MUCİZEVİ BİR KAHRAMAN! DOÇ. DR. HALİL COŞKUN Hayat tüm yan etkilerine rağmen harika olaylara gebe. Mucizevi kahramanlar kol gezerken buna şaşmamak lazım, öyle değil mi? Hayat Yaşanmaya değer, tüm yan etkilerine rağmen üstelik. Ona sıkı sıkı tutunmak, sevmek ve doyasıya tadına varmak lazım. Bu bazen imkânsız gibi görünse de. Mesela ben! Şu son 10 gündür pişmiş tavuktan beter oldum. Yeminle, gıdaklayacak halim kalmadı. Ne dolandırıldığımız kaldı, ne sınavımız ne de beni hayal kırıklığına uğratan dostluklar. Ama dimdik ayaktayım, yaşıyorum ve mucizelere inanıyorum. Bu o kadar müthiş bir tespit ki! Asla mümkün olmayacakmış gibi görünen olaylar bir de bakmışsınız ki vuku bulmuş Şahane valla, yeter ki başınızı kuma gömmeyin, araştırın ve yapmanız gerekenlerin hakkını verin Dostum, güzel kadın Nalan Linda Fraim gereğini yapanlardan O şu anda 46 kg vermiş olmanın hafifliğini yaşıyor. Linda cığımız için şu anda yeryüzü de gökyüzü de aynı, tozpembe. Varsın sefası olsun. Ben onun başarısı ile gurur duyuyorum. Ne dedik az evvel mucizeler var! Peki ya onu gerçek kılan kahramanlar? Onlar da var elbette. Üstelik iyi ki de varlar. Müthiş bir bilim adamından söz edelim bugün, ne dersiniz? O sadece Linda nın değil yüzlerce hastasının meşalesi. Sizlere Doç. Dr. Halil Coşkun u takdimimdir. Ben sordum hocamız sizler için yanıtladı. Şanslı günümüzdeyiz. Ö.O.Hocam şifa ve mutluluk dağıtıyorsunuz etrafınıza. Bu müthiş bir mesleki coşku ve haz yaşatıyordur size. Ama hekimlik çok zor ve meşakkatli bir yola girmek demek. Kolay bir karar değil. Siz doktor olmayı nasıl seçtiniz?
H.C. Böyle görmenize sevindim, haklısınız da. Bilirsiniz, çocukların büyük bir bölümü doktor olmak ister. Bende de bu mesleği seçme arzusu daha ilkokul yıllarından beri vardı. Aslında ailemde doktor yoktu, sadece en küçük dayım eczacıydı. Belki beni bu da cezp etmiş olabilir, bilemiyorum. Öğrencilik yıllarım da başarılı geçtiği için 1987 yılında girdiğim üniversite sınavında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi kazanarak bu mesleğe adım atmış oldum. Ö.O.Peki ya genel cerrahiyi ve size asıl sormak istediğim binlerce sorunun kaynağı obezite cerrahisini nasıl seçtiniz? H.C.Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra Genel Cerrahi ihtisasımı İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesinde ( Çapa Tıpta) tamamladım. 1997 yılında ise ülkemizde henüz yeni yeni yapılmaya başlanan Obezite Cerrahisi ile tanıştım. Konuya o kadar ilgi duydum ki Mide Kelepçesi üzerine Türkiye deki ilk genel cerrahi tezini yaptım 1999 yılında. Sonrası zaten çorap söküğü gibi geldi. Artan obezite oranları ve obezite cerrahisi sayısındaki dünyada bazındaki artış ameliyat sayılarımı hızlıca artırdı. Ö.O. Sonra yanılmıyorsam yurtdışı serüveniniz başladı ve bugünlere geldiniz H.C. Evet Özlem hanım aynen dediğiniz gibi oldu. 2004 ve 2007 yılları arasında ABD de Cleveland Clinic Foundation Bariatrik Surgery Department daki eğitim sürecimi tamamladım.2010 yılında ise diyabet cerrahisindeki gelişmeler üzerine bu alan için 2011 de ABD de Cornell Medical School Diabetes Surgery Deparmentta konu hakkındaki çalışmalarıma devam ettim. Bugün için özellikle bu alanda çalışmalar ve ameliyatlar yapıyorum. Ö.O. Mesleki anlamda ne kadar etkileyici bir serüven sizinki. Kendinize ise yapmış olduğunuz ne müthiş bir bilimsel yatırım! İnanılır gibi değil gerçekten de. O halde esas can alıcı konunun ve okurlarımızın da sabırsızlıkla beklediği obezite konusuna gelelim mi?
H.C. Çok teşekkür ediyorum, tespitleriniz ilginç doğrusu. Elbette siz sorun ki ben de değerli okurlarınıza cevap vermiş olayım. Bu nedenle bir araya geldik zaten. Ö.O. Hocam açık ve net o halde. Obezite nedir? H.C. Vücutta fazla miktarda yağ depolanmasını şişmanlık olarak ifade ediyoruz. Obezite kavramının daha net olarak anlaşılabilmesi için Vücut Kitle İndeksi (VKİ) nin bilinmesi gerekmektedir. VKİ kişinin ağırlığının (kg) boyunun (metre) karesine bölünmesiyle elde edilmektedir. Normal değeri 18-25 kg/m2 dir. Ö.O. Hmmmmmmmm o zaman şişman kimdir, obez kimdir? Çoğunlukla kendimizi dev aynasında görürüz ya H.C. Özlem hanım bu noktada kişinin kendini nasıl gördüğü değil, bilimsel veriler önemlidir. Şöyle ki; VKİ=18-25 kg/m2 NORMAL VKİ=25-30 FAZLA KİLOLU (ŞİŞMAN) VKİ=30-40 kg/m2 OBEZ VKİ=40-50 kg/m2 MORBİD OBEZ VKİ=50 ve üzeri SÜPER MORBİD OBEZ olarak tanımlanmaktadır. Ö.O. Bu kadar net yani? H.Ç. Evet aynen öyle. Biz hekimler bilimsel veriler doğrultusunda hareket ediyoruz. Ö.O. Aklımdan geçen sorular peş peşe geliyor hocam, hazır olun. Obezite ameliyatları tam olarak nedir, kaç çeşidi vardır? Ameliyatta hastaya ne gibi uygulamalar yapılır? H.Ç. Sorun ki ben de cevap vereyim. Obezite ameliyatları mide ve ince barsak sistemi üzerine yapılan cerrahi girişimlerdir. Mide hacmi küçültülmekte veya ince barsak belli oranda devre
dışı bırakılarak hastaların daha az yemek yemeleri ve/veya yenilen kalorili gıdaların emilimleri engellenerek kilo kaybı sağlanması hedeflenmektedir. Biz ameliyatları üç gruba ayırıyoruz: 1- Mide hacmini küçültücü ameliyatlar 2- Emilimi engelleyici ameliyatlar 3- Kombine (hem hacim küçültücü hem emilimi engelleyici) ameliyatlar Ö.O. Demek sonraki mucizevi sonuçların temelinde bu yatıyor. O kadar ilgimi çekiyor ki bu konu inanın şu anda yarı transta gibiyim. Hocam sorabilir miyim peki, bu ameliyatlara kim adaydır? Diyet yapamıyorum hooopppppppp ameliyat diyerek karşınıza gelmek yeterli midir? H.Ç. Ben buna yine bilimsel verileri temel alarak yanıtlayacağım müsaade ederseniz. Elbette bu çocuk oyuncağı ve afaki değerlendirmelerle alınacak bir karar değil. Obezite ameliyatı seçim kriterlerimizi ben şöyle sıralayım sizler için; 1- VKİ 40 kg/m2 den büyük hastalar 2- VKİ 35-40 kg/m2 arasında olup yandaş hastalıkları bulunan kişiler (Tip2 diyabet, hipertansiyon, uygu apne hastalığı vd) 3- En az 3 yıldır obezitesinin bulunanlar 4- Kronik alkol ve ilaç bağımlısı olunmaması 5- Kabul edilebilir anestezi riskinin bulunması şarttır. Yaş kriterini de belirtelim isterseniz. 18-65 yaş arası hastalar idealdir. Ancak deneyimli merkezlerde daha genç ve yaşlılarda da uygulama yapılabilmektedir. Ö.O. Peki ya çocuklar, onlara da söz konusu ameliyatlar
uygulanabilir mi? H.C. Çocuklardan daha ziyade ergenlerde obezite cerrahisi artan obezite eğilimi sıklığı nedeniyle gündeme geliyor ve bu konuda seçilmiş olgularda ameliyatlar deneyimli merkezlerde yapılıyor. Ö.O. Diyelim ki ben ameliyat için gerekli gördüğünüz tüm kriterleri taşıyorum, peki o zaman ameliyat öncesinde yaptırmam gereken tetkikler hangileridir? H.C. Hemen söylüyorum. Genel kan tetkikleri, Üst Gastrointestinal Sistem Endoskopisi, Üst Batın Ultrasonografisi, Gerekli vakalarda Göğüs Hastalıkları, Endokrinoloji ve Kardiyoloji konsültasyonları, Anestezi konsültasyonu ve onayı Ö.O. Ameliyat oldum peki ya sonrası? Hastayı nasıl bir süreç bekler hocam? H.C. Obezite ameliyatları laparoskopik yapılan cerrahi girişimlerdir, Özlem hanım. Ameliyattan 1 gün sonra hasta ayağa kalkarak rahatlıkla hareket edebilir. Ameliyatın sonrasındaki ilk saatlerde bir miktar ağrı şikâyeti olmakla birlikte zaman içerisinde geçer. Hastanedeki yatış süresi 3 gün olup sonrasında kontrol filmleri çekilen hastalar taburcu olurlar. Ö.O. Hastanın ameliyat sonrası uygulaması gereken herhangi bir diyet var mı? Nasıl bir sürece giriliyor? Tüm hastalarınıza aynı beslenme planını mı uyguluyorsunuz? H.C. Ameliyattan sonraki beslenme planı hastanın ameliyat tipine göre değişim göstermekle birlikte temelde benzer yapılar gösteriyor. Genellikle ilk 2 hafta sıvı diyet sonraki 2 hafta püreli diyet alması öneriliyor. Zaten birinci aydan sonra yavaş yavaş normal katı gıdalara geçiş sağlanıyor. Ameliyat sonrası dönemde dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli nokta gene ameliyat tipine göre dozajları değişmekle
birlikte vitamin ve mineral takviyesinin yapılması, buna da ayrıca dikkat çekmek isterim. Ö.O. Hayatın yan etkilerinden söz ederek girdim konuya aklıma geldi o bağlamda. Ameliyatın komplikasyonları var mı hocam? Bu konuda okurlarımızı aydınlatmak endişelerini de ortadan kaldıracaktır diye düşünüyorum. H.C.Tüm ameliyatlarda belli bir oranda komplikasyonları olabiliyor elbette. Komplikasyonlar yapılan ameliyat tipine göre değişim gösteriyor diyebiliriz. Genel olarak bu oran %0.1-0.8 arasında ki bunlar kanama, kaçak, emboli, enfeksiyon olarak sıralanabilir. Ö.O. Babam bir hekim olarak tıpta asla %100 yoktur der Ameliyat sonrası hastanın verdiği kiloları geri alma riski var mıdır? H.C. Obezite ameliyatlarındaki kilo verme periyodu 12-18 ay boyunca devam eder. Ameliyat tipine göre değişim göstermekle birlikte ortalama fazla kilo kaybı yüzdesi %50-80 arasında değişim gösteriyor. Obezite ameliyatları birer sihirli değnek değildir, kuvvetli bir ARAÇTIR sadece. Ameliyattan sonraki ilerleyen yıllarda (genel olarak 2-3. yıldan sonra) kişi beslenme düzenine dikkat etmezse %5-20 arasında değişen oranda geri kilo alımı yaşayabiliyor. Ö.O. Peki ya kelepçe ameliyatları? Onlar hakkındaki fikirlerinizi de merak ediyorum Geçtiğimiz yıllarda özellikle ünlülerin bu tür ameliyatlara çok rağbet ettiğini anımsıyorum H.C. Kelepçe ameliyatı 5-6 yıl önce dünyada ve ülkemizde yaygın olarak yapılıyordu. Ancak bugün için bu ameliyat oranları son derece azaldı. Kelepçeye bağlı komplikasyon oranları ve uzun dönemde bazı problemler yaratmış olması bunun temel nedeni olduğunu söyleyebilirim. Ö.O. Son olarak işin psikolojik boyutunu merak ediyorum Halil hocam Kilo verme sürecinde hekim hasta ilişkisi ne kadar
önemli? H.C. Çok önemli Özlem hanım Hasta ameliyat sonrası dönemde hekim kontrollerine ne kadar düzenli gelirse süreçle ilgili farkındalık o kadar yüksek olur ve buda kilo kaybının daha iyi olmasına neden olur. Ayrıca beslenme planı daha yakın takip edilerek olası vitamin ve mineral eksiklikleri erkenden fark edilerek gerekli takviyeler yapılabilir. Ö.O. Harika ve çok da aydınlatıcı bir söyleşi oldu hocam. Bana ve okularımıza vakit ayırmanız çok değerli inanın. Çalışmalarınızda sonsuz başarılar diliyorum. H.C. Özlem hanım ben de sizlere bilimsel gelişmelere gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ederim Gerçekten çok şanslı bir yazarım ben. Ne müthiş sohbetler nasip oluyor bana. Ne denir ki Allah değerli hekimlerimize güç kuvvet versin ve deeeeeeeeeeeee başımızdan asla eksik etmesin. OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA TAKİP VİZİTLERİNİN ÖNEMİ Takip randevularınızın tümüne gelmek neden bu kadar önemlidir? Çünkü; Kilo kaybınızın yeterliliğini izleyecek ve hedefe ulaşıp ulaşmadığını kontrol edeceğiz. Besin ve sıvı alımınızın uygun ve yerinde olup olmadığını belirleyeceğiz. Kanınızı vitamin ve mineral düzeyleri açısından kontrol
ederek vitamin ve mineral durumunuzu saptayacağız. Takviye, vitamin, mineral ve/veya protein alımınızın uygunluğu konusunda tavsiyelerde bulunacağız. Mevcut beslenme durumunuzun genel bir değerlendirmesini yapacağız. Zayıflama hedefinize başarılı bir şekilde ulaşmanız ya da bunu sürdürmeniz için diyet, egzersiz veya davranışlarda herhangi bir değişikliğe gereksiniminiz olup olmadığını bulacağız 10 temel adımda kilo kaybını Düzene Oturtmak 1. Her gün 10 dakika egzersiz yapın. Bu rutine bağlı kalırsanız egzersiz alışkanlığı kazanmanıza yardımcı olacaktır. Yoğunluğunu artırmak ise zamanla olacaktır. 2. Her gün kahvaltı yapmıyorsanız, hemen yapmaya başlayın. Bu, günün kalanı için zemin hazırlayacak ve geceleri aşırı yemenizi önleyecektir. 3. Buzdolabındaki, şeker kavanozlarındaki ve tezgahlardaki istenmeyen tetikleyici gıdalar dan kurtulun. Bu gıdalara karşı istek duymamak sizi doğru yerden başlatabilir. 4. Özel kalori, protein ve karbonhidrat hedefi olan yemek tarifleri bulun. Örneğin öğün başına beslenme değeri 200-300 kalori, 20 gram protein ve 15 gram karbonhidrat olan yemekler araştırın. Bunu yapmak besin değeriyle ilgili etiketlerle ilgilenmenizi ve yediğiniz gıdaların daha fazla farkında olmanızı sağlayacaktır. 5. Yeni, sağlıklı besinler için alışverişe çıkın. Yeni bir yiyeceği denemenin heyecanını duymak, sağlıklı gıdalar almaya devam etmek üzere sizi motive edebilir. 6. Ağzınıza koyduğunuz her bir lokma yemek ya da her bir damla sıvı hakkında daha bilinçli olmaya başlayın. Evet, sade kahve, şekersiz tatlılar, turşu ve bazı şekersiz tadlandırılmış sularda da kalori bulunur. Unutmayın, hergün fazladan alacağınız yalnızca 50 kalori, yılda yaklaşık 3,5 kg almanıza neden olur.
7. Yemek pişirirken tadına bakmayı bırakın. Yemeklerinizin tadına bakmaya çalışırken düşündüğünüzden daha fazla kalori alabilirsiniz. Basit bir yemek kaşığı pirinç pilavında fazla kalori bulunmayacağını düşünüyorsanız, bir kez daha düşünün! İçinde 25 kalori bulunur. 8. Motivasyon artırıcı bir kitap satın alın. Sizin için heyecan verici olan bir konu üzerine okumak yalnızca rayına oturtma konusunda sizi motive etmekle kalmayacak, aynı zamanda dikkatsiz bir şekilde yemekten alıkoyacak şekilde kafanızı da meşgul edecektir. 9. Yeni bir eşofman takımı alın. Egzersiz yapma konusunda iyi hissetmenizi ve egzersiz yaparken iyi görünmenizi sağlayacak, size egzersiz yapmayı hatırlatacaktır. Egzersiz için yeni bir kıyafete para yatırdığınızı bilmek size gerçekten de egzersiz yapmayı hatırlatacaktır. 10. Kilo vermeyi düzene oturtma yı kendinize bu yıl için Yeni Yıl Kararı yapın. Kilo verme hedefleriniz spesifik olsun, örneğin; 2016 yılı içinde egzersizle kilo vereceğinizi söylemek yerine, gelecek üç ay içinde haftada 3 kez 30 dakika bisiklet sürmek ve haftada 3 kez 30 dakika yürüyüş yapmakla 9 kilo vereceğinizi söylemek daha iyidir. Bu şekilde kilo verme hedefiniz için spesifik ve gerçekçi hedefler ve bunları gerçekleştirmek için görevler belirlemiş olursunuz. Doç. Dr. Halil Coşkun OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASINDA
VÜCUTTA GÖRÜLEN MORARMA VE KIZARMA Obezite ameliyatlarından sonra kilo kaybetmek bazı insanlar için zor bir süreç olabilir. Egzersize başlamak ve sağlıklı beslenmek günlük rutininiz için önemli değişikliklerdir. Bu değişikler bazen rahatsız edici hatta dikkat edilmezse acı verici hale gelebilir. Ancak vücudunuzdaki morarma veya kızarma (döküntü) gibi yaralanma semptomları kilo kaybınız için yanlış ya da eksik bir biçimde diyet yaptığınızı gösteriyor da olabilir. Kilo kaybı sürecinizde vücudunuzda morarmalar tespit ederseniz doktorunuza başvurmalısınız. Merriam-Webster sözlüğünde yer aldığı şekliyle Morarma : Küçük kan damarlarının çatlaması neticesinde deride renk değişikliğine neden olan yaralanma dır. Zaman zaman çürükler mavi, mor ya da siyah olabilir ve genellikle dokunulduğunda acı verirler. Bu acı genellikle vücudun etkilenen kısımlarında olmakla beraber kimi zaman da esas etkilenen alan dışında da oluşabilir. Çürükler yayılabilir ya da şiddetli olgularda boyutu büyüyebilir. Yetersiz Beslenme Bazı durumlarda diyetinizde yaptığınız değişiklik cildinizde (özellikle yağlı bölgelerde) morarmaya sebep olarak vücudunuzun travma yaşadığının habercisidir. Diğer bir deyişle; vitamin, mineral ve besin değeri düşük ve kalitesiz beslenmek, olması gerekenden çok daha hafif çarpma ve ufak travmalarda vücudunuzun çok daha büyük morarmalar ve çürükler geliştirmesine sebep olur. Vitamin bakımından zengin ve kaliteli beslenmek, B12 ve C vitaminini yeterince almak genellikle cildinizi güçlendirecek ve çürük gelişimi açısından sınırlandırmaya yardımcı olacaktır. Vücudunuzdaki B12 ve C vitamini alımını korumak ve dengelemek için B12: kırmızı ve
beyaz et, deniz mahsülleri, yumurta akı, C vitamini: biber, brokoli, kivi, portakal, limon gibi besinlerden alabilirsiniz. Bununla birlikte B12 ve C vitamini replasmanınıda ihmal etmemelisiniz. Yağlı dokuyu kaybetmek Kilo kaybı sırasında morarma için diğer bir potansiyel risk faktörü aslında vücut kitlesi ve yağ dokusu kaybetme gerçeği ile ilgilidir. Vücudunuzdaki yağlı dokunun azalmasıyla eskiden yastık görevi gören ve darbelerden sizi koruyan yağ tabakasının azalması sizi darbelere açık hale getirir. Diyetiniz nedeniyle incelme yaşayan bölgelerinizde morarmaçürükler farkederseniz yaralanma nedeninizi kesin belirlemek için günlük aktivitenizi izlemeniz gerekmektedir. Düşünceler Cildiniz için morarmanın kaynağı ve sebebi ne olursa olsun, tüm bu yaralanmalar hafife alınmamalıdır. Böyle bir durumda doktorunuz ile irtibata geçerek gerekli bilgilendirme ve tetkikler yapılarak sebebin ne olduğu tespit edilmeye çalışılmalıdır. Doç. Dr. Halil Coşkun GLOBAL OBEZİTE: EKONOMİK VE SİYASİ BAKIŞ AÇISI Son yıllarda yapılan çalışmalar obezitenin oldukça hızlı bir şekilde artış içerisinde olduğunu göstermektedir. Tüm dünyayı saran bu hastalığın sebeplerini ve tedavisi için neler yapılması gerekliliği konusundaki çalışmalar yoğun bir şekilde
devam etmektedir. Günümüzde dünyadaki obez oranının aç insan oranını geçmiş olması olayın ciddiyetinin nekadar önemli olduğunun bir göstergesidir. 2006 Ağustos-Eylül aylarında Sydney de yapılan (IFSO 2006) ve benimde bizzat katılmış olduğum, 12. Dünya Obezite Cerrahi Kongresinde oldukça önemli açıklamalar yapılmıştır. Dünya da obezitenin en büyük problemlerinin yaşandığı ülke olan ABD de 2005 yılında yapılan çalışmalar oldukça dikkat çekicidir. Bu çalışmalara göre ABD de obezite ve obeziteye bağlı yandaş hastalıklar için harcanan para 112 MİLYAR $ iken, buna karşılık obeziteye neden olduğu düşünülen sektörün (McDonalds, Burger King, Pizza Hut, Coca Cola, Pepsi Cola, Microsoft-MSN vd ) ülke ekonomisine kazandırdığı para 500 MİLYAR $ olarak tespit edilmiştir. Bu durum göstermektedir ki obezite ile verilecek olan savaşın oldukça zorlu yollardan geçmesi gerekeceğidir. Çünkü alınacak önlemler obeziteye sebep olan büyük şirketlerin yararına olmayacaktır. Oysa bu şirketler ABD ekonomisi için çok önemli olup, yüksek oranda gelir kaynağıdır. Kısır döngüdeki bu durum, obeziteyle ilgili bu savaşta nekadar aciz olduğumuzun bir göstergesidir. Bu günkü mevcut şartlarımızda obezitenin engellenmesi için insanlarda sağlıklı beslenmenin öğretilmesinin önemi büyüktür. Bunun için kalorisi düşük gıdaların tüketilmesi özendirilmeli ve günlük fiziksek aktivitenin artırılması gerekmektedir. Doç. Dr. Halil Coşkun