CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE YUMUŞAK VE YILDIRIM - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 15725/07)



Benzer belgeler
EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ MEHMET ÖZEL ve diğerleri - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 50913/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ADNAN ÖZDEMĐR -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:4574/06)

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MEHMET SELÇUK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 13090/04 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE TOK VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:37054/03, 37082/03, 37231/03 ve 37238/03 )

KAYA VE SEYHAN/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 30946/04) Strazburg 15 Eylül 2009

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YAVUZ ve diğerleri -TÜRKİYE DAVASI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MENEMEN MİNİBÜSÇÜLER ODASI -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 44088/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. MEHMET YILDIZ vd.-türkiye DAVASI (Basvuru no:14155/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ

(Başvuru no: 42422/04, 2102/05, 18194/05, 18772/05, 33222/05, 36990/05 ve 37050/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ APOSTOLİDİ VE DİĞERLERİ- TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:45628/99) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ (ADİL TATMİN) STRAZBURG

CON S EI L D E KONSEYĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE S.S. BALIKLIÇEŞME BELDESİ TARIM KALKINMA KOOPERATİFİ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SELİN ASLI ÖZTÜRK -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:39523/03) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE EYÜP AKDENİZ -TÜRKİYE DAVASI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KANĐOĞLU VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:44766/98, 44771/98 VE 44772/98)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE NACARYAN VE DERYAN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:19558/02 ve 27904/02 )

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE BEK -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:23522/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. İKİNCİ DAİRE KANAT ve BOZAN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:13799/04)

A V R U P A K O N S E Y Đ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SERİN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:18404/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZÖHRE AKYOL/TÜRKİYE (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 4 Kasım 2008

COU N CI L OF KONSEYĐ

CON S EI L D E KONSEYĐ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

A V R U P A K O N S E Y Đ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE KÜRÜM -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:56493/07) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE EMİNE ARAÇ - TÜRKİYE. (Başvuru no: 9907/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ÇATAK TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 26718/05) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ÇETKİN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 30068/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SEBAHATTİN EVCİMEN TÜRKİYE. (Başvuru no /06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SONKAYA - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 11261/03) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE GÜNSİLİ VE YAYIK - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:20872/02 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru n o 43627/09 Misak HAÇĐKOĞLU/TÜRKĐYE STRAZBURG

YOLDAŞ VD./Türkiye. Başvuru numaraları: 23706/07, 37912/07, 43801/07, 54514/07, 56503/07, 1033/08, 1522/08 ve 2635/08 Strazburg 15 Mart 2011

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE T.Ç. VE H.Ç - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 34805/06) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KAHRAMAN KORKMAZ VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:47354/99 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE MEHMET ZÜLFĐ TAN - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 31385/02)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE BAHÇECİ VE TURAN - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 33340/03) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE BĐNGÖL - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 36141/04) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CON S EI L D E KONSEYĐ

(Başvuru no: 3197/05) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ STRAZBURG. 20 Ekim 2009

A V R U P A K O N S E Y Đ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE EDĐP USLU -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:43/02) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE MALHAS VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAKAYA - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 11424/03) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ AYAZ VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:11804/02) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE OSMAN YILMAZ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 18896/05) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KOP -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 12728/05) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ERTÜRK/TÜRKİYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 12 Nisan 2005

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no: 3869/04) STRAZBURG. 27 Ekim 2009

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE PARSIL/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 39465/98) KARAR STRAZBURG. 26 Nisan 2005

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE DAYANAN -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:7377/03) KARARIN ÖZET ÇEVĐRĐSĐ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KADRĐYE YILDIZ VE DĐĞERLERĐ- TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 73016/01)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YILDIZ YILMAZ/TÜRKİYE (Başvuru no /01) KARAR STRAZBURG. 11 Ekim 2005

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE SAMATYA SURP KEVORK ERMENİ KİLİSESİ, MEKTEBİ VE MEZARLIĞI VAKFI YÖNETİM KURULU - TÜRKİYE DAVASI

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ AKAT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: / 98) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE CANPOLAT TÜRKİYE. (Başvuru no /00) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

CON S EI L D E KONSEYĐ

CON S EI L D E KONSEYĐ

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE LÜTFĐ DEMĐRCĐ VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 28809/05)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE FÜSUN ERDOĞAN VE DİĞERLERİ - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 16234/04) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

A V R U P A K O N S E Y Đ

CON S EI L D E KONSEYĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ÖZGÜR RADYO-SES RADYO TELEVİZYON YAYIN YAPIM VE TANITIM A.Ş. - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 11369/03)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ N.A. VE DİĞERLERİ- TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:37451/97) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG 11 EKİM 2005

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ BİLEN- TÜRKİYE DAVASI. ( Başvuru no: 34482/97 ) NİHAİ KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE TURGUT VE DİĞERLERİ -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 1411/03) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ. (adil tatmin) STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ USLU - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:33168/03) NİHAİ KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG 12 NİSAN 2007

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ DÖRDÜNCÜ DAİRE. Gümüşten -Türkiye Davası (Başvuru no: 47116/99)

Transkript:

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE YUMUŞAK VE YILDIRIM - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no: 15725/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG 22 Kasım 2011 1

İşbu karar Sözleşme nin 44 / 2 maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecek olup şekli bazı düzeltmelere tabi tutulabilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine açılan ve (15725/07) numaralı başvurunun nedeni T.C. vatandaşları Emine Demet Yumuşak ve İhsan Can Yıldırım tarafından (başvuranlar) 6 Nisan 2007 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin (AİHS) 34. maddesi uyarınca yapılan başvurudur. Başvuranlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde İstanbul Barosu avukatlarından İ. Y. Özçelik tarafından temsil edilmektedir. OLAYLAR I. DAVANIN KOŞULLARI 1968 doğumlu başvuran Emine Demet Yumuşak, 1993 doğumlu İhsan Can Yıldırım ın annesidir. Başvuranların her ikisi de Mersin de ikamet etmektedir. 1 Ağustos 1997 tarihinde, başvuran, İhsan Yıldırım ın 9 Temmuz 1997 tarihinde vefatından sonra, İhsan Can Yıldırım ile merhum arasında soy bağının kurulması talebiyle Adana Asliye Hukuk Mahkemesi ne («AHM») başvurmuş ve İhsan Yıldırım ın varislerine karşı bir babalık davası açmıştır. Başvuran, dava dilekçesinde ayrıca tüm yargılama süresi ve sonrasında çocuk yaştaki oğlunun, onun adı ve hesabına tayin edilecek bir vasi tarafından velayet altına alınmasını talep etmiştir. Başvuran, bunlara ilaveten oğlu üzerindeki velayetin kesin olarak kendisine verilmesini ve miras payından düşülmek üzere kendi adına aylık 50.000.000 TL ve oğlu için de aylık 80.000.000 TL nafaka bağlanmasını talep etmiştir. 29 Ağustos 1997 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi küçük başvuran için bir vasi tayin etmiştir. 16 Ekim 1997 tarihinde, vasi, küçük başvuran için nafaka tutarının 150.000.000 TL ye artırılmasını talep etmiştir. 26 Şubat 1998 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi, Adli Tıp Kurumu İstanbul Şube Müdürlüğü nün (Adli Tıp Kurumu) merhumun erkek kardeşi ve diğer oğullarından alınan kan örneklerini karşılaştırarak, merhum ile küçük başvuran arasında soy bağının kurulmasını talep etmiştir. Mahkeme ayrıca bu kişilerden alınan kan örneklerinin soy bağı kurulması için yetersiz kalması durumunda, adli tıp kurumunun İhsan Yıldırım ın cesedi üzerinden örnek alınması gerekip gerekmediğini bildirmesini istemiştir. Adli tıp kurumu, 27 Nisan 1998 tarihinde asliye hukuk mahkemesine merhumun aile fertlerinden alınan örneklerin başvuran ile soybağı olduğu sonucuna varmak için yeterli olmadığını ve örnek alınması amacıyla merhumun mezarının açılması gerektiğini bildirmiştir. Asliye hukuk mahkemesi, 25 Mayıs 1998 tarihli duruşmada, istinabe yoluyla merhumun mezarının açılması ve ceset üzerinden örnek alınması için nöbetçi hakimin görevlendirilmesine karar vermiş ve bunun için gerekli masrafların davacı tarafından karşılanmasına hükmetmiştir. 9 Temmuz 1998 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi sözkonusu masrafların ödenmediğini tespit etmiş ve ödemenin yapılması için vasinin ek süre talebini haklı bulmuştur. 2

Vasi, 7 Ekim 1998 tarihinde sözkonusu masrafları ödemiştir. 27 Ocak 1999 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi istinabe yoluyla merhumun mezarının açılması ve ceset üzerinden örnek alınması için Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi nöbetçi hakimini görevlendirmiştir. Mahkeme ayrıca alınan örneklerin adli tıp kurumuna gönderildiği konusunda kendisine bilgi verilmesini istemiştir. 8 Temmuz 1999 tarihinde düzenlenen tutanakta, tarafların avukatları huzurunda merhumun mezarı açıldıktan sonra, cesedin çıkarıldığı, organ ve kemik dokuları üzerinden örnekler alındığı ve bu örneklerin adli tıp kurumuna gönderildiği belirtilmiştir. 8 Haziran 2000 tarihinde, adli tıp kurumu, alınan örneklerde bulunan DNA yapısında bozulma tespit edilmesi ve yeterli miktarda örnek bulunmaması nedeniyle yapılan incelemelerde başvuranın soy bağı ile ilgili bir sonuca varmanın mümkün olmadığını belirten bir rapor hazırlamıştır. Belirtilmeyen bir tarihte, başvuran için tayin edilen vasi varılan bu sonuca itiraz etmiş ve testlerin İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü tarafından yapılmasını istemiştir. Başvuranlar, 6 Kasım 2000 tarihli duruşmada İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü nün alınan örnekleri bir kez daha incelemesini talep etmiştir. Aynı gün, asliye hukuk mahkemesi, başvuranların yeniden inceleme talebini ve fotoğrafların karşılaştırılması yoluyla soy bağının kurulması isteğini reddetmiştir. Asliye hukuk mahkemesi, merhumun cesedinden elde edilen DNA da bozulma tespit edilmesi dolayısıyla ihtilaflı soy bağı hakkında bir sonuca varılamadığını bildiren 8 Haziran 2000 tarihli bilirkişi raporuna dayanarak, soy bağı kurulmasına ilişkin davayı reddetmiştir. 20 Aralık ve 22 Aralık 2000 tarihlerinde sırasıyla küçük başvuranın vasisi ve başvuran bu kararı temyize taşımıştır. 3 Nisan 2001 tarihinde, Yargıtay, asliye hukuk mahkemesinin fotoğrafları karşılaştırarak başvuran ile merhum arasında fizyonomi açısından benzerlik olup olmadığını araştırmadığı, dolayısıyla yeterli inceleme yapmadığı kanaatine varmış ve tanıkların dinlenmemesini de göz önüne alarak ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. 1 Mayıs 2001 tarihinde, merhumun varisleri bu kararın düzeltilmesi için itiraz etmiştir. 29 Haziran 2001 tarihinde, Yargıtay bu itirazı reddetmiştir. İtiraz davasına bakan asliye hukuk mahkemesi, 5 Temmuz 2001 ile 31 Ocak 2002 tarihleri arasında dört duruşma gerçekleştirmiştir. 31 Ocak 2002 tarihinde mahkeme, başvuranın dosyada yer alan fotoğraflarının incelenmesi ve üzerinde benzerlik testi yapılması için adli tıp kurumuna gönderilmesine ve ilgili masrafların davacı tarafından karşılanmasına hükmetmiştir. 4 Nisan 2002 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi sözkonusu masrafların ödenmediğini tespit etmiş ve ödemenin yapılması için on günlük bir ek süre tanımıştır. 29 Nisan 2002 tarihinde, adli tıp kurumu fotoğraflara dayanarak bir soy bağı kurulmasının mümkün olmadığını belirterek fotoğrafları asliye hukuk mahkemesine geri göndermiş ve yeni 3

araçlar kullanmak suretiyle başka örnekler alınması ve testlerin tekrar yapılması için merhumun mezarının yeniden açılmasını talep etmiştir. 10 Ekim 2002 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi, merhumun mezarının tekrar açılmasına hükmetmiş ve ihtilaflı soy bağının belirlenmesi için adli tıp kurumunun alınan örnekleri bir kez daha incelemesini istemiştir. 24 Mart 2003 tarihli duruşma tutanağından anlaşıldığına göre, mezarın açılması olumsuz hava şartları nedeniyle ertelenmiş ve ilgili masraflar muhataplardan yargılama sırasında alınmıştır. Gaziantep Asliye Hukuk Mahkemesi Nöbetçi Hakimi 14 Nisan 2003 tarihinde düzenlediği tutanakta, ilgili masraflar ödenmediğini için incelemenin gerçekleştirilemediğini belirtmiştir. 20 Mayıs 2003 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi davacı tarafa masrafların ödenmesi için on günlük bir ek süre tanımıştır. Bu duruşmada muhataplar sözkonusu masrafları ödemek istediklerini bildirmiştir. 4 Haziran 2003 tarihinde, mezar açılmış ve gerekli örnekler alınmıştır. 3 Ağustos 2003 tarihinde adli tıp kurumu, İhsan Yıldırım ile % 99,90 oranında soy bağı olduğu sonucuna ulaştığı bir bilirkişi raporu düzenlemiştir. 13 Ağustos 2003 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi, adli tıp kurumunun özellikle ilave örnekler alarak ve ek kan testleri yaparak yeni bir bilirkişi raporu hazırlamasını istemiştir. Belirtilmeyen bir tarihte, başvuranların avukatları, 3 Ağustos 2003 tarihli adli tıp raporunda ulaşılan sonuçların soy bağının kurulması için yeterli olduğunun Adli Tıp Kurumu Ankara Şube Müdürlüğü tarafından teyit edilmesini istemiştir. Avukatlar, diğer tüm incelemelerin gereksiz olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde bir görüş beyan etmiştir. Adli Tıp Kurumu Ankara Şube Müdürlüğü de daha önce gerçekleştirilen testlerin yeterli olduğunu bildirmiştir. Asliye hukuk mahkemesi, 5 Mart 2004 tarihli duruşmada, ek incelemeler yapılması için dosyanın tekrar adli tıp kurumuna gönderilmesine ve ilgili masrafların başvuran tarafından karşılanmasına hükmetmiştir. 27 Nisan 2004 tarihinde, asliye hukuk mahkemesi, adli tıp kurumuna ek DNA testlerinin bir kez daha yapılabilirliğinin sorulmasına karar vermiştir. 17 Mayıs 2004 tarihinde, adli tıp kurumu, daha önce yapılan testlerin araştırmacı kurumlar tarafından yaygın olarak kabul gördüğünü hatırlatan ve ulaşılan sonuçlara itibar edilmesi gerektiğini bildiren bir rapor göndermiştir. Öte yandan adli tıp kurumu, DNA testlerinden başka bir inceleme yapma imkânı bulunmadığını belirtmiştir. 28 Eylül 2004 tarihinde asliye hukuk mahkemesi, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun un yürürlüğe girmesinden sonra bu dava için yetkisiz olduğunu ilan etmiş ve dosyayı Adana Aile Mahkemesi ne göndermiştir. 4

Aile mahkemesi, 11 Ekim 2004 ile 3 Mart 2005 tarihleri arasında dört duruşma gerçekleştirmiştir. Aile mahkemesi, 3 Mart tarihli duruşmada başvuranın davasını haklı bulmuş ve İhsan Yıldırım ın başvuranın oğlunun babası olduğunu kabul etmiştir. 18 Mayıs 2005 tarihinde, İhsan Yıldırım ın varisleri bu kararı temyize taşımıştır. 25 Ekim 2005 tarihinde, Yargıtay yargılama sırasında tarafların gösterdiği tanıkların dinlenmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararını bozmuş ve dosyayı aile mahkemesine geri göndermiştir. 1 Haziran 2006 tarihinde, başvuranın avukatı, davanın sekiz yıldır görülmeye devam ettiğini hatırlatarak, davalılara savunma sunmaları için yeniden ek süre verilmesine karşı çıkmıştır. Aile mahkemesi, temyiz edilmediği için 18 Ekim 2006 tarihinde kesinleşen 20 Temmuz 2006 tarihli kararında, soy bağının kurulması yönündeki talebi haklı bulmuş, ancak nafaka isteğini reddetmiştir. Öte yandan mahkeme, başvurana oğlunun kesin velayetini vermiştir. HUKUK I. AİHS NİN 6. MADDESİNİN 1. PARAGRAFININ İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA Başvuranlar, yargılama süresi uzunluğunun AİHS nin 6. maddesinin 1. paragrafında öngörülen «makul süre» ilkesine aykırı olduğunu iddia etmektedir. Hükümet, bu sava karşı çıkmaktadır. AİHM, değerlendirilmesi gereken dönemin soy bağı kurulması talebiyle açılan dava tarihinde yani 1 Ağustos 1997 de başladığını ve aile mahkemesinin karar verdiği 20 Temmuz 2006 tarihinde sona erdiğini not etmektedir. Dolayısıyla sözkonusu dönem, iki dereceli yargılama için sekiz yıl on bir ay sürmüştür. A. Kabuledilebilirliğe ilişkin AİHM, bu şikâyetin AİHS nin 35. maddesinin 3. paragrafı anlamında açıkça dayanaktan yoksun olmadığını ve ayrıca başka bir kabuledilemezlik gerekçesi bulunmadığını tespit etmektedir. Dolayısıyla, sözkonusu şikâyetin kabuledilebilir ilan edilmesi uygun olacaktır. B. Esasa ilişkin Hükümet, sözkonusu davanın birçok mahkeme önünde görüldüğünü ve bu süreçte gerekli birçok teknik incelemenin gerçekleştirildiğini kaydetmektedir. Hükümet, öncelikle ortaya çıkan teknik zorluklar nedeniyle davanın karmaşık bir nitelik taşıdığını savunmaktadır. Daha sonra Hükümet, başvuranların merhumun mezarının açılması için gerekli masrafları ödemeyerek yargılama süresinin uzamasına neden olduğunu ileri sürmektedir. Hükümet, son olarak, toplam yargılama süresi ve her mahkeme önünde görülen dava süreleri ile ilgili olarak, ulusal makamların hiçbir zaman yargılamaya ara vermediğini kaydetmekte ve bunun kendi kanaatine göre, başvuranların davasında gerekli özenin gösterildiği anlamına geldiğini belirtmektedir. 5

Başvuranlar, bu argümanlara karşı çıkmaktadır. AİHM, bir yargılama için makul sürenin, özellikle davanın karmaşıklığı, başvuran ve yetkili makamların tutumu, ilgili taraflar açısından davanın önemi gibi şartlara ve AİHM nin içtihadında yer alan kıstaslara bağlı olarak değerlendirildiğini hatırlatmaktadır (bakınız, diğer birçoğu arasından, Fransa aleyhine Frydlender davası [GC], n o 30979/96, prg. 43, CEDH 2000-VII). AİHM ayrıca, kişisel durumlarla ilgili davalarda, ihtilafın başvuran için öneminin de üzerinde durulması gereken bir kıstas olduğunu hatırlatmakta ve özellikle aşırı yavaş işleyişin aile yaşamına saygı gösterilmesi hakkının kullanılması üzerinde olumsuz etki yaratabileceğinin göz önünde bulundurulması ve bu konuda özel bir itina gösterilmesi gerektiğini kaydetmektedir (İtalya aleyhine Laino davası [GC], n o 33158/96, prg. 18, CEDH 1999-I). AİHM, son olarak mevcut davanın konusuna benzer birçok davaya baktığını ve bu davalarda AİHS nin 6. maddesinin 1. paragrafının ihlal edildiği sonucuna vardığını hatırlatmaktadır (Frydlender, ilgili bölüm). Takdirine sunulan unsurların tamamını inceleyen AİHM, Hükümetin mevcut davada farklı bir sonuca ulaşmayı gerektirecek herhangi bir olgu ve argüman sunmadığı kanaatine varmaktadır. Gerçekten de, AİHM, Hükümetin birçok teknik inceleme gerektiren bu davanın karmaşık nitelik taşıdığı yönündeki argümanını kabul etmekle beraber, bu karmaşıklığın ihtilaflı yargılama süresinin bu denli uzun olmasını haklı gösteremeyeceği kanaatindedir. AİHM, ayrıca dosyadaki unsurlara bakıldığında, mezarın açılması ya da bilirkişi incelemesine ilişkin masrafların ödenmesi ile ilgili tutumları dahil başvuranların yargılama süresini önemli sayılacak düzeyde etkilemediğini gözlemlemektedir. Konuyla ilgili içtihadı ile ihtilafın başvuranlar için önemini, yani İhsan Yıldırım ile soy bağı kurma ya da çürütme ve dolayısıyla bu konudaki belirsizliğe son verme hakkını göz önünde bulunduran ve bu durumda davanın hızlı yürütülmesi gerektiğini dikkate alan AİHM (Hırvatistan aleyhine Mikulić davası, n o 53176/99, prg. 44, CEDH 2002-I, ve Türkiye aleyhine Ebru ve Tayfun Engin Çolak davası, n o 60176/00, prg. 75, 30 Mayıs 2006), mevcut davada ihtilaflı yargılama süresinin aşırı olduğu ve «makul süre» gereksinimine cevap vermediği kanaatine varmaktadır. Bu itibarla, AİHS nin 6. maddesinin 1. paragrafı ihlal edilmiştir. II. AİHS NİN 13. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA Başvuranlar, ayrıca uzun yargılama süresinden şikâyetçi olabilecekleri bir hukuk yolunun bulunmadığını iddia etmekte ve bu bağlamda AİHS nin 13. maddesine atıfta bulunmaktadır. Hükümet, bu sava itiraz etmekte ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu gereğince, idari işlemler sonucu zarara uğrayan herkesin tam yargı davası açabileceğini savunmaktadır. Dolayısıyla Hükümete göre, başvuranlar da idare mahkemeleri önünde böyle bir dava açabilirlerdi. Başvuranlar, bu sava karşı çıkmaktadır. AİHM, bu şikâyetin yukarıda incelenen şikâyetle bağlantılı olduğunu ve bu nedenle kabuledilebilir ilan edilmesi gerektiğini kaydetmektedir. AİHM ayrıca, Türk hukuk sisteminin AİHS nin 13. maddesi anlamında hukuk davaları süresinin uzunluğu ile ilgili 6

başvurulabilecek bir itiraz yolu sunmadığını daha önce baktığı davalarda da tespit ettiğini hatırlatmaktadır (Ebru ve Tayfun Engin Çolak, ilgili bölüm, prg. 106-107, ve Türkiye aleyhine Daneshpayeh davası, n o 21086/04, prg. 37, 16 Temmuz 2009). AİHM, mevcut davada bu içtihadından uzaklaşmayı gerektiren hiçbir neden görememektedir. Buradan yola çıkan AİHM, AİHS nin 6. maddesinin 1. paragrafı anlamında davalarının makul sürede görülmemesi dolayısıyla başvuranların iç hukukta yaptırım elde edebilecekleri bir itiraz yolu bulunmadığını gözlemlemekte ve AİHS nin 13. maddesinin ihlal edildiği kanaatine varmaktadır. III. AİHS NİN 8. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA Son olarak başvuranlar, uzun yargılama süresinin özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi haklarını ihlal ettiğini savunmaktadır. Başvuranlar bu bağlamda, İhsan Yıldırım ın itibar sahibi bir ailenin ferdi olması dolayısıyla medyanın hedefi haline geldiklerini ileri sürmektedir. Başvuranlar, ayrıca yıllarca soy bağının belirsiz kalması nedeniyle çocuk yaştaki başvuranın yaşadığı psikolojik travmalardan da şikâyetçi olmaktadır. Son olarak, nafaka taleplerinin ulusal mahkemeler tarafından reddedilmesini ve kendi kanaatlerine göre, başvurana kalan mirasın önemli ölçüde azalmasına neden olan uzun yargılama süresini şikâyet eden başvuranlar, AİHS nin 8. maddesine atıfta bulunmaktadır. Hükümet, mahkemenin talep edilen velayeti vermesi dolayısıyla başvuranların hiçbir yasal menfaati kalmadığını ve bu itibarla mağdur sıfatı taşımadıklarını savunmaktadır. Başvuranın yargılama sürecinde maruz kaldığı belirsizlik ile ilgili olarak Hükümet, öncelikle soy bağı kurulmasına ilişkin davanın ancak başvuranın babasının ölümünden sonra açılmasının tüm yargılama süresince teknik işlemlerin yapılmasını gerektirdiğini ve kesin bir sonuca varılmasını zorlaştırdığını belirtmektedir. Hükümet, başvuranın, oğlunun babası sağken bu davayı açabileceği kanaatindedir. Daha sonra, başvuranın sözkonusu davanın açıldığı tarihte beş yaşında olduğunu hatırlatan Hükümet, çocuğun ilk yıllarını iddia edilen soy bağından yoksun bir şekilde yaşadığını belirtmektedir. Başvuranlar, bu argümanlara karşı çıkmaktadır. AİHM, başvuranın şikâyetine benzer bir davaya daha önce baktığını ve bunun doğrudan yargılama süresine dayalı şikâyet ile bağlantılı olduğu kanaatine vardığını hatırlatmaktadır (bakınız, bu yönde, Romanya aleyhine Bican davası, n o 37338/02, prg. 75-82, 22 Eylül 2009). AİHS nin 6. maddesinin 1. paragrafı ile ilgili tespitini dikkate alan AİHM, AİHS nin 8. maddesi açısından bir sorun bulunmadığı ve bu şikâyetin kabuledilebilirliği ve haklılığı üzerinde bir karar vermenin gereksiz olduğu kanaatine varmaktadır. Gerçekten de, ihtilaflı yargılama süresinin başvuranların özel ve aile hayatları üzerindeki olası etkisi, zaten davanın önemi açısından bu sürenin değerlendirilmesi çerçevesinde dikkate alınmıştır (Bican ilgili bölüm, prg. 82). IV. AİHS NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI HAKKINDA A. Tazminat Başvuranlar, uğradıkları maddi ve manevi zarar karşılığında 80.000 Euro talep etmektedir. Hükümet, bu taleplere itiraz etmektedir. 7

AİHM, tespit edilen ihlaller ile iddia edilen maddi zarar arasında bir nedensellik bağı görememekte ve bu talebi reddetmektedir. Buna karşın AİHM, manevi zarar başlığı altında başvuranlara ortaklaşa 4.800 Euro ödenmesine hükmetmektedir. B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuranlar ayrıca, yargılama masraf ve giderleri için 10.000 Euro talep etmektedir. Başvuranlar kanıt belgesi olarak özellikle bir avukat ücreti sözleşmesi, ulusal mahkemeler önünde görülen yargılama masraflarına ilişkin belgeler ve bir posta ücreti makbuzu sunmaktadır. Hükümet, bu taleplere itiraz etmektedir. AİHM nin yerleşik içtihadına göre, bir başvuran gerçekliğini ve gerekliğini kanıtladığı makul miktarlardaki yargı giderlerini elde edebilir. AİHM, mevcut davada, elindeki belgeleri ve içtihadını dikkate alarak, AİHM önünde görülen yargılama masraf ve giderleri için başvuranlara ortaklaşa 2. 000 Euro ödenmesinin makul olacağı kanaatine varmaktadır. C. Gecikme faizi AİHM, gecikme faizinin Avrupa Merkez Bankası nın marjinal kredi faiz oranına üç puanlık bir artış eklenerek belirlenmesini uygun görmektedir. BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, MAHKEME, OYBİRLİĞİYLE, 1. AİHS nin 6/1 ve 13. maddesi hakkındaki şikayetlerin kabuledilebilir olduğuna; 2. AİHS nin 6/1 maddesinin ihlal edildiğine; 3. AİHS nin 13. maddesinin ihlal edildiğine; 4. AİHS nin 8. maddesi hakkındaki şikayetin kabuledilebilirlik ve esas bakımından ayrıca incelenmesine gerek olmadığına; 5. a) AİHS nin 44/2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden TL ye çevrilmek ve her türlü vergiden muaf tutulmak üzere Savunmacı Hükümet tarafından başvuranlara ortaklaşa 4.800 (dört bin sekiz yüz) Euro manevi tazminat ve yargılama masraf ve giderleri için 2.000 (iki bin) Euro ödenmesine; b) yukarıda belirtilen sözkonusu sürenin sona erdiği tarihten ödemenin yapılmasına kadar geçen süre için, sözkonusu meblağlara, Avrupa Merkez Bankası nın anılan dönem için geçerli olan marjinal kredi faiz oranına üç puanlık bir artış eklemek suretiyle belirlenecek basit faiz uygulanmasına; 6. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine; KARAR VERMİŞTİR. 8

İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 22 Kasım 2011 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir. 9