DOSYA DOSYA GÜMRÜK BİRLİĞİ İLE SINIRLI İMTİYAZLI ORTAKLIK TÜRKİYE NİN HEDEFİ OLAMAZ I. AB İLE İLİŞKİLERDE GÜMRÜK BİRLİĞİ HEDEF DEĞİLDİR



Benzer belgeler
11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

Türkiye ve Avrupa Birliği

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

AVRUPA BİRLİĞİ SİGORTA MÜKTESEBAT REHBERİ

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM AVRUPA KÖMÜR VE ÇELİK TOPLULUĞU, AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU VE AVRUPA ATOM ENERJİSİ TOPLULUĞU

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Türkiye - AB İlişkileri: Hukuki Boyut

EKONOMİK VE PARASAL BİRLİĞE HAZIR MIYIZ?

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Kuruluş 843 (Verdun Anlaşması) ( 1958 Cumhuriyet ) Tarım %1,8, Endüstri %19,3, Hizmetler %78,9

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2010 YILI OCAK- HAZİRAN DÖNEMİ MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

Dr. Binhan OĞUZ IKV-Konuşma notu 14 Haziran 2007

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

II- ÖNCELİKLERİN TANIMLARI VE ÖNCELİKLER ÇERÇEVESİNDE AB MEVZUATINA UYUM, UYGULAMAYA YÖNELİK KURUMSAL YAPILANMA VE FİNANSMAN TABLOLARI

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

9. Uluslararası İlişkiler

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI KATILIM MÜZAKERELERİ ÇERÇEVESİNDE 33 NO LU MALİ VE BÜTÇESEL HÜKÜMLER FASLININ MÜZAKERELERE AÇILMASI

MAASTRICHT KRİTERLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

Ortak Tarım Politikasında Korumacılık

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim?

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

KAYSERİ SANAYİ ODASI. MACARİSTAN ÜLKE RAPORU 23 Kasım 2018

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

AB nin Kurumları 26. AB kurumları 27. Birliği Yöneten Kurumlar; 02: Avrupa Birliği nin Yapısı ve Yöne6mi.

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

Havuz Teorisi: Yunanistan 1 ay önde; Denge arayışı; Havuzun boş olduğunu bilseniz dahi, Yunanistan atlıyorsa siz de atlayınız

KASIM AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Türkiye nin AB ye üyelik müzakereleri çerçevesinde 22 Nolu fasıl müzakereye açıldı.

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

AVRUPA BİRLİĞİ İLE KATILIM MÜZAKERELERİ ANA UNSURLAR TOBB AB MÜDÜRLÜĞÜ -30 ARALIK 2004

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması Türkiye yi nasıl etkileyecek?

Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri Tarihçe:

AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEMESİ DOĞRULTUSUNDA YASAMA USULLERİNDEKİ DEĞİŞİMLER

TÜRKIYE-AB KATILIM SÜRECİNDE KAYDEDİLEN GELİŞMELER. Avrupa Komisyonu Tarafından Türkiye İçin Hazırlanan Müzakere Çerçevesi

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

OCAK AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Konsey Başkanı nın Daveti Üzerine Brüksel e Gitti

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNİN İLETİŞİM BOYUTU

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

KAMU İDARELERİNCE HAZIRLANACAK FAALİYET RAPORLARI HAKKINDA YÖNETMELİK. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

28 TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİNDE ORTAYA ÇIKACAK GELİŞMELER

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Kısa. Kısa... Avrupa. Birliği. Öğrenciler AB yi Öğreniyor Projesi

TÜRKİYE-HIRVATİSTAN-MAKEDONYA CUMHURİYETİ AVRUPA BİRLİĞİ MÜZAKERE SÜRECİ

AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012

RAPOR TPS-OIC TİCARET MÜZAKERELERİ KOMİTESİ (TMK) GÖZDEN GEÇİRME TOPLANTISI. (Ankara, Haziran 2008)

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve. Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları

SIRA SAYISI: 679 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

F. KÜRESEL VE BÖLGESEL ÖRGÜTLER

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Avrupalıların Müstakbel Bir AB Üyesi Olarak Türkiye ye Bakışları ve Türkiye nin Avrupalılaşma Sorunları

BÜYÜKELÇİLER TOPLANTISI TOBB İKİZ KULELER - 25 KASIM 2014 ÖMER CİHAD VARDAN - İKV VE DEİK BAŞKANI

EUR-USD. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar

ŞUBAT AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Macaristan a Resmi Bir Ziyaret Gerçekleştirdi

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

Cumhuriyet Halk Partisi

2. GENEL BİLGİLER TABLOSU (2012)

AVRUPA BİRLİĞİ VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ESTONYA ÜLKE RAPORU HAZIRLAYAN: DİLARA SÜLÜN

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 27 Şubat 2018

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

NELERDEN BAHSEDECEĞİZ? AB nin Tarihsel Gelişimi ve AB Kurumları. AB Türkiye İlişkileri Tarihi. Bakanlığımız ve Sunduğumuz Hizmetler

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

Transkript:

DOSYA DOSYA I. AB İLE İLİŞKİLERDE GÜMRÜK BİRLİĞİ HEDEF DEĞİLDİR GÜMRÜK BİRLİĞİ İLE SINIRLI İMTİYAZLI ORTAKLIK TÜRKİYE NİN HEDEFİ OLAMAZ Prof. Dr. S. Rıdvan KARLUK Anadolu Üniversitesi Türkiye nin geleceği, Batı dünyası dolayısıyla AB ile bütünleşmede yatmaktadır. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün, Türkiye nin Batı dünyası ile ilişkileri konusundaki tercihi açıktır: Memleketimizi asrileştirmek istiyoruz. Bütün çalışmalarımız Türkiye de asri binaenaleyh batılı bir hükümet vücuda getirmektir. Medeniyete girmek arzu edipte batıya yönelmemiş millet hangisidir? 1 Bu, aslında tüm Cumhuriyet Hükümetleri nin tercihidir. 2 Ama bu tercihin, AB nin pazarı olma yolunu açan gümrük birliği ile sınırlı entegrasyon olmaması gerekir. Hedef, AB ülkeleriyle aynı seviyede ve onlarla eşit haklarla aynı masada oturmaktır. Bunun yolu Gümrük Birliği nin ötesinde, AB ye tam üyeliktir. Gümrük Birliği, Türkiye nin AB ye entegrasyonunda sadece bir kilometre taşıdır. Hedef, Ankara Anlaşması nda belirtildiği gibi AB ye üye olmaktır. 3 1- Atatürk ün Söylev ve Demeçleri, C.III, 29 Ekim 1923, s.68. Ayrıca bkz. S.Rıdvan Karluk, AET İle İlişkilerimizin Atatürkçü Ekonomi Politikası Açısından Değerlendirilmesi, İKV Yayınları, İstanbul, 1981 ve TÜSİAD, European Union and Turkey: Towards Full Membership, İstanbul, October, 2002. 2- Cumhuriyet Hükümetleri nin AB ye bakış açıları ve Hükümet Programları hakkında bkz. S. Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, 8. Baskı, Beta Basım A.Ş., İstanbul, 2005, s.847-858. 3- S.Rıdvan Karluk, Avrupa Birliği ne Tam Üyelik Yolunda Gümrük Birliği Süreci, Türkler, Cilt: 17, 86 ncı Bölüm, s.727-739. 32

Gümrük Birliği, Türkiye nin AB ye entegrasyonunda sadece bir kilometre taşıdır. Gümrük Birliği ile başlayan ince uzun yolda Türkiye, büyük sorunlarla karşılaşmıştır ama üyelik hedefinden hiçbir zaman şaşmamıştır. Çünkü Ankara Anlaşması ndaki temel hedef, AB üyeliğidir Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Batı dan yana bir politika izleyen Türkiye, Ankara Anlaşması nın imzalanmasından bu yana hiçbir zaman Gümrük Birliği ile sınırlı bir entegrasyonu kendisi için uygun görmemiştir. 4 Buna rağmen AB, eğer üyelik gerçekleşmez ise, Gümrük Birliği nin genişletilmesi ve derinleştirilmesi konusunu devamlı gündemde tutmaktadır. Gümrük Birliği ile başlayan ince uzun yolda Türkiye, büyük sorunlarla karşılaşmıştır ama üyelik hedefinden hiçbir zaman şaşmamıştır. Çünkü Ankara Anlaşması ndaki temel hedef, AB üyeliğidir. 5 Bu hedefe rağmen Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2002 Aralık Kopenhag Zirvesi nden tarih çıkmayınca, 1996 yılındaki bilgi biriminin sadece Gümrük Birliği anlaşması yapmaya elverişli olduğunu kaydederek şöyle demiştir: AB ile şu anda yapmış olduğumuz Gümrük Birliği anlaşmasının Türkiye nin net yararına çalışacak şekilde tekrar tekrar gözden geçirilmesi gerekir. 6 Kürşad Tüzmen in bu demecine o dönemdeki TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan şöyle karşı çıkmıştır: TÜSİAD olarak Gümrük Birliği nin Türkiye ye önemli katkısı olduğuna inanıyoruz. Oturup ilişkileri bozmadan konuşabilir, Türkiye nin bazı konularda sıkıntıları varsa onları tartışabiliriz ama ana hattından dönülme imkanının olduğunu zannetmiyorum. 7 Ankara Anlaşması nın 28 inci maddesi, Türkiye nin Roma Antlaşması ndan doğan yükümlülüklerinin tamamını üstlenebileceği bir duruma geldiğini göstermesi durumunda, akit tarafların, tam üyeliği görüşebileceklerini öngörmüştür (son dönem). Fakat Türkiye, Yunanistan ın izlediği yoldan giderek son döneme geçilmesini beklemeden, 1987 yılında ortaklık statüsünden ayrı olarak bir Avrupa devleti sıfatıyla Topluluklara tam üye olmak için başvuruda bulunmuştur. Gümrük Birliği, Türkiye nin AB ye entegrasyonunda bir kilometre taşıdır. Esas hedef, yukarıda da belirtmiş olduğumuz gibi AB ye tam üyeliktir. Aslında, 6 Mart 1995 tarihli Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) ile AB ye Türkiye nin Gümrük Birliği temelinde entegre olabilmesinin Avrupa Parlamentosu nun onay sürecine (uygunluk görüşü alınması) bağlanmasını kabul etmek büyük hatadır. Çünkü Katma Protokol, gerçek anlamda bir Gümrük Birliği Anlaşması olup, Türkiye ile AB ye üye ülkelerin Parlamentolarınca onaylanmıştır. Katma Protokol e göre Gümrük Birliği, sonradan yapılacak bir anlaşma ile değil, otomatik olarak yürürlüğe girecektir. Ortaklık Konseyi Kararı, aslında yeni bir hukuki durum yaratmamıştır. Tamamen şekle (sürece) ilişkin bir Karar olup, üye devletler ile AP nin bunu veto etme yetkisi yoktur. Çünkü, 12 Eylül 1963 tarihli Ankara Anlaşması nın 22 nci maddesi (22/1 ve 22/3), Ortaklık Konseyi Kararları nın aynen yerine getirilmesi, Türkiye nin ve Topluluğa üye devletlerin ortak yükümlülüğüdür hükmüne yer vermiştir. Gümrük Birliği yeni bir hukuki durum yaratmadığına göre, Karar onay sürecine tabi olmamalı idi. Türkiye nin şekle ilişkin bir Karar ın ekindeki çalışma belgesini yeni bir hukuki durum yaratan anlaşma olarak benimsemesi, bu Karar ın AP den geçmemesi durumunda ortaya çıkacak sonuçlara o dönemde katlanması riskini göze almasına yol açmıştır. Avrupa Parlamentosu nun o tarihteki Başkanı Alman Sosyal Demokrat Parlamenter Klaus Hansch bu konuda bir gazeteye vermiş olduğu demeçte şöyle demiştir: AP nin onay vermesi için, demokratikleşme ve insan hak- 4- AET ye ortaklık başvurusunun yapıldığı 1959 yılından bu yana Türkiye de 38 Hükümet görev yapmıştır. Programı olan 36 Hükümetten ikisi hariç 34 hükümet üyelik hedefinden vazgeçmiştir. S.Rıdvan Karluk, Batıya Açık Doğulu Politika Değil Doğu ya Açık Batılı Politika, ASOMEDYA, Aralık, 1997; S.Rıdvan Karluk ve Özgür Tonus, Türkiye-AB İlişkileri Çıkmaz Sokakta, Prof. Dr. Rıfat Üstün ün Anısına Armağan, Anadolu Üniversitesi İİBF Dergisi, No: 163, Cilt: XV, Sayı: 1-2, 1999. 5- S. Rıdvan Karluk, Turkeys Candidacy to European Union Memship Wolfang Gieler (Eds.) Turkey s Crossroads, Lit Verlang, Hamburg, 2002, s.22-27. 6- Hürriyet, 14.12. 2002. 7- Basın, 20.12. 2002. 33

DOSYA 6 Mart 1995 tarihli Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) ile AB ye Türkiye nin Gümrük Birliği temelinde entegre olabilmesinin Avrupa Parlamentosu nun onay sürecine (uygunluk görüşü alınması) bağlanmasını kabul etmek büyük hatadır. ları alanında olumlu sinyallere ihtiyacımız var. Türkiye de hiçbir değişiklik olmaz ise, bu iş olmaz. Bunun anlamı açıktır. AP, Türkiye nin buna itiraz etmemesi sonucunda, demokratikleşme ve insan haklarını bahane ederek Türkiye ye baskı yapmaya devam edecektir. Aslında Gümrük Birliği gibi ekonomik bir olayın demokratikleşme ve insan hakları ile doğrudan ilgisi yoktur. 2002 Aralık ayındaki Kopenhag Zirvesi nde, AT ile 1996 yılında gerçekleştirilen Gümrük Birliği nin derinleştirilmesi ve genişletilmesi kararlaştırılmıştır. Bu kapsamda 14 Temmuz 2003 tarihinde Komisyon, Türkiye nin 15 Nisan 2003 tarihinde ilettiği Eylem Planı çerçevesinde kendi Eylem Planı nı açıklamıştır. Eylem Planı nda Gümrük Birliği nin derinleştirilmesi kabul edilmiş ve bu kapsamda malların serbest dolaşımı, ticari sorunların çözümü, ortak ticaret politikası ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi konularında kararlar alınmıştır. Tüm bu kararların amacı, Türkiye ile AB yi ekonomik yönden bütünleştirmeye yöneliktir. 28 Ekim 2003 tarihinde Brüksel de gerçekleştirilen Türkiye-AB Gümrük Birliği Ortaklık Komitesi nin 14 ncü dönem toplantısında, Kopenhag Zirvesi nin Gümrük Birliği ne ilişkin kararı hatırlatılmıştır. Gümrük Birliği nin derinleştirilmesi ve genişletilmesinin, 1/95 sayılı Ortaklık Konsey Kararı kapsamında olmayan hizmetler ve kamu ihaleleri gibi konuların da ele alınması anlamına geldiği belirtilmiştir. 8 Gümrük Birliği nin OKK kapsamında genişletilmesi ve derinleştirilmesi, Türkiye nin Ankara Anlaşması ile AB ye (imza tarihindeki AET ye) üye olma hedeflerinden hiçbir şekilde bir sapma yaratmaz. Gelinen noktada Türkiye için dile getirilen özel statü, imtiyazlı ortaklık, güçlendirilmiş işbirliği gibi modeller Ankara Anlaşması na tamamen aykırıdır. Bu konudaki son girişim, 26 Kasım 2003 tarihinde AP deki Hristiyan Demokratların Türkiye ye üyelik yerine özel statü verilmesini öngören Genişleyen AB nin Komşuluk İlişkileri konulu Raporu nun AP Genel Kurulu nda kabul edilmesidir. 9 Türkiye üyelik yerine özel statü, imtiyazlı ortaklık, güçlendirilmiş işbirliği gibi yeni ve AB literatüründe olmayan ilişki modellerini benimseyemez. Çünkü bu ilişki şekilleri, Ankara Anlaşması nın lafzı ve ruhu ile bağdaşmaz. 10 II. KOPENHAG ZİRVESİ VE TAM ÜYELİK SÜRECİ 12-13 Aralık 2002 tarihleri arasında Kopenhag ta gerçekleştirilen Zirve nin Sonuç Bildirisi nde Türkiye ye 3 paragraf ayrılmıştır. 11 AB Konseyi, özellikle Katılım Ortaklığı Belgesi nde belirtilen birçok öncelikli alanı kapsayan yasa paketleri ile gerçekleştirilen uygulamalara yönelik önlemler olmak üzere Türkiye nin Kopenhag siyasi kriterlerini karşılama yönünde attığı adımları memnuniyetle karşılamıştır. 12 Türkiye üyelik yerine özel statü, imtiyazlı ortaklık, güçlendirilmiş işbirliği gibi yeni ve AB literatüründe olmayan ilişki modellerini benimseyemez. Çünkü bu ilişki şekilleri, Ankara Anlaşması nın lafzı ve ruhu ile bağdaşmaz. 8- S. Rıdvan Karluk ve Özgür Tonus, Avrupa Birliği nin Genişleme Perspektifinde Türkiye nin Yeri ; 2004 Türkiye İktisat Kongresi Bildirisi, İzmir, 5-9 Mayıs 2004. 9- AB Komisyonu nun ortaya attığı coğrafi olmaktan çok siyasi bir anlam ifade eden Geniş Avrupa terimi için bkz. EU, Wider Europe Neighbourhood: A New Framework for Relations with our Eastern and Southern Neighbours, Communication from the Commission to the Council and the European Parliament, Brussels, 11.03.2003, COM (2003), 104 final. 10- AB nin üçüncü ülkeler ile ilişkileri konusunda bkz. Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, s.298-307. 11- Bildiri nin Türkiye ye ilişkin 18, 19 ve 20 nci paragrafları için bkz. İKV Bülteni, 1-15 Aralık 2002. 12- İKV, Zirve de alınan kararlar Türkiye nin beklentilerini karşılamamıştır değerlendirmesinde bulunmuştur. AB nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günter Verheugen 31 Ocak 2003 tarihinde Ankara da, Türkiye den, AB ye yeni katılacak 10 ülkeye uygulanan kriterlerin dışındaki kesinlikle ek kriter aranmayacağına söz veriyorum demiştir. Hürriyet, 01.02.2003. Kopenhag Zirvesi sonrasında Almanya Başbakanı Schöder, Türkiye nin AB üyelik tarihini 2007, Komisyon Üyesi Verheugen 2013, Almanya Dışişleri Bakanı Fisher 2014-2019 olarak tahmin etmişlerdir. Financial Times, 3 September 2003. Fakat Verheugen 2003 Eylül ayında, AB, 2004 sonunda reformların uygulanması konusunda tatminkar bir sonuca ulaşamazsa, müzakere yerine tarama sürecini başlatma kararı alabilir ifadelerini kullanmıştır. Verheugen, 6-9 Eylül 2004 tarihlerinde Türkiye yi ziyaretinde ise Türkiye deki gelişmelerden memnun olduğunu açıklayarak sıcak mesajlar vermiştir. 34

Kopenhag Zirvesi nde de AB, daha önceki zirvelerde olduğu gibi Türkiye ye ayrımcı davranmıştır. Helsinki de adaylığı kabul edilmesine ve Türkiye ye farklı bir işlemde bulunulmayacağı taahhüt edilmiş olmasına rağmen, müzakerelere başlama tarihi verilmemiştir. Kopenhag Zirvesi nde de AB, daha önceki zirvelerde olduğu gibi Türkiye ye ayrımcı davranmıştır. Helsinki de adaylığı kabul edilmesine ve Türkiye ye farklı bir işlemde bulunulmayacağı taahhüt edilmiş olmasına rağmen, müzakerelere başlama tarihi verilmemiştir. Tarih, 2004 Mayıs ından sonraya bırakılarak Türkiye nin 25 ülkeyi (15+10) ikna etmesi ve resmen tanımadığı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ne de muhatap olması istenmiştir. AB de Türkiye nin üyeliğine karşı çıkanlar, aslında Türkiye yi gümrük birliği ile kendisine bağlayıp, kendi nüfuz alanı içinde tutmak istemektedirler. Bunun için AB hukukunda olmayan kendine özgü (sui generis) bir şekilde gümrük birliğini bir model olarak kullanmak istemektedirler. 13 Gümrük Birliği, AB için en uygun bir formül olup, sadece sanayi mallarının serbest dolaşımını öngörmesi sebebiyle de AB nin tercihidir. Malları üreten el emeğinin serbest dolaşımının kapsamaması ise, Türkiye nin aleyhinedir. Bu durumu, zamanın Ankara daki AB Temsilcisi Büyükelçi Michael Lake de kabul ederek, kendisine sorulan bir soruyu şöyle cevaplandırmıştır: Sözünü ettiğimiz bu iç içe çelişki daha da iç içe gelip, bizi AB ye götürecek mi? Başbakan 14 2000 yılında üyeyiz diyor. Bu saptamayı neye dayandırıyor bilmiyorum. Somut dayanağı yok çünkü. Fakat tabii hiç kimse Türkiye ye hayır, sen üye olamazsın diyecek durumda değil. 1963 te yapılan Ortaklık Anlaşması ndan beri Türkiye üyeliğe ehil ülkedir. 15 Türkiye, 1959 yılında o zamanki ismiyle Avrupa Ekonomik Topluluğu na, kurulduktan bir buçuk yıl sonra Roma Antlaşması nın 238 inci maddesine göre ortak üyelik (associate member) başvurusunda bulunmuş bir ülkedir. Bu özelliği ile Türkiye, 15 Mayıs 1959 da ortak üyelik başvurusu yapmış olan Yunanistan ın ardından AET ile ortaklık ilişkisi kurmuş ikinci ülkedir. 16 Ayrıca Türkiye, AB ye 14 Nisan 1987 tarihinde Ankara Anlaşması ndan bağımsız olarak bir Avrupalı devlet olarak AET yi kuran Antlaşma nın 237 nci maddesine göre tam üyelik başvurusunda da bulunmuştur. 17 Komisyon, Türkiye nin başvurusundan tam 2,5 yıl sonra 18 Aralık 1989 tarihinde Görüş Raporu nu açıklayarak Türkiye ye üyelik konusunda sarı ışık yakmıştır. Aslında 2,5 yılda Görüş Raporu nun açıklanmış olması, AB nin o tarihte bile ipe un sermesi olarak yorumlanmalıdır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Malta hariç tutulursa (Yunanistan 1 Ocak 1981 de üye olmuştur) 13 aday ülke (Hırvatistan dışında) arasından AT ye ilk başvuran ülke 31 Mart 1994 te Macaristan dır. Son ülke ise Slovenya dır. (10 Haziran 1996) Macaristan ve diğer dokuz Merkezi Doğu Avrupa (MDA) ülkesinin başvurularına İlişkin Komisyon Görüşü 16 Gümrük Birliği, AB için en uygun bir formül olup, sadece sanayi mallarının serbest dolaşımını öngörmesi sebebiyle de AB nin tercihidir. Malları üreten el emeğinin serbest dolaşımının kapsamaması ise, Türkiye nin aleyhinedir. 13- S.Rıdvan Karluk, AB-Türkiye Gümrük Birliği, Yeni Türkiye, Özel Sayı, No:3, Mart-Nisan 1995, s.190-191. 14- Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, 7 Mayıs 1995 tarihinde Hürriyet Gazetesi nde yayınlanan demecinde, En geç 1998 de Avrupa Birliği ne üyeyiz demiştir. 15- Milliyet, 22.12.1995. 16- Türkiye, AB ye Yunanistan ın ardından ikinci üyelik başvurusunda bulunan ülke olmasına rağmen, henüz AB üyesi olamamıştır ve 2010 lu yıllarda üye olması da çok sayıda şarta bağlanmıştır. Türkiye, Yunanistan ile birlikte 1975 yılında tam üyelik başvurusu yapsaydı, bugünkü karmaşık durum ortaya çıkmazdı. O dönemde Türkiye nin AET nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Tevfik Saraçoğlu, Yunanistan ın başvurusunu yaptığı gün merkeze tek paragraflık bir kripto göndererek, Türkiye nin de derhal AET ye tam üyelik başvurusunu yapması, ulusal çıkarlarımız bakımından hayati önem taşımaktadır. Talimatlarımıza demiş, fakat Ankara dan talimat gelmemiştir. 17- Karluk, A.g.k., s.962. 35

DOSYA Komisyon, Türkiye nin başvurusundan tam 2,5 yıl sonra 18 Aralık 1989 tarihinde Görüş Raporu nu açıklayarak Türkiye ye üyelik konusunda sarı ışık yakmıştır. Aslında 2,5 yılda Görüş Raporu nun açıklanmış olması, AB nin o tarihte bile ipe un sermesi olarak yorumlanmalıdır. Temmuz 1997 de açıklanmıştır. Aday 10 MDA ülkesinden beşi ile (Macaristan, Polonya, Estonya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya ve GKRY) 30 Mart 1998 de, diğer beş MDA ülkesi ile de 15 Ocak 2000 tarihinde müzakerelere başlanılmıştır. Malta dahil 13 aday ülkeden 10 u 1 Mayıs 2004 tarihinde AB üyesi olmuştur. En eski ortak Türkiye ye ilişkin Komisyon un olumsuz görüşünün açıklanması bile 2,5 yıl sürmüş ve Konsey, Komisyon un bu görüşüne 5 Şubat 1990 tarihinde uymuştur. Böylece, daha MDA ülkeleri ortada yok iken Türkiye AB nin kapısından döndürülmüştür. Oysa Yunanistan ın AT üyeliğinde, Komisyon un olumsuz görüşüne Konsey uymamış ve Yunanistan ile üyelik görüşmelerine başlanmıştır. O tarihte de, aynen şimdi olduğu gibi Komisyon, madem üye olarak alamıyoruz, size biraz yardım yapalım zihniyetiyle Matutes Paketi ni (İşbirliği Programı) 6 Haziran 1990 tarihinde yürürlüğe koymuştur. Türkiye yi AET ye ortak üye yapan Ortaklık Anlaşması (Ankara Anlaşması) 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara da imzalanmış ve 1 Aralık 1964 te yürürlüğe girmiştir. Zamanın Başbakanı İsmet İnönü Anlaşma nın imza töreninde, Bu Anlaşma, Türkiye ve Avrupa yı ebediyete kadar bağlamaktadır diyerek çok önemli bir gerçeği açıklamıştır. Çünkü Ankara Anlaşması, Roma Antlaşması nın 238 inci maddesine dayanmakta, Türkiye-Topluluk ortaklığının temel ilkelerini belirlemektedir. AET Komisyonu nun Başkanı Alman Profesör Walter Hallstein, Ankara Anlaşması nın imzalanması dolayısıyla Ankara daki törende yaptığı konuşmada, Belli bir geçiş döneminden sonra Türkiye nin AET ye tam üye olarak kabul edilmesi gerektiğini savunmuştur. Hallstein i bu görüşe iten, Ankara Anlaşması nın 25 inci (benzer şekilde Atina Anlaşması Md. 72) maddesidir. 18 Anlaşma, Topluluk (AET) ile imzalandığı için Topluluk içinde doğrudan uygulanan bir Topluluk hukuk belgesidir. Topluluk üyesi ülkelerce imzaladığı için de uluslararası hukuk belgesidir. Açıkça söylemek gerekirse Ankara Anlaşması ve Katma Protokol, birincil Topluluk hukukunun birer parçalarıdır. Ankara Anlaşması nda taraflara fesih hakkı tanınmamış, yürürlük süresi de öngörülmemiştir. Bu sebeple, Anlaşma nın amaçları gerçekleşene kadar yürürlükte kalması gerekir. Avrupa Birliği Türkiye ye çifte standart uygular, Roma hukukunun istikrarın temeli olan Pacta Sund Servanda (Ahde Vefa) ilkesine sadık kalmaz ise, iplerin kopmasına zemin hazırlayacaktır. Eğer AB, Omnis conventis rebus sic stardibus (her anlaşma yapıldığı dönemin şartlarına bağlıdır) deyip Ankara Antlaşması nı yok sayarsa, Türkiye ile AB ilişkileri mutlaka yeni baştan düzenlenmelidir. Nitekim Fransa Başbakanı Villepen, Fransız Haber Ajansı AFP ye 19 Ocak 2006 tarihinde vermiş olduğu demeçte, AB ye üyelik için Türkiye nin tarihten gelen doğal bir hakkı yoktur demiştir. Böylece, ahde vefa ilkesini ve Ankara Antlaşması nı yok saymıştır. Ankara Anlaşması nın amacı, 2 nci maddede yer almıştır. Bu amaca göre taraflar arasında bir gümrük birliğinin gittikçe gelişen şekilde kurulması gerekir. Ortaklığın bir hazırlık, bir geçiş ve bir son dönemi vardır. Ankara Anlaşması nın 28 nci maddesi, Türkiye nin Roma 18-1-15.9.1982: Europaische Gemenschaften, Europa-Arhiv, Folge 19/1963, 2. s.207. Nakleden Harun Gümrükçü, Türkiye ve Avrupa Birliği, Beta Basım A.Ş., İstanbul 2002, s.259. 36

Türkiye nin geleceği, son 200 yıldır izlediği temel politikalara uygun olarak Batı dünyası ile entegrasyonda yatmaktadır. Bu entegrasyon gerçekleştirilirken, ülkenin çıkarları korunmadan, gerekli mali yardım alınmadan, işçilerin serbest dolaşımı konusundaki haklara sahip çıkılmadan, Türk vatandaşlarına konan vizeler kaldırılmadan AB ile Gümrük Birliği bazında birleşmeye gitmek, aslında Ankara Anlaşması na uygun değildir. Antlaşması ndan doğan yükümlülüklerinin tamamının üstlenebileceği bir duruma geldiğini göstermesi durumunda, akit tarafların tam üyeliği görüşebileceğini öngörmüştür. 19 Son dönem, 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokol deki yükümlülüklerin Türkiye tarafından takvime uygun olarak yerine getirilmesiyle 1 Ocak 1996 tarihinde başlamıştır. Katma Protokol, Ankara Anlaşması nın 4 ncü, Geçici Protokolün 1 inci maddesine dayanılarak hazırlanmış bir Ön Katılım Anlaşması dır (preadhesion). Bu durumdan çıkan sonuç şudur: Geçiş döneminden sonraki dönemde Türkiye nin AB üyesi olması Türkiye nin hakkıdır. 20 Avrupa Birliği Türkiye ye çifte standart uygular, Roma hukukunun istikrarın temeli olan Pacta Sund Servanda (Ahde Vefa) ilkesine sadık kalmaz ise, iplerin kopmasına zemin hazırlayacaktır. Eğer AB, Omnis conventis rebus sic stardibus (her anlaşma yapıldığı dönemin şartlarına bağlıdır) deyip Ankara Antlaşması nı yok sayarsa, Türkiye ile AB ilişkileri mutlaka yeni baştan düzenlenmelidir. Nitekim Fransa Başbakanı Villepen, Fransız Haber Ajansı AFP ye 19 Ocak 2006 tarihinde vermiş olduğu demeçte, AB ye üyelik için Türkiye nin tarihten gelen doğal bir hakkı yoktur demiştir. Böylece, ahde vefa ilkesini ve Ankara Antlaşması nı yok saymıştır. Fransa İçişleri Bakanı, UMP Başkanı Nicolas Sarkozy nin stratejik ortaklık, Almanya Başbakanı Angela Merkel in imtiyazlı ortaklık ya da imtiyazlı ilişki modelini Türkiye kabul edemez. Merkel, 22 Mart 2007 tarihinde tam üyelik önümüzdeki 50 yılın acil bir sorunu değildir diyerek Türkiye ye bakışını net bir şekilde ortaya koymuştur. III. ÜYELİĞİN ALTERNATİFİ İMTİYAZLI ORTAKLIK DEĞİLDİR Türkiye nin geleceği, son 200 yıldır izlediği temel politikalara uygun olarak Batı dünyası ile entegrasyonda yatmaktadır. Bu entegrasyon gerçekleştirilirken, ülkenin çıkarları korunmadan, gerekli mali yardım alınmadan, işçilerin serbest dolaşımı konusundaki haklara sahip çıkılmadan, Türk vatandaşlarına konan vizeler kaldırılmadan AB ile Gümrük Birliği bazında birleşmeye gitmek, aslında Ankara Anlaşması na uygun değildir. Türkiye nin AB ye tam üye olmadan ikinci sınıf bir ülke statüsünde AB ye entegre olması kabul edilemez. Başbakan Erdoğan bu durumu bir İtalyan gazetesinde (Il Sale 24 Ore) 13 Haziran 2005 tarihinde yayınlanan demecinde şöyle yorumlamıştır: AB de ya birinci lige doğrudan gireriz ya da hiç girmeyiz. İkinci ligde oynamayız. Mevcut ilişki modelinde Türkiye, Birliğin yapısal fonlarından yararlanamamıştır. Daha önemlisi, Türkiye AB nin kurumlarında temsil edilmediği için onların özellikle rekabet ve dış ticaret politikaları konusunda aldıkları kararları aynen uygulamak zorunda kalmıştır. Türkiye, AB ile Gümrük Birliğini, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı çerçevesinde 1996 yılında gerçekleştirmiş ve böylece AB müktesebatında şimdiye kadar denenmemiş bir hukuki yapı içinde önemli bir yük altına girmiştir. 21 Türkiye nin AB ye tam üye olmadan ikinci sınıf bir ülke statüsünde AB ye entegre olması kabul edilemez. Başbakan Erdoğan bu durumu bir İtalyan gazetesinde 13 Haziran 2005 tarihinde yayınlanan demecinde şöyle yorumlamıştır: AB de ya birinci lige doğrudan gireriz ya da hiç girmeyiz. İkinci ligde oynamayız. 19- Ankara Anlaşması, Md. 28. Ankara Anlaşması metni için bkz. Haluk Günuğur, Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri, EKO Yayınlar, Ankara, 2003, s.7. 20- Karluk, Avrupa Birliği ve Türkiye, s.921. 21- S. Rıdvan Karluk, Gümrük Birliği Yeterli mi? Milliyet, 09.08.1995; S. Rıdvan Karluk, Sadece Gümrük Birliği Yeterli mi? Gümrük Birliği Sürecinde Türkiye, Özel Sayı, Eylül 1995, s.305; Karluk, Avrupa Birliği ne Tam Üyelik Yolunda Gümrük Birliği Süreci, s.727-739; S.Rıdvan Karluk, Turkey s Candidancy to European Union Membership, Turkey at the Crossroads, (Ed. Wolfang Gieler), Lit Verlag, Hamburg, 2002, s.20-27; S.Rıdvan Karluk, Türkiye nin Tercihi Gümrük Birliği Değildir, Dünya, 12.10.2004. 37

DOSYA Türkiye nin AB nin geçmişinde görülmemiş bir model içinde AB ye tam üye olmadan bu Birliğe sınırlı bir biçimde 1 Ocak 1996 dan itibaren katılması, yukarıda söz edildiği gibi sui generis (kendine özgü) bir durumdur. Avrupa aslında Türkiye yi Gümrük Birliği bağı ile kendine bağlayıp, kendi nüfuz alanı içinde tutmak istemektedir. 22 Avrupa nın amacı, K. Hansch ın yukarıda açıklanan fikirleri ışığında çelişkili bir durum şöyle özetlenebilir: Avrupa Türkiye yi hem istiyor, hem de istemiyor. İstiyor, çünkü yanıbaşında hızla büyüyen 70 milyonluk önemli bir pazardan hem ucuz mal almak ve ucuz işgücünden yararlanmak ve hem de bu pazara mal satmak istiyor. İstemiyor, çünkü kendi kültüründen olmayan 70 milyonluk Müslüman bir ülkenin eşit haklarla kendi içinde yer almasını pek arzu etmiyor. Gümrük Birliği, AB için en uygun bir formül olup, sadece sanayi mallarının serbest dolaşımını öngörmesi sebebiyle de AB nin bir tercihidir. Malları üreten el emeğinin serbest dolaşımının kapsamaması ise, Türkiye nin aleyhinedir. Türkiye-AB Gümrük Birliği ni, şu Türk vecizesi ile özetlemek mümkündür: Mal geçer, adam geçmez. Zamanın AB Temsilcisi Michael Lake de bu durumu kabul ederek şu yorumu yapmıştır: Şimdi GB ile aramızda sanayi, enerji, çevre, ulaşım, telekomünikasyon, bilim ve araştırma, tarım ve hatta kültür alanında çok yakın bir işbirliği ortamı doğmuş oluyor. Bunların yanı sıra, dışişleri ve güvenlik alanlarındaki politikalarımızı da uyumlu hale getirebilmek için, siyasi işbirliği alanı yaratılmış oluyor. 23 Gümrük Birliği nin yapılan haklı itirazlara rağmen benimsenmesinin temel sebebi, tam üyeliğe götürecek en hızlı araç olarak kabul edilmesidir. OKK daki birçok teknik düzenleme, çok gecikmeksizin tam üyeliğin gerçekleşeceğini varsaymasına dayanılarak hazırlanmıştır. Türkiye ye tam üyelik perspektifinin verilmemesi durumunda Gümrük Birliği, tam üyelik için bir araç olma niteliğini yitirecek ve AB ile dış ticareti düzenleyen bir nitelik kazanacaktır. Fakat OKK çerçevesinde verilen tavizler, büyük ölçüde konsolide edilmiştir. Üçüncü ülkelerle imzalanan ikili anlaşmalara dayandırılan teknik hususlar, AB ile karşılıklı gümrük indirimlerinden vazgeçildiği takdirde ortaya birçok sorun çıkaracaktır. Bu sebeple Gümrük Birliği, ticareti düzenleyen niteliği itibariyle yeniden müzakere edilse bile, bu o kadar kolay olmayacaktır. Türkiye ye AB mevzuatına aykırı bir şekilde imtiyazlı ortaklık önerenlerin başında Almanya Başbakanı Angela Merkel gelmektedir. Merkel, 17 Şubat 2004 tarihinde Hristiyan Demokrat Birliği Partisi (CDU) Başkanı olarak Ankara da yaptığı açıklamada Türkiye nin AB ye tam üyeliğini desteklemediğini, üyeliğine sıcak bakmadıklarını ve Türkiye ye imtiyazlı ortaklık önerdiklerini açıklamıştır. Türkiye ye AB mevzuatına aykırı bir şekilde imtiyazlı ortaklık önerenlerin başında Almanya Başbakanı Angela Merkel gelmektedir. Merkel, 17 Şubat 2004 tarihinde Hristiyan Demokrat Birliği Partisi (CDU) Başkanı olarak Ankara da yaptığı açıklamada Türkiye nin AB ye tam üyeliğini desteklemediğini, üyeliğine sıcak bakmadıklarını ve Türkiye ye imtiyazlı ortaklık önerdiklerini açıklamıştır. Başbakan Erdoğan ise, bu görüşe katılmadığını belirtmiştir. 6 Ekim 2004 tarihinde Alman Hristiyan Demokratların önde gelenlerinden olan ve Hristiyan Demokrat Parti nin (CDU) politikalarının oluşumunda etkili olan Konrad Adenauer Vakfı nın Başkanı Dr. Bernhardt Vogel, Türkiye de Avrupa Birliği üyeliğine verdiğiniz öncelik beni şaşırttı. Tabii ciddiye alınacağını ben de tahmin ediyordum ama AB üyeliğinin herşeyin üzerinde tutulması sevindirici fakat tehlikesiz de diyemeyiz demiştir. Türkiye için ikinci sınıf imtiyazlı ortak üyelik statüsünü Dr. Vogel şöyle değerlendirmektedir: 22- Karluk, AB- Türkiye Gümrük Birliği, Yeni Türkiye, s.189. 23- Milliyet, 22.12.1995. 38

Fransa da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sosyalistlerin adayı Segolene Royal, AB nin Türkiye yi tamamen red etmesinin hata olacağını söylemiştir. France 2 TV sinde 15 Mart 2007 de konuşan Royal, Türkiye nin bugün üyelik şartlarını yerine getirmediğini ve genişleme sürecine, Avrupa (mekanizmasının) daha iyi çalışması için mola verilmesi gerektiğini düşünüyorum demiştir ama Türkiye nin sırf Türkiye olduğu için Avrupa dan dışlanmasının yanlış olacağını da belirtmiştir. Royal in bu görüşüne karşın diğer Cumhurbaşkanı adayı Nicolas Sarkozy Eylül 2006 da Türkiye nin yaşlı kıtaya ait olmadığını söylemiştir: İmtiyazlı ortaklık ifadesini tam üyeliğe alternatif olarak asla görmüyorum. Bu, önümüzdeki müzakere süreci için pratik bir öneri. Türkiye bu kadar uzun süre bekleyeceğine, imtiyazlı ortaklık statüsünden yararlanmalı. Bu üyeliği tamamlayıcı bir öneridir. Şu anda bu öneri resmi değil. CDU, Aralık ayındaki oylamaya katılmıyor. Ama büyük ihtimalle Avrupa Konseyi nde Almanya nın oyunu Mart 2006 dan itibaren Bayan Merkel kullanacak. Hiç şüpheniz olmasın 2006 dan itibaren imtiyazlı ortaklık formülü Türkiye bağlamında gündeme gelecek. Hristiyan Demokrat Parti nin seçim kampanyasının parçası olacak zaten bu konu. Fransa da cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sosyalistlerin adayı Segolene Royal, AB nin Türkiye yi tamamen red etmesinin hata olacağını söylemiştir. France 2 TV sinde 15 Mart 2007 de konuşan Royal, Türkiye nin bugün üyelik şartlarını yerine getirmediğini ve genişleme sürecine, Avrupa (mekanizmasının) daha iyi çalışması için mola verilmesi gerektiğini düşünüyorum demiştir ama Türkiye nin sırf Türkiye olduğu için Avrupa dan dışlanmasının yanlış olacağını da belirtmiştir. Royal, Çok daha fazla ülkeyi Avrupa nın hümanist değerlerine bağlamalıyız. Hatırlatırım ki, Türkiye büyük laik bir ülke. Ülkelerin, ayrıcalıklı ortaklıklar çerçevesinde de olsa bu değerlere bağlanmasını arzu ederiz şeklinde konuşmuş 24 ve şunları söylemiştir: Türkiye, onurlu halkı olan büyük bir ülke. Büyük saygısızlıkla Avrupa ya layık olmadığı yargısında bulunanların sesine asla sesimi katmayacağım. Türkiye nin AB üyeliğiyle ilgili olarak Royal, Prensipte bundan yana olduğunu, ama şimdi Avrupa daki uyumsuzlukların genişlemeden önce çözülmesi gerektiğini söylemiştir. Türkiye nin AB ye girişini referanduma sunacağını kaydeden Royal, Şu anda bundan yana olmamamın nedenleri Türkiye ye değil, Avrupa ya bağlı... Bir mola verilmeli. Sınırlarının dengesi için zaman gerekiyor demiştir. Coğrafyanın Türkiye nin üyeliğine karşı bir tartışma konusu olmadığını, Avrupa nın toprak değil, siyasi bir proje olarak görülmesi gerektiğini de özellikle vurgulamıştır. Müslümanların çoğunluğunun oluşturduğu Türkiye nin, Hristiyan kulübü olmayan ve zaten birçok Müslümanın bulunduğu Avrupa da mükemmel bir yeri olduğunu ifade eden Royal, şu görüşü ortaya atmıştır: Avrupa nın Türkiye nin entegrasyonundan kazanacağı çok şey var. 25 Royal in bu görüşüne karşın diğer Cumhurbaşkanı adayı Nicolas Sarkozy Eylül 2006 da Türkiye nin yaşlı kıtaya ait olmadığını söylemiştir: Avrupa arızalı, çünkü büyük Müslümanların çoğunluğu oluşturduğu Türkiye nin, Hristiyan kulübü olmayan ve zaten birçok Müslümanın bulunduğu Avrupa da mükemmel bir yeri olduğunu ifade eden Royal, şu görüşü ortaya atmıştır: Avrupa nın Türkiye nin entegrasyonundan kazanacağı çok şey var. 24- La candidate PS à la présidentielle interrogée sur l entree de la Turquie dans l UE, a déclaré: Je pense que ce serait une erreur de rejeter la Turquie parce que c est la Turquie Nous avons intérêt à arrimer aux valeurs humanistes de l Europe le plus grand nombre de pays et la Turquie est un grand pays laic, je le rappelle Mais elle a aussi ajouté: Je pense que la Turquie ne remplit pas les conditions aujour hui et qu il faut une pause (dans l élargiessement) pour que l Europe déjà fonctionne bien. Ajanslar, 16.03.2007. 25- ABHaber, 24.03.2007. Royal in kitabı Şimdi, 27 Mart 2007 tarihinde Fransa da yayınlanmıştır. Segolene Royal, Maintenant (Reliune Inconnue), Hachette Litt, Paris, 28 Mars 2007. 39

DOSYA Türkiye, AB nin önemli bir ticaret ortağıdır. Bu ortaklık, büyük ölçüde taraflar arasında gerçekleştirilmiş olan gümrük birliğine dayanmaktadır. AB 25 ülkelerinin 2005 yılında Birlik dışı ülkelere yaptığı toplam ihracatında Türkiye, AB nin Birlik dışına ihracat yaptığı 6 ncı ülkesidir (pazarıdır). AB ile Türkiye arasındaki sıkı ticari ilişkiler, tam üyeliğe giden yolda önemli bir faktördür. AB nin Türkiye gibi önemli bir ticaret ortağını içine almamakta ısrar etmesi, AB nin ekonomik çıkarlarına da uygun değildir. Avrupa ülkeleri rollerini oynamıyorlar. Karışıklıktan çıkmak ve bazı gerçekleri kabul etmek gerekiyor. Önce acilen Avrupa nın inşası için yeni bir motor hayal etmek gerekiyor. Fransa-Almanya motoru artık yetmiyor. Avrupa nın sınırlarını da belirlemek gerekiyor. Böylece Türkiye nin Yaşlı Kıta ya ait olmadığını söylüyorum. Türkiye nin Avrupa Birliği nin bir ülkesi olma niyeti olmadığını da sözlerine ekleyen Sarkozy, Ben Avrupalıyım ve entegrasyonun genişlemeden önce geldiğini savunan politik Avrupa projesine sadık kalmak istiyorum. Avrupa ya her zaman evet oyu kullandım. demiştir. Sarkozy nin sözleri aynen şöyledir: Elle est en panne que parce que les grands pays européens ne remplissent plus rôle. Il faut sortir de la confusion et accepter quelques vérités. D abord, il faut imaginer de toute urgence un nouveau moteur à la construction européenna. Le moteur franco-allemand ne suffit plus. Il faut aussi fixer des frontiéres à l Europe. Ainsi je maintiens que la Turquie n appartient pas au Vieux Continent. Il faut encore doter I Europe d une Constitution et d institutions qui fonctionnent, avec unprésident élu pour deux ans et demi, et dont ce sera la seule tâche. Voilà quelques initatives nécessaires pour que la Communauté europénne reparte d un bon pied. 26 Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ise, Mon Combat Pour La Paix (Mart 2007) isimli kitabında Türkiye ye ilişkin şu önemli açıklamada bulunmuştur: Türk sorunu daima ilgi odağı olacaktır. Türkiye ile müzakerelerin yürütülmesinin Avrupa nın yararına olduğunu hep söyleme nedenim de budur. Türkiye ye kapıyı kapatmak onu radikalizme ve izolasyona terk etmek demektir. Türkiye yi aramıza almanın kendi çıkarımıza olduğuna inanıyorum. Konuyu güvenlik, istikrar, barış açısından değerlendirecek olursak, bu büyük ülkenin, bizimle birlikte olmasının tamamen olumlu bir gelişme olduğu açıktır. Onu reddetmek, sınırlarımızda kesinlikle bir istikrarsızlık, güvensizlik riski oluşturacaktır ve böyle bir durumla karşılaşmaktan kuşkusuz kaçınmak gerekmektedir. Ve eğer, Türkiye Avrupa Birliği ne giriş yaparsa dünya devleriyle rekabet etmesine izin verecek büyüklüğe erişecektir. Her halükarda yol uzun ve zor olacaktır. Chirac, AB nin, tüm şartlarını yerine getirdiği takdirde Türkiye ye hayır, tam üye olamayacaksınız diyemeyeceği görüşündedir. Chirac ın bu olumlu görüşlerine karşılık eski Cumhurbaşkanı Valery Giscard D Estaing Avrupalı olmayan Türkiye nin AB ye girmesi halinde Birliğin en yoksul ve en kalabalık üyesi olacağını öne sürerek Türkiye nin üyeliğine karşı çıkmıştır. Avrupa Anayasası nı hazırlayan Konvansiyon a başkanlık eden Giscard, Newsweek Dergisi nde yayınlanan söyleşide, Türkiye nin AB üyeliği konusunda şunları söylemiştir: Türkiye başka bir şey. Avrupa nın (AB nin) en yoksul ve en kalabalık üyesi olacak, Avrupalı olmayan bir ülkeyi almamız gerektiği söyleniyor. Anlamsızdır. Bu nedenle bir çözüm bulmalıyız: Güçlü bir ilişki, üyelik değil. Giscard, Avrupa nın kimliğinde Hristiyan unsurunun önemli olduğunu vurgulamıştır: Bizim laik değerler de, Hristiyan değerlerinden geliyor. Çünkü hümanizmin Hristiyan kökleri var. 27 IV. TÜRKİYE EKONOMİK YÖNDEN ÜYELİĞE EHİL BİR ÜLKE OLUP, AB NİN DE ÖNEMLİ BİR TİCARET ORTAĞIDIR 1 Kasım 1993 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği Antlaşması nda (Maastricht Anlaşması) parasal birliğin gerçekleşmesi kapsamında üye ülke ekonomileri arasındaki farklılıkların giderilmesi amacıyla Maastricht kriter- 26- Figaro Magazine, 1 Septembre 2006. http://www.lefigaro.fr/magazine/20060901.www000000247 _sarkozy_je_revendique_la_rupture.html. Erişim: 1 Septembre 2006. 27- Newsweek, 26 March 2007. 40

Avrupa Komisyonu, 21 Şubat 2007 tarihinde açıkladığı 2008 yılı Siyasi Strateji Belgesi ne göre Türkiye nin Birliğe en erken 2013 yılında sona eren bütçe döneminden sonra katılabileceği öngörülmüştür. Nüfusu, coğrafi konumu, ekonomisi ve kültürel farklılıkları sebebiyle Türkiye nin AB üyeliği, daha önceki genişlemelerinden farklı olacaktır. Türkiye nin üyeliğinin Birliğe sağlayacağı muhtemel faydalar olarak Türkiye nin üyelik hedefinin bölgedeki Müslüman ülkeler için de olumlu bir örnek oluşturduğu, Türkiye nin sahip olduğu özellikler ile bölgesel ve uluslararası istikrara katkıda bulunacağı, AB genelinde enerji arzı güvenliğinde önemli bir rol oynayacağı belirtilmiştir. leri belirlenmiştir. Beş adet olan kriterlerden ilki enflasyona ilişkindir. Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşma nın 121 inci Maddesi nde Öngörülen Yakınlaşma Kriterlerine İlişkin Protokolün 1 inci maddesinde, Enflasyon, ulusal tanımlardaki farklılıklar göz önünde bulundurularak, karşılaştırılabilir bazlı bir tüketici fiyat endeksi aracılığıyla ölçülür hükmü yer almıştır. Eurostat, üye ülke istatistik kuruluşları ile işbirliği yaparak bir Uyumlaştırılmış Tüketici Fiyat Endeksi (HICP) oluşturmuş ve bu endeks 1997 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır. HICP, üye ülkelerdeki TÜFE oranları için karşılaştırılabilir bir standart sağlamaktadır. Avrupa Topluluğunu Kuran Antlaşma nın 121 inci Maddesi nde Öngörülen Yakınlaşma Kriterlerine İlişkin Protokol ün 4 üncü maddesinde, Faiz oranları, ulusal tanımlardaki farklılıklar göz önünde bulundurularak, devlet tahvilleri ve benzeri menkul kıymetler bazında ölçülür hükmü kapsamında faiz oranlarına ilişkin yakınlaşma kriterinin değerlendirilmesinde, 10 yıllık devlet tahvillerinin getirisi kullanılmaktadır. Bu tahvillerin faiz oranlarının 12 aylık dönemler itibarıyla ortalamaları alınmaktadır. 28 Devlet bütçesi ile ilgili veriler, aşırı kamu açığı süreci kapsamında değerlendirilmekte ve ulusal muhasebe standartları bazında hesaplanmaktadır. Kamu açığı, Aşırı Kamu Açığı Sürecine İlişkin Protokol ün 2 nci maddesi uyarınca, devletin net borçlanma gereğini ifade etmektedir. Devlet terimi ile ticari faaliyetler hariç, merkezi devlet, yerel yönetimler ve sosyal güvenlik fonları anlaşılmaktadır. Aşırı kamu açığı sürecine ilişkin hükümler, Ekonomik ve Parasal Birliğe katılan ülkelerin, Euro alanında enflasyonist baskıya yol açabilecek derecede borçlanmaktan kaçınmalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Tablo 1 de AB ülkelerinde ve Türkiye de 2005 yılındaki yakınlaşma kriterleri verilmiştir. 2005 yılında Türkiye, bir aday ülke olarak referans değerlere oldukça yaklaşmıştır. AB ye son katılan Romanya ve Bulgaristan ile beşinci genişlemede AB üyesi olan 10 ülke ile karşılaştırıldığında bazı kriterlerde Türkiye nin AB üyesi ülkelerden daha iyi performans gösterdiği görülmektedir. The Economist Dergisi, Mart 2007 tarihli sayısında 50 nci yaşını kutlayan AB ye ilişkin hazırladığı dosyada, AB nin genişleme stratejisine ilişkin yorumda AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin kopmasının felaket olacağını belirtmiştir. Genişleme tartışmaları yapılırken Türkiye nin de gözardı edilemeyecek bir unsur olduğunun altını çizen The Economist, en erken başvuru yapmış ve uygunluğu 1963 yılında kabul edilmiş olmasına karşın hala kapının dışında tutulmasının ve Doğu Avrupalı adayların kendilerinden önce içeri alınmış olmasının Türkleri küstürdüğünün altını çizmiştir. 28- DPT, AB Üyesi Ülkelerde ve Aday Ülkelerde Ekonomik Gelişmeler, Ankara, Şubat 2007, s.37. 41

DOSYA DOSYA Tablo: I AB (27) ve Türkiye de Maastricht Yakınlaşma Kriterleri (2005) (*) Türkiye ye ait uzun dönemli faiz oranı OECD verilerinden alınmıştır. Kaynak: DPT, A.g.k., s.38 ve Eurostat 42

Türkiye nin ekonomik performansındaki iyileşme ise Tablo: II de verilmiştir. Tablo: II Türkiye nin Maastricht Kriterleri Yönünden Gösterdiği Gelişim (*) Türkiye ye ilişkin uzun dönemli faiz oranları OECD verilerinden alınmıştır. Kaynak: DPT, A.g.k., s.39 ve Eurostat Türkiye, AB nin önemli bir ticaret ortağıdır. Bu ortaklık, büyük ölçüde taraflar arasında gerçekleştirilmiş olan gümrük birliğine dayanmaktadır. AB 25 ülkelerinin 2005 yılında Birlik dışı ülkelere yaptığı toplam ihracatında ABD yüzde 23,2 lik bir pay ile ilk sırada yer almıştır. ABD yi yüzde 7,6 ile İsviçre, yüzde 5,2 si Rusya, yüzde 4 ile Japonya, yüzde 4,8 i Çin ve yüzde 3,9 ile Türkiye izlemektedir. Türkiye, AB nin Birlik dışına ihracat yaptığı 6 ncı ülkesidir (pazarıdır). AB 25 in üçüncü ülkelerden yapmış olduğu toplam ithalatından 2005 yılında ülke bazında en yüksek payı yüzde 13,9 ile ABD almıştır. Üçüncü ülkelerden yapılan toplam ithalatın yüzde 6,2 si Japonya, yüzde 9,1 i Rusya Federasyonu, yüzde 5,6 sı İsviçre, yüzde 5,7 si Norveç, yüzde 2,8 i Güney Kore ve yüzde 2,8 i Türkiye den gerçekleştirilmiştir. AB kimyasallar, taşıma araçları, sanayi makineleri açısından net ihracatçı pozisyonda iken, hammadde ve enerji ticaretinde net ithalatçı konumundadır. AB nin korumacı tarım politikasına rağmen gıda ve içecek ticaretinde önemli bir açık vardır. AB ile Türkiye arasındaki sıkı ticari ilişkiler, tam üyeliğe giden yolda önemli bir faktördür. AB nin Türkiye gibi önemli bir ticaret ortağını içine almamakta ısrar etmesi, AB nin ekonomik çıkarlarına da uygun değildir. V. 2008 YILI SİYASİ STRATEJİ BELGESİ İLE BERLİN BİLDİRİSİ NDE TÜRKİYE Avrupa Komisyonu, 21 Şubat 2007 tarihinde 2008 yılı Siyasi Strateji Belgesi ni açıklamıştır. Bu Belge ye göre Türkiye nin Birliğe en erken 2013 yılında sona eren bütçe döneminden sonra katılabileceği öngörülmüştür. Nüfusu, coğrafi konumu, ekonomisi ve kültürel farklılıkları sebebiyle Türkiye nin AB üyeliği, daha önceki genişlemelerinden farklı olacaktır. Türkiye nin üyeliğinin Birliğe sağlayacağı muhtemel faydalar olarak Türkiye nin üyelik hedefinin bölgedeki Müslüman ülkeler için de olumlu bir örnek oluşturduğu, Türkiye nin sahip olduğu özellikler ile bölgesel ve uluslararası istikrara katkıda bulunacağı, AB genelinde enerji arzı güvenliğinde önemli bir rol oynayacağı belirtilmiştir. 43

DOSYA Berlin de yapılan 50 nci yıl kutlamalarında Almanya Başbakanı Merkel in, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac a üzerinde Napolyon un Mısır da Osmanlı yı yenmesini gösteren bir figür bulunan bir bira kupası hediye etmesi, Merkel in Türkiye ye bakış açısını ortaya koyması bakımından önemlidir. Avrupa Birliği nin geçmişten çok gelecekle ilgilenmesi gerektiğini söyleyerek bu duruma tepki gösteren Dışişleri Bakanı Gül, Gelecek vizyonu varsa gelecekle ilgilenmesi gerekir. Geçmişle uğraşmak Avrupa Birliği nin vizyonuna de pek yakışmaz demiştir. Belgede ayrıca, göç ve sığınma politikasının geliştirilmesinin yanı sıra terörizm, organize suç, kaçakçılık ve uyuşturucuyla mücadelede Türkiye nin işbirliğine ihtiyaç duyulduğuna yer verilmiştir. Fakat Komisyon, Türkiye nin AB üyeliğinin risk ve tehditler barındırdığına da dikkati çekerek, Türkiye ile birlikte Birliğin uluslararası alanda başa çıkması gereken dış sorunlarının artabileceği, Türkiye nin üyeliğinin AB içinde bölgesel gelişmişlik farklarını artıracağı, Türkiye den AB ye göç olacağı da vurgulanmıştır. Belgede, üyelikle birlikte Türkiye nin, Birliğin karar alma mekanizmalarında ağırlıklı bir yere sahip olacağı ve AB bütçesinin dağılımını etkileyeceği belirtilmiştir. Komisyon, Avrupa Komşuluk Politikası çerçevesinde ilişkilerini güçlendirmenin yanı sıra Türkiye ve Rusya ile bölgesel istikrarın artırılması yönünde işbirliğine gidilebileceğini açıklamıştır. Strateji Belgesi nde, Türkiye nin üyeliği gözardı edilerek, ilişkilerin Avrupa Komşuluk Politikası kapsamı içinde değerlendirmesine yönelik ifadelere yer verilmiştir. AB üyesi ülkelerin Devlet ve Hükümet Başkanları, AB nin (AET nin) kurucu belgesi niteliğindeki 25 Mart 1957 tarihli Roma Anlaşması nın 50 nci yıldönümünü kutlama törenleri sonunda yayınladıkları Berlin Bildirisi nde Avrupa Anayasası, genişleme ve din gibi dikenli konulara değinmemişlerdir. AB nin geleceğiyle ilgili sorunların üstesinden gelmek için gerekli siyasi iradeye sahip oldukları izlenimini vermekte başarısız olmuşlardır. Bildiri yi AB Dönem Başkanı Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans Gert Pöttering imzalamışlardır. Genişleme konusunun geçiştirilmesinin sebeplerinden biri Türkiye dir. Genişleme konusu Bildiri de, AB refahını, dışa açıklığıyla artırmayı sürdürecek şeklinde yer almıştır. Barosso, AB nin sınırlarını suni olarak belirlemenin ve bunu sonsuza kadar korumanın bir anlamı olmadığını belirtmiş ve şöyle demiştir: Avrupa nın stratejik çıkarı, şartlar elverdiği ölçüde büyümektir. Belge de, din konusuna değinilmemesi de dikkat çekmiştir. Polonya nın bastırmasına karşılık Fransa nın itirazı sonucunda dini köken vurgusu metinde yer almamıştır. Ancak Vatikan ve bazı Katolik ülkeleri memnun edecek açıklama Merkel den gelmiştir. Merkel yaptığı açıklamada, AB yi oluşturan temel değerlerin Avrupa nın Hristiyan ve Yahudi kökenlerine dayandığını açıklamıştır. Bildiri de, AB nin kendisini yenilemesi gereği üzerinde de durulmuştur. Nice Anlaşması nın yerini alacak belgenin 2009 daki Avrupa Parlamentosu seçimlerine kadar hazırlanması hedefine dikkat çekilmiştir. Bu vurgu, İngiltere nin başını çektiği bir grup ülkenin etkisiyle anayasa kelimesi kullanılmaksızın yenilenmiş ortak temel olarak ifade edilmiştir. 29 Berlin de yapılan 50 nci yıl kutlamalarında Almanya Başbakanı Merkel in, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac a üzerinde Napolyon un Mısır da Osmanlı yı yenmesini gösteren bir figür bulunan bir bira kupası hedi- 29- Bildiri nin III ncü paragrafının orjinali şöyledir: The European Union will continue to thrive both on openness and on the will of its Member States to consolidate the Union s internal development. The European Union will continue to promote democracy, stability and prosperity beyond its borders. With European unification a dream of earlier generations has become a reality. Our history reminds us that we must protect this for the good of future generations. For that reason we must always renew the political shape of Europe in keeping with the times. That is why today, 50 years after the signing of the Treaties of Rome, we are united in our aim of placing the European Union on a renewed common basis before the European Parliament elections in 2009. 44

ye etmesi, Merkel in Türkiye ye bakış açısını ortaya koyması bakımından önemlidir. Avrupa Birliği nin geçmişten çok gelecekle ilgilenmesi gerektiğini söyleyerek bu duruma tepki gösteren Dışişleri Bakanı Gül, Gelecek vizyonu varsa gelecekle ilgilenmesi gerekir. Geçmişle uğraşmak Avrupa Birliği nin vizyonuna da pek yakışmaz demiştir. Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hollandalı Jan Marinus Wiersma, Brüksel de 26 Mart 2007 tarihinde Türk basın mensuplarıyla bir araya gelmiştir. Merkel in AB nin kuruluşunun 50 nci yıldönümü kutlamaları dolayısıyla açıkladığı Berlin Bildirisi nde AB ye aday ülkeler olan Türkiye ve Hırvatistan a atıfta bulunmayışını ve bu ülke liderlerinin kutlama törenlerine davet edilmemiş olmasını büyük bir hata olarak nitelendiren Wiersma, bu kararın Merkel in kişisel kararı olduğunu ve AB nin ortak düşüncesini yansıtmadığını söylemiştir. Son olarak kendisine yöneltilen, Türkiye, AB anayasal reform sürecini tamamlayana kadar bekleyecek mi? sorusuna, 2009 a kadar hepimiz beklemek zorundayız. demiştir. Nicolas Sarkozy, Cumhuriyet, Dinler ve Umut kitabında Türkiye nin üyeliğine karşı çıkmaktadır: Daha elli yıl kadar önce Fransız olan Cezayir e Türkiye ye verdiklerimizi nasıl vermeyebiliriz? Sarkozy bu görüşü savunurken, 1987 yılında Fas ın AB üyeliğinin neden red edildiğini herhalde bilmemektedir. Türkiye ile eski Fransa sömürgesi, bir Afrika ülkesi olan Cezayir i karıştırarak, ne kadar ilkesiz bir politikacı olduğunu bu şekilde ortaya koymuştur. The Economist Dergisi, 30 Mart 2007 tarihli sayısında 50 nci yaşını kutlayan AB ye ilişkin hazırlandığı dosyada, AB nin genişleme stratejisine ilişkin yorumda AB ile Türkiye arasındaki ilişkilerin kopmasının felaket olacağını belirtmiştir. Genişleme tartışmaları yapılırken Türkiye nin de gözardı edilemeyecek bir unsur olduğunun altını çizen The Economist, en erken başvuru yapmış ve uygunluğu 1963 yılında kabul edilmiş olmasına karşın hala kapının dışında tutulmasının ve Doğu Avrupalı adayların kendilerinden önce içeri alınmış olmasının Türkleri küstürdüğünün altını çizmiştir. İsim vermeden bir Türk generalin Türkiye NATO yerine Varşova Paktı içinde 40 yıl harcamış olsaydı daha iyi durumda mı olurdu sorusunu gündeme getirdiğini de hatırlatmıştır. VI. SONUÇ Gümrük Birliği nin OKK kapsamında genişletilmesi ve derinleştirilmesi anlamına gelebilecek bir ilişki modeli Türkiye nin Ankara Anlaşması ile AB ye (imza tarihindeki AET ye) üye olma hedeflerinden hiçbir şekilde sapma yaratmaz. Türkiye için dile getirilen özel statü, güçlendirilmiş işbirliği, imtiyazlı ortaklık modelleri kabul edilemez. 26 Kasım 2003 tarihinde AP deki Hristiyan Demokratların Türkiye ye üyelik yerine özel statü verilmesini öngören Genişleyen AB nin Komşuluk İlişkileri konulu Rapor unun AP Genel Kurulu nda kabul edilmesiyle Türkiye ye önerilen özel statünün hukuken hiçbir anlamı yoktur. 31 Türkiye nin üyelik yerine özel statü gibi yeni ve AB hukukunda olmayan ilişki modelini kabul etmesi, Ankara Anlaşması nın lafzına ve ruhuna açıkça aykırıdır. AB de Türkiye nin üyeliğine karşı çıkanlar, aslında Türkiye yi gümrük birliği ile kendisine bağlayıp, kendi nüfuz alanı içinde tutmak istemektedirler. Bunun için AB hukukunda olmayan ve Türkiye ye özgü olan gümrük birliğini bir model olarak almaktadırlar. 32 Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 17 Nisan 2007 tarihinde Türkiye nin AB Müktesebatına Uyum Programı nı açıkladığı basın toplantısında imtiyazlı ortaklık ile ilgili bir soru üzerine, Türkiye nin AB ile müzakerelere başlamadan önce böyle bir ihtimalin ve bunu önerenlerin bulunduğunu, ancak üye ülkelerin red ettiğini hatırlatarak şunları söylemiştir: Müzakereler tam üyelik için başlamıştır, bunda tereddüt yoktur. 30- The Economist, The European Union s 50 th Anniversary, 15th March 2007. 31- AB Komisyonu nun ortaya attığı coğrafi olmaktan çok siyasi bir anlam ifade eden Geniş Avrupa terimi için bkz. EU, Wider Europe Neighbourhood: A New Framework for Relations with our Eastern and Southern Neighbours, Communication from the Commission to the Council and the European Parliament, Brussels, 11.03.2003, COM (2003) 104 final. 32- Karluk, AB-Türkiye Gümrük Birliği, Yeni Türkiye, s.191. 45

DOSYA Avrupa Komisyonu, 8 Kasım 2006 tarihinde genişlemeye ilişkin 2006 Strateji Belgesi ni açıklamıştır. Belge, AB nin mevcut strateji çerçevesinde Birliğin etkin biçimde işlemesi, beşinci genişlemeden dersler çıkartılması, genişlemeye ilişkin sorunların ele alınması, aday ülkelere üyelik sürecinde destek olunması ve genişlemenin devamı için kamuoyunun desteğinin sağlanması hususlarında bir yaklaşımın ana hatlarını ortaya koymaktadır. 33 2006 Strateji Belgesi nde genişleme politikası üç temel ilkeye (üç C ilkesi) dayandırılmıştır. Birliği sağlamlaştırma (consolidation) ilkesine göre AB nin daha verimli işlemesi için daha kolay karar alınmasını ve uygulamasını sağlayacak reformlar hayata geçirilecektir. Türkiye nin üyeliği, Ankara AB nin tüm şartlarını yerine getirse bile, ancak AB içindeki bu reformlar tam olarak hayata geçtikten sonra gerçekleşebilecektir. AB liderlerinin genişleme politikası konusunda bundan sonra uygulamaya karar verdikleri ikinci ilke, aday ülkelere yönelik kuralların tam olarak uygulanmasıdır (şartlılık, conditionality). Bu ilke çerçevesinde, aday ülkelerin AB ye katılımı konusunda önceden kesin tarih verilmeyecektir. Aday ülke tüm şartları yerine getirdikten sonra onun üye olacağına karar verilecektir. Üyelik sürecinin tamamlanma hızı da aday ülkenin reformları yerine getirme hızına bağlanmıştır. Aday ülke, tüm şartları yerine getirse bile, AB nin yeni gelecekleri hazmedip hazmedemeyeceğine bakılacaktır. Türkiye tüm şartları yerine getirdiğinde üye olmak için AB nin de kendisini hazır hissetmesini bekleyecektir. AB liderleri, aday ülkelere bundan sonra kesin tarih verilmemesi kararı almadan hemen önce, üyelik müzakerelerine Türkiye ile birlikte başlayan Hırvatistan a tarih vermişlerdir. Avrupa Parlamentosu Başkanı Borrell Zirve nin başlamasından önce düzenlediği basın toplantısında, Hırvatistan ın üyeliği için açıkça 2009 yılını açıklamıştır. Türkiye nin üyeliği konusunda tarih vermek bir yana, AB yetkilileri konuya değinmemeyi tercih etmişlerdir. Avrupa Birliği nde Türkiye nin üyeliğine karşı çıkanların neredeyse tamamı din ve kültür farkı nı öne çıkarmaktadır. Oysa Türkiye, ekonomik yönden son iki üye ülke Romanya ve Bulgaristan dan çok daha iyi konumdadır. Aslında Avrupalıların Türk ulusuna bakış açılarındaki aykırılık, aslında sırf soyut inanç farkından değil, tarihsel komplekslerinden de kaynaklanmaktadır. Avrupa Birliği nde Türkiye nin üyeliğine karşı çıkanların neredeyse tamamı din ve kültür farkı nı öne çıkarmaktadır. Oysa Türkiye, ekonomik yönden son iki üye ülke Romanya ve Bulgaristan dan çok daha iyi konumdadır. Aslında Avrupalıların Türk ulusuna bakış açılarındaki aykırılık, aslında sırf soyut inanç farkından değil, tarihsel komplekslerinden de kaynaklanmaktadır. Hristiyan ve İslam ilahiyatçısı ve tarihçisi William Montgomery Watt, Islam and the Cristianity Today 34 isimli eserinde bu tür komplekslerin nasıl zehirleyici olduğunu şöyle açıklamaktadır: Müslümanlarla Hristiyanların bir dünya içinde gittikçe kaynaştığı şu zamanda, İslam ın Avrupa ya yaptığı etkileri incelemek son derece isabetlidir. Ortaçağ Hristiyan yazarlarının zihinlerinde tablosunu çizdikleri İslam ın tamamen iftira mahsulü olduğu çoktandır bilinmektedir... Fakat biz Avrupalıların kör gözü İslam kültürüne olan borcumuzu görmeye manidir. Türkiye ile Batı dünyası arasındaki aykırılık, dini farklılıkla birlikte tarihteki haçlı zihniyetine dayanmaktadır. Avrupalı, zaman zaman İslam ı sadece farklı bir inanç olarak değil, tarihi düşman ve medeniyet tahripçisi olarak da görmüştür. Benzer yaklaşım Türkler için de geçerlidir. Belçika nın başkenti Brüksel de 4 Mart 1997 tarihinde AB nin genişlemesi hakkında yapılan Avrupa Hristiyan Demokratlar Zirve 33- EU, Communication from the Commission to the European Parliament and the Council, Brussels, 08.11.2006, COM (2006) 649 final. 34- William Montgomery Watt, Islam and the Cristianity Today, Routledge and Kegan. London, 1983, s.78. 46

Toplantısı sonucunda yapılan Türkiye ye ilişkin açıklama, Türkiye-AB ilişkilerinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu toplantıda Hristiyan Demokrat liderler, medeniyetimiz farklı, Türkler Asyalı gibi deyimlerle kültürel ayırımcılık yapmışlardır. 35 Lüksemburg Başbakanı J.C. Junker, Avrupa ve Türkiye arasında din ve kültür farklılığının esas engel olduğunu söylemiş, 36 Türkiye, AB ye tam üyeliğe aday ülke değil görüşü toplantıda hakim olmuştur. Türkiye, AB üyeliği için aşılamayacak sorunlara sahip ve diğer adaylardan farklı ülke olduğu gerekçesiyle Avrupa nın genişleme sürecine Hristiyan Demokratlarca 4 Mart 1997 de dahil edilmemiştir. Bu tarihi toplantıya 7 Avrupalı Hristiyan Demokrat Parti Başkanı nın katılması, AB nin tutumunu açıklığa kavuşturması açısından çok önemlidir. Türkiye, AB ye kurulduğundan 1,5 yıl sonra Yunanistan ın ardından katılmak için başvuran ikinci ülkedir. Aradan tam yarım yüzyıl geçmiştir. Türkiye ise 48 yıldır AB üyesi olmak için kapıda bekletilmektedir. Eğer Türkiye-AB nişanlılığı mutlu bir evlilik ile sonuçlanmayacak ise, Türkiye mevcut gümrük birliği modeli içinde ilişkilerine devam edemez. Fransa Başbakanı Dominique de Villepin, Avrupa Birliği nin sonsuza kadar genişleyemeyeceğini ve Birliğe üye olmak isteyen ülkelerin gerekli kurallara harfiyen uyması gerektiğini vurgulamıştır. Fransız Haber Ajansı AFP nin Villepin: AB ye Üyelik İçin Türkiye nin Tarihten Gelen Doğal Bir Hakkı Yoktur başlıklı haberinde, Fransa Başbakanı Villepin in Berlin de yaptığı açıklamada, Türkiye nin AB ye üyeliği için tarihten gelen doğal bir hakkı olmadığını ve bu durumun müzakerelerin sonuna kadar belirsizliğini koruyacağını ifade etmiştir. Humboldt Üniversitesi nde yaptığı konuşmada Villepin, AB nin izleyeceği genişleme stratejisini, hızını ve şartlarını bir an önce kesin ve net bir şekilde belirlemeliyiz. AB nin şu anda genişleme arzusu yoktur. Avrupa ya komşu ülkeler ile müzakere başlatılması, bir söz verdiği anlamına gelmemektedir. Türkiye ile müzakerelere başlanması, bölgedeki jeostratejik değişimler doğrultusunda alınmış siyasi bir karardır. Bu karar her aşamada kontrol altında tutulmalıdır demiştir. 37 Bu yıl Fransa da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin adaylarından Nicolas Sarkozy 8 Eylül 2006 tarihinde Brüksel deki Friends of Europe adlı kuruluşta yaptığı konuşmada, Avrupa perspektifi olmayan ülkelerle imtiyazlı ortaklık anlaşması yapılmasını önermiş ve Türkiye ile ilişkilerin tam üyeliğe götürülmeden güçlendirilmesini talep etmiştir. Sarkozy nin görüşleri şöyledir: Türkiye bizim komşumuz ve birçok güvenlik çıkarlarımızı ve değerlerimizi paylaşan dost bir ülke. Bu nedenlerle -tam üyelik olmadan- Türkiye ile birlikteliğimizi derinleştirmemiz gerekir. Türkiye eğer AB adayı ise, bu Birliğin 24 değil 25 ülke olduğunu anlamalı. Daha henüz Ankara Anlaşması nı tam olarak uygulamıyor ve Ek Protokolü onaylamıyor. Kıbrıs ın gemi ve uçaklarının, hava ve deniz limanlarından geçmesini engelliyor. Ankara Anlaşması nın Ek Protokolü Türkiye tarafından onaylanmadığı ve tam olarak uygulanmadığı sürece Türkiye ile müzakerelerin durdurulmasını talep ediyorum. 38 Sarkozy, 1 Kasım 2006 tarihinde Europe s World Dergisi nde yer alan Avrupa nın Reformu: Ne Yapmamız Gerekiyor? başlıklı makalesinde de Avrupa ile Asya arasındaki ülkelere ve Akdeniz ülkelerine tam üyelik ya da hiçbir şey önermemek gibi net tercihler sunulmamasını isteyerek, Bu sayede bir süre ortak çalışırken farklı değerlerimiz ve çıkarlarımızı gözlemleyebiliriz diyerek bu ülkelere imtiyazlı ortaklık teklifinde bulunmakta ve imtiyazlı ortaklık süreci belki bir gün ortak güvenliğimiz için yeni savunma anlaşmaları imzalamaya kadar ilerletilebilir görüşünü savunmaktadır. 35- Milliyet, 05-06.03.1997, Hürriyet, 06.03.1997. 36- Sami Kohen, Milliyet, 06.03.1997, J.C.Junker, bu görüşünü onaylarcasına Lüksemburg Zirvesi sonrasında AB Dönem Başkanı sıfatıyla yapmış olduğu açıklamada, 12 ülkenin adaylığının kesinleşmesine değinerek, Avrupa nın tarihi ile coğrafyası birleşti demiştir. 37- ABHaber, 19.01.2006. 38- Hürriyet, 09.09.2006 ve http://www.ntv.com.tr/news/384493.asp. Erişim:08.09.2006. 47

DOSYA Türkiye nin amacı sadece AB standartlarını yakalamak değildir. Amaç, bu standartları da uygulayarak AB üyesi olmaktır. Tıpkı komşularımız Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya gibi. Eğer sadece standartları yakalamak istiyorsak, bu kadar çabaya ne gerek vardır? O zaman şu soruyu da sormak gerekir. Eğer AB üyesi olamayacak ve gümrük birliği ile sınırlı bir ilişki içinde imtiyazlı ortaklık sürecine devam edecek isek, neden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ni ve gerçek olmayan sözde Ermeni soykırımını tanımamız için yapılan baskılara katlanalım? Neden AB nin çifte standartlı kriterleri kapsamında Türkiye nin her şeyine karışmasını kabul edelim? Nicolas Sarkozy, Cumhuriyet, Dinler ve Umut kitabında Türkiye nin üyeliğine karşı çıkmaktadır: Daha elli yıl kadar önce Fransız olan Cezayir e Türkiye ye verdiklerimizi nasıl vermeyebiliriz? 39 Sarkozy bu görüşü savunurken, 1987 yılında Fas ın AB üyeliğinin neden red edildiğini herhalde bilmemektedir. Türkiye ile eski Fransa sömürgesi, bir Afrika ülkesi olan Cezayir i karıştırarak, ne kadar ilkesiz bir politikacı olduğunu bu şekilde ortaya koymuştur. Sarkozy gibi AB Dönem Başkanlığı sırasında Avusturya Başbakanı Wolfang Schüssel de Die Presse Gazetesi ne 24 Haziran 2006 tarihinde vermiş olduğu demecinde, Türkiye ye, ismi üyelik olsa ayrı bir statü verileceğini söylemiştir. Türkiye yi 2006 yılında ziyaret eden Papa 16 ncı Benedict, ziyaret öncesinde Türkiye nin üyeliğine karşı çıkan demeçler vermiştir. Türkiye ziyareti sonrasında Fransa da yayınlanan La Croix Gazetesi, Vatikan ın Türkiye konusundaki görüşünün değiştiğini yazmıştır. Papa nın sağ kolu olan sözcüsü Kardinal Tarcisio Bentone, Türkiye yi Avrupa dışında bırakmak, ülkede kökten dinci İslami akımı destekleyecektir. Avrupa nın Türkiyesiz kalarak, bu ülkenin tarih boyunca Batı ile Doğu arasında kurduğu köprüden istifade edemeyeceği görülüyor diyerek, Türkiye nin AB üyeliğine olumlu yaklaşmıştır. 40 AB, limanların Güney Kıbrıs Rum Yönetimi gemi ve uçaklarına açılmaması sebebiyle sekiz başlıkta müzakereleri dondurmuştur. Müzakere Çerçeve Belgesi nde müzakerelerin ucunun açık olduğu belirtilmiştir. Sözde Ermeni soykırımının tanınmasını Avrupa Parlamentosu 1987 yılından bu yana Türkiye den talep etmektedir. Fransa, Anayasası nı değiştirmiştir. Bu ülke Türkiye nin üyeliğini Fransız halkına soracaktır. Tüm bu olumsuz gelişmelerin ışığı altında Hükümet, 2007-2013 yılları arasında AB üyelik sürecini yeni bir perspektife oturtmayı amaçlamaktadır. 17 Nisan da Türkiye nin AB Müktesebatına Uyum Programı açıklanmıştır. Sekiz başlıkta (malların serbest dolaşımı, yerleşme hakkı ve hizmet sağlama özgürlüğü, finansal hizmetler, tarım ve kırsal kesim kalkınması, balıkçılık, ulaştırma, gümrük birliği, dış ilişkiler) AB nin müzakereleri askıya almasına karşılık Türkiye, sekiz başlıkta da yapısal düzenlemeler yapmayı hedeflemektedir. Türkiye, AB ye o zamanki ismiyle Avrupa Ekonomik Topluluğu na kurulduğundan 1,5 yıl sonra Yunanistan ın ardından katılmak için başvuran ikinci ülkedir. Aradan tam yarım yüzyıl geçmiştir. Bu dönemde AET nin üye sayısı 6 dan 27 ye yükselmiştir. Türkiye ise 48 yıldır AB üyesi olmak için kapıda bekletilmektedir. Eğer Türkiye-AB nişanlılığı mutlu bir evlilik ile sonuçlanmayacak ise, Türkiye mevcut gümrük birliği modeli içinde ilişkilerine devam edemez. Bu durumda yapılacak olan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Doç. Dr. Abdüllatif Şener in ifade ettiği gibi Ankara Anlaşması nın değiştirilmesi ve gümrük birliği modeline son verilerek AB ile ilişkilerin serbest ticaret modeline oturtulmasıdır. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener 22 Mart 2007 tarihinde, cari açığın en önemli nedenlerinden birinin Gümrük Birliği olduğunu savunarak, AB ile imzalanan Gümrük Birliği nin de gözden geçirilmesi gerektiğine 39- Nicolas Sarkozy, Thibaud Collin et Philliphe Verdin, La Rebuplique, Les Religions, L Esperance, Paris, November 2005, s.150. 40- http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=15408. Erişim:16.01.2007. 48

inandığını belirtmiştir. Ortak gümrük tarifesinin Türkiye yi zorladığını belirten Şener, Türkiye nin üretim ve ihracatını, ithalatla sürdüren bir ülke haline geldiğini söylemiş ve Gümrük Birliği nin Türkiye ye zarar verdiği nokta budur diyerek uygulamanın gözden geçirilmesi gerektiğini açıklamıştır. Şener, Türkiye nin geçen yılki 51,8 milyar dolarlık dış ticaret açığının 47,8 milyar dolarını bu ülkelere karşı verdiğine dikkat çekmiştir. Uygulamanın gözden geçirilebilmesi için Ankara Anlaşması nın değiştirilmesi gerektiğini Devlet Bakanı nın dikkate almaması ise ilginçtir. 41 Türkiye, AB üyesi olmak için çıkmış olduğu Turgut Özal ın ifadesiyle uzun ve ince yoldaki yürüyüşüne devam edecektir. Bu yürüyüşte önüne daha çok engel çıkarılacaktır. Türkiye AB ilişkilerinin raydan çıkmaması için AB nin benim BOBON kriterleri bir olarak ifade ettiğim kriterleri bir tarafa bırakması gerekir. BOBON kriterlerinden anlamı şudur: BO: Bizden Olanlar; BON: Bizden OlmayaNlar. AB Türkiye yi BON kapsamında değerlendirdiği sürece, Türkiye ye AB kapısının açılması mümkün değildir. Büyük önder Atatürk bu kriteri 1935 yılında şöyle dile getirmiştir: Yüzyıllardır düşmanlarımız, Avrupa ulusları arasında Türklere karşı kin ve düşmanlık fikirleri telkin etmişlerdir Bu fikirler bir zihniyet meydana getirmiştir Avrupa da bugün de Türk ün her türlü ilerlemeye düşman bir adam olduğu, gelişmeye elverişiz bir adam olduğu sanılmaktadır Bu çok büyük bir yanılgıdır!... Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan 21 Şubat 2007 tarihinde AB üyeliği garanti mi? Hayır, garanti değil. Tarih belli mi? Hayır, belli değil. Ama önemli olan bu sürecin içinde olmaktır demiştir. Benzer görüşü 26 Aralık 1998 tarihinde 9 ncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de şöyle açıklamıştı: Mesele AB ye tam üye olmak değil. Onun standartlarını yakalamaktır. Babacan ve Demirel haklıdır ama Türkiye nin amacı sadece AB standartlarını yakalamak değildir. Amaç, bu standartları da uygulayarak AB üyesi olmaktır. Tıpkı komşularımız Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya gibi. Eğer sadece standartları yakalamak istiyorsak, bu kadar çabaya ne gerek vardır? O zaman şu soruyu da sormak gerekir. Eğer AB üyesi olamayacak ve gümrük birliği ile sınırlı bir ilişki içinde imtiyazlı ortaklık sürecine devam edecek isek, neden Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ni ve gerçek olmayan sözde Ermeni soykırımını tanımamız için yapılan baskılara katlanalım? Neden AB nin çifte standartlı kriterleri kapsamında Türkiye nin herşeyine karışmasını kabul edelim? Türkiye, ahde vefa ilkesi gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğinde, AB ye üye olma hakkına hukuken sahiptir. Bu hakkından da vazgeçmesi mümkün değildir. Üyelik dışındaki tüm ilişki biçimleri Türkiye nin AB treninde ikinci sınıf kompartımana alınması anlamına gelir ki, bu statü kabul edilemez. 41- CNN Türk, 23.03.2007. Abdüllatif Şener bu görüşünü Kafkas İşadamları Derneği tarafından düzenlenen Türkiye Ekonomisi 2006 Yılı Değerlendirme ve 2007 Beklentiler konulu toplantıda açıklamıştır. 49

DOSYA KAYNAKÇA Atatürk ün Söylev ve Demeçleri, C.III, 29 Ekim 1923. DPT, AB Üyesi Ülkelerde ve Aday Ülkelerde Ekonomik Gelişmeler, Ankara, Şubat 2007. EU, Communication from the Commission to the Council and the European Parliament, Brussels, 11.03.2003, COM (2003),104 final. EU, Communication from the Commission to the European Parliament and the Council, Brussels, 08.11.20-06, COM (2006), 649 final Gümrükçü, Harun, Türkiye ve Avrupa Birliği, Beta Basım A. Ş., İstanbul, Mayıs 2002. Günuğur, Haluk, Türkiye Avrupa Birliği İlişkileri, EKO Yayınlar, Ankara, 2003. Karluk, S.Rıdvan, AET İle İlişkilerimizin Atatürkçü Ekonomi Politikası Açısından Değerlendirilmesi, İKV Yayınları, İstanbul, 1981. Karluk, S. Rıdvan, Türkiye- AB Gümrük Birliği Yeni Türkiye, Özel Sayı, No:3, Mart- Nisan 1995. Karluk, S. Rıdvan, Sadece Gümrük Birliği Yeterli mi Gümrük Birliği Sürecinde Türkiye, Özel Sayı, Eylül 1995. Karluk, S. Rıdvan, Gümrük Birliği Yeterli mi? Milliyet, 09.08 1995. Karluk, S. Rıdvan, Batıya Açık Doğulu Politika Değil Doğu ya Açık Batılı Politika ASOMEDYA, Aralık 1997. Karluk, S.Rıdvan ve Tonus, Özgür, Türkiye-AB İlişkileri Çıkmaz Sokakta Prof. Dr. Rıfat Üstün ün Anısına Armağan, Anadolu Üniversitesi İİBF Dergisi, No: 163, Cilt:XV, Sayı: 1-2, 1999. Karluk, S. Rıdvan, Turkey s Candidancy to European Union Membership Turkey at the Crossroads, (Ed. Wolfang Gieler), Lit Verlag, Hamburg, 2002. Karluk, S. Rıdvan ve Tonus, Özgür, Avrupa Birliği nin Genişleme Perspektifinde Türkiye nin Yeri 2004 Türkiye İktisat Kongresi Bildirisi, İzmir, 5-9 Mayıs 2004. Karluk, S. Rıdvan, Türkiye nin Tercihi Gümrük Birliği Değildir Dünya, 12.10.2004. Karluk, S. Rıdvan, Avrupa Birliği ve Türkiye, 8. Baskı, Beta Basım A.Ş., İstanbul, 2005. Karluk, S.Rıdvan, Avrupa Birliği ne Tam Üyelik Yolunda Gümrük Birliği Süreci Türkler, Cilt: 17, 86 ncı Bölüm. Royal, Segolene, Maintenant (Reliune Inconnue), Hachette Litt, Paris, Mars 2007. Sarkozy, Nicolas, Thibaud Collin et Philliphe Verdin, La Rebuplique, Les Religions, L Esperance, Paris, November 2005. The Economist, The European Union s 50 th Anniversary, 15th March 2007. TÜSİAD, European Union and Turkey: Towards Full Membership, İstanbul, October 2002. Watt, Montgomery William, Islam and the Cristianity Today, Routledge and Kegan, London, 1983. İnternet Adresleri: http://www.ntv.com.tr/news/384493.asp. Erişim:08.09.2006. http://www.lefigaro.fr/magazine/20060901.www000000247_sarkozy_je_revendique_la_rupture.html. 1 Septembre 2006. Erişim:01.09.2006. http://www.abhaber.com/haber_sayfasi.asp?id=15408. Erişim:16.01.2007. Gazete ve Dergiler: Hürriyet, 07.05.1995. Milliyet, 22.12.1995. Hürriyet, 06.03.1997. Milliyet, 06.03.1997 Milliyet, 05-06. 03.1997. Hürriyet, 14.12. 2002. İKV Bülteni, 1-15 Aralık 2002. Hürriyet, 01.02.2003. Financial Times, 3 September 2003. ABHaber, 19.01.2006. Hürriyet, 09.09.2006. Figaro Magazine, 1 Septembre 2006. ABHaber, 24.03.2007 CNN Türk, 23.03.2007. Newsweek, 26 March 2007 50