Türk E itim Sisteminin Sorunlar n n Teflhisinde Yap lan Baz Hatalar: Yanl fl Veriler, Faydas z Mukayeseler ve Ba lams z Do rular



Benzer belgeler
Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

ÜN TE KES RLERDEN ALANLARA. Kesirleri Tan yal m. Basit Kesirler

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

KAR YER GÜNLER PROJES. Murat F DAN

Ö renim Protokolü

Tasarım Psikolojisi (SEÇ356) Ders Detayları

Avrupa Kredi Toplama ve Transfer Sistemi (AKTS) 27 Mart 2009 Yrd. Doç. Dr Sevinç HATĠPOĞLU Erasmus Koordinatörü

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

KDU (Kazanım Değerlendirme Uygulaması) nedir?

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

ÇOCUK GELİŞİMİ ÖĞRETMENİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

T.C AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ DÖNEM İÇİ UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

GRAFİK TASARIMCISI TANIM

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

İlkadım Birey Tanıma Envanteri

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Uluslararası Durum. rkiye nin Dikkate Alması Gereken. Prof.Dr.Giray. .Giray Berberoğlu Orta Doğu u Teknik Üniversitesi

FELSEFE GRUBU ÖĞRETMENİ

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

AĞRI İBRAHİM ÇEÇEN ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ BİTİRME TEZİ YÖNERGESİ

ZİRVE ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK ABD

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ YAZ OKULU YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM

MEZUNİYET ANKETİ. İTÜ, Çevre Mühendisliği Bölümü. Bu önemli geri bildirim için TEŞEKKÜR EDERİZ! Adı Soyadı Öğrenci Numarası Adresi

STRATEJ K V ZYON BELGES

Sunum Becerileri (ENG 202) Ders Detayları

Türk Dili II (TURK 102) Ders Detayları

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ 6

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ


K.S.Ü. MÜHENDİSLİK MİMARLIK FAKÜLTESİ TEKSTİL MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİTİRME ÖDEVİ / BİTİRME PROJESİ DERSLERİ İLE İLGİLİ İLKELER

ARAŞTIRMA PROJESİ NEDİR, NASIL HAZIRLANIR, NASIL UYGULANIR? Prof. Dr. Mehmet AY

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45)

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

ken Türkçe de ulaç kuran bir ektir. Bu çal ma konumuzu seçerken iki amac m z vard. Bunlardan birincisi bu konuyu seçmemize sebep olan yabanc ö

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

Mimari Anlatım Teknikleri I (MMR 103) Ders Detayları

Klinik Psikoloji (PSY 402) Ders Detayları

YÖKAKADEMİK (Yükseköğretim Akademik Arama Sistemi)

Yurtdışında üniversite yerleştirme işlemi öğrencinin akademik ve dil bilgisi düzeyine göre üç farklı şekilde gerçekleştirilir:

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

AVRASYA UNIVERSITY. Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans (X) Lisans ( ) Yüksek Lisans( ) Doktora( )

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

Sınıfta Disiplini Sağlamada Sınıf ve Branş Öğretmenlerinin Karşılaştırılması. Yazar Ayşegül TÖK. Giriş:

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Fransızca II BİS

MATEMATİK ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere, matematik ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

OKULUN BULUNDUGU SEMT

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Fransızca Okuma ve Yazma II (ETI272) Ders Detayları

Prof. Dr. Bilal Sambur ile Medya ve Dindarlık Üzerine 08/04/2015

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

İngilizce İletişim Becerileri I (ENG 101) Ders Detayları

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Yerli kaynak aramalarına ayrılan pay 12 kat arttı

17-19 EYLÜL 2010 TARİHLERİ ARASINDA MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİN DE YAPILAN ADIM ÜNİVERSİTELERİ İDARİ GRUP TOPLANTI KARARLARI

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

GIDA MÜHENDİSİ TANIM A- GÖREVLER

T.C. KAFKAS ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ LİSANS EĞİTİM-ÖĞRETİM VE SINAV UYGULAMA ESASLARI

İÇİNDEKİLER. 1. Projenin Amacı Proje Yönetimi Projenin Değerlendirilmesi Projenin Süresi Projenin Kapsamı...

Transkript:

Görüfl / Viewpoint www.yuksekogretim.org Türk E itim Sisteminin Sorunlar n n Teflhisinde Yap lan Baz Hatalar: Yanl fl Veriler, Faydas z Mukayeseler ve Ba lams z Do rular Some false determinations about the problems of Turkish education system: False derivations, useless comparisons and context-free facts Menderes Coflkun Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Ö retim Üyesi, E itim Fakültesi Dekan, Isparta Özet Türk e itim sisteminin sorunlar n n çözümünü, sadece e itim bilimcilere b rakmak do ru de ildir. E itim bilimciler bir dersin ö renciye nas l daha iyi anlatabilece i üzerinde yo unlafl rlar. Türk e itim sisteminin sorunu, ö rencilere nas l daha fazla bilgi ö retilebilece i sorunu de ildir. Türk e itim sisteminde kurgu ve müfredat sorunu vard r. Müfredat n belirlenmesi ayr, müfredattaki bilgilerin ö rencilere nas l ö retilece i ayr bir husustur. yi bir mühendis, iyi bir Ortado u siyaseti uzman n n hangi e itimi almas gerekti i konusu, e itim bilimcilerin ifli de ildir. Bir bilim dal, ders veya uzmanl k alan yla ilgili müfredat do ru belirlendi i zaman, e itim bilimcilerin önerileri ve bulgular faydal olur. Anahtar sözcükler: E itim, e itim bilimci, mukayese, seçmeli ders, Türk e itim sistemi, veri. Abstract It is not correct to leave the solution of the problems of Turkish educational system to only educational scientists. Educational scientists focus on how to teach a lesson to students best. The problem of Turkish educational system is not how to teach more subjects to students. In Turkish education system, there are structure and curriculum problems. There is a difference between how to form curriculum and how to teach curriculum. It is not the business of educational scientists to decide which lessons an engineer or a researcher of Middle East politics has to take. When curriculum or educational structure is defined correctly then educational scientists could reach and propose useful findings. Key words: Comparison, derivation, data, education, education scientist, elective lesson, Turkish educational system. Türkiye de 1990 l y llardan sonra say lar h zla artan e itim bilimciler, Bat l bilim adamlar taraf ndan üretilen tan m, terim ve metotlar Türkçeye aktarmaya çal flmaktad rlar. Aktar lan bu bilgilerin derslere ne kadar yans t ld, ö renci ve ö retmenlerin hayatlar na ne kadar olumlu katk da bulundu u hususu iyice tart fl lmal d r. Bu yaz n n konusu ise Bat dan aktar lan pedagojik bilgi ve metotlar n derslere yans t lmas durumunda bile Türk e itim sisteminin temel sorunlar n n çözülemeyece i hususunu vurgulamakt r. Zira pedagojik bilgi ve yaklafl mlar, ancak müfredat do ru oldu u zaman faydal olur. E er e itim sisteminin misyon ve kurgusu yanl fl ise e itim bilimciler ifllerini do ru yapsalar bile, as l sorunun çözümüne katk sa layamayabilirler. Bütün dünyada, e itim bilimciler; ö renci, ö retim eleman, mezun gibi e itim-ö retimin paydafllar ndan bilgi toplarlar ve baz makalelerini bu tür bilgiler üzerine bina ederler. Türkiye de de e itim bilimcilerin bu tür çal flmalar yapmalar normaldir. Meselâ As m Ar, bir makalesinde, ö retim üyelerinin sorunlar n anket yoluyla tespit etmeye çal flm flt r. 2006 y l nda 469 ö retim üyesine uygulanan bu ankete göre, ö retim üyele- letiflim / Correspondence: Prof. Dr. Menderes Coflkun Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi Ö retim Üyesi, E itim Fakültesi Dekan, Isparta Tel: +90 535 246 51 73 e-posta: mencoskun@yahoo.com Yüksekö retim Dergisi 2012;2(3):121-126. 2012 Deomed Gelifl tarihi / Received: May s / May 2, 2012; Kabul tarihi / Accepted: Eylül / September 12, 2012; Online yay n tarihi / Published online: fiubat / February 23, 2013 Çevrimiçi eriflim / Online available at: www.yuksekogretim.org doi:10.2399/yod.12.021 Karekod / QR code:

Menderes Coflkun ri, maafllar n n düflüklü ünden, akademik yükselme kriterlerinin zorlu undan, haftal k ders yüklerinin fazlal ndan vs. flikâyet etmifllerdir (Ar 2007, s. 66). Gediko lu nun yapt bir çal flmaya göre, Türk e itim sisteminin sorunlar aras nda, okullaflma oran n n düflüklü ü, buna mukabil nüfusun yani e itime talebin yüksekli i; e itime ayr lan bütçenin yetersizli i, s n flar n kalabal kl vs. vard r (Gediko lu 1985; Ar 2007, s. 66). Bu tür teflhis ve teklifler, ancak hedef, kurgu ve müfredat do ru olarak belirlenmifl bir e itim sistemi için önemli ve anlaml d r. Nitekim bu sorunlar çözülünce, ö retim üyeleri ve ö renciler, her bak mdan daha huzurlu bir ortamda ders iflleyecekler ve sonuçta daha bilgili ö renciler yetiflecektir. Fakat bu bilgili ö renciler, ülkemizi bilimsel ve teknolojik üretimde uluslararas rekabette haz r hâle getiremeyeceklerdir. Bize göre mevcut müfredattaki bütün bilgileri ö rencilere eksiksiz ö retmek, Türk e itim sisteminin as l sorununu, yani uluslararas nitelikte üretici yetifltirme sorununu çözemez. E er çözseydi, Türkiye nin en iyi liselerinden ve en iyi üniversitelerinden mezun olan on binlerce kimyager, mühendis, sanayici vs., ülkemizi ileri teknoloji gerektiren ürünlerin al c s, kullan c s, pazarlay c - s veya mahalli bir taklitçisi olma konumundan ç kar rlard. Zira Türkiye sadece kendi otomobilini de il, uluslararas nitelikte flampuan n, kremini vs. bile üretememifltir. [1] E er nihai hedefimiz veya idealimiz, ö rencilere, lise ve üniversitelerin mevcut müfredat ndaki bütün bilgileri eksiksiz ö retmek ise, o zaman, hedefimiz yanl fl demektir. deal veya hedef yanl fl olunca, sonucu beklemeye gerek yoktur. Bir ülkede geliflmifllik veya geliflmemifllik, ço unlukla belli bir alanla s n rl kalmaz. Ülkeye hâkim olan zihniyetin izleri, askeriyeden siyasete, tar mdan sanayiye, spordan sanata, ilkö retimden yüksekö retime kadar her fleyde ve her alanda görülür. Dolay s yla az geliflmifl ülkelerde sadece fen ve teknoloji bilimlerinde de il, sosyal bilimlerde de nitelikli eserler ortaya ç kmaz. Nitekim sosyal, siyasî, tarihî ve kültürel konularda millî tezlerimizi ve millî bak fl aç lar m z oluflturabilecek ve bunlar uluslar aras çevrelerde savunabilecek yeterli say da sosyal bilimcimiz yoktur. Bundan dolay d r ki 19. ve 20. as rdaki (misyoner) Oryantalistlerin Türk ve slâm tarihiyle ilgili bak fl aç lar, çal flma konular, metodolojileri ve hatta terimleri, hemen hiçbir ciddi de ifliklik yap lmadan devam ettirilmektedir. Türkiye deki üniversitelerde skolâstik ve aktar mc bir e itim tarz ve yanl fl bir müfredat vard r. yi kabul edilen bir üniversiteden mezun olan bir edebiyat ö rencisi ile az geliflmifl bir üniversiteden mezun olan bir edebiyat ö rencisi aras nda ciddi bir nitelik fark yoktur. [2] Zira bu mezunlardan ikisine de Farsça, Arapça, Rusça, Frans zca, Türkmence gibi dillerden birkaç ö retilmez; ikisinin de akademik, özgün ve edebî yaz m yetenekleri gelifltirilmez; ikisi de üslup analizini, tahlil ve tenkidi bilmez. Hatta daha çarp c ifade etmek gerekirse, Türkiye deki Türk Dili ve Edebiyat bölümlerinden 2011 y l nda mezun olan bütün Türkologlar (doktora yapm fl olanlar da dahil) bir araya getirilseler, akademik donan m bak m ndan bir Hammer, Radloff, Barthold, Morthman, lminsky, Andreas Tietze etmezler. Bu bölümlerden, Amerikal Justin McCarthy gibi Türk milleti için milli tezler oluflturabilecek ve bu tezleri uluslararas çevrelerde sunabilecek bir bilim adam, istisnalar d fl nda, ç kmaz. Nitekim McCarthy, Oryantalist bilim ve sanat adamlar n n, Osmanl Türklerini bütün dünyaya ahlâks z, dinsiz ve zalim bir millet olarak göstermek, böylece onlar n di er milletler nezdindeki itibar n yok etmek ve sonuç olarak Osmanl y y kmak veya siyaseten sömürgelefltirmek için entelektüel ve bilimsel bir sahtekârl kla kaleme ald klar uydurma eserleri k smen ortaya ç karm flt r (McCarthy, 2003). McCarthy nin çal flmalar, bir Amerikal n n kaleminden ç kt - için de il, nitelikli oldu u için tesirlidir. Türkiye de orijinal çal flma konusu arayan binlerce Tarih ve Edebiyat mezunu, McCarthy nin iffla etti i bu çok önemli bilgileri ortaya ç kartamam flt r. Çünkü ç kartacak donan m ve imkâna sahip de ildirler. E er Türk e itim sistemi, kendi bafl na, uluslararas nitelikte araflt rmac, sanayici, müteflebbis, mühendis, futbolcu, sanatç, senarist vs. yetifltiremiyorsa, bunun sebebi, asla rksal farkl l klar, afla l k psikolojisi [3] vs. de ildir; ortaö retim ve yüksekö retimdeki müfredat n do ru ve bütüncül bir flekilde kurgulanmam fl olmas d r. John Carroll un görüfllerinden yararlanarak tam ö renme kuram ve modelini gelifltiren Benjamin Bloom a göre, uygun ö renme flartlar veya ortam oluflturuldu u zaman, herkes, di er insanlar n ö rendi i hemen her fleyi ö renebilir (bkz. Senemo lu, 1987). Türk üniversitelerinde hakiki bilim adamlar n n yetiflmesini sa layacak iklim ve ortam oluflturuldu u zaman, Türk tarih ve edebiyat yla ilgili ikinci s n f çal flmalar, yerini, milletin ve insanl n ilgiyle takip edece i orijinal ve faydal çal flmalara terk edecektir. [1] Uluslararas müflterisi olmayan bir teknolojik ürün, bilimsel bir baflar de il, bilimsel bir israft r. [2] Üstünlükler ve farkl l klar, ço unlukla üniversitelere göre de il, bireysel özelliklere ba l olarak ortaya ç kmaktad r. Dolay s yla yeni üniversitelerin aç lmas na itiraz etmeye gerek yoktur, bunun yerine üniversitelerin büyük ölçüde misyonsuzlu una ve ifllevsizli ine itiraz etmek gerekmektedir. [3] Afla l k psikolojisi, bir sonuçtur, ancak bu psikoloji, zamanla baflar y engelleyen bir sebep hâline dönüflebilir. Hammer ve Tietze gibi Avusturyal Türkologlar n donan mlar n ve kendilerine yüklenen misyonlar do rultusunda yapt klar yorucu çal flmalar küçümsemek, afla l k psikolojisi kadar tehlikelidir. Kendilerini Hammer kadar donan ml görenlerin, onun yaklafl k 150 y l önce Osmanl larla ilgili olarak söylediklerini tenkit edememesi, onun Türk tarihiyle ilgili olarak çizdi i çerçevenin d fl na ç kamamas, üzerinde düflünülmesi gereken bir durumdur. 122 Yüksekö retim Dergisi Journal of Higher Education

Türk E itim Sisteminin Sorunlar n n Teflhisinde Yap lan Baz Hatalar Yanl fl Veriler Üzerine Hüküm Bina Etmek: Osmanl Türkçesi Örne i Kurgusu veya müfredat yanl fl olan bir e itim sisteminde, e itim bilimciler sorun teflhisinde ço unlukla yan l rlar. Zira her teflhis, belli bilgiler üzerine bina edilir. Bilgi, teflhisin ham maddesi veya hamurudur. Hamur sorunluysa ustan n yetene- i ifle yaramaz. Yani, do ru teflhis için do ru veri gereklidir. Meselâ Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyat bölümü ö rencilerine yap lan anketlerde Osmanl Türkçesi dersiyle ilgili olarak Bu dersin hayatta size faydal olabilece ini düflünüyor musunuz? gibi sorular yer almaktad r. Bu sorulara Türk Edebiyat ö rencisi ço unlukla olumsuz cevap vermektedir. Zira birçok ö renci bu derste kendisine sunulan bilgileri (s fat- müflebbehe, ism-i tafdil, masdarlar vs.) s navda baflar l olmak hat r na veya di er psikolojik ve pedagojik amillerle ö renmektedir ve sonra unutmaya terk etmektedir. Türk Türkoloji ö rencisi, sevdi i ve sayd atalar n n dilini ve edebiyat n ö renmeye direnirken, Bat l Türkoloji ö rencisi, sevmedi i Osmanl Türklerinin dili olan Osmanl Türkçesini, Arapça ve Farsçay ö renmek için gayret sarf etmektedir ve bu dersleri ilgiyle ve azimle takip etmektedir. Yabanc ö rencilerin Arapça, Farsça ve Osmanl Türkçesini ö renmek için gösterdikleri azmi ve dürüstlü ü; rk, medeniyet, karakter, kuflak, zekâ vs. gibi sebeplerle izaha kalk flmak, tamamen yanl flt r. Sorun, rkta veya medeniyette de ildir, sorun Türk Türkoloji ö rencilerini Arapça, Farsça, Frans zca, Çince, Kazakça, Osmanl Türkçesi, hat, aruz (elbette bunlardan baz lar ) vs. ö renmeye ikna, teflvik ve icbar edemeyen e itim sistemindedir. Zira her ö renci içinde bulundu u ortam n kendisine kazand rd bak fl aç s na göre davran r. Türk ö rencilere göre, Osmanl Türkçesi dersi büyük ölçüde akademisyen olacaklar için gereklidir ve kendilerinin ço unlukla akademisyen olma ümitleri yoktur. Akademisyen olmayacaklar n, yani ekseriyetin, bu bilgilerin k sm- azam n ortaokul ve lisedeki derslerde kullanmayacaklar kesindir. Bu durumda anketten bu dersle ilgili olumsuz sonuçlar n ç kmas tabiidir. Ö renciler, mezun olduktan sonra hangi mesle i yapacaklar n bile bilmemektedirler. Böyle bir psikolojiyle yap lan e itim, Bat da da Do uda da s k nt dan ve hilekârl ktan baflka bir sonuç do urmaz. Her fley olabilmeye dönük bir e itim alanlar, haddizat nda hiçbir fley olamazlar. Bat l Türkoloji ö rencileri, Arapça ve Farsçay iyi seviyede ö renmek için gayret sarf etmekte, hocalar n kendilerine daha fazla bilgi ö retmeye zorlamaktad rlar; çünkü bu bilgileri, meslek hayatlar nda, milletlerinin uzun vadeli hedefleri do rultusunda askeri, siyasi ve akademik gerekçelerle aktif olarak kullanacaklar ndan emindirler. Bilgileri kadar meslek hayatlar nda baflar l olacaklar n ve baflar lar kadar da maafl alacaklar n bilmektedirler. Yani, ülke/flirket/grup/ideoloji menfaati - maafl ; maafl - nitelikli ifl ; nitelikli ifl - donan m ; donan m - e itim müfredat münasebeti bütüncül bir bak fl aç s yla kurgulanm flt r. Bu kurguda insan psikolojisi azami ölçüde dikkate al nm flt r. Do runun Sloganlaflmas Dünyadaki hem en iyi hem de en kötü üniversitelerin tan t m sayfalar nda afla yukar ayn hedefler, ayn misyon ve vizyonlar yer almaktad r. Do uda da Bat da da üniversitelerin beyan ettikleri hedefler, misyon ve vizyonlar ayn olmas na ra men, mezunlar (ç kt lar) aras nda ciddi farkl l klar vard r. Yani geliflmemifl ülkelerin üniversiteleri, masa bafl nda al nt maharetiyle, misyon ve vizyon sahibi olmaktad rlar. fade edilen misyon ve vizyonlar, her ne kadar içsellefltirilse de, haddizat nda sloganiktir ve ifllevsizdir. Türk e itim sistemi üzerinde fikir beyan eden hemen herkes (ö retim üyesi, ö retmen, sivil toplum örgütleri), ezberci e itim sistemini elefltirmekte; uygulamal, üretimci, faydac, rekabetçi, birey merkezli, modern, özgürlükçü bir e itim sistemi önermektedir. Ancak bu öneriler, ço u kere, ayr nt s ve nas l uygulanaca bilinmeyen, faydas z ve slogans do rular hâlinde tekrarlanmaktad r. Zira öneri sahiplerinin ço unun somut, tutarl ve tatbik edilebilir çözüm teklifleri yoktur. Yap land rmac veya bulufl yoluyla ö retme gibi modern ö retim metotlar, herkesin konufltu u, anlatt, birbirine tavsiye etti i fakat kimsenin derslerinde hakk yla uygulayamad bir konudur. On y llard r kitap, makale ve bildirilerde s kça kullan lan bu bilgilerin, derslere, ö renci ve ö retmenlerin hayatlar na hemen hiçbir olumlu katk s olmam flt r. E itim bilimcilerin girdikleri dersler de dâhil ortaö retim ve yüksek ö retimde ezberci ve skolâstik e itim tarz devam etmektedir. E er hemen her ö retmen aday n n ezberledi i pedagojik bilgiler, derslere yans t labilseydi, flimdiye kadar Türk e itim sisteminin baz pedagojik sorunlar çözülmüfl olurdu. Ancak sorun, sadece pedagojik de ildir. Seçmeli Dersler: Do ru Fikir, Yanl fl Uygulama fiekil aktar m kolay ve göz al c d r; düflünme ve analiz gerektirmez. Ancak kolayl kadar ifllevsizdir de. Meselâ Bat da da Do uda da ö rencilerin disiplinler aras çal flmas ve bu ba lamda seçmeli dersler almas tavsiye edilir. Bilindi i gibi, seçmeli dersler, ö rencilere, istedikleri e itimi alabilme imkân sa lar. Bologna kriterleri de seçmeli derslerin say s n n art r lmas n istemektedir. Dolay s yla hem Bat da hem bizde seçmeli dersler vard r. Görünüflte fark yok gibidir, ancak özde/zihniyette ciddî farkl l klar vard r. Bat da bir ö rencinin alaca seçmeli dersler belli bir hedef ve mant k çerçevesinde, dan flman n n yard m yla belirle- Cilt / Volume 2 Say / Issue 3 Aral k / December 2012 123

Menderes Coflkun nir. Karacao lu ve Çabuk, ngiliz e itim sistemindeki seçmeli derslerle ilgili flu önemli bilgileri verir: Zorunlu e itim sonras ö renim gören gençler için ngiltere e itim sisteminde zorunlu dersler bulunmamaktad r. Ö renciler, kendi istekleri ve okullar n veya ileri e itim kurumlar n n arad klar niteliklere göre çal - flacaklar alanlar ve dersleri seçerler. (Karacao lu ve Çabuk, 2002). Bu ba lamda bir sosyal bilimler ö rencisi, lisans e itiminde müstakbel mesle i veya uzmanl k alan yla do rudan ilgili olan dersleri seçmelidir. Meselâ üslûp konusunda çal flacak bir ö renci istatistik, matematik ve bilgisayar n belirli derslerini seçmelidir (bkz. Coflkun, 2010b). Bu ö rencinin temel matematik veya bilgisayar derslerini almas na gerek yoktur. Zira istatistik veya bilgisayarla ilgili bilgiler adeta s n rs zd r ve daima yenilenmektedir. statistikle ilgili her bilgi, üslûp çal flacak ö rencinin ifline yaramaz. Yani bilinçli bir seçim gereklidir. Bilginin ço ald ve daima yenilendi i günümüzde ö renciyi ancak do ru seçimler ve do ru sentezler baflar ya ulaflt r r. Art k herkesin her fleyi ö renmesi mümkün de ildir, gerekli de de ildir. Yine Bat da, Fransa n n Cezayir siyaseti konusunda uzmanlaflmay düflünen bir ö renci, lisansta birinci s n f tan itibaren Arapça ve Frans zcay seçer. Bu, mant ksal zorunlu bir seçimdir. Lisans e itiminin sonunda, ö renci, söz konusu iki dilde yaz yazabilecek duruma gelir ve mesle inin gerektirdi i metodolojik bilgileri ö renmifl olur. Geliflmemifl ülkelerde ise öncelikle kendisine böyle bir özel uzmanl k alan belirlemifl ö renci bulmak zordur. Zira e itim sistemi, ö rencileri belli konularda uzmanlaflmaya yönlendirmemektedir. Geliflmemifl ülkelerde bir siyaset bilimi ö rencisi, tabi oldu u hâkim zihniyetin d fl na ç karak, Fransa n n Cezayir siyaseti konusunda uzmanlaflmak istese, bu ö renci üniversitede ne Arapça, ne Frans zca ö renebilir, ne de araflt rmac l k yeteneklerini gelifltirebilir. Bunun yerine, ö retim üyelerinin al nt lardan oluflan eksik ve klifle ders notlar n sayg yla h fzeder; bir çeflit kutsiyet atfedilen bu derme-çatma bilgileri ezberleyince mesle ini yapabilece ine inan r, ezberledi i bilimsel st lahlarla üst seviyeden konuflmas n ve yazmas n ö renir. [4] Bat l araflt rmac ya gelince o, tan tmak ve aktarmak için de il üretmek için bilgi ö renir; kullanmayaca, kendine ait yeni bir üretime dönüfltüremeyece i bilgiyi ö renmek istemez. Bu, onlar n Do ulu araflt rmac ya göre daha az bilgi ö rendikleri anlam na gelmez. Üretim bilgisi, tüketim bilgisinden daha zor elde edilir. Bundan dolay Bat l bir profesör vaktini ö renci gibi çal flarak, Do ulu bir profesör de vaktini ço- unlukla konuflarak geçirir. Geliflmemifl ülkelerde seçmeli dersler, ansiklopedik ve skolâstik e itim anlay fl na uygun olarak belirlenmektedir. Hedefte, farkl konularda bir fleyler ö renmek, bilgili olmak, farkl konularda konuflabilmek, baflka bir bölüm hocas ndan ders almak, dersi yüksek notla ve kolayca geçmek vs. vard r. Bilgiden zarar gelmez, bir gün bir yerde ifle yarar düflüncesi hâkimdir. Hâlbuki günümüzde ansiklopedik ve rastgele ö renilen bilgilerle hiçbir nitelikli ürün ortaya konulamaz. Her fleyden biraz, asl nda hiçbir fley demektir. Art k modern dünya, her konuda bir fleyler bilen insan tipine de il, bir konuda disiplinler aras bak fl aç s yla her fleyi bilen (bir uzmanl k alan nda en iyi üretimi yapabilen) kiflilere ihtiyaç duymaktad r. Zira bir kiflinin imkânlar n n s n rl, bilgi evreninin ise s n rs z oldu u bilinmektedir. Sonuç olarak, bir lisan ö rencisi, öncelikle hedefini yani müstakbel ihtisas alan n belirlemelidir ( seçmeli dir), ikinci olarak da kendisini hedefine h zl ca ulaflt racak dersleri ve ö retim üyelerini seçmeli dir. Bu ba lamda, ö rencilere zengin seçenekler sunan, onlara disiplinler aras yeni çal flma konular ilham eden üniversiteler kurulmal d r. Yeni uzmanl k alanlar, donan ml araflt rmac lar, orijinal ürün ve tezler, ancak böyle üniversitelerde ortaya ç kabilir. Mukayeseli Çal flmalar n Sonuç Üretememesi Bir ülkenin e itim sistemiyle ilgili do ru hükümler verebilmek için farkl e itim sistemlerinin ç kt lar (ürünleri, mezunlar ) mukayese edilmelidir. Bir fleyin ne kadar do ru oldu- u, mukayese ve muhakeme yoluyla anlafl l r. Mahallî bir üretici, bilim adam, sporcu vs., kendi de erini, ancak uluslararas arenada, piyasada veya olimpiyatlarda anlayabilir. Mukayeseli bak fltan mahrum olan birçok ö retim eleman, kendi alanlar n n e itimiyle ilgili bir husus üzerinde hüküm verirken, evrensel do ruyu bilmemektedir. Bunun yerine kendi mahallî tecrübeleriyle elde ettikleri do rular kriter olarak kullanmaktad rlar. Kendi do rular da, mukayesenin imbi inden geçmedi i için, ço unlukla yanl flt r. Yanl fl bir zeminde elde edilen bilgi ve tecrübeye itibar edilmemelidir. Türk e itim sisteminin dünyadaki baflar l e itim sistemleriyle mukayese edildi i, emek mahsulü makale ve kitaplar vard r. Ço unlukla rakamlar ve sathi tan t mlar üzerine bina edilmifl olan bu çal flmalar n çok az, sonuç ve ufuk üretebilecek durumdad r. Hemen hepsi do ru bilgiler içermektedir. Ancak ayr nt s bilinmeyen, özü ve mant kavran lmam fl bilgileri s ralaman n bir anlam yoktur. Ayr ca do ru bir sistemi [4] Ansiklopedik ve terminolojik bilgiler, Do ulu ö renciyi ve akademisyeni zahiren daha bilgili gösterebilir. Bu bilgiler, üretim de il tüketim bilgisidir; pazarlamac bilgisi gibi s fakat ak c ve dikkat çekicidir. Geliflmemifl ülkelerin ifl adamlar da ço unlukla uluslararas firmalar n pazarlay c s durumundad rlar. Cep telefonu, araba, yedek parça, ilaç vs. gibi ileri teknoloji gerektiren ürünleri pazarlarlar. Aktar mc l k ve pazarlamac l k, sorumluk istemeyen kolay, kârl ve temiz bir ifltir. Üstelik uluslararas firmalarla rekabet edemeyecek bir üretim yapmak da do ru de ildir; zira niteliksiz ürün yaln z üreticisine de il müflterisine de zarar verir. 124 Yüksekö retim Dergisi Journal of Higher Education

Türk E itim Sisteminin Sorunlar n n Teflhisinde Yap lan Baz Hatalar parça parça aktarmak, ço unlukla çözüm üretmez. Zira her do ru parça, kendi bütünü içinde anlaml d r ve ifllevseldir. Dolay s yla do ru bir sistemi, bir bütün olarak alg lamak ve almak gerekir. Geliflmifl e itim sistemlerinden hakk yla yararlanabilmek için, öncelikle Türk e itim sisteminin sorunlar - n n do ru bir flekilde teflhis etmek icap eder. Zira ne arad - n bilmeyen, buldu unun k ymetini takdir edemez. E itim sistemlerinin mukayesesinde, mezunlar n k yaslanmas çok önemlidir. Bu ba lamda Türk e itim sisteminin yetifltirdi i akademisyenler, mühendisler, sanatç lar vs. Bat l meslektafllar yla k yaslanmal d r. Meselâ bilim adamlar n n mukayesesinde onlar n donan mlar, yay nlar n n niteli i, bildikleri yabanc dillerin say s, uluslararas kurulufllardan ald klar teklifler, ülkelerinin k sa ve uzun vadeli hedeflerine yapt klar katk lar, bilimsel çal flmalara (kütüphane ve laboratuara) günlük ay rd klar vakit vs. dikkate al nmal d r. Arada çok büyük farkl l klar n oldu u anlafl lacakt r. Türklerin dünyada en ileride olmas gereken Türk dili ve edebiyat alan nda bile Bat da yetiflen birkaç müsteflrikin iyi bir metodolojik e itim ald klar, vakitlerinin hemen tamam n bilimsel çal flmalara ay rd klar, k sacas her türlü akademik donan m ve imkâna sahip olduklar anlafl lacakt r. Bat da bir Osmanl tarih ve edebiyat araflt rmac s, bilimsel çal flmalar na bafllamadan önce Arapça, Farsça ve Osmanl nesrini iyice ö renmeye çal fl r. Bu kiflilerin Farsça, Arapça ve Türkçeyi tam ö renmeleri mümkün de ildir. Ancak bu eksik dil bilgilerine ra men, Eski Türk Edebiyat, Fars veya Arap edebiyat hakk nda nitelikli eserler kaleme alabilmektedirler. Türk Türkologlar ise transkripsiyon, terkip ve aktar m gibi basit akademik donan mlarla tez ve eserlerini haz rlamaktad rlar. Aktar m ve terkip yoluyla haz rlanan bir tez veya kitap, e er bir de er tafl yorsa, bu de er asla haz rlayana ait de ildir, çevirisi yap lan esere ve müellife aittir. Yay nevleri ve okuyucular, terkipçi (dokümantasyoncu) ve aktar mc Türk Türkologlara de il, Türkçeyi bile do ru dürüst ö renemeden Türk kültürüyle ilgili tenkidi de erlendirmelere cüret eden yabanc Türkologlara de er vermektedirler. Bu vahametin sorumlusu, flah slar de ildir, flah slar kendi kal b nda flekillendiren sistemdir. Ba lams z Do rular veya Bütüncül Düflünememek Dünyadaki baflar l e itim sistemlerini hakk yla bilmek, e itim sistemimizdeki sorunlar çözmek için yeterli de ildir. Zira sorunlar çözmek için, e itim sistemiyle bütünlük oluflturan, onu destekleyen unsurlar, e itimin paydafllar n da düzenlemek gerekmektedir. Geliflmifl bir ülkede uzun süre kalm fl bir ö retim üyesi, e itim sistemi sorunlu olan bir ülkeye gidince, bildi i do rular tatbik edemez. Ö retim elemanlar, içinde bulunduklar ülkenin e itim sistemine, yanl fl da olsa, tabi olmak zorundad rlar. Zaten hâkim zihniyet, kendisine uymayan fikir ve teflebbüsleri, do ru da olsa, anlams zlaflt r r. Meselâ bir ö retim üyesi, Bat da oldu u gibi, bir derste ö rencilerden araflt rmaya dayal ciddi bilimsel bir yaz haz rlamalar n istese, bu istek herkes için sorun oluflturur. Zira ne ö renciler böyle bir yaz y haz rlamak için yeterli vakit ve kaynak bulabilirler, ne ö retim üyesi yüzlerce ö rencisinin yaz lar n hakk yla de erlendirebilir. Ayr ca, Do ulu bir ö renci bir dönemde Bat l bir ö renciden iki kat fazla say da ders almaktad r. Fazla ders, fazla bilgi demek de ildir, yar m yamalak bilgi demektir. Bir ö rencinin, bir dönemde ald yedi dersin her birisinden bilimsel yaz lar haz rlamas mümkün de ildir. Hâlbuki Türkoloji ö rencileri, bir dönemde yedi yaz de il, sekiz dönemde (dört y lda) bir bilimsel yaz bile haz rlamadan mezun olmaktad rlar. Son y l haz rlad klar tezler (!) de, ço u kere yüzlerine bak lmayacak kadar basit ve ilkel olmaktad r. Toplumun ve e itim sisteminin desteklemedi i bir do ruyu uygulamaya kalk flmak, çözüm de il sorun üretir. Ortaö retim ö rencilerini proje yapmaya, fliir, roman, senaryo yazmaya teflvik etmek, onlardan fikri, sportif, sanatsal veya bilimsel yeteneklerini gelifltirmelerini istemek, asl nda onlar üniversiteye girifl yar fl ndan al koymak anlam na gelmektedir. Edebiyatç olmak isteyen bir ö renciye fliir, roman veya makale yazma becerisi kazand rmak, birkaç yabanc dili ö retmek, ö renci için tehlikeli olabilir. Zira bu bilgiler, hem üniversiteye girifl s navlar nda hem de lisans e itiminde ö renciyi baflar l k lmaz. Ortado u siyaseti veya Eski Türk Edebiyat alan nda çal flacak birisinden Farsça ve Arapça bilgisi de il de iyi bir ALES notunun istenmesi, içler ac s gerekçeleri olan bilimsel bir tav rd r. Burada edebiyat bölümü için söylenilenler, hemen anabilim dallar için geçerlidir. yi bir sosyal bilimcinin uzmanl k alan yla ilgili birkaç yabanc dili bilmesi flartt r. Meselâ Frans zca ve ngilizce bilmeyen bir araflt rmac n n Yeni Türk Edebiyat alan nda; Farsça ve Arapça bilmeyen bir araflt rmac n n da Eski Türk Edebiyat alan nda akademisyen olmas do ru de ildir. Bunlar, en yal n do rulard r. Ancak bu do rular Türkiye de tatbik etmek, zor ve risklidir. Zira Türkiye de bir ö renci Arapça, Farsça, Frans zca, Rusça bilgisiyle, lisans, yüksek lisans, doktora ve ALES s navlar nda baflar l olamaz. Bir ö rencinin üniversiteyi veya yüksek lisans kazanabilmesi için, ezberlemesi gereken binlerce ansiklopedik bilgi vard r. Maalesef Orta Do uda ve Ortaça da bir meslek sahibi olmak isteyen her ö rencinin, bir haf za/e itim iflkencesi yaflamas flartt r. Ö renci, gece gündüz, cumartesi, pazar çal flarak ezberledi i bilgileri, s navlardan sonra unutmaya terk etmektedir. Zira ihtiyaç hissetti i zaman bu bilgileri ö retecek kadar ö renebilece ini bilmek- Cilt / Volume 2 Say / Issue 3 Aral k / December 2012 125

Menderes Coflkun tedir. Birinci basamak diyebilece imiz ansiklopedik ve terminolojik bilgilerle, bir konu hakk nda bilimsel yaz lar kaleme al nabilir; fakat bu tür bilgilerle orijinal bir tez veya ürün ortaya ç kart lamaz. Nitelikte rekabetin iyice artt günümüzde herhangi bir uzmanl k alan nda uluslar aras birikime katk sa layabilmek için, ikinci veya üçüncü basamak bilgiye de il, belki yedinci basamak bilgi, donan m ve eme e ihtiyaç vard r. Türk halk, bugün, yabanc lar n sadece teknolojik ürünlerine de il, kurgular na ve hayallerine (yani filmlerine) bile muhtaçt r. Gönlü yabanc ülkelerden çizgi film sat n al nmas na raz olmayan bir ö renci, bütün vaktini senaristlik yetene ini gelifltirmeye sarf etse, iyi bir senarist olsa, onun bu çaba ve yetene inin lise ve fakültelerde bir karfl l olmayacakt r. Bu bilgi ve yetenek onu üniversite s navlar nda hatta edebiyat derslerinde bile baflar l k lmayacakt r. Türkiye deki baflar l senaristler, baflar lar n e itim sistemine veya edebiyat fakültelerine borçlu de ildirler. Zira lisedeki edebiyat derslerinde ve üniversitedeki edebiyat bölümlerinde, ö rencilerin ifade güçleri, edebi ve kurgusal metin oluflturma yetenekleri gelifltirilmemektedir. Mevcut edebiyat ö retmenleri ve ö retim üyeleri ö rencilerin bu yeteneklerini gelifltirebilecek bilgi ve malzemeye sahip de ildirler. Çünkü al nmayan bir e itim, verilemez. Sanki bütün ö renciler, edebiyat tarihçisi veya dilbilimci (bilim adam ) olacaklarm fl gibi, milyonlarca ö renciye, dilbilgisi ve edebiyat terimleri ezberletilmektedir. Fakat bu ö rencilerden hemen hiçbirisi, dünya çap nda bir dilbilimci olamamaktad r. Zira bu bilgiler, bilmeyenlere sayg n görünse de, erbab için oldukça basittirler. Ö rencilere ilgili olduklar bir alanda en zor e itimi vererek, onlar kendi alanlar n n en iyileri yapmak yerine, onlar daima baflkalar n takip ve taklit eden ikinci veya üçüncü s n f mühendis, sanatç, komutan, sanayici, siyasetçi, sporcu veya bilim adam yapmaktay z. M. A. Eckstein, Amerikan e itim sistemindeki müfredat de iflikli iyle ilgili olarak flu bilgileri verir: 19. yüzy l n sonundaki ilerici hareket, müfredat n yenilefltirilmesini sa lam fl ve böylece e itim, bütün ö rencilerin entelektüel, sosyal, fiziksel ve duygusal ihtiyaçlar na yönelen ve bireyselli i öne ç karan bir içerik kazanm flt r. (Eckstein, 1993, s. 27). Sonuç Sonuç olarak, e itim sisteminin slah yla ilgili olarak yap lmas gereken hususlar k saca flöyle özetleyebiliriz: Öncelikle ülkemizin ve dünyan n k sa ve uzun vadeli ihtiyaçlar do rultusunda e itim politikalar belirlenmelidir. Hangi alanlarda, hangi özelliklere sahip uzman ve araflt rmac lar n yetifltirilmesi gerekti i hususu ayr nt l bir flekilde ortaya konulmal d r. Meselâ slâm ve Türk büyükleri ad na uydurulmufl dini ve tarihi eserleri; hat, kâ t ve mürekkep tahlilleriyle keflfedebilecek d fl tenkit uzmanlar na ihtiyac m z vard r. [5] Meselâ uluslararas nitelikte yerli flampuan, araba ve cep telefonuna ihtiyac m z vard r. Meselâ Pakistan, Endonezya, Japonya, Rus, ran, Çin, srail, Arap ülkeleri vs. ile siyasi, ticari ve askeri iliflkilerimizi gelifltirecek ve flekillendirecek, dil bilen uzmanlara, siyasetçilere, komutanlara, gazetecilere, turizmcilere ihtiyac m z vard r. Bütün bu ihtiyaçlar çerçevesinde milli e itim politikalar belirlenmelidir. Milletin ve meclisin onay ndan geçmesi gereken bu politikalara göre, ortaö retim ve yüksek ö retim, bir bütün olarak yeniden yap land r lmal d r. Her bilim dal veya meslek grubu, dünya çap nda uzman ve otorite yetifltirmeye dönük olarak kendi müfredat n, e itim tarz n, misyonunu ve vizyonunu; alan yla ilgili ihtiyaç duyulan uzman tipini ve say s n belirlemelidir. Sonra bu çal flmalar, e itim politikalar n belirleyen heyete sunulmal d r. Söz konusu heyet, milletine sad k ve Türk e itim sisteminin sorunlar n bir bütün olarak alg lad n ispat etmifl insanlardan oluflmal d r. Zira e itim sisteminin sorunlar n do ru teflhis etmeden veya ezbere do rularla çözmeye çal flanlar, flimdiye kadar baflar l olamam fllard r. Kaynaklar Ar, A. (2007). Üniversite ö retim elemanlar n n sorunlar. Sosyal Bilimler Dergisi, 17, 65-74. Coflkun, M. (2010b). Üslup çal flmalar üzerine, Nesrin nflas : Düzyaz da Dil, Üslup ve Türler (Eski Türk Edebiyat Çal flmalar V) (s. 72-83), stanbul: Turkuaz. Eckstein, M. A. (1993). ABD de e itim sistemi (Çev. T. Çoban). E itim ve Toplum, 1993 K fl, 23-28. Gediko lu, T. (2005). Avrupa Birli i sürecinde Türk e itim sistemi: Sorunlar ve çözüm önerileri. Mersin Üniversitesi E itim Fakültesi Dergisi, 1, 66-80. Karacao lu, Ö. C. ve Çabuk, B. (2002). ngiltere ve Türkiye e itim sistemlerinin karfl laflt r lmas. Milli E itim Dergisi, 155-156: McCarthy, J. (2003). ngiliz propagandas, Wellington Evi ve Türkler (Çev: B. Kenefl). Türkler, 13, 469-481. Senemo lu, N. (1987). Tam ö renme modeli - Yararlar ve s n rl l klar. E itim ve Bilim, 5, 11-12. [5] Misyoner oryantalizmin muhtemelen 18. veya 19. as rda üretti i ve tarihilik atfetti i sahte Kur an yazmas n n tetkiki veya Mevlana ya atfedilen sahte Mesnevi cildinin incelenmesi, müsteflriklere b rak lmamal d r. Zira müsteflrikler kendi lehlerine olmayan bir sahtecili i göremeyebilirler. Zira görmekle istemek aras nda ciddi bir münasebet vard r. 126 Yüksekö retim Dergisi Journal of Higher Education