S k s k vurguland gibi burjuva sosyal bilimi modan n



Benzer belgeler
Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

Brexit ten Kim Korkar?

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

Performans Yönetimi Hakkında Ulusal Mevzuatın Avrupa Standartlarıyla Uyumlaştırılmasına Yönelik Tavsiyeler

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ISI At f Dizinlerine Derginizi Kazand rman z çin Öneriler

IKTI Şubat, 2011 Gazi Üniversitesi-İktisat Bölümü DERS NOTU 01 MAKROEKONOMİYE GİRİŞ NOMİNAL VE REEL ÇIKTI İSTİHDAM VE İŞSİZLİK

Uluslararas De erleme K lavuz Notu No. 13 Mülklerin Vergilendirilmesi için Toplu De erleme

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

Yeniflemeyen Zarlar B:

Para Arzı. Dr. Süleyman BOLAT

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

Araştırma Notu 15/177

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Bu yaz girifle gereksinmiyor. Do rudan, kan tlayaca m z

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

YÖNET M KURULU RAPORU

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN-SYMES IN "INSTITUT DU BOSPHORE YILLIK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.9. Pazar De eri Esasl ve Pazar De eri D fl De er Esasl De erlemeler için ndirgenmifl Nakit Ak fl Analizi

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

Uluslararas De erleme Uygulamas 2 Borç Verme Amac na Yönelik De erleme

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Parti Program ve Tüzüklerin Feminist Perspektiften Değerlendirilmesi i

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

Asgari Ücret Denklemi

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Ard fl k Say lar n Toplam

Uygulama Önerisi 2120.A1-3: Üç Ayl k Finansal Raporlama, Özel Durum Aç klamalar ve Yönetim Onaylar Konusunda ç Denetçinin Rolü

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

YENİ DÜNYA DÜZENİNDE İNSANIN ÖRGÜTTE DEĞİŞEN ROLÜ

BBH - Groupama Emeklilik Gruplara Yönelik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Dr. Osman DEM RC * *Özellefltirme daresi Baflkan Yard mc s

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Y eni 5520 say l Kurumlar Vergisi Kanunumuz ile yeni bir kavram Kontrol

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45)

Türev Ürünlerin Vergilendirilmesiyle lgili Olarak Yay nlanan Tebli ler Hakk nda. BFS /03 stanbul,

6. SINIF MATEMAT K DERS ÜN TELEND R LM fi YILLIK PLAN

H. Atilla ÖZGENER* Afla daki ikinci tabloda ise Türkiye elektrik üretiminde yerli kaynakl ve ithal kaynakl üretim yüzdeleri sunulmufltur.

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN

10. Performans yönetimi ve bütçeleme bağlantıları

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

K NC BASKI Ç N ÇEV REN N NOTU

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ENFLASYON ORANLARI

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

Transkript:

Praksis 9 Sayfa: 163-182 Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi* Peter Burnham Çeviri: Baflak Alpan S k s k vurguland gibi burjuva sosyal bilimi modan n kendini adam fl bir takipçisidir (Horkheimer, [1937] 1976). Bu anlamda 1980 lerin ilk y llar nda, Foucault, Derrida ve Lyotard n çal flmalar seslerini duyurmaya bafllad nda, yeni paradigma n n farkl l k, yenilik ve tikellik gibi terimlerinin ve öznelcilik ile yetkilendirmenin mikro politi inin kutsamaya bafllanm fl olmas da bir sürpriz olmamal bizim için. 1 Post-yap salc okuma her ne olursa olsun, relativist mesaj çok aç kt : Modernizmin üst anlat lar (Marksizm baflta olmak üzere) reddedilmeliydi. 1990 larda sosyal bilimlerin küreselleflme yi keflfi, bize bir büyük anlat y yeniden tan tt : serbest piyasan n var olan bütün Çin Setleri ni yerle bir eden arz- endam. Fakat k sa bir zamanda aç a kavufltu u gibi paradigma kurucular n n ellerinde küreselleflme fenomeni, post-modernist ideolojiyle birebir örtüflmekteydi: asl nda küreselleflme, Foucault cu söylem kuram n mükemmel bir flekilde bütünlüyordu. Sadece tek bir mant k olarak küreselleflme sav çökmekle kalm yor, ayn zamanda küreselleflmenin birden çok mant olan bir süreç oldu u iddia ediliyordu ki bu önerme ademi merkeziyetçilik ve yerelcili in mant ile de örtüflüyordu. Her fleyin ötesinde küreselleflme modernizmin bütünlefltirici gücünün de sonunu simgeliyordu: ulus-devlet. Tabii ki tart flma götürmez bir küreselleflme tan m yok. Higott, (1997: 6) eklektik uluslararas ekonomi politik ortodoksisinin örne ini vererek, küreselleflmenin: (a) teritoryal ve yönetsel s n rlar taraf ndan engellenmeyen ekonomik, siyasi ve sosyal alanlar n s n r-ötesi pratiklerini artt ran sonuç * Makale nin yer ald eser: Bonefeld, W ve K. Psychopedis (der.) (2000) The Politics of Change: Globalization, Ideology and Critique, Palgrave. 1 yi bir özet için bkz. Bromley (1991: 129-50).

164 Peter Burnham 2 Eklesiastes, M.Ö. 2. yüzy la kadar uzanan ve Antik Yunan Felsefesi nin yap - tafllar ndan olan kutsal bir kitap ve onun ö retisidir. Geleneksel teolojiye karfl ç kan, insan varl n n amac n sorgulayan ve önceden belirlenmifl ve tekdüze bir varolufl öngören ö reti, metinde ö retinin öngördü ü eskataloji ve de ifltirilemezlik çerçevesinde kullan l - yor. (ç.n.) ve süreçlerin ortaya ç k fl (b) post-modern dünyan n nas l daha yönetilebilir k l naca na dair tek görüfl ortaya koyan bir politik bilgi söylemi oldu unu söylüyor. Bu görüflte üstü kapal olarak anlat lan, ekonomik karfl l kl ba ml l n ve özelde finansal piyasalar n gücünün küresel yönetiflim yap lar ile sonuçlanan modern kapitalizmin gidiflat n nas l de ifltirmekte oldu udur. Küreselleflme tezine yöneltilen en temel tepkiler, iki flekilde geliflti: Ya Hiçbir fley de iflmedi ( yerkürede yeni olan hiçbir fley yok ) diyen Eklesiastik ça r ya uyarak 2 ya da Her fley yeni (ve muhtemelen tarih bofl laftan ibaret ) tezini savunarak. Kuflkucular ve realistler küresellik iddialar n defederek ve devletin iktidar n yeniden teslim ederek ayn safta yer al rlarken (Hirst ve Thompson, 1996; Waltz, 1979) liberaller ve post-modernler temel siyasi otorite olarak devletin geri çekildi ine ve hatta yok oldu una iflaret ediyorlar (Ohmae, 1995) Realist-liberal karfl laflmas n n yaratt oldukça steril olan bir tart flma yerine, makalenin bu bölümü küresel bir ba lamda devlet, s n f ve sermaye iliflkileri ile ilgili olarak Marksist düflünceye bir dönüflün, var olan endüstriyel, siyasi ve ekonomik de iflimleri aç klamak için çok daha yap c olaca n savunuyor. Benim argüman m üç noktada toplanabilir: lk olarak, küreselleflmeyle ilgilenen ço u kuram, devlet ve piyasay, sosyal gerçekli in birbirinden ayr flt r lm fl ve izole edilmifl, birbirine d flsal ve oluflsal bir biçimde var olan iki yönü olarak gördükleri için, devlet-piyasa iliflkisini tatmin edici bir flekilde kavramsallaflt ram yorlar. Bunun sonucu olarak da, popülist (ve yanl fl yönlendirici) bir devlet iktidar n piyasaya kapt rd iddias ç k yor ortaya. Oysa bunun tam tersine, Marksist yöntem söz konusu iliflkiyi içsel olarak görür ve bizi, hali haz rdaki de iflimleri organik bir bütünün yeniden oluflturulmas olarak yorumlamaya sevk eder. kincisi, uluslararas yeniden yap lanma sürecinin ulus devlet taraf ndan eme i daha s k disipline etmek ve emek-sermaye iliflkisini yeniden organize etmek (re-organize) amac yla, üstlenildi ini tart flaca m. Bu noktada belirtmeliyiz ki küresel kapitalizm hala antagonistik bir devlet sistemi olarak kuruluyor ve küresel ekonomi politi i karakterize eden de iflimler, kökleri emek-sermaye çeliflkisinde yatan sorunlar çözmek amac yla devletler taraf ndan ortaya konuluyorlar. Son olarak, var olan yönetim stratejilerinin ekonomi politikalar söz konusu oldu unda, keyfiyetten kurala do ru bir kay fl, meflru siyasi, ekonomik ve endüstriyel eylemleri birbirinden ay ran s n rlar n yeniden çizilmesini ve çeflitli alanlarda karar verme mekanizmalar n n parçalanmas n ve yetki

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 165 devrini içeren apolitiklefltirme (depoliticization-siyasetten ar nd rma) kavram taraf ndan karakterize edildi ini savunaca m. Para ve eme in düzenlenmesi gibi devletin temel eylemleri anlam nda, 1980 in ortalar ndan beri apolitiklefltirilmifl yönetim formlar yönünde ciddi bir tercih görülüyor. Apolitiklefltirme olarak anlam - n bulan küreselleflme dili, karar vermenin politik yönünü ortadan kald rarak ve böylece politika uygulamalar n n etkinli ini artt rarak, devlet yöneticilerinin küresel sistemdeki de iflimlerden faydalanabilmelerini sa lad. K saca, post-modernist ideolojinin, küreselleflme ve apolitiklefltirmenin beraberinde getirdi i stratejiler ne bizim için yeniler, ne de kurulu iktidar odaklar n n sonunu simgeliyorlar. Tam tersine, bu süreçlerin en iyi flekilde, tarihsel analiz kullan larak ve en sofistike ve kredisi bitmifl üst anlat olan klasik ekonomi politi in mirasç lar n n yapt klar n sürdürerek anlafl labilece ini öne sürece im. Yaz n n ilk k sm küresel ekonomi politik çerçevesinde ulusal devletin de iflen kimli ini anlamak için kullan lan üç popüler yaklafl m tart fl yor. post-fordist devlet Yeni Dünya Düzeni/devletin ortadan kaybolmas ve devletin uluslaras laflmas gibi terimlerle anlam n bulan tart flmalar gözden geçirilecek ve bulgular üç ana k s mda toplanacak. Birincisi, bu tart flmalar küreselleflmenin nas l piyasan n, devletin egemenlik ve ulusal özerkli ini kaybetmesine yol açan iktidar n olanakl k ld n vurgulayarak, devlet ve piyasay iki karfl t sosyal örgüt olarak konumland r yorlar. Asl nda, bu görüflün zay fl, devletin ve piyasan n, s n f analizine olanak vermeyen bir biçimde fleylefltirilmesinde yat yor. Dahas, bu görüfl, devlet ve piyasay daha genifl ve temel sosyal iliflkiler bütününün birer parças olarak kavramsallaflt rmam z da engelliyor. kincisi, incelenmifl bu yaklafl mlar 1973 öncesi ulusal devletin sermaye üzerindeki kontrolünü oldu- undan fazla gösteriyorlar. Bu yolla, Keynezyen Refah Devleti gibi tarihsel olarak do ru olmayan kavramlar kullanarak 1970lerdeki küresel ekonomi politi in fikirlerine de destek ç k yor bu görüfller. Son olarak da bu yaklafl mlar, emek-sermaye iliflkisini, yeniden yap lanma sürecinin kendisine d flsal olarak görüyorlare er bu gerçekten burada söylenmeyi hak ediyorsa. Bölümün ikinci k sm Marksist yöntemi bir alternatif olarak kullanabilece- imizi savunuyor. Son k s m ise bu yaklafl m n çeflitli yönlerinin, küreselleflme dönemi nde ve apolitiklefltirme kavram ba lam nda ngiltere deki devlet-sermaye iliflkilerini karakterize etmek için kullan labilece ini gösteriyor. 3 3 Daha fazla detay için bkz. Bromley ve Burnham (1996, 1998); ve Burnham (1997).

166 Peter Burnham Küreselleflme Döneminde Devlete Ne Oluyor? Post-Fordist Kuram Post-Fordizm kavram düzenleme kuramc lar, devlet kuramc lar, siyaset sosyologlar ve endüstriyel iliflkiler alan ndaki birçoklar n oldukça heyecanland rd. (bkz. Bonefeld ve Holloway e yap lan katk lar). Jessop (1994), üretimin uluslararas laflmas n beraberinde getiren post-fordist birikim rejiminin art k post-fordist bir devlete gereksinim duydu unu iddia ederek, bu alandaki kuramlar n en sofistike ve aç k olan n ortaya koyar. Post-Fordist devlet afl r -liberal bir devlet biçimidir ve gitgide artan bir oranda alttan, üstten ve yatay olarak içi boflalt l r (hollow out). Ulus devletin kapasitesinin bir k sm birleflik-bölgesel ve uluslararas kurumlara ya da ulusal devletin s n rlar içindeki baz yerel düzeylere devredilirken, bir k sm da merkezi devleti devre d fl b rakan ve baz ülkelerde mevkileri ve bölgeleri birbirine ba layan yerel ve bölgesel bir tak m a lar yarat r. Bu flekliyle Jessop un kuram - ki Jessop kendi analizine düflünce deneyi ad n verir- çok belirlenimci, tek nedenci ve yap sal ifllevselcili in eksiklerinden zarar görüyormufl gibi gözükmekte. Devlet biçimi birikim rejiminin gereksinim lerinden türetilmektedir ve bu gereksinimlerin giderildi i biçimin tan mlamas da, sosyal de iflime ve yeni kurumsal düzenlemelere bir aç klama teflkil etmektedir. Bu yaklafl mda, s n f iliflkileri (ve uygulamadaki çeliflkisi) yeniden yap lanma sürecine d flsal olarak görülür, ayr ca emek ve devletin kendisi güçsüz ve post-fordist ekonominin istemlerine pasifçe cevap verir bir konumda tan mlan r- ki bu ideal tipin kendisi bir çok endüstriyel sosyolog taraf ndan reddediliyor. Dahas, post-fordizm kuram, emek-sermaye-devlet iliflkisinde s n rlar/keskin k r lmalar ve Keynezyen refah devleti gibi biçimsiz yap lara dayand r lm fl bir tarihsel geliflim karikatürüne dayan r (daha genifl bir elefltiri için bkz. Glyn, 1995; Matthews, 1968 ve Tomlinson, 1981). Bu modelde, devlet politikas ndaki devaml l klar gözden kaç r l yor ve varolan düzenlemelerin yeni li i sadece ve sadece, kendisi daha düzgün elefltirel bir analizin nesnesi olmas gereken savafl sonras düzen in baz ö elerine afl r vurgu yaparak kuruluyor. Yeni Küresel Düzene Do ru/devletin Yok Olmas Bu popüler yaklafl m, devletin sonunu çok yak n gören liberal-dönüflümcü yaz nla birlikte post-fordist devlet tart flmas n n veçheleri üzerine infla edilmifltir. Ohmae (1990, 1995) ve Strange

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 167 (1996) taraf ndan yak n zamanda ortaya at lan tart flmalar bu yöndedir. Bu tart flma, tedbirli bir biçimde de olsa, solun var olan stratejileri ve pratiklerinin demode oldu unu söyleyen Held (1995) taraf ndan gelifltirildi. Var olan stratejiler, kapitalizmin daha önceki ulusal safhas için uygun olabilir, fakat küreselleflme bu stratejileri ifllevsiz k lm flt r. Yeni küresel düzen ulusal devletin demokratik kontrolünden ç km flt r ve bu nedenle demokrasi, ulus-ötesi bir sivil-toplum taraf ndan yönlendirilen ulus-ötesi bir kavram olmal d r art k. Bu noktada, yeni sosyal hareketlerin gündeminin savunulucu unu yapan post-modernizm politikas ile aç k bir paralellik kurmak olas. Politikan n bürokratik, hiyerarflik ve teknokratik ulusal formlar n n yerini- ki sendikac l k da bu gruptad r- bireysel özerkli e ve özyönetime dayal post-materyalist bir politika alm flt r art k. Bromley in (1991: 131) alayc bir biçimde ortaya koydu u gibi, Mutlu olabiliriz, politika bir anda popüler ve demokratik oldu u kadar tamamen parçalanm fl ve tikeldir de. Yine bize sunulan, piyasaya d flsal ve güçsüz bir devlet ve keyifsiz bir demokratik devlete karfl piyasay destekleyen bir küreselleflmedir. Bu afl r piyasa iktidar tart flmas, sonsuz küresel seçeneklerle dolu devletsiz firmalarla idare edilen devletsiz bir dünyada yaflad m z iddia eden Fortune dergisi/ekonomist e ait bir uluslararas laflma süreci perspektifine dayan r. Asl nda, bu, Albert in (1993), 100 y l gibi bir süreden beri, demokrasinin ve ulus devletin güçleri dereceli olarak kapitalizmi ehlilefltirdi ve flimdi köprüler at ld. Bölünmüfl ve birleflememifl bir ulus-devlet ve onun çelimsiz s n rlar art k küresel kapitalist ekonomiye direnifl gösteremez.. Kapitalizm öncelikle devleti ehlilefltirmeyi amaçl yor, ve sonuç olarak devletsiz yoluna devam etmeyi.. önermesinin de belki de tesadüfen vard sonuçtur (Albert, 1993: 256). Yeni sosyal hareketlerin varolan politik iktidar ve temsil yap lar n n yerini alma kapasitesi gibi, küreselleflmeyi önceleyen ulus devletin demokratik do as da oldu undan fazla idealize edilmektedir. K saca, bu yaklafl mlar, en etkileyici olan gökkufla koalisyonlar n n zay fl n n ve hangi k l kta olursa olsun kapitalist devletin s n fsal karakterinin alt n n çizildi i 70 ve 80 lerin devlet tart flmalar yla iliflkilenmeyi baflaramaz (iyi bir özet için bkz. Clarke, 1991). Devletin Uluslararas laflmas? Devletin de iflen kimli ini anlamaya çal flan tüm giriflimler aras nda en k flk rt c düflünce, devletin uluslararas laflmas te-

168 Peter Burnham rimini kullananlarca ortaya at lm flt r (Cox, 1987: 253-65 ve Cox ve Sinclair, 1996). Cox, tan k oldu umuz fleyin, devletin yok olmas de il, devletin dönüflümü (içteki ve d fltaki yap s n n ve ifllevinin yeniden örgütlenmesi) oldu unu savunur. Cox un duruflu üç noktada tan mlanabilir: Birincisi, tarihsel olarak devlet ulusal ekonomileri yerel refah ve istihdam sa layabilmek amac yla y k c d fl güçlere karfl koruyan bir tampon/kalkan görevi görmüfltür. Cox a göre, 1973 ten beri bu, yerel ekonomilerin dünya ekonomisinin gereksinimlerine uyarlanmas n sa lamak yönünde de iflmifltir. kinci olarak, bu kay fl, ulusal hükümetlerin yap s n da etkilemifltir. Dünya ekonomisinin kanallar görevini gören merciler, hükümetlerin yap s içinde üstün duruma gelmifltir (örne in sanayi ve çal flma bakanl klar maliye bakanl n n madunu oldu). Son olarak ise OECD, IMF, G7 gibi örgütlerde ve bu örgütler taraf ndan kendilerine aktar lan bilgi ve prensipleri ulusal politikalara dönüfltüren mercilerde somutlaflan ulus-ötesi bir oydaflma oluflturma süreciyle karfl karfl yay z. Bu anlamda devletin görevi yerel ekonomiyi dünya ekonomisinin gereksinimlerine göre ayarlamakt r. Devlet art k, yerel ekonomi ve dünya aras nda volan kay fl d r ve d flar - dan içeriye uluslararas laflt r lm flt r. Bu devlet, yönetimsiz yönetiflim i yöneten, kendisinden daha büyük bir fleye ba ml d r. Cox un bu cüretli kuram gelecek araflt rmalar için ilginç aç - l mlar sa l yor. Ne var ki, tipik uluslararas ekonomi politik gibi emek konusunda sessiz kal yor. Bu, Sinclair in (1996: 3) Cox un çal flmas uluslararas iliflkiler kuram n n bildik de iflkenlerinin çok d fl nda sözleri düflünülünce, oldukça paradoksal tabii; çünkü Cox, genel uluslararas ekonomi politi e eme i entegre etmeyi amaçlayan elefltirel ve tarihselci bir bilim felsefesi yaratmaya çal fl yor. Fakat Cox un çal flmas ndaki problem çözme ve elefltirel kuram aras ndaki iliflki (ve Marksist ve Weberci yöntemi birlefltirme s ras nda yaflanan zorluklar) tam anlam yla ortaya konulmuyor ya da çözüme kavuflturulmuyor ve Cox (1996: 88-90) farkl kronolojik dönemleri, neredeyse 1945 ten bu yana, çal flabilmek için farkl yöntemlerin kullan m n onayl yor gibi görünüyor. Cox, böylece, genel uluslararas ekonomi politi i elefltiriyor gibi gözükse de, yöntemsel ço ulculuk anlam ndaki duruflu, devlet-piyasa aras ndaki daha önce bahsedilen kavramsal ayr kl ve genel uluslararas ekonomi politikte var oldu- u üzere, eme in bu yeniden yap lanmaya, d flsal bir flekilde kuramsallaflt r lmas n yeniden kuruyor. Bunu, Cox un, hegemonik istikrar döngüsü örne inde oldu u gibi, bir çok ampirik çal flma-

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 169 s nda görmek mümkün ve sofistike neo-realist tart flmalardan ayr düflünmek pek de olas de il. 4 Devletin uluslararas laflmas anlam nda, s n f iliflkileri (yani çeliflkisi) yeniden yap lanma sürecine d flsal olarak görülüyor ve emek ve devletin kendisi iktidars z ve post-fordist ekonominin gereksinimlerine pasifçe cevap veriyormufl gibi tasvir ediliyor. Dahas, Cox un kuram, politika oluflturma anlam nda (Cox, finansal sermayenin çeflitli fraksiyonlar - n n buyru u alt nda bir politika oluflturma aflamas gibi basit ve fraksiyoncu bir fikri onaylar) bizi tarihsel olarak ikna edemez (1900 den beri ne zaman devletler temel öncelik olarak yerel refah n pefline düflmüfllerdir ki?). Bunun yan nda, küreselleflmenin devletlerce yönlendirilmesi (Panitch, 1994; Wolf, 1997) ve çeflitli devlet aktörleri taraf ndan ister sosyal demokrat ister liberal olsun- emek-sermaye iliflkilerinin yeniden yap land r lmas yoluyla kapitalist toplumdaki krizi aflma amac n n lanse edildi i gerçe- ini görmezden gelir. 5 Cox un analizi elefltirel bir bak fl aç s sunsa da, devlet - s n f iliflkisi ba lam nda tutarl bir kuram gelifltirememifl olmas, küresel sistemin kavramsallaflt r lmas nda önemli sorunlar yarat r. K sacas, devlet ve piyasay birbirine karfl t iki sosyal örgüt olarak göstererek (dengeyi devlete karfl Piyasa lehine düzenleyen küreselleflmeyle birlikte) Cox ve di er ekonomi politik yaklafl mlar, üstü örtülü olarak da olsa, sosyal gerçekli i kat kategorilere ay ran ve yapay olarak ayr flt r lm fl kavramlar aras nda d flsal ba lant lar araflt ran liberal-gerçekçi duruflu takip eder. 6 Uluslararas ekonomi politik kuramlar n n ço u klasik ekonomi politi in bir devam de il, bu flekliyle, Marx n ([1867] 1976: 174-5) vülger ekonomi diye adland rd yaklafl ma geri dönüfltür. Kuramsal sofistikasyonlar n n aldat c l na ra men, uluslararas ekonomi politik yazarlar n n ço u küresel ekonomi politi i oluflturan karmafl k organik sosyal iliflkiler bütününü kavrayamayan devlet, Piyasa, ba ml l k, etkileflim, etki, özerklik gibi totolojik kavramlar yeniden üretir. 4 Bu, Burnham da (1991) aç k olarak anlat l yor. 5 Politika oluflturma sürecine fraksiyoncu yaklafl m n s n rlar - n n daha kapsaml bir elefltirisi için bkz. Clarke (1978) 6 Cox, küreselleflmeden yarar sa layan baz sosyal güçler oldu- unu savunsa da, güçlü Küreselleflme trendlerinin ulusal ekonomileri daha aç k hale getirdi ini ve ulusal hükümetlerin koruyucu tepki lerini zay flatt n söyleyen standart uluslararas ekonomi politik görüflünü kuram na uyarlar. K - sacas, küresel sermaye, nüfuslar n koruyabilmek için devletlerin özerk ekonomik ve sosyal politikalar gütme kapasitelerini çok ciddi bir biçimde s n rlar (Cox,1996:515-16). Uluslararas liflkiler kuram ndaki ortodoksinin bir elefltirisi için bkz. Rosenberg (1994) Devleti ve Piyasay Yeniden Tan mlamak: Klasik Ekonomi Politik ve Marx Klasik ekonomi politik gelene i, kapitalist üretim, da t m ve de iflim iliflkilerinin içsel çerçevesini kavramlaflt rmay görev olarak belirlemifltir kendisine. Klasik yazarlar n amac (William Petty den John Stuart Mill e), günümüze ait olaylar betimlemek de il, toplumu oluflturan s n flar aras iliflkileri aç klamak ve bu iliflkileri düzenleyen yasalar keflfetmektir (Clarke 1982; Gide ve

170 Peter Burnham 7 Marx ([1867] 1976: 174) Rist, 1915). James Stuart ve Adam Smith için toplumun yap s, onun ekonomik kuruluflunu anlama üzerinden kavramsallaflt r - l r. William Robertson (1890: 104), bir toplum taraf ndan birlefltirilmifl insanlar n eylemlerini aç klamaya çal flan her araflt rmada dikkate de er ilk nokta onlar n hayatlar n sürdürme flekilleri olmal. Bu de ifltikçe, politikalar ve yasalar da de iflir diyerek klasik argüman sürdürür. Bu yönelme, post-modernist bir okuyucuya indirgemeci gelse de, küreselleflme kuramc lar n n devlet ve piyasay birbirine karfl t iki sosyal örgüt biçimi olarak tan mlamalar n aflan bir sosyal iliflki kavramsallaflt rmas sunar bizlere. Klasik gelene in mirasç s olarak Marks, vülger ekonomist leri burjuva üretim iliflkilerinin gerçek içsel çerçevesini araflt ramamakla suçlar. Bunun yerine bu kuramc lar, Söz konusu iliflkilerin bariz çerçevesinde debelenmekten, bunu bilgiçlik taslayarak sistemlefltirmekten ve dahas onlar için en iyi seçenek olarak, daimi gerçekler yerine, üretimin burjuva aktörleri taraf ndan kullan lan banal ve kendini be enmifl nosyonlar iffla etmekten haz duyarlar (Marx, [1867] 1976: 175). Küreselleflme kuramc lar n n reddetti i kapitalist toplumdaki içsel iliflkilerin kavramsallaflt r lmas meselesi, Gilpin in (1987: 10), devlet, piyasa gibi kavramlar n merkezili ine ra men, Her biri birbirinden özerk geliflse de piyasan n devlete ya da devletin piyasaya sebebiyet vermesi, çözümlenmesi bu kitaptaki argümanla ilgisiz olan önemli tarihsel olgulard r tezini savundu u tumturakl anlat s yla örneklendirilebilir. Tabii ki Marx, kapitalist toplum elefltirisini klasik ekonomi politi in sürekli bir de erlendirmesi yoluyla yapm flt r. Marx n erken ekonomik ve felsefi çal flmalar, içkin elefltiri yöntemi yoluyla, kendisini klasik ekonomi politi in do alc temellerini sorgulamaya yöneltmifltir. Klasik yazarlar n yanl fl, kapitalist toplumun tarihsel özgüllükler tafl yan sosyal iliflkilerini do allaflt rmak (ya da evrensel olarak temsil etmek) olmufltur. Klasik ekonomi politi in biçimsel soyutlamalar n n ard nda, (rantiye, ücret ve kar üreten toprak, emek ve sermaye) sorgulanmayan tarihsel-özel bir postula yatar: özel mülkiyet. Klasik yazarlar, sadece özel mülkiyetin varl n verili kabul etmek yoluylad r ki, s n flar n teknik olarak ifl bölümünden kaynakland n varsayabilirler. Klasik ekonomi politi in en iyi örnekleri, Marx için de er ve onun önemi konusunda tamamlanmam fl olsa da bir analiz sa larlar; ama hâlâ sorulmayan hayati soruyu sormay baflaramazlar: Bu içerik neden bu tikel formu almaktad r?. 7 Asl nda, Holloway in

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 171 vurgulad gibi (1991: 73), Marks, form sorununu, kendi kuram ve kendisi ile bu sorunu anlams z bulan burjuva yaklafl mlar aras nda önemli bir ay r c bir çizgi olarak görür. Ayn noktadan hareketle, Kapital, klasik yazarlar n tersine emek ürünlerinin tarihsel olarak özgül ve geçici toplum biçimleri ba lam nda meta haline geldiklerine vurgu yapmak amac yla meta-biçiminin bir analiziyle koyulur ifle. Bu tarihsel ve materyalist temele dayanarak Marks, de er, art -de er ve s n f kavramlar nda köklerini bulan bir kapitalist toplum kuram infla eder. Marx, liberalizmin izole edilmifl bireyini özel ç kar n kendisi zaten sosyal olarak belirlenen bir ç kar oldu undan parodilefltirilir ve Smith in s n flar aras varolan ç karlar n uyumu kuram n çürüterek simetrik de iflim iliflkilerinin sömürüyü gizledi ini gösterir. Kapitalist toplum da, yararl mallar n üretiminin, art de erin genifllemesine ba ml oldu u belirli bir toplumsal üretim biçimine dayand r l r. Marks klasik yazarlarla Sivil toplumun anatomisi ekonomi politikte aranmal d r konusunda hemfikir olsa da, klasik kavramlar n Marx taraf ndan bütün olarak yeniden yorumlan fl, sonuçlar n n küreselleflme devrinde devlet-piyasa iliflkisini bir yenilik olarak aç klamaya çal flan birçok yaklafl m taraf ndan asimile edilmesi gereken bir sosyal bilim devriminin habercisidir. Devlet ve piyasay birbirine karfl t iki örgüt biçimi olarak konumland rarak, burjuva küreselleflme kuramc lar sadece ampirik bir yanl fl yapmakla kalmazlar, ayn zamanda temellerini ekonomik kuramdaki marjinalist devrimden alan bir toplum kavramsallaflt rmas - na da onay verirler. 19. yy n sonu Stanley Jevons ve Carl Menger yönetimindeki Avusturya Okulu nun marjinal fayda kuramlar na tan k oldu. Marjinalistler ekonomiyi rasyonel eylem bilimi olarak praxiology nin bir branfl olarak yeniden tan mlad lar. Daha bilimsel ve matematiksel olarak daha kesin bir disiplin oluflturma çabas nda, toplumun ekonomik bir kuram olarak ekonomi politik, daha sonradan Robbins in insan davran fl n, amaçlar ile alternatif kullan m alan olan araçlar aras ndaki bir iliflki olarak çal - flan bilim (Clarke, 1982; Matyas, 1985) biçiminde tan mlamas yla bir pozitif ekonomi haline geldi. Ekonomi, çok dar anlam yla verili kabul edilen bir piyasa durumunda, kendi sübjektif tercihlerini ortaya koyan ve fayday maksimize etmeye çal flan bireylerin izole edilmifl çal flmas d r art k. Perlman n ortaya koydu u gibi (1973), ekonomi politi in pozitif ekonomiyle yer de ifltirmesi, önemli bir bilgi sahas n n, gerçeklikten pald r küldür uza-

172 Peter Burnham a at lmas ve asl nda büyük bir kaç fl demektir. Bu, sosyal eylem (sosyoloji) ve siyasal eylem (siyaset bilimi) olarak, spesifik ve indirgenemez eylem biçimlerine iliflkin tamamlay c disiplin lerin geliflimine yer açar. Klasik yazarlar taraf ndan benimsenen varl - n sürdürme biçimi temelinde hukuk, yönetim ve toplumun organik ö retisi, bireysel seçim le uyum içinde olan fiyat ve kaynak belirleniminin siyasal olarak muhafazakar ve dar ö retisi olarak ele al nd. Modern küreselleflme tezinin yöntemi, bu marjinalist devrimle uyumlu olarak ve onun bölünmüfl, ahistorik karakterini yeniden üreterek- yeniden kuruldu. Marksizmin en güçlü yönlerinden biri de, bu parçalanm fll reddetmesidir (Bonefeld ve Holloway, 1995; Holloway, 1994). Modern sosyal bilimin devlet ve piyasa gibi kavramlar n n fetiflizmini, kat l n ve sabitli ini reddederek, bunlar, ne kadar yabanc laflm fl ve sapk n oldu una bakmaks z n, insan n toplumsal prati i içinde çözündürür. Devlet-piyasa iliflkisini d flsal ve oluflsal olarak görmek yerine, Marx n yaklafl m, antagonistik s n f iliflkilerini analizinin merkezine koyarak, devlet-piyasa iliflkisinin içsel ve gerekli oldu u öncülünden yola ç kar; tabii ki bu iliflkinin kurumsal formu, s n f mücadelesinin tarihsel karakteri göz önüne al nd nda de iflmektedir. Devlet, toplumsal üretim iliflkilerinin bir yönüdür (bu iliflkilerin farkl laflm fl ve tarihsel olarak özgül bir biçimidir), gücü yerel ve küresel sermayenin birikimini artt rmak için s n rlar içinde emek-sermaye iliflkilerini yeniden düzenleme yetisinden türemektedir (daha detayl bir anlat m için bkz. Holloway ve Picciotto, 1977 ve Clarke, 1991). Marx n devlete yaklafl m n n böyle bir yorumu en tutarl biçimiyle Sosyalist ktisatç lar Kongresi çevresinde ve Capital and Class dergisinde yap ld. Bu yaklafl m, Marx n metalar n fetiflizmi kavram ndan hareketle, devleti, bir kategori olarak ayr flt r ve toplumsal iliflkilerin kat laflm fl ya da fetiflleflmifl bir biçimi olarak görür (bkz. Holloway, 1994). Ulus devlet ise küresel sermaye ak fl n n bir dü üm ü ya da moment i olarak varolur ve geliflimi, bu nedenle, kapitalist toplumun karfl tl k ve krizler taraf ndan yönlendirilen gelifliminin bir parças d r. 20.yy n bafllar nda Bukharin in (1915) öne sürdü ü gibi, burjuvazinin çeflitli gruplar aras ndaki mücadeleden baflka bir fley olmayan ulusal devletler aras ndaki mücadele, havada as l de ildir, tam tersine, ulusal ekonomik organizmalar n yaflad ve geliflti i özel bir ortam taraf ndan (dünya ekonomisi) belirlenir. Ulusal siyasal ekonomiler (ve aralar ndaki sosyal ifl bölümü) sadece dünya ekonomisinin ve bu anlamda uluslararas bir ifl bölümünün bir parças olarak var olurlar. Devletler, tek tek dünya ekonomisiyle entegre olufl bi-

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 173 çimlerini, üretim, ticaret ve finans kanallar n kullanarak, de ifltirmeye çal flabilirler, fakat birikimi artt rma ve uluslararas ve yerel ölçekteki s n f mücadelesini yönetme yetileri taraf ndan sar l bulurlar kendilerini. (bkz.bu kitapta Bonefeld). Yani, Marx n yaklafl m devleti, Yeni Toplumsal Hareketlerin yarar na bir kategori olarak reddetmez, ama daha çok ulusal devletler aras ndaki iliflkileri, devletleri s n f iliflkilerinin küresel kompozisyonunun momentleri olarak oluflturan sosyal iliflkilere göre de erlendirir. Belirli kurumsal karakteristiklerin bitiflini devletin sonu ile eflit gören kuramlar n tersine, Marx n yöntemi politik biçim e dikkatimizi çeker ve emek ve paran n yönetiminin kapitalist toplumlardaki devlet müdahalesinin temel ekseni oldu unun alt n çizer. Birçok durumda, de Brunhoff un (1978: 2) iflaret etti i gibi, kriz yönetiminin bir flekli olarak para politikalar, tarihsel olarak, eme in kapitalist buyru a tâbiyetini kurmak için ekonomik durgunlu u düzenleme arac olarak ifllev görmüfltür. Bu bölümün geri kalan, ngiltere de devlet-emek-sermaye iliflkilerdeki yak n zamanl iliflkileri, politiklefltirme ve apolitiklefltirme politikalar baz nda kavramsallaflt rmak için bu yaklafl m n kullan labilece ini göstermeyi amaçl yor. Yukar da detaylar yla anlat lan ve devlet piyasa karfl tl gibi bir varsay mdan yola ç kan yaklafl mlar n tersine, az sonra anlataca m bak fl aç s piyasalaflma n n nas l devlet yöneticilerine fayda sa lad n ve piyasa taraf ndan yönlendirilen politikalar n (küresel ba lamda) nas l iflçi s n f n yönetme sürecini güçlendirdi ini gösteriyor. Takdir hakk ndan kural lara kay fl n gerçek öneminin, devlet yöneticilerinin, küresel rekabet k l alt nda, emek-sermaye iliflkilerinin yeniden kurulmas sürecini meflrulaflt rmak için d flsal taahhütler (ve küreselleflme) söylemini kullan fl nda yatt tart - fl lacak (bkz. Gill, 1995, 1998). 8 8 Takip eden tart flma özel olarak Britanya ya, politize olmufl bir düzenleme biçiminden apolitiklefltirilmifl bir di erine kay fla odaklansa da, buna merkez bankas özerkli ine çok önem veren sosyal demokrasinin önceki kaleleri ( sveç dahil) ve iflçi esnekli ini ciddi bir merkez bankas ba- ms zl yla eflgüdümlü olarak de erlendiren neo-korporatist modellerde de (Almanya), yani dünya çap nda rastlamak çok olas d r. Apolitiklefltirme ve ngiltere deki Modern Ekonomik Yönetim 1945 ten 1980 lerin ortalar na kadar ki, önceki Britanya yönetimleri emek ve sermayeyi yönetebilmek için içerme politikas n kulland lar. Bu, ifl çevrelerini ve sendikalar ve di erlerini daha l ml maafl taleplerine ikna etmek için, gittikçe daha ince planlanm fl bir devlet müdahalesini gerektirdi. Görece tam istihdam ba lam nda- ki Hazine daha sonra bunun rastlant sal yap sal durumlar n bir ürünü oldu unu itiraf edecekti 9 - önceki yönetimler, merkezi otoritenin maafllar n belirlenmesi üzerindeki tasarrufunu artt rarak eme i, ahlaki teflvikler (ulusal ç kar öne sürerek örne in) ve yeni gözetim ve rehberlik ayg tlar yoluyla, düzenleme

174 Peter Burnham 9 PRO T267/12 Talep Düzeyinin Kontrolüne Dair Politika 1953-1958 (Kamusal Kay t Ofisi: Hazine Tarihi Muht - ras, No:8, Temmuz 1965) (PRO:Kamusal Kay t Ofisi nin ngilizce bafl harfleriç.n.) 10 PRO T267/28 Hükümet Gelir Politikas Özel Çal flmas (Hazine Tarihi Notu, 1976) yoluna gitti. Bir çok aç dan, devlet politikas n n savafl sonras hikayesi Kalecki nin (1971: 141), tam istihdam n sosyal ve ekonomik bir tak m problemler yarataca nedeniyle hükümetlerin bak fl aç s nca sa l ks z oldu u ve büyük ölçekli iflsizli in, kapitalist ekonominin kusursuz iflleyebilmesinin ayr lmaz bir parças oldu- u yolundaki görüflünü destekliyor. 1975, ayn zamanda politik bir yönetimin baflar s z oldu unun çok aç k olarak anlafl ld y l oldu. Hükümetin maafl politikalar n konu eden Özel Hazine Çal flmalar ndan biri flöyle bitiyordu: 10 Gelir Politikas n n bizim enflasyon oran m z n komflular - m z nkinden daha düflük olmas na neden oldu u tart flma götürmez bir gerçektir ve ithalat fiyatlar yla ilgili sorunlar n haks z bir biçimde baflar m z engelledi i de yak n zamana kadar ortaya konamam flt r. Dahas, söz konusu politikan n gelirin daha adil ya da verimli da l m n baflaran bir formül buldu u söylenemez. Ulusal Fiyatlar ve Gelirler Genel Müdürlü ü nün çabalar na ra men, ekonomik büyüme ya da verimlili in beraberinde getirdi i bir s n rlama da yoktur. Sonuç olarak, bu güne de in, Gelir Politikas bir baflar s zl k olarak de erlendirilmelidir. Ayn tarihlerde, Bat Avrupa da görece tam istihdam sa layan ekonomik koflullar n de iflti i de bir gerçekti. Büyük ölçekli iflsizli in geri dönüflü, mali kriz, dalgal kur rejimine geçerken yaflanan istikrars zl k ve finans piyasalar n n yeniden düzenlenmesi, Britanya n n eme in ve paran n düzenlenmesi yolundaki görüfllerini yeniden de erlendirilebilir k ld. Kalecki (1971: 138), 1940 lar n bafl nda Bir yönetimin nas l yap laca n bilmesi halinde tam istihdam sa layaca varsay m, yan lsamadan baflka bir fley de ildir diyordu. Sürekli bir tam istihdam rejiminde iflten at lma tehdidi, gittikçe daha az bir disiplin mekanizmas olarak ifllev görür ve iflçilerin artan Pazarl k güçlerinin siyasal istikrars zl artt rmalar ve siyasi afl r yük ve yönetilemezlik kavramlar yla efllefltirilen bir tak m problemlere yol açmalar muhtemeldir. Görece tam istihdam zamanlar nda devletin antienflasyonist bir politika güdebilmesi, hükümet, sendikalar ve iflveren kurulufllar (ve bu iki grubun üyeleri ) aras nda kurulacak muhtemel iliflkilerle do rudan s n rland r lm flt r. Bu gibi durumlarda, anti-enflasyonist politikalar n uygulanmas her zaman için artan s n f çeliflkisi tehdidini tafl yacak ve sonuç olarak ekonomik/endüstriyel bir krizin bizatihi politik otorite krizine dönüflmesi riskini do uracakt r (bkz. Goldthorpe, 1978: 186-214). Bu, kapitalist ve iflçi s n f n n çat flan beklentilerini uzlaflt rmay amaçlayan bir devleti gözlemleyebildi imiz Britanya örne inde çok aç kt r. Bu, uzlaflt rma çabas, devlet müdahalesinin s n rlar

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 175 üzerine giderek artan dozlarda bir mücadeleyle sonuçlan r. 1920 lerin verdi i en önemli ders, ekonomik politikalar anlam nda takdir hakk ndan kurallar a geçerek, hükümetlerin emek ve sermaye üzerine empoze edilen finansal disiplini d flsallaflt rabilece idir. Kurallar dizgesi daha güçlü (ve daha uzak) oldukça, devletin amaçlar n gerçeklefltirirken kazanaca manevra yetisi bir o kadar artar. Tam da, Britanya n n savafl öncesi 1Ä / 4.86 $ paritesine dönüflünün ard ndaki, bu mant kt r. Söz konusu manevra, savafl öncesi paritenin çok yüksek oldu unu ve Britanya ekonomisine çok ac l ve gereksiz bir deflasyon getirece ini savunan John Maynard Keynes in çok ciddi elefltirilerine hedef oldu (Block, 1977: 17). Alt n Standard na dönüflü savunanlar n bafl nda gelenler, özelde, Hazine çal flanlar ndan John Breadbury ve Otto Nimeyer, alt n standard n n, Britanya ekonomisini politik ve daha uyumsuz amaçlar için manipülasyondan kurtulmufl bir hilekarl k düzeni ne çevirece i konusunda çok serttiler (Rukstad, 1989: 440). Pratikte, Alt n Standard n n ve onun otomatik düzenleyici mekanizmalar n n enflasyona karfl en iyi garanti oldu u yarg s na var l yordu. 1950 lerdeki Muhafazakarlar n politize yönetime elefltirilerinde de benzer argümanlar kullan l yordu. Operasyon Robotu Plan n 11 destekleyenlere göre, piyasan n kurallar müdahaleci yönteme üstün gelmeliydi ve E er daha tatmin edici yemek bulan çal flanlar daha yüksek ücret isterlerse, iflsizlik onlar n pazarl k gücü yok edilinceye kadar artt r lmak zorundayd. 12 1920 lerin deneyimi 1950 lerde dile getirilen elefltiriler ile birlikte, finansal piyasalar n yeniden düzenlenmesinin apolitiklefltirilmifl kural-temelli politikalar n uygulanmas n destekleyen argümanlar güçlendirdi i bir ba lamda, yani 1990 larda, tekrar dikkate de er bulundu. Tam anlam yla Ekim 1979 da ngiltere de 40 y ll k kur kontrollerinin terk edilmesiyle bafllayan finansal piyasalar n yeniden düzenlenme süreci (artan sermaye hareketlili i ve gerçekten entegre olmufl küresel bir piyasan n oluflturulmas ) hükümetlere aç k olan mali ve parasal seçimleri önemli bir flekilde etkiledi. 13 Döviz sat c lar anti-enflasyonist politikalar taraf ndan desteklenen ülke paralar n tutmay tercih ettiklerinden, enflasyon karfl - t politikalar n güvenilirli i, hem retorik hem de maddi olarak çok önemliydi. Thomson un alt n çizdi i gibi (1995: 1100-11), savafl sonras dönemde, para piyasalar, ço unlukla cari hesap dengesizlikleri taraf ndan yönlendiriliyorken, art k döviz kuru hareketlerinin bafll ca belirleyicisi, faiz oran farklar yd. 1980 ler ve 1990 lar, faiz oranlar nda genel bir yak nsamaya sahne oldu ve geçerli düzeyden daha gevflek bir para politikas benimseyen her- 11 Bu plan, 1952 de, Sterlini dalgal bir kur oran na getirmeyi amaçl yordu. Detaylar için bkz. Cairncross (1985: 234-71) ve Procter (1993: 24-43). 12 PRO T236/3242 Sterlini Özgür B - rakmak, Cherwell in Churchill e 18 Mart 1952 de gönderdi i Not. Plan n muhaliflerinden olan Cherwell, Kabine yi, bu operasyonun -ço unlu u az farkla sa lad klar düflünülürse- Muhafazakar Parti hükümeti için riskli olaca n öne sürerek ikna etmeyi amaçl yordu. Cherwell, tam olarak Robot un savunucular yla ayn safta yer al yordu. 13 Deregülasyon yerine yeniden düzenleme teriminin kullan m amac ( Reregulation - ç.n.), salt düzenlemelerin kld r lmas yerine, son 20 y ld r yeni düzenlemelerin (genelliklepazar temelli kurallar) oluflturdu u karmafl k bir süreç yafl - yor olmam z. (bkz. Phil Cerny The Deregulation and Reregulation in a more Open World, Cerny (1993 içinde):51-85 Bkz. Helleiner (1994) ve Thompson (1995).)

176 Peter Burnham 14 Detaylar için bkz.van Dormael (1997) 15 Kurallar ve keyfiyet karfl laflt rmas üzerine yaz lm fl literatür okumas için bkz.keech (1992:259-78); ve Kydland ve Prescott (1977:473-91). Yeni anayasac l k üzerindeki faydal bir tart flmalar için bkz.gill (1995:399-423; 1998:5-26). hangi bir devlet, paras n n sat n alma gücünün düflmesi gibi bir riskle karfl karfl yayd. Uluslararas döviz piyasalar ndaki saydam ak fllar rezerv müdahalelerini k sa dönemli bir politika olman n ötesinde baflka bir fley olmaktan hariç k ld ndan dolay para politikalar art k döviz kuru yönetimine tamamen ba l d r. Bu mali ve parasal koflullar n net sonucu hükümetlerin enflasyon karfl t güvenilirliklerini artt rma güdüsüne sahip olmalar d r (Thompson, 1995: 1103; Hirst ve Thompson, 1996: 143-51). Bu geliflmeleri, piyasaya devletin üstünde bir güç atfetmek olarak alg lamak, flu anki düzenlemelerin yenili i hakk nda bir çok tart flmaya bilgi ak fl sa layan, çok genel-geçer bir görüfltür. Bu görüflün bir alternatifi ise, finansal piyasalar n yeniden düzenlenmesinin, enflasyonla savaflmak ve bu yolla fiyat istikrar sa lamak ad na ücretlere afla do ru bir bask sa lamak için, hükümetlerin kullanabilece i en güçlü kamusal meflruiyeti sa lad n görmek olacakt r (bu arada tabii ki, devlet yöneticileri, devletler aras finansal odakl rekabetten do an Euro piyasalar n n yarat lmas ndan sorumluydular). 14 Bir çok anlamda, finansal piyasalar n yeniden düzenlenmesi, devletin iflçi s n f karfl s ndaki gücünü artt r r; çünkü fiyat istikrar n n küresel ekonominin en hayati belirleyicisi oldu u ve rekabetin yoklu unun ifl ve kâr kayb na dönüflebilece i gibi bir argüman etkili bir flekilde ileri sürülmektedir (Bonefeld ve Burnham, 1998). Bu anlamda, küreselleflme, sadece bir ideoloji olmaktan çok uzakt r. Fiyat istikrar n n halk taraf ndan para politikalar n n ilk amac ve yüksek ücretlerin de enflasyonun bafll ca nedeni olarak görüldü ü flu anki ortamda, tüm dünyadaki geliflmifl kapitalist devletlerde hükümetler, takdir hakk ndan ise kurallar kendisine temel alan ekonomik stratejiler uygulayarak enflasyonu kontrol alt na almak istediler. 15 Kural temelli yaklafl mlar, hükümetlerin ekonomik politikalar anlam ndaki baz sorumluluklar n hükümet-d fl organlara devir yoluyla yeniden düzenleyerek, ekonomide enflasyon karfl t mekanizmalar kurmay hedefliyorlar. Bu iki flekilde baflar labilir: Birincisi, bu görevleri uluslararas bir rejime, genellikle belirli kurallar koyan uluslararas kurumlara devrederek (Alt n Standard, ERM gibi 16 ). Bu, hükümetin manevra alan n daraltarak sisteme otomatiklik getirmeyi amaçlar. kinci olarak da, görevler, kanunda belirlenen ve bu anlamda hükümetten ba ms z olan ulusal bir kuruma devredilmektedir (örne in mali sorumluluk yasalar yla tamamlanm fl merkez bankas n n özerkli ine do ru yönelimler), Kural-temelli stratejiler, hükümetlerin ekonomik politika yapma süreçlerini apolitiklefltirmeyi (ve bu anlamda hükümeti deflasyonist politikalar n politik sonuçlar ndan korumay ) amaçlarken,

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 177 takdir hakk temelli yaklafl mlar, ulusal hükümetler özellikle gelir politikalar yoluyla enflasyonu kontrol etme anlam nda merkezi bir rol oynad için, olabildi ince politiktirler. 1990 larda apolitiklefltirme stratejileri, sermayenin uluslararas laflmas na efllik etti. Apolitiklefltirme kavram n n bu bölümde, politikan n sosyal ve ekonomik alanlardan tamamen çekilmesi ya da daha basitçe politik etkinin tamamen yok olmas anlam nda kullan lmad n n fark na varmak çok önemli. Aksine, apolitiklefltirmenin kendisi oldukça politiktir. Esas nda, söz konusu olan karar alma sürecinin politik yönünü daha uzakta korunakl bir yere yerlefltirmektir. Bir çok anlamda, devlet yöneticileri apolitiklefltirmenin uzaklaflt r c etkisinden yararlanarak, ekonomik süreçler üzerinde bir kol boyu uzaktan kontrol sa l yorlar. Bunun da ötesinde, apolitiklefltirme stratejileri, politika yapma sürecinin verimlili ini ve güvenilirli ini ilgilendiren beklentileri de- ifltirme amaçlar n gerçeklefltirebilmek için, bürokratik pratiklerin yasal oyunlar na gereksinim duyar. Bu anlamda, apolitiklefltirme, (somut pratiklerle ilgisi olmayan) sadece bir ideoloji de il, içinde devletin politika yapma sürecinin gerçekleflti i haliyle de- iflimleri yans tan, de iflen maddi pratiklerin ideolojik etkilerinin alt n çizen, en güçlü harekete geçirifl biçimidir. K sacas, devletin -biraz da güvenilirli ini artt ran- nötrlü ü çerçevesinde yeni bir kamusal alg lama kurmay amaçlayan bir harekettir. Bir yönetim tekni i olarak apolitiklefltirme, 1990 lardaki Britanya devlet politikas n n üç yönünde çok kolay görülebilir: lk olarak gözlemlenen, bu süreçte yönetimin amaçlar n gerçeklefltirme yolundaki vaatlerinin bir biçimi olarak, tan mlanm fl yetkilerin görev bafl ndaki partiden görünürde apolitik kurumlara devriydi. Bu anlamda en aç k örnek, hükümetin parasal politika alan nda ngiltere Merkez Bankas na operasyonel ba ms zl k verme hamlesiydi. 8 Ekim 1992 de Avam Kamaras Hazine ve Devlet Hizmeti Komitesi ne yollad bir notta Norman Lamant, ERM nin yerine geçecek yeni politikan n ana hatlar n çizdi. Enflasyon karfl t güvenilirlik, politikalar daha fleffaf ve kararlar daha hesap verebilir yapmak amac yla art k Hazine ve ngiltere Merkez Bankas aras ndaki iliflkiyi yeniden yap land rmak yoluyla yarat lmaya çal fl lacakt (bkz. Jay, 1994: 169-205). 1992 Kas m nda Lamant % 1 ile 4 aras bir enflasyon hedefi koydu ve ngiltere Merkez Bankas ndan enflasyon rakamlar n dört ayl k ba ms z raporlar halinde istedi. May s 1993 te Kenneth Clarke yönetimindeki ngiltere Merkez Bankas na faiz oran de iflimlerinin tamamlanmas konusunda karar hakk tan nd. En sonunda fiubat 1994 te, Clarke, para politikas ba lam ndaki karar alma mekaniz- 16 ERM (Exchange rate Mechanism in bafl harfleri):1999 da yürürlü e giren Avrupa Para Birli i nin bir önceki ad m olan Avrupa Para Sistemi (1979) çerçevesinde üye ülkelerin ortak bir sabit kur oran koruma taahhüdü. Sistem, kur oranlar n n dalgalanabilmesi için ± %2.25 gibi bir marj b rakmaktad r. (ç.n.)

178 Peter Burnham 17 Detaylar için bkz. Bonefeld ve Burnham (1998:32-52); ve Smith (1998:2) 18 Yasaman n etkisini iyi özetleyen bir anlat m için bkz. McIlroy (1997:93-122). Kamu sektöründe eme in yeniden örgütlenmesi içn bkz. Fairbrother (1994,1998) ve Carter (1997:65-85) mas için yeni bir çerçeve belirledi: Para politikas yla ilgili kararlar Merkez Bankas Baflkan ve Baflbakan aras nda düzenlenecek toplant larda al nacak ve tutanaklar biraz gecikmeyle de olsa bas na yans t lacakt. Major yönetimi s ras nda bas n taraf nda oldukça iyi yans t lan merkez bankas baflkan - baflbakan tart flmalar, merkez bankas n n ba ms zl na do ru at lan bu a r aksak ad mlar n ne derece güçlü enflasyon-karfl t bir ç pa rejimi oluflturdu unun sorgulanmas na sebep oldu. 1995 te hükümetin tepkisi, fiyat istikrar - n para politikalar n n ana amac olarak yasa baz nda kutsamak ve Banka içerisinde politika oluflturma sürecini destekleyen ba ms z bir Para Politikas Komitesi kurarak Fransa Merkez Bankas n takip etmek oldu. May s 1997 deki Blair baflar s n n uyan fl döneminde, Yeni Sol Lamant ve Clarke taraf ndan bafllat lan reformlar tamamlad. Yeni Zelanda modeli çerçevesinde bir operasyonel ba ms zl k yaratma hamlesi olan Dokuz kiflilik bir Para Politikas Komitesi nin oluflturdu u enflasyon hedefini takip etmek konusunda Merkez Bankas n özgür b rakt. 17 Eme in yönetimi söz konusu oldu unda, yetkilerin iktidardaki partiden al nmas, öncelikle sendikalar n yasal olarak marjinalize edilmesinde, ikinci olarak da dikkati hükümetten mahkemelere çekecek biçimde, hükümet taraf ndan desteklenen sendikalar n yasal sistemi kullan m konusunda ve son olarak da devlet sektörünün yeniden düzenlenmesi ve sözde Yeni Kamu Yönetimi konusunda belli etti kendini. 18 1990 lar n Britanya s nda, apolitiklefltirmenin en aç k görüldü ü ikinci biçim ise, politikalar n hesap verebilirli ini, fleffafl - n ve d flsal kontrolünü görünür bir biçimde artt ran bir tak m önlemler oldu. Mali stikrar Yasas ç kartmak için yap lan yak n zamanl hamleler, (ki genelde Yeni Zelanda daki mali sorumluluk yasalar örnek al nm flt ) ve hükümetin, OECD ve Dünya Bankas ile temas halinde yönlendirilen politikalar, aç kl k ve fleffafl k için yi Uygulama Yasas ç kartma amac bu trendi çok iyi örnekliyor. 1997 Temmuz unda Blair hükümeti mali politikay iki kurala ba lad. Öncelikle ekonomik döngü s ras nda, hükümet sadece yat r m yapmak için borç alacakt (yani kamu harcamalar vergilendirmeyle karfl lanacakt ). kinci olarak hükümet, ulusal gelirin bir kalemi olarak kamu borç düzeyini istikrarl ve sa duyulu tutmak için gerekenleri yapacakt (Hazine Müsteflarl, 1998: 1). Bu çerçevede, hükümet Mart 1998 de mali politikan n kamuoyu gözünde (kredibilitesi olan) güvenilir bir taahhüt ü temsil etmesi gerekti ini ilan etti (Hazine Müsteflarl,1998: 2). Bu taahhüdü görünür k lmak için Merkez Bankas Baflkan hükümet-

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 179 lerin politik kararlar nedeniyle sorumlu tutulabilmeleri için, uçar mali politika riskini ortadan kald rabilmek amac yla söz konusu kanunun yasama taraf ndan kutsanmas gerekti ini savundu (Hazine Müsteflarl, 1998: 3). Kanunun özünde mali politika yönetiminin befl prensibi vard : Politikalar n uygulanmas, sonuçlar n ortaya konulmas ve mali amaçlar n belirlenmesi s ras nda fleffafl k, politika yapma sürecinde mali politikalar n etkisi anlam nda istikrar, kamu maliyesinin yönetiminde sorumluluk, sadece nesiller aras nda olmayan adalet ve kamu sektörü bilançosunun her iki taraf na da hâkim olabilmek için verimlilik. Bu amaçlar yerine getirebilmek için ve daha da önemlisi halka spesifik politikalar n nas l daha önce ilan edilen prensiplerle ba lant l oldu unu gösterebilmek için, hükümet olas Finansal Durum ve Bütçe Raporu nu tekrar sahnelemek (ki bu raporun temel varsay mlar n ortaya koymak ve sonuçlar ve önceki bütçe tahminleri aras ndaki uyuflmazl aç klamak da amaçlar aras ndayd ) ve k sa ve uzun vadedeki mali stratejileri uzlaflt rarak Ekonomik ve Mali Strateji Raporu haz rlad. Buna ek olarak hükümet, hesap verebilirli ini ve fleffafl n artt rmak ve ekonomik varsay mlar ve teamüllerini kontrol alt nda tutabilmek amac yla Ulusal Denetim Ofisi nin sisteme daha yak n bir flekilde dahil edilmesini önerdi. K saca, aç kl k ve hesap verebilirlik temelinde hakl laflt r lm fl bu önlemler yoluyla hükümet, hem temel aktörlerin (özelde kamu emekçileri sendikalar n n) beklentilerini de ifltirmeyi, hem de kendini s k mali politikalar n sonuçlar ndan ba- fl k tutmay amaçl yordu. Sonuç olarak, apolitiklefltirme stratejisi, hükümetin manevra alan n s n rlayan ba lay c kurallar n uygulanmas n ye tutan bir ba lamda gerçekleflti. Avrupa çap nda, bu strateji, temeli ERM ve Avrupa Para Birli i nin 3. safhas na geçiflle ilgili yak nsama kurallar olan sabit kur oran sisteminin tercih edilmesinde de görülebilir. Britanya da 1989 un sonlar na do ru, ERM üyeli i, hükümeti ekonomik durgunlu un sonuçlar ndan korurken enflasyonu düflük tutman n en iyi yolu olarak görülüyordu (Bonefeld ve Burnham, 1996). Major ve Lawson ngiltere Merkez Bankas yla 1990 y l n n bafllar nda ERM ye kat larak ngiltere nin önemli kazan mlar elde edece i noktas nda anlaflt lar. Özelde, endüstrinin iki taraf nda da periyodik kur oran ayarlamalar n ortadan kald rmak, Major a göre, uzun dönem enflasyonist ücret ayarlamalar sonucunu do uracakt. 1980 lerde Thatcher in çözümü, hükümet para arz n kontrolde zorland ve çeflitli parasal önlemler birbiriyle çeliflti i için zay flam fl olan para toplam na odaklanmak oldu (Orta Vade Finansal Stratejisi) (Grant,1993: 56; Bonefeld, 1993: 162-77). Sürdü-

180 Peter Burnham rülebilir bir ERM üyeli i için ön koflul, düflük ücretler ve iflin yo- unlaflmas yoluyla birim emek maliyetini düflürmekti. Enflasyon yükselirken, ERM hükümete d flar dan uygulanan parasal disiplin seçene ini önerdi (Sandholtz, 1993: 38). Aç kça Major yönetimi, ba lay c kurallar baz nda infla edilmifl uluslararas bir rejime kat larak ekonomik uygulamalar n istenmeyen sonuçlar ndan kaç n labilece ini düflünüyordu. Hükümet, ERM üyeli inin iflverenleri düflük ücret oranlar ve iflçi bafl na düflen üretimi korumak için ifl gücüyle karfl karfl ya gelerek, karlar üzerindeki yüksek faiz oran bask s n telafi etmeye yöneltece ini umuyordu. Düflen bir döviz kuru art k ne düflük verimlili i telafi edecekti, ne de pazarl k güçlerini kabul edilmez flartlar kabul etmeye zorlayacakt. ERM, Britanya n n 1925 teki Alt n Standard na dönüflünün bir tekrar yd. Kemer s kma politikas art k küreselleflme dilinde, kurallar la ve d flsal taahhütler le meflrulaflt r labilirdi. Hükümetin bak fl aç s ndan ve daha baflka bir çok aç dan ERM üyeli i ifle yarad. Enflasyon, Ekim 1990 daki % 10.9 luk orandan Eylül 1992 de % 3.7 düzeyine kadar düfltü. Lamant özellikle Ekim 1990 daki büyük yürüyüfle kat lan sendika liderlerinin enflasyona yaklafl m n n u rad büyük de iflikli i müjdeliyordu. Fakat, her fleyin ötesinde, bu apolitiklefltirme süreci, Major u kinci Dünya Savafl ndan sonra en kötü ikinci ekonomik durgunlu un üstesinden gelmesini ve görev süresini bir dönem daha uzatmas n sa lad. (Bonefeld ve di erleri,1995). Daha genifl bir ba lamda, kural-temelli stratejilerin kullan lmas, hükümetin, Dünya Ticaret Örgütü gibi yeni uluslararas kurumlara, özellikle de örgütün can damar olan daha önceki ayn anlaflma prosedürlerini entegre etmifl ve DTÖ nün kurallar n uygulayan anlaflmazl k giderme mekanizmas na, deste inde görülebilir. 19 Bu bölümün argüman, emek, devlet ve sermaye aras ndaki içsel ve hayati iliflkileri kavramsallaflt rarak, küreselleflme çal flmalar ba lam nda çok rastlanan devletin gelece i konusundaki belirsiz genellemelerin önlenebilece iydi. Bence, bu noktada, 1990 larda bir çok apolitiklefltirme stratejisi ve uluslararas laflma süreci taraf ndan tan mlanan devlet yönetimini analiz etmek çok daha anlaml. Üretim, meta ve para ba lam nda anlam bulan sermayenin yeniden üretimi, (popüler olarak küreselleflme olarak tan mlanan), kapitalist ekonominin temel özelliklerini dönüfltürmedi henüz. Ekonomik mucize ve yeni paradigma gibi söylemlere karfl n, hükümetlerin ve sermayenin karfl laflt temel problemler hala de iflime u ramad. n

Küreselleflme, Apolitiklefltirme ve Modern Ekonomi Yönetimi 181 Referanslar Albert, M. (1993) Capitalism vs. Capitalism, New York: Four Walls Eight Windows. Barker, C. (1978) A Note on the Theory Capitalist States, Capital and Class, 4. Block, F. (1977) The Origins of International Economic Disorder, London: University of California. Bonefeld, W (1992) Social Constitution and the Form of Capitalist State Bonefeld W., Gunn R. ve Psychopedis, K.(der.) Open Marxism,Vol.I içinde, London: Pluto. Bonefeld, W. (1993) The Recomposition of the British State During the 1980s, Aldershot: Dartmouth Bonefeld, W. ve Burnham, P. (1996) Britain and the Politics of European Exchange Rate. Mechanism, Capital and Class, 60. Bonefeld, W. ve Burnham, P. (1998) The Politics of Counter-Inflationary Credibility in Britain, 1990-1994, Review of Radical Political Economics, 30(1). Bonefeld, W. ve Holloway, J. (der.) (1991) Post-Fordism and Social Form, London: MacMillan. Bonefeld, W. ve Holloway, J (1995) Money and Class Struggle, Bonefeld, W. ve Holloway, J (der.) Global Capital, National State and the Politics of Money içinde, London: MacMillan. Bonefeld, W., Brown A. ve Burnham, P. (1995) A Major Crisis? The Politics of Economic Policy in Britain in the 1990s, Aldershot: Dartmouth. Bromley, S. (1991) The Politics of Postmodernism, Capital and Class, 45. Bukharin, N. ([1915] 1972) Imperialism and World Economy, London: Merlin. Burnham, P. (1990) The Political Economy of Postwar Reconstruction, London: MacMillan. Burnham, P. (1991) Neo-Gramscian Hegemony and the International Order, Capital and Class, 45. Burnham, P. (1995) Capital, Crisis and the International State System, Bonefeld, W. ve J. Holloway (der.) Global Capital, National State and the Politics of Money içinde, London: MacMillan. Burnham, P. (1997) Globalisation: States, Markets and Class Relations, Historical Materialism, 1 Caincross, A. (1985) Years of Recovery, London: Methuen. Carter, B. (1997) Restructuring State Employment, Capital and Class, 5. Cerny, P. (der.) Finance and World Politics, Aldershot: Edward Elgar. Clarke, S. (1978) Capital, Fractions of Capital and the State, Capital and Class, 5. Clarke, S. (1982) Marx, Marginalism and Modern Sociology, London: MacMillan. Clarke, S. (1988) Keynesianism, Monetarism and the Crisis of the State, Aldershot: Edward Elgar. Clarke, S. (der.) (1991) The State Debate, London: Macmillan. Cox, R. (1987) Production, Power and World Order, New York: Columbia University. Cox, R. (Sinclair T. ile birlikte ) (1996) Approaches to World Order, Cambridge: Cambridge University. de Brunhoff, S. (1978) The State, Capital and Economic Policy, London: Pluto Dimsdale, N. (1991) British Monetary Policy since 1945 Crafts, N. ve N. Woodward (der.), The British Economy since 1945 içinde, Oxford: Oxford University. Fairbrother, P. (1994) Politics and the State as Employer, London: Mansell. Fairbrother, P. (1998) State Restructuring and Implications for Trade Unions: The Case of United Kingdom, Emek Çal flmalar Konferans nda sunulmufl yay mlanmam fl çal flma, University of Warwick, Mart. Gide, C. ve C. Rist (1915) A History of Economic Doctrines, London: Harap. Gill, S. (1995) Globalisation, Market Civilisation and Disciplinary Neoliberalism, Millenium, 24: 3. Gill, S. (1998) European Governance and New Constitutionalism: Economic and Monetary Union and Alternatives to Disciplinary Neoliberalism in Europe, New Political Economy, 3: 1. Gilpin, R. (1987) The Political Economy of International Relations, Princeton: Princeton University. Glyn, A. (1995) Social Democracy and Full Employment, New Left Review, 211. Goldthrope, J. (1978) The Current Inflation, Hirsch F. ve J. Goldthrope (der.), The Political Economy of Inflation içinde, London: Martin Robertson. Grant, W. (1993) The Politics of Economic Policy, Hemel Hemstead: Harvester.

182 Peter Burnham Harman, C. (1996) Globalisation: a critique of a new ortodoxy, International Socialism, 73 (Winter). Hatton, T. ve K. Chrystal (1991) The Budget and Fiscal Policy, Crafts N. ve N. Woodward (der.), The British Economy Since 1945 içinde, Oxford: Oxford University. Held, D. (1995) Democracy and the Global Order, Cambridge: Polity. Helleiner, E. (1994) States and the Re-emergence of Global Finance, New York: Cornell University.. Higgott, R. (1997) Globalisation, Regionalism and Localisation, IPE/NPE Konferans nda sunulmufl yay mlanmam fl çal flma, University of Birmingham. Hirst, P. ve G. Thompson (1996) Globalisation in Question, Cambridge: Polity. HM Treasury (1998) A Code for Fiscal Stability, London: HMSO. Holloway, J. (1991) In the beginnning was the scream, Common sense, 11. Holloway, J. (1994) Global Capital and the National State, Capital and Class, 52. Holloway, J. ve S. Picciotto (1977) Capital, Crisis and the State, Capital and Class, 2. Horkheimer, M. ([1937] 1976) Traditional and Critical Theory, Connerton, P. Critical Sociology içinde, London: Penguin. Jay, P. (1994) The Economy 1990-1994, Kavanagh D. ve A. Seldon (der.), The Major Effect içinde, London: Macmillan. Jessop, B. (1994) The Transition to Post-Fordism and the Schumpeterian Workfare State, Burrows, R. ve B. Loader (der.), Towards the Post-Fordist Welfare State içinde, London: Routledge. Kalecki, M. (1971) Selected Essays on the Dynamics of the Capitaist Economy 1933-1970, Cambridge: Cambridge University. Keech, W. (1992) Rules, Discretion nd Accountability in Macroeconomic Policymaking, Governance, 5: 3. Kydland, F. ve E. Prescott (1977) Rules Rather than Discretion, Journal of Political Economy, 85: 3. Marceau, G. (1997) NAFTA and WTO Dispute Settlement Rules, Journal of World Trade, 30: 2. Marx, K. ([1867] 1976) Capital, Vol I, London: Pelican. Marx K. ve Engels F. (1848) The Communist Manifesto (farkl ). Matthews, R. (1968) Why Has Britain Had Full Employment Since the War?, Economic Journal, 78. Matyas, A. (1985) History of Modern Non- Marxian Economics, London: Macmillan. McIlroy, J. (1997) Still Under Siege: British Trade Unions at the Turn of Century, Historical studies in Industrial Relations, 3 (Mart). Ohmae, K. (1990) The Borderless World, New York: Fontana. Ohmae, K. (1995) The End of the Nation State, New York: Free. Panitch, L. (1994) Globalisation and the State, Socialist Register 1994, London: Merlin. Perlman, F. (1973) Introduction, Rubin I. Essays on Marx s Labour Theory of Value içinde, Montreal: Black Rose. Petersmann, E. (der.) (1997) International Trade Law and the GATT/WTO Dispute Settlement System, Amsterdam: Kluwer Law. Procter, S. (1993) Floating Convertibility, Contemporary Record, 7: 1. Radice, H.(1997) The question of globalisation, Competition and Change, 2: 2. Robertson, W. (1890) Works, Vol II, Edinburg: Thomas Nelson. Rosenberg, J.(1994) The Empire of Civil Society, London: Verso. Rukstad, M. (1989) Macroeconomic Decision Making in the World Economy, London: Dryden Sandholtz, W. (1993) Choosing Union, International Organisation, 47: 1. Sinclair, T. (1996) Beyond International Relations Theory: Robert Cox and Approaches to World Order, Cox, R. (Sinclair T. ile birlikte) Approaches to World Order içinde, Cambridge: Cambridge University. Smith, D. (1993) From Boom to Bust, London: Penguin. Smith, D. (1998) Pounded by interest rates, Sunday Times (Business bölümü), 15 Mart.