İ Ç İ N D E K İ L E R - TARIM VE KÖYĠġLERĠ BAKANLIĞI

Benzer belgeler
BASIN AÇIKLAMASI TRABZON MĠLLETVEKĠLĠ M. AKĠF HAMZAÇEBĠ NĠN

İ Ç İ N D E K İ L E R - TARIM VE KÖYĠġLERĠ BAKANLIĞ - TARIM REFORMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - KÖY HĠZMETLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU

24 Aralık 2006 Pazar

İ Ç İ N D E K İ L E R SAĞLIK BAKANLIĞI - Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

TRABZON MĠLLETVEKĠLĠ M. AKĠF HAMZAÇEBĠ NĠN

İ Ç İ N D E K İ L E R - SAĞLIK BAKANLIĞI - HUDUT VE SAHİLLER SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İ Ç İ N D E K İ L E R ENERJĠ VE TABĠÎ KAYNAKLAR BAKANLIĞI - Petrol ĠĢleri Genel Müdürlüğü - Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü

S Ö Z A L A N L A R

Mısır alım fiyatı açıklandı

O İ Ç İ N D E K İ L E R

O

O

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

DÖNEM: 22 CİLT: 106 YASAMA YILI: 4 T.B.M.M. TUTANAK DERGİSİ 43 üncü Birleşim 26 Aralık 2005 Pazartesi Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu

İ Ç İ N D E K İ L E R DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI

İ Ç İ N D E K İ L E R MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI -Yükseköğretim Kurulu -Üniversiteler

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R

MALĠYE BAKANLIĞI -. Hazine ve DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı -.Devlet Planlama TeĢkilatı MüsteĢarlığı -.Gelir Bütçesi

PRİM ÜRETİMİ 1. TÜRKİYE DE SİGORTA SEKTÖRÜ Temel Göstergeler

27 Aralık 2006 Çarşamba

İ Ç İ N D E K İ L E R

ORTA VADELİ PROGRAM

Tarımın Anayasası Çıktı

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

5.1. Ulusal Yenilik Sistemi 2023 Yılı Hedefleri [2011/101]

Ġ Ç Ġ N D E K Ġ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R Bütçe ve Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Tümü Üzerindeki GörüĢmeler

İ Ç İ N D E K İ L E R S Ö Z A L A N L A R

TARIMA MÜDAHALE ŞEKİLLERİ

İ Ç İ N D E K İ L E R - Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarıları ile Genel Ve Katma Bütçe Kesinhesap Kanunu Tasarıları

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ

2000 Sonrasında Tarım Kanunu ve Getirdikleri

İ Ç İ N D E K İ L E R SANAYĠ VE TĠCARET BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI

O

Temel Ekonomi ve Bankacılık Göstergeleri

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

TARIM ANLAŞMASI İÇ DESTEKLER. Özge Sarıal AB Uzman Yrd. ABDİGM ETİ

İ Ç İ N D E K İ L E R Bütçe ve Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Tümü Üzerindeki Görüşmeler

EKONOMİ DEKİ SON GELİŞMELER Y M M O D A S I P R O F. D R. M U S T A F A A. A Y S A N

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Temmuz 2012, No: 36

18 Nisan 2007 Çarşamba... Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ve 2 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

O Kasım 2005 Pazartesi

İ Ç İ N D E K İ L E R

NEVŞEHİR İLİ SOSYO EKONOMİK YAPI

1930 DÜNYA BUHRANI DÂHİL, TÜRKİYE BU KADAR AĞIR KRİZ YAŞAMADI.

O

BU PAZAR SEÇĠM OLSA! Faruk Acar ANDY-AR BĢk.

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

İSTANBUL YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LİMİTED ŞİRKETİ

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) KÂTĠP : Mehmet SEKMEN (Ġstanbul)

5951 Sayılı Torba Kanun Neler Getirdi?

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

İMF siz Yapamayacak mıyız?...47 Yakın İzleme Programı Üzerine...48 Daha Dikkatli Olma Zamanı...49 Siyasette İstikrarsızlığa Yılında Ekonomi

Cumhuriyet Halk Partisi

GSYH (Milyar TL, Cari Fiyatlarla) GSYH (Milyar $, Cari Fiyatlarla)

BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) O

MAKROEKONOMİK TAHMİN ÇALIŞMA SONUÇLARI

GALATASARAY ÜNĠVERSĠTESĠ 2018 YILI KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

O

2012 YILI OCAK-EYLÜL DÖNEMİ BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİ 2012 YIL SONU BÜTÇE TAHMİNLERİ 2013 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE TASARISI MEHMET ŞİMŞEK MALİYE BAKANI

Merkezi bütçe Aralık sonuçları & 2018 projeksiyonları

İ Ç İ N D E K İ L E R

2015 MAYIS KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

İthalat 5 birim olduğuna göre, toplam talep kaç birimdir?

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

HEKTAŞ TİCARET T.A.Ş. Sayfa No: 1 SERİ:XI NO:29 SAYILI TEBLİĞE İSTİNADEN HAZIRLANMIŞ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Politika Notu Temmuz Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisinde Tarihi Daralma. Sumru Öz 1

O

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI 2014 YILI PROGRAMI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR

İLK 250 BÜYÜK FİRMA NE KADAR KÂR EDİYOR?

2009 YILI UBAT AYINDA BÜTÇE G DERLER 25 M LYAR 808 M LYON TL, BÜTÇE GEL RLER 18 M LYAR 415 M LYON TL VE BÜTÇE AÇI I 7 M LYAR 393

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

BAKANLAR KURULU TOPLANTISI ADALET BAKANI VE HÜKÜMET SÖZCÜSÜ ÇİÇEK, KOBİ LERİN BORÇLARININ YEN

T.C. KALKINMA BAKANLIĞI GENEL EKONOMİK HEDEFLER VE YATIRIMLAR 2012

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli

TARSUS BELEDİYE BAŞKANLIĞI 2013 YILI KURUMSAL DURUM VE MALİ BEKLENTİLER RAPORU

Ġ Ç Ġ N D E K Ġ L E R MALĠYE BAKANLIĞI - Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı - Kamu Ġhale Kurumu - ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı

Türkiye Üretici Fiyatlarıyla 7. Büyük Tarım Ülkesi

Transkript:

2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2003 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI 1 23.11.2004 İ Ç İ N D E K İ L E R - TARIM VE KÖYĠġLERĠ BAKANLIĞI BAġKAN TeĢekkür ediyorum. Sayın Hamzaçebi, buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan. Sayın Bakan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri; konuģan bütün arkadaģlarımız, tarım sektörünün sorunlarını gayet güzel bir Ģekilde ortaya koydular. Özellikle Sayın Gürol Ergin in konuģmasından sonra belki de söylenecek fazla bir Ģey kalmadı. Ben, yine de, bu bütçe üzerinde tarım sektörünün sorunları hakkında konuģmak istiyorum. Tarımın Türkiye ekonomisindeki yerini hepimiz biliyoruz, gayri safî millî hâsıladaki payı hâlâ önemli ölçüde fazla. 2004 yılında yüzde 11,6 lık payın 2005 yılında yüzde 10,9 a düģmesi planlanıyor ve Türkiye de nüfusun ve istihdamın yaklaģık yüzde 33-35 i tarım sektöründedir. Avrupa Birliğiyle kıyaslarsak, bunlar, son derece yüksek rakamlardır. Avrupa Birliğinde, gayri safî millî hâsıla içerisinde tarımın payı yüzde 2 nin altındadır. Yine, Avrupa Birliğinde, istihdamdaki nüfus yüzde 5 ler düzeyindedir, hatta, yüzde 5 in altındadır. Bu çerçevede konuyu değerlendirirsek, tarım sektörünün gayri safî millî hâsıladaki payının giderek azalması son derece normal bir geliģmedir. Yine, tarım sektöründeki nüfusun ve istihdamın toplam içindeki payının azalması da doğal bir geliģmedir, olması gereken odur; çünkü, sanayi sektörünün ve hizmetler sektörünün ekonomide geliģmesine paralel olarak tarım sektörünün büyüklüğü azalacaktır. Bu geliģme doğal olmakla birlikte, tarım sektörünü kendi iç yapısı içerisinde değerlendirdiğimizde, tarım sektöründeki gidiģin iyi olmadığını görüyoruz. Bütün ülkeler tarım sektörünü destekliyor, Türkiye de kendince birtakım destekler vermeye çalıģıyor; ancak, Türkiye deki destekleri yıllar itibariyle değerlendirdiğimizde, Türkiye de tarıma verilen desteklerin giderek azaldığını ve bu azalmanın etkisinin tarım sektöründe üretim azalıģı Ģeklinde gerçekleģtiğini görüyoruz. Türkiye de tarımsal destekleri, 2000 öncesi destekler ve 2000 sonrasındaki destekler diye ikiye ayırmak gerekir. Bildiğiniz gibi, Türkiye, 1999 yılı sonundan itibaren IMF ve Dünya Bankası destekli bir program uygulamaya baģlamıģtır. Bu program içerisinde tarım ayrı bir Ģekilde düzenlenmiģtir ve bu program, kendince, tarımı çok farklı bir Ģekilde ele almıģtır. Bu ele alma sonucunda tarımın bugün geldiği durumu programla birlikte değerlendirmek gerekir diye düģünüyorum. Bu değerlendirmeyi yapmadan önce, tarım sektöründe 1999-2002 yılları arasında yapılan desteklemelerin bu sektöre etkisinin ne olduğu konusunda Dünya Bankasının bir

raporundan söz etmek istiyorum size. Dünya Bankası raporu 9 Mart 2004 tarihinde yayımlanmıģtır. Raporun baģlığı Tarım sektörü destekleme reformunun etkileri. Buradan belirli cümleleri alarak sizlerin dikkatinize sunmak istiyorum. Bu raporda ilk cümle Ģu: Programın üç yıllık uygulama süreci içinde tarımsal destekleme reformları çiftçilere yapılan malî transferleri 4,3 milyar dolar indirerek, malî istikrar önlemlerine önemli bir katkıda bulunmuģtur. Yine bir baģka cümle: Tarımsal destekleme reform programı malî istikrara önemli ölçüde destek olmuģtur. 2002 ye gelindiğinde tarımsal desteklerdeki kesintiler 5,5 milyar dolar, doğrudan gelir desteği uygulamasının devreye sokulmasıyla birlikte tarımsal transferlerin maliyetini gayri safî millî hâsılanın yüzde 2,3 ü oranında azaltmıģ bulunuyordu. Bu durum, hükümetin yüzde 6,5 lik bütçe fazlası hedefine ulaģmasına üçte 1 oranında katkıda bulunmuģtur. Değerli arkadaģlar, yüzde 6,5 faiz dıģı fazlanın üçte 1 i tarımsal desteklemelerin azaltılmasından karģılanmıģtır. Uluslararası standartlar açısından bakıldığında, tarım kesiminden yapılan kesintilerin büyüklüğü -tarım kesimine yapılan transferler üçte 2 oranında, rakamla ifade edersek 4,3 milyar dolar düzeyinde kesintiye uğramıģtı- ve bu kesintilerin kalitesi, gerçekten etkileyicidir. 2002 nin sonuna geldiğimizde reform programı, tarımsal sübvansiyonların malî yükünü 5,5 milyar dolar azaltarak 600 milyon dolara indirmiģti; bu, gayri safî millî hâsılanın yüzde 2,7 si oranında bir tasarruf anlamına gelmektedir. Yine, bir baģka cümle Doğrudan gelir desteği ödemeleri Türk çiftçisinin tarımsal sübvansiyonlardaki kesintilerden ötürü uğramıģ oldukları gelir kaybını yüzde 50 oranında telafi etmiģtir. Tarımsal sübvansiyonlar, kesintiler, tüketici fiyatlarını düģürüp, girdi fiyatlarını artırmıģ, böylece, her ikisini de dünya fiyatları ortalamasına yaklaģtırmıģtır. 1999-2002 yılları arasında tarımsal fiyatlar reel olarak yüzde 13 azalmıģtır. Tek tek maddeler açısından bakıldığında çiftçilere sağlanan destekteki bu düģüģte en büyük rolü, özellikle, hububat, Ģeker ve tütün oynamıģtır. Hayvancılıktaki üretim düģüģü yüzde 10, gübreli ilaç kullanımında yüzde 30 luk düģüģ, tarımsal kredi hacmi üçte 1 e düģtü, ekili alanlarda azalma, bu Ģekilde devam ediyor. Bu rapor 2004 yılında düzenlenmiģ Dünya Bankası raporudur ve 1999-2002 yılları arasında IMF ve Dünya Bankası destekli reform adı altında uygulanan tarımsal sektördeki politikaların tarım sektörüne etkisini gösteriyor. 2003 yılından sonra ne oldu diye baktığımızda, karģımıza Ģöyle bir tablo çıkıyor: 2003 yılı Adalet ve Kalkınma Partisinin hükümetteki ilk yılıdır. 2003 yılında tarımsal desteklerin gayri safî millî hâsıladaki payı önceki yıllara oranla çok fazla değiģmiģ değil. 2004 yılında hemen hemen aynı, 2005 yılında hemen hemen aynı. Bakın, 2004 yılı tarımsal destekleme ödeneklerinin gayri safî millî hâsıla payı yüzde 0,77, bütçe ödeneği de yılsonu 0,75 öngörülüyor. 2005 yılında bir miktar azalıģ var, yüzde 0,72, 2003 yılında, bu oran da yüzde 0,79. Ekonomi 2004 yılında yüzde 10 büyüyor, 2005 yılında ekonominin yüzde 5 büyümesi öngörülüyor; ancak, 2004 yılından 2005 yılına tarımsal destek ödeneklerindeki artıģ yüzde 8,4; yani, büyümeden tarım sektörüne pay verilmiyor, büyümeyi, deflatörü üst üste koyarsanız yüzde 13.4 eder, bütçenin ödeneklerinin nominal artıģ oranının çok altında bir artıģ var tarım sektörünü destekleme ödeneklerinde. Ayrıca, doğrudan gelir desteği ödemeleri bir yıl gecikmeli olarak yapılıyor. Halen, 2004 yılı ödemeleri yapılmıģ değil. 2004 yılının aralık ayında çok küçük bir rakamın 2

ödeneceğini Sayın Bakan konuģmasında ifade ediyor. Yani, çiftçi iki kere kaybediyor; bir zaten büyümeden pay alamıyor, eskiye kıyasla tarımsal destek ödemeleri son derece azalmıģ, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümetleri 1999-2002 arasındaki azalmayı eleģtirerek, tarım sektörünün düģtüğü hali eleģtirerek iktidara gelmiģ olmasına rağmen, ondan daha iyi bir tablo yaratamamıģ, tersine, daha kötüye giden bir tabloyu ortaya koymuģtur; çiftçi oradan kaybediyor, bir de, doğrudan gelir desteği ödemelerini geç alarak da kaybediyor. Sayın BaĢkan, değerli arkadaģlar; Ģimdi, hükümetin kabul etmek üzere olduğu bir tarım stratejisi var, 2006-2010 yıllarını kapsayan. Bunun ipuçlarını Sayın Bakan konuģmasında verdiler. Buna göre, tarımsal destek ödemeleri gayri safî millî hâsılanın yüzde 1 iyle sınırlanacak; yani, bugünkü yüzde 0,7 lik, 0,8 lik oranın üzerine, belki, biraz daha fazla olabilecek; ama, gayri safî millî hâsılanın yüzde 1 ini geçmeyecek. Bunu, Sayın Bakan konuģmasında biraz övünerek anlatıyor, ben, bunun üzülecek bir durum olduğu kanaatindeyim. Avrupa Birliğinin, Amerika BirleĢik Devletlerinin tarım sektörüne verdiği destekler ile Türkiye nin verdiği destekleri yan yana getirdiğimizde, bizim, Avrupa Birliğinin ortak tarım politikasına uyum bağlamında tarımsal destekleri azaltmamızın övünülecek bir durum değil, üzülecek bir durum olduğu kanaatindeyim. O ülkelerin desteklediği ürünlerin dünya fiyatlarıyla, Türkiye desteklemediği ürünlerle veya daha az desteklediği ürünlerle yarıģmak zorunda kalacaktır. Ne kadar yarıģabilir, sizlerin takdirine sunuyorum. Bu, son derece yanlıģtır. Bu tarımsal destek stratejisini hükümet gözden geçirmek zorundadır. Tarım sektöründe, bu politikaların sonucu olarak büyüme yok artık. Bakın, büyüme rakamlarına bakalım, 2003 yılı büyümesini yüzde 5,9 olarak görüyoruz; ama, tarım sektörü yüzde 2,5 küçülmüģ. 2004 yılında, gayri safî millî hâsılanın büyüme oranı yüzde 10; ama, tarım sektörünün büyümesi yüzde 3,1, çok aģağıda. 2005 yılı hükümetin program hedefi, büyüme oranı biliyorsunuz yüzde 5, tarım sektörü ise yüzde 1,7 küçülüyor. Tarım sektöründe, hükümet, 2005 yılında büyüme değil, küçülme öneriyor. Tarım sektörünün hava Ģartlarına bağlı olmasını hükümet gerekçe olarak gösterebilir; ama, tarım sektöründe uygulanan politikaların, bu küçülme üzerinde son derece etkili olduğunu bilmemizde fayda var. Sayın BaĢkan, değerli arkadaģlar; birkaç ürüne iliģkin uygulamayı değerlendirmek istiyorum. Hepinizin bildiği gibi, tarım sektörünü etkileyen don olayları yaģandı. Don olaylarının en büyüğü de, bu yıl, nisan ve mayıs aylarında Karadeniz Bölgesinde yaģandı ve fındık ürünü önemli ölçüde etkilendi. Don öncesi yaklaģık 700 bin ton olarak tahmin edilen rekolte, don sonrasında yapılan tahminlere göre yarı yarıya azalmıģ olup 350 bin tonluk bir fındık ürünü beklenmektedir bu yıl. Son derece önemli; Doğu Karadeniz de, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon illerini etkileyen, Batı Karadeniz de etkisi son derece az olan, kısmen Bartın da olan bir afet, tabiî afet. Hükümet ne yapmıģtır; toplam 47 ilde afetten etkilenen çiftçiye yardımda bulunmak üzere 46 trilyon liralık bir ödeneği illere göndermiģtir. Bunun, fındıkta dondan etkilenen 4 ile dağılımı Ģöyle, Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon a, bu 46 trilyon liranın 43 trilyon lirası gönderilmiģtir; yani, önemli kısmı bu dört ile gönderilmiģtir. Ancak, rakamları biraz müsaade ederseniz irdelemek istiyorum. Bakın, bir kere zararın toplam miktarının tespitinde bir hata var. Dört ilde toplam zarar bedeli 626 trilyon lira olarak belirlenmiģtir. Giresun 141 trilyon lira, Ordu 320 trilyon lira, 3

Samsun 74 trilyon lira, Trabzon 90 trilyon lira. Bu zararın iller itibariyle dağılımını alırsak, zararın yüzde 22,6 sı Giresun da, yüzde 51,1 i Ordu da, yüzde 11,9 u Samsun da ve yüzde 14,4 ü de Trabzon dadır. Ödenmesi gereken miktar, zarar karģılığı ödenmesi gereken miktar ise 312 trilyon liradır. Yani, hükümet 673 trilyon liralık zarar olduğunu kabul ediyor, ancak, ben bunun 312 trilyon lirasını karģılayacağım diyor, bunu da bir yasaya dayandırıyor, 2090 sayılı Yasa belli Ģartlar öngörmüģ, bu Ģartlara göre, ben, bu zararın ancak 312 trilyon lirasını karģılayacağım diyor. Bunun iller itibariyle dağılımı da Ģöyle: Giresun 80 trilyon lira, Ordu 160 trilyon lira, Samsun 33 trilyon lira ve Trabzon 17 trilyon lira. Ödeme yapılacak çiftçi sayısı da, bu dört ilde 134 950. ġimdi, ödenen miktarları kendi içinde oranlıyorum, Giresun a yüzde 27,5 yapılacak yardımın, ödenecek rakamın yüzde 27,5 u Giresun a ödeniyor, oysa toplam zararın yüzde 22.6 sı Giresun daydı. Ordu nun toplam zarar içindeki payı yüzde 51,1 idi; ama, ödemede, bir küçük fark var, yüzde 54,9 unu alıyor. Samsun un zarar içerisindeki payı yüzde 11.9, ödeme miktarı baģa baģ gözüküyor, yüzde 11,6. Trabzon un zarar içindeki payı yüzde 14,4, ödenen miktar içindeki payı ise yüzde 5,9. Sayın Bakanım sormak istiyorum; bir kere fındıktaki toplam rekolte yaklaģık 350 bin ton azaldığına göre, sizin 626 trilyon liralık zarar tahmininiz, zarar tespitiniz 350 bin ton fındığın karģılığı mıdır? Yanıtı ben vereyim; kesinlikle değil. 350 bin ton fındığın bugün fiyatını alın hesaplayın, bunun, 626 trilyon liranın çok üzerinde olduğunu göreceksiniz. Bir kere, zararın toplam miktarının tespitinde il müdürlükleriniz gerçekçi davranmamıģtır, gerçekçi tespit yapmamıģtır. Ġki, bu tespitler iller itibariyle eģit kriterler esas alınarak da yapılmamıģtır. Diyeceksiniz ki, 2090 sayılı yasa kriterleri ortaya koymuģtur, iller de bu kriterleri esas almıģtır. Sayın Bakanım, bakın, toplam zararın yüzde 14,4 ü Trabzon dadır, ancak, Trabzon daki zararın neredeyse üçte 1 ini ancak karģılarım diyorsunuz, yüzde 5,9 unu. Sizin Trabzon da uyguladığınız kriterlerle diğer illerde uyguladığınız kriterler birbirinden farklıdır. Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı illerden gelen raporları aynen kabul etmek zorunda mıdır Sayın Bakanım? Bu zarar tespitleri yanlıģtır, bu zarar tespitlerini, derhal, yeniden yaptırmanız gerekmektedir. Açık ve net bir adaletsizlik, bir yanlıģlık söz konusudur, Tarım Bakanlığı eğer illerden gelen raporları onaylama merciiyse, hiçbir Ģey yapmaz diyorsanız, ben, Tarım Bakanlığının fonksiyonunun ne olduğunu, görevinin ne olduğunu sizlere sormak isterim. Fındıkta don olayı yaģandı, üretici son derce zor Ģartlar içerisinde. YaklaĢık 800 trilyon ile 1 katrilyon lira arasında bir zarar söz konusudur fındık nedeniyle ekonomide ve bu zarar, sadece tarım sektörüyle sınırlı kalmayacak, etkisini zincirleme olarak diğer sektörlerde de hissettirecek. Tarım sektörüne girecek bu para, ekonomiye bu sene girmiyor ve etkisini diğer sektörlerde de hissettirmeye baģladı, bölgesel bir ekonomik kriz söz konusudur Sayın Bakanım. Fiskobirlik in elinde 2001 yılı ürününden 104 bin ton fındık vardı, normalde, hava Ģartlarının normal gitmesi halinde yağlığa gidecek olan fındık, don olması nedeniyle değer kazanmıģ ve Fiskobirlik tarafından piyasaya sürülmüģtür. 300 trilyon liraya yakın bir gelir elde edilmiģtir; ancak, Fiskobirlik in elde ettiği bu gelirin birkısmı kendisinde bırakılmıģ, yüzde 80 i ise Hazineye aktarılmıģtır Fiskobirlik in borçlarına mahsuben. 4

Sayın Bakanım, değerli komisyon üyeleri; normal Ģartlarda yağlığa gidecek olan, bir değer ifade etmeyecek olan fındığın don nedeniyle değer ifade etmesi, 300 trilyon liralık bir gelirin Fiskobirlik ve Hazinenin kasasına girmesi, bunun yaklaģık 220 trilyon lirasının Hazineye bırakılmıģ olması halinde yapılması gereken nedir; bunu, alıp üreticiye aktarmaktır; ama, hükümetimiz öyle yapmamıģtır. Üreticinin hakkı olan 220 trilyon lirayı üreticiye vermemiģtir ve 4 ilde verilen, üreticiye yapılan ödemenin toplam miktarı da sadece ve sadece 43 trilyon liradır, onu da adaletsiz bir Ģekilde yapmıģtır. Değerli arkadaģlar, bu, fındıktaki örnek. Pamukta da durum çok farklı değildir. Pamuk can çekiģiyor. Pamuk üretimi yıldan yıla azalıyor. Pamukta verilen desteklerin diğer ülkelerle kıyaslamasını arkadaģlarımız yapacaklardır, ben onlara girmiyorum, hemen her yıl burada tarım konuģulurken, pamuk da konuģuluyor, pamuk üretiminin yıldan yıla azaldığı söyleniyor, pamuk üreticisi bir çözüm bulmak için Bakanlardan umudunu kesmiģ, BaĢbakana ulaģmaya çalıģıyor; ama, Sayın BaĢbakana da ulaģamıyor. Bakın, Ģu rapordan, tarımdaki, pamuktaki üretim rakamlarını size vermek istiyorum, pamuktaki durumun ne kadar kötü olduğunu göreceksiniz. Pamuğun yıllar itibariyle üretim miktarı Ģu: 2001 yılında 914 bin ton, 2002 yılında 988 bin ton, 2003 yılında 849 bin ton, 2004 yılında 871 bin ton, 2005 yılı projeksiyonu nedir bilemiyorum. Yıldan yıla bir azalma var. 2002 yılında, 2001 yılına kıyasla olan artıģ, zannediyorum, 2001 yılında bir miktar prim desteğinin iyileģmiģ olmasından kaynaklanmaktadır. Primi biraz daha artırırsanız, pamuğu kurtarmıģ olursunuz; ama, pamuk bu gidiģle artık elden çıkmıģtır. Türkiye tekstil sektörünün en güçlü olduğu ülkedir. Tekstil sektörü, Türkiye nin diğer ülkelerle kıyaslamasında avantaja sahip olduğu bir alandır; ancak, Türkiye, tekstil sektörünü, pamuğu feda etmek suretiyle tehlikeye atmaktadır ve dıģarıya bağımlı hale getirmektedir. Sayın BaĢkan, değerli arkadaģlar; hükümetin acil eylem planında tarım sektörüne yönelik olarak yapmıģ olduğu birçok vaat vardı ve bu acil eylem planını, bir toplumsal sözleģme olarak, toplumla imzalanmıģ bir sözleģme olarak nitelemiģti hükümetimiz. O halde, bunu değerlendirmemiz lazım. Hükümet neler vaat etmiģti, neler yaptı. Bakın, 3-6 ayda tohumluk sanayi desteklenecek deniyordu, tohum kullanımı herhalde iyi durumda değil. 6 ayda ürün borsaları geliģtirilecekti. 6 ayda çerçeve tarım kanunu çıkarılacaktı. 6-12 ayda Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığı yeniden yapılandırılacaktı. 6-12 ayda tarım bilgi sistemi oluģturulacaktı. Daha doğrudan gelir desteği kayıt sistemini oluģturamadınız, önceki hükümetler oluģturamamıģtı, siz de oluģturamadınız Sayın Bakanım. Transgenik bitkilere iliģkin yönetmelik çıkarılacak, bilemiyorum çıktı mı? Ekolojik, organik ürünlere iliģkin kanun çıkarılacak, 12 ayda. Hükümet 24 üncü ayını bitirdi, 3 üncü yılına girdi. Tarım ürünleri sigortası kanunu çıkarılacak ve uygulama planı hazırlanacaktı. Sayın Gürol Ergin değindi. Daha, burada, Ģu tabloda sayacağım çokça taahhüt var, bunların hepsinde de, aģağı yukarı 6 ay, 12 ay gibi, birkısmında da sürekli denilmek suretiyle, sürekli devrim gibi bir sürekli tarım reformu, sürekli faaliyet, sürekli çalıģma gibi bir mesaj veriliyor; ama, bunların hiçbirinin gerçekleģmediğini görüyoruz. Son cümlelerim Ģu: Uygulanan IMF politikalarının, gerçekten, tarım sektörünü dikkate almadığını görüyoruz. IMF politikalarıyla bizim tarım sektörünü ayakta tutmamız mümkün değildir. IMF nin birinci önceliği faiz dıģı fazlayı tutturmaktır, Türkiye nin borç ödeme kabiliyetini devam ettirebilmek için yüzde 6,5 oranında bir faiz dıģı fazla vermesi zorunludur; ama, gördüğünüz gibi faiz dıģı fazlaya en büyük katkıyı veren iki kalemden 5

birisi de tarım sektörüdür; ama, böyle gidersek, tarım sektörü ve çiftçi ayakta kalmayacak, yerlere serilecek, sizlerin takdirine sunuyorum. TeĢekkür ederim. BAġKAN Biz teģekkür ederiz. BAġKAN Sayın Hamzaçebi. MEHMET ÂKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) Çok teģekkür ederim Sayın BaĢkan. Sayın Bakana sorularım Ģunlar: Geçen yıl bütçe görüģmeleri sırasında Köy Hizmetlerinin makine parkının yüzde 67 sinin köy yolları yerine bölünmüģ yollarda çalıģtığını ifade etmiģtiniz. Bu yıl bu araçların oranı nedir? Köy Hizmetlerinin araç parkından bölünmüģ yollarda veya otoyollarda çalıģan araçların sayısı veya toplama olan oranı nedir? Tüm tarımsal destek ödenekleri, 2005 yılı bütçesinde, 2004 yılına kıyasla yüzde 8,4 oranında artmaktadır. Bu çerçevede bu artıģın alt dağılımına baktığımızda çaydaki ödeneklerin yüzde 147 oranında arttığını görüyoruz. Zor durumdaki çay üreticisine verilen bu artıģın son derece doğru olduğu düģüncesindeyim. Aynı Ģekilde zor durumda olan diğer üreticilere, fındık, pamuk üreticilerine bu oranda olmasa bile, bu oranın biraz daha altında bir artıģ vermeyi düģünüyor musunuz? Fiskobirlik in 2001 yılı ürününden stoklarında olup, normal olarak yağlığa gitmek üzere ayırdığı yaklaģık 104 bin ton fındığın satılması nedeniyle Hazineye intikal ettirilen, yaklaģık 220 trilyon liralık bir bedeli fındık üreticisine, bundan dolayı uğradığı zararına karģılık olmak üzere ödemeyi düģünüyor musunuz? Destekleme Fiyat Ġstikrar Fonundan tarımsal birliklere açılan kredilerin faiz oranı Ģu anda yüzde 25 tir. Enflasyonun geldiği düzeyler bellidir. Yüzde 25 lik faiz oranının indirilmesine her ne kadar Hazineden Sorumlu Bakan yetkiliyse de siz de bu alanın bir ilgili bakanı olarak bu faizin indirilmesi gerektiğini düģünüyor musunuz? DüĢünüyorsanız, konuyu ilk Bakanlar Kurulu toplantısında bir gündem maddesi olarak gündeme getirecek misiniz? Son sorum da, Avrupa Birliği Komisyonunun düzenlemiģ olduğu Etki Raporunda Fırat ve Dicle Nehirlerinin sularının gelecekte Avrupa Birliği açısından taģıdığı öneme vurgu yapılarak, bu suların uluslararası yönetimini Avrupa Birliği düģünmelidir Ģeklinde bir değerlendirme, düzenleme var, bir tavsiye mahiyetinde. Bu konuda ne düģünüyorsunuz? TeĢekkür ediyorum. BAġKAN Buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan. ġimdi, bu rakam Ģunun için önerilmektedir: Bütçe üzerine yapılan konuģmada belirtmiģtim. Afet nedeniyle 47 ilde zarar görmüģ olan çiftçilerimiz var. Bunlar için, Ģu anda, Tarım ve KöyiĢleri Bakanlığının belirlediği hasar tespit rakamı 673 trilyon lira ve bunun 312 trilyon lirasını ödemeyi öngörüyor. ġu ana kadar, bunun yüzde 15 i ödenmiģ 6

durumda; 46 trilyon lira. Bunun kalan kısmı ödenmiģ değil ve 2005 yılı bütçesinde de bunu karģılayacak miktarda ödenek yok; birincisi bu. Ġkincisi, Fisko Birliğin 2001 yılı ürününden satıp hazineye aktardığı bir miktar var; 220 trilyon lira. Bunun, normal olarak üreticiye verilmesi gerekir; çünkü, 2001 ürünü, don olmasaydı yağlık için ayrılmıģtı; bir ekonomik değer ifade etmiyordu, don nedeniyle bir değer ifade etti. Yapılması gereken, bunu gerçek sahibine, üreticiye vermektir. 220 trilyon lira da onun içindir. Eğer, bu rakamların bütçede karģılığı varsa, Hükümetimiz, Bakanlığımız bunu kabul etmesin; ama, bütçede karģılığı yoksa da, herhalde, bunun açıklamasını yarın Hükümetimiz millete yapacaktır. TeĢekkür ederim. BAġKAN TeĢekkür ediyoruz. 7