HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ Geleneksel Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Center for Traditional Musical Culture (HÜGEM) Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi (YTSAM) New Turkey Strategic Research Center YTSAM Uluslararası Dede Korkut Konferansı (Dede Korkut Kitabı nın 200. Yılı Anısına) 12th-14th October, 2015, Ankara, Turkey International Conference on The Book of Dede Korkut Bildiri Özetleri Abstracts
Dear Colleagues, I am pleased to extend warm greetings as you gather for the International Conference on the Book of Dede Korkut, to be held in Ankara, Türkiye on October 12-14, 2015. The Conference is expected to draw the distinguished researchers from academia of different countries; Azerbaijan, England, Germany, Kazakhstan, Russia and Turkey, On behalf of International Dede Korkut Conference Committee, I would like to thank to all contributors for their valuable papers and contributions. Best wishes for an exciting and enjoyable event. Sincerely, Prof. Dr. F. Gülay MIRZAOĞLU Coordinator of the International Conference on the Book of Dede Korkut
Prof. Dr. Suraya AGAYEVA (Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi, Azerbaycan) Dede Korkut Kitabında Müzik Sanatı: Seslendirme Yöntemleri Dede Korkut Kitabı kadim Türk halklarının günümüze kadar ulaşan muhteşem bir medeniyet abidesidir. Bu kitabı çeşitli hayati ve sanat alanlarını kapsayan bir bilgi hazinesi olarak nitelendirmek mümkündür. Bunların arasında müzik konusu büyük yer almaktadır, çünkü Dede Korkut bir halk ozanıdır ve kopuz çalarmış. Kolça kopuz götürüp ilden ile, Beyden beye ozan gezer Er cömerdini, er namerdini Ozan biler İlinizde, evinizde çalıp diyen Ozan olsun! Dede Korkut Kitabı nda müzik sanatı ile ilgili kelimeler ve çalgıların adları geçmekte, ayrıca, merasim ve müzikli törenlerden bahsedilmektedir. Bu konular çeşitli makale ve kitaplarda ışıklandırılmış olsa da bu müziğin gerçek avazı, melodisi, kopuzun, borunun ve diğer çalgıların tınısı, akoru hakkında yeterli bilgi verilmemiştir. Yaptığımız araştırmalar, Dede Korkut müziğini deşifre etmek için gerekli bilgilerin görkemli Azerbaycan-Türk müzisyeni ve müzik bilimcisi olan Abdülkadir Merâgi nin (1353-1453) risalelerinde olduğunu göstermiştir. Abdülkadir Merâgi, Ozan kopuzunun yapısını ve tellerin düzenini açıklamakta ve nesirle yazılmış olan Türk destanları ve nazımla yazılmış hareketli ritmik parçalar icra etmek için kullanıldığını anlatmaktadır. Bu açıklama, Türkiye ve Azerbaycan da Ozan-Âşık, Orta Asya da ise Bahşı/Baksi adı ile tanınan geleneksel musiki sanatına ışık tutmaktadır. Çağdaş âşık sazını ve bağlamayı incelerken bu çalgıların yapısı, ses düzeni ve icra tarzının eski ozanların kullandığı Kopuz ile ortaklık gösterdiği sonucuna varmaktayız. Bahşı/Baksi
sanatının eski çalgısı Şidirgu hakkında da Meragi nin risalelerinde bilgi verilmiştir. Sunumda ozan kopuzu, şidirgu, bağlama ve çağdaş Azerbaycan âşık sazı akorlarının notaları verilmiş olup benzerlikleri açıklanmıştır. Âşık/Ozan sanatına yakın olan Mutedil / Motedil-e Arrani adındaki müzik formu hakkında da Abdülkadir Meragî nin risalelerinde bilgi bulunmaktadır. Araştırmamız, bu formda kullanılan şiirlerin bayati, koşma, mani ve tuyug gibi ozanlara has olan Türkçe şiir türlerinin olduğu göstermiştir. Meragî, Motedil-e Arrani deki makamın Segâh olduğundan bahseder. Yüzyıllar boyunca makam müziğinin değişikliğe uğramasına rağmen Segâh ve Rast gibi makamlar değişmeden günümüze kadar ulaşmıştır. Böylece, Segâhın bugün nasıl seslendiğini bildiğimiz için Motedil-e Arrani nin ve daha eski çağlardaki müziğin bile nasıl seslendiğini deşifre edebiliriz. Sunumda, konu ile ilgili şiir ve seslendirme örnekleri mevcuttur. Sonuç olarak, Meragî nin risalelerinin incelenmesi Dede Korkut Kitabı, ozan müziği ve geleneksel makam sanatıyla karşılaştırılması eski çağlarlardaki müziğin bugün de seslendirilebiliyor olmasını sağlamaktadır. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut Kitabı, Dede Korkut Kitabında Müzik, ozan, âşık, kopuz.
Prof. Dr. Fuzuli BAYAT (Azerbaycan Bilimler Akademisi, Azerbaycan) Dede Korkut Oğuz-nâmelerinde Ötekiler Kavramsallaşması Bağlamında Konar-göçerlik ve Yerleşik Kültür Karşıtlığı Dede Korkut Oğuznameleri bütün tarihi, mitolojik, sosyal ve kültürel tarafları ile beraber hem de konar-göçerlikle yerleşik çiftçi kültürün karşılaştırılması ile dikkat çeker. Oğuz metni her sahada olduğu gibi etnik psikolojinin temel unsuru olan konar-göçerliğin üstün taraflarını yerleşik çiftçi kültür karşılaştırmasında açmağa çalışır. Dede Korkut Kitabı nda bu karşı durmanın bir tarafında Müslüman Oğuzlar, diger tarafında ise yerleşik çiftçi kavimler durur. Dede Korkut Kitabı, hangi boydan, hangi kavimden olmasına bakmaksızın yerleşik kültür temsilcilerini ötekileştirerek İslami inanç bağlamında onları kâfir adı altında takdim edir. Toplum gibi dünya da bir bütündür, huzura, nizama muhtaçtır, mantıkından yola çıkarak Oğuz cemiyeti bütün tarihi-mitolojik özelliklerinden milli-psikolojik varlıklarına kadar her şeyi kavramanın peşinde olmuş, bütünlüğü zıtlıkların karşılaştırılması ve birliği aracıyla anlamağa ve anlamlandırmağa çalışmışdır. O bakımdan yiğitlik korkaklığın, mertlik fırsatçılığın, erlik kurnazlığın, iyilik kötülüğün, adalet haksızlığın, yaşam ölümün karşısında değerlendirilmiş, somut anlamda çadırlarda yaşayan Oğuzların bütün yaşamları kalelerde meskunlaşmiş ötekilerin varlığında yüze çıkarılmıştır. Oğuzların varoluşu ve bu uğurda mücadeleleri destana göre yalnız kötülük kaynağı olan yerleşik kâfirlerin zararsızlaştırılmasında değerlendirilir. Oğuzlar, hiçbir şekilde kâfirleri yok etmir, onları bertaraf edir, mekanlarını ve kendilerini kozmosun kurallarına uyumlu bir biçimde yeniden kururlar. Destan şuuruna göre Oğuzlar nizamı, tarazlığı, hakkı, adaleti kısacası kozmosu, kâfirler ise dağıtıcılığı,
düzensizliği, kısacası kaosu simgelerler. Dede Korkut Destanı kahramanlarının savaşı da, barışı da, yaşamı da, ölümü de genelde kozmos-kaos, özelde konargöçer-yerleşik zıtlığı ekseninde mevcutluk kazanır. Oğuzların, genelde ise insanlığın varlığı kaosun bertaraf edilmesine bağlıdır, mantığından yola çıkarak Oğuz erenleri bütün yaşamlarını ve faaliyetlerini kurmuş olurlar. Kozmosun küresel kuralları aslında bütün 12 Oğuzname boyunca bu veya diğer şekilde hatırlansa da daha somut şekilde Dede Korkut un dilinden verilen ve atasözü niteliğinde olan yasalar aracılığıyla açıklanır. Bildiride kalelerde yaşayan, yerleşik hayat süren kafirlerin Oğuzların toplumsal değerlerine zıt düşen özellikleri incelenmiştir. Anahtar Sözcükler: Konar-göçerlik, yerleşik kültür, etnopsikoloji
Prof. Dr. Tuncer BAYKARA (Ege Üniversitesi, Türkiye) Bir Tarih Kaynağı Olarak Dede Korkut Dede Korkut un tarihî bir şahsiyet olduğu kesindir. Ancak hatırası ve ünü yüzyılları aştığından karmaşık gibi görünür. Onun bir kabri (mezarı) de vardır. Nasıl daha geç zamanın tarihi birer şahsiyeti olan Sarı Saltuk un ve Yunus Emre nin gerçek mezarlardı yanında hatıra mezarları (makamları) varsa Dede Korkut için de böyledir. Sırderya boylarında ve Kafkasya dakinden başka yerlerde de bulunmalıdır. Korkut un yaşadığı yüzyılı tayin etmek de güçtür; çünkü daha geç zamanların izleri ve hadiseleri onun hatıraları ile karışmıştır. Türk âlemindeki etki ve izlerinin son bir örneğini XIV yüzyıldan da takib edebiliyoruz. Çünkü Hamid-oğulları ile Germiyan-oğulları arasındaki düşmanlık, bir bakıma İç Asyadaki Salurlar ile Peçenekler arasındaki husumetine devamı gibidir. Çünkü son araştırmalar Hamidoğullarının Salur, Germiyanlıların ise Peçenek kökenlerini göstermiştir. Eski adı ile Diyar-ı Rum un başka köşelerinde de Korkut hikayelerinin izlerini biliyoruz. Anahtar Sözcükler: Korkut Ata mezarları, Salur, Peçenek, Hamid, Germiyan
Prof. Dr. Özkul ÇOBANOĞLU (Hacettepe Üniversitesi, Türkiye) Dede Korkut Hikâyelerine Yansıyan Ekonomik Hayat Üzerine Tespitler Çalışmamızda Dede Kokut hikâyelerine yansıyan tematik ve yapısal özelliklerden yola çıkılarak anlatılarda yer alan olayları yaşayan toplumsal yapı içinde ekonomik birimlerin, ekonomik etmen ve yapılanışların neler olduğu ortaya konularak değerlendirilecektir. Anlatılarda olayların geçtiği sosyo-kültürel çevredeki hayvancılık ve benzeri hayat tarzları, doğrudan doğruya kervan ve benzeri ticaret unsurları, ticaretin takasa mı yoksa para ekonomisine mi ait olduğu gibi hususlar çalışmamızda e özellikle üzerinde durulacak konuların başında gelmektedir. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, Dede Korkut Kitabında ekonomik hayat, ekonomik yapı.
Prof. Dr. Ali DUYMAZ (Balıkesir Üniversitesi, Türkiye) Türkiye de Dede Korkut Kitabı Üzerindeki Öncü Çalışmalar ve Bu Çalışmaların Günümüz Açısından Değerlendirilmesi Dede Korkut Kitabı nın bulunuşu ve bilim âlemine tanıtılışından bu yana 200 yıl geçmiştir. Dede Korkut Kitabı ilk defa Dresden Kraliyet Kitaplığında H. O. Fleischer tarafından bulunmuş, Kitâb-ı Dedem Korkud Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân başlığı taşıyan ve Dresden nüshası olarak adlandırılan bu yazma, bilim dünyasına ise 1815 de Heinrich Friedrich von Diez in yayımladığı bir makale ile tanıtılmıştır. Dede Korkut Kitabı üzerindeki Türkiye de yapılan ilk yayınlar ise bu tarihten yaklaşık 100 yıl sonraya tarihlenebilmektedir. Avrupa da ve Rusya da Dede Korkut Kitabı üzerinde özellikle başta Tepegöz olmak üzere İlyada ve Odise destanlarının motif benzerlikleri çerçevesinde çalışmalar sürerken Türkiye de ancak II. Meşrutiyet i müteakiben ve bilhassa Milli Edebiyat döneminde bazı muallim lerin dikkatleriyle eserden haberdar olunabilmiştir. Hemen hemen her edebiyatçının bir vesileyle ilgilendiği ve fakat ancak Kilisli Muallim Rifat Bilge ye kısmet olan 1916 daki ilk Dede Korkut metin neşri, bu anlamda bir milat sayılabilir. Kilisli Muallim Rifat ın Dede Korkut Kitabı nı yayımlama süreci de dikkate değer bir serüven içermektedir. Ancak bu yayından hemen önceki veya eşzamanlı dikkatler, bazı kıyıda köşede kalmış yazı ve makalelere yansımış olan bilgiler de son derece önemlidir. Aradan yaklaşık 100 yıl gibi bir süre geçmiş olan ve özellikle Yeni Mecmua ve Milli Tetebbular Mecmuası nda yayımlanan bazı yazı, makale ve kitaplardaki bilgiler çerçevesinde devrin anlayışını tespit etmeye çalışacağız. Muallim Cevdet in eğitimci olarak, Ziya Gökalp ın sosyolog olarak, Fuat Köprülü nün de edebiyat tarihçisi olarak farklı disiplinler açısından
Dede Korkut Kitabı na bakışının millî bir destan arayışı ortak noktasında kesiştiğini söyleyebiliriz. Milliyetçilik cereyanına bağlı olarak Dede Korkut Kitabı nı bir Şehname veya İlyada olarak görme çabalarının arka planında elbette daha Tanzimat döneminde çeviriler yoluyla edebiyat âleminin tanımaya başladığı epope ve esatir kitaplarının varlığı da bir vakıadır. Sonuç olarak bu bildiride Türkiye de yapılan makale ve kitap hacmindeki ilk ve öncü çalışmalar ile bu çalışmaları kaleme alan ilk araştırmacılar hakkında derli toplu bilgiler verilip bu araştırmacıların görüşleri aradan 100 yıl gibi bir süre geçtikten sonra günümüz Dede Korkut araştırmalarının geldiği seviye çerçevesinde değerlendirilmeye çalışılacaktır. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut Kitabı
Prof. Dr. Bilgehan Atsız GÖKDAĞ (Kırıkkale Üniversitesi, Türkiye) Oğuznamelerde Tarihi Ve Destani Bir Karakter Olarak Korkut Ata Türk dünyasının birçok yerinde yol tanrısının ve Hızır ın fonksiyonunu üstlenmiş, Tanrı tarafından kut verildiğine inanılan Ak-Koca, Kök-Koca, Ak Sakallı Kök Koca, Altın Sakallı Ay Koca, Ayaz Ata, Muz Ata, Ak sarıklı, Belen Ana, Öyke Ana, Bekenbey Evliya Akböge Ana gibi adlarla anılan ulu ruh, kişi veya varlıklar bulunmaktadır. Bu kutlu kişiler çocuğu olmayanlara dua etmekte, doğan çocuğa ad koymakta, çiftçilere bol mahsul vermekte, kısmet açmakta, yolculara yol göstermekte olup, Türk inanç, mit ve efsanelerinde önemli yer tutmaktadır. Korkut adı etimolojik olarak kor ve kut kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur ve koruyucu kut anlamındadır. Dede Korkut insanların sıkıntılarını çözen, geleceğe dair haber veren, çocuklara ad koyan, devlet yönetiminde yol gösteren bir karakter olmasından dolayı koruyucu iyelerden biridir. Ata, Dede, Sultan dönüşümü de bunu göstermektedir. Ala atlı ata binen İnal Yabgu nun veziri olması yol tanrısı ile kut verme bakımından ortak özellikler gösterir. Başlangıçta her şeye hâkim olan Tanrı nın daha sonra görevlerinin bir kısmının pasifleşme süreci içinde başka ulu kişilere, varlıklara devretmesiyle Korkut kültü oluşmuştur. Korkut Ata, Dede Korkut, Dede, Sultan gibi adlarla anılan destani ve tarihi şahsiyet ile ilgili bilgilerimiz Dede Korkut Kitabı başta olmak üzere Oğuznamelere, tarih ve edebiyatla ilgili yazılı kaynaklara ve Türk dünyasının değişik bölgelerinden derlenen sözlü rivayetlere dayanmaktadır. Dede korkut hakkında bilgi aktaran kaynakları genel anlamda 1. Kitâb-ı Dede Korkut, 2. Oğuzların, Türkmenlerin tarihleriyle ilgili bilgi veren yazılı kaynaklar ve 3. Türk
dünyasının değişik coğrafyalarından derlenmiş halk efsaneleri olmak üzere gruplandırabiliriz. Bu kaynaklarda Korkut un adı, doğumu, ailesi, bağlı olduğu boy, ozanların piri olması, devlet adamlığı gibi konularda aktarılan bilgiler ışığında Dede Korkut un destani ve tarihi kişiliği incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Dede Korkut, Korkut Ata, tarihi kaynaklar, Oğuznameler.
Prof. Dr. Tuncer GÜLENSOY (Erciyes Üniversitesi, Türkiye) Dede Korkut ve Sanat: Boğaç Han Destanı nı Görselleştirmek Dede Korkut Kitabında yer alan destanlar Türk kültürünün görsel kaynakları ve görsel sanatlar açısından önemli verilerdendir. Eserde anlatılan kahramanlık destanlarının genç kuşaklara sunulması anlatıların resimlenmesi yoluyla oldukça etkili bir şekilde yapılabilir. Destanın geçtiği coğrafya, sosyal hayat, giyim kuşam vb. etnografik bilgiler Ressam Hatice Gülensoy tarafından örneklendirilmiş olan Boğaç Han destanı esasında ele alınıp işlenecektir. H. Gülensoy tarafından 2015 yılında hazırlanmış olan Boğaç Han adlı eser 66 sayfa renkli suluboya tekniğiyle resimlendirilmiş olup, bu konuda Türkiye'de yapılan ilk çalışmadır. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, Boğaç Han, görsel sanatlar, resimli anlatı.
Prof. Dr. Tofiq HACIYEV (Bakü Devlet Üniversitesi, Azerbaycan) Dede Korkut Kitabı ve Ortak Tarihî Kökenlerimiz Dede Korkut un Öyküsündeki Olayların Tarihi Devrimize Doğru XI-XV Asrlara, Geçmişe Doğru Hudutsuz Olarak Milattan Önceye Kadar Gidiyor. Mevcut Yorumlar İçin Bu Formül Ortak Nokta Sayılabilir Dede Korkut Dünümüzün Geçmişidir. Dede Korkut un 1300. Yıldönümünü Yaptık. Demek Ki: VII Asr Dünümüzdür. Bildiride Destan Süjetini VII Asrdan Öteki Tarafa Aparan Olaylar Üzerinde Duruluyor. Kitab Imızda Bir Sıra Olgular Şumer Mifleri, Şumer Destan Karakterleri İle İlişkindir. Tarih Şümerde Başlandığı Gibi, Türk Destancılığı Da Yaşı Şumere Kadar Giden Dede Korkut Kitabı ndan Başlıyor. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, aile kuruculuğu, Korkut şiiri, dil ve öykü, Şumer mifleri
Prof. Dr. Şakir İBRAYEV (L. N. Gumilev Avrasya Kazakistan Milli Üniversitesi, Kazakistan) Korkut ve Şaman Mitolojisi Dedem Korkut Destan ında mitolojik unsurlar, eski Türklerde inanç ve batıl inançlar, Dede Korkut destanında şamanist unsurlar ve Şaman mitolojisi, tarih boyunca Türklerde inanç ve geleneksel dini unsurlar, Türk uygarlığında din mitolojisi ile farklı kültür ve uygarlıklarla etkileşimi bildirinin odak noktalarıdır. Ayrıca, Türk kültüründe şaman ve bahçıların yeri, din görevlisi olarak şaman, halk tabibi olrak şaman, sözlü edebiyat gelenek görenek ve anane öğretim ve eğitimini yapan bilgin olarak şaman tipleri de konuyla ilgileri bağlamında bildiride ele alınacaktır. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, inanç ve ananeler, gelenek görenekler, Şaman ve Şamanist mitleri.
Prof. Dr. F. Gülay MİRZAOĞLU (Hacettepe Üniversitesi, Türkiye) Anlatı ve Müzik İlişkisi Bağlamında Dede Korkut Hikâyeleri Türk Dünyası müzik kültürüne tarihi derinlik ve coğrafi genişlik açısından bakıldığında, geleneksel müzik kültürünün kökenlerini, en az bin yıl önceki zamanlarda yaşayan sözlü gelenek kültürünü günümüze taşıyan anıtsal eserimiz Dede Korkut Kitabı nda bulmak mümkündür. Dede Korkut Kitabı nda, kültürel yaşamın olağan akışı içinde dinleyiciye doğallıkla aktarılan hikâyelerin müzik eşliğinde anlatımı ve anlatılar boyunca müzik kültürüne dair bilgiler, betimlemeler ve deneyimler bir yandan kültür tarihimize ışık tutarken, diğer yandan anlatıların hem icra, hem de içerik özellikleri açısından müzik olgusuna sıkıca bağlı olduğunu göstermektedir. Sözlü kültürde musiki geleneği içinde cırav, akın, baksı, ozan ve âşıkların (epik, lirik, dramatik) icra ettikleri destan ve halk hikâyesi anlatı geleneğine bağlı olarak gelişen müzik icraları, anlatı ve müziğin Türk kültüründe birbiriyle çağlar boyu içiçe geçtiğini göstermektedir. Türk kavimleri arasında başlangıçta çalgısız; sadece insan sesiyle ve resitatif (usûlsüz-serbest ritimli) bir yapı özelliği gösteren terennüm tarzına dayanan destancılık geleneği sonraki devirlerde genellikle telli bir çalgı eşliğinde devam etmiş; hikâyecilik geleneği de aynı şekilde sürüp gitmiştir. Dede Korkut un kopuz çalması ve boy boylaması -soy soylaması anlatılarda en dikkat çekici özeliklerdendir ve bundan dolayı Dede Korkut kopuzlu veli, uluların atası sayılmıştır. Bu bilge kişi, kopuzu ile yiğitleri öğerek, onlara savaşta veya düşman ile mücadelede güç veriyor, yol gösteriyor, günlük yaşamda ise kopuzun sihirli sesiyle toplumu yönlendiriyordu. Bu çalışmada, anlatım geleneğinden ve
eseri oluşturan on iki hikâyenin dokusundan hareketle müzik kültürüyle ilgili icra ortamlarına ilişkin terim, deyim ve açıklayıcı bazı bilgilerin yanı sıra, müzikal icra bağlamında anlatı ve müzik ilişkisi ile Dede Korkut Kitabı nda yer alan hikâyelerden örneklerle anlatıda müziğin ve musiki unsurlarının rolü ortaya konmaya çalışılacaktır. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, anlatı ve müzik, kopuz, sözlü şiir, hikâye
Prof. Dr. Kamil Veli NERİMANOĞLU (İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye) Kitab-ı Dede Korkut ta Zaman- Mekân Kavramlarının Gramer Özellikleri ve Kelime Varlığı Dede Korkut kitabı leksik olarak ve Dede Korkut ta zaman ve mekân kavramı geniş şekilde yansımıştır. Burada zaman adları (uzun, ani, kısa) ve insanın mekân ifade eden kavramları (alt, üst, sağ, sol, ileri, geri; büyük mekân, küçük mekân, soyut mekân, somut mekân, hayali mekân) kendisini göstermektedir. Bunların 3 languistik analizi Dede Korkut poetikası ve onun mitik kökenini araştırmakta önem arz etmektedir. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, zaman, mekan
Prof. Dr. Karl REICHL (Bonn Üniversitesi, Almanya) In Verse and Prose: The Genre of The Book of Dede Korkut from a Comparative Perspective The narratives in the Book of Dede Korkut are composed in a mixture of verse and prose. This form has led to questions about the genre of these tales and the Book of Dede Korkut as a whole. In this paper it is argued that narratives in a mixture of verse and prose are a widely diffused and well established form in world literature and that a least some of the tales in the Book of Dede Korkut can be classified as heroic epics, albeit on a small scale. Special consideration is given to the relationship of these tales to the later fully fledged Turkic oral epics of Central Asia, such as the Uzbek heroic epic of Alpamish. Key words: Book of Dede Korkut, verse and prose, epic, Alpamish
Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU (Selçuk Üniversitesi, Türkiye) Kitab-ı Dedem Korkud daki Boyların Anadolu da Masallaşması Üzerine Yüzyıllardan beri Anadolu da dile getirilen halk anlatmaları arasında masalların önemli bir yeri vardır. Yüzlerce yılın imbiğinden süzülerek, kâh değişikliğe uğrayarak kâh kısaltılarak günümüze kadar gelen bu anlatmalar halkımızın zevkine göre şekillenip yeni boyutlar kazanmıştır. Bu anlatmalar bazen birbirlerinden motif alarak zenginleşirken bazen de acemi anlatıcıların ağzında zayıflamış ve günümüze kadar çok farklı ve birbirleriyle ilgili yokmuş gibi algılanacak şekillere bürünmüştür. Kitâb-ı Dedem Korkud un 12 boyundan ancak dördü Anadolu da yaşama şansını yakalamıştır, Bunlardan birinin ise sadece bir anlatması belirlenip kayda geçirilmiştir. Kitâb-ı Dedem Korkud daki öbür üç boydan bir tanesi ise alabildiğince geniş bir alana yayılmış, bazen bir masal havasında, bazen de bir halk hikâyesi kimliğiyle karşımıza çıkmıştır. Elbette zamanın aşındırmasıyla karşı karşıya kalan bu masallaşmış boyun eldeki derlemeleri de bazen birbirlerinden oldukça farklı yeni kalıplara büründürülmüştür. Değerlendirmemize konu olan boy, sadece Dresden nüshasında bulunan ve günümüzde Tepegöz diye bilinen, asıl kaynağında ise Basaṭ
Depegözi Öldürdügi Boy olarak yer alan sekizinci boydur. Yapısı açısından Anadolu insanının zevkle dinleyebileceği bir özelliği olan bu boydan çevrilmiş masal bölgelerimize göre de değişikliklere uğramıştır. Hatta bu değişiklik masalın adına bile yansımıştır. Zengin motiflerle örülü bu boyun masallaşırken hangi motiflerini kaybettiği, ne gibi yeni motiflerle süslendiği bildirimizde ele alınacaktır. Bu arada şu birkaç ipucunu vermek isteriz. Anlatı; Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, galbur saman içinde, deve tellâl iken, pire bakkal iken diye başlamaktadır, Tepegöz ün kaçırdığı çocuğun adı Hasan dır; çocuklar futbol oynamaktadırlar, vb. Ayrıca, Anadolu da hâlâ anlatılan boyların da bu yöntemle incelenip değerlendirilmesi halinde ortaya ilgi çekici sonuçların çıkacağı şüphesizdir. Okul kitaplarına girip çocuklarımızın zevkine göre uyarlanan anlatmaların ise ayrıca incelenmesi gerekecektir. Anahtar sözcükler: Dede Korkut Kitabı, Tepegöz boyu, halk hikâyesi, masal, değişme.
Prof. Dr. Bilgin SAYDAM (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Korkut Ata da Ölüm Teması: Psiko-mitolojik Çözümleme Ata kavramı bir referansa işaret eder. Herkes dünyaya bir öykü (mit) donanımına doğar. Atanın öyküsü, çocuklarının öyküsünü belirler. Hepimiz bizi taşıyan ve kendini bize dayatan öykülerin devamını şekillendirmekteyiz. Bu öyküler bizi şekillendirirken, yönlendirir ve sınırlarlar. Kültürel Ata sıfatıyla Dede Korkut un kitabının özelliği, eski Orta- Asya şamanî inanç dizgesi ve kültüründen aktarılanların, İslâmi inanç, kural ve değerler manzumesi ile oluşturduğu geçişmeyi ve alaşımı, benimsenme aşamasındaki bu yeni dinin terminolojisiyle, canlı örneklerle anlatma çabasıdır. Dede Korkut, geçiş dönemi elçi lerinin temel (ve çelişkili) özelliğini, yani iki ayrı (ve zıt) kültürün en önemli öncü ve söylevcilerinden olma vasfını şahsında taşıyan sembol isimdir. Korkut a yakıştırılan evliyalık makâmı, şamanlığı, geçiş döneminin ötesine taşıyan köprü-kültüre en güzel örneklerdendir. Kitabında ve şahsında, -derinlikler psikolojisi açısından baktığımızda- günümüz Türk-İslâm Ruhu nun oluşum dinamiklerini teşhis edebiliriz. Bütünleyici bakışla, insanın tüm korkuları son tahlilde tek bir temsilcide toplanabilir: Ölüm. Kültür, derinliğinde, ölmemek üzerine
derlenmiş kurmacalar manzumesidir. Bakşıların pîri Korkut un tüm faaliyeti özünde ölümle mücadeleye yöneliktir. Korkut luğu, bu bağlamda, ölümün kaçınılmazlığının farkında tek varlık olan insanı, ölümü korkutup defederek kurtarmasına, en azından bunu geciktirmesine bağlanabilir. Korkut un kendisinin de bir korku taşıyıcısı olması, ismin farklı yorumuna destek verir. Yaşamı, çok açık olarak ölümden korkma ve kaçma serüveni üzerine inşa olmuştur. Birbirini tamamlayan parça-mitler ölüm temasında birleşir. Yeni nin doğması için gerekli olan eski nin ölümünden korku, tüm geçiş(me) dönemlerinin hâkim duygusudur. Eski-yeni iki inanç dizgesi (animizm-islâm), iki yaşam dizgesi (göçerlik-yerleşiklik), iki psikomitolojik yönelim dizgesi (anacıllık-babacıllık) arasında ara(f)da kalan, henüz kop(a)mamış ve henüz tutun(a)mamış Dede Korkut Türk ü kendini, eski yaşam kaynakları ve koşullarından koparılma tehdidiyle yeni bir durum içinde bulmuştur. Bu değişim, eski davranış kalıplarının geçersizliği ve yeni lerinin henüz oluşmamışlığı ile anomik bir durumdur. Sembolik çözümlemede görürüyoruz ki, eski şaman Korkut ölüp, yeni de dirilmeye pek inanır gözükmez. Ölümü kabullenmemeyi, yeni de doğmaya ölememek olarak ele alırsak, -diyebiliriz ki- Korkut ara(f)da kalmıştır. Türk-İslâm ruhsallığının doğası belki tam da bu: Aradalık. Ne orada, ne burada / hem orada, hem burada olmak. İçindeki şaman ne ölü ne diri...
Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, Psikomitoloji, Şaman, Ölüm, Türk- İslâm Ruhu.
Prof. Dr. Osman Fikri SERTKAYA (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Dede Korkut Kitabı nın Vatikan Nüshasının Latince, Arapça, Farsça Ve Türkçe Metin Dışı Kayıtları Dede Korkut Kitabı nın İtalya nın Roma şehrinde Vatikan Kütüphanesinde bulunan ve 6 hikâyeyi ihtiva eden nüshası Hikâye-i Oguznâme-i Kazan Beg ve gayrı [Kazan Beg Oğuz-nâmesi hikâyesi ve diğerleri] başlığını taşımakta olup her sahifesinde harekeli 13 satır ihtiva eden 102 (96+6) sahifeden oluşmaktadır. 1950 de Ettore Rossi tarafından bulunan bu nüshanın siyah-beyaz tıpkıbasımı 1952 de, metin dışı kayıtların bulunduğu sahifeler eksik olarak, Ettore Rossi tarafından yayımlanmıştı. Vatikan nüshasının siyah-beyaz tıpkıbasımı 1958 de Türkiye de Muharrem Ergin, 2000 de de Baku da Kitabi-Dede Korkud Ensiklopediyası nda olmak üzere iki kez daha yayımlanmıştı. Ancak 2014 yılında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Vatikan nüshasının tıpkıbasımını renkli olarak yayımladı. Bu renkli tıpkıbasımın tamamında metin öncesi ve sonrası olmak üzere 17 metin dışı kayıt bulunmaktadır. Bu Latince, Arapça, Farsça ve Türkçe olan bu kayıtlardan yazmanın hicrî 918 (1512-1513) de ölen Sultan II. Bâyezid in oğlu Alemşah a sunulduğunu, sonra da sırası ile el değiştiren altı sahibi hakkında bilgi ediniyoruz. Bu bilgi kayıtlarının dışında 107a-108b arasında Sunullâh adlı birisinin 956 [= 1549-1550] yılındaki vefatı için yazılmış, ebced ile tarih kaydı ihtiva eden altı gazel ile 108a da bir müfred, 108b de üç beyitlik bir gazel ile bir beyt, 110b de ise Arapça bir dörtlük yer almaktadır. Bildiride, metin dışı olan bu kayıtların bütünü ilk kez titizlikle incelenmekte ve Vatikan nüshası Dede Korkut araştırmaları arasında lâyık olduğu yere yerleştirilmektedir. Anahtar Sözler: Dede Korkut Kitabı, Vatikan nüshası, Metin dışı kayıtlar.
Prof. Dr. Galina B. SYCHENKO (Novosibirsk Devlet Konservatuvarı, Rusya) Shamanic Sound Instruments of the Siberian Turkic Peoples in an Oral Epic and Ritual Practice The figure of the famous Dede Korkut makes it natural to discuss the problem of relationships between two main sacral spheres of traditional cultures of Siberian Turks, namely epic and ritual (shamanic) ones. This connection was already under the study of different scholars (Chudoyakov, Funk, van Dusen and others), but still, there are new aspects which should be studied more profoundly. Somewhere else I already tried to examine similarities and differences between them in respect to the way of transmission of the tradition [Sychenko 2009]. In this paper I would like to investigate, first, how shamanic sound instruments are represented in a ritual practice and in epic texts, and then, second, how musical instruments in epics are connected with the spiritual activity of the epic heros. Key words: Dede Korkut, shamanic sound instruments, Siberian Turkic Peoples, oral epic, ritual practice.
Prof. Dr. Enver TÖRE (Artvin Çoruh Üniversitesi, Türkiye) Dede Korkut Hikâyelerine İdeolojik Yaklaşımlar: Boğaç Han Örneği Türk milletinin en değerli kültür eserlerinden biri olan Dede Korkut Hikâyeleri; Türk sanatını, tiyatro ve sinemasını besleyen en önemli kaynaklardan biridir. Destan niteliği de taşıyan bu hikâyelerin, değer biçilemez kıymeti üzerinde ortak düşüncelere ulaşan çok sayıda bilim adamının yanında; hikâyelere ideolojik amaçlarla yaklaşan bir yazar ve bir bilim adamı grubu da son zamanlarda ortaya çıkmıştır. Bizim bu çalışmamızda amacımız, en değerli malzemelerin bile, amacı farklı olan kişilerin elinde değişerek nasıl özünden uzaklaştırıldığı ve başkalaştırıldığını, ideolojilere hizmet eder hale getirilmek istendiğini göstermektedir. Anahtar kelimeler: Dede Korkut Hikâyeleri, Boğaç Han, tiyatro, Hasan Erkek, Hülya Nutku.
Prof. Dr. Mertol TULUM (İstanbul Üniversitesi, Türkiye) Dede Korkut Oğuz-namelerinde Kimi Çelişkiler ve Çözüm Önerileri Dede Korkut Oğuz-nameleri üzerinde 200 yıldır yapılan filolojik çalışmalar ile gerçekten her yönden çok zengin bilgiler aktaran bu metnin doğru okunamamış, dolayısıyla anlaşılamamış bir kısım noktaları aydınlatılabilmiş, ancak pek çok karanlık noktasına henüz anlaşılma ve doğru anlamlandırma ışığı tutulamamıştır. Öte yandan doğru okunmuş ve anlaşılmış sayılan/sanılan çok sayıda kelime için teklif edilen karşılıklar ne yazık ki metnin bağlamıyla bağdaşmaktan uzak bulunduğundan her yeni neşirde bunların üzerinde bir kez daha durulması ve düşünülmesi ihtiyacı duyulmuştur. Metnin örgüsünün birbirinden bağımsız boylarla (hikâyelerle) şekillendiği sanısı, gerçekte bu hikâyeler arasında çeşitli yönlerden var olduğu görülen ilişkilerin yeterince irdelenmemesi sonucunu doğurmuş, bu da metnin her şeyden önce eksiklerini belirleme, bir bütün olarak yansıttığı yapı görüntüsünün sağlanabilirliği açısından gerekli verilere ulaşmanın önünde set oluşturmuştur. Bugüne kadarki yayımların bir kaçında, özellikle de Tezcan ve Özçelik yayımlarında değinilen kimi çelişki ve tutarsızlıklar için ileri sürülen çözüm önerileri benimsenebilir olmaktan uzak görünmektedir. Bu arada çelişki olarak sunulan kimi noktalar aslında çelişki olmaktan uzak bulunmakta, aksine gerçekten çelişki ve tutarsızlık olduğu apaçık ortada olan kimi konuların ise farkına varılamamış olduğu görülmektedir. Bu arada daha da önemli konuların ortaya koyduğu birtakım sorular bulunmakta, bunların cevap bulması gerekmektedir.
Hasılı Dede Korkut Oğuz-namelerinin bütün karanlık noktalarının aydınlatılması ile bugün de karşılık ve çözüm bekleyen soru ve sorunlardan arındırılmış bir yayımı 200 yıldır ne yazık ki yapılamamış, filologlar (büyük ölçüde dilciler) dışındaki alan çalışanlarının doğru bilgiye dayanan açıklama ve yorum yapmalarına yarar, sağlam bir metni ortaya konamamıştır. Bu açıdan bakıldığında en önemli görevin bugün için de dilcilik alanı çalışanlarına düştüğünü söyleyebiliriz. Yıllardır süren, başta anlambilimi yol ve yöntemleri olmak üzere, tarihi bir metin üzerindeki derinlikli çalışmalarda başvurulması kaçınılmaz araç ve bilgilerle süregelen çalışmalarla elde ettiğimiz sonuçlar bu yılın sonunda gerçekleşmesini umduğumuz yeni bir neşirle ilim dünyasına sunulacaktır. Anahtar Sözcükler: çelişki, tutarsızlık, bağlam-anlam ilişkisi ve anlam belirleme yolları
Prof. Dr. Fikret TÜRKMEN (Ege Üniversitesi, Türkiye) Türkmenistan da Yaşayan Dede Korkut Efsaneleri Dede Korkut ve onun etrafında teşekkül eden efsane, destan ve hikayeler Türk dünyasının hemen her tarafında bilinmektedir. Dede Korkut ile ilgili sözlü rivayetlerin en canlı olarak bilindiği bölgelerin başında Kazakistan ve Türkmenistan gelmektedir. Türkmenistan da Oğuznamecilik geleneği de yaygındır. Özellikle Tarih-i Salar Baba, Dana Ata Oğuznamesi ve Andelip Oğuznamesi Türkmenistan da kaleme alınan kayda değer eserlerdir. Bunların dışında halk arasında yaşayan efsane, masal destan ve halk hikayesi türleri içinde Dede Korkut un Türkmenistan da yaşadığını görmekteyiz. Halk arasında yaşayan ve derlenmiş olan rivayetlere bakıldığında bir kısmının Dede Korkut Hikayeleri ile uyumlu olduğu görülecektir. Bazı hikayelerin ise farklılaştığı anlaşılmaktadır. Sözlü gelenekte yaşayan bu rivayetler yazılı hikayeleri zenginleştiren ve zamanında onu beslemiş olan kaynaklardır. Türkmenistan da yaşayan sözlü rivayetlerden hareketle Dede Korkut ve onun mirası bildirimizde değerlendirilecektir. Anahtar Sözcükler: Türkmenistan, Dede Korkut, efsane, destan, sözlü rivayetler.
Prof. Dr. Kemal ÜÇÜNCÜ (Karadeniz Teknik Üniversitesi, Türkiye) Bayburt Tarihi Coğrafyası ve Korkut Ata Mirası Kitab-ı Dede Korkut, Türk kültürünün, dilinin anıtsal nitelikli en temel metinlerinden biridir. Adriyatik ten Çin Seddi ne, Kuzey Denizi ne, Sibirya ya kadar uzanan geniş Türk kültür havzasının hemen hemen her yerinde Dede Korkut / Korkut Ata etrafında oluşmuş kültlere ve anlatmalara rastlanır. Kadim Türk tarihin en eski zamanlarından XV. yüzyıla kadar olan döneme ait coğrafi ve tarihsel, dinsel unsurlar eserin bütününde tabakalaşmıştır. Tarihsel olarak İslam öncesi Subar, Saka, Hun, Köktürk çizgisinden gelen mitolojik unsurlar Ortaçağ Türk tarihine ait efsanevi tarihi unsurlar, İslami öneme ait bilgiler üç ana tabakaya ayrılabilir. Dede Korkut metinlerinin yazıya geçirildiği tarih olarak XV. yüzyılın ikinci yarısı kabul edilmektedir. Kuzey Anadolu dan Umman Denizi ne kadar geniş bir sahayı hâkimiyetlerine alan Akkoyunlular döneminde bu destanların yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Eserin bugüne kadar bilinen ve erişilebilen iki adet el yazması mevcuttur. Biri 19. yüzyılda Dresden de, diğeri 20. yüzyılda Vatikan da bulunmuştur. Dresden nüshası Kitâb-ı Dedem Korkud Alâ Lisân-ı Tâife-i Oğuzân (Oğuz Boyu'nun Diliyle Dedem Korkud Kitabı) adını taşır; giriş ve 12 ayrı anlatmayı içerir. İlk defa H.O. Fleischer tarafından bulunmuştur. Bilim dünyasına 1815 te Heinrich Friedrich von Diez in yayımladığı bir makale ile tanıtılmıştır. Diez in Dresden nüshasını kopyalayarak elde ettiği bir kopya, Berlin Kütüphanesi ndedir ve Berlin Nüshası diye adlandırılır.
Vatikan nüshası Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı (Oğuzname Hikâyesi, Kazan Bey ve Diğerleri) adını taşır; giriş ve 6 hikâyeyi içine almaktadır; Vatikan Kütüphanesi Türkçe kısmında 102 numarada kayıtlıdır. Bu çalışmada Dedem Korkut un kabrinin /makamının nispet edildiği Bayburt eksenli olarak, Dede Korkut Oğuznamelerini ele almaya çalıştık. Dedem Korkut metinleri içerisinde özellikle Bey Böyrek metninde, coğrafi bir mekân olarak Bayburt merkezi bir konumdadır. Coğrafi konumu itibarıyla Bayburt, Eski Çağdan itibaren Kafkasya-Karadeniz ve Mezopotamya arasındaki en önemli stratejik geçiş noktasıdır. Bu konumu itibarıyla tarihin bütün dönemlerinde büyük güçler bu stratejik noktayı, Bayburt kalesini ele geçirmek istemişlerdir. Bölge Türk hâkimiyeti döneminde de bu özelliğini devam ettirmiştir. Türk beyliklerinin Trabzon Rum Devleti ve Gürcistan ile olan mücadelelerinde Bayburt en önemli üs noktalarından birisi olarak temayüz eder. Tahkiye (anlatış düzeni), kurmaca esasına bağlı Dede Korkut metnindeki Bayburt tasviri büyük ölçüde tarihsel gerçeklikle örtüştüğü görülmektedir. Anahtar Sözcükler: Dede Korkut, Bayburt, Korkut Ata, Bayburt ta Korkut Ata Mirası.