ODTÜ GELİŞTİRME VAKFI ÖZEL DENİZLİ OKULLARI EYLÜL AYI SAĞLIK BÜLTENİ ÇOCUĞUNUZ SU İLE DOST OLSUN Eğitimin en önemli görevlerinden biri, öğrencileri okul yıllarında ve okul yıllarından sonra daha sağlıklı ve mutlu bir toplum için hazırlamaktır. Özellikle her türlü davranış ve alışkanlıkların kolayca kazanıldığı ilköğretim düzeyinde benimsetilecek sağlık bilgi ve davranışları ileriki yıllar için kalıcı olmaktadır. Kişisel hijyen alışkanlıklarının kazandırılması da bu bakımdan çok önemlidir. Kişisel hijyen, kişinin anatomik, fizyolojik, psikolojik, genetik özellikleri, sonradan kazandığı, geliştirdiği yetenekleri gibi kişinin bünyesine ve davranışlarına ait çalışmaların düzenlenmesidir. Kişisel hijyen konusu içinde; Vücut bakımı ve temizliği, Yüz-boyun temizliği, Ayak temizliği, Kulak temizliği, Saçların temizliği, Ağız-diş bakımı, Tuvalet alışkanlığı ve temizliği, konularını ele alabiliriz. VÜCUT BAKIMI VE TEMİZLİĞİ: Vücudun dış yüzeyini tümüyle örten deri sağlam, yumuşak ve elastiki olmalıdır. Vücut ısısının düzenlemesi, vücuttan atılacak kimi artıkların atılması işlevlerini yapısında bulunan damarlar ve ter bezleri aracılığıyla sağlayan deri, mikroorganizmaların vücuda girişini önlemekte de çok önemli rol oynar. Derinin sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi ve vücuda yararlı olabilmesi için en sık su ve sabun kullanılır. Sabun vücuda yapışmış kirleri bulundukları yerden ayırır, su da bunları uzaklaştırır. Deri bakımının temel amacı; deriyi atık maddeler, ölü epitel dokuları, yağ, ter, bakteriler ve tozdan arındırmaktır. Temizlik küvet, duş vs. deriyi temizlemek, dolaşımı uyarmak, atıkları atmak, rahatlatmak amacıyla yapılır. ELLERİN TEMİZLİĞİ VE BAKIMI: Eller vücutta en çok kirlenen ve mikroorganizmalarla en çok temas eden organlardır. Elleri temiz tutmak, çatlak ve sıyrıkların oluşmasını önlemek, bazı bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engelleme yollarından biridir. Kirli ve enfekte ellerle kontamine olan besin maddeleri çeşitli sindirim sistemi hastalıklarına yol açtığı için kişilerin küçük yaştan itibaren özellikle tuvalete gitme öncesi ve sonrası, yemeklerden önce ve sonra el yıkama alışkanlığı kazanmaları gerekir. Okulda çocuklar arasında yapılan silgi, kalem gibi eşyaların alışverişinde bile mikrop transferi olabilmekte, öksürme ve hapşırma ile bu eşyalara bulaşan hastalık yapıcı mikroplar eller aracılığıyla vücuda alınabilmektedir. Ellerin tırnak yatakları ve parmak araları gibi kısımları mikroorganizmaların yerleşmelerine oldukça uygundur. El tırnakları çok uzun olamamalı ve yuvarlak kesilmelidir. Bu sebeple okulda ve bulunduğumuz her yerde el yıkamak çok önemlidir. El yıkama tekniğinde önemli üç etken; akar su, sabun ve friksiyon(ovuşturma) dır. Akar suyun mekanik kuvveti ile elleri ovuşturma deri kıvrımlarına yerleşen mikroorganizmaları yerlerinden çıkartır. Sabun ise, toz ve kiri eriterek geçici mikroorganizmaların ciltten kayarak akmasına yardımcı olur.
YÜZ VE BOYUN TEMİZLİĞİ: Yüz ve boyun temizliği sağlığı korumada önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle gece boyunca gözlerin çapaklanması ve terleme gibi nedenlerden dolayı sabah kalkınca el, yüz, boyun yıkanmalıdır. Yüz temizliğine kulak ve burunda katılmalıdır. Burun temizliği en iyi lavaboda akan su ile yapılır. Mendil kullanılması gerektiğinde kağıt mendil tercih etmek daha sağlıklı bir davranıştır. AYAKLARIN TEMİZLİĞİ VE BAKIMI: Ayak bakımında, enfeksiyonların ve travmaların önlenmesi, ayak kokusunun giderilmesi gereklidir. Ayaklarda ortaya çıkan birçok problemin nedeni, ayak bakımının yeterli olmayışı ve uygun ayakkabı giyilmeyişinden kaynaklanmaktadır. Ayaklar her gece ılık sabunlu su ile yıkanmalı, özellikle parmak araları iyice kurulanmalıdır. Islak kalan parmak aralarında ki nemli ortam mantar enfeksiyonlarının oluşmasını kolaylaştırır. Ayak tırnaklarında ki batmaları önlemek için düz olarak kesilmelidir. Giyilen ayakkabı ayağa iyice uymalı, parmakları ve ayağı sıkmamalıdır. Ökçesi geniş olmalı ve vücut ağırlığını öne atacak kadar yüksek olmamalıdır. Ayakkabı uygun ve rahat değilse, ayaklarda nasır, tırnak hipertrofisi, ayak şekil bozuklukları oluşabilir. Deri hava akımına izin verdiği, teri emdiği için deri ayakkabılar tercih edilmelidir. Giyilen çoraplar hergün değiştirilmeli ve yıkanmalı, ayakkabılar havalandırılmalıdır. KULAKLARIN TEMİZLİĞİ: Kulakların hijyenik bakımı, banyo esnasında kulak kepçesinin temizlenmesi ile sağlanır. Banyo sonrasında kulak iyice kurulanmalıdır. Kurulamayı temiz ve yumuşak bir havlu kenarı ile havluyu kulağımızın içine çok sokmadan yüzeysel bir şekilde yapmak gerekir. Aplikatörler dış kulak yolunu temizlemek için kullanılmalı, fazla içeriye sokulmamalıdır. Dış kulakdan orta kulağa doğru itilen cisimler kulak yolunda travmaya, timpanik zarın yırtılmasına ve kişinin işitmesini engelleyen buşon oluşumuna sebep olabilir. SAÇLARIN TEMİZLİĞİ: Bireyin bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığını etkileyebilen saçların temiz tutulması gereklidir. Saç yıkama tamamen bireye özgü ve pek çok faktör tarafından etkilenen bir uygulamadır. Saçların kaç gün arayla yıkanacağı, kişisel alışkanlığın yanı sıra çevre koşullarına, saçın kuru ve yağlı olmasına göre değişebilir. Saçlar dermis tabakasında bulunan foliküllerden büyür. Saçlar normalde parlak ve esnektir. Hormonal değişimler, psikolojik ve fizyolojik stres, yaşlanma, enfeksiyonlar ve bazı hastalıklar saçın özelliklerini etkilemektedir. Baş biti(pediculois capitis) okul öncesi ve okul çocuklarında sık görülür. Yetişkin ya da çocuk, herkes bitlenebilir. En yaygın belirtisi, başın ve ensenin şiddetle kaşınmasıdır. Saç biti son derece bulaşıcıdır. Tarak, fırça, eşarp, yastık, şapka ve tüylü oyuncaklar gibi paylaşılan kişisel eşyalar ile yayılırlar. Pediculois capitis temiz, sağlıklı saçı, kirli saça tercih eder. Biti tespit etmek ve yayılmasını engellemek amacıyla, ensenin arka kısmındaki ve kulak arkasındaki saçlar dikkatle incelenmelidir. Bitler ışıktan kaçtıkları için, yalnızca saç kılına yapışmış küçük beyazımsı, oval yumurtaları (sirkeleri) görülebilir. Saç biti insan vücudu dışında yalnızca 48 saat yaşayabilir ve evcil hayvanlar üzerinde yaşayamaz. Sirkeler ise, insan vücudu dışında kumaş ve battaniye üzerinde 10-15 gün canlı kalabilirler. Bit tedavisinin uygulanması için piyasada çeşitli ilaçlar vardır. Genellikle tek doz tedavi uygulandıktan sonra bulaşma riski hızla azalır, çocuk okuluna ve yuvaya geri dönebilir. Ancak kaşıntı tedavi sonrası 2 hafta kadar devam edebilir. Bu hastalığın devam ettiği anlamına gelmez. Saçlı deride tedavi sonrası kalan ölü sirkelerinde bulaşıcı özelliği yoktur. AĞIZ VE DİŞLERİN TEMİZLİĞİ: Ağız hijyeni bireyin benlik saygısını, konuşmasını, beslenmesini ve genel olarak kendini iyi hissetmesini doğrudan etkiler. Ağız bakımı ağız mukozasının, dişlerin, dişetlerinin ve dudakların sağlıklı durumda olmalarına yardım eder. Amaç ağzın tüm mikroorganizmalardan temizlenmesi değil, birikmiş yiyecek artıklarının temizlenmesidir. Ağız bakımına dikkat edilmezse, özellikle ağzın yumuşak ve sert dokularını ilgilendiren bozukluklar oluşur. Sağlık bakımından 3-14 yaş arasındaki dönem de oluşan diş çürükleri ihmal edildiğinde olumsuz sonuçlara yol
açabilmektedir. Sinüzit, endokardit, myokardit, nefrit gibi pek çok sistemik hastalığın oluşması için zemin hazırlanmış olur. Ağız hijyenini sağlamak için yapılması gereken temel uygulamalar vardır. Bunlar; 1- Diş fırçalama 2- Diş ipi kullanımı 3- Düzenli beslenme 4- Düzenli diş hekimi kontrolü 1- Diş fırçalama: Fırçanızı 45 lik açı ile diş ve dişeti birleşimine yerleştirin. Küçük dairesel hareketler yaparak yaklaşık 10-15 sn uygulayın. Sonra bir fırça boyu ileri giderek bu işlemleri tekrarlayın. Dış yüzeyler bittikten sonra, iç yüzeyleri sonrada,üst yüzeyleri aynı şekilde fırçalayın. En son olarakta dil yüzeyinide arkadan öne doğru fırçalayın. Fırçalama en az 2 dk. sürmelidir. Diş fırçası ortalama 3 ayda bir değiştirilmelidir. Fırça kıllarının paralelliği bozulduysa etkinliğini yitirir. Fırçalamanın 30 dk öncesinde ve sonrasında asitli içecekler içilmemelidir. Asitli içecekler diş yüzeyini aşınmaya yatkın hale getirir, bu süre içindeki fırçalama ile aşınmayı artar. 2- Diş ipi kullanımı: Diş fırçalanmasına rağmen dişlerin kontak noktalarında ulaşılamayan, temizlenemeyen bölgeler kalmaktadır. Günde 1 defa fırçalamalardan sonra mutlaka diş ipi uygulanarak, bu ulaşılamayan bölgelerde temizlenmelidir. Diş ipi kullanımı şu şekilde olmalıdır: - Diş ipini yaklaşık 30 cm uzunluğunda kesin. - Orta parmağınıza dolayın. - Baş ve işaret parmağınızla 2-3 cm lik mesafe bırakarak ipi gergin bir şekilde tutun. - Bu bölgeyi dişetini tahriş etmeden dişlerin arasından geçirin. - Dişin yüzeyine ipi yaslayarak yukarı aşağı hareket ettirin, sonra dişin diğer yüzündede işlemi tekrarlayın. 3- Düzenli beslenme: Hem genel vücut sağlığı açısından hem de ağız diş sağlığı açısından ihtiyaç duyduğumuz besinlerin yeterli ve dengeli olarak tüketilmesi gereklidir. Aksi takdirde kas ve kemik yapısında yeterli gelişme olmayacak, vücut enfeksiyonlara yatkın hale gelecek ve ağız sağlığıda bundan etkilenecektir. Özellikle çocuklarda kalsiyum, fosfor ve flor içeren dengeli bir beslenme programı uygulanmalıdır. Karbonhidratlı, şekerli yiyecekler dişlerin üzerinde kolaylıkla bakteri plağı oluşturup çürüğe neden olabilir. Özellikle öğün aralarında bu gıdalar çok tüketilmemelidir. Gazlı içecekler içeriğindeki asitler nedeniyle dişlerde aşınmalara ve çürüğe neden olmaktadır. Mutlaka az tüketilmeli, tüketildikten sonrada ağız su ile çalkalanmalıdır. 4- Düzenli diş hekimi kontrolü: 6 ayda bir mutlaka diş hekimine gitmelidir. Ağız hijyenini en üst düzeye çıkarıp, bunun devamını sağlayacak flor uygulaması, diştaşı ve bakteri temizliği gibi bir takım uygulamalar gerekli olabilir. TUVALET ALIŞKANLIĞI VE TEMİZLİĞİ: Bağırsakları düzenli çalışması için uygun aralarla tuvalete çıkılmalıdır. Böylece düzenli tuvalet alışkanlığı gelişir. Düzenli tuvalet alışkanlığı sindirim sisteminin de uyumlu çalışmasını sağlar.
Tuvalet ihtiyacı giderildikten sonra makat önce tuvalet kağıdı ile temizlenmeli, daha sonra yıkanarak kurulanmalıdır. Tuvaletten çıktıktan sonra mutlaka eller bol sabunlu su ile yıkanmalıdır. Eller yıkanmadan hiçbir yere dokunulmamalıdır. Ayrıca tuvalet kullanıldıktan sonra temiz bırakılmalı ve bu davranışlar alışkanlık haline getirilmelidir. OKUL İÇİNDE ÇOCUKLAR TEMİZLİK KONUSUNDA NELERE DİKKAT ETMELİLER? Yemeklerden önce ve sonra, mutlaka eller 15-20 saniye iyice yıkanmalıdır. Tuvaletlerden sonra mutlaka el yıkaması gerektiği nedenleriyle anlatılmalıdır. Hapşırırken, öksürürken ağız mutlaka kapatılmalı ve sonrasında eller tekrar yıkanmalıdır. Tek kullanımlık mendiller kullanmak ve mendili kullandıktan sonra çöpe atmak gereklidir. Elleri yıkadıktan sonra tek kullanımlık havlu ile kurulamalı ve çöpe atmalıdır. Arkadaşlarıyla özellikle nezle, grip vb. hasta olduğu günlerde sarılmamak, yakınlaşmamak, tokalaşmamak gereklidir. El dezenfektanlarını kullanırken eller kuruyuncaya kadar ovulmalıdır. Ellerle gözlere, buruna ve ağza dokunulmamalı. Mikroplar en çok kirli yüzey ve eşyalara dokunmayla bulaşır. Sonuç olarak, çocukları hastalıklardan koruyan en önemli faktörlerden biri kişisel hijyen kurallarına uymakdır. Çocuğun sağlığı bozulduğunda da, ilaçlarını ne kadar düzenli kullanırsa kullansın temizliğe gereken özeni göstermemesi durumunda iyileşmesi çok güç olmakta ve hastalıklar sürekli tekrarlamaktadır.