TÜRKĠYE NĠN BORÇ KOMPOZĠSYONU ÖZET



Benzer belgeler
CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Artış. Ocak-Haziran Oranı (Yüzde) Ocak-Haziran 2014

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

2015 MAYIS ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

2015 NİSAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

tepav Mart2011 N POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

2015 EKİM ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

KAMU FİNANSMANI VE BORÇ GÖSTERGELERİ

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

2015 HAZİRAN ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

EKONOMİK GÖSTERGELER

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Büyüme Değerlendirmesi: Çeyrek

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU(EURO) YILLIK RAPOR

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

Dünya ve Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler ve Orta Vadeli Program. 22 Kasım 2013

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

GRAFİKLERLE FEDERAL ALMANYA EKONOMİSİNİN GÖRÜNÜMÜ

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Politika Notu Nisan ve 2008 Krizlerinin Karşılaştırması. Müge Adalet Sumru Altuğ

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık


EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

1990 SONRASI DÖNEMDE TÜRKİYE DE DIŞ BORÇ STOKU ÜZERİNDE ETKİLİ OLAN EKONOMİK FAKTÖRLERİN ANALİZİ

MERCOSUR ÜLKELERİ - Ekonomik Genel Bilgi

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

Dersin Amacı: Bilimsel araştırmanın öneminin ifade edilmesi, hipotez yazımı ve kaynak tarama gibi uygulamaların öğretilmesi amaçlanmaktadır.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

BÜRO, MUHASEBE VE BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ İMALATI Hazırlayan M. Emin KARACA Kıdemli Uzman

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Enerji Dışı İthalatımızın Petrol Fiyatları ile İlişkisi

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

2014 ARALIK ÖZEL SEKTÖRÜN YURT DIŞINDAN SAĞLADIĞI KREDİ BORCU GELİŞMELERİ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

Büyümeyi Sürdürmek: Yurtiçi Tasarrufların Önemi

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

Toparlanmanın üçte biri tamam ama bir problemimiz var. Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

AYDIN TİCARET BORSASI

MALİYE POLİTİKASI II

AYDIN TİCARET BORSASI

Kamu Finansmanı ve Borç Göstergeleri

Cari açık ve finansmanı

Petrol ve İthalat: İthalat Kuru Petrol Fiyatları mı?

AYDIN TİCARET BORSASI

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

TÜRKİYE NİN CARİ AÇIK SORUNU VE CARİ AÇIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ SEDA AKSÜMER

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

ENERJĠ VE EKONOMĠK BÜYÜME ĠLĠġKĠSĠ: TÜRKĠYE ÖRNEĞĠ

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

Transkript:

TÜRKĠYE NĠN BORÇ KOMPOZĠSYONU Yrd. Doç. Dr. Dilek TEMİZ Çankaya Üniversitesi İ.İ.B.F. Uluslararası Ticaret Bölümü dilektemiz@cankaya.edu.tr Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Karamelikli Karabük Üniversitesi, İ.İ.B.F. İktisat Bölümü hakperest@gmail.com ÖZET Borç stoku, Türkiye gibi yükselen piyasalar için önemli problemlerden biridir. Zira artan borç stoku, bir yandan borç yükünü artırmakta, bir yandan da dış borçlar anapara ve faiz ödemelerine büyük bir yük getirmektedir. Borç ödeme yükü, yatırımları ve sermaye birikimini kısıtlamakta ve böylece ekonomik büyümeyi de olumsuz yönde etkilemektedir. Uluslararası ilişkiler açısından bakıldığında ise ülkenin siyasi itibarı açısından da negatif etki yaratabilmektedir. Bu çalışmada, ilk olarak, geçmişten günümüze Türkiye de borç stokunun yapısı incelenmekte, daha sonra Türkiye de toplam borç stokunu etkileyen faktörler üzerine ekonometrik bir analiz yapılmaktadır. Anahtar Kelimeler: İç Borç Stoku, Dış Borç Stoku, Türkiye, Ekonometrik Analiz JEL Kodu: H6 1. GĠRĠġ Borç yükü sorunu ve borçların sınırlandırılması günümüzün önemli sorunlarından biridir. Hem borç verenlerin alacağını geri alabilmesi, hem devletin borcunu kolaylıkla ödeyebilmesi açısından borçlanmanın bir sınırının olması gerekir. Çünkü, borcun milli gelire ve ihracata oranı gibi sınırlar aşıldığında, hem borç kaynak bulmak zorlaşır, hem de kaynağın maliyeti yükselir. Günümüzde pek çok iktisatçı borçlanmanın bir sınırı olması gerektiğini savunmaktadır. Çünkü, borçların gelecek nesiller üzerinde yük teşkil edeceği görüşü ağırlık kazanmaya başlamıştır. Borçlanma bir ekonomi politikası aracı olduğu gibi, ekonomik zorunlulukların bir gereği olarak da karşımıza çıkar. Bir ülkenin borç ödeme kapasitesini aşan borçlanmalar, borç krizi olarak şekillenir. Türkiye de hem iç borç hem dış borç stoku önemli boyutlara ulaşmıştır. Borçların bu kadar yüksek olması, her defasında kamu gelirlerinin daha büyük bir kısmının borç servisine ayrılmasını gerektirmektedir. Öte yandan, her defasında hem yeniden borçlanmayı gerekli kılmakta, hem de borçlanmanın koşullarını zorlaştırmaktadır. Türkiye özellikle son yıllarda kalkınmasını finanse etmek için önemli oranda dış borç kullanımına gitmiştir ve günümüzde büyüyen bir dış borç problemiyle karşı karşıyadır. Genel olarak maliye teorisinde borçlanmaya üç türlü yaklaşılır. Borçlanma, devletin gelir kaynağı olarak görülebilir. Kamu gelirleri ve giderleri arasında uyum sağlama unsuru olarak görülebilir. Devletin etkin işlemeyen piyasa ekonomisine müdahalesi, adaletli gelir dağılımını sağlama aracı olarak değerlendirilebilir. Türkiye yi de içine kattığımız gelişmekte olan ülkelere bakıldığında, bu üç yaklaşımının hiçbirinin geçerliğinin olmadığı söylenebilir. Türkiye de uygulanan borçlanma politikasının adaletli gelir dağılımını sağlama gibi bir amacı yoktur, kamu gelirleri ve giderleri arasında uyum sağlamak için yapılmaz, borçlanma olağanüstü bir gelir kaynağı da değildir. Borçlanma vardır zira ek tasarruf oluşturduğu ve böylece büyümeye katkı sağladığı geçmişte düşünülmüştür (Evgin, 2000). Devleti borçlanmaya iten sebepler iç ve dış borçlanma açısından farklılıklar göstermektedir. Devleti iç borçlanmaya iten sebepler; devletin gelir ve giderleri arasında yer ve zaman bakımından uyumsuzluk olması, yeni vergi koymanın veya mevcut vergileri arttırmanın siyasi, ekonomik ve sosyal sebeplerle sınırlandırılması, normal gelir kaynakları ile ödenemeyen iç borçların ödenmesi için 1

yeniden borçlanmaya ihtiyaç duyulması, KİT lerin ağırlıklı bir yapıya sahip olduğu ekonomilerde bunların açıklarının karşılanabilmesi, beklenmeyen durumların ortaya çıkmasından doğan finansman ihtiyaçlarının karşılanabilmesi olarak belirtilebilir (Ulusoy, 2001:33-34). Devletin dış borçlanmaya gitmesinin sebepleri ise; devletin kendi sermaye piyasasından borçlanma imkanının olmaması, döviz ihtiyacı içinde olması, milli paranın değerini korumak için gerekli rezerv ihtiyacı içinde olması, gelişmiş ülkelerden borçlanmanın faiz yüklerinin daha düşük olabilmesi, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkeleri borçlanmaya zorlamaları olarak sıralanabilmektedir (Ulusoy, 2001:33-34). İç ve dış borçlanmada iki temel kriter ihraç yeri ve borcun milli gelir ile karşılanıp karşılanmadığıdır. Devlet yurt içi piyasalardan borçlanıyorsa, bu bir iç borçlanmadır. Aynı şekilde borcu milli gelir ile finanse ediyorsa, bu yine bir iç borçlanmadır. Aslında iç ve dış borç arasındaki en belirgin fark, milli gelire etkileri bakımındandır. Dış borç alındığında milli gelirde bir artış olur. Ancak, anapara ve faiz ödemeleri ile birlikte milli gelir azalır. Buna karşın iç borcun bu şekilde milli gelir üzerinde bir etkisi yoktur. İç borç alımında ve geri ödenmesinde milli gelirin bir kısmı el değiştirmiş olur (Ulusoy, 2001:33-34). Borçlanma ilk etapta kamu maliyesine bir rahatlık sağlamakla birlikte zaman içinde istenmeyen ekonomik sonuçlar da doğurmaktadır. Borçlanmanın olumsuz ekonomik sonuçlarını; faiz oranlarının yükselmesi ve yatırımların yapılamaması, enflasyonist baskı oluşturması, gelir azaltıcı ve gelir dağılımını bozucu etkilerin ortaya çıkması, mali yapının bozulması, bankaların esas işlevlerinden uzaklaşması, devletin temel görevlerini yapamaz hale gelmesi, hükümetlerin milli politika takip edemez duruma düşmesi şeklinde belirtebiliriz. Bu çalışma toplam altı bölümden oluşmaktadır. Girişi izleyen ikinci ve üçüncü bölümlerde Türkiye de dış ve iç borç stoklarının gelişimi hakkında bilgi verilmektedir. Dördüncü bölümde literatür taraması, beşinci bölümde ekonometrik analiz yer almaktadır. Son bölüm ise sonuç kısmıdır. 2. TÜRKĠYE DE DIġ BORÇ STOKUNUN GELĠġĠMĠ Borç ödeme yükünün, yatırımları ve sermaye birikimini kısıtladığı ve ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. Çünkü borç ödeme yükü, ülkedeki rezervlerin (ihracattan gelen kaynağın) borç ödemeleri için kullanılmasına, yüksek borcun ülkenin kredi derecelendirmesini negatif yönde etkilemesine, dış borçların gelecekte üretim üzerinde yüksek vergi beklentisi yaratmasına, özel sektör tarafından planlanan verimli yatırımların yapılamamasına ve hükümet tarafından yapılacak istikrar programlarının olumsuz yönde etkilenmesine yol açmaktadır. Ayrıca artan borçlar, borcun para basılarak finanse edilmesine neden olabilir ki bu durum enflasyona neden olmaktadır. Ancak, birçok merkez bankasının bağımsız olması ve hükümetlerin enflasyonu yükseltici hareketlerinin ekonomik ve sosyal maliyetlerinin yüksek olması sebebiyle bunun gerçekleşmesi zor görünmektedir. Dışarıdan sağlanan borç, ilk etapta ülkedeki mevcut kaynaklara ek bir kaynak niteliğindedir. Bu parasal destek ülke kaynaklarını yükseltip sermaye birikim oranını artırarak yatırımları dolayısıyla da ekonomik büyüme hızını artırmaktadır (Tezel, 1995:8). Ancak, dışarıdan sağlanan borcun gereksiz ve lüks tüketim malları ithalatında kullanılması, borç ödeyebilmek için tekrar borç alınması, alınan borcun GSMH nın belirli bir oranını aşması halinde dış borçlanma ekonomik açıdan yararlı olmaktan çıkmaktadır (Seyidoğlu, 1999:697). 1950-1960 lı yıllar dış borç sorununun başladığı yıllardır. Bu dönem yüksek borçlanma nedeniyle IMF ile stand-by anlaşmaların yapıldığı, borç ötelemelerinin yoğun olduğu bir dönem olmuştur. 1970 yıllarda yaşanan ekonomik ve siyasi krizler, dünyada patlayan petrol krizleri, Türkiye gibi ülkelerde borçlanmanın daha da artmasına yol açmıştır. 1970 yılların sonunda patlayan ikinci petrol krizi nedeniyle borçların ödenmesi zorlaşmış, bu da borçların yeniden ötelenmesine ve ekonomik yapıda yapısal değişikliğe neden olmuştur. Tarihsel sürece bakıldığında Türkiye de, 24 Ocak 1980 yılından itibaren daha dışa açık, daha liberal ve daha piyasaya dönük uygulamaların başlatıldığı görülmektedir. Bu dönemde ekonomik kalkınmanın kaynak ihtiyacı dışarıdan karşılanmış ve bu durum dış borçlanma miktarlarında büyük artışlar göstermiştir. Boratav (2003) a göre; bu dönemde dış borçların artmasının nedeni; giderek artan cari işlem açıklarının finansmanıdır. Dışa açılmayla birlikte ihracatta önemli bir artış olmasına rağmen ithalatta artmıştır. İthalattaki artışın arkasında yatan temel etken de bu dönemde ara ve yatırım malları ithalatının artmasıdır. Boratav, bu dönemde ithal ara ve yatırım mallarına bağımlılığın azalmadığını 2

hatta aksine arttığını ve Türkiye ekonomisinin bu yıllarda bol miktarda dış kaynak sağlamak suretiyle büyüyebildiğini belirtmektedir (Boratav, 2003:159-160). Tablo 1 de Türkiye nin 1980 sonrası dış borç stoku ve bu stoktaki artış oranları gösterilmektedir. Tablo 1: Türkiye nin DıĢ Borç Stoku (Milyon $) Yıllar Dış Borç Artış % Yıllar Dış Borç Artış % Stoku Stoku 1980 16.227 14,0 1996 79.194 8,1 1981 17.041 5,0 1997 84.182 6,3 1982 17.619 3,4 1998 96.429 14,5 1983 18.385 4,3 1999 102.992 6,8 1984 20.659 12,4 2000 118.702 15,3 1985 25.476 23,3 2001 113.826-4,1 1986 32.101 26,0 2002 131.200 15,3 1987 40.428 25,9 2003 145.367 10,8 1988 40.722 0,7 2004 161.801 11,3 1989 41.751 2,5 2005 169.732 4,9 1990 49.035 17,4 2006 207.593 22,3 1991 50.489 3,0 2007 249.386 20,1 1992 55.592 10,1 2008 277.669 11.3 1993 67.356 21,2 2009 271.140-2,4 1994 65.601-2,6 2010 292.211 7,8 1995 73.278 11,7 2011 306.700 5,0 Kaynak: Hazine Müsteşarlığı Grafik 1: Türkiye nin DıĢ Borç Stoku (Milyon $) 350 300 250 200 150 100 50 0 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010 DB Kaynak: Hazine MüsteĢarlığı Tablo 1 den de görüldüğü gibi dış borç stoku, 1994, 2001 ve 2009 yılları hariç, 1980 den 2011 e sürekli bir artış göstermiştir. 1994, 2001 ve 2009 yıllarında dış borçlarda görülen düşüş, bu yılların iktisadi kriz yılları olması nedeniyle Türkiye nin uluslararası piyasalarda güvenilirliğinin azalması, dolayısıyla borçlanma koşullarının ağırlaşmasına ve uygulanan istikrar programlarına bağlanabilir. Ayrıca, dış borçların kriz yıllarının öncesinde ve sonrasında yüksek oranlı arttığı görülmektedir. Buna bakılarak, dış borcun hem iktisadi krizin ortaya çıkışında etkili olduğunu hem de krizden çıkışta başvurulan bir kaynak niteliği taşıdığını ifade edebiliriz. 1980 li yıllarda dış borçların artış nedenlerini, 1980 öncesinde yapılan dış borç ertelemeleri, 1970 li yıllarda yaşanan petrol krizleri sonucunda petrol fiyatlarındaki artış ve bu fiyat artışlarının girdi ve enerji fiyatlarını arttırması, Kıbrıs Barış Harekatının dış ödemeler güçlüklerine yol açması, Gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik durgunlukların ihracatı olumsuz yönde etkilemesi, 1980 li yıllarda kamu harcamalarının üretken yatırımlara değil altyapı yatırımlarına yönelmesi, ihracatın teşvik edilmekle birlikte sanayileşmenin sağlanamaması, en önemlisi de vergi sisteminde köklü değişikliklerin yapılamaması ve vergi gelirlerinin arttırılamaması sonucunda sermaye birikiminin sağlanamaması (Tandırcıoğlu, 2000:6), ABD dolarının diğer paralar karşısında giderek değer kaybetmesi şeklinde sıralayabiliriz. 3

Tablo 1 e bakıldığında, sadece 1984-1988 yılları arasında dış borçların ikiye katlandığı görülmektedir. Türkiye'nin dış borçlanmasıyla ilgili en ciddi değişiklikler 1989 yılından itibaren başlar. Hazinenin dış borçlanmanın dış borç servisiyle sınırlandırılması ilkesini titizlikle uygulaması, dış borç yükünün ulaştığı tehlikeli noktadan geri çekilmeye başlaması sonucu doğurmuştur. Dış borç yükü ve dış kredibilite açısından olumlu olan bu gelişme, iç denge açısından benzeri önlemlerin alınamaması nedeniyle, bu kez, iç ekonomik istikrar sorununu gündeme getirmiştir. 1990 lı yıllarda dış borçların artış nedenleri 1 arasında uluslararası para piyasalarından sağlanan krediler, harcamaların reel olarak kısılamaması ve vergi dışı gelirlerde hedeflenen düzeylere ulaşılamaması olarak sıralayabiliriz. 1990-2000 döneminde Türkiye ekonomisi ardı ardına krizler yaşamıştır. 1994 yılında yaşanan krizde reel faizlerde ve döviz fiyatında büyük artışlar gerçekleşmiştir. Yaşanan krizler borç yükünü arttırmıştır. Açıkları kapatmak zorunda olan kamu kesimine yüksek faizler ödünç verilmiş, böylece iç ve dış borçlar hızla artmıştır. Ekonomik krizler karşısında alınan önlemler ve uygulanan ekonomik istikrar programları, ülkede yaşanan siyasi istikrarsızlıkların da büyük katkısıyla, çoğu kez başarısızla sonuçlanmıştır. 2000 li yılların başında yaşanan kriz ile de ülke, aşırı borçlu konumuna gelmiş ve borç göstergeleri alarm vermiştir. Tablo 1 de açık olarak görüldüğü üzere, dış borçlardaki artış eğilimi devam etmiş ve 1983 yılı sonunda 18,3 milyar dolar olan dış borç, 1994 yılında 65,6 milyar dolar ve 2002 yılı sonunda ise 131,2 milyar dolara ulaşmıştır. Bu artış, 2009 yılındaki -%2,4 lük azalışın dışında, 2011 yılına kadar devam etmiştir. Olası bir borç krizi bakımından dış dünyayı endişelendiren, borç türü kısa vadeli borçlardır. Tablo 2 de 1980 yılından sonraki dış borç stoku, borcun vadesine göre gösterilmektedir. Tablo 2: Borcun vadesine göre dıģ borç stoku (milyon $) Yıllar Kısa V.D.B.S Artış % Orta ve Uzun V.D.B.S Artış % 1980 2.505-30,3 13.722 29,0 1981 2.179-13,0 14.862 8,3 1982 1.764-19,0 15.855 6,7 1983 2.281 29,3 16.104 1,6 1984 3.180 39,4 17.479 8,5 1985 4.759 49,7 20.717 18,5 1986 6.349 33,4 25.752 24,3 1987 7.623 20,1 32.805 27,4 1988 6.417-15,8 34.305 4,6 1989 5.745-10,5 36.006 5,0 1990 9.500 65,4 39.535 9,8 1991 9.117-4,0 41.372 4,6 1992 12.660 38,9 42.932 3,8 1993 18.533 46,4 48.823 13,7 1994 11.310-39,0 54.291 11,2 1995 15.701 38,8 57.577 6,1 1996 17.072 8,7 62.122 7,9 1997 17.691 3,6 66.491 7,0 1998 20.774 17,4 75.855 14,1 1999 22.921 10,3 80.071 5,6 2000 28.301 23,5 90.401 12,9 2001 16.403-42 97.585 7,9 2002 16.424 0,1 113.099 15,9 2003 23.013 40,1 121.079 7,1 2004 32.205 39,9 128.775 6,4 2005 38.283 18,9 131.449 2,1 2006 42.616 11,3 164.977 25,5 2007 43.134 1,2 206.252 25,0 2008 50.447 17,0 227.222 10,2 2009 52.030 3,1 219.110-3,6 2010 77.501 49,0 214.800-2,0 2011 83.811 8,1 222.901 3,8 Kaynak: Hazine MüsteĢarlığı 1 Hazine Müsteşarlığı 1997 yılında Dış Finansman Bilgi Sistemi ne geçmiştir. Dolayısıyla, 1996 dan sonraki dönemde dış borçlardaki değişimlerin bir nedeninin de serilerdeki değişiklikten kaynaklandığı gözönünde tutulmalıdır. 4

Dış borçların vadesine göre dağılımına baktığımızda, toplam dış borç stoku içinde orta-uzun vadeli dış borçların, kısa vadeli dış borçlara göre daha ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Ancak, 2002 sonrası dönemde, toplam borç stoku içinde kısa vadeli borçların payı 2004 yılında bir ara %20 ye çıkmış, bu oran 2007 yılında 17,3 e gerileyerek azalış sergilemesine rağmen, küresel ekonomik kriz nedeniyle 2009 yılında 19,2 ye yükselmiştir. 2002 yılından sonra kısa vadeli borçların yeniden artış eğilimine girmesi ilgi çekicidir. Bu artış tamamen özel sektör dış borçlanmasından kaynaklanmaktadır denilebilir. Tablo 2 de görüldüğü üzere 2009 yılı sonu itibarıyla kısa vadeli dış borç stoku yaklaşık 52,0 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşmiştir. Orta ve uzun vadeli borçlar 2008 yılına kadar sürekli bir artış trendi içindedir. Ancak, 2009-2010 yıllarında azaldığı ve 2011 yılında yeniden arttığı görülmektedir. Orta ve uzun vadeli borçlarda son dönemdeki artış içinde IMF den kullanılan kaynakların büyük payı vardır. Teorik olarak kısa vadeli borçlar devlet güvencesinden yoksundur. Kısa vadeli borçlanma, borç kalemleri içinde rizikosu ve faiz haddi yüksekliği bakımından kısıtlı tutulması gereken bir kalem şeklindedir. Gelişimleri dış finans çevreleri tarafından yakından izlenmekte ve bunlarda çok hızlı artışlar olası bir krizin ön-sinyalleri olarak algılanmaktadır. Genellikle, artışları %35-%40 gibi bir orana yükselirse, ekonomi krizlere açık hale gelmiştir denilir. 2010 yılına ait kısa vadeli borç stoku artışı %49 dur (Tablo 2). Dolayısıyla bu oran, 2008 yılında yaşanan krizden Türkiye nin oldukça etkilendiğinin bir göstergesi de olabilir. 3. TÜRKĠYE DE ĠÇ BORÇ STOKUNUN GELĠġĠMĠ İç borçlanma, Türkiye de yüksek enflasyonla mücadelede parasal kontrolün nispeten önem kazandığı 1980 li yılların ortalarından itibaren ağırlıklı bir biçimde kullanılmaya başlanmıştır. İç borçlanma, gelişmiş piyasa ekonomilerinde genellikle çok amaçlı kullanımı olan bir iktisat politikası aracıdır. Bu ekonomilerde hükümetler iç borçlanmayı, kamu açıklarının ve üretken altyapı yatırımlarının finansmanı yanında bir konjonktür (talep yönetimi) politikası olarak da kullanabilmektedirler. Her yıl giderek artan ve öngörülenin üzerinde gerçekleşen kamu bütçe açıkları nedeniyle, iç borçlanma Türkiye de bugüne kadar konjonktürel amaçlara yönelik olarak hiç kullanılmamıştır. İç borçlanmanın işlevi sadece kamu açıklarının finansmanı ile sınırlı kalmıştır. Kamu tarafından gerçekleştirilen iç borçlanmaların büyük ölçüde re-finansman amaçlı olduğu ve hiçbir üretken amaca dayanmadığı gözlenmektedir (Mustafa, 1997). Yetersiz kaynaklar ve iç borçların miktarının sürekli artması devleti yeniden borç bulmaya zorlamakta ve borcu borçla finansmana mecbur hale getirmektedir. Artan borçlanma ihtiyacı ve vadesi gelen borçların ödenebilmesi amacıyla sürekli olarak borçlanan kamu, daha kısa vadeli borçlanmak zorunda kalmaktadır. Türkiye de 1980 yılından itibaren her yıl iç borç stoku bir önceki döneme göre artış göstermiştir (Tablo 3). Bu durum devletin her geçen yılda kaynak ihtiyacının arttığını ve olağan kamu gelirleri ile karşılanmayan giderlerin borçlanma yoluyla karşılanmaya çalışıldığını göstermektedir. Tablo 3 de Türkiye'nin iç borç stokunun yıllar itibariyle dağılımı görülmektedir. 5

Tablo 3: Ġç Borç Stoku (Bin YTL) Yillar Ġç Borç Stoku ArtıĢ (%) Yillar Ġç Borç Stoku ArtıĢ (%) 1980 721 1996 3.148.985 131 1981 991 37,4 1997 6.283.425 100 1982 1.341 35,3 1998 11.612.885 85 1983 3.173 136,6 1999 22.920.145 97 1984 4.634 46,0 2000 36.420.620 59 1985 6.972 50,5 2001 122.157.260 235 1986 10.514 50,8 2002 149.869.691 23 1987 17.218 63,8 2003 194.386.700 30 1988 28.458 65,3 2004 224.482.922 15 1989 41.934 47,4 2005 244.781.857 9 1990 57.180 36,4 2006 251.470.054 3 1991 97.647 70,8 2007 255.309.983 2 1992 194.236 98,9 2008 274.827.296 8 1993 357.347 84,0 2009 330.004.579 20 1994 799.309 123,7 2010 352.841.138 7 1995 1.361.007 70,3 2011 368.778.414 5 Kaynak: Hazine MüsteĢarlığı 1990'lı yıllarda iç borç stokundaki artışın nedeni tahvil ve bonolardaki artış olarak karşımıza çıkmaktadır. 1990 yılından önce iç borç stoku içinde tahvillerin payı daha fazla iken 1991 yılından itibaren bonoların payında hızlı artışlar görülmektedir. Borçlanmanın vadesi gittikçe kısalmakta ve bu da hem finansman sorununun hem de idaresi yönünde gittikçe ağırlaşmasına neden olmaktadır (Meriç, 1999:36). İç borç stokunda en yüksek artışın 2001 yılında yaşandığı görülmektedir. 2002 yılından itibaren artış oranlarında 2002 yılı öncesine göre büyük çaplı azalışların olduğu dikkati çekmektedir. Tablo 4: Ġç Borç Stoku/GSMH (%) Yıllar İÇ BORC STOKU/ GSMH Yıllar İÇ BORC STOKU/ GSMH 1980 10,3 1996 15,9 1981 9,3 1997 16,2 1982 9,5 1998 16,5 1983 17,0 1999 21,9 1984 15,7 2000 21,9 1985 14,8 2001 50,9 1986 15,3 2002 42,8 1987 17,1 2003 42,7 1988 16,4 2004 40,2 1989 13,7 2005 37,7 1990 10,8 2006 33,2 1991 11,5 2007 30,3 1992 13,2 2008 28,9 1993 13,4 2009 34,6 1994 15,4 2010 32,1 1995 13,0 2011 28,5 Kaynak: Hazine MüsteĢarlığı 6

İç borç stoku/gsmh oranı incelendiğinde, 1980-2011 döneminde en büyük sıçramanın %50,9 ile 2001 yılında yaşandığı ve bu yıldan itibaren bu oranın azalmaya başladığı, 2009 yılında yaşanan bir artışın ardından, yediden azalma eğilime devam ettiği görülmektedir. Türkiye de iç borç sorunu, dış borç sorunu ile yakından ilişkili yapısal, kronik bir sorun ve aynı zamanda dış borç sorunundan daha önce gelen bir sorundur. Bu bağlamda iç borçlanmanın olumsuz ekonomik etkilerinden bahsetmek gerekirse, iç borçlanma Kamu Kesimi Borçlanma Gereğini (KKBG) ni arttırır. Artan iç borçlanma dolayısıyla artan borç faiz ve anapara ödemeleri bütçeler içinde daha fazla pay sahibi olmaya başlar, bu ödemeleri gerçekleştirebilmek için, zaten daha önce bütçe açıkları veren devlet, vergi gelirlerini arttıramadığından, daha fazla borçlanmak zorunda kalır ki genel olarak Türkiye de yaşanılan da budur. İç borçlanmanın bir taraftan parasal tabanı ve para arzını arttırıcı etkileri, öbür taraftan talep miktarını arttırıcı, arz miktarını azaltıcı etkileri enflasyona neden olmaktadır. Faiz oranlarını arttırıcı etkiler, enflasyonist etkileri güçlendirmektedir. İç borçlanma, Türkiye de hem maliyet hem de talep enflasyonunun ve stagflasyonun en önemli nedenlerinden biridir (Büyükdeniz, 1998). İç borçlanmanın ekonomideki talep miktarını arttırıcı, arz miktarını ise kısıcı etkileri dolayısıyla toplam talep ve toplam arz arasındaki dengeyi bozarak fiyatlar genel seviyesinin sürekli yükselmesine neden olduğu söylenebilir. Başka bir ifade ile iç borçlanma talep enflasyonunun doğmasına neden olan faktörlerden biridir diyebiliriz (Nadaroğlu, 1992:190). Devlet, tahvil ya da bono satışı karşılığı topladığı kaynakları, mal ve hizmet satın almakta kullanır ve bu yolla söz konusu fonların ekonomiye dönmesini sağlarsa, fiyatlar genel seviyesini yani enflasyonu arttırıcı bir etki meydana getirir. Ayrıca, tahvil ve bono alımı için kullanılan fonların, piyasaya bu tahviller sürülmeseydi, nasıl ve ne şekilde kullanılmış olacağı da enflasyonist eğilime yol açıp açmayacağı konusunda önem taşımaktadır. İç borçlanmanın Türkiye'de banka kaynaklarından ve özellikle Merkez Bankası kaynaklarından yapılmasıyla birlikte para arzını arttırıcı etkileri olmaktadır. İşte buradan hareketle para arzı artışlarının ekonomide satın alma gücü yaratarak toplam talebi arttırdığı göz önüne alınırsa, Türkiye'de kamu iç borçlanmasının ekonomide fazla talebin oluşumuna katkı sağlayan unsurlardan biri olduğu ortaya çıkar (Keyder, 2002). Türkiye de büyüme, büyük ölçüde iç talebin ne olursa olsun canlı tutulmasına bağlıdır. Satın alma gücü olmadan iç talep canlı tutulamaz. Konuya iç borçların ekonomik etkileri açısından baktığımızda, iç borçların sınırlandırılması gereği bu noktada ortaya çıkmaktadır. İç borçlar sınırlandırılmadığı sürece, Türkiye de ekonomik büyüme sağlıklı olarak devam ettirilemeyebilir. İç borçların sınırlandırılması, mali sorumluluğun hakim kılınmasına hizmet eder ve iktisat politikası araçlarının etkinliğini arttırır. Vergi, harcama, borçlanma ve para basma politikalarının muhtemel olumsuz etkileri önlenebilir ve bu politikaların, sınırları belli bir çerçeve içinde verimli işlemesi sağlanabilir. İç borçlanmanın sınırlandırılmasında kullanılacak araçlardan biri olan denk bütçe ilkesi, kamu harcamalarını da denetim altına alır. Faiz ödemeleri yerine kamu altyapı yatırım harcamalarına önem vermek mümkün olabilir. İç borçlar ekonomik istikrarın sağlanması için sınırlandırılmalıdır. İç borçlar sınırlandırılırsa, vatandaşların ağır ekonomik ve mali yükler altında bırakılması engellenebilir. 4. LĠTERATÜR TARAMASI Literatüre bakıldığında borç stokları ile ilgili yapılmış çok sayıda çalışmanın olduğu görülmektedir. Bu çalışmaların bazısında, borç stokları bağımsız değişken bazısında ise bağımlı değişken olarak ele alınmıştır. Diğer bir ifade ile, kimi çalışmada borç stoklarının ekonomideki etkilerine, kimi çalışmada ise borç stokunu etkileyen faktörlerin neler olduğuna bakılmıştır. Literatürde çoğunlukla, dış borç ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalar yer almaktadır. Çeşitli ülkeler için farklı metodolojiler kullanılarak ekonometrik analizler yapılmış ve dış borç ekonomik büyüme arasındaki ilişki yorumlanmaya çalışılmıştır. Küçükkale ve Ulusoy (1996), 1972-1994 yıllarını kapsayan ve Türkiye de dış borçların iktisadi büyüme ve enflasyon üzerine etkisini inceleme amaçlı yaptıkları ekonometrik analizde, dış borçların uzun dönemde iktisadi büyüme üzerindeki etkisinin negatif olduğu ve enflasyonu arttırıcı bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Büyükdeniz (1996), 1987-1995 yıllarını kapsayan Türkiye de fiyat, iç borç ve gelir düzeyi değişkenlerini kullanarak yaptığı çalışmasında, iç borçlanmanın toplam arzı arttırarak fiyatlar genel düzeyini arttırdığı sonucuna ulaşmıştır. 7

Kara (2001) çalışmasında, Türkiye nin 1980 sonrası dış borç kaynaklı ekonomik büyüme stratejisini incelemiştir. Dış borçların ekonomik büyümeyi sağlayabilmesi için, bu borçların, sermayehasıla katsayısı düşük, döviz getirisi yüksek olan üretken alanlarda kullanılması gerektiğini vurgulamıştır. Türkiye de alınan dış borçların daha çok hammadde ve tüketim malları ithalatında, getirisi dolaylı ve düşük olan alt yapı yatırımlarında ve refinansman amaçlı kullanıldığını ifade ederek, bunun önlenmesi için verimsiz olan kamu harcamalarının en aza indirilmesini, kamu harcamalarındaki savurganlığın önlenmesini, özel sektörün ihracata özendirilmesini ve ülkedeki ekonomik istikrarın sağlanması gerektiğini belirtmiştir. Were (2001), Kenya için 1970-1995 yılları arasında dış borçların ekonomik büyümeye etkisini inceleyen bir çalışma yapmıştır. Çalışmasında dış borçların ekonomik büyüme üzerindeki etkisini negatif bulmuş ve Kenya nın aşırı borç problemi olduğunu ifade etmiştir. Hansen (2001), Türkiye nin de içinde bulunduğu 54 gelişmekte olan ülkenin 1974-1993 yılları arasındaki yıllık verilerini kullanarak dış borçların ekonomik büyümeye etkisini incelemiştir. Kurduğu modelde, GSYİH daki artış hızını bağımlı değişken, doğrudan yabancı sermaye yatırımları/gsyih, bütçe fazlası, enflasyon, dışa açıklık, yardımlar/gsyih, borç servisi/ihracat ve dış borç/gsyih değişkenlerini ise bağımsız değişkenler olarak kullanmıştır. Analiz sonucuna göre, dış borç stoku ile ekonomik büyüme arasında negatif bir ilişki bulmuştur. Karagöl (2002), Türkiye nin 1956 1996 dönemine ait dış borç yükü ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi, koentegrasyon ve Granger nedensellik testlerini kullanarak analiz etmiş ve borçlanmanın ekonomik büyümeyi negatif yönde etkilediğini ifade etmiştir. Edo (2002), Mısır ve Nijerya nın dış borç stoku üzerinde etkili olan faktörleri araştırdığı çalışmasında, ödemeler dengesinin, kamu harcamalarının ve küresel faiz oranının dış borç seviyesi üzerinde anlamlı etkiye sahip oldukları sonucuna varmıştır. Keating ve Keating (2003), Arjantin, Brezilya, Şili, Kolombiya, El Salvador, Guatemala, Meksika, Panama, Peru ve Venezuella gibi Latin Amerika ülkelerinde ekonomik büyüme ve dış borç ilişkisini inceleyerek, dış borçların sürdürülebilirliğini analiz etmeye çalışmıştır. 1970-1999 arası yıllık veri kullanılarak elde edilen analiz sonuçlarına göre, Latin Amerika ülkelerinde dış borçlardaki büyüme ülkelerin borç ödeme gücünden daha fazla arttığı ve bu ülkelerde dış borçların sürdürülebilirliğinin sağlanamadığı sonucuna ulaşmışlardır. Schclarek (2004), 59 gelişmekte olan ve 24 sanayileşmiş ülkeyi baz alarak yapmış olduğu çalışmasında, gelişmekte olan ülkelerin almış oldukları dış borçların, ekonomik büyümeleri üzerinde olumsuz etki meydana getirdiğini, özel borçlanma ile kamu borçlanması arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmadığını tespit etmiştir. Cordella vd. (2005) çalışmalarında, dış borç ile ekonomik büyüme ilişkisinin gelişmekte olan ülkelerin borçluluk seviyelerine ve diğer karakteristik özelliklerine göre nasıl çeşitlilik gösterdiğini incelemişlerdir. 1970-2002 yılları arasını 79 gelişmekte olan ülke için inceledikleri çalışmalarında, GMM (General Methods of Moments) yöntemiyle elde edilen analiz sonuçlarına göre, orta seviyede borçlu ülkelerde büyüme ve dış borç arasında negatif yönlü bir ilişkinin olduğu bulgusuna ulaşmışlardır. Wijeweera vd. (2005), Sri Lanka nın 1952-2002 yılları arasındaki yıllık verileri kullanarak yaptıkları çalışmalarında, dış borçların ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini, GSMH nin bağımlı değişken, sabit sermaye oluşumu, nüfus, eğitim harcamaları ve dış borç servisinin bağımsız değişken olarak alınıp yaptıkları çalışmalarında, uzun ve kısa dönemde Sri Lanka daki dış borçlar ile ekonomik büyüme arasında istatistiksel olarak anlamsız olmasına rağmen negatif bir ilişki bulunduğu sonucuna ulaşmışlardır. Desta (2005), Etiyopya için dış borç ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi 1970 2002 dönemi verilerini kullanarak analiz etmiştir. En küçük kareler, koentegrasyon ve hata düzeltme modeline ilişkin sonuçlar, dış borç ve ekonomik büyüme arasında negatif bir ilişkinin bulunduğunu ortaya koymuştur. Javed ve Şahinöz (2005), zaman serisi analizi kullanarak yaptıkları çalışmalarında, Türkiye ekonomisinde dış borçlarla büyüme, yatırım ve ihracat arasındaki karşılıklı etkileşimi incelemişlerdir. Dış borç stoku ile büyüme arasında olumlu ancak anlamsız, ihracat ile pozitif anlamlı ve yatırımlar ile negatif anlamlı bir etkileşim bulunduğu sonucuna varmışlardır. Karagöl (2006), Türkiye nin 1960 2002 dönemini incelediği çalışmasında, kullandığı koentegrasyon, etki-tepki fonksiyonu ve VAR Ayrıştırması sonuçlarına göre, dış borç ve ekonomik 8

büyümenin uzun dönemde birlikte hareket ettiklerini, dış borçlara verilen şokun ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşmıştır. Gül ve Ünlü (2006), Türkiye de 1990-2004 dönemine ait çeyrek veriler kullanarak yaptıkları analizlerinde, bütçe dengesinin iç ve dış borçlar üzerinde etkili olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Blavy (2006), Jamaika ve 35 gelişmekte olan ülkenin 1980-2004 yılları arasındaki kamu borçları, kamu yatırımları ve verimlilik arasındaki ilişkisini incelediği çalışmasında, yüksek kamu borçlarının kamu yatırımlarını dışladığı ve verimlilik artışını azalttığı sonucuna ulaşmıştır. Paudel vd. (2006), 1970-2003 dönemi Nepal için yaptıkları çalışmalarında, dış borç, toplam ticaret, işgücü ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi analiz etmişlerdir. Koentegrasyon yöntemi ile ekonometrik tahminlerin yapıldığı modelde, dış borç ve ekonomik büyüme arasında anlamlı bir ilişkinin bulunmadığı ve dış borcun Nepal de verimli bir şekilde kullanılmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Akujuobi (2007), Nijerya nın 1980 2002 dönemine ait borç-büyüme ilişkisini incelemiş, iç borçlanmanın büyüme üzerinde olumlu, ancak dış borçlanmanın olumsuz bir etki meydana getirdiğini ifade etmiştir. İpek ve Yaşar (2008), 1989-2007 dönemi için Türkiye de dış borç ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi, koentegrasyon ve nedensellik analizlerini kullanarak incelemişlerdir. Analiz sonucunda, Türkiye de dış borçlar ve ekonomik büyüme arasında hem kısa hem de uzun dönemde iki yönlü bir nedensellik ilişkisinin olduğu ve dış borç ile ekonomik büyüme arasındaki uzun dönem ilişkisinin negatif yönlü olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Bilginoğlu ve Aysu (2008), dış borç ve ekonomik büyüme ilişkisini Türkiye ekonomisi açısından ele almışlardır. Çalışmada, Türkiye için 1968-2005 dönemine ait yıllık veriler kullanılmıştır. Yapılan regresyon analizi sonucunda Türkiye deki dış borçların ekonomik büyüme üzerinde negatif bir etkiye sahip olduğu dolayısıyla borç fazlası sorunu ile karşı karşıya olunduğu sonucuna ulaşılmıştır. Abu Bakar (2008), Malezya nın 1970 2005 dönemini esas alıp, Vektör Otoregresif Model kullanarak yaptığı çalışmasında, borçlanmanın büyümeyi pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşmıştır. Uysal vd. (2009), Türkiye de VAR tekniği yardımıyla dış borçların ekonomik büyüme üzerine etkisini, 1965 2007 dönemi yıllık verilerini kullanarak incelemişlerdir. İnceleme sonucunda, kısa ve uzun dönemde dış borçların ulusal çıktı düzeyini olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaşmışlardır. Karagöz (2009) çalışmasında, Türkiye de dış borçlar üzerinde etkili olan değişkenleri ve bu değişkenlerin etki derecelerini belirlemeyi amaçlar. Ödemeler dengesi açığı, yurtiçi tasarruflar ve iç borç miktarının dış borç düzeyi üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu, ödemeler dengesi açığı ve iç borç miktarının etkisinin çok daha fazla olduğu sonucuna ulaşır. Ayrıca, kamu harcamalarındaki değişimin dış borçlanma üzerindeki etkisinin istatistiksel olarak anlamsız olduğu bulgusuna varır. Malik vd. (2010), Pakistan ın 1972-2005 dönemini esas alıp, zaman serisi kullanarak yaptıkları çalışmalarında, dış borçların ekonomik büyüme üzerinde negatif bir etkisinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Çiçek, Gözegir ve Çevik (2010), Türkiye ekonomisi açısından, iç ve dış borçlanma ile büyüme arasındaki ilişkiyi yapısal kırılma testi ve regresyon analizi yardımıyla 1990Q1 2009Q3 dönemi için incelemişlerdir. Analiz sonucunda iç borç stokundaki herhangi bir artışın GSYİH da pozitif bir etki meydana getirdiği, dış borç stokundaki artışların ise GSYİH da negatif bir etki meydana getirdiği sonucuna varmışlardır. Bedir ve Karabulut (2011), iç borçların gelir dağılımı üzerindeki etkilerini incelemiş ve borç göstergelerinde olumlu (olumsuz) değişimlerin yaşandığı dönemlerde gelir dağılımı göstergelerinde de olumlu (olumsuz) değişimlerin ortaya çıktığı sonucuna ulaşmışlardır. Ceylan ve Durkaya (2011), Türkiye ekonomisi için dış borçlanma ile ekonomik büyüme arasındaki uzun dönem ilişkiyi, 1989-2007 dönemi için araştırmışlardır. Analizde, doğrusal Engle Granger koentegrasyon yöntemi yanında asimetrik uyarlamaya izin veren TAR ve M-TAR koentegrasyon modelleri kullanılmıştır. Sonuçta, tüm yöntemlere göre Türkiye ekonomisinde borçlanma ile büyümenin koentegre olduğu, dış borç stoku ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin uzun dönemde asimetrik olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır. Çöğürcü ve Çoban (2011), dış borç ekonomik büyüme ilişkisini Türkiye ekonomisine ait 1980-2009 yılları arasındaki bazı ekonomik verileri kullanarak analiz etmişler, yapılan analiz 9

sonucuna göre, Türkiye deki dış borçların ve nüfus artış hızının ekonomik büyüme üzerinde negatif bir etkiye sahip olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Safdari ve Mehrizi (2011), 1974-2007 yıllarında İran ekonomisinde dış borçların ekonomik büyüme üzerindeki etkisini vektör otoregresif (VAR) analizini kullanarak incelemişlerdir. Analiz sonucunda, dış borçların ekonomik büyüme üzerinde negatif, özel sektör yatırımları üzerinde ise pozitif etkisinin olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Borç stoku ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki üzerine yapılmış çalışmaları daha da arttırmak mümkündür. Literatüre bakıldığında, birkaç araştırma dışında, dış borç ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin genellikle negatif olduğu görülmektedir. Çalışmamızın bir sonraki bölümünde dış borç ve iç borç stokları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkisi Türkiye ekonomisi açısından değerlendirilecektir. 5. EKONOMETRĠK ANALĠZ Dış borç stoku ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin tespiti için yapılan bu çalışma, 1990Ç4-2012Ç1 dönemini kapsamaktadır. Analizlerde çeyrek veriler kullanılmıştır. Veriler, Türkiye İstatistik Kurumu ndan temin edilmiştir. Ekonometrik tahminlerde değişkenlerin logaritmik değerleri kullanılmaktadır. Veriler incelendiğinde tüm verilerde mevsimsellikler gözlemlenmiştir. Bu nedenle, Moving Average yönetimiyle mevsimsellikten arındırılmışlardır. Tablo 5: DeğiĢkenler DeğiĢkenler mldisborc mlgsyih DeğiĢkenlerin Açıklamaları Mevsimsel olarak düzeltilmiş ve logaritması alınmış dış borç stoku Mevsimsel olarak düzeltilmiş ve logaritması alınmış GSYİH Bu çalışmada, Türkiye de dış borç stoku ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki Johansen eşbütünleşme sınaması, vektör hata düzeltme modeli, Granger nedensellik sınaması ve etki-tepki fonksiyonları kullanılarak incelenmektedir. Çalışmada kullanılan zaman serilerinin durağan olup olmadıklarının test edilmesinde Genişletilmiş Dickey-Fuller (ADF) ve Phillips Perron (PP) sınamaları kullanılmıştır. Tablo 6 ve 7 de, çalışmada kullanılan değişkenlere ait ADF ve PP test istatistikleri sonuçları verilmektedir. Kritik değerler Eviews 6.1 ekonometri programı tarafından üretilmiş olup, MacKinnon değerlerine dayanmaktadır. Parantez içinde verilen değerler gecikme uzunluğunu belirtmektedir. Tablo 6: ADF Birim Kök Testi Sonuçları DEĞĠġKENLER DÜZEY/ BĠRĠNCĠ FARK AKAĠKE BĠLGĠ KRĠTERĠ SCHWARZ BĠLGĠ KRĠTERĠ ADF t -istatistiği MacKinnon %1 Kritik Değeri ADF t -istatistiği MacKinnon %1 Kritik Değeri mldisborc Düzey -0.319450 (6) 0.9164-0.319450 (6) 0.9164 Birinci Fark -3.426285 (5) 0.0128-3.426285 (5) 0.0128 mlgsyih Düzey -2.114916 (5) 0.2395-2.114916 (5) 0.2395 Birinci Fark -2.678052 (4) 0.0823-2.678052 (4) 0.0823 Tablo 7: PP Birim Kök Testi Sonuçları DEĞĠġKENLER DÜZEY/BĠRĠNCĠ FARK PP t -istatistiği MacKinnon %1 Kritik Değeri mldisborc Düzey -0.010822 (5) 0.9545 Birinci Fark -3.978539 (2) 0.0024 mlgsyih Düzey -1.457138 (5) 0.5505 Birinci Fark -3.777814 (2) 0.0045 (2) 10 (2)

PP birim kök testi sonuçlarının gösterildiği Tablo 3 e göre, mldisborc ve mlgsyih değişkenleri düzey hallerinde durağan değilken, serilerin birinci farkları için hesaplanan test istatistiğinin mutlak değerlerinin kritik değerlerden büyük olması birinci farkların %1 anlamlılık düzeyinde durağan olduğunu göstermektedir. PP testi sonuçları, ADF testi sonuçlarıyla benzer şekilde, serilerin birinci dereceden bütünleşik yani I(1) olduğunu göstermektedir. Değişkenlerin zaman serisi özellikleri incelendikten sonra, söz konusu değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki olup olmadığının incelenmesi bir sonraki adımı oluşturmaktadır. Serilerin aynı dereceden bütünleşik olduğu sonucuna ulaşılmasıyla, değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkisinin incelenmesinde Johansen eşbütünleşme sınaması uygulanabilecektir. Oluşturulacak VAR modelinde, kullanılacak uygun gecikme uzunluğunun belirlenmesi önemlidir. Çeşitli bilgi kriterlerine göre belirlenen gecikme uzunlukları Tablo 8 de gösterilmektedir. Tablo 8: Optimal Gecikme Uzunluğu Gecikme Sayısı LogL LR FPE AIC SC HQ 0 338.9109 NA 3.81e-07-9.105700-9.043428-9.080859 1 409.0079 134.5104 6.38e-08-10.89210-10.70529* -10.81758 2 416.8316 14.59015 5.75e-08-10.99545-10.68409-10.87124* 3 418.4833 2.990912 6.14e-08-10.93198-10.49608-10.75809 4 424.5478 10.65385 5.81e-08-10.98778-10.42733-10.76421 5 433.8809 15.89151 5.04e-08-11.13192-10.44692-10.85866 6 437.5261 6.009780 5.10e-08-11.12233-10.31279-10.79939 7 438.5202 1.585130 5.56e-08-11.04109-10.10701-10.66847 8 448.7900 15.82096* 4.72e-08* -11.21054* -10.15191-10.78824 9 449.8770 1.615813 5.14e-08-11.13181-9.948641-10.65983 10 452.3845 3.591851 5.40e-08-11.09147-9.783760-10.56981 11 454.8524 3.401693 5.68e-08-11.05006-9.617807-10.47872 12 457.0467 2.905956 6.04e-08-11.00126-9.444460-10.38023 * belirlenen gecikme sayısını ifade etmektedir. FPE: Son Tahmin Hatası AIC: Akaike Bilgi Kriteri SC: Schwarz Bilgi Kriteri HQ: Hannan-Quinn Bilgi Kriteri LR: Likelihood Oranı Tabloda görüldüğü üzere, LR, FPE ve AIC kriterleri 8 gecikmeyi göstermektedir. Bu nedenle, oluşturulan VAR modelinde gecikme uzunluğu 8 olarak alınmıştır. Johansen eşbütünleşme sınaması sonuçları Tablo 9 de yer almaktadır. Tablo 9: Johansen EĢbütünleĢme Testi Sonuçları H 0: Eşbütün. Denklem Öz-değer İz İstatistiği %1 Kritik Değer %1 düzeyinde 1 Yok* 0.232308 27.22349 19.93711 eşbütünleşik denklem En Fazla 1 0.081169 6.602926 6.634897 H 0: Eşbütün. Denklem Öz-değer Maksimumözdeğer istatistiği Yok* 0.232308 20.62056 18.52001 En Fazla 1 0.081169 6.602926 6.634897 Not: Kullanılan seriler: DMLDISBORC ve DMLGSYIH %1 Kritik Değer %1 düzeyinde 1 eşbütünleşik denklem Tablo 9 a göre, eşbütünleşme olmadığını ileri süren yokluk hipotezi iz ve maksimum-özdeğer test istatistikleri tarafından reddedilmiş ve modelde bir tane eşbütünleşme ilişkisi bulunduğu tespit 11

edilmiştir. Diğer bir ifadeyle dış borç stoku ile ekonomik büyüme ikilisinin uzun dönemde birlikte hareket ettikleri görülmektedir. Elde edilen bu sonuç, Uysal vd (2009), İpek ve Yaşar (2008) ve Karagöl (2002) tarafından elde edilen bulgularla örtüşmektedir. Dış borç stoku ve ekonomik büyüme arasında uzun dönemli bir ilişkinin bulunması, eşbütünleşim regresyonlarından elde edilen hata düzeltme terimini de açık olarak içerecek şekilde bir vektör hata düzeltme modeli (VECM) oluşturulmasını olanaklı hale getirmiştir. VECM e ait test sonuçları Tablo 10 da gösterilmektedir. Tablo 10: Hata Düzeltme Modeli (VECM) Test Sonuçları D(DMLGSYIH) (1) D(DMLDISBORC) (2) ECT -0.294695 0.177237 [-3.07852] [ 0.74318] D(DMLDISBORC(-1)) -0.312599-0.019092 [ -2.65894] [ -0.06518] D(DMLDISBORC(-2)) 0.080319-0.621304 [ 0.65153] [-2.02297] D(DMLDISBORC(-3)) 0.200559-0.247915 [1,72346] [-0.85517] D(DMLDISBORC(-4)) -0.380498-0.464801 [-3.02862] [-1.48501] D(DMLDISBORC(-5)) -0.265086 0.003840 [ -2.35815] [0.01371] D(DMLDISBORC(-6)) 0.050530-0.385321 [ 0.42762] [-1.30888] D(DMLDISBORC(-7)) 0.079083-0.229304 [ 0.68106] [-0.79266] D(DMLDISBORC(-8)) -0.180318-0.137922 [-1.63816] [-0.50295] D(DMLGSYIH(-1)) 0.031766 0.074707 [ 0.54582] [ 0.51524] D(DMLGSYIH(-2)) -0.054424 0.041030 [-0.95680] [ 0.28954] D(DMLGSYIH(-3)) -0.190612 0.063745 [-3.33648] [ 0.44787] D(DMLGSYIH(-4)) -0.115450-0.545958 [-1.87995] [-3.56848] D(DMLGSYIH(-5)) -0.039372 0.026088 [-0.73293] [ 0.19493] D(DMLGSYIH(-6)) -0.002244 0.060194 [-0.04164] [ 0.44847] D(DMLGSYIH(-7)) -0.217866-0.027326 [-4.07889] [-0.20535] D(DMLGSYIH(-8)) -0.032083-0.120049 [-0.52880] [-0.79422] C 1.56E-05 0.000157 [ 0.01597] [ 0.06430] ECT uzun dönem eşbütünleşik ilişkiden elde edilmiş ve geçmiş dengesizliğin boyutunu gösteren hata düzeltme terimidir. Bu terim, uzun dönemli dengeden sapmaların kısa dönemli uyarlamalarla düzeltilmesidir. Uygulamada hata düzeltme parametresinin negatif ve istatistiksel açıdan anlamlı olması beklenir. (1) numaralı denklemde, hata düzeltme terimi, negatif ve istatistiksel olarak 12

anlamlıdır. Bu durumda, kısa dönemli dengesizliklerden dengeye doğru bir yönelme söz konusudur denilebilir. Katsayının büyüklüğü uzun dönem denge değerine doğru yakınlaşma hızının bir göstergesidir. Elde edilen bulgular, bir şokun ilk yılda yaklaşık yüzde 29 gibi bir hızla dengeye yaklaştığını ve uzun dönemdeki ilişkiye benzer biçimde dış borçlar ile ekonomik büyüme arasında negatif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Dış borç stoku ile ekonomik büyüme arasındaki kısa dönemli ilişkinin yönünü görmek adına Granger nedensellik testi yapılmıştır. Tablo 11 de Granger nedensellik testi sonuçları yer almaktadır. Table 11: Granger Nedensellik Testi Sonuçları Hipotezler F-istatistiği Olasılık Dış Borç stokları ekonomik büyümenin Granger nedeni 4.39501 0.01549* değildir Ekonomik büyüme dış borç stoklarının Granger nedeni 2.76870 0.06884 değildir. * Boş hipotezin %5anlamlılık düzeyinde reddedildiğini ifade etmektedir. Granger nedensellik testi sonucu, değişkenlere ait nedensellik ilişkisinin tek yönlü olduğunu göstermektedir. Dış borç stoklarının ekonomik büyümenin Granger nedeni olmadığına yönelik boş hipotez, %5 anlamlılık düzeyi için reddedilmektedir. Ekonomik büyümenin dış borç stoklarının Granger nedeni olmadığına dair hipotez ise kabul edilmektedir. Elde edilen bu bulgu, eşbütünleşme sınaması sonuçlarını da desteklemektedir. Dış borç stokları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki, etki-tepki fonksiyonlarına bakılarak da yorumlanabilir. Grafik 1 de etki-tepki fonksiyonları yer almaktadır. Buna göre, ekonomik büyümenin, dış borçlardaki bir standart sapmalık şoka azalan yönde tepki verdiği, tepkinin daha sonra giderek önemini kaybettiği görülmektedir. Grafik 2: Etki-Tepki Fonksiyonları R e s p o n s e t o C h o l e s k y O n e S. D. I n n o v a t i o n s ± 2 S. E..20 R e s p o n s e o f G S Y I H t o D I S B O R C.16.12.08.04.00 -.04 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10.20 R e s p o n s e o f G S Y I H t o G S Y I H.16.12.08.04.00 -.04 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 13

6. SONUÇ Bu makalede, dış borç stoku ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkisi 1990Ç4-2012Ç1 dönemi için, Türkiye açısından incelenmiştir. Johansen eşbütünleşme sınaması sonucunda, Türkiye de ekonomik büyüme ile dış borç stoku arasında uzun dönemli bir denge ilişkisinin olduğu görülmektedir. Yapılan vektör hata düzeltme modelinde, hata düzeltme katsayısının negatif ve istatistiksel olarak anlamlı olması ekonomik büyüme ile dış borç stokunun uzun dönem zaman patikalarından sapmalarının kısa dönemli olduğunun bir göstergesidir. Granger nedensellik sınaması sonucunda, dış borç stoku ile ekonomik büyüme arasındaki kısa dönem nedensellik ilişkisinin, dış borç stoklarından ekonomik büyümeye doğru olduğu görülmektedir. Diğer bir ifade ile, dış borç stoklarındaki değişimin ekonomik büyümeyi etkilediği söylenebilir. Yapılan analizler sonucunda elde edilen bulgular göstermektedir ki dış borç fazlası Türkiye nin ekonomik büyümesini olumsuz yönde etkileyen çok önemli bir faktördür. Genel olarak, Türkiye nin dış borç sorununun temelinde yurtiçi tasarruflarının yetersizliği yatmaktadır. Yurtiçi tasarrufların arttırılması yönünde politikalar uygulandığı takdirde dış borca olan ihtiyacın azalması muhtemeldir. Öte yandan, cari işlemler açığının varlığı, ülkeyi dış borçlanmaya iten diğer önemli bir etmendir. Bu bağlamda, turizm gelirlerinin arttırılmasını, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının özendirilerek ülkeye döviz girişinin sağlanmasını, ihracat gelirlerinin arttırılmasını ve ithalat giderlerinin azaltılmasını sağlayacak yönde uygulanacak politikalar ile, açığın kapatılması sağlanarak dış borca olan gereksinimin azaltılması yine mümkündür. Türkiye de etkin bir dış borç yönetiminin olması şarttır. Çünkü, etkin bir dış borç yönetimi sayesinde dış borçlanma yapısı geliştirilebilir, dış borç servis yükü azaltılabilir, dış borç göstergeleri dikkate alınarak risklilik seviyesinden uzak durulabilir ve böylece ekonomik büyümede süreklilik her zaman sağlanabilir. KAYNAKÇA Abu Bakar, Nor Aznin ve Sallahuddin Hassan (2008), Empirical Evaluation on External Debt of Malaysia, International Business and Economic Research Journal, Vol:7, No:2, 95 108. Akujuobi, L ( 2007), Debt and Economic Development In Nigeria, Journal of Research in National Development, Vol: 5, No: 2, 1-6. Bedir, Serap ve Karabulut Kerem (2011), İç Borçların Gelir Dağılımı Üzerine Etkileri, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 25, Sayı: 1, 13-30. Bilginoğlu, M. Ali ve Ahmet Aysu (2008), Dış Borçların Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkisi: Türkiye Örneği, Erciyes Üniversitesi ĠĠBF Dergisi, Sayı:31, 1-23. Blavy, Rodolphe (2006), Public Debt and Productivity: The Difficult Quest for Growth in Jamaica, IMF Working Paper, No:06/235. Büyükdeniz, Adnan (1996), Türkiye de İç Borçlanma Enflasyon İlişkisi, Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü, İstanbul. Ceylan, Servet ve Mehmet Durkaya (2011), Dış Borç- Ekonomik Büyüme İlişkisi: Asimetrik KoEntegrasyon Analizi, Ġktisat, ĠĢletme ve Finans Dergisi, Cilt:26, Sayı:301, 91-115. Cordella,T., Ricci L.A. ve Arranz M.R. (2005), Debt Overhang or Debt Irrelevance? Revisiting the Debt-Growth Link, IMF Working Paper (WP/05/223), 4-53. Çiçek Halit, Süleyman Gözegir, Emre Çevik (2010), Bir Maliye Politikası Olarak Borçlanma ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği (1990-1009), C.Ü. Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Dergisi, Sayı 1, 141-156. 14

Çöğürcü İclal ve Çoban Orhan (2011), Dış Borç Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği (1980-2009), KMÜ Sosyal ve Ekonomik AraĢtırmalar Dergisi, 13(21), 133-149. Desta, M. G. (2005), External Debt And Economic Growth in Ethiopia, African Institute For Economic Development And Planning (IDEP), http://www.unidep.org. Gül, Ekrem ve Ahmet Ünlü (2006), Türkiye de Bütçe Açıkları ile Borçlanmalar Arasındaki Nedensellik İlişkileri, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 7(2), Javed, Z.H. ve A. Şahinöz (2005), External Debt: Some Experience From Turkish Economy, Journal of Applied Sciences, Vol. 5 (2), 363-367 Edo, S.E. (2002), External Debt Problem in Africa: A Comparative Study of Nigeria and Morocco, African Development Review, Vol. 14, (2), 221-236 Hansen, Henrik (2001), The Impact of Aid and External Debt on Growth and Investment: Insights From Cross-Country Regression Analysis, Wider Development Conference on Debt Relief, Helsinki. İpek, E. ve B. K. Yaşar (2008), Türkiye de Ekonomik Büyüme ve Dış Borç İlişkisi, Uluslararası Sermaye Hareketleri ve GeliĢmekte Olan Piyasalar Uluslararası Sempozyumu, Balıkesir. Kara, Mehmet (2001), Türkiye nin Ekonomik Büyüme Sürecinde Dış Borç Çıkmazı, Süleyman Demirel Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 6(1), 95-110. Karagöl, Erdal (2002), External Debt and Economic Growth Relationship Using The Simultaneous Equations, Metu VI. International Economics Research Conference, 11-14 September 2002, Ankara. Karagöl, Erdal (2006), The Relationship Between External Debt, Defence Expenditures and GNP Revisited: The Case of Turkey, Defence And Peace Economics, Vol:17, No: 1, 147 157. Karagöz, Kadir (2009), Türkiye de Dış Borçlanmanın Nedenleri Ekonometrik Bir Değerlendirme, SayıĢtay Dergisi, Sayı 66-67, 99-110. Keating, M.O. ve Keating, B.P. (2003), Measuring the Sustainability of Latin American External Debt, Applied Economics Letters, 10, 359-362. Küçükkale, Y. ve Ulusoy, A., (1996), Türkiye de Dıs Borçların İktisadi Büyüme ve Enflasyon Üzerine Etkisi: Granger Nedensellik Testi, http://www.ceterisparibus.net (Erişim Tarihi: 15.10.2012) Malik, Shahnawaz; Muhammad Khizar Hayat ve Muhammad Umer Hayat (2010), External Debt and Economic Growth: Empirical Evidence From Pakistan, International Research Journal of Finance and Economics, Issue: 44. Paudel, R. ve Shrestha, M. B. (2006), The Role of External Debt, Total trade and Labour Force in Economic Growth: The Case of Nepal, The Business Review, 5, 2, 130-136. Safdari Mehdi, Masoud Abouie Mehrizi (2011), External Debt and Economic Growth in Iran, Journal of Economics and International Finance, Vol. 3 (5), 322 327. Schclarek, A (2004), Debt and Economic Growth in Developing and Industrial Countries, Working Paper, Lund University Department of Economics, 34, 1 39. 15

Uysal, Doğan, Hüseyin Özer ve Mehmet Mucuk (2009), Dış Borçlanma ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği(1965 2007), Atatürk Üniversitesi Ġktisadi ve Ġdari Bilimler Dergisi, Cilt: 23, Sayı: 4, 161 178. Wijeweera, Albert; Brian Dollery; Palitha Pathberiya (2005), Economic Growth and External Debt Servicing: A Cointegration Analysis of Sri Lanka 1952 to 2002, Working Paper Series in Economics, No. 2005-8, World Development Indicator (WDI). Were, Maureen (2001), The Impact of External Debt on Economic Growth and Private Investment in Kenya: An Emprical Assessment, Wider Development Conference on Debt Relief, Helsinki. 16