İRAN NÜKLEER PROGRAMI KARŞISINDA TÜRKİYE NİN TUTUMU VE URANYUM TAKASI MUTABAKATI

Benzer belgeler
İran ın Nükleer Emelleri: Bombaya Giden Iki Yol, Barışa Giden Diğer Yol. Büyükelçi Gregory L. Schulte nin Açıklamaları

İRAN IN NÜKLEER PROGRAMI: MÜZAKERE SÜRECİNDE UMUTLARIN YÜKSELİŞİ VE DÜŞÜŞÜ. Iran s Nuclear Program: Rise and Fall of Hope in the Negotiation Process

Türk ve Alman Bak fl Aç s ndan ran daki Geliflimin Güvenlik Politikas Boyutlar

BAŞBAKAN ERDOĞAN IN TAHRAN ZİYARETİ VE TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİNİN GÜNDEMİ Bayram SİNKAYA, ORSAM Ortadoğu Danışmanı

Ayşegül DEDE / Etüd Araştırma Servisi / Uzman 2009 YILI TÜRKİYE-AB İLİŞKİLERİ GENEL DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE NİN İRAN, İSRAİL VE SURİYE POLİTİKASI 2010

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Türkiye nin İran Politikası 2010

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI (İİT) GENEL SEKRETERİ SAYIN YOUSEF BIN AHMAD AL-OTHAIMEEN İN İİT. EKONOMİK ve TİCARİ İŞBİRLİĞİ DAİMİ KOMİTESİ (İSEDAK)

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

AVİM Yorum No: 2015 / 112 Eylül 2015

DİASPORA - 13 Mayıs

Türk ve Alman Bak fl Aç s ndan ran daki Geliflimin Güvenlik Politikas Boyutlar

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

TÜRKİYE ABD ARASINDAKİ EKONOMİK VE TİCARİ İŞBİRLİĞİ FIRSATLARI

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

Etnik Yapı Farîsi % 60 Azeri ve Diğer Türkler % 25 Kürt % 7 Diğer % 8. Dini Yapı Şia % 89 Sünni % 9 Diğer % 2

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

AB-Kanada Serbest Ticaret Anlaşması Türkiye yi nasıl etkileyecek?

Vizyon Siyasi Kalkınma Merkezi tarafından düzenlenen Filistin Ulusal Projesi Görüşler ve Perspektifler Sempozyumu Filistin in çeşitli kesimlerinden

Afganistan şimdi Trump'ın savaşı haline geldi

Devrim Öncesinde Yemen

2013 ABD Hükümeti Bütçe Krizi

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE SÖZLEŞMESİ 12. TARAFLAR KONFERANSI (COP12) EKİM 2015 TARİHLERİNDE ANKARA DA YAPILACAKTIR.

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

AVRUPA FARMAKOPESĐ GELĐŞTĐRĐLMESĐNE DAĐR SÖZLEŞME

Cumhuriyet Halk Partisi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

RAPOR TPS-OIC TİCARET MÜZAKERELERİ KOMİTESİ (TMK) GÖZDEN GEÇİRME TOPLANTISI. (Ankara, Haziran 2008)

"Türkiye, Gürcistan'a ilham kaynağı olabilir"

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Barışçıl hedefleri olan bir dünya hedefliyoruz

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

AB, 2030 İKLİM VE ENERJİ PAKETİ ÜZERİNDE ANLAŞMAYA VARDI

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRAN İSLAM CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ÇEVRE ALANINDA MUTABAKAT ZAPTI

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Euro Bölgesi 0,00% Japonya -0,10% Parite EURUSD GBPUSD USDJPY USDTRY Altın Brent. Yüksek 1,1459 1, ,200 2, ,74 48,18

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

RESESYON YOKSA PETROLDE ZİRVELER VAR

SIRA SAYISI: 587 TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuveyt Devleti Hükümeti Arasında Yükseköğretim ve Bilimsel

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY EURUSD ALTIN BRENT PETROL GBPUSD

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 25626)

EUR-USD. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. Haftalık Türkiye - AB Gündemi 40. Hafta (4-10 Ekim 2010)

Beykoz Muhtarlar Derneği'nden...

SIRA SAYISI: 679 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

ALMANYA DA 2012 MAYIS AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomik Gündem ABD Başkanı Trump'ın damadı ve başdanışmanı Kushner, Senatodaki ifaabd B

Dış Ticaret Verileri Bülteni

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Türkiye'de ilan edilen olağanüstü hal uygulaması dünya basınında geniş yer buldu / 11:14

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/163 Ref: 4/163

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Güne Başlarken. 06 Aralık 2018 Perşembe

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

BÜYÜMEDE İYİMSER BEKLENTİLER GÜMÜŞE DESTEK OLUYOR

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

Sektör Haberleri 02 MAYIS 2018

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomik Gündem ABD Başkanı Trump'ın damadı ve başdanışmanı Kushner, Senatodaki ifaabd Ba şkanı Trump'ın damadı ve başdanışmanı Kushner, S

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER

Fark FX Günlük Bülten

GİZLİLİK SÖZLEŞMESİ. 1.a) E1 International Investment Holding Gmbh, Mülheimer Straße Duisburg /Deutschland

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Çıkar Çelişkisi Analizi Talimatı

(1) ATRG L 268, , s. 1.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/111 Ref: 4/111

Türkiye ve Avrupa Birliği

Not: Tasarı Başkanlıkça, Adalet ve Dışişleri komisyonlarına havale edilmiştir.

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

OCAK AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB Konsey Başkanı nın Daveti Üzerine Brüksel e Gitti

BUĞDAY RAPORU

Cumhuriyet Halk Partisi

26. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerinde Ak Parti oyların yaklaşık %50 sini alarak tek başına iktidar oldu.

Transkript:

66 İran ın Tahran Bildirisi nin imzalandığı gün yüzde 20 oranında uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini açıklamış olması çözüm sürecini olumsuz etkiledi. Bayram Sinkaya ORSAM Ortadoğu Danışmanı ODTÜ/Atatürk Üniversitesi Araştırma Görevlisi bayramsinkaya@orsam.org.tr İRAN NÜKLEER PROGRAMI KARŞISINDA TÜRKİYE NİN TUTUMU VE URANYUM TAKASI MUTABAKATI Turkey s Position Regarding the Iranian Nuclear Program and the Uranium Swap Agreement Abstract Although Turkey had remained indifferent towards the Iranian nuclear program for a long time, due to the ensuing conflicts raised between Iran and the West the nuclear issue has become one of the hot-topics in Turkey s relations with the United States, the Western countries and Iran. Because of its concerns deriving from regional implications of the Western efforts such as seeking heavy sanctions including military strikes to constrain Iran s nuclear program, Turkey has increasingly interested in mediation efforts between the conflicting parties. On May 17, as result of Turkey s mediation efforts together with Brazil, Iran agreed to swap some part of its low enriched uranium with uranium fuel that would be supplied by the Vienna Group. This article reviews Turkey s position regarding the Iranian nuclear program, its mediation efforts, and the uranium swap agreement. Finally, it briefly analyzes UN Security Council Resolution 1929 that added new sanctions on Iran and its possible repercussions on Turkey- Iran relations.

67 Silva ve Erdoğan sorunun müzakere yoluyla çözümü için yeni bir öneri hazırlamış ve bu gelişmeden Obama yı da haberdar etmiştir. İstenen destek, Obama nın 20 Nisan tarihli mektubuyla gelmiştir. Obama, Brezilya dan İran ı uranyumunu Türkiye nin himayesine vermesi için etki altına almasını istemiştir. Giriş İran ın 1979 İslam Devrimi öncesinde temelleri atılmış olan nükleer programı 1990 lı yıllarda yeniden başlatıldıktan sonra İran- ABD/Batı ilişkilerinde önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Türkiye önceleri İran ın nükleer programına kayıtsız kalsa da nükleer programdan dolayı İran ile Batı arasındaki gerginliğin son sekiz yılda artmasına paralel olarak konuyla ilgilenmeye başlamıştır. 2000 li yıllarda İran ın nükleer programı hem Türkiye-İran ilişkilerinde hem de Türkiye nin Batılı müttefikleri ile temaslarında giderek artan sıklıkla gündeme gelmeye başlamıştır. Türkiye nin İran ın nükleer programına yönelik artan ilgisinin en önemli sebebi ABD nin liderliğini yaptığı bir grup Batı ülkesinin Türkiye ye İran a karşı işbirliği yapması için baskı uygulamasıdır. Türkiye nin İran nükleer programıyla ilgilenmeye başlamasının ikinci nedeni ise İran nükleer programının yol açması muhtemel bölgesel etkilerdir. Son olarak geçen on yıl zarfında Türkiye-İran ilişkilerinde kaydedilen ilerleme nedeniyle Türkiye, İran ın nükleer programına ve onun muhtemel sonuçlarına karşı daha duyarlı hale gelmiştir. Yukarıda kısaca değinilen nedenlerden dolayı Türkiye, nükleer programını ısrarla sürdürmesi sebebiyle İran ile ABD/Batı arasında ortaya çıkan ihtilafların diplomatik yollardan çözülmesi için son yıllarda fiili olarak arabuluculuk faaliyetlerine girişmiştir. Brezilya nın da bu faaliyetlere katılması ile birlikte Brezilya, İran ve Türkiye arasında 17 Mayıs 2010 da Tahran da, söz konusu ihtilafların çözümünde güven artırıcı bir adım olması beklenen uranyum takası mutabakatı imzalanmıştır. Bu makalede Türkiye nin İran nükleer programı karşısındaki tutumu, arabuluculuk faaliyetleri ve nükleer yakıt takası mutabakatı incelenmektedir. Sonuç kısmında Güvenlik Konseyi nin İran a karşı aldığı yeni yaptırım kararı ve bunun Türkiye-İran ilişkilerine muhtemel etkileri tartışılmaktadır. Türkiye ve İran ın Nükleer Programı 2002 yılında gizli nükleer tesislerinin ortaya çıkması ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerine girişmesi nedeniyle İran ın Batı ile ilişkileri iyice gerilmeye başlamıştır. Batı kampı adına İran ile diplomatik görüşmeler yürüten AB- Üçlüsü (Almanya, Fransa ve İngiltere) arasındaki müzakerelerden kalıcı sonuçlar alınamaması üzerine İran nükleer programının Türk dış politikası üzerindeki etkileri de artmaya başlamıştır. Bu dönemde bir taraftan İran a karşı işbirliği yapması için Türkiye üzerinde ABD baskısı artarken diğer taraftan üst düzey bürokratlardan ve güvenlik elitlerinden İran ın nükleer programının Türkiye için de tehdit olabileceği yönünde çeşitli açıklamalar gelmiştir. Öncelikle 2005 yılında güncelleştirilen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi nde İran ın nükleer faaliyetleri ve füze çalışmaları nedeniyle Türkiye için belirsizlik ve risk yarattığı belirtilmiştir. 1 Zamanın Genelkurmay İkinci Başkanı İlker Başbuğ, 6 Haziran 2005 te şöyle demiştir: Başta ABD olmak üzere diğer ülkeler gibi biz de İran ın nükleer çalışmalarını kaygıyla izlemekteyiz. Nükleer silahlara sahip bir İran, Türkiye nin de hiçbir zaman arzu etmeyeceği bir durumdur. 2 Keza Ocak 2006 da, Potomac Siyasi Etütler Enstitüsü nde konuşma yapan dönemin Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, İran nükleer programının si-

68 İran ın nükleer programına yardım eden ve uzun süre ABD nin baskılarına direnen Rusya, ABD ye son BM kararlarında destek verdi. lah yapmaya dönük olduğunu ve Ortadoğu için ciddi bir tehdit olduğunu söylemiştir. 3 İran ın nükleer programından kaynaklanan sorunların AB ile İran arasındaki müzakerelerde çözülmesini bekleyen Türkiye, özellikle 2005 yılından sonra sorunların diplomatik yollardan çözümü için tarafları aktif olarak teşvik etmeye başlamıştır. Türkiye nin bu tutumunda AB ile İran arasında üç yıl süren müzakerelerin başarısız olması; İran da Mahmud Ahmedinecad ın iktidara gelerek İran ın nükleer programına hız vermesi; buna karşılık ABD nin İran ın nükleer programını engellemek için askeri operasyon ihtimalini gündeme taşıması gibi gelişmeler etkili olmuştur. Türk yetkililer, sorunun diplomatik yollardan çözümünün teşvik edilmesi yaklaşımı çerçevesinde Batılı muhataplarına diplomatik yolları daha fazla zorlamaları tavsiyesinde bulunurken İranlı muhataplarından çatışmacı yaklaşımdan kaçınmalarını ve diplomasiden uzaklaşılmaksızın sorunun çözümü için daha fazla çaba göstermelerini istemiştir. Nitekim İran ve Batı arasında kesintiye uğrayan nükleer müzakereler Türk hükümetinin girişimleriyle 26 Nisan 2007 de yeniden başlamıştır. Dönemin İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve nükleer konulardaki Başmüzakerecisi Ali Laricani ile AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Ankara da bir araya gelerek görüşmelerde bulunmuştur. 4 Ancak ne bahsi geçen görüşmede, ne de onun devamındaki görüşmelerde İran ile Batı arasında nükleer sorunun çözümü yönünde somut bir ilerleme kaydedilememiştir. Türkiye nin, özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın İran ın nükleer programı ile ilgili tutumu 2008 yılının sonlarında değişmeye başlamıştır. Türk hükümetinin yaklaşımındaki en önemli değişiklik Türkiye nin önceki dönemlerdeki tecrübesinden hareketle İran ile ABD arasında arabuluculuk yapabileceğini ilan etmesi

69 Türkiye ve Brezilya arabulucu olarak ellerinden geleni yaptıklarını söyleyip kenara çekilmek yerine, imzalarına sadık kalmak adına ve daha adil bir uluslararası sistem arayışıyla yaptırım girişimlerine savaş açıp İran ın nükleer programını savunmaya devam etmiştir. olmuştur. 5 Yani Türkiye, daha önce yaptığı gibi tarafları diplomatik yollardan sorunlarını halletme hususunda teşvik etmek yerine bizzat arabulucu rolü oynamaya soyunmuştur. Erdoğan ın tavrının değişikliğinde etkili olan faktörlerden birisi İran ile diyaloga gireceğini vadeden Barack Obama nın Kasım 2008 de Amerikan başkanlık seçimlerini kazanmış olmasıdır. Böylece Türkiye üzerinde İran a karşı Batı ile işbirliği yapması yönündeki uluslararası baskı büyük ölçüde hafiflemiş ve İran ile Batı arasındaki sorunun diplomatik yollardan çözülmesi ihtimali güçlenmişti. İran ile Batı arasında aktif arabuluculuğa soyunan Türkiye yi cesaretlendiren bir diğer gelişme ise ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ın Şubat 2009 da ziyaret ettiği Türkiye de, yeni Amerikan yönetiminin İran ile ilişkiye geçmek için Türkiye nin desteğini isteyeceğini belirtmesi olmuştur. Buna rağmen İran, Türkiye nin İran ile ABD/Batı arasında arabuluculuk yapma teklifini nazikçe reddetmiştir. 6 Türkiye nin İran ile Batı arasında resmen olmasa da fiili olarak arabulucu rolü oynaması ancak Ekim 2009 da Viyana da imzalanan uranyum takas anlaşmasının başarısız olması üzerine başlamıştır. Viyana Anlaşması 7 Barack Obama nın İran ile müzakerelere öncelik verme politikası neticesinde İran ve 5+1 Grubu (ya da Altılar ; BM Güvenlik Konseyi nin beş daimi üyesi ve Almanya) temsilcileri 1 Ekim 2009 da Cenevre de bir araya gelmiştir. Cenevre deki görüşmelerin iki ana konusundan birisi İran ın tıp alanında faaliyet gösteren Tahran Nükleer Araştırma Reaktörü (TNAR) için ihtiyaç duyduğu yakıtın karşılanması olmuştur (diğer konu kısa bir süre önce ortaya çıkarılan Fordo tesisi idi). Taraflar İran ın elindeki az zenginleştirilmiş uranyumun İran dışına çıkarılarak daha yüksek oranda zenginleştirilip yakıt çubuğuna dönüştürülmesi ve yakıt çubuklarının İran a teslim edilmesi üzerine prensip olarak anlaşmıştır. Cenevre de varılan prensip anlaşması gereği İran ile ABD, Fransa ve Rusya (Viyana Grubu) temsilcileri 19-21 Ekim de Viyana da biraya gelmişler ve TNAR için gerekli yakıtın sağlanması için Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nın (UAEA) hazırladığı bir öneri üzerinde mutabakata varmışlardır. Bu öneriye göre İran yüzde 3,5 oranında zenginleştirdiği uranyumun yüzde 70 ini (1200 kg) Rusya ya gönderecekti. Rusya ise İran dan aldığı düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyumu TNAR için gerekli olan düzeyde, yüzde 20 oranında zenginleştirecek ve Fransa ya gönderecekti. Yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum daha fazla zenginleştirilmesini önlemek üzere Fransa da işlenecek ve nükleer yakıt çubuğuna dönüştürülecek, nükleer yakıt çubukları da İran a teslim edilecekti. Viyana da varılan anlaşma İran ile Batı arasında İran ın nükleer programından kaynaklanan ihtilafı çözmek için yeterli olmasa da Viyana anlaşması bu konuda daha sonra yapılacak müzakereler için taraflar arasında güven artırıcı bir adım olarak değerlendirilmiştir. İran hükümetinin Viyana önerisine prensip olarak olumlu yaklaşmasına rağmen öneriye verilecek resmi cevap İran dış politikasında büyük bir krize dönüşmüştür. İran da Viyana önerisine karşı tepkiler yükselmiş ve sonuç olarak İran hükümeti önerinin hayata geçirilmesi için anlaşmada öngörülen mekân, süre ve miktar husus-

70 larında revizyona gidilmesini istemiştir. Bir kere İran, Rusya dâhil Batılı ülkelere güvenmediği için elindeki az zenginleştirilmiş uranyumu ülkesi dışına çıkarmaya sıcak bakmamıştır. Viyana önerisine karşı İran ın ileri sürdüğü ikinci itiraz, anlaşmanın uygulanması için öngörülen süreye karşı olmuştur. İran, elinden alınan az zenginleşmiş uranyumun nükleer yakıt olarak İran a geri dönmesi için öngörülen sürenin (bir yıl) gerekli süreden daha uzun olduğunu ileri sürmüştür. Son olarak İran anlaşmada öngörüldüğü gibi 1200 kg az zenginleştirilmiş uranyum karşılığında kendisine verilecek nükleer yakıtın miktarını (120 kg) yetersiz bulmuştur. Batılıların esas amacının İran ın elindeki az zenginleştirilmiş uranyum stokunu almak olduğundan kuşkulanan İran yönetimi, öncelikli olarak kendisine nükleer yakıtın verileceğine dair somut garantiler arayışı içine girmiştir. Bu bağlamda İran ın elindeki az zenginleştirilmiş uranyum ile nükleer yakıtın eş zamanlı olarak İran toprakları üzerinde takas edilmesi önerisinde bulunmuştur. İran ın Viyana da varılan anlaşmaya karşın yeni önerilerde bulunması Batılıların tepkisini çekmiş ve Batılılar İran ın önerisini reddetmiştir. Buna rağmen Cenevre ve Viyana da taraflar arasında yakalanan iyimser havanın ve Viyana anlaşması ile ortaya çıkan güven artırıcı adım fırsatının kaybolmaması için, dönemin UAEA Başkanı Muhammed El Baradey ortaya yeni bir öneri artmıştır. Baradey 8 Kasım da katıldığı bir televizyon programında, İran ın elindeki az zenginleştirilmiş uranyumun İran a nükleer yakıt teslim edilene kadar her iki tarafın da güvendiği bir ülke olan Türkiye de depolanmasını önermiştir. 8 Baradey in önerisine ABD den ve Rusya dan da destek gelmiştir. Böylece Türkiye, İran ın nükleer programı ile ilgili sürece aktif olarak dâhil olmaya başlamıştır. Türkiye nin Arabuluculuk Girişimleri ve Brezilya nın Devreye Girmesi Baradey in önerisini ortaya atmasından sonra kısa bir süre içerisinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye nin İran ın az zenginleştirilmiş uranyumunu depolamak için hazır olduğunu bildirmiştir. Hatta daha ileriye giderek ABD, UAEA ve İran arasında adeta mekik dokurcasına Baradey önerisinin hayata geçirilmesi için çalışmaya başlamıştır. Baradey önerisinin ortaya atılmasından sonra konu ilk defa 9 Kasım da, İSEDAK Zirvesi için İstanbul da bulunan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad ve Dışişleri Bakanı Muttaki ile Türk muadilleri arasında görüşülmüştür. Dışişleri Bakanı Davutoğlu İranlı muadillerinin yanı sıra UAEA Başkanı Baradey ve Amerikalı yetkililerle de bir dizi görüşme yapmıştır. 9 Ancak İran dan gelen ilk resmi açıklamalar oldukça olumsuz olmuştur. Nihayet İran Dışişleri Bakanı Manuchehr Muttaki 18 Kasım da yaptığı açıklamada İran ın zenginleştirilmiş uranyum stokunu kesinlikle ülke dışına çıkarmayacağını ilan etmiştir. Bu gelişmeler Batı tarafından Viyana anlaşmasını reddeden İran yönetiminin Baradey in önerisini de kabul etmediği, böylelikle sorunun müzakere yoluyla çözümünü reddettiği şeklinde değerlendirilmiştir. Böylece, taraflar arasında güven artırıcı bir tedbir olarak düşünülen nükleer yakıt anlaşması ihtimalinin tükenmesiyle birlikte Batı ile İran arasında sorunların müzakere yoluyla çözülmesi umutları da büyük ölçüde kaybolmaya başlamıştır. Bu yeni durumda ABD, İran a karşı yeni yaptırım tasarısı üzerinde uluslararası (özellikle Güvenlik Konseyi nin daimi üyeleri arasında) bir uzlaşı arayışına girerken İran, TNAR için ihtiyaç duyduğu yakıtı kendi imkânlarıyla karşılamak için uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirme hazırlıklarına başlamıştır. Ortaya çıkan bu olumsuz tabloya rağmen Türkiye, İranlı yetkililer ile uranyum takası konusunda görüşmeye devam etmiştir. Davutoğlu bu tarihten sonra altı defa daha Tahran a gitmiş ve İran Dışişleri Bakanı Muttaki de beş kez Türkiye ye gelmiştir. Davutoğlu, İranlı muadili Muttaki, Amerikan Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve UAEA yetkilileri ile de birçok telefon görüşmesi yapmıştır. Başbakan Erdoğan da bu süre zarfında ABD Başkanı Obama ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel dâhil Batılı ve İranlı yetkililerle

71 Türkiye ve Brezilya, ABD ve UAEA nın istekleri doğrultusunda İran ı uranyum takas anlaşmasını kabul etmeye ikna etmiştir. Maalesef taraflar arasında güvensizliğin derinleşmesi gibi her iki taraftan kaynaklan nedenlerle bu fırsat iyi değerlendirilememiştir. İran ın nükleer programının çözümü konusunda çok sayıda görüşme gerçekleştirmiştir. Batılı muhataplarıyla yaptıkları görüşmelerde İran a karşı yeni yaptırım kararı alınmasına karşı olduklarını belirten Türk yetkililer soruna diplomatik yollardan çözüm bulunması konusunda ısrar etmiştir. Türk yetkililer İranlı muadilleriyle yaptıkları görüşmeler sırasında da İran ın barışçıl nükleer programını desteklediklerini belirterek İran ı Baradey önerisini yeniden değerlendirmesi konusunda teşvik etmiştir. Türkiye nin girişimlerine karşılık İran dan çelişkili cevaplar gelmiştir. Bir taraftan uranyum ve yakıt değişiminde adres olarak önerilen Türkiye ile sorun olmadığı belirtilirken diğer taraftan İran ın uranyumunun ancak nükleer yakıtla eş-zamanlı olarak İran topraklarında takas edilebileceği ifadesi uzunca bir süre tekrar edilmiştir. 12-13 Nisan 2010 da Washington da düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi sırasında İran ın nükleer programı bir kez daha gündeme gelmiştir. ABD, Zirve yi İran a karşı hazırladığı yeni yaptırım karar tasarısına karşı destek bulmak için uygun bir zemin olarak değerlendirmeye çalışmıştır. Buna karşılık Türkiye nin yaptırım kararına karşı duruşu ve İran ın nükleer programından kaynaklanan sorunun çözümü için diplomatik yolların kullanılması girişimleri ile Brezilya nın aynı yöndeki pozisyonu örtüşmüştür. Yeni yükselen güçlerden birisi olan ve BM Güvenlik Konseyi nde daimi üyelik iddiasında bulunan Brezilya uzun süreden beri İran ın barışçı nükleer faaliyetlerini destekliyor ve sorunun diplomatik yollardan çözümünü istemekteydi. Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva yaptığı bir açıklamada İran ın şimdiye kadar BM kurallarını ihlal etmediğini ve sadece Batılıların şüpheleri üzerine İran a yaptırım uygulanmasına karşı olduğunu ifade etmiştir. Hatta İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman Temmuz 2009 da Brezilya ziyareti sırasında İran ın nükleer programının engellenmesi için bu ülkenin desteğini istediğinde Lula da Silva İsrail in NPT yi imzalamamasını eleştirmiş ve ülkesinin Ortadoğu yu nükleer silahlardan arınmış bir bölge olarak görmek istediğini söylemişti. ABD Dışişleri Bakanı Clinton da İran a karşı Güvenlik Konseyi nde yeni yaptırım kararı alabilmesi için destek almak üzere Şubat 2010 da gittiği Brezilya dan eli boş dönmüştü. 10 BM Güvenlik Konseyi nin geçici üyelerinden birisi olan Brezilya nın Cumhurbaşkanı Lula da Silva, Washington Zirvesi sırasında Başbakan Erdoğan ile görüşerek İran ın nükleer programı meselesinde barışçı bir çözüm oluşturma, gerekirse arabuluculuk yapma konusunda Türkiye ile görüş birliğine varmıştır. İki lider sorunun müzakere yoluyla çözümü için yeni bir öneri hazırlamış ve bu gelişmeden ABD Başkanı Obama yı da haberdar ederek destek istemiştir. 11 Lula ve Erdoğan ın Obama dan istediği destek Obama nın Lula ya hitaben yazdığı 20 Nisan tarihli mektupla gelmiştir. Bu mektupta Obama, Brezilya dan İran ı uranyumunu Türkiye nin himayesine vermesi için etki altına almasını istemiştir. 12 Benzer içeriğe sahip başka bir mektup da Erdoğan a gönderilmiştir. Washington Zirvesi nin hemen ardından Dışişleri Bakanı Davutoğlu Brezilya ya giderek bu ülkedeki mevkidaşı Celso Amorim ile bahsedilen öneri hakkında görüşmelerde bulunmuştur. Böylece Washington Zirvesi, Türkiye ve Brezilya arasında İran ın nükleer programının

72 İran ın silahlanma çabaları ile nükleer programındaki belirsizlikler, her şeye rağmen Türkiye için de birtakım tereddütler yaratıyor. diplomatik yollardan çözülmesi yönünde yeni bir girişimde bulunmaları için ortak bir zemin sağlamıştır. 28 Nisan da Tahran a giden Brezilya Dışişleri Bakanı Amorim, Batı ile İran arasındaki nükleer krizin aşılması için Türkiye ile birlikte arabuluculuk yapmayı önermiştir. 13 İran Brezilya nın önerisine olumlu cevap vermiş; İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad 4 Mayıs 2010 da, nükleer yakıt anlaşmasında Brezilya nın arabuluculuğunu prensip olarak kabul ettiğini açıklamıştır. 14 BM himayesinde düzenlenen NPT nin gözden geçirildiği konferansın açılışına katılmak üzere New York a giden Ahmedinecad, İran ın nükleer yakıt takasına hazır olduğunu belirterek karşı tarafın samimiyet göstermesi durumunda bu sorunun çözülebileceğini söylemiştir. Ahmedinecad, bu kapsamda Başbakan Erdoğan ın ve Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva nın İran a gideceklerini ve bu konuda görüşmeler yapacaklarını duyurmuştur. 15 Lula da Silva 16 Mayıs ta üç yüz kişilik bir delegasyonla birlikte Tahran a gitmiştir. Başbakan Erdoğan ise İran dan anlaşmayla ilgili olumlu bir sinyal gelmediğini belirterek Tahran a gitmeyeceğini açıklamıştır. Ancak İran ın anlaşmaya razı olduğu haberinin gelmesi üzerine Erdoğan 16 Mayıs ta Tahran a gitmiştir. 17 Mayıs ta Lula,

73 Türkiye ve Brezilya yaptırım kararına karşı Güvenlik Konseyi nde hayır oyu kullanmış olmasına rağmen söz konusu karara uymakla yükümlüdür. Ancak Türkiye nin İran ile ilişkilerinde yaptırım kapsamı dâhilinde bir faaliyet bulunmamaktadır. Ahmedinecad ve Erdoğan ın nezaretinde Amorim, Muttaki ve Davutoğlu uranyum takası mutabakatına ilişkin Tahran Bildirisi ni imzalamıştır. 16 Tahran Bildirisi Brezilya, İran ve Türkiye Dışişleri Bakanlarının imzaladığı Tahran Bildirisi tamamlanmış bir anlaşma değil, üç ülkenin İran ile Viyana Grubu (ABD, Fransa, Rusya ve UAEA) arasında nükleer yakıt takası anlaşması yapılmasını sağlamak için vardıkları mutabakatı göstermektedir. Diğer bir deyişle, İran, Tahran Bildirisi ne imza atarak bildiride belirtildiği üzere Viyana Grubu ile nükleer yakıt takası konusunda anlaşmaya hazır olduğunu beyan etmiştir. Bildirinin ilk maddesinde Türkiye ve Brezilya, NPT çerçevesinde İran ın barışçıl amaçlı uranyum zenginleştirme faaliyetleri dâhil nükleer enerji araştırma-geliştirme ve kullanma hakkını kabul etmiştir. Bildiride, İran ve Viyana Grubu arasında nükleer yakıt takası anlaşmasına varılmasının, nükleer enerjiyle ilgili konularda uluslar arası alanda yapıcı ve olumlu bir havanın yaratılması ve işbirliği sürecinin başlaması için önemli bir adım olacağı belirtilmiştir. Bu çerçevede İran, düşük düzeyde zenginleştirilmiş 1200 kg uranyumu Türkiye ye emanet bırakmayı kabul etmiştir. Türkiye ve Brezilya ise Türkiye ye emanet edilen uranyumun İran ın malı olduğunu kabul etmiş ve İran a isterse uranyumun Türkiye de depolanma ve saklanma koşullarını izleme izni vermiştir. Üç ülke, İran ın bildiride belirtilen hususları kabul ettiğini 7 gün içinde resmi kanallardan UAEA ya bildirmesi ve daha önce İran a 120 kg uranyum yakıtı vermeyi kabul etmiş olan Viyana Grubunun cevabını beklemesi konusunda anlaşmıştır. Taraflar, Viyana Grubu nun olumlu cevap vermesi durumunda takas anlaşmasının detaylarının görüşülmesini ve yazılı bir anlaşmaya varılmasını öngörmüştür. Kesin anlaşma sağlandığı takdirde İran, bir ay içerisinde az zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye ye göndermeyi kabul etmiş, karşılığında Viyana Grubu nun 120 kg nükleer yakıtın en geç bir yıl içinde İran a teslim edilmesini istemiştir. Anlaşmaya riayet edilmemesi halinde Türkiye, İran ın isteği doğrultusunda, depoladığı uranyumu derhal ve koşulsuz olarak İran a geri vermeyi kabul etmiştir. Bildirinin sonunda Türkiye ve Brezilya, ortak kaygıların giderilmesi çerçevesinde İran ve Altılar (5+1 Grubu) arasındaki müzakerelerin Türkiye ve Brezilya dâhil herhangi bir ülkede yeniden başlamasını olumlu karşıladıklarını belirtmiştir. Türkiye ve Brezilya, İran ın NPT deki haklarını takip etme ve taahhütlerine uymadaki yapıcı tavrını takdir ettiklerini belirtirken İran, nükleer haklarını kullanabileceği ortamın oluşmasındaki olumlu katkılarından dolayı dost ülkeler Türkiye ve Brezilya ya teşekkürlerini ifade etmiştir. Bildirinin imzalanmasının ardından Brezilya ve Türkiye, bu bildiriyi İran ın nükleer sorunundan kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü konusunda İran tarafından atılan olumlu bir adım olarak değerlendirmiştir. Nitekim takas anlaşması önerisi ilk defa ortaya atıldığından beri taraflar arasında güven atmosferinin oluşmasını sağlayacak bir adım olarak görülmüştür. İran bu anlaşmayı kabul ettiğini ilan ettiği için Brezilya ve Türkiye, İran a karşı yaptırımların artık gündeme getirilmemesini istemiş, hatta yaptırımlara gerek kalmadığını savunmuştur. Zira yaptırımların hala gündeme getirilmesi durumunda anlaşmayla yakalanan olumlu psikolojik zeminin ortadan kaybolacağı ve taraflar arasındaki güvensizliğin daha da artacağı ileri sürülmüştür. Amorim ve Davutoğlu, BM Güvenlik Konseyi üyelerine

74 görürken, Rusya Devlet Başkanı A. Medvedev Lula ya yüzde 30 başarı şansı vermişti. 18 Clinton 13 Mayıs ta, yani Tahran Bildirisi nin imzalanmasından üç gün önce Davutoğlu nu aramış ve Tahran ın uluslararası toplumla işbirliği yapmadığını, yalnızca uluslararası yaptırımları geciktirmeye çalıştığını ileri sürmüştü. 19 Benzer şekilde Amorim i de arayan Clinton ın bu girişimleri Türkiye ve Brezilya yı caydırma teşebbüsü olarak değerlendirilmiştir. İran kamuoyu nükleer çalışmaların hedefine ulaşmasına şartlanmış durumda. mektup yazarak onları anlaşmadan haberdar etmiş, Tahran Bildirisi ile birlikte İran ve Altılar arasında müzakerelere bir şans vermek için uygun bir ortamın sağlandığını savunmuş ve bu fırsatın kaçırılmamasını istemiştir. 17 Buna karşılık Tahran Bildirisi Batı da şaşkınlıkla karşılanmıştır. Nisan ayında ABD nin Çin ve Rusya yı İran a karşı yeni yaptırımlar konusunda ikna ettiğini açıklamasının ardından Lula nın Tahran a yapacağı ziyaret, İran ın nükleer programı ile ilgili uyuşmazlığın çözümü için son şans olarak görülmüştür. Ancak ABD Dışişleri Bakanı Clinton Lula nın şansını yüzde sıfır Altıların ABD dışındaki üyeleri ve UAEA Tahran Bildirisi ne ihtiyatlı yaklaşmıştır. 20 İlgili taraflardan yapılan açıklamalarda genellikle İran ın uranyum takası için elindeki az zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye ye göndermeyi kabul etmesi olumlu bir adım olarak değerlendirilmiş ancak daha sağlıklı bir değerlendirme için İran ın UAEA ya vereceği mektubun beklenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bununla birlikte, Tahran Bildirisi Tahran da varılan mutabakatın İran ın nükleer programından kaynaklanan esas sorunları çözmediği gerekçesiyle Batılı ülkelerin çoğu tarafından yetersiz bulunmuş ve Batılılar İran ın artık somut adım atmasını istemiştir. Nitekim bildirinin ilanından kısa bir süre sonra İran ın yüzde 20 oranında uranyum zenginleştirme faaliyetlerine devam edeceğini ilan etmesi, İran ın amacının gerçekten bir anlaşmaya varmak değil uluslararası yaptırımlardan kaçmak olduğu şeklinde değerlendirmelere neden olmuştur. Buna karşılık Türkiye ve Brezilya, uranyum zenginleştirme meselesinin tartışılmasının yetkileri dâhilinde olmadığını ifade etmiştir. 21 UAEA ve ABD, Türkiye den taraflar arasında uranyum zenginleştirmeye dair sorunun çözülmesi için gerekli güven ortamının oluşturacağı beklentisiyle İran ın Viyana da varılan uranyum takası anlaşmasına ikna edilmesini istemiştir. Bu husus, ABD Başkanı Obama nın Brezilya Devlet Başkanı Lula ya yazdığı mektupta da açıkça belirtilmiştir. 22 Bu nedenle, Türkiye ve Brezilya, Tahran Bildirisinin Viyana da ifade edilen hususların hepsini kapsadığını belirterek İran ile vardıkları mutabakatı savunmuştur. Tahran Bildirisi ne karşı en olumsuz tepki

75 İran a giden Türk kargolarının şüpheli olduğu iddiasıyla üçüncü bir ülke tarafından 1929 sayılı karar kapsamında denetlenmek istenilmesi durumunda ilgili devlet ile Türkiye arasında bir bunalım ortaya çıkabilir. ABD den gelmiştir. Clinton, anlaşmanın İran ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin durdurmadığına dikkat çekmiş ve İran ın uranyumunu çıkarmasına kadar kesin anlaşma için müzakerelerin aylarca sürebileceğini söylemiştir. Tahran Bildirisi ni yetersiz bulan ABD bir taraftan İran ın UAEA ya sunacağı mektubun dikkatlice inceleneceğini ve ABD nin UAEA vasıtasıyla birkaç gün içinde resmi cevabını ileteceğini bildirirken diğer taraftan yaptırım karar tasarısını Güvenlik Konseyi üyelerine sunmuştur. İran ı yeni yaptırımlar uygulanması konusundaki baskıdan kurtulmaya çalışmakla suçlayan Clinton, İran ın söz konusu anlaşmayı BM Güvenlik Konseyi toplantısı öncesi imzalamasına dikkat çekmiştir. 23 Türkiye ve Brezilya nın İran a karşı yeni yaptırımların gündeme getirilmemesini istediği bir dönemde ABD nin yaptırım tasarısını ileri sürmesi ve Güvenlik Konseyi üyelerinin bu konuda desteğini aldığını açıklaması, Türkiye nin sert tepkisini çekmiştir. Başbakan Erdoğan Tahran Bildirisine destek sağlamak üzere Güvenlik Konseyi üyeleri ile görüşmeler yapmış ve birçok ülkeye mektuplar yazmıştır. İran hükümeti ise Tahran Bildirisi ni diplomatik bir zafer olarak nitelendirmiş ve topu Batılılara atmış olmanın verdiği rahatlıkla Viyana Grubu nun cevabını beklemeye başlamıştır. Ekim de varılan anlaşmanın aksine Tahran Bildirisi ne İran dan önemli bir muhalefet gelmemiştir. 18 Mayıs ta Meclis te düzenlenen özel bir oturumda Said Celili anlaşma hakkında milletvekillerine bilgi vermiş ve Meclis in büyük çoğunluğu da bildiriyi desteklemiştir. İran Meclis Başkanı Ali Laricani, Meclis in Tahran Bildiri sine destek vermesinin bildirinin tüm şartlarına riayet edilmesine bağlı olduğunu belirtmiş ve Tahran bildirisine aykırı girişimlerin yapılması durumunda Meclis in İran ile UAEA arasındaki işbirliğinin şekli konusunda yeni kararlar alacağını söylemiştir. 24 Bildiriye yönelik cılız kalan muhalif sesler ise İran ın önceki pozisyonlarından geri adım attığını ileri sürmüş ve Eğer bu anlaşma imzalanacak idiyse bu zamana kadar neden direndik? sorusunu sormuştur. 25 İran da Tahran Bildirisi ne muhalefetin zayıf kalmasının nedeni Ayetullah Hamaney in anlaşmayı onaylamış olmasıdır. 26 Hamaney, Lula yı kabul ederek anlaşmayı onayladığını dolaylı olarak ima etmiştir. Ayrıca, olumlu bir adım atılmadığı takdirde hem İran muhalefeti hem de yönetim muhtemel yaptırımlardan olumsuz etkileneceği için, ABD nin Güvenlik Konseyi nden yaptırım kararı çıkartma girişimlerini anlamsızlaştırması ve zora sokması beklenen anlaşma İran da memnuniyetle kabul edilmiştir. Ayrıca İran, Tahran Bildirisi ile önemli kazanımlar elde etmiştir. İran ın kazanımlarından birincisi her ikisi de Güvenlik Konseyi nin geçici üyesi olan Türkiye ve Brezilya nın İran ın uranyum zenginleştirme programına verdiği sözlü desteğin Tahran Bildirisi ile kayıt altına alınmış olmasıdır. Türkiye ve Brezilya NPT ye taraf olan bütün ülkelerin istisnasız olarak barışçıl amaçlı nükleer enerji geliştirme, üretme ve kullanma hakkını teyit etmiştir. Böylece İran, nükleer hakları üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın nükleer yakıt ihtiyacını temin edebilecek konuma gelmiştir. İkincisi, İran a Türkiye ye gönderdiği uranyumun saklanma koşullarını gözetlemek üzere gözlemci tayin etme imkânı verilmesi ve anlaşmanın gerekleri yerine getirilmediği takdirde uranyumun koşulsuz olarak İran a iade edilecek olması nedeniyle Tahran Bildirisi, İran ın Batı dan istediği objektif garantiyi sağlamıştır. 27 Üçüncüsü, Viyana anlaş-

76 masına göre İran dan elindeki az zenginleştirilmiş uranyum stokunun yüzde 70-75 ini yurtdışına çıkarması istenilirken, geçen süre zarfında uranyum zenginleştirme faaliyetleri devam ettiği için İran Tahran Bildirisi ne göre elindeki stokun yüzde 55 kadarını yurtdışına gönderecektir. Böylece, İran ın elinde 700 kg kadar az zenginleştirilmiş uranyum kalması beklenmektedir ki bu durum anlaşmaya yöneltilen temel eleştiri noktalarından birisidir. Son olarak, Tahran Bildirisi bağlayıcı bir metin değildir ve bildiriyi tamamlayıcı kesin anlaşma Viyana Grubu nun bildiriye vereceği olumlu cevaba bağlı kalmıştır. Viyana Grubu olumlu cevap verseydi bu durum Tahran Bildirisi nin de onaylandığı anlamına gelecekti. Dolayısıyla ABD de İran ın uranyum zenginleştirme hakkını dolaylı olarak tanımış olacaktı. Eğer Viyana Grubu nun cevabı olumsuz olursa İran hiçbir şey kaybetmezken Batı müzakere etmekten kaçan taraf olarak suçlanacak ve İran a karşı uluslararası yaptırım girişimleri meşruiyetini büyük ölçüde yitirecekti. Sonuç Tahran Bildirisi ile İran, 2009 yılının Ekim ayında önce evet dediği, ancak sonra yeni şartlar ileri sürdüğü uranyum takas anlaşmasını kabul ettiğini duyurmuş oldu. Kasım ayında Baradey tarafından ortaya atılan İran ın az zenginleştirilmiş uranyumunu Türkiye ye göndermesi önerisi de İran tarafından reddedilmişti. Türkiye nin aylarca süren ikna çalışmalarına rağmen İran nükleer yakıt takasının eşzamanlı olması ve İran topraklarında gerçekleştirilmesi talebinden geri adım atmamıştı. Ancak Brezilya nın devreye girmesinden sonra ve ABD nin Rusya ve Çin i yeni yaptırımlar konusunda ikna etmesinden sonra İran az zenginleştirilmiş uranyumunu Türkiye de depolamayı kabul etmiştir. Bu nedenle başlangıçta İran ile Batı arasındaki ihtilafların çözümü konusunda güven artırıcı bir adım olarak görülen takas anlaşması, arada geçen bunca zamandan sonra kendisinden beklenen etkiyi yaratamamıştır. Tahran Bildirisi nin beklenen etkiyi yaratmamasının ilk nedeni, yukarıda da ifade edildiği gibi İran ın uzun süre direndikten sonra, ancak BM Güvenlik Konseyi nden yeni yaptırım çıkma ihtimali güçlenince anlaşmaya razı olmasıdır. İkincisi, İran ın Bildirinin imzalandığı gün yüzde 20 oranında uranyum zenginleştirmeye devam edeceğini açıklamış olmasıdır. Bu açıklama, İran ın pozisyonunu değiştirmeye niyeti olmadığı şeklinde değerlendirilmiş, Çin ve Rusya nın Amerika nın yeni yaptırım arayışına desteklerini sürdürmelerine neden olmuştur. 28 Tahran Bildirisi nin beklenildiği üzere güven inşa edici etki yaratamamasının bir diğer nedeni de bildiride NPT ye üye ülkelerin barışçı nükleer enerji elde etme ve kullanma hakları tanındığı halde, Güvenlik Konseyi nin ve UAEA nın NPT çerçevesindeki yükümlüklerini tam olarak yerine getirmediği için İran aleyhinde aldıkları kararların göz ardı edilmiş olmasıdır. 29 Hatırlanacağı üzere Güvenlik Konseyi nükleer programıyla ilgili olarak Ajansla yeterince işbirliği yapmadığı gerekçesiyle daha önce İran aleyhine beş karar (1696, 1737, 1747, 1803 ve 1835 sayılı kararlar) almıştır. Bu kararlarda İran ın uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurması, Arak taki ağır-su nükleer reaktörü inşasını durdurması, NPT Ek Protokolü nü onaylaması ve UAEA ile işbirliğini artırması istenilmiştir. İran ın ısrarla reddettiği, Batılıların ise üzerinde en çok durduğu bu istekler İran nükleer programı ile ilgili uyuşmazlığın esasını oluşturmaktadır. Tahran Bildirisi nde ne bu kararlara atıf yapılmış ne de bu sorunların çözümü yönünde adım atılmıştır. Dolayısıyla, Tahran Bildirisi nin ilk maddesi bazı gözlemciler tarafından Altılara karşı bir meydan okuma olarak değerlendirilmiştir. Ancak, Davutoğlu nun belirttiği gibi nükleer uyuşmazlığın esasına ilişkin meselelerin çözümü arabulucu devletlere verilen yetkinin kapsamında değildir. Türkiye ve Brezilya, ABD ve UAEA nın istekleri doğrultusunda İran ı uranyum takas anlaşmasını kabul etmeye ikna etmiştir. Maalesef taraflar arasında güvensizliğin derinleşmesi gibi her iki taraftan kaynaklan nedenlerle bu fırsat iyi değerlendirilememiştir. Bununla birlikte, Türkiye ve Brezilya arabulucu olarak ellerinden geleni yaptıklarını söyleyip ke-

77 nara çekilmek yerine, imzalarına sadık kalmak adına ve daha adil bir uluslararası sistem arayışıyla İran a karşı yeni yaptırım girişimlerine savaş açıp İran ın nükleer programını savunmaya devam etmiştir. Hatta Türk ve Brezilyalı yetkililer Obama nın Da Silva ya gönderdiği mektupta belirttiği isteklerin yerine getirilmiş olmasına rağmen yeni yaptırımların sorunun diplomatik yoldan çözümü arayışlarını sekteye uğratacağını savunmuş ve ABD yi tutarsız bir politika izlemekle suçlamıştır. Oysa aynı mektupta Obama, diplomatik çözüm arayışlarına paralel olarak ABD nin yeni yaptırım kararı üzerinde çalışmaya devam edeceğini açıkça belirtmiştir. Nitekim Türkiye ve Brezilya nın yaptırım kararlarının gündeme getirilmemesi için Güvenlik Konseyi nin diğer üyeleri nezdindeki girişimleri sonuç vermemiş, Güvenlik Konseyi 9 Haziran 2010 da İran a karşı 1929 sayılı yeni bir yaptırım kararı almıştır. Viyana Grubu da aynı gün Tahran Bildirisi ne ilişkin resmi cevaplarını UAEA ve İran a iletmiştir. Viyana Grubu Bildiri nin olumlu bir adım olduğunu belirtmiş ancak yetersiz olduğunu ifade etmiş, dolayısıyla Tahran Bildirisi ni reddetmiştir. 30 BM Güvenlik Konseyi de yeni kararla İran a karşı daha önce aldığı kararları teyit etmiş, İran dan uranyum zenginleştirme, yakıt geri-dönüşümü ve ağır-su reaktörü inşası faaliyetlerini durdurmasını ve bu alanlarda yeni girişimlerde bulunmamasını istemiştir. Ayrıca, nükleer programının kesinlikle barışçı amaçlı olduğunu garanti etmesi için İran ın UAEA ile kapsamlı işbirliği yapması istenilmiş ve aynı amaca hizmet edecek bir anlaşmanın sağlanması için Altılar ve AB Dış İlişkiler Yüksek Komiserliği teşvik edilmiştir. Diğer taraftan İran ı Güvenlik Konseyi nin isteklerini yerine getirmeye zorlamak amacıyla İran a karşı daha önce alınan yaptırım kararlarının kapsamı genişletilmiştir. İran a karşı alınan yaptırım kararları bu ülkenin nükleer faaliyetlerini ve nükleer başlık taşıyabilecek füze geliştirme programlarını hedef almıştır. Sözkonusu faaliyetlerle ilgili her türlü materyal, teçhizat ve teknolojinin İran a transfer edilmesi yasaklanırken, İran da bu faaliyetlere dâhil olan kurum ve kişilerin yurtdışındaki fonları dondurulmuş ve ilgili kişilerin seyahatlerine kısıtlamalar getirilmiştir. 1929 sayılı kararda üye devletlerin İran ın yaptırım kapsamındaki faaliyetlerine dolaylı da olsa katkıda bulunmaktan kaçınmak için bu ülke ile yürüttükleri finans ilişkilerine özel dikkat sarf etmelerini ve bu ülkeye giden her türlü kargonun kuvvetli istihbarata olması halinde denetlemesini istemiştir. Ayrıca tüm devletlerin yaptırımların uygulanması kapsamında aldıkları tedbirleri Yaptırım Komitesi ne bildirmeleri istenilmiştir. Türkiye ve Brezilya yaptırım kararına karşı Güvenlik Konseyi nde hayır oyu kullanmış olmasına rağmen söz konusu karara uymakla yükümlüdür. Ancak Türkiye nin İran ile ilişkilerinde yaptırım kapsamı dâhilinde bir faaliyet bulunmamaktadır. Bununla birlikte İran a gidecek şüpheli kargoların denetlenmesi ve finans ilişkilerinde özel dikkat sarf etme yükümlülüğü Türkiye ile İran arasındaki ilişkileri dolaylı olarak olumsuz etkileyebilir. İran a giden Türk kargolarının şüpheli olduğu iddiasıyla üçüncü bir ülke tarafından 1929 sayılı karar kapsamında denetlenmek istenilmesi durumunda ilgili devlet ile Türkiye arasında bir bunalım ortaya çıkabilir. Ayrıca, yaptırımların kapsamı beklenildiği kadar ağır olmamasına rağmen ABD ve AB nin, 1929 sayılı kararın uygulanması kapsamında daha ağır kararlar alması ve ilişkili oldukları devletlerin de bu kararlara uymasını istemeleri beklenmektedir. Bu durumda Türkiye kendisini İran ile ABD ve AB arasında sıkışmış bir vaziyette bulabilir. Diğer taraftan, 1929 sayılı kararın metninde de değinildiği gibi diplomatik çözüm arayışları devam edecektir. Türk yetkililer de Türkiye nin sorunun diplomatik yollardan çözümü arayışına devam edeceğini açıklamıştır. Bu bağlamda takas anlaşması ve Tahran Bildirisi Haziran 2008 öneri paketiyle birlikte bir süre daha gündemde kalacaktır. Ancak yaptırım kararlarına uyması beklenmeyen İran ın muhtemel müzakere girişimlerine de olumlu yaklaşmayacağı düşünülmektedir. Zira ABD Başkanı Obama yı halefle-

78 riyle aynı politikayı sürdürmekle suçlayan İran ın eline somut bir delil geçmiştir. İkinci olarak İran ın Tahran Bildirisine evet demesine rağmen Viyana Grubu nun verdiği olumsuz yanıt ve Güvenlik Konseyi nden yaptırım kararının çıkmış olması İran ın Batı ya karşı güvensizliği ni artırmıştır. Diğer taraftan barışçı olduğunu ve NPT den kaynaklanan bir hakkı olduğunu ileri sürdüğü uranyum zenginleştirme hakkını pazarlık konusu dahi yapmaya yanaşmadığından İran ın bu konuda geri adım atması beklenmemektedir. Bu durumda Türkiye nin İran ı değil, aldığı yaptırım kararı ile müzakerelerin başarılı olma şansını azaltmış olan Batılı ülkeleri eleştirmeye devam edeceği öngörülmektedir. Dolayısıyla 1929 sayılı Güvenlik Konseyi kararının sonucunda Türkiye, İran ın nükleer programının etkileri ile ilgili olarak uzun süreden beri kaçınmaya çalıştığı ikilemin içine düşmüş, İran ile Batı arasında sıkışmıştır. DİPNOTLAR 1 Komşular da risk, Hürriyet, 5 Kasım 2005. 2 Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ un Amerikan Türk Konseyi nin 24. Yıllık Toplantısında Yaptıkları Konuşma, Genelkurmay Başkanlığı İnternet Sitesi, http://www.tsk. tr/10_arsiv/10_1_basin_yayin_faaliyetleri/10_1_7_konusmalar/2005/gnkuriincibsk_atckonusmasi_060605.html, 6 Haziran 2005. 3 Turkey finally sides with U.S. on Iran threat, Geo-Strategy Direct, 18 Ocak 2006, s.3. 4 İran nükleer görüşmeleri Ankara da başladı, Hürriyet, 25 Nisan 2007. 5 Erdoğan Washington da Konuştu, Hürriyet, 14 Kasım 2008. 6 Ahmadinejad: No need for Turkish mediation, Press TV, 11 Mart 2009; Türkiye arabulucu olamaz, NTV, 20 Ekim 2009. 7 Bkz. Bayram Sinkaya, İran ın Nükleer Programı: Müzakere Sürecinde Umutların Yükselişi ve Düşüşü,, cilt 1, sayı 2 (Aralık 2009), s. 74-77. 8 IAEA Chief: Iran should store enriched uranium in Turkey, Today s Zaman, 9 Kasım 2009. 9 Ankara İran ın uranyumunu depolamaya sıcak bakıyor, Zaman, 10 Kasım 2009. 10 Ariel Farrar-Wellman, Brazil-Iran Foreign Relations, IranTracker, 20 May 2010. 11 Turkey, Brazil intensify diplomacy on Iran, Today s Zaman, 15 Nisan 2010. 12 Barack Obama, İran la Nükleer Takasa Varız, Radikal, 29 Mayıs 2010. 13 Brezilya: Türkiye ile arabuluculuk yapabiliriz, NTV, 28 Nisan 2010. 14 Iran accepts Brazil mediation on nuclear fuel deal, BBC News, 5 Mayıs 2010. 15 Erdoğan İran a gidecek, Hürriyet, 5 Mayıs 2010. 16 Bildirinin tam ve orijinal metni için bkz. Joint Declaration of the Ministers of Foreign Affairs of Turkey, Iran and Brazil, http://www.mfa.gov.tr/17_05_2010-joint-declaration-of-the-ministersof-foreign-affairs-of-turkey_-iran-and-brazil_.en.mfa. 17 A. Davutoglu & C. Amorim, Giving Diplomacy a Chance, New York Times, 26 Mayıs 2010. 18 Trita Parsi, The Turkey-Brazil-Iran deal: Can Washington take yes for an answer? NIAC Memo, 18 Mayıs 2010. 19 Iran not cooperating, Clinton tells Turkey, Hürriyet Daily News, 14 Mayıs 2010. 20 İran daki tarihi anlaşmaya dünyadan ilk tepkiler, Hürriyet, 17 Mayıs 2010, 21 Bkz. Bakan Davutoğlu nun İran ile varılan nükleer uzlaşı ile güncel dış politika gelişmeleri hakkında basın toplantısı metni, 19 Mayıs 2010, http://www.mfa.gov.tr/bakan-davutoglu_nuniran-ile-varilan-nukleer-uzlasi-ile-guncel-dis-politika-gelismeleri-hakkinda-basin-toplantisi-metni.tr.mfa. 22 Barack Obama, İran la Nükleer Takasa Varız, Radikal, 29 Mayıs 2010. 23 İran bunalımı, Milliyet, 19 Mayıs 2010. 24 Cemşid Eminzade, Tahran bildirisinin teamül ve diyalog için uygun fırsat oluşturması üzerine, 23 Mayıs 2010, http://turkish.irib.ir/index.php?option=com_content&task=view&id=56938. 25 Golnaz Esfandiari, Iran s Nuclear Swap Deal: Victory Or Retreat? 18 Mayıs 2010, http://www. rferl.org/content/irans_nuclear_swap_deal_victory_or_retreat/2046110.html. 26 How and why did Iran accept what it rejected? Iran Times, 19 Mayıs 2010; Shayan Ghajar and S. Mahour, Limited Opposition Responses to Nuclear Deal Indicate Tacit Support, InsideIran, 19 Mayıs 2010. 27 Hussein Shariatmadari, A Glance at the Tehran Declaration, Kayhan International, 19 Mayıs 2010. 28 David Ignatius, A diplomatic game of chicken with Iran, Wasington Post, 20 Mayıs 2010. 29 Emily B. Landau, Brazil and Turkey: Mediators for what? Jerusalem Post, 18 Mayıs 2010. 30 Security Council Imposes Additional Sanctions on Iran, 9 Haziran 2010, http://www.un.org/ News/Press/docs//2010/sc9948.doc.htm.