ÇOK NADİR BİR POSTPNÖMONEKTOMİ KOMPLİKASYONU GASTROPLEVROKUTANEAL FİSTÜL (Olgu Takdimi)

Benzer belgeler
Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

N.U.64 yaşında Bayan,evhanımı *Öksürük *2 ay önce kuru öksürük yakınması ile başvurduğu hastanede çekilen akciğer grafisi ile hastanemize gönderilmiş

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Dev Karaciğer Metastazlı Gastrointestinal Stromal Tümör Olgusu ve Cerrahi Tedavi Serüveni

Olgu Sunumu. Yedikule Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Özkan Saydam

Göğüs duvarı (T3) ve vertebra (T4) tutulumu olan küçük hücreli dışı akciğer kanseri olgularında cerrahi tedavi

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

AMPİYEMİN CERRAHİ TEDAVİSİ. Doç. Dr. Akın Eraslan Balcı Fırat Üniv. Göğüs Cerahi Anabilim Dalı

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

Pnömonektomi ve Modifikasyonları Akif Turna

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Tanı ve Tedavi

3. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

Pnömotoraks. Akif Turna. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı.

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

M.B. 57 yaşında erkek Şikayet: Öksürük balgam halsizlik Öykü: 2002 yılında tüberküloz Bilinen başka hastalık, ameliyat öyküsü yok.

NEOADJUVAN TEDAVİ SONRASI CERRAHİ İLE PATOLOJİK DOWNSTAGE (T0N0-T1-2N0) OLDUĞU TESPİT EDİLEN HASTALARDA BEKLENİLMEYEN OLDUKÇA İYİ SAĞKALIM

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

(Bir vaka dolayısı. Dr. Ayfer SAGLAM (""") ÖZET GİRİŞ

Ameliyat Riskinin Değerlendirilmesinde Akciğer Kapasitesi Akif Turna

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

AKCĠĞER GRAFĠSĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ UZM.DR.UMUT PAYZA KATİP ÇELEBİ ÜNV. ATATÜRK EAH ACİL TIP ANABİLİM DALI

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Plöropnömonektomi (Ekstraplevral Pnömonektomi)

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi

FUNGall akademi. Klinik deneyim DR. ESİN ÇEVİK ŞİŞLİ FLORENCE NIGHTINGALE HASTANESI

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

Sol Pnömotoraks ile Santral Kitle Pnömonektomi Sonrası Kontralateral Pnömotoraks

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ

Ia.CERRAHİ PROFİLAKSİ TALİMATI

Tamamlayıcı Pnömonektomiler: Endikasyonları, Komplikasyonları ve Sonuçları #

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Retorakotomiye Neden Olan Postoperatif Kanamalar: Etyoloji, Tedavi ve Sonuçları

Akciğer Dışı Tümör Olgularında İzole Mediasten FDG-PET Pozitif Lenf Nodlarının Histopatolojik Değerlendirilmesi

Çocuk Hekimleri için Akıl Defteri / Radyolojik Değerlendirmeler*

Bilateral Senkron Akciğer Tümörlerinde Cerrahi. Adem GÜNGÖR Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi Mart 2013 Kapadokya

SANATORYUM ATATÜRK ÜN HAYALİNDEKİ HASTANE: Hastanemizin kuruluş düşüncesi 1930 lu yıllara dayanmaktadır. Toraks Bülteni 33

KLİMİK İZMİR TOPLANTISI

Vaka Eşliğinde Güncel Pratik Yaklaşım: Oligometastatik Meme Kanserine Yaklaşım. Prof. Dr. Feyyaz ÖZDEMİR K.T.Ü Tıbbi Onkoloji B.D.

Plevral Boşluğun Nadir Enfeksiyonları Plevral boşlukta sıklıkla gözlenen enfeksiyonlar parapnömonik

Video yardımlı bir göğüs cerrahisi işlemi gerçekleştirebilmek

Epidermal Büyüme Faktörü Türkiye'de Uygulama Yapılan İlk Üç Hasta

Rezeksiyon Sonrası Bronkoplevral Fistül Gelişimi ve Tedavi Yaklaşımları

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

AKCİĞER GRAFİSİ YORUMLAMA. Doç. Dr Bülent ERDUR PAÜTF Acil Tıp AD ATOK 2011

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde Febril Nötropenik Hasta Antifungal Tedavi Uygulama Prosedürü

Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı

Endobronşiyal Brakiterapi

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Son SUT Değişiklikleri Uzmanlık Alanımızı Nasıl Etkileyecek? Türk Toraks Derneği Sağlık Politikaları Çalışma Grubu

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

Erişkinlerin Tek Taraflı Diyafragma Paralizisi ve Evantrasyonunda Diyafragma Plikasyonu

Bronkoplevral fistüller: Zorlu bir komplikasyon, 50 hastanın sonuçları

Özofagus Kanserinde Cerrahi Tedavi

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

(RANULA : TEKRARLAYAN BİR OLGU) RANULA : AĞIZ TABANINDA TEKRARLAYAN BİR OLGU ÖZET

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Febril Nötropeni Grubu. Febril Nötropeni Simpozyumu , Ankara

PLEVRAL EFFÜZYON VE AMPİYEM

2.3. YERİNİ ALACAK KİŞİ: Gö üs Cerrahisi uzmanı tarafından görevlendirilen bir ba ka 1.yıl asistanı

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

Postüral Drenaj Uygulama

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Dr Şükrü DİLEGE VKV Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Amerikan Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü

Göğüs Cerrahisi Sezai Çubuk. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

KONJENİTAL LOBER AMFİZEM

Torasik Çıkış Tümörlerinde Cerrahi Tedavi

DEV BÜLE EŞLİK EDEN BİR AKCİĞER NEOPLAZMI OLGUSU

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Neden MGB Tercih Ediyorum? DR. HALİL COŞKUN İSTANBUL

Akciğer Kanseri Cerrahi Tedavi Sonuçlarımız*

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

Spontan Proksimal Özofagus Rüptürü Spontaneous rupture of the proximal esophagus Göğüs Cerahisi

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

Erken Evre Mide Kanserine Yaklaşım

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

PROGRESİF DİSPNE İLE SEYREDEN NADİR BİR AKCİĞER TÜMÖRÜ: PULMONER FİBROM A Rare Pulmonary Tumor Proceeding Progressive Dispne: Pulmonary Fibroma

Primer Kemik Lenfomaları Olgu Sunumu. Prof. Dr. Mustafa Benekli Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Ankara

Akciğer Grafisi Yorumlama UZ. DR. EMRE BÜLBÜL

Torakotomi Sonrası Ekspansiyon Kusuru ve Apikal Pnömotoraksta Posterior İnterkostal Tüp Torakostominin Etkinliği #

SEMİNOM-DIŞI TESTİS TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİNDE RADYOTERAPİ. Doç. Dr. Mert Saynak

Metastatik Karaciğer Tümörlerinin Cerrahi Tedavisi

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

Solunum Sistemine Ait Tıbbi Terimler. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Transkript:

ANKARA TIP MECMUASI (THE JOURNAL OF THE FACULTY OF MEDICINE) Vol. 47 : 347-356, 1994 ÇOK NADİR BİR POSTPNÖMONEKTOMİ KOMPLİKASYONU GASTROPLEVROKUTANEAL FİSTÜL (Olgu Takdimi) Murat Akal* Metin Er * Bülent Tunçözgür*** Alpay Sarper**** Mustafa Arsan* 4 ** Necati Örmeci***" Vedat İçöz****** Akciğer hastalıkları ve özellikle bronş kanserleri nedeni ile yapılan pnömonektomi diğer akciğer rezeksiyonlarma göre daha yüksek komplikasyon, morbidite ve mortalite oranlarına sahiptir. Anabilim dalımızda bronş kanseri tanısı ile standart sol pnömonektomi uygulanan ve postoperatif geç dönemde gastroplevrokutaneal fistül saptanan hasta pnömcnektomi komplikasyonu olarak ilk kez görülmesi nedeni ile sunuldu. OLGU : H.E. (Dosya No : 568541) 55 yaşında erkek hasta, 11.12.1991 tarihinde göğüsün sol tarafında, aksiller bölgeye yayılan ağrı yakınması ile çekilen direkt toraks radyografilerinde sol hiler kitle (Şekil 1) saptanması sonucu anabilim dalımıza yatırıldı. Yapılan fizik muayenesinde herhangi bir patolojik bulgu saptanmadı. Hematolojik ve biokimyasal laboratuvar incelemeleri normal sınırlarda bulundu. Bilgisayarlı toraks tomografisinde solda hilus yerleşimli tümoral kitle rapor edildi. Bilgisayarlı beyin tomografisi ve üst abdomen ultrasonografisinde patolojik bulgu saptanamayan hastaya yapılan rigid bronkcskopide sol üst lob ağzında tümoral kitle görüldü. Alman biyopsi materyalinin histopatolojik incelemesinde yassı hücreli bronş karsinomu saptandı (Patoloji Protokol No : 22269). * A.Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Öğretim Görevlisi. **A.Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Uzmanı. *** A.Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Araştırma Görevlisi **** A.Ü. Tıp Fakültesi Genel Cerrahisi Anabilim Dalı, Uzmanı. ***** A.Ü. Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi. ****** A.Ü. Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi. Geliş Tarihi : 7 Haziran 1993 Kabul Tarihi : 2 Mart 1994

348 Af. Akal - M. Er- B. Tunçözgür - A. Sarper - M. Arsan - N. Örmeci - V. Içöz Şekil 1 : Olgunun pnömonektomi öncesi PA akciğer grafisi. Hastanın preoperatif değerlendirilmesinde; solunum fonksiyon testlerinde hafif derecede hava yolları obstrüksiyonu belirlendi. Arteriyal kan gazları analizinde p02 85 mmhg, pc02 34.5 mmhg. ve satürasyon % 96.2 olarak saptandı. Akciğer perfüzyon sintigrafik incelemesinde; sol akciğerde genel perfüzyon azalması, apikoposterior ve anterior segmentlerde perfüzyon yokluğu sonucu bildirildi. Bu bulgularla pnömonektomiyi tolere edebileceği düşünülen hastaya 27.12.1991 tarihinde sol posterolateral torakotomi kesisi ile standart sol pnömonektomi uygulandı. Postoperatif 7. günde göğüs tüpü çekildi ve intratorasik antibiyotik verilmeye başlandı. 8.1.1992 tarihinde hastanın ateşinin yükselmesi ve çekilen kontrol PA akciğer grafilerinde sol hemitoraksta seviye

Çok Nadiı Bir Postpnömonektomi Komplikasyorıu Gastroplevrokutarıeal 349 saptanması üzerine yapılan torasentezde 1000 cc. defibrine kan aspire edildi. İntratorasik hematomun lizisi amacı ile toraks içine 750.000 IÜ sierptokinaz verildi. Ertesi gün aspire edildi. Bu tarihten itibaren hastanın ateşinin olmaması ve çekilen akciğer grafilerinde seviye saptanmaması üzerine 21.1.1992 tarihinde intratorasik antibiyotik uygulaması son!andırıldı. Yedi gün kontrol altında tutulan hasta 27.1.1992 tarihinde taburcu edildi. 27.3.1992 tarihinde kontrole gelen hastanın yapılan fizik muayenesinde sol posterolateral torakotomi keşişinin ön ucundan pürülan drenaj ve fistül ağzı saptandı. Anemnezden pürülan akıntının, postoperatif yaklaşık 74. günde başladığı ve ağızdan alınan özellikle sıvı gıdaların fistül ağzından geldiği öğrenildi. Oral olarak verilen metilen mavisi ile bu durum doğrulandı. Bu tarihte çekilen PA akciğer radyografisinde, taburculuk tarihinde çekilen grafiden farklı olarak sol hemitoraksta sıvı seviyesi saptandı (Şekil 2a, b). Sol aksiller bölge II. interkostal aralıktan yapılan torasentez ile 250 cc. s'erohemorajik sıvı boşaltıldı. Sıvının bakteriyolojik ve sitolojik incelemelerinde patolojik bulgu saptanmadı. Şekil 2 a : Olgunn pnömonektomi sonrası PA akciğer grafisi. Şekil 2 b : Olgunun fistül sonrası PA akciğer grafisi.

350 Af. Akal - M. Er- B. Tunçözgür - A. Sarper - M. Arsan - N. Örmeci - V. Içöz Baryumlu ösofagus pasaj grafisinde ösofagusun intakt olduğu, opak maddenin plevraya geçmediği görüldü (Şekil 3). Fistül ağzından konulan ince bir kateter aracılığı ile çekilen retrograt fistülografide ise opak maddenin diafragma üzerinde arkaya doğru ilerlediği ve da ha sonra mideye geçtiği gözlendi (Şekil 4). Şekil 3 : Bayumlu ösofagus pasaj grafisi. Fiberoptik gastroskopide ösofagus ve kardianm normal olduğu ancak mide fundusunda arka duvar tarafında yaklaşık 6-7 mm çapında enfekte görünümde fistül ağzı görüldü (Şekil 5).

Çok Nadiı Bir Postpnömonektomi Komplikasyorıu Gastroplevrokutarıeal 351 Şekil 4 : Fistülografide gastroplevrakutaneal fistül. Şekil 5 : Olgunun endoskopik görüntüsü. Hasta, infeksiyonun toraksa yayılması riski nedeniyle 7.4.1992 tarihinde operasyona alınarak göbek üstü median laporotomi kesisi ile girişildi. Eksplcrasyonda mide fundusunun, hiatus ösofagusun 4-5 cm. kadar sol lateralinde diafragmaya yapıştığı, yapışıklıklar ayrıldığında ise diafragmada, hastanın ilk operasyonunda saptanmayan 2 cm. çap-

352 Af. Akal - M. Er- B. Tunçözgür - A. Sarper - M. Arsan - N. Örmeci - V. Içöz lı bir defekt olduğu ve mide fundusunun bu defektte sıkışarak perfore olduğu görüldü (Şekil 6). Transdiafragmatik palpasyonda fistülün ekstraplevral olarak ilerlediği ve torakotomi keşişinin ön ucundan cilde açıldığı saptandı. Ciltten fistül poşuna drenaj için bir adet nelaton sonda konuldu ve midedeki defekt primer, diafragmadaki ise omentum takviyesi ile primer olarak kapatıldı. Şekil 6 : Gastroplevrakutaneal fistülün peroperatuvar görüntüsü. Postoperatif dönemde yapılan irrigasyonlarla fistül poşundaki enfeksiyon tedavi edildi ve nelaton sonda tedricen kısaltılarak postoperatif 22. günde tamamen çekildi. 13.5.1992 tarihinde taburcu edildi. 6.10.1992 tarihinde nüks gastroplevrokutaneal fistül tanısı ile yeniden anabilim dalımıza yatırıldı. Tekrarlanan fleksible gastroskopide mide fundu sunda muhtemelen ilk fistüle ait fibrozis ve bunun 2 cm. kadar önünde yeni bir fistül olduğu görüldü. Gastroenteroloji Bilim Dalı ile sürdürülen çalışmada, hastaya bir süre tıbbi ilaç tedavisi uygulanmasına karar verildi. Bir tetradekapeptid olan somatostatinin, ilk defa 1973 yılında büyüme hormonunu inhibe ettiği bildirildi. Ancak daha sonraki yıllarda gastrik, biliyer, pankreatik ve intestinal sekresyonları inhibe ettiği gösterildi. Mevcut özellikleri nedeni ile somatostatin, gastroenterokutaneal fistüllerin tedavisinde % 80-90 başarıyla kullanıldı (2,4,5,7). Bizde literatürle-

Çok Nadiı Bir Postpnömonektomi Komplikasyorıu Gastroplevrokutarıeal 353 rin ışığı altında olgumuza 1 ay süre ile 3 x 100 mg dozda derialtı olarak octreotide (Sandostatin) tedavisi uyguladık. Ancak tedavi etkili olmadı. 23.10.1992 tarihinde operasyona alınarak bu kez sol posterolateral torakotomi kesisi ile, eski torakotomi skarı eksize edilerek girişildi. Diafragmanm aynı yerden perfore olduğu ve mide fundusunun buradan torasik kaviteve geçerek perfore olduğu saptandı. Frenotomi yapılarak mide serbestleştirildi. Mide fundusu tek tek 2-0 ipeklerle iki sıra halinde kapatıldı. Diafragma kenarları debride edilerek 0 numara, keçeli prolen dikişlerle tek tek primer olarak kapatıldı. Göğüs boşluğuna bir adet göğüs tüpü yerleştirildi. Enfeksiyon riskine karşı paslanmaz çelik sütür ile interkostal yaklaştırma sütürleri konularak torakotomi kesisi kapatıldı. Erken postoperatif dönemde göğüs tüpünden günlük ortalama 100 cc pü drenajı oldu. Yapılan kültür antibiyogram sonucu stafilokokus epidermidis ve candida albicans üredi. Uygun antibiyotik tedavisi ve göğüs tüpünden intratorasik kavite irrigasyonuna başlanıldı. Postoperatif 5. günde oral beslenmeye geçildi. Postoperatif 7. gün göğüs tüpü çekilerek sol aksiller 2. interkostal aralıktan torasentez ve lavajlar yapıldı Postoperatif 48. günde alman intratorasik sıvının kültür antibiyogrammda üreme olmaması üzerine torasentezlere son verildi.aynı tarihte konulan çelik sütürlerin cildi erode etmesi üzerine operasyona alınarak çelik tel sütürler çıkarıldı ve 6. ve 7. kot ön uçlarına parsiy'el rezeksiyon yapıldı. 28.12.1992 tarihinde taburcu edildi. Postoperatif 20.3.1993 tarihine kadar yapılan kontrolünde hastanın gastroplevrokutaneal fistüle ait hiçbir yakınmasının olmadığı, normal yaşamına devam ettiği gözlendi. TARTIŞMA Pnömonektomilerden sonra komplikasyon oranı diğer akciğer rezeksiyonlarma göre oldukça yüksektir. Bu oran çeşitli kaynaklara bağlı olmak üzere % 0.5 ile 30 arasında değişmektedir (3,6). Morbiditenin oluşmasında birden fazla etyolojik faktör rol oynayabilir. Bu faktörlerin ortaya çıkışında genellikle cerrah, hasta ve sterilite ile ilgili problemler predispozandır (3,6,8). Shields (8), pnömonektomiyi takiben gelişen bronkoplevral fistüllerin görülme sıklığını % 3-5 olarak bildirmektedir.

354 Af. Akal - M. Er- B. Tunçözgür - A. Sarper - M. Arsan - N. Örmeci - V. Içöz Asamura ve ark. (1), pulmoner rezeksiyonlardan sonra % 2.1 oranında bronkoplevral fistül görüldüğünü ve pııömonektomi komplikasyonu olarak gelişen fistüllerde mortalitenin % 67.3 gibi yüksek bir oranda olduğunu bildirmişlerdir. Literatürde pnömonektomi komplikasyonu olarak gastroplevrokutaneal fistül olgusu saptanamamıştır. Olgumuzda; pııömonektomi sırasında saptanamayan ya da daha sonra gelişen diafragmatik defektiıı morbiditenin gelişmesine neden olduğu sanılmaktadır. Mide fundusunun intratorasik negatiflikle diafragmaya doğru çekildiği, burada sıkışarak nekroz sonucu perfore olduğu ve postpnömonektomi kavitesinin küçültülmesi amacıyla yapılan frenik sinir ezilmesi ile diafragmayla birlikte yükselerek torakotomi keşişinin ön ucundan cilde fistülize olduğu düşünülmektedir. İlk cerrahi girişimin torakotomi yerine laporotomi ile yapılması, yukarıda da açıklandığı üzere toraks boşluğunun sterilitesini korumak amacını taşımaktaydı. Doğal olarak torakotomi ile yaklaşım ameliyat açısından cerraha çok kolaylık sağlasa da, midenin kapanmasında diafragmanm açılması gereği komplikasyon riskini arttıracağı düşünülerek bundan vazgeçilmişti. Ancak fistülün ikinci kez nüks etmesi nedeni ile yeniden operasyonuna karar verildiğinde girişim için transtorakal yol tercih edildi. Laparotomiııin diafragma lezyonlarında yetersiz kaldığı, bu yaklaşımla diafragmaya konulan sütürlerin ve omentum greftinin diafragmatik defekti gerginlik nedeni ile kapatamadığı torakotomi sırasında gözlemlendi. Tedavide erken tanı ve transtorakal cerrahi yaklaşımla defektle rin onarımının, olgumuzun olumlu seyrini sağlayan en önemli faktör olduğu görüşüne varılmıştır. ÖZET Gastroplevrokutaneal fistül anabilim dalımızda pnömonektomi komplikasyonu olarak ilk kez görüldü. Olgu bu özelliği nedeni ile değerlendirilerek sunuldu. Anahtar Kelimeler : Gastroplevrokutaneal fistül, Pııömonektomi komplikasyonu, Somatostatin.

Çok Nadiı Bir Postpnömonektomi Komplikasyorıu Gastroplevrokutarıeal 355 SUMMARY A Rare Postpneumonectomy Complication : Gastropleurociîtaneal Fistula (Case Report) A gastropleurocutaneal fistula, as a post-pneumonectomy complication, has been encounterea for the first time in our department. The case was reporte dby that feature. Key Words : Gastropleurocutaneal fistula, Post pneumonectomy complication, Somatostatin. KAYNAKLAR 1. Asamuro H Kondo H Goya T Tsuclıiya R Nrauke T Suemasu K : Bronchopleural fistulas devoloping after pulmonary resections for lung cancer predisposing factors, management and prognosis (Eng. Abstract) Nippon Kyobu Geka Gakkai Zasshi 39 : 1894-1901, 1991. 2. Geerdsen JP Pedersen VM Kjaergard HK : Small bowel fistulas treated with somatostatin : Preliminary results, Surgery 100 : 5, 1986. 3. Ginsberg RJ Goldberg M Waters PF : Surgery for non-small celi lung cancer. In Thoracic Oncology. Roth JA, Ruckdeschel JC, Weisenburger TH (eds.) W.B. Saunders Comp., Philadelphia, pp 177-199, 1989. 4. Mclntyre PB Ritchie JK Hawley PR Bartram CI Lennard Jones JE : Management of enterocutaneous fistulas : A review of 132 cases, Br J Surg 71 : 4, 1984. E. Nubiola-Calone P Badia JM Sancho J Gil MJ Segura M Sitges - Serra A : Blind evaluation of the effect of octreotide (Sms 201-995), a somatostatin analogue, on small bowel fistula output. 6. Sabiston DC : Neoplasm of the lung. In Gibbon's Surgery of the Chest. Sabiston DC, Spencer FC (eds.) Fourth odition. W.B. Saunders Comp., pp 453-488, 1989. 7. Sansoni B Irwing M : Small bowel fistulas, WJ Surg 9 : 6, 1985. Philadelphia, ü. Shields TW : Pulmonary resection. In General Thoracic Surgery. Shields, T.W. (eds.) Third edition Lea & Febiger Philadelphia, pp 363-377, 1989.