DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP. seta. Analiz 22 TEMMUZ DAN 29 MART A SİYASAL PARTİLER HÜSEYİN YAYMAN

Benzer belgeler
ACR Group. NEDEN? neden?

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim MHP

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...IX KISALTMALAR... XIII I. BÖLÜM SEÇİM DÖNEMİ

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim CHP

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

AĞUSTOS 2015 TÜRKİYE GÜNDEMİ VESEÇMEN EĞİLİMİ ARAŞTIRMASI SONUÇ RAPORU 25 AĞUSTOS 2015

KARARSIZ AK PARTĠ SEÇMENĠ PARTĠSĠNE DÖNÜYOR

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII 24 HAZİRAN 2018 CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

7 Haziran Kasım 2015 Seçimleri Arasındaki Değişim

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim AKP

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII KISALTMALAR... XIII. I. BÖLÜM 2007 den 2011 e DOĞRU

EK Temmuz 1946 Milletvekili Genel Seçim Sonuçları Seçim Sistemi: Çoğunluk Sistemi

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

24 Haziran Seçimlerine İlişkin Kamuoyu Eğilimleri

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

ÇOK PARTİLİ DÖNEMDE SİYASET Erol Tuncer - 23 Mart 2018

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

Sosyal Araştırmalar Enstitüsü 1 Kasım 2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

İÇİNDEKİLER I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Osmanlı dan Günümüze Seçimler ( ) Kitabımızdan alınmıştır. Çok Partili Dönemde Yapılan Milletvekili Ara Seçimi Sonuçları

Öğr.Gör. İbrahim Ersin TURGUT, Öğr.Gör.Dr.Cumali ERDEMİL Pamukkale Üniversitesi Buldan Meslek Yüksekokulu

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM HAZİRAN 2015 ten KASIM 2015 e DOĞRU

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM X. DÖNEM ( )

DÖNEMİNDE MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİ SONUÇLARI VE SİYASİ EĞİLİMLERDEKİ DEĞİŞİM

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... VII. I. BÖLÜM 2011 den 2015 e DOĞRU

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

Sonucu ekonomik kriz değil, politik kaygılar şekillendirdi

Siyasal Partiler: Kurumsallaşma, Demokrasi ve Reform. Ersin Kalaycıoğlu Sabancı Üniversitesi

Vatandaşlar koalisyonun kurulmamasından MHP yi sorumlu tutuyor. Marpoll Kamuoyu Araştırma Şirketi, Ağustos ayı gündem araştırma sonuçlarını açıkladı.

BODRUM MHP YENİ İLÇE BAŞKANI MEHMET TOSUN

21 EKİM 2007 TARİHLİ HALKOYLAMASI

PollMark Araştırma 1 KASIM MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMİ DEĞERLENDİRME ARAŞTIRMASI

TESAV Yayınlarından alınmıştır

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

3 Kasım 2002 Seçimlerine Doğru: Senaryolar ve Alternatifler...

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

AKP, CHP ve Umutsuzluk önde gidiyor

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ - 4

SİYASİ PARTİLERİN SEÇİM YARIŞI HIZ KESMİYOR

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI MART 2014

Merakla Beklenen Anket Sonuçları Açıklandı

KKTC SİYASİ ARAŞTIRMA RAPORU

Türkiye de Seçim Sistemi TBMM de Eşit Temsili Sağlıyor mu?

( 25 ŞUBAT - 2 MART 2017 )

AĞUSTOS 2015 GÜNDEM ARAŞTIRMASI NA DAİR

Araştırma Notu 18/224

Araştırmanın Künyesi;

KONYA TİCARET ODASI Etüt Araştırma Servisi. Tarih: Bilgi Raporu. Sayı : 2008/12/105 Konu : HÜLLE PARTİLERİ. Hazırlayan: Seyida ERKEK

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

N OLACAK ŞİMDİ? BEKİR AĞIRDIR. 26 Kasım 2015

DAR BÖLGE / DARALTILMIŞ BÖLGE

ekonomi olduğu görülüyor. Erken seçim olma ihtimalinin zor olduğu, AKP'nin ekonomide rahatlama yaşatmadan seçimi tekrarlatmasının mümkün olmadığı görü

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

TÜRKİYE SİYASİ GÜNDEM ARAŞTIRMASI

A N A L İ Z. 7 Haziran dan 1 Kasım a Seçim Beyannameleri: Metin Analizi. Furkan BEŞEL

BODRUM YENİ MUHTARLARINI SEÇTİ

24 HAZİRAN SEÇİMLERİ SİYASİ EĞİLİM ARAŞTIRMASI, HAZİRAN

DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ

MAHALLİ İDARELER SEÇİMİ

2015 Genel Seçim Sandık Sonrası Araştırması

183 YILLIK GELENEĞİ DAHA ÇAĞDAŞ HALE GETİREREK DEVAM ETTİRECEĞİZ

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Kazandı ama bu sonuç Erdoğan ı mutlu etmez

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Temmuz2017 N201722

Yerel Seçimler Sonrası Sandık ve Seçmen Analizi

TÜRKİYE NİN NABZI KASIM 2014 Cumhurbaşkanlığı Sarayı, İş Kazaları, Barış Süreci ve Sığınmacılar Sorunu

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII SUNUŞ... IX I. BÖLÜM GENEL BİLGİLER

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

SEÇİM SİSTEMLERİ SUNUŞU

28 MART 2004 YEREL YÖNETİMLER SEÇİMLERİ

Cumhuriyet Halk Partisi

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XVII I. BÖLÜM TBMM IX. DÖNEM ( )

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Türk Armatörler Birliği

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Araştırma Notu 15/181

TÜRKİYE NİN NABZI AĞUSTOS 2015 ERKEN SEÇİM ÖNCESİ SİYASAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ

17 Aralık Öncesinde AKP ve Beklentiler...

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

İ Ç İ N D E K İ L E R

DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Toplumcu Düşünce Enstitüsü Tartışma Notu YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİ: İlk Bakış

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

Doğu ATEŞ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR

Transkript:

seta. DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP Analiz S E TA S i y a s e t, E k o n o m i v e To p l u m A r a ş t ı r m a l a r ı Va k f ı w w w. s e t a v. o r g Ş u b a t 2 0 0 9 22 TEMMUZ DAN 29 MART A SİYASAL PARTİLER DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP HÜSEYİN YAYMAN

S E T A A N A L İ Z seta Analiz. CİHAN Sayı: 5 Şubat 2009 22 TEMMUZ DAN 29 MART A SİYASAL PARTİLER DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP HÜSEYİN YAYMAN İÇİNDEKİLER ÖZET 3 GİRİŞ 4 MİLLİYETÇİ HAREKETE TARİHTEN BAKMAK 6 SEÇİMLER VE MİLLİYETÇİ HAREKET 7 1980 SONRASI PARADİGMANIN DEĞİŞİMİ 8 DEĞİŞEN MHP Mİ, SEÇİM COĞRAFYASI MI? 9 3 KASIM 2002 DE NE OLDU? 11 22 TEMMUZ 2007: TABAN DEĞİŞTİREN PARTİ 12 DENİZLERE ULAŞAN MHP 13 İDEOLOJİ DEĞİŞİKLİĞİ Mİ STRATEJİ DEĞİŞİKLİĞİ Mİ? 14 MHP, YEREL SEÇİMLER VE GELECEK 17 SONUÇ 19 2009 Yayın hakları mahfuzdur

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP ÖZET Milliyetçi Hareket Partisi siyasi hayatının 40. yılına girmiş bulunuyor. Sağ yelpazedeki partilerle önemli oranda kesişen bir tabana sahip olan MHP, bu partilerin başarı veya başarısızlığından etkilenerek, 1980 sonrasında inişli-çıkışlı bir oy grafiğine sahip oldu. Seçim öncesi estirilen ulusalcı dalga aracılığıyla, 22 Temmuz da özellikle Marmara ve Ege bölgesinde belli oranda CHP tabanından da MHP ye destek geldi. Ayrıca Irak işgali, AB süreci ve terör odaklı tartışmalar 22 Temmuz seçimlerinde milliyetçi hareketin farklı partilerden sağladığı geçişken oylarla yeniden meclise gelmesini sağladı. 2007 seçimleri sonrası meclise dönen MHP bir çok açıdan farklı bir profil çizdi. Öncelikle MHP nin vitrini sayılabilecek birçok yeni isim geleneksel milliyetçi hareket çizgisinin uzağında isimlerden oluştu. Bu dönemde MHP, Kürt Sorununa yönelik yaklaşımında radikal bir değişime gitmeksizin, DTP ile kamuoyu önünde çatışmayı tercih etmedi. Aynı şekilde millet iradesi eksenli tartışmalarda Devlet Bahçeli benzer bir politika izledi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 367 tartışması ve başörtüsü meselelerinde sorunları milletin sıkıntıları şeklinde kodlayarak açılımlara destek verdi. AK Parti kapatma davası sonrası Bahçeli nin takındığı tavır, AK Parti nin davaya verdiği tepkiden çok daha radikal bir demokrasi vurgusu ve anayasal değişim arzusu taşıyordu. Son yıllarda, Devlet Bahçeli nin itidalli ve pozitif siyaset çizgisinin bir yansıması olarak ortaya çıkan bu tutum, Türk siyasetinde yeni açılımlar sağlayabilir mi? Elinizdeki çalışma, bir tarihsel analiz yaparak, MHP yi soğuk savaş siyasal dünyasından çıkartıp Türkiye nin bugününe taşıyabilecek vizyon arayışının MHP nin kaderinde belirleyici olacağını savunmaktadır. 3

S E T A A N A L İ Z 22 TEMMUZ DAN 29 MART A SİYASAL PARTİLER DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP GİRİŞ 9 Şubat 2009 da 40. kuruluş yılını kutlayan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Türkiye nin en güçlü siyasi hareketlerinden biridir. Milliyetçi fikriyatın MHP çatısı altında siyasi bir partiye dönüşmesi 9 Şubat 1969 tarihinde olsa da, Parti nin köklerinin daha eskilere gittiği bilinmektedir. Çünkü milliyetçi ve Türkçü fikriyatın tarihi, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerine kadar uzanırken, siyasi ve hükmi bir şahsiyet haline gelmesi Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) ve MHP ile başlamaktadır. MHP nin kısa tarihi, aslında yakın dönem Türkiye sini başka bir pencereden okumak bakımından oldukça anlamlı veriler içermektedir. Soğuk Savaş döneminin en yoğun yaşandığı yıllarda kurulan MHP, aldığı oylardan daha çok, temsil ettiği misyon ve takındığı tavırlarla tartışılan bir parti olmuştur. MHP üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinen Mustafa Çalık partiyi şu şekilde tanımlamaktadır: MHP hareketi 1950 lerde hızlanan sosyo-kültürel ve politik değişme sürecinde, yerleşik sosyo-kültürel yapıdaki muhtelif sembol, değer ve davranış kodlarının reaksiyonel bir ideolojik politizasyonla buluşarak eyleme dönüşmesidir. MHP hareketi genel anlamda Türk toplumundaki anti-komünizm, dini ve kültürel temellerden güç aldığı kadar, sosyolojik bir tepki olarak değerlendirilebilir. 1 4 1. Mustafa Çalık, MHP Hareketi (1965 1980), (Ankara: Cedit Yayıncılık, 1995), s. 201-203.

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP MHP ilk zamanlarında Turancı bir ideolojiyi benimsemişse de, daha sonra bu ideolojiyi terk etmiştir. Parti, süreç içerisinde kendisini daha çok karşısındakilere göre tanımlayarak konumlandırmıştır. Hem anti-kapitalist hem de anti-komünist bir söylem benimseyen Milliyetçi Hareket, mili devlet kavramına aşkın bir anlam yüklemiştir. MHP, çoğunlukla merkezi, güçlü bir devlet fikrini içselleştirmiş ve zaman zaman kendisini bu aşkın devlet kavramıyla özdeşleştirmiştir. Diğer bir ifadeyle, MHP daha çok devletçi bir milliyetçilik anlayışını benimsemiştir. Özgül ağırlığı, sahip olduğu seçmen desteğinden ve yürüttüğü görevlerden daha fazla olan Milliyetçi Hareket, kendisini devletin doğal bir müttefiki olarak görmüştür. Nitekim % 2 lerden başlayan oy oranını % 18 lere taşıyan hareket, aldığı oydan daha çok yaptığı çıkışlarla öne çıkmıştır. Bu anlamda Milliyetçi Hareketin serüvenini sayısal bir değerlendirme kadar, siyasal ve toplumsal bir analizle de okumak gerekmektedir. Türköne nin ifadesiyle, MHP yi siyasi partiler yelpazesinin sağ kenarına yakın bölümüne yerleştirmekle ve diğer partilerle mukayese etmekle yetinenler, toplumun derinlerinde işleyen birçok farklı kırılma hattını da gözden kaçırmış olurlar. 2 MHP lilik, kamuoyu için, salt bir partili olmanın ötesinde anlamlar taşımaktadır. MHP ideolojisinde özel bir anlam ve önem atfedilen unsurlardan biri de devlet ve milliyetçilik kavramıdır. MHP nin örgütlenmesinde ve siyasal duruşunda önemli bir yer tutan milliyetçi söylem, ortaya koyduğu yüksek ve ihtiraslı hedeflerle eziklik içindeki kitleler için bir umut olmuş ve bu kitleler hızla Parti ye katılmışlardır. Parti, 1980 öncesi dönem propagandalarında Türk milletinin lider ve efendi millet olduğu tezini işlerken, sıklıkla yeniden Büyük Türk Devleti nin kuruluşundan söz etmektedir. 3 Bu bakımdan, MHP nin 1980 öncesi milliyetçilik anlayışı, daha çok reaksiyoner bir nitelik arz etmektedir. Her zaman özgül ağırlığı, sahip olduğu seçmen desteğinden ve yürüttüğü görevlerden daha fazla olan Milliyetçi Hareket, kendisini devletin doğal bir müttefiki olarak görmüştür. Türkiye nin ve dünyanın yaşadığı değişimlere bağlı olarak MHP de ciddi değişimler ve dönüşümler geçirmiştir. MHP nin ve temsil ettiği siyasi düşüncenin daha iyi anlaşılabilmesi için Parti tarihinin üç döneme ayrılarak incelenmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bu çalışmada MHP nin ve milliyetçi hareketin tarihsel serüveni, 1980 öncesi dönem, 1980 sonrası Alparslan Türkeş dönemi ve Devlet Bahçeli liderliğindeki dönem olarak sınıflandırılarak ele alınacaktır. Çünkü bu tarihsel süreç boyunca Parti nin ideolojik duruşu, siyasal dili, sosyolojik karşılığı ve söylemi önemli ölçüde farklılaşmıştır. Parti, sağ uçtan merkeze doğru evrilmeye yüz tutmuş ve bu doğrultuda belirli bir yol kat etmiştir. MHP, bir anlamda muhafazakâr dünya görüşü içerisinde gelişerek dönüşmüş ve siyasal dilini zaman içinde yenilemiştir. 2. Mümtaz er Türköne, MHP nin Ergenekon u, Zaman, 8 Şubat 2008. 3. M. Ali Ağaoğulları, Milliyetçi Hareket Partisi, CDTA, C. 8, İletişim Yayınları, 1983, s. 2114 2115. 5

S E T A A N A L İ Z Temel ideolojisini, Alparslan Türkeş in kaleme aldığı Dokuz Işık Doktrini nden alan MHP, yeni bir devlet düzeni fikriyle ortaya çıkmıştır. Bu düzen, kapitalizmden ve komünizmden ayrı olan ülkücü yol olarak adlandırılmaktadır. 6 Temel ideolojisini, Alparslan Türkeş in kaleme aldığı Dokuz Işık Doktrini nden alan MHP, yeni bir devlet düzeni fikriyle ortaya çıkmıştır. Bu düzen, kapitalizmden ve komünizmden ayrı olan ülkücü yol olarak adlandırılmaktadır. Bu yol, Her şey Türk Milleti için, Türk e doğru ve Türk e göre ilkelerini benimseyerek, Türk milletini kısa sürede güçlendirecek bir yol olarak tanıtılmaktadır. 4 Her fırsatta komünizme, kapitalizme ve bunların bir türevi olarak faşizme ve nasyonal sosyalizme karşı olduğunu dile getiren Parti, milli devlet doktriniyle Büyük Türkiye yi yeniden canlandıracağını ileri sürmektedir. MİLLİYETÇİ HAREKETE TARİHTEN BAKMAK 7 Ocak 1946 tarihinde Demokrat Parti (DP) nin resmen kurulmasıyla, Türkiye çok partili siyasi hayata ilk adımını atmıştır. DP nin kuruluşundan kısa bir süre sonra, Parti içinde başlayan tartışmalar, 20 Temmuz 1948 de Millet Partisi (MP) nin kurulmasına yol açmıştır. 1953 yılında hükümet kararıyla kapatılan MP nin yerine, 10 Şubat 1954 te Osman Bölükbaşı liderliğinde Cumhuriyetçi Millet Partisi kurulmuştur. 19 Mayıs 1952 tarihinde kurulmuş olan Türkiye Köylü Partisi, 16 Ekim 1958 de Cumhuriyetçi Millet Partisine katılmış ve yeni partinin ismi Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) olmuştur. Osman Bölükbaşı nın 13 Haziran 1962 de 29 milletvekiliyle birlikte CKMP den ayrılarak yeniden Millet Parti sini kurmasından sonra Ahmet Oğuz, CKMP Genel Başkanlığına seçilmiştir. CKMP nin 22 23 Şubat 1964 tarihinde yapılan kongresinde Alparslan Türkeş e yakınlığıyla bilinen altmıştan fazla politikacı partiye girmiş ve parti içinde Türkeş in etkinliği artmaya başlamıştır. 27 Mayıs ekibi içinde yer alan Türkeş, daha sonra Milli Birlik Komitesiyle anlaşmazlığa düşüp yurt dışına çıkmak zorunda kalınca parti kurma veya bir partiyi ele geçirme fikrini ciddi biçimde düşünmeye başlamış ve kendisine hedef olarak CKMP yi seçmiştir. CKMP içinde hızla güçlenen Türkeş ekibi, kısa bir müddet sonra partiyi olağanüstü kongreye zorlamış ve 1 Ağustos 1965 tarihinde yapılan olağanüstü kongre, Alparslan Türkeş i genel başkanlığa getirmiştir. CKMP, 8 9 Şubat 1969 tarihinde Adana da yapılan kongrede Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adını alırken, parti amblemi de kırmızı zemin üzerine üç hilal olarak değiştirilmiştir. İslam ın sembolü olan hilal, üç hilal olarak Osmanlı medeniyetini ve tarihini temsil ediyordu. Bununla birlikte, aynı kongrede Türkçülüğün sembolü olan bozkurt da ihmal edilmemiş ve parti gençlik kolları için hilalin kucakladığı bozkurt amblemi benimsenmişti. 5 4. Alparslan Türkeş, Temel Görüşler, (İstanbul: Kamer Yayınları, 1994). 5. Çalık, a.g.e., s. 93.

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP 1970 li yılların ortalarına kadar, daha çok okuma ve kendini komünizme karşı yetiştirme gayreti içinde olan ülkücüler, 1970 lerin ikinci yarısından itibaren hızla sokağa inmiş ve devleti komünizmden kurtarmaya soyunmuşlardır. Bu dönemde ülke, kısa zamanda cephelere ve kamplara ayrılmıştır. Parti içinde tek ve değişmez liderlik statüsü kazanan Türkeş, yükselen karizmasıyla kitleleri etrafında toplamayı başarmıştır. Türkeş in liderliği ele almasından sonra Türkçü ve milliyetçi fikriyatın hem siyasi hem de ideolojik temsilciliği, önce CKMP de, sonra da MHP de toplanmıştır. SEÇİMLER VE MİLLİYETÇİ HAREKET Türkiye de milliyetçi hareketin seçim tarihini 1965 seçimleriyle başlatmak mümkündür. Bu seçimlerde milliyetçi oylar, Osman Bölükbaşı liderliğindeki Millet Partisi ile Türkeş liderliğindeki CKMP arasında bölünmüştür. Millet Partisi % 3,7 oranında oy alıp 19 milletvekili çıkarırken, CKMP % 2,2 oranında oy alarak 11 milletvekili elde etmiştir. 1969 genel seçimlerine gelindiğinde, artık Milliyetçi Hareket Partisi adını almış olan parti % 3,0 oranında oy almış ve -seçim sisteminin değişmesi sonucu- sadece bir milletvekili çıkarabilmiştir. Ancak MHP asıl oy patlamasını, üretim ve bölüşüm ilişkilerinin farklılaştığı 1970 li yıllarda yapmıştır. 12 Mart 1971 askeri muhtırası sonrası demokratik düzene ara verilmiş ve siyasal istikrarsızlığın hüküm sürdüğü uzun bir dönem başlamıştır. 1970 li yıllarda iki partili sistem sona ererken, bu dönem küçük partilerin altın çağlarını yaşadıkları ve siyasetin kaderini ellerinde tuttukları bir dönem olmuştur. Toplumun hızla kamplara bölündüğü ve sokak çatışmalarının yükseldiği 70 lerin ikinci yarısında MHP daha operasyonel bir karaktere bürünmüş ve özellikle mezhep farklılıklarının yoğun yaşandığı illerde oylarını belirgin bir biçimde ve kısa sürede artırmıştır. Komünizmle mücadelede kendisini devletin yanında konumlayan Türkeş, bu dönemde gençlik teşkilatıyla sokağı kontrol altında tutmaya çalışmıştır. Toplumun hızla kamplara bölündüğü ve sokak çatışmalarının yükseldiği 70 lerin ikinci yarısında MHP daha operasyonel bir karaktere bürünmüş ve özellikle mezhep farklılıklarının yoğun yaşandığı illerde oylarını belirgin bir biçimde ve kısa sürede artırmıştır. 1973 genel ve yerel seçimlerinde istediği başarıyı yakalamayan Türkeş, genel seçimlerde % 3,4, il genel meclisi seçimlerinde ise % 1,3 oranında bir oy almıştır. Buna karşılık, 1977 genel seçimleri, MHP için tam bir çıkış olmuştur (bkz. Tablo1). MHP % 6,4 oranında oy alarak 16 milletvekiliyle parlamentoya girmiştir. Türkeş, Süleyman Demirel başkanlığındaki koalisyon hükümetinde yer alarak beş bakanlık elde etmiştir. Bu sayı, milletvekili sayısının neredeyse üçte birine denk geliyordu. MHP, 1977 yerel seçimlerinde ise % 6,6 oranında oy almıştır. Yakın dönem Türkiye tarihinin en karanlık ve kaotik dönemi olarak tarih sayfalarına geçen 1970 lerde, yaklaşık beş bin kişi hayatını kaybetmiştir. Sovyet Sosyalist 7

S E T A A N A L İ Z Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tehdidine karşı Amerika Birleşik Devletleri (ABD) nin ileri karakolu konumunda olan Türkiye, Soğuk Savaşın laboratuarı işlevini görmüştür. Bu dönemde ülkücüler sokağa inmiş ve kendilerini devletle özdeşleştirerek, komünizme karşı mücadelenin ön saflarında yer almaya başlamışlardır. Bu tutum, Milliyetçi Hareketin her geçen gün toplumcu milliyetçilikten uzaklaşmasına ve devletçi bir karaktere bürünmesine neden olmuştur. Hareket özeleştirisini ancak 1980 darbesi sonrası yapabilmiş ve daha rafine bir hüviyet kazanmıştır. 12 Eylül rejimi, Milliyetçi Hareket tarihinde ciddi bir kırılmaya ve dönüşüme yol açmıştır. Bu dönüşüm sonunda Milliyetçi Hareket, kendini devletin sahibi olarak gören anlayışı terk etmiştir. Tablo 1. 1980 Öncesi MHP nin genel ve yerel seçimlerde aldığı oylar MHP nin genel seçimlerde aldığı oy % MHP nin yerel seçimlerde aldığı oy (İl Genel Meclisi) 1965 2.2 1968 1.0 1969 3.0 1973 1.3 1973 3.4 1977 6.6 1977 6.4 1980 SONRASI PARADİGMANIN DEĞİŞİMİ 12 Eylül 1980 askeri müdahalesiyle diğer siyasi partiler gibi MHP nin de faaliyetleri durdurulmuş ve Parti bir yıl sonra kapatılmıştır. MHP ve onun yan örgütleri hakkında Anayasal düzeni zor yoluyla değiştirmeye teşebbüs, Türkiye ahalisini birbirinin aleyhine toplu kıyıma yönlendirme ve silahlı örgüt oluşturma suçlarından dava açılmıştır. Uzun süren mahkeme ve yargılama safahatından sonra başta Genel Başkan Alparslan Türkeş olmak üzere, çok sayıda MHP li çeşitli cezalara çarptırılmıştır. Askeri yönetimin MHP ye bakışı ve partililere uygulanan muamele, tabanda ciddi bir rahatsızlığa yol açmıştır. MHP liler uzun bir özeleştiri süreci sonunda, ciddi bir varoluş sorunu yaşamaya başlamış ve devletle aralarına bir hat çekme gereği duymuşlardır. 12 Eylül rejimi, Milliyetçi Hareket tarihinde ciddi bir kırılmaya ve dönüşüme yol açmıştır. Bu dönüşüm sonunda Milliyetçi Hareket, kendini devletin sahibi olarak gören anlayışı terk etmiştir. Önce Muhafazakâr Parti (MP) daha sonra Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ismini alan hareket, tabanda süren tartışmaları Parti bünyesine taşıyamayınca, tabanın dinamizminden uzun süre yoksun kalmıştır. Cezaevinde İslamcı bir kimlik benimseyen MHP kadroları, Parti içindeki Türkçü akımı ve Türkeş i eleştirmeye başlamışlardır. 6 % 8 6 Eylül 1987 de yapılan referandumla siyasi yasakları kalkan eski parti liderleri gibi Alparslan Türkeş de partisinin (MÇP) başına dönmüştür. 1987 genel seçimlerine giren Parti, tam bir hayal kırıklığı yaşamıştır. Henüz 12 Eylül ün etkisini üzerinden atamayan 6. Tanıl Bora, MÇP/MHP, CDTA, C. 15, İletişim Yayınları, 1996, s. 1276 1277.

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP ve tabanı toparlayamayan MÇP, % 2,9 oranında bir oy almış ve barajı aşamadığı için parlamentoya girememiştir. MÇP için sıkıntılı sayılabilecek günler, yeni kadroların ve özellikle Türk-İslam Ülkücülerinin partiye girmesiyle kısa sürede atlatılmıştır. 1991 genel seçimlerine Refah Partisi (RP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) ile ittifak yaparak giren MÇP, bu ittifaktan 19 milletvekili sağlayarak parlamentoda temsil edilmeye başlamıştır. Parti içindeki gruplaşma gittikçe su yüzüne çıkarken, Muhsin Yazıcıoğlu liderliğindeki kadro, sonunda MÇP den ayrılmış ve hareket böylece ilk bölünmesini yaşamıştır. Bu arada parti, yeniden MHP adını almış ve siyasi duruşunu tashih etme gereği duymuştur. MHP yeniden devlete yaklaşırken, Türkeş özellikle Güneydoğu da terörün bitirilmesinde her türlü göreve hazır olduklarını ilan etmiştir. 1991 sonrası yükselen terör nedeniyle ciddi bir bölünme endişesi yaşanırken, bu süreç MHP yi doğal olarak büyütmüş; bu arada MHP aynı zamanda RP ile de arasına kalın bir çizgi çekerek, daha laikçi ve Türkçü bir duruş sergilemeye başlamıştır. DEĞİŞEN MHP Mİ, SEÇİM COĞRAFYASI MI? 1990 lı yıllarda PKK terörü ve Kürt meselesi karşısında gördüğü destek MHP yi, hiç olmadığı kadar güçlendirmiş ama bu arada aşırı laikçi ve İslam a mesafeli tutumu da yeni sorunlara yol açmıştır. Türk ve Kürt milliyetçilikleri birbirini besleyerek büyürken, MHP popüler bir milliyetçilikle ilk defa kentli bir hüviyet kazanmaya başlamıştır. 1990 lı yılların başından itibaren elde ettiği toplumsal desteği oya tahvil edemeyen MHP için 1995 seçimlerinden sonraki gelişmeler, sıkıntılı günlerin ilk işaretlerini oluşturmuştur. Bu süreçte tabandaki değişim talepleri yüksek sesle dile getirilmeye başlanmıştır. Alparslan Türkeş in halefinin kim olacağına ilişkin tartışmaların yoğun olarak yapıldığı bir dönemde, Türkeş in vefatı bu değişikliği zorunlu kılmış ve Devlet Bahçeli genel başkanlık görevine seçilmiştir. 1990 lı yıllarda PKK terörü ve Kürt meselesi karşısında gördüğü destek, MHP yi hiç olmadığı kadar güçlendirmiş ama bu arada aşırı laikçi ve İslam a mesafeli tutumu da yeni sorunlara yol açmıştır. Devlet Bahçeli nin Türkeş sonrası MHP de genel başkanlık yapıp yapamayacağı tartışmaları, ancak 18 Nisan 1999 seçimleriyle son bulmuştur. Aslında MHP nin 1990 lardaki seçim haritası irdelendiğinde, bu dönemde Parti nin geleneksel oy tabanını önemli ölçüde değiştirdiği gözlenmektedir. MHP Orta Anadolu daki milliyetçi muhafazakâr kaleleri ni elinde tutmaya devam ederken, bu coğrafyaya Akdeniz in önemli bir kısmını da eklemeyi başarmıştır. Nitekim MHP, 1999 seçimlerinde, tarihindeki en yüksek oyu almıştır. Seçimlere Lider Ülke Türkiye sloganıyla giren MHP, aldığı % 18 lik oyla iktidar ortağı olmuştur. Parti nin 1987 seçimlerinde % 2,9 oranında oy aldığı göz önüne alındığında, on yılda takdire değer bir noktaya ulaşıldığı görülmektedir (bkz. Tablo 2). 9

S E T A A N A L İ Z Tablo 2. 1980 Sonrası MHP nin genel ve yerel seçimlerde aldığı oylar MHP nin genel seçimlerde % MHP nin yerel seçimlerde % aldığı oy aldığı oy (İl Genel Meclisi) 1987 2.9 1989 4.1 1991 16.9 1994 7.9 1995 8.2 1999 17.1 1999 18.0 2004 10.4 MHP nin 18 Nisan 1999 başarısında, Parti nin 1980 sonrası geçirdiği değişimin, Bahçeli yönetiminde başkalaşmadan değişen temel yapının, politikalarını daha rafine haline getirmesinin, toplumsal değerlerle beslenen açık, özgürlükçü, ahlaki meşruiyeti esas alan tutumunun etkisini göz ardı etmemek gerekir. 2002 8.4 2007 14.3 18 Nisan 1999 seçim sonuçlarını Türkiye Harekete Geçti afişi ile karşılayan MHP de, seçim sonuçları parti yönetiminin dahi beklemediği büyük bir sürpriz olarak değerlendirilmiştir. Seçimlerden hemen sonra yapılan analizlerde MHP nin seçim başarısı, yükselen milliyetçilik dalgası, Abdullah Öcalan ın yakalanıp Türkiye ye getirilmesi ve 28 Şubat süreci ile izah edilmeye çalışılırken, MHP nin yenilenen yönetim yapısında, yapıcı-uzlaşmacı yeni siyaset dili ihmal edilmekteydi. 28 Şubat süreci sonrasında yapılan 18 Nisan 1999 seçimlerine ürkek değil, erkek söylemini yaygın biçimde kullanarak giren MHP, seçmene RP nin yapamadığını kendisinin yapacağını vaat ediyordu. Bu sahici söylem, muhafazakâr-milliyetçi kesimde ciddi bir karşılık bulurken, MHP de tarihinde almadığı oyu almıştır. MHP nin 18 Nisan 1999 seçimlerinde aldığı oyu sadece konjonktürel bir başarı olarak görmek kolaycı ve eksik bir yorum olacaktır. MHP nin başarısında, Parti nin 1980 sonrası geçirdiği değişimin, Bahçeli yönetiminde başkalaşmadan değişen temel yapının, politikalarını daha rafine haline getirmesinin, 7 toplumsal değerlerle beslenen açık, özgürlükçü, ahlaki meşruiyeti esas alan tutumunun etkisini göz ardı etmemek gerekir. 8 1990 lı yıllarda seçmen davranışında yaşanan değişim neticesinde, seçmen kitlesinin dörtte birini oluşturan bir grubun, bütün partilere karşı mesafeli bir tutum geliştirmesi ve kararlarını oldukça kişiselleşmiş bir muhakeme sonucunda vermesi ile son olarak bu grubun daimi temsilcisi olan bir partinin olmayışı dikkatleri çekiyordu. Bu kitlenin önemli bir kısmı 1995 seçimlerinde Refahlılaşmadan Refah Partisini, 1999 seçimlerinde ise MHP lileşmeden MHP yi desteklemişlerdi. 9 Bu özgür seçmen ler, 1999 seçimlerinde MHP nin seçim başarısında önemli bir rol oynarken, MHP nin de süreci hızlandırması ile 2002 seçimlerinde MHP yi de terk ederek Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ne yönelmişlerdi. 10 7. Metin Heper, Metin, Başkalaşmadan Değişen Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye Günlüğü, 1999, 55, s. 12. 8. Vedat Bilgin, 18 Nisan Seçimleri Üzerine Türkiye Günlüğü, 1999, 55, s. 9 10. 9. Naci Bostancı, Seçimler ve Ülkenin Geleceği, Türkiye Günlüğü, 1999, 55, s. 48.

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP 28 Şubat sonrası, çerçevesi askerler tarafından çizilen siyaset sahnesinde dar alanda sıkışan ve 18 Nisan seçimleri öncesi verilen seçim vaatlerinin altında kalan MHP, bu ikircikli tutumu sonucunda Ne İsa ya ne de Musa ya yaranabilmiş ve 3 Kasım 2002 de barajın altında kalmıştır. 10 MHP nin 18 Nisan seçimlerinde başarı kazanmasının nedeni olarak gösterilen devletçi merkez-toplumcu merkez dikotomisi, 3 Kasım seçimlerinde yaşanan başarısızlığın da nedeni olmuştur. Milliyetçi hareketin başlangıç yıllarında da tartışma konusu olan toplumcu milliyetçilik-devletçi milliyetçilik düalizmini bu seçimlerde MHP, bunaltıcı bir biçimde yaşamış ve bu tarihsel sorun karşısında tercihlerini netleştirememiştir. 3 KASIM 2002 DE NE OLDU? 3 Kasım seçimleri sonrası yapılan değerlendirmelerde, çoğunlukla Parti nin 18 Nisan seçimleri sonrası koalisyon hükümetinin kuruluş aşamasından başlayarak, başörtüsü konusunda yapılan hataların, Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında yaşananların, 18 Nisan öncesi slogan haline getirilen ürkek değil, erkek siyaset tavrının unutulmasının 11 etkisi olduğu öne sürülmektedir. 18 Nisan öncesinde önüne gelen altın değerindeki fırsatı iyi bir biçimde değerlendirip 1991 seçimleri sonrası RP ye terk ettiği muhafazakâr kesimlerle yeniden barışan MHP, seçim sonrasında bu tavrını değiştirmiştir. İktidarı döneminde başarılı bir sınav veremeyen MHP, bu kesimlerle irtibatını kaybetmiş ve yeni bir sosyolojik kırılma yaşamıştır. MHP nin 18 Nisan seçimlerinde başarı kazanmasının nedeni olarak gösterilen devletçi merkeztoplumcu merkez dikotomisi, 3 Kasım seçimlerinde yaşanan başarısızlığın da nedeni olmuştur. İktidar pratiği içinde MHP, seçmen tabanının aksine heyecansız, donuk, statükoyu korumayı amaçlayan bir politika tercihi içinde olmuştur. 18 Nisan seçimleri öncesi merkez sağ partilerin seçmenle kuramadığı sahih ilişkiyi ve sıcak teması kurarak toplumsal merkeze oturan MHP, iktidarında bu ittifakı devam ettirememiş ve tabanını küstürmüştür. 3 Kasım 2002 tarihine alınan seçimlerde yeniden barajın altına düşen MHP için bu sonuç, tam bir şok etkisi yapmıştır. % 8.4 oranı kimseyi tatmin etmemiş ancak merkez sağ partilerin tasfiyesi, MHP deki krizin hafif atlatılmasını sağlamıştır. MHP, 3 Kasım 2002 seçimlerinde klasik oy oranının en alt seviyesine inerken, 22 Temmuz 2007 seçimleriyle yeniden Orta Anadolu ve Doğu Akdeniz bölgelerine de dönmüştür. 2002 de Parti nin gelişmiş batı bölgelerindeki oyları azalırken, bu bölgelerde MHP yerini Genç Parti ye bırakmıştır. MHP seçmeni ve Genç Parti seçmeni çok kaba bir gözlemle aynı gibi gözükse de, sosyolojik referanslar bakımından farklılık taşıyorlardı. MHP nin, 18 Nisan 1999 seçimlerinde, yeni seçmenlerle kurulan ilişkinin 10. Bilgin, a.g.e., s. 8. 11. Ahmet Turan Alkan, Seçimlerin Ruhu, Türkiye Günlüğü, 2002, 70, s. 11-12. 11

S E T A A N A L İ Z ve oya tahvil edilen desteğin, neden 3 Kasım 2002 seçimlerinde tekrarlanamadığı ve özellikle İç Anadolu bölgesindeki klasik seçmenin neden AK Partiye yöneldiği sorusunu cevaplaması gerekmektedir. MHP nin cevaplaması gereken bir diğer soru ise, 18 Nisan 1999 seçimlerinde kendisine yönelmiş olan % 5 oranındaki bir seçmen kitlesini neden kalıcı hale getiremediğidir. AK Parti ile birlikte seçimin galipleri arasında yer alan MHP, Akdeniz, Orta Anadolu ve İç Batı Anadolu gibi klasik oy tabanından daha çok Ege, Marmara ve Trakya bölgelerinden Türkiye ortalamasının üzerinde oy almıştır. 22 TEMMUZ 2007: TABAN DEĞİŞTİREN PARTİ 3 Kasım 2002 seçimlerinde % 8,4 oranında oy alarak Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) dışında kalan MHP, 22 Temmuz 2007 seçimlerinde oylarını % 85 oranında artırarak % 14,3 oranına ulaşmıştır. Seçim öncesinde yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi kriziyle ilgili olarak da MHP, TBMM nin önemine vurgu yaparak pozitif bir tavır takınmıştır. Dolayısıyla 18 Nisan seçimleri sonrasında parlamento dışında kalmasına sebep olan Cumhurbaşkanlığı seçimi konusu bir kez daha MHP nin önüne gelmiş ve Parti yönetimi bu defa süreci daha iyi yöneterek Parti yi barajın üstüne taşımayı başarmıştır. AK Parti ile birlikte seçimin galipleri arasında yer alan MHP, Akdeniz, Orta Anadolu ve İç Batı Anadolu gibi klasik oy tabanından daha çok Ege, Marmara ve Trakya bölgelerinden Türkiye ortalamasının üzerinde oy almıştır. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi üç büyük ilde MHP 2002 seçimlerine göre oylarını iki katına çıkarmıştır. Bu seçimlerde MHP, 1999 seçimlerinde Demokratik Sol Parti (DSP) ye, 2002 seçimlerinde Genç Parti (GP) ye oy veren kentli kesimlerin desteğini almayı başarmıştır. MHP 2002 seçimleri ile birlikte klasik tabanını AK Partiye kaptırmış görünürken, seçim coğrafyasını batı bölgelerine doğru ilerletmiştir. Seçim sonuçları gazetelerde MHP yi sol oylar meclise taşıdı şeklinde yer almıştır. 12 MHP 22 Temmuz seçimlerinde sadece seçim coğrafyasını değiştirmekle kalmamış, listelerini de değiştirmiştir. Kısmen camianın dışında olan Gündüz Aktan, Füsun Koroğlu, Deniz Bölükbaşı gibi isimleri Parti ye davet ederken, ulusalcı cepheyi de küstürmemeye dikkat etmiştir. Parti, yeni bir vitrin düzenlemiş ve yaşadığı değişimi somut olarak aday listelerine yansıtmıştır. Bu vitrin tercihi ve yaşanan değişim, Parti nin geleneksel oy depoları olarak bilinen Orta Anadolu da zayıflamasına neden olurken, batıda oylarını yükseltmesini sağlamıştır. GP den dönen bu oyların yanında, MHP nin 22 Temmuz seçimlerinde özellikle CHP tabanından önemli bir destek sağladığı da gözlenmektedir. CHP nin güçlü bir seçmen desteğine sahip olduğu Ege ve Marmara bölgelerinde, Türkiye ve Orta Anadolu ortalamasının üzerinde bir oy alan MHP, bu seçim bölgelerinde CHP tabanından önemli bir oy almıştır.

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP Kampanya döneminde sert bir mizaç takınan Devlet Bahçeli nin bu tavrı ve özellikle de miting alanına urgan atması, MHP tabanında önemli bir destek görmüştür. Sınır ötesinden yapılan kışkırtıcı ve sert açıklamalarla adım adım yükselen milliyetçi dalga, 22 Temmuz seçimlerinde MHP de ifadesini bulmuştur. Bununla birlikte Demokratik Toplum Partisi (DTP) nin seçimlere bağımsız adaylarla girmesiyle birlikte, TBMM içerisinde bu partiyi dengeleyecek bir unsur olarak MHP nin görülmesinin ve MHP nin parlamento içerisinde yer alması gerektiği yönündeki algının, MHP nin bu seçimlerdeki başarısının temel faktörleri arasında sayılması gerekmektedir. Burada vurgulanması gereken bir diğer nokta, AB üyelik müzakereleri ile başlayan dönemde, üye ülkelerin Türkiye den akla hayale gelmez isteklerinin ve iç kamuoyunun hassasiyetlerinin fazlaca dikkate alınmamasının yol açtığı milliyetçi reflekstir. Bu refleks, ulusalcı bir çizgide duran CHP den çok MHP ye yönelmiştir. MHP nin 2002 2007 oy değişim haritası incelendiğinde, bu partinin AK Parti nin oy oranın görece düşük olduğu yerlerde oyunu önemli ölçüde artırdığı görülebilir. DENİZLERE ULAŞAN MHP MHP nin seçim coğrafyasında 1980 sonrası yaşanan değişimler, Parti nin ağırlık merkezini Orta Anadolu dan Akdeniz e taşımıştır. 3 Kasım 2002 den 22 Temmuz 2007 ye gelindiğinde, belirli yerlerde MHP nin oylarının düştüğü, buna mukabil bazı yerlerde de yüksek oy artışları sağladığı görülmektedir (bkz. Harita 1 ve Harita 2). Oy değişimi haritasında, MHP oylarının en çok arttığı iller kırmızı ile renklendirilmiş, ülke ortalamasına yakın artış gösteren iller ise, beyaz bırakılmıştır. Oyların ülke ortalamasına göre daha az arttığı iller açık mavi, oy oranlarının mutlak olarak düştüğü iller ise koyu mavi ile renklendirilmiştir. 12 22 Temmuz 2007 deki oy dağılımı, seçimlerden sonra MHP nin denizlere ulaştığı şeklinde yorumlansa da aslında bu gelişme, yeni bir gelişme olmayıp, ilk defa 1995 seçimlerinde görülmüş ve günümüze kadar artarak devam etmiş bir eğilimdir. MHP nin seçim coğrafyasında 1980 sonrası yaşanan değişimler, Parti nin ağırlık merkezini Orta Anadolu dan Akdeniz e taşımıştır. 1990 ların başında % 3 dolayında oy alan MHP, bu oyların büyük çoğunluğunu sadece belirli bir bölgeden alabiliyordu. Zeyneloğlu bu durumu şöyle değerlendirmektedir: MHP nin görece en güçlü olduğu ve mutlak oy oranını % 5 in üzerine çıkarabildiği az sayıda ilin tümü, Türkiye deki Alevi kuşağının içinde veya hemen bitişiğinde yer almaktadır. 12 Eylül öncesi dönemden kalan bir gelenek ile MHP, Alevilerin 13 12. Sinan Zeyneloğlu, MHP Ege ve Akdeniz de, Aydınlık Dergisi, 2007, 1047.

S E T A A N A L İ Z yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde Alevi olmayanların kanalize oldukları bir parti konumundadır. 13 Devlet Bahçeli nin MHP lideri olması, basit bir isim değişikliğinden öte, tesirleri bugün de devam eden önemli bir siyaset değişikliğinin işaretiydi. 2007 seçimlerinde bu taşınma neredeyse tamamlanmıştır. Bunun yanında MHP, Ege ve İç Batı Anadolu dan ülke ortalamasının üzerinde bir oranda oy alır hale gelmiştir. MHP, 22 Temmuz da ülke genelinde kayıtlı seçmenlerin % 14,3 nün oyunu alırken, bu oy artışını salt şehit cenazelerine ve seçmenin Kuzey Irak konusundaki hassasiyetine bağlamak çok doğru değildir. Zira aynı hassasiyetin güçlü olduğu diğer bölgelerde, örneğin Karadeniz bölgesinde MHP nin oyu, ülke ortalamasının altında kalmıştır. İDEOLOJİ DEĞİŞİKLİĞİ Mİ STRATEJİ DEĞİŞİKLİĞİ Mİ? Devlet Bahçeli nin MHP lideri olması, basit bir isim değişikliğinden öte, tesirleri bugün de devam eden önemli bir siyaset değişikliğinin işaretiydi. Bahçeli nin Parti ye kazandırdığı vizyon, onun Grup Toplantısında söylediği şu sözlerde daha net biçimde görülmektedir: Türk milliyetçileri, aziz Cumhuriyetimizin büyük tehditlere maruz kaldığı karanlık yıllarda gözlerini kırpmadan mücadele ederken ve bu mücadelenin akabinde en ağır haksızlıklara uğrarken, bugün Milliyetçi Hareket ten devlet adına tavır bekleyenlerin, o günlerde hangi görevlerde bulundukları ve milliyetçi gençlere hangi gözle baktıkları bizce çok iyi bilinmektedir. 14 Bu sözün arka planında MHP nin artık devletle olan ittifakını bozduğu ve Parti nin daha sivil ve toplumsal merkezi esas alan bir siyasete doğru evrildiği gözlenmektedir. MHP nin bu tavrını ne kadar devam ettireceği ve özellikle Kürt meselesi, Avrupa Birliği (AB), Kuzey Irak, Kıbrıs, Anayasa değişikliği gibi sıcak bir gündemle karşılaştığında nasıl bir tepki vereceği tam olarak bilinmemektedir. Bunun yanında bu değişimin mevzii bir değişiklik mi yoksa ciddi bir paradigma değişikliği mi olduğu hususunda da farklı görüşler ileri sürülmektedir. Bunların ötesinde, MHP de yaşanan bu değişikliğin ideolojik bir değişiklik mi yoksa stratejik bir değişiklik mi olduğu sorusunun cevabı da henüz netleştirilmiş değildir. 14 MHP nin merkeze doğru hareketinin bir diğer önemli göstergesi, MHP nin DTP lilere yaklaşımı meselesinde yaşanmıştır. TBMM de DTP ile MHP arasında yaşanacak muhtemel gerginlik senaryoları, Bahçeli nin DTP lilerle el sıkışmasıyla boşa çıkmıştır. MHP nin giderek bir bölge partisi haline geliyor olmasının ve geleneksel tabanını 13. Zeyneloğlu, a.g.e. 14. MHP, Ergenekon un dışında nasıl kaldı, Hürriyet, 23 Ağustos 2008.

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP kaybetmesinin, orta vadede önemli bir kimlik krizinin yaşanmasına neden olup olamayacağı zamanla anlaşılacaktır. Bunun yanı sıra, 2007 seçimlerinde camianın dışından devşirilen ve ülkücü tabanın benimsemediği adayların parti vitrinine çıkarılması gibi hususların ne tür sonuçlar doğuracağını görmek için de beklemek gerekmektedir. Soğuk Savaşın zirvede olduğu 1980 li yıllarda dahi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden yana dengeli bir oy dağılımına sahip olan MHP nin bugün geldiği nokta, toplumsal barışın tesisi bakımından aslında hem parti hem de ülke için ciddi bir sıkıntı oluşturmaktadır. MHP nin seçmen desteği bakımından bir bölge partisi haline dönüşmesi, uzun vadede Parti nin önemli bir varoluş sorunu yaşamasına neden olacak bir gelişmenin işaretlerini vermektedir. Başörtüsü meselesinin çözümünde CHP nin oynadığı role benzer bir misyonu, Kürt meselesinin çözülmesinde elinde bulunduran MHP nin bu meselede alacağı tavır, meselenin akıbetini de tayin edebilir. MHP nin bu tavrını ne kadar devam ettireceği ve yukarıda da değinildiği üzere, Anayasa değişikliği gibi sıcak bir gündemle karşılaştığında nasıl bir tepki vereceği bilinmemektedir. Türkiye nin yüzyıllık meseleleri arasında yer alan sıcak gündem maddeleri hakkında MHP nin statükoya teslim olan dar milliyetçi bir bakış açısı mı geliştireceği yoksa daha kuşatıcı ve stratejik derinliği olan bir politika mı benimseyeceği, Parti nin önümüzdeki dönemde yol haritasını da tayin edecektir. Bu meselelerden yana MHP de akılların hayli karışık olduğu ve birtakım ortak düşüncelere ve politikalara henüz ulaşılamadığı izlenimi edinilmektedir. Kürt meselesi gibi sıkıntılı bir meselede Alparslan Türkeş in yaklaşımı yer yer daha kapsayıcı ve kucaklayıcı iken, Bahçeli nin bu sorunda ikircikli bir tutum içinde olduğu rahatlıkla tespit edilebilmektedir. Çiçek bahçesi terimi camiada yoğun eleştirilere maruz kalsa da, Devlet Bahçeli, MHP nin siyasetinin toplumsal merkezin siyasal izdüşümü üzerine inşa edileceğinin önemli işaretlerini vermiş bulunmaktadır. Başörtüsü meselesinin çözümünde CHP nin oynadığı role benzer bir misyonu, Kürt meselesinin çözülmesinde elinde bulunduran MHP nin bu meselede alacağı tavır, meselenin akıbetini de tayin edebilir. MHP nin, milliyetçi düşüncenin ülkemizdeki kurucu babalarından Diyarbakır lı Ziya Gökalp in Türk ü sevmeyen Kürt, Kürt değildir. Kürt ü sevmeyen Türk, Türk değildir sözündeki derinlik yerine, dar bir bakışla millet kavramını etnisite üzerine inşa etmeye çalışması, imparatorluk bakiyesi bir ülkede doğal olarak sorunlara yol açmaktadır. Oysa MHP, ilk belediye başkanlıklarını Bingöl ve Malatya da kazanmış bir partidir. Geçmişte yoğun itirazların dile getirildiği Kürtçe televizyon meselesinde yapılan eleştirilerin bugün çok da anlamlı olmadığı görülürken, MHP nin bu meseledeki yaklaşımının Ankara merkezli değil, İstanbul merkezli olması icap etmektedir. 15

S E T A A N A L İ Z Bahçeli, Genel Başkan olduğundan bu yana, Parti yi operasyonel bir örgüt haline getirmek isteyenlere ısrarla karşı durmuş ve ülkücüleri sokaktan uzak tutmuştur. AB ve Kıbrıs meselelerinde reddiyeci bir tavır içinde olan MHP nin bu sorunların çözümsüzlüğe mahkûm edilmesinin Türkiye nin çıkarına olmadığını görüp ona göre çözüm yolları bulması ve bunu topluma anlatması gerekmektedir. AK Parti nin bu konularda inisiyatif alması karşısında, kendisini doğrudan muhalefet cephesinde konumlandıran MHP nin bu tavrı, sosyolojik gerçekliklerle de çelişmektedir. Kaldı ki, ideolojik duruştan öte, pratik olarak bu meselelerin çözülmemesi, Türk dış politikasını da ipotek altına almaktadır. Bu meselelerde küçük Türkiye milliyetçiliği nin sorgulanması gereklidir 15 ve MHP nin jeopolitiğin ve coğrafyanın tayin edici gücüne inanması gerekiyor. MHP programında ve seçim bildirgelerinde Anayasa ve devletin düzeni konusu uzun biçimde ele alınmaktadır. 16 Bu metinlerin yok sayılması, milliyetçi tabanın talepleriyle de örtüşmemektedir. Özellikle, MHP yi iktidar yapan ve hareket için tabiri caizse siyasal bir manifesto olan 18 Nisan 1999 seçim bildirgesi, gerçekten önemli bir metindir. Bu bildirgenin başlangıç kısmı dâhil, nasıl bir parti, nasıl bir devlet, nasıl bir siyaset bölümleri ve demokratikleşme bahsinin ele alındığı kısımlar yeniden okunduğunda, MHP nin anayasayı gerçek bir toplum sözleşmesi belgesi olması için yeni baştan ele alacağı vaat edildiği görülecektir. Dolayısıyla MHP nin bu sıcak gündem maddeleri karşısında statükoya teslim olmadan, milletin tarihinden aldığı güçle daha özgüvenle hareket etmesi, hem ülke menfaatleri hem de milliyetçi tabanının tarihsel talepleri bakımından büyük önem arz etmektedir. Bahçeli nin MHP yi toplumsal merkeze taşımak isteyen tavrının 2002 den bu yana yaşananlar göz önüne alındığında ne kadar manidar olduğu aşikârdır. Bahçeli, Genel Başkan olduğundan bu yana, Parti yi operasyonel bir örgüt haline getirmek isteyenlere ısrarla karşı durmuş ve ülkücüleri sokaktan uzak tutmuştur. Bahçeli nin TBMM nin açılış törenleri sırasında DTP lilerin elini sıkması ve daha sonra Hasip Kaplan ı yanına alarak oturması, devlet adamı ciddiyeti kadar toplumsal barışın sağlanması bakımından da önemli bir tavırdır. Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Ülkücü kardeşlerim ve milliyetçi Türk gençliği, hain tahrikler karşısında sokaklara çıkmayacak, bölücülerin Türkiye için tezgâhladığı oyuna alet olmamaya azami dikkat gösterecek ve hiçbir şart altında bir kardeş kavgasının tarafı haline gelmeyecektir 17 diyerek, MHP yi sokağa çekmek isteyenlere en yetkili ağızdan cevap vermiş ve bir anlamda milliyetçi hareketin de yönünü belirlemiştir. 16 15. Mümtaz er Türköne, Küçük Türkiye milliyetçiliği, Zaman, 20 Şubat 2009. 16. Lider Türkiye ye Doğru, Milliyetçi Hareket Partisi Seçim Beyannamesi, 18 Nisan 1999; Türkiye nin Onurlu Geleceği, Milliyetçi Hareket Partisi Seçim Beyannamesi, 3 Kasım 2002. 17. Bahçeli: Ülkücü kardeşlerim hain tahrikler karşısında sokağa çıkmayacak, Milliyet, 19 Eylül 2006.

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP Bahçeli zaman zaman bu serinkanlı ve mutedil tavrını değiştirse de, ülkenin son on yılı mercek altına alındığında, Bahçeli nin ne kadar önemli bir işlev icra ettiği net olarak görülebilir. Bahçeli nin illegalite yle MHP arasına kalın bir çizgi çekerek partisini provokasyonlardan uzak tutan tavrı, Türkiye de demokrasinin olgunlaşması bakımından hayati önem taşımaktadır. Son seçimlerde parti bünyesine kattığı ulusalcı figürlere rağmen Bahçeli nin, MHP yi bilinçli bir biçimde ulusalcı dalganın dışında tutması ve yapılan onca kampanyaya rağmen bu tavrından vazgeçmemesi, milliyetçi hareketin geleceği açısından olumlu gelişmelerdir. MHP nin merkeze açılım stratejisini devam ettirip, Alevi meselesinde olduğu gibi Kürt meselesinde de ezber bozan bir açılım yapması, partinin sahiciliğini artıracak ve sosyolojik karşılığını tahkim edecektir. MHP, YEREL SEÇİMLER VE GELECEK 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde İl Genel Meclisinde % 10,4, Belediye Başkanlığı seçiminde % 10,1 ve Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde % 5,5 oy alan MHP, aslında 2007 seçimlerinde nasıl bir oy alacağının işaretini üç yıl önceden vermiştir. İl Genel Meclisi ve Belediye Başkanlığı seçimlerinde aldığı oy birbirine yakın olan MHP nin Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde oylarının yarı yarıya azaldığı görülmektedir. Bu rakamlar, MHP nin gelişmiş batı bölgelerine doğru bir atılım içinde olsa da, son tahlilde metropollerde hala ciddi sorun yaşadığını ortaya koyuyor. 1999 seçim sonuçları ile 2004 seçim sonuçları mukayese edildiğinde, MHP oylarının önemli ölçüde azaldığı gözlenmektedir. 2004 yerel seçimlerinde MHP, büyükşehir belediyelerinden hiç birini kazanamazken; 65 il belediyesinden 4 ünü, 847 ilçe belediyesinden 125 ni, 2.281 belde belediyesinden 336 nı kazanmıştır. MHP nin merkeze açılım stratejisini devam ettirip, Alevi meselesinde olduğu gibi Kürt meselesinde de ezber bozan bir açılım yapması, partinin sahiciliğini artıracak ve sosyolojik karşılığını tahkim edecektir. 2002 seçimleri sonrası ortaya çıkan iki partili sistemde, CHP ayağının zayıf kalıp iktidar alternatifi olamaması dolayısıyla 2007 seçimlerinde AK Parti karşısında sistemi dengelemek üzere MHP parlamentoya girmiştir. Önemli bir desteğe sahip AK Parti karşısında, CHP ve MHP blokunun iktidar alternatifi olması, bir siyasal mühendislik olarak tasarlanmış olsa da, beklenen sonucun ortaya çıkmadığı bilinmektedir. AK Parti nin siyasal alanı tamamen kapatan duruşu, CHP ve MHP nin ciddi bir temsil krizi yaşamasına neden olmaktadır. Bu krizin, özellikle yerel seçimler öncesi en fazla CHP de yaşandığı gözlenmektedir. AK Parti nin siyasi tekelini kırmak ve en azından iktidara alternatif olabilmek için hem MHP nin hem de CHP nin yerel seçimler öncesi önemli açılımlar yapmaya başladıkları bilinmektedir. CHP nin muhafazakâr kesimlere karşı çarşaf açılımı ile MHP nin Alevi açılımı, bu sürecin tipik adımlarından olduğu söylenebilir. 17

S E T A A N A L İ Z Bu seçimlerde MHP yönetimini zorlayacak önemli bir gelişme, partinin geleneksel oy tabanının hâkim olduğu İç Anadolu bölgesinde istediği düzeyde bir destek bulamaması durumunda yaşanacaktır. MHP, 1995 seçimlerinden bu yana sürdürdüğü denizlere açılma eğilimini 2009 seçiminde de sürdürecek gibi gözükürken, özellikle son dönemde ulusalcı kesimle arasına koyduğu mesafe nedeniyle oylarında bir miktar düşme yaşayabilir. MHP nin ulusalcılığı dışlayan ve geleneksel değerlere vurgu yapan Türk-İslamcı siyasal çizgisi batı bölgelerinde MHP nin işini zorlaştırırken; Orta Anadolu ve Akdeniz gibi geleneksel MHP seçmenin olduğu yerlerde işini kolaylaştırmaktadır. Öte yandan, özellikle mezhep farklılıklarının yoğun yaşandığı yerleşim birimlerinde, Kürt ve Türk nüfusun birlikte yaşadığı yerlerde, MHP görece daha yüksek bir seçmen desteğine sahiptir. Parçalı bir seçim coğrafyasına sahip olan MHP nin bu haritayı kısa vade değiştirerek, ülke genelinde dengeli bir seçmen desteğine sahip olması halen zor gözükmektedir. Özellikle Kürt nüfusunun yoğun yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde MHP nin desteği, tarihinde olmadığı kadar düşmüş durumdadır. Parti nin bu bölgelerdeki oy ortalaması, ülke genelinin oldukça altında seyretmektedir. MHP nin batı bölgelerinde, il düzeyinde olmasa dahi, birçok ilçede bu seçimlerde belediye başkanlıklarını kazanması sürpriz olmayacaktır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinden yoğun göç alan yerleşim yerlerinde yükselen milliyetçi dalgaya karşı MHP nin sistemin sigortası olarak görülmesi, bu partiye olan teveccühü yükseltmektedir. Bu seçimlerde MHP yönetimini zorlayacak önemli bir gelişme, partinin geleneksel oy tabanının hâkim olduğu İç Anadolu bölgesinde istediği düzeyde bir destek bulamaması durumunda yaşanacaktır. MHP nin Kırıkkale, Kırşehir, Çankırı, Çorum, Yozgat, Kastamonu, Niğde gibi geleneksel olarak güçlü seçmen desteğine sahip olduğu illerde belediye başkanlıklarını kazanamaması, parti içi tartışmaların yoğunlaşmasına neden olacaktır. Bunun yanında 2004 seçimlerinde kazanılan Niğde, Kastamonu, Iğdır ve Gümüşhane illerinde belediye başkanlıklarının kaybedilmesi ise, diğer partilerin harekete geçmesi için yeter sebep olacaktır. 18

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP SONUÇ MHP nin 9 Şubat 1969 da başlayan serüveni, 40. yılını tamamlamış bulunmaktadır. % 2 lerle başladığı siyasi yolculuğunda % 18 lere ulaşan MHP nin yakın dönem tarihi irdelendiğinde, Parti nin bir kriz sarmalı içinde hareket ettiği tespit edilebilir. 1991 seçimlerinde RP ile kurduğu ittifak neticesinde parlamentoya giren Parti, Muhsin Yazıcıoğlu ve ekibinin ayrılmasıyla önemli bir kayıp yaşamıştır. Bu kayıp, Muhsin Yazıcıoğlu nun büyük bir seçmen desteğine sahip olmasından ziyade, temsil ettiği misyondan kaynaklanmaktadır. Bu ayrışma, Parti nin favori olarak girdiği ve tüm toplumsal ve siyasal sürecin lehinde olduğu 1995 seçimlerinde barajın altında kalmasına neden olmuştur. Parti 1999 seçimlerinde tarihindeki en yüksek oyu alırken, yaşanan ekonomik kriz ve deprem felaketi nedeniyle alınan erken seçim kararı sonrasında yeniden barajın altında kalmıştır. Bu dönemde MHP, yeni bir kriz dönemine girmiş ve parti içi muhalefet, genel başkana karşı eleştirilerini yükseltmeye başlamıştır. 2004 yerel seçimlerinde MHP barajın üstüne çıkarak kısmen de olsa bu krizi aşarken, bu defa da Orta Anadolu daki kalelerini tek tek kaybetmeye başlamıştır. MHP 2004 ve 2007 seçimleriyle birlikte bir bölgesel güç olmaya başlamış ve ülke genelindeki dengeli oy dağılımını kaybetmiştir. MHP 2004 ve 2007 seçimleriyle birlikte bir bölgesel güç olmaya başlamış ve ülke genelindeki dengeli oy dağılımını kaybetmiştir. MHP nin bugün geldiği noktada, toplumsal merkeze doğru açılımlarını devam ettirmesi sürpriz olmayacaktır. Baykal yönetimindeki CHP nin ciddi bir iktidar alternatifi olamaması, mevcut şartlarda önemli bir değişiklik olmadığı takdirde, orta vadede CHP nin yerini MHP nin alacağının işaretini vermektedir. Ancak bu noktada, daha önce de ifade edildiği gibi, MHP nin fazla ihtiyatlı bir tutum geliştirdiği gözlenmektedir. AK Parti karşıtlığı üzerine inşa edilen parti politikalarının, Tayyip Erdoğan a duyulan sevgi ve Erdoğan ın yüksek popülaritesi nedeniyle, MHP oylarını artırmak yerine azaltması muhtemeldir. MHP nin 2007 seçimleri öncesi çizdiği yapıcı ve pozitif tavrını, seçimlerden sonra da devam ettirirken özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı karar, kriz yaratan değil, kriz çözen bir parti algısının güçlenmesine neden olmuştur. MHP, CHP nin katı laikçi yaklaşımına karşı, AK Parti ile birlikte hareket eder bir görüntü vererek tabanı elinde tutmayı başarmıştır. Bu siyasi tavır, MHP nin mevzi kazanmasına sebep olmuş ancak bu tavrın devam ettirilmesinde yaşanan sorunlar, Parti yi yeniden eski konumuna döndürmüştür. Devlet Bahçeli, son dönemde MHP nin siyasi eksenini muhafazakâr milliyetçiliğe kaydırmak istemektedir. MHP, TBMM nin iradesini bürokratik seçkinlere karşı 19

S E T A A N A L İ Z MHP nin zaman zaman ikircikli hale dönüşen ve çıkışını tam olarak tamamlayamayan siyasi tavrı, Parti nin tam olarak ne yapmak istediği sorusunun sorulmasına da neden oluyor. savunurken, aslında bir nevi kitle partisi gibi davranmaktadır. Parti bazı konularda milletin önüne AK Parti nin benimsediği çözümleri koymaktadır. MHP, son dönemde yaptığı hamlelerle, genişleme alanı olarak AK Parti nin tabanını görmekte ve AK Parti tabanına seslenmek istemektedir. Bu çerçevede Bahçeli nin, partisini Ergenekon hadisesinin dışında tutması gerçekten önemli bir başarıdır. Bu pozitif tavrın ulusalcılık, anayasa değişikliği, asker-siyaset ilişkilerinin normalleşmesi gibi konularda da devam ettirilmesi gerekmektedir. Ancak bu hamlelerin beklenen olumlu desteği sağlayabilmesi için, günübirlik olarak değil, uzun vadeli bir biçimde kurgulanması icap etmektedir. MHP, CHP yi denklemin dışına itecek ve kendisini merkeze taşıyıp orta vadede iktidar alternatifi yapacak bir strateji izleyebilir. Bu noktada MHP nin Alevi açılımında olduğu gibi, saman alevi gibi yanıp sönen münferit hamleler değil, istikrarlı ve sürekliliği olan bir strateji geliştirmesi gerekmektedir. Burada MHP nin hem kendisini hem de AK Parti yi aşacak bir siyasi tavır geliştirmesi icap etmektedir. Bu bağlamda MHP nin iktidar yürüyüşü için ayrıntıları belirlenmiş bir takvim doğrultusunda çalışmalarına devam etmesi, kadrolarını yetiştirmesi ve yeni bir program ortaya koyması gerekmektedir. Bu hazırlıkların görülmediği MHP de asıl sorun, bu çalışmaların yapılmamasından ziyade, Parti nin toplumdaki değişim ve reform talebini okuyamamasından kaynaklanmaktadır. Siyasetini, sistemin yapısal sorunları üzerine doğrultan bir MHP, yerli ve milli değerlere bağlı kalarak da değişimin öncüsü olabilir. MHP nin bunu yapabilmesi için sistemle arasına bir mesafe koyması gerekiyor. MHP nin seçimlerden bir süre sonra politikalarını AK Parti karşıtlığına oturtması, millet nezdinde popülaritesi sürekli artan bir AK Parti karşısında gerilemesine neden oluyor. Oysa temel hürriyetler ve yapısal sorunlar konusunda AK Parti nin CHP engelini aşmasında MHP desteği hayati rol oynayabilir ve böylece CHP nin ana muhalefet pozisyonu MHP nin olabilir. MHP, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve başörtüsü meselesinde olduğu gibi bu hedefe yönelik iki doğru hamle yaptı ancak gerisini getiremedi. MHP, AK Parti ye karşı doğrudan sert bir tavır geliştirmek yerine, daha yapıcı bir siyaset izleyebilse önümüzdeki dönemde alternatif bir güce dönüşmesi mümkün olabilir. Kaldı ki, MHP nin pozitif bir katkı sunacağı yapısal meseleler karşısında, bu süreçlerden daha da güçlenerek çıkacağı tezi karşısında Parti yönetiminin, yer yer CHP benzeri bir muhalefete yönelmesi, partinin sosyolojik karşılığını kaybetmesine neden olmaktadır. 20 MHP nin zaman zaman ikircikli hale dönüşen ve çıkışını tam olarak tamamlayamayan siyasi tavrı, Parti nin tam olarak ne yapmak istediği sorusunun sorulmasına da neden oluyor. Özellikle 367 tartışmaları, Cumhurbaşkanlığı krizi ve başörtüsü meselesinin çözümü noktasında alınan olumlu tavrın sürdürülememesi, beklentilerin boşa

DEĞİŞİM VE SÜREKLİLİK EKSENİNDE MHP çıkmasına yol açmıştır. AK Parti nin üstesinden gelemediği temel sorun alanlarında MHP, çözümden yana olup merkeze oturabilir ve AK Parti, DP ve ANAP gibi partilerden kopan seçmenler için umut olabilirdi. Fakat 22 Temmuz sonrası ortaya konan şüpheci ve fazla ihtiyatlı yaklaşım, şimdilik, bu imkânı ortadan kaldırmış bulunuyor. MHP nin yerel seçimlerde 2007 de AK Parti ye bıraktığı muhafazakâr Orta Anadolu seçmenini geri alabilmesi şimdilik şüpheli görünüyor. MHP nin geleneksel tabanından kopması yanında, Parti elitlerini değiştirmesi, son seçimde yerini seçmen değiştirmeye bıraktı. MHP nin önümüzdeki dönemde gelişmiş batı bölgelerinde daha şehirli bir seçmen tabanına oturması, uzun vadede parti için olumlu bir etki yaratacaktır. Yalnız bu noktada Parti nin seçim coğrafyasını ülke geneline dengeli bir biçimde yayması gerçekliği unutulmamalıdır. MHP nin önümüzdeki dönemde dar milliyetçilik anlayışı ile kapsayıcı milliyetçilik anlayışı arasında bir tercihte bulunması gerekiyor. Bu tercih, bir bakıma MHP nin bundan sonrası için de bir yol haritası olacaktır. 21