörülen amaçlar bahane edilerek, başka bir amaca ulaşmak için hak ve hürriyetler sınırlanmayacak;yahut meşru amaç güdülerek sınırlanmış olsalar bile, getirilen sınırlama bu amacın zorunlu ya da gerekli kıldığından fazla olmayacaktır. Yapılan sınırlamayla, sağladığı yarar arasında hakkaniyete uygun bir dengenin bulunması gerekir. Amaçla araç arasındaki makul ölçüyü aşan sınırlamalar Anayasaya aykırıdırlar. Hak ve hürriyetlerin korunmasıyla ilgili bir diğer hüküm, Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddedir. Madde, Anayasayla tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahip olduğunu hükme bağlamaktadır. Ayrıca, resmi görevlilerce bireylere verilen zararlar, Devletçe karşılanacaktır. Temel hak ve hürriyetlerin korunmasında zikredilmesi gereken en önemli Anayasal imkan ise yargı denetimidir. Yargı denetimi olmaksızın, hak ve hürriyetlerin ihlalinin yaptırımı olmayacak, yaptırımı olmayan kuralların ise anlamı olmayacaktır. Anayasa, bireylere, başkalarının işlem ve eylemlerine karşı hak arama hürriyeti tanımasının yanısıra; yasama organının, yani Türkiye Büyük Millet Meclisi nin Anayasaya aykırı olarak insan haklarını ihlal etmesini önlemek için Anayasa Mahkemesi ni kabul etmiştir. İdare makamlarının hukuka aykırı işlem ve eylemlerinin bireyleri etkilemesi ise idari işlem ve eylemlerin yargısal denetimiyle önlenmiştir. Danıştay, idare ve vergi mahkemeleri, idarenin hukuka aykırı işlemlerinin iptali;idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini için başvurulabilecek idari yargı mercileridir. Ayrıca, kişiler, diğer kişilerin hukuka aykırı eylem ve işlemlerine karşı adli yargı mercilerinin koruması altındadırlar. İç hukukun öngördüğü yargı yollarına başvurduğu halde, hakkının ihlalini önleyemeyenlerin başvurabileceği önemli bir uluslararası koruma mekanizması bulunmaktadır: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. Günümüzde, Avrupa İnsan Hakları ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 81 Sözleşmesi bünyesinde etkin koruma için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önemli rol oynamaktadır. Temel hak ve hürriyetlerin korunması konusunda Anayasada düzenleme bulunmasının yeterli olup olmadığını tartışınız. 8. Anayasada Düzenlenen Bazı Temel Hak ve Hürriyetler Tekrar belirtmek gerekir ki Anayasada herhangi bir hak ve hürriyeti düzenleyen kural, aynı zamanda o hürriyeti koruyucu işlev de görmektedir. Tüm hak ve hürriyetleri incelemek, dersimizin sınırını zorlayacağı için aşağıya bazı örnekleri almakla yetinilecektir. 8.1. Din ve Vicdan Hürriyeti Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. 14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenler serbesttir. Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz;dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Din ve ahlak eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin ve kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır. Kimse Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa din kurallarına dayandırmak veya siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlamak amacıyla her ne surette olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez, kötüye kullanamaz. 8.2. Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahelesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

82 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER Bu hürriyetlerin kullanılması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usülünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret ve haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir. Düşüncelerin açıklanması ve yayılmasında kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dil kullanılamaz. Bu yasağa aykırı yazılı ve basılı kağıtlar, plaklar, ses ve görüntü bandları ile diğer anlatım araç ve gereçleri usülüne göre verilmiş hakim kararı üzerine veya gecikmesine sakınca bulunan hallerde kanunla yetkili kılınan merciin emriyle toplattırılır. Toplatma kararını veren merci bu kararını, yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir. Hakim bu uygulamayı üç gün içinde karara bağlar. Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz. 8.3. Basın Hürriyeti Basın hürdür, sansür edilemez. Basımevi kurmak izin alma ve mali teminat yatırma şartına bağlanamaz. Kanunla yasaklanmış olan herhangi bir dilde yayım yapılamaz. Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak tedbirleri alır. Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın 26 ve 27. maddeleri hükümleri uygulanır. Devletin iç ve dış güvenliğini, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanma veya isyana teşvik eder nitelikte olan veya Devlete ait gizli bilgilere ilişkin bulunan her türlü haber veya yazıyı, yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla, basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait kanun hükümleri uyarınca sorumlu olurlar. Tedbir yolu ile dağıtım hakim kararıyle; gecikmesiyle sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle önlenebilir. Dağıtımı önleyen yekili merci, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir. Yetkili hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, dağıtımı önleme kararı hükümsüz sayılır. Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz. Süreli veya süresiz yayınlar, kanunun gösterdiği suçların soruşturma veya kovuşturmasına geçilmiş olması hallerinde hakim karariyle; Devletin ülkesi ve milletiyle ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 83 bölünmez bütünlüğünün, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel ahlakın korunması ve suçların önlenmesi bakımından gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunun açıkça yetkili kıldığı merciin emriyle toplatılabilir. Toplatma kararı veren yetkili mercii, bu kararını en geç yirmidört saat içinde yetkili hakime bildirir; hakim bu kararı en geç kırksekiz saat içinde onaylamazsa, toplatma kararı hükümsüz sayılır. Süreli veya süresiz yayınların, suç soruşturma veya kovuşturması sebebiyle zapt ve müsaderesinde genel hükümler uygulanılır. Türkiye de yayımlanan süreli yayınlar, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyetin temel ilkelerine, milli güvenliğe ve genel ahlaka aykırı yayımlardan mahkum olma halinde, mahkeme kararıyla geçici olarak kapatılabilir. Kapatılan süreli yayının açıkça devamı niteliğini taşıyan her türlü yayın yasaktır; bunlar hakim kararıyla toplatılır. 8.4. Dernek Kurma Hürriyeti Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Dernek kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin, kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tespiti halinde yetkili merci, derneğin faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye başvuvur. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir. Dernekler, kanunun öngördüğü haller hakim kararıyla kapatılabilir veya faaliyetten alıkonulabilir. Ancak milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derneği faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar, aksi halde, bu idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkar. Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir. Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da uygulanır. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

84 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 8.5. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Şehir düzeninin bozulmasını önlemek amacıyla yetkili idari merci, gösteri yürüyüşünün yapılacağı yer ve güzergahı tespit edebilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuler kanunda gösterilir. Kanunun gösterdiği yetkili merci, kamu düzenini ciddi şekilde bozacak olayların çıkması veya milli güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi veya Cumhuriyetin ana nitelikleri yoketme amacını güden fiillerin işlenmesinin kuvvetle muhtemel bulunması halinde belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü yasaklayabilir veya iki ayı aşmamak üzere erteleyebilir. Kanunun, aynı sebeplere dayalı olarak bir ile bağlı ilçelerde bütün toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin yasaklanmasını öngördüğü hallerde bu süre üç ayı geçemez. Dernekler, vakıflar, sendikalar ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları kendi konu ve amaçları dışında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleyemez. 8.6. Mülkiyet Hakkı Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz. 8.7. Hak Arama Hürriyeti Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. 8.8. Kanuni Hakim Güvencesi Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 85 8.9. Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur. Genel müsadere cezası verilemez. İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir. Vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye geri verilemez. 8.10. Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğretim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. Eğitim ve öğretim, Atatürk ilkeleri ve inkılapları doğrultusunda, çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Eğitim ve öğretim hürriyeti, Anayasaya sadakat borcunu ortadan kaldırmaz. İlköğretim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Özel ilk ve orta dereceli okulların bağlı olduğu esaslar, devlet okulları ile erişilmek istenen seviyeye uygun kanunla düzenlenir. Devlet, maddi imkanlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar veya başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme faaliyetleri yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez. Eğitim ve öğretim kurumlarında oku- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

86 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER tulacak yabancı diller ile yabancı dille eğitim ve öğretim yapan okulların tabi olacağı esaslar kanunla düzenlenir. Milletlerarası andlaşma hükümleri saklıdır. 8.11. Sendika Kurma ve Toplu İş Sözleşmesi Hakkı İşçiler ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin alınmaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma hakkına sahiptirler. Sendikalar veya üst kuruluşlarını kurabilmek için kanunun gösterdiği bilgi ve belgelerin kanunda gösterilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılığının tesbiti halinde yetkili merci, sendika veya üst kuruluşun faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye başvurur. İşçiler ve işverenler karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapmak hakkına sahiptirler. Anayasa kamu görevlilerinin kuracakları sendikalara toplu iş sözleşmesi hakkını tanımamaktadır. Memur sendikaları, üyeleri adına toplu görüşme yapmak ve anlaşmaya varılırsa mutabakat metni imzalamakla yetkilidir. Bu metin Bakanlar Kurulu'na sunulacaktır. Sonuçta, kamu görevlilerinin ekonomik koşulları Bakanlar Kurulu'nca saptanacaktır. Memurlara grev hakkı da tanınmamıştır. Kamu görevlilerinin yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkum edildiği bir ülkede, sendika hakkının sınırlı olması, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarının bulunmaması, kamu hizmetlerinin gereği gibi işlememesine, kamu personelinin yasa ve ahlak dışı gelir yolları aramasına yol açmaktadır. Memur sendikalarına karşı çıkanların bu ağır bedeli de gözönünde bulundurmaları gerekmektedir. Anayasada düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin uygulanmasına ilişkin aksaklıkları, günlük hayatınızda rastladığınız örneklerle açıklamaya çalışınız. Özet Hukuk düzeni tarafından tanınan ve güvence altına alınan hak ve özgürlükleri anayasa temel hak ve özgürlükler olarak nitelendirmektedir. İlk çağlardan bu yana birçok düşünür, insan hakları, devletin oluşumu ve iktidarın sınırları konusunda eserler vererek günümüz insan hakları teorisini oluşturmuşlardır. En kabul görmüş sınıflandırması olumlu statü hakları, olumsuz statü hakları ve aktif statü hakları olan temel hak ve hürriyetler, 1982 Anasayası nda kişinin hakları ve ödevleri, sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler, siyasi haklar ve ödevler başlıkları altında düzenlenmiştir. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 87 İnsanlara birtakım hakların tanınması, bu hakların sınırsızca kullanılacağı anlamına gelememektedir. Bu görüş doğrultusunda 1982 Anayasası da temel hak ve hürriyetleri üçlü bir sınırlama sistemine tabi kılmıştır. Temel hak ve hürriyetlerin genel sınırlama sebepleri 13. maddeye göre, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyetin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın korunmasıdır. Ayrıca Anayasının ilgili maddelerinde de sınırlama sebeplerine yer verilebilecektir. Bu sınırlama kuralıyla yetinmeyen Anayasa, 14. maddesinde temel hak ve hürriyetlerin hangi amaçla kullanılmasının, kötüye kullanma olarak nitelendirileceğini düzenlemiştir. Anayasasının 15. maddesi ise savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının kısmen veya tamamen durdurulabileceği ifade etmektedir. Anayasada tanınan temel hak ve hürriyetler aynı zamanda anayasal koruma altındadırlar. Bu korumayı sağlamaya yönelik 13. maddeye göre, temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar, demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz. Temel hak ve hürriyetlerin korunması ile ilgili bir diğer hüküm olan 40. madde ise, Anayasayla tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahip olduğunu hükme bağlamaktadır. Anayasada düzenlenen temel hak ve hürriyetlerin başlıcaları din ve vicdan hürriyeti, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, basın hürriyeti, dernek kurma hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, mülkiyet hakkı, hak arama hürriyeti, kanuni hakim güvencesi, eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi, sendika kurma ve toplu iş sözleşmesi hakkıdır. Değerlendirme Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi Anayasamızda sosyal ve ekonomik haklar ve ödevlerden birisi olarak belirtilmiştir? A. Özel hayatın gizliliği B. Konut dokunulmazlığı C. Eğitim ve öğrenim hakkı D. Vergi ödevi E. Dilekçe hakkı AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

88 TEMEL HAK VE HÜRRİ YETLER 2. Aşağıdakilerden hangisi Anayasamıza göre temel hak ve özgürlükleri genel sınırlama sebeplerinden birisi değildir? A. Kamu düzeni B. Milli Güvenlik C. Kamu yararı D. Genel ahlak E. Genel seçim 3. Aşağıdakilerden hangisi anayasaya göre temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması sebeplerinden birisi değildir? A. Seferberlik B. Sıkıyönetim C. Savaş D. Referandum E. Olağanüstü hal 4. Seferberlik ilanı halinde kamu düzenini sağlama yetkisi aşağıdakilerden hangisine geçer? A. Vali B. Cumhurbaşkanı C. Meclis D. Başbakan E. Askeri makamlar 5. Aşağıdaki temel hak ve özgürlüklerden hangisinin savaş ilanında dahi mutlak dokunulmazlığı vardır? A. Yaşama hakkı B. Mülkiyet hakkı C. Haberleşme hürriyeti D. Parti kurma hakkı E. Grev hakkı ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ