AYLIK BÜLTEN AĞUSTOS 2010. Yıl:4 Sayı:47



Benzer belgeler
Günlük Bülten 06 Ağustos 2013

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 06 Temmuz 2015, Sayı: 18. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Haziran 2011

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Aralık 2012

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

GÜVEN ENDEKSLERİ. Kaynak: TCMB & TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Ağustos 2009

Mayıs. Sanayi sektörünün. Reel Kesimin Beklentileri İyileşti Tüketici Güveni Haziran da Zayıfladı. Kapasite Kullanımı Güçlenmeyi Sürdürdü

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

GÜNE BAŞLARKEN 6 Nisan 2009

BAKANLAR KURULU SUNUMU

AYDIN TİCARET BORSASI

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM RAPORU

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Şubat 2012

HAFTALIK BÜLTEN 28 ARALIK OCAK 2016

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2012

AYDIN TİCARET BORSASI

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %7,88, TR21 Bölgesinde ise %7,85 olarak gerçekleşti

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

AYDIN TİCARET BORSASI

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

TÜFE de Türkiye geneli yıllık enflasyon %7,76 TR21 Bölgesinde ise %7,65 olarak gerçekleşti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Ocak 2007

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN COMMODITY EXCHANGE ARALIK 2013 TÜRKİYE NİN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ.

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

2015 MAYIS SANAYİ ÜRETİM ENDEKSİ 8 Temmuz 2015

GÜNE BAŞLARKEN 11 Ağustos 2009

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Günlük Bülten 17 Mart 2014

Haftalık Piyasa Beklentileri. 21 Nisan 2014

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 13 Şubat 2017, Sayı: 7. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mart 2013

Haftalık Piyasa Beklentileri. 10 Kasım 2014

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 5 Mart 2007

GÜNLÜK YATIRIM BÜLTENİ 22 Mart 2012

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

GÜNLÜK BÜLTEN. 31 Aralık Piyasa Verileri

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

GÜNE BAŞLARKEN 1 Haziran 2009

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Günlük Bülten 18 Eylül 2013

HAFTALIK BÜLTEN 03 AĞUSTOS AĞUSTOS 2015

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Şubat 2011

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 02 Nisan 2013

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME

GÜNE BAŞLARKEN 31 Ağustos 2009

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI BİRİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 12 Ocak 2015, Sayı: 02. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Bülten 01 Şubat 2013

MİLLİ GELİR VE BÜYÜME 3,5. Kaynak: TÜİK SANAYİ SEKTÖRÜ

AYDIN TİCARET BORSASI

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Transkript:

AYLIK BÜLTEN AĞUSTOS 2010 Yıl:4 Sayı:47

İÇİNDEKİLER BAKIŞ AÇISI.. 1 BAKIŞ AÇISI 1 AVRUPA VE ABD DE GERÇEKLEŞTİRİLEN STRES TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI 6 RAMAZAN DÖNEMİ HİSSE HAREKETLERİ 12 BANKACILIK SEKTÖRÜNDE SON 5 ÇEYREK 14 MAKRO EKONOMİ 18 ENFLASYON 18 SANAYİ ÜRETİMİ 20 GLOBAL PİYASALARDAKİ GERÇEKLEŞMELER 22 DÜNYA BORSALARININ 2010 YILI PERFORMANSI 22 ABD DOLARININ 2010 YILI PERFORMANSI 25 İMKB FİNANS SEKTÖRÜ GLOBAL KARŞILAŞTIRMA 27 GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER ve TÜRKİYE BANKACILIK SEKTÖRÜ 27 P/BV KARŞILAŞTIRMASI. GLOBAL FİNANS SEKTÖRÜ VE SEGMENTLERE GÖRE 28 F/K KARŞILAŞTIRMASI İMKB HİSSE SENETLERİ 29 ANADOLU EFES 29 ARÇELİK 30 COCA COLA İÇECEK 33 FORD OTOMOTİV 34 OTOKAR 36 PETROL OFİSİ 39 TÜRK TRAKTÖR 41 TEMMUZ AYI YABANCI İŞLEMLERİ 43

BAKIŞ AÇISI Film imizin adı Türkiye... Kısa bir flashback yapalım. Türkiye uzun bir süre küresel likiditenin yoğunlaştığı küresel krizden çıkış bölümünde küresel piyasalara paralel hareket ediyor. Fakat son 3 aydır piyasalardan farklılaşıyordu. MSCI gelişmekte olan ülkelerin üzerinde değerlenmeye başlamıştı, ancak bu değerlemenin temelinde yatan neden başkaydı. Daha önceleri Türkiye MSCI ülkelerine göre ortalama %25 iskontolu hareket ediyor, zaman zaman bu iskonto %20-21 aralığına geliyordu. Şimdilerde ise fark %10-15 bandına oturmuşdu. Buna bakınca da çok kolay bir şekilde primli açıklamasında bulunulabiliyordu ama hikayenin alt chapter ına bakılmıyor ya da göz ardı ediliyordu. İşte alt chapter da olanlar. Geçen yıl en hızlı küçülen ilk üç ülkeden biriyken, 2010 un ilk çeyreğinde en hızlı toparlama gösteren ilk üç ülke içerisine girmiştik. Avrupa borç kriziyle, ABD mali ve parasal tedbirlerle durgunluk ve büyüme sorunu ile uğraşırken, Türkiye Nisan ayı hariç Mayıs ve Haziran ayında da büyüme eğilimini korumuştu. Küresel camia bütçe ve kamu borç stoğuna odaklanmıştı. Türkiye de kamu borç stoğunun GSYH ye oranı 2001 yılında %66 ydı ama 2009 yılında %32,5 lere gerilemişti. Borçların yanı sıra ödediğimiz faizler de bu doğrultuda azalıyordu. Bütçemizi kontrol altında tutuyorduk. Vergi gelirleri, vergi tahsilatı artmış, faiz dışı harcamalar hız kesmiş, faiz ödemeleri yerinde saymıştı. Kontrol altında tutulan bütçe hem yabancı sermayeyi getiriyor hem de bankaların rahatça borçlanmasına imkan veriyordu. Bankacılık sektörümüz çok güçlüydü. Hızlı büyüyen gelişmekte olan bir piyasaydık. OVP planı açıklamış bu yönde hareket edeceğiz demiş ve kılavuzumuzu da Mali Kural olarak belirlemiştik. Mali Kural konusunda kimse bizi zorlamamış kendimiz biz güçlüyüz ve bunu da uygularız diyorduk. Enflasyonumuz istikrar kazanıyordu, düşük faiz ortamı yerli yatırımcıyı da cezp ediyordu. Merkez Bankası faiz artırımını 2011 in ikinci yarısına bırakmıştı. AB deki krize rağmen KKO iç talep kaynaklı artış eğilimine devam ediyordu. Not artımın beklentileri ki bu artışla birlikte yatırım yapılabilir seviyeye çıkılacaktı ve prosedürleri gereği Türkiye ye girememiş fonların girmesine imkan verecekti. Bunlar bizim MSCI ile %25 lik iskontolu işlem görmemize engel teşkil eden başlıklardı. Bankaların borçlanmaları, tahvil satışlarına gelen talep, DTH hesaplarındaki çözülme, şirketlerin yurtdışından borçlanmalarında alanın daralması karşısında varlık barışının da etkisiyle yurtdışından gelen para doğrudan döviz girişine neden oluyor ve döviz dengemiz fazla veriyor ve TL de bu doğrultuda değerleniyordu. Ödemeler dengesinde bir bozulma olmadığı takdirde TL nin değer kazanması devam edecekti. Merkez bankasının döviz munzam karşılıklarını artırmasına, Euro/Dolar paritesinde dramatik gelişmeler olmasına rağmen bile Dolar/TL 1,60 seviyesine çıkamıyordu. TL nin değerlenmesini soğutmak için sıcak paraya %2 vergi konulması isteniyor ama Merkez Bankası hazırladığı raporla bunun Brezilya da uygulamaya konduğunu ama sonuç alınamadığını net bir şekilde ortaya koyuyordu. 1

BAKIŞ AÇISI Merkez Bankası nın döviz satın almalarla stoğunu güçlendirmesi ya da munzam karşılıklarını kriz öncesi seviyesine getirmesi geçici tedbirler olarak algılanıyordu. Geriye faiz indirimi seçeneği kalıyordu. Bu adımla madem enflasyon düşme eğiliminde hem borçlanma maliyetimizin azalmasını sağlarken diğer yandan da büyümeyi tetikleyebilirdik. Zaten global likitide boldu, durgunluktan çıkmakta zorlanan ABD de bile FED in Ağustos ayındaki faiz kararı açıklanana kadar Eylül ayındaki toplantıda faiz indirimi bekleyenlerin oranı %67 seviyelerine çıkmıştı. Parasal genişleme bu doğrultuda devam edecekti. Fakat FED in geçen hafta yaptığı açıklamalarda bu beklentinin yeniden %32 ye inmesine neden oluyordu. Beklentiler neredeyse her hafta değişiyordu. Yıllarca dolar ve faizini yüksek tutan ABD, Çin ve Asya yı desteklemişti. Onlar da bu desteğe dünya ve ABD ye ucuz emek gücü ve mal satarak karşılık veriyordu. Ama bu düzenin değişmesinin gerekliliği çok açıktı. ABD de istihdam sorunu vardı fakat verimlilik de artıyor ve emek maliyeti azalıyordu. Başkan Obama yeni finansal düzenlemelere gidiyordu. ABD li şirketlerin karları emek ve yeni teknolojilerle artmaya başlamıştı. Çin artık ihracatla büyüme yerine yavaş yavaş iç büyümeye odaklanmalıydı. ABD ve AB az harcıyacak, verimliliğini artıracak ve borçlarını ödeyecekti ama ihracata da ağırlık vermeliydiler. Zaman artık Çin ve diğerlerinin harcayıp borçlanmaları zamanıydı. Yuan nın değerlenmesi yolundaki baskı ihracatçılarımızı sevindiriyordu. Çünkü ihracatımızın en büyük pazarı Avrupa da Çin in ciddi ağırlığı vardı. Sadece tekstil değil müteahhitlik sektöründe de Çinlilerle yarıştaydık. Değerlenecek olan Yuan ibrenin bize dönmesine yardımcı olacaktı. Kalite ve yakınlık avantajına fiyat avantajını da eklediğimizde Türkiye bir üretim üssüne dönebilirdi. Fakat bu noktada bir sorunumuz vardı. İhracata yönelik ara malı ithalatında yerli üretim kanalları devreye girmeliydi, fakat böyle bir kanalımız yoktu ve bu cari açığın artması demekti. Türkiye Ortadoğu Afrika Asya ve Latin Amerika ya daha çok mal satacak, ihracatı artacak ve iç büyüme korunacaktı. Hatta bir adım daha ileri gidilmiş biz bu stratejimizi uygularsak AB üyelik sürecimiz hız kazanacaktı. 2

BAKIŞ AÇISI 3

BAKIŞ AÇISI Küresel bakışta ABD de işler yolunda gitmiyordu. Şirketlerin yeni ekipmanlar alması teknoloji odaklı Nasdaq 100 ün artmasını ve ekonominin iyi yolda olduğuna dair açıklamaların gelmesini sağlarken, diğer taraftan hane halkının talebi artmıyor, tüketici güveni düşüyor, hatta tüketiciler kredi kartı kullanımını bile azaltıyor, stoklarda artış %0,1 seviyelerinde bulunuyordu. Bunu gören FED de %3,5 olarak öngördüğü büyüme beklentisini %3 e çekiyordu ki şimdilerde ise %2,7 ler telaffuz edilmeye başlıyordu. FED sıfır ile %0,25 arasında tuttuğu faizin istisnai olarak uzunca bir süre düşük kalacağını, 1,1 trilyon dolarlık vadesi gelecek konut kredilerine dayalı kağıtlar ile 777 milyar dolarlık Hazine kağıtlarının vadelerinde yenilenerek sıkılaştırmaya gitmeyeceğini de açıklayarak krizden çıkmanın sadece merkez bankalarının çabasıyla olamayacağını bir kez daha gözler önüne seriyordu. Avrupa kıtası ise stres testinden başarı ile çıkmış, borçluluk ikinci plana itilmiş, hatta derecelendirme kuruluşları ABD nin borçluluğuna ve faizlere odaklanıp, AB de en kötünün geride kaldığı açıklamalarında bulunuyor, Çin in parasal sıkılaştırma politikasının etkilerinin azalabileceği beklentileri Euro/Dolar paritesini 1,19 lardan alıp 1,32 lere kadar çıkarabiliyordu. Euro Bölgesi nin Amiral gemisi Almanya idi. Euro nun değerinin düşmesi Euro ya geçmesinden sonra işgücü maliyetini düşürmeye odaklanmış ve rekabet gücünü artırmış olan Almanya ya yarıyordu. Alman şirketlerinin hisselerin hem fiyatı hem de şirketlerin ihracatı artıyordu. Buna en güzel örnek olarak, BMW nin Çin e ihracatından dolayı beklentilerin iki katı kar açıklamasını gösterebiliriz. Ama diğer üyelerde başta Fransa ve İngiltere olmak üzere bu parlak durum yoktu. Fakat Almanya da son gelişme tam bir şoka neden oluyordu. IMF e göre Almanya'nın brüt borcunun GSYH'ye oranı %76,7'ye ulaşacak ve Almanya bu oranla AB standartlarının çok üzerine çıkacaktı. Yunanistan'dan sonra Avrupa'ya ikinci borç şokunu yaşatan ülke olarak öne çıkan İspanya da bile gelecek yıl Brüt Borç/GSYH oranı %63,7'ye ulaşacaktı ki Almanya nın durumu İspanya dan bile kötüydü. Almanya uluslararası piyasalardan %2,46 faizle borçlanırken, İspanya'nın borcunu çevirdiği faiz maliyetinin %4,15 olması şimdilik durumu kurtaran gelişmeydi. Die Welt'in haberine göre Eurostat, Almanya'dan kamu bankalarına özellikle kriz dönemlerinde yaptığı parasal yardımı da borç olarak kamu istatistiklerine kaydetmesini istemekteydi ki bu daha önce Almanya'nın bu yönde AB'ye verdiği taahhütün yerine getirilmesi çağrısından başka bir şey değildi. Bu gelişme beraberinde Almanya'nın Brüt Borç/GSYH oranının 10 puanlık artışla %90 lara ulaşması anlamına gelmektedir ki bu da İngiltere'nin borç görünümüne yakın bir değer olarak dikkat çekmektedir. Çünkü İngiltere, bu borç görünümü nedeniyle kredi derecelendirme kuruluşları tarafından uyarıldıktan sonra çok sıkı bir kemer sıkma paketi açıklamak zorunda kalmıştı. Terazinin bir ucunda ABD, diğer ucunda AB vardı. Biri takılsa diğeri devreye giriyor, terazi bir türlü dengede durmamasına rağmen hareketlilik beklentilerin korunmasına imkan veriyordu. Şimdi terazinin iki tarafında da arızalar peş peşe gelmeye başlıyordu. 4

BAKIŞ AÇISI İMKB Ekim 2007 deki dolar zirvesi olan 4,98 centin, ki o zaman Dolar/TL 1,15 idi, halen altındaydı. Zirve için 1,50 Dolar/TL kurunu aldığımızda 74.750 seviyelerine ulaşmamız gerekiyordu. Fakat bir anda beklentilerin ana kılavuzu olan Mali Kural ın pimi çekildi. Önce Maliye Bakanı Şimşek gelebilir gelmeyebilir, geçebilir geçmeyebilir dedi, ardından Sanayi Bakanı Nihat Ergün formül yeterli esnekliğe sahip değil, kendimizi bağlayan bu formül üzerinde biraz daha çalışmak lazım açıklamasında bulunuyordu. İsmi gizli bir üst düzey yetkili ise %1 olan bütçe açığının milli gelire oranının %3 e çıkarılması ile bu tartışmanın sonlanabileceğini Reuters a açıklıyordu. Fakat başka bir isimsiz yetkili de tasarruf tutarını belirleyecek katsayı olan 0,33 te de değişiklik yapılmasının istendiğini açıklıyordu. Piyasalar ilk üç gün bu açıklamaya korunan mali disiplin nedeniyle tepkisiz kalmak istese de beklediğimiz şekilde FED in açıklamalarının piyasaları tatmin etmemesi ve büyüme üzerindeki olumsuz bulutlarla birlikte yurtdışı görünümün bozulması hikayemizin ana noktası olan Mali Kural ve getireceklerinin ön plana çıkmasına ve satışlara neden olmuştur. İMKB için test geçen hafta bize göre başlamıştı. Makro verilerin olumlu seyri, Merkez Bankası nın faizleri 2011 in ikinci yarısına kadar düşük tutması, F/K ve PD/DD değerlerimizin halen ucuz olması elimizdeki hikayenin temalarıdır. Ama asıl temadan uzaklaştık ve global sarsıntılara şimdi daha açık hale geldik. Peki bunlar ne demekti? Kural tabanlı politikadan sapma, 2011 de kuralda izin verilenden daha fazla bütçe açığı, kredilibiteye zarar, dış finansmanda potansiyel sorun, kamu ve özel sektör borçlanma imkanlarının daralabilme potansiyeli, enflasyonun kontrolü üzerinde baskı, yabancı algısında bozulma, ödemeler dengesine daha fazla dikkat edilmesi, not artımı ile 2011 de ülkemize gelmesi beklenen sermayenin gelişinin ertelenmesi, seçim yatırımı. Bakan Şimşek in açıklamalarının ardından 5 Ağustos tarihli günlük bültenimizde belirttiğimiz gibi İMKB ve Dolar/TL için olumlu görüşümüzü değiştirmiştik. 5

Avrupa ve ABD de Gerçekleştirilen Stres Testlerinin Karşılaştırılması Küresel ekonomik krizde ikinci perdenin açıldığı Avrupa da bankacılık sektörünün dayanıklılığını kanıtlamak ve piyasaların güvenini tazelemek için çözüm bulundu: 2009 da ABD nin de uyguladığı Banka Stres Testleri. Stres testleri kriz yönetimi için bankalar tarafından belli başlı kriz senaryolarının portföylerini nasıl etkileyeceğini belirlemek ve kamu yetkilileri tarafından finansal istikrar amacıyla kullanılır. 2007 nin ilk yarısına kadar, stres testlerine ilgi büyük bir ölçüde bu işi yapanlarla kısıtlıydı. Fakat o zamandan beri küresel mali sistem, yüksek faizli mortgage borcu vermekten kaynaklanan problemler de dahil olmak üzere, büyük türbülanslara maruz kalmıştır. ABD nin ardından küresel finansal krizin Avrupa da en çok mali sektörü etkisi altına alması ile zor durumda kalan bankalar, ayakta kalmak için ciddi uğraş verdi. Krizin etkisi kısmen dağıldığında ve piyasalara güven verme zamanı geldiğinde AB, Avrupa nın önde gelen 91 bankasını stres testine tabi tuttu. Avrupa nın 91 bankasına uygulanan ve sadece 7 bankanın başarısız olduğu stres testinde, sonuçların beklenenden iyi çıkması AB ülkelerinin sorunlu bankalara yaptığı sermaye desteği ile açıklandı. Avrupa Banka Denetimcileri Komitesi (CEBS), bankacılık sektörüne ilişkin doğru ve şeffaf bilgilerin elde edilmesi ve sektörün güvenilirliği açısından stres testinin belli aralıklarla tekrarlanmasına karar verildiğini duyurdu. CEBS, stres testinin yanı sıra periyodik olarak AB ülkelerindeki bankaları çeşitli tematik risk analizlerine de tabi tutacağını açıkladı. 23 Temmuz da açıklanan ilk veriler genel nitelikli verilerdi. Bankaların ekonomide yaşanacak bir olumsuzluğa dayanıklılığını gösterecek belirleyici veriler ise Ağustos ayının ikinci yarısında açıklanacak. İlk sonuçlar genel olarak piyasalarda olumlu algılandı. Ancak önümüzdeki aylarda bankaları daha zor bir sınav bekliyor; yeni kredileri finanse etmek için milyarlarca dolarlık uzun vadeli fon sağlama. Eğer bankalar kaynak bulamaz ve borçlarını çeviremezlerse bu durum Avrupa da ekonomik canlanmanın son bulmasına mal olabilir. Çünkü ABD nin aksine Avrupa da bir çok şirket banka kredilerine bağımlı durumda. Bankalar, yatırımcıyı tahvil piyasalarına çekmeyi başaramazlarsa, iş dünyasının yatırımlarını finanse edecek uzun vadeli kredilere erişmesi güçleşecek. Euro bölgesinde finans dışında faaliyet gösteren şirketlerin %70 i borçlarının finansmanı için sırtını bankalara dayarken ABD de şirketlerin %80 i sermaye piyasalarında borçlanıyor. Stres testi sonuçlanıncaya kadar bankaların büyük bir kısmı sermaye piyasalarından çok Avrupa Merkez Bankası na (ECB) borçlanıyordu. Örneğin Portekiz bankaları Haziran da ECB den 40,2 milyar Euro ile rekor oranda kredi almıştı. Mayıs ayında bu rakam 35,8 milyar Euro idi. İspanya da bankaların ECB den aldığı kredinin büyüklüğü 90 milyar Euro dan 135 milyar Euro ya yükseldi. 6

Avrupa ve ABD de Gerçekleştirilen Stres Testlerinin Karşılaştırılması Şimdi ise Avrupa hükümetleri kıtadaki bankaların sağlığı ile ilgili endişelerin azalmasını, banka fonlanmasındaki kilidin açılmasını ve yatırımcıların bankacılık tahvillerine yönelmesini umuyor. İngiltere Merkez Bankası, geçen ay yayınladığı bir raporda, başta İngiliz bankaları olmak üzere dünya genelinde bir çok bankanın vadesi gelen borçları çevirmek için fon bulmakta zorlanacağı uyarısı yapmıştı. Rapora göre dünya genelinde bankalar gelecek üç yılda beş trilyon dolar borcu döndürmek zorunda. Bir yıl içinde vadesi gelenden daha fazla borçlanan Fransa, Almanya ve İtalya da sorun daha önemli bir hal almış durumda. İngiltere deki bankaların yeni finansman ihtiyacı 2012 sonunda kadar 1,2 trilyon dolar düzeyinde. Yunanistan la başlayan borç krizinden yara alan Euro Bölgesi bankaları için 2010 ve 2011 de vadesi dolan borçların tutarı ise 1,65 trilyon dolar. Bu nedenle, bankaların güven tazeleyerek fonlama yaratmaları kritik öneme sahip, aksi takdirde Avrupa ekonomisi üzerinde net baskı doğmasına neden olacaktır. 7

Avrupa ve ABD de Gerçekleştirilen Stres Testlerinin Karşılaştırılması Avrupa da Stres Testine Giren Bankalar Commerzbank Postbank Unicredit SpA Martin Popular BankCo.Ltd EFGEurobank ErgasiasSA Bayem LB HSHNorbank Jyske Bank AS Nord LS Helaba HSBCHoldings PLC Danske Bank AS Landesban Berlin DZ Bank-WGZ Bank NRW Bank-Deka Bank Sydbank AS Intesa Sanpaolo SPA Banco Popolare SC Bank of Ireland Op-Pohjola Group BNPParibansSA National Bank of Greece Agricultural Bank of Greece BPCE INGBank NV Banca Santander SA Caixa(LaCaixa,CaixaDestalvi de Girona) Societe Generale SA CAM (CAM,Cajade horros de Asturias, Caja de AhO"OS de Royal Bank of ScotIand Barclays PLC Deutsche Bank AG Santander) Lloyds Banking GROUP(LGY) LTHelenic Postbank SA Bank of CyrpusPublicCo.Ltd Swedbank AB Dexa SA Erste Group Bank AG Banque et CaisseD'Epargne de L'Etat Hypo Real Estate Holding AG Raiffeisen Zentralbank OesterreichAG KBe Group NV Dexa SA Landesbank Baden-Wurttemberg BayerischeLandesbank Z Bank AG Deutsche Zentral- Genossenaft5bank Deutsche Postbank AG WestLB AG HSHNordbank AG WGZ Ban AG Westdeutsche Geno Zentralbank Landesbank Hessen- 11iuringen GZ Landesbank Berlin AG Dekabank Deutsche Girozentrale EFGEurobank ErgasiasSA Alpha Bank AE Piraeus Bank Group OTP Bank Nyrt Jelzalogbank Nyilvanosan Mukodo Rt Allied Iris BanksPLC Monte dei Pachi di Siena SpA Banco Popolare SC UBI Banca Bank of Valetta ING Bank NV Radobank Group CaixaGeral de Depositos Caixa (Caixa, Caixa Destalvis de Girona) Breogan (Caja de Ahorros de Ga/licia, Caixa de Aforros de Vigo, Caixanova) Banco Pastor SA Caja de Ahorros YMP de Gipuxkoa y SanSebastian Nordea Bank AB ABN/FortisBank Bnk Nederland Holding NV Banca Comercial Portugues SA Cantabria Caja de Ahorros y Monte de Piedad de Extremadura Mare Nostrum (Caja de Ahorros de Murcia, CaixaDesta/vis de/ Penedes) Caja Sol (Caja Sol, Caja de Ahorro Provincia/ de Guada/ajara) CAL(Caja Circu/o) Skandinaviska Enskilda Banken AB SNSBank Espirito Santo Finandal Group SA Banco de Sabadeli SA Bankiner SA BilbaoBizkaia Kutxa,Aurrezki Kutxa eta Bahitetxea PKOBank Polski Jupiter (Caja Madrid, Caja de Ahorros de Valencia, Bancaja, Caixa) Diada (Caixa Destalis de Cata/unya, Caixa Desta/vis de Tarragona, Caixa Desta/vis de Manresa) Espiga (Caja Duero, Caja Espana) NNIM Monte de Piedady Caja Svenska Handelsbanken Generalde Ahorros de Badajoz SvenskaHandelsbanken - 8

Avrupa ve ABD de Gerçekleştirilen Stres Testlerinin Karşılaştırılması Hangi bankalar stres testine tabi tutuldu? ABD de stres testleri aktif büyüklüğü 100 milyar doların üzerinde olan bankalara yapıldı ki bu kategoride 19 banka bulunuyordu. Bu kategoriye daha önce yatırım bankası statüsünde olup da kriz sürecinde mevduat toplama yetkisi verilen Goldman Sachs ve Morgan Stanley gibi eski yatırım bankaları da dahil oldu. Bu 19 banka ABD bankacılık sistemindeki aktif büyüklüğün üçte ikisine, toplam kredi stokunun da yarısından fazlasına sahipti. Stres testleri ABD Merkez Bankası FED ve Hazine Bakanlığı tarafından uygulandı. Avrupa da ise 91 banka, 27 üye ülkeden oluşan Avrupa Birliği nin 27 ulusal bankacılık düzenleme otoriteleri tarafından likidite problemlerine karşı dayanıklığının ölçülmesi amacıyla stres testlerine tabi tutuldu. Testler ne zaman yapıldı? ABD de stres testleri 25 Şubat 2009 da yapılmış, sonuçlar Mayıs 2009 da açıklanmıştı. Euro Bölgesi nde son birkaç aydır sürdürülen stres testleri 23 Temmuz 2010 da sonuçlandı. Genel Yaklaşım Amerikalı yetkililer, ekonominin beklenenden daha fazla zayıflaması durumunda kurumların yeterli sermayeye sahip olduğundan emin olunması için, her kurumun ne kadar büyüklükte bir ek sermaye tamponuna ihtiyaçları olabileceğini hesapladılar. AB de benzer bir yaklaşım kullandı ama yılın başında Yunanistan da çıkan kriz gibi, ülke borçlarına krizinden kaynaklanabilecek olası kayıplar da dahil edildi. Hangi hedefler kullanıldı? ABD stres testi, hem 19 bankanın sahip olduğu sermayenin büyüklüğüne hem de sermayenin yapısına odaklandı. Testler, Tier 1 riske dayalı sermaye oranını ve Tier 1 in ne kadarının ana sermaye olduğunu belirledi (Tier 1 Ana Sermaye: Ödenmiş sermaye, dağıtılmamış kar ve yedek akçelerden oluşur.) Tier 1, bankaların finansal güçlerini kıyaslamada en sık kullanılan orandır. Tier 1 rasyosu ana sermayeyi hesaplar ki bu da kayıpları absorbe edebilecek, sermaye yapısının daha üst düzey kısımlarına koruma sağlayabilecek ve iflas riskini azaltabilecek sermaye yapısının birinci öğesidir. Tier 1 common oranı %4 olması gerekirken, Tier 1 sermaye oranı %6 olmak zorundadır. Avrupa sadece, ABD de %6 olan Tier 1 sermaye oranına odaklandı ama Tier 1 common rasyosu, bölgede onun ne olduğuna dair tek bir tanımı olmadığı ve bu yüzden karşılaştırma yapmanın zor olacağını düşündürdüğü için kullanılmadı. Ekonomik Senaryolar Stres testinde Fed, bankaları ekonomide gerçekleşebilecek iki farklı senaryoya göre yargıladı. Birinci senaryo, ekonomik durgunlukla ilgili mevcut beklentilere ilişkin tahminleri yansıtıyor. Bu tahmine göre 2010 yılında işsizlik %8,8 seviyesine kadar yükselecek buna karşın ev fiyatları ise %14 oranında azalacak. İkinci senaryo ise beklenenden çok daha kötü tahminlerin gerçekleşmesine dayanıyor. Buna göre işsizlik %10,3 ile tavan yapacak ev fiyatları ise %22 gerileyecek. 9

Avrupa ve ABD de Gerçekleştirilen Stres Testlerinin Karşılaştırılması AB'de bankacılık varlıklarının %65'ini oluşturan 91 bankanın dahil edildiği stres testinin senaryosunda, gelecek 2 yılda AB'deki büyüme tahmininden yüzde %3 sapılması, Mayıs 2010 öncesinde yaşandığı gibi bazı ülke tahvillerinin faizlerinde hızlı yükselme ve finansal piyasalarda muhtemel yeni şoklar dikkate alındı. Hangi mevduatlar stres testine tabi tutuldu? ABD deki stres testlerinde, genelde bankaların bütün mevduatları olumsuz mali senaryolar kullanılarak değerlendirildi. Avrupa daki yetkililer de bankaların bütün mevduatlarını olumsuz mali senaryolarını kullanarak test ettiler. Ama ülke borçları şoku, vadesi dolana kadar elde tutulan mevduatlara değil, sadece bankaların kısa dönem ticari portföylerine uygulandı. Hangi bankalar stres testini geçmekte başarısız oldu? ABD de, küresel finansal krizde devasa zararlar açıklayan ve kamu kaynaklarıyla kurtarılan bankalardan 19 u geniş kapsamlı stres testine tabi tutulmuş, 10 bankanın (Bank of America, Citigroup, Wells Fargo, Fifth Third, GMAC, KeyCorp, Morgan Stanley, PNC Financial, Regions Financial, SunTrust) 74,6 milyar dolar ilave sermayeye ihtiyaç duyduğu ortaya çıkmıştı. Bankalar, iki yıl içinde yeni bir resesyon yaşanması ve hükümet tahvillerinin değer kaybetmesi senaryoları sonucunda, Tier 1 sermaye oranı %6'nın altına düşmesi durumunda başarısız kabul edildiler. 7 bankanın 3,5 milyar Euro ek sermayeye ihtiyaç duyduğu açıklandı. Avrupa bankacılık sektörünün %65 ini oluşturan bankalara uygulanan stres testlerinde en fazla kayıp İspanyol bankalarında yaşandı. İspanya hükümeti stres testleri sonrasında yaptığı açıklamada, ülkenin en büyük bankası Santander başta olmak üzere İspanyol bankacılık sisteminin %95 inin testi geçtiğini açıkladı. İrlanda, Portekiz, İtalya, Fransa, İngiltere ve İsveç bankalarının tümü testte başarı sağladı. Ekim 2008 den Mayıs 2010 sonuna kadar Avrupa hükümetleri, sermaye yeterlilik rasyolarını güçlendirmeleri için Avrupa bankalarına 236 milyar Euro enjekte etmiştir. Test uygulanan 91 bankanın 38 i krizin başlangıcından bu yana bir türlü devlet desteği almış olan bankalardı. Test sonuçları ve onların yol açacağı piyasa reaksiyonları hakkındaki hareketlilik de büyük ölçüde bu nedenden kaynaklanıyordu. Avrupalı 91 bankandan 7'si stres testinden geçemedi. Alman Hypo Real Estate, Yunan ATEBank ve caja olarak adlandırılan 5 İspanyol banka stres testlerini geçemedi. 10

Avrupa ve ABD de Gerçekleştirilen Stres Testlerinin Karşılaştırılması Genel Sonuç ABD'nin en büyük 19 bankasına uygulanan stres testi sonuçlarına göre, 10 bankanın toplam 74,6 milyar dolar sermaye ihtiyacı ortaya çıktı. ABD ekonomisinde global finansal krizin derinleşmesi ve en kötü senaryonun gerçekleşmesi halinde, teste tabi tutulan 19 bankanın 2009 ve 2010 yıllarındaki toplam kaybının 600 milyar doları bulabileceği ifade edildi. Avrupa bankalarının ekonomik krizlere karşı dayanıklıklarını ölçen stres testi sonuçlarının beklendiği kadar kötü çıkmaması piyasalara olumlu etki yaparken, Euro/Dolar paritesi 1,29 seviyesinin üzerine çıkış gösterdi. Eğer Amerikan ekonomisi stres testlerinde uygulanan en kötü senaryoya benzer bir seyir izlerse, 19 bankanın 2007 yılı ortası ile 2010 yılı arasındaki yaklaşık üç yıldaki toplam kayıplarının 950 milyar dolara ulaşacağı belirlendi. Test sonuçları bankaların endişe edilenden daha az sermaye ihtiyacı bulunduğu şeklinde yorumlanınca dünya borsalarında temkinli yükselişler yaşandı. Avrupa Bankacılık Denetleme Komitesi ne göre, 91 Avrupa bankasından 84 ü sınavı geçti. Testler sonucunda Avrupa bankalarının 566 milyar Euro varlık kaybına uğradıkları görüldü. Avrupa da bankaların çoğunun sermaye yeterlik oranlarının iyiye gittiği ve %9 civarında olduğu görüldü. Minimum emniyet oranının %6 olduğu göz önüne alındığında, bu bankaların oldukça iyi rasyoya sahip oldukları anlaşıldı. 11

RAMAZAN DÖNEMİ HİSSE HAREKETLERİ Gıda sektörüne yönelik harcamalarda özellikle Ramazan ayına girerken yaşanan artış, İMKB de de gıda ve perakende gıda hisselerinde hareketliliği beraberinde getirebiliyor. Hisselere yönelik beklentilerle yaşanan alımlar, daha çok Ramazan ayı başlamadan hız kazanıyor; Ramazan ın başlamasıyla beraber alımların yoğunlaştığı hisselerde kar satışları görülebiliyor. 11 Ağustos ta başlayan Ramazan ayı nedeniyle, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında gıda ve perakende gıda hisselerinin Ramazan ayı öncesi ve Ramazan ayı boyunca sergiledikleri hareketleri inceledik. Buna göre Ramazan ayı başlamadan önce İMKB-100 endeksine göre daha iyi performans sergileyen hisseler; Kent Gıda, Kerevitaş, Coca Cola, Kristal Kola, Ülker, Mert Gıda, BİM, Migros, Kipa, Tukaş, Penguen Gıda, Pınar Et Un, Pınar Süt, Banvit, Şeker Piliç, olarak sıralanabilir. RAMAZAN DÖNEMİ RAMAZAN ÖNCESİ DÖNEM 21.08.2009 18.09.2009 01.07.2009 15.08.2009 ULKER 3,44 3,48 1,15% ULKER 2,57 3,22 25,38% ALYAG 0,91 0,83-8,79% ALYAG 0,63 0,85 34,92% BANVT 3,26 3,12-4,29% BANVT 2,88 3,24 12,50% ERSU 0,60 0,54-10,00% ERSU 0,57 0,58 1,75% FRIGO 1,31 1,16-11,45% FRIGO 1,09 1,32 21,10% KENT 52,50 49,25-6,19% KENT 45,50 49,50 8,79% KERVT 22,10 30,25 36,88% KERVT 15,50 23,60 52,26% KNFRT 4,36 4,06-6,88% KNFRT 2,62 3,34 27,48% KRSTL 1,10 0,96-12,73% KRSTL 1,08 1,08 0,00% PENGD 1,05 0,97-7,62% PENGD 0,89 0,95 6,74% PETUN 3,68 3,41-7,37% PETUN 2,81 3,64 29,66% PINSU 4,81 4,85 0,82% PINSU 4,98 4,76-4,53% PNSUT 6,69 6,11-8,70% PNSUT 5,09 6,06 19,05% SKPLC 3,26 3,10-4,91% SKPLC 2,88 3,24 12,50% TATKS 2,78 2,96 6,47% TATKS 2,31 2,62 13,42% TUKAS 0,75 0,73-2,67% TUKAS 0,69 0,74 7,25% CCOLA 10,55 10,15-3,74% CCOLA 8,82 9,56 8,38% BIMAS 26,96 26,96 0,00% BIMAS 25,26 28,42 12,50% MGROS 20,46 19,69-3,76% MGROS 8,68 20,75 139,08% CARFA 14,00 14,00 0,00% CARFA 12,70 13,70 7,87% KIPA 7,00 6,90-1,43% KIPA 6,85 6,85 0,00% XU100 47.170,07 47.161,22-0,02% XU100 37.245,86 44.302,92 18,95% RAMAZAN DÖNEMİ RAMAZAN ÖNCESİ DÖNEM 01.09.2008 29.09.2008 31.07.2008 31.08.2008 ULKER 2,95 2,64-10,67% ULKER 2,85 3,01 5,52% ALYAG 0,49 0,40-18,37% ALYAG 0,46 0,50 8,70% BANVT 2,41 1,85-23,24% BANVT 2,37 2,42 2,20% ERSU 0,53 0,46-13,21% ERSU 0,53 0,54 1,89% FRIGO 0,91 0,82-9,89% FRIGO 0,83 0,91 9,64% KENT 51,29 33,86-33,98% KENT 46,56 51,79 11,23% KERVT 9,85 10,50 6,60% KERVT 9,80 9,90 1,02% KNFRT 2,60 2,04-21,54% KNFRT 2,44 2,66 9,02% KRSTL 1,09 0,87-20,18% KRSTL 0,96 1,10 14,58% PENGD 1,06 0,79-25,47% PENGD 0,93 1,05 12,90% PETUN 2,88 2,38-17,20% PETUN 2,86 2,99 4,49% PINSU 4,96 3,93-20,78% PINSU 5,58 5,10-8,62% PNSUT 4,36 3,63-16,67% PNSUT 3,99 4,44 11,21% SKPLC 2,51 1,87-25,50% SKPLC 2,37 2,50 5,49% TATKS 2,47 1,89-23,48% TATKS 2,96 2,50-15,54% TUKAS 0,63 0,50-20,63% TUKAS 0,60 0,64 6,67% CCOLA 10,47 10,18-2,80% CCOLA 11,25 10,57-6,09% BIMAS 22,21 18,98-14,52% BIMAS 20,89 21,97 5,14% MGROS 10,48 10,68 1,86% MGROS 9,95 10,53 5,88% CARFA 11,79 9,85-16,39% CARFA 11,40 11,98 5,08% KIPA 7,15 6,00-16,08% KIPA 7,10 7,25 2,11% XU100 39.456,77 36.051,30-8,63% XU100 42.200,75 39.844,48-5,58% 12

RAMAZAN DÖNEMİ HİSSE HAREKETLERİ RAMAZAN DÖNEMİ RAMAZAN ÖNCESİ DÖNEM 13.09.2007 11.10.2007 01.08.2007 10.09.2007 ULKER 4,61 4,65 0,93% ULKER 4,48 4,43-0,95% ALYAG 0,83 0,84 1,20% ALYAG 0,91 0,84-7,69% BANVT 3,03 3,27 7,84% BANVT 2,04 2,74 34,31% ERSU 0,86 0,88 2,33% ERSU 0,93 0,86-7,53% FRIGO 2,30 1,79-22,17% FRIGO 2,94 2,40-18,37% KENT 56,62 48,17-14,91% KENT 57,61 54,63-5,17% KERVT 7,35 9,15 24,49% KERVT 7,00 7,40 5,71% KNFRT 3,95 5,07 28,43% KNFRT 3,95 3,89-1,57% KRSTL 1,71 1,58-7,60% KRSTL 1,46 1,74 19,18% PENGD 1,94 1,99 2,58% PENGD 1,68 1,93 14,88% PETUN 3,59 3,59 0,00% PETUN 3,05 3,43 12,43% PINSU 6,56 6,29-4,11% PINSU 6,47 6,38-1,39% PNSUT 6,44 6,31-1,95% PNSUT 5,27 6,19 17,46% SKPLC 3,92 4,22 7,65% SKPLC 2,44 3,94 61,48% TATKS 3,06 3,14 2,61% TATKS 3,12 2,92-6,41% TUKAS 1,04 1,16 11,54% TUKAS 1,09 1,00-8,26% CCOLA 10,56 10,08-4,59% CCOLA 11,34 10,85-4,27% BIMAS 15,45 15,37-0,51% BIMAS 13,73 15,29 11,43% MGROS 9,75 9,70-0,48% MGROS 10,27 9,61-6,39% CARFA 17,00 17,39 2,27% CARFA 16,42 16,71 1,76% KIPA 15,99 15,89-0,60% KIPA 15,23 16,28 6,87% XU100 49.680,51 58.053,40 16,85% XU100 51.299,30 48.548,93-5,36% RAMAZAN DÖNEMİ RAMAZAN ÖNCESİ DÖNEM 24.09.2006 22.10.2006 01.08.2006 01.09.2006 ULKER 3,28 3,52 7,14% ULKER 3,00 3,17 5,59% ALYAG 0,95 0,95 0,00% ALYAG 0,76 0,70-7,89% BANVT 1,38 1,32-4,84% BANVT 1,24 1,26 1,80% ERSU 0,85 0,85 0,52% ERSU 0,96 0,93-2,72% FRIGO 1,03 1,04 0,97% FRIGO 1,00 0,99-1,00% KENT 56,03 47,11-15,93% KENT 41,65 53,06 27,38% KERVT 7,30 7,95 8,90% KERVT 6,20 6,60 6,45% KNFRT 4,92 4,92 0,00% KNFRT 2,51 5,27 109,88% KRSTL 1,14 1,17 2,63% KRSTL 1,05 1,19 13,33% PENGD 0,95 0,96 1,05% PENGD 0,89 0,91 2,25% PETUN 1,78 1,84 3,40% PETUN 1,71 1,94 13,27% PINSU 2,36 2,43 2,90% PINSU 2,04 2,50 22,18% PNSUT 3,42 3,64 6,36% PNSUT 2,61 3,75 43,45% SKPLC 1,81 1,69-6,63% SKPLC 1,66 1,64-1,20% TATKS 1,54 1,58 2,38% TATKS 1,49 1,49 0,00% TUKAS 0,83 0,88 6,02% TUKAS 0,81 0,81 0,00% CCOLA 6,87 8,07 17,48% CCOLA 6,34 6,82 7,58% BIMAS 8,61 9,76 13,27% BIMAS 7,51 8,38 11,68% MGROS 6,70 7,35 9,66% MGROS 5,59 6,52 16,53% CARFA 19,13 18,26-4,55% CARFA - 22,70 - KIPA 20,75 19,42-6,42% KIPA 16,18 18,46 14,12% XU100 36.390,01 39.643,76 8,94% XU100 35.742,75 37.414,94 4,68% 13

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE SON 5 ÇEYREK 2009 yılının ilk yarısında bankacılık sektörünün karlılık artışında; net faiz gelirleri, sermaye piyasası işlem karı ve kambiyo karındaki artış etkili olmuştur. Takipdeki alacaklar özel provizyonu kar artışını sınırlamıştır. 2009 yılının ilk altı ayında özkaynaklar %13,1'lik artış kaydetmiş bu artışta ise; bünyede bırakılan karlar, ödenmiş sermaye tutarındaki artış, negatiften pozitife dönen menkul değerler değerleme artışı etken olmuştur. 2009 yılının ilk 9 aylık döneminde bankacılık sektöründeki karlılık artışında; net faiz gelirleri, sermaye piyasası işlem karı ve kambiyo karındaki artış etkili olmuştur. Takipteki alacaklarda gözlenen artışa ve kredilerin artış hızındaki yavaşlamaya paralel olarak, kredilerin takibe dönüşüm oranındaki yükselme trendi devam etmiştir. Bu dönemde takipteki alacaklar özel provizyonunun toplam gelirler içerisindeki payı da 5 puan artmıştır. 2008 yılsonunda 86,4 milyar TL olan bankacılık sektörü özkaynakları %22 oranında artarak Eylül 2009 da 105,4 milyar TL seviyesine yükselmiştir. Söz konusu artışta bünyede bırakılan karlar, negatiften pozitife dönen menkul değerler değerleme farkları, ödenmiş sermaye tutarındaki artış ile Eylül 2009 itibarıyla 2008 yılsonu karının üzerinde oluşan dönem net karındaki artış etkili olmuştur. 14

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE SON 5 ÇEYREK 2009 yılında bankacılık sektörünün karlılık artışında; net faiz gelirleri, sermaye piyasası işlem karı ve kambiyo karındaki artış etkili olmuştur. 2009 yılının dokuz aylık döneminde takipteki alacakların artışı ve kredilerin artış hızındaki yavaşlama kredilerin takibe dönüşüm oranını yükseltmiştir. Yılın son çeyreğinde ise kredilerin ilk üç çeyrekten daha hızlı artması ve takipteki alacakların artış hızının yavaşlaması, takibe dönüşüm oranının artışını durdurmuş ve 2009 yılsonu itibarıyla takibe dönüşüm oranı Eylül 2009 daki %5,3 seviyesini korumuştur. 2008 yılsonunda 86,4 milyar TL olan bankacılık sektörü özkaynakları %28,1 oranında artarak Aralık 2009 itibarıyla 110,7 milyar TL seviyesine yükselmiştir. Toplam pasifin %13,3 ünü oluşturan özkaynaklar ise temelde dönem karındaki %49,6 oranındaki artış ile faizlerdeki düşüşün satılmaya hazır portföyündeki DİBS lerin değerlerini arttırmasının etkisiyle 2008 yılsonuna göre %28,1 lik bir artış sergilemiştir. Mart 2010 itibarıyla bankacılık sektörü dönem net karı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 1,1 milyar TL (%21,6) artarak 6,3 milyar TL düzeyinde oluşmuştur. Sektör karının artışında, sermaye piyasası işlem karlarının türev işlem zararları nedeniyle negatife dönmesine karşın, faiz giderlerindeki azalışın faiz gelirlerindeki azalıştan hızlı gerçekleşmeye devam etmesi, takipteki alacaklar özel provizyonundaki azalış ile temelde önceki yılda ayrılan karşılıkların iptaline bağlı olarak iyileşen faiz dışı gelir/gider dengesi etkili olmuştur. Takipteki alacaklarda 1Ç09 da %22 oranında (3,1 milyar TL) artış görülürken, 1Ç10 da %1,9 oranında (420 milyon TL) azalış gerçekleşmiştir. Söz konusu gelişmede, 1Ç10 da sorunlu kredilerin varlık yönetim şirketlerine satılması ve bu nitelikteki kredilerin banka aktiflerinden silinmesinin yanı sıra bu kredilerin tahsilat performansındaki gelişmeler ile takibe intikallerdeki azalma etkili olmuştur. 2009 yıl sonunda %5,3 olarak gerçekleşen kredilerin takibe dönüşüm oranı Mart 2010 itibarıyla 0,4 puan azalarak %4,9 a gerilemiştir. 15

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE SON 5 ÇEYREK Aralık 2009 da 110,9 milyar TL olan bankacılık sektörü özkaynakları 2010 yılının ilk çeyreğinde %5,3 oranında artarak 116,8 milyar TL seviyesine yükselmiştir. Söz konusu artışta geçmiş yıl karlarının önemli bir kısmının bünyede bırakılmış olması, menkul değerler değerleme farklarının artması, nakit sermeye artışları ile yılın ilk üç ayında elde edilen dönem net karı etkili olmuştur. 2010 yılının ilk çeyreğinde 4 banka tarafından toplam 1,9 milyar TL ödenmiş sermaye artışı gerçekleştirilmiştir. Üç aylık dönemler itibarıyla bakıldığında, 2010 yılının ilk çeyreğinde oluşan takipteki alacaklar özel provizyonu tutarı, 2009 yılı boyunca oluşan çeyrek dönemlik en düşük tutarının da altında gerçeklesirken, Mart 2010 da 9,12 milyar TL düzeyinde olan provizyonlar sonrası net faiz gelirleri, 2009 yılındaki en yüksek çeyrek dönemlik verinin üzerinde oluşmuştur. 2010 yılının ilk yarısında ise bankacılık sektörünün kredileri %15,8 oranında artarken, menkul değerler portföyündeki artış %5,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Haziran 2010 itibarıyla bankacılık sektörü dönem net karı, geçen yılın aynı dönemine kıyasla 1,1 milyar TL (%10,1) artarak 12,1 milyar TL ye yükselmiştir. Sermaye piyasası işlem karlarının türev işlem zararları nedeniyle negatife dönmesine ve net faiz gelirlerindeki azalışa karşın, takipteki alacaklar özel provizyonundaki azalış ile temelde önceki yıllarda ayrılan karşılıkların iptallerine bağlı olarak iyileşen faiz dışı gelir/gider dengesi bir yıllık dönemde kar artışındaki temel etkenler olarak degerlendirilmektedir. Kredilerdeki artış, takipteki alacaklarda kaydedilen tahsilatlar ile aktiften silme ya da satış yoluyla portföyden çıkarılan sorunlu alacaklar sonucu aktif kalitesinde görülen iyileşme takibe dönüşüm oranının 2009 yıl sonuna göre 0,9 puan iyileşmesini sağlamıştır. Aktif karlılığı önceki yılın aynı dönemine kıyasla Haziran 2010 döneminde 0,1 puan, özkaynak karlılığı ise 1,7 puan azalmıştır. Özkaynak karlılığındaki azalış, toplam özkaynaklardaki artışın dönem net karındaki artıştan daha fazla olmasından kaynaklanmıştır. 16

BANKACILIK SEKTÖRÜNDE SON 5 ÇEYREK 2010 yılının ilk çeyreğinde %5,3 oranında artarak Mart 2010 da 116,8 milyar TL olan bankacılık sektörü özkaynakları, 2010 yılının ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe göre %2,1 oranında artarak 119,3 milyar TL seviyesine yükselmiştir. Söz konusu artışta geçmiş yıl karlarının önemli bir kısmının bünyede bırakılmış olması ve yılın ilk yarısında elde edilen dönem net karı etkili olmuştur. 2010 yılının ikinci çeyreğinde 6 banka tarafından toplam 1,8 milyar TL olmak üzere yılın ilk yarısında 9 banka tarafından toplam 3,7 milyar TL tutarında ödenmiş sermaye artışı gerçekleştirilmiştir. 17

ENFLASYON MAKRO EKONOMİ Gıda fiyatlarındaki öngörülemeyen düşüş nedeniyle beklentilerden daha fazla gerileyen Mayıs ayı enflasyonu sonrasında yıllık enflasyon tek haneye gerilerken, Haziran ayının ardından Temmuz ayında da enflasyon beklentilerin altında kaldı. Temmuz ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) %0,48, üretici fiyat endeksi (ÜFE) %0,16 geriledi. Böylece yıllık enflasyon TÜFE de %7,58 e gerilerken, ÜFE de %8,24 e yükseldi. Tüketici fiyatlarında yaşanan gerilemeye en büyük katkı, yaz sezonu nedeniyle yapılan indirimlerin etkisiyle giyim ve ayakkabı grubundan geldi. Temmuz ayında %5,19 oranında düşüş gösteren giyim ve ayakkabı grubu, enflasyonu -%0,39 puan düşürürken, enflasyonu -%0,20 puan düşüren diğer önemli bir grup da mevsimsel etkiler dolayısıyla meyve-sebze ve gıda fiyatlarındaki gerileme nedeniyle %0,73 lük düşüşün görüldüğü Gıda ve alkolsüz içecekler grubu oldu. Ana Harcama Grupları TÜFE - Temmuz Bir önceki aya göre değişim oranı(%) Enflasyona Aylık Ana Katkı Harcama Grupları ÜFE - Temmuz Bir önceki aya göre değişim oranı(%) Enflasyona Aylık Katkı Genel -0,56-0,56 Genel -0,50-0,50 Gıda ve alkolsüz iç. -2,52-0,70 Tarım -0,70-0,12 Alkollü iç. ve tüt. -0,01 0,00 Sanayi -0,45-0,37 Giyim ve ayakkabı 0,35 0,03 *Madencilik -1,88-0,05 Konut 0,46 0,08 *İmalat -0,50-0,36 Ev eşyası 0,37 0,03 Gıda -0,34-0,07 Sağlık 0,01 0,00 Tekstil 1,13 0,08 Ulaştırma -0,42-0,06 Petrol Ür. -2,74-0,16 Haberleşme 0,70 0,03 Kimyasal Ür. -0,41-0,03 Eğlence ve kültür -0,10 0,00 Ana Metal -3,56-0,33 Eğitim 1,04 0,03 Makine 0,49 0,03 Lokanta ve oteller 0,20 0,01 *Enerji 0,33 0,02 Çeşitli mal ve hiz. -0,25-0,01 Üretici fiyatlarında Temmuz ayında yaşanan %0,16 lık düşüşte, yine mevsimsel koşullar nedeniyle tarımsal ürün fiyatlarında kaydedilen %2,15 lik gerileme etkili oldu. Üretici fiyatlarında aylık bazda yaşanan düşüşe karşın, yıllık ÜFE nin 0,6 puanlık artışla %8,24 e yükselmesi, düşük baz yılı etkisinden kaynaklandı. Temmuz ayında çekirdek enflasyon göstergelerinde hem aylık hem de yıllık bazda gerileme kaydedildi. Özel kapsamlı TÜFE göstergelerinden işlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içecekler, tütün ürünleri ve altın kalemlerinin hariç tutulduğu "H" çekirdek enflasyon endeksi Temmuz'da bir önceki aya göre %0,33 gerilerken enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içecekler, tütün ürünleri ve altın hariç "I" endeksi ise %0,51 oranında düştü. Gıda ve enerji fiyatlarındaki seyrin önümüzdeki dönemde de enflasyon üzerinde önemli etkilerde bulunacağını öngörürken, Ramazan ın başlamasıyla birlikte, Ağustos ve Eylül aylarında gıda fiyatlarında yaşanabilecek yükselişlerin enflasyondaki düşüşü bir miktar sınırlayacağını düşünmekteyiz. %7,3 olan yıl sonu TÜFE beklentimizi korurken, Merkez Bankası nın 2011 yılının ilk çeyreğine kadar faizlere müdahale etmeyeceğini öngörüyoruz. 18

ENFLASYON MAKRO EKONOMİ YILLIK (%) AYLIK (%) ÜFE TÜFE ÜFE TÜFE Oca.08 6,44 8,17 0,42 0,80 Şub.08 8,15 9,10 2,56 1,29 Mar.08 10,50 9,15 3,17 0,96 Nis.08 14,56 9,66 4,50 1,68 May.08 16,53 10,74 2,12 1,49 Haz.08 17,03 10,61 0,32-0,36 Tem.08 18,41 12,06 1,25 0,58 Ağu.08 14,67 11,77-2,34-0,24 Eyl.08 12,49 11,13-0,90 0,45 Eki.08 13,29 11,99 0,57 2,60 Kas.08 12,25 10,76-0,03 0,83 Ara.08 8,11 10,06-3,54-0,41 Oca.09 7,90 9,50 0,23 0,29 Şub.09 6,43 7,73 1,17-0,34 Mar.09 3,46 7,89 0,29 1,1 Nis.09-0,35 6,13 0,65 0,02 May.09-2,46 5,24-0,05 0,64 Haz.09-1,86 5,73 0,94 0,11 Tem.09-3,75 5,39-0,71 0,25 Ağu.09-1,04 5,33 0,42-0,3 Eyl.09 0,47 5,27 0,62 0,39 Eki.09 0,19 5,08 0,28 2,41 Kas.09 1,51 5,53 1,29 1,27 Ara.09 5,93 6,53 0,66 0,53 Oca.10 6,30 8,19 0,58 1,85 Şub.10 6,82 10,13 1,66 1,45 Mar.10 8,58 9,56 1,94 0,58 Nis.10 10,42 10,19 2,35 0,6 May.10 9,21 9,10-1,15-0,36 Haz.10 7,64 8,37-0,5-0,56 Tem.10 8,24 7,58-0,16-0,48 20,00 15,00 10,00 5,00 0,00 Oca.05-5,00 16,00 14,00 12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00-2,00-4,00-6,00 Tem.05 Oca.06 Tem.06 Yıllık Enflasyon (%) Oca.07 Tem.07 YILLIK ÜFE Oca.08 Tem.08 Aylık Enflasyon (%) Oca.09 YILLIK TÜFE Tem.09 Oca.10 Tem.10 Oca.00 Haz.00 Kas.00 Nis.01 Eyl.01 Şub.02 Tem.02 Ara.02 May.03 Eki.03 Mar.04 Ağu.04 Oca.05 Haz.05 Kas.05 Nis.06 Eyl.06 Şub.07 Tem.07 Ara.07 May.08 Eki.08 Mar.09 Ağu.09 Oca.10 Haz.10 AYLIK ÜFE AYLIK TÜFE 19

SANAYİ ÜRETİMİ MAKRO EKONOMİ 30,0 Sanayi Üretimi - Bir Önceki Yılın Aynı Ayına Göre Değişim (%) 20,0 18,0 21,2 17,3 25,3 12,3 15,5 10,0 0,0-10,0-20,0-30,0 Ocak 11,6 7,0 8,4 Şubat -21,4 Mart -23,8 2,6 Nisan -20,9 Mayıs -18,7 3,2 Haziran -17,6 10,2 2,4-10,1 3,8-9,0-3,6-4,3 Temmuz Ağustos Eylül Ekim -6,3 2008 2009 2010-8,9 6,5 Kasım -2,2 Aralık -6,8-13,3-17,8 Haziran ayında sanayi üretimi bir önceki yılın aynı ayına göre %10,2 artış göstererek beklentileri karşılarken, bir önceki aya göre ise üretimdeki artış %2,2 olarak gerçekleşti. 2009 yılının Aralık ayından itibaren başlayan yükseliş hareketinin yedi ay boyunca kesintisiz sürdürülmesi umut verici bir gelişme olarak nitelendirilebilir. Ancak rakamlardaki artış hızının giderek küçülmesi dikkat çekmektedir. Nitekim azalan baz etkisi bu durumu açıklar niteliktedir. Takvim etkisinden arındırılmış endekse bakıldığında üretimin önceki yılın aynı ayına göre %10,4 arttığı görülürken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endekste ise bir önceki aya göre %2,1 düşüş yaşandı ki, bu düşüş bu yıl üretimde kaydedilen ilk gerileme oldu. Bu, endekste Ocak 2009 dan beri yaşanan en sert aylık düşüş oldu. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış imalat sanayindeki aylık düşüş ise %2,2 olarak gerçekleşti. Öte yandan yılın ilk altı ayı için sanayi üretiminde geçen yıla göre %15,6 lık bir artış yaşanmış olmasına karşın, 2009 yılının ilk altı ayında sanayi üretiminde yaşanan %18,6 lık daralma henüz telafi edilebilmiş değildir. Haziran ayında, sanayi üretiminin performansını etkileyen üç ana kolu incelediğimizde, birinci sırada %10,6 lık artışla imalat sanayini, ikinci olarak %8,2 lik büyüme ile enerji gruplarını ve son sırada %6,1 lik büyüme ile madencilik ve taşocakçılığı grubunu görmekteyiz. 20

SANAYİ ÜRETİMİ MAKRO EKONOMİ Üç ana kategoride en fazla artış gösteren imalat sanayi sektörüne ait detaylı verileri incelediğimizde ise yıllık bazda önemli sektörlerde yaşanan üretim artış hızının yavaşlayarak da olsa devam ettiğini, ancak aylık bazda bazı sektörlerde üretim kaybının olduğunu görmekteyiz. Bir önceki yılın aynı ayına göre üretimi en hızlı artan önemli sektörlerin başında yine %26 ile otomotiv sektörü gelmekte. Bu sektörü %18,7 ile makina ve teçhizat üretimi izlemekte. Tekstil sektöründe büyüme oranı %13,5 oldu. Metalik olmayan mineral ürün üretiminde üretim artışı %9,3 oldu. Gıda ve içecek sektörü %5,8 büyüme kaydederken kimyasal ürünler sektöründe büyüme önemli ölçüde yavaşlayarak %3,8 oldu. Ana metal sanayinde ise üretim artışı %1 oldu ve sektör en düşük büyüme kaydeden sektörler arasında oldu. Haziran ayı sanayi üretim verilerinin açıklanmasıyla beraber, yılın ikinci çeyreğine ilişkin (Nisan-Mayıs-Haziran) GSYH verilerinin de ilk çeyrekteki kadar olmasa da güçlü bir artış göstereceğini tahmin ederken, yılın geri kalan yarısında ise sanayi üretiminde yaşanan artış hızının yavaşlayacağı öngörümüzle birlikte, GSYH verilerinin de büyüme hızında azalan artışlar yaşanmasını bekliyoruz. 2010 yılı için büyüme beklentimizi %5,9 olarak sürdürmekteyiz. Haziran Ayı Sanayi Üretimindeki Değişimler (%) Bir Önceki Yılın Aynı Ayına Göre Toplam Sanayi 10,2 Aramalı İmalatı 13,6 Dayanıklı Tüketim Malı İmalatı 5,2 Dayanıksız Tüketim Malı İmalatı 2,6 Enerji 6,6 Sermaye Malı İmalatı 21,1 Madencilik ve Taşocakcılığı 6,1 İmalat Sanayi 10,6 Gıda ürünleri ve içecek imalatı 5,8 Tütün ürünleri İmalatı -13,1 Tekstil ürünleri İmalatı 13,5 Giyim eşyası imalatı 5,6 Derinin tabaklanması ve işlenmesi 19,7 Ağaç ve ağaç mantarı ürünleri imalatı (mob. hariç) 19,7 Kağıt hamuru, kağıt ve kağıt ürünleri imalatı 6,1 Basım ve yayım 10,5 Kok kömürü rafine edilmiş petrol ürünleri 0,9 Kimyasal madde ve ürünleri imalatı 3,8 Plastik ve kauçuk ürünleri imalatı 11,8 Metalik olmayan diğer mineral ürünleri imalatı 9,3 Ana metal sanayii 1,0 Makina ve teçhizat hariç; metal ürünleri imalatı 15,3 B.y.s. Makine ve teçhizat imalatı 18,7 Büro makineleri ve bilgisayar imalatı -57,7 B.y.s elektrikli makine ve cihazların imalatı 39,3 Radyo, TV, haberleşme teçhizatı ve cihazları iml. -3,3 Tıbbi hassas ve optik aletler ile,saat imalatı 20,0 Motorlu kara taşıtı, Römork ve y.römork iml. 26,0 Diğer ulaşım araçlarının imalatı 1,9 Mobilya imalatı b.y.s.diğer imalatlar 7,9 Elektrik, Gaz, Buhar ve Sıcak Su Ürt. ve Dağıtımı 8,2 21

DÜNYA BORSALARININ 2010 PERFORMANSI ABD de başlayacak 2. çeyrek bilanço sezonu öncesinde, risk iştahında yaşanan artış ile global borsalar geçtiğimiz aya olumlu bir başlangıç yaptı. 12 Temmuz dan itibaren ABD'de olumlu başlayan 2. çeyrek bilanço sezonu endekslerdeki yükseliş hareketine ivme kazandırırken, beklentilerin altında kalan ekonomik veriler bir süre görmezden gelindi. Avrupa tarafında Moody s, Portekiz in yüksek borçları nedeniyle kredi notunu iki basamak düşürerek A1 seviyesine indirdiğini açıkladı ki, Avrupa ülkelerindeki sıkıntıların devam ettiği yönündeki değerlendirmeler ilk etapta Avrupa borsalarının değer kaybetmesine neden olsa da, kararın zaten Portekiz hükümeti tarafından bile bekleniyor olması negatif algılamanın kısa sürmesini sağladı. Öte yandan AB ve IMF tarafından desteklenen Yunanistan ın, aldığı yardımlar sonucu çıktığı ilk borçlanma ihalesini başarıyla atlatması yükseliş için bahane oldu. Olumlu algılama devam ederken, Fed'in Haziran ayı faiz toplantısının tutanaklarında karamsar bir tablo çizmesi, satıcılı seyrin hız kazanmasına neden oldu. FED Avrupa'daki borç krizinin ABD'de istihdam ve büyüme üzerinde negatif etki yaratabileceği yönündeki endişeler nedeniyle ekonomiye ilişkin büyüme beklentisinde de değişikliğe giderek, bu yıl için ABD ekonomisinde %3 ile %3,5 arası bir büyüme öngördüğünü açıkladı ki, bankanın Nisan ayındaki büyüme tahmini %3,2 ile %3,7 arasında idi. DÜNYA BORSALARININ 2010 PERFORMANSLARI Ülke Endeks Yıl Başından Bugüne Değişim (%) AMERİKA Venezuella Venezuela Stock Mkt. 17,23 Peru PERU LIMA GENERAL I 4,52 Arjantin Merval 1,97 Meksika Bolsa Index -0,25 ABD Dow Jones -1,04 ABD Nasdaq Composite -1,51 ABD S&P 500-2,82 Brezilya Bovespa -3,82 ASYA / PASİFİK Endonezya Jakarta JSX 19,38 Tayland Thailand Set Index 17,37 Filipinler PSEC(PSE Composite) 14,10 Malezya Kuala Lumpur Comp Ind 6,86 Hindistan Mumbai Sensex 4,02 Güney Kore Kospi 3,77 Rusya RTS 0,16 İsrail Tel Aviv -1,59 Tayvan Taiwan Taiex Index -3,62 Hong Kong Hang Sang -3,66 Avusturya ATX Index -3,76 Avustralya All Ordinaries Index -8,23 Vietnam Vnindex -8,50 Japonya Nikkei 225-12,26 Çin Shanghai Composite -20,46 AVRUPA / AFRİKA / ORTADOĞU Danimarka Copenhagen (KAX) 22,57 Türkiye IMKB-100 10,63 İsveç Stockholm 30 8,47 Polonya Varşova 5,81 Macaristan Budapeşte 4,88 Çek CuM. Prague Stock Exch 4,72 Pakistan Karachi 100 Index 4,65 Almanya DAX 2,48 Güney Afrika JSE -0,54 İngiltere FTSE 100-2,94 Bahreyn Bahrain Stock Exc. -3,35 Hollanda Amsterdam -3,54 İsviçre Swiss Market Index -4,12 Norveç OSE Benchmark Index -4,20 Kuveyt Kuwait Stock Exc. -4,77 Fransa CAC 40-8,51 B.A.E Abu Dhabi Sec. Market -9,91 İtalya Mibtel -12,21 Portekiz PSI 20-13,89 İspanya IBEX 35-14,19 B.A.E DFM General Index -18,38 Yunanistan ASE -26,65 MSCI ENDEKSLERİ (USD) MSCI TÜRKİYE 9,76 MSCI EM ASYA (USD) -0,04 MSCI EMERGING MARKETS (USD) -0,45 MSCI EM AVRUPA (USD) -1,13 MSCI EM LATİN AMERİKA (USD) -3,13 MSCI DÜNYA ENDEKSİ (USD) -5,57 NOT: Endekslerin 12.08.2010 kapanışları kullanılmıştır. 22

DÜNYA BORSALARININ 2010 PERFORMANSI Global borsalarda dalgalanma sürerken, yurt içinde bir süre kararsız bir seyir izlendi. Önümüzdeki dönemde siyasi gerginliğin tırmanabileceği bir referendum süreci tedirginlik yarattırken, bu negatif algılma çok kısa sürdü. 15 Temmuz da TBMM de görüşülmesi planlanan Mali Kural ın yasalaşağı beklentisi ve yurt içinde açıklanacak bilançolara ilişkin olumlu beklentiler öne çıkınca direnç seviyeleri kırılarak yükseliş hız kazandı. Aradan çok bir süre geçmeden Mali Kural ın 23 Temmuz da tatile girmesi beklenen TBMM nin gündeminde yer edinemeyeceği haberleri ilk etapta piyasaları daldalandırırdı. Ancak bunun da etkisi kısa sürdü ve yükselişe devam kararı alındı. Banka bilançolarına ilişkin olumlu beklentilerle, bankacılık hisselerindeki alımlar İMKB-100 endeksini tarihi zirvelerine taşırken, yurt içinde özellikle yabancılarım yaptığı alımlarla %8,20 li seviyelerin altına gerileyen faiz de yükselişi destekleyici bir unsurdu. Avrupa tarafında açıklanacak stres testlerine ilişkin çeşitli spekülasyonların yanı sıra Yunanistan, Macaristan ve İspanya'nın gerçekleştirdikleri tahvil ihraçları piyasaları dalgalandırırken, ABD'de şirket bilançoları açıklandıkça artan memnuniyetsizlik ve perakende satışlar/konut satışları gibi piyasaların yakından takip ettiği verilerin beklentileri karşılayamaması borsalardaki satışları tetikledi. Negatif algılama devam ederken, FED'in ekonomiyi canlandırmak için bazı adımlar atacağı spekülasyonları piyasaları dipten aldı. FED tarafından atılacak adım, bankaları kredi vermeye teşvik etmek üzere, FED tarafından bankaların gecelik repolarına verilen 0,25 faizin ödemesinin durdurulacağı oldu ancak bu beklenti spekülasyondan öteye gidemedi. Bu sırada piyasaların imdadına stres testi sonuçları yetişti. Avrupa bankalarına ilişkin düzenlenen stres testlerinin sonuçları beklendiği kadar kötü sonuçlar içermeyince global borsalarda yön yukarı döndü. Ağustos ayına başlarken, FED beklendiği gibi faiz oranlarında bir değişikliğe gitmezken, ekonomiyi güçlendirmek için, canlandırma paketlerine dayalı harcama politikasını sürdürmek adına, vadesi dolan ipotek tahvillerinin yerine uzun vadeli hazine tahvili alımı yapacağını, böylece bilançosunun küçülmesine izin vermeyeceğini açıkladı. FED in ekonomideki büyümenin yavaşlamasına karşı aldığı bu önlem sadece küçük bir adım olarak algılandı. Yurt içine dönersek, Temmuz ayında piyasaları dalgalandırılan Mali Kural bilmecesinde Ağustos ayında sona gelindi. Sanayi Bakanı Nihat Ergün ün açıklamalarıyla Mali Kural ın ne zaman yasalaşacağına ilişkin bir belirsizlik oluştu. Asya tarafında ise yüksek değer kayıpları dikkat çekiyor. Yılbaşından bugüne %26 gerileyen Çin de ikinci çeyrek büyümesinin beklentilerin altında kalması, hükümetin emlak piyasası politikasının gevşetilmesine yönelik bir planının olmadığının bildirilmesi satışları tetikleyici unsurlardı. 23