IEL Model United Nations 2014



Benzer belgeler
Son 100 yılın en büyük 25 depremi

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

Muson Yağmurlarını Atlatmak Kelsey, Dylan, and Trevor Bölüm 1 Fen Bilimleri

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

TSUNAMİ DALGALARI NELER OLUŞTURUR?

BULGARİSTAN DA BARAJ ÇÖKMESİ VE TÜRKİYE YE ETKİLERİ (Devam eden Olay)

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

2013 AFET RAPORU Dünya ve Türkiye

SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE. Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016

TEMEL GÖSTERGELER Coğrafi yapı

AVRUPA BİRLİĞİ VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

DALGALAR NEDEN OLUŞUR? Rüzgar Deniz Araçları (Gemi, tekne vb) Denizaltı Heyelanları Depremler Volkanik Patlamalar Göktaşları Topografya ve akıntılar

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

AFETLERİN SAĞLIK ÜZERİNDEKİ GENEL ETKİLERİ...

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

Marakeş in Kazandırdıkları Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 6 Aralık 2016, Mövenpick Otel, Ankara

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

DÜNYADA NÜFUS VE EKONOMİK FAALİYETLER

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

HEYELANLAR HEYELANLARA NEDEN OLAN ETKENLER HEYELAN ÇEŞİTLERİ HEYELANLARIN ÖNLENMESİ HEYELANLARIN NEDENLERİ

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

Harita 12 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası

2013 AFET RAPORU Dünya ve Türkiye

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

Tarih Fransız koloniciler, Nova Scotia da Avrupalıların ilk yerleşim birimini kurdu Hudson s Bay Company kuruldu.

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

Temmuz Ayı Tekstil Gündemi

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

SAĞLIK HARCAMALARINDA SON DURUM

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2013

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

Kosta Y. Mumcuoglu, PhD

Nükleer Enerji Santrali Nedir? Yararları ve Zararları

AKDENİZ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ

Ülkemizde Yaşanan Doğal Afetler

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

Enerji ve İklim Haritası

SONUN BAŞLANGICI KÜRESEL ISINMA HÜLYA KUZU METİN ÇİVİLER LİSESİ/ANTALYA

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

SN. YETKİLİ DİKKATİNE KONU: 2016 YILI YAPI-İNŞAAT VE ELEKTRİK FUARLARI SİRKÜ BİLGİLENDİRMESİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

RÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, DÜNYADA VE TÜRKİYE DE İNSANİ YOKSULLUK

ŞİLİ DE 8.8 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM

SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

KENTLERDE SU YÖNETİMİ İLE UYUM POLİTİKALARI. Dr. Tuğba Ağaçayak

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

Doğal Afetler. Uygar Küçükbayram 11/F 1318

Deprem, yerkabuğunun içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamı ve yeryüzünü

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

Endişeye mahal yok (mu?)

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

Araştırma Notu 16/193

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOGY)

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Dünyanın ısısı düzenli olarak artıyor. Küresel ortalama yüzey ısısı şu anda15 santigrat derece civarında. Jeolojik ve diğer bilimsel kanıtlar,

Y N Ö ETĐMĐ M SĐSTEMĐ M NE GĐ G RĐŞ

EFA 2009 Küresel İzleme Raporu. Eşitsizliklerin Üstesinden Gelmek: Yönetişim. EFA Hedeflerindeki İlerleme ve Önemli Noktalar

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

ETIK RESEARCH ETİK

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Transkript:

1 IEL Model United Nations 2014

Hızlı Gelişen Ülkelerde Ekonomik Sınıflar Arası Çatışma Toplumsal Sınıf Nedir? İnsan topluluklarının yerleşik hayata geçmesiyle ortaya çıkan toplumsal sınıf kavramı belli bir toplum içinde sosyoekonomik ve politik statüye göre toplumun katmanlaştırılması ve insanların bu klasmanlara göre toplumsal beklentiler ortaya çıkarması sonucu oluşan kategorileri tanımlar. Toplumsal sınıflar genel olarak birbirlerine karşı oluşturdukları güç dengeleriyle ortaya çıkarlar ve hiyerarşik bir düzen içinde kurulurlar. Bu sınıflandırma beraberinde üst sınıf, orta sınıf ve alt sınıf gibi alt kategorileri aynı zamanda baskı uygulayan, ezilen ve çatışan grupları da beraberinde getirir. Bireyler sınıf içinde ekonomik konumlarına (gelir durumu,mülkiyet vb.) ve benzer siyasi ve ekonomik ilgilerine göre gruplaşmaktadır. Her ne kadar toplumsal sınıf kavramı kişilerin sosyo-ekonomik durumlarına göre belirlense de, kimlerin hangi sınıfların parçaları olduğu konusunda belirleyici rol oynayan faktörler tarihten günümüze hep bir değişimden geçmiştir. Ünlü filozof Karl Marx a göre, toplumsal sınıflar tamamiyle bireylerin yaşadıkları toplumda matertal üretimi sağlayan kaynaklar ve yöntemlerle olan ilişkileri tarafından belirlenirler. Modern ve kapitalist toplumlarda, çalışanlar ama üretim kaynaklarının sahibi olmayan ve üzerlerinde hak iddia edemeyen insanlar işçi sınıfını oluştururlar. Toplumda üretime ve ilerlemeye yatırım yapan ve işçi sınıfının ürettiklerinin ihtiyaç fazlasıyla yaşayan insanlar burjuva sınıfını oluştururlar. Üretimin sağlandığı kaynaklar hakkında söz sahibi olan ve üretimin gerçekleşitiği arazi, bölge, işletimlere sahip olanlar ise aristokrat kesimini oluştururlar. Günümüzde örneklerinin daha nadir olmasıyla birlikte, kan bağı dünyanın bazı bölgelerinde hala toplumsal otoriteyi ve doğal olarak sınıfları belirleyen bir kavramdır. Sosyo-ekonomik faktörlerin yanı sıra, günümüzde sosyal sınıflar çoğu zaman insanların farklı inanç sistemleri, cinsel eğilimleri, dilleri, etnik kökenleri, ırkları ve cinsiyetleri bakımından da belirlenmiştir. 21. yüzyıl itibariyle, dünyadaki çoğu gelişmiş ülke sınıf kavramlarının ortadan kaldırılması için sosyal adalet kavramı çerçevesince toplumsal hayatı herkes için eşit kılabilmek amacı doğrultusunda yasalarını şekillendirmiştir ve hala şekillendirmeye devam etmektedir. Bu ülkelerin başında Almanya, İsveç, Danimarka, Finlandiya, İngiltere Fransa, Japonya, Avustralya, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri gelmektedir. Avrupa ülkeleri ve ABD gibi ülkeler toplumsal cinsiyet kavramlarını yeniden düzenlenmiş ve bu doğrultuda kadınlara seçme ve seçilme haklarının verilmesi, insan ticareti ve köleliğin suç olarak kabul edilmesi, evlilikte kadın erkek eşitliğinin korunmasıyla, herkese devlet tarafından eğitim hakkının verilmesi, bütün vatandaşlara karşılanabilir sağlık hizmeti verilmesi, ayrımcılığın kaldırılması ve bu tarz sistemlerin çıkardığı derin toplumsal eşitsizliklerin düzeltilmesi için pozitif ayrımcılık yasalarının çıkması önemli örneklerdir. 2

Etnik Köken ve Sınıf Arasındaki Bağlantı Nedir? Hindistan Hindistan, derin kültürü ve uzun geçmişi yanısıra dünya üzerindeki çoğu ülkeden daha fazla etnik gruplara ve farklı din mensuplarına ev sahipliği yapan bir ülke olmasıyla ön plana çıkar. 2000 e yakın kastın birlikte yaşadığı bu ülkede aynı zamanda 8 tane önde gelen din, 15 tane birçok faklı dialektlerde konuşulan anadil ve önemli bir sayıda kabile mevcuttur. Günümüz tarihinde, Hindistan ın Assam eyaletinde gerçekleşen ve Assam Meselesi olarak tarihte yer edinen sivil çatışma etnik sebeplerden ötürü çıkan çatışmaların en önemlilerindendir. Assam daki çatışma 1947 yılından bu yana Hindistan da en çok sivilin öldürüldüğü veya yerlerinden edildiği olay olarak tarihe geçmiştir. En güncel raporlar göre, çetesel çatışmalar dört bin insanın ölümüne sabep olmuştur; iiki yüz bin insanı evsiz bırakmış; bir sürü diğer vatandaşın da güvenlikleri için eyaleti terk etmelerine neden olmuştur. Bu çatışmanın etkileri son üç yıldır sürmektedir ve çatışan taraflar arasındaki ilişkiler hala düzelmemiştir. Assam daki bu çatışmanın gelişmesinde rol oynayan en önemli faktörlerden biri üç tane farklı etknik grubun sosyo-ekonomik açıdan kendilerini haksızlığa uğramış hissetmeleridir. Bu çatışma büyük ölçüde Assamiz ve Bengal kökenli vatandaşlar arasında gerçekleşmiştir. Çin: Çin de yaşanan ırkçılık ve ileri boyutuyla soykırım müdahalelerinin tarihsel seyrine baktığımızda; ilk olarak, Mao Tse Tung un iktidara gelmesiyle Çin halkı, ülkede yaşayan azınlıklar ve Müslüman Uygurlar için çok büyük zulümlerle dolu bir dönem başlamıştır. Mao iktidara geldiği 1949 dan 1976 yılına kadar çok baskıcı ve kanlı bir yönetim kurmuştur. Kendilerini yoksulların kurtarıcıları gibi gösteren iktidar, halkın tarlalarına, hayvanlarına, ürünlerine ve tüm mülkiyetine el koymuştur. İktidar ve yandaşları zenginleşirken halk açlıktan ölmeye terk edilmiştir. Milyonlarca insan bir hiç uğruna hayatını yitirmiştir. Mao hem kendi halkına hem de azınlıklara karşı çok büyük bir soykırım uygulamıştır. Ülkeyi tamamen dış dünyaya kapatmış, basın-yayın ve haberleşmeyi kendi tekeline almıştır. Hükümete ya da rejime yönelik en ufak bir 3

eleştiri idamla sonuçlanmıştır. Bu sapkın ideolojinin dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan uzantıları, yaşadığı topraklarda kargaşa çıkarmaya devam etmektedir. Çin in etnik açıdan oldukça homojen bir yapıya sahiptir ve nüfusun %91,9 u etnik olarak Han hanedanına bağlıdır. Diğer önemli etnik kökenler büyüklüğü açısından sırasıyla, Mongollar, Çuanglar, Miaolar, Huiler ve Tibetliler, Uygurlar ve Korelilerdir. Bazı etnik gruplar dış görünüş itibariyle ve diğer entnik gruplara üye olan insanlarla evlenmemeyi pek tercih etmedikleri için daha belirginlerdir. 2012 nin Mayıs ayında, Çin hükümetinin yabancılara karşı 100 gün boyunca sürdürmüş olduğu sıkı tedbir süreci sırasında, Çin Ulusal Televizyonu nda sunuculuk yapan Yang Rui nin Çin de yaşayan yabancı uyruklu insanlara yabancı çöpler demesi Çin in etnik köken açısından daha hoşgörülü olma yolundaki sürecinin zorluğunu ve yavaşlığını göstermiştir. Japon karşıtı görüş Çin de halen etkisini sürdürmektedir. Bu görüşün yaygınlığı ve günümüze kadar gelmiş olması büyük ölçüde Çin-Japon Savaşları sırasında Japon askerlerinin işlediği savaş suçlarından kaynaklanmaktadır. Japon tarih ders kitaplarında yapılan bu suçların öğretilmemesi ve günümüzde Japonya da ipleri elinde tutan ve halen yükselişte olan sağ partinin Nanking Katliamı nda gerçekleşen olayları çarpıtması, Çin de büyüyen Japon karşıtı güruhu genişletmektedir. Çin deki Japon karşıtı görüşün bu kadar güçlü olması aynı zamanda Çin Halk Cumhuriyeti Komünist Parti nin kışkırtmalarından da kaynaklandığı söylenir. Günümüzde, Çin de Uygur Türklerine karşı yapılan etnik ayrımcılığı politikalarının yansımalarını basında da görmekteyiz. Uygur Özerk Bölgesi nde ayaklanmalara karşılık veren Çin güvenlik güçlerinin Uygur Türkleri nin üzerine rastgele ateş açması sonucu çok sayıda insan hayatını kaybetmiştir. Çin bu kadar insanın ölmesini, meydana gelen ayaklanmaların bastırılması karşılığında olduğunu söylemiştir. Ama asıl önemli konu ayaklanmaların altında yatan nedenlerin tespit edilmesidir. Uygur Türkleri, aslında Han Çinlisi bir grup tarafından acımasızca öldürülen iki genci protesto etmeki, ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüklerini ve köle işçi olarak sınıflandırıldıklarını, kendilerine yönelik etnik temizlik ve ırkçılık yapıldığını belirterek adalet istemek için yürümüşlerdir. Bölgede geçmişten beri Çin Halk Cumhuriyeti nin ezici hegomanyası hissedilmekteydi. Doğu Türkistan daki Uygur Türkleri nin sürekli tartaklanması, camilerin 4

kapatılması, bayramların yasaklanması, kadınların kısırlaştırılması, bilerek ve planlı bir şekilde katledilmesi, Çin in ise olaylar basına yansımasın diye bütün yayın ve iletişim imkanlarının durdurulması Çin de Uygur Türkleri ne karşı uygulanan ayrımcılığın boyutlarını göstermektedir. İrlanda: 1916-1921 yılları arasında İrlanda da sorun yaşayan tek sınıf şehirli işçi sınıfı değildir. İrlanda nın ekonomisinin 20. yüzyılın başında tarıma dayalı olması dolayısıyla toprak paylaşımı sınıf çatışmalarına kaynak olmuştur. 1916 Paskalya Ayaklanması nın ve 1919-1921 yılları arasındaki İrlanda Bağımsızlık Savaşı nın etkisi olarak İrlanda daki göç hareketleri giderek azalmakta, topraksız nüfus yer değiştiremediği için bulunduğu yerde topraksız kalmaktaydı. Dönemin toprak sahiplerinin Britanya idaresi yanlısı olması dolayısıyla, toprak, gelir ve işçi sınıfının sorunları ulusal bağımsızlık mücadelesi ile kaçınılmaz şekilde iç içeydi. Bu nedenle İrlanda daki ulusal çatışma ve sınıf çatışması, iki düzlemde gerçekleşecek bir devrime zemin hazırladı: ülkenin ulusal bağımsızlığı ve işçilerin, taşralı fakirlerin ve kadınların özgürlüğü. İşçilerin bu bağlamdaki mücadelesi toplumu kapitalist düzenin dışına çıkma tehdidi ile karşı karşıya getirdiği için sadece Britanya ya ve soylulara değil, aynı zamanda milliyetçi/cumhuriyetçi liderlere ve sendika liderlerine de sorun teşkil ediyordu. Liderler, işçilerin ve çiftçi milislerin gelişmesini kısıtlamaya çalışırken aynı zamanda bu gücü Britanyalılardan imtiyaz elde etmek için bir tehdit olarak kullandılar. İşçilerin durumu Dublin Lokavtı ndan sonra (1913-1914) ve 1914-1916 daki sorunlardan dolayı kötüleşirken, savaştan kaynaklanan işgücü kıtlığı maaşlarda ve yaşam şartlarında gözle görülür ilerlemeler yapmaya olanak sağladı. 1916-1920 arasında maaşlar fiyatlardan daha hızlı yükseldi. Sorunlar: Kuzey İrlanda meselesi, ya da İrlandalılar ve İngilizlerin adlandırmasıyla The Troubles, kavram olarak Kuzey İrlanda, İrlanda Cumhriyeti ve Birleşik Krallık arasındaki etnik ve milliyetçi çatışmaları tanımlamak için kullanılır. Kuzey İrlanda nın Birleşik Krallık a bağlı olmasını isteyen ve dini olarak Protestan mezhebine dahil olan Ulster sadakatçileri ve birlikçileri (orijinal tanımıyla Ulster loyalists ve the Unionists) ile 5

Kuzey İrlanda nın ulusal İrlanda Cumhuriyeti ne dahil olmasını isteyen Katolik mezhebine mensup İrlandalı milliyetçilerin ve cumhuriyetçilerin çatışması olarak özetlenebilir. Sorunun kökleri 1609 yılında zapt edilerek İrlandalı yerlilerden alınan Ulster Kolonisi toprakların İskoç ve İngiliz kolonistlere verilmesine kadar dayanır. Bu bölgelerin Protestan göçü alması ile ortaya çıkan, Protestan göçmenler ve Katolik yerliler arasındaki çatışma, daha sonra ikisi de kanlı etnik-dini birer savaş olan ve Protestan galibiyeti ile sonuçlanan İrlanda Konfederasyon Savaşları (1641-1653) (On Bir Yıl Savaşları olarak da bilinir) ve William Savaşları (1689-1691) (İki Kral Savaşları olarak da bilinir) dönüştü. Bugünkü tanımıyla Sorunlar ın 1960 lı yıllarda başladığı ve de jure olarak 1988 Belfast Antlaşması ile sona erdiği kabul edilse de şiddet eylemleri günümüze kadar zaman zaman görülmeye devam etti. 1964 te Kuzey İrlanda da başlayan Sivil Haklar Hareketi, Kuzey İrlanda nın birlikçiler ve Protestanlar tarafından domine edilen hükümeti tarafından Katoliklere ve İrlandalı milliyetçilere karşı yapılan ayrımcılığa son vermeyi amaçladı. Bu hareket kapsamında: a) işe alımlarda yapılan ayrımcılığa son verilmesi için (devlet kurumları başta olmak üzere Katoliklere karşı ayrımcılık yapıldığının ve Katoliklerin iş bulmasının zor olduğunun bir kanıtıdır. Geçmişte toprak sahiplerinin ve zenginlerinin birlikçi ve Protestan olduğu düşünülürse etnisite ve sınıf çatışmasının bir ürünü olan bir sorunun altını çizmiştir.) b) devlet tarafından yapılan toplu konutlar paylaştırılırken siyasi görüş veya köken yerine ihtiyacın esas alınması için (Protestanlara ev verilirken Katoliklerden ve İrlandalı milliyetçilerden önde tutulduklarını kanıtlar) c) her yetişkine oy hakkı verilmesi için (Birleşik Krallık ın genelinde her yetişkin oy kullanabilirken Kuzey İrlanda da yalnızca ev sahipleri oy kullanabiliyordu. Yukarıdaki madde ile ve geçmişte toprak sahibi ve zenginlerin Protestan ve birlikçi olması ile birlikte düşünüldüğünde, devlet kademelerine Katoliklerin ve İrlandalı milliyetçilerin gelmesi imkansızlaşıyordu) d) seçim bölgeleri düzenlenirken bölgemleme yapılmasına son verilmesi için (Katoliklerin çoğunlukta olduğu yerlerde bile seçim bölgeleri düzenlenirken her seçim bölgesini Protestan adayın kazanacağı şekilde bölgemleme yapılıyordu, böylece 6

yönetime ve devlet kademelerine Katoliklerin ve İrlandalı milliyetçilerin gelmesi imkansızlaşıyordu) e) polis teşkilatında reform yapılması için (Ulster Kraliyet Polis Teşkilatı tamamen Protestan birlikçilerden oluşuyordu; mezhepçilikle ve orantısız şiddet uygulaması ile suçlanıyordu) f) Sivil Otorite Yasası nın yürürlükten kaldırılması için (polisin izin veya belge olmadan i) evlere girmesine, ii) arama yapmasına, iii) kişileri gözaltına almasına, iv) herhangi birine yönelik suçlama olmadan veya kişiyi yargılanmadan o kişinin hapse atılabilmesine, v) toplanma, yürüyüş ve geçitlerin yasaklanmasına, vi) yayınların yasaklanması ve toplatılmasına olanak tanıyan bu yasa daha çok Katoliklere ve İrlandalı milliyetçilere ve cumhuriyetçilere yönelik kullanılıyordu) çağrı yapıldı. Brezilya Dünyanın en kalabalık beşinci ülkesi olan Brezilya nın 2014 yılı itibarıyla nüfusu yaklaşık 196 milyon kişiden oluşmaktadır. Brezilya da temel olarak üç farklı ırk ve bunların karışımdan söz edilir.yerli halk yani Güney Amerika yerlileri, Avrupa dan gelmiş beyazlar ve Afrika dan gelmiş siyahlar Brezilya halkının günümüzdeki demografik yapısını oluşturmaktadır. Brezilya nın asıl nüfusu, göreceli olarak küçük kabilelere bölünmüş ve yarı sabit köylerde yaşayan avcılık ve balıkçılıkla geçinen yerlilerden oluşmuştu. Yoksulların, kolonilere ait madenlerde ve ekim alanlarında çalıştırılmasını sağlamanın fiziksel olarak uygun olmadığı görülünce, Portekizli göçmenler, Afrika dan siyah köleler ithal etmeye başlamışlardır. 1850 lerde köle ticaretinin sona ermesi ile iş arayan Avrupalı ve Ortadoğulu göçmen akını artmıştır. Öte yandan 1910 da Brezilya bir milyonun üzerinde kitle halinde Japonya dan göç almıştır. Zaman geçtikçe, bu göçmen dalgaları çoğunlukla Sao Paulo, Parana, Santa Catarina ve Rio Grande do Sul gibi eyaletlere yerleşmiş ve bu bölgeler çok farklı yapıya bürünmüştür. Etnik yapı açısından beyaz %53,7, melez %38,5, siyah %6,2, diğer 7

%1,6 asıllı nüfus Brezilya nın yüksek düzeyde entegre nüfusunda bugün de egemen etnik ayırt edici unsurdur. Latin Amerika nın en büyük, dünyanın ise, IMF ye göre 10, Dünya Bankası verilerine göre ise 8.büyük ekonomisine sahip Brezilya da toplumsal sınıflar arası çatışmada en etkin rolü derin gelir, eğitim ve yaşam kalitesi farkı oynamakta ve bu durumun sonuçları olarak ülkede çeşitli şiddet ve asayiş sorunları meydana gelmektedir. UNDP raporuna göre Brezilya, dünyada gelir dağılımının en eşitsiz olduğu 7.ülke konumundadır. Son yıllarda Brezilya da meydana gelen siyasi protestolar fakir halk diye tanımlanan alt sınıf tarafından değil, ortalamanın üzerinde eğitim ve gelire sahip genç kesin önderliğinde ortaya çıkmıştır. Brezilya da protestolar yolsuzluk skandallarıyla anılan yozlaşmış ve kemikleşmiş, buna rağmen Dünya Kupası ve Rio Olimpiyatlarını sunan ancak sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerde yetersiz olan Dilma Rousseff hükümetine kafa tutuluyor. Dilma Rousseff hükümetinin en tartışmalı yaptırımlarından biri çeşitli spor müsabakaları ve gösteriler için gecekondu mahallelerinin yıkılma kararını vermesidir. Evsiz kalan bir sürü yoksul insan için çoğu zaman herhangi bir telafi sağlanmamıştır. Rousseff hükümeti ve gelir düzeyi düşük sınıf arasında büyük bir kopukluk olduğu bu örneklerden de anlaşılabilir. Kaynakça: http://www.wsj.com.tr/article/sb10001424127887323297504578576820058159246.html https://www.tursab.org.tr/dosya/979/10mtbrezilya_979_3797674.doc 8

Doğal Afetlere Bağlı Salgın Hastalıklar Risk Değerlendirmesi ve Öncelikli Müdahaleler Doğal Afetler hava, yeryüzü ve su kaynaklı felaketlerdir. Depremler, volkanik patlamalar, erozyonlar, tsunamiler, seller ve kıtlıklar bu felaketlere dahildir. Doğal afetler kısa veya uzun zaman diliminde gerçekleşebildiği gibi, meydana geldikleri bölgelerde ciddi ekonomik, sosyal ve sağlık problemleri oluştururlar. Son yirmi yılda doğal afetler sebebiyle milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, ekonomik hasarlar sonucunda ise bir milyardan fazla insan olumsuz yönde etkilenmiştir. Gelişmekte olan ülkeler altyapı, kaynak eksikliği ve gerekli önlemlerin alınmaması sebebiyle doğal afetlerden orantısız zarar görmektedir. Genelde doğal afetler sonucunda oluşan kaos sürecinde yayılması muhtemel salgın hastalıkların çok büyük hasarlar verdiği görülmektedir. Fakat salgın hastalıkların yayılmasında birçok faktör rol oynadığından bu faktörlerin sistematik bir şekilde araştırılıp afet sonrası salgın hastalıkların yayılması önlenmeye çalışılmalıdır. 1. Salgın Hastalık Riskinin Değerlendirilmesi 1.1 Doğal Afetlere Bağlı Bulaşıcı Hastalıklar Afetin meydana geldiği alanda çok sayıda cesedin bulunması; bölgedeki sağlık durumu, yaşam koşulları ve afetin büyüklüğü gibi nedenlere bağlı olarak bulaşıcı hastalıkları tetikleyebilir. Kalabalık, yetersiz su, besin güvensizliği ve sağlık hizmetlerine yetersiz erişim gibi doğal afetler sonucunda oluşabilecek durumlar bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini artırır. 1.2 Su Yoluyla Taşınan Hastalıklar İçme suyunun kirlenmesiyle yayılan ishal gibi hastalıklar genelde sel afetleri sonuncunda görülür. 2004 yılında Bangladeş te sel afeti sonrası görülen bir ishal salgınında 17000 den fazla vaka tespit edilmiştir. Gelişmekte olan ülkelerde sel afeti sonrası muhtemel ishal salgını riski gelişmiş ülkelerden daha fazladır. Hepatit A ve E besin ve su kirliliği sonucunda ağız yoluyla taşınır. Hepatit A gelişmekte olan ülkelerde yaygın olduğundan, çocuklar erken yaşta bu hastalığa maruz kalır ve bağışıklık kazanır. Bu nedenle salgın riski azdır. Hepatit E ise sıkça sel ve şiddetli yağmur sonucunda orta şiddette gözlemlenir. 9

Spiroket Hastalığı su, çürümüş bitkiler ve hayvanlar aracılığıyla aktarılan hayvansal kaynaklı bir bulaşıcı hastalıktır. Sel afeti sonrasında bu hastalığın bakterileri hızlı bir şekilde yayılabilir. 2000 yılında Mumbai, Hindistan daki sel afetinin ve 2001 yılında Nali Tayfunu nun ardından Çin ve Tayvan da Spiroket salgını görülmüştür. 1.3 Toplu Yaşam Koşullarına Bağlı Hastalıklar Kızamık ve afetzedeler arasında yayılma riski topluluktaki insanların, özellikle de 15 yaş ve altı çocuklar, hastalığa karşı bağışıklık düzeyine bağlıdır. Afet sonrası toplum yaşam koşulları afetzedeler arasında yayılmayı kolaylaştır. 1991 yılında Filipinler de Pinatubo Dağı volkanik patlamasında afetzedeler arasında 18000 den fazla vaka gözlemlenmiştir. Menenjit özellikle toplu yaşam koşullarında bireyden bireye aktarılır. Aceh ve Pakistan da olduğu gibi acil bir koruyucu antibiyotik müdahalesiyle yayılma önlenebilir. Şiddetli Solunum Enfeksiyonları afetzedeler arasındaki, özellikle 5 yaş ve altı çocuklar, hastalığa yakalanma ve ölüm oranlarının en büyük nedenlerindendir. Sağlık hizmetlerinin ve enfeksiyonların önünü kesecek antibiyotiklerin yetersizliği bu tür enfeksiyonlar sebep olduğu ölüm riskini artırır. Risk faktörleri arasında toplu yaşam şartları ve yetersiz beslenme de vardır. Şiddetli Solunum Enfeksiyonları 1998 yılındaki Mitch Kasırgasını takip eden 30 günde ölü sayısını dört katına çıkarmıştır. 1.4 Taşıyıcıyla Bulaşan Hastalıklar Doğal afetler özellikle de hortum, kasırga ve sel gibi meteorolojik olaylar taşıyıcıyla bulaşan hastalıkların yayılmasını etkileyebilir. Sel sonrasında bazı organizmaların çoğalma alanları yok olurken, değişen su seviyesi sonucunda hastalık taşıyan bazı organizmalar üreme alanı oluşturabilir. Bu da taşıyıcılarla yayılan hastalıkların artmasına sebep olabilir. Toplu yaşam şartları, zayıflamış sağlık seviyeleri ve rutin kontrol programlarının sekteye uğraması bu tür taşıyıcıyla yayılan hastalıklar için risk teşkil eder. Sıtma salgınları özellikle sel afetleri sonrasında sıkça görülür. 1991 yılında Kosta Rika nın Atlanta Bölgesi nde gerçekleşen bir depremde sıtma vakalarında büyük oranda artışa sebep olacak habitat değişimleri görülmüştür. Dang hummasının yayılması yağmur oranı ve nem gibi meteorolojik olayların etkisi altında olup, belli mevsimlerde görülmektedir. Fakat salgınlar direk olarak sel afetleriyle bağlantılı değildir. Su kaynaklarının yetersizliği ve atıkların uzaklaştırılamaması genelde sel afetlerinin birer sonucu olup dang hummasının yayılma riskini de artırabilir. 10

1.5 Doğal Afetlerle Bağlantılı Diğer Hastalıklar Tetanos bireyden bireye aktarılmaz, fakat bir çeşit bakterinin salgıladığı zehirden kaynaklanır. Enfeksiyonlu yaralılar, özellikle de bağışıklık oranı düşük toplumlarda, hastalık veya ölümlerle sonuçlanır. Aceh te gerçekleşen tsunami ardından 106 tetanos vakasından 20 si ölümle sonuçlanmıştır. Beklenmedik bir şekilde 1994 yılında Güney Kaliforniya Depremi nin ardından Koksidiyomikoz salgını gözlemlenmiştir. Hastalık bireyden bireye aktarılmaz ama Kuzey ve Güney Amerika daki yarı kurak bölgelerde bulunan organizmalar sonucu yayılmıştır. Salgın, toprak hareketlenmeleri sonrasında havada büyük oranda artan tozlara fazla maruz kalınmasıyla bağlantılıdır. 2. Cesetler ve Salgın Hastalıkların Yayılma Riski Doğal Afetlere dayalı ölümler genelde çarpma, kesici bir materyalle yaralanma ve boğulma kaynaklıdır. Afet bölgesinde bir anda artan ceset sayısı salgın hastalıklara karşı korkuları tetikleyebilir. Fakat doğal afetler sonrasında cesetlerin bulaşıcı hastalıkların yayılmasına risk teşkil ettiğine dair bir kanıt yoktur. Direk olarak doğal afet sonucu gerçekleşen ölümler olası salgınlar için bir risk oluşturmaz, aksine enfeksiyonun kaynağının ölenlerden ziyade kalanlardan olma ihtimali daha yüksektir. Ölüm nedeni bulaşıcı bir hastalık olsa bile söz konusu hastalıklara sebep olan organizmalar ölü insan bedeninde hayatta kalamazlar. Cesetler sadece kolera ve kanamalı ateş gibi az sayıda durumda sağlık tehdidi taşır. 3. Doğal Afet Sonrası Bulaşıcı Hastalıkları Önleme 3.1 Temiz Su, Besin ve Barınma Olanakları Kesintisiz temiz suya ulaşımın sağlanması şüphesiz doğal afet sonrası alınması gereken en önemli tedbirdir. Klor ulaşımı kolay, ucuz ve kullanışlı olup, su yoluyla bulaşan tüm virüs bakteri ve organizmalara karşı etkilidir. Barınma olanakları yeterli su besine erişimi sağlamalı ve her birey için uluslararası kriterlere göre gerekli alanı bünyesinde barındırmalıdır. 11

3.2 Temel Sağlık Hizmetleri Temel sağlık hizmetlerine erişim erken tanı ve tedavi sağlanabilmesi açısından bulaşıcı hastalıkları önleme konusunda kritiktir. Bulaşıcı hastalıkların etkisi aşağıdaki müdahalelerle önlenebilir: * Özellikle 5 yaş ve altı çocuklara şiddetli solunum enfeksiyonu ve ishal hastalıklarında erken tanı ve tedavinin sağlanması. * Sıtmanın yaygın olarak görüldüğü yerlerde erken tanı ve tedavinin sağlanması * Temel bulaşıcı hastalıklar için tedavi protokollerinin uygulanabilir hale getirilmesi. * Uygun yara bakım ve temizliğinin sağlanması. Tetanos aşısı afet sonrası yaraların tedavisiyle beraber uygulanmalıdır. * Şiddetli solunum enfeksiyonları için antibiyotik ve ishal için rehidrasyon tuzları gibi ilaçlara erişimin sağlanması. * Sağlık eğitimi mesajlarının duyurulması: - Hijyenik eylemlerin teşvik edilmesi - Güvenli yiyecek hazırlama yollarının tanıtılması - Suyun kaynatılması ve klorlanmasının sağlanması - Ateşlenme durumlarında erken tedavinin teşvik edilmesi 3.3 Denetim ve Erken Uyarı Bulaşıcı hastalıkları hızlı denetleme salgınların kontrol altına alınabilmesi için önemlidir. Gözetim ve erken uyarı sistemi olabildiğince hızlı bir şekilde kurulmalı ve olası salgınlar denetlenmelidir. * Denetlenmesi öncelikli olacak hastalıklar sistematik bir salgın riski değerlendirmesine göre belirlenmelidir. Bazı durumlarda muhtemel salgın tehditlerini kanamalı ateş ve veba gibi nadir hastalıklar da oluşturabilir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılacak kapsamlı bir bulaşıcı hastalıklar risk değerlendirmesi bu tür tehditleri tanımlayıp öncelik sırasına koyabilir. * Belirlenen öncelikli hastalıkları denetleyebilecek ve sağlık kuruluşlarına hemen rapor verebilecek sağlık çalışanlarının görevlendirilmesi. * Hastalıkların denetlenmesi için örneklem ve nakliye materyallerinin, ve salgınlara acil tepki verebilecek gerekli ilaç paketlerinin hazırlanması, örneğin koleranın risk olarak görüldüğü bölgelere kolera kitlerinin dağıtılması. 3.4 Bağışıklık Kazandırma * A vitaminiyle beraber toplu kızamık aşılaması doğal afet sonrası acilen uygulanması gereken sağlık tedbirlerindendir. Öncelikli yaş grupları 6 ay ve 5 yaş arası, ve kaynaklar yeterliyse 15 yaşa kadardır. * Günümüzdeki tifo aşılarının salgınları önlemek amacıyla toplu kullanımı tavsiye edilmemektedir. Ancak başka önleyici faktörlerin de birleşimiyle lokal koşullara göre etkili olabilir. * Hepatit A aşılarının afet bölgesinde kullanımı tavsiye edilmemektedir. 12

* Kolera aşılarının maliyeti ve uygulanması zor olduğundan kullanım alanı dardır. Kullanıldığı durumlarda temiz suyun ve besinin alternatifi olarak görülmemelidir. 3.5 Sıtma ve Dang Hummasının Önlenmesi * Sıtmayı önleyen müdahaleler parazit çeşitleri ve ana taşıyıcılar da dahil olmak üzere lokal durumun değerlendirilmesiyle yapılmalıdır. * Sel sonrası sivrisinek sayısının artışı gecikebilir. Bu durum kapalı alanlar için spreylerin dağıtılması veya insektisid ağlarının kurulması gibi bazı önlemlerin alınmasında zaman kazandırabilir. * Sıtma salgınının erken denetimi haftalık vaka sayılarının kayıt altına alınmasıyla sağlanabilir. * Tedavi terapileri ücretsiz olarak sırmanın görüldüğü afet bölgelerinde uygulanmalıdır. Ateş vakalarının süreli takibi ölüm oranını azaltmak için gerekli olabilir. * Dang humması için önlemler parazit ve taşıyıcılara yönelik olmalıdır. Bölge halkının bu konuda eğitilmesi ve taşıyıcıların çoğalmasının engellenmesi gerekmektedir: * İçinde su bulunan bütün nesnelerin üzerinin devamlı olarak kapatılması * Şişe, teneke gibi suya karışabilecek her türlü kırıntı ve döküntünün kaldırılması veya yok edilmesi 4. Afetlere Hazırlık Planlamaları ve Bulaşıcı Hastalıkların Kontrolü Afetlere dayalı ölümler genelde afet sırasında gerçekleşse de, afete hazırlık planlamaları geriye kalan insanların sağlık gereksinimlerini de göz önünde bulundurmalıdır. Sağlığı etkileyen faktörler aniden toplu yaşam şartlarına geçilmesi, genelde temiz suya ve gıdaya erişimin olmaması nedeniyle, rehidrasyon ve aşı malzemeleri gibi tedavi ve tedbire yönelik müdahaleleri gerektirecektir. Doğal afet sonrası salgın riski kalan nüfusun sağlık durumu ve yaşam koşullarıyla yakından ilgilidir. Afetzedeler arasında şiddetli solunum enfeksiyonları ve ishal gibi bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini toplu yaşam koşulları, temiz suya, gıdaya ve sağlık hizmetlerine erişimin olmaması artırır. Bulaşıcı hastalıkların denetlenmesi ve bu tür hastalıklara müdahale edilmesi, hastalıkların kayıt altına alınması etkilerinin rapor edilmesi ve doğal afet sonrası salgın riskinin daha iyi ölçülmesi amacıyla önemlidir. Dünya Bankası ve diğer pek çok veriye göre afetlerin ekonomik zararları hızla artmaktadır. Bunun nedeni afetlerin artmasına bağlanamaz. Dönemsel artışlar olmasına rağmen afetlerin giderek arttığına ilişkin bilgiler çok güvenilir değildir. Sorun afetlerin artması değil, afetlerin daha zarar verebilir hale gelmesidir. Mevcut kaynakların verimli kullanılmaması, afet stratejilerinin yanlış olması, tehlikeleri afet haline dönüştürecek koşuların afetten önce ortadan kaldırılması ya da azaltılması konusunda yapılan planların yanlış olması, şehir nüfuslarının hızla artması bu konuda başlıca nedenler arasında sayılabilir. 13

Baş neden yoksulluktur. Ne yazık ki afetler yoksulları sevmektedir! Dünyada yoksullukla baş etmeden afetlerle baş etmek olanaksızdır. Gelişmemiş ülkeler gelişmekte olan ülkelere göre daha fazla risk altındadır. Bölgesel gelir dağılımı afetlerde zarar görebilirliği arttırmaktadır. Dünya Bankası 2012 verilerine göre, hem Avrupa, hem de Asya ülkesi olan Türkiye de 74 milyon insan yaşamaktadır. Toplam nüfusun % 60 ı kentlerde yaşamaktadır. Üst orta gelir düzeyi ülkeler içinde olan Türkiye nin Ulusal Bütçe (GSYİH) 789,3 milyar dolarıdır. Ülke nüfusunun % 18.1 i yoksulluk sınırı altında yaşamaktadır. Yaşam ömrü 75 yıldır. Kişi başına düşen gelir 10,830 Amerikan dolarıdır. Yatırımlarının büyük miktarlarda olması nedeniyle özel sektör ve küresel kaynaklar büyük risk altındadır. Ülke kaynakların eriyip yok olmaması için kamu ve özel tüm kurumların taşın altına elini koyması gerekir. Afet zararları artık sivil mağdurlara yardım etme ya da gönüllülükten hizmetleriyle sürdürülemeyecek kadar artmıştır. Bir iş ve hizmet sektörü haline gelmiştir. Bazı ülkelerin iyi yürütülen planlarla afetlerdeki can kayıplarını azalttığını biliyoruz. Ama aynı iyimserliği yapısal hasarlar için söyleyemiyoruz. İyi yönetilemeyen riskler karşısında küresel sermaye giderek küçülebilir ve ülkeler yoksullaşabilir. Antibiyotiğe dayanıklılık, ormansızlaşma, çölleşme, kuraklık, ekonomik çöküntü, küresel ısınma, kıtlık, körfez akıntısının (Gulf Stream) durması, kasırga, buzul çağı, meteorit çarpması, kütlesel yokoluş, deprem, tsunami, nükleer savaş, aşırı tüketim, aşırı nüfus, salgın hastalık, denizlerdeki petrol sızıntısı, deniz düzeyindeki değişim, volkanlar ve su krizi gibi tehlikeler gelecekte dünyayı tehdit edecek önemli sorunlardır. Bu makale içeriği sınırlı tutulmuş olup yukarıda sözü edilen tehlikelerden sadece doğa afetleri ele alınmış ve değerlendirilmiştir. Diğer bir kısıtlama da aniden ortaya çıkan afetler ile etkileri uzun vadeli olanlar birbirinden ayrılmıştır. Burada daha çok doğa afetlerinin deprem, tsunami, heyelan, su baskınları gibi daha çok aniden ortaya çıkanları göz önünde bulundurulmuştur. Ama kısa bir gelecekte küresel iklim değişimi, susuzluk, çölleşme, ormansızlaşma, hortum vb gibi tehlikelerle de yüz tüze kalacağımız bir gerçektir. Hem Orta Doğu politikamız, hem de ülkemiz için akarsularımızın iyi yönetilmeye ihtiyacı vardır. Ayrıca akarsularımızın denize ulaştığı kıyı alanlarımızın yapılaşmaya heba edilmemesi gerekir. Akarsu yataklarının taşkın düzlükleri ile kıyılarımızdaki çarpık yapılaşmanın olduğu yerlerin gelecekte afetlerle karşılaşacağını şimdiden söylemek bir kehanet olmayacaktır. Deprem, tsunami, heyelan, akma, düşme, kayma, çökme, aşırı yağışlarla birlikte sel ve su baskınları, aşırı kış koşulları, don, çığ, sıcaklık dalgası, susuzluk, dönemsel kuraklık ve çölleşme, orman yangınları, erozyon, ormansızlaşma, salgın hastalıklar, toprağa, kayaca ve suya bağlı hastalıklar, iklim değişimi, deniz düzeyi değişimi ve hatta volkanik aktivite gibi tehlikeler ülkemiz görülebilecek ve afete dönüşebilecek olgulardır. Afetler kapsamlı ele alınırken tüm tehlikeler, riskleri göz önünde tutulmalı, afet yönetim sisteminin tüm evreleri ve tüm paydaşlar planlamada yer almalıdır. Afetler bütüncül olarak planlanmalıdır. Afetlerin her zamankinden daha fazla yönetilmeye gereksinimi vardır. 14

2013 ÜN FIRTINA (KASIRGA, TAYFUN, SİKLON), HORTUM VE SU BASKINLARI Xavier Kasırgası: Yaklaşık 5 Aralık ta başlayıp ayın ortalarına kadar devam etti. Özellikle kasırgaya hiç alışık olmayan kuzey Avrupa da etkili olan kasırga 1962 yılından bu yana en şiddetli meteorolojik koşulları beraberinde getirdi. Saatte 144 km hızla esen rüzgâr şiddetli yağışlar oluşturdu. Şiddetli kar yağışla birlikte sıcaklık 10 derece kadar düştü. Kuzey Amerika, Polonya, Belçika, Almanya, İngiltere ve İskandinav ülkeleri etkilendi. Sular yükseldi. İngiltere kıyılarında 500 den fazla ev yıkıldı. 15,000 kişi uzaklaştırıldı. Thames nehrinin taşma riskine karşılık bariyerleri devreye sokuldu. Çok sayıda ulaşım seferleri iptal edildi. İnsanlar öldü. Kuzey Avrupa da benzer olay 1962 de meydana gelmiş ve 300 insan hayatını kaybetmişti. İzmir de sel: 25 Kasım 2013 Pazartesi günü saat 04.00 sularında İzmir de yaşanan aşırı yağışlar Melez Çayı nda ve kıyı kesimlerde deniz yükselmesine neden olmuş, dolayısıyla Seferihisar Konak, Buca ve Karabağlar ilçelerinde su baskınları meydana gelmiştir. Haiyan Süper Tayfunu (Filipinler): 3 ile 11 Kasım arasında etkili olan ve rüzgârın saatte 370 km estiği tayfun 5 kategorisindedir. Fırtınanın gözünde iç basınç 895 milibara düşmüştür. Bu büyüklükle tarihinin en büyük süper tayfunudur. Batı pasifikte okyanus suları her yıldan daha sıcak olduğu için sadece kasım ayında 4-5 tayfun meydana gelmiştir. Yılsonuna kadar bu sayı 7 yi bulabilir. Haiyan tayfununda dalgaların yüksekliği 15 metreyi buldu. Resmi olmayan kayıtlara göre 5631 insan hayatını kaybetti. Sadece Leyte adasında 1000 den fazla kişi hayatını kaybetti. Samar adasında ise 200 kişiden fazla insan hayatını kaybetti. Nüfusu 220 000 olan Tacloban da caddeleri sular süpürdü. 350 000 kişi yerinden uzaklaştırıldı. Tayfun 8,5 milyon insanı, 270 kasabayı etkiledi. Aşırı yağışlara bağlı olarak çok sayıda heyelan meydana geldi. Açlık, susuzluk, ilaç eksikliği ciddi durumlar yarattı. Zararın yaklaşık 1.5 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir. Filipinlerden başka, Mikronezya, güney Çin ve Vietnam da da etkili olmuştur. Arnavutluk ta sel: 17 Ekim de Arnavutluk'un başkenti Tiran ve çevresinde son 20 yılın en büyük sel felaketi yaşandı. 17 kişi hayatını kaybetti, 39 kişi kayıp oldu. 6 binin üzerinde kişi ise tahliye edildi. 15

16 IEL Model United Nations 2014 Metrekareye saatte 90 kilogram yağan yağmur, Kamze nehrinin taşıması neden oldu. Binin üzerinde ev sel altında kaldı. Özelikle Tiran yöresindeki, Paskuçan, Laparke semtlerinde ve Kamze nehri köprüsünde yağışların etkisi büyük oldu. Wifa Tayfunu, (Tokyo, Japonya): 16 Ekim 2013 deki tayfun ve hortum Japonya yı vurdu. Pasifik kıyılarını etkisi altına alan Wifa tayfunu önemli can ve mal kaybına yol açtı. 8300 nüfuslu turistik adada tümü ahşap olan evler çok şiddetli esen rüzgâr, yıkılan ağaçlar ve çamur deryası yüzünden yerle bir oldu. Ada sakinleri evlerinden uzaklaştı ve korumalı merkezlere taşındı. Tokyo nun güneyindeki bu küçük adada şiddetli yağış ve toprak kaymaları 13 kişinin ölümüne yol açtı. Wifa Asya da bu sezonun 26. fırtınası olup hızı saatte 70 kilometreye varmıştır. Tayfun başkent Tokyo yu etkisi altında aldıktan sonra nükleer felaketin yaralarını sarmaya çalışan Fukuşima yı tehdit etmiştir. Tokyo da şiddetli yağış hayatı felç etti, bu arada elektrik kesintileri de meydana geldi. Tren seferleri iptal edilirken yolcular evleriyle iş yerleri arasında sıkışıp kaldı. 500 kadar uçak seferi yapılamadı. Metro tünellerini de suların bastı. Phailin Siklonu (Hindistan): 13 Ekim 2013 de, Hindistan ın doğu kıyılarını vuran Phailin Siklonu en az 10 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Son 14 yılda ülkeyi vuran en şiddetli tayfunlardan biri olan Phailin ın yol açtığı yağışlar birçok yerde toprak kaymalarını beraberinde getirdi. Tayfunun hızı saatte 220 kilometreye ulaştı. Odişa eyaletinde elektrik kesintisine ve telefon hatlarının zarar görmesine neden olan kasırga yüzünden toplam 1 milyon kişi evlerini boşalttı. Hindistan da ilk kez bu ölçekte uygulanan tahliye programının daha fazla can kaybını engellemiştir. Toplam 10 milyon kişinin kasırgadan olumsuz etkilendi. Meydana gelen ölümlerin büyük bölümü toprak kaymalarından kaynaklandı. Fitov Tayfunu (Çin): 8 Ekim 2013 de Çin in doğusundaki Fucien ve Ciciang eyaletlerini vuran Fitov tayfununda dört kişi yaşamını yitirdi. Tayvan da ve Çin de de etkili olan tayfun nedeniyle yarım milyon Çinli evlerinden tahliye edilirken, onlarca uçak ve tren seferi iptal edildi. Saatte 150 kilometre rüzgâr hızla esen tayfunun getirdiği aşırı yağış, su baskınlarına neden oldu. Sokaklarda botlarla dolaşan güvenlik görevlileri, evlerinde mahsur kalanları kurtardı. 1700 evde maddi kayıp meydana geldi. Ayrıca binlerce hektarlık tarım arazisi de zarar gördü. Tayland Tayfunu: Aşırı yağışlarla birlikte 1 Ekim de başlayan ve Güneydoğu Asya da Tayland da etkili olan tayfun komşu ülke Kamboçya da da etkili oldu. Sel ve su baskınları sebebiyle ülkede 30 kişi hayatını kaybetti. En çok Mikong ve Kendal bölgesi etkilendi. Usagi (Odetto) Süper Tayfunu (GD Asya): 23 Eylül de başlayan ve Filipinler den sonra Japonya nın Guangdong eyaletine ulaşan Usagi Süper Tayfunu, tüm Güneydoğu Asya yı etkiledi. Tayvan ve kuzey Filipinlerde tüm hava ve deniz

ulaşımı ertelendi. Saatte 240 km hızla esen rüzgâr bir saatte 10-20 mm yağış getirdi. Yağışlar su baskınlarına ve heyelanlara yol açtı. 25 kişi hayatını kaybetti. On binlerce kişi mağdur oldu. Çin in Şanvey kentinde 14.000 kişi tayfundan olumsuz etkilendi. Tayfunun yol açtığı ekonomik zarar 900 milyon dolara ulaştı. Manuel Kasırgası (Meksika): 15-19 Eylül tarihlerinde etkili olan ve Meksika nın güneybatı sahilinde 120 km hızla esen Manuel Kasırgası 80 can aldı. 58 kişi de kayıp oldu. Sel, heyelan ve çöken köprüler nedeniyle karayolu bağlantısı kesilen Acapulco da pek çok mahsur kaldı. Kasırgada ülke genelinde yaklaşık 1 milyon insanı olumsuz etkiledi. Meksika nın güneybatı sahilinde üç gün etkili olan kasırga ve beraberinde gelen sel hayatı felç etti. Plajları ile ünlü tatil beldesi Akapulko da havaalanı sulara gömüldü. 40 bin turist mahsur kaldı. Gıda ve içme suyu, elektrik sıkıntısı yaşandı. Akapulko ve civardaki yerleşim yerlerindeki vatandaşlar nehirlerden sokaklara taşan timsahlara karşı uyarıldı. Meksika Körfezi ve Pasifik Okyanusu ndan gelen iki ayrı tropik fırtınanın arasında kalan ülkede toplam ölü sayısı ise 55 e ulaştı. Man-Yi Tayfunu (Japonya): 17 Eylül de, Japonya nın merkezi bölgelerinde denizden karaya vurduktan sonra ülkeyi boydan boya kateden tayfun, saatte 45 kilometre hızla kuzey-kuzeydoğu istikametinde ilerledi. Kolorado da (ABD) sel ve su baskını: 13-17 Eylül tarihlerinde ABD nin Kolorado eyaletinde yağışların yol açtığı sel felaketinde en az 8 kişi öldü, yüzlerce kişi kayıp oldu. Sular altında kalan alanın genişliği nedeniyle yardım ve kurtarma çalışmaları güçlükle yapıldı. 19.000 kadar konut hasar gördü. Romanya da sel ve su baskını: 13 Eylül de Romanya nın doğusunda bulunan Galati bölgesinde seller ve su baskınları sebebiyle 8 kişi hayatını kaybederken yüzlerce kişi de evlerini terk etmek zorunda kaldı. Kolorado (ABD) sel ve su baskını: 9 Eylül de Yaşanan sel ve su baskınlarının ardından çok sayıda insan kayıp oldu. Kayıp sayısı yaklaşık 200 i buldu. Bu büyük insani felaketin maddi boyutu büyük oldu. 16 bin konut etkilenirken 2000 e yakın ev yıkıldı. 320 kilometrelik karayolunda da önemli hasar meydana geldi. Evleri yıkılmayanların bir bölümü ise enerji kesintileri sebebiyle sıkıntı yaşadı. Felaketten hayvanlar da kendilerine düşen payı aldı. 558 evcil hayvan kurtarılarak Kızılhaç kamplarında gözetim altına alındı. 17

Tayvan da tayfun: 1 Eylül de Tayvan da etkili olan şiddetli tropikal fırtına 3 can aldı. Tayfun dev kayaları ana yollara savurdu. Ülkenin özellikle batı ve doğu kıyılarında şiddetli yağışla birlikte etkili olan tayfun Chiayi, Tainan ve Kaohsiung bölgelerinde sele neden oldu. Her yıl tropikal yağmurların etkili olduğu bu ay içerisinde 3 bin 600 kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Çin de şiddetli yağış ve sel: 11-25 Ağustos tarihleri arasında, Çin de sağanak yağışlar hayatı olumsuz etkiledi. Hunan Eyaletinde, binlerce asker selle mücadele için kurulan ekiplerle birlikte çalıştı. Ülkede yaklaşık 800 yerleşim bölgesinde büyük hasar oluştu. Selde en az 250 kişi hayatını kaybetti. Trabzon da sel (Türkiye): 20 Ağustos ta, Yomra ilçesinde etkili olan sağanak yağışta İkisu deresi taştı. Taşdelen köyünde sele kapılan iki kadın kaybolurken, Sayvan köyü yolu ulaşıma kapandı. Rusya da sel ve su baskınları: 19-23 Ağustos ta, Rusya nın doğusunda aşırı yağış ve karların erimesi sonrası sel ve su baskınları yaşandı. Su seviyesi Amur ve Usuri nehirlerinde son 120 yılın en üst seviyesine ulaştı ve Habarovsk şehri ile çevresinde 50 bin kişi mağdur oldu. Amur Nehri nin taşmasıyla bölgede 24 bin kişi tahliye edildi. Afetin, tarım alanlarına verdiği zarar 500 milyon doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Labuyo Tayfunu (Filipinler): Batı Filipinler denizinde etkili olan tayfun 600 km çapındaki bir bölgede şiddetli yağışlar getirdi. Filipinlerde şiddetli yağışlar başkent Manila yı sular altında bıraktı. Muson yağmurlarının yol açtığı su baskınlarında en az 7 kişi yaşamını yitirdi. Eğitim, iş ve sosyal yaşam geçici olarak askıya alındı. Luzon adasından yaklaşık 40 bin kişi tahliye edildi. Filipinlerde 2012 yıldaki muson yağmurlarında sellerden dolayı 50 kişi yaşamını yitirmişti. 270 binden fazla insan daha güvenli bölgelere gitmek için evlerini terk etmek zorunda kalmıştı. Japonya da şiddetli yağışlar: 10 Ağustos ta, Japonya nın kuzeyindeki aşırı yağışlar nedeniyle 2 kişi hayatını kaybetti, birçok kişi de yaralandı. 5 kişi kayıp oldu. Iwate bölgesinde yağışların toprak kaymasına neden oldu. Birçok ev sular altında kaldı. Pakistan da aşırı yağışlar: 5 Ağustos ta, Aşırı yağışlar nedeniyle Pakistan ın Karaçi kenti sele teslim oldu. Sel sebebiyle 14 kişi hayatını kaybetti. Hatay da heyelan (Türkiye): 19 Temmuz da, Hatay'ın Dörtyol İlçesi'nde şiddetli yağış nedeniyle meydana gelen heyelanda 5 kişi öldü, 8 kişi de yaralandı. Yaklaşık 8 saat süren yağışlarda, metrekareye 121 kilogram yağış düştü. 18

Çin de aşırı yağışlar: 3-10 Temmuz tarihlerinde, Çin in dokuz eyaletinde etkili olan şiddetli yağış, sel ve toprak kaymaları neden oldu. 64 kişi hayatını kaybetti. Hindistan da Muson yağışları ve sel: 10-24 Haziran da, Hindistan ın Himalaya bölgesinde muson yağmurlarının taşırdığı nehirler su baskınlarına ve toprak kaymalarına yol açtı. Uttarakhand eyaletini vuran sel felaketinde en az bin kişi yaşamını yitirdi. Bölgede 1000 e yakın köprünün yıkıldı ve on binlerce kişinin dağlık bölgede mahsur kaldı. Kutsal Kedarnath kenti de sel ve toprak kaymalarından büyük hasar gördü. Kanada da aşırı yağışlar: 22 Haziran da, Kanada nın Alberta eyaletine bağlı Kalgary şehrindeki aşırı yağışlar, Bow ve Elbow nehirlerinin taşmasına neden oldu. Kalgary yakınındaki Rocky Dağları, yıllık yağış miktarının yarısını son 36 saat içerisinde aldığı kaydedildi. 100 bine yakın kişi afet bölgelerinden tahliye edildi. İspanya ve Fransa da hortumlar: 19-20 Haziran da, Orta Amerika da görmeye alışık olduğumuz hortum manzaraları bu kez Fransa da ortaya çıktı. Ülkenin doğusunu vuran hortum, Sen Nehri çevresinde bulunan yerleşim yerlerinde büyük maddi hasara oluştu. En az 60 ev tahrip olurken, tarım alanları da hortumdan zarar gördü. Şiddetli yağışlar sel felaketini de beraberinde getirdi. Üç kişi yaşamını yitirdi. Yağışlar sınırın İspanya tarafında da sellere ve su baskınlarına yol açtı. Yüzlerce kişi tahliye edildi. Garona Nehri taştı. Hindistan Muson yağışları ve su baskınları: Hindistan ın kuzeyindeki Uttarakhand eyaletindeki etkili Muson yağmurları su baskınlarına yol açtı ve 23 kişi öldü. Uttarkashi kentinde 3 katlı bir binanın yıkılması sonucu 3 kişi hayatını kaybetti. Almora eyaletinde ise şiddetli yağmur nedeniyle yaşanan heyelan 3 can aldı. Orta Avrupa da sel ve su baskınları: 2-12 Haziran da, Romanya nın güney ve doğu bölgelerinde etkili olan yoğun yağışlarda 15 dakika içinde sel suları altında kaldı. Almanya da ise sel 8 can aldı. Elbe nehri taştı. Su seviyesi ortalamaların yaklaşık beş metre üzerine çıkarak 7 buçuk metreye ulaştı. Nehir çevresinde bulunan evler, ağaçlar ve yollar sulara gömüldü. Kentte 23 bin kişiden evlerini tahliye etmesi istendi. Almanya nın Bavyera, Saksonya Thüringen ve Schleswig-Holstein eyaletleri etkilendi. Macaristan ın başkenti Budapeşte de Tuna Nehri nin taşması ile büyük bölümü sular altında kaldı. Ülkede selin vurduğu 30 dan fazla yerleşim yerinde 1.300 kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Almanya ve Macaristan la birlikte Avusturya, Slovakya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti ni etkileyen sel yüzünden en az 10 kişi hayatını kaybetti. Maddi kayıplar yaklaşık 12 milyar Euroya ulaştı. 19

Norveç te sel: 23 Mayıs tarihinde, Norveç in güney doğusunda yaklaşık bir hafta süren şiddetli yağışlar sel ve su baskınlarına yol açtı. Yüzlerce kişi tahliye edildi. 50 den fazla otoyol ulaşıma kapanırken, iki demir yolu hattında da tren seferlerine ara verildi. Karların erimesinin de etkisiyle taşan dere yatakları büyük çaplı maddi hasara yol açtı. Hong Kong ta sel: 22 Mayıs ta, Hong Kong da aşırı yağışlar sonucu oluşan sel felaketinde vatandaşlar zor anlar yaşadı. Yakutistan da sel: 15 Mayısta, Rusya Federasyonu federe cumhuriyetlerinden Yakutistan da aşırı yağış sonrası su baskınları meydana geldi. Su seviyesi bazı yerlerde bir buçuk metreyi bulurken, dört bölgede acil durum ilan edildi. Kurtarma ekipleri su baskınlarının meydana geldiği alanlardan 5 bin kişiyi tahliye etti. Mahasen Tayfunu: Mayıs ayının ortalarında, Hint Okyanusu'ndaki oluşan Mahasen siklonu Bangladeş, Myanmar ve Sri Lanka'yı etkiledi. 18 kişinin hayatını kaybetti. 1 milyon kişi tahliye edildi. Rüzgâr hızı 100 km yi aştı. Fransa da şiddetli yağışlar: 6 Mayıs ta, Fransa nın doğu bölgelerinde aşırı yağış sonrası sel taşkınları meydana geldi. Ev ve iş yerlerinin sular altında kaldığı bölgede vatandaşlar kurtarma ekipleri tarafından tahliye edildi. Arjantin de şiddetli yağışlar: 5 Nisanda, Arjantin deki aşırı yağışlar 57 kişinin ölümüne neden oldu. Başkent Buenos Aires ve La Plata kentinde etkili olan sağanak yağış, birçok evi kullanılamaz hale getirdi. Maurituis da şiddetli yağışlar: 1 Nisan da, Hint Okyanusu nda bulunan ada ülkesi Maurituis da iki gündür devam eden şiddetli yağışlar ülkede hayatı felç etti. Aşırı yağış nedeniyle oluşan sel taşkınları en az 11 can aldı. Hint Okyanusu nun güneybatında yaklaşık 1 buçuk milyon nüfuslu ada ülkesinde yağışlar yüzünden alt yapı ve enerji nakil hatları kullanılamaz hale geldi. İtalya ve Yunanistan da sel: 22 Şubatta, İtalya nın Sicilya adasına bağlı Katanya şehri şiddetli yağışlarda tüm şehir sular altında kaldı. Felakette ölen veya yaralanan olmadığı bildirildi. Yunanistan ın başkenti Atina da aşırı yağışlardan nasibini aldı. Fırtına ve sağanak yağmur sonucu metro istasyonları kullanılamaz hale geldi, şehrin 20

ana yolları trafiğe kapandı. Park halindeki onlarca araç sulara kapılarak metrelerce sürüklendi. Hava muhalefeti deniz ulaşımını da olumuz etkiledi. Avustralya da şiddetli yağışlar ve sel: 31 Ocakta, Avustralya nın Queensland eyaletinde etkili olan tropikal yağmurlar bölgede su baskınlarına ve toprak kaymalarına yol açtı. 6 kişi hayatını kaybetti. Ülkenin kuzeydoğusunda büyük yıkıma yol açan felaketten dolayı otoyolların yanı sıra binlerce ev zarar gördü. Eyaletin başkenti Brisbane a yaklaşık 400 km mesafede bulunan Bundaberg kentinde en az 7,500 kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Yaklaşık 2 bin ev ve 200 e yakın iş yeri sular altında kaldı. Queensland eyaletinde 2010-2011 yıllarında şiddetli yağışların yol açtığı su baskınlarından dolayı 35 kişi yaşamını yitirmiş, 30 binden fazla ev felaketten zarar görmüştü. Endonezya da şiddetli Muson yağmurları ve sel: 17 Ocakta, Hindistan ın başkenti Cakarta da aşırı yağışların ardından yaşanan sel başkentin büyük bölümünde hayatını olumsuz etkiledi. 18 bin kişi evlerinden oldu. 2013 ÜN BAZI HEYELANLARI 2013 yılında Dünyadaki heyelan sayısı aslında aşağıdaki listeden çok fazladır. Kütle hareketleri dediğimiz genel bir başlık altında heyelan, akma, düşme, kayma vb gibi pekçok hareket bulunmaktadır. Kamuoyunda bunların çoğu için heyelan tanımlaması yapılır. Bunların ölçekleri, jeometrileri ve oluşum nedenleri başka başkadır. Sözgelimi, 2008 yılında Çin de meydana gelen Sichuan depreminde binlerce heyelan tetiklenmiştir. Son olarak aşırı yağışlar ve Haiyan Süper Tayfunu ile Filipinlerde yüzlerce heyelan tetiklenmiştir. Bu bakımdan burada seçilmiş bazı örnekler listelenmiştir. Filipinlerde heyelanlar: 3-11 Kasım 2013 de, Haiyan Süper Tayfunundan sonra Filipinlerde aşırı yağışlara bağlı olarak çok sayıda heyelan meydana geldi. Sumatra da (Endonezya) heyelan: 2 Kasım 2013 de, bir pazar günü, Endonezya nın Sumatra adasının Lambung bölgesinde oturan 130 bin sakinin kullandığı yol ve onun üzerindeki Semangha köprüsü oluşan heyelanlar nedeniyle ulaşıma kapandı. Atakama çölünde heyelan ve çamur akması: 27 Ağustos 2013 de, Şili nin Atakama çölünü heyelan ve çamur akmaları vurdu. 30 yıldan beri ilk kez yağan kar yağışından sonra kuru topraklarda heyelan ve çamur akmaları meydana geldi. Kapanan kar yolu ulaşıma kapadı. 21

Batı Newfoundland da heyelan: 6 Temmuz 2013 de, Batı Newfoundland da yerleşim alanında Daniel Limanını heyelan vurdu. Yaralanan ve ev hasarı yok. Papua Yeni Gine de heyelan: 11 Mayıs 2013 de, Papua Yeni Gine nin doğusundaki dağlık alanda meydana gelen aşırı yağışlar Kenagi köyünde heyelana neden oldu ve 9 kişinin öldü. 8 ev hasar gördü. Aynı yağışlarda, Java daki heyelanda üç kişi, kuzey Sulawesi deki heyelanda dört kişi, Yeni Zelanda da bir kadın, batı Java daki heyelanlarda beş kişi hayatını kaybetti. Nepal da heyelan: 11 Nisan 2013 de, Himalaya dağlık bölgesinde yer alan Nepal da blok heyelanları meydana geldi. Toprak kaymaları sonucu Kalingandaki nehir yatağı tıkandı. Birgha-Kotakot yolu boyunca oluşan heyelanlar nehir yataklarını bloke etti ve yapay bir baraj oluştu. Filipinlerde heyelan: Filipinlerin Koronadal şehrinde bir vadi kenarında yaşayan 35 aile, aşırı yağışlardan dolayı heyelan tehlikesi nedeniyle bölgeden uzaklaştıktan sonra ertesi gün büyük bir heyelan oluştu. Heyelan nedeniyle ana yollar kapandı. 2013 ÜN DEPREM VE TSUNAMİLERİ Şili depremi: 31 Ekim 2013 de Coquibo yerleşim yerinin 43 km batısında meydana gelen M=6.6 büyüklüğündeki deprem, Naska levhası ile güney Amerika levhasının çarpışma sınırında oluştu. Tayvan depremi: 31 Ekim 2013 de Asya nın doğusunda, Pasifik okyanusunda yer alan Tayvan adasının doğu kıyısında M=6.3 büyüklüğünde bir deprem oluştu. Deprem, Filipinler denizinde okyanusal levhanın, Avrasya levhası altına doğru (Tayvan doğusu) dalmasıyla medyana geldi. Şili depremi: 30 Ekim 2013 de Şili nin Constitucion şehrinin 40 km uzağında deniz içinde M=6.2 büyüklüğündeki bir deprem meydana geldi. Bu bölgede, Pasifik tarafında Nazka levhası her yıl 6-7 cm hızla Güney Amerika levhası altına dalmaktadır. Yaklaşık 7000 km uzunluğundaki bu yayda, 1960 yılında Dünyanın en büyük depremi olan M=9.5 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiştir. Depremin sonuncu, 2010 yılında M=8.8 büyüklüğündedir. 22