Anayasa ve Kavramlar. Öyleyse, değiştirilemez 2.madde, yeni Anayasada yer bulacaksa, sözkonusu maddeye bu anlamda bir açık seçiklik getirmek



Benzer belgeler
Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

ANAYASA DERSĐ ( ) ( GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ANAYASA MAHKEMESİ KARAR GEREKÇELERİNİN BAĞLAYICILIĞI SORUNU

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

A Tüm S ler P dir. Tümel olumlu. E Hiçbir S, P değildir. Tümel olumsuz. I Bazı S ler P dir. Tikel olumlu. O Bazı S ler P değildir.

Tablo: Grid tekniğinin genel yapısı

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

II.Ünite: KLASİK MANTIK (ARİSTO MANTIĞI)

Mikroişlemcilerde Aritmetik

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

İ Ç İ N D E K İ L E R

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

Türk Hukukunda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

TÜRKİYE NİN ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE DEMOKRASİYE AYKIRI BİR DURUM VAR MI?

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

Biz yeni anayasa diyoruz

YAVUZ HES PROJESI AREM ENERJI URETIM A.S.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

II- UYGULANACAK YASA KURALI DEĞERLENDİRMESİ:

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK ANAYASA HUKUKU LAW

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

ABD ise, din konusunda serbest alan arayan, hemen hepsi Hıristiyan ama farklı mezheplerden olan pek çok toplumun oluşturduğu bir bütündür.

SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI

Haziran 2015 Seçimlerine Giderken Kamuoyu Dinamikleri

İ STEM. Kabul tarihi: (Mahkeme yetkililerince doldurulur)

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

HESAP. (kesiklik var; süreklilik örnekleniyor) Hesap sürecinin zaman ekseninde geçtiği durumlar

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş I SBG Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

%5 ORANINDA 1. TEMETTÜ DAĞITMAK ZORUNLU HALE GELDİ Mİ?

KAYNAK: Hüseyin (Guseinov), Oktay "Skaler ve Vektörel Büyüklükler."

SEMBOLİK MANTIK MNT102U

E-demokrasi Projesi Anket Sonuçları

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

4.2. Kayıt formlarındaki bilginin alanlara bölündüğünü ve birkaç kayıt formunun bir dosya oluşturduğunu fark eder.

Yeni Anayasa Nasıl Olmalı, Nasıl Yapılmalı?

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

BİLGESAM GENÇLİK PLATFORMU TÜZÜĞÜ

Yerel Demokrasi, Yerel Hukuk ve Evrensel Değerler

Bir duygu, düşünce veya durumu tam olarak anlatan sözcük ya da söz öbeklerine cümle denir. Şimdi birbirini tamamlayan öğeleri inceleyeceğiz.

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U)

MERKEZİ İDARE YEREL YÖNETİM İLİŞKİLERİ. Erol KAYA Pendik Belediye Başkanı

TÜRK VERGİ HUKUKUNDA ANAYASAL ÖLÇÜT: MALİ GÜÇ

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

MIT OpenCourseWare Ekonomide İstatistiksel Yöntemlere Giriş Bahar 2009

Hazırlayan: TACETTİN ÇALIK. Tacettin Hoca İle KPSS Vatandaşlık

BİRİNCİ DERECEDEN BİR BİLİNMEYENLİ DENKLEMLER

I- Anayasa ya Aykırılığı İtiraz Yoluyla İleri Sürülen Hüküm

İÇİNDEKİLER GİRİŞ ANAYASA HUKUKU HAKKINDA GENEL BİLGİLER BİRİNCİ BÖLÜM DEVLET

YASİN ETÖZ - MUSTAFA ÖZTÜRK AVM YÖNETİCİSİ - İŞ GÜVENLİĞİ UZMANI

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

3647 SAYILI ve 2008 (3647/2008) TARİHLİ YUNANİSTAN VAKIFLAR YASASI VE UYGULAMALARI

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı

İŞÇİLERE ÖDENECEK TAZMİNATLARIN BANKA ARACILIĞIYLA ÖDENMESİ ZORUNLU MU?

Dr. MUHAMMED GÖÇGÜN İDARİ İŞLEMİN KONU UNSURU

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 4. Hafta Ders Notları - 26/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

Prof. Dr. Serap Yazıcı

ŞİKAYET NO : /317 KARAR TARİHİ : 21/01/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ :

GENÇLİK: BİR KELİMENİN TELAKKİSİ

Doğal Afetler ve Kent Planlama

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ DEMOKRASİ KAVRAMI AÇISINDAN DEVLET VE DİN İLİŞKİLERİ

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Bölüm 6 DEVLET KAVRAMI I. Devlet Terimi


TÜBİTAK ULAKBİM TÜRK TIP DİZİNİ KOMİTESİ Yayın Etiği Araştırma Anketi Sonuçları 2009

LİMİTED ŞİRKETLERDE İMTİYAZLI PAYLAR

NER TERİMİNDEN HAREKETLE TÜRK MİTOLOJİK DEĞERLERİNİN SÜNNET TÖRENLERİNE ETKİSİ THE EFFECT OF TURKISH MYTHOLOGICAL VALUES TO

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

T.C. TRABZON BÜYÜKġEHĠR BELEDĠYE BAġKANLIĞI BELEDĠYE HĠZMETLERĠNE GÖNÜLLÜ KATILIM YÖNETMELĠĞĠ

SESIN YOLCULUGU 8: GENÇ BESTECILER SENLIGI

SAĞLIK HUKUKU TEZLİ/TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Değerli Meslektaşlarım;

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

İNSAN HAKLARI ve BU HAKLARIN KULLANIMI (1) Doç.Dr.Şeref ÜNAL Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı

Sosyal Düzen Kuralları. Toplumsal Düzen Kuralları. Hukuk Kuralları Din Kuralları Ahlak Kuralları Görgü Kuralları Örf ve Adet Kuralları

YAHYA BERKOL GÜLGEÇ NORMLAR HİYERARŞİSİ TÜRK, ALMAN VE İNGİLİZ HUKUK SİSTEMLERİNDE KURAL İŞLEMLERİN VE MAHKEME KARARLARININ HİYERARŞİK GÜCÜ

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. Resmi Gazete: Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas Sayısı : 2009/59. Karar Sayısı : 2011/69

Transkript:

Anayasa ve Kavramlar Hilmi Yavuz Bu bildiride Anayasanın dili ile hukuk mantığı arasındaki mutabakatın, kavramlar vasıtasıyla nasıl temellendirilebileceğini irdelemek istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti sivil bir Anayasa yapmaya hazırlanırken, anayasanın dilinin nasıl olması gerektiğini irdelemenin, her şeyden önce bir anayasa söylemi inşâ etmekten geçtiğini önesürmek sözkonusudur. Bu söylem, Anayasanın, sözler (lafızlar) ile kavramlar arasındaki mütekabiliyetin zorunlu kıldığı Kartezyen bağlamda bir açık ve seçikliği temellendirmeyi öngören bir söylemdir. Açıklık ve seçiklik, her şeyden önce, Anayasa söyleminin birtakım belirsizliklerin önlenebilmesiyle mümkün olabilir. Bunu bir örnekle açıklamak istiyorum: 1982 Anayasası nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez olduğunu bildirdiği Türkiye Cumhuriyeti nin nitelikleri, bilindiği gibi, Demokratik, Laik, Sosyal bir hukuk devleti olarak belirlenmiştir. Buraya kadar bir sorun yok;- ancak, bu sıralamada, yani demokrasinin laiklikten önce, Sosyal hukuk devletinin de Laiklikten sonra zikredilmesinin bir bağlamı olmak gerekir. Yasaların lafzı ile ruhu arasında bir tutarlılık olması, yasa koyma işleminin [eski hukukî terimlerle söylersem: tedvin, taknin veya kodifikasyon un] temelkoyucu ilkelerinden biri, hattâ en önemlisidir. Dolayısıyla 2.maddede Demokrasinin, Laiklikten önce, (evet önce!) zikredilmesinin bağlamdan çıkarsanacak bir anlamı olmak gerekir. Yasa koyucunun, üç ayrı kağıt parçasına, Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devleti diye yazıp bir torbaya koyarak, sekreter kızlardan birine, tombalacı usulü, kızım, sırayla çek bakalım! diyerek, bu sıralamayı rasgele yapmış olduğunu mu düşüneceğiz! Elbette hayır! Öyleyse, değiştirilemez 2.madde, yeni Anayasada yer bulacaksa, sözkonusu maddeye bu anlamda bir açık seçiklik getirmek

gerekecektir. Niçin? Çünkü, durum açık ve seçik bir biçimde ifade edilmediğinde, Laiklik mi Demokrasinin güvencesidir, yoksa Demokrasi mi Laikliğin güvencesi? türünden bazı soruların sorulmasına imkân verilmiş olmaktadır. Bu sıralamanın ruhuna aykırı olarak, Laikliğin Demokrasiden önce geldiğinin öne sürüldüğüne tanık olunan durumlar sözkonusudur. Cumhuriyet in 75. yıldönümü münasebetiyle ABD nin ünlü Harward Üniversitesi nde düzenlenen bir törende, bir anayasa profesörü olan Prof.Dr. Mümtaz Soysal, tastamam şunları söylemiştir: Cumhuriyetimizin jakoben niteliğini göz önüne almadan bizi anlayamazsınız. Biz Sevr haritası obsesyonu ile yetiştik ve çocuklarımızı bu şekilde yetiştiriyoruz ve bu jakoben niteliğe aykırı olan her şey, Cumhuriyet in temel niteliklerine aykırıdır. Bu bağlamda ılımlı Müslümanların yaptıklarını jakoben geleneğimizin laiklik anlayışına ters buluyoruz ve bunu bir tehlike olarak kabul ediyoruz. Anayasa profesörü, bu sözlerle Laikliğin, Demokrasiyle değil de,jakobenlik le güvence altına alınabileceği kanısındadır;- Demokrasiyle değil! Cumhuriyet in temel niteliklerinin neler olduğunu, bir Anayasa profesörüne hatırlatmak zorunda kaldığım için üzgünüm. T.C Anayasası nın 2.maddesi, Cumhuriyet in temel niteliklerini, açık ve seçik bir biçimde ortaya koymuştur ve bunlar arasında, jakobenlik yoktur! Dahası, Anayasa profesörünün Jakoben Cumhuriyet i öldürdüğü nü iddia ettiği Demokrasi, bu niteliklerin en başında zikredilir;- evet, en başında! Cumhuriyetimizin birincil niteliği, ilk sırada zikredildiği için Demokrasi dir ve bu Laikliğin Demokrasiye göre tanımlanması gerektiği anlamına gelir; yoksa Demokrasinin Laikliğe göre tanımlanacağını değil! Bu önceliğin, yeni Anayasanın dibâce sinde açık ve seçik biçimde belirtilmesi zorunludur. Yok,böyle değil, üçü de eşit ağırlıktaysa, bunun da açıklıkla dilegetirilmesi gerekir, ama bu, güvence konusunun cevapsız kalması demektir. Anayasa söyleminde bir başka önemli mesele de, hukuk ve siyaset kavramlarının, eski deyimle, efrâdını câmi, agyârını mâni bir tanımının yapılmamış olmasıdır. Meselâ ve en önemlisi, değiştirilemez 2. maddede zikredilen Laikliğin bir tanımı yoktur. Problemlerin çoğu, kavramlarla, onların tanımlarıyla ilgilidir.. Sistemler, tanımlanmış kavramlar üzerine inşa edilirler; tersinden söylersek, sistemsizlik, o sisteme ilişkin temelkoyucu kavramların tanımlanmamış olmasından ileri gelir.

Nitekim, bir defa daha altını çizerek belirteyim, Laiklik in,, eskilerin deyimi ile, efrâdını cami, ağyarını mani bir tanımı yoktur. Din işleriyle Devlet işlerinin birbirinden ayrılması nın, bu anlamda bir tanım olduğu söylenebilir mi? Tanım, o kavramın kaplamına giren herşeyi bir genus proximum la ( efrâdını câmî ) içine alan ve bir differentiam specificae ile ( agyârını mâni ) o kavrama ait olmayan herşeyi dışta bırakan bir önermedir. Mesela, insan akıllı bir memeli hayvandır tanımı, hem insanı en yakın cins ( genus proximum ) olan memeli hayvanlar ın içine alır, hem de, insan soyuna özgü bir farklılık ( differentiam specificae ) olan akıllı niteliğiyle, öteki memelilerden ayırır. Aristoteles ten bu yana, tanımın tanımı budur Din işleriyle Devlet işlerinin birbirinden ayrılması, Laiklik in neyi içine aldığının ve neyi dışarıda bıraktığının açık ve seçik belirtilmediği bir ifâdedir. Dolayısıyla da, bu anlamda Laiklik, Din in Devlet üzerinde etkin bir konumda bulunmaması üzerine inşa edilmiş negatif bir ifâdeyle dilegetirilmiştir. Bu negatif ifâdenin, işlevsel bağlamda belki bir anlamı olabilir;-ama ancak o kadar! Dinin Devlet işlerinden ayrılması nın, Dinin Devlet işlerine karışmaması biçiminde yorumlanarak, Din in neyi yapmaması gerektiğini bildirir bize; - Laiklik in ne olduğunu değil! O yüzdendir ki Laiklik, Din in Devlet işlerine karışmasını yasaklayan, buna karşılık Devletin Din işlerine karışmasının önünü açan bir pratikle hayata geçirilmiştir. Laiklik kavramının tanımının, kamusal alanın kime ait olduğunun yine açık ve seçik bir biçimde belirtilmesiyle doğrudan ve birebir ilişkisi vardır; kamusal alan ın da sivil toplum kavramıyla! Dolayısıyla, yeni anayasa, Laiklik,kamusal alan,sivil toplum kavramlarını, birbirlerinin tanımlarında yer alacak biçimde,hiyerarşik bir kavramlar manzumesiyle düzenlemek durumundadır. Kamusal alan Devletin alanı mıdır, yoksa Sivil toplumun alanı mıdır? sorusuna, açık ve seçik bir cevap verilmeden Laiklik in tanımlanması sözkonusu olamaz. Geleneksel hukuk ile modern hukuk arasındaki en temelli fark, buradadır. Modern Hukuk, eğer gerekiyorsa, önce, soyut ve genel kavramlarla kamusal alan ı tanımlar ve gündelik hayatta karşılaşılan her somut olayı da, bu tanım bağlamında ele alır. Ortada bir tanım olmadığında, meselelerin, soyut ve lojik (mantıksal) değil, somut ve dolayısıyla, analojik (benzeşim) ilişkilerine dayanılarak çözümlendiğini, kadîm toplumların

tarihinden biliyoruz. Tıpkı, balinaların suda yaşadıklarına bakılarak, balık diye tasnif edilmeleri gibi! Burada bir tespitte bulunmama izin verilsin: Çok uzun bir süreden beri Büyük Fransız Devrimi ve Aydınlanma nın temelkoyucu kavramları, Modernliğin dönüşümü bağlamında geçerliliğini yitirmiş bulunuyor. Bunların başında da, Kamusal Alan ın devletin alanı olduğu konusundaki yaklaşım geliyor. Fransız Laikçiliği nin ayırt edici özelliği budur. Oysa Demokrasi kavramı, temsilî Demokrasiden katılımcı Demokrasiye doğru dönüşüp Sivil toplum kavramı teorik anlamda öne çıkmaya, daha belirleyici olmaya başlayınca, Kamusal Alan ın Devlet e değil, Sivil toplum a ait bir alan olduğu görüşü yerleşmiştir. Dolayısıyla, Sekülerlik ile Laiklik arasındaki ayırt edici sınır, bazılarınca öne sürüldüğü gibi, birey ve yurttaş kavramlarından değil, bir defa daha belirteyim, Kamusal alan ın Devlet e mi, yoksa Sivil toplum a mı ait olduğu sorununun belirlenmesinden geçmektedir. Sekülerlik, Kamusal Alan ın Sivil Toplum a, Laiklik ise Devlet e ait olduğunu kesinler. Modernity and Postmodernity:Knowledge,Power and Self adlı çalışmasında Gerard Delanty, Jurgen Habermas ın kullandığı anlamda Kamusal Sfer in ( public sphere ) toplumda bir uzam ( space ) olduğunu ve bunun özel alan la devletin alanı arasında bir Sivil alan olarak konumlandığını bildiriyor ki, bu da sorunun nerede temellendiğini gösterir[delanty, 91].Sivil toplumun alanı,ayrıca kamusal iletişimin de söylem alanıdır. Hiç kuşku yok: Laiklik in tanımında zorunlu olarak atıfta bulunulması gereken Kamusal alan ve Sivil toplum kavramlarının da, yine efrâdını câmî, agyârını mâni bir biçimde tanımlanması gerekiyor. Yeni Anayasa, bu bağlamda birbirine yapısal olarak eklemlenen hiyerarşik bir kavramlar düzeni inşa etmek zorundadır. Müphem ifâdeler ve her tarafa kolaylıkla çekilebilen ibârelerle yazılacak bir Anayasanın, hiçbir mânâsı olamaz Notlar: Delanty,Gerard, Modernity and Postmodernity:Knowledge,Power and the Self, Sage Publications,London, 2000.[ It is clear that the public sphere is a space in society, since it is seen to reside in the civil domain between private and the domain of the state, but is also a domain of discourse.[ ] [A] form of discourse which is characterized by public communication. ]