SELÇUKLULAR DA SARAYLAR VE SARAY TEŞKİLATI

Benzer belgeler
HÜKÜMDAR TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI. KONU ANLATIMI tarihyolu.com TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE HATUN TÜRK-İSLAM KÜLTÜRÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİ

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi Kaynaklar-Tetkikler... 2

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ

1 KAFKASYA TARİHİNE GİRİŞ...

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

İktisat Tarihi I

Erkan Göksu, Türkiye Selçuklularında Ordu, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2010, XLVII+469 S.

SELÇUKLULARDA TARIM Dr. Osman Orkan Özer

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

Türk İslam Tarihi Konu Anlatımı. Talas Savaşı (751)

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

SELÇUKLU MÜESSESELERİ VE MEDENİYETİ TARİHİ

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KÖY İÇME SULARI HAKKINDA KANUN

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

Proje Adı. Projenin Türü. Projenin Amacı. Projenin Mekanı. Medeniyetimizin İsimsiz Taşları. Mimari yapı- anıt

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

TÜRK-İSLÂM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE MEDENİYET

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

Klasik Dönem Merkez Teşkilatı

İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİ. Karahanlılar -840 Tolunoğulları -868 Akşitler -935 Gazneliler -963 Büyük Selçuklu Devleti-1040

SELÇUKLU KÜLTÜR VE MEDENİYETİ. Devlet Teşkilatı:

Dört Halife Dönemi Hazreti Ebubekir ve Hazreti Ömer Devri Ders Notu

Cumhuriyet Halk Partisi

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

Gazneliler ( ):

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

TEMEİ, ESER II II II

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİNDE TEŞKİLÂT. İçindekiler Tablosu

DOĞU ANADOLU YA İLK SELÇUKLU AKINI

SAMSUN BAHRİYE MEKTEBİ

TARİH BOYUNCA ANADOLU

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

Betül Erdoğan.

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak


GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

KAY 361 Türk İdare Tarihi. Ders 3: 16 Ekim 2006 Konular: İslam Devleti Okuma: Ortaylı, 2000: 47-88

İktisat Tarihi I Ekim

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 8

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE GÖREV YAPAN EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI PERSONELİ SAYGI NÖBETİ İLE CENAZE TÖRENİ KIYAFETİ YÖNERGESİ

III. MİLLETLER ARASI TÜRKOLOJİ KONGRESİ Y A Z M A ESERLERDE SERGİSİ. 24 Eylül - 5 Ekim 1979 SÜLEYMANİYE KÜTÜPHANESİ.

DİKTE METNİ 1 DİKTE METNİ 2

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Surre Alayı. Surre-i Hümâyun. Altınoluk. Surre Alayının Güzergâhları. Surre Alayının Güvenliği. Surre Alayının Yola Çıkması

FATİH SULTAN MEHMET İN Sarayları

Saray Mutfağının Halka Açılan Kapısı Doç. Dr. Zeynep Tarım Ertuğ 12 Mart 2008

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

İÇİNDEKİLER... SAYFA NUMARASI 1. Genelkurmay Başkanlığının Afyon ve Kocaeli mıntıkalarındaki duruma dair 3 Ekim 1921 tarihli Harp BELGELER

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

T.C. GEBZE BELEDİYESİ MEZARLIKLAR MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV TANIMLARI. Karar Tarihi: 07/03/2008 Karar No: 84 Sayfa No: 1/7 BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ:

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

GÖREV/İŞ TANIMI FORMU. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı/Satın Alma Bürosu STATÜSÜ [ X ] MEMUR [ ] SÖZLEŞMELİ PERSONEL

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM

TUR 1 - ĠSTANBUL KLASĠKLERĠ

12 ADIMDA 12 ÖĞRENCİ PROJESİ TARİH BİLGİSİ TESTİ

Dinlerin Buluşma Noktası. Antakya

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

OSMAN HAMDİ BEY ŞEKER AHMET PAŞA HAZIRLAYAN: MEHMET KURTBOĞAN

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Hz. Ali nin şehit edilmesinin ardından Hz. Hasan halife olur. Ancak babası zamanından kalma ihtilaf yüzünden Muaviye ile iç savaş başlamak üzereyken

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

3. ÜNİTE TÜRK-İSLAM DEVLETLERİNDE KÜLTÜR VE UYGARLIK

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Niye Bilge Kağan?, Bilge Bir İsim midir?

Transkript:

SELÇUKLULAR DA SARAYLAR VE SARAY TEŞKİLATI Mustafa CANBOLAT Biz Türkler, temiz Müslümanlarız. Bid at nedir bilmeyiz. Onun için Allah bizi aziz kıldı. (Sultan Alparslan) GİRİŞ Selçuklular Türkmen boyları tarafından kurulmuş ve medeniyetlerin beşiği olmuş gelecek nesillere yol göstermiş kendinden sonra kurulan Osmanlı İmparatorluğu na bir takım miraslar bırakmış bir devlettir. Gerek hükümdarlarının gerekse diğer saray teşkilatının yapmış olduğu yaptırımlar ve halkının devletine olan güveni sayesinde Selçuklular geniş bir yayılma alanı bulmuşlar ve kendi topraklarına çok kıymetli topraklar katmışlardır. Bu gelişmeler içerisinde Selçukluların saray teşkilatı önemli bir yer teşkil etmekte idi. Bir devletin meydana gelmesi için millet, vatan, teşkilatlanma ve müesseseleşme, hakimiyet ve istiklal esaslarının tam esasları ve bu esasların birbirleriyle bütünleşmesi şarttır. Sözü edilen esasları tamamlayan bir devlete, bir idare merkezine, yani bir başkente ihtiyacı vardır. Devlet olmayı sağlayan başkentler, her yönden mühim hususiyetleri üzerinde taşıyan şehir merkezleridir. Bu şehir merkezlerinde, devleti idare etme hem devlet ve hükümet erkanını barındıran ve hem de hakimiyet sembolü sayılan saraylar bulunmaktadır. 1 İşte Selçuklularda da bu saray teşkilatları, devletin önemli ve yegane parçalarından biri olmuştur. Sultanların ve hükümdarların özel ve resmi hayatlarının geçtiği yapılar saraylar olup, bu mekanlar aynı zamanda hükümdarlık alametleri arasında da kabul edilmektedir. Çeşitli alanlarda çalışan görevlileri de dikkate alarak, Selçuklu saraylarının, oldukça kalabalık toplulukların yaşadığı büyük mekanlar olduklarını söyleyebiliriz. Selçuklu Saraylarında ve Yönetimde saray büyükleri ve saray küçükleri olmak üzere iki grup vardır. Bu makalemde saray teşkilatı hakkında, hükümdarın yaşayışı hakkında, saraydaki hizmetlilerin görevleri hakkında ve Selçuklularda sarayların önemi hakkında size bilgiler sunacağım. Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü II. Öğretim I. Sınıf. 1 Kemal Göde, Türklerde Saray Teşkilatı Ve Hayatı, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, sy.3, Kayseri 1989, s.433.

1.YÖNETİMDE YER ALAN SARAY BÜYÜKLERİ 1.1.Hükümdar Bütün devletin başı olan hükümdar, saray hayat ve teşkilâtında da ilk ele alınacak makam sahibidir. Bütün Selçuklu devrinde hükümdarların salâhiyetleri ve vazifeleri hakkında derinliğine ve genişliğine bilgi vermek konumuzun çerçevesini aşar. Devletin mümessili hükümdardı; hutbe bunun adına okunur ve para bunun adına basılırdı. Selçuklu hükümdarlarının sikke yani paralarında Müslümanların imamı addedilen halifenin adı yazılı idi; halife İslam alemi üzerinde kendisine ait cismani umuru hükümdarlara vermiş ve ruhani vazife olan imameti kendisi muhafaza eylemişti; bundan dolayı hutbelerde ve paralarda onun ismi zikredilir ve yazılırdı. Devletin mutlak surette idaresi birinci derecede hükümdara aitti; yasaya ve kanuna muhalif olmamak şartıyla hükümdar her hususta mutlak hakimdi; fakat hiçbir zaman mukaddes ve gayri mesul değildi. Selçuklu hükümdarlarının Tevki denilen alametleri vardı 2. Selçuklular, Horasan a gelip Müslüman Türk devletleri ile temas ettikten sonra bazı unvanlar kullanmaya başladılar. Tuğrul Bey, başlangıçta emir ve melik unvanlarını kullandı daha sonra sultan unvanı da Selçuklu hükümdarlarına verildi 3. Devlet teşkilatının en mükemmel şeklini almış olduğu Büyük Selçuklu devleti zamanında sultan adına ülkenin her tarafında hutbe okunur, para onun adına bastırılır, fermanlara, büyük divan kararlarına onun isminden ibaret tuğrası çekilirdi. Savaşlarda ve gezilerde başı üstünde çetr tutulur ve daima beraberinde bulunan muzika takımı günde 5 namaz vaktinde nöbet çalardı 4. Çağrı ve Musa İnanç Beyler, kendi yönetim bölgelerinde Sultan Tuğrul un adından sonra adlarına hutbe okutup, para bastırabilecekleri gibi, saraylarının kapısında günde üç defa nevbet (bando) çaldırabilecekler ve baslarında da hükümdarlık alametlerinden olan çetr tasıyabileceklerdi 5. Hakan (kağan) ve imparator karşılığı kullanılan Sultan unvanı bu manayı Selçuklular ile birlikte kazanmış ise de bu en yüksek otorite ile dahi Selçuklu sultanları hiç bir zaman 2 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Ankara, 1988, s.24. 3 Ali Sevim Erdoğan Merçil, Selçuklu Devletleri Tarihi, Ankara, 1995, s.499. 4 İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü, İstanbul, 2010, s.351. 5 Ergin Ayan, Büyük Selçuklu Devleti nin Temelleri Atılırken Siyasi Meşruiyet Süreci, ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, c.3, sy.5, Haziran 2012, s.28. 2

Sasani, Bizans ve hatta Gazne hükümdarları gibi mutlak bir sultanı temsil etmemişler; melikler, beyler ve emirler üzerinde ancak bir derece farkıyla en yüksek makama sahip bulunmuşlar ve eski Türk kağanları durumunda kalmışlardı. Merkeziyetçi gayretlerle Türkmen beyleri yerine geçen köle emirler de yine bu feodal esaslara göre mevki almışlardı 6. Selçuklular da ikametgahı saray, dergah veya bargah olarak adlandırılmıştır 7. 1.2.Büyük Haciblik Saray teşkilâtında hükümdardan; bütün devlet teşkilâtında ise vezirden sonra gelen en büyük makam sahibi " büyükhacib " (hacib-i buzurg) İdi. Nitekim hacib lerin karşılama merasimlerinde vezirle birlikte bulunmaları bunu göstermektedir 8. Büyük hacib, emirlik rütbesine sahipti. Şu halde, o, bütün saray erkanı gibi, askerî sınıf (ehl-i seyf) a mensuptu ve gulam sistemine göre yetişmiş bir Türk kumandanıydı. Öyle görünüyor ki, sarayın her türlü işlerinden büyükhacib mesul idi ve maiyetinde muhtelif derece ve rütbelerde hacibler bulunuyordu 9. Hacibler saraydaki teşrifatı organize ve idare eden, özellikle hükümdarın kabulleri sırasında protokol vecibelerini yerine getiren ve hükümdar ile devletin ileri gelen erkânı arasında irtibatı temin eden görevlilerdir 10. Selçuklular da hacib-i buzurg a ayrıca hacib-el hüccab, emir-i hacib veya hacib-i kebir de denilirdi 11. 1.3.Emir-i Perdedar Sultanın resmi kabulleri başladığı sırada, oturduğu salonun önündeki perdeyi indirip kaldırmakla görevli saray büyüğüdür. Bu perdenin kaldırılmasıyla sultanın kendisini görmek isteyenleri huzura kabul etmeye başlayacağı anlaşılırdı. Bu bakımdan perde kapalı olduğunda sultan huzuruna kimseyi kabul etmeyecek demektir. Perdedarlara bazen ferraşlar da yardım etmekte idi 12. 1.4.Vekil-i Der Sultan ile vezirin arasında bir çeşit aracı olup, ilişkiyi sağlardı; ayrıca bu görevli, bir çeşit nedimlik görevi yapmaktaydı 13. Devlet ileri gelenleri ve vassallerinin sultanın 6 Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk İslam Medeniyeti, İstanbul, 1969, s.249. 7 Sevim-Merçil, s.506. 8 Mehmet Altay Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Cilt:3, Alp Aslan Ve Zamanı, Ankara, 1992, s.29. 9 Gös.yer. 10 Aydın Taneri, Makaleler 1, Müsâmeretül-Ahbârın Türkiye Selçukluları Devlet Teşkilatı Bakımından Değeri, Ankara, 2004, s.141. 11 Erdoğan Merçil, Selçuklular da Saraylar ve Saray Teşkilatı, İstanbul, 2011, s.51. 12 A.g.e., s.75. 13 Sevim-Merçil, s.506. 3

nezdindeki temsilcisi olup, onların merkezdeki her türlü işlerini takip edip, gerektiğinde saraydaki haberleri kendisini görevlendiren şahsa ulaştıran kimsedir 14. Bunun mertebesi, hacibin mertebesinden daha mühimdir. Bu vazifeye tayin edilen kimse; çeneli ve sözde usta ve güç durumlardan konuşmasıyla kurtulmaya alışkın, lüzumu anında vesika ortaya koymaya muktedir, iyiliksever sözler kullanıp, çirkin sözlerden çekinen, parlak ve geçerli sözlerle neşelendirmeyi bilen kimse olması lazımdır 15. 1.5.Vekil-i Has Sarayda derece itibariyle üçüncü yeri, "vekil-i has" alırdı. Bu makama daima tanınmış (maruf) ve hükümdarın hürmetini kazınmış (muhterem) bir kimse tayin edilirdi. Saray mutbahına, şarabhane'ye, Sultan'ın sofrasına, "saraylar"a ve tavlaya ait bütün işler onun nezareti altında olduğu gibi, hükümdarın oğullarına ve maiyetine (havasi) ait işler de onun vazifeleri arasında idi. O, vazifeleri icabı hemen hemen her gün Sultan'ın meclisinde bulunur, onunla konuşur, durumu arz eder, yapılacak işler hakkında fikrini alır; olup biteni, ne alıp verdiğini Sultan'a haber verirdi 16. Burada vekil-i has; bir bütün olarak Gazneli hanedanını oluşturan ailenin şahsi menkul mallarını, özellikle ikinci derecede bağışlanan mülk gruplarını idare etmekle görevli idi. Genelde saray hizmetlerinin düzgün yapılması ve ihtiyaçlarının tedariki konuları da vekil-i hasın mesuliyetinde idi (mali, harcama ve tedarik etme konularında) 17. Hükümdarın sahip olduğu arazinin idaresiyle meşgul olan makama Divan- Has denir. Dr. Horst'a göre, Harezmşah İl Arslan zamanında Divan-ı Hazret adıyla geçen makam da pek büyük bir ihtimalle Divan-ı Has ın vazifesini görür. Divan- Has Maliye dairesiyle bütün bunları idare eder. Selçuklular zamanında münferit hükümdar arazisini idare edenler, galiba, vekil (veya vekil-i divan-ı has) adını taşıyordu 18. 1.6.Üstaddar (Üstad El-Dar) Abbasilerde, Harezmşahlarda ve Memlükler de olan Üstadüddar, Selçuklular da hükümdarın emvalini cibayet ve sarfa memur olup sarayın ve saraya ait mutfak ve şaraphane ve sair teşkilatın ve buralardaki bütün saray memur ve hademelerinin en büyük amiri idi 19. 14 Merçil, Saraylar, s.77. 15 Gös. yer., s.78. 16 Köymen, Alp Aslan, s.32. 17 Merçil, Saraylar, s.79. 18 Mehmet Altay Köymen, Selçuklu Devri Türk Tarihi Araştırmaları 2, TAD, sy.2-3, Ankara 1964, s.314. 19 Uzunçarşılı, s.80. 4

Hazinenin gelirleri ve belli bir miktarı, sarayın fırın, mutfak ve ahırın gerekli harcamaları, maiyetindekilerin elbise ve öteki masrafları için kullanan görevlidir (muhtemelen Vekil-i Has ile aynı) 20.Vezir Nizam el-mülk ün de üstad el-darı vardı. Üstad el-dar, yukarıda saydığımız işlerin yanı sıra ferraşlar ve camedarları da kontrol etmekteydi 21. 1.7.Emir-i Ahur Emir-i ahurlar alaylarda hükümdarın atının yularından tutup çekerlerdi. Selçukname, (Cenaib-i Has) denilen has ahur hademelerinden bahseder 22. Selçuklular devrinde bu görevli, kaynaklarda emir(-i) ahurun yanı sıra ahur beg ve ahur salar gibi terimlerle de ifade ediliyordu. Büyük Selçuklu Devleti nin kuruluşundan itibaren bu görevliye rastlıyoruz 23. Emir-i ahurların yanında çalışanlar muhtemelen saraç, nalbant, seyis ve harbende gibi görevliler idi 24. Kirman Selçukluları nda emir-i ahurun hizmetinde harbende ve seyisler görev yapmaktaydı 25.Nizam el-mülk e göre ahırın teftişi işi vekil-i hassındır 26. 1.8.Emir-i Alem Emir-i alem bayrakdarların başı olup, Sultanın sancağını taşır 27. Saray hizmetlileri içinde törenlerde ve savaşlarda sultanın bayrağını taşıyan ve muhafaza eden görevlilerin emiri idi. Öte yandan bayrakların da sarayda muhafaza edildikleri bir yer olmalıdır ve bu muhafaza edilen yer muhtemelen tabl-hane dir. Buna göre emir-i alem sultana ait sancaklardan ve tablhane den sorumlu idi. Ayrıca törenlerde davul çalınması da onun uhdesindeydi. Emir-i alem muhtemelen bayrakların muhafaza edildiği yerin de temiz tutulmasını sağlamakta idi. Türkiye Selçukluları devrinde emir-i alem protokolde önde gelen görevlilerden biri olmalıdır. Emir-i alem e kimi zaman bilge, uğurlu, uluğ gibi Türkçe hitaplarda bulunulmuştur 28. 1.9.Emir-i Bar (Barbeg) Emir el-bar, büyük küçük emirler huzura kabul edilmek için toplandıklarında sultanın iznini tebliğ eden kimsedir. Aynı zamanda bu görevli, sultanın müsaadesini açıklamadan, emirlerden hiç kimse huzura giremiyordu. Ayrıca emir-i bar rütbece hacib el-kebir den daha aşağı idi. Öte yandan emir-i barın, hassıyla (ikta) barbeglik maaşı (eshabı barbegi ba hass) 20 Sevim-Merçil, s.506. 21 Merçil, Saraylar, s.80. 22 Uzunçarşılı, s.83. 23 Merçil, Saraylar, s.82. 24 Gös. yer., s.86. 25 Erdoğan Merçil, Kirman Selçukluları, Ankara, 1989, s.160. 26 Nizamülmülk, Siyasetname (Siyeru l-mülük), (çev: Nurettin Bayburtlugil), İstanbul, 1991, s.64. 27 Göde, Hayat, s.436. 28 Merçil, Saraylar, s.93. 5

vardı 29. Türkiye Selçukluları döneminde az da olsa emir-i barın görevi hakkında bilgiler bulunmaktadır. Emir-i bar, sultanın huzurunda bulunanları, mehtemelen, protokole göre oturtmaktadır. Öte yandan sultan kendisini görmek için huzura kabülü (barı) başlattığı zaman, emir-i bar gelenleri kabul ederdi 30. 1.10.Emir-i Camedar Camedar, hükümdar elbiselerini muhafaza eder 31. Camedar, hükümdarın şahsına eserinde sadece bir yerde geçer ve geçtiği yerde sıra itibariyle sonuncuyu teşkil eder 32. Hükümdara ait elbiseleri sarayda came-hane adı verilen bölümde muhafaza eden ve elbiselerini giyip çıkarmasında yardımcı olan görevlidir 33. Sultan Melikşah devrinde camehane harcamaları için Huzistan ın vergileri alınıyordu 34. Kaynaklarda yaptığı işler hakkında bir bilgi bulunmamasına rağmen, Kirman Selçukluları saray teşkilatında da bu camedarın varlığını görüyoruz. Melik II. Turanşah devrinde emir-i came-hane görevini Emir İzz el-din Çoğrane yapmakta idi 35. Türkiye Selçukluları devrinde de camedarlar görev yapmakta idi. Bunların başında emir-i camedar denilen bir reisleri vardı 36. Camedarlar sarayda, giydirme işiyle de meşgul olduğunu kabul edersek, sultana en yakın ve güvenilir görevliler arasında yer alıyorlardı 37. 1.11.Emir-i Candar Sarayı muhafaza etmekle görevli kumandan olup, aynı zamanda hükümdarların da muhafızı olan candarların emiri idi 38. Candarlar süvari olup bellerinde altın işlemeli hamayil ile asılı kılıç taşırlardı. Hükümdar muhafızı olan candarların bir kısmı divan muhafızı olarak da istihdam edilirlerdi. Candarlar harp zamanında ve konak mahallerinde Müfarede denilen mümtaz hassa kuvvetleriyle beraber hükümdarın etrafında muhafaza hizmetinde bulunurlardı 39. Candarlar, sultanların muhafızı olarak daima huzurda hazır ve herhangi bir tehlikeye karşı dikkatli idiler 40. Kirman Selçukluları ile ilgili kaynaklarda candarların reisi olan emir-i candar müessesesine rastlayamıyoruz. Ancak son Kirman Selçuklu meliki II. 29 Merçil, Saraylar, s.94. 30 Gös. yer., s.95. 31 Göde, Hayat, s.436. 32 Nizamülmülk, Siyasetname, s.151. 33 Merçil, Saraylar, s.95. 34 Köymen, Türk, s.313. 35 Merçil, Kirman, s.160. 36 Merçil, Saraylar, s.97. 37 Köymen, Alp Aslan, s.95. 38 Sevim-Merçil, s.506. 39 Uzunçarşılı, Medhal, s.81. 40 Merçil, Saraylar, s.99. 6

Muhammed in candarları vardı 41. Candarlar bazen saltanat sancağını korumakla da görevlendiriliyorlardı 42. Asker kökenli olan emir-i candarlar seferlere katıldıkları gibi ordu komutanı olarak da görev yapmışlardı 43. Emir-i candarlar muhtemelen belirli bir yaşa ve olgunluğa ulaştıktan sonra sultanın yanından ayrılıyor ve taşra teşkilatında görev yapmak üzere şehirlere tayin ediliyorlardı 44. 1.12.Emir-i Çaşnigir Emir-i Çaşnigir, hükümdarın yemeğini hazırlar ve sofrada hizmet eder 45. Selçuklu sarayında haciblik ve üstaddarlıktan sonra gelen Çaşnigirlik, hükümdarın sofracılığı olup ümeradan olan bunların amirine de Emir-i Çaşnigir denirdi 46. Çaşnigir kelimesinin lügat manası, yemek tadına bakan, çeşnisine bakan (kimse) demektir. Çaşnigir in esas vazifesi, sofrasına getirilen yemekleri, Sultan yemeden önce, tatmak suretiyle, onun zehirlenmesini önlemekten ibaretti. Bundan başka, maiyetinde bulunan kimselerle, hükümdarın sofrasını hazırlamak ve sofrada hizmet görmek vazifesinin de ona ait olduğu anlaşılıyor 47. Büyük Selçuklular da çaşnigir terimi ile ilgili olarak şimdilik Siyasetname nin verdiği dışında bir bilgiye ve örneğe rastlayamadık. Türkiye Selçukluları döneminde ise çaşnigir ile ilgili önemli bir bilgiyi İbn-i Bibi de geçen şiirden elde edebiliyoruz. Çaşnigirlerin tayin edildikleri melik el-ümera ve atabeg gibi görevlere bakarsak, asker kökenli idiler. Nitekim komutan olarak seferlere çıkıyorlar ve savaşlara katılıyorlardı 48. 1.13.Han-Salar Selçuklu sultanlarının mutfaklarında gerekli malzemeyi sağlayan görevlidir 49. Siyasetname de Han-salar, Çaşnigir lerden ayrıdır; bu birincisi aşçıbaşıdır. Selçuklu sultanlarının mutfakların lazım olan malzemeyi Han-saların tedarik ettiği Selçuknamenin bir kaydından anlaşılmaktadır 50. Kirman Selçuklular nda da görevli olarak han-salara rastlıyoruz. Melik II. Turanşah döneminde han-salar, Emir İftihar (el-din) idi 51. Zaman zaman 41 Merçil, Kirman, s.161. 42 Merçil, Saraylar, s.102. 43 Ali Sevim, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Ankara, 1983, s.234. 44 Merçil, Saraylar, s.105. 45 Göde, Hayat, s.436. 46 Uzunçarşılı, Medhal, s.80 47 Köymen, Alp Arslan, s.33. 48 Merçil, Saraylar, s.108. 49 Sevim-Merçil, s.507. 50 Uzunçarşılı, Medhal, s.36. 51 Merçil, Kirman, s.161. 7

kaynaklarda hazine, ıstabl(ahır) ve saray mutfağı gibi müesseseleri, muhtelif nedenlerle, beraber zikredilmektedir 52. 1.14.Emir-i Hares Selçuklularda her devire yüksek görevlerden biri olmuş ve sarayda Büyük Hacibden sonra gelmiştir. Sultan, bir kimseye kızdığı zaman o kişinin boynuna vurma, dövme ve zindan atma işini ona verirdi, yani hükümdarın verdiği cezaları yerine getirirdi 53. Emir-i hareslik ilk defa Emeviler den Muaviye (661-680) tarafından kurulmuştur. Eserini Sultan Melikşah ın saltanatı sırasında yazmış olan Nizam el-mülk ün verdiği bilgilere göre, her devirde büyük makamlardan biri olan emir-i hareslik daha sonra kendi zamanında eskimiştir 54. Ayrıca Sadi Kucur, buna ilave ve ek olarak emir-i haresin Selçuklu teşkilatında bulunmadığını ifade etmektedir 55. Öte yandan Kucur a göre, emir-i hares ile emir-i dad arasında bir paralellik vardır ve ikisi de aynı görevi yapmaktadır 56. Bu durumda Selçuklu devlet teşkilatında emir-i hares yerine emir-i dad kullanılmış olmaktadır 57. 1.15.Emir-i Meclis Anadolu Selçukluları ile Memlük ve İslamiyeti kabulden sonra İlhanlılarda bulunan bu vazife sahibi, Hükümdarın bezm denilen meclis tertibatına bakardı. Hükümdar sarayındaki ziyafet ve içki salonuna Bezm denirdi 58. Bu müessese, Türkiye Selçukluları dışında Selçuklular ın öteki kollarında tespit edilememektedir. Ancak eğlence meclisleri tertiplendiğine göre, öteki Selçuklu devletlerinde de en azından buna benzer görevliler mevcut olmalıdır 59. Öte yandan eğlence meclisi ile ilgili olarak tespit edebildiğimiz bir terim de salar-ı bezm dir. Belki de geçtiği metinde emir-i meclis karşılığı kullanılmıştır 60. 1.16.Emir-i Silah Törenlerde Selçuklu sultanının silahını taşıyan ve aynı zamanda silah-haneyi muhafaza eden görevlilerin amiridir 61. Emir-i silahın emrinde daha küçük rütbede silahdarlar yer almakta olup, onların da bazı görevliler gibi sultanın hizmetinde nöbetleşe bulundukları 52 Merçil, Saraylar, s.113. 53 Sevim-Merçil, s.506. 54 Merçil, Saraylar, s.119 55 Sadi Kucur, Nizamülmülk ün Siyaset-Name sine Selçuklu Devlet Teşkilatı Açısından Bir Bakış: Emir-i Hares ve Emir-i Dad Örneği, Türklük Araştırmaları Dergisi, sy.12, İstanbul 2012, s.55 ve 71. 56 Gös.yer. 57 Erdoğan Merçil, Selçuklular da Emir-i Dad Müessesesi, Belleten, sy.225, Ankara 1995, s.327.340. 58 Uzunçarşılı, Medhal, s.82. 59 Merçil, Saraylar, s.120. 60 Gös. yer., s.122. 61 Uzunçarşılı, Medhal, s.34; Sevim-Merçil, s.506. 8

anlaşılmaktadır. Yine silahdarlar sultanın has adamlarından olanlar ile tahtın etrafında ayakta dururlardı 62. Büyük Selçuklular ın kuruluş döneminde Arslan Yabgu ile Gazneli Mahmud arasında 1025 de Semerkant ta bir görüşme yapılmıştı. Bu görüşmede Sultan Mahmud, askere ihtiyaç hasıl olduğunda ne kadar yapabilirsin diye sorduğundan, Arslan Yabgu silahdarlarından yayını isteyerek, bunu kavmime götürdüğünde otuzbin kişi derhal atlanırlar demişti 63. Kirman Selçukluları ile ilgili kaynaklarda emir-i silahın görevi hakkında açık bilgiler yoktur. Selçuklular ın bu kolunda Melik II. Turanşah zamanında emir-i silahın varlığını görüyoruz 64. 1.17.Emir-i Şikar (Emir-i Sayd) Sultanın av için hazırlıklarını yapan ve ava gittiği zaman beraberinde bulunup hizmet eden görevlilerin emiridir 65. Türkiye Selçukluları sultanları da ava meraklı olup, bu dönemdeki emir-i şikarlardan birisi Sultan Ala el-din I. Keykubad zamanında görev yapan Sa d el-din Köpek idi 66. Eflaki nin verdiği bilgiye görei emir-i şikarın ne iş yaptığı bir ölçüde ortaya çıkmaktadır. Sultanın bütün kuşçuları (kuşçıyan) onun idaresinde idiler. Ayrıca emir-i şikar maaşını istifa divanı kaleminden alacaktır. Ona bu tayin sırasında verilen unvanlar ise, (sipehsalar-ı kebir, uluğ emir el-sayd hasbeg) şeklindedir 67. 1.18.Bazdar Sultanın doğan, atmaca ve saire gibi av kuşlarına bakan ve taşıyan görevlidir 68. Kirman Selçuklular nda Melik İranşah ın öldürülmesi olayına karışan Türk emirlerden biri olan Çolak, bazdar unvanını taşıyordu. Bu da Kirman Selçukluları saray teşkilatında bazdarın varlığını açıkça göstermektedir 69. Türkiye Selçukluları döneminde de tespit ettiğimiz bazdarlar, kuşçular olarak Türkçe de ifade edilmiş olup, emir-i şikarın hizmetinde görev yapmaktaydılar 70. 1.19.Taştdar veya Abdar Abdar kelimesi, Siyasetname de bir defa başta, başka bir defasında da silahdar kelimesinden sonra geçer. Bu makam, işgal eden devlet adamının, elini yıkaması esnasında 62 Merçil, Saraylar, s.123. 63 Mehmet Altay Köymen, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Kuruluş Devri, c.1, Ankara 1979, s.85. 64 Merçil, Kirman, s.160. 65 Uzunçarşılı, Medhal, s.82; Sevim-Merçil, s.506. 66 Merçil, Saraylar, s.127. 67 Gös. yer., s.129. 68 Sevim-Merçil, s.506. 69 Merçil, Kirman, s.53. 70 Merçil, Saraylar, s.130. 9

ibrik ve leğen tutarak Sultan a hizmet edenlerin başında bulunduğu söylenebilir 71. Taşt, leğen manasına gelip sonradan taammüm eden şekle göre İbrikdar adını almıştır; hükümdar elini yıkadığı zaman ona leğen ve ibrik tutardı 72. Bunun emri altında Taşthane denilen mahalde gerek el yıkamağa ve gerek kumaş yıkamağa mahsus leğenlerden başka hükümdarın kılıç, elbise, çizme, oda takımları, yastık ve saire bulunurdu. Taştdarın maiyyetinde bu işler için hademeler vardı. Hükümdar bir yere veya sefere gidecek olursa kendisiyle beraber Firaşhane, şarabhane ve mutfak ile beraber Taşthane de giderdi 73. Taştdar veya onların reisi bir başka şekilde daha zikrediliyor. Bu da emir el-taşt şeklidir 74. 1.20.Şarabdar Sultanın içkileri ve şerbetlerini hazırlayan, eğlence meclislerinde hizmetle görevli ve emri altında, Şarab-hane denilen ve hükümdara ait içkileri muhafaza eden bir kiler bulunan şahıstır 75. Şarab meclisi tertibi için uzunca bir fasıl ayırmış olan Nizamü'l-mülk'ün eserinden şarabdar ın bu meclislerdeki vazife ve rolü hakkında fikir edinmek bir dereceye kadar mümkün oluyor. Hükümdarın meclislerinde şarabdar-ı hass ın oynadığı rol açıkça görülmektedir: Sarayda, onun emrinde bir şaraphane bulunmaktadır. Sultan'a ve misafirlerine sunulan içkilerin ve şerbetlerin iyi veya fena kaliteli oluşundan şahsen o mes'uldur. Sonra sunulan içkiler fena kaliteli olduğu takdirde, onun hükümdar tarafından cezalandırılmasından bahsedilmektedir. Nizamü'l-mülk'ün eserinde, "şarabdar" kelimesi abdar ve silahdar kelimelerinden sonra geçer. Aynı esere göre yaptığımız umumi tasnifte ise dördüncü sırayı işgal eder 76. Türkiye Selçukluları devrinde de saraydaki görevliler arasında şarabdar da yer almaktaydı. Şarabdar-ı hass sultanın misafirlerine çadırda konakladıkları sırada da hizmet etmekteydi. İçki meclisi öncesi hazırlıklar da şarabdarlar tarafından yapılıyordu. Şarabdarlar sofraya murassa kadehler ile işlemeli tabakları herkesin önüne koymakta idiler. Daha sonra Sakiler bu kadehlere içkileri dolduruyorlardı. Sultanın şarabdarının görevlerinden biri de şerbetlerin tadını ve kıvamını kontrol etmekti 77. 1.21.Şarab-Hane Şarabdarın emrinde sarayda su ve içeceklerin muhafaza edildiği bir Şarab-hane vardı ve buranın hizmetlerinden de sorumlu idi 78. Şarab-hanede her çeşit içki, nefis macunlar, 71 Köymen, Alp Arslan s.33. 72 Uzunçarşılı, Medhal s.36. 73 Gös. yer., s.84. 74 Merçil, Saraylar, s.132. 75 Uzunçarşılı, Medhal, s.84; Sevim-Merçil, s.506. 76 Köymen, Alp Arslan, s.33. 77 Merçil, Saraylar, s.136. 78 Nizamülmülk, Siyasetname, s.64. 10

şeker, meyveler, çeşitli ilaçlar, meyve suları, güzel kokular bulunurdu. Ayrıca şarab-hanede büyük testiler, porselen kaplar, mükemmel takımlar ve hükümdardan başkasının sahip olamayacağı kadar kap-kacak vardı. Devlet ileri gelenlerinin de şarab-haneleri vardı 79. 1.22.Hazinedar Hazinedar, devlet hazinesini veya çeşitli depoları (kütüphane gibi) korumak ve gerekli işlemleri yapmakla görevli memur dur. Büyük Selçuklular devrinde emin ve dindar kişiler hazinedar tayin edilirdi. Hazinedar, sultanın izniyle, kendisine emanet olarak bırakılan değerli eşyaları hazinede saklayabiliyordu. Selçuklular da hazinedarın emrinde çeşitli görevliler bulunmaktaydı 80. Kirman Selçukluları nda ise Sultan II. Turanşah ın emrinde Şihab el-din Kiya Muhammed adlı hazinedar vardı 81. 1.23.Saki Eğlence meclislerinde sultana ve davetlilere şarap ve şerbet sunan kölelere denirdi 82. Saray teşkilat ile ilgili olarak Nizamü'l-mülk'ün eserinde geçen son makam sahibi saki dir. Geçtiği yerde silahdar'lardan sonra gelir ve cemi halindedir. Bundan saray saki'sinin emrinde birçok sakilerin bulunduğu anlaşılmaktadır. İleri gelen her devlet adamının da sakisi olduğu ve devlet erkanının kendi sakilerini Sultan'ın işret meclisine getirdikleri, Nizamü'1-mülk ün böyle hareket edilmemesini tavsiye etmesinden anlaşılıyor 83. Kirman Selçukluları sarayında varlığı görülen görevlilerden birisi de sakilerdir. Ancak kaynaklarda saka (sakay-ı saray) şeklinde geçmekte olan bu hizmetkarın görevinin içki meclisine şarap getirmek olduğu anlaşılmaktadır 84. Öte yandan şiirlere konu olan sakiler Türkiye Selçukluları devrinde de gerek sarayda, gerekse dışındaki eğlence meclislerinde görülmektedir 85. Sakiler ile ilgili problem onların cinsiyeti meselesidir. Samaniler devrinde gulamlar eğitim aldıkları sırada beşinci yıl saki olmakta idiler. Atabeg Karaca Saki yi degöz önünde bulundurursak sakilerin genelde erkek olduklarını ileri sürebiliriz 86. 2.YÖNETİMDE YER ALAN SARAY KÜÇÜKLERİ 2.1.Çavuşlar (Serheng veya Durbaş) Sultan tarafından verilen emirlerin yerine getirilmesi ve tebliği bunların başlıca vazifeleridir. Her türlü tören sırasında ve alaylarda yer alırlar. Hükümdarlar bir yere giderken, 79 Merçil, Saraylar, s.138. 80 Gös. yer., s.169. 81 Merçil, Kirman, s.201. 82 Sevim-Merçil, s.506. 83 Köymen, Alp Arslan, s.34. 84 Merçil, Kirman, s.164. 85 Merçil, Saraylar, s.174. 86 Gös. yer., s.175. 11

ellerinde altın veya gümüş yaldızlı kıymetli asalar bulunan bu çavuşlar, onun etrafını alır savulun (Durbaş) diye bağırarak yol açardı 87. Samaniler, Gazneviler, Büyük Selçuklular, Harezmşah ve Memlüklerde de gördüğümüz ve Selçuknamelerde de bazen çavuş ve bazen de serheng diye zikredilen bu vazife sahiplerine, alaylarda hükümdarın önünde gidip halka savulun veya uzak olun manasına gelen Farsça durbaş diye hitap ettiklerinden dolayı durbaş da denilirdi. Çavuşların ellerinde murassa değnekler ve bellerinde gümüş kemerler bulunurdu. Selçuki çavuşlarının vazifeleri, Osmanlılardaki Divan-ı Hümayun çavuşlarının hizmetlerine benzemektedir. Bunlar, gerek muhaberat, gerek merasim ve alaylarda ve alkışlarda ve bundan başka büyük divanda hizmet görürlerdi. Serhenklerin miktarı beş yüz veya daha ziyade idi; bunların Kazvinli, Deylemli ve Hristiyanlardan tedarik edildiklerini Selçuknamede görüyoruz 88. Hükümdarların divanhanede bulundukları sırada veya cüluslarda çavuşlar, dergahı saltanatta kapı önünde durup yüksek sesle halkın şikayetçi veya bir maruzatı olup olmadığını sorarlar ve varsa arzeylerlerdi. Çavuşların merasimde alkış yaptıklarını da görüyoruz. Çavuşlardan emirliğe kadar çıkanlar da vardı. Çavuşlar yalnız hükümdar maiyyetinde bukunmayıp ümeranın maiyyetinde ve orduda da vardı; bunlar ordu halkına bir emir verileceği zaman onu bağırarak ilan ederdi 89. Büyük Selçuklu İmparatorluğu saray teşkilatında çalışan çavuşlara dair oldukça tam bilgiye sahibiz. Fakat Alp Arslan zamanında çavuşların rolü ve vazifeleri hakkında fazla bilgimiz yoktur. Yalnız Alp Arslan'ın, devlet teşkilatına memur olarak girmeye muvaffak olan bir Batıniyi, çavuşlara dövdürdüğünü ve saraydan dışarıya attırdığını biliyoruz 90. Kirman Selçukluları na ait kaynaklarda serhenglerle ilgili kayıtlar bulunmasına rağmen, görevleri hakkında kesin bilgiler yoktur. Ayrıca hükümdarlardan başka devlet adamlarının da serhengleri vardı. Tespit ettiğimiz siyasi olaylardan anlaşılacağı üzere Kirman Selçukluları nda serhengler saraydan daha çok askeri görevler yapmaktaydılar 91. Çavuşların savaşlardaki görevlerinden en önemlisi, sultan ve komutanlar tarafından verilen ferman ve emirleri aynen tekrarlayarak askerlere iletmekti 92. 2.2.Nedimler Hükümdarı eğlendirmek ve onunla arkadaşlık etmekle görevli kişilerdir. Bir insanın 87 Sevim-Merçil, s.507. 88 Uzunçarşılı, Medhal, s.85. 89 Gös. yer., s.86. 90 Köymen, Alp Arslan, s.36. 91 Merçil, Kirman, s.163. 92 Merçil, Saraylar, s.181. 12

sultanın nedimi olabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekmektedir. Nizamülmülk e göre nedim, erdemli, faziletli, iyi tavırlı, güler yüzlü, dindar, ketum ve iyi giyimli olmalıdır. Ayrıca nedimlere yetecek kadar maaş bağlanmalıdır 93. Selçuklular devrinde şairler, edibler ve devlet adamları sultanların nedimleri arasında yer almaktaydılar 94. Hükümdarı eğlendirmekle görevli nedimlere Kirman Selçuklu sarayında ilk melik Kavurd döneminde rastlıyoruz. Nedimler hükümdar ile beraber kararlaştırılan içki ve eğlence meclislerine katılırlardı 95. Hükümdarı eğlendirmekle vazifeli nedimlere uzun bir fasıl tahsis eden Nizamülmülk'e göre, padişah, etiketi bir tarafa bırakarak, son derece samimi olacağı, kendisine layık nedimlere sahip bulunmak zorundadır. Çünkü, onun devlet büyükleriyle, eyalet valileri (sahib-i etraf) ile ve ordu kumandanları (sipeh-salarn-ı leşker) ile çok oturması ve onlarla samimi olması, padişahlık haşmetine ziyan verir. Diğer taraftan, onları (devlet büyüklerini, valileri ve kumandanları) hükümdara karşı cüretkar yapar 96. 2.3.Üstad-ı Saray/Muallim (Öğretmen) Selçuklu saraylarında çocukların ve gulamların eğitim ve terbiyesi ile görevlendirilen öğretmenler vardı. Kaynaklarda bu öğretmenler, mukri (Kur an okutan), muallim ve üstad olarak zikredilmektedir 97. Kirman Selçukluları sarayında da çocukların ve gulamların terbiyesi ile görevlendirilen muallimler vardı. Üstad-ı saraylardan biri olan Nasır el-din Ebu l Kasım ise II. Turanşah zamanında vezirdi 98. 2.4.Ferraş Genelde sultanların yatak ve halılarını seren, saray dışında çadırları kuran görevli olarak tarif edilmektedir. Ayrıca ferraşlar tozlanan halıları da süpürmekte idiler 99. 2.5.Emir-i Mahfil Teşrifatçı: Merasimde Selçuk hükümdarlarının Cuma resmi kabullerinde üzerinde bol bol yeni üst elbiseler ve başında büyük bir sarık olduğu halde sultanın huzurunda durup teşrifatçılık eder ve merasimden sonra da Fars lisaniyle hükümdara dua eylerdi 100. Ayrıca emir-i mahfilin sadece sarayda değil, teşrifat işini dışarda da yaptığı bilinmektedir 101. 93 Sevim-Merçil, s.507. 94 Merçil, Saraylar, s.184. 95 Gös. yer., s.187. 96 Köymen, Alp Arslan, s.54. 97 Sevim-Merçil, s.507. 98 Merçil, Kirman, s.163. 99 Merçil, Saraylar, s.204. 100 Uzunçarşılı, Medhal, s.84. 101 Merçil, Saraylar, s.208. 13

2.6.Cellad Saray teşkilatında ölüm cezalarını infaz eden görevli idi. Celladlar görevleri arasında; öldürelecek şahsın başını kesmek, yay kirişiyle boğmak, burçlara asmak, sürükleyerek parça parça etmek ve diri diri derisini yüzmek vardı. Cellad görevini yerine getirirken; ip, kılıç, yay kirişi, derin yüzerken muhtemelen bıçak ve işkence aletleri kullanmaktaydı 102. 2.7.Dellal/Münadi Sultan veya devlet adamlarının verdiği emir, karar veya bir haberi çarşı pazar dolanıp bağırarak topluma duyuran kişidir. Vezirler ve devlet ileri gelenleri de sultanın emir ve kararları ile haberleri halka duyurmak için dellal kullanmakta idiler. Selçuklu devrindeki olayları değerlendirdiğimizde bu görevli kaynaklarda daha çok münadi şeklinde zikredilmektedir 103. 2.8.Saray Muhafızları Selçuklu sarayları genelde, candarlar tarafından korunmakta idi 104. Nizamülmülk ün verdiği bilgiler ile saray küçükleri içinde gece bekçileri (pasbanan), nöbetçiler (nevbetiyan-ı has), ve kapıcaların (der-banan) saray teşkilatında yer aldıklarını zikretmektedir 105. Pasban gece nöbetçisi, muhafız, gözcü, bekçi ve nöbetçi anlamındadır. Nevbeti yedek ata ve bekçiye denirdi. Der-ban ise kapıcı, bekçi, muhafız anlamındadır 106. Ayrıca bu görevliler dışında yönetimde yer alan diğer saray küçükleri ise; Maskara, Rikab-Dar, Müneccim, Meş aleciler Emiri, Emir-i Meydan, Ser-muzedar, Hadim, Vuşak, Mihmandar, Tercüman, Bohçadar, Saray Katibi ve Çevgandar idi. SONUÇ Girişte de belirttiğim gibi bu makalemde Selçuklular ın sarayları hakkında, sarayların görevlileri hakkında, görevlilerin ne yaptıkları ve hangi görevleri üstlendikleri hakkında bilgi vermeye çalıştım. Bilhassa Büyük Selçuklu ve Türkiye Selçuklu Devletleri sarayları hakkında geniş bilgiler elde ettiğim ve makaleme yansıttığımı belirtmek isterim. Bu devletlerin dışında çok az da olsa Kirman Selçukluları, Suriye Selçukluları ve Irak Selçukluları hakkında kısaca 102 Merçil, Saraylar, s.232. 103 Gös. yer., s.236. 104 Uzunçarşılı, Medhal, s.81. 105 Köymen, Alp Arslan s.36. 106 Merçil, Saraylar, s.238. 14

bilgiler verebilme şansını bulabildim. Öte yandan makalemi hazırlarken daha kolay bir biçimde anlaşılması için önce saray büyükleri ve saray küçükleri olarak ikiye ayırdım daha sonra alt maddeler olarak sarayda görev alan çalışanların sarayda ne gibi görevler yaptıklarını yazdım. Bu makalemde özellikle vurgulamak istediğim nokta savaşların ve fethedilen yerlerin sadece hükümdar ve askerler tarafından yapılmadığını belirterek sarayın ve çalışanlarında önemli bir zümreyi teşkil ettiğini ve devleti ayakta tutan önemli bir parçası olduğunu söylemekte fayda vardır. Saraydaki bazı görevlilerin hükümdara yakınlığı ile dikkat çekmesi ise diğer önemli bir noktadır, özellikle saray küçüklerinden bazı görevlilerin sultana yakınlığını göz önünde bulundurursak bazı saray küçüklerinin saray büyükleri kadar önemli bir yer teşkil ettiğini söylemek yanlış olmaz. Çalışan görevlilerin sayısının ne kadar olduğunu tam tespit edemesekte devlet için önemli işler yaptıklarını biliyoruz. Başta dediğim gibi bu makalemde sadece saray büyüklerini ve saray küçüklerini işlemiş olmam sarayda bu kadar görevli olduğunu göstermez, Selçuklu saraylarında Harem ve Ehl-i Hiref (Meslek Sahipleri) içinde önemli kısımlar bulunmakta idi. Selçuklu sarayları daha sonra kurulan Osmanlı İmparatorluğu sarayları içinde önemli bir tutmaktadır bunun sebebi ise Osmanlı İmparatorluğu saraylarının Selçuklu İmparatorluğu saraylarına benzer kısımları olması ve hemen hemen işleyiş biçiminin aynı olmasından kaynaklıdır. 15

KAYNAKÇA AYAN, Ergin, Büyük Selçuklu Devleti nin Temelleri Atılırken Siyasi Meşruiyet Süreci, ODÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, c.3, sayı:5, Haziran 2012, s.28. GÖDE, Kemal, Türklerde Saray Teşkilatı Ve Hayatı, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:3, Kayseri 1989, s.433-436. KAFESOĞLU, İbrahim, Türk Milli Kültürü, İstanbul, 2010. KÖYMEN, Mehmet Altay, Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi III Alp Aslan Ve Zamanı, Ankara, 1992. Aynı mlf., Büyük Selçuklu İmparatorluğu Tarihi, Kuruluş Devri I, Ankara 1979. Aynı mlf., Araştırmalar II- Selçuklu Devri Türk Tarihi Araştırmaları II, TAD, Sayı:2-3, Ankara 1964, s.314 KUCUR, Sadi, Nizamülmülk Siyaset-Name sine Devlet Teşkilatı Açısından Bir Bakış; Emiri Hares ve Emir-i Dad Örneği, Türklük Araştırmaları Dergisi, Sayı:12, İstanbul 2002, s.41-72. MERÇİL, Erdoğan, Selçuklular da Saraylar ve Saray Teşkilatı, İstanbul, 2011. Aynı mlf., Kirman Selçukluları, Ankara, 1989. Aynı mlf., Selçuklular da Emir-i Dad Müessesesi, Belleten, sayı:225, Ankara 1995, s.327.340. NİZAMÜLMÜLK, Siyasetname (Siyeru l-mülük), (çev:nurettin Bayburtlugil), İstanbul 1991. SEVİM, Ali, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Ankara, 1983. SEVİM, Ali-MERÇİL, Erdoğan, Selçuklu Devletleri Tarihi, Ankara, 1995. 16

TANERİ, Aydın, Makaleler 1, Müsâmeretül-Ahbârın Türkiye Selçukluları Devlet Teşkilatı Bakımından Değeri, Ankara, 2004. TURAN, O., Selçuklular Tarihi ve Türk İslam Medeniyeti, İstanbul, 1969. UZUNÇARŞILI, İ.H., Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal, Ankara, 1988. 17