İÇİNDEKİLER AYIN KONUSU HABERLER ODALARIMIZDAN 50 TARIM BAĞ-KUR SİGORTALILARININ 52 SGK İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR



Benzer belgeler
1-28 Milyonluk ET VURGUNU! - AKŞAM

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

ZİRAAT ODALARI. Türk Çiftçisinin Sesi. Yıl: 6 Sayı: 71 KASIM 2014 TZOB YÖNETIM KURULU BAKAN EKER I ZIYARET ETTI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT

Mısır alım fiyatı açıklandı

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

Seçilmiş ürünlerde 30 Haziran 2015 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları:

GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA

7 Haziran 2015 Seçim Beyannamesi TOPLUMSAL ONARIM VE HUZURLU GELECEK TARIM

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZİNCAN

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN İZMİR

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADANA

Ulusal ve Uluslararası Mali Destekler Konferansı / ERZURUM

PANEL SONUÇ BİLDİRGESİ

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

1- EKER: Doktorların Kırmızı Ete Özür Borcu Var Hayvancılık Akademisi - AA

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

2000 Yılı Sonrası Reformu - I

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DENİZLİ

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR

T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI BASIN DUYURUSU

Tarım Sektöründe Bölgemizin ve İlimizin Yeri ve Önemi. Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ

TARIMSAL DESTEKLER. Burhan DEMİROK Daire Başkanı

(Bin ha) Ekilen Alan , , , , , ,

1926

LİSANS ALARAK FAALİYET GÖSTEREN DEPOLARDA MUHAFAZA EDİLEN TARIMSAL ÜRÜNLER İÇİN KİRA DESTEKLEME ÖDEMESİ YAPILMASI HAKKINDA TEBLİĞ (TEBLİĞ NO: 2014/62)

HATAY TARIM VİZYONU

T.C. Kalkınma Bakanlığı

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARS

Hüsamettin GÜLHAN T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURSA

TARIMSAL VERİLER Mart 2015

SİVAS İLİ TARIM VE HAYVANCILIK RAPORU

TARIM ANLAŞMASI İÇ DESTEKLER. Özge Sarıal AB Uzman Yrd. ABDİGM ETİ

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 27 Şubat 2 Mart 2014 KONYA TOHUM 2014 KONYA HAYVANCILIK 2014

Avrupa Birliği Yapısal Uyum Yönetim Otoritesi Daire Başkanı

Tüyap Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi

Tarımsal Destekler ve Tohumculuktaki Gelişmeler

DEVLET DESTEK VE TEŞVİKLERİ ÇİZELGESİ (EYLÜL 2015)

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ. Sadettin DİKMEN Şubat 2015

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR

4. Ünite ÜRETTİKLERİMİZ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

2nci Ulusal Pamuk Zirvesi Türkiye de pamuk Üretiminin Geleceği Mart 2012, Şanlıurfa SONUÇ BİLDİRGESİ

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

Türkiye nin üretim profiline ve kişi başına tüketimini ise şöyle değerlendirmek mümkündür:

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar

Başkan Acar 4. Ulusal Sağlık Kurultayına Katıldı

Tarımın Anayasası Çıktı

SULU TARIM ALANLARINDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU

(A) Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 08/01/2016

TARIMSAL DESTEKLER 1. Alan Bazlı Destekler

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

Avrupa Bölgesel Sosyal Güvenlik Forumu -1ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK:

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

BVKAE

KIRSAL KALKINMA PROGRAMI IPARD ( )

2015 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

Elektrik Mühendisleri Odası Ankara Şubesi Nevşehir-Aksaray-Ş.Koçhisar Enerji Formu

Çiftçi Bilgisayarı Bilgilendirme

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

2011 Yılı Tarımsal İşletmelerde Ücret Yapısı İstatistikleri

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ. Tarık BÖREKÇİ Temmuz 2011

Tire İzmir % Tire İzmir % % % % %

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

2011 yılı dünya buğday üretimi, bir önceki yıla göre 42 milyon tonluk rekor bir artışla 695 milyon ton olarak gerçekleşmişti.

Sağlıklı Tarım Politikası

Transkript:

İÇİNDEKİLER AYIN KONUSU HABERLER 6 TZOB YÖNETIM KURULU BAKAN EKER I ZIYARET ETTI 50 TARIM BAĞ-KUR SİGORTALILARININ TESCİL İŞLEMLERİ 52 SGK İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR İmtiyaz Sahibi TZOB Adına Genel Başkan Ş. Şemsi Bayraktar Genel Yayın Müdürü Bekir Şinasi Özdemir Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ebru Mine Esen 26 İLKBAHARDA YAŞANAN DON AFETİ KİVİ ÜRETİMİNİ DE VURDU Yayın Kurulu M. Hikmet Yavuzyiğit Metin Türkyılmaz Ömer Kaya Dr. M. Fethi Güven Hasan Hüseyin Coşkun Prof. Dr. Mevhibe Albayrak Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu Prof. Dr. Erdoğan Güneş Dr. Özden Hiçbirol 13 BAYRAKTAR CHP HEYETINI KABUL ETTI 14 TARIMDA ÇALIŞAN SOYOLOGLARA TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI 15 BAYRAKTAR "BITLIS GÜNLERI" NE KATILDI 16 BAYRAKTAR "NİĞDE GÜNLERI" NE KATILDI 17 AİLE ÇİFTÇİLİĞİ SEMPOZYUMU TZOB DİYOR Kİ! 18 SOSYAL GÜVENLİK BİLGİLENDİRME SEMİNERLERİ BAŞLIYOR 28 İSTANBULUN 8 KATI ALAN NADASA BIRAKILIYOR 30 KIRMIZI ET ÜRETİMİNE DİKKAT 32 FINDIKTA ALAN BAZLI DESTEK MÜJDESİ 36 TARIMDA SİGORTA SÜRELERİNE DİKKAT 42 GIDA İTHALATININ ÜÇTE BİRİ YAĞLI TOHUMLARDAN 44 TARIMDA İHRACAT DA İTHALAT DA ARTIYOR 54 SOSYAL GÜVENLİKTE TARIMIN ÖNEMİ 57 TARIMSAL KESİNTİ (TARIM TEVKİFAT) UYGULAMASI ODALARIMIZDAN 61 YENİ HİZMET BİNASI AÇILDI 63 SULUSARAY A HİZMET BİNASI 63 ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI NARMAN DA TOPLANDI Görsel Katkı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı "Tarım ve İnsan" fotoğraf yarışmasından alınmıştır. Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Basım Tarihi 08.12.2014 Dağıtım MNG Kargo Yönetim Yeri Türkiye Ziraat Odaları Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü GMK Bulvarı No: 25 Demirtepe/ANKARA Tel: 312 231 63 00 Fax: 312 229 65 38-231 30 77 e-mail:tzobbasin@gmail.com Baskı Dorukkaya Matbaacılık Yayıncılık Reklamcılık Madencilik Enerji ve İnşaat A.Ş. Macun Mahallesi 195. Cadde No: 2 Yenimahalle - ANKARA Tel: 0312 397 11 97-98 22 İHRACATIN LOKOMOTİFİ NARENCİYEDE REKOLTE İYİ 24 KESTANE YETİŞTİRİCİLİĞİNİN GELECEĞİ PARLAK Çiftçi ve Köy Dünyası dergisi basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Yayımlanan yazıların sorumlulukları sahiplerine ait olup, Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmek koşuluyla, diğer yayın organlarında yayımlanabilir. Gönderilen yazılar iade edilmez.

TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI BİRLİĞİ Ziraat Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım, SESLENİŞ Sektörümüzün yılların birikimiyle oluşmuş temel yapısal sorunlarını her platformda ve her fırsatta dile getiriyor; çözümü noktasında da Türkiye Ziraat Odaları Birliği ailesi olarak geceli gündüzlü gayret sürdürülen emekle çaba harcıyoruz. Sorunlarımızı olduğu kadar çözüm önerilerimizi ve beklentilerimizi; çiftçilerimiz ve ülkemiz adına atılması gereken adımları ortaya koyuyor ve bu doğrultudaki çalışmalarımızı her platformda ve her kademede sürdürüyoruz. Hep dile getirdiğimiz gibi, tarımın sorunları, çiftçimizin, üreticimizin olduğu kadar aslında ülkemizin de bir sorunu vasfını taşıyor. Zira üreticimizin bir sorunu varsa o sorundan mutlaka tüketicilerimiz de ülkemiz de etkileniyor. Sorunlar çözüldükçe sadece çiftçilerimiz değil, tüketicilerimiz, dolayısıyla ülkemiz de kazançlı çıkıyor. Değerli dostlarım, Hem Ankara da hem Başkent dışında hem de bu köşede her fırsatta vurguladığımız gibi, gıda sektörü, enerjiyle birlikte dünyanın en öncelikli sektörlerinden biri haline geldi. Gıda güvenliğini sağlayan ülkelerde sadece o ülkenin çiftçileri değil, o ülkeler de zenginleşecek. Bu açıdan tarım, ülkemizde için de fevkalade önemli, stratejik bir sektördür. Gayri Safi Yurtiçi Hasılada tarımın payı azalmakla birlikte Haziran ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 7,2 olmuştur. İstihdam içinde de tarımın payı yüzde 22,1 dir. Tarım, son 9 yılın 8 inde reel olarak büyüse de bu sektörde çalışanlar büyümeden yeterince pay alamamaktadır. Tarımdaki nüfusun geliri, ülke ortalamasının üçte birini ancak bulmaktadır. Yapısal sorunları bulunan tarımda potansiyelimizin tamamının kullanıldığından bahsetmek de mümkün değildir. Ekonominin istikrarı için sektörümüz mutlaka desteklenmelidir. Sektörümüz, 5,8 milyon kişiye istihdam sağlıyor, 60,7 milyar dolarlık hasıla üretiyor, 17 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 77 milyon ülke nüfusunu, 35 milyon turisti besliyor. Fakat hedeflerimizi dikkate aldığımızda daha çok çalışmamız, sektörün bütün paydaşlarının el ele vererek, gecemizi gündüzümüze katarak almamız gereken daha çok yolumuz var. Yapısal sorunların çözümü bağlamında, öncelikle 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunla ilgili yönetmeliğin bir an evvel çıkarılması sağlanmalıdır. Sulanamayan alanların büyüklüğü 2,6 milyon hektarı, yani Belçika ya yakın bir alanı bulmaktadır. Bu büyüklükte alanın sulanamaması ülkemiz için çok büyük bir kayıptır. Örgütlenme yetersizliği, çiftçinin istikrarlı bir gelir elde edebilmesine engel teşkil ediyor. Üretim planlaması yapılamıyor. Mevcut üretici örgütlerin, mali yönden güçlendirilmesi, profesyonelce yönetilmesi ile etkinliklerinin artırılması için gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. Tarımda üretim maliyetinin düşürülmesi için girdi destekleri artırılmalı, özellikle gübre, mazot, ilaç ve elektrik gibi temel girdilerdeki KDV oranları ve mazottan alınan ÖTV miktarı düşürülmelidir. Ş. Şemsi BAYRAKTAR Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı 6552 sayılı Kanun ile üreticilerin TEDAŞ a ait olan elektrik borçları yapılandırılmıştır. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerine ait olan borçların yapılandırılması ihtiyari bir karar olarak yer almıştır. Kanundan beklenen faydanın sağlanması bakımından özel dağıtım şirketlerine ait olan elektrik borçları yapılandırılmalıdır. Seralar ve hayvancılık işletmelerinin daha düşük fiyatla elektrik temin edecekleri bir abone grubu oluşturularak indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır. Tarımda destekler artırılmalıdır. Desteklerden, geçmişte doğrudan gelir desteğinde uygulandığı gibi yüzde 4 stopaj kesilmemelidir. Desteklerden yararlanması için tarımsal faaliyette bulunan tüm çiftçilerin, çiftçi kayıt sistemine girmesi sağlanmalıdır. Üreticiler, sigorta maliyetlerinin yüksek olması, kuraklık gibi bazı risklerin kapsamda olmaması, kredi kullandıran şubelerin yeterli bilgiyi vermemesi gibi nedenlerle ürünlerini sigorta yaptırmamaktadır. Düşük faizli kredi kararının amacına ulaşabilmesi için sigorta yaptırma zorunluluğu olmamalıdır. Üreticilerin yaşadığı afetlerin etkilerini azaltmak için yayınlanan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine yönelik Kararın amacına ulaşması için, afet yaşayan tüm çiftçilerin kredi borçlarının tamamını kapsamalıdır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla kullanılan düşük faizli kredi, diğer kamu bankalarını da kapsamalıdır. BAŞKANDAN BAŞKANDAN Finansman yetersizliği üreticilerin yatırım imkânlarını sınırlamıştır. Bu nedenle yatırımların daha fazla teşvik edilerek faizsiz veya düşük faizli krediyle desteklenmesine ihtiyaç vardır. Lisanslı depoculuk, özellikle fındık, pamuk, buğday gibi depolanabilir ürünler başta olmak üzere diğer ürünlerde yaygınlaştırılmalıdır. Toprak Koruma Kurulları etkin bir şekilde faaliyet göstermeli, tarım arazilerini, meraları imara açılmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi ne sunulmuştur. Zeytinciliğimizin geleceğinin ve son yıllarda yapılan büyük yatırımların heba olmaması açısından, söz konusu kanun tasarısı geri çekilmelidir. Doğal afetler yaşayan çiftçi açısından finansman sorunu yeni üretim sezonunda hayati bir hal almıştır. Çiftçinin yeniden üretime dönmesi ve tarlada kalabilmesi için finansman giderleri karşılanmalıdır. Bu konularla ilgili atılacak her adım hem sektörümüz hem çiftçimiz hem de ülkemiz açısından çok önemli ve olumlu sonuçları beraberinde getirecektir. Bu konuda elbirliğiyle sürdürülecek çabalarla sonuca ulaşılacağına olan inancımı vurguluyor, hepinize işlerinizde başarılar, bereketli kazançlar, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum. TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 5

HABERLER HABERLER Bayraktar: "Bakanlığımızla çiftçi menfatine, tarım sektörüne katkı sağlayan kanunların çıkarılmasında iş birliği yapıyoruz." TZOB YÖNETİM KURULU BAKAN EKER'İ ZİYARET ETTİ Bayraktar: Bakanlığın hazırladığı, gerekli desteği sağladığımız Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nun önümüzdeki yıllarda sektöre faydalarını hep beraber göreceğiz Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığındaki Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyeleriyle görüştü. Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım sektörünün kalkınması için hem Bakan Eker, hem de bakanlık yetkilileriyle uyum içinde çalıştıklarını, bundan dolayı memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Bakanlığın kanun ve diğer çalışmalarına destek verdiklerini, sevgiye, saygıya ve güvene dayalı ilişki kurduklarını, TZOB un çalışmalarına da bakanlıktan büyük destek aldıklarını belirten Bayraktar, olumlu ilişkilerin devam edeceğine inandığını bildirdi. Ziraat Odalarında, Aralık ayı içinde tüm Türkiye'de bütün köy ve mahallelerde delege seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Bayraktar, seçimlerin şimdiden hayırlı olmasını temenni etti. Toprak Koruma Kanunu ve Et ve Süt Kurumu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın hazırladığı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nu gerekli desteği sağladıklarını, kanunun devrim niteliğinde bir kanun olduğunu ifade eden Bayraktar, önümüzdeki yıllarda bunun sektöre faydalarını hep beraber öreceğiz. Buna ilişkin yönetmeliğin de bir an önce çıkarılmasını talep ediyoruz. Yine Et ve Süt Kurumu nun devreye girmiş olmasından da sektör adına büyük mutluluk duyuyoruz. Bu kanuna da TZOB olarak gerekli desteği verdik. Kanunu çıkardınız. Çok teşekkür ediyoruz. Tarımsal Destekleme Kurumu nun da sektöre zamanında müdahale etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz dedi. Kaçak et Bugünlerde gündemde olan kaçak et meselesinin de kendilerini üzdüğünü belirten Bayraktar, şunları söyledi: Özel- likle transit ticaret kapsamında yurtdışına çıkarılması gereken etlerin yüzde 225 vergisini de ödemeden ülke içine kaçak olarak sokulduğu iddiaları var. Bunu çok ciddi buluyoruz. Son operasyonu da memnuniyetle karşıladık. Ama bu konuda devletimizin, kurum ve kuruluşların fevkalade dikkatli olması gerekir. Sadece sektörümüze değil, ülkemize zarar verecek bir etkisi olduğunu görüyoruz. Önlenmesi gereken bir durum. ÇKS başvurularında süre uzatılsın 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek, 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) başvurularının uzatılması yönünde hem üreticilerden, hem de odalardan talep olduğunu vurgulayan Bayraktar, zamanın kısaldığını, Aralık sonuna kadar yetiştirilemeyeceğinin anlaşıldığını bildirerek, bu sürenin uzatılmasını istedi. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasının açıldığını bildiren Bayraktar, bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız lazım. Yüzde 400 farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz. Bu manada bakanlığımızın da bir çalışması olduğunu biliyoruz ama bizim de bu konuda bir katkı vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bayraktar: "Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'na ilişkin yönetmeliğin de bir an önce çıkarılmasını talep ediyoruz." İşin tarafı olarak, mağdur olan kesim olarak. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farktan mağdur olan üreticidir. Tüketici de mağdur oluyor dedi. Bütçe imkanlarını bildiklerini ama girdiler üzerinde vergilerin yüksek olduğunu belirten Bayraktar, girdi fiyatları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini talep etti. Bakan Eker Ziraat odalarının ve üreticilerin sorunlarını TZOB Yönetim Kurulu üyelerinden tek tek dinleyen Bakan Eker, konuşmasında, enflasyonun sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirterek, "Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir" dedi. Sektör temsilcilerinin desteklerinin kendileri için önemli olduğunu ifade eden Eker, enflasyonun asıl sebebinin tarım ürünleri olarak gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirtti. Gıda ürünlerinde üretici ve tüketici fiyatları arasındaki fiyat farkına da değinen Eker, şunları kaydetti: "Ekonomik Koordinasyon Kurulu nda bu konuyu Merkez Bankası Başkanı na aktardım. Kışın git enflasyonda biberi, soğanı dikkate al, çekirdek enflasyonu dikkate alma, sonra enflasyonun sebebini gıda ürünleri olarak göster. Burada tarıma haksızlık yapılıyor. Asıl problem şu; gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir. Bu durumu ben ilgili kurumlara anlattım. Bunun üzerine Bakanlığımız Müsteşarlığı Başkanlığında 'Tarım Ürünleri Piyasayı İzleme Değerlendirme Kurulu' oluşturuldu. Bu kurul, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın nereden geldiği ve bunların hangi aşamada ne şekilde denetleneceği yönünde çalışacak." Tarımda sigortanın önemini çok iyi anlatmalıyız Üreticilere sigortanın önemini başta Bakanlık ve sektör temsilcileri olmak üzere çiftçilere her platformda bıkmadan, usanmadan, defalarca anlatmak gerektiğini belirten Eker, TARSİM kapsamında üreticiye sigorta priminin yarısını hibe şeklinde verdiklerini, bu kapsamda 1 milyar 300 milyon liralık sigorta prim desteği ödemesi yaptıklarını, bir sınır bulunmadığını, üretici ne kadar sigorta yaptırırsa onun yarısını ödediklerini, amaçlarının tarımda sigortacılık kültürünü yerleştirmek olduğunu belirtti. 6 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 7

HABERLER HABERLER Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu için önümüzdeki günlerde ilgili yönetmeliğin çıkarılacağını bildiren Eker, bundan sonra üreticilerin ÇKS de her yıl kayıt yaptırmasına gerek kalmayacağını, sadece arazi büyüklüğü, farklı ürün ekimi gibi hususlar olduğunda üreticilerin bildirim yapması gerekeceğini ifade etti. Lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini hatırlatan Eker, "Bundan sonra üretici lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceğiz. Üretici lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabilecek" ifadesini kullandı. Eker, sertifikalı tohumun üretimini ve kullanımını kendi hükümetleri zamanında destekleme kapsamına aldıklarını hatırlatarak, "Göreve geldiğimiz günden bu yana sertifikalı tohum üretimini 150 bin tondan 750 bin tona çıkardık. Bu başarı verdiğimiz desteklerle oldu. Tohum satan bayiler ile ilgili şikayetleri bana aktarın. Eğer yanlış yapan bayiler varsa biz gerekeni yaparız ifadesini kullandı. Sığır eti üretimi konusunda Hollanda, Fransa, Yeni Zelanda gibi ülkelerle rekabet etme şansının olmadığını vurgulayan Bakan Eker, Bu ülkelerde yağış miktarı çok fazla. İklim müsait. Bu nedenle çayır alanı da fazla. Hayvanlar devamlı otluyor. Bu ülkelerdeki üreticilerin yem maliyeti yok. Ancak bizim ülkemizde hayvancılık maliyetlerinin yüzde 70 i yem. Bu nedenle bu ülkelerle rekabet etme şansımız yok. Türkiye coğrafyası koyun coğrafyası. Bu dezavantajlı durumu lehimize çevirmek için öncelikle koyun, keçi sayısını artırmalıyız. İkinci olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gereken şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz şeklinde konuştu. Hayvancılıkta ülkelerle rekabet edebilmek için öncelikle koyun ve keçi sayısının artırılması gerektiğini belirten Eker, "İkinci olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gerek şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz" değerlendirmesinde bulundu. Görüşmede TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Nuri Şeyda Sorman, Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Hepokur, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir Şinasi Özdemir, Mehmet Latif Maskan, Tuncer Başoğlu, Hasan Kozoğlu, Ahmet Bahadır Sezgin, Mehmet Cevat Delil, Nejat Gamzeli hazır bulundu. TZOB Yönetim Kurulu üyeleri, görüşmede bölgeleriyle ilgili sorunları Bakan Eker e aktardı. M. Nuri Şeyda Sorman TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili TZOB Yönetim Kurulu üyeleri Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker e yapılan ziyaretin ardından, Bakan Eker e aktardıkları sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundular. Ege Bölge Temsilcisi Sorman M.Nuri Şeyda Sorman, maliyetlerin, özellikle girdilerdeki ÖTV ve KDV gibi vergilerin yüksekliğinin bölge üreticilerini zorladığını, bunlarda indirime gidilmesini talep ettiklerini bildirdi. Bölgede sulama birliklerinin yer altı sularına dekar başına 7-8 lira para talep etiklerini belirten Sorman, şöyle devam etti: Oysa, ülkemizde damlama sulamaya teşvik verirken adam zaten sondaj yatırımı, elektrik yatırımı yapıyor. Üreticilerimiz, hiçbir hizmet sağlamadan sulama birliklerinin bu parayı talep etmelerini kabul etmiyor. Bu uygulamaya son verilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, geçmiş yıllarda 2015 e ertelenen yer altı sularına saat takma olayı vardı. Üreticilerimiz, bu saat takma olayının 2015 te yeniden ertelenmesi veya tamamen ortadan kaldırılmasını talep ediyor. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan a, başbakanlığı döneminde dağıtılan primlerde vergi kesintisi yapıldığını arz ettiğini, Erdoğan ın da Maliye Bakanlığı na kesintinin kaldırılması için talimat verdiğini ama hala uygulamanın sürdüğünü bildiren Sorman, Maalesef 2 senedir hiçbir gelişme yok. Üreticilerimiz dağıtılan primlerden stopaj adı altında vergi kesilmemesini istiyor. Ayrıca, dekara verimin uydu sistemiyle belirlenmesi hatalara yol açıyor. Üreticimiz, dekara verimlerin komisyonlar tarafından belirlenmesini istiyor dedi. Sorman ayrıca, bölgelerinde hatta Türkiye nin çoğu yerinde domuz salgının büyük mesele haline geldiğini; üreticilerin üretim planlaması, stok müessesesi, müdahil kurum istediğini; Ziraat Odalarının kırsal kalkınma olanaklarından faydalanmasını talep etiklerini vurguladı. Bölgemizdeki pamuk üreticileri yağışlardan etkilenip ürün kaybına uğramalarından dolayı kredi borçlarını ödeyemeyecekler diyen Sorman, şunları kaydetti: Üreticimiz, kredi borçlarının yalnız faizinin alınmasını ve tekrar yenilenmesini İstiyor. Toplulaştırma çalışması yapılıyor ama maalesef desteklerde ekim sınırlaması var. Bu sınırın artmasını talep ediyoruz. Ayrıca bir de vergi usul kanununa göre, bir traktörden fazla sahiplik olunca üretici deftere tabi oluyor. Bunun da değişmesini arzu ediyoruz. Desteklerde ekim arazi sınırlandırılmasını istemiyor üreticilerimiz, çünkü bu usulsüzlüklere teşvik ediyor. Arazisini başka kişi adına gösteriyor. Orta Güney Anadolu Bölge Temsilcisi Hepokur Mustafa Hepokur TZOB Yönetim Kurulu Muhasip Üye Mustafa Hepokur, Konya Ovası ve İç Anadolu nun tohumda sıkıntı çektiğini bildirerek, Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, ofis tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı dedi. Bakan Eker e, tarımın sorunlarını aktardıklarını bildiren Hepokur, Konya Ovası nın İç Anadolu Bölgesi nin tohumda sıkıntı çektiğini belirtti. Bakanlığın tohumu bayilere verdiğini vurgulayan Hepokur, şunları kaydetti: Ekim zamanı biliyorsunuz, gübre, mazot, tohum bunlar para olarak artıyor. Bunların önleminin alınmasını talep ediyoruz. Hakikaten biz kaliteyi yakalamak istiyorsak, gen olayını kontrol etmek istiyorsak bu değişiklikleri yapmamız şart. Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, Ofis tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı. Türkiye nin baklagillerde açık verdiğine dikkati çeken Hepokur, şöyle dedi: Baklagillerle ilgili bir çalışma istiyoruz. Baklagillerin toprak açısından ne kadar verimli olduğunu biliyoruz. Bu konuda oturup düşünmemiz lazım. Gübreye dünyanın parasını veriyoruz. Toprak açısından baklagiller gübre gibi. Fakat baklagil fiyatlarında üreticiden tüketiciye arada bir uçurum var. Üreticide 2 lire 70 kuruş, paketlenip markette 6 liradan satılıyor. Yüzde 100 ün üzerinde kar. Bütün ürünlerde böyle. Bunların önleminin alınması gerekiyor. Dışa bağımlı olduğumuz baklagilde üretim teşvik edilmeli. Modern fabrikası olanlar ikinciyi, üçüncüyü açıyor ama tarlada çiftçi, üretici mağdur durumda. Önlem alınmalı. 8 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 9

HABERLER HABERLER Orta Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Özdemir Marmara Bölge Temsilcisi Başoğlu Bekir Şinasi Özdemir TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, Malatya ve Elazığ bölgesinde kayısıda alan bazlı destek, kayısı taban fiyatının belirlenmesi için bir kayısı birliği veya lisanslı depoculuk talep ettiklerini bildirdi. Özdemir, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar başkanlığında TZOB Yönetim Kurulu olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker e yaptıkları ziyareti değerlendirdi. Bakan Eker e, tarımın sorunlarını aktardıklarını bildiren Özdemir, üreticinin tarım sigortalarına prim ödeyecek güçleri olmadığını ilettiğini, tarım sigortası yaptırmayanların da borçlarının ertelenmesi gerektiğini belirtti. Amasya, Tokat ve Sivas ta büyükbaş hayvan alımında hibe desteği kredisi talep ettiklerini bildiren Özdemir, şunları kaydetti: İntikal işlemleri yapılmayan ama işlenen tarım arazilerinde de arazileri kullananlara destek verilmesini istiyoruz. GAP Master Acil Eylem Planı kapsamında büyük tarım arazisi olan Adıyaman da en büyük sıkıntı sulanamayan tarım arazileridir. Adıyaman ilinde acilen sulama projelerinin hayata geçirilmesini, sulama yatırımlarına ağırlık verilmesini bekliyoruz. Genel olarak hayvancılık ve arıcılık yapılan Tunceli ilimizde güvenlik sorunu nedeniyle mera, yaylalar yeterince kullanılamıyor. Bunun çözülmesi gerekiyor. Tarım alanında verilen hibe desteklerinin tarımın tüm alanlarına yayılmasını talep ediyoruz. Soğuk haya deposu, silo yatırımlarına verilirken, biçer döver traktör alımlarına verilmiyor. Malatya ve Elazığ bölgesinde kayısıda alan bazlı destek istiyoruz. Kayısı taban fiyatının belirlenmesi için bir kayısı birliği veya lisanslı depoculuk talep ediyoruz. Elazığ bölgesinde öküzgözü, boğazkere gibi dünya çapında tanınan üzüm çeşitleri bulunduğuna dikkati çeken Özdemir, bu üzümlerin desteklenmesi, milli ürünler kapsamına alınması gerektiğini sözlerine ekledi. Tuncer Başoğlu TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Tuncer Başoğlu, ayçiçeğinde destekleme priminin yetersiz kaldığını bildirerek, kilogramda 23 kuruş olan prim en az 40 kuruşa çıkarılmalı dedi. Başoğlu, Türkiye nin en yoğun nüfuslu bölgesi olan Marmara nın buğdayda, ayçiçeğine, pirince kadar çok çeşitli bitkisel ürünü, meyveciliği, sebzeciliği, büyükbaş, küçükbaş hayvancılığı ve balıkçılığı ile tarımda da büyük önem taşıdığını ama bölgesel desteklerden yararlanamadığını belirtti. Bölge olarak IPARD, GAP, KOP gibi desteklerin ve projelerin Marmara da da uygulanmasını istediklerini bildiren Başoğlu, şunları kaydetti: Süt başta olmak üzere hayvancılık desteklerinin artırılmasını istiyoruz. Toplulaştırmayı destekliyoruz. Ayçiçeği destekleme priminin kilogramda 23 kuruştan en az 40 kuruşa çıkarılmasını istiyoruz. Torba kanunda yer alan traktör muayenesinde sürenin uzatılmasını talep ediyoruz. Hasat döneminde Toprak Mahsulleri Ofisi nin (TMO) piyasaya girmesini istiyoruz. Geçen yıl ayçiçeğinde yaşanan sıkıntı TMO piyasaya girmediği için bu yıl buğdayda meydana geldi. Tarımda kullanılan makine ve ekipmanlar, mekanizasyon büyük ölçüde ithal. Bundan dolayı maliyeti artırıyor. İthal olan bu ürünler üzerindeki vergilerin kaldırılmasını veya yerli imalatın teşvik edilmesini istiyoruz. TARSİM ile ilgili sorunların çözülmesini talep ediyoruz. Başoğlu, Ziraat Bankası nın sübvansiyonlu kredilerinin faizlerin yüksek olduğunu, sübvansiyon oranlarının yükseltilerek, faizlerin düşürülmesi gerektiğini bildirdi. Mehmet Latif Maskan TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Maskan Mehmet Latif Maskan, Doğu Anadolu Bölgesi nde şeker pancarı tarımının geçmişte önemli bir geçim kaynağı olduğunu bildirerek, Ağrı ve Kars şeker fabrikaları kapalı. Bu fabrikalar bir an önce açılmalıdır dedi. Maskan, Tarım Bakanlığı nın veteriner hekimleri nokta tayinle ilçelerde atamasını yapması gerektiğini, veteriner hekimler ile ziraat mühendislerinin sahada olmasının çok yararlı olacağını belirtti. Bölgede hayvan sayısı ve arazi varlığı fazla olduğundan çiftçiden çok para alan özel veteriner hekimlerin eline bırakılmaması zorunluluğu bulunduğunu vurguladı. Erzurum a, çevre illere de hizmet edecek bir TARSİM Bölge Müdürlüğü kurulmasının çok yararlı olacağını belirten Maskan, şunları kaydetti: Suni tohumlama için devletin gönderdiği kaynağın çoğu damızlık birlikleri tarafından kesiliyor. Bu haksızlığın önüne geçilmesini istiyoruz. Başta Erzincan olmak üzere bölge olarak sulamanın pahalı olması vatandaşımızın şikayetine neden olmaktadır. Sulama maliyetleri makul seviyeye çekilmelidir. 2007 yılından beri Bayburt ta bulunan MASAT Sulama çalışmıyor. Maliyetlerin pahalı oluşundan dolayı faaliyetler durdurulmuş. Buna çözüm bulunmalıdır. Sulama birliğinin devlete 700 bin lira borcu bulunuyor. Bölgede hazine adına büyük ölçekli araziler bulunuyor. Hazine adına kayıtlı bu araziler bir an önce vatandaşa satılmalıdır. Arazilerin tapusu vatandaşa verilmelidir. Maskan, Erzurum da Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü hizmet binasının çok yetersiz kaldığını, günün şartlarına göre yeni bina yapılması gerektiğini bildirdi. Mehmet Cevat Delil TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Delil M.Cevat Delil, Güneydoğu Anadolu Projesi nde (GAP) enerji santrallarına ağırlık verildiği için sulama yatırımlarının hala tamamlanamadığını bildirerek, GAP ta sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla bölgenin kaderi değişecek dedi. Delil, Güneydoğu Anadolu Bölgesi tarımıyla ilgili olarak GAP taki sulama yatırımlarının çok önem taşıdığını vurguladı. Delil, şunları kaydetti: GAP ta enerji santrallerine ağırlık verildiği için sulama yatırımları hala tamamlanamadı. Sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla GAP bölgesinin kaderini değiştirecek. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülkemizin en önemli tarım alanı haline gelecek. Sulama yatırımlarını tamamlarken arazi toplulaştırmasını da bitirmek gerekir. Arazi toplulaştırması bölgemiz açısından büyük önem taşıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mızın yürüttüğü arazi toplulaştırma projesi bölgemizin büyük bir sorununu çözecek. Projede kısmen sıkıntılar var. Bunlar da giderilirse, proje çiftçimiz açısından, tarımımız açısından çok yararlı olacak. Silvan Barajı da bölge açısından çok önemlidir. İnşaat bir an önce tamamlanmalı ve baraj hizmete alınmalıdır. Delil, sulamada kullanılan elektrik enerjisi sorununun kökten çözülmesi gerektiğini bildirerek, Çiftçimizin kullandığı elektrik enerjisinden yüzde 18 KDV ve diğer paylar alınmamalı. Maliyetler düşürülmeli. Borç sorununa çiftçimizin ödeyebileceği şekilde bir çözüm getirilmeli dedi. 10 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 11

HABERLER HABERLER Orta Kuzey Anadolu Bölge Temsilcisi Gamzeli Akdeniz Bölge Temsilcisi Sezgin Nejat Gamzeli TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Gamzeli, çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) dosyalarının teslim edilirken, mazot, gübre destekleri için de 3-4 ay sonra ayrı dilekçe istendiğini bildirerek, Çiftçilerimiz bu dilekçeleri verme süresini kaçırıyor. ÇKS dosyası veren herkes mazot, gübre desteklerinden de yararlanmak istiyor. Analiz yaptırmak da 50 dekar üzerinde zorunlu. 50 dekarın üzerinde tarlası olan çok az çiftçimiz var. Ayrıca dilekçe istenmemeli dedi. Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak istediklerini ifade eden Gamzeli, nohutu bu sene kilogramı 1 lira 80-1 lira 90 kuruş civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1 lira 30 kuruşa kadar düştüğünü ama hala marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında satıldığını belirtti; Gamzeli, Bunun sonucu tüketici enflasyonunun yüksek çıktığını, ancak bunun sorumlusunun üretici olmadığını, bu yüksek fiyatlardan bir kazancı olmadığını da vurguladı. Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak için dosyalar hazırladıklarını, bölge yetkililerini hareket geçirdiklerini fakat destekleme yapılan iller arasına giremediklerini bildiren Gamzeli, Çankırı olarak kalkınmada öncelikli yörelerde 5 nci bölgedeyiz ama Ankara ve İstanbul a yakın olduğumuz için hibe desteklerinden yararlanamıyoruz. Biz de bu kapsama alınmak istiyoruz dedi. Nohutu bu sene kilogramı 1 lira 80-1 lira 90 kuruş civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1 lira 30 kuruşa kadar düştüğünü ama hala marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında fiyatla tüketiciye sunulduğunu belirten Gamzeli, şunları kaydetti: Bunun sonucu tüketici enflasyonu yüksek çıkıyor. Gıdada enflasyon rakamları yüksek deniyor. Ama bizim ürettiğimiz nohutun fiyatı 1 lira 30 kuruş. Paketleniyor fiyat bir anda 6 liraya çıkıyor. Markette vatandaşa bu fiyattan satılıyor. Üretici kazanmıyor. İç Anadolu Bölgesi nde şekerpancarındaki polar oranının düşük kalmasını üreticimiz tohuma bağlıyor. Çiftçimizi şekerpancarı üretiminden soğutmamak gerekiyor. Gamzeli, desteklemelerin özellikle mazot, gübre analiz desteklerinin bir takvime bağlanması gerektiğini, böyle olması halinde çiftçinin önünü görebileceğini, planlamasını daha rahat yapabileceğini söyledi. Ahmet Bahadır Sezgin TZOB Yönetim Kurulu Üyesi A.Bahadır Sezgin, 2013 yılında 120-130 bin ton olan Antep fıstığı üretiminin 2014 yılında 30-40 bin ton dolaylarına gerilediğini, kuru kabuklu Antep fıstığı kilogram fiyatının ise 14-15 liradan 23-24 liraya yükseldiğini bildirerek, Fiyatların istikrarlı seyretmesi ve üreticinin desteklenmesi için Antepfıstığına ürün desteği verilmesi ve sulama kanallarının bir an evvel hizmete alınarak sulu tarıma geçilmesini talep ediyoruz dedi. Sezgin, Hatay da kuraklık nedeniyle mağduriyet olduğunu, buğdayda iyi verim alınamadığını belirtti. Üreticilerin, Reyhanlı Barajı nın en kısa sürede tamamlanıp faaliyete geçmesini beklediğini bildiren Sezgin, pamuk ve zeytinde yaşanan sıkıntılara değindi. Traktör muayenesinde sürenin en az 6 ay daha uzatılması gerektiğini vurgulayan Sezgin, Çiftçi Mallarını Koruma Kanunu nun faal ve Ziraat Odalarının ise bu kanun kapsamında aktif hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekti; tarım sigortalarında prim oranlarının düşürülmesini, tek bir paket altında her türlü riskin satın alınabileceği bir sistem oluşturulmasını istedi. Hayvancılık desteklerinde çiftçi belgesi istenmemesinin Anayasaya Mahkemesi kararına aykırı olduğunu, bu yönetmeliğin iptali için ivedilikle hukuki işlem başlatılmasını isteyen Sezgin, narenciyede satışların iyi gitmediğini vurguladı; limonun zamanından önce hasat edilmesinden dolayı ihracat sorunları olduğunu, depolama için hibe desteği verilmesi gerektiğini anlattı. Mersin de sulamanın pompajla yapıldığını, enerji bedellerinin düşürülmesi gerektiğini belirten Sezgin, arıcılıktaki sorunların giderilmesini, organik tarım ve iyi tarım uygulamalarına yeterli ödenek ayrılmasını istedi. Sezgin, Kahramanmaraş ta baraj, gölet ve kanalet yatırımlarının bir an önce tamamlanmalıdır. Bütün zirai kredilerin, çiftçilerin Bağ- Kur, SGK, vergi ve benzeri borçlarının, tarımsal elektrik borçlarının ertelenmesi, tarımsal sulama borcu olan çiftçilerin sözleşmelerinin iptal edilmemesi, destekleme miktarlarının artırılması gerekir. Adana da pamuk üretimi, hem üretim hem de ürün prim desteği dünya ölçülerinde desteklenmelidir. Tarımsal girdilerde önemli kalem teşkil eden mazot, gübre, makine, teçhizat ve yedek parçada aşırı vergilerin kaldırılması şarttır. Hayvan üreticilerini korumak için sınırlar çok iyi denetlenmeli, et ve canlı hayvan girişlerine izin verilmemelidir. Kaçak zeytinyağı girişlerine yönelik önlem alınmalıdır görüşlerini iletti. Hasan Kozoğlu TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Karadeniz Bölge Temsilcisi Kozoğlu Hasan Kozoğlu, 29-30 Mart 2014 de fındıkta yaşanan donun ürüne büyük zarar verdiğini belirterek, fındıkta dondan zarar gören üretici şehirlere göç ediyor. Üretimin sürdürülebilirliği için 2014 yılı alan bazlı desteği erken ödenmeli dedi. Kozoğlu, görüşmede Tarım Bakanı nın 2014 te sona erecek alan bazlı desteklerinin 2015 den itibaren devam edeceği müjdesini verdiğini belirtti. Lisanslı depo ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi gerektiğini bildiren Kozoğlu, şunları kaydetti: Tarım Bakanımız Mehmet Mehdi Eker, lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini söyledi. Sayın Eker, bundan sonra üreticinin lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceklerini, üreticinin lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabileceğini ifade etti. 85 bin dekar fındık alanının ruhsatlandırılması gerekiyor. Bu alanlara ruhsat verilmeli. 18-19 Aralık 2013 de sektör paydaşlarıyla gerçekleştirilen Fındık Çalıştayı kararları gereği ekonomik ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmeli. Kivide soğuk hava depoları kurulmalı. Bu depolar olmadığı için üretici ürünü planlı bir şekilde pazara süremiyor. Kısa zamanda satmak zorunda kalıyor. Bu da zarar etmesine sebep oluyor. Çayda Çaykur un alım kotası artırılmalı. Şu andaki kotalar yetersiz, üretici sıkıntı yaşıyor. Çay Kanunu hazırlanırken sektördeki en büyük paydaş TZOB un da görüşü alınmalı. Rize başta olmak üzere bölgenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan çayda, Çaykur un tartışmasız bir önemi var. Kesinlikle özelleştirilmemelidir. Özelleştirilmesi büyük sorunlara yol açar. Fındıkta olduğu gibi çayda da ekonomik ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmelidir. Kozoğlu, Doğu Karadeniz Projesi ne (DO- KAP) benzer bir projenin Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak illerini de kapsayacak şekilde Batı Karadeniz Projesi şeklinde uygulanmasının bölgenin geleceği açısından yararlı olacağını vurguladı. BAYRAKTAR CHP HEYETINI KABUL ETTI Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın ve CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay dan oluşan CHP heyetini makamında kabul etti. Bayraktar, CHP Heyeti ile tarımla ilgili konularda görüş alışverişinde bulundu. 12 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 13

HABERLER HABERLER TARIMDA ÇALIŞAN SOSYOLOGLARA TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI Bayraktar: Sosyologların tarıma katkısı büyük olacak BAYRAKTAR "BITLIS GÜNLERI" NE KATILDI TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Atatürk Kültür Merkezi nde düzenlenen Bitlis Tanıtım Günleri ni ziyaret etti Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı nda görevli sosyologların araştırmalarını elektronik ortamda da yapmalarını sağlamak amacıyla hazırlanan özel tasarımlı tablet bilgisayarlar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ın da katıldığı törenle dağıtıldı. Bakan Eker de törende yaptığı konuşmada, tarım faaliyetinin multidisipliner yapısına dikkati çekerek, bu disiplinler arasına sosyolojiyi de dâhil ettiklerini belirtti. Tarım faaliyetlerinin merkezinde insan unsurunun bulunduğunu, bu bakımdan tarım ve hayvancılık projelerinde mutlaka sosyoloji disiplinin bakışının da gerekli olduğunu kaydeden Eker, Bakanlık bünyesinde 81 ilde görevlendirdikleri sosyologların, şu anda köylerde görev yapan 10 bin ziraat mühendisinin sahadan aktaracağı verileri de kendi bilgisayarları üzerinden alabileceğini, değerlendirebileceğini ve yeni veriler oluşturabileceğini anlattı. Tarım için milletlerin kalıcı servetleri tanımını yapan Bakan Eker, zahmeti çok, geliri az faaliyeti yerine getiren üreticilerin bu faaliyetlerini sürdürebilmelerinin sağlanması; onların bulundukları yerde mutlu ve huzurlu şekilde çalışmaları gerektiğini de sözlerine ekledi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara da bu yıl ikincisi düzenlenen Bitlis Tanıtım Günleri kapsamında açılan standları ziyaret etti. Tatvan Ziraat Odası Başkanı Şefik Kızılca, Hizan Ziraat Odası Başkanı Erkan Durmaz, Mutki Ziraat Odası Başkanı Ali Akın, Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Genel Başkan Bayraktar a sergilenen ürünler, el işlemeleri ve yöresel lezzetler hakkında bilgi sundu. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Veteriner Hekim Mehmet Akif Ersoy Konferans Salonu nda gerçekleştirilen tablet dağıtım töreninde, sosyologların tarım sektörüne büyük katkıları olacağına inandığını belirtti. Kırsal kalkınmaya çok büyük önem verdiklerini ifade eden Bayraktar, kırsalda üretim yapan insanların orada tutulabilmeleri için şartların mutlaka oluşturulması gerektiğini vurguladı. Kırsal alanın farklı bilimsel bir gözle analiz edilebilmesi, tarımın sosyolojik açıdan da değerlendirilmesi ve bu bilgilerin ışığında gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine işaret eden Bayraktar, bu konuda emeği geçen başta Bakan Eker olmak üzere herkese teşekkür etti. Tatvan Belediyesi nin açtığı standı ziyaret eden Bayraktar a, Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy kitap hediye etti, anı fotoğrafı çektirdi. Şemsi Bayraktar a TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Cevat Delil de eşlik etti. 14 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 15

HABERLER HABERLER BAYRAKTAR "NIĞDE GÜNLERI"NE KATILDI TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Tanıtım Günleri organizasyonları söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağlıyor" AILE ÇIFTÇILIĞI SEMPOZYUMU TZOB un da katılımıyla gerçekleştirilen toplantılarda çeşitli yönleriyle aile çiftçiliği ele alındı Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara da Niğde Tanıtım Günleri çerçevesinde açılan stantları ziyaret etti. Bayraktar, Atatürk Kültür Merkezi nde düzenlenen Niğde Tanıtım Günleri ne gelişinde Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, Bor Ziraat Odası Başkanı Nurettin Eriç, Ulukışla Ziraat Odası Başkanı Ali Emin Uğurlu, Çiftlik Ziraat Odası Başkanı Arif Dinçsoy tarafından karşılandı. Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan ve Oda başkanlarıyla birlikte stantları ziyaret eden Bayraktar a, Niğde ye özgü ürünlerle hakkında bilgi sunuldu. İlk olarak Niğde Ziraat Odası nın düzenlediği standı gezen Bayraktar, burada ilin önemli ürünlerinden patates ve elmanın yetiştirilmesi ve pazarlanmasıyla ilgili oda başkanlarıyla görüş alışverişinde bulundu. Bayraktar, Niğde Belediyesi nin açtığı stantta TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Nevzat Pakdil, Niğde Valisi Necmeddin Kılıç ve Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, ilin diğer yöneticileriyle bir süre sohbet etti. Kemerhisar, Bor, Çiftlik belediyelerinin yanı sıra Niğde Esnaf ve Sanatkarlar ile Ticaret ve Sanayi odalarının stantlarında da incelemelerde bulunan ve bilgiler alan Bayraktar a ziyaretlerinin sonunda Niğde nin yöresel ürünleri ikram edildi. Bayraktar, Tanıtım Günleri organizasyonlarının söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağladığına da dikkati çekerek, bu tür faaliyetlerin diğer metropollerde de yapılmasının yararlı olacağına işaret etti. Birleşmiş Milletler, açlık - yoksullukla mücadele ve doğal kaynakların korunması, kırdan-kente göçün azaltılması ve sürdürülebilir tarımsal üretim açısından Aile Çiftçiliği nin öneminin vurgulanması amacıyla 2014 yılını Uluslararası Aile Çiftçiliği yılı olarak ilan etti. Aile çiftçiliği, aile temelinde tüm tarımsal faaliyetleri içermekte ve aile tarafından yönetilen ve gerçekleştirilen, bütün aile bireylerinin işgücüne dayalı bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık-su ürünleri ve el sanatları alanlarındaki üretim faaliyetlerini kapsıyor. Aile Çiftçiliği konusuna ve sürdürülebilirliğine ilgi çekmek ve daha yoğun biçimde gündeme getirmek amacıyla Ankara da Ulusal Aile Çiftçiliği Sempozyumu düzenlendi. Sempozyum; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi-AKÇAM, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, PANKOBİRLİK, KÖY-KOOP Merkez Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası ve Şekerbank işbirliğinde gerçekleştirildi. Sempozyuma Türkiye Ziraat Odaları Birliği adına katılan ve açılışta bir konuşma yapan Danışman H.Hüseyin Çoşkun, son yıllarda yaşanan gelişmelerin dünyanın çok zor bir süreçten geçtiğini açıkça ortaya koyduğuna işaret ederek, Dünyada beslenme ihtiyacı artarak devam ediyor. Tarım alanlarının giderek daraldığı, küresel ısınmanın önemli bir tehdit olduğu günümüz dünyasında, yeterli ve güvenli gıdaya erişim tüm ülkelerin öncelikleri arasında bulunuyor. Bu noktada temel amaç, her insanın, kaliteli ve yeterli miktarda sağlıklı gıdaya ulaşabilmesidir dedi. Coşkun, ülkemizde çok sayıdaki küçük ölçekli işletmenin varlığının, tarımsal faaliyetlerin aile çiftçiliği şeklinde yapılmasının, BM Gıda ve Tarım Örgütü tarafından bu bağlamda belirlenen temanın Türkiye için de ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı; bu açıdan sempozyumun çok önemli olduğunu belirtti. Sempozyumda temel tartışma alanları ve öneriler Aile çiftçiliği Türkiye için vazgeçilmez üretim ve gelirgeçim alanıdır. İnsanlığın ve tüm canlıların geleceği ve gereksinimleri için aile çiftçiliği önemlidir. Biyoçeşitliliğin korunmasında aile çiftçiliği önemli misyonlar üstenmektedir. Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımında aile çiftçiliğinin fonksiyonu önemlidir. Aile çiftçiliğinin sürdürülebilirliği için örgütlenme şart olup burada kooperatifçilik temelli örgütlenme önem taşımaktadır. Karar vericiler aile çiftçiliği konusunda daha rasyonel, sürdürülebilir politikalar izlemek durumundadır. Endüstriyel tarım aile çiftçiliğinin tehdit etmektedir. Bunun için küçük çiftçilerin özellikle pazarlama temelli örgütlenmeleri gereklilik göstermektedir. Sanayi, enerji, turizm politikaları ve yatırımları aile çiftçiliğinin ve tarımı tehdit etmektedir. Aile çiftçiliği ile uğraşanların eğitim-yayım, örgütlenme, kredi ve yerinde kalkınma konularında desteğe gereksinimleri vardır. Aile çiftçiliği ürünlerinin pazarlanması ve değerlendirilmesi için yerel yönetimlerle işbirliği önem taşımakta ve bu konuda üretici örgütleri ve özellikle de Türkiye Ziraat Odaları Birliği ne önemli roller düşmektedir. Tarımda kayıt dışı çalışma koşulları ortadan kaldırılmalıdır. Mevsimlik tarım işçiliği Türkiye ni önemli bir sorunu olup, sorunun çözümü için tarafların bir araya gelip izlenebilir, denetlenebilir stratejiler geliştirmesi gerekmektedir. Kırsal alanda ve tarımda alt ve üstyapı hizmetlerinin niteliğine yönelik yatırımlara daha fazla ağırlık verilmelidir. Kadınlara ve gençlere yönelik özel istihdam ve kredi sistemleri geliştirilmelidir. Tarımdan kopan her nüfus diğer sektörlerde çok daha zor ve ucuz koşullarda iş bulabilmektedir. Bu bazen maden kazalarında görüldüğü gibi ölümcül sonuçlara yol açabilmektedir. Bunun için aile çiftçiliğinin yaşatılması önemlidir. Büyükşehir Yasası nın tarım ve kırsal yaşa üzerinde getireceği etkiler iyi analiz edilmeli ve özellikle aile çiftçiliği ile uğraşanların çalışma ve yaşam koşullarını iyileştirici uygulamalara gidilmesi gereklilik göstermektedir. Aile çiftçiliği Türkiye nin vaz geçilmez gerçeğidir. Sürdürebilirliği daha fazla gündemde yer almalıdır. 16 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 17

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Sosyal güvenlik bilgilendirme seminerleri başlıyor TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Çiftçilerimize ve Ziraat Odalarımıza yönelik çok önemli düzenlemelerin çıkarılmasını sağladık." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Bayraktar, sosyal güvenlikte çiftçilere ve Ziraat Odalarına yönelik çok önemli düzenlemelerini çıkarılmasını sağladıklarını bildirerek, Çiftçilerimizin mağduriyetlerini gideriyoruz. Konuyla ilgili sosyal güvenlik bilgilendirme seminerlerine de başlıyoruz dedi. Bayraktar, 11 Eylül 2014 tarihli Resmi Gazete nin mükerrer sayısında yayınlanan, kamuoyunda torba kanun olarak adlandırılan, İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair 6552 Sayılı Kanun un çiftçinin birçok mağduriyetini giderdiğini belirtti. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu üyesi olarak da görev yaptığını, SGK da kendi nam ve hesabına çalışanları temsil ettiğini bildiren Bayraktar, bu görevi dolayısıyla, çiftçilere ve Ziraat Odalarımıza yönelik çok önemli düzenlemelerin çıkarılmasına katkıda bulunma fırsatı olduğunu vurguladı. Çiftçilerimize yönelik sosyal güvenlik düzenlemeleri Bayraktar, şunları kaydetti: 6111 sayılı kanunla sattıkları ürün bedelleri üzerinden 1994 yılından bu yana BAĞKUR prim kesintisi yapılan, Ziraat Odası na da kayıtlı çiftçilerimize geriye yönelik yapılandırma hakkı getirildi. Ancak kadın çiftçilerimiz, 2003 yılından önceki dönemler için aile reisi olmamaları nedeniyle borçlanamadılar. 2012 yılında bu mağduriyet giderildi. Kadınlarımız 2003 yılından önceki dönemler için de aile reisi olmasalar bile geriye yönelik borçlanabildiler. SGK nezdinde yaptığımız girişimler sonucunda, düzenlemeye istinaden tescil tarihlerindeki değişiklik nedeniyle sigortalılık durumları değişen kadın çiftçilerimiz, hak kazandıkları dönem için gecikme cezası ve gecikme zammı ödemediler. Yine çabalarımız sonucu yapılan düzenlemeyle, ilgili maddeye tarımsal faaliyette çalışanlar hariç ibaresi eklenmesi dolayısıyla tarımda kendi nam ve hesabına çalışan çiftçilerimizin aylıklarından, tarımsal faaliyete devam etseler bile yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmıyor. Diğer taraftan çiftçilerimizin sattıkları ürün bedelleri üzerinden, borcu olsun olmasın, 1994 yılından itibaren yüzde 1 oranında BAĞKUR prim kesinti yapılmaya başlandı. 2012 yılı başında bu kesinti oranı yüzde 5 e çıkarıldı. Girişimlerimiz sonucu, 1 Ocak 2014 tarihinden bu yana yüzde 2 olarak, sadece borcu olan çiftçilere ve borcu oranında kesinti şeklinde uygulanıyor. Çiftçi muafiyet kapsamında, diğer bir statüde çalışıyor ise kurumdan alacağı kesinti muafiyet belgesiyle kesintiden kurtuluyor. Torba kanunla kayıplar telafi edildi Talepleri üzerine, çiftçilerin, 6552 sayılı kanunla oda kayıtlarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle oluşan kayıplarının telafi edildiğine dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi: 6552 sayılı torba yasada yer alan düzenlemelerle çiftçilerin oda kayıtlarından kaynaklanan sorunlar nedeniyle oluşan kayıplar telafi edilecek. Ziraat Odaları üye kayıtlarında olması gereken; yönetim kurulu kararı, tarihi ve benzeri usul ve esaslar ile ilgili eksiklikler, üye kayıt defterlerinin noter tasdikli olmaması veya defterlerdeki yıpranmalar nedeniyle, tamamen üyenin iradesi dışında oluşan sebeplerle kişilerin sigortalılıklarının iptal edilmesi ve buna bağlı olarak hak kaybına uğramamaları engelleniyor. Ziraat odaları kayıtlarındaki uygunsuzluklar sebebiyle sigortalılıkları iptal edilen çiftçilerin; söz konusu sürelere ilişkin prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarını 31 Aralık 2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla sigortalılıkları başlangıçtan itibaren geçerli olacak. Yine, kanuna eklenen ziraat odalarına kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanları bildirmemekten dolayı kesilen idari para cezalarının da bir defaya mahsus silinecek ibaresiyle idari para cezalarının silinmesi sağlandı. Odalarımızın bildirilmemiş işe giriş ve çıkış bildirimlerini 11 Aralık 2014 mesai saati bitimine kadar bildirmeleri gerekiyor. Taleplerimiz üzerine, Tarım Bağkurlu kadın çiftçilerimize 3 çocuğa kadar doğum borçlanması hakkı getirildi. Düzenlemeyle, 3 çocuğu olan kadın çiftçi, 6 yıla kadar borçlanabilecek. Yine, genel sağlık sigortası ve sigorta prim borçlarına yapılandırma hakkı getirildi. Çiftçilerimiz daha sonra mağdur olmamaları açısından borçları yapılandırma işlemleri için 31 Aralık 2014 tarihine kadar başvurmaları gerekiyor. Çiftçilerin mağduriyetlerini gidermek için pek çok girişimde bulunduklarını hatırlatan Bayraktar, Sosyal Güvenlik Kurumu ve ilgili bakanlıkların duyarlı yaklaşımlarıyla sorunları önemli ölçüde çözmeyi başarıyoruz. Çözülen bu konularda emeği geçen herkese temsil ettiğim tarım sektörü adına teşekkür ediyorum dedi. Bilgilendirme seminerleri Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu tespit edilen 6 ilde SGK ve TZOB işbirliğiyle bilgilendirme seminerleri yapılacağına dikkati çeken Bayraktar, bilgilendirme seminerlerinin, 24 Kasım da Konya da, 27 Kasım da Erzurum da, 1 Aralık ta Sakarya da, 4 Aralık ta Manisa da, 8 Aralık ta Şanlıurfa da, 11 Aralık ta Adana da başlayacağını bildirdi. Bayraktar, seminerlerin, kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkilerine, Ziraat Odalarının SGK ile ilgili yaşadığı iş ve işlemlerde yaşanan problemlere ilişkin olduğunu belirtti. 18 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 19

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Üretici market fiyat farkı aynen devam TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Üretici market fiyatları arasındaki makas açılıyor. Tüketiciye de üreticiye de yazık oluyor." Market fiyatları Ekim ayında market fiyatlarında süt ve mısırözü yağı fiyatlarında değişim görülmediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: En fazla fiyat düşüşü Ekim ayında yüzde 19,99 ile limonda görüldü. Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 16,05 elma, yüzde 12,35 ile sivri biber, yüzde 12,03 ile maydanoz, yüzde 11,14 ile kuru kayısı, yüzde 10,35 ile salatalık, yüzde 9,97 ile yeşil fasulye, yüzde 5,63 ile domates, yüzde 5,37 ile tavuk eti izledi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici market fiyat farkının bir türlü kapanmadığını, aynen devam ettiğini bildirerek, Üretici market fiyatları arasındaki makas açılıyor. Tüketiciye de üreticiye de yazık oluyor. Üreticinin 44 kuruşa sattığı ıspanak markette 2 lira 54 kuruş, 13 kuruşa sattığı maydanoz 70 kuruş, 50 kuruşa sattığı mandalina 2 lira 33 kuruş oluyorsa bunda sorumluluğu üreticiye bağlamak yanlıştır dedi. Bayraktar, Ekim ayı üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını değerlendirdi açıklamasında, Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri, takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklamalar yapmaya devam ettiklerini belirtti. Ekim ayındaki, üretici ve market fiyatları arasındaki farkı incelediklerinde, üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 481,68 ile ıspanakta görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: Ispanaktan sonra fiyat farkı sırasıyla maydanozda yüzde 434,62, mandalinada yüzde 390,4, marulda yüzde 366,67 yi buluyor. Fiyat farkı salatalıkta yüzde 279,86, kuru incirde yüzde 279, lahanada yüzde 278,29, sivri biberde yüzde 264,92, karnabaharda yüzde 234,46, limonda yüzde 229,89, pırasada yüzde 221,20, kuru üzümde yüzde 212,22, havuçta yüzde 210,61, kuru fasulyede yüzde 209,28. Bu kadar fiyat farkı olmaz. Tarlada, üreticide 44 kuruş olan ıspanak markette 2 lira 54 kuruşa, 13 kuruş olan maydanoz 70 kuruşa, 50 kuruş olan mandalina 2 lira 45 kuruşa, 50 kuruş olan marul 2 lira 33 kuruşa satılıyor. Üreticide, 48 kuruş olan salatalık markette 1 lira 84 kuruşa, 5 lira olan kuru incir 18 lira 95 kuruşa, 39 kuruş olan lahana 1 lira 48 kuruşa, 86 kuruş olan sivri biber 2 lira 7 kuruşa, 1 lira 19 kuruş olan karnabahar 3 lira 96 kuruşa fiyat buluyor. Yine üreticide 1 lira 7 kuruş olan limon markette 3 lira 51 kuruşa, 79 kuruş olan pırasa 2 lira 52 kuruş, 2 lira 85 kuruş olan kuru üzüm 8 lira 90 kuruşa, 63 kuruş olan havuç 1 lira 94 kuruşa, 3 lira olan kuru fasulye 9 lira 28 kuruşa satılıyor. Asıl fiyat artışı halden sonra Üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını incelediklerinde asıl artışın halden sonra olduğunu gördüklerini bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: Ispanak üreticide 44 kuruşa, halde 87 kuruşa satılırken, fiyat pazarda 2 lira 19 kuruşa, markette 2 lira 54 kuruşa çıkıyor. Yine üreticide 13 kuruş olan maydanoz halde 23 kuruşa satılırken, pazarda 58, markette 70 kuruş. Üreticide 50 kuruş olan mandalina, halde 83 kuruşken, pazarda 1 lira 45, markette 2 lira 45 kuruş. Üretici fiyatı 50 kuruş, hal fiyatı 82 kuruş olan marul, pazarda 1 lira 56, markette 2 lira 33 kuruşa yükseliyor. Çoğu üründe böyle. Üretici hal fiyat farkı, kuru fasulyede yüzde 100 ü bulurken, diğer ürünlerde yüzde 100 ün altında. Halkımızın çok tükettiği ürünlerden biri olan domates, üreticide 1 lira 15 kuruşken, halde 1 lira 59 kuruşa satılıyor. Buna karşın domates fiyatı, pazarda 2 lira 25 kuruşu, markette 3 lira 13 kuruşu buluyor. Üretici hal fiyat farkı yüzde 38,71 iken, üretici pazar fiyat farkı yüzde 96,08 e, üretici market fiyat farkı yüzde 172,52 ye çıkıyor. Çiftçinin, çok uygun fiyata, hatta bazen zararına ürününü elden çıkardığını, çoğunlukla emeğinin karşılığını alamadığını vurgulayan Bayraktar, bunun çaresi aradaki zincir kırılmalı, aracı sayısı azaltılmalı, çiftçi de kazanmalı, tüketici de uygun fiyata tüketmeli dedi. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 17,5 oran ile havuçta görüldü. Havuçtaki fiyat artışını yüzde 13,61 ile kuru soğan, yüzde 13,36 ile Antep fıstığı, yüzde 12,86 ile patates, yüzde 11,80 ile kuru incir, yüzde 11,62 ile fındık, yüzde 9,59 ile yeşil mercimek, yüzde 5,25 ile yumurta takip etti. Üretici fiyatları Üretici fiyatlarında Ekim ayında kuru kayısı, kuru incir, Antep fıstığı, süt ve zeytinyağında değişim olmadığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: Fiyat düşüşü yüzde 21,94 oran ile en fazla yumurtada görüldü. Yumurtadaki fiyat düşüşünü üreticide yüzde 18,08 ile salatalık ve limon, yüzde 15,65 ile yeşil fasulye, yüzde 15,06 ile sivri biber, yüzde 14,50 ile kabak, yüzde 9,09 ile marul, yüzde 7,14 ile maydanoz, yüzde 6,25 ile kuru fasulye izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 32,8 oran ile yeşil soğanda oldu. Yeşil soğandaki fiyat artışını yüzde 18 ile kuru soğan, yüzde 16,39 ile patlıcan, yüzde 15,74 ile havuç, yüzde 14,93 ile kırmızı mercimek, yüzde 11,11 ile patates, yüzde 10,69 ile pirinç takip etti. Artış ve düşüşlerin nedenleri Şemsi Bayraktar, üreticide yeşil soğanda arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyat artışı yaşandığını, kuru soğanda ise meydana gelen dolu ve kuraklık nedeniyle rekoltedeki düşüşe bağlı olarak fiyatların artış gösterdiğini bildirdi. Patlıcanda da yine arzdaki daralmanın fiyat artışında etkili olduğunu belirten Bayraktar, kırmızı mercimekte de hasadın bitmesiyle birlikte piyasaya sunulan ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansıdı. Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, yumurtada talep durumundaki değişime göre aylık bazda fiyatlar değişkenlik göstermektedir. Geçen aya göre yumurta fiyatları yüzde 21,94 düşüşle 24 kuruştan 19 kuruşa gerilemiş, Temmuz ayı seviyesine gelmiştir. Buna karşın market fiyatları yüzde 5,25 artışla 36 kuruştan 38 kuruşa çıkmıştır. Limonda ise hasat dönemi olup arzdaki artış ile birlikte fiyatlar düşüş göstermiştir. Salatalık, yeşil fasulye, sivri biber, kabak, domates gibi ürünlerde örtü altında hasat başlamış olup, arzdaki artışla birlikte fiyatlar gerilemiştir. Genel olarak değerlendirdiğimizde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışların meydana geldiği görülmektedir. 20 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 21

TZOB DİYOR Kİ! İhracatın l k m tifi narenciyede rek lte iyi yüzde 6,1 payla Hindistan, yüzde 5,1 payla Meksika, yüzde 4,2 payla İspanya izliyor. Yapılması gerekenler Bayraktar, narenciye konusunda yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, narenciyede bu yıl rekoltenin, geçen yılın üzerinde olduğunu gördüklerini bildirerek, bu yıl rekoltenin 3,8 milyon tona yaklaşacağı tahmin ediliyor dedi. Bayraktar, devam eden narenciye hasadı dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaş sebze ve meyve içinde narenciye oldukça önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Narenciye taze tüketimin yanında meyve suyu, konsantre, reçel, marmelat olarak çeşitli ürünlere işlenebildiği gibi kabuklarından da esans elde edilebildiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Narenciye, içerdiği organik asitler, C ve B gibi vitaminler bakımından beslenmedeki önemi büyük. Vücutta toksinlerin atılmasında önemli rol oynuyor. Bununla birlikte gribal enfeksiyonlara dayanıklılık sağlamada, kalbi kuvvetlendirmede, kan damarlarını ve kılcal damarları güçlendirmede, kanı temizlemede, sinirleri yatıştırarak bedeni ve zihni yorgunlukların giderilmesinde, diş etlerini güçlendirmede oldukça faydalıdır. Özellikle kışa girmeye hazırlandığımız bu dönemlerde vücut direncinin artırılmasına katkı sağlayan önemli bir ürünümüzdür. Türkiye narenciye üretiminde yüzde 2,7 pay alıyor Türkiye nin dünyada narenciye üretiminde söz sahibi ülkelerden biri olduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2012 yılı verilerine göre, 131,3 milyon ton olan dünya narenciye üretiminden yüzde 2,7 pay alan ülkemiz, dünya sıralamasına dokuzuncu sırada yer alıyor. Dünyada en önemli üretici ülke yüzde 24,1 payla Çin. Bu ülkeyi yüzde 15,4 payla Brezilya, yüzde 8,1 payla ABD, Ülkemizde narenciye üretimi, Akdeniz ve Ege Bölgesinde yoğunlaşmış durumdadır. 2013 yılı itibarıyla gerçekleşen 3 milyon 681 bin 159 ton üretimin iller bazında dağılımına baktığımızda Adana ilimiz yüzde 26 lık payla ilk sırada yer almaktadır. Adana ilimizi sırasıyla yüzde 22,7 lik payla Mersin, yüzde 17,5 lik payla Hatay, yüzde 16,8 lik payla Antalya, yüzde 8,4 lük payla Muğla, yüzde 4,1 lik payla İzmir, yüzde 2,4 lük payla Aydın, yüzde 1,2 lik payla Osmaniye ilimiz izlemektedir. Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK) ikinci tahmin verilerine göre 2014 yılında 3 milyon 786 bin 690 ton üretim bekleniyor. Türkiye de narenciye üretiminin iç pazarın ihtiyacını karşıladığını, önemli miktarda ihracata da konu olduğunu vurgulayan Bayraktar, 2013 yılı itibarıyla gerçekleştirilen 3 milyon 346 bin 889 tonluk toplam yaş meyve sebze ihracatımızın yüzde 41 ini narenciye oluşturmaktadır. Narenciye, yaş meyve sebze ihracatımızın lokomotifi konumunda. Geçen yıl yapılan ihracat karşılığında 930,9 milyon dolar döviz kazanmamızı sağladı dedi. İhracatın yüzde 32 si Rusya ya, yüzde 21 i Irak a Narenciye ihracatının yüzde 32 sinin Rusya ya yapıldığını, bu ülkeyi 21 payla Irak, yüzde 16 payla Ukrayna, yüzde 5 payla Suudi Arabistan, yüzde 4 payla Romanya nın izlediğini belirten Bayraktar, Narenciye ihracatında öne çıkan ve Türkiye için önemli pazar konumundaki ülkelerde yaşanan siyasi karışıklar, ihracatımızı da etkilemektedir. İhracatın daha da artırılması için marka oluşturulmalı, tanıtım faaliyetlerine önem verilmeli dedi. İhracat iadelerinin artırılması ve ödemelerin peşin olarak yapılması, Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketimin artırılması, Dış pazarda rekabet gücümüz artırılması, üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi, Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurların da desteklenerek girdilerdeki KDV oranlarının indirilmesi, Marka oluşturulması, yeni pazarlar bulunarak ihracatın artırılması, Şeker ve asit oranı yeterli seviyeye gelmemiş narenciyenin hasat edilmesi (erken kesim) kaliteyi düşüreceğinden bu hususta daha hassas davranılması, Üretimden pazarlamaya kadar olan bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi, Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilerek pazar talebine uygun çeşitlerin geliştirilmesi, Ürün ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel önem verilmesi, soğuk hava depoları artırılması, Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birliklerinin finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale gelmelerinin sağlanması, Bu üretim dalından menfaat elde eden tüm taraflar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması gerekir. 22 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 23

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Kestane yetiştiriciliğinin geleceği parlak Üretimde bölgeler arasında Ege, iller arasında Aydın ilk sırada Üretimin, Doğu Karadeniz de gürgen, kızılağaç gibi ağaçlarla karışık olarak nadiren de saf kestane toplulukları şeklinde yapılırken, batıya doğru küçük gruplar halinde bol miktarda kestaneliklere rastlandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Bölgeler itibariyle kestane üretimde Ege Bölgesi, yaklaşık yüzde 70 lik payla ilk sıradadır. İller arasında, 21 bin 406 tonla Aydın birinci gelirken, bu ili 9 bin 24 tonla İzmir, 5 bin 787 tonla Kastamonu ve 4 bin 231 tonla Sinop izlemektedir. Ülkemizde kestane, doğada tamamen doğal şartlar altında yetiştirilmekte, hiçbir şekilde tarımsal ilaç, suni gübre kullanılmamaktadır. Kestane besin içeriğinin zengin olması ve tamamen doğal şartlar altında yetiştirilmesi nedeniyle, beslenme diyetlerinde hatta çocuk mamalarında yer almaktadır. TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Dış alıcılar, Türkiye de kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye de kestane yetiştiriciliğinin geleceğinin parlak olduğunu bildirerek, dış alıcılar, Türkiye de kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı yatırıma davet ediyorum. Türkiye, kestanede önemli bir ihracat ülkesi olabilir dedi. Bayraktar, iklim ve toprak özellikleri nedeniyle Türkiye nin kestanede yıllık 60 bin tondan çok daha fazla üretim yapmasının mümkün olduğunu, tamamen doğal şartlarda üretilen kestanede kapama bahçecilik yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, son yıllarda talep artışı nedeniyle fiyatı artan kestanede, üretimin çok daha büyük rakamlara çıkarılabileceğini vurguladı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, hasadı süren kestane yetiştiriciliği konusunda yaptığı açıklamada, modern üretime geçilmemesi nedeniyle kestanede üretim İklim ve toprak özelliklerimiz nedeniyle, kestanede yıllık 60 bin tondan çok daha fazla üretim yapmamız mümkün artışının sınırlı kaldığını, 2008 yılında 55 bin 385 ton olan üretimin, 2013 yılında 60 bin 19 tona yükseldiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, Türkiye İstatistik Enstitüsü nün (TÜİK) bu yıl kestane üretiminin yüzde 7,8 artışla 64 bin 724 tona çıkacağını tahmin ettiği bilgisini verdi. Çin, dünya üretiminin yüzde 82,5 ini Türkiye yüzde 3 ünü karşılıyor Çin, 1 milyon 998 bin 880 ton olan dünya kestane üretiminin 1 milyon 650 bin tonunu tek başına karşılamaktadır. Bu ülkenin dünya üretimindeki payı yüzde 82,5 i geçmektedir. Üretimde 70 bin tonla Güney Kore ikinci, 60 bin tonla Türkiye üçüncü sıradadır. Ülkemiz, her ne kadar 60 bin ton üretimle dünya üçüncüsü olsa da üretimi Çin e göre yetersiz kalmaktadır. Dünya üretiminde yüzde 3 pay alan ülkemizi, Bolivya, İtalya, Yunanistan ve Japonya izlemektedir. Yaklaşık 19 20 ülkede üretilen kestanede ticari üretim yapılan ülke sayısı 5-6 yı geçmemektedir. İşadamlarımız yatırım yapsın. Kendileri de çiftçimiz de kazansın Meyvesinin yanı sıra ağacıyla da önemli bir ekonomik değer olan kestanede markalaşmaya önem verilmesi, modern ürün işleme tesisleri kurulması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi: Kestanede, talepteki artış nedeniyle fiyatlar yükseliyor. 5 yıldır kestane fiyatları sürekli artıyor. Üretim çok daha büyük rakamlara çıkarılabilir. Tanıtım yapılır, üreticinin yetiştiricilik ve pazarlama konusundaki bilgi eksikliği giderilir, mürekkep hastalığı ve kestane dal kanseriyle mücadelede başarı sağlanır ve kapama bahçelerin kurulması desteklenirse kestanede üretim de ihracat da artar. Bunun olmaması için bir sebep yok. Ülkemizin potansiyeli var. Dünyanın en lezzetli ve kaliteli kestanesini üretiyorsak, bunu değerlendirmeli, marka olmalıyız. Ürüne katma değer katan ürün işleme tesislerini kurmalıyız. Bu kadar üretimimize rağmen kestane soyma makinemiz yok. Soğuk hava tesislerini açmalıyız. Ürünü işlenmiş olarak ihraç etmeliyiz. Dış alıcılar, Türkiye de kabukları soyulmuş, soğutulmuş, paketlenmiş, işlenmiş kestane bulamıyor. Bizimle de görüşüyorlar. İşadamlarımızı yatırıma davet ediyorum. Yatırım yapsınlar, kendileri de kazansınlar. Çiftçimiz de kazansın. Kestane sektöründe üretim tekniği, hasat, depolama ve pazarlama konularında üreticide bilgi eksikliği bulunduğunu bildiren Bayraktar, bu konularda gerekli çalışmalar yapılarak üreticinin aydınlatılması ve modern tarım tekniklerinin uygulamaya konulmasının ürün kayıplarını azaltacağına dikkati çekti. 24 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 25

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! İlkbaharda yaşanan don afeti kivi üretimini de vurdu Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son yıllarda üretimi hızla artan kivide, başlayan hasatta ürüne, 29-30 Mart 2014 te yaşanan don felaketinin önemli ölçüde hasar verdiğini bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK) tahminlerine göre, bu yıl kivi üretiminin yüzde 20,8 oranında azalarak 33 bin tonun altına ineceğini belirtti. Kivi üretiminin dünyada olduğu gibi Türkiye de de hızla arttığını bildiren Bayraktar, Kivi üretiminde uzun bir geçmişe sahip olmadığımız halde üretim yıllar itibariyle önemli artışlar gösterdi. 2000 yılında 1,4 ton olan kivi üretimimiz, 2005 yılında 8 bin tona, 2007 de 15 bin 200 tona, 2010 yılında 26 bin 500 tona, 2012 yılında ise 37 bin 200 tona 2013 yılında da 41 bin 600 tona kadar yükselmişti dedi. İtalya birinci, Yeni Zelanda ikinci, Türkiye altıncı sırada Dünya kivi üretiminde 2012 yılında, İtalya nın 384 bin 844 tonla birinci, Yeni Zelanda nın 376 bin 400 tonla ikinci, Şili nin 240 bin tonla üçüncü, Yunanistan ın 161 bin 400 tonla dördüncü, Fransa nın 65 bin 253 tonla beşinci sırada olduğunu bildiren Bayraktar, Türkiye nin altıncı, İran ın 32 bin tonla yedinci sırada yer aldığını belirtti. İller arasında Yalova birinci, Rize ikinci, Ordu üçüncü İller arasında 17 bin 990 ton üretimde ilk sırayı Yalova nın aldığını vurgulayan Bayraktar, bu ili 6 bin 273 tonla Rize nin, 6 bin 70 tonla Ordu nun, 2 bin 478 tonla Giresun un, 2 bin 293 tonla Samsun un, 1812 tonla Trabzon un izlediğini dikkati çekti. Bayraktar, 2013 yılında 219 bin 785 dolarlık kivi ihracatına karşılık, 4 milyon 12 bin 647 dolarlık ithalat yapıldığını, bu ithalatın 3 milyon 110 bin 647 dolarının İran dan, 779 bin 6 dolarının Şili den gerçekleştirildiğini belirtti. Yapılması gerekenler Özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde alternatif ürün haline gelmekte olan kivide üretimin artırılması, ülke ihtiyacının ithalat olmadan karşılanabilmesi gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: İran başta olmak üzere bazı ülkelerden yapılan düşük kaliteli ve ucuz ürün ithalatı, üreticilerimizi mağdur etmekte, ürünün elde kalmasına neden olmaktadır. Türkiye de geleceği olan kivi üretimi, destekleme kapsamına alınmalıdır. Ürün kivi üretici birlikleri kanalıyla pazarlanmalıdır. Tekniğine uygun bahçeler kurulmalıdır. Hasat döneminde ithalatı engelleyici tedbirler alınmalıdır. Tüketimin artırılması için tanıtım yapılmalıdır. Kaliteli fidan üretimi için kivi üretim istasyonları kurulmalıdır. Kivide ambalajlama yetersizdir. Ambalajlama tesislerinin kurulması deeklenmelidir. Arzın düzenli sağlanması için soğuk hava depolarının kurulmasına destek verilmelidir. Hasada azami dikkat gösterilmeli Üreticilerden hasadı zamanında yapma konusunda azami dikkati göstermelerini isteyen Bayraktar, şu bilgileri verdi: Kivi zamanından önce hasat yapılması ürünün tadını etkiliyor. Ekşi bir tat vermesine neden oluyor. Özellikle kivi lezzetine yeni alışan kişilerde ekşi tat nedeniyle ürün beğenilmiyor. Erken hasat edilen meyvelerde ağırlık kaybı fazla oluyor. Yeme olgunluğuna yüksek kalitede ulaşılamıyor. Çok hızlı bir yumuşama, sulanma ve renk bozulmaları görülüyor. Bayraktar, kivi meyvesinin de ürün bazında desteklemelere dahil edilmesinin özellikle Doğu Karadeniz bölgesinin ekonomik ve sosyal gelişmesine katkı sağlayacağını vurguladı. 26 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 27

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde nadasa çok büyük tarım alanları ayrıldığını, bunun çok önemli bir ekonomik kayıp olduğunu bildirerek, Gıdanın bu kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde, İstanbul un 8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değildir dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, kurak ve yarı kurak alanlarda toprakta yeterli suyun temini için çok büyük alanların nadasa bırakıldığını belirtti. 2000-2013 döneminde yüzde 14,1 azalmayla nadasa bırakılan alanlar, 4,83 milyon hektardan, 4,15 milyon hektara inse de hala çok büyük diye İstanbul un Bayraktar, nadas alanlarının ekilen alan içindeki payının da bu dönemde yüzde 18,3 ten yüzde 17,4 e düştüğünü vurguladı. Türkiye nin 23,81 milyon hektarlık toplam tarım alanının 15,62 milyon hektarının tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin ekimi için kullanıldığını bildiren Bayraktar, meyve alanlarına 3,23 milyon hektar, sebze alanlarına 0,81 milyon hektar, süs bitkilerine ise 4 bin 504 hektar alanın ayrıldığını, nadasa ayrılan alanın meyve, sebze ve süs bitkilerine ayrılan toplam alanı geçtiğini belirtti. Dünyada tarım alanları olağanüstü değer kazandı Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti: Nadas alanlarında görülen bu azalma, yeterli görülmemeli. Çünkü hala nadasa bırakılan alanın büyüklüğü olağanüstü boyutlarda. Dünyada hiçbir gelişmiş ülke bu kadar tarımsal alanı, bir yıl boş tutmaz. Bir şekilde değerlendirir. Günümüzde gıda, enerjiyle birlikte gittikçe stratejik bir hal almaya başladı. Tarım alanları, olağanüstü değer kazandı. Dünya nüfusu 7,3 milyara yaklaştı. Nüfusun 2050 de 9 milyarı aşacağı tahmin ediliyor. Başta Çin olmak üzere, gelişmekte olan birçok ülkenin beslenme rejimleri değişti. İnsanlar, şimdi çok daha fazla gıda tüketiyor. Bu kadar nüfusu besleyebilmek için tarım ve gıda ürünü üretiminin 2050 ye kadar yüzde 60 oranında artması gere- 8 katı alan nadasa bırakılıyor Bayraktar: "Gıdanın bu kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde, İstanbul un 8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değildir." kiyor. Tarım alanları artmıyor. Dünyadaki toplam tarım alanı 1,5 milyar hektar dolaylarında. Bütün bunlara rağmen, ülkemizde 4,15 milyon hektar alanı nadasa bırakıyoruz. 130 milyona yakın nüfusu olan Japonya nın tarım alanlarının yaklaşık 5 milyon hektar, dünyanın en büyük gıda ve tarım ürünleri ihracatçılarından Hollanda nın 1,3 milyon hektar tarım alanı olduğunu göz önümüze aldığımızda nadasa ayrılan alanın büyüklüğü daha iyi ortaya çıkıyor. Nadasa bıraktığımız alan tüm topraklarıyla Hollanda, İsviçre, Danimarka büyüklüğünde. Belçika nın, Ermenistan ın, Arnavutluk un 1,5 katına yaklaşıyor. İsrail in iki katı. Lübnan ın, Kıbrıs adasının 4 katı. 50 milyona yakın nüfuslu Güney Kore nin yarısına yakın. Gittikçe daha önemli bir hale gelen tarım ürünleri ve gıda üretiminde, tüm iç kaynaklardan olduğu gibi nadas alanlarından da yararlanma zorunluluğu var. İllere göre nadas alanları Bayraktar, ülkemizde düşen yıllık yağış miktarının nadas alanlarının büyüklüğünde etkili olduğunu belirtti.2013 yılında Konya da 586 bin 562, Ankara da 332 bin 144, Sivas ta 325 bin 657, Kayseri de 216 bin 197, Çorum da 190 bin 220, Şanlıurfa da 187 bin 570, Eskişehir de ise 184 bin 856 hektar alanın nadasa bırakıldığını belirtti. Toplam nadas alanlarının yarıya yakınını barındıran bu 7 ilin dışında, Yozgat ve Kırşehir in nadas alanlarının 150 bin hektarı, Aksaray, Kırıkkale, Van, Ağrı ve Erzurum un nadas alanlarının 100 bin hektarı geçtiğini vurgulayan Bayraktar, Batman da 853, Zonguldak ta 841, Siirt te 822, Osmaniye de 306, Edirne de 273, Hatay da 217, İstanbul da180, Tekirdağ da 104, Düzce de ise 5 hektar alanın nadasa bırakıldığını, Bartın, Rize ve Trabzon da nadasa hiç alan ayrılmadığı bilgisini verdi. Nadas alanlarının azaltılması için yapılan çalışmalar Nadas alanlarının azaltılmasında o bölgeye düşen yılık yağış toplamı ve sulamanın önemli rol oynadığını, Konya Ovası Projesi (KOP) ve Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) gibi büyük sulama yatırımları öngören dev projelerin bir an önce tamamlanması, tarım topraklarının nadasa bırakılmaktan kurtarılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi: 1980-1994 yılları arasında uygulanan Nadas Alanlarının Daraltılması (NAD) Projesi kapsamında, nadas alanları kullanılması özellikle mercimek ve nohut üretimini artırmıştır. Ancak, 1994 yılından itibaren Toprak Mahsulleri Ofisi nin (TMO) yemeklik tane baklagilleri alım kapsamından çıkarması nedeniyle, mercimek ve nohutta ekim alanları ve üretimi azaldı. Proje başlangıcında 8 milyon hektar dolayında olan nadas alanları, 1994 yılı itibarıyla 5,2 milyon hektara indirildi. Burada nadas alanlarının yemeklik ve yemlik baklagil ekimi ile değerlendirilmesi amaçlanmıştı. Projeyle mercimek, fiğ ve nohutta büyük üretim artışları sağlandı. Günümüzde de tarım arazilerinin bir kısmını nadasa bırakmak zorunda kalan bazı illerimiz önemli ölçüde yer ayıran illerimiz fiğ, nohut ile yağ bitkisi aspir gibi çeşitli alternatif bitkiler üzerinde durarak bu alanları azaltmaya çalışmaktadırlar. Bu bağlamda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın, nadas alanlarında yağ bitkisi yetiştirilmesini teşvik ettiğini ve alım garantisi verdiğini bildiren Bayraktar, Bu çerçevede aspir bitkisi önemli oranda desteklendi. Son yıllarda aspir üretimde artış sağlandı dedi. Yıllık yağış ortalamasının düşük olduğu yarı kurak tarım alanlarında yağışa bağımlılık ve sulama suyunun yokluğunun, geleneksel nadas-buğday üretim yöntemi dışındaki ekim sistemlerini engellediğini, tarımsal ürünlere, artan nüfusa paralel olarak artan talep karsısında, nadas alanlarından her yıl ürün almanın yollarının arandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Tarım alanlarımızda uygulanan nadasın amacı, toprakta yeterli nemin sağlanabilmesi ve yabancı otların yok edilmesi yanında toprağın besin maddeleri yönünden iyileştirilmesidir. İç Anadolu bölgemizde lokal bazı bölgeler ile özel mikroklimalar hariç, özellikle Konya bölgesinde yıllık yağış ortalamasının düşük olması sonucu, toprakta yeterli nemin sağlanamıyor, üreticimiz, tarlasını nadasa bırakmak zorunda kalıyor. Nadas döneminde sürüm tekniğine uygun ve zamanında yapılırsa düşen yağışın yarısı, zamanında yapılmaz ve hatalı yapılırsa, düşen yağışın üçte biri toprakta nem olarak tutulabiliyor. Bundan dolayı nadasa bırakılacak tarlada sürüm zamanında ve tekniğine uygun yapılmalıdır. KOP, GAP gibi projelerinin bir an evvel tamamlanırsa üreticimiz, özellikle Konya bölgesinde buğday nadas veya ayçiçeği- nadas sisteminden vazgeçip, ürün desenini de değiştirebilir. 28 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 29

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Kırmızı et üretimine DiKKAT Bayraktar, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, düşüş görülen kırmızı et üretime dikkat edilmesi gerektiğini bildirerek, Ocak-Eylül döneminde sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 9,8, tavuk yumurtası üretimi yüzde 4,1, tavuk eti üretimi yüzde 5,6 artarken, kırmızı et üretimi yüzde 3,5 geriledi dedi. yaptığı açıklamada, 2014 yılının 9 aylık döneminde (Ocak-Eylül) sanayiye aktarılan süt miktarının 594 bin ton, yumurta üretiminin 499 milyon, tavuk eti üretiminin 76 bin ton arttığını, buna karşın kırmızı et üretiminin aynı dönemde 22 bin ton azalarak 606 bin tona indiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Eylül ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının yüzde 9,1, tavuk yumurtası üretiminin yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin yüzde 4,2 arttı, Temmuz-Ağustos-Eylül dönemi kırmızı et üretiminin yüzde 1,9 azaldığını vurguladı. 2014 yılı Eylül ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,1 artışla 594 bin 456 tondan 648 bin 573 tona yükseldiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak ayında 637 bin 956 ton olan sanayiye aktarılan süt miktarının, Şubat ayında 622 bin 381 ton, Mart ayında 710 bin 712 ton, Nisan ayında 733 bin 380 ton, Mayıs ayında 772 bin 785 ton, Haziran ayında 692 bin 84 ton, Temmuz ayında 675 bin 158 ton, Ağustos ayında 628 bin 996 ton, Eylül ayında 594 bin 456 ton, Ekim ayında 605 bin 194 ton, Kasım ayında 611 bin 918 ton, Aralık ayında 653 bin 490 ton olduğu bilgisini verdi. 2014 Ocak ayında sanayiye 710 bin 33 ton, Şubat ayında 684 bin 115 ton, Mart ayında 789 bin 355 ton, Nisan ayında 793 bin 573 ton, Mayıs ayında 828 bin 417, Haziran ayında 767 bin 112, Temmuz ayında 743 bin 232 ton, Ağustos ayında 697 bin 736 ton, Eylül ayında ise 648 bin 573 ton inek sütü aktarıldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: 2013 yılında sanayiye 7 milyon 938 bin 510 ton inek sütü aktarılmıştı. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 8 milyon 532 bin 748 ton ile 8,5 milyon tonu aştı. Ocak-Eylül dönemlerine bakıldığında 2013 yılında 6 milyon 67 bin 908 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarı, 2014 yılında yüzde 9,8 artışla 6 milyon 662 bin 146 tona ulaştı. Dış ticaret Bayraktar, 2013 yılının tamamında 406 milyon 352 bin 441 dolar yumurta, Kırmızı et 2014 yılının ilk çeyreğinden 184 bin 975 ton, ikinci çeyrekte 218 bin 432 ton olan kırmızı et üretiminin üçüncü çeyrekte 202 bin 530 tonda kaldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: 2013 yılında ilk çeyrekte 208 bin 597, ikinci çeyrekte 212 bin 885, üçüncü çeyrekte 206 bin 466 ton kırmızı et üretilmişti. Yine 2013 yılının tamamında kırmızı et üretimi 996 bin 155 tonu bulmuştu. Bu yıl üçüncü çeyrekte kırmızı et üretimi yüzde 1,9 azaldı. 9 aylık dönemdeki azalış ise yüzde 3,5 i buldu. Ocak-Eylül döneminde 2013 yılında 627 bin 948 ton olan kırmızı et üretimi, bu yıl aynı dönemde 605 bin 937 tonda kaldı. 9 aylık dönemdeki azalma 22 bin 11 tonu buldu. Kırmızı et üretimi artırılmalı. Çünkü, tüketim artışı devam ediyor. 607 milyon 930 bin 13 dolar kümes hayvanı eti, sakatatı ve benzeri ürün, 285 milyon 776 bin 482 dolar süt ve süt ürünleri, 2014 Ocak-Eylül döneminde ise 295 milyon 150 bin 88 dolar yumurta, 488 milyon 140 bin 719 dolar kümes hayvanı eti, sakatatları ve benzeri ürün, 279 milyon 506 bin 438 dolar süt ve süt ürünleri ihracatı yapıldığını da kaydetti. Kanatlı sektörü Bayraktar, tavuk yumurtası üretiminin de Eylül de yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin ise yüzde 4,2 arttığını, Ocak-Eylül döneminde yumurtada yüzde 4,1, tavuk etinde yüzde 5,6 lık yükseliş olduğunu bildirdi. Şemsi Bayraktar, Ocak-Eylül döneminde, 2013 yılında 12 milyar 203 milyon 851 bin olan tavuk yumurtası üretimi, 2014 yılında yüzde 4,1 artışla 12 milyar 703 milyon 227 bine yükseldi dedi. 2013 yılı Eylül ayında 157 bin 504 ton olan tavuk eti üretiminin, yüzde 4,2 artışla 2014 Eylül ayında 164 bin 170 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, Ocak-Eylül döneminde, 2013 yılında 1 milyon 359 bin 920 ton olan tavuk eti üretimi, 2014 yılında yüzde 5,6 artışla 1 milyon 435 bin 918 tona yükseldi bilgisini verdi. Bayraktar, 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adet olan yumurta üretiminin Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 17 milyar 16 milyon 127 bin ile 17 milyar adedi aştığını, 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretiminin ise Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 834 bin 359 ton olduğunu bildirdi. 30 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 31

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Fındıkta alan bazlı destek Gıdada tüketici enflasyonu, üretici enflasyonuna 15 kat fark attı müjdesi Bayraktar: "Tarım Bakanımız Eker, bakanlık olarak alan bazlı desteğin 2015 den sonra da devam edeceğini söyledi." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, fındıkta alan bazlı desteğin 2015 den sonra da devam edeceğini söyledi. Bayraktar, TZOB Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker i ziyaret etti. Fındık üreticisinin 29-30 Mart 2014 de yaşanan don afetinden önemli ölçüde zarar gördüğünü belirten Bayraktar, Bakan Eker den, 2014 yılında sona erecek fındıkta alan bazlı desteğin devam etmesini, üretiminin sürdürülebilirliği açısından 2014 yılı alan bazlı desteklerinin erken ödenmesini talep etti. Bakan Eker; Bakanlık olarak kararımız uygulamanın devamı yönünde Eker, fındıkta alan bazlı destek uygulamasının devam edeceğini, Bakanlık olarak görüş ve kararlarının bu yönde olduğunu bildirerek, ilgili bakanlarımızla görüşeceğiz. 2015 den sonra da alan bazlı desteğe devam edeceğiz dedi. Bayraktar, fındıkta alan bazlı desteği Birlik olarak çok önemsedikleri ve uzatılma kararının üreticilerin mağduriyetini gidereceğini bildirdi. Fındığın üretici açısından olduğu kadar, istihdam ve döviz girdisi dolayısıyla ülke açısından da büyük önemi bulunduğunu belirten Bayraktar, fındıkta 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarında dekar alana 150 lira olarak uygulanan alan bazlı desteğin, 2013 yılında 160, 2014 yılında 170 liraya çıkarıldığını vurguladı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici enflasyonunun Ekim ayında tarımda üretici enflasyonuna 15 kat fark attığını bildirerek, Tarımda üretici fiyatları, Ekim de sadece yüzde 0,18 arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerde tüketici fiyatlarının yüzde 2,65 arttığı Ekim ayında tarım, orman ve balıkçılıkta üretici fiyatlarındaki artışın yüzde 0,18 de kalması, üreticinin fiyat artırmadığını, enflasyonun sorumlusu olarak görülemeyeceğini ortaya koyuyor dedi. Bayraktar yaptığı açıklamada, Ekim ayında tarımın genelinde üretici fiyatlarının (ÜFE) yüzde 0,18, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 0,48 arttığını, ormancılık ürünlerinde yüzde 3,11, balıkçılıkta yüzde 8 gerilediğini bildirdi. Çiftçinin enflasyonun sorumlusu olmadığına dikkati çeken Bayraktar, Haziran da yüzde 0,18, Temmuz da yüzde 0,73, Ağustos ta yüzde 0,55 gerileyen tarımda üretici fiyatları, Eylül de yüzde 2,29, Ekim de yüzde 0,18 arttı. Gıda ve alkolsüz içeceklerde fiyatlar, Haziran ayında yüzde 0,36, Temmuz ayında yüzde 0,30, Ağustos ayında yüzde 0,89, Eylül de yüzde 0,31, Ekim ayında ise yüzde 2,65 artmıştı dedi. Yıllık rakamlarda da üretici enflasyonu, tüketiciden düşük Üretici fiyatlarının, Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde tarımın genelinde yüzde 11,57, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,48 arttığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde, tarım ve avcılık ürünlerinde yüzde 11,61, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 10,48, ormancılık ürünlerinde 28,87, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 20,18 artış oldu. Balıkçılıkta Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde fiyatlar yüzde 6,63, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 0,03 geriledi. Gıda ve alkolsüz içeceklerde, Ekim ayında tüketici enflasyonu yüzde 2,65, Ekim itibarıyla son bir yıllık enflasyon yüzde 12,56, on iki aylık ortalamalara göre enflasyon ise yüzde 12 olmuştu. Tüketici fiyatları ise Ekim ayında yüzde 1,90, Ekim ayı itibarıyla son bir yıllık dönemde yüzde 8,96, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 8,65 artmıştı. Makas açılıyor Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasının açıldığını bildiren Bayraktar, bu konuda ciddi bir çalışma yapılması lazım. Bu çalışmanın Türkiye Ziraat Odaları Birliği nin de (TZOB) içinde bulunduğu bir kurul marifetiyle yapılması gerekir. Yüzde 400 leri geçen farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki farktan mağdur olan üretici ve tüketicidir. Üretici de tüketici de mağdur. Ekim ayında üretici enflasyonu ile tüketici enflasyonu arasında 14,7 kat, 15 kata yakın bir fark oluşuyorsa bunun başka bir açıklaması olamaz. İster son bir yıllık, ister on iki aylık ortalamalara bakılsın, mağdur olan biziz. Enflasyonun sebebi kesinlikle üretici değil. Üreticide fiyatlar artmıyor dedi. 32 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 33

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Yağışlar Üreticimizin Yüzünü Güldürdü Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ekilişlerin yapıldığı Eylül ve Ekim aylarında yağışların iyi geçtiğini, 2013-2014 üretim sezonunda kuraklıktan büyük zarar gören çiftçiyi sevindirdiğini bildirerek, yağışlar normalin, Eylül ayında yüzde 170, Ekim ayında yüzde 20 üzerinde gerçekleşti. Sadece Karadeniz Bölgemizde 2014 Ekim ayı yağışları, geçen yılın ve normalin altında kaldı dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre, ülke çapında Eylül ve Ekim ayıyağışlarının genel olarak normalinden ve geçen yıl yağışından fazla olduğunu belirtti. Eylül ayı yağış ortalaması 73,9 milimetre (mm), normalinin 27,4 mm ve 2013 Eylül ayı yağış ortalamasının ise 29,2 mm olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları Bayraktar: "Yağışlar normalin, Eylül ayında % 170, Ekim ayında % 20 kaydetti: Yağışlarda normaline göre yüzde 169,7, geçen yıl Eylül ayı yağışına göre yüzde 153,1 den fazla artış gözlendi. Geçen yıl Eylül ayı yağışlarının yetersiz olduğu tüm bölgelerimizde yağışlar arttı. Yağış miktarı yüzde 30 artan Karadeniz Bölgesi hariç, diğer bölgelerde geçen yıla göre artış yüzde 100 ün üzerinde gerçekleşti. En fazla artış son iki yıldır kuraklığın devam ettiği Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde meydana geldi.bölgede Eylül ayı yağış miktarındaki artış, normalin 7,7, 2013 Eylül ayının 53,8 katını buldu. Eylül ayı yağışları Karadeniz Bölgesi nde 131,0 mm, Marmara Bölgesinde 112,1 mm, Akdeniz Bölgesinde 71,9 mm, İç Anadolu Bölgesinde 66,2 mm, Ege Bölgesinde 48,4 mm, Doğu Anadolu Bölgesinde 42,0 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde 26,9 mm olarak gerçekleşti. Bu rakam geçen yıl Eylül ayında Karadeniz Bölgesi nde 100,8, Marmara Bölgesinde 16,8 mm, Akdeniz Bölgesinde 35,9 mm, İç Anadolu Bölgesinde 9,6 mm, Ege Bölgesinde 6,2 mm, Doğu Anadolu Bölgesinde 15,3 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde sadece 0,5 mm olmuştu. Ekim yağışları Ekim ayı yağış ortalamasının 71,7 mm, normalinin59,6 mm ve 2013 Ekim ayı yağış ortalaması ise 62,0 mm olduğunu, yağışlarda normaline göre yüzde 20,3, geçen yıl Ekim ayı yağışına göre ise yüzde 15,6 artış gözlendiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti: Geçen yıl normalleri civarında olan ekim ayı yağışları, bu yıl daha fazla gerçekleşti. Ekim ayı yağışları, Karadeniz Bölgesi nde geçen yıla ve normaline göre az oldu. Ege Bölgesi nde Ekim yağışları, normalin üzerinde olmakla beraber geçen yılın altında kalırken, diğer bölgelerin tamamında artış meydana geldi. Yağışlar Ekim ayında, Karadeniz Bölgesi nde 79,3 mm, Marmara Bölgesi nde 89,8 mm, Akdeniz Bölgesi nde 103,0 mm, İç Anadolu Bölgesi nde 49,6 mm, Ege Bölgesi nde 62,1 mm, Doğu Anadolu Bölgesi nde 58,8 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde 50,2 mm oldu. Geçen yılı Ekim ayında yağışlar, Karadeniz Bölgesi nde 132,6 mm, Marmara Bölgesi nde 87,9 mm, Akdeniz Bölgesi nde 62,2 mm, İç Anadolu Bölgesi nde 27,3 mm, Ege Bölgesi nde 82,3 mm, Doğu Anadolu Bölgesi nde 19,7 mm, Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde 5,6 mmdüzeyinde gerçekleşmişti. Kışlık hububat, kırmızı mercimek, kanola, bazı yem bitkileri ekiliyor 2014-2015 yılı tarımsal üretim ve pazarlama döneminin Ekim ayı itibariyle başladığını,bu tarihten itibaren başta kışlık hububat olmak üzere, kırmızı mercimek, kanola ve bazı yem bitkileri ekilişlerininyapılmaya başlandığına ve devam ettiğine dikkat çeken Bayraktar, şunları kaydetti: Ekiliş yapılabilmesi için ülke genelinde yeterli toprak nemini sağlayacak yağışların olması iyi oldu. Eylül ve Ekim aylarında bazı il ve ilçelerimizde gerçekleşen aşırı yağışlar, hasat döneminde olan bazı ürünlere zarar verdi ama ekilişleri etkilemedi. Eylül ve Ekim ayı yağışlarıyla iyi bir başlangıç yapılan bu tarım yılının, çiftçilerimizin bol kazanç sağladığı, kaliteli ve yüksek rekolteli ürünlerin yetiştirildiği bir yıl olarak tamamlanmasını temenni ediyoruz. üzerinde gerçekleşti." 34 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 35

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "2013-2014 üretim sezonunda çiftçimiz doğal afetlerden çok zarar gördü. Zamanında sigortasını yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013-2014 üretim sezonunda çiftçinin doğal afetlerden çok zarar gördüğünü bildirerek, zamanında sigortasını yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu. Yaşanan doğal afetler sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Geçen üretim sezonundan ders çıkarılmalı, sigorta poliçe yaptırma süreleri konusunda üreticimiz uyarılmalı, süreler geçirilmemeli dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımsal üretimdeki üreticilerin gelirlerinde istikrarın sağlanmasının, ülkelerin en temel tarım politikası olması gerektiğini, üretici gelirlerinde meydana gelebilecek özellikle ani düşüşlerin, ülkelerin makro ekonomik dengelerini de etkileyecek sonuçlara yol açtığını belirtti. Türkiye de son yıllarda iklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, su baskını, dolu, don, hortum, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin daha fazla yaşandığını, tarım ürünlerini daha fazla etkilediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Üreticiler her yıl ekim döneminin başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlarla, ürünlerin gelişme döneminde oluşan don, dolu, kuraklık ve benzeri hadiselerle karşı karşıya kalmaktadır. Çiftçimizin karşılaştıkları riskler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi ve risklere karşı çözüm üretilebilmesi için, ülkemize uygun devlet destekli 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu, 21 Haziran 2005 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. İlk olarak 2006 yılı Haziran ayında başlanan kanun uygulamaları, halen devam etmektedir. Tarım sigortalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, üreticileri tarım sigortaları hakkında bilgilendirmek, halkla ilişkiler ve tanıtım kampanyalarını yürütme görevleri kanunla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile TARSİM e verilmiştir. Bu kapsamda TARSİM ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile ortaklara her yıl yoğun şekilde eğitim faaliyetlerini devam ettirmekte, basılı ve görüntülü medya aracılığıyla tarım sigortaları tanıtılmaktadır. Ayrıca, Birlik olarak biz de ilgili kanun, yönetmelikler ve her yıl yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararını Odalarımıza göndererek Odalarımız aracılığıyla çiftçilerin bilgilendirilmesi sağlıyoruz. Üreticilerle gerçekleştirilen görüşmelerden ve yaptığımız anketlerden anlaşıldığı üzere halen çiftçilerimiz, devlet destekli tarım sigortası uygulamasını genel anlamda bilmekteler ama teknik ayrıntı konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. Bu nedenle sigorta konusunda çekimser davranıyorlar. Sigorta yaptıranlar tazminatlarını alarak afetin etkilerini azalttı Son yıllarda arka arkaya yaşanan don, dolu, sel, fırtına gibi afetlerden sonra üreticilerde sigorta yaptırma isteği artış gösterdiğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Geçen üretim sezonundan ders çıkarılmalı, sigorta poliçe yaptırma süreleri konusunda üreticimiz uyarılmalı, süreler geçirilmemeli." Ülkemizde tarım sigortası uygulaması 8 yıldır devam ediyor. Tarım sigortası uygulaması; Bitkisel Ürün Sigortası, Sera Sigortası, Büyükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Küçükbaş Hayvan Hayat Sigortası, Kümes Hayvanları Hayat Sigortası, Su Ürünleri Hayat Sigortası, Arıcılık (Arılı Kovan) Hayat Sigortası branşlarında yapılıyor. Bu yıl ülkemizde yaşanan kuraklık, don dolu, aşırı yağış, sel gibi doğal afetler tarım alanlarımızda büyük zararlara neden oldu. 29-30 Mart 2014 tarihlerinde eksi 10 derecelere düşen sıcaklıklardan meyve türlerinin hemen tamamında büyük zararlar meydana geldi. Ürünlerini sigorta yaptıran üreticilerimiz tazminatlarını alarak afetin etkilerini azaltırken, sigorta yaptıramayan üreticiler zor durumda kaldılar. 2013-2014 üretim yılında yaşanan doğal afetler sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Yapılan açıklamalara göre, Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi çerçevesinde ülke genelinde poliçe sayısının 4,4 milyon adedi geçti. Yaklaşık 72 milyon dekar alan ve 3 milyon adedin üzerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanın sigortalanıyor. 2014 yılı sonuna kadar üreticilere yapılacak olan hasar ödemesinin 1,6 milyar lirayı geçeceği ifade ediliyor. Artışa rağmen sigorta yaptırmanın henüz yeterli düzeyde olduğu söylenemez. Sigortalılık oranları hala çok düşüktür. Ziraat Odaları Birliği olarak üreticilerimizi her yıl tarım sigortası yaptırılması konusunda uyarıyoruz ve gerekliliğini ifade ediyoruz. Sigortada istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri Tarım sigortalarındaki sıkıntıların giderilmesi, çiftçi için sigorta yaptırmanın daha cazip hale getirilmesi, kuraklığın ve tarla ürünlerinde don riskinin sigorta kapsamına alınması gerektiğini ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti: Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, tarımsal üretimde çiftçilerimizi mağdur eden kuraklık, tarla ürünlerinde don gibi risklerin kapsamda olmaması birinci sırada gelmektedir. Bu konuda yapılmakta olan çalışmalar bir an önce tamamlanmalı, ülke genelini etkileyen kuraklık ve tarla ürünlerinde don riski kapsama alınmalıdır. Yine, bağcılıkta doğal afetlerden zarar gören yapraklar, tarım sigortası kapsamında değerlendirilmemektedir. Bağcılıkta meyvenin yanı sıra, asma yaprakları da salamura olarak değerlendirilmekte, üretici tarafından gelir elde edilmektedir. Bu amaçla asma yapraklarının da sigorta kapsamına alınması bağlamında halen sürdürülen çalışmalarının da bir an önce sonuçlandırılması sağlanmalıdır. Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının diğer nedenleri arasında; Hayvancılıkta kapsamdaki hastalıkların yeterli olmaması, Yüzde 50 prim desteğine rağmen bazı ürünlerde sigorta bedellerinin yüksek olması, Eksperlerin raporlarına yeterince güven duyulmaması, Muafiyet ve müşterek sigorta oranlarının yüksekliği, gibi hususlar yer almaktadır. Bu nedenle; Tarım sigortasında prim bedelleri düşürülmeli, Hayvancılıkta kapsamdaki hastalık sayısı artırılmalı, Muafiyet ve müşterek sigorta oranları yeniden belirlenmeli, Üreticilerde sigorta bilincini artırmaya yönelik çalışmalara daha fazla ağırlık verilmeli, Eksperlerin çalışmasının gözden geçirilmesi sağlanmalıdır. 36 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 37

TZOB DİYOR Kİ! TZOB DİYOR Kİ! Tarım kadınlarda işsizliği rekor seviyede TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla rekor bir seviyede düşürdü ve yüzde 18,2 den yüzde 12,7 ye indirdi." Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında 3 milyon 54 bin erkek, 2 milyon 761 bin kadının tarımda istihdam edildiğini, Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla rekor bir seviyede düşürdü ve yüzde 18,2 den yüzde 12,7 ye indirdi. Ağustos ta tarım genel işsizliği 2,2 puan gerileterek yüzde 12,3 den yüzde 10,1 e dedi. düşürdü Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın işsizliği erkeklerde 1,3 puan düşürerek yüzde 10,2 den yüzde 8,9 indirdiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart ayında 1,9, Nisan da 1,8, Mayıs ta 1,9, Haziran da 2, Temmuz da ise 2,2 puan azalttığını hatırlattı. Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında tarımda çalışan sayısının, Temmuz ayına göre 99 bin kişi azalarak 5 milyon 914 bin kişiden 5 milyon 815 bin kişiye indiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğunlaştığını hasadın ardından azalmaya başladığını, Ocak-Şubat aylarında en düşük düzeye indiğini vurguladı. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 26 milyon 313 bin olan istihdam edilenlerin 13 milyon 277 bininin hizmetler, 5 milyon 257 bininin sanayi, 1 milyon 964 bininin inşaat, 5 milyon 815 bininin ise tarımda çalıştığını vurguladı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Mart ayında tarımın istihdamda yüzde 20,8 olan payının, Nisan ayında yüzde 21,3 e, Mayıs ta yüzde 21,9 a, Haziran da yüzde 22,3, Temmuz da yüzde 22,4 e çıktığını, Ağustos ayında yüzde 22,1 e indiğini bildirdi. Ağustos ayında sanayinin toplam istihdamdaki payının yüzde 20, inşaatın yüzde 7,5, hizmetlerin yüzde 50,5 olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Sıkıntılara rağmen tarım 5 milyon 815 bin kişiye istihdam sağlarken, bu rakam sanayide 5 milyon 257 binde kalıyor. Tarımda, sanayiden 558 bin kişilik daha fazla istihdam var. Teknolojik gelişmeyle birlikte tarımdaki istihdam önümüzdeki yıllarda azalacak. Bu nüfus, kırsalda korunmalı. Kırla kent arasındaki ekonomik, sosyal gelişmişlik farkları giderilmeli. Kırsal kalkınma sağlanmalı. Yeni iş sahaları açılmalı. Kırsaldaki insanlar meslek sahibi yapılmalı. 4-5 milyon insanın kentlere göç etmesi şehirlerde büyük sorunlara neden olur. Bu kadar insana kentlerde kısa zamanda, iş, aş, hizmet sağlamak, onlara altyapı hizmeti, okul, hastane götürmek mümkün değil. Kentlerde iş bulamayan, tarımda çalışma imkanı olmayan bu insanlar, kentlerde inşaatlarda, kırsalda madenlerde vasıfsız eleman olarak, çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalıyor. Bunun sıkıntılarını da tüm ülke çekiyor. Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puan düşürdü Tarımın ülke ekonomisine ihracatta, üretimde, istihdamda büyük katkı sağladığını bildiren Bayraktar, Ağustos ayında tarım, toplamda işsizliği 2,2 puan azaltarak yüzde 10,1 e çekti. Tarım erkeklerde işsizliği yüzde 10,2 den yüzde 8,9 e, kadınlarda ise yüzde 18,2 dan 12,7 ye çekti. Tarım, erkeklerde işsizliği 1,3, kadınlarda 5,5 puan düşürdü dedi. Bayraktar, Ağustos ayında tarımın 3 milyon 54 bin erkek, 2 milyon 761 bin kadına iş ve aş yarattığını, çalışan erkeklerin yüzde 16,5 inin, çalışan kadınların yüzde 35,4 ünün, üçte birden fazlasının tarımda çalıştığını vurguladı. Şemsi Bayraktar, 5 milyon 815 bin istihdamın 46 bininin işveren, 649 bininin ücretli ve yevmiyeli, 2 milyon 201 bininin kendi hesabına çalışan, 2 milyon 920 bininin ise ücretsiz aile işçisi konumunda bulunduğunu bildirdi. 38 TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI TZOB ÇİFTÇİVEKÖYDÜNYASI 39