AHMET HAMDİ TANPINAR IN ESERLERİNDE ne... ne (de)... BAĞLACI. Erkan SALAN *



Benzer belgeler
AHMET HAMDİ TANPINAR IN ESERLERİNDE ne... ne (de)... BAĞLACI. Erkan SALAN *

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

Ders Adı : TÜRK DİLİ II: CÜMLE VE METİN BİLGİSİ Ders No : Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3. Ders Bilgileri.

VURGULAMA İŞLEVLİ DİL BİRİMLERİ ÜZERİNE

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TARİH İFADE ETMEK İÇİN KULLANILAN YAPILARIN SÖZ DİZİMİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ *

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

REŞAT NURİ GÜNTEKİN İN ÇALI KUŞU ROMANINDAKİ SIFAT TAMLAMALARININ DERİN YAPISI VE ÖĞRETİMİ ÜZERİNE

SȖDȂN SEYAHȂTNȂMESİ: METİN VE İNCELEME

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

KIŞ WINTER 2011 SAYI NUMBER 3 SAYFA PAGE ÖZET

RİSÂLE-İ MÛZE-DÛZLUK ÜZERİNE

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

Türk Dili I El Kitabı

Örn: İddiamı ispat için, bu odanın duvarlarına gül. yazdırdım. Yüklem

CÜMLENİN ÖGELERİ. YÜKLEM Cümlede anlatılan iş, olay, duygu, düşünce ya da yargıyı içeren temel öğeye yüklem denir.

BURSA YERLİ AĞIZLARINDA BİRİNCİL UZUN ÜNLÜLER ÜZERİNE ON PRIMARY LONG VOWEL IN NATIVE DIALECTS OF BURSA

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ FİNAL PROGRAM VE GÖZETMENLİKLERİ CUMARTESİ

PROF. DR. AHMET BURAN IN TÜRKLÜK BİLİMİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLI ESERİ ÜZERİNE

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ZAMİRLER(ADILLAR) Zamir sözcük türlerinden biridir. Zamiri yapmak için cümleyi çok çok iyi anlamak gerekir

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

TÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET.

ÖZGEÇMİŞ. Yasemin ERTEK MORKOÇ

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

Fırat Üniversitesi İNSANİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Doktora Tezi ve Tez Danışman(lar)ı : Abdulvehhâb bin Yusuf un Müntahab-ı Fi t Tıbbı (Dil İncelemesi-Metin Dizin) Prof DR. H.

ÖZGEÇMİŞ. : Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. : :

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

(TÜRKÇE) I. (Ana sayfada görünecektir.)

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ. Yüksek Lisans Bilimsel Hazırlık Sınıfı Dersleri. Dersin Türü. Kodu

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

CÜMLE ÇEŞİTLERİ. Buna yükleminin türüne göre de denebilir. Çünkü cümleyi yüklemine göre incelerken yüklemi oluşturan sözcüklerin türüne bakılır.

CÜMLE TÜRLERİ YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE. Fiil Cümlesi. *Yüklemi çekimli fiil olan cümlelere denir.

TÜRKÇE CÜMLE BİL- GİSİ TDE 203U

Adlar ADLAR (İSİMLER) Bütün sözcük türleri,iki gruba ayrılarak değerlendirilir. A)Ad Soylu Sözcükler: 1)Ad (İsim) 2)Sıfat (Önad) 3)Zamir (Adıl)

ÖZ GEÇMİŞ. 1. Adı Soyadı: Oğuzhan KARABURGU 2. Doğum Tarihi: Unvanı: Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu:

ORTA ASYA (ANONİM) KURAN TERCÜMESİ ÜZERİNDE ÖZBEKİSTAN DA YAPILMIŞ BİR İNCELEME. ТУРКИЙ ТAФСИР (XII-XII acp) *

CJ MTP11 AYRINTILAR. 5. Sınıf Türkçe. Konu Tarama Adı. 01 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - I. 02 Sözcük ve Söz Gruplarında Anlam - II

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

PENTRU DISCIPLINA LIMBA ŞI LITERATURA TURCĂ MATERNĂ

Ancak ve Yalnız Kelimeleri Üzerine

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

1: İLETİŞİM, DİLVE KÜLTÜR

Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Selçuk Üniversitesi Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Cumhuriyet Üniversitesi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7 KISALTMALAR GİRİŞ İran ve Türk Edebiyatlarında Husrev ü Şirin Hikâyesi BİRİNCİ BÖLÜM Âzerî nin Biyografisi...

Tez adı: Neva'i Mecalisü'n-Nefa'is metin-inceleme (2 cilt) (1990) SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ/TÜRK DİLİ ANABİLİM DALI

MUHARREM DAŞDEMİR VE OKLAMA YÖNTEMİYLE TÜRKÇENİN YAPISAL İŞLEVSEL SÖZ DİZİMİ ADLI ESERİ

Şimdi noktalama işaretlerinin neler olduğunu ayrıntılarıyla görelim. Anlamca tamamlanmış cümlelerin sonunda kullanılır.

TÜRK DİLİ-1. Yrd.Doç.Dr.Öğ.Yb. Ertan EROL

ARZU ATİK, Yard. Doç. Dr.

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE


TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE YARDIMCI SÖZLER HAKKINDA YAYIMLANMIŞ MAKALELER: BİR BİBLİYOGRAFYA DENEMESİ

İnci Hoca CÜMLEDE ANLAM 2

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

Güner, Galip, Kıpçak Türkçesi Grameri, Kesit Yayınları, İstanbul, 2013, 371 S.

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Ders Bilgi Formu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÖZGEÇMİŞ. Yüksek Lisans Tezi: Çin in Ming Döneminde Yapılmış olan Türkçe-Uygurca Sözlük: Ġdikut Mahkemesi Sözlüğü (1997 Ankara)

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

10. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI / DİL VE ANLATIM

Türkçede -DAn biri Yapılı Kelime Grupları Üzerine * 1 Leylâ Karahan **2. The Word Groups Constructed With -DAn biri In Turkish Language

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

6. SINIF TÜRKÇE DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Konumuz CÜMLENİN ÖĞELERİ çocuklar.

BAYRAM Yavuz, XIV-XV.Yüzyıl Gazel Şerhleri, Klâsik Çağlar Boyunca Gazel Şerhleri, Kriter Yay., İstanbul 2009, s

Fen - Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı İstanbul Üniversitesi 2001

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

ERZİNCAN AĞIZLARINDAKİ OTUR-LAN- VE SUVAR-LAN- ÜZERİNE

Sosyal Bilimler Dergisi 1

EĞİTİM DURUMU. Derece Üniversite Mezuniyet Yılı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

TÜRK DİL BİLGİSİ ÖĞRETİMİNDE ÜNLÜLERİN SINIFLANDIRILMASINA YÖNELİK ELEŞTİREL BİR DEĞERLENDİRME. 2. Araştırmanın Kapsamı ve Kaynakları

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Transkript:

ADIYAMAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DERGİSİ ISSN: 1308 9196 Yıl : 4 Sayı : 7 Aralık 2011 AHMET HAMDİ TANPINAR IN ESERLERİNDE ne... ne (de)... BAĞLACI Erkan SALAN * Özet Bu makalede, Ahmet Hamdi Tanpınar ın bütün hikâye, roman, şiir, mektup ve denemelerinden hareketle ne... ne (de)... bağlacı yapı, kullanım ve anlam yönünden incelenmiştir. Giriş, inceleme ve sonuç olmak üzere üç bölümden oluşan bu çalışmanın giriş bölümünde ne... ne (de)... bağlacının kökenine ve tarihsel gelişimine değinilmiş; inceleme bölümünde Ahmet Hamdi Tanpınar ın eserlerinde yer alan ne... ne (de)... bağlacının yapı, anlam ve kullanım özellikleri ayrıntılarıyla ele alınmış ve elde edilen bulgular sonuç bölümünde ifade edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ahmet Hamdi Tanpınar, ne ne (de), olumsuzluk, kullanım, yapı. neither nor CONJUNCTION IN AHMET HAMDİ TANPINAR S WORKS Abstract In this article, taking Ahmet Hamdi Tanpınar s all stories, novels, poems, letters and essays as our basic research field, neither nor conjunction have been studied with regard to its structure, use and meaning. Our study consists of 3 (Three) parts: introduction, research and conclusion respectively. Origin and historical development of neither nor have been touched in introduction part. In research section, structure, meaning and usage characteristics of relevant conjunction in Ahmet Hamdi Tanpınar s works have been stated in detail and finally, obtained findings have been expressed in conclusion. Key Words: Ahmet Hamdi Tanpınar, neither nor, negativity, usage, structure. 1. Giriş Türkçe, ilk yazılı kaynaklardan bugüne sözcük, sözcük grupları ve cümlelerle farklı dizimler ve birliktelikler oluşturabilen zengin bir dil görüntüsüyle karşımıza çıkmaktadır. Farklı yapısal birlikteliklerin oluşumunda bağlaç adı verilen dil unsurlarının işlerliği ve önemi göz ardı edilemez. Türkçe, değişik işlev ve anlam özelliklerine sahip bağlaçlar bakımından zengin bir dildir. Bağlaçların bağlama işlevlerinin yanı sıra geniş anlatım olanakları sağlaması, Türkçenin zenginlik göstergelerinden biri olarak düşünülmektedir (Aksan, 2006: 78). Bu bakımdan her bir bağlama unsuru ayrı bir inceleme konusu oluşturabilecek kullanım ve işlev zenginliğine sahiptir. Bu amaçla Türkiye Türkçesinde önemli bir kullanım alanına sahip olan ve özellikle Ahmet Hamdi Tanpınar ın eserlerinde tipik kullanım özellikleriyle karşımıza çıkan ne... ne (de)... bağlacını ele alacağız. Çalışmamızda, bu * Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, erkansalan46@hotmail.com

Erkan SALAN 224 bağlacın Tanpınar ın eserlerinde sahip olduğu yapı, anlam ve kullanım özellikleri ayrıntılarıyla incelenecektir. İncelemeye geçmeden önce bağlacın kökeninden ve tarihî gelişim sürecinden kısaca bahsetmek gereklidir. ne sözcüğünün Orhun Yazıtlarında soru zamiri, soru sıfatı, tahmin / kuvvetlendirme edatı olmak üzere üç farklı işlevle; Uygurca metinlerde ise bu işlevlere ek olarak ve, veya anlamında bağlama edatı işleviyle de kullanımına rastlanmaktadır (Nalbant, 2003: 76). ne sözcüğü bu işlevlerini günümüze kadar korumakla birlikte günümüzde de devam ettirmektedir. Dil araştırmalarının bize sunduğu verilere göre bir sözcüğün sadece tek bir işlevle ortaya çıktığı ve tarihî süreç içerisinde farklı işlevler kazandığı bilinen bir gerçektir. Bu bakımdan ne nin Türkçenin ilk yazılı kaynaklarında sıfat, zamir ve edat olarak çeşitli işlevlerde kullanılması, sözcüğün işlenmiş ve belirli bir tarihî gelişim sürecini geride bırakmış olduğunu göstermektedir. Bu düşüncelerden hareketle ne sözcüğü için geçmişi Türkçenin yazılı kaynaklar öncesi dönemine uzanan eski sözcüklerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Sözcüğün Toharca (Tekin, 2001: 257); Türkçe (Ergin, 1998: 354; Gülensoy, 2007-1: 605; Nişanyan, 2007: 346) gibi farklı kökenlere bağlı olduğunu ifade eden çeşitli dil araştırmacıları olmakla birlikte sözcüğün kökenine dair herhangi bir tespitte bulunmayan araştırmacılar da (Clauson, 1972: 774; Nadelyev vd., 1969: 356) vardır. Fakat kökenin Türkçe olduğu fikri genel olarak yaygınlık kazanmıştır. Bazı dil araştırmacıları tarafından soru sözcüğü olan *ka dan ve türevlerinden bahsedilmektedir (Temir, 1945; Barutçu Özönder, 1992: 72-73; Yavuzarslan, 1993; Gülensoy, 2007-1: 449). *ka dan türemiş bazı sözcüklerin kuvvetlendirme edatı olarak kullanılabildiği de ifade edilmektedir (Çağatay, 2008: 187). *ka, ne ile soru ve kuvvetlendirme işlevi bakımından benzerlik göstermektedir. ne nin ve ne den türeyen pek çok sözcüğün yanı sıra *ka dan türediği belirtilen pek çok sözcüğün de Türkçede oldukça geniş kullanım alanına sahip olduğu görülür. Bu bakımdan ne nin ve ne anlam işlevini taşıyan soru sözcüklerinin Türkçenin anlatım zenginliğine önemli katkılar sağladığını belirtebiliriz. Hem ne ve *ka nın hem de türevlerinin benzer işlevsel özelliklere sahip olmaları, kökenleri bakımından bir birlik olup olmadığını da sorgulanır hâle getirmektedir. Bu sözcüklerin köken bakımından karşılaştırmalı incelemeye konu olması, sözcüklerin kökeni açısından ilginç sonuçlar da ortaya çıkarabilir. Türkçede, ne sözcüğünün yinelenmesiyle oluşmuş ve kullanıldığı cümleye olumsuzluk anlamı katan bir de ne... ne (de)... bağlacı vardır. ne... ne (de)... bağlacının kökeninin Farsça (Tevfik, 1909: 5; Nadelyev vd., 1969: 356); hem Türkçe hem Farsça (Deny, 1941: 643); Türkçe (Ergin, 1998: 354; Gülensoy, 2007-1: 606; Korkmaz, 2005: 121) olduğu şeklinde farklı fikirler vardır. Bunlara ek olarak Räsänen, olumsuzluk bildiren ne nin köken bakımından Rusça ya da Farsça olabileceğini belirtirken (Räsänen, 1969: 353) Nişanyan Avrupa, İran ve Kuzey Hindistan dillerinin atası olarak kabul edildiğini belirttiği Hintavrupa Anadili ne ait bir olumsuzluk edatı olabileceğini belirtir (Nişanyan, 2007: 346). Dil araştırmacılarına ait farklı görüşler, bağlacın kökeni konusunda belirsizlik meydana getirmiştir. ne... ne (de)... bağlacının sadece olumsuzluk işleviyle çeşitli unsurları birbirine bağlaması, Orhun Yazıtlarında zamir, sıfat ve edat olmak üzere farklı işlevlerde kullanılan; bu işlevlerini Türkçenin tarihî gelişim süreci içerisinde koruyarak günümüze kadar getirmiş olan ve günümüz Türkçesinde de bu işlevlerle varlığını sürdüren

225 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı ne ile ne... ne (de)... bağlacındaki ne arasında köken bakımından bir birlik olmadığı düşüncesini akla getirmektedir. Çünkü en eski yazılı kaynaklardan bugüne zamir, sıfat, zarf, edat gibi farklı işlevlerle kullanılagelen ne, Türkçenin ilk tarihî metinlerinde ne... ne (de)... şeklinde bağlaç oluşabilmesine kaynaklık edecek geçiş izlerini yansıtan olumsuz bir kullanıma sahip değildir. Buna ek olarak ne... ne (de)... bağlacının olumsuzluk ifadesiyle Farsçada çok kullanılması; Farsça kullanımlarda sondaki ne nin kuvvetlendirme edatıyla birlikte de kullanılabilmesi; ne sözcüğünün tek başına olumsuzluk zarfı (Öztürk, 1988: 146) ve olumsuzluk edatı (Öztürk, 1988: 54) olarak kullanılabilmesi şeklinde sıralayabileceğimiz nedenler, ne... ne (de)... bağlacının Türkçeye Farsçadan geçtiği ve olumsuzluk bildiren ne ile sıfat, zarf, zamir ve edat olarak kullanılabilen ne nin köken birliğine sahip olmadığı kanaatini destekler niteliktedir. Ayrıca ne... ne (de)... bağlacının Türkçede kullanılmaya başlandığı dönemlerden önceki yazılı kaynaklarda ne sözcüğünün tek başına olumsuzluk işleviyle kullanımına rastlanmamış olması, Farsçadan Türkçeye ne... ne (de)... bağlacı olarak geçtiği şeklinde yorumlanabilir. Bu düşünceleri ifade etmekle birlikte Orhun Yazıtlarında soru zamiri, soru sıfatı, tahmin / kuvvetlendirme edatı olarak kullanılan ne ile ne... ne (de)... bağlacında kullanılan ne nin köken bakımından karşılaştırmalı incelemeye muhtaç olduğunu da belirtmeliyiz. ne... ne (de)... bağlacı, Hint-Avrupa dillerinin Avrupa koluna mensup olan Fransızcada ni ni şeklinde kullanılmakta; 16. yüzyıldan itibaren kullanılan bu ni şekli, aynı anlam ve görevle eski Latincedeki nec ve eski Fransızcadaki ne, ned şekillerine dayanmaktadır (Menabit, 2006: 72). Bu bakımdan aslında ne... ne (de)... bağlacının Farsçanın da ötesinde eski Latinceye uzanan bir tarihî geçmişinin olduğu görülmektedir. Ayrıca Sümercede hem önek hem de sonek olmak üzere -nu- şeklinde bir olumsuzluk ekinin kullanıldığı da ifade edilmektedir (Edzard, 2003: 113-114). Bu durum, bizde ne... ne (de)... bağlacının köken bakımından Farsça temelinden ziyade Sümerceden başlayarak Hint-Avrupa dillerini de kapsayan çeşitli incelemelerle ele alınması gerektiği ve geniş çaplı bir araştırmaya muhtaç olduğu kanaatini uyandırmaktadır. Açık bir şekilde Karahanlı Türkçesi döneminde karşımıza çıkan (Hacıeminoğlu, 1992: 265) ne... ne (de)... bağlacının başlangıcını W. Radloff Uygur Türkçesi dönemine kadar götürmektedir (Menabit, 2006: 84). Ancak örnek olması açısından taradığımız Uygurca eserlerde ne... ne (de)... bağlacına rastlayamadığımızı da belirtmeliyiz. ne... ne (de)... bağlacının Harezm Türkçesi döneminden itibaren yaygınlık kazanmaya başladığı ve hatta bu dönemde ikiden fazla unsuru birbirine bağladığı da (Hacıeminoğlu, 2000: 120) görülmektedir. Bu dönemden sonra günümüze kadar varlığını sürdürmüş olan ne... ne (de)... bağlacının günümüz Türkiye Türkçesinde farklı kullanım özellikleriyle birlikte işlek bir bağlaç olarak eserlerde yerini aldığı görülmektedir. ne... ne (de)... bağlacının olumsuzluk bildiren bir bağlaç özelliğine sahip olması, cümlenin yükleminde olumluluk-olumsuzluk açısından tereddütlü durumlar ortaya çıkarmıştır. Bu bağlacın kullanıldığı cümlelerde yüklem genellikle olumludur. Türkçenin tarihî gelişim süreci içerisinde cümlenin yükleminin bazı metinlerde - seyrek olmak üzere- olumsuz kullanımlarına da rastlanmaktadır: Tınmadılar ne su âl ü ne cevâb (XIV. Yüzyıl) (Köktekin, 2007a: 192), böyle bir küplere ne Cem ve ne Cemşîd ve ne dâr mâlik olmamıştır. (XVII. yüzyıl) (Gökyay, 1996: 52). Özellikle son dönemlerde ne ne (de) bağlacının kullanıldığı cümlelerde olumsuz

Erkan SALAN 226 yüklemli kullanımların arttığı bilinen bir gerçektir. Çalışmamız aynı zamanda Tanpınar ın eserlerinden hareketle bu tarz kullanımların kural mı yoksa kusur mu olduğuna da cevap vermeye çalışacaktır. 2. İnceleme Tanpınar ın eserlerinde ne... ne (de)... bağlacı sözcükleri, sözcük gruplarını, sözcük ve sözcük grubundan oluşan farklı unsurlu yapıları ve cümleleri olumsuzluk işleviyle birbirine bağlayabilen bağlaç olarak işlek bir kullanıma sahiptir. ne... ne (de)... bağlacını bağladığı unsurların yapısına göre dört farklı gruba ayırabiliriz: 2.1. Sözcüklerden oluşan ne... ne (de)... li bağlama yapıları Tanpınar ın eserlerinde ne... ne (de)... bağlacı sözcükleri olumsuzluk işleviyle birbirine bağlayabilmektedir: Hakikatte ne şiir ne de hikâye yapılıyor, evvelâ dil yapılıyor. (YG, s. 312), İki Cihan Harbi daha olsun, ne kültür ne medeniyet kalır. (HU, s. 95). Sözcüklerden oluşan ne... ne (de)... li bağlama yapılarında, ne... ne (de)... bağlacının isim tamlamalarının tamlayan ya da tamlanan unsurunu olumsuzluk işleviyle birbirine bağladığı görülmektedir. Bu durumda bağlama grubunun tamlananı ya da tamlayanı ortaktır. Bu kullanımda yüklem olumlu veya olumsuz olabilmektedir: Ne onun ne de Sevim in bilmesini istemem. (AY, s. 39), Bunun ne önü ne sonu vardır; onu demek istedim. (H, s. 282). Sözcükleri birbirine bağlayan ne... ne (de)... li bağlama yapılarında, ne... ne (de)... bağlacının bazen ne de şeklinde kullanıldığını da görmekteyiz. Tanpınar ın eserlerinde bu kullanımın sözcükleri birbirine bağlama işleviyle yalnızca iki kez kullanıldığı görülmektedir. İlk ne nin kullanılıp kullanılmamasının anlamda herhangi bir değişikliğe yol açmaması, bu yapının oluşmasında başlıca etken olarak düşünülebilir. Başka bir ifadeyle bu kullanımın ekonomi ve anlaşılabilirlik kanununa (Gemalmaz, 1988: 1-2) dayandığı belirtilebilir. Bu yapının bulunduğu cümlelerde yüklem olumlu veya olumsuz olabilmektedir: Yerde, ne de vücutta kan vardı. (AY, s. 164), Ama, neticenin böyle olması vâkıanın varlığından bizi şüphe ettiremez, değil mi? Ne de hazzından. (YG, s. 318). ne... ne (de)... li bağlama yapılarının tek ne ( ne de ) ile kullanımında, ne nin daima kuvvetlendirme edatı (de) alarak kullanıldığı görülmektedir. Burada kuvvetlendirme edatının (de) bağlama yapısındaki kullanılmayan ilk ne nin anlam işlevinin de ortadan kalkmasını engellediği düşünülebilir. Çünkü bu yapıda kuvvetlendirme edatını cümleden çıkardığımızda ne nin olumsuzluk işlevinin ortadan kalktığı ve cümlenin anlamında değişme meydana geldiği görülmekte; bu durumda meydana gelen yapı, Türkiye Türkçesinde ancak ve bağlacı kullanılarak ifade edilebilen yapı olarak karşımıza çıkmaktadır: Ama, neticenin böyle olması vâkıanın varlığından bizi şüphe ettiremez, değil mi? Ne de hazzından. (YG, s. 318) (Ama neticenin böyle olması vâkıanın varlığından ne de hazzından bizi şüphe ettiremez, değil mi?)

227 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı Ama neticenin böyle olması vâkıanın varlığından ne hazzından bizi şüphe ettiremez, değil mi? ( Ama neticenin böyle olması vâkıanın varlığından ve hazzından bizi şüphe ettiremez, değil mi? şeklinde düşünülebilir!) Tanpınar ın eserlerinde ne... ne (de)... bağlacı iki sözcüğü birbirine bağlayabildiği gibi ikiden fazla sözcüğü de birbirine bağlayabilmektedir. Bu kullanımın örneklerine Harezm Türkçesinde (Hacıeminoğlu, 2000: 120), Çağatay Türkçesinde (Eraslan, 1999: 146), Eski Anadolu Türkçesinde (Dilçin, 1991: 300), XVII. yüzyıl Osmanlı Türkçesinde (Dağlı ve Kahraman, 2001: 77) ve Türkiye Türkçesi ağızlarında da (Yavuz, 2010: 412) rastlanmaktadır. ne... ne (de)..., çoğunlukla (52 adet) iki sözcüğü birbirine bağlarken seyrek olarak (7 adet) ikiden fazla sözcüğü birbirine bağlamaktadır: Artık ne kıyı ne deniz vardı. (YG, s. 168), Bence ne şark ne şu ne bu vardır; etrafımızda gördüğümüz hayat vardır. (MB, s. 91), Bu mahşerde ne öldüren ne öldürülen ne seven ne sevilen birbirinden fark edilir. (BŞ, s. 95). Sözcükleri birbirine bağlayan ne... ne (de)... bağlacı, çoğunlukla kuvvetlendirme (de) edatı olmadan (35 adet) ve daha az olmak üzere kuvvetlendirme edatıyla (24 adet) kullanılmaktadır. Olumsuz anlam işlevine sahip ne... ne (de)... bağlacının kullanıldığı cümlenin yüklemi, çoğunlukla olumlu (37 adet) ve -daha az olmak üzere- olumsuzdur (22 adet). Tanpınar ın eserlerinde, sözcüklerden oluşan ne... ne (de)... li bağlama gruplarının bulunduğu cümlelere ait yüklemlerin olumlu ya da olumsuz olmasında çeşitli etkenlerin var olduğunu görmekteyiz. Bunlar: 1. Sözcüklerden oluşan ne... ne (de)... li bağlama yapılarının yer aldığı cümleler, olumsuz işleve sahip madan zarf-fiil ekiyle zarf işlevli yapılara dönüşebilmektedir. Dolayısıyla bu kullanım, ne... ne (de)... li bağlama grubunun ait olduğu yüklemi olumsuz hâle getirmektedir. Türkçede -madan eki tek başına kalıplaşmış bir ek olduğu için olumlu kullanılmasına imkân yoktur. Bu yapıların zarf işlevi gördüğü cümlenin yüklemi ise daima olumludur. Bu kullanımın 3 adet örneği vardır: Hakikatte bir türlü atlayamadığı bir eşiğin üstünde kararsız ve biçare, ne geriye ne ileriye kımıldamadan kalmıştı. (MB, s. 82), Filhakika onun bembeyaz sahifesi üzerine her hâtıra yazılabilir, her hareket tasavvur edilebilir, her tasavvur onun ne beyazlığını ne de bütünlüğünü bozmadan oradan fışkırabilirdi. (HU, s. 326). 2. Sözcükleri birbirine bağlayan ne... ne (de)... li cümlelerin -dik, -AcAk sıfat-fiil ekini aldıkları durumlarda, ekten önce daima bir olumsuzluk ekinin kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu kullanım, ne... ne (de)... li bağlama grubunun ait olduğu yüklemi olumsuz hâle getirmektedir. Tanpınar ın eserlerinde bu durumun 3 adet örneği vardır: Üst üste kaybettiği dört çocuğun acısı, gelin olarak geldiği ve bir zamanlar ne Mümtaz ın ne de Nuran ın hayalinin alamayacağı bir debdebe içinde halayıklar, ahretlikler sazlar, sohbetler arasında yaşadığı bu eve, hattâ bu semte uğramasını menediyordu. (HU, s. 176), Ne yemekten ne servisten anlamadığı, hattâ böyle şeylere ehemmiyetsiz gözü ile baktığı âşikârdı. (H, s. 178). -dik, -AcAk sıfat-fiil ekleri için karşılaşılan bu durum, aynı kullanımlarda An sıfat-fiil eki için geçerli değildir. Çünkü bu fiilimsi eki, genellikle olumsuzluk ekiyle birlikte kullanılmamaktadır. Bu yüzden olumsuzluğun bütün sıfat-fiil ekleri için sabit olmadığı görülmektedir: Ortasına doğru bir yerde ağaçta devekuşunun resmidir diye acayip ve acemi bir elle yazılmış başlığın altında ne

Erkan SALAN 228 deveye ne kuşa benzeyen bir resim, alt tarafında yalanmış mürekkebin kararttığı karışık bir desen vardı. (HU, s. 50). 3. ne... ne (de)... li bağlama grubunun bulunduğu cümlede, olumsuzluk bildiren bir sözcük ya da sözcük grubu bulunması durumunda yüklem kesinlikle olumsuzdur. Burada ne... ne (de)... li bağlama grubu, olumsuzluk bildiren yapının açıklayıcısı ve pekiştiricisi durumundadır ve dolayısıyla yüklemle bir ilgisi yoktur. Bu kullanımın 3 adet örneği vardır: Ne ben ne de kimse, hiçbirimiz bir şey yapamıyorduk. (SAE, s. 140), Ne eskiye ne yeniye, hiçbir şeye mukavemet edemiyoruz. (YG, s. 208), O zaman, ne testere ne bıçak, hiçbir şey işlemiyordu. (SAE, s. 174). 4. Yüklem ile ne... ne (de)... li bağlama grubu arasına herhangi bir unsur girdiğinde, yüklem genellikle olumsuz olmaktadır. Bağlama grubunun yüklemden uzaklaşmasıyla olumsuzluk etkisinin azalması, bu durumun başlıca nedeni olarak düşünülmektedir (Safa, 1999: 19). Ayrıca burada bağlama grubunun vurgulanan unsur olmaktan çıkması da dikkate değerdir. Aksi durumlarda yüklemin genellikle olumlu olduğu görülmektedir: Ne o ne de İhsan, Muhtar ın masasına bakmıyorlardı. (SD, s. 240) (olumsuz), Fakat Leylâ şu anda ne Selim i ne de Suat ı düşünüyordu. (AY, s. 224) (olumlu). Sözcükleri birbirine bağlayan ne... ne (de)... li bağlama grubunda, bazen bağlanan unsurlar arasına çeşitli sözcük ya da sözcük grupları girebilmektedir. Bu durum ne... ne (de)... yapısının kalıplaşmadığının göstergesi olarak yorumlanabilir: Ne Boğaz ve ne Haliç, bu tarzda ticaret ve sanayi kolaylığı için feda edilecek yerler değildir. (YG, s. 174), Tek ümidimiz Avrupa birliğidir, onu da ne Amerika ne İngiltere hattâ ne de Rusya ister. (TM, s. 214), Ne elbise ne yaş hattâ bir nispette kalmak şartiyle ne güzellik ne iş ona tesir ederdi. (HU, s. 192). Tanpınar ın eserlerinde, yüklemi olumlu 36 adet ne... ne (de)... yapısı ve 1 adet ne de yapısı; yüklemi olumsuz 21 adet ne... ne (de)... yapısı ve 1 adet ne de yapısından oluşmuş, sözcükleri birbirine bağlayan toplam 59 adet ne... ne (de)... yapısı vardır. 2.2. Sözcük gruplarından oluşan ne... ne (de)... li bağlama yapıları Tanpınar ın eserlerinde ne... ne (de)... bağlacı, isim ve sıfat tamlamaları, fiilimsi grupları ve -seyrek olmak üzere- unvan grupları gibi sözcük gruplarını olumsuzluk anlam işleviyle birbirine bağlayabilmekte ve bu kullanımların pek çok (148 adet) örneği bulunmaktadır. ne... ne (de)... bağlacı, bu örneklerin çoğunda tamlamaları birbirine bağlamaktadır: Ne Mümtaz bu kadar sevebileceğini ne Nuran bu tarzda sevileceğini düşünmüştü. (HU, s. 142) (fiilimsi grubu), Ne dilindeki ağırlık ne de ellerindeki titreme geçti. (SAE, s. 66) (sıfat tamlaması), Ne ev halkının azarları ne ustaların kovalaması kâr etti. (SD, s. 16-17) (isim tamlaması), Ne babamda ne annemde haysiyet denen şey yok... (SD, s. 27) (eksiltili isim tamlaması / iyelik öbeği). Bu yapıdaki ne... ne (de)... li bağlama gruplarının yer aldığı cümlelerde, yüklemlerin olumlu (74 adet) ve olumsuz (74 adet) örneklerinin eşit sayıda olduğu görülmektedir. Yüklemlerin olumlu ya da olumsuz olmasında çeşitli etkenler söz konusudur. Bunlar:

229 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı 1. Yüklem ile ne... ne (de)... li bağlama grubu arasına herhangi bir cümle unsurunun girmediği durumlarda yüklem genellikle olumludur. Burada olumsuz anlam işlevine sahip bağlama grubunun vurgulu olması ve olumsuzluk açısından yüklemi etkilemesi yüklemin olumsuz olmamasında başlıca etken olarak düşünülebilir: Ne yeni, süslü elbiselerim ne su geçmez potinim ne sıcak paltom vardı. (SAE, s. 22), Ne esaslı bir düşüncem ne şahsî bir keşfim veya tercihim vardı. (YG, s. 301). 2. Yüklem ile ne... ne (de)... li bağlama grubu arasına herhangi bir cümle unsuru girdiği durumlarda yüklem genellikle olumsuzdur. Bağlama grubunun yükleme olan olumsuzluk etkisinin azalması ve cümle vurgusunu kaybetmesi bu durumun başlıca nedeni olarak ifade edilebilir: Ne etrafımdakilerin ıztırabı ne evi dolduran çığlıklar ne mırıldanan dualar bu akışın altından sıyrılamıyordu. (YG, s. 127), Ne belindeki kırmızı peşkir ne göğüslerinin meydan okuyuşu ve boynunun güvercin dolgunluğu sabahki perişan kıyafetinde olduğu gibi yaşını gizlemiyordu. (AY, s. 35). 3. Olumsuzluk bildiren bir sözcük veya sözcük grubunun cümlede bulunması durumunda, yüklem kesinlikle olumsuz olmaktadır. Bu kullanımlarda, ne... ne (de)... bağlacı olumsuzluğu pekiştiren bir işleve de sahiptir. Tanpınar ın eserlerinde bu kullanımın örnekleri (14 adet) kural teşkil edecek sayıdadır: Tabiatiyle ne bu Şerbetçibaşı nın ne de Saliha Sultan ın kim olduğunu hiç kimse merak etmiyordu. (SAE, s. 94), Ne kızımla oynadığı zeybeği ne Halit Ayarcı dan gördüğü ikramı ne de Ahmet Zamanî nin kabirini ziyaret ettiğimiz gün kendisine Çamlıca da çektiğim yoğurtlu kebap ziyafetini hiç unutmuyordu. (SAE, s. 340). ne... ne (de)... li bağlama grubu, olumsuzluk bildiren yapının açıklayıcısı ve pekiştiricisi olarak kullanılabilmektedir: Halbuki onların hiçbiri, ne çocukluğum ne tahsil senelerim ne babam ne ondan evvelkiler hiçbiri yaşamıyor. (H, s. 285), Ne dünkü sefaletim ne bugünkü refahım, hiçbir şey onun mucizesiyle doldurduğu seneleri benden bir daha alamadılar. (SAE, s. 22). 4. Bağlama grubunun bulunduğu cümlelerin -dik, -AcAk sıfat-fiil eklerini aldıkları durumlarda, sıfat-fiil ekinden önce daima bir olumsuzluk ekinin kullanıldığı görülmektedir. Dolayısıyla bu kullanım ne... ne (de)... bağlama grubunun ait olduğu yüklemi olumsuz hâle getirmektedir. Tanpınar ın eserlerinde bu kuralın 7 adet (-AcAk 1 adet, -dik 6 adet) örneği vardır: Çocukluğumda, ne Şerbetçibaşı Elması nın hırsızı ne miras kaçırıcısı ve Doktor Ramiz in hastası olmadığım o mesut zamanlarda, sabah kahvaltımızı yaparken herkes o gece gördüğü rüyayı anlatırdı. (SAE, s. 117), Fakat, ondan öğrendiği tabirle, bu küçük Scala kurulur kurulmaz, evde ne kendisinin ne de efendisinin rahatı kalmayacağını kestiren Ali, onu bu ziyaretlerinde yalnız bırakmıyor (MB, s. 140). İsim görevinde kullanılabilen yapılar meydana getiren -dik ve -AcAk sıfat-fiil ekleri için geçerli olan bu durum, -mak isim-fiil eki için geçerli değildir. Çünkü bu fiilimsi ekinin Tanpınar ın eserlerinde olumsuzluk ekiyle kullanımı yoktur: Fakat ne bu saçların parıltısı ne de şimdi mayo içindekinden başka türlü güzel olan endamını beğenmeğe pek vakti olmadı. (H, s. 301), Fakat ne kim olduklarını ne de nereden gelip nereye gittiklerini anlayabilmek mümkün oldu. (H, s. 71). 5. Bağlama grubunun yer aldığı cümlenin -madan zarf-fiil ekini alarak zarf işlevli yapıya dönüştüğü de görülmektedir. Bu zarf-fiil ekinin yapısı gereği, bağlacın bağlı olduğu yüklem olumsuzdur. Tanpınar ın

Erkan SALAN 230 eserlerinde bu kullanımın tek bir örneği vardır: Yavaş yavaş Behçet Bey ısrarı, inceleyici zekâsı, teferruat düşkünlüğü ile devlet denen mekanizmanın daima gölgede kalan, ne adı ne şahsiyeti göze çarpmadan çalışan o esaslı çarklarından biri olmuştu. (MB, s. 60). Tanpınar ın eserlerinde sözcük gruplarını birbirine bağlayan ne... ne (de)... bağlacının bazen ne de şeklinde kullanıldığı da (14 adet) görülmektedir. Bu kullanımda ilk ne nin anlam yükünün olmaması ve anlam işlevinin de kuvvetlendirme edatıyla giderilmesi ne nin kullanılmamasında başlıca etken olarak düşünülebilir. Çünkü bu yapıda ne hiçbir zaman kuvvetlendirme edatı (de) olmadan kullanılamamaktadır: Onun ciddiliği, saadeti kendi içinde bulan cömert yaratılışı ne de sakin güzelliği vardı Pakize de. (SAE, s. 147), Vakıâ, şehrin saatleri ne de hususî saatler hâlâ gereği gibi muntazam işlemiyor. (SAE, s. 347). Bu yapıda, bazen ilk kısımda kullanılan olumsuz anlamlı bir sözcük ne nin işlevini de yerine getirebilmektedir: Hiçbir fizyolojist ne de eski ilm-i menafiülaza onun kadar el çeşitlerini bilmezdi. (AY, s. 275). Sözcük gruplarını birbirine bağlayan ne... ne (de)... li bağlama yapılarının bulunduğu cümlelerin ikisinin yüklemi olumluyken diğerlerinin yüklemi olumsuzdur. Yüklem ile bağlama grubu arasına herhangi bir unsurun girmesi veya girmemesi, bu durumun başlıca nedenidir. Tanpınar ın eserlerinde, ne... ne (de)... bağlacının ne (ne sözcük grubu ne de sözcük grubu ) ne ( sözcük grubu ) şeklinde iç içe girişik yapı oluşturabildiği görülmektedir: Uçak yolculuğunun ne Valéry Larbaud su ne de Blaise Cendrars ı ne Apollinaire i ve Paul Morand ı çıktı. (YG, s. 241). ne... ne (de)... bağlacının sıklıkla eksiltili isim tamlaması / iyelik öbeği yapılarıyla bağlama grubu oluşturabildiği (40 adet) görülmektedir. Bu kullanımlar, ne... ne (de)... bağlacının çoğunlukla kısa dil yapılarını bağlamaya elverişli olduğunun göstergesi olarak da yorumlanabilir. Çünkü bunlar tamlayan unsuru düşmüş, sözcük görünümünde eksiltili isim tamlaması / iyelik öbeği yapılarıdır: Ne parmaklarında ne boynunda hiçbir süs yoktu. (AY, s. 196), Hâlinden şikâyet etmez, ne servetinden ne de yokluğundan bahsederdi. (SD, s. 292). Sözcük gruplarını birbirine bağlayan ne... ne (de)... li bağlama yapılarında, çoğunlukla iki sözcük grubu (123 adet) birbirine bağlanmaktadır. Bunun yanı sıra seyrek olmak üzere ikiden fazla (21 adet 3, 3 adet 4 ve 1 adet 6) sözcük grubunun da birbirine bağlandığı görülmektedir. 2.3. Cümlelerden oluşan ne... ne (de)... li bağlama yapıları ne... ne (de)... bağlacı sözcükleri, sözcük gruplarını birbirine bağladığı gibi cümleleri de olumsuzluk işleviyle birbirine bağlayabilen bir bağlaçtır. ne... ne (de)... nin Tanpınar ın eserlerinde bu işlevi büyük ölçüde koruduğu ve işlek bir kullanıma (110 adet) sahip olduğu görülmektedir: Ne şahı kımıldatabiliyor ne süvariyi geri atabiliyordu. (MB, s. 50), Bizi değiştirecek şeylere karşı ne bir mukavemet gösterebiliyoruz ne de ona tamamiyle teslim olabiliyoruz. (YG, s. 35), Ne içindeyiz zamanın / Ne de büsbütün dışında; / Yekpâre, geniş bir ânın / Parçalanmaz akışında. (B, s. 19).

231 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı Ahmet Hamdi Tanpınar, eserlerinde genellikle uzun cümleler kullanan bir yazar olmasına rağmen ne... ne (de)... bağlacıyla birbirine bağlanan cümlelerin çoğunlukla kısa cümleler olduğu görülmektedir. Bu, ne... ne (de)... bağlacının kısa unsurları birbirine bağlamaya elverişli bir bağlaç olduğunun veya / ve anlatımda vurgulama yoluyla kuvvetlendirmeyi sağlama amacının bir göstergesi olarak düşünülebilir: Ne ölüm var ne de hayat var. (HU, s. 67), Muhtar a ne alışılır ne de sevilir. (SD, s. 297), Ne evliyim ne de kocam deli. (H, s. 299). ne... ne (de)... bağlacının çoğunlukla iki cümleyi birbirine bağladığı ve bunun dışında sadece dört örnekte üç farklı cümleyi birbirine bağlayarak birleşik cümle yapısı oluşturduğu görülmektedir. ne... ne (de)... bağlacının ikiden fazla cümleyi birbirine bağladığı yapılara Çağatay Türkçesinde (Köktekin, 2007b: 118; Karasoy, 1998: 132), Eski Anadolu Türkçesinde (Tiken, 2004: 95), XVII. yüzyıl Osmanlı Türkçesinde (Kahraman ve Dağlı, 1999: 172) ve Türkiye Türkçesi ağızlarında da (Yavuz, 2010: 414) rastlanmaktadır. İkiden fazla unsuru birbirine bağlayan bu bağlama yapısının oluşumunda, genellikle cümle kısalığının önemli bir etkiye sahip olduğunu görmekteyiz. Ayrıca bu cümleler ortak öge veya kiplere de sahiptir: Vâkıa bu son karşılaşmada ne enstitü yıkıldı ne param azaldı ne mevkiim sarsıldı. (SAE, s. 303), Günlerce doğru dürüst ne yemiş ne içmiş ne de uyku uyumuştu. (MB, s. 52). ne... ne (de)... li bağlama yapısında, bazen ilk ne li kısmın sözcük ve sözcük grubunun bağlanmasıyla oluşmuş ne... ne (de)... li bağlama grubundan meydana geldiği görülmektedir. Bu, ne... ne (de)... li bağlama yapılarının iç içe geçerek kullanılabildiğini gösteren farklı ve Türkçede genellikle karşılaşılmayan bir kullanımdır: Bu sefer gariptir ki Selim ne Dufrènes lerin ne de Dördüncü Henri nin sevgilisinin evini merak etmişti ne de Andrienne i düşünmüştü. (AY, s. 195), Nitekim katlanıyormuş da! İğreniyordum, ama bu da bir hayat... diyordum. Ama seni görünce iş değişti. Şimdi kabil değil artık! Ne bu ayıpla yaşayabilirim ne de seninle?.. Ne de sensiz demiş ve kendisini öldürmesi için yalvarmış, o da peki! demiş. (SD, s. 198). Cümlelerin birbirine bağlandığı ne... ne (de)... li bağlama yapılarında yüklemlerin kurallı bir şekilde olumlu olduğu görülmektedir. Bu bakımdan Tanpınar ın eserleri, cümlelerden oluşan ne... ne (de)... li bağlama yapılarında yüklemlerin olumlu olduğunu ve olması gerektiğini gösteren önemli örneklerdir. Tanpınar ın eserlerinde bunun tek bir istisnası vardır. İstisna olan bu örnekte de ne... ne (de)... ile bağlanan iki cümleden ilkinin yüklemi olumluyken ikinci cümlenin yüklemi olumsuzdur. Bu kullanımın gözden kaçmış yanlış bir tercih olabileceği kanaatini taşımaktayız: Düşündüklerini aynıyla koyabilmek, hikâyesini hiç bir noktayı unutmadan anlatabilmek için ne hilelere başvuruyor ne çetin meseleleri asrıyla beraber halletmiyor! (YG, s. 452). Bu yapıda, ne... ne (de)... bağlacının değişik şekli olan ne de nin diğer yapılara göre çok daha fazla kullanımının olduğunu (39 adet) görmekteyiz. Bu kullanımlarda ne de li bağlama yapısının ilk kısmı olumsuz cümle; ikinci kısmı ise olumlu cümledir (olumsuz cümle + ne de + olumlu cümle). İlk kısımdaki olumsuzluğun açık bir şekilde ne... ne (de)... yapısındaki ilk ne nin olumsuzluk işlevini de yerine getirdiği görülmektedir. Dolayısıyla bu yapı, ne... ne (de)... bağlacında ne nin olumsuzluk işlevini gösteren ilginç ve somut bir yapıdır. Tanpınar ın eserlerinden hareketle Türkiye Türkçesinde ne... ne (de)... bağlacının ne de şeklinde düzenli bir kullanımının da var olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Cümleleri birbirine bağlayan ne

Erkan SALAN 232 de bağlacı her zaman kuvvetlendirme edatıyla (de) birlikte kullanılmaktadır: Yaşanmış hayat unutulmuyor ne de büsbütün kayboluyor, ne yapıp yapıp bugünün veyahut dünün terkibine giriyor. (BŞ, s. 15), Onların lehte ve aleyhte Selim in vereceği hükümlere hiçbir ihtiyaçları yoktu. Ne de Selim in kendisi veya düşünceleri onlar için bir mikyas olabilirdi. (AY, s. 103). Cümleleri bağlayan ne... ne (de)... bağlacının ne de şeklindeki kullanımı, aslında yeni ortaya çıkmış bir kullanım değildir. Bu kullanımın Eski Anadolu Türkçesinde ne hod / ho, ne hem, ne dahı şeklinde Farsça hod / ho, hem ve Türkçe dahı kuvvetlendirme edatları ile birlikte aynı işlev ve kullanımla var olduğu tespit edilmiştir (Tiken 2004: 94). Bugünkü kullanıma göre tek fark, kuvvetlendirme edatındaki farklılıktır. Bu bakımdan Tanpınar ın eserleri, Eski Anadolu Türkçesinde ne hod / ho, ne hem, ne dahı şeklinde karşımıza çıkan yapının Türkiye Türkçesinde ne de şeklinde varlığını sürdürdüğü dikkate değer eserler olarak karşımıza çıkmaktadır. Cümleleri birbirine bağlayan ne de bağlama yapısının farklı iki kullanımı vardır. Bu kullanımlarda ne de bağlacının her iki tarafındaki cümlenin olumsuz yükleme sahip olduğu görülmektedir. Burada ne de yapısı kanaatimizce farklı bir işleve sahiptir ve bu işlev bizi Türkiye Türkçesinde ne nin ve işlevinde de kullanılan bir bağlaç olabileceği düşüncesine yaklaştırmaktadır. Çünkü buradaki olumsuzluğun ne ile ilgisi yoktur ve ne sadece olumsuz iki eş cümleyi birbirine bağlamaktadır: Hiçbir düşüncesi onlara çarparak kendisine dönmeyecek ne de doğrudan doğruya kendiliklerinden gelen huşunetle onu içinden sarsmayacaklardı. (AY, s. 72) ( Hiçbir düşüncesi onlara çarparak kendisine dönmeyecek ve doğrudan doğruya kendiliklerinden gelen huşunetle onu içinden sarsmayacaklardı. şeklinde düşünülebilir!) Fakat Zeynep Hanımın intiharı hiçbir erkeği hafifletmişe benzemiyordu. Ne de yine bu erkeklerden herhangi birini tabiî kocasından başka, büyük bir teessüre düşürmemişti. (SAE, s. 166) ( Fakat Zeynep Hanımın intiharı hiçbir erkeği hafifletmişe benzemiyordu ve yine bu erkeklerden herhangi birini tabiî kocasından başka, büyük bir teessüre düşürmemişti. şeklinde düşünülebilir!) ne sözcüğünün Uygur ve Karahanlı Türkçesi döneminde ve işlevine de sahip bir bağlaç olduğu tespit edilmiştir (Nalbant 2003: 84). Bugün Türkmen Türkçesinde hem sözcüğü, hem hem şeklinde yinelemeli bağlaç olarak kullanılabildiği gibi hem şeklinde ve işlevli bağlaç olarak da kullanılabilmektedir (Salan, 2011: 1672). Aynı durumun ne sözcüğü için de geçerli olduğu; ne nin ve işleviyle Türkmen Türkçesinde de korunduğu görülmektedir: Biz muña çıdap bilmeris kim bir gödek bize ne butumıza hıyanat ve äsgermezlik etmegini. (Biz bir hainin bize ve putumuza ihanet etmesine ve bizi küçük görmesine dayanamayız.) (TE-7, s. 42). Bu bakımdan Tanpınar ın eserlerinde geçen örnekler, ne nin ve işlevini Türkiye Türkçesinde de korumuş olabileceği düşüncesini destekler niteliktedir. 2.4. Farklı unsurların bağlanmasıyla oluşmuş ne... ne (de)... li bağlama yapıları

233 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı Bu yapılar, ne... ne (de)... bağlacının bağladığı unsurların farklı özellikte olduğu yapılardır. Başka bir ifadeyle ne... ne (de)... bağlacının -sözcük ve sözcük grupları olmak üzere- farklı unsurları aynı bağlama grubu içerisinde birbirine bağladığı yapılardır. ne... ne (de)... nin bu kullanımı, Tanpınar ın eserlerinde sık karşılaşılan kullanımlardandır. Bunları bağladıkları unsurların sayısına göre dört gruba ayırabiliriz: 2.4.1. İki unsurlu ne... ne (de)... yapıları: Bu kategoride, Tanpınar ın eserlerinde en çok kullanılan ne... ne (de)... li bağlama yapılarıdır. Bu yapıların toplam 54 adet örneği ve iki şekilli kullanımı vardır: 2.4.1.1. ne (sözcük grubu) ne (sözcük): Tanpınar ın eserlerinde sık karşılaşılan (17 adet) ne... ne (de)... li bağlama yapılarıdır: Biz vardığımız zaman ne koca konaktan ne de mahalleden eser kalmıştı. (MB, s. 90), Her şey düzeldiği zaman ne ihtiyar kadını ne de bahriyeliyi görebildik. (SD, s. 143). Bu gruptaki bağlama yapılarının bulunduğu cümlelerde yüklem çoğunlukla olumluyken (11 adet) olumsuz örneklerin de (6 adet) olduğu görülmektedir. Yüklem ile bağlama grubu arasına herhangi bir sözcük veya sözcük grubunun girmesi, olumsuz anlama sahip hiç, hiçbir sözcüklerinin cümlede kullanılması, ne... ne (de)... li bağlama grubunu içinde barındıran cümlelerin -dik, -AcAk fiilimsi eklerini olumsuzluk ekiyle birlikte almaları genel olarak yüklemin olumsuz olmasının başlıca nedenleridir: Tevfik Beyin, ne hanımını ne de oğlu Yaşar ı hiç sevmediğini, fakat Talât Beyin aşk macerasından sonra ailede kadın boşamaktan herkes korktuğu için tahammül ettiğini bilirdik. (SD, s. 156), Fakat başlangıcını bilmediğim çok mühim meseleler üzerinde yazılmış bu eserler ne benim edebî zevkime ne de anlayışıma hiçbir tesir yapmadılar. (SAE, s. 7), Ne Süleyman ın kendisi ne Belkıs tek başlarına bu aşk hikâyesinin sembolü olamazlardı. (AY, s. 135). Buradaki bağlama yapısı örneklerinde değişik bir kullanım vardır. Anlam olarak dört unsurun birbirine bağlandığı tek bağlama grubu, ne de yapısının sadece iki unsuru birbirine bağlayabilmesinden dolayı birbirinden farklı iki grup şeklinde ifade edilmiştir. Birbirinden farklı iki bağlama grubu gibi görünen bu örnek, aslında dört unsurun birbirine bağlandığı tek bağlama yapısıdır: Köşk yok ki artık Ne de çocuklar. Ne Süleyman ın horozu ne de atlar. (AY, s. 50). Bu yapıdaki ne... ne (de)... bağlacının sadece aşağıdaki örnekte ne de şeklinde kullanıldığı görülmektedir. Hiçbir sözcüğünün ne nin anlam işlevini de yerine getirmesi, bunda başlıca etken olarak ifade edilebilir: Hiçbir fikri ne de kimseyi müdafaa edecek halde değilim. (YG, s. 205). 2.4.1.2. ne (sözcük) ne (sözcük grubu): Bu bağlama yapısının aynı gruptaki diğer yapılara göre çok fazla kullanılmış olduğu (37 adet) görülmektedir: Bu gece benim için ne Meksika ne başka yer var. (AY, s. 153), Ne hayat ne de ölüm adını verdiğimiz kardeşi, doktorsuz olurdu. (HU, s. 358). Bu bağlama yapısının yer aldığı cümlelerdeki yüklemlerin olumlu (22 adet) ve olumsuz (15 adet) olmak üzere her iki şekilde de kullanıldığı görülmektedir. Burada, Yüklem ile bağlama grubu arasına herhangi bir sözcük ve sözcük grubunun girmesi, olumsuz anlama sahip hiç, hiçbir sözcüklerinin cümlede kullanılması, ne... ne (de)... bağlama yapısını içinde barındıran cümlelerin -dik sıfat-fiil ekini olumsuzluk ekiyle birlikte almaları, yüklemin

Erkan SALAN 234 cümle başında yer alması ve madan zarf-fiil eki genel olarak olumsuzluğun başlıca nedenleridir: Bunlar o cins şeylerdi ki, ne hakikatini ne de gülünç tarafını bugünün insanı anlayamaz. (SAE, s. 51), Ve bu acayip XVII. Asırda padişahlar ne şehirde ne kendi saraylarında hiç de hür değildiler. (BŞ, s. 228). Türkçede -özellikle şiirlerde-, ne... ne (de)... li bağlama grubunun bağlı olduğu yüklemin cümle başında olumsuz olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu durum, aslında ne... ne (de)... li bağlama grubunun sadece kendinden sonra gelen yüklemi olumsuzluk yönünden etkileyebildiği şeklinde yorumlanabilir. Bu kullanımın Tanpınar ın eserlerinde tek bir örneği vardır: Acıma ne kendine ne de gelecek günlerine. (B, s. 77). 2.4.2. Üç unsurlu ne... ne (de)... yapıları: İki unsurlu ne... ne (de)... yapılarına oranla çok daha az kullanılan bağlama yapısıdır. Tanpınar ın eserlerinde bu yapının 20 adet örneği vardır. Bunlar beş farklı şekilde kullanılmaktadır: 2.4.2.1. ne (sözcük) ne (sözcük) ne (sözcük grubu): Bu grupta en çok kullanılan (9 adet) ne... ne (de)... li bağlama yapısıdır: Ne şarka ne garba ne falana feşmekâna bağlıyım; bize bağlıyım. (MB, s. 94), Hakikaten dünyası diyebileceği herkes bu evde idi; fakat o anda ne Nuran ı ne İhsan ı ne de evdeki öbür misafirleri düşünüyordu. (HU, s. 298). Bu yapıda, belirli bir anlam yükü taşımadığı durumlarda özellikle ilk ne nin kullanılmadığı da görülmektedir: İstanbul dan ne Fakülte den ne de bir yerden mektup alamıyorum. (TM, s. 208). 2.4.2.2. ne (sözcük) ne (sözcük grubu) ne (sözcük): Tanpınar ın eserlerinde bu yapının kullanımı, sadece aşağıda verilen örnekten ibarettir. Pek tercih edilen bir kullanım değildir: Her vesile ile bana onları anlattılar; hakikatte evimizde asıl yaşayanlar onlardı; ne benim ne dadımın ne de evdekilerin kendimize mahsus bir hayatımız pek yoktur. (H, s. 113). 2.4.2.3. ne (sözcük) ne (sözcük grubu) ne (sözcük grubu): Ne İstanbul u ne genç kadını ne de hayat dediğimiz ve ne olduğunu bir türlü bilmediğimiz şeyi hiçbir zaman bu kadar güzel bulmamıştı. (H, s. 307). Bu yapıda ne... ne (de)... li bağlama yapılarının ne (ne ne de ) ne de (sözcük grubu) şeklinde iç içe girdiği örneğe de rastlamaktayız: Fakat genç kız ne ona ne de atını arabanın yanından ayırmayan jandarmaya ne de hiç kimseye tek kelime söylüyordu. (HU, s. 27). 2.4.2.4. ne (sözcük grubu) ne (sözcük) ne (sözcük grubu): Vâkıa bu sefer ne genç kadını ne masayı ne balık kavanozunu görmüştü. (H, s. 237). Bu yapıda, bazen olumsuz anlama sahip hiçbir sözcüğü ne nin olumsuzluk işlevini de yerine getirebilmekte ve dolayısıyla ne nin kullanılmadığı görülmektedir. Bu kullanım, ne nin olumsuzluk işlevini gösteren somut örneklerden biri olması bakımından dikkate değerdir. Ayrıca burada ne... ne (de)... li bağlama yapısının ne (ne sözcük grubu ne de sözcük ) ne (sözcük grubu) şeklinde iç içe kullanılabildiği de görülmektedir: Serinletmesin ne çıkar / Bu ümitsiz yalvarışı, / Hiçbir meyve, ne de pınar, / Ne de günlerin akışı! (B, s. 36).

235 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı 2.4.2.5. ne (sözcük grubu) ne (sözcük grubu) ne (sözcük): Dede nin kendisine has bir melânkolisi vardır ki ne yaşadığı devirle ne de hayatının ârızaları ile hattâ ne de Mevlevîlikle tamamıyle izah edilemez. (BŞ, s. 247). 2.4.3. Dört unsurlu ne... ne (de)... yapıları: Tanpınar ın eserlerinde bu yapılar seyrek kullanılan (9 adet) yapılardır. ne... ne (de)... bağlacının çoğunlukla kısa unsurlu yapıları bağlamaya elverişli olması, bunda başlıca etken olarak düşünülebilir. Bu yapıların bir kısmının yüklemi olumsuzken (6 adet) bir kısmının yüklemi olumludur (3 adet). Yüklemin olumsuz olmasının başlıca nedeni, yüklem ile ne... ne (de)... li bağlama yapısı arasına herhangi bir sözcük ya da sözcük grubunun girmesidir. Aksi durumda yüklemin olumlu olarak kullanıldığı görülmüştür. Bu yapı beş farklı şekilde kullanılmaktadır: 2.4.3.1. ne (sözcük grubu) ne (sözcük grubu) ne (sözcük) ne (sözcük grubu): Daha başladığı anda o kadar dikkatle beklediği bu tren sesi ona ne Erenköy istasyonunun küçük bahçesinin yaz sabahlarını, ne trenle önünden her geçişinde kapalı pencerelerini seyretmekten hoşlandığı büyük, Abdülaziz devri konağında güzel, taze kadınları, ihtiyar halayıklar ve kalfalarıyla vehmettiği sırları, ne istasyonu ne merdivenlerinden çıkar çıkmaz kış günlerinde yüzünü kavuran o keskin poyrazlardan birini, hiçbir şey getirmemişti. (AY, s. 54-55). 2.4.3.2. ne (sözcük) ne (sözcük grubu) ne (sözcük grubu) ne (sözcük grubu): Ne perdeler, ne perdenin muhteşem örtüsü, ne yerdeki küçük seccade ve sedef rahleler, ne duvardaki fotoğraf vardı. (H, s. 70). 2.4.3.3. ne (sözcük) ne (sözcük) ne (sözcük) ne (sözcük grubu): Tanpınar ın eserlerinde dört unsurlu yapılar içerisinde en çok kullanılan (3 adet) yapıdır. Bunda çoğunlukla sözcüklerin bağlanması başlıca etken olarak düşünülebilir. Çünkü ne ne bağlacının genellikle kısa unsurları bağladığı görülmüştür: Ne irade, ne akıl, ne mantık, ne dünü hatırlamak, hiçbir şey onun önüne geçemiyor. (SD, s. 297). 2.4.3.4. ne (sözcük) ne (sözcük) ne (sözcük grubu) ne (sözcük grubu): O ne medreseden, ne tekkeden, ne şeyhülislâm kapısından, ne kazasker konağından gelir; halkın hayatından doğmuştur. (MB, s. 92). 2.4.3.5. ne (sözcük) ne (sözcük grubu) ne (sözcük) ne (sözcük): Hayır Selim i unutmayacaklardı, unutmalarına imkân yoktu. Korkunç bir şeydi bu. Garip şekilde korkunç Ne Selim i ne de öbürlerini. Ne Ziya yı ne Nuri yi Hiçbirini unutmayacaklardı. (AY, s. 155). 2.4.4. Dörtten fazla unsurdan oluşan ne... ne (de)... yapıları: Tanpınar ın eserlerinde bu kullanımın iki örneği vardır. Bunlardan biri 5 unsurdan ve diğeri 9 unsurdan oluşmuş ne... ne (de)... li bağlama grubudur. Birinde olumsuzluk bildiren bir sözcük; diğerinde ne... ne (de)... li bağlama yapısı ile yüklem arasında bir sözcük grubu bulunmasından dolayı her ikisinin de yüklemi olumsuzdur: Artık hiç kimseyi tek başına düşünemiyordu; ne Nuran ne İhsan ağabeyi ne yenge ne Macide ne yazacağı kitap, hiçbiri yoktu. (HU, s. 373), Daha ne Goethe ne Balzac ne Stendhal ne Dostoievsky ne Tolstoy ne Dickens ne on sekizinci asır İngiliz romanının şaheserleri ne Moliére ne Racine Türkçe de tam olarak okunamaz. (YG, s. 32). Tanpınar ın eserlerinde toplam 85 adet sözcüklerden ve sözcük gruplarından oluşmuş farklı unsurlu bağlama yapısı bulunmaktadır. Bu yapıların büyük çoğunluğu ne... ne (de)... yapısında iken sadece iki örnekte ne

Erkan SALAN 236 de yapısı kullanılmıştır. Bu yapıda, genellikle iki unsurun (54 adet) ve daha az olmak üzere ikiden fazla unsurun (31 adet) birbirine bağlandığı; özellikle ikiden fazla unsurdan oluşan ne... ne (de)... yapılarında sözcüklerin sözcük gruplarına oranla daha fazla tercih edildiği görülmektedir. Farklı unsurları birbirine bağlayan ne... ne (de)... li bağlama grubunun bulunduğu cümlelerde hiç, hiçbir gibi olumsuzluk bildiren sözcüklerin kullanılması durumunda yüklemin kurallı bir şekilde olumsuz olduğu; yüklem ile bağlama grubu arasına çeşitli unsurların girmesi durumunda ise -istisnaları olmakla birlikte- yüklemin genellikle olumsuz olduğu görülmektedir. Tanpınar ın eserlerinde, ne... ne (de)... bağlacının sözcük ve sözcük gruplarından oluşan farklı unsurlu bağlama yapıları meydana getirebildiği; buna karşılık sözcük ve cümle veya sözcük grubu ve cümleden oluşan farklı unsurlu bağlama yapıları meydana getiremediği görülmektedir. Yani ne... ne (de)... bağlacı cümleleri olumsuzluk işleviyle sadece cümlelere bağlayabilmektedir. 3. Sonuç 3.1. Ahmet Hamdi Tanpınar ın bütün roman, hikâye, şiir, deneme ve mektuplarından hareketle hazırladığımız bu çalışmayla Tanpınar ın eserlerinde ne... ne (de)... bağlacının sözcükleri, sözcük gruplarını ve cümleleri olumsuzluk işleviyle birbirine bağladığı ve sık tercih edildiği (toplam 402 adet); 3.2. ne... ne (de)... bağlacının en çok sözcük gruplarını (148 adet) ve cümleleri (110 adet); bunlara göre daha az olmak üzere sözcükleri (59 adet) ve farklı unsurlu yapıları (85 adet) birbirine bağladığı; 3.3. ne... ne (de)... bağlacının cümleleri birbirine bağladığı durumlarda cümlelere ait yüklemlerin kurallı bir şekilde olumlu olduğu; sözcük ve sözcük gruplarını birbirine bağladığı durumlarda ise yüklemin olumlu olduğu örneklerin olumsuz örneklere göre oldukça fazla olduğu; 3.4. ne... ne (de)... bağlacının yer aldığı cümlelerde yüklemin çoğunlukla olumlu olduğu; olumsuzluğun genellikle yüklem ile ne ne li bağlama grubu arasına olumlu herhangi bir unsurun girmesinden, cümlede olumsuzluk bildiren sözcüklerin veya sözcük gruplarının kullanılmasından, yüklemin cümle başında bulunmasından, -dik, -AcAk sıfat-fiil eklerinin ne... ne (de)... bağlacının bağlı olduğu yüklemde sadece olumsuzluk ekiyle kullanılabilmesinden ve -madan zarf-fiil ekinden kaynaklandığı; 3.5. ne... ne (de)... bağlacında, sondaki ne nin çoğunlukla de kuvvetlendirme edatı alarak bazen de almadan kullanıldığı; kuvvetlendirme edatının belirli bir kural dahilinde kullanılmadığı ve genel olarak yazarın tercihine bağlı olduğu; ancak kuvvetlendirme edatının çoğunlukla sözcüklerin bağlandığı durumlarda kullanılmadığı ve cümlelerin birbirine bağlandığı durumlarda kullanıldığı; 3.6. ne... ne (de)... bağlacının olumsuzluk işleviyle çoğunlukla iki unsuru ve seyrek olmak üzere ikinden fazla unsuru birbirine bağladığı; ikiden fazla unsurlu yapıların en az cümleleri (4 adet) ve en fazla sözcük ve sözcük gruplarından oluşan farklı unsurlu yapıları (31 adet) birbirine bağladığı;

237 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı 3.7. ne... ne (de)... li bağlama yapısının olumsuzluk bildiren sözcük ya da sözcük gruplarını açıklama ve pekiştirme işleviyle de kullanılabildiği; 3.8. ne... ne (de)... li bağlama yapısında bazen ilk ne li kısmın ne... ne (de)... bağlama grubundan oluştuğu ve bundan dolayı iç içe girişik farklı bir ne... ne (de)... li bağlama grubu yapısının meydana geldiği; bu kullanımın sadece sözcük ve sözcük gruplarının bağlandığı durumlarda seyrek olarak tercih edildiği; 3.9. ne... ne (de)... bağlacının genellikle olumsuzluk işleviyle kısa unsurları birbirine bağlayan bir özellik taşıdığı; bu bağlaçla oluşturulan bağlama gruplarında uzun cümle ve sözcük gruplarının pek tercih edilmediği; 3.10. ne... ne (de)... bağlacında bazen hiç, hiçbir gibi olumsuz anlamlı sözcüklerin ilk ne nin yerini de tutabildiği; 3.11. ne... ne (de)... bağlacının ne de şeklinde de kullanılabildiği; ne de yapısının daima de kuvvetlendirme edatıyla birlikte kullanılabildiği; en çok cümleleri ve seyrek olarak sözcük ve sözcük gruplarını birbirine bağladığı; sadece iki unsurla bağlama grubu oluşturabildiği; 3.12. ne... ne (de)... bağlacının ne de şeklinde cümleleri birbirine bağladığı durumlarda ne de nin önündeki cümlenin olumsuz yükleme ve arkasındaki cümlenin ise olumlu yükleme sahip olduğu; dolayısıyla olumsuz cümlenin ilk ne nin de yerini tutarak bu kullanımın ortaya çıkmasında başlıca etken olduğu; bu kullanımın kurallı ve sistemli bir kullanım olduğu; 3.13. ne... ne (de)... bağlacının ne de şeklinde cümleleri bağladığı iki örnekte ne nin olumsuzluk işlevinde olmadığı ve ve işleviyle iki olumsuz cümleyi birbirine bağlayabildiği tespit edilmiştir. KISALTMALAR TM KERMAN, Z. (2007). Tanpınar ın Mektupları. İstanbul: Dergâh Yayınları. YG TANPINAR, A. H. (1996). Yaşadığım Gibi. hzl., Birol Emil. İstanbul: Dergâh Yayınları. HU TANPINAR, A. H. (2000). Huzur. İstanbul: Dergâh Yayınları. BŞ TANPINAR, A. H. (2001). Beş Şehir. Ankara: MEB Yayınları. SAE TANPINAR, A. H. (2002). Saatleri Ayarlama Enstitüsü. İstanbul: Dergâh Yayınları. H TANPINAR, A. H. (2002). Hikâyeler. İstanbul: Dergâh Yayınları. SD TANPINAR, A. H. (2005). Sahnenin Dışındakiler. İstanbul: Dergâh Yayınları. AY TANPINAR, A. H. (2009). Aydaki Kadın. hzl., Güler Güven. İstanbul: Dergâh Yayınları. MB TANPINAR, A. H. (2010). Mahur Beste. İstanbul: Dergâh Yayınları.

Erkan SALAN 238 B TANPINAR, A. H. (2010). Bütün Şiirleri. hzl., İnci Enginün. İstanbul: Dergâh Yayınları. TE-5 YAZIMOV, O. vd. (1993). Türkmen Edebiyatı - V Klas üçin Okuv Kitabı. Aşgabat: Turan-1 Neşriyatı. Kaynaklar Aksan, D. (2006). Türkçenin Zenginlikleri İncelikleri. Ankara: Bilgi Yayınevi. Bang, W. (1996). Köktürkçeden Osmanlıcaya. Ankara: TDK Yayınları. Clauson, S. G. (1972). An Etymological Dictionary Pre-Thirteenth-Century Turkish. Oxford: University Pres. Çağatay, S. (2008). nä, qanı, ärnä Pekiştirme Edatları Üzerine, 100. Doğum Yıldönümüne Armağan - Prof. Dr. Saadet Çağatay ın Yayınlanmış Tüm Makaleleri C. 1. (hzl.: Aysu Ata). İstanbul: Ayaz Tahir Türkistan İdil-Ural Vakfı Yay., s. 185-189. Çetin, E. (2007). Kutadgu Bilig de ne Soru Sözcüğü ve Kullanımları, Kazakistan ve Türkiyenin Ortak Kültürel Değerleri Sempozyumu Bildirileri (21-26 Mayıs 2007), Almatı: 437-444. Dağlı, Y. ve KAHRAMAN, S. A. (2001). Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi Topkapı Sarayı Bağdat 305 Yazmasının Transkripsiyonu Dizini 4. Kitap. İstanbul: YKY. Deny, Jean (1941). Türk Dili Grameri (Osmanlı Lehçesi). Çev., Ali Ulvi Elöve. İstanbul: Maarif Vekaleti. Dilçin, Cem (1991). Mes ûd Bin Ahmed Süheyl ü Nev-bahâr (İnceleme Metin Sözlük). Ankara: AKM Yayınları. Edzard, D. O. (2003). Sumerian Grammar. Leiden: Brill. Eraslan, K. (1999). Mevlâna Sekkâkî Divanı. Ankara: TDK Yayınları. Eren, H. (1999). Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü. Ankara: Bizim Büro Basım Evi. Ergin, M. (1998). Türk Dil Bilgisi. İstanbul: Bayrak Yayınları. Gemalmaz, E. (2010). Türk Dilindeki Ses Hadiselerinin Bu Dilin Sentaksıyla İlgisi. Türkçenin Derin Yapısı. Yay. hzl.: Cengiz Alyılmaz, Osman Mert. Ankara: Belen Yayınları, s. 267-274. Gencan, T. N. (1970). Ne Ne Bağlacı Üzerine, Türk Dili, XXI (220): 264-274. Gökyay, O. Ş. (1996). Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi Topkapı Sarayı Bağdat 304 Yazmasının Transkripsiyonu Dizini 1. Kitap. İstanbul: YKY.

239 Ahmet Hamdi Tanpınar ın Eserlerinde ne... ne (de)... Bağlacı Gülensoy, T. (2007). Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü A - N. Ankara: TDK Yayınları. Hacıeminoğlu, N. (1992). Türk Dilinde Edatlar. İstanbul: MEB Yayınları. Hacıeminoğlu, N. (2000). Kutb un Hüsrev ü Şirin i ve Dil Hususiyetleri. Ankara: TDK Yayınları. Kahraman, S. A. ve DAĞLI, Y. (1999). Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi Topkapı Sarayı Bağdat 305 Yazmasının Transkripsiyonu Dizini 3. Kitap. İstanbul: YKY. Karaağaç, G. (2009). Türkçenin Söz Dizimi. İstanbul: Kesit Yayınları. Karahan, L. (2009). Türkçede Söz Dizimi. Ankara: Akçağ Yayınları. Karasoy, Y. (1998). Şiban Han Dîvânı (İnceleme Metin Dizin Tıpkıbasım). Ankara: TDK Yayınları. Karpuz, H. Ö. (2002). Türkçe de Zarflar -Türkiye Türkçesi Edebi Dilindeki Zarfların Yapısal ve İşlevsel İncelemesi-. Denizli: Ege-Doğuş Yayınları. Korkmaz, Z. (2005). Bağlaçlar ve Türkiye Türkçesindeki Oluşumları, Türk Dili, 638: 118-125. Köktekin, K. (2007a). Yûsuf-ı Meddah: Varka ve Gülşah. Ankara: TDK Yayınları. Köktekin, K. (2007b). Yusuf Emirî Divanı (Giriş İnceleme Tenkitli Metin Sözlük Tıpkıbasım). Erzurum: Fenomen Yayınları. Menabit, C. S. (2006). Ne Ne li Veya Ne Ne de li Bağlama Edatlarında Olumsuzluk Sorunu, TDAY (Belleten), 2004/1: s. 71-91. Nalbant Özkan, B. (2003). Ne Kelimesinin Farklı Bir Kullanılışı Üzerine, Türkoloji Dergisi, XVI (1): 73-86. Nadelyev, B. M. vd. (1969). Drevnetyursky Slovaŕ. Leningrad: Akademiya Nauk SSCR. Nişanyan, S. (2007). Sözlerin Soyağacı -Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü-. İstanbul: Adam Yayınları. Özönder Barutçu, S. (1992). Eski Türkçe kaltı ve nelük Kelimeleri Üzerine, Türkoloji Dergisi, X (1): 71-76. Öztürk, M. (1988). Farsça Dilbilgisi. Ankara: TTK Yayınları. Räsänen, M. (1969). Versuch eines etymologischen Wörterbuchs der Türksprachen. Helsinki. Safa, P. (1999). Osmanlıca Türkçe Uydurmaca. İstanbul: Ötüken Yayınları.

Erkan SALAN 240 Salan, E. (2011). Türkmen Türkçesi ile Türkiye Türkçesinde hem Sözcüğünün İşlev Bakımından Karşılaştırılması, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic-, 6 (1): s. 1670-1686. Tekin, Ş. (2001). İştikakçının Köşesi Türk Dilinde Kelimelerin ve Eklerin Hayatı Üzerine Denemeler. İstanbul: Simurg Yayınları. Temir, A. (1946). "Uygurca kaltı ve Altay dillerindeki ka- zamiri hakkında" Beşinci Türk Dili Kurultayı 1945 Birleşimler Tutanaklar Tezler, İstanbul: 280-293. Tevfik, E. (1909). Ne Edat-ı Nefyi Hakkında Tetebbuat. İstanbul: Matbaa-i Ebuzziya. Tiken, K. (2004). Eski Türkiye Türkçesinde Edatlar, Bağlaçlar, Ünlemler ve Zarf Fiiller. Ankara: TDK Yayınları. Yavuz, S. (2010). Türkiye Türkçesi Ağızlarında Bağlaçlar. Yayınlanmamış doktora tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ. Yavuzarslan, P. (1993). "Anadolu Ağızlarında *ha (*ka) Zamirinin Türevleri", Türkoloji Dergisi, XI (1): 309-320.