nflamatuvar Barsak Hastal klar nda Kanser zlemi

Benzer belgeler
KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

nflamatuvar Barsak Hastal nda Endoskopik zlem

Polipte Kanser. Dr.Cem Terzi. Dokuz Eylül Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Kolorektal Cerrahi Birimi

nflamatuvar Barsak Hastal nda Erken Kanser Tan s na Güncel Yaklafl m

İNFLAMATUVAR BARSAK HASTALIĞINDA KLİNİK GİDİŞ

Ülseratif Kolitte Cerrahi: Zamanlama

İnflamatuvar barsak hastalıkları (İBH) ülseratif kolit (ÜK)

İNFLAMATUAR BARSAK HASTALIKLARINDA KOLOREKTAL KANSER

Polipektomi sonrası izlem ilkeleri

İNTERAKTİF VAKA TARTIŞMASI

İnflamatuvar Barsak Hastalıklarında Kolorektal Kanser Gözetimi ve Kemoprevensiyon

Kolorektal Adenokarsinomlarda Tümör Tomurcuklanmasının Kolonoskopik Biyopsi ve Rezeksiyon Materyalleri Arasındaki Uyumu

Radyasyon Koliti Oluşturulmuş Sıçanlarda Ghrelinin Barsak Anastomozu Üzerine Etkisi Dr. Ebubekir Gündeş

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D.

Kolon poliplerinin boyut, lokalizasyon ve histopatolojik yapılarının değerlendirilmesi

Kars Yöresi Alt Gastrointestinal Endoskopik Biyopsi Sonuçları

Rektosigmoid Poliplerin Özellikleri Đle Senkron Polip ve Tümör Yandaşlığı Đlişkisi

CERRAHLAR İÇİN İNFLAMATUAR BARSAK HASTALIKLARI

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

Prof.Dr.. Mustafa TAŞKIN. Genel Cerrahi A.B.D.

İNDETERMİNE KOLİT TANI. Patoloji. Makroskopik bulgular

KOLOREKTAL KANSERLERİN MOLEKÜLER SINIFLAMASI. Doç.Dr.Aytekin AKYOL Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı 23 Mart 2014

Olgu Sunumu Crohn Hastalığı. Prof. Dr. Orhan ÖZGÜR KTÜ Tıp Fakültesi Gastroenteroloji BD Trabzon 1

KOLOREKTAL KANSER. Prof. Dr. Ömer ŞENTÜRK

İnflamatuvar Bağırsak Hastalığında Kolorektal Kanser

KOLOREKTAL KARSİNOMLU HASTALARDA PRİMER İLE METASTAZ ARASINDA KRAS DİSKORDANSI

YÜKSEK RİSK PREMALİGN LEZYONLARDA YAKLAŞIM. Dr.Ayşenur Oktay Ege Ün Tıp Fak Radyoloji AD

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

İntermittan Hematokezya ile Başvuran Genç Erişkin Hastalarda Kolonoskopik İnceleme Gerekli midir?

Mamografi; Ne için? Ne zaman? Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA HPV NİN ROLÜ VE KARSİNOGENEZ AÇISINDAN P53 VE BCL-2 İLE İLİŞKİSİ

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

Midenin Premalign Lezyonlarında Tanı, İzlem ve Tedavi

KRONİK HEPATİT B (Olgu Sunumu) Dr. İlkay Karaoğlan Gaziantep Ün. Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hst. Ve Kl. Mik. AD.

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

Servikal Preinvaziv Lezyonların Yönetimi

Kolonoskopide polip saptama başarısını artırmak ve

ULUSAL ENDOKRİN CERRAHİ KONSENSUS KONFERANSI

Papiller Mikrokarsinomlara Yaklaşım Türkiye Perspektifi

HCC de Tarama, Tanı ve Profilaksi

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

igog toplantıları 23.şubat 2011

TÜM MİDE BİYOPSİLERİNE RUTİN OLARAK GIEMSA VE ALCIAN BLUE UYGULAMALI MIYIZ?

Persistan veya Rekürren Hiperparatiroidism TANI. Doç. Dr. Özlem ÜSTAY TARÇIN Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları

KOLONOSKOPİK TARAMA VE KOLONOSKOPİ

epigenomics Epi procolon 2.0 CE, kolorektal kanser taramasına yönelik bir kan testidir. Kanda Kanser Tanısı

Anormal Servikal Sitolojide Yönetim. Dr. M. Coşan Terek Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim dalı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLİ HASTALARIN KLİNİKOPATOLOJİK ÖZELLİKLERİ: -Çok Merkezli Retrospektif Çalışma- Türk Onkoloji Grubu

Gastroenteroloji ünitemizdeki kolonoskopi sonuçlarımızla birlikte, endikasyonlar komplikasyonlar ve işlem başarısının değerlendirilmesi

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur.

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli

GLANDÜLER LEZYONLARDA YÖNETİM. DR. ZELIHA FıRAT CÜYLAN SBÜ. VAN EĞITIM VE ARAŞTıRMA HASTANESI

BELKIS ÜNSAL İBH Okulu 2012 Antalya

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

Düşük Riskli Diferansiye Tiroid Kanserlerinde RAİ Tedavisi

Tiroid Papiller Kanserde Güncel Kanıtlar ve Gerçekler. Kılavuzlara göre Ameliyat Stratejisi Değişti mi?

Küçük renal kitlelerde aktif izlem

İskemik Crohn Hastalığı, Cerrahisiz Remisyon; Olgu Sunumu Ischemic Crohn s Disease; Nonsurgical Remission; Case Report

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

GİRİŞ. Erhan TATAR 1, Cem ÇEKİÇ 2, Serkan İPEK 2, Sezgin VATANSEVER 2, Serdal DEMİR 2, Firdevs TOPAL 2, Dilek ERSİL SOYSAL 1, Belkıs ÜNSAL 2

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

KANSERDE PRİMER KORUMA TARAMALAR GERÇEKTEN ÖNEMLİ Mİ?

Correlation of histopathological criteria with clinical presentation in Inflammatory Bowel Disease

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Behçet Hastalığı ve Gastrointestinal Tutulum

Prof.Dr. İlkkan DÜNDER

Prostat Kanseri Tarama ve PSA Dr. Cemil Uygur 30 Mayıs 2009 Eskişehir

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

Kolposkopi: Kime, Ne Zaman Yapılmalıdır? Doç. Dr. Nejat Özgül Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Over Kanseri Taraması ve İngiliz Grubu Over Kanseri Tarama Çalışması

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Doç. Dr. Abdullah BÖYÜK

İBH da osteoporoz. Dr. Ahmet TEZEL Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İBH Okulu Mayıs 2013

ADRENAL KİTLELERK TLELERİNDE DR. FATİH H TUNCA İSTANBUL TIP FAKÜLTES LTESİ GENEL CERRAHİ

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

Papiller Tiroid Karsinomunda Santral Lenf Nodu Diseksiyonu


CMV&GİS. Dr. Zerrin YULUĞKURAL KLİMİK 2018 Antalya

PERİANAL FİSTÜLLE KOMPLİKE CROHN HASTALIĞI

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

1957 de Dr. N Barrett squamöz

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

Gastrointestinal Sistemde Displazi Kavramı ve Raporlanması Prof. Dr.Gülen Bülbül Doğusoy

KOLOREKTAL KANSER. Plan. Plan. Olgu Sunumu Hikaye. Olgu Sunumu Fizik Muayene. Olgu Sunumu Laboratuvar

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Mide Kanseri Taramasında Pepsinojen I ve II nin Önemi

İLTİHABİ BAĞIRSAK HASTALIKLARI

Karaciğer Metastazlarının Cerrahi Tedavisi. Dr. Orhan Bilge İ.Ü. İst. Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD

Crohn Hastalığında Cerrahi: Zamanlama

HCC de Profilaksi, Erken Tanı, Tarama ve Tedavi Yaklaşımı

Gastrointestinal Polipler. Prof.Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Tıp F.Gastroenteroloji BD

Transkript:

Güncel Gastroenteroloji nflamatuvar Barsak Hastal klar nda Kanser zlemi Doç. Dr. Ahmet TEZEL Trakya Üniversitesi T p Fakültesi, Gastroenteroloji BD, Edirne TARIHÇE BH - kanser ili kisine ait gözlem uzun yıllar öncesine dayanmaktadır. 925 yılında Crohn ve Rosenberg ilk kez UK li bir olguda, 948 yılında bu kez Warren ve Sommers Crohn hastalı ında (CH) kolorektal neoplaziyi bildirmi lerdir. Bu gözlemler daha sonra geni epidemiyolojik çalı malarla do rulanmı tır. 967 yılında Morson ve Pang displazinin geli ebilecek kolorektal malignitenin öncüsü (prekürsörü) olabilece i dü üncesi ile, ilk kez UK olgularında rektal biyopsi ile kanser kontrolünü önermi, 977 yılında ise Lennard Jones günümüzde kullanılan izleme biçimini tarif etmi tir. 983 yılında Inflammatory Bowel Disease- Dysplasia Morphology Study Group (IBD DMSG) displazi tanımlarını standardize ederek, kanser izleme çalı malarına önemli katkıda bulunmu tur (,2). ÜK OLGULARINDA KANSER R SK N N BOYUTU Her ne kadar uzun süreli (kronik) UK olgularında kolorektal kanser (CCa ) riskinin arttı ı bilinse de, bu riskin boyutunu tam olarak hesaplamak güçtür. Bu konuda yapılan çalı malar hasta serileri veya popülasyon bazlı çalı malar olarak metodolojik yönden ve hasta seçimi açısından de i iklikler gösterdi i için, elde edilen sonuçlarda farklılıklar do maktadır. Belli co rafi bölgelerde ve belli tedavi protokollerini uygulayan merkezlerde (ör. daha sık kolektomi yapan merkezlerde Ca geli imi daha az olacaktır) yapılan çalı malarda da farklı sonuçlar elde edilmektedir. Yakla ık olarak ekstensif ve pankolitli olgularda 20 yıldan sonra % 5 0, 30. yıldan sonra % 25 kanser insidansı mevcuttur ( ). Ba ka bir metaanalize göre ise lokalizasyonuna bakılmaksızın bir UK olgusunda 0. yılda % 2, 20. yılda % 8, 30. yılda % 8 kanser geli me riski vardır (2). Bir çok popülasyon çalı masında tüm ÜK olgularında kolon kanseri Relatif Riski (RR) normal popülasyona göre 0.9 8.3, ekstensif/pankolitli olgularda 0.8 23 kat artmı tır ( ). ÜK OLGULARINDA KOLOREKTAL KANSER GELIfi M N ETK LEYEN FAKTÖRLER ÜK olgularında CCa geli me riski homojen de ildir. Belli artlarda bu risk daha da artmakta, ya da azalmaktadır. Bunlar ; a. Hastalı ın anatomik yaygınlı ı ne kadar fazla ise CCa geli me riski o kadar fazladır. Ekstensif / pankolit olguları kanser geli imi açısından en riskli gruplardır. Proktit ve proktosigmoiditli olguların risk altında olmadıkları kabul edilir (2, 3 5). Ekbom ve ark. ı (6) kolorektal karsinom RR ini pankolitli olgularda 4.8, sol tipte 2.8, proktitli olgularda.7 olarak bildirmi lerdir. Güncel Gastroenteroloji 7/1 15

Hastalık süresi 8-0 yılı geçmi, pan/ekstensif kolit ve sol tip ÜK olgularında kolonun tamamen çıkarılması kanser riskini ortadan kaldırmasına kar ın oldukça radikal bir yöntemdir. Kanser geli en olgularının ço unun klinik olarak silik veya kolaylıkla medikal olarak kontrol altına alınabilir olması, hastaların operasyonu kabul etmemeleri, kolektomi yapılan % 5 olguda po un çalı maması ve kalıcı ileostomi gereksiniminin olması, /4 olguda po it geli me olasılı ı, nadiren po mukozasında ve anal transizyonel zon (ATZ) da kanser geli me riski nedeniyle profilaktik kolektomi yerine kanser izleme programları daha tercih edilmektedir. ÜK olgularında kolorektal kanseri izleme (surveillance sı) Kanser izlemenin amacı ; kanser geli me riski olan BH lı bireylerde tekrarlayan incelemelerle kanser geli imini önceden ya da erken evrede saptayıp, küratif cerrahi giri im ansı yaratmaktır. BH da etkin bir ekilde kanser izleme önemli güçlükler içermektedir. Özellikle ÜK kanlı dı kılama ile seyretmektedir. Kanser proksimal kolonda olabilmekte, senkron tümörler daha sık görülmekte, sporadik CCa dan farklı olarak makroskopik olarak saptanabilen öncül lezyonu (polip /adenom) bub. Hastalı ın süresi uzadıkça kanser riskinin arttı ı kabul edilir. Kolorektal kanser riski ilk 8 0 yılda çok dü ük iken, daha sonra yıllık olarak % 0.5 oranında artmaktadır. c. Ba langıç ya ı ve kanser geli imi riski arasındaki ili ki tartı malıdır. Devroede ve ark. (7) 5 ya ından önce hastalı ın ortaya çıkmasının CCa için ek bir risk olu turdu unu bildirmi lerdir. Ancak daha sonraki çalı malarda hastalı ın ba langıç ya ı ile CCa geli imi arasında tutarlı bir ili ki gösterilememi, hastalı ın süresinin CCa geli mesinde daha önemli oldu u sonucuna varılmı tır (,2,4). d. nflamasyonun a ırlı ı ve kronik aktif hastalık; inflamasyonun iddeti, süreklili i ve kronik aktif hastalı ın varlı ı ile kanser geli imi arasında ili ki bulunamamı tır. Kronik aktif, medikal tedavisi ba- arısız, komplikasyonlu gidi gösteren olgulara kolektomi yapıldı ı için, bu gruptaki gerçek kanser sıklı ını bilememekteyiz. CCa, daha çok medikal tedavi ile kontrol altına alınabilen ya da sessiz seyreden olgularda geli mektedir. e. Primer sklerozan kolanjit varlı ı; ÜK ile birlikte PSC varlı ı CCa geli me riskini arttırmaktadır. ÜK ve PSC olgularında CCa veya displazi geli me riski 0 yılda %9, 20 yılda % 3, 25 yılda % 50 i bulmaktadır (8). PSC + ÜK olguları ile sadece ÜK olguları kar ıla tırıldı ında ; ilk grupta di erine göre 3 9 kat daha fazla CCa geli ti i saptanmı tır (9, 0). PSC ile birlikte olan ÜK daha çok erkeklerde, pankolit lokalizasyonlu ve subklinik gidi göstermektedir. Bu olgularda daha fazla proksimal kolonda yerle imli Ca saptanmaktadır. PSC ve ÜK olgularında uzun asemptomatik hastalık dönemi, genetik defekt ve safra asidi kompozisyonundaki de i- iklikler (sekonder safra asitlerinde artı deoksikolik asit-) CCa nedeni olabilir. PSC nedeniyle ortotopik karaci er transplantasyonu yapılan ÜK olgularında da CCa riskinde artı saptanmı tır. Bu risk yakla ık her yıl için % olarak bildirilmi tir ( ). f. Co rafi durum; ngiltere, srail, sveç ve ABD de CCa insidansı benzer bulunurken, bir do u Avrupa ülkesi olan Çek Cumhuriyetinde dü ük olarak bulunmu tur (2). g. Ailede CCa öyküsü; Mayo klinikten yapılan bir çalı mada ailesinde CCa öyküsü olan ÜK olgularında iki kat daha sık CCa geli ti i rapor edilmi tir ( 2). Askling ve ark. nın ( 3) 94 995 yıllarını kapsayan çalı masında 9876 olgu incelenmi, birinci derece akrabalarında kolorektal karsinom öyküsü olan ÜK olgularının, aile öyküsü negatif olanlara göre CCa RR i 2.5 oldu u bildirilmi tir. Ailede CCa öyküsü olması Crohn hastalarında daha büyük bir risk olu turmaktadır (RR 3.7) ( 4). E er birinci derece akrabalardaki kanser 50 ya ından erken ortaya çıkmı ise bu risk 9.2 e yükselmektedir ( 4). h. Tedavi biçimi; nflamasyonu baskılamaya yönelik enerjik bir tedavinin kanser geli imi üzerine etkisi bilinmemektedir (2). Çevresel faktörlerin de (ör : beslenme biçiminin, fiziksel aktivitenin vb) BH da geli en CCa üzerine etkileri bilinmemektedir ( ). Ancak tedavide kullanılan sulfasalazin ve 5-ASA preparatlarının, NSA ların sporadik kolon kanserlerinde oldu u gibi, kolon kanseri riskini azalttı ı dü ünülmektedir (,2). Özellikle sulfasalazin tedavisi ile geli ebilecek folat eksikli inin CCa riskini arttırabilece i bildirilmi tir (2). BH DA KANSER GEL fi M N N ÖNLENMES BH da CCa geli imini önlemek için iki seçenek mevcuttur. Bunlardan ilki profilaktik kolektomi ikincisi de belirli aralıklarla kanser izlemedir. Profilaktik kolektomi 16 Mart 2003

lunmamakta, düz bir zeminden çıkmaktadır. Bu nedenle gerek ÜK de gerekse CH da kanser geli imini önceden haber verecek bir belirtece gereksinim vardır. 967 yılında Morson ve Pang displazinin daha sonra geli ebilecek kanserin öncüsü (prekursoru) oldu unu göstermesi kanser izlemede yeni ufuklar açmı tır ( ). Günümüzde düzenli aralarla kolonoskopi yapılarak multipl biyopsilerin alınması ve bu örneklerde displazi ara tırılması önerilen izleme biçimidir. ÜK olgularında kanser izlemede radyolojik görüntüleme yöntemlerinden yararlanılmaz. ZLEME STRATEJ S ve YÖNTEM Hemen her merkezin kendine özgü bir izleme yöntemi bulunmaktadır. Ama genel olarak kabul gören özellikler a a ıda sıralanmı tır ; - zleme en sa lıklı olarak hasta remisyonda iken yapılır. Çünkü aktif dönemde inflamatuvar de i- iklikler ile displastik de i iklikleri ayırmada güçlükler mevcuttur. - Özellikle pankolit dı ı tüm ÜK olgularına 8 0. yılda bir indeks kolonoskopi yapılarak hastalı ın anatomik yaygınlı ı histolojik olarak saptanmalıdır. - Pan/ ekstensif kolit olgularında 8-0. yıldan itibaren, sol tip ÜK olgularında ise 5-20. yıldan itibaren kanser izlemeye ba lanmalıdır. - PSC ile birlikte olan olgularda kolonoskopik izleme hemen ba lanmalıdır. Çünkü bu olgular hem daha büyük risk altındadırlar, hem de PSC li ÜK olguları asemptomatik olabilece i için, hastalı ın kesin süresi saptanmayabilir. - ki izleme arasındaki süre -2 yıldır. Bazı otörler ilk 0 20 yıl arasında 3 yılda bir, 20. yıldan itibaren yıllık izlemeyi önermektedir. - Tüm kolon incelenmelidir. Çekumdan itibaren 0 cm ara ile randomize, 4 kadrandan biyopsiler alınmalıdır. Bazı çalı malara göre CCa neoplazilerin > % 50 distal kolonda saptandı ında, sigmoid kolondan itibaren 5 cm ara ile biyopsiler alınmalıdır (,2, 5). Her dört kadran biyopsisi ayni i eye konup lokalizasyonu belirtilmelidir. Artan biyopsi sayısı displazik de i iklikleri yakalanmasını kolayla tırmasına kar ın, i lem süresini uzatmakta ve maliyeti arttırmaktadır. - Yukarıdaki standart biyopsilere ek olarak, kitle lezyonlarından dysplasia associated lesion or mass (DALM) olasılı ı nedeniyle, irregüler plaklardan, viliform elevasyonlardan, ola an dı ı ülserlerden, striktürlerden biyopsiler alınmalıdır. ÜK olgularında kolon striktürlerinin Ca barındırması nedeniyle, histolojik incelenmesinin büyük önemi vardır. Darlıklar % 5 olguda geli mekte, /4 ünde Ca saptanmaktadır. Özellikle proksimal kolonda lokalize darlıklar CCa riski açısından büyük önem ta ımaktadırlar. Ku kulu lezyonlardan alınan her biyopsi ayrı i eye konulmalı, lokalizasyonu belirtilmelidir. - Biyopsiler jumbo forsepsle alınarak ezilmeye ba lı artefaktlar minimale indirilmelidir. Ba arılı bir kanser izlemede için optimal biyopsi sayısı ne kadar olmalıdır? Surveillance programlarının major problemi 0.5 m2 gibi geni bir yüzeyde, makroskopik bulguları olmayan displazi aranması ve bulma ansının ne oldu udur. On biyopsi örne inin kabaca mukozal yüzeyin % 0.05 ini ara tırdı ı dü ünülmektedir ( ). Minimum 33 jumbo biyopsi % 90 güvenilirlikle, 56 jumbo biyopsi % 95 güvenilirlikle varsa displaziyi saptayabilir, e er kanser var ise 64 jumbo biyopsi (CI % 95) Ca i saptayabilir. Hem kanser hem de displazi varsa 8 biyopsi yeterli olmaktadır (5, 6). Yukarıda önerilen izleme protokolleri ile standart olarak 44 biyopsi alınmaktadır. Displazi (Tanım ve klinik anlamı) BH da geli en CCa, sporadik kolorektal karsinomlardan farklı olarak adenom karsinom sırası yerine displazi karsinom sırasını izler. Displazi kendine özgü (benzersiz), lamina propria ya ula mayan neoplastik epitelyal de i ikliktir. Günümüzde displazi daha sonra geli ebilecek kolorektal karsinomun en önemli erken göstergesi olarak kabul edilir. Dispazi CUC da % 70-75 oranında pozitif bulunur ( 7). BH da displazi tipik olarak düz zeminden çıkar, yamalı tarzda olabilir ve olguların ancak % 0 unda kitle lezyonu ile birlikte saptanabilir. Displastik mukozaya özgün makroskopik bir görüntü yoktur. Mukozada kalınla ma, renk de i ikli i, kadifemsi yada ince nodüler görüntü displastik alanları dü ündürse de normal mukoza displazi olasılı- ını reddettirmez ( ). Daha ileri endoskopik teknikler ; mipnifikasyon, kromoendoskopi (%0. lik indigokarmin ile), floresan spektroskopi displazik alanların tespitini ve bu hedef bölgelerden biyopsiler alınmasını kolayla tırabilir ( 4, 8). 983 yılında IBD-DMSG displazi sınıflamasını yeniden gözden geçirerek, BH da displaziyi ; displazi negatif, indefinit, low grade ve high grade olarak GG 17

alt gruplara ayırmı ve terminolojik homojeniteyi sa layarak izlem çalı malarına önemli katkıda bulunmu tur. Aktif dönemde BH olgularda yaygın bir mukozal hasar olu maktadır. Bu hasarın tamiri esnasında proliferatif de i iklikler (ör: artmı mitotik aktivite, nükleer stratifikasyon, nukleollerde belirginle me, musin deplesyonu vb) displaziyi taklit edebilir. Bu durumda indefinit displazi tanısı konmalı ve hasta remisyona girdikten sonra yeniden de erlendirilmelidir ( 9). BH olgularında displazi saptandı ında iki önemli problem ile kar ı kar ıya kalınmaktadır. Birincisi displazinin premalign bir patoloji oldu u kabul edilmekle birlikte, kansere progresyon olasılı ının kestirmenin güçlü ü, ikincisi ise displazi ile senkron malignite olasılı ının varlı ıdır. Buna göre ; - nisyal endoskopide düz zeminde HGD saptanan olguların, kolektomi piyeslerinde % 42 67 oranında karsinoma saptanmı tır. Ba langıçta negatif displazi bulunan olgularda daha sonra HGD saptandı ında senkron karsinom olasılı ı % 32 ye azalmaktadır (2, 9). - nisyal endoskopilerde LGD saptanan olguların 5-6.3 yılda % 6-54 oranında HGD, DALM ya da kansere progrese oldu u dü ünülmektedir (,2, 4). nvaziv kolon karsinomu nedeniyle opere edilen olguların kolonlarında % 9 oranında LGD saptanmı tır. Bu nedenle LGD ler benign patolojiler olarak de erlendirilmemelidir. Displazi tanısı ve de erlendirilmesi BH konusunda deneyimli patologlar tarafından ve mutlaka ba ka bir patolog tarafından do rulanarak konmalıdır. En deneyimli patologlar arasında bile gözlemci farklılı ı bulunmaktadır. Örne in St. Mark hastanesinden yapılan bir çalı mada ; HGD tanısında % 42, LGD tanısında % 43 ve indefinit displazi tanısında ise % 9 fikir birli i saptanmı tır ( 4). Ba ka bir çalı mada ise bu fikir birli i ; HGD için % 77, LGD için % 63, indefinit displazi için % 49 olarak bulunmu tur ( ). Kolorektal karsinom nedeniyle opere edilen olguların kolonların HGD ve LGD olarak en çok % 75 oranında displazi saptanmı tır. Kabaca olguların % 25 inde displazi yoktur, bu nedenle kanser riski için indikatör olarak displazi kullanıldı ında sensitiviteyi % 75 den daha fazla beklememeliyiz ( ). SONUÇLARIN YORUMLANMASI zleme kolonoskopilerinde alınan örneklerin histolojik incelemesi sonucu; - Örneklerde displazi negatif gelirse, yıllık kolonoskopik izleme devam ettirilir. - ndefinit displazi saptandı ında 2 ay içinde kolonosopi tekrarlanır. ndefinit displazilerde genetik analizler klinik progresyonu bize gösterebilir. Örne- in bu olgularda DNA aneuploidisi ve p53 mutasyonu mevcut ise displaziye progresyon olasılı ı yüksektir (2/3). - HGD varlı ı saptanır ise ; HGD hem senkron tümör ile birlikte olma olasılı ı, hem de yüksek oranda kanser progresyonu ta ıdı ı için ikinci deneyimli bir patolo un sonucu do ruladı ında mutlak kolektomi endikasyonu vardır. - LGD displazi saptanır ise ; LGD olgulara yapılan kolektomilerde % 9 oranında senkron kanser saptanmı tır (20). Düz (flat) zeminden geli en LGD nin progresyonu tam bilinmemektedir. Yapılan çalı malarda 5-6.3 yıllık sürede LGD olguların % 6 54 oranında HGD veya CCa progrese oldu u bildirilmi tir (,2, 4). HGD e ilerleyen olguların 3 yada daha fazla biyopsi lokalizasyonunda LGD saptandı ı ve daha genç ya grubunda oldu u ileri sürülmü tür ( 5). Bu nedenle LGD tanısı ikinci bir patolog tarafından do rulandıktan sonra, 3-6 ay gibi kısa bir süre içinde surveillance kolonoskopisi tekrarlanılmalı, düz zeminde LGD sebat ediyor ise CCa geli me riskinin büyüklü ü nedeniyle kolektomi yapılmalı, ikinci kolonoskopide LGD negatif ise düzenli yıllık kanser izlemine alınmalıdır. ekil - de kolonoskopik izlem biçimi ve sonuçların yorumlanması gösterilmi tir ( 5). BH DA K TLE (POL PO D) LEZYONLARIN DE ERLEND R LMES BH kitle lezyonu olarak 3 tip patoloji saptanabilir. Bunlar DALM, adenomlar ve pseudopoliplerdir. zlem programındaki hastalarda DALM ve sporadik adenomların ayırımını yapmak büyük önem kazanmaktadır. Çünkü DALM senkron CCa ile birlikte olmasının yanında, ister LGD ister HGD olsun CCa ilerleme ansı nedeniyle kolektomi endikasyonu olan bir lezyondur. Halbuki adenomlar basitçe polipektomi ile tedavi edilebilecek patolojilerdir. Pseudopolipler ise regeneratif süreç sonunda geli mekte ve teorik olarak malignite potansiyeli ta ımamaktadırlar. - BH da displazi makroskopik olarak anormal bir mukozada saptanır ise bu lezyon DALM (dysplasia associated lesion or mass) olarak tanımlanır. Spesifik olarak DALM ı dü ündürecek makroskopik bir 18 Mart 2003

ekil. BH da kolon kanseri izlem biçimi ve sonuçların yorumlanması ( 5) lezyon yoktur. DALM genellikle inflamatuvar patolojinin oldu u kolit alanında, plak biçiminde, irregüler, geni tabanlı, yada striktür yapan bir kitle, sesil bir nodül ya da polip biçiminde olabilir. Böyle bir kitlede displazik bir odak, ya da kom u flat zeminde displazi saptanır ise DALM tanımına girer ( 7). Blacstone ve ark. (2 ) tarafından ilk kez tanımlanan bu lezyonda takiplerde % 58 oranında kanser geli ti i saptanmı tır.bu lezyonların % 40 oranında kanser ile birlikte olma ansı mevcuttur (22). Bu nedenle DALM saptanan olgular ta ıdıkları displazi ne olursa olsun kolektomi endikasyonu koyduran patolojilerdir. - Sporadik adenomlar (adenom like mass- ALM). Bu lezyonlar genellikle kolit alanının dı ında (proksimalinde) bulunurlar. nflamatuvar alan içinde daha az da olsa geli ebilirler. Saplarında ve kom- u flat alanlarda displazi yoktur. Bu lezyonlar sporadik adenomlar gibi davranırlar ve tedavilerinde polipektomi yeterlidir. Hastalar ayrıca yıllık kanser izlemine devam ederler ( 9-22). - BH olgularında kitle saptandı ında tedavinin planı için mutlaka kitlenin ayrıcı tanısı yapılmalıdır. ekil 2 de sporadik adenomlar ile DALM arasındaki farklar gösterilmi tir. - Tipik yapıdaki pseudopoliplerden biyopsi almak hem gereksiz, hem de bu lezyonların takibinin kanser izleminde yeri yoktur. Ancak endoskopist hareketsiz (rigid) sert, ülsere olanlardan biyopsi almalıdır (22). leal po -anal anastomoz yapılan olgularda kanser riski ve takibi ÜK olgularında son yıllarda yaygın olarak kullanılan total proktokolektomi, ileal po -anal anastomoz olgularında, e er anal transizyonel zon (ATZ) da mukozektomi yapılmadı ise (genellikle stapler kullanılan olgular), bu bölgede displazi ve kanser geli me riski mevcuttur. Olguların % 3. inde LGD saptanmı tır. Bu olguların ço u displazi veya kanser nedeniyle kolektomi yapılan olgulardır ( 4). Kanser geli en olgular daha çok vaka sunumları biçimindedir. PAA + anal anastomoz yapılan olgular kanser olasılı ı açısından bilgilendirilmeli, - 3 yıl aralıklarla endoskopik incelemeleri yapılmalıdır. Ya da displazi / kanser nedeniyle kolektomi yapılan olgulara rektal mukozektomi uygulanmalıdır. Persistan LGD ya da HGD saptanan olgularda rektal mukozektomi veya lazer ablasyonu uygulanmalıdır ( 4). leal po anal anastomoz uygulanan hastalarda sadece ATZ de il, po mukozasında a ır persistan atrofi geli en olgularda { genellikle po it ataklarını takiben (tip C) } po ta neoplastik de i iklikler saptanmı tır. Bu olgularda izleme, po mukozasından GG 19

ekil 2. ÜK de saptanan kitlelerin ayırıcı tanısı ( 7) alınan örneklerde histopatolojik inceleme yanında DNA aneuploidisi ve p53 mutasyonu ara tırılmalıdır (23). Crohn Hastalı ında kolorektal kanser geli me riski ve kanser izlemi CH da CCa geli imi ilk kez 948 yılında olgu sunumu olarak bildirilmi tir ( ). Son yıllara kadar CH da CCa geli me riski ile ilgili geni olgu serileri olmaması nedeniyle tam bir bilgi yoktu. CH da kanser riski ile ili kili çalı malarda, hastalı ın segmental ve kronik do ası, heterojen klini i, zaman zaman rezeksiyonel cerrahi giri ime gerek olması nedeniyle farklı sonuçlar bildirilmi tir. Ancak Gillen ve ark. (3), Crohn hastalı ında, ÜK e benzer ekilde 22 yılın üzerinde, ekstensif kolitli formlarında kümülatif kolorektal kanser insidensinin %8 olarak saptamı lardır. Geni popülasyon çalı malarında CCa riski için SIR.36 2.64 arasında bulunmaktadır ( 4). Hangi CH CCa riski altındadır? - nce barsakta sınırlı hastalı ı olanlar (ileitis) risk altında de illerdir ( 4,24) - leo-çekal CH yada kolonda sadece aftöz lezyonların görüldü ü olgular risk altında de ildir (24) - Kolon tutulumu olanlar ve hastalı ın ba lama ya ı 30 dan genç olanlar risk altındadır ( 6) - A ır inflamatuvar aktiviteli olanlar, fistülizan ve perianal hastalı ı olanlar risk altındadırlar ( 6,25) - Kronik proktitli olgular ÜK in aksine daha büyük bir risk altındadırlar. Bu olgularda anal ve rektal karsinom riski normale göre 0 kat artmı tır. - Kolon striktürleri CH nın klinik gidi i sırasında da olu abilir. Fibrozan CH nın di er formlara göre daha fazla Ca riski ta ıdı ına ili kin veri yoktur (24). Bu striktürlerden multipl biyopsiler alınmalı, displazi negatif olgularda izleme devam edilmeli, mümkünse küçük kalibreli endoskoplarla darlı ın proksimali incelenmeye çalı ılmalıdır. - PSC ÜK deki gibi CH da da CCa riskini arttırmaktadır. PSC ile birlikte olan olgularda Crohn kolitinin asemptomatik gitme olasılı ı nedeniyle kolitin süresi tam saptanamayabilir. Bu olgularda izleme programı hemen ba lamalıdır. - Ailede CCa öyküsü olanlar risk altındadırlar. Bu risk ÜK olgularından daha belirgindir (RR 3.7). Kolonoskopik izlem 8 yılı a mı, kolitli olgularda, segmental kolon rezeksiyonu yapılanlarda dahil olmak üzere ba lanmalıdır. Kolonoskopik izlem yöntemi ÜK in aynisidir. CH da geli en Ca genellikle hastalık bölgesine lokalizedir. Anal kanaldan rigid proktoskop ile ve fistül traktlarından biyopsi örnekleri alınmalıdır. Özellikle rektum distali ve anal 20 Mart 2003

kanal patolojileri MRI ve rektal ultrasonografi ile ortaya çıkarılmalıdır. Kolonoskopik izlemler sırasında saptanan patolojilere göre tedavinin belirlenmesi ÜK dekine benzemektedir. - Özellikle flat mukozada multifokal LGD veya HGD olgularında kolektomi yapılmalıdır. - LGD olgularda birkaç ay içinde kolonoskopi tekrarlanmalı e er yine saptanır ise kolektomi yapılmalıdır. - CH da geli en patolojik olu umlar ile DALM karı- abilir. Ancak düz zeminde displazi ve kitle birlikteli inde kolektomi yapılmalıdır. Displastik poliplerde e er düz zeminde displazi yok ise endoskopik polipektomi yeterlidir. BH da kolonoskopik izlemenin ba arısının de erlendirilmesi Kanser izleme programlarının ba arısı; kanser ile ili kili mortaliteyi azalmak olarak özetlenebilir. Surveillance çalı malarını de erlendiren ne yazık ki randomize prospektif çalı malar bulunmamaktadır. Bunun nedenleri, hastaların genç ve izleme programlarına uyum güçlüklerinin olması, etik nedenlerle kontrol gruplarının olu turulamaması, displazi saptanan hastaların bir bölümünün kolektomiyi kabul etmemeleridir. Bu nedenle ba arı a a ıdaki sorulara cevap aranarak indirekt olarak de erlendirilebilir. Bu sorular: -Risk grubu olgularda kanser, LGD ve HGD saptanma oranları nelerdir? - zleme altındaki grup ile izlemeyi kabul etmeyen grup arasında saptanan kolorektal kanser evresi açısından fark var mıdır? - Displazi kanser sırası izlemeyen (öncülü ünü displazinin yapmadı ı) kanser olguları ne kadardır? - Kolonoskopik izlem ya am süresini etkilemi midir? -Risk grubu olgularda kanser, LGD ve HGD saptanma oranları nelerdir? nisiyal kolonoskopide % 2 olguda Ca, % 2 oranında (HGD %2, LGD % 8, indefinit displazi % 2), daha sonraki kolonoskopilerde ise % 4 HGD, % 3 Ca saptanmı tır (26). Ahnen in ( ) kolonoskopik izlemi özetledi i 5 çalı manın metaanalizinde; 7 0 yıllık, ekstensif/pankolitli 2030 olguya ortalama 3.8 kolonoskopi yapılmı, 429 olguda (%2 ) neoplazi saptanmı, 429 olgunun 7 si Ca (% 0.83), 04 ü HGD (% 5. ), 290 ı LGD (% 4.2) olarak bulunmu tur. Yukarıdaki verilerden de anla ılaca ı gibi kolonoskopik incelemelerde en sık LGD saptanmakta, ilerleyen izlemlerde (amaca uygun) biçimde Ca oranı azalmaktadır. - zlem altındaki grup ile izlemi kabul etmeyen grup arasında saptanan kolorektal kanser evresi açısından fark var mıdır? Ahnen in ( ) metanalizinde 2030 olguda saptanan 7 kanser olgunun evreleri incelendi inde, 9 olgu Duke A, 5 olgu Duke B olmak üzere erken evrede (tüm olguların yakla ık % 7 i), 2 olgu Duke C, olgu ise Duke D (tüm olguların % 29 u) olarak bulunmu tur. Buna kar ılık izlemde olmayan grupta saptanan Ca olgularının ancak < % 50 si Duke A ve B evresinde bulunmu tur. Choi ve ark.nın (27) 974 99 yıllarını kapsayan dönemde 2050 olguluk izlem serilerinde izlemdeki hastalarda saptanan 9 olgunun 5 (%80) i erken dönemde, buna kar ılık izlem altında olmayan olgularda saptanan 22 kanserin 9 u (% 4 ) erken dönemde saptanmı tır. Bu sonuçlara göre ; izlem altındaki grupta di er gruba göre belirgin olarak erken dönemde CCa yakalanmaktadır. - Displazi kanser sırası izlemeyen (öncülü ünü displazinin yapmadı ı) kanser olguları ne kadardır? ÜK zemininde geli en kolon kanserlerinde displazikanser sırası olguların ancak % 70 75 inde saptanmaktadır. Gerçektende Taylor ve ark. (28) % 26 olguda multipl endoskopik biyopsilerde kolonun herhangi bir alanında displazi saptayamamı lardır. Bu bulgu daha sonraki çalı malarla da do rulanmı tır (,22). Bu nedenle surveillance kolonoskopilerinde displazinin saptanamaması daha sonra kanser geli meyece i anlamına gelmez ( ). Hastalar düzenli olarak kolonoskopik takip programlarına katılmalıdır. - Kolonoskopik izlem ya am süresini etkilemi midir? zlem programında bulunan grupta daha erken CCa saptanması ve displazi nedeniyle kolektomi uygulanması do al olarak bu gruptaki olguların ya am sürelerini uzatacaktır. Choi ve ark.nın (27) yaptı ı çalı maya göre izlem altındaki grupta 5 yıllık ya am % 77.2, izlem altında olmayan grupta ise % 36.3 olup, belirgin olarak izlemdeki grupta daha iyidir (p=0.026). Di er çalı malarda da yukarıdaki bulguları destekler biçimde 5 yıllık ya am GG 21

ansının kolonoskopik izlem grubunda yakla ık % 88, izlem dı ı grupta ise % 5-55 arasında oldu u bildirilmi tir ( 4). Provenzale ve ark. (29) ise 0 yıldan uzun ÜK olgularında yapılan her 3 yılda bir kolonoskopinin ya an beklentisini 7 ay, her yıl yapılan kolonoskopinin ise.2 yıl arttırdı ını saptamı lardır. Kolonoskopik izlem programlarının emniyeti ve maliyeti Kolonoskopik izlem programları esnasında komplikasyon oranı ileri derece dü üktür. Ortalama 8 biyopsinin alındı ı 379 kolonoskopik incelemede operasyon gerektirmeyen sadece bir perforasyon (% 0.26) geli mi tir. Hiçbir hastada kanama, infeksiyon, ölüm bildirilmemi tir (2,30). len olgularda tek bir Ca tesbiti için Jones ve ark. (3 ) Pound 6.000, Collis ve ark. (32) $ 200.000, Sonnenberg ve ark. (33) ise $ 7.000 maliyet hesaplamı lardır. Genel olarak yapılan çalı malarda 25-200.000 $ lık maliyetler bildirilmektedir. Di er tarama programları ile kar ıla tırıldı ında ; gaitada gizli kan testi ile tek bir kolorektal Ca tesbiti için 35.000 $, fleksibl kolonoskopi ile tek bir kanser tesbiti için 8.500 pound, serviks kanseri tesbiti için 30.000 pound, meme kanseri için 50.000 pound (2) harcandı ı dü ünülürse kolon kanseri izlem programlarının yakla ık ayni maliyette oldu u anla ılabilir. Kolonoskopik izlem ekonomik olarak de erlendirildi inde pahalı bir i lemdir. Bu programa dahil edi- KAYNAKLAR 1. Ahnen DJ. Gastrointestinal Malignencies in Inflammatory Bowel Disease. In : Inflammatory Bowel Disease. Kirschner J (Ed). 2001 : 379 396. 2. Eaden J A, Mayberry JF. Colorectal Cancer Complicating Ulcerative Colitis : A Review. Am J Gastroenterol 2000; 95: 2710 2719. 3. Langholz E, Munkholm P, Davidsen M, et al. Colorectal cancer risk and mortality in patients with ulcerative colitis. Gastroenterology 1992; 103: 1444 1451. 4. Lewis J, Deren J J, Lichtenstein GR. Cancer risk in patients with Inflammatory bowel disease. Gastroenterol Cli North Am. 1999; 28 (2) : 459 477. 5. Choi P M, Kim W H. Colon cancer surveillance. Gastroenterol Cli North Am. 1995; 24 (3): 671 687. 6. Ekbom A, Helmic C, Zack M, et al. Ulcerative colitis and colorectal cancer. A population based study. N Eng J Med 1990;323: 1228-1233. 7. Devroede GJ, Taylor WF, Sauger WG, et al. Cancer risk and life expectancy of childern with ulcerative colitis. N Eng J Med 1971; 285: 17-21. 8. Broome U, Lofberg R, Veress B, et al. Primary sclerosing cholangitis and ulcerative colitis. Evidence for increased neoplastic potantial. Hepatology 1995; 22: 1404 1408. 9. D Haens GR, Lashner BA, hanauer SB. Pericholangitis and sclerosing cholangitis are risk factors for dysplasia and cancer in ulcerative colitis. Am J Gastroenterol 1993; 88 (8): 1174-1178 10. Brentall TA, Haggift RC, Rabinovitch PS, et al. Risk and natural history of colonic neoplasia in patients with primary sclerosing cholangitis and ulcerative colitis. Gastroenterology 1996;110: 331-338 11. Loftus EV jr, Aguilar HI, Sandborn WJ, et al. Risk of colorectal neoplasia in patients with primary sclerosing cholangitis and ulcerative colitis following orthotopic liver transplantation. Hepatology 1998; 27: 685 90. 12. Nuako KW, Ahlquist DA, Mahoney DW et al. Familial predisposition for colorectal cancer in chronic ulcerative colitis : A case control study. Gastroenterology 1998; 115: 1079-83. 13. Askling J, Dickman PW, Karlen P et al. Family history as a risk factor for colorectal cancer in inflammatory bowel disease. Gastroenterology 2001; 120: 1356 1362. 14. Sharan R, Schoen R E. Cancer in inflammatory bowel disease. An evidence-based analysis and guide for physicians and patients. Gastroenterol Cli North Am 2002; 31(1): 237-254. 15. Brentnall T. Dysplasia surveillance programs. In : Advanced Therapy of Inflammatory Bowel Disease. (Hanauer SB Eds) 2001; pp : 251 255. 16. Rubin CE, Haggitt RC, Burmer GC et al. DNA aneuploidy in colonic biopsies predicts future development of dypslasia in ulcerative colitis. Gastroenterology 1992; 103: 1161-1620. 17. Odze RD. Adenomas and Adenoma-Like DALMs in Chronic Ulcerative Colitis : A Clinical, Pathological and Molecular Review. Am J Gastroenterol 1999; 94(7): 1746-1750 18. Messmann H, Knuchel R, Baumler W, et al. Endoscopic fluorescence detection of dysplasia in patients with Barret s oesophagus, ulcerative colitis or adenomatous polyps after 5-aminolevunilic acid-induced protoporphyrin IX sensitisation. Gastrointest Edosc 1999;49:97-101 22 Mart 2003

19. Greenson JK. Dysplasia in Inflammatory Bowel Disease. Sem Diag Path 2002;19(1): 31-37. 20. Woolrich AJ, DaSilva MD, Korelitz BI. Surveillance in the routine management of ulcerative colitis : The predictive value of low grade dysplasia. Gastroenterology 1992;103: 431-6. 21. Blacstone MO, Riddel RH, Roger RH, et al. Dysplasia-associated lesion or mass (DALM) detected by colonoscopy in long-stading ulcerative colitis : An indication for colectomy. Gastroenterology 1981; 80: 366 374. 22. Bernstein CN. Cancer prevention strategies in ınflammatory bowel disease. In: Advaced Therapy of Inflammatory Bowel Disease. Hanauer S (Ed). 2001; pp: 257 261. 23. Gullberg K, Stahlberg D, Liljeqvist L, et al. Neoplastik Transformation of Pelvic Pouch Mucosa in Patients with ulcerative colitis. Gastroenterology 1997;112:1487-92. 24. Rubin PH. Dysplasia Surveillance in Crohn s Disease. In: Advanced Therapy of Inflammatory Bowel Disease. Hanauer S, Bayless T (Eds). 2001; pp: 263-5. 25. Nikias G, Eisner T, Katz S, et al. Crohn s Disease and Colorectal Carcinoma : Rectal Cancer Complicating Longstanding Active Perianal Disease. Am J Gastroenterol 1995; 90(2): 216-9 26. Modgiliani R. Endoscopic management of ınflammatory bowel disease. Am J Gastroenterol 1994; 89 (8) : 53 65 27. Choi PM, Nuget FW, Schoetz DJ et al. Colonoscopic surveillance reduces mortality from colorectal cancer in ulcerative colitis. Gastroenterology 1993; 105: 418 24. 28. Taylor BA, Pemberton JH, Carpenter HA, et al. Dysplasia in chronic ulcerative colitis : Implications for colonoscopic surveillance. Dis Colon Rectum 1992; 35: 950-6. 29. Provenzale D, Kowdey KV, Arora S, et al. Prophylactic colectomy or surveillance for chronic ulceratice colitis? A decision analysis. Gastroenterology 1995; 109:1188-96 30. Koobatian GJ, Choi PM. Safety of surveillance colonoscopy in long-stading ulcerative colitis. Am J Gastroenterol 1994; 89: 1472-5. 31. Jones HW, Grongono J, Hoare AM. Surveillanced in ulcerative colitis colitis : Burdens and benefit. Gut 1988; 29: 325-31 32. Collis RH, Feldman M, Fordtran JS. Colon cancer, dysplasia and surveillance in patients with ulcerative colitis : A critical review. N Eng J Med 1987; 316:1654-8 33. Sonnenberg A, El-Sarag HB. Economic aspects of endoscopic screening for intestinal precancerous conditions. Gastrointest Endosc Clin North Am 1997; 7:165-84 GG 23