II. Meşrutiyet Dönemi Çalışma Hayatına Bakışlar: Gümrük Hamalları Grevi Örneği PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 539 Öğr. Gör. Cem DOĞAN Ardahan Üniversitesi, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Özet 1908 Devrimi, Osmanlı ülkesinde o döneme dek görülmemiş birçok grev hareketine gebeydi. Meşrutiyet in ikinci kez ilanıyla birlikte, birçok çalışan grubu çeşitli nedenlerle greve gitti. Bu gruplardan biri de Osmanlı gümrük hamallarıydı. Bu çalışmada, II. Meşrutiyet grevlerine bir örnek olarak gümrük hamalları grevi incelenecektir. Anahtar Kelimeler: 1908 Devrimi, II. Meşrutiyet, Grev, Gümrük Hamalları. Views to the Working Life of the Second Constitutional Period: The Example of Customhouse Carriers Strike Abstract Revolution of 1908 was containing lots of strike movements that had never been seen in the Ottoman Empire up to that period. By the second declaration of the Constitutionalism, many groups of workers went on some strikes for several reasons. One of those groups was the Ottoman customhouse carriers. In this work, customhouse carriers strikes will be analyzied as an example of the strikes of the Second Constitutionalist period. Keywords: Revolution of 1908, Second Constitutionalism, Strike, Customhouse Carriers.
TARİHÇİLİĞE ADANMIŞ BİR ÖMÜR 540 Giriş II. Meşrutiyet dönemi, Osmanlı işçileri bakımından oldukça hareketli bir zaman aralığına işaret eder. Bu dönemde, Batılı işçi kütleleriyle kıyaslandığında proleter bilince oldukça geç erişebilen Osmanlı işçileri dağınık işkollarında ve temel örgütlenme zihniyetinden yoksun da olsa birçok grev hareketine girişmişlerdir. Bu grevler, gıdadan deniz taşımacılığı ve dokuma sanayisinde çalışan birçok kimseyi kapsayan bir nitelik arz etmiştir. 1 Şüphesiz ki, bu grevlerin ani sayılabilecek bir surette belirmesi ve yaygınlık kazanması II. Meşrutiyet in kısa süreli de olsa açtığı özgürlük ortamının birer ürünüydü. Gerçekten de, ülkeyi yaklaşık 33 yıl gibi uzunca bir süre mutlakiyeti altına alan II. Abdülhamit saltanatının son bulması ve bunu müteakip Jön Türklerin kendilerine şiar edindikleri liberté, égalité, fraternité düsturu, halinden memnun olmayan Osmanlı işçileri arasında tam anlamıyla örgütlü olmasa da anlık mobilizasyonlara yol açmıştır. Bu itki ile hareket eden işçiler; çalışma koşulları, işyerinde gözlemlenen çifte standartlar ve en çok da ücret düşüklüğü gibi nedenler öne sürerek birçok grev hareketine girişmiştir. Bu dönemde Osmanlı işçileri tarafından gerçekleştirilen çok sayıdaki grevden biri de, gümrük hamallarına aittir. Fakat bu grev, diğer grevlerden çok farklı bir nedenle ortaya çıkmıştır. Dersaadet ve Galata nın rıhtım hamalları, işten çıkarılan arkadaşlarının yeniden işe alınmaları için gerekli mercilere müracaat etmişlerse de bundan herhangi bir sonuç elde edemeyince greve gitmeye karar vermişlerdir. Dönemin yaygın grev hareketlerinin temel saikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu grev nitelik bakımından diğerlerinden farklılık göstermektedir. Aşağıdaki kısa yazıda, gümrük hamallarının grevleri, dönemin diğer grevleriyle karşılaştırılarak incelenecektir. Bu karşılaştırmalı tetkikin, Osmanlı-Türk çalışma ilişkileri tarihi bakımından ilginç bir örnek teşkil edeceği ve alana katkı sağlayacağı kanaatindeyiz. 1. II. Meşruiyet: Osmanlı İşçisinin Gecikmiş Baharı Osmanlı Devleti nin sanayileşememesinin temel nedenine ilişkin genel kanı, 1838 yılında İngiltere ile imzalanan Balta Limanı Ticaret Antlaşması nın Devlet in birkaç yüzyıldır Batılı üretim 1 Grevlerin işkollarına göre dağılımları ve toplam sayısı konusunda bkz. Cem Doğan, Osmanlı İmparatorluğu nda 1908 Grevleri ve Ta til-i Eşgal Kanunu (yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Bolu: AİBÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Siyaset Bilimi Bilim Dalı, 2010, ss. 51-56.
yöntemlerini izlemesine ve kısmen uygulamaya çalışmasına rağmen, bu antlaşmayla kendi topraklarını önce İngiliz ve daha sonra da diğer bazı Avrupa devletlerinin açık pazarı durumuna getirdiği yönündedir. Bu görüşe göre, yed-i vahit (tekel) usulünün kaldırılması ve yabancı uyruklu tüccarlara birtakım serbestiler ve ayrıcalıklar tanınması, Batı ekonomisine eklemlenme gayretinde olan Devlet ekonomisini zaafa uğratmıştı. Dahası, Osmanlı Devleti ni ileri Batı ekonomilerinin açık pazarı durumuna sokan 1838 Antlaşması yalnızca sanayileşmeyi önlemekle kalmamış, aynı zamanda Avrupa nın makine mamulleri karşısında Türkiye nin el ve tezgâh mamullerinin de ezilmesine neden olarak, güçsüz geleneksel sanayinin çökmesine ve yok olmasına neden olmuştu. 2 Diğer taraftan, 1838 yılını Osmanlı ekonomisi için çöküşün başlangıç noktası anlamında bir milat olarak kabul etmek, bu tarihi önceleyen dönemi ıskalama tehlikesini de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, konu daha kapsamlı çalışmaları gerektirdiği gibi bu alanda birçok çalışma da yapılmış ve farklı görüşler savunulmuştur. Ancak biz, yazının odağından fazla sapmamak adına bu tartışmayı yukarıdaki kısa bilgileri verip burada noktalayacak ve konumuzu daha ziyade ilgilendiren 1908 Devrimi ve ertesinde açılan II. Meşrutiyet dönemine döneceğiz. 1908 Devrimi, yalnızca kurulu düzeni temelden değiştirmeyi isteyen halkın önemli bir çoğunluğunun değil, aynı zamanda İttihat ve Terakki Cemiyeti nin propagandasından etkilenmiş olan askerlerin de katıldığı bir halk hareketiydi. 3 Gerçekten de, Abdülmecit döneminde Tanzimat a ve onun şahsında Âli ve Fuat Paşalara yönelik beliren muhalif ses, daha sonra Abdülaziz ve II. Abdülhamit dönemlerinde gelişmiş; Genç Türkler olarak adlandırılan bu grup, deyimin Fransızca karşılığı olan Jön Türkler (Jeunes Turcs) tabirini kullanmayı yeğlemişlerdi. Ancak bu ikinci kuşağı, kendilerinden önceki muhalif gruptan ayıran önemli bir özellikleri, ikincilerin birincilere göre eyleme öncelik tanımalarıydı. Belki de, bu ayrılığın en somut göstergesi İttihatçı Resneli Niyazi nin, yanına bir grup asker, para ve mühimmat alarak Makedonya dağlarına çıkışıydı. Bu isyanın, 9-10 Haziran 1908 de İngiltere Kralı III. Edward ile Rus Çarı II. Nikola nın Reval görüşmelerinin üzerinden henüz bir ay bile geçmeden vuku bulması, ikin- PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 541 2 Nurullah Özbey, Türkiye de Sendikal Anlayışlar Sendika Siyaset İlişkisinin Gelişimi, Ankara: Enerji Yapı Yol Sendikası Yayını, 2001, ss. 10. 3 Aykut Kansu, 1908 Devrimi (çev: Ayda Erbal). İstanbul: İletişim Yayınları, 2009, s. 97.
TARİHÇİLİĞE ADANMIŞ BİR ÖMÜR 542 ci kuşak Jön Türklerle ilgili olarak yukarıda vurguladığımız husus bakımından ayrı bir önem taşır. Zira ülkenin içinde bulunduğu bu tehlikeli ve çözümsüz durum, İttihat ve Terakki yöneticilerini ve Türk subaylarının harekete geçirmiştir. Onlara göre en hızlı ve kestirme çözüm II. Abdülhamit rejimine son vermek, meşrutiyeti ilan etmek ve Kanun-ı Esasi yi yeniden yürürlüğe koymaktı. 4 Böylece II. Abdülhamit, pek de kanlı sayılmayacak bir darbeyle, 23 Temmuz 1908 tarihinde Anayasayı yeniden yürürlüğe koymaya mecbur kılındığı gibi, bu tarih istibdat döneminin de bitişini temsil ediyordu. Bu bitişi ve yeni başlangıcı, Edward Knight şöyle tarih ediyordu: Zafere ulaşılmıştı, Jön Türk Partisi muzafferdi, Osmanlı halkı hürriyetini kazanmıştı. Kişi özgürlüğü ve basın özgürlüğü sağlanmıştı. Artık hafiyelerin maksatlı hane ziyaretleri ve baskınlar yoktu. Kısacası bir nesil boyudur en korkunç doğu istibdadı altında inleyen Osmanlı halkı bir gün içinde, İngiliz milleti gibi hatta onlardan fazlaca serbest ve özgür olmuştu. Uzun zamandır acımasız ırk kinlerinin adeta bir cehennemi olan bu çalkantılı ülkede barış aniden gelmişti. Herkes emniyete kavuşmuştu. Köylüler, bizzat kendi mahsullerini toplayacaklarına inanarak ekip biçme yeteneğine sahip olmuşlardı. Bu ihtilal diğerlerine benzemiyordu. 5 Knight ın ifadeleri, II. Meşrutiyet in ülkede nasıl bir coşku ve özgürlük havası estirdiğini anlamakta yardımcı olabilir. Bununla birlikte, Jön Türkler her ne kadar II. Abdülhamit aleyhindeki çalışmalarına hürriyet i kurtarmakta olduklarını söyleyerek başlamışlarsa da, İttihat ve Terakki nin 1876 Anayasası nı yürürlüğe koymanın ötesinde bir hürriyet kuramı yoktu. 6 Onlar için Abdülhamit yönetiminden kurtulmak, varılması gereken ilk hedefti. Jön Türkler, bunda başarılı olmuşlar ve meşrutiyeti yeniden ilan ettirmişlerdi. II. Meşrutiyet, topu topu on, eğer İttihatçıların Alman Askeri Heyeti komutası altında savaşa girdikleri 1914 yılı esas alınırsa altı yıl sürmüştür. Bu dönemde otuz küsur yıl boyunca bastırılmış yayın hayatının gizliden gizliye birikimi sayılabilecek bir fikir mayalanmasına ve İttihatçıların çeşitli alanlarda (eğitim, askerlik, ekonomi) başlattıkları reform girişimlerine ta- 4 A. Şerif Aksoy, İttihat ve Terakki. İstanbul: Nokta Kitap, 2008, ss. 23. 5 Edward F. Knight, 1908 İhtilali nin Hikâyesi Jön Türkler ve II. Abdülhamit (çev: Sabiha Deniz). İstanbul: Kariyer Yayıncılık, 2010, ss. 175. 6 Şerif Mardin, Türk Modernleşmesi (der: Mümtaz er Türköne ve Tuncay Önder). İstanbul: İletişim Yayınları, 2009, ss. 99.
nık oluyorsak da, sonuç felaket olmaktan kurtulamamıştır. 7 2. İşçiler Harekete Geçiyor: II. Meşrutiyet in Grevleri II. Meşrutiyet, Osmanlı-Türk çalışma ilişkilerine ilişkin yazın bakımından kendine has bir yere sahiptir. Gerçekten de, bu döneme gelinceye dek tekil ve bölgesel anlamda getirilen düzenlemelere rastlanmaktayken; II. Meşrutiyet ile birlikte artık devletin çalışma ilişkilerine katılımı büyük ölçüde artmıştır. Osmanlı işçileri, II. Meşrutiyet in ilanından sonraki birkaç ay içinde 111 adet grev eylemi gerçekleştirmişlerdi. Osmanlı işçilerinin bu tutumu karşısın-da, İttihat ve Terakki Cemiyeti 8 Ekim 1908 de Tatil-i Eşgal Cemiyetleri Hakkında Kanun-ı Muvakkat adı altında bir tüzel düzenlemeyi, Meclis e bile sevk edilmeden Heyet-i Vükela (Bakanlar Kurulu) kararıyla yürürlüğe koydu. 8 II. Meşrutiyet ilan olunduğu zaman, İmparatorluğun büyük kentlerinde çalışan işçilerin sayısının yüz binin üstünde olduğu tahmin ediliyordu. Örgütlenme neredeyse hiç olmamakla birlikte, olanlar da özellikle demiryollarında, madenlerde, kent içi ulaştırmasında, yükleme ve boşaltma, inşaat ve matbaacılık işkollarında görülmekteydi. 9 1908 yılında gerçekleşen grevlerin nedenleri, büyük ölçüde, 1908 öncesinde gerçekleşen grevlerin nedenleriyle ortaktır. Bunlar da, öncekiler gibi, büyük ölçüde ücret konusuna ilişkindir. 10 Bir örnek vermek gerekirse, demiryolu işçileri bütün ay izin almadan günde 16-17 saat çılışıyor ve bir okka ekmeğin bir kuruşa alındığı bir sırada 7-8 kuruş gündelik alıyorlardı. Ayrıca, Osmanlı memurları, yabancı uyruklu memurların fazla maaş alıp kayırılmalarından da yakınmaktaydılar. 11 Anadolu Demiryolları ve Müstahdemleri, bu durumu düzeltmek adına topluca greve teşebbüs ettilerse de, bu hareket hükümet müdahalesi ile önlendi. 12 1908 Temmuzu nun sonunda, İstanbul tersanelerinde çalışan PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 543 7 Taner Timur, Uluslaşma Süreci, İttihatçılık ve Devrim 100. Yılında Jön Türk Devrimi (ed: Sina Akşin, Sarp Balcı ve Barış Ünlü). İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2010, ss. 56. 8 Cem Doğan, Türk İş Hukuku ve Çalışma İlişkileri Alanına Uzlaştırma Kurulunun Girişi: Ta til-i Eşgâl Kanunu Üzerine Bir Değerlendirme Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı: 31, Bahar 2012, ss. 282. 9 Cahit Talas, Sosyal Ekonomi. Ankara: S Yayınları, 1976, ss. 253. 10 Ahmet Makal, Osmanlı İmparatorluğu nda Çalışma İlişkileri: 1850-1920. Ankara: İmge Kitabevi, 1997, ss. 263. 11 Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki (5. Baskı). Ankara: İmge Kitabevi, 2009, ss. 163. 12 Sedat Ağralı, Günümüze Kadar Belgelerle Türk Sendikacılığı. İstanbul: Son Telgraf Matbaası, 1967, ss. 24.
TARİHÇİLİĞE ADANMIŞ BİR ÖMÜR 544 binlerce liman işçisi greve gitti.13 Yine 18 Eylül 1908 de, Rumeli şimendifer işçileri, çeşitli ücret ve sosyal haklar için grev yapmış, ancak Edirne ye askerî sevkiyat gerektiğinde, kompartımanlara askerden başka kimsenin bindirilmemesi şartıyla grevci işçiler treni hareket ettirmeyi kabul etmişlerdir. 14 1908 grevlerinin hemen tamamına yakınının ücret artışı ya da ödemedeki gecikmeler nedeniyle ortaya çıktığını biliyoruz. Bu anlamda, 1908 grevlerinin büyük bölümünün devlet ve özellikle yabancı sermaye işyerlerinde yoğunlaşması ve yine büyük bölümünün ücret artışı talepleriyle meydana gelmesi, bu işverenlerin diğer işverenlerden daha düşük ücretle işçi çalıştırdıklarını ve daha fazla kâr tercihi üzerine temel politikalarını oluşturduklarını düşündürmektedir. 15 Yukarıdaki örneklere benzeyen birçok grev hareketinin oluşturduğu havanın, Ta til-i Eşgâl Kanunu nun neşrine amil olduğu şüphesizdir. Nitekim bu Kanun un hazırlanmasına 1908 Teşrinievvel ayında derhal başlanmıştır. Bu Kanun 1909 senesi Temmuz ayında Meclis te son müzakereleri yapılırken bir protesto grevine de neden olmuştur. 16 Zira Kanun, Türk işçilerinin ilk ciddi eylemlilik ve örgütlenme çabalarına ciddi bir engel teşkil etmekteydi. Böylece, II. Meşrutiyet tin ilk günlerinde görülen demokratik gelişmelere karşın, daha hürriyetin ilanı nın birinci yılını doldurmasından önce, 31 Mart olayının da etkisiyle konulan ve 1918 yılına değin süren sıkıyönetim ile bu yeni rejime eklenen hükümet tedbirleri basın, toplanma, dernek kurma ve fikir hürriyetlerini baltalamışlardır. 17 Bu düzenlemelerden biri de, şüphesiz Ta til-i Eşgâl Kanunu dur. 3. 25 Mart 1909 Gümrük Hamalları Grevi 1908 de taslağı kabul edilen ve 1909 da kanunlaşan Ta til-i Eşgâl Kanunu nun görüşmeleri ve son düzenlemeleri devam ederken de birçok grev hareketi gözlenmiştir. Ancak Kanun daha çok devlet müesseselerindeki işçilerin greve ilişkin haklarını 13 Stefan Velikov, Sur le Mouvement Ouvrier et Socialiste en Turquie Aprés la Révolution Jeune-Turque de 1908 Etudes Balkaniques I, Sofia, 1964, ss. 41. 14 Kemal Sülker, 100 Soruda Türkiye de İşçi Hareketleri. İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1968, ss. 78. 15 Erdinç Yazıcı, Osmanlı dan Günümüze Türk İşçi Hareketi. Ankara: Sistem Yayınları, 1996, ss. 101. 16 Sedat Toydemir, Türkiye de İş İhtilaflarının Tarihçesi ve Bugünkü Durumu İçtimaî Siyaset Konferansları (Dördüncü Kitap). İstanbul: İsmail Akgün Matbaası, 1951, ss. 50. 17 Mesut Gülmez, Türkiye de Çalışma İlişkileri (1936 Öncesi) (ikinci Bası). Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayını, 1991, ss. 173.
kapsadığından, 1909 yılı içinde, çok sayıda sendika Ta til-i Eşgâl Kanunu nun kapsamına girmeyen işyerlerinde kurulmuştur. 18 Kanun görüşmeleri devam ederken patlak veren bir grev de, gümrük hamalları tarafından örgütlenmişti. 25 Mart 1909 tarihli İstişare Dergisi nde yer alan gümrük hamallarının grevine ilişkin haber, konuya ilişkin elimizdeki tek kaynak olmakla beraber; II. Meşrutiyet döneminin en ilginç haberlerinden biri olması hasebiyle özel bir dikkati hat etmektedir. Konuya ilişkin haber şöyleydi: Yine bu kabîlden olarak Dersaadet ve Galata ciheti rıhtım hamalları işlerinden çıkarılan bazılarının yine istihdamları maksadile kumpanyaya vuku bulan müracaatlarından bir semere hâsıl olmamasından dolayı ta til-i eşgâl itmişler ve nasihat içün gelen hoca efendile Van mebuslarını dinleyerek ta til-i muamelede ısrar itmemişlerdir. Bunun üzerine, evvelki gün taraf-ı hükûmetden (kanun-ı mahsus icabınca umuma müteallik müessesatda müstahdem olanların ta til-i eşgâl itmeleri memnû olub bu gibilerin hebsi ve kendirinden ceza-yı nakdi ahz idilmesi kanun-u mezkûr icabından bulunduğundan mezkûr rıhtım ve gümrüklerde müstahdem hamallardan herhangisi Salı gününden itibaren işinin başına avdet iderek gümrük ve rıhtım idarelerince temin olunan hidmeti ifa itmezse hemen tard ile yerine diğeri kabul ve istihdam idileceği gibi ta til-i eşgâlde temerrüd iden hamallar haklarında kanun-ı mezkûr ahkâmına tevfikan muamelât-ı lâzıma ifa olunacağı) ilan kalınması üzerine bunlardan Galata hamalları grevden vazgeçerek çalışmağa başlamışlar ise de Dersaadet hamalları henüz çalışmak fikrinde bulunmuyorlar. 19 Gümrük grevleri tarafından gerçekleştirilen bu grevi dönemin diğer grevlerinden ayıran temel özellik, ücret artışı, birikmiş ücretlerin ödenmesi ya da iş saatlerine ilişkin şikâyetler üzerine düzenlenmemiş olmasıdır. Bilakis bu grev, dönemin grevleri içerisinde pek de sık rastlanamayacak bir biçimde, çalışma arkadaşlarına destek veren gümrük hamallarınca gerçekleştirilmiştir. Filhakika, II. Meşrutiyet in grevleri genel itibarla ücret artışını öngörüyordu. Bu anlamda bakıldığında, Dersaadet ve Galata nın gümrük hamalları tarafından girişilen bu grev, dönemin diğer birçok grevinden ayrılmakta ve işçiler arasında, seyrek de olsa, belirli bir dayanışmayı göstermesi bakımından da ayrı bir anlam taşımaktadır. PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 545 18 Oya Sencer, Türkiye de İşçi Sınıfı Doğuşu ve Yapısı. İstanbul: Habora Kitabevi, 1969, ss. 207. 19 İstişâre, cilt: 2, sayı: 26, 25 Mart 1909, ss. 42.
TARİHÇİLİĞE ADANMIŞ BİR ÖMÜR 546 Sonuç Yerine Meşrutiyetçiler ve Jön Türkler için en ideal rejim liberal temsilî bir sistemin, parlamenter bir meşrutiyetin kurulması idi. 20 Nitekim öyle de olmuştur. Ancak parlamenter sistemi yalnızca bir anayasa ilan etmekten ve ülkede liberalizmi temsil edecek bir sınıf yaratmadan liberal bir doktrini işlemekten ibaret kalan Jön Türk düşüncesi, II. Meşrutiyet ile açtığı özgürlük kapısını iç ve dış gelişmelerin de etkisiyle kısa süre sonra yine kendisi kapamıştır. II. Meşrutiyet in grevleri karşısında hükümetin çıkardığı Ta til-i Eşgâl Kanunu da bu duruma bir numune teşkil etmesi bakımından ayrıca anlamlıdır. Sosyal hak ve özgürlükler açısından çalışma yaşamında devleti bir yandan düzenleyici, bir yandan da yasaklayıcı faktör kimliğiyle ilk kez ortaya çıkarması nedeniyle önem taşıyan Ta til-i Eşgâl Kanunu, grev hakkını kesin bir biçimde doğrudan doğruya yasaklamış değildi. 21 Bununla birlikte, Kanun un kendi içsel çelişkilerinden doğan bazı nedenlerle grev hareketlerini sekteye uğratan bazı maddeleri mevcuttu. Bu da, Kanun her ne kadar grevi tamamıyla yasaklamış olmasa da, kısıtlı bir grev özgürlüğü tanıdığını göstermektedir. Bu durumu, Jön Türkler in toplum mühendisliği rolünü üstlenerek yeni, anayasal ve liberal bir devlet yaratma isteklerine yormak da mümkündür. Zira 1908 Ağustos ve Eylül ünde görülen grevler, tüm büyük şirket ve işyerleri yabancı sermayenin elinde olduğundan ister istemez anti-emperyalist bir tutum içinde oldukları görülür ve yabancıların hükümetten bu hareketlerin bastırılmalarını talep etmiş olmaları da gayet doğaldır. 22 Buna ilaveten, başlangıçta İttihatçıların da desteklediği bu grev gelişmeleri, giderek ülke ekonomisini felce uğratmış, özellikle demiryolu grevleri kilometre garantisi nedeniyle devlete mali külfet getirmiştir. 23 Bunun üzerine, grevleri kontrol altına almak maksadıyla Ta til-i Eşgâl Kanunu çıkarılmıştır. Ancak yine de, 1908-1905 yıllarını Osmanlı işçisinin aldığı yevmiye açısından kıyasladığımızda yüzde 15 lik bir artış görüyoruz. 24 20 Tarık Zafer Tunaya, Hürriyetin İlânı İkinci Meşrutiyetin Siyasî Hayatına Bakışlar. İstanbul: Baha Matbaası, 1959, ss. 23. 21 Mesut Gülmez, Bir Belge Bir Yorum: 1909 Ta til-i Eşgâl Yasası ve Grev Toplum ve Bilim, sayı: 12, Kış 1980, ss. 55. 22 M. Fatih Gümüş, Türk İş Hukukunda İş Uyuşmazlıkları ve Uzlaştırma Yabancı Sistemlerle Karşılaştırmalı Bir İnceleme. Ankara: Emel Matbaacılık, 1972, ss. 22. 23 Zafer Toprak, 1909 Ta til-i Eşgâl Kanunu Üzerine Toplum ve Bilim, sayı: 13, Bahar 1981, ss. 142. 24 Yavuz Selim Karakışla, Osmanlı Sanayi İşçisi Sınıfının Doğuşu 1839-1923 Osmanlı dan Cumhuriyet Türkiyesi ne İşçiler 1839-1950 (der: Donald Quataert ve Erik Jan Zürcher/
Sonuç olarak, 1908 grev dalgasının, çok büyük oranda işçilerin ücret artışı talepleri ya da belli bir süre boyunca alamadıkları ücretlerini istemeleri nedeniyle ortaya çıktığı görülür. Ancak gümrük hamallarınca girişilen grev hareketi, ortaya çıkışı nedeniyle dönemin karakteristik grevlerinden ayrılmaktadır. Burada, işçiler salt işten çıkarılan arkadaşlarına destek vermek ve onları yeniden istihdam ettirmek maksadıyla bu grevi düzenlemişlerdir ki bu o dönem işçilerinin bilinç düzeyleri ve yukarıda da değinilen greve gidiş nedenleri göz önünde bulundurulduğunda oldukça sıra dışı bir eylem niteliği kazanmaktadır. Buradan hareketle, 1908 gibi Osmanlı-Türk işçisi için ergenleşme dönemi olarak belirtilebilecek olan biz zaman diliminde böyle destek amaçlı bir grevin gözlenmesi ayrı bir anlam kazanmaktadır. PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 547 çev: Cahide Ekiz). İstanbul: İletişim Yayınları, 2007, ss. 32.
TARİHÇİLİĞE ADANMIŞ BİR ÖMÜR 548 KAYNAKÇA A. Şerif Aksoy, İttihat ve Terakki. İstanbul: Nokta Kitap, 2008. Ahmet Makal, Osmanlı İmparatorluğu nda Çalışma İlişkileri: 1850-1920. Ankara: İmge Kitabevi, 1997. Aykut Kansu, 1908 Devrimi (çev: Ayda Erbal). İstanbul: İletişim Yayınları, 2009. Cahit Talas, Sosyal Ekonomi. Ankara: S Yayınları, 1976. Cem Doğan, Türk İş Hukuku ve Çalışma İlişkileri Alanına Uzlaştırma Kurulunun Girişi: Ta til-i Eşgâl Kanunu Üzerine Bir Değerlendirme Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı: 31, Bahar 2012, ss. 273-296. Edward F. Knight, 1908 İhtilali nin Hikâyesi Jön Türkler ve II. Abdülhamit (çev: Sabiha Deniz). İstanbul: Kariyer Yayıncılık, 2010. Erdinç Yazıcı, Osmanlı dan Günümüze Türk İşçi Hareketi. Ankara: Sistem Yayınları, 1996. İstişâre, cilt: 2, sayı: 26, 25 Mart 1909. Kemal Sülker, 100 Soruda Türkiye de İşçi Hareketleri. İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1968. M. Fatih Gümüş, Türk İş Hukukunda İş Uyuşmazlıkları ve Uzlaştırma Yabancı Sistemlerle Karşılaştırmalı Bir İnceleme. Ankara: Emel Matbaacılık, 1972. Mesut Gülmez, Bir Belge Bir Yorum: 1909 Ta til-i Eşgâl Yasası ve Grev Toplum ve Bilim, sayı: 12, Kış 1980, ss. 50-64. Mesut Gülmez, Türkiye de Çalışma İlişkileri (1936 Öncesi) (ikinci Bası). Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayını, 1991. Nurullah Özbey, Türkiye de Sendikal Anlayışlar Sendika Siyaset İlişkisinin Gelişimi. Ankara: Enerji Yapı Yol Sendikası Yayını, 2001. Oya Sencer, Türkiye de İşçi Sınıfı Doğuşu ve Yapısı. İstanbul: Habora Kitabevi, 1969. Sedat Ağralı, Günümüze Kadar Belgelerle Türk Sendikacılığı. İstanbul: Son Telgraf Matbaası, 1967. Sedat Toydemir, Türkiye de İş İhtilaflarının Tarihçesi ve Bugünkü Durumu İçtimaî Siyaset Konferansları (Dördüncü Kitap). İstanbul: İsmail Akgün Matbaası, 1951, ss. 45-66. Sina Akşin, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki (5. Baskı). Ankara: İmge Kitabevi, 2009. Stefan Velikov, Sur le Mouvement Ouvrier et Socialiste en Turquie Aprés la Révolution Jeune-Turque de 1908 Etudes Balkaniques I, Sofia, 1964, ss. 29-48. Şerif Mardin, Türk Modernleşmesi (der: Mümtaz er Türköne ve Tuncay Önder). İstanbul: İletişim Yayınları, 2009. Taner Timur, Uluslaşma Süreci, İttihatçılık ve Devrim 100. Yılında Jön Türk Devrimi (ed: Sina Akşin, Sarp Balcı ve Barış Ünlü). İstanbul: İş Bankası Kültür Yayınları, 2010, ss. 39-60. Tarık Zafer Tunaya, Hürriyetin İlânı İkinci Meşrutiyetin Siyasî Hayatına Bakışlar. İstanbul: Baha Matbaası, 1959. Yavuz Selim Karakışla, Osmanlı Sanayi İşçisi Sınıfının Doğuşu 1839-1923 Osmanlı dan Cumhuriyet Türkiyesi ne İşçiler 1839-1950 (der: Donald Quataert ve Erik Jan Zürcher/çev: Cahide Ekiz). İstanbul: İletişim Yayınları, 2007, ss. 27-54. Zafer Toprak, 1909 Ta til-i Eşgâl Kanunu Üzerine Toplum ve Bilim, sayı: 13, Bahar 1981, ss. 141-156.