Sayın Beşir Atalay, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı:



Benzer belgeler
TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

MMKD Stratejik İletişim Planı Araştırma Sonuçları

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

Saydamlığın Artırılması Ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi Strateji Belgesi

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

DİASPORA - 13 Mayıs

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ULUSAL SİBER GÜVENLİK STRATEJİ TASLAK BELGESİ

Dünya Bankası Finansal Yönetim Uygulamalarında Stratejik Yönelimler ve Son Gelişmeler

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

Türkiye ve Dünya, Marakeş te (COP22) Beklediğini Bulamadı!

ÜLKEMİZDE SİBER GÜVENLİK

TÜSİAD Kayıtdışı Ekonomiyle Mücadele Çalışma Grubu Sunumu

7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi (İstanbul, Türkiye)

KAMU MALİ YÖNETİMİNDE SAYDAMLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN SAĞLANMASINDAKİ GÜÇLÜKLER VE SAYIŞTAYLARIN ROLÜ: EUROSAI-ASOSAI BİRİNCİ ORTAK KONFERANSI

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

Birleşmiş Milletler Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP)

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

KADIN DOSTU KENTLER - 2

Futbol Müsabakalarında ve Diğer Spor Etkinliklerinde Entegre Emniyet, Güvenlik ve Hizmet Yaklaşımına Dair Sözleşme

Namus adına kadınlara ve kızlara karşı işlenen suçların ortadan kaldırılmasına yönelik çalışma

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

Gençlerin Katılımına ilişkin Bildirgenin tanıtımı Gençlerin Yerel ve Bölgesel Yaşama Katılımına İlişkin Gözden Geçirilmiş Avrupa Bildirgesi

2015 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

Terörle Mücadele Mevzuatı


Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), Suriye de insan hakları ihlallerinin

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

TAIEX PROGRAMI BÖLGESEL EĞİTİM PROGRAMI (RTP)

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul

ULUSAL KLİNİK ARAŞTIRMA ALTYAPI AĞI (TUCRIN) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

AVRUPA BİRLİĞİ NİN TÜRKİYE DE DESTEKLEDİĞİ BAZI HİBE PROGRAMLARI

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

Konuşmamda sizlere birkaç gün önce açıklanan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı hakkında bilgi vereceğim.

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

BAKANLIĞIMIZ İÇ KONTROL SİSTEMİ ÇALIŞMALARININ TAMAMLANMASI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ DÖNER SERMAYE İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET İÇİ EĞİTİM SUNUMU 02 MAYIS 2014

İSLAM DÜNYASI İSTANBUL ÖDÜLLERİ SUNUŞ

İşletmelerin Karşılaştığı Tehdit Nedir? Zafer-İn Operasyonu nun Hedefleri Nedir?

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

Türkiye deki Olası Emisyon Ticareti için Yol Haritası

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI 2014 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

ÇALIŞMA PAKETİ 3 YÖNETİCİ ÖZETİ

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ULUSAL İNSAN HAKLARI KURUMLARI ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞUN YORUM İLKELERİ

AVRUPA KONSEYİ İNSAN HAKLARININ KORUYUCUSU ÖZET

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

IUA. Ortak yönetim kültürünü paylaşan ülkelerdeki devlet taşra temsilcileri arasında bilgi birikimi ve. Uluslararası. İdareciler Birliği IUA

Resmî Gazete Sayı : 29361

Ulusal KBRN Yönetmeliği ve Kurumlar Arası Organizasyon. Dr. Ayça ÇALBAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis AD, ERZURUM

ZDH Hizmet Sunumu & Mesleki Eğitim Programı

EUROSAI-ARABOSAI ÜÇÜNCÜ ORTAK KONFERANSI VE ABU DHABİ DEKLARASYONU

BRÜKSEL, NİSAN 2016 Burs Programı

T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı SORU VE CEVAPLARLA İÇ KONTROL

Uluslararası Konferans İntifa Hakkının Şeffaflığı

ÖZET. İstanbul, 15 Ağustos 2016 KIRK YEDİNCİ GENEL KURUL

FASIL 18 İSTATİSTİK. Öncelik 18.1 ESA 95 e uygun anahtar ulusal hesap göstergelerinin zamanında oluşturulması. 1 Mevzuat uyum takvimi

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

KAMU İDARELERİNDE KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ. Burhanetin AKTAŞ Müsteşar Yardımcısı

TERÖRLE MÜCADELEDE TÜRKIYE-AB İŞBIRLIĞI

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN KADIN KONUKEVLERİ PROJESİ 7 MAYIS 2014-ANKARA. Saygıdeğer Misafirler, Değerli Basın Mensupları

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

SINIR YÖNETİMİ ALANINDA KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON HAKKINDA YÖNETMELİK

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

YERLERİNDEN EDİLMİŞ KÜLTÜR VARLIKLARI İHTİSAS KOMİTESİ

21. BM/INTOSAI SEMPOZYUMU: KAMUDA HESAP VEREBİLİRLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN SAYIŞTAY VE VATANDAŞLAR ARASINDA ETKİN İŞBİRLİĞİ

T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü. Kümelenme Destek Programı

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

1- TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE YAPILAN TOPLANTILAR

Transkript:

Sayın Beşir Atalay, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı: Açılış konuşmasında söz alan Başbakan Yardımcısı Sayın Beşir Atalay, ilk olarak, terörle mücadelede koordinasyon konusunu değerlendiren ve amaçlayan böyle bir konferansın düzenlenmesine verdiği önemi ifade etmiştir. Küreselleşme ile birlikte artan terör faaliyetlerin son dönemlerde uluslararası istikrarsızlığa sebep olduğuna değinen Başbakan Yardımcısı Sayın Atalay, özellikle uluslararası koordinasyon konusunda ülkelerin farkında olarak veya olmayarak teröre destek vermesinin vahim bir hata olduğuna dikkat çekmiştir. Başbakan Yardımcısı Sayın Atalay, güvenlik tedbirlerinin her zaman önemli olduğun belirtmiş, fakat terörle mücadelenin sadece dar kapsamlı güvenlik koridorlarına hapsedilmemesi gerektiğinin de altını çizmiştir. Bu bağlamda, kapsayıcı ve demokrasiden asla ödün vermeyen politikalarla birlikte, orta ve uzun vadede terörün bitirilmesinin amaçlanması gerektiğini vurgulamıştır. Terörün milliyeti, dini ve zamanı olmadığına dikkat çeken Sayın Atalay, terörle mücadelede devletler arasında koordinasyon ve işbirliğini arttırmanın önemine değinmiştir. Bu bağlamda uluslararası alanda gerçekleştirilen faaliyetlere atıf yaparak, özellikle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi bünyesindeki ortak çalışmalara vurgu yapmıştır. Konuşmasında Türkiye de yaşanan terör faaliyetlerin geçmişine de değinen Sayın Atalay, özellikle terör sorunun ülkeye maliyetinin çok büyük olduğuna dikkat çekmiştir. Geçmişte, hükümetler tarafından bu konuda önemli hatalar yapıldığını kabul eden Sayın Atalay, günümüzde ise terörle mücadelede, demokrasi ve hukuk devleti içinde çok-boyutlu bir yaklaşıma önem verildiğinin altını çizmiştir. Bu bağlamda, Sayın Atalay, terörist ile vatandaş arasındaki ayrımın açık bir şekilde belirtilmesinin önemine dikkat çekmiş, hükümet tarafından benimsenen yeni yaklaşımın operasyonel değil, stratejik mekanizmalar geliştiren politikalar ürettiğini ifade etmiştir. Bu bağlamda, KDGM tarafından yayınlanan "Sessiz Devrim in, bu konuda iyi bir envanter oluşturduğunun altını çizmiştir. Konuşmasında terörün özgürlüklerin en önemli düşmanı olduğunu hatırlatan Sayın Atalay, terörle mücadele alanında güvenlik-özgürlük arasındaki dengenin iyi bir şekilde kurulmasının çok önemli olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, hükümet olarak terörle mücadelede insanodaklı yaklaşım ile insan hakları ve hukukun üstünlüğü temelinde ilerlemeler sağladıklarını ifade etmiştir. Bu bağlamda, geçtiğimiz ay kamuoyuyla paylaşılan Demokratikleşme Paketi ni önemsediklerinin altını çizerek, bu paketin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her kesimini kapsadığını ve ilgilendirdiğini söylemiştir. Başbakan Yardımcısı Sayın Atalay, terörle mücadelede konusunda kurumlar arası koordinasyonu sağlamak, teröre yeni yaklaşımlarla çözümler üretmek, araştırmalar yapmak ve bu konuda strateji ve politikalar geliştirmek amacıyla 2010 yılında Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı nın kurulduğunu belirtmiştir. Özellikle terörle mücadele ve güvenlik konularında uzmanlaşmayı önemsediklerinin altını çizen sayınatalay, bu kurumun bir think tank gibi çalışmalarını sürdürmekte olduğunu ifade etmiştir. Bu kurumun bir organı olan Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu hakkında da bilgiler veren Sayın Atalay, özellikle terörle mücadelede ulusal kurumların entegre bir şekilde çalışmasını önemsediklerinin altını çizmiştir.

Konuşmasının son bölümünde sürdürülmekte olan Çözüm Süreci hakkında değerlendirmelerde de bulunan Başbakan Yardımcısı Sayın Atalay, bu süreci doğrudan diyaloğun yer aldığı bir dönem olarak adlandırmıştır. Atalay, sürecin esasını terör unsurlarının sınır-dışına çıkması, silahlarını bırakması ve devletin de eve-dönüş ile ilgili siyasi düzenlemeleri yapması olarak belirtmiştir. Bu bağlamda, dünyadaki diğer örnek ve tecrübeleri önemli gördüklerini ve değerlendirdiklerini belirten sayın Atalay, terörün bitmesi ve varolan sorunların siyaset yoluyla çözümlenmesi gerektiğini vurgulamıştır. Sayın Ulvi Saran, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı: Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Sayın Ulvi Saran, düzenlenen bu konferansın kurumumuz açısından ilk olması bakımından önemine değinmiş, özellikle terörle mücadelede yeni yaklaşımlar için bunun bir başlangıç olacağına inandığını ifade etmiştir. Günümüzde terörün tek bir ülke veya coğrafyanın sorunu olmadığına ve bu nedenle de devletlerin ortak hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Sayın Saran, konuşmasının diğer bölümünde ise 2010 yılında kurulmuş olan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı nın (KDGM) misyonu ve vizyonu hakkında kısa bilgiler vermiştir. Bu bağlamda, şu ana dek Müsteşarlığın gerçekleştirmiş olduğu projelere de değinen Sayın Saran, bunların içinde özellikle 30 Eylül 2013 tarihinde Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından kamuoyuyla paylaşılan Demokratikleşme Paketi ne atıfta bulunmuştur. Sayın Jan Kleijssen, Avrupa Konseyi Bilgi Toplumu ve Suçla Mücadele Genel Müdürü: Avrupa Konseyi Bilgi Toplumu ve Suçla Mücadele Genel Müdürü Sayın Jan Kleijssen yaptığı açılış konuşmasında, terörle mücadelede güvenlik ve insan hakları dengesinin önemine vurgu yapmıştır. Avrupa Konsey'inin terörle mücadelede iki temel prensibinin, ifade özgürlüğü ve kişisel verilerin korunması ile suçlarla mücadele olduğunu ifade eden Sayın Kleijssen, 1978 tarihli AİHM kararının da suçla mücadele ve birey hakları arasında dengenin önemine işaret ettiğini vurgulamıştır. Bu amaçla terörle mücadele stratejilerinin hazırlanmasında ve uygulanmasında dikkat edilmesi gereken hususların altını çizen Sayın Kleijssen, güvenlik önlemlerinin uygulamalarında gözetimin son derece önemli olduğunu belirtmiştir. Hak ve özgürlüklerin düzeni sağlamak adına ihlal edilmemesi gerekliliği ifade edilmiştir. Güvenlik adına insan haklarına ihanet edilmemesi noktasına vurgu yapılmıştır. Teröristlerin, devletin olağanüstü önlemler almasına yol açarak sivil hayatı sınırlandırmayı amaçladığını ifade ederek, insan haklarına saygılı güvenlik politikalarının gerekliliğine dikkat çekmiştir. Bu noktada, Sessiz Devrim adlı eserimize vurgu yapılarak ülkemizin son yıllarda başardığı ilerlemelere değinilmiştir. Sayın Kleijsen, Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın eserin önsözünde Şeyh Edebali'den yaptığı alıntıyla "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" ifadesiyle konuşmasını tamamlamıştır. 1

BİRİNCİ OTURUM Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Sayın Ulvi Saran'ın başkanlığında, Ulusal Terörle Mücadele Koordinasyon Birimlerinin Yapısı ve Genel Görevi başlıklı birinci oturumda, yalnızca güvenlik güçleri odaklı bir strateji yerine, bütüncül ve çok boyutlu, insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü öne çıkaran kapsamlı terörle mücadele stratejilerinin, teröre son vermede bir ön şart olduğu vurgulanmıştır. Güvenlik güçleri, akademisyenler, sivil politika yapıcılar, uygulayıcılar ve sivil toplum temsilcilerinin fikirlerini ve tecrübelerini bir araya getiren ulusal terörle mücadele koordinasyonu konsepti yeni ve ilginç bulunmakla birlikte, fayda sağladığının gözlemlendiği ifade edilmiştir. EricRosand, Kıdemli Danışman, Küresel Terörle Mücadele Forumu Koordinatörü, Dışişleri Bakanlığı, ABD: KDGM Müsteşarı Sayın Ulvi Saran'ın başkanlığını yaptığı ilk oturumda ilk konuşmayı, ABD Dışişleri Bakanlığı Terörle Mücadele Bürosu'nda Küresel Terörle Mücadele Koordinatörlüğü görevini yürüten EricRosand yapmıştır. ABD'nin küresel terör tehdidiyle başa çıkma adına kurduğu 263 terörle mücadele kurumu ve bunların koordinasyonu için görevlendirilen NCTC ve NJTTF adlı kurumlara sunumda yer verilmiştir. Rosand, 11 Eylül saldırıları sonrası ABD'nin teröre karşı başlattığı küresel savaşta, gelinen noktada, temel hedefinin El Kaide terör örgütünün finansmanını yok etmek ve örgüte katılımı sıfıra indirmek olduğunu belirtmiştir. Bu amaçla, 2011 yılında revize edilen ABD ulusal güvenlik politikası iki temel strateji benimsemiştir: Terörle Mücadele Stratejisi: Özellikle El Kaide terör örgütünün operasyon yeteneğini ortadan kaldırmaya yönelik önlemleri içermektedir. Radikalleşmeyle Mücadele Stratejisi: El Kaide'nin yeni geliştirdiği taktik gereği örgüte katılan ABD vatandaşlarının sayısı giderek artmaktadır. Bunun sonucu olarak artan iç tehdidi ortadan kaldırmak için, özellikle gençler arasında radikalleşmeyi minimize etmek amaçlanmaktadır. Rosand, ABD'de terörle mücadele koordinasyonu konusunda yaşanan problemlerin iki temel sebepten kaynaklandığına değinmiştir. İlk olarak özellikle 11 Eylül'den sonra sayısı giderek artan yeni kurumlarla birlikte bu amaçla hizmet veren kurum sayısının 263'e çıkmasının koordinasyonu zorlaştırdığına işaret edilmektedir. İkinci problem ise kurulan kurumların yetki sınırlarının net olmaması ve özerk kurumların koordinasyon açısından sorun teşkil ettikleri ifade edilmiştir. Bu sorunları aşmak amacıyla ABD'de iki koordinasyon kurumu kurulmuştur: Ulusal Terörle Mücadele Merkezi (NCTC): 11 Eylül saldırılarından sonra kurulan ve ABD'nin istihbarat ve güvenlik güçlerinin operasyonel ve stratejik koordinasyonunu sağlayan kurumdur. Ulusal Ortak Terör Görev Gücü (NJTTF): 11 Eylül sonrası sayıları giderek artan, bölgesel güvenlik güçlerinin ortak operasyonel bir yapı olarak çalıştığı koordinasyon 2

yapısıdır. NCTC yapısı içinde, istihbarat paylaşımı konusunda bölgesel güvenlik birimlerinin koordinasyonunu yerel teşkilatları vasıtasıyla sağlamaktadır. Sayın Ergin Ergül, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşar Yardımcısı: Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşar Yardımcısı Sayın Dr. Ergin Ergül konuşmasında, Müsteşarlığımız hakkında bilgiler vermiştir. Terörle mücadele konusunda ulusal kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlama yönünde KDGM ye duyulan ihtiyacı ifade eden Sayın Ergül, 2010 yılında kurulmuş olan KDGM nin yapısına ve rolüne değinmiştir. Şu ana dek kurum tarafından gerçekleştirilen çalışmalar hakkında da örnekler veren Sayın Ergül, bu bağlamda gerçekleştirilen ziyaretler, terörle mücadele alanında ilgili ülke raporları, çözüm süreci bağlamında oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti ve bunlara sağlanan lojistik destek ve 2002-2012 yılları arasında Türkiye nin demokratik değişim ve dönüşüm envanteri niteliğindeki Sessiz Devrim in yayınlanmasına dikkat çekmiştir. YuliiaLaputina, Güvenlik Servisi Özel Operasyon Merkezi Müdür Yardımcısı, Ukrayna: Ukrayna Güvenlik Servisinin Özel Operasyonlar Merkezi Başkan Yardımcılığını yürüten ve CODEXTER'de Ukrayna'yı temsil eden YuliiaLaputina sunumunda ülkesinin terörle mücadele stratejisine ve işleyişine değinmiştir. Bu bağlamda, Ukrayna'nın temel hedefinin terörle mücadelede güvenlik sistemini küresel ve Avrupa standartlarına uygun bir şekle getirmek olduğunu ifade etmiştir. Bu yönde atılan adımlar arasında ulusal terörle mücadele önlemlerinin uluslararası normlara uygunluğu, terörle mücadele sisteminin önleyici yönünün güçlendirilmesi, terörün istismar ettiği şartların ortadan kaldırılması çalışmaları sayılmıştır. Bu noktada, 2006 tarihli BM Küresel Terörle Mücadele Stratejisi'nin Ukrayna güvenlik politikasına uyarlanmasının birincil öncelikleri olduğu vurgulanmıştır. Ukrayna'nın oluşturmaya çalıştığı sistemin temel işlevleri arasında birleşik bir devlet politikası oluşturmak, terörle mücadele kurumlarının koordinasyonunu ve hazırlığını sağlamak, terör tehditlerini ve risklerini denetlemek, istihbari ve analitik destek, terörün yayılmasını önleyici faaliyetlerde bulunmak, terörün finansmanına karşı önlemler almak sıralanmıştır. Bu amaçla, terörle mücadelede koordinasyonu sağlamak üzere Teröre Karşı Merkez'in (ATC) 1998 yılında Başkanlık Kararnamesiyle kurulduğu ifade edilmiştir. Terörle Mücadele Merkezi'nin, her yıl çeşitli ülkelerle ortak 100'ün üzerinde tatbikat düzenleyerek, terör tehdidine karşı hazırlığının üst düzey olmasını amaçladığına değinilmiştir. Buna örnek olarak, bu yıl Mayıs ayında İsrail'in Kiev Büyükelçisinin de gözetiminde Kiev'de bulunan İsrail Büyükelçiliği, iki sinagog ve bir Yahudi okulunda ATC tarafından tatbikatlar düzenlendiğine işaret edilmiştir. Bir diğer örnek de Ukrayna'da düzenlenen 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda ATC tarafından 24 ülkeden 42 temsilcinin katılımıyla Uluslararası Güvenlik ekibi kurulmuş ve terör tehdidine karşı uluslararası koordinasyon sağlanmış olmasıdır. 3

Laputina, Nisan 2013 yılında çıkarılan Başkanlık Kararnamesi ile hayata geçen Terörle Mücadele Konsepti'nin terörizmle mücadelede stratejilerin etkin bir şekilde uygulanmasını ve teröre zemin hazırlayan şartların ortadan kaldırılmasını hedeflediğini ifade etmiştir. Bu amaca ulaşmak adına, terörle mücadele ederken paralelde birey hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi, terörle mücadeleye kamuoyu desteğinin artırılması, teröre meyilli bireylere karşı ikna edici yaklaşımların geliştirilmesi ve kurumlar arası koordinasyonun geliştirilmesi konularının altı çizilmiştir. Francisco ToroMansilla, Hizmet Birimi Başkanı, Kurumsal İlişkiler Departmanı, Ulusal Terörle Mücadele Koordinasyon Merkezi, İspanya: İspanya Ulusal Terörle Mücadele Koordinasyon Merkezi Kurumsal İlişkiler Bölümü Başkanı Francisco ToroMansilla, konuşmasında öncelikle İspanya ve Türkiye nin benzer ve ortak terör tehditlerine maruz kaldığına dikkat çekmiştir. Ülkesinin yaklaşık 45 yıldır terör sorunundan acılar çektiğini belirten Mansilla, bunun aynı zamanda İspanya ya bu alanda iyi bir tecrübe kazandırdığını da ifade etmiştir. Terörle mücadele konusunda mevcut İspanya hükümetinin ana hedeflerine değinen Mansilla, bu bağlamda demokratik siyasi partilerin eylem birliği, polis ve yargı işlemlerinin etkinliği, uluslararası işbirliği ve terör mağdurlarını kapsamlı olarak kabul etme ve onlara destek verme gibi ilkeleri öne çıkarmıştır. Mansilla, bu alanda alınan ilk kararların, terörle mücadele soruşturmalarında polis birimlerini iyileştirmek ve artırmak, ayrıca Ulusal Terörle Mücadele Koordinasyon Merkezi nin (CentroNacional de CoordinacionAntiterrorista) kurulması olduğunu belirtmiştir. 28 Mayıs 2004 tarihinde kurulan Ulusal Terörle Mücadele Koordinasyon Mekezi nin İçişleri Bakanlığı na bağlı olarak çalıştığını belirten Mansilla, kurumun yapısı ve misyonu hakkında da bilgiler vermiştir. Kurumun her şeyden önce operasyonel bir görevi olmadığının altını çizen Mansilla, stratejik çerçevede çalışan kurumun terörle mücadele alanında istihbarat üretimi ve stratejik koordinasyon görevleri olduğuna değinmiştir. Ayrıca kurumun yatay bir yapıda yer aldığına dikkat çekerek, operasyonal birimlerini ve ulusal istihbarat merkezini tamamlayıcı nitelikte olduğunun altını çizmiştir. Bununla birlikte Mansilla, söz konusu kurumun terör konusunda her çeşit bilgi ve istihbaratın toplanması, bu konuda analizlerin yapılması, hem İspanya hem de ülkenin çıkarlarına karşı tehdit değerlendirilmesine ilişkin siyasi otoritelere raporlar hazırlanması veispanya Hükümeti tarafından verilen görevle, teröre karşı ulusal strateji geliştirme ve yol gösterme rolünün olduğunu belirmiştir. Mansilla, operasyonal birimlerden gelen bilgilerin ulusal koordinasyonu hakkında ise, 2006 yılından beri kullanılan SICOA (Terör Önleyici Koordinasyon Sistemi) bilgisayar sistemine değinmiştir. Bu sistem sayesinde terörle mücadelede mükemmel bir koordinasyon sağladıklarını belirten Mansilla, sistemin yapısı hakkında kısa bir bilgi vermiştir. Mansilla, konuşmasını son bölümünde terörle mücadele alanında uluslararası işbirliği ve bilgilerin paylaşımı konusuna değinmiş, bu bağlamda Ulusal Terörle Mücadele 4

Koordinasyon Merkezi nin yabancı ülkeler ve uluslararası kurumlarla gerçekleştirdiği işbirliklerine dikkat çekmiştir. İKİNCİ OTURUM Dışişleri Bakanlığı Araştırma ve Güvenlik İşleri Genel Müdürü Büyükelçi Tunç Uğdül ün başkanlığını yaptığı Koordinasyon Birimlerinin Terörle Mücadele Stratejilerinin Hazırlanması, Uygulanması ve Gözden Geçirilmesi Konularındaki Özel Görevleri başlıklı, konferansın ikinci oturumda, genel olarak terörle mücadelede ulusal stratejilerin uygulanmasına ve gözden geçirilmesine değinilmiştir. Oturumda kendi ülkelerinin terörle mücadele konusundaki deneyimlerini paylaşan katılımcılar, özellikle bu konuda vatandaşların temel hak ve hürriyetlerine, hukukun üstünlüğüne saygı gözetmenin gerekliliğini vurgulamıştır. Güçlü bir hukuki mevzuatın önemine değinilirken, terörle mücadelede devletler ve kurumlar arası bilgi paylaşımı ve bilginin aktarılmasının artan önemine dikkat çekilmiştir. Aynı oturumda terörü önleyici bazı toplumsal tedbirlere de değinilmiş ve özellikle bu bağlamda sosyal, ekonomik, eğitimsel ve spor faaliyetlerine değinilmiştir. Lucia Ling Ket On, Terörle Mücadele Ulusal Koordinatörünün Hukuk Danışmanı, Güvenlik ve Adalet Bakanlığı, Hollanda: Hollanda Terörle Mücadele Ulusal Koordinatörünün Hukuk Danışmanlığını yürüten Lucia Ling Ket On terörün sona erdirilmesinde işin kaynağına inilmesi ve radikalleşmenin önüne geçilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Hollanda'da kapsamlı bir terörle mücadele stratejisi yürütüldüğüne değinen Ket On, radikalleşme sürecinin daha başında tespit edilen bireylerin henüz teröre başvurmadan yakalanması ile engelleyici ve önleyici bir yaklaşım geliştirildiğini ifade etmiştir. Bu noktadan hareketle terörle mücadelede iki temel prensibe vurgu yapılarak, bunlardan ilkinin radikalleşmenin tespiti, ikincisinin terör tehdidinin önlenmesi ve bastırılması olduğuna dikkat çekilmiştir. Ket On terörle mücadele stratejisinin beş sütuna dayandığını ifade ederek şunları sıralamıştır: Saptama: doğru zamanlama ile kurumlar arası etkin bilgi paylaşımı sağlanarak terör tehditlerinin saptanması; Önleme: Radikalleşme sürecine en yakın zamanda müdahil olunarak terör tehdidinin oluşmasını engelleme; Koruma: Terörün hedef aldığı tehdit altındaki kişiler, alanlar ve kritik altyapıların korunması; Hazırlık: Güvenlik güçlerinin yeterli eğitimden geçirilmesi ve halkın bilgilendirilmesi; Takibat: Teröristlerin yargının önünde hesap vermesinin sağlanmasıdır. Ket On, özellikle 2004 Madrid terör saldırısı sonrası Hollanda'da terörle mücadelede ulusal koordinasyon çalışmalarına hız verilerek Ulusal Koordinatörlük kurulduğuna ve terörle mücadele Bilgi Kutusu oluşturularak güvenlik güçlerinin istihbaratlarının tek bir noktada birleştirildiğine değinmiştir. Buna ek olarak kritik altyapıların, hassas yapıların ve internetin korunması için alarm sistemlerinin geliştirildiğine yer verilmiştir. 5

Daha etkin bir terörle mücadele politikası geliştirilmesi amacıyla düzenli bir gözetim mekanizması oluşturulduğuna değinen Ket On, bu amaçla stratejinin meşruiyetini ve etkinliğini ölçmek üzere periyodik değerlendirme raporlarının yazıldığını ifade etmiştir. Bu amaçla, Hollanda Parlamento'su tarafından geçmiş stratejinin ve uygulamasının değerlendirmesi yapılmakta ve bunun ışığında yeni ulusal terörle mücadele stratejisi oluşturulmaktadır. Ulusal Koordinatörlük tarafından oluşturulan 2011-2015 Stratejisinde öncelik verilecek alanlar olarak cihatçılık, göç, teknoloji ve etkin gözlem sıralanmıştır. Güvenlik-insan hakları ikileminde dengeli bir strateji oluşturabilmek amacıyla yeni terörle mücadele stratejisinde terörün de tanımının yapıldığını vurgulayan Ket On, çalışmaların etkin gözlem, siber güvenlik ve afet hazırlıkları alanların da yoğunlaştığını vurgulamıştır. GertVercauteren, Analiz Departmanı Başkanı, Tehdit Analizi Koordinasyon Birimi (OCAD), Belçika: Belçika Tehdit Analizi Koordinasyon Birimi'nde (CUTA) Analiz Departmanı Başkanlığı görevini yürüten GertVercauteren sunumunda kurumunun işlevine ve yapısına dair bilgilere yer vermiştir. CUTA'nın 2006 yılında kurulan yeni bir kurum olduğunu ifade eden Vercauteren, Belçika'da terörle mücadelede koordinasyon kurumlarının 1984 yılında kurulan Teröre Karşı Kuvvetler Arası Grup (GIA) ile başladığını belirtmiştir. GIA yalnızca istihbarat ve güvenlik güçleri arasında bir koordinasyon sağlarken, CUTA'nın kurulmasıyla birlikte İçişleri, Dışişleri, Ulaştırma ve Maliye Bakanlıklarının da koordinasyon yapısının içine alındıklarına değinilmiştir. İlgili kurumların hukuken terör tehditlerine ilişkin bilgi ve istihbaratı CUTA ile paylaşma zorunluluğu bulunmasının önemine işaret edilerek, koordinasyon yapılarında kurumların iyi niyetinden ziyade hukuki yaptırımların gerekliliğine vurgu yapılmaktadır. CUTA'nın işbirliği içinde bulunduğu bu kurumlardan aldığı raporlar doğrultusunda muhtemel tehdit raporları hazırladığı ifade edilmiştir. Bu raporların anlık tehditler ve stratejik tehditler olmak üzere iki farklı kategoride hazırlandığını belirten Vercauteren, anlık tehdit raporlarının daha çok müşahhas etkinlik, ziyaret veya eylemlere karşı oluşan somut terör tehditlerine ilişkin olduğunu, stratejik tehdit raporlarının ise geniş çerçevede kalıcı tehditlerin zaman içerisindeki gelişimlerine ilişkin olduklarını belirtmiştir. Anlık tehditlerin 1-4 aralığında tehdit derecelendirmesine tabi tutulduklarına ve tehdit seviyesine göre uygun önlemlerin alınması için ilgili birimlerin uyarıldığına yer verilmektedir. Stratejik tehdit raporlarında ülke analizlerinden, terör grubu analizlerine kadar tehdit eğilimlerinin yer aldığı vurgulanmıştır. CUTA'nın yılda iki defa temel tehditler üzerine strateji raporları oluşturduğu ve raporların karar alıcılar için hazırlandığı göz önünde bulundurulduğunda oldukça kısa ve sonuç odaklı tavsiye içeren çalışmalar olduğu ifade edilmiştir. Vercauteren, CUTA'nın bir koordinasyon yapısı olmasının dışında terörle mücadeleye üç temel katkısının daha bulunduğuna değinmektedir: CUTA'nınPolis Teşkilatının her dört yılda bir İçişleri ve Adalet Bakanlıkları ile beraber hazırladığı Milli Güvenlik Planı'na da katkıda bulunduğuna vurgu yapılmaktadır. Bu planda, özel bir metodoloji takip edilerek ülkedeki en büyük öneme 6

sahip suç türleri sıralanmakta ve bu suçların önlenmesine takip eden dört yıl içerisinde öncelik verilmektedir. CUTA'nın da bu planlara özellikle terör ve radikalizm konularında katkı yaptığına değinilmektedir. CUTA bünyesinde çeşitli kurumları temsilen çok sayıda çalışanın bulunmasının farklı birimlerin diyalog eksikliğini gideren bir platform oluşmasını sağladığı ifade edilmektedir. İstihbarat servislerinin ancak suç vuku bulmak üzereyken güvenlik birimlerine haber vermesi ve yargı kurumlarının suç oluştuktan sonra soruşturmaya başlamalarının terörle mücadelede sorunlara yol açtığı, ancak CUTA'nın oluşturduğu eşsiz diyalog platformu sayesinde çeşitli birimleri temsil eden bu çalışanların çok boyutlu bakabilmeyi sağladığı vurgulanmaktadır. CUTA'nın üçüncü katkısının ulusal Harekat Planı'nda muhtemel şiddete yatkın radikalleşmenin önlenmesi noktasında olduğuna yer verilmektedir. Bu amaçla, CUTA'nın faaliyetleri iki alanda yoğunlaşmaktadır. İlk olarak potansiyel radikalleşme gruplarının haritalandırılması yapılmakta, ikinci olarak da radikalleşmeye sebep olan birey, grup, oluşumların etkilerinin kırılması amacıyla idari ve yargısal önlemler alınmakta olduğuna dikkat çekilmiştir. SergeiGerasenkov, Ulusal Terörle Mücadele Komitesi, Rusya Federasyonu: Rusya Ulusal Terörle Mücadele Komitesi Uzmanı SergeiGerasenkov ülkesinin karşı terör tehdidine ve terörle mücadele uygulamalarına yer verdiği konuşmasında günümüzde terör saldırılarının artmasına temel teşkil eden faktörleri sıralamıştır. Üç temel sebep öne süren Gerasenkov aşağıdaki faktörlere değinmiştir; Terörist grupların artan sosyal istikrarsızlığın oluşturduğu elverişli ortamı istismar etmesi Gelişen medya ve iletişim teknolojileri sayesinde terörist grupların kısıtlı imkanlarla yüksek kabiliyet elde etmesi Küresel cihat alanlarının yayılma eğilimi göstermesi Özellikle Ortadoğu ve Afrika'da yaşanan istikrarsızlıklara işaret eden Gerasenkov, bu bölgelerin teröristlerin güvenli barınağı haline gelmesinin bölge dışındaki ülkelerde de terör tehditlerinin artmasına sebep olduğunu savunmuştur. Ayrıca genişleyen küresel cihat alanlarında faaliyet gösteren terör örgütlerinin El Kaide adı altında toplanmasının El Kaide'ye güç kattığı ifade edilmiştir. Bu nedenle, çoğu küçük çaplı olan ve bölgesel faaliyetler içinde bulunan bu terör örgütlerine karşı etkin mücadelenin önemine işaret edilmiştir. Gerasenkov, son olarak Rusya'nın karşılaştığı iç tehditlere değinerek Kuzey Kafkasya'da yayılmakta olan İslamcı yapılara vurgu yapmıştır. Özellikle artan göç ve gençler arasında radikalleşmeyle birlikte Rusya'nın ciddi terör tehdidi altında olduğunu ifade eden Gerasenkov, Kuzey Kafkasya'da terör örgütlerinin eğitim kampları kurduklarını ifade etmiştir. Buna karşın Rusya Federasyonu'nun terörle mücadelede etkin bir ulusal sistem oluşturduğu ve yeraltı örgütlere karşı girişilen askeri operasyonların etkili olduğu belirtilmiştir. Bu çalışmalar sonucunda geçtiğimiz yıl 96 terör eyleminin engellendiği bilgisine yer verilmiştir. 7

Pascal-HervéBogdanski, Kıdemli Hukuk Danısmanı, Terörle Mücadele Koordinasyon Ofisi, İsviçre: Oturumun son konuşmacısı olarak söz alan İsviçre Terörle Mücadele Koordinasyon Bürosu Kıdemli Hukuk Danışmanı Pascal-HervéBogdanski, sunumunda terörle mücadele konusunda ülkesinin temel unsurlarından ve bu alanda gerçekleştirilen ulusal ve uluslararası koordinasyon hakkında bilgiler vermiştir. Bogdanski, İsviçre nin terörle mücadele politikasının temelleri olarak, önleme ve baskı arasında dengeli bir yaklaşım, özellikle insan hakları esasında uluslararası hukuka mutlak saygı ve istisnasız evrensel insani hukuku uygulamayı sıralamıştır. Ayrıca ülkesinin, bu konudaki temel önceliklerinin Birleşmiş Milletler Küresel Terörle Mücadele Stratejisini uygulanması, uluslararası işbirliği ve eşgüdümünün güçlendirilmesi, terörle mücadelede insan hakları esasında uluslararası hukuka saygı gösterilmesi ve terörizmin finansmanı ile mücadelede uluslararası girişimler oluşturulması olduğunu ifade etmiştir. Uluslararası alanda ülkesinin, Birleşmiş Milletler Küresel Terörle Mücadele Stratejisine bağlı olduğunu belirten Bogdanski, bunun yanında İsviçre nin terörle mücadele konusunda Avrupa Konseyi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ile yakın işbirliği halinde bulunduğunun altını çizmiştir. Bogdanski, İsviçre nin şu ana kadar terör konusunda bir hedef olmamışken bu alanda faaliyet göstermesini nedeni olarak ise, uluslararası işbirliğine verdiği önemi göstermiştir. Ulusal düzeyde terörle mücadele konusunda ülkesindeki kurumlardan ve bunların görevlerinden bahseden Bogdanski, İsviçre nin bu konuda resmi bir stratejiye değil, sürekli güncellenen terörle mücadele politikasına sahip olduğunun altını çizmiştir. İsviçre Terörle Mücadele Koordinasyonunun görevlerini sıralayan Bogdanski, bu bağlamda terörle mücadele konularıyla ilgili herhangi bir federal hizmetin uluslararası faaliyetlerinin koordinasyonunu sağlama, terörizm konusunda IDAG-Terrorismus adındaki bölümler-arası Çalışma Grubuna başkanlık etme, uluslararası organizasyonlarda herhangi bir faaliyet, girişim ve katılımın koordinasyonunu sağlama ve hemfikir olduğu devletler ve örgütlerle bağlantıların oluşturulması, çok-taraflı veya ikili toplantıların düzenlenmesi olarak belirtmiştir. Ayrıca Bogdanski, IDAG-Terrismus adlı yapı hakkında bilgiler vermiş ve bunun her 3-4 ayda bir toplanan bu bir bilgi paylaşımı forumu olduğunu belirtmiştir. ÜÇÜNCÜ OTURUM Avrupa Konseyi CODEXTER Sekreteri Carlo Chiaromonte nin başkanlığını yaptığı Terörle Mücadele Çabalarının Uluslararası Alanda Koordine Edilmesi: İşbirliğini Güçlendirmeye Yönelik Başarılar, Zorluklar ve Beklentiler başlıklı konferasın üçüncü ve son oturumunda ise, terörle mücadelede uluslararası koordinasyonun önemi ele alınmıştır. Bu bağlamda devletler ve uluslararası kurumlar arasında gerçekleştirilen başarılara, karşılaşılan zorluklara ve daha güçlü bir işbirliği yönündeki beklentilerin altı çizilmiştir. Bununla birlikte, terörle mücadele konusunda sivil toplumun ve medyanın önemine değinilmiş, özellikle medya aktörlerinin terör örgütlerine bir alan yaratmaması gerektiği vurgulanmıştır. 8

Irka Kuleshnyk, Şube Müdürü, Uygulanmanın desteklenmesi Şube 1, Terörün Önlenmesi Birimi, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC): Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi, Terörün Önlenmesi Birimi, Uygulamanın Desteklenmesi Şube Müdürü Irka Kuleshnyk yaptığı konuşmada, BM içinde suçla mücadele alanında faaliyet gösteren kurumların terörle mücadele alanında koordinasyona yaptığı katkılara değinmiştir. Kuleshnyk, 2006 yılında Küresel Terörle Mücadele Stratejisi oluşturulurken üye ülkelerin sıkça dile getirdikleri terörle mücadele çabalarında uyum ve koordinasyon eksikliği konularına bir cevap olarak BM Terörle Mücadele Uygulama Görev Gücü (CTITF) kurulmuş olduğunu belirtmiştir. CTITF'in, bünyesinde görev yapan 31 uluslararası kuruluşla birlikte, çok taraflı terörle mücadele çabalarının en önemli örneklerinden biri olduğu ifade edilmiştir. Bağlı kuruluşların her biri kendi yasal sınırları içerisinde katkı yaparken, üye devletlerin ihtiyaçları doğrultusunda BM mekanizmasının etkin kullanımının sağlanmasının amaçlandığı vurgulanmıştır. Uyum ve koordinasyon sağlanması amacıyla kurulan Çalışma Grupları nın, çalışma alanlarında ilerleme kaydetmek amacıyla BM kurumlarını bir araya getirerek işleyişini sürdürdüğüne yer verilmiştir. Sayın Kuleshnyk, Suudi Arabistan'ın destekleriyle BM Terörle Mücadele Merkezi'nin (UNCCT) 2011 yılında, CTITF yapısı içerisinde kurularak Çalışma Gruplarının projelerini hayata geçirmeyi hedeflediğini belirtmiştir. UNCCT'nin bir diğer amacının da ulusal, bölgesel ve uluslararası terörle mücadele merkezlerinin çalışmalarına destek olmak ve işbirliğini arttırmak olduğu değerlendirilmiştir. CTITF Başkanı JeffryFeltman'ın terör sorununa karşı daha etkin bir şekilde çok taraflı hareket edebilmek için üç alanda gelişme ihtiyacına işaret ettiğini ifade eden Kuleshnyk, bu ihtiyaçları aşağıdaki gibi sıralamıştır: Üye devletlerin sıkça talep ettiği daha etkin uyum ve koordinasyonu sağlayabilmek adına CTITF'in rolünün arttırılması; Ekonomik sıkıntılar göz önünde bulundurulduğunda, üye devletler için kurulan destek havuzları ve kapasite inşası yardımlarının daha etkin bir metodolojiyle yönetilmesi; Daha etkin denetleme ve yeniden değerlendirme mekanizmaları oluşturulması ve önceki stratejilerin etkinliğinin en iyi şekilde kontrol edilmesi gerekmektedir. KristianBartholin, Terör Birimi Başkan Yardımcısı, Avrupa Konseyi Suçla Mücadele Departmanı: Avrupa Konseyi Suçla Mücadele Departmanı Terör Birimi Başkan Yardımcısı KristianBatholin, sunumunda 2003 yılında kurulmuş olan Avrupa Konseyi Terörle Mücadele Komitesi (CODEXTER) hakkında bilgiler vermiştir. Bartholin, komitenin ana görevlerini, hukuki araçların uygulanması takibi, bilgilerin paylaşımı, Avrupa Konseyi hükümetler-arası terör komitelerinin çalışmalarının koordinasyonun sağlanması, hukuki araçların sonuçlandırılması ve müzakere için hükümetler-arası bir ortam hazırlanması ve kendi sorumluluğu altında Avrupa Konseyi nin hukuki araçlarının incelenmesi olarak belirtmiştir. 9

Bartholin, CODEXTER in ana gücünün, terörle mücadele önlemeleri ile insan halkları ve hukuk devleti arasındaki ilişki konusunda uzmanlığından kaynaklandığını belirtmiştir. Ayrıca, genel olarak terör ve ceza hukuku alanında standart belirleme için pan-avrupa örgütü olmalarının, politika geliştirmeleri için hükümetler-arası bir ortam sağlamalarının ve katılımcı devletler ile örgütler arasındaki bilgi alışverişini kolaylaştırmalarının da bu konuda önemli olduğuna işaret etmiştir. Diğer yandan, CODEXTER in karşılaştığı zorluklara da değinen Bartholin, bu bağlamda komitenin uzun süreli eğitim programları ya da model mevzuat sağlayamadığına değinmiş ve sadece Avrupa gibi bölgesel düzeyde faal olmasını göstermiştir. Bunula birlikte Bartholin, terörle mücadele konusunda uluslararası koordinasyonun karşılaştığı zorlukların da altını çizmiştir. Bu bağlamda, özellikle hem bölgesel hem de küresel düzeyde birçok farklı aktörün bulunması ve bunların çakışan faaliyetlerini ön plana çıkarmıştır. Sunumun son kısmında ise, gelecek için bazı önerilerde bulunan Bartholin, örgütler arasında rekabetten kaçınarak daha yakın işbirliği bağlarının oluşturulması gerektiğini belirtmiştir. Bartholin, mümkün olduğu kadar çakışan faaliyetlerden kaçınmak gerektiğine işaret etmiş ve tecrübe paylaşımına dikkat çekmiştir. LászlóSzücs, Program Yöneticisi, Terörle Eylem Birimi (ATU), Sınır-aşan Tehditler Departmanı, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT): Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Terörle Mücadele Eylem Birimi Sınır-aşan Tehditler Departmanı Program Yöneticisi LaszloSzücs, konuşmasında terörle mücadele konusunda AGİT in Ulus-ötesi Tehditler Departmanının çalışmaları hakkında bilgiler vermiş ve örgütün uluslararası işbirliği ve koordinasyonun güçlendirilmesiyle ilgili görüşlerini açıklamıştır. Konuşmasının başında AGİT in dünyanın en büyük bölgesel güvenlik düzenlenmesi olduğuna dikkat çeken Szücs, AGİT Genel Sekreteri Sayın LambertoZannier in, çatışmaları önlemek, barış ve istikrarı teşvik etmek ve de uluslararası toplumun genel eylem etkinliğini artırmak için yararlanılabilecek bir Güvenlik Günü nün 2014 yılında düzenlenmesi için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Sayın Ban Ki Moon u bilgilendirdiğini ifade etmiştir. Szücs, siyasi-askeri güvenlik algılaması yanında insan haklarının korunması ve geliştirilmesiyle birlikte iktisadi gelişim ve çevresel sürdürülebilirliğe dikkat çeken AGİT in çok-yönlü yaklaşımının, güvenlik ve istikrarın ayrılmaz birer parçaları olduğunu belirtmiştir. Terörle mücadelede AGİT in ilk kurulan çok-taraflı örgütlerden biri olduğuna dikkat çeken Szücs, özellikle örgüt kapsamında üye devletler tarafından 2012 yılında kabul edilen Terörle Mücadelede Sağlamlaştırılmış Çerçeve Kararı nın (Consolidated Framework forthefightagainstterrorism) kapsamı hakkında bilgi vermiştir. Bu çerçeve karar bağlamda terörün, barış, güvenlik ve istikrara yönelik en önemli tehditlerden biri olmaya devam ettiğini vurgulayan Szücs, aynı zamanda bu kararın, örgüt çalışmaları için stratejik alanları belirlediğini de ifade etmiştir. Diğer bir ifadeyle Szücs, bu belgenin, 10

terörlemücadelede AGİT'in eylem için bir dizi odak alanlarını gösterdiğinin altını çizmiş ve bunları şu şekilde sıralamıştır; - Terörizm ile ilgili cezai konularda uluslararası hukuki çerçeve ve işbirliğinin uygulanması teşvik etmek - Terörizme yol açan şiddet içeren aşırılık ve radikalleşmeye karşı koymak - İnternetin terörist amaçlarla kullanılmasıyla mücadele etmek - Özellikle kamu-özel sektör ortaklığında terörizmle mücadelede diyalog ve işbirliğini teşvik etmek - Terörizmin finansmanını baskı altına almak - Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nin kitle imha silahlarının yaygınlaşmasını önleyici 1540 saylı kararın uygulanmasında ulusal çabaları desteklemek - Hukuk devleti, insan hakları ve temel özgürlüklerin artırılmasının bir zorunluluk olarak tüm bu çabaları boyunca dahil etmek KoenHermans, Eurojust Terörle Mücadele Grup Üyesi, Hollanda Ulusal Yedek Üyesi: Oturumun son konuşmacısı olarak söz alan Eurojust Terörle Mücadele Grup Üyesi KoenHermans, terörle mücadele konusunda 2002 yılında kurulmuş olan Eurojust ın rolü hakkında bir sunum yapmıştır. Daimi merkezi Hollanda nın La Hey kentinde bulunan kurumun yapısı ve görevleri hakkında bilgiler veren Hermans, Eurojust ın Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında yargısal işbirliğini öngören bir kurum olduğunun altını çizmiştir. Eurojust ın görevinin, Lizbon Antlaşması nın 85. maddesi uyarınca, AB yi etkileyen ciddi sınır ötesi suçlarla mücadelede ulusal makamlar arasında koordinasyon ve işbirliğini desteklemek ve güçlendirmek olduğunu belirten Hermans, kurumun görev alanları olarak terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, insan ticareti, yasadışı göçmen kaçakçılığı, nükleer ve radyoaktif madde kaçakçılığı, sahtekarlık ve sahtecilik, para aklama, bilgisayar suçları, dolandırıcılık, yolsuzluk ve mali suçlar, çevresel suçlar ve bir suç örgütüne katılma unsurlarını sıralamıştır. Hermans, terörle mücadele alanında kurum kapsamında 2004 yılında Terörle Mücadele Ekibi nin (Counter-Terrorism Team) kurulduğunu belirtmiş, bu bağlamda terörle ilgili operasyonal, taktiksel ve stratejik toplantılar düzenlendiğini açıklamıştır. Hermans, bu toplantılarda ulaşılan sonuçların Birlik in yasama organı, ilgili yasal merciler, kolluk kuvvetleri ve gerektiğinde özel sektör temsilcileriyle paylaşıldığına dikkat çekmiştir. Terörle mücadele ayrıca EUROJUST kapsamında terörle ilgili kilit aktörlerle ağ oluşturulmasına ve üçüncü devletlerle temas sağlanmasına dikkat çekmiştir. 11