Baharın güzellikleri kapımızda!



Benzer belgeler
TEMEL, İLK 3 YILDA ATILIYOR!

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ


Aslında, benim perakende sektöründeki kariyerim bir anlamda 12 yaşında sahibi olduğumuz süpemarkette yaz tatillerinde çalışmamla başladı.

SAĞLIKLI YAŞAM VE BESLENME ALIŞKANLIKLARI BİLGİ FORMU

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

Yeterli ve Dengeli Beslen!

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

h e r ş e y z a m a n ı n d a

Eğer metabolizmanızda bir sorun varsa, başta kilo kontrolünüz olmak üzere vücudunuzdaki pek çok şey problemli hale gelir.

Gümüşlükspor Futbol Okulu açıldı

Karabiber Tüketmenin. Harika Yolu. Aylin Abla dan Öğütler Aylin Yengin

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

Aktivitem Catering ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi ve ISO 22000:2005 Gıda Güvenliği Sistemi standartlarına sahiptir.

KURUMSAL ENERJİ YÜKSELTME SEMİNERLERİ ÇALIŞAN VERİMLİLİĞİ ARTTIRMA PROGRAMLARI

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

FARKIMIZ ; Lezzet için rasyonel çözümler... Biz, iyi yemek sohbetlerinin nesnesi olmaya adayız. Unutmayın, hazır yemek özen ister...

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

1995 TEN BUGÜNE STRATEJİK ORTAĞINIZ

Haftalı NİSAN Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!

ANKARA TARİHİNDE BÖYLE DÜŞÜK FİYATLAR GÖRÜLMEDİ

Gerçek yaşam, minik minik değişiklikleri hayata geçirmeyi başardığınızda yaşanmaya başlanır. - Leo Tolstoy

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Sağlıklı nesiller için, sağlıklı balıklar büyütmek gerek

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

H A Y A T S E N D E D E R N E Ğ İ. Temelli Hizmetler. Gönüllü Aile Koruyucu Aile Evlat Edinme

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

9. Sigarayı bırakma zamanı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

TERMAL SU NEDİR? Termal sular, sıcaklıkları 20 C nin üzerinde ve mineral yönünden zengin olan doğal kaynak sularıdır.

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

DENGELİ BESLENME NEDİR?

Günde bir elma doktoru evden uzak tutar.

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Serüvenimiz 1919 yılında Bayan Maruşya ile kurukahvecilikle başladı yılında Burhanettin Koçer ve 1949 yılında Nurettin Tunçay ile gelişimini

Kalite doğru ürün yada hizmeti, müşterinin eline doğru zamanda ve doğru fiyatla koymaktır. Charles A. Mills

OLİMPA PARK PLUS TA plus 0212

Keyifli ve ışıltılı yaşamın kapıları Park Vera ile aralanıyor...

GÖNÜL ELÇİLERİ İÇİN KORUYUCU AİLE

ALPEK İNŞAAT AŞ.; Haziran 1987 tarihinde PEÇEN, ERKILAVUZ ve KURT ailelerinin işbirliği ile kurulmuş bir aile şirketidir.


FRANCHISE TANITIM KATALOĞU

BİLİM MERKEZİ GEZİMİZ

İnsanın en temel ihtiyaçlarından olan Barınma ihtiyacını çağdaş standartlarda, bütüncül kalite anlayışı içerisinde toplumun değerlerine ve şehrin

SINAV KAYGISI. Sınav Kaygısının Belirtileri Nelerdir? * Fiziksel Belirtiler

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

2017/2018 ÜRÜNLER KATALOĞU

Tiyatro Gösterisi Su Damlası Sabancı Müzesi Gezimiz Öğretmenler Günü Kutlamamız Yılbaşı Kermesimiz Bahar Kermesimiz Yardım Kampanyamız

PAZARTESİ İZMİR GÜNDEMİ

6. TEMA ETKİN VATANDAŞLIK

Bir Kadın 3 Sanat Sergisi açıldı

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

sağlıklı çocuklar, mutlu aileler FOR WOMEN OF STYLE & SUBSTANCE medya kit wwww.parentsturkiye.com

TÜRKİYE DE EN FAZLA GÖRÜLEN BESLENME HATALARI

Bebeğinizin Beslenme Sağlığı ve Zeytin Yağı

EN PRESTİJLİ PROJELERDE AKUZMAN ÇİZGİSİ...

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

Her birini özenle seçtiğimiz çiçeklere ek olarak mağazamızda İtalya'dan getirdiğimiz kullanışlı ve dekoratif hediyelik eşyaları da bulacaksınız.

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ.

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi:

"Köklü geçmişimize yakışır, Asil bir gelecek için..." Kulübümüz ASİLDER in faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor.

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU NİSAN 2015

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

ENERJİ METABOLİZMASI

Jamie Foxx J

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

Her şeyin ilacının bal olduğunu gösteren 20 tarif. Balın gerçekten de bir mucize olduğunu yanına ufak baharat, meyve, vs. ekleyerek görebilirsiniz...


Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Kenevir Yağı İçeren SPAKARE

Gelin, Yarışın; Fikriniz Saklı Kalmasın...

18 Y A Ş Ü S T Ü B İ R E Y

29 Ekim Cumhuriyet bayramı okulumuzun bahçesinde coşkuyla kutlandı.

TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN ÇOCUK KALP SAĞLIĞINA OLUMSUZ ETKİLERİ

Eğitim-Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni Sayı:2 Haziran 2016

2. SINIF HAYAT BİLGİSİ


Çocukluk Çağı Obezitesi

Adım Adım Nasıl Sağlıklı Zayıflanır?

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Babalar Gününe Özel Panellerimiz Varlıkları ve Sağlıkları Bizim İçin Önemlidir

İznikli Zeytin ve Zeytinyağı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Karolinska Üniversite Hastanesi Onkoloji Kliniği, FEC TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Kalbinize İyi Bakmak. Kalp Damar Hastalıklarından Korunmada Etkili Yöntemler Fikret Mert Acar SMMMO Bodrum

TED KAYSERİ KOLEJİ VAKFI OKULLARINDA KARNE HEYECANI

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Tırnak Mantarının Özellikleri

Transkript:

MAKRO Editör Baharın güzellikleri kapımızda! Uzun ve soğuk bir kıştan sonra gelen güzel bahar ayları, sadece doğayı canlandırmakla kalmaz aynı zamanda insanlığı da canlandırır ve coşturur. Biz de bu sayımızda baharın coşkusunu kapağımıza ve dergimize taşıdık. Sımsıcak yaz günleri yanı başımızdayken kış aylarının getirdiği rehaveti her anlamda geride bırakmak için elimizden geleni yapıyoruz. Mevsim geçişleri pek çok insan için zor zamanlardır. Alerjiler, cilt sorunları, saçların donukluğu, fazla kilolar, nezle ve grip Bu sorunların hepsinin üstesinden gelmek ve yaza ışıl ışıl girmek için Makro Vizyon size yardımcı olmaya hazır. Renkli bahar sayımızı zevkle okumanızı diliyoruz. Makro Vizyon un konukları Dergimizin bu sayısında çok özel konuklarımız var: Ahmet Yenilmez ve Hasan Kaçan. Çeşitli televizyon yapımlarında bir arada izlediğimiz bu isimlerle çok eğlenceli sohbetler ettik. Hatta bir de Ekmek Teknesi tadında bir dizinin ekranlara geleceğinin tüyolarını aldık. Halil İbrahim Sofrası adlı bu diziyi hepinizin keyifle izleyeceğinize eminiz. sizler için seçtiğimiz konulardan en dikkat çekenleri, sağlıkla ilgili olanlar Son zamanların en önemli sağlık problemlerinden olan obezite ve kolesterol konularında ayrıntılı bilgi alacağımız sayfaların yanı sıra, en önemli göz hastalıklarından biri olan glokom konusunun da dikkatinizi çekeceğini düşünüyorum. Gençliğin bayramı, 19 Mayıs 19 Mayıs 1919, Mustafa Kemal Atatürk ün Samsun'a geldiği ve Kurtuluş Savaşı nı başlattığı gündür ve bugün tüm Türk halkı için çok önemli bir değere sahiptir. Ulusal bayram günümüz olan 19 Mayıs ı her yıl Gençlik ve Spor Bayramı olarak yurdun her yanında spor gösterileri ve törenlerle kutluyoruz. Biz de bu vesileyle hepinizin 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı nı kutluyor, geleceğin yöneticileri olan gençlerimize güvendiğimizi belirtmek istiyoruz. Mutlu bir bahar ve keyifli okumalar diliyoruz. Her şeyin başı sağlık Sağlıktan beslenmeye, kozmetikten yemek tariflerine dergimizde zengin bir içerik bulacaksınız. Bu sayımızda 2 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO İçindekiler 26 s RÖPORTAJ 16 l Halil İbrahim Türkoğlu l Mehmet Gündoğan s s s GÜNCEL 20 l Anneler Günü, Babalar Günü ve ailenin önemi l Dudu Altundağ Annem ve Babam ÇOCUKLARIMIZ 32 Bir çocuğun koruyucu ailesi olmak... RÖPORTAJ 34 Sağduyulu, yapıcı, işbirlikçi Bersan Elektrik s RÖPORTAJ 36 Doç. Dr. Halil Coşkun Obeziteden korunun! s SAĞLIK 44 Kolesterol nedir? s KAPAK 26 Baharın tüm güzellikleri... s RÖPORTAJ 48 Ahmet Yenilmez s HABERLER 6-14 6 l Hayat Eğitim Kurumları ve Makromarket le 8. Altınşah Satranç Turnuvası sona erdi l 2. Bahar Şenliği miz coşku dolu geçti l Makromarket ve Doğuş Çay dan huzurevi ziyaretleri l Malatya da 3. yılımızı kutladık l Caner Cindoruk ve Necip Memilli Makro AVM müşterileriyle buluştu l Makromarket i mis gibi simit kokusu sardı! l En küçük müşterimiz l Baytek Zeytinleri yeni üretim tesislerinin temelini attı 04 Mayıs-Haziran 2010

s RÖPORTAJ 50 Hasan Kaçan 56 64 s s s SAĞLIK 54 4 mevsim sağlık için maden suyu için KİŞİSEL BAKIM 56 Zayıflama mevsimi GÖZ SAĞLIĞI 64 Glokomun dünyanızı karartmasına izin vermeyin! MAKRO VİZYON MAYIS-HAZİRAN 2010 SAYI: 18 Makromarket Adına Sahibi Mustafa Songör Genel Yayın Yönetmeni Nuray Erdoğan Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Hünkar Sibel Görel hunkar@medyapan.com s s s KİŞİSEL BAKIM 70 Doğru mu? Yanlış mı? DEKORASYON 74 Balkonlar çiçek açsın! ÇOCUK 78 Dino nun eğlence sayfaları Yazı İşleri Bikem Öğünç Özlem Bayrak yaziisleri@medyapan.com Grafik Tasarım Murat Çakır Reklam Tasarım Zafer Mert Coşkun Işıkgül Cenk Atarer Mücahit Aktaş Fotoğraf Salih Yılar Yayına Hazırlık 74 82 s GEZİ 82 l Bir tatil klasiği BODRUM Tel: (0212) 503 88 08 bilgi@medyapan.com s KONUK 88 Berna Laçin s90 Lezzetli tarifler Renkayrım/Baskı ve Cilt Arkadaş Basım San. Ltd. Şti. Yayın Türü Yerel Süreli s94 Ödüllü bulmaca Yönetim Yeri Makro Market A.Ş. Saray Mah. Gıdacılar Cad. No: 11 06980 Sarayköy - Kazan / Ankara T: (0312) 815 47 05 www.makromarket.net Mayıs-Haziran 2010 05

MAKRO Haberler Hayat Eğitim Kurumları ve Makromarket le 8. Altınşah Satranç Turnuvası sona erdi Ankara nın önemli eğitim kurumlarından olan Hayat Eğitim Kurumları nın aralıksız olarak 8 yıldır düzenlediği ve Makromarket olarak ana sponsorluğunu üstlendiğimiz Altınşah Satranç Turnuvası, bu yıl 17-18 Nisan tarihleri arasında Atatürk Kapalı Spor Salonu nda yoğun bir ilgiyle gerçekleştirildi. Geleneksel olarak her yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında düzenlenen Altınşah Satranç Turnuvası na bu yıl 33 ildeki 666 ilköğretim okulundan yaklaşık 1700 sporcu katıldı. Aralarında Türkiye, Avrupa ve dünya çapında şampiyonluklara sahip satranç tutkunlarının da yer aldığı ve zorlu bir mücadelenin yaşandığı turnuva, Ankara Gençlik Spor İl Müdürü Vekili Zeki Atlı ve Hayat Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Songör ün açılış hamlesiyle başladı Makromarket ve Cappy nin ana sponsorluğunda, ayrıca yerel ve ulusal olmak üzere 21 firmanın sponsorluğunda (İçim Smartt, Algida, Baytekler, Sana, Knorr, Nestle, Uludağ, Fairy, Yayla Bakliyat, Zaman, Posta, Aks TV, Kanal S, Elif TV, TV Kayseri, Kontv, Kanal Malatya, Makro FM, Ribat FM, İmpress) gerçekleşen ve Türkiye Satranç Federasyonu nun da desteklediği turnuvada erkekler 7 9, 10 12 ve 13 14 yaş gruplarında, 6 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Haberler kızlar da 7 9 ve 10 12 yaş gruplarında birbiriyle yarıştı. 2 gün süren turnuvada, gruplara göre dereceye giren öğrencilere netbook, laptop ve kupa hediye edildi. Ödül töreni öncesi Hayat Gençlik Spor Kulübü Halkoyunları ekibinin gösterisi beğeni topladı. Toplam yüz sporcunun ödül aldığı törende 9 adet laptop, 6 adet netbook ve 85 adet altın dağıtıldı. Turnuva kapsamında 13 14 yaş genel grubunda Ege Köksal, 07 09 yaş bayan grubunda Damla İsra Keskin, 10 14 yaş bayan grubunda Bengisu Çağlayan, 10 12 yaş genel grubunda Volkan Sevgi ve 07 09 yaş genel grubunda da Kerem Ahmet Vardar birinci gelerek netbook almaya hak kazandılar. 13 14 yaş genel grubunda Eren Gani Ererdem, 07 09 yaş bayan grubunda Ece Özbay, 10 14 yaş bayan grubunda Başak Beste Abdimanoğlu, 10 12 yaş genel grubunda Emre Faik Yaver ve 07 09 yaş genel grubunda da Ayhan Koçaçoğlu ikinci geldi. Üçüncülük ödülüne hak kazanan 13 14 yaş genel grubunda Erdi Deviren, 07 09 yaş bayan grubunda Yazgı İrem Bolat, 10 14 yaş bayan grubunda Şuara Keskin, 10 12 yaş genel grubunda Atakan Erdem ve 07 09 yaş genel grubunda da Kadir Akın hediyelerini teslim aldılar. Dereceye giren sporcular ödüllerini, Gençlik Spor İl Müdürü Ahmet Sağlam, Türkiye Satranç Federasyonu Başkan Vekili Murat Kul, Makromarket Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör, Makromarket Genel Müdürü Mustafa Songör, Hayat Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Songör ve Turnuva Direktörü Hulusi Cihangir in elinden aldılar. Mayıs-Haziran 2010 7

MAKRO Haberler 2. Bahar Şenliği miz coşku dolu geçti Makromarket olarak geleneksel hale getirdiğimiz Bahar Şenliği nin ikincisini 13-21 Mart tarihleri arasında, Konya ve Karaman illerinde bulunan tüm Makromarket mağazalarında gerçekleştirdik. Konyalı müşterilerimizin en çok tercih ettiği ve Konya nın büyük yerel markalarının yer aldığı, ulusal markaların da destek verdiği Makromarket 2. Bahar Şenliği kapsamında çok özel fiyatlar müşterilerimize ulaştı. 13-21 Mart tarihleri arasında devam eden Bahar Şenliği nde gıda, temizlik, züccaciye ve ev tekstili gruplarındaki yüzlerce üründe yapılan çok özel fiyatların yanı sıra her gün Konya Makro Alışveriş Merkezi içerisinde bulunan Makromarket mağazamızda düzenlenen farklı eğlence, yarışma ve etkinliklerle de şenliğe renk kattık. Etkinlikler kapsamında Türk tiyatrosunun geleneksel oyunları Hacivat-Karagöz ve ortaoyunu, ateş show, sihirbaz, kukla gösterisi, karaoke ve çeşitli çocuk yarışmaları da yer aldı. Konya ve Karaman illerinde bulunan tüm Makromarket mağazalarında yapılan Bahar Şenliği, Antalya ve Alanya mağazalarında da geçerli oldu. Konya Makro Alışveriş Merkezleri içerisinde bulunan Guesto, Santaş Beko, Sevenal ve İpekyolu mağazaları da farklı ürünlerde yaptıkları indirimlerle Bahar Şenliği mize destek verdi. 8 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Haberler Makromarket ve Doğuş Çay dan huzurevi ziyareti Ülkemizde her yıl, 18-24 Mart tarihleri arasında kutlanan Yaşlılar Haftası dolayısıyla Makromarket ailesi olarak, Doğuş Çay ile birlikte, Kayseri, Konya ve Ankara da bulunan huzurevlerini ziyaret ettik. KAYSERİ Makromarket olarak her yıl düzenlediğimiz huzurevi ziyaretlerimizi bu yıl da gerçekleştirdik ve Doğuş Çay ailesi ile birlikte, Ankara Keçiören Belediyesi, Konya ve Kayseri ili Huzurevleri sakinlerini ziyaret ederek hediyeler verdik. Her türlü sosyal sorumluluk çalışmalarında aktif olarak yer alan Makromarket, toplumda çok büyük bir yeri olan ve gelecek nesillerin yetişmesinde önemli rolleri bulunan yaşlılarımıza minnet borcu duyuyor. Bir gün herkesin yaşlanacağı ve yaşlılarına sahip çıkmayan bir toplumun sağlıklı bir geleceğe ulaşmasının mümkün olmayacağının bilincinde olan bir kurum olarak hem maddi hem de manevi olarak yaşlılarımızın yanında yer alıyoruz. ANKARA Makromarket Genel Merkez, Bölge Müdürlükleri yetkilileri ve personelimizin katıldığı ziyarette, huzurevlerinde kalan her yaşlıya çiçek ve farklı hediyeler sunduk. Doğuş Çay yetkililerinin ve personelinin de eşlik ettiği ziyarette Doğuş Çay da çeşitli çay çeşitlerini yaşlılarımıza sundular. KONYA 10 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Haberler Malatya da 3. yılımızı kutladık Son yıllarda satın almalarla ve birleşmelerle genişlettiğimiz yatırım ağımızı bundan tam 3 yıl önce Malatya ya da taşımıştık. Bugün Makromarket olarak, 3 yıldır Malatya halkına hizmet veriyor olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bu sevincimizi, düzenlediğimiz 3. yıl kutlamalarıyla, tüm Malatya halkıyla beraber yaşadık. Makromarket in Malatya daki 3. yıl kutlamaları kapsamında, Malatyalı Makromarket müşterilerinin hoşça vakit geçirmesi için Makromarket Tiyatro Grubu, birbirinden eğlenceli gösteriler, aktiviteler ve yarışmalar hazırladı. Makromarket, yıl dönümü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen konserler de Malatya halkının yoğun ilgisiyle karşılandı. Bu ilginin karşılığında, her zaman ön planda tuttuğumuz Hep Ucuz Hep Kaliteli hizmet ilkesini müşterilerimize yansıtmaya devam ediyoruz. Müşteri odaklı hizmet ilkelerini prensip edinen bir marketler zinciri olarak, rahat ve ferah mağazalarımızda profesyonel personel kadromuzla makro kalite ürünleri mikro fiyatlarla satışa sunuyoruz. Makromarket olarak, modern ve ferah mağazalarımızda hafta içi 758 bin, hafta sonu 1 milyon adetin üzerinde ürün satışı sağlıyoruz. Caner Cindoruk ve Necip Memilli Makro AVM müşterileriyle buluştu Makromarket olarak sosyal ve kültürel faaliyetlere destek olduğumuzu bir kere daha göstererek Konya Selçuk Üniversitesi nde sahnelenen Uçurtmanın Kuyruğu oyununa sponsor olduk. İstanbul Yeni Sahne tarafından sahnelenen Uçurtmanın Kuyruğu adlı tiyatro oyununun oyuncuları da düzenlenen imza günü dolayısıyla Makro Alışveriş Merkezi ni ziyaret etti. Tiyatro sanatçısı, sinema oyuncusu ve yönetmeni olan rahmetli Savaş Dinçel tarafından kaleme alınan ve yönetmenliğini Kurtlar Vadisi nin psikopat çete başı, Genco dizisinin gaddar babası, oyuncu Erdal Cindoruk un yaptığı Uçurtmanın Kuyruğu adlı oyun, Makro Alışveriş Merkezi ve Makromarket sponsorluğunda 8 Nisan Perşembe günü saat 20.00 da Selçuk Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi nde sahnelendi. Başrol oyuncularından biri Yaprak Dökümü nde Doktor Nazmi ve son dönemin popüler dizilerinden biri olan ve Kanal D ekranlarında yayınlanan Hanımın Çiftliği adlı dizide Kemal karakterlerini canlandıran Caner Cindoruk ve diğer başrol oyuncusu da yine Hanımın Çiftliği nde Ramazan karakterini canlandıran Necip Memilli, Makro Alışveriş Merkezleri bünyesinde sevenleri ile bir araya geldi. Uçurtma nın Kuyruğu oyunu dolayısıyla Konya da misafir olan Caner Cindoruk ve Necip Memilli, 8 Nisan günü, Makro Alışveriş Merkezleri nde hayranları ile bir araya gelerek fotoğraflarını imzaladı. 12 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Haberler Makromarket i mis gibi simit kokusu sardı! Türk kültürünün geleneksel lezzetlerinden biri olan simit in mis gibi kokusu her ay Makromarket Genel Merkez in koridorlarını sarıyor. Yönetim Kurulu Üyelerimizden Mehmet Songör, tüm departmanları tek tek dolaşarak tüm Makromarket çalışanlarına elleriyle simit dağıtıyor. Nisan ayı içerisindeki Kutlu Doğum Haftası nı vesile olarak bilen Mehmet Songör, tüm Genel Merkez çalışanlarına simit dağıttı. Mehmet Songör, daha sonra da bu etkinliği devam ettirdi. Tüm Makromarket çalışanlarının keyifle bir araya geldiği, sıcak bir ortam oluşturan bu etkinlik, bundan sonra da devam edecek. Simit kokusu Genel Merkez koridorlarını sararken Makromarket çalışanları aile olmanın tadını çıkaracak. En küçük müşterimiz 7 den 70 e herkesin alışverişte ilk tercihi olan mağazalarımızda herkesin dikkatini çekecek ürünlere yer vermeye çalışıyoruz. En küçük müşterimiz olan Mervenur Usalan da mağazamızı her gün ziyaret ediyor ve kendi ürün seçimlerini kendi yapıyor. Geleceğin bilinçli tüketicisi Mervenur a sevgilerimizi gönderiyoruz. Baytek Zeytinleri yeni üretim tesislerinin temelini attı Bursa Gemlik te konumlandırmış olduğu yaklaşık 4800 metrekarelik kapalı alan üzerine kurulu üretim tesisleri ile hizmet veren Baytekler Gıda, 7 bin 200 metrekarelik ilave üretim tesislerinin temelini geçtiğimiz günlerde attı. Bu ek zeytin işleme tesis inşaatı, 2011 yılında tamamlandığında yaklaşık 12 bin metrekarelik tesisleri ile Baytekler Gıda, Gemlik yöresinin en büyük tesise ve üretim hacmine sahip zeytin üreticisi olacak. Bugün yaklaşık 70 ilde, ulusal ve yerel marketlerin şarküteri reyonunda kolayca bulabileceğiniz Baytekler Gıda ürünleri, başta sofralık zeytin, sele zeytini, çizik zeytin ve biberli yeşil zeytinden oluşuyor. Baytekler Gıda, yıllık 10.000 tonluk üretiminin her aşamasında tüketici gibi düşünerek hareket ediyor ve kaliteyi, hijyeni her şeyin üzerinde tutuyor. Gıda sektöründe hizmet vermenin insan sağlığına hizmet etmekle eş değer olduğunun bilincinde olan Baytekler Gıda, üretiminde kalite ve hijyene azami özen veriyor. 14 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Röportaj Alışverişi, kahve tadında bir keyfe dönüştürebilmek Her gün keyifle alışveriş yaptığınız Makromarket mağazalarının iç mekan tasarımına çok büyük bir önem veriliyor. Uygun mağaza yeri seçiminden müşterilerin rahat hareket etmelerinin sağlanmasına kadar pek çok nokta, dikkatle ve incelikle hesap ediliyor. Makromarket İnşaat-Yatırım Müdürü Halil İbrahim Türkoğlu ndan Makromarket mağazalarının nasıl planlandığı konusunda bilgi aldık. Bize kısaca kendinizden ve Makromarket teki görevinizden bahseder misiniz? 1969, Ankara doğumluyum. İlk, orta, lise ve yüksek okulu Ankara da okudum ve halen işletme fakültesinde öğrenimimi sürdürmekteyim. 2 yıl kadar elektrik projesi ile ilgili bir büro işlettim. Fırın makineleri imalatı yapan Ankara merkezli bir HALİL İBRAHİM TÜRKOĞLU firmada 5 yıl kadar görev yaptım. 90 lı yılların sonlarına doğru esnaflığa market işletmecisi olarak döndüm. Ailemle beraber bir market işletirken, 1999 yılında Sayın Şeref Songör le, unlu mamuller konusunda yapacağı yeni yatırım sebebiyle tanıştım. Süreç, bizim o yıl Makromarket ailesine katılımımızla devam etti. 2000 yılına kadar Makromarket te teknik müdür ve unlu mamuller imalat müdürü olarak çalıştım. 2000 yılından 2009 yılına kadar Nokta İnşaat A.Ş. de şantiyeler şefi, satın alma müdürü ve teknik müdür olarak görev yaptım. 2010 yılında ise inşaat-yatırım müdürü olarak Makromarket e geri döndüm ve halen bu görevimi devam ettirmekteyim. Makromarket mağazaları için yeni mağaza yeri belirlerken öncelikle hangi kıstasları göz önünde bulunduruyorsunuz? İşletmemize dahil edeceğimiz mekanların genel koordinatör, bölge müdürü ve müdürlüğümüzden bir heyetle yer ve bölge analizi keşif çalışmaları yapılır. İlgili mekanın Makromarket standartlarına uygun, arz edilecek metrekare ile talebin uyumlu, müşteri odaklı olup almadığı ve ulaşım ve hizmet kriterleri incelenerek bir rapor hazırlanır. Bu rapor sonucunda o mekana şube açılıp açılmayacağına karar verilir. Bir mekanın Makromarket olma süreci, ilk önce yer görme keşfiyle başlar. Ekibimizle birlikte o binanın teknik donelerini temin ederiz. Yaptığımız incelemeler sonucunda bir rapor hazırlar, genel müdürümüze sunarız. Bu sunum içerisinde binanın mimari çizimleri, elektrik tesisatı ve güç bilgileri, cephe sistemleri, mekanik tesisat sistemleri, markete uyumluluk çalışması, imar durumu ve yol-cadde konumları, bulunduğu mahallenin genel durumu ve yaklaşık maliyet çalışmaları bulunmaktadır. Genel müdürlükçe onaylanan projeler, mimari büro tarafından onaylı projeler haline getirilerek şantiye şefi arkadaşlarımıza aktarılır ve öngörülen süre içerisinde imalata başlanarak süresi dahilinde tamamlanır. Mağazaların iç mekan tasarımını hazırlarken nelere dikkat ediyorsunuz? Dekorasyon çalışmalarımızda Makromarket konseptini her şubemize yüzde 99 yaklaşık benzerlikte uygulamaya gayret ederiz. Makromarket konseptini şöyle ifade edebilirim: l Modern mağazacılık araç ve gereçlerini kullanmak. l M2 arz ve talep dengesine göre en uygun mimari yerleşimi uygulamak. l Müşteri memnuniyeti için akıcı, yormayan bir koridor planlaması. l Müşterimizi için rahat, ferah ve modern mağazalar planlamak l Müşterilerin, aradıkları ürünleri zorlanmadan kolayca bulmaları. l Personelin kaliteli hizmet verebilmesi için en uygun şartları oluşturmak l Müşterilerin alışverişlerini, kahve tadında bir keyfe dönüştürebilmek. Mimari çalışmalarımız sırasında kaliteden hiçbir zaman ödün vermedim. Bu konuda yönetim kurulu başkanım ve kurul üyelerinden de azami ölçüde destek gördüm. Global düzeyde meydana gelen malum sebepler, başka bir noktada dikkat kesilmemize vesile oldu: Verimlilik. Bu yıl kesinlikle kaliteden ödün vermeyeceğiz fakat verimlilik konusunda da azami gayret göstereceğiz. Son dönemde ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Yeni dönemde, et ve hal ürünleri konusunda en uygun paketleme ve ömür çalışmaları yapıyoruz. İnşaat sektöründeki yeni sistemleri takip etmek için yılda 50 den fazla fuar, konferans ve eğitim çalışmalarına katılıyorum. Tüm birimlerimizle birlikte, uyum içinde çalışma sonucunda en doğru işi en kısa sürede üretebilmekteyiz. Makromarket in farkı da burada. Tüm birimlerimiz, konusunda uzman ve deneyimli arkadaşlardan oluşuyor. Bu sebepledir ki mutfakta pişen, müşteriye yansıyan, her zaman en kalitelisi oluyor. 16 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Röportaj 1 MÜŞTERİ=1000 MÜŞTERİ Gölbaşı nın en iyi hizmet veren mağazası olan Makromarket in Gölbaşı mağazası, Hizmette Çizgi Ötesi anlayışını benimsemiş kadrosuyla dikkat çekiyor. Gölbaşı-1 mağazasının Müdürü Mehmet Gündoğan la Gölbaşı mağazası ve müşteri ilişkilerine bakış açısını konuştuğumuz bir röportaj gerçekleştirdik. Bize kısaca kendinizden ve Makromarket teki görevinizden bahseder misiniz? 1982, Ankara doğumluyum. Evli ve bir çocuk babasıyım. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümü mezunuyum. Makromarket ailesiyle ilk tanışmam, 1999-2004 tarihleri arasında, lojistik depoda bilgi işlem personeli olarak gerçekleşmiştir. Vatani MEHMET GÜNDOĞAN görevimden dolayı 2004 yılında geçici süreliğine Makromarket ailesinden ayrılmak zorunda kaldım. Vatani görevimi tamamladıktan sonra, 2006 yılında yönetici olarak tekrar çalışmaya başladım. Makromarket ailesinde sırasıyla İvedik-1, Yenimahalle, Demet-2, Basınevleri, İncirli şubelerinden sonra Gölbaşı-1 şubesinde mağaza müdürü olarak görev yapmaktayım. Makromarket in Gölbaşı-1 mağazası hakkında bilgi verebilir misiniz? Gölbaşı-1 şubesi konum olarak Ankara ilinin güneyinde, şehir merkezine 20 kilometre uzaklıkta, Gölbaşı ilçesinde bulunuyor. Gölbaşı ilçesinde Mogan Gölü ve Eymir Gölü olmak üzere iki adet doğal göl var. Dinlenme, eğlence, yüzme havuzları ve piknik alanlarıyla güzide bir ilçemizde müşterilerimize hizmet veriyoruz. Gölbaşı-1 şubesi, Makromarket ailesine 24. üyesi olarak 2004 tarihinde hizmet vermeye başladı. Şubemiz, 1800 metrekare kullanım alanında Hizmette Çizgi Ötesi anlayışını benimsemiş kadrosuyla, Gölbaşı ilçesinde en iyi hizmeti veren hipermarkettir. Bir mağaza müdürü olarak, mağazanızda işlerin düzenli yürütülmesi ve personelin motivasyonunu sağlamak için nelere dikkat ediyorsunuz? Mağazamızda sistemsel ve düzenli çalışmaya önem veriyoruz. Özellikle yapılacak işleri günlük-haftalık-aylık olmak üzere üç ana grupta yazılı bir program halinde gerçekleştiriyoruz. Yapılacak olan işlemleri kesinlikle son ana bırakmıyoruz. Piyasadaki rakiplerimizi çok iyi bir şekilde takip ederek çıtamızı yükseltmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Personel bizim için en önemli değerdir. Dinamik bir ortamda çalıştığımız için, personelin motivasyonu çok önemli bir konudur. Personelin motivasyonunu sağlamak için, piknik organizasyonları ve haftada bir olmak üzere mağazasal futbol maçları düzenliyoruz. Çalışanlarımızın motivasyonunu elimizden geldiği kadar yüksek tutarak müşteri memnuniyetine odaklanmaları için elimizden gelen gayreti ve desteği veriyoruz. Ayrıca mesaimin büyük bir kısmını personelimi dinleyerek geçiriyorum ve birebir görüşmeler yaparak sıkıntılarını dinliyorum ve mutluluklarına ortak oluyorum. Siz ve personeliniz, Gölbaşı mağazasında müşteri memnuniyeti sağlamak için nelere dikkat ediyorsunuz? Müşterilerimizi, mağazamızı ziyaret eden misafirlerimiz olarak kabul ediyoruz. Müşterilerimizi, bir misafirin nasıl ağırlanması gerekiyorsa o şekilde ağırlıyoruz. Hizmet sektörü olduğumuz için, rahat ve temiz bir ortamda alışveriş yapmaları konusunda güler yüzlü ve pozitif bir şekilde müşterilerimize yardımcı oluyoruz. Müşterilerimizin önerileri ve taleplerini dikkate alarak bu doğrultuda hareket ediyoruz. 1 MÜŞTERİ=1000 MÜŞTERİ prensibiyle hareket ediyoruz. Makromarket hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Makromarket insana değer veren, geçmişin tecrübesiyle geleceğe yön veren, gelişime açık, kendini sürekli yenileyen, teknolojiyi takip eden ve sistemsel olarak çalışan, bilimsel verilere göre hareket eden çağdaş bir kurumdur. Sektöründe de lider bir marka. Gelecek 5 yıl içinde de ülke sınırlarını aşıp, bir dünya markası olacağına inanıyorum. Bu nedenlerden dolayı da Makromarket çalışanı olmak, bana büyük bir zevk ve gurur veriyor. 18 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Güncel Toplumun yapı taşının aile olduğu gerçeği, hepimiz tarafından sık sık dile getirilir. Bir insanın hayatında ailenin ne kadar önemli bir yeri olduğunu hiç kimse yadsıyamaz. Büyümemizde, eğitimimizde ve topluma karşı sorumlu bireyler oluşumuzda büyük sorumlulukları olan anne ve babalarımızı bu güzel günlerde küçük de olsa bir hediyeyle hatırlamak, hepimizin boynunun borcu ANNELER GÜNÜ, BABALAR GÜNÜ VE AİLENİN ÖNEMİ Mayıs ve Haziran ayları, hepimizin hayatında çok önemli bir yeri olan anne ve babalarımıza duyduğumuz sevgiyi ifade edebileceğimiz günleri içinde barındırıyor: Anneler Günü ve Babalar Günü. Bu yıl Anneler Günü nü 9 Mayıs tarihinde, Babalar Günü nü ise, 20 Haziran da kutlayacağız. Onların bizim için önemini bir kere daha hatırlayabileceğimiz bu güzel günlerde, ailenizin hayatınızdaki yerini ve önemini bir kere daha düşünebilir, her zaman yanınızda olan bu insanlara sevginizi gösterebilirsiniz. Aile ortamının çocuk üzerindeki etkisi Ailenin çocuk gelişimi üzerinde etkisi konusunda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, çocuğun kişilik gelişiminin % 65'i okul öncesi dönem dediğimiz 0-6 yaş döneminde oluşuyor. Bu dönemde çocukta gelişen olumlu veya olumsuz kişilik yapısı, daha sonraki dönemlerde telafisi zor sonuçları beraberinde getiriyor. Yaşamın ilk yıllarını olumsuz koşullar içinde geçirmiş olan çocukların bu olumsuzlukları yetişkin olduklarında da devam ettirdikleri gözlemlenen bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Birey yetişkin olsa da, çocuklukta yaşamış olduğu ailenin ve almış olduğu aile eğitiminin etkilerini hayatı boyunca taşıyor. Aile ortamı, hem 20 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Güncel psikolojik hem de sosyal yönden her geçen gün gelişen çocuğun en çok etkileşime uğradığı yer. Aile bireyleri arasındaki ilişkiler, çocuğun kendine güvenmesini, kendine ve diğer bireylere sevgi duymasını, kimlik kazanmasını, kişilik gelişimini, sosyal beceriler geliştirmesini ve topluma adaptasyon sürecini olanaklı hale getiriyor. Hayatımızda bu kadar önemli bir yeri olan aile miz, hayatımızın biçimlenmesinde çok önemli bir yere sahip. Anne ve babanın rolü Aileyi yaşayan bir organizma olarak düşünebiliriz. Aile içindeki her birey farklı işlevleri yerine getirir ve her biri birbirinden etkilenir. Bu işleyişte meydana gelen en ufak bir sorun, diğer bireylerin de ritmini ve işleyişini etkiler ve değiştirir. Bu açıdan bakıldığında ailenin sorunsuz ve uyum içinde yaşaması, fonksiyonlarını yerine getirmesi açısından çok önemli bir durumdur. Aile içinde yetişecek olan bireyler, ancak bu uyumla sağlıklı bireyler olarak gelişirler. Bu durumun sağlam bir şekilde yürümesinde anne ve babaların çok büyük bir rolü var. Aile içinde kurulan ve kurulması gereken normal iletişim ve etkileşim kanalları, anne ve baba tarafından sürekli kontrol edilmeli ve yenilenmeli. Ailedeki normal iletişim ve etkileşimi engelleyen faktörleri kısaca şöyle sıralayabiliriz: l Aileyi ve bireyleri ilgilendiren konular üzerinde yüzeysel konuşmalar yapmak bir aile içerisinde olmaması gereken bir durumdur. Ailenin bir masa etrafında sorunlar üzerine yeterince konuşması, her aile bireyi için rahatlatıcı bir durum olur. l Aşırı soru sormak, yersiz şüphe ve tereddütler biriktirmek, aile içerisinde sorunların artmasına neden olur. Aile içerisinde insanlar birbiriyle doğru iletişim kurarsa, bu tip sorunlar ortadan kalkar. l Hepimiz günlük hayatımızda konuşma ve izah etme olmadan, karşı tarafın hareketlerini, düşüncelerini yorumlamaya ve tahmin etmeye çalışırız. Ancak bu hem aile içinde hem de sosyal hayatta hiç doğru bir yaklaşım tarzı değildir. Yorumlamak yerine konuşmak en güzel çözüm yoludur. Bunların dışında, l Geçmişteki üzücü ve tatsız olayların sık sık gündeme getirilmesi, l Sorulan soruları cevapsız bırakma, l Bireylere söz ile baskı kurmaya çalışma, l Abartılı bir şekilde onaylama veya reddetme, l Suçlama, eleştirme, olumsuz değerlendirmeler yapma, l Samimiyetten uzak kalma, yalan söyleme, l Alay etme, küçük düşürmeye çalışma, fikirlere değer vermeme, l Küçük hataları çok abartma, l Fedakarlığı devamlı karşı taraftan bekleme, l Ortak faaliyetlere gereken önemi vermeme gibi durumlar, aile birliğinde ciddi sorunlara neden olabilir. Anne ve babanın en temel görevleri, önce birbirleriyle daha sonra da çocuklarıyla sürekli iletişim kurmak, onlarla her konuda konuşmak olmalı. Mayıs-Haziran 2010 21

MAKRO Güncel Annem ve babam D U D U A L T U N D A Ğ Annem ve babam, akşamları eve gittiğimde bir koltukta el ele oturmuşlar, sıcak çaylarını yudumluyorlar Ne güzel bir aşktır diye düşünüyorum çoğu zaman Anacığım, babacığımın gözlerinin içine bakıyor, bir şeyleri buyur etsin de, hizmet edeyim diye Babam bir hükümdar gibi koltuğunun kenarına koymuş olduğu çayı yavaştan yudumluyor Aslında o evin hükümdarının anam olduğunu kabul etmiş içten içe, ama yine de ona biçilen o rolü istem dışı uyguluyor Çünkü yıllardır omuz omuza verdiği bu kadının omuzlarında ne çok yük olduğunu, her şeyden önce evlatlarının anası olduğunu biliyor. Onların en mutlu olduğu anların, sabah dualarla, el sallayarak gönderdikleri beni, sağlıklı bir şekilde yanlarında tekrar gördükleri anlar olduğunu; annemin yavrum deyişinden, babamın biraz önceki o ihtişamlı halinden toparlanarak Hadi kızım, hadi üzerini değiştir de sana sıcak bir çay dökeyim, deyişindeki yumuşaklığından anlıyorum. Bu manzara, benim ailem içindeki küçük bir görüntü Buna benzer, hafızamda yüzlerce olay var. Kendi içlerinde ne kadar birlik, beraberlik olsa da, o anlarındaki mutlu aşkı tamamlayan evlat bir başka Çünkü anne ve babanın evladına duyduğu sevdanın hiçbir sınırı yok Anne ve babanın evlatlarına duyduğu sevda; sıcak, saf, ön yargısız, limitsiz, art niyetsiz, karşılıksız ve dupduru Bir anne çocuğunu ceninken sevmeye başlar. Evlat sevgisini o an hisseder; baba, o zaman başlar, çocuğuna en iyi imkanları vermek için daha çok çalışmaya, didinmeye, hayattan endişelenmeye, kaybetme korkusunu, telaşını yaşamaya Kadın ve erkeğin hayatını değiştirir, evlatları olacak duygusu Daha sonra annenin acılarla yaptığı doğum, babanın dışarıdaki heyecanı bir başkadır Annenin o doğumla başlayan fedakarlıkları, uykusuzluk, yorgunluk, hayatının her anına o evlada göre yön vermek Babanın imkanlar çerçevesinde reisi olduğu aileye bakma olgusu, koruyup kollama iç güdüleri, evlatla beraber olgunlaşır. Yanımızda olmadıkları an var mıdır? Hasta iken başucumuzda, bir sınavda kapının önünde, askere giden evladıyla gece-gündüz nöbet tutmazlar mı? Ruhen, bedenen, dualarla hep bizimle değiller mi? Acımızdan ağlarlar da mutluluktan da ağlamazlar mı? Allah ım, evladıma bir şey olmasın, ona gelecek bana gelsin diye feryat etmezler mi? Sıkıntılı ailelerde bile evlat bir bütün yapar aileyi, istisnalar vardır tabi ki Ayrılanlar, annesini ve babasını göremeyenler, ayrı yaşamak zorunda olanlar Ama evlat başka bir şeydir, ne şartlar altında olursa olsun, anne ve babalar için Ya evlatlar için anne ve baba nedir? Annem, Bir gün anne ol, o zaman göreceğim seni, beni o zaman anlayacaksın der. Bana sinirlendiğinde ise, Senin annen olmayacağım artık derdi çocukken Komik gelirdi bana bunlar! Çünkü biz onlar gibi saf sevmiyoruz her zaman Onların gözünden, onların yüreğinden bakamıyoruz, onlar kadar fedakar, onlar kadar sevdalı olmuyoruz çoğu zaman. Düştüğümüzde dizimizi öper, masaya kafamızı çarptığımızda masayı 22 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Güncel uyandığımda bana bakan gözlerini, yanı başımda ninniler söylemeni, anlattığın masalların sonsuzluğa dek sürmesini sevdim ama en çok annem demeyi sevdim yaramazlık yaptığımda çatık kaşlarını, evin içinde koşup dururken telaşlarını sevdim en çok sevdiğim yemeği yapmanı, yemeyeceğim dediğimde, ısrarını sevdim ama en çok annem demeyi sevdim dövmezler miydi? Öpmekle acıyı yok etmeye, bir nesneyi dövmekle koruma içgüdüsü yok mu? Bu olayları büyüdükçe de çeşitli şekillerde uygulamadılar mı hayatımıza? Ama öpmeleriyle acımız yok olmadı mı? Ağlarken susmadığımız zaman bir nesneyi dövmesiyle kendimizi güvende hissetmedik mi? Onlara duygusal demagojiler yapmıyor muyuz çoğu zaman, sevgilerini kullanmıyor muyuz? Bir şeyi çok istediğimizde üzgün davranıp onları ikna etmeye çalışmadık mı? Para istediğimizde, alana kadar yüzümüzü asmadık mı? Bir yere gitmek istediğimizde onların bütün istememelerine rağmen gitmeyi başarmadık mı? Sevdiğimiz kızı ya da oğlanı üzmemek için anne babamızı üzmedik mi? senin ayakkabını giyip evin içinde dolaşmayı, gizlice dolapları karıştırmayı sevdim koltukların üzerinde zıplayıp üzerine atlamayı, senin de tutmak için koşmanı sevdim ama en çok annem demeyi sevdim bana ördüğün kazakları giymeyi, elimden tutup parka götürmeni sevdim saçlarımı okşayarak taramanı, seninle zaman geçirmeyi sevdim ama en çok da annem demeyi sevdim ilk aşık olduğumda, aşkın ne olduğunu anlatmanı sevdim anne çok seviyorum diye ağladığımda, göz yaşlarımı silmeni sevdim hayatımdaki her önemli olayda yanı başımda durmanı, sen ne karar verirsen arkandayım demeni sevdim uzaklara gittiğimde dönüşümü beklemeni, kocaman bir kadın olduğumda yaşımı üç-beş yaş küçültmeni sevdim hatalarıma kızmanı, daha sonra çözüm aramanı sevdim nasihatlar verip durmanı sevmediğimi söylerdim, ama sevdim ben senin benim annem olmanı sevdim ben sana annem demeyi sevdim Şimdi, kaç yaşında olursak olalım; hatta biz de anne ve baba olmuş olalım, anne-babamıza bizler de bir kere çıkarsız, riyasız, saf, onlar gibi duru bakalım Annelik ve babalık duygusunu yaşayan tüm ANNE-BABALARA, çok istemelerine rağmen yaşayamayan ama ANNE- BABALIK DUYGUSUNU YÜREĞİNDE HİSSEDEN herkese sevgilerimi ve saygılarımı sunarım! 24 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Kapak Baharın tüm güzellikleri... Sımsıcak yaz günleri yanı başımızda! Kış aylarının getirdiği rehaveti her anlamda geride bırakmak elimizde. Mevsim geçişleri pek çok insan için zor zamanlardır. Alerjiler, cilt sorunları, saçların donukluğu, fazla kilolar, nezle ve grip Bu sorunların hepsinin üstesinden gelmek ve yaza ışıl ışıl girmek elinizde Cildinize bahar gelsin Sağlıklı ve canlı bir cilde sahip olmak herkesin hayali. Kış aylarında matlaşan ve olduğundan daha soluk görünen cildimizi makyaj hileleriyle renklendirmeye çalışırız. Ancak güneşin yüzünü göstermesiyle beraber, kışın olumsuz etkilerini cildimizden atabiliriz. Soğuk kış günlerinde nem kaybıyla beraber soluklaşan ve kuruyan cildimiz için almamız gereken ilk önlem, nem oranını dengelemek olmalı. Mevsim değişimlerinde cildi yeterince nemlendirmenin yanı sıra özel bir bakımla ışıltılı ve güzel bir tene sahip olabilirsiniz. Haftada 1-2 kez mutlaka derinlemesine cilt temizliği yapın. Bunun için yüzünüze temizleyici ve arındırıcı bir maske yapabilirsiniz. Böylece cildiniz ölü hücrelerden arınır, yeni ve taze bir hale gelir. Kendi yapabileceğiniz karıșımlar Maruldan gelen nem Marul bol su içerdiğinden marul maskesi, özellikle kuru ciltler için çok faydalı oluyor. Ayrıca içeriğindeki A vitamini, kuru ciltlerin pürüzsüz bir görünüme kavuşmasına yardımcı oluyor. 5 adet marul yaprağını kaynar suda 3 dakika bekletin ve soğumaya bırakın. Bu yaprakları temizlenmiş cildinize ve boynunuza uygulayın. 20 26 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Kapak dakika kadar bekletip ılık suyla marulları uyguladığınız bölgeleri yıkayın. Havlu ile, kesinlikle çok sert davranmadan, tampon yaparak kurulayın. Sıkılaștırıcı maske Yarım elmayı rendeleyip suyunu süzün. Bu suya, 1 tatlı kaşığı yulaf unu, 1 tatlı kaşığı polen, 1 kapsül de E vitamini ekleyin. Hepsini pürüzsüz bir hal alana kadar karıştırın. Göz çevreniz dışında tüm yüzünüze uygulayın. Bu karışımdaki polen, pek çok kozmetik ürününün de içeriğinde bulunuyor. Mucize bir ürün olan polen, ciltteki hücreleri besliyor ve cilde tazelik kazandırıyor. Aynı etkileri, polen yiyerek de elde edebilirsiniz. Her gün belli bir miktar polen yemek, kanın filtre edilerek temizlenmesini sağlar. Ellere peeling Bir insanın yaşlandığı en çok ellerinden belli olur. Yaş ilerledikçe, el kırışıkları artar ve lekeler oluşmaya başlar. Eller için önceden önlem almak çok önemli. Her gün nemlendirici kullanmak ve özellikle dışarıya çıkarken güneş ışınlarını engelleyecek bir koruyucu sürmek gerekiyor. Ayrıca ellerinize uygulayacağınız bir peeling le, ölü derilerinizden kurtulabilir ve canlı ve pürüzsüz ellere kavuşabilirsiniz. 1 kase susam yağı, 1 kase deniz tuzu, 1 tatlı kaşığı portakal yağını karıştırın ve bu karışımla ellerinizi ovun. Daha sonra ılık suyla yıkayıp kurulayın. Ellerinizdeki farkı hemen göreceksiniz. Ayak deriniz sertleștiyse Bütün bir gün boyunca bizi taşıyan ayaklarımızın da bakıma ihtiyacı var. Ayak bakımı konforlu bir hayat sürmek için çok önemli. Ayaklarımızın altında bulunan deriler, her gün biraz daha sertleşir ve bir gün bakmışsınız, artık ayaklarınız geri dönüşü olmayan bir noktada Bunun için, öncelikle ayaklarınızı sık sık topuk taşıyla (ponza taşı) ölü derilerden arındırın. 1 kase beyaz vazelin, 1 çorba kaşığı elma suyu, 1 çorba kaşığı limon suyunu karıştırın ve bu karışımı ayaklarınıza iyice yedirerek sürün. Maskeli ayaklarınızı, önce gazlı bez, üzerine de streç film sararak 2 saat kadar bekletin. Haftada bir kez uygulayacağınız bu yöntem, özellikle ayak altındaki sert deriler için kesin çözüm olacak. Saçlarınızın da bakıma ihtiyacı var Soğuktan sadece cildimiz değil, saçlarımız da etkilenir. Kış aylarında cansızlaşan saçlarımıza baharla beraber daha çok özen göstermemiz gerekebilir. Saçlarımız, en önemli aksesuarlarımızdan biri. Saçımızın sönüklüğünden ya da kabarıklığından, çok dökülmesinden, matlaşmasından sık sık şikayetçi oluruz. Bu dertlerden kurtulmak için saçlarınızı da bakımlardan mahrum bırakmayın. Basit maskelerle ışıltılı saçlara sahip olabilirsiniz. Saçlarınızın dolgunlaşması için, 1 tane ezilmiş muzu 1 yemek kaşığı balla iyice karıştırıp yeni yıkadığınız saçlarınıza uygulayın. Saç derinize masaj yapmayı da ihmal etmeyin. Saçlarınızı bir havluyla sarın ve 20-25 dakika bekleyin. Bu sürenin sonunda saçlarınızı iyice durulayın ve saç tipinize uygun bir şampuan ve saç kremiyle yıkayın. Muz ve balın içeriğinde bulunan A,B ve C vitaminleri, hasar görmüş 28 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Kapak saçlarınızı onarırken, kolay şekil almasına da yardımcı olacaktır. Saçınız dökülüyorsa, 20 gram çörek otunu öğütün ve üzerine 20 gram susam yağı, 10 gram defne yaprağı ekleyin. Bu karışımı saçlarınıza sürüp bir havluyla sararak 2 saat kadar bekletin. Ayrıca çörek otunu öğünlerinizde kullanmanız da aynı etkiyi meydana getirir. Örneğin salatalarınıza, 1 tutam çörek otu serpin. Bahar alerjilerine dikkat! Havaların ısınıp güzel bahar aylarının gelmesiyle birlikte açık havada gezip tozmak güzel havaların tadını çıkarmak herkesin isteği. Baharın gelmesiyle birlikte burun akıntısı, hapşırma, öksürük, vücutta kaşıntı ve döküntü gibi alerjik şikayetler ortaya çıkabilir. Baharda bitkilerin polenleri bol miktarda havaya salınıyor. Polen alerjisi, ağaçların, fundalıkların, tahıl ve otların ve daha az sıklıkla da çiçeklerin polenlerinden kaynaklanır. Polenler ön planda nefes yolu ile vücudumuza girdiği için "inhale alerjenler" olarak adlandırılıyorlar. Polenler üst solunum yolları ve solunum sisteminde boğazda yanma, kaşıntı, kuru öksürük ve nefes darlığı şikayetlerine neden olur. Polen mevsimlerinde; ağaçların çoğunlukla Mart ayından Mayıs a, çayırların Nisan dan Haziran a, otların ise Haziran sonundan Eylül e kadar havaya polen saldığı biliniyor. Aynı zamanda tek başına polen mevsimleri ve polenlerdeki artışlar, iklime ve yöresel faktörlere göre de değişim gösterebiliyor. Birçok bitkinin çiçeklenme döneminde, açık havada oldukça yüksek miktarda polen oluşur. Polen düzeyleri; kırlık bölgelerde gün içi en yüksek düzeyken, şehirlerde ise akşama doğru en yüksek düzeyine ulaşır. Dağlık ve deniz kenarı bölgelerde ise polen miktarı daha az olup, yağmur ve bulutlu havalarda bu miktar daha da azalır. Bunun yanı sıra, l Uyumadan önce pencereleri kapatmanın, l Yatmadan önce saçları yıkayarak polenleri uzaklaştırmanın, l Eve gelindiğinde kıyafetleri havalandırmanın ve yatak odasının dışında muhafaza etmenin, l Giysileri dışarıda kurutmanın, l Araba camlarını kapalı tutmanın, l Tatil için daha çok dağlık bölgeleri veya deniz kenarını tercih etmenin polen maruziyetini azaltacağını unutmayın. Bahar yorgunu musunuz? Her sene bu zamanlar kendinizi halsiz, yorgun, uykusuz hissediyorsanız, sürekli eklem ağrılarınız varsa siz de bahar yorgunu olabilirsiniz. Bahar yorgunluğunun sebepleri: l Beslenme alışkanlığı bozuklukları sonucunda yeterli vitamin ve mineral alınmaması. l Tiroid bezinin düzensiz çalışması. (Özellikle tiroid bezinin az çalışması, yorgunluk hissini arttırıyor.) l Çay, kahve, sigara ve alkol tüketme alışkanlıkları. l Tansiyon, kalp hastalığı, alerji, nezle ve bazı ağrı kesici ilaçların kullanımı. l Stres, hava kirliliği ve gürültü. Bahar yorgunluğu için alınabilecek önlemler l Bol bol su için. l Düzenli ve dengeli beslenin. l B ve C vitamini, Magnezyum, Çinko ve Potasyum zengini yiyecekler tüketin. l Egzersiz yapın. l Uyku düzeninizi bozmayın. l Stresten uzak durun. l Sigara, alkol ve kafein tüketmeyin. 30 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Çocuklarımız Bir çocuğun koruyucu ailesi olmak... Fizyolojik olarak anne-baba olamayan pek çok çift, çocuk evlat edinmek için uğraşıyor ancak bu hiç de kolay bir süreç değil. Bu açıdan bakınca, bir çocuğu yetiştirmenin en kolay yolu koruyucu ailelik gibi görünüyor. Ülkemizde pek fazla bilinmese de Avrupa ve Amerika da kusursuz olarak işleyen bu sistem, evlat edinmeye göre daha kolay. İşte size, koruyucu aile olmakla ilgili bilmeniz gerekenler Ülkemizdeki koruyucu aile sayısı çok yüksek değil. Bunun için iki sebep sayılabilir. Birincisi, pek çok kişinin bu durumdan haberdar olmaması. İkincisi ise, bakılan çocuğun bir gün koruyucu ailenin elinden alınması ihtimali. Bunun için koruyucu aile olmayı düşünen çiftlerin öncelikle bu durumu kabullenebilecek olgunlukta olması çok önemli. Ancak bütün bunları göze almaya değer bulanlar için sıcak bir aile ortamı oluşması ihtimali de çok yüksek. Sizin sayenizde aile ortamı içerisinde yetişen ve düzgün eğitim alan bir çocuğun yarın için ne kadar kıymetli bir hazine olduğunu bir düşünün. Koruyucu aile nedir? Koruyucu ailelik, çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakılamayan çocukların, kısa veya uzun süreli olarak bakımlarını üstlenen aile ya da kişilerin yanında, devlet denetiminde yetiştirilmeleri olarak tanımlanıyor ve bu hizmeti veren aile ya da kişilere koruyucu aile deniyor. Çocukların sağlıklı gelişebilmeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, destekleyecek, güven sağlayacak, sosyal ve maddi gereksinimlerini karşılayabilecek sıcak bir aile ortamına ihtiyaçları var. Kuşkusuz anne-babalar da çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek için çaba harcarlar. Ancak yaşam her zaman düşünülenler gibi olmayabilir. Bazı aileler zihinsel, bedensel ya da psikolojik sorunları 32 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Çocuklarımız veya ekonomik yetersizlikleri, boşanma, ölüm, hükümlülük gibi sosyal sorunları nedeniyle bütünlüklerini devam ettiremez ve çocuklarının gereksinimlerini karşılayamaz hale gelir. Böyle durumlarda olan çocuklara yardım etmenin en iyi yolu, başka bir ailenin yanında bakımlarının sağlanmasıdır. Koruyucu aile bakımının, çocuğa sağladığı aile ortamı, çocuğun psikososyal gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle de tüm dünyada korunmaya muhtaç çocuklar için en çok tercih edilen bakım şekli, koruyucu aile bakımıdır. Ülkemizde, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (ŞHÇEK), bir elinden tuttuğu ve tutmaya devam edeceği çocukların öteki elinin de koruyucu aileler ve toplum tarafından tutulmasını istiyor. Koruyucu ailede hangi çocuklara bakılır? Koruyucu aile yanına yerleştirilen çocuklar, öz ailesi bulunan, öz ailesince bir süre için bakılamayan, çeşitli nedenlerle evlat edindirilme şansını tümüyle yitirmiş olan, kız ya da erkek, sağlıklı ya da özürlü tek ya da kardeş olup, durumunun koruyucu aile yanına yerleştirilmeye uygun olduğu sosyal çalışmacı tarafından belirlenmiş çocuklardır. Bu yasal çerçevede, haklarında korunma kararı alınmış çocukların koruyucu aileler yanına yerleştirilmeleri için öz ailelerinden muvafakat alınması zorunluluğu yok. Bu çocuklar, ailelerinden izin alınmaksızın uygun kuruluşlara ya da koruyucu aileler yanına yerleştirilebiliyor. Șartlar da çok kolay Koruyucu ailelik için gerekli şartlar da oldukça kolay bir hale getirilmiş. Bir kişinin koruyucu aile olabilmesi için gerekli şartlar şöyle sıralanabilir: Konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak ve bir çocuğun koruyucu ailesi olarak onun geleceğe hazırlanmasına yardımcı olmak istiyorsanız, hemen Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu İl Müdürlüklerine başvurabilirsiniz. Aile şefkatinden uzak yetişen bir çocuğun mutlu ve huzurlu büyümesi sizin ellerinizde olabilir. l TC vatandaşı olmak. l Türkiye de ikamet etmek. l En az ilkokul mezunu olmak. l 20-25 yaş aralığında bulunmak. Eğer çift olarak koruyucu aile olunacaksa, eşlerin beraber başvuru yapması gerekiyor. Ancak koruyucu aile olmak için illa ki evli olmak şartı aranmıyor. Bekar kişilerin, çocuğa baba yoksunluğu göstermeyecek derecede iyi akrabalık ilişkileri olması gerekiyor. Koruyucu aile adaylarının hazırlaması gereken belgeler şunlar: l Fotoğraf l Nüfus cüzdanı örneği l Evliler için evlenme cüzdanı örneği l Öğrenim durumunu gösterir belge l İkametgah belgesi l İş ve gelir durumunu gösteren onaylı belge l Adli sicil raporu l Koruyucu aile olacak kişilerin çocuğun bakımını, psiko-sosyal gelişimini ve eğitimini etkileyecek ya da çocuğa zarar verecek düzeyde fiziksel engeli, ruhsal rahatsızlığı ve bulaşıcı hastalığının olmadığını gösterir rapor. Koruyucu ailelerin yükümlülükleri nelerdir? Koruyucu aile, l Yanına yerleştirilen çocuğun öncelikle fiziksel ve psiko-sosyal gelişiminin sağlıklı olabilmesi için gerekli koşulları sağlamalı. l Çocuğun yeteneklerinin ve becerisinin elverdiği ölçüde, öncelikle eğitim ve öğretimi ya da iyi bir meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermeli. l Çocuğun varsa öz ailesi ve akrabalarıyla, uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamalı. l Koruyucu aileye ve yerleştirilen çocuklara ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten sosyal çalışmacıya gerekli koşulları hazırlamalı. l Adres ve ikametgah değişikliklerini, bu değişiklik gerçekleşmeden önce Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ne bildirmeli. l Görev veya tatil amacı ile çocukla birlikte yurt dışına gidilmek istenmesi durumunda, çocuğun veli ya da vasisinin izni gerektiğinden, yasal işlemlerin tamamlanmasına yetecek süre göz önüne alınarak, en kısa sürede durumu İl Müdürlüğü ne bildirmeli. Mayıs-Haziran 2010 33

MAKRO Röportaj Sağduyulu, yapıcı, işbirlikçi Bize kısaca kendinizden ve Bersan Elektrik ten bahseder misiniz? Elektrik sektöründeki iş hayatıma, 1986 yılında Semaş A.Ş. de başladım ve 17 yıl hizmet verdim. 2003 yılında BER-SAN Elektrik i kurdum ve faaliyetlerim devam ediyor. 2006 yılında FEMA GRUP olarak kurumsallaşan bir firmaya ortak oldum. Aynı zamanda bu süreç içinde Ankara da kurulan Elektrik Malzeme Satıcıları ve İş Adamları Derneği nde başkan yardımcısı olarak görev yaptım. BER-SAN, elektrik salt malzemeleri ve taahhüt olarak Ankara ve diğer illerde faal işlerine devam ediyor. FEMA GRUP Ankara da Legrand ve Gecem Aydınlatma bayi olarak faaliyet gösteriyor. Ayrıca, sektörün dışında, GençlerBirliği Spor Kulübü kongre üyeliği yapıyorum. BERSAN ELEKTRİK Ankara da elektrik konusunda hizmet veren en köklü firmalardan biri olan Bersan Elektrik, bu sayımızın konuğu. Bersan Elektrik in sahibi Erol Topçuoğlu ile hizmetlerini ve ileriye yönelik hedeflerini konuştuk. Ankara daki elektrik sektörünü ve genel anlamda elektrik sektörünün son durumunu değerlendirir misiniz? Ankara da elektrik sektörü olarak pek çok sıkıntımız var. Bunları kısaca şöyle sıralayabilirim: Esnafla 34 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Röportaj Bersan Elektrik hakkında Sektörün en iyisi olmayı hedefleyen Bersan Elektrik, bu bakımdan müşteri memnuniyetine sonsuz önem veren bir firmadır. Kurulduğu ilk günden itibaren müşterilerinin taleplerini anında karşılamak, Bersan Elektrik in birinci hedefidir. Vizyon Sektöründeki talep ve beklentileri uzman bakış açısıyla, objektif biçimde değerlendiren, dinamik, girişimci, yenilikçi ve teknolojik gelişmelere hızla uyum sağlayan, değişimi yönlendiren bir yaklaşımla müşteri memnuniyetini ön planda tutarak bilgi ve deneyimimizle paylaşımcılık ilkesi ile çalışan bir şirket olmak. EROL TOPÇUOĞLU aramızdaki dayanışma ve güvenin olmaması, sektör olarak birbirimizi tamamlayamamış olmamız, metrekare olarak çok yakın olmamıza rağmen ilişkilerimizin sıhhatli olmaması Ayrıca devam eden iş ilişkilerinin de kopuk olması bizi oldukça etkiliyor. Bersan Elektrik olarak ileriye yönelik hedefleriniz nelerdir? Müşterilerine en kaliteli ve en iyi hizmeti vermeyi amaçlayan firmamız, her türlü sorunda müşterilerinin yanında olan, sağduyulu, yapıcı, işbirlikçi bir firmadır. Tecrübeli personelimizle müşterilerimizin işlerini kolaylaştırmayı, her noktada yanlarında olmayı kendimize görev olarak biliyoruz. Müşterilerimizin taleplerini servis araçlarımızla, istedikleri her yere ulaşarak karşılamayı hedefliyoruz. Biz, sektörün en iyisi olmayı hedefleyen bir firmanın, müşteri taleplerini anında karşılaması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, müşterilerimizin taleplerini anında karşılamak, her zaman birinci hedefimiz. Misyon l Müşteri memnuniyetinin devamlılığını sağlamak, müşteri beklentilerinden daha üst seviyede hizmet vermek. l Kalite bilincini en üst seviyede tutmak. l Teknolojik gelişmeleri takip ederek, çalışanların ve müşterilerin bu gelişmelerden haberdar olarak uygulamalarını sağlamak. l Güvenli, huzurlu, dürüst ve yasalara saygılı bir işletme olmak. l Sosyal sorumlulukların bilincinde olan, çağdaş toplum için sosyal projelerin içinde yer alan bir şirket olmak. l Çevrenin ve doğanın korunabilmesi için yenilenebilir enerji kaynaklarından yana olmak. Mayıs-Haziran 2010 35

MAKRO Röportaj Doç. Dr. Halil Coșkun OBEZİTEDEN KORUNUN! Çağımızın en önemli hastalıklarından biri olan obezite, özellikle çocukları etkisi altına almaya başladığı için büyük bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Genetik yatkınlık, kötü beslenme alışkanlıkları, stresli bir yaşam veya iş gibi pek çok nedeni olan obeziteden korunmak ve çocuklarımızı korumak, bizim elimizde Obeziteyle ilgili merak ettiğimiz tüm soruları yönelttiğimiz Doç. Dr. Halil Coşkun dan, obeziteden korunma yolları ve tedavisiyle ilgili pek çok bilgi aldık. Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz? 1970 yılında Samsun da doğdum. 1994 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun olduktan sonra, 1995-2000 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında ihtisasımı tamamlayarak Genel Cerrahi Uzmanı oldum. 2002-2008 yılları arasında Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde başasistan olarak çalıştım. Bu dönem içerisinde 2004 ve 2008 yılları arasında, çeşitli zaman dilimleri içerisinde Cleveland Clinic Foundation Endokrin, Laparoskopi, Obezite ve Metabolizma Cerrahi bölümlerinde Klinik Observer olarak çalışmalarda bulundum. 2009 yılında Genel Cerrahi Doçenti olduktan sonra, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği nde, Klinik Eğitim Sorumlusu oldum ve halen görevime devam ediyorum. 10 yıldan uzun süredir Obezite ve Metabolizma cerrahisi alanında bilimsel çalışmalarda bulunuyorum ve International Fedaration for the Surgery of Obesity and Metabolic Disorders (IFSO) üyesiyim. Obezite nedir? Obez kime denir? Obezite ya da halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Obezite, 36 Mayıs-Haziran 2010

MAKRO Röportaj OBEZİTENİN ZARARLARI Obezite birçok hastalığa neden oluyor, vücudumuzdaki birçok organın ve sistemin doğru çalışmasını önlüyor. Sadece obez hastalarına psikolojik olarak verdiği zararlar bile çok yıkıcı. Şişman insanlar, fiziksel görüntülerinden utandıkları için, kendilerini eve kapatıyor, hayata ve kendilerine küsüyorlar. Bunun için gördüğümüz obez kişilere daha anlayışla yaklaşmalı, onlara destek olmalıyız. İşte obezitenin sebep olduğu hastalıklar: besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fiziksel aktivite ile tüketilen enerji miktarını aştığı durumda ortaya çıkar. Obezite için en yaygın kullanılan ölçüm, Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ya da İngilizce adıyla "Body Mass Index" (VKİ) ve bel çevresi ölçümüdür. VKİ, vücut ağırlığının (kg), boyun karesine (m²) bölünmesi ile hesaplanır. Bu değer, yaş ve cinsiyetten bağımsızdır. Bununla beraber, VKİ kullanımı, çocuklarda, hamile kadınlarda ve çok adaleli kişilerde doğru sonuç vermez, bu nedenle kullanılmamalıdır. Sağlık otoriteleri, VKİ değerlerini, normal kilolu, fazla kilolu, obez ve morbid obez şeklinde gruplara ayırmışlardır. l Zayıf 18.5 kg / m² nin altında olanlar l Normal kilolu 18.5-24.9 kg / m² arasında olanlar l Fazla kilolu 25-29.9 kg / m² arasında olanlar l Obez 30-39.9 kg / m² arasında olanlar l Morbid obez 40 kg / m² nin üzerinde olanlar Her şişman insan obez midir? Şişmanlık ifadesi genellikle fazla kilolu kavramı için kullanılıyor. Obezite, bunun bir üst grubunu oluşturur ve bir hastalık olarak kabul edilir. Obezite de kendi içerisinde ağırlık derecesine göre Class 1-2-3 şeklinde ayrılır. Derece ne kadar SOLUNUM SİSTEMİ Solunum güçlüğü Uykuya bağlı az nefes alma Uykuda solunumun durması Obeziteye bağlı nefes alamama sendromu SİNDİRİM SİSTEMİ Safra taşları Karaciğer yağlanması ve siroz hastalığı Kalın bağırsak ve makat kanserleri METABOLİZMİK BOZUKLUKLAR Yağ metabolizması bozukluğu İnsülin hormonuna direnç gelişimi Şeker hastalığı (erişkin tipi) Ürik asit metabolizması bozulmasına bağlı ürik asit artması HORMON SİSTEMİ Böbrek üstü bezinde aktivite artışı Seks hormonlarında değişme Meme kanseri HAREKET SİSTEMİ Kemik eklemlerinin iltihabı ve iltihabı olmayan yangısal reaksiyonları Sinir sıkışması BÖBREKLER İdrarda protein atılması İDRAR VE ÜREME SİSTEMİ Rahim içindeki döl yatağı kanserleri Prostat kanserleri İdrar kaçırma hastalıkları DERİ Ayaklarda şişme ve lenf dolaşımı bozuklukları Terleme bozuklukları Deride renk bozukluğu 38 Mayıs-Haziran 2010