KİTAP İNCELEMESİ. Ahmadinejad: The Secret History of Iran s Radical Leader BOOK REVİEW. Ece AKSOP*



Benzer belgeler
Devrim Öncesinde Yemen

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Aylık Dış Ticaret Analizi

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Aylık Dış Ticaret Analizi

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

ARITMA SİSTEMİ VE FİLTRELER SEKTÖR NOTU

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

GENEL BİLGİLER DIŞ TİCARET BİLGİLERİ

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

ALKOLLÜ VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?


Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

TÜRKİYE. PLASTİK AMBALAJ SEKTÖRÜ 2010 YILI DEĞERLENDİRMESİ ve 2011 YILI BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci Genel Müdür

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

ABD Net petrol ihracatçısı olduktan sonra petrol fiyatlarındaki artış tesadüf mü?

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

SİBER SAVAŞLAR RAUND 1 STUXNET

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU MART 2018 İTKİB HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

2011 YILI OCAK- KASIM DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

Şubat 2013, Sayı: 7 Intrade, Fatih Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Aylık Dış Ticaret Bülteni 1 $24 $22 $20 $18 $16 $14 $12 $10 $8 $6 $4 $2 $0

ALKOLLÜ VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER

İktisat Tarihi

İRAN İSLAM CUMHURİYETİ BIE DELEGESİNİN ODAMIZI ZİYARETİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

BUĞDAY RAPORU

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

ALKOLLÜ VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER

Türk ve Alman Bak fl Aç s ndan ran daki Geliflimin Güvenlik Politikas Boyutlar

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU HAZİRAN 2018 İTKİB HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

Türk İş Dünyası Liderlerinin İklim Değişikliğine Yanıtı Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 5 Aralık 2016, Sabancı Center, İstanbul

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ARALIK 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

Orta Asya daki satranç hamleleri

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI İhracat Genel Müdürlüğü PAZARA GİRİŞ KOORDİNASYON YAPISI VE HEDEF ÜLKELER

DÖKÜM VE DÖVME ÜRÜNLERĠ DEĞERLENDĠRME NOTU (MART 2009)

Ortadoğu. pençesinde...

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Başlıca İthal Maddeleri : Petrol yağları, buğday, palm yağı, otomobil, gübre, iş makineleri

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

Dünyada Enerji Görünümü

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜ NOTU

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

EKONOMİK İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Hacı Dede Hakan KARAGÖZ

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

NKP

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

tepav PETROL FİYATLARINDAKİ DÜŞÜŞÜN ÖTEKİ YÜZÜ Ocak2015 N DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

TÜRKİYE'NİN DIŞ TİCARETİ

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

ARAŞTIRMA PETROL FIYATLARINDAKI

GTİP DİĞER AMAÇLAR İÇİN DİZEL, YARI DİZEL MOTORLAR

ALKOLLÜ VE ALKOLSÜZ İÇECEKLER. Sektör Raporu

MEYVE SULARI DÜNYA TİCARETİ. Dünya İhracatı. Tablo 1. Meyve Suyunun Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2019 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU MART 2019 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

İran ın Nükleer Emelleri: Bombaya Giden Iki Yol, Barışa Giden Diğer Yol. Büyükelçi Gregory L. Schulte nin Açıklamaları

TEB KOBİ BANKACILIĞI

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Türkiye İle Yabancı Ülkeler Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik Ve Spor Alanlarında Mevcut İşbirliği Anlaşmaları

GTİP 7323 Demir veya çelikten sofra, mutfak veya diğer ev işlerinde kullanılan eşya ve aksamı, yün, sünger, eldiven vb.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

TÜSİAD Gençlik Platformu

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2018 AĞUSTOS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU EYLÜL 2018 İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON AR-GE ŞUBESİ

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

Transkript:

KİTAP İNCELEMESİ BOOK REVİEW Ahmadinejad: The Secret History of Iran s Radical Leader Kasra Naji, London, New York: I.B Tauris, 2008, 298 sf. Ece AKSOP* Son olarak 2,5 milyon Dolara sattığı Peugeot ile gündeme geldi İran lideri Mahmut Ahmedinejad ve onun özel hayatı. İşin magazin yönü bir yana, tüm dünyanın siyasi söylemleri ve izlediği politikalarla tanıdığı Ahmedinejad ın mazisine ışık tutmak açısından oldukça faydalı bir kitap Kasra Naji nin Ahmadinejad ı. 1956 da Aradan da, yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Küçük Mahmut, 1963 te, Şah ın dini kesimlerle çekişmelerinin çatışmaya dönüştüğü ve ordunun Kum u basarak Şah karşıtı gösterileri durdurmaya çalıştığı dönemde ilkokula başlamış. Öğretmeni de, yıllar sonra gördüğünde elini öptüğü için uzunca bir süre eleştirildiği Najmeh Galipur! Aslında, Ahmedinejad ın politik kariyerinin, 1993 te koyu muhafazakar bir İçişleri Bakanı nın kendisini Ardabil e belediye başkanı olarak atamasıyla başladığını söylemek mümkündür. Bununla birlikte, Ahmedinejad için dönüm noktası, Tahran Belediye Başkanlığı görevi olmuştur. Görevi bıraktıktan sonra, politikaya atılan hemen herkesin başına geldiği gibi, Ahmedinejad da yolsuzlukla suçlanmış; kendinden sonra Tahran Belediye Başkanlığı nı yürüten Bekir Kalibaf, Ahmedinejad döneminde sebebi bilinmeyen 400 milyon Dolarlık harcama tespit etmiştir. Durum, şimdilerde Ahmedinejad ın yıldızlarının pek barışmadığı Hamaney e arz edilmiş ve hatta Kalibaf, bu harcamalara dair hazırlanan rapora istinaden sözkonusu meblağın acil durumlar için kullanıldığının teyit edilmesini istemiş; Ahmedinejad bu isteği kaba bir şekilde reddetmiştir. Naji nin kitabında, Kalibaf ın, Ahmedinejad ın Tahran Belediye Başkanı seçildiği gün belediye kasasından 120 bin Dolar harcandığını, harcamanın ise sokaklarda dağıtılan şeker (25 bin Dolar), çeşitli belediye çalışanlarına verilen cülus bahşişi benzeri ikramiyeler (25 bin Dolar) ve sokak kutlamalarında kullanılmak üzere kiralanan sandalyeler (12 bin Dolar) gibi kalemlerden oluştuğunu öne sürdüğü de belirtil- * Doktora öğrencisi, ODTÜ, Bölge Çalışmaları.

Ece Aksop mektedir. Kasra Naji, tüm bunlara karşın kimsenin şans tanımadığı bir aday olan Ahmedinejad ın seçimleri kazanmasını, canlı yayında 6 milyon oyun bir görünüp bir kaybolması ve ordunun seçim gözetmenliği yapması dahil alternatif açıklamalara bağlamaktadır. Ardabil den itibaren her fırsatta ve özellikle de camilerde halka hitap eden Ahmedinejad, konuşmalarında bir gün muhakkak ABD ile çatışılacağını, o gün geldiğinde herkesin hazırlıklı olması gerektiğini vurgulamıştır. Bugün bakıldığında, İran ın nükleer programının muhalif gruplar tarafından ortaya çıkarıldığı 2003 ten bu yana çeşitli vesilelerle yaptırımları, müzakereleri, uzlaşı arayışlarını ve ulusararası kamuoyunun çözüme esas teşkil edecek uzlaşının sağlanmasına yönelik baskısını bir yana bırakacak şekilde ABD nin (veya ABD teşviki/eli/göz yumması ile İsrail in) İran a müdahale etme ihtimalinin tüm dünyada halen konuşulduğu bir ortamda, Ahmedinejad ın bir nevi kendi kendini gerçekleştirdiği ni söylemek mümkün gibi durmaktadır. Ahmedinejad ın geçmişle olan bağları sadece politik söylemleri eyleme geçirmekle sınırlı değil. 1997 de belediye başkanlığı koltuğunu reformculara kaptırdıktan sonra 2005 te Cumhurbaşkanı oluncaya kadar İlim ve Sanat Üniversitesi nde trafik mühendisliği dersleri veren Ahmedinejad, Tahran belediye başkanlığı yıllarında derslerde öğrettiği U-dönüşü sistemini şehrin tüm trafik ağına uygulamaktan geri kalmamıştır. Kitaptan ayrıca, Ahmedinejad ın oldukça neşeli, şakacı ve notu bol bir öğretmen olduğu anlaşılmaktadır. Ahmedinejad ın bu özelliklerini Cumhurbaşkanlığı döneminde de sürdürdüğü ve sevilen kişi olarak kalmak için elinden geleni yaptığı da kitapta bahsedilen hususlar arasında. Tıpkı bizdeki Ecevit mavisi, Ecevit şapkası gibi İran da da Ahmedinejad ceketi var. Cumhurbaşkanı, gittiği her ortamda halkla daha yakın olabilmek adına, iş telefonunu ve e-posta adresini veriyor. Popülizm bununla da sınırlı değil: Sıradan bir halka hitap sırasında konuşma arasına Buranın adı İranlı olsun mu? sorusunu sıkıştırıyor; evet yanıtı ile de oracıkta o yerin resmi adını Parsiyan olarak değiştiriveriyor. Tabi bu ufacık değişikliğin İran bürokrasisi için ne anlama geldiği de kitapta ucundan dokunulan ama çok da anlatılmadan geçilen bir husus olarak kalıyor. 244

Kasra Naji, Ahmadinejad: The Secret History of Iran s Radical Leader Politik söylem, trafik düzenlemeleri, sevilen kişi olma isteği derken, geçmişten gelen izler denizinde en büyük payın, Ahmedinejad ın Devrim Muhafızları ile olan derin bağlarına ait olduğunu da unutmamak gerekir. Humeyni nin özenle tasarlanmış her biri farklı güç ve görevlere sahip devrim kurumları arasında belki de en özel yerlerden birine sahip olan Devrim Muhafızları, on yıl süren İran-Irak Savaşı boyunca ülkeyi korumanın yanısıra ülke içi birlik ve düzeni de sağlamış, isminden de anlaşıldığı üzere devrimin muhafızlığını yapmış; Ahmedinejad da gençliğinde Muhafızların aktif sempatizanlıını yapmıştır. Kitaba göre, ailesi de Şah karşıtları listesinde yer alan Ahmedinejad, devrim sonrasında hemen her üniversitede kurulan Öğrencilerin İslam Topluluğu adlı örgütü kendi üniversitesinde kurmuş, Devrim Muhafızlarına katılmış ve yine öğrenciler arasında devrimin ideolojik olarak savunulmasını amaçlayan Birliğin Oturması Teşkilatı nın da başına geçmiştir. Ayrıca, Tahran belediye başkanlığı sırasında, yukarıda bahsedilen trafik düzenlemeleri başta olmak üzere şehrin kalkınıp bayındırlaşması için üretilen çeşitli projelerin çoğu Devrim Muhafızlarına verilmek suretiyle, Muhafızların askeri-endüstriyel bir dev haline gelmelerine bilinçli olarak yardımcı olmuştur. Devrim Muhafızları ile bu sıkı ilişki Ahmedinejad ın cumhurbaşkanlığı sırasında da sürmüş; Muhafızlar özelleştirme furyasının kaymağını alarak ulusal ekonomideki rollerini perçinlemişlerdir. İşin ilginç yanı, bir dönem Sovyet yayılmacılığı ile eş oranlı tehdit olarak algılanan 1 1979 Devriminin çocuklarından biri olan Ahmedinejad ın yönetimi altında, İran ın İslami likten askeri liğe doğru hızla yol almasını sağlamış olmasıdır. Bir başka deyişle, ekonominin iplerini elinde tutan ve devrimin bekasını iç ve dış düşmanlara karşı korumak üzere Humeyni tarafından kurulmuş olan Devrim Muhafızları, belki de kendi varlık sebebi olan ideolojiye rağmen, ülkenin siyasi ve iktisadi yönetiminde ciddi bir söz sahibi haline gelmiştir. 2 1 Dönemin genel kanılarına paralel olarak, örneğin Oliver Roy, ABD nin, İran daki İslami yönetimi Sovyetler Birliği ile aynı kefeye koyup tehdit olarak algıladığını ve bu algı uyarınca radikallere karşı olarak olmasa bile en azından radikallerin etkisini azaltmak amacıyla Suudi Arabistan gibi muhafazakar köktencileri desteklediğini belirtmektedir. Roy, Failure of Political Islam (New York: IB Tauris&Co Ltd., 2007), Fransızca aslından çeviren Carol Volk, s. 130. 2 Bu konuda oldukça orjinal bir değerlendirme için bkz Elliot Hen-Tov ve Nathan Gonzalez, The Militarization of Post-Khomeini Iran: Praetorianism 2.0, The Washington Quarterly,Cilt 34, Sayı 1, 2011, ss. 45-59. 245

Ece Aksop Devrim sırasında genel olarak Batı ya olan bağımlılığı simgelediği ve İslam a da aykırı olduğu gerekçesiyle terk edilen nükleer proje konusunda ise, Humeyni nin daha İran-Irak Savaşı sırasında, Irak a karşı üstünlüğün sağlanabilmesi için gerekirse nükleer silah edinilmesini salık verdiği belirtilen kitapta ayrıca, devrimden 30 yıl sonra nükleer projenin Batı dan bağımsızlığın sembolü haline gelmesinin de dikkat çekici bir tezat olduğu vurgulanıyor. Aslına bakılırsa, Şah dönemindeki projelerin Devrim sonrasında bırakılmasının sebebinin sadece Batı dan bağımsızlık kazanmak veya dini esas alan yorumlar paralelinde politikalar uygulamak olmadığı; devrim sonrasında Batı nın İran ile ilişkilerinde gerilimin söz konusu olduğu ve Almanya ve Fransa tarafından başlanılmış ve hatta İran tarafından gerekli ödemeler yapılmış nükleer santrallerin de kaderine terk edildiği, İran ın bu konuda hakkını aradığı ama istediğini alamadığı; bu sebeple Rusya ya döndüğü de bilinmektedir. İşbirliği önermeye hazır ülkeler, Devrim sonrası rejimin nükleer silahlara bakışı, nükleer projenin Batı ile ilişkilerde İran ın kendi yerini tanımlayabilmesi açısından oynadığı rol değişse de, mevcut durumda İran ın nükleerleşme yolunda hızla ilerliyor oluşu değişmeden kalan belki tek unsurdur. Son birkaç yılda artan yaptırımlar ve yükselen şahin sesler ışığında ise, sözkonusu yolun sivil amaçlarla sınırlı bir güzegah izlediğini değerlendirirken tereddüt etmeyecek İran dışı bir aktör bulmak da son derece zordur. Nitekim, gerek nükleer silahların konvansiyonel silahlara kıyasla bütçeye çok daha az yük bindirdiği ve kullanılmaları halinde çok daha büyük hasar verdiği; 3 gerek İran ın çevresinde küresel çapta nükleer silah sahibi sekiz ülkeden altısının bulunduğu; 4 gerekse İran ın Afganistan, Irak, Türkiye, Kuveyt, Suudi Arabistan ve hatta Basra Körfezi ne baktığında ABD yi gördüğü göz önüne alınırsa, İran ın kararlı liderinin, popülist politikaları ve davaya adanmışlığı itibarıyla ülkeyi nükleer silah sahibi olma yolunda ilerlettiğini söylemek mümkündür. Bu durum, kitabın son cümlesinde de, Ahmedinejad, sadece İran ı değil tüm dünyayı değiştirecek bir misyon üstlenmiş ve bu misyonu gerçekleştirmek için gereken tüm savaşları vermeye hazır şeklinde 3 Michael Eisenstadt, Iranian Military Power: Capabilities and Intentions, (Washington DC: The Washington Institute for Near East Policy, 1996). 4 Immanuel Wallerstein, After Iraq, Iran?, http://fbc.binghamton.edu/146en.htm, 01 Ekim 2004. Sözkonusu ülkelerden Çin, İsrail, Rusya ve Pakistan doğrudan İran a sınır konşudusur ; ABD ise Irak ve Afganistan dolayısıyla İran la sınırdaştır. Nükleer güce sahip diğer iki ülke ise Fransa ve İngiltere dir. 246

Kasra Naji, Ahmadinejad: The Secret History of Iran s Radical Leader özetlenerek, önümüzdeki dönemde nükleer konunun daha da tırmanacağı öngörüsü ile vurgulanmaktadır. Yine de, Cumhurbaşkanı nın bu yolda tek başına yürümediğini, 16 yaşında ev ödevi olarak nükleer enerji üretmeyi başaran bir kızın, şu anda İran Atom Enerji Ajansı nda özel şoförü ve koruması ile birlikte çalışan üst düzey bilim adamları ekibi arasında yer aldığını da unutmamak gerekir... Nükleer enerji üretmek o denli kolay mı bilinmez, ancak Cumhurbaşkanı nın, İran ın nükleer programı hakkındaki söylemlerinin oldukça sert olduğu ve konuyu artık bir ulusal onur meselesi haline getirdiği göz önüne alınırsa, bu yoldan geri dönüşün çok zor olduğu görülecektir. Nitekim, kitapta da belirtildiği üzere, İranlılar, nükleer zenginleştirme programını askıya almanın kabul edilemez olduğunu düşünmekte, müzakerelerin ön koşulu olarak askıya almayı talep eden ülkelere karşı da Türkmençay Anlaşması psikolojisine girmektedir. İran ın da 1828 de Rusya ile girdiği savaşta yenilmesi neticesinde imzalanan ve bugünkü Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan topraklarını bir daha geri alamamak üzere vermesine yol açan Anlaşmanın, toplumsal bellekte bıraktığı izlerin derinliği açısından bizim Sevr sendromumuzla hayli benzer olduğunu söylemek mümkündür. İran ile aramızda ortaklık teşkil edebilecek bir diğer husus da ABD nin Irak ta yaptığı baskınlardır. Süleymaniye de çuval olayı olarak bilinen ve sonrasında gerek ikili ilişkilere gerekse Kurtlar Vadisi gibi gişe rekortmeni filmlere yansımış olan baskının benzeri, 2007 de Erbil deki İran irtibat bürosuna gerçekleştirilmiş; Naji nin de belirttiği gibi, bürodaki bilgisayar ve evraklara el konmuştur. Baskın sonrasında dönemin Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice tarafından da ABD nin her yerde ve her zaman İran ile görüşmelere hazır olduğu, görüşmelerin tek koşulunun ise (belki de İran için kabul edilemez olduğunu bilerek) İran tarafının nükleer faaliyetlere ara vermesi olduğu ifade edilmiştir. Ahmedinejad, aslında seçildikten kısa süre sonra İran ın nükleer projelerini anlatmak üzere Birleşmiş Milletler e de gitmiş ve Genel Konsey e hitaben yaklaşık yarım saat süren bir konuşma yapmıştır. Naji ye göre, Ahmedinejad İran a dönüşünde konuşma sırasında kendini bir nurun 247

Ece Aksop çevrelediğini ve dinleyicilerin gözlerini kırpmadan konuşmasını dinlediklerini söylemiş; bu hikaye, Kum da belki de bir tür sınır ihlali olarak görüldüğünden fazla beğenilmemiştir. Nitekim, dinden gelen meşruiyet ile kutsal olana atıfla izah edilebilecek her şey dini önderlerin tekeli altındadır; onlardan başkasının İslam dan, Tanrı dan ve diğer tüm kutsallıklardan güç alması veya aldığını düşünmesi, aklıselim ile değerlendirilebilecek ihtimallerden biri değildir. Sözkonusu BM toplantıları, sadece Kum ile Cumhurbaşkanı arasında çatlak lara yol açmakla kalmamış, aynı zamanda İran ile Batı dünyası arasında aşılması güç yarık ların oluşmasına da destek vermiştir. Toplantılardan konuya ilişkin olarak kitaba yansıyan hususlar arasında, nükleer apartheid e karşı tutumu uyarınca İran ın nükleer bilgi birikimini paylaşmaya hazır olduğunu belirtmesi de yer almaktadır. Yazar, partide içecek dağıtırcasına önerilen bu işbirliğinin silahlanma konusunda ciddi endişeleri bir kez daha haklı kıldığını ve Ahmedinejad ın bu tür bir paylaşım tekliflerini Kuveyt ve Sudan ile birlikte ülkemize de yaptığını vurgulamaktadır. Hatılanacağı üzere ülkemiz, özellikle Abdülkadir Han ın Pakistan da kurduğu ve diplomatik ifade ile küresel düzeyde etkin bir işbirliği mekanizması haline getirdiği karaborsa ağının ortaya çıkmasından sonra nükleer konularda sıkça anılmış, hatta Türkiye nin istemesi halinde on yıldan kısa sürede kendi nükleer silahını kendi kendine üretebileceği, Süleymaniye baskınından sonra genç Türkler in nükleerleşmek yönündeki arzularının arttığı ve dizginlenmelerinin zor olabileceği, 5 bunun da bölgesel dengeler açısından son derece ciddi sonuçlara yol açabileceği yönünde görüşler ortaya atılmıştı. Halen daha, Türkiye nin nükleer konularda İran başta olmak üzere çeşitli ülkelerle işbirliği yapmaya hazır olduğu düşünülmekte, hatta yakın zamanda iki Türk firması, ABD nin kara listesine alınmış bulunmaktadır. Kitabın tamamlandığı 2008 den bu yana İran-ABD ilişiklerinde önemli bir değişikliğin olduğunu söylemek zordur. Nitekim, ABD, her ne kadar yeni bir Orta Doğu macerasına (en azından tek başına) atılmaya hazır değilse de, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası platformlarda İran ı sıkıştırmaya devam etmektedir. Yaptırımlar zincirinin son 5 Mustafa Kibaroğlu, Iran s Nuclear Program May Trigger the Young Turks to Think Nuclear, Carnegie Endowment (available at www.carnegieendowment.org, 20 Aralık 2004). 248

Kasra Naji, Ahmadinejad: The Secret History of Iran s Radical Leader halkası olan 1929 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı, önceki beş karardan daha kapsamlı tasarlanmış olup, İslam rejiminin kalesi olan Kum şehrindeki nükleer zenginleştirme tesisine de açık atıfta bulunmuştur. Karar, kargoların denetlenmesi ve yaptırıma konu malların bulunması halinde el konulmasını 6 gerektirerek yaptırımların sulandırılmasına yönelik paravan şirket kullanma gibi faaliyetlere karşı da uyanık olunmasını salık vermektedir. Yaptırımların etkinliği literatürde hep bir tartışma konusu olmuştur. Uluslararası yaptırımların, halkı, asıl hedef olan iktidardan daha fazla ve daha derin etkilediği, iktidarın gerek askeri gerekse politik güç olarak fazla bir şey yitirmediği, hatta karne sistemi ile yapılan dağıtımların yandaş olmayı mecbur hale getirerek iktidarın elini güçlendirdiği bilinmektedir. Bununla birlikte, İran a yönelik yaptırımların ekonomide sorunlara yol açtığı, yatırım çekemeyen ülkenin petrol sektörünün ciddi sorunlar yaşadığı da iddia edilmektedir. Nitekim, nükleer politikalardan geri adım atmayan ve uluslararası alanda dozu gittikçe artan yaptırımlara maruz kalan İran hükümeti 2007 de karne sistemi getirdiğinde halk benzin bulamamış; ulaşım başta olmak üzere pek çok sektör sıkıntılar yaşamıştır. O dönemde halk arasında dolaşan ve sözde Cumhurbaşkanı adına çekilen cep telefonu mesajlarında, arabasını kullanamayanlar bana oy veren milyonlarca eşeğe binebilirler denildiği de kitapta yer almaktadır. Yaptırımlarla ticareti ciddi ölçüde baltalanan ve temel ihraç kalemi o- lan petrol sektörüne uluslararası yatırım çekemeyen ülkenin 82 milyar dolarlık ihracatına karşılık 59 milyarlık ithalatı bulunmaktadır. 7 Ülkenin verdiği dış ticaret fazlasının ardında, küresel sanayinin can damarını teşkil eden petrolün uluslararası piyasalarda belirlenene yüksek fiyatlardan ihraç edilişi ile yaptırımlar kadar iç mevzuat dolayısıyla ithalatın 6 Türkiye de basına yansıdığı kadarıyla birkaç kez İran a giden kargo uçaklarını inmeye zorlamış, gerekli incelemeler yapıldıktan sonra uçakların tekrar havalanmasına izin vermiştir. Aslında bu yükümlülük ya da farklı bir açıdan bakıldığında bu hak sadece BM den değil, Irak savaşının başlamasından kısa süre sonra aralarında Türkiye nin de bulunduğu bir grup ülke tarafından kurulan Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Önlenmesi İnisiyatifi nin (PSI) de esasını teşkil etmektedir. Aralarındaki tek fark, BM nin karasal egemenlik alanlarını düzenlerken, PSI ın egemenliğin söz konusu olmadığı açık denizlerde taraf ülkeler arasında bilgi paylaşımına dayalı olarak şüpheli görülen kargoların şüpheli gemiye çıkılarak (boarding) incelenmesini öngörmesidir. 7 Economist Intelligence Unit, Iran Country Report, http://country.eiu.com/article.aspx?articlei d=67890191&country=iran&topic=economy&subtopic=charts+and+tables&subsubtopic=d ata+and+charts%3a+annual+data+and+forecast, 14 Mart 2011. 249

Ece Aksop kısıtlı kalışının önemli rolü bulunmaktadır. Her ne kadar, ileri ekonomi ve ticaret teorileri, serbestleşmenin ve ithalatın kolaylaştırılmasının ülkenin kalkınması için önemli bir motor gücü sunacağını söylese de, küresel ticaretin halen yarı-merkantalist bir anlayışla ihracat üzerinden yürüdüğü ve ülkelerin ihracat yapabildikleri ölçüde ekonomilerini güçlü kılabildikleri bilinmektedir. Hatta ülkeler güçlü ihracat kalemlerine sahip olabilmek için öylesine kıyasıya bir mücadeleye girmektedirler ki, Nayan Chanda nın, ticaretin küreselleşmesine dair kitabında yer alan çeşitli ilgi çekici ticaret hikayeleri arasında, kahve çekirdeğinin yolculuğuna burada yer vermek, ihracat için yapılanları göstermek açısından yararlı olabilir. Brezilya ya, kahve çekirdeğinin nasıl ulaştığına dair bu ilginç hikayede, Fransız ve Hollanda Guyanaları arasında çıkan ihtilafı çözmek üzere görevlendirilen bir Portekizli görevlinin, kahve tohumları elde etmek için Fransız valinin eşiyle tutkulu bir aşk yaşadığı ve ihtilafın çözümünü müteakip ülkesine dönmek üzere yola çıkacakken, vali eşinin verdiği bir demet çiçeğin içine gizlenmiş tohumları alarak kahveyi Brezilya daki plantasyonlara getirdiği anlatılmaktadır. 8 Bugün dünyanın önemli kahve üreticilerinden biri olan Brezilya nın, ihracat gelirlerinin önemli bir kısmını sadece kahve oluşturmakta, artan kahve ihracatını kolaylaştırabilmek ve yılda bir kez, Kasım-Ocak arasında hasat edilen kahvenin yıl boyunca yapılacak teslimatlarının satış sözleşmelerinde öngörülen süreyi geçmeden tamamlanmasını sağlamak amacıyla Brezilya hükümeti limanlara 1 milyar Dolarlık yatırım yapmaktadır. Buna rağmen Ahmedinejad, ülkelerin ihracatı teşvik ederek ithalattaki artışlardan kaçınmalarına önem vermemekte, ithalatın bir bağımlılık ve asimetrik bir güç dengesi kurduğu gerçeğini biraz farklı yorumlayarak ithal etmeyi de bir güç olarak görmektedir. Biraz karışık duran bu durumu ülkemiz örneği ile somutlaştırmaya çalışalım: Ülkemizin enerji alanındaki üretiminin tüketimi karşılamaya yeterli gelmediği ve bu çerçevede enerjide net ithalatçı olduğu bilinmektedir. BOTAŞ a göre Rusya dan yaptığımız 30 milyon metreküplük gaz ithalatı ciddi bir bağımlılık oluşturmakta; Rusya nın Ukrayna gibi ülkelerle yaşadığı sorunlar neticesinde gazı kesme yönünde yürüttüğü yaptırım politikaları ülkemizi de doğrudan etkilemektedir. Halbuki Ahmedinejad gibi düşünürsek, özellikle de Mavi Akım ile gelen hatta tek 8 Nayan Chanda, Küreselleşmenin Sıradışı Öyküsü: Tacirler, Vaizler, Maceraperestler ve Savaşçılar Globalizmi Nasıl Şekillendirdiler?, çeviren: Dilek Cenkçiler (Ankara: ODTU Geliştirme Vakfı Yayıncılık, 2009). 250

Kasra Naji, Ahmadinejad: The Secret History of Iran s Radical Leader alıcı (monopson) olan ülkemiz için, Rusya nın başat ihraç kalemi olan gazı ülkemize satamaması durumunda yaşayacağı sıkıntı sözkonusu ticarette ülkemiz lehine önemli bir güç sağlamaktadır. Ancak, ihracatçı ülkelerin ihraç pazarlarını çeşitlendirmeye özen gösterdikleri, bu tür bir bağımlılığın önüne geçmek için gerek ikili ve bölgesel anlaşmalarla, gerekse Dünya Ticaret Örgütü gibi çoktaraflı platformalr arcılığıyla üçüncü ülke pazarlarına girişi kolaylaştıracak tedbirler almaya çalıştıkları da bilinmektedir. Hal böyle iken, özellikle de enerji benzeri sanayi için hayati öneme sahip malları bir ülkeden almayı bırakmak, hele de ithalatçını bu malları daha iyi fiyat ve koşullarda bulabileceği alternatif bir satıcı yoksa, ihracatçı yerine ithalatçıyı baltalayacak bir girişim olacaktır. Nitekim, Naji de, Ahmedinejad ın bu durumu tecrübe ederek gördüğünü anlatmaktadır. Kitapta, Cumhurbaşkanı nın, ithal etmeyi bıraktıkları takdirde üçüncü ülkelerin ciddi ekonomik sıkıntıya gireceklerini düşündüğü ve hatta bunu Uluslararası Atom Enerji Ajansı nın bir oylamasında, oyunun renginin İran a karşı şekillenmiş olması dolayısıyla Güney Kore ye yönelik olarak uyguladığı belirtilmekte; ancak sadece ticaret teorilerinin öngördüğü değil ülkenin gerçeklerinin de gerektirdiği üzere bu uygulamadan mecburen ve sessizce vazgeçildiği de ifade edilmektedir. Kısa ve hatta orta vadede İran ın nükleer programının silahlanmaya dönüşmemesini temin etmenin yolunun, halihazırda kaynayan Orta Doğu kazanına yeni bir halk isyanı dalgası daha eklemek, artan petrol fiyatları dolayısıyla etkinliği iyice tartışmalı hale gelen yaptırımları sıkılaştırmak ve hatta Irak tecrübesinden sonra silahlı müdahaleye kalkışmak olmadığı açıkça ortadadır. Hal böyle iken, İran ı yönetenlerin izledikleri politika oluşturma mekanizmaları ve bu politikalara mesnet teşkil eden zihinsel süreçleri anlamakla işe başlamak yarar sağlayabilecektir. İran ın neyi ne için ve ne kadar istediğini çözümledikten sonra bu isteklerin uluslararası istikrar ve güç dengesi açısından gerçekten sorun teşkil edip etmediğini analiz etmek daha sağlıklı olabilecektir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, Kasra Naji nin kitabı, Ahmedinejad ın zihnine ışık tutabilmek adına oldukça faydalı bir çalışma olarak değerlendirilebilir. 251