BİLGİ, TEKNOLOJİ VE TİCARET KENTİ İZMİR



Benzer belgeler
PERAKENDE SEKTÖRÜNÜN YÜKSELİŞİ DEVAM EDİYOR

TÜRKİYE NİN BATIYA AÇILAN YÜZÜ İZMİR İN PROFİLİ

TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ

TÜRKİYE VE İZMİR İN OCAK- HAZİRAN 2013 DÖNEMİ DIŞ TİCARET RAKAMLARI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

TÜRKİYE VE İZMİR İN OCAK-MART 2015 İHRACAT RAKAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat 2012

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2012

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER

2015 AĞUSTOS DIŞ TİCARET BÜLTENİ 30 Eylül 2015

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

TÜRK PERAKENDE SEKTÖRÜ VE BEKLENTİLERİMİZ

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

TR42 DOĞU MARMARA BÖLGESİ 2011 YILI OCAK-ŞUBAT-MART AYLARI EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

Tekstil-Hazır Giyim Gülay Dincel TSKB Ekonomik Araştırmalar Kasım 2014

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

AYDIN TİCARET BORSASI

DİYARAKIR DIŞ TİCARETİ 2014

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz 2013

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan 2013

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Cam Sektörü 2013 Yılı Değerlendirmesi

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

İZMİR DE SANAYİLEŞME

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TİCARET BORSASI

AYDIN TİCARET BORSASI

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım 2012

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

İzmir Bölge Planı. İlçe Toplantıları Kınık Özet Raporu

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

T. C. KARACADAĞ KALKINMA AJANSI Diyarbakır Yatırım Destek Ofisi

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

EKONOMİ GÖSTERGELERİ

aylık ekonomi bülteni

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %7,88, TR21 Bölgesinde ise %7,85 olarak gerçekleşti

Lojistik. Lojistik Sektörü

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER. (Kasım 2015)

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran 2013

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Şubat

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık

Enflasyon arttı, ihracat yavaşlıyor

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %7,76 TR21 Bölgesinde ise %7,65 olarak gerçekleşti

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

AYDIN TİCARET BORSASI

T.C. Kalkınma Bakanlığı

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos 2013

2017 OCAK-EYLÜL AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

AYDIN TİCARET BORSASI

aylık ekonomi bülteni

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %6,57; TR21 Bölgesinde ise %6,32 olarak gerçekleşti

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK-ŞUBAT SEKTÖREL SÜT SEKTÖRÜNE BAKIŞ

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Transkript:

2. BÖLÜM BİLGİ, TEKNOLOJİ VE TİCARET KENTİ İZMİR

BÖLÜM II BİLİM, TEKNOLOJİ VE TİCARET KENTİ İZMİR 1. İzmir in Ekonomik Haritası Türkiye nin sosyo-ekonomik gelişmişlik bakımından 3. büyük kenti olan İzmir, Ege Bölgesi nin lider kenti olarak görülmektedir. Yetişmiş insan gücü, doğal kaynakları, verimli toprakları, 300 gün güneş alan ılıman iklimi, güçlü ulaşım ağı, Avrupa ya yakınlığı, gelişme potansiyeli olan ar-ge ve teknolojisi kentin öne çıkan özellikleridir. Anadolu nun çağdaş yüzü olarak anılan İzmir, yüzyıllardır farklı kültürlere, dinlere ve medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Günümüze kadar devam ettirdiği kültürel çeşitliliği ile bir hoşgörü kenti olma unvanını taşımaktadır. Bu özellikleri de dikkate alındığında, İzmir gerek ekonomik büyüklüğü gerekse toplumsal yapısı ile Türkiye nin batıya açılan kapısıdır. 2013 yılı verilerine göre, İzmir 4.061.074 kişilik nüfusu ile İstanbul ve Ankara nın ardından Türkiye nin en büyük üçüncü kentidir. Kentin yıllık nüfus artış hızı 13,8 dir. 2012-2013 dönemine göre İstanbul (437.922 kişi) ve Ankara dan (186.642 kişi) sonra İzmir en fazla göç (113.673 kişi) alan 3. kent konumunda olup net göç hızı % 0,35 tir. İzmir in 30 ilçesi bulunmaktadır. En kalabalık ilçesi Karabağlar, en tenha ilçesi Karaburun dur. Merkez ilçelerde ticaret, sanayi ve turizm yoğunlukta iken, civar ilçelerde tarım ve turizm faaliyetleri daha yaygın olarak görülmektedir. İzmir de ticaretin yoğun olduğu bölgeler kent merkezinde bulunan çarşılardır. Kemeraltı, Karşıyaka, Mimar Kemalettin Moda Merkezi, Yenişehir Ticaret Merkezi, Çankaya ve Alsancak Çarşıları kentin alışveriş mekanları olup Hatay, Balçova, Buca, Güzelyalı, Bornova gibi semt çarşıları da bulunmaktadır. İzmir, ülke ekonomisine en fazla katkı sağlayan ekonomilerden biridir. 2011 yılı Gayri Safi Katma Değer (GSKD) bakımından 75,9 milyar TL ile il bazında üçüncüdür. Kişi başına gayri safi katma değer ise 19.187 TL dir. İzmir in ürettiği GSKD içerisinde hizmetlerin payı % 67,7, sanayinin payı % 26,9 ve tarımın payı % 5,4 tür. 55

2013 yılı itibariyle kentte istihdam edilen 1.514.000 kişinin % 55,9 u hizmetler, % 31,8 si sanayi ve % 12,3 ü tarım alanında istihdam edilmektedir. İzmir ülke genelinde vergi tahsilatında dördüncü sıradadır. 2013 yılında ödediği vergi 36,3 milyar TL dir. Bu durumda İzmir ülkede toplam tahsilatın % 11,14 ünü karşılamıştır. 2013 yılında kentin işsizlik oranı % 15,4 e çıkmıştır. Kadınlarda işsizlik oranı % 22,5, erkeklerde % 11,6 dır. İşsizlik oranına bakıldığında İzmir in Türkiye ortalamasının (% 9,7) üzerinde kaldığı görülmektedir. Bununla birlikte İzmir de yer alan üniversite öğrencisi sayısı, Türkiye de yer alan birçok kentin nüfusundan fazladır. İzmir de üniversite sayısının 9 a çıkması ile birlikte kalifiye işgücü artmaya devam etmektedir. Tablo 12: İzmir Makroekonomik Verileri 2008 2009 2010 2011 2012 2013 İşsizlik Oranı (%) 11,8 16,2 15,1 14,7 14,8 15,4 İşsiz Sayısı (Bin Kişi) 156 227 231 243 247 276 İstihdam Düzeyi (Bin Kişi) 1.171 1.170 1.303 1.410 1.424 1.514 İstihdam Oranı (%) 39,9 39 42,5 45,5 45,3 47,3 Kamu Yatırımları (Milyon TL) 464 493 457 609 705 1.209 Teşvikli Sabit Yatırım Tutarı (Milyon TL) 1.011 651 1.890 2.443 9.042 1.648 Kurulan Firma Sayısı 4.813 4.432 5.103 5.532 4.985 5.400 Kapanan Firma Sayısı (Tasfiye dahil değil) 2.941 3.002 1.773 2.371 2.027 2.085 Yabancı Turist Sayısı 1.040.217 1.060.273 1.155.820 1.388.271 1.368.924 1.407.240 Genel Bütçe Vergi Gelirlerinin Tahsilatı 17,7 17,6 22,7 27,6 32,8 36,3 (Milyar TL) Banka Mevduatları (Milyar TL) 26,8 29,7 33,7 37,9 41,7 48,6 Banka Toplam Nakdi Kredileri (Milyar TL) 19,9 21,5 29,4 38,8 45,9 60,2 Banka Şube Sayısı (Adet) 667 697 718 748 772 826 Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Sayısı (1954-2014 Temmuz, 2.045 Birikimli) Kaynak: TUİK, T.C. Ekonomi Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, T.C. Maliye Bakanlığı, T.C. Kalkınma Bakanlığı, BDDK, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, TOBB İstatistikleri, 2014. 56

İzmir tarih boyunca her dönem liman kenti olarak anılmıştır. İzmir in en önemli limanı olan ve toplam 635 Bin m 2 alan üzerine kurulu bulunan İzmir Alsancak Limanı 1959 yılında hizmete girmiş olup, 25 rıhtımı ile aynı anda 25 gemiye hizmet verebilmektedir. İzmir Alsancak Limanı Karayolu ve demiryolu ile bağlantıları dikkate alındığında liman hinterlandının Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi nin güney kesimi, İç Anadolu nun batı kesimi, Akdeniz in batı ve kuzeybatı kesimlerini kapsadığı görülmektedir. Avrupa ve Ortadoğu için de önemli bir liman olan Alsancak Liman ı 1 milyon TEU konteyner, toplam 10 milyon Ton yük elleçleme potansiyeline sahiptir. Alsancak Limanı sadece yük gemilerini değil, kruvaziyer gemilerini de ağırlamaktadır. İzmir Alsancak Limanı dışında, ihale süreci devam eden Çandarlı Limanı nın hayata geçirilmesi ile sözkonusu limanın Doğu Akdeniz'in önemli ana aktarma limanlarından birisi olacağı ve dünyanın en büyük 10 konteyner limanı arasında yer alacağı ifade edilmektedir. 57

Tablo 13: İzmir Dış Ticaret Verileri 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 İhracat (Milyar $) 17,7 21,6 14,3 16,8 20,1 21,1 20,9 İthalat (Milyar $) 21,1 26,1 16,1 22,2 22,3 22,6 22,2 Dış Ticaret Dengesi -3,4-4,5-1,9-5,4-2,2-1,4-1,3 (Milyar $) İhracatın İthalatı Karşılama Oranı 83,8 82,7 88,2 75,7 90,1 93,3 94,1 (%) Kaynak: TUİK Gümrüklere Göre Dış Ticaret Verileri, 2014. Havaalanı kapasitesi, uluslararası feribot seferleri, limanları ve ulaşım çeşitliliği İzmir in ulaşım alanındaki avantajlarıdır. Öte yandan demiryolu yatırımlarının yetersizliği, yurtiçi ve yurtdışı direkt uçuşların azlığı, denizyolundan yeterince faydalanılmaması, liman kapasitelerinin yetersiz kalması, karayolu trafiği, otopark sorunu kentin önde gelen sorunlarıdır. İzmir de sanayinin gelişimi İzmir 1. İktisat Kongresi ne dayanmaktadır. Kongre nin yapıldığı tarihten itibaren planlı sanayileşmenin adımları atılmış ve o günden bugüne Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) kent ekonomisine katkı sağlamayı sürdürmüştür. Kentte Aliağa, Bornova ve Torbalı ilçeleri sanayi yatırımlarının yoğunlaştığı ilçelerdir. Tekstil, konfeksiyon, gıda, içki, tütün, yem sanayisi önemli işkolları arasındadır. Bunların dışında, demir-çelik, petro-kimya, otomotiv, çimento, ayakkabı, gübre, tarım makineleri ve seramik sanayi üretimi de yapılmaktadır. İzmir de 16 adet küçük sanayi sitesi mevcut olup sitelerde faaliyet gösteren işletme sayısı 5.147 dir. Türkiye genelinde Ege Bölgesi en fazla OSB yi (49 adet) barındıran 2. bölgedir. İzmir de ise mevcut 13 adet Organize Sanayi Bölgesi nin 8 inde (Atatürk OSB, İTOB OSB, Tire OSB, Kemalpaşa OSB, Aliağa OSB, Pancar OSB, Buca Giyim OSB ve Bergama OSB) sanayi üretimi gerçekleşmektedir. Gaziemir de bulunan Ege Serbest Bölgesi (ESBAŞ) ile Menemen de bulunan İzmir Serbest Bölgesi (İZBAŞ) kentin 2 önemli Serbest Bölgesidir. İhracata dayalı kalkınma stratejisi çerçevesinde, ülke ihracatını arttırmada önemli bir araç olarak görülen serbest bölgeler İzmir dış ticaretinin gelişimine önemli katkı koymaktadır. 2013 yılında ESBAŞ, 4.680.242 Bin Dolar ile Türkiye nin en fazla ihracat hacmine sahip 2. bölgesi olmuştur. Aynı yıl İZBAŞ ın gerçekleştirdiği ihracat 368.283 Bin Dolardır. 58

İzmir de yeni ve ileri teknolojide mal ve hizmet üretmek amacıyla sanayi ve üniversite işbirliğini sağlayan Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin sayısı da günden güne artmaktadır. Odamızın kurucusu olduğu İzmir Bilimpark da dahil olmak üzere; İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi, Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve İdeEGE-TGB (İzmir in Değişen Ekosistemi ve Ege Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi) ile birlikte toplam sayı 4 e ulaşmıştır. İzmir insan kaynağı ve coğrafi konumu başta olmak üzere sahip olduğu avantajları ile yabancı sermaye için de bir çekim merkezidir. 2014 yılı Temmuz ayı itibariyle kentteki yabancı sermayeli şirket sayısı 2.045 e ulaşmıştır. İzmir in tarım potansiyelinin değerlendirilmesi halinde, 2023 yılındaki 40 milyar dolarlık Türkiye tarımsal ihracat hedefine önemli katkı koyacağı düşünülmektedir. Her yıl 1 milyonun üzerinde ziyaretçi çeken İzmir; yat turizmden kültür turizmine, inanç turizminden kruvaziyer turizmine kadar hemen hemen her çeşit turizm olanağına sahiptir. Kruvaziyer turizmde yakaladığı başarı sayesinde, dünyanın en büyük kruvaziyer gemileri İzmir e sefer koymaktadır. Kruvaziyer gemiler, İzmir için önemli bir gelir kaynağı haline gelmiştir. Odamızın da yoğun çalışmaları sonucunda, İzmir e gelen kruvaziyer gemi seferleri 2004 yılından bu yana her yıl artış göstermiştir. 2003 yılında İzmir in Türkiye kruvaziyer turizminden aldığı pay % 1 bile değilken, 2012 de % 26 yı bulan bir orana yaklaşmıştır. Kruvaziyer turizmdeki başarısına rağmen, İzmir in genel olarak turizmden aldığı payın yeterli olmadığı görülmektedir. Yıl 12 Ay Turizm vizyonunun benimsenerek turizm ile ilgili projelerin bir an önce hayata geçirilmesi, "İzmir Turizm Master Planı"nın hazırlanması ve yürürlüğe konması gerekmektedir. Özellikle daha fazla uluslararası etkinliğin, büyük fuar ve kongre organizasyonlarının yönlendirilmesine yönelik çalışmalar hızlandırılmalıdır. Yüksek gelir grubundaki turistlerin kentimize gelmesi sağlanmalıdır.bununla beraber İzmir, zengin jeotermal kaynakları ve kaplıcaları ile dünyada sağlık turizminin merkezi olabilecek potansiyeli barındırmaktadır. Zengin yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip ülkemizde İzmir; özellikle rüzgar, dalga, jeotermal ve güneş enerjisinden faydalanılabilecek bir kenttir. İzmir avantajlı bir konumda olmasına rağmen bu doğal enerjilerden yeterince faydalanamamaktadır. Potansiyelini tam olarak ortaya koyduğu zaman İzmir, dünyanın zengin ve en hızlı gelişen kentleri arasındaki yerini daha da pekiştirecektir. Bununla birlikte, İzmir in bir dünya kenti olması için, bir cazibe kenti (yatırım, finans, yaşam ve eğitim merkezi) haline gelmesi gerekmektedir. 59

Dünyadaki gelişmelere bakıldığında kalkınmada öncelikli geleneksel sektörlerin yerini katma değeri yüksek, ileri teknolojiye dayalı sektörlere bıraktığı görülmektedir. Dolayısıyla dünyadaki bu eğilim dikkate alınarak, İzmir de etkin bir kalkınma planı yaratılmalıdır. İzmir e daha fazla yatırımcı ve turist çekebilmek için de pazarlama stratejisi oluşturularak, bu stratejinin kentin tüm kesimleri tarafından uygulanması sağlanmalıdır. 2. İnovasyon Perspektifinden İzmir de Sektör Analizleri 2.1. Tarım Bölgemiz tarımı, dünyanın çok az bölgesinde görülebilecek müthiş potansiyeli ile incirden tütüne, narenciyeden süt hayvancılığına, zeytinyağından hububata, tıbbi ve aromatik bitkilerden şarapçılığa, çiçekçilikten arı ürünlerine kadar inanılmaz bir çeşitliliğe sahiptir. İzmir, geniş tarım hinterlandı ile ülkemizin en geniş ürün desenine sahip kentidir. Bereketli toprakları, uygun iklim koşulları, zengin su kaynakları ve biyoçeşitliliği ile İzmir ülkemizin en önemli tarım ve gıda sanayisi merkezlerinden biridir. İzmir in topraklarının % 28,3 ünü tarım alanları oluşturmaktadır. Toplam 3.421.490 dekarlık tarım arazilerinin; % 41,01'i tarla, % 28,29 u zeytin, % 11,70 i sebze, % 8,53'ü meyve ve % 3,93 ü de bağ alanıdır. Şekil 1: İzmir İli Tarım Alanlarının Dağılımı (Dekar) (2013) Kaynak: İzmir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, 2014. 60

İzmir'deki toplam tarım alanı büyüklükleri göz önüne alındığında Bergama, Ödemiş, Bayındır, Torbalı, Tire, Menderes, Kemalpaşa, Menemen ve Kiraz öne çıkmaktadır. 2013 yılı itibariyle, İzmir de toplam tarımsal üretim değeri 7,63 milyar TL olup bitkisel üretim değeri 3,68 milyar TL, hayvansal ürünler üretim değeri 3,59 milyar TL ve su ürünleri üretim değeri 364 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. İzmir ilinde bitkisel üretim, hayvansal üretim ve su ürünleri üretimi; üretim değeri ve toplam üretim içindeki payı göz önünde bulundurulduğunda, en fazla payı bitkisel üretim almakta, onu yakın olarak hayvansal üretim takip etmekte, su ürünleri üretiminin ise daha az bir pay aldığı görülmektedir. Tablo 14: İzmir İli 2013 Yılı Tarımsal Üretim Değeri Ürün Grupları Üretim Değeri (TL) Toplam Üretim İçindeki Payı (%) Tarla Ürünleri 1.266.569.972 16,60 Sebzeler 1.089.899.893 14,28 Meyveler 1.193.934.990 15,64 Süs Bitkileri (Kesme Çiçekçilik) 123.432.958 1,62 Bitkisel Üretim Toplamı 3.673.837.812 48,14 Et (Kırmızı et+beyaz et) 2.042.263.400 26,76 Süt (Sığır+Koyun+Keçi) 1.161.336.116 15,22 Yumurta 333.069.420 4,36 Bal+Balmumu 55.273.405 0,72 Yapağı+Kıl 2.110.567 0,03 Hayvansal Üretim Toplamı 3.594.052.907 47,09 Deniz Balıkları 13.878.437 0,18 Diğer Deniz Ürünleri 3.689.632 0,05 İç Su Balıkları (Avcılık) 0 0,00 Kültür Balıkları 346.091.550 4,54 Su Ürünleri Üretimi Toplamı 363.659.619 4,77 Toplam Tarımsal Üretim 7.631.550.338 100 Kaynak: İzmir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, 2014. Kentimiz modern tarım yapısıyla öne çıkmaktadır. İzmir, birçok üründe verim ve kalite açısından Türkiye ortalamasının üzerinde değerlere sahiptir. Pamuk, tütün, zeytin-zeytinyağı, üzüm ve incir önemli bir yere sahip olup üretim ve ihracatı ile kent ekonomisine katkı sağlamaktadır. Geleneksel ürünlerin yanı sıra son dönemlerde organik tarım, seracılık, jeotermal seracılık, kesme çiçek, süs bitkileri, süt, narenciye, kuru yemiş, yaş meyve-sebze, şarapçılık, fidancılık, küçükbaş hayvancılık ve su ürünleri işleme yatırımları artmaya başlamıştır. 61

İzmir; organik tarımın beşiği konumundadır. Özellikle son yıllarda organik tarım konusunda önemli gelişmeler olmuştur. İlk organik üretim çekirdeksiz kuru üzüm ile 1980'li yılların ortalarında İzmir'de başlamıştır. Kentimiz organik tarımda öncü olmaya devam etmektedir. İzmir ihracatta öncü konumda yer almakta olup organik tarımsal ürünlerle iştigal eden pek çok işletmeye ev sahipliği yapmaktadır. İzmir verimli arazileri, bitki çeşitliliği ve geniş hayvan varlığı ile sektörde avantajlı bir konumda yer almaktadır. İlimizde yetiştirilen ırklar ve hayvan başına elde edilen verimler ve hayvansal ürünlere dayalı gıda sanayi dikkate alındığında toplam verim miktarları oldukça yüksektir. 2013 yılı itibariyle ilimizde; 492.248 baş sığır, 514.043 baş koyun, 223.365 baş keçi bulunmaktadır. Yıllar itibariyle İzmir de yetiştirilen bazı hayvan türlerindeki gelişmelere aşağıdaki Tablo da yer verilmiştir. Tablo 15: İzmir İlinde Yetiştirilen Bazı Hayvan Türlerindeki Gelişmeler (2009 2013) Türler 2009 2010 2011 2012 2013 Sığır (baş) 368.295 398.526 433.029 473.878 492.248 Koyun (baş) 373.725 378.627 415.271 482.569 514.043 Keçi (baş) 145.820 167.763 165.150 185.727 223.365 Tavuk (adet) 14.016.138 14.762.635 14.422.756 15.983.492 16.266.871 Kaynak: İzmir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, 2014. Süt ve süt ürünleri sektörü, İzmir ekonomisinin önemli üretim dallarından biridir. Türkiye süt üretiminin % 10 u İzmir den gerçekleşmektedir. Bu pay ile İzmir sütün başkenti konumundadır. Verimlilikte de kentimiz ön sıralarda yer almaktadır. İzmir de; 2013 yılı itibariyle 1.416.902 ton süt, 31.144 ton kırmızı et ve 245.837 ton beyaz et üretilmektedir. 62

Tablo 16: İzmir İlinde Yetiştirilen Bazı Hayvansal Ürünlerdeki Gelişmeler (2009-2013) Ürünler 2009 2010 2011 2012 2013 Kırmızı Et ( ton ) 28.387 24.861 27.959 31.814 31.144 Beyaz Et (ton) 115.164 159.098 195.190 222.433 245.837 Süt (ton) 1.051.876 1.128.665 1.215.302 1.334.326 1.416.902 Yumurta 777.044 822.683 1.125.869 1.169.466 1.110.231 (Bin Adet) Kaynak: İzmir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, 2014. 2013 yılında İzmir in tarımsal üretim değeri 7.631.550.338 TL olarak gerçekleşmiş ve bu miktarın % 4,77 lik bölümü su ürünleri sektöründen sağlanmıştır. Su ürünleri sektörü ve özellikle yetiştiricilik gerek ülkemiz gerekse ilimiz açısından önemli bir gelir kaynağı durumundadır. Tablo 17: İzmir İli Su Ürünleri Üretim Değeri (Bin TL) 2008 2009 2010 2011 2012 2013 Deniz balıkları 59.538 57.079 56.505 32.926 11.583 13.878 Diğer deniz ürünleri 6.185 9.081 11.960 10.302 22.075 3.690 İçsu balıkları 207 205 199 82 0 0 Yetiştiricilik 264.449 255.913 232.459 188.987 244.582 346.092 Toplam 330.378 322.278 301.123 232.297 278.240 363.660 Kaynak: İzmir Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, 2014. Dış ticaret verileri değerlendirildiğinde; İzmir in koyduğu katkının oldukça önemli olduğu görülmektedir. TÜİK verilerine göre tarım, hayvancılık, balıkçılık, gıda ürünleri ve içecekte kentimiz ihracatı; 2012 yılında 1,69 milyar dolar iken 2013 yılında 2,04 milyar dolara yükselmiştir. 2014 yılı ilk 8 ay rakamlarına göre ise 1,41 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2013 yılında kentimizin toplam tarım, hayvancılık, balıkçılık, gıda ürünleri ve içecek ihracatındaki payı % 12,33 düzeyinde; 2014 yılının ilk 8 ayında ise % 13,02 düzeyinde gerçekleşmiştir. 2014 yılı ilk 8 ayı için tarım, hayvancılık, balıkçılık, gıda ürünleri ve içecek sektörleri ayrı ayrı değerlendirildiğinde; ülkemiz tarım ve hayvancılık ihracatının % 19,02 si; su ürünleri ihracatının % 22,95 i, gıda ve içecek ihracatının ise % 9,73 ü ilimizce gerçekleştirilmektedir. 63

İzmir, tarım potansiyeli açısından oldukça şanslı bir kenttir. Coğrafi yapısı ve iklim özellikleri birçok bitki türünün yetişmesine uygun bir ortam sağlamaktadır. Bu avantajların sonuna kadar kullanılması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için yanlış arazi kullanımı ile verimli toprakların yoğun yerleşim alanlarına dönüşmesinin önünün kesilmesi, modern sulama yöntemleri ile kuraklıkla mücadele edilmesi, toprağın verimliliğinin düşmemesi için bilimsel metotlardan yararlanılması vb. birçok adımın atılması gerekmektedir. İzmir in çok büyük tarımsal potansiyeli de göz önünde bulundurulduğunda 2023 için 40 milyar dolarlık ülkemiz tarımsal ihracat hedefi doğrultusunda koyacağı katkı büyük önem taşımaktadır. Bunun için İzmir'de mevcut tarımsal işletmeler ile tarımsal ürün ihracatçılarının gıda güvenliği ve sürdürülebilir üretim uygulamalarına yönelik Ar-Ge altyapısının geliştirilmesi, inovasyona önem verilmesi ve kalifiye çalışan istihdamının sağlanması gerekmektedir. Yanı sıra; dış pazarın talep ettiği çeşit ve kalitede, katma değeri yüksek üretim yapılmasına yönelik çalışmalar da yapılmalıdır. Üretilen ürünlerde kalite faktörü göz önünde bulundurularak kaliteli üretim için ayrı bir destekleme yöntemi geliştirilmelidir. Dünyada birçok önemli gıda fuarı bulunmaktadır. Paris deki Sial, Japonya daki Foodex, Almaya da Anuga Fuarı vb. göz önünde bulundurulduğunda; İzmir de de bu ölçekte bir gıda fuarının düzenlenebilmesi gerekmektedir. Ayrıca Bölgemiz ile özdeşleşen ürünlerin uluslararası pazarlardaki bilinirliğinin arttırılmasına yönelik çalışmalar da sürdürülmelidir. Yine Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kurulması çalışmalarında bulunulmalıdır. Özellikle; Ödemiş, Bayındır, Menderes ve Seferihisar da bu organize bölgeler kurulabilir. İzmir'de 1.835.128 dekarlık tarım alanı sulanmaktadır. Söz konusu alan, toplam tarım alanının % 53,64 üne karşılık gelmektedir. Diğer bir ifadeyle İzmir tarım alanlarının yaklaşık yarısı sulanabilmektedir. Kentimizde özellikle tarımsal ve endüstriyel alanlarda kullanılan yüksek su miktarı göz önünde bulundurulduğunda suyun iyi yönetimi çok büyük bir önem taşımaktadır. Günümüzde su tasarrufu sağlayan sulama teknikleri gittikçe önem kazanmaktadır. Suyun etkin ve akılcı kullanımına olanak sağlayan damlama ve yağmurlama teknolojileri yaygınlaştırılmalı ve çiftçiler bu konuda bilgilendirilmelidir. Diğer yandan; İzmir organik tarım ürünü ihracatına devam etmelidir. Yenilikçilik ve rekabet gücü ölçütleri üzerinden organik tarımsal ürünlere katma değer eklenmesine çalışılmalıdır. 64

Organik tarımsal ürünlere ek olarak organik gıda ürünleri de geliştirilmelidir. İzmir de organik tarım ürünleri ve organik gıdalar için bir piyasa oluşturulmaya çalışılmalıdır. Bu kapsamda; Organik gıdalar için etkin bir tedarik zinciri ile dağıtım kanalı tesis etmek, İzmir organik sektörüne, İzmir menşeli organik tarımsal ürünler ile organik gıda ürünlerine güven duyulmasını sağlamak, Üretilen organik tarım ürünlerinin yeterli miktar ve çeşitte olmalarını sağlamak, İzmir de organik gıdalara yönelik iç talep yaratmak öncelikli hedefler olarak belirlenmelidir. Mevcut Avrupa pazarlarına organik ürün sağlamaya devam ederken İzmir in, iç pazarda da organik üretimden (hammaddeler) organik gıda (ürünler) üretimine geçişe öncelik tanıması gerekmektedir. Sektörün gelişimi için üretim ve yurtiçi tüketimin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapılması son derece önemlidir. İzmir in tarımsal Ar-Ge açısından üniversite ve araştırma enstitüleri sayesinde güçlü bir altyapısı bulunmaktadır. Bu kapsamda; Ar-Ge çalışmalarında özel sektörüniversite ve kamu işbirliği arttırılmalı, tarımsal teknoloji üretimine ağırlık verilmelidir. Bu noktada Odamız, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve İTOB Organize Sanayi Bölgesi öncülüğünde sürdürülebilir başta bilişim sektörü olmak üzere sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir enerji temalarında yoğunlaşmayı hedefleyen İzmir Bilim ve Teknoloji Parkı Teknoloji Geliştirme Bölgesi (İzmir Bilimpark) ın kuruluşu son derece önemlidir. İzmir Bilimpark; Ege Bölgesi ve İzmir in yüksek potansiyeli nedeniyle tarım sektörünü sürdürülebilir kılmayı amaçlayan Ar-Ge ve inovasyon projelerini destekleyecek; ileri tarım teknolojileri, tohum ıslahı ve ileri gıda teknolojileri bazlı projeler üzerine yoğunlaşacaktır. İzmir olarak zeytinyağından peynire, çok çeşitli otlardan deniz ürünlerine kadar kentimize özgü çok sayıda ürünümüz mevcuttur. Odamız; İzmir Ekmeğini, İzmir Tulum Peynirini, Boyozu, Kumru Ekmeğini, Şambaliyi ve İzmir Lokmasını tescil ettirerek kentimizi tanıtmak, marka haline getirmek için çalışmalarda bulunmaktadır. Bu tür çalışmalar arttırılmalıdır. Diğer yandan İzmir in tarım ve gıda merkezi olabilmesi için desteklerden yararlanabilmesi çok önemlidir. Ülkemizde hali hazırda uygulanmakta olan IPARD Programı da önemli destek programlarından biridir. IPARD Programı, Türkiye nin Avrupa Birliği ne katılım öncesi dönemdeki öncelikleri ve ihtiyaçlarını dikkate alarak, sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için kapasite oluşturmayı hedeflemekte, işletmeleri Avrupa Birliği standartlarına yükseltmeyi amaçlamaktadır. 65

Programın hazırlık aşamasında illerin belirlenme çalışmasında, bu desteklerden faydalanabilecek olan 42 il belirlenmiş olup İzmir, bu iller arasında yer almamaktadır. Aydın ve Manisa gibi komşu illerimizde uygulanan IPARD desteklerinden İzmir in de yararlanması sağlanmalıdır. 2.2. Sanayi Dünyada ilk 20 ülke arasında yer alan Türkiye ekonomisi, jeopolitik istikrarsızlıklar, yüksek faizler, azalan yabancı fon girişi, kuraklık ve seçim süreci gibi faktörlerin de etkisiyle 2014 yılının ilk yarısında % 3,3 lük bir büyüme performansı göstermiştir. Sanayi sektörü yılın ilk yarısında % 3,6 oranında büyümüş ve büyümeye katkısı ise % 0,91 olmuştur. Bu düşük performansta; Avrupa gibi geleneksel ihracat pazarlarında ülke ekonomilerinin durgun olması, güney ve kuzey komşularımızdaki jeopolitik istikrarsızlıklar, sanayinin büyüme hızının düşük kalmasında önemli rol oynamıştır. Yüksek faiz oranları, yurt dışı fon girişlerinde azalma, seçim süreci gibi belirsizliklerin yanı sıra, özel yatırım ve tüketim harcamalarındaki geçen yıllara göre düşük seyreden harcamalar sanayinin kapasitesinin düşmesinde önemli bir paya sahiptir. Sanayi sektörü GSMH gelişim hızına % 0,9 katkı yaparken % 1,28 katkı yapan finans kesiminin ardından ikinci sırada yer almıştır. Diğer sektörlerden ulaştırma 0,39, ticaret % 0,24, inşaat 0,23, bilişim 0,06 ve tarım % 0,01 ile bu sektörlerin ardında yer almıştır. Büyümeye katkı bakımından her zaman ilk üç sırada yer alan sanayinin GSMH içindeki payı ise yıllar içinde gerileme göstermiştir. 1980 de % 17,1 iken bu pay, 2000 yılında % 23 e çıkmış, 2010 yılında % 15,7 ye inmiş ve 2013 yılında % 15,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu oranın 2014 yılında da değişmesi beklenmemektedir. Bu tablo, son yıllarda milli gelirdeki büyümede sanayinin katkısının düştüğünü ve daha alt sıralara inmeye başladığını göstermektedir. Düşük tasarruflar ve rekabet gücü zorluklarının yatırım ve ihracatı sınırladığı, bunun da Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle aradaki farkı kapatmasını zorlaştırdığı, orta gelir tuzağını derinleştirdiği böyle bir dönemde sanayinin kendini geliştirmesinin, rekabet gücünü arttırmasının da güçlüğü açıktır. 66

Kaldı ki sınai üretimi tetikleyen etkenlerden tüketim ve yatırımların son yıllarda düşük kalmasında TL üzerinde oluşan değerlenme baskısı, faizlerde meydana gelen artış, yoğun seçim ve belirsizlik ortamı ile birlikte siyasi ve jeopolitik risklerin katkısı önemli etkenler olmuştur. 2000 li yıllara kadar toplam sınai üretimi içinde % 5 olan ileri teknolojili ürünlerin payı, 2010 yılı sonrasında % 2 ye gerilemiştir. Merkez Bankası nın 2.298 imalat sanayii işyerinde gerçekleştirdiği İktisadi Yönelim Anketi ne verilen yanıtlardan sanayicilerin dörtte üçünün 2014 yılında yatırımı ya kısma ya da artırmama eğiliminde olduklarını ortaya koymaktadır. Anket, dört sanayiciden sadece birinin iç talepte artış beklentisinde ve buna paralel olarak üretimi artırma eğiliminde olduğunu göstermektedir. Yine anket kapsamında maliyetlerinde artış bekleyen sanayicilerin oranı oldukça yüksek, ancak fiyat artırmayı planlayanların oranı çok daha düşük kalmaktadır. Sanayi istihdamında büyük kayıp söz konusudur. Sanayi, 130 bin istihdam kaybetmiştir. Sanayide istihdam kaybı verimliliğin azalmasıyla doğru orantı sergilemektedir. Üstelik sanayici enflasyonun çift hane sınırına dayanmasıyla birlikte faizlerde de yükseliş beklentisi içinde bulunmaktadır. Faizlerde son aylarda başlayan yükseliş süreci de sanayicilerin yüksek faiz beklentisi içine girmesine neden olmuştur. Sanayicilerin üretimdeki paya göre % 30,1 lik bölümü 2014 te kısa vadeli Türk Lirası kredi faiz oranlarının yükselmeye devam edeceği beklentisini korumaktadır. Gelecek üç ayda faizlerde yükseliş bekleyenlerin oranı Mayısta % 5,2 ye kadar inmiştir. Söz konusu oran ekonomide kırılma noktası olan Mayıs sonrasında sürekli yükselerek bu düzeye ulaşmıştır. İmalat sanayii işyerlerinin 2014 yılının tümünde üretici fiyatları (ÜFE) bazında yıllık enflasyona ilişkin beklentilerinin ağırlıklı ortalaması % 7,3 olarak ölçülmüştür. 2012 sonunda, 2013 için beklenen enflasyon oranı % 7,4 düzeyinde bulunmaktaydı. Oysa enflasyon beklentileri aşarak % 9,2 ye ulaşmıştır. Sanayici beklentilerde genel olarak karamsar bir tablo çizmektedir. Bunun bir nedeni sanayide büyüme performansının gerilemeye devam etmesi; diğer nedenleri, sanayi üretimini birebir etkileyen iç talebin gerilemesi, kamu-özel yatırım ve tüketim harcamalarının düşmesi ve geleneksel ihracat pazarlarındaki istikrarsızlık ve durgunluğun devam etmesidir. Küresel rekabet endeksi 2014-2015 değerlendirmesine göre Türkiye; rekabet gücü sıralamasında 144 ülke içinde 45 inci, bilim insanı ve mühendis erişilebilirliğinde 59 ncu, Bilimsel Araştırma Kurumları nın kalitesi bakımından 64 üncü ve Ar-Ge alanında üniversite-sanayi işbirliği sıralamasında 61 inci sırada yer almaktadır. 67

Dolayısıyla günümüzün artan rekabet ortamında üretim ekonomisi yeniden önem kazanırken, küresel düzeyde rekabet gücünü artırmış bir Türkiye için odağında sanayinin olduğu yeni bir ekonomik kalkınma modeline ihtiyaç duyulmaktadır. Bu modelin olmazsa olmazını ise yüksek katma değerli, ileri teknolojiye dayalı, verimli, çevreye duyarlı, dışa bağımlılığı azaltan, güvenli ve sürdürülebilir bir üretim yapısı oluşturmaktır. Sanayici açısından fiyat avantajı ve rekabetçiliğin korunması için hammadde ithalatından Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu kesintileri kaldırılmalıdır. Halen yurtdışından kredi kullanımında % 3 e kadar, vadeli olarak ithalata ise % 6 lık KKDF kesintisi uygulanmaktadır. İthalatı kontrol altında tutmak için vadeli yapılan dış alımlarda % 6 lık Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu kesintisi iş dünyasını zor durumda bırakmaktadır. İnovasyona dayalı ve verimlilik arttırıcı büyüme modeline geçilmelidir. Bu kapsamda yüksek teknolojili ürün üreten bir yapı kurulmalıdır. Sanayide işgücünün niteliği arttırılmalıdır. Eğitimin niteliği yanı sıra, eğitim süresi uzatılmalı, eğitimli nüfusun payı arttırılmalıdır. Üretimde ithalata bağımlılık süratle düşürülmelidir. Toplam ithalatımızın % 70 civarındaki bölümü ara malı ithalatından oluşmaktadır. Ülkemizde sınai üretimin ithalata bağımlılığının azaltılması bakımından orta-uzun vadeli stratejiler geliştirilmelidir. Yatırım, üretim ve istihdam stratejilerinin koordineli olarak planlanması sağlanmalıdır. Bu kapsamda üretimin ithalata bağımlı yapısını değiştirmeyi amaçlayan teşvik sistemi ile ihracata yönelik üretimde düşük maliyetli girdi tedarikine katkı sağlamayı amaçlayan Girdi Tedarik Sistemi titizlikle uygulanmalıdır. Yatırımların arttırılabilmesi için iç tasarrufların arttırılması sağlanmalıdır. Son yıllarda % 10 bandına gerileyen tasarrufların arttırılmasının yanı sıra, tüketimin dizginlenmesi, ihracata önem verilmesi sağlanmalıdır. Sanayinin en önemli girdisini oluşturan enerji alanında dışa bağımlılığı azaltıcı, maliyetleri düşürücü önlemler alınmalıdır. Bu kapsamda yerli üretimin güçlendirilmesi, yenilenebilir enerji kaynaklarının devreye sokulması ve verimliliğin arttırılması hedeflenmelidir. Sanayicinin finansman imkânlarını genişletmek için ihraç edilen ürünler kapsamında tahsil edilemeyen alacakların tahsilatına çözüm bulunmalıdır. Firmaların garanti alınmadan ihracat yapmaları engellenmelidir. Böylece ihraç ettiği ürünün parasını tahsil edemediği için batan ve zor durumda olan firmaların batması önlenmelidir. 68

Türk sanayisinin temellerinin atıldığı bölgeler arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Ege Bölgesi ve İzmir, Serbest Bölge ve Organize Sanayi Bölgeleriyle önemli bir üretim üssü konumuna yükselmiştir. İstanbul Sanayi Odasının, açıkladığı 2013 Yılı Türkiye nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu listesinde bu yıl Ege den 68 firma, ikinci 500 de ise 73 firma yer almıştır. Geçen yılki değerlendirmede ilk 500 içinde 58 Ege li firma bulunmaktaydı. Araştırmaya göre İstanbul dan Türkiye'nin ilk 500 sanayi kuruluşu listesine 190 firma girerken, İzmir'den 37 firma yer almıştır. Bir önceki yıl olan 2012 de ilk 500 arasında 34 İzmirli firma bulunmaktaydı. Buna göre ilk 100 de Petkim Petrokimya Holding 13 üncü, Er-Bakır 19 uncu, İzmir Demir Çelik 41 inci, Banvit 44 üncü, Abalıoğlu Yem-Soya ve Tekstil Sanayi 52 nci, Keskinoğlu Tavukçuluk 79 uncu, Küçükbay Yağ ve Deterjan 91 inci, Karakaş Atlantis Kuyumculuk 92 nci ve Pınar Süt 96 ncı olmuştur. Bu yıl açıklanan listede İmbat Madencilik (252), Gates Powertrain Plastik (300), Kümaş Manyezit Sanayi (333), Elba Basınçlı Döküm Sanayi (341), T.T.L. Tütün Sanayi (396), Klimasan (400), Atom Kablo (431), CMS Jant Sanayi (463), Ege Endüstri (467) ve Opet Fuchs Madeni Yağlar (475) ilk kez yer bulmuştur. Yükselen şirketlerin ağırlıkta olduğu listede bir önceki yıla göre Ege de 39 firma yükseliş gösterirken, 19 şirket ise gerilemiştir. Üretimden satışların değerlendirildiği listeye önümüzdeki yıllarda bölgemizden daha çok firmanın 500 büyük listesinde yer alması için öncelikle İzmir'e uygulanan teşvik adaletsizliğinin sona erdirilmesi gerekmektedir. Bölge sanayisi gerek ulusal ve gerekse uluslar arası rekabet arenasında gelişmiş ve sağlam altyapısıyla önemli bir rekabet avantajına sahiptir. Bu kapsamda bölge lojistik ağ ve donanımını yenilemek ve geliştirmek için limanlar, demiryolu ve karayolu bağlantılarının yeniden tesisi yanı sıra yenilenmesi ve güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Sanayi bölgelerinde aksaklıkların tespit edilerek tamamlanması, bu bölgelerde üretim yapan firmaların üretimlerinin ihracata yönlendirilmesi çalışmalarına ağırlık verilmelidir. 2.3. Ticaret 2.3.1. Dış Ticaret Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye nin Ocak-Ağustos 2014 dönemindeki ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre % 5,7 artarak, 104,9 milyar dolar olurken, ithalatı ise geçen yılın aynı dönemine göre % 4,7 azalarak 159 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 69

İhracatın, ithalatı karşılama oranı Ocak-Ağustos 2013 döneminde % 59,5 iken, 2014 yılının aynı döneminde % 66 ya yükselmiştir. Ocak-Ağustos 2014 döneminde Türkiye nin en fazla ihracat yaptığı ilk üç ülke Almanya (10,1 Milyar Dolar), Irak (7 Milyar Dolar) ve İngiltere (6,5 Milyar Dolar) olarak; aynı dönemde Türkiye nin en fazla ithalat gerçekleştirdiği ilk üç ülke Rusya (17,3 Milyar Dolar), Çin (16,1 Milyar Dolar) ve Almanya (14,6 Milyar Dolar) olarak sıralanmıştır. TÜİK tarafından firmaların ait olduğu vergi dairelerinin il merkezleri esas alınarak oluşturulan verilere göre, İzmir in Ocak-Ağustos 2014 dönemi ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre % 7,5 artarak, 6,5 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakamla İzmir, Ocak-Ağustos 2014 döneminde değer bazında en fazla ihracat yapılan iller sıralamasında İstanbul dan sonra ikinci sırada yer almıştır. Tablo 18: Ocak- Ağustos 2014 döneminde İhracatçı Firmaların İllere Göre Dağılımında İlk 10 Şehir* İL ADI OCAK-AĞUSTOS İhracat Değeri İhracatçı Firma Sayısı (Bin Dolar) 2013 2014 2013 2014 % Değ. 1 İstanbul 27.235 28.754 46.581.283 54.487.716 17,0 2 İzmir 3.905 4.014 6.083.807 6.537.474 7,5 3 Bursa 3.238 3.559 8.139.084 6.297.974-22,6 4 Kocaeli 1.201 1.272 8.217.910 5.937.060-27,8 5 Ankara 3.475 3.723 5.177.835 5.581.777 7,8 6 Gaziantep 1.375 1.591 3.964.856 4.238.162 6,9 7 Denizli 814 862 1.860.138 1.926.896 3,6 8 Sakarya 280 304 1.486.905 1.816.122 22,1 9 Hatay 704 828 1.327.440 1.341.594 1,1 10 Adana 863 933 1.383.408 1.305.937-5,6 Veriler; Maliye Bakanlığı kayıtlarında, firmaların ait olduğu vergi dairelerinin İl Merkezleri esas alınarak oluşturulmaktadır. *Sıralama Ocak-Ağustos 2014 İhracat değerlerine göre yapılmıştır. Kaynak: TÜİK Yine TÜİK gümrük verilerine göre İzmir Ocak-Ağustos 2014 döneminde 13,9 milyar dolar ihracat, 14,7 milyar dolar ise ithalat yapmıştır. Türkiye nin aynı dönemde gümrük verilerine göre 104,9 milyar dolar ihracat, 159 milyar dolar ithalat yaptığı düşünüldüğünde; İzmir ihracatı Türkiye ihracatından % 13,2, İzmir ithalatı ise Türkiye ithalatından % 9,2 pay almıştır. 70

Ocak-Ağustos 2014 döneminde, ülkeler bazında İzmir in en fazla ihracat yaptığı ülke 813 milyon dolar ihracat rakamı ile Almanya olmuştur. Almanya yı, 477 milyon dolar ile ABD ve 438 milyon dolar ile İngiltere izlemiştir. Tablo 19: Ocak- Ağustos 2014 döneminde İzmir in İhracatında Başlıca Ülkeler Ocak-Ağustos Ülke adı 2014 (Dolar) 1 Almanya 813.239.538 2 ABD 477.217.303 3 İngiltere 438.252.485 4 İtalya 349.529.849 5 İspanya 278.477.796 6 Hollanda 272.118.668 7 Fransa 242.463.951 8 Rusya Federasyonu 228.208.924 9 Irak 163.670.021 10 Belçika 151.807.773 Kaynak: TÜİK, 2014 Ocak-Ağustos 2014 döneminde fasıllar düzeyinde İzmir in en büyük ihracat kalemi Örme Giyim Eşyası ve Aksesuarı olurken, bu fasılı sırası ile Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler; bunların aksam ve parçaları ve Tütün ve tütün yerine geçen işlenmiş maddeler izlemiştir. TÜİK tarafından firmaların ait olduğu vergi dairelerinin il merkezleri esas alınarak oluşturulan verilere göre; İzmir in Ocak-Ağustos 2014 dönemi ithalatı, geçen yılın aynı dönemine göre % 3,4 azalarak, 6 milyar 758 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde İzmir de ithalatçı firma sayısı ise 4.205 olmuştur. Tablo 20: İzmir'de İthalatçı Firma Sayısı ve İthalat Değeri OCAK-AĞUSTOS İTHALATÇI İTHALAT DEĞERİ İL ADI FİRMA SAYISI 2013 2014 2013 2014 %DEĞ. İZMİR 4.167 4.205 6.993.595 6.757.998-3,4 Kaynak: TÜİK, 2014. Ağustos 2013 itibariyle ihracat yapan firma sayısı İzmir de 3.905 iken, bu sayı 2014 yılının aynı ayında 4.014 e çıkmıştır. 71

Ocak-Ağustos 2014 döneminde ülkeler bazında, İzmir, en fazla ithalatı 936 milyon dolar ile Rusya Federasyonu ndan gerçekleştirmiştir. Rusya Federasyonu nu 663 milyon dolar ile Almanya, 583 milyon dolar ile Çin izlemiştir. Tablo 21: Ocak- Ağustos 2014 döneminde İzmir'in İthalat Gerçekleştirdiği Başlıca Ülkeler Ocak-Ağustos Ülke adı 2014 (Dolar) 1 Rusya Federasyonu 936.769.209 2 Almanya 663.090.225 3 Çin 583.978.694 4 İtalya 424.760.430 5 ABD 366.265.175 6 İspanya 195.769.002 7 Ukrayna 186.899.562 8 Hollanda 174.327.645 9 Polonya 173.669.513 10 Bulgaristan 149.069.002 Kaynak: TÜİK, 2014. Ocak-Ağustos 2014 döneminde fasıllar düzeyinde İzmir in en büyük ithalat kalemi Mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler; bitümenli maddeler; mineral mumlar olurken, bu fasılı sırası ile Kazanlar, makinalar, mekanik cihazlar ve aletler, nükleer reaktörler; bunların aksam ve parçaları ve Plastikler ve mamulleri izlemiştir. 2.3.2. İç Ticaret Küresel ekonomik konjonktürde yaşanan belirsizlik ve durgunluğa ek olarak giderek artan enflasyon, işsizlik ve yükselen faizler tüketici kesimde çekimserliği arttırmıştır. Ekonominin kısmen canlılığını koruduğu 2013 ün ilk çeyreğinde % 2,9, ikinci çeyreğinde % 5 büyüyen ticaret sektörü, 2014 yılının ilk çeyreğinde % 3,2 oranında büyümüş, ancak ikinci çeyrekte büyüme hızı % 0,4 e gerilemiştir. 2014 yılının altı aylık döneminde % 1,8 lük büyüme ile % 3,3 olarak gerçekleşen ekonomik büyümeye % 0,24 lük bir katkı yapmıştır. BDDK nın aldığı kredi kartı ve tüketici kredileri taksit sınırlaması, altın ve cep telefonunda taksit yasağı tüketimi frenlemiştir. 72