YARGIDA ÇİFTE STANDARTA SON HASAN POLAT A ÖZGÜRLÜK HASAN POLAT MÜEBBET HAPİS HÜKÜMLÜSÜ OLARAK 20 YILI AŞKIN ZAMANDIR TUTSAK! AİHM ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLAL EDİLDİ, YARGILAMANIN YENİLENMESİ GEREKİR DEDİ! DAVAYI YENİDEN GÖREN İSTANBUL 9. AĞIR CEZA MAHKEMESİ, ÖNCEKİ HÜKMÜN ONAYLANMASINA KARAR VERDİ VE İNFAZI DURDURMADI! DAVANIN TEMYİZ İNCELEMESİ YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ TARAFINDAN 9 TEMMUZ 2014 GÜNÜ GÖRÜLECEK: AİHM İHLAL KARARI IŞIĞINDA KARARIN BOZULMASINI, MÜVEKKİLİMİZ HAKKINDA İNFAZ DURDURMA KARARI VERİLMESİNİ İSTİYORUZ YARGITAY 9. CEZA DAİRESİ NDE 9 TEMMUZ DA GÖRÜLECEK DURUŞMA İÇİN DAYANIŞMAYA, BİZİMLE BİRLİKTE; #YargıdaÇifteStandartaSon #HasanPolataÖzgürlük DEMEYE ÇAĞIRIYORUZ EZİLENLERİN HUKUK BÜROSU ezilenlerin.hukuku@gmail.com Twitter.com/@EzilenlerinHB Facebook.com/EzilenlerinHB Dava Dosyası İçin: Av. Özlem GÜMÜŞTAŞ (İstanbul) 0532 7961189 1
GİRİŞ Müvekkilimiz Hasan Polat, 30 Nisan 1991 yılında gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Müvekkil hakkında örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle İstanbul 1 No lu Devlet Güvenlik Mahkemesi nin 1991/188 E. Sayılı dava dosyası açılmıştır. Müvekkil hakkında örgüt üyeliği gerekçesiyle başka bir dava daha açılmış her iki dava Mahkeme nin 22 Eylül 1998 tarihli kararı ile birleşmiştir. 10 Aralık 2002 tarihinde İstanbul 1 No lu DGM başvurucu müvekkil hakkında müebbet hapis cezasına hükmetmiştir. 3 Nisan 2002 tarihinde de Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı onamıştır. Başvurucu müvekkil avukatı aracılığıyla 2 Ekim 2003 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne başvuruda bulunmuştur. AİHM in başvurucu müvekkil lehine 32489/03 sayılı ve 22 Eylül 2009 tarihli kararı; AİHS 6. Maddenin ihlal edildiğini ifade etmektedir. Mahkeme ihlalin giderilmesi için şu yolu işaret etmektedir; AİHM e göre bir kimsenin mevcut davada olduğu gibi, AİHS nin gerekli kıldığı bağımsız ve tarafsız olma koşullarını yerine getirmeyen bir mahkeme tarafından cezaya mahkum edildiği sonucuna ulaşıldığında, ilgilinin talebi üzerine yeni bir dava açılması ya da yargılamanın yenilenmesi, tespit edilen ihlalin telafi edilmesi için prensip olarak en uygun yolu teşkil edecektir. YARGILAMANIN YENİLENMESİ SÜRECİ İç hukuktaki düzenleme: 5271 Sayılı CMK Yargılamanın yenilenmesi, Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi nedenleri başlıklı 311. Madde: (1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür: f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Bu hâlde yargılamanın yenilenmesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde istenebilir. İnfazın geri bırakılması veya durdurulması başlıklı 312. Madde; (1) Yargılamanın yenilenmesi istemi hükmün infazını ertelemez. Ancak mahkeme, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebilir. AİHM ihlal kararı üzerine müvekkil hakkında talepte bulunulmuş ve İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi (Eski CMK 250. Madde İle Görevli) 28 Eylül 2010 tarihinde davanın yeniden görülmesine başlamıştır. Yargılamada; olay tutanağının imzacısı olan polis memurlarının ifadeleri alınmıştır. Savunma olarak tanık dinletme talebimiz ve olayda kullanılan silahın sahibi olan kişinin dinlenmesi yönündeki taleplerimiz ise reddedilmiş, tutanak imzacısı bir tanık polis memuru ise itirazımıza rağmen talimatla dinlenmiştir. Tüm duruşmalarda infaz durdurma talebimiz reddedilmiştir. Mahkeme bu talebin reddinde herhangi bir gerekçe açıklamamıştır. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi (Eski CMK 250. Madde İle Görevli) Mahkemesi 12.11.2013 tarihli duruşmada: Hükümlü Hasan Polat ın hakkında CMK 311 ve devam maddelerine göre yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİ ile, CMK 323/1 maddesi uyarınca, mahkememizin 1991/188 E., 2002/355 karar sayılı ilamı ile hükümlü sanık hakkında 765 sayılı TCK nun 146/1, 59/1 maddeleri gereğince verilen ve Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen MÜEBBET HAPİS CEZASI ile cezalandırılmasına dair hükmün ONAYLANMASINA, Hükümlü hakkındaki infazın aynen devamına şeklinde hüküm kurmuştur. 2
MÜVEKKİLİMİZİN ANLATIMI İLE YARGILAMANIN YENİLENMESİ SÜRECİ: 3
ANAYASA MAHKEMESİ BALYOZ DAVASI OLARAK BİLİNEN DAVADA İHLAL KARARI VERMİŞ, YEREL MAHKEMECE YARGILAMANIN YENİLENMESİ YOLUNA GİDİLEREK İNFAZ DURDURMA KARARI VERİLMİŞTİR Anayasa Mahkemesi Balyoz davası olarak bilenen davada adil yargılanma hakkı yönünden ihlal kararı vermiş, yargılamanın yenilenmesi konusunda içtihat oluşturmuş, karara uyan yerel mahkeme de infaz durdurma yoluna giderek müvekkil bakımından da emsal teşkil edecek bir karar oluşturmuştur. Yargılamanın yenilenmesi ve infaz durdurma kararı Şike davası olarak bilinen davada da verilmiştir. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 23.06.2014 tarih, 2014/236 Değişik İş sayılı karar ile 6526 sayılı kanunla yapılan düzenlemeleri dikkate almış, bu düzenleme öncesi yapılan yargılamanın ihlal olduğuna karar vererek, eski hükmü bozmuş ve yeniden yargılamanın önünü açmıştır. Yerel mahkeme bu kararla birlikte infazın durdurulması yönünde de karar vermiştir. Mahkeme bu kararı Anayasa Mahkemesi nden gelen bir ihlal tespiti olmaksızın re sen yapmıştır. SONUÇ OLARAK AİHM ve iç hukukumuzda güncel olarak Anayasa Mahkemesi AİHS 6. Madde, Anayasa 38. Maddeler yönünden adil yargılanma hakkının ihlali kararı karşısında yargılamanın yenilenmesini mağduriyetin giderilmesi bakımından temel ve etkin bir yol olarak görmektedir. AİHM in pek çok kararında ve Bakanlar Komitesi raporlarında yargılamanın yenilenmesi ile ilgili olarak eski hale getirme ilkesi ve amacından bahsedilmektedir. Öte yandan CMK sistematiğinde ihlal sonucu yapılacak olan yargılamanın yenilenmesinde sanığın ihlal devam ettiği sırada mağduriyetinin önlenmesi bakımından infazın durdurulması veya ertelenmesi sistemi öngörülmüştür. Burada esas olan ihlale neden olan karar yargılamanın yenilenmesi ile gözden geçirilirken, ihlalle karşı karşıya bulunan mağdurun özgürlük ve güvenlik hakkının korunmasıdır. Müvekkilimiz Hasan Polat yönünden bu ilkelere uygun bir yargılama yapılmamıştır. Mağduriyet dosyanın temyiz incelemesi için bulunduğu Yargıtay aşamasında da sürmektedir. Müvekkil bu dosya kapsamında 20 yılı aşkın zamandır TUTUKLUDUR. Balyoz, Şike davalarında verilen yargılamanın yenilenmesi ve infaz durdurma kararları müvekkilin yargılanmakta olduğu davada verilmemiştir. Bu durumu ayrımcı bir uygulama olarak görmekte, çifte standart olarak değerlendirmekteyiz. Mahkemelerce taraflı hareket edilerek aynı hukuki statüde bulunan sanıklar hakkında ayrımcı uygulamalar yapılmaktadır. Bu durum yasa önünde eşitli ilkesi ne aykırıdır. Oysaki Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin 14. Maddesi, yine Anayasa nın 10. maddesi ve diğer yasal düzenlemeler gereği vatandaşlar arasında siyasi görüş farklılığı vb. nedenlerden ötürü ayrımcılık yapılamaz. Aynı şekilde bütün yargıçlar açısından bağlayıcı konumdaki Bangolar Yargı Etiği İlkeleri gereği yargıçların görev yaparken tarafsız olması ve kendilerine tanınan yetki ve görevlerini kötüye kullanmaması gerekmektedir. Bu sebeple; Müvekkil hakkında Yargıtay 9. Ceza Dairesi nde 9 Temmuz günü duruşmalı olarak yapılacak temyiz incelemesinde; - Hükmün bozularak, yargılamanın yenilenmesi için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine, - İnfazın durdurulmasına karar verilmesi gerekmektedir. 4
MÜVEKKİLİMİZİN KENDİ ANLATIMINDAN: HASAN POLAT KİMDİR? 20 Ocak 1971 yılında Gümüşhane ili Şiran ilçesi Susuz köyünde yoksul işçi-emekçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Babam bir maden işçisidir. Annem ev kadını ve çiftçidir. Toplam 7 kardeşiz. Kürt ve Alevi bir aileden geliyorum. İlkokulu köyümde, ortaokulu Erzincan Ulalar da okudum. Ailem tarafından lise eğitimi için İstanbul a gönderildim. Kartal Yakacık Endüstri Meslek Lisesi ni bitirdim. Bir kimya-boya fabrikasında okul stajı olarak başlayan işçilik hayatıma stajın ardından teknisyen laborant olarak devam ettim. Lise yıllarında devrimci hareketle tanıştım. 1986 yılında devrimci-komünist hareketle başlayan ilişkim bugüne kadar devam etti. 30 Nisan 1991 tarihinde aynı liseden ve mahalleden bir arkadaşımın evinde gözaltına alındım. 13 gün süren işkenceli sorgulamanın ardından tutuklanarak hapishaneye gönderildim. Hapishanedeyken üniversite sınavlarına girdim, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu nu kazandım. Hapisten çıktıktan sonra da işkence ve gözaltılar, kaçırıp kaybetme girişimleri oldu. Gazi katliamının ardından 30 Mart 1995 yılında bir kez daha sokak ortasında kaçırılarak gözaltına alındım. İki gün gözaltı kaydı yapılmadı. Gizli bir işkence-sorgu merkezinde tutuldum. Üzerimde infaz-ölüm provası yapıldı. Ailem ve arkadaşlarımın eylemli çabası sonucu gözaltında tutulduğum kabul edildi. İkinci kez kaçırılarak kaybedilmekten kurtuldum. Aynı süreçte Hasan Ocak da polis tarafından kaçırıldı. Gizli bir işkence merkezinde işkenceyle katledilip Kimsesizler Mezarlığı na gömüldüğü yürütülen mücadeleyle açığa çıkartıldı. Gözaltının ardından ikinci kez tutuklanarak Bayrampaşa Kapalı Hapishanesi ne konuldum. 12 Mart 1995 tarihinde İstanbul Gazi Mahallesi ne kontrgerilla güçlerince yapılan katliam saldırısına karşı başkaldıran Gazi halkının haklı ve meşru isyanında yer aldım. Bu yüzden halkı isyana tahrik ve isyan yönetmek suçlamasıyla İstanbul 1 No lu Devlet Güvenlik Mahkemesi nde (DGM) yargılanmaya başladım. DGM de halkın faşizme, kontrgerilla cinayet ve katliamlarına karşı haklı ve meşru başkaldırısını savundum. 20 li yaşlarımın başında hapishaneyle tanıştım. Hapishanelerdeki tüm direnişlere katıldım. Açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinde yer aldım. 19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında 20 hapishaneye eş zamanlı biçimde yapılan Hayata Dönüş adlı katliam operasyonunu Gebze Hapishanesi nde yaşadım. Katliam operasyonundan 2 ay sonra zorla Tekirdağ 1 No lu F Tipi Hapishanesi ne sevk edildim. Tüm devrimci tutsaklar gibi F Tipi hapishanesinde fiziki işkencelere ve aşağılamalara maruz kaldım. 3 ay tek başıma tekli hücrede tutuldum. Tüm bu süreçlerde politik tutsakların direniş eylemlerinde yer aldım. 20 küsur yıldır hapishanedeyim. Komünist devrimci kimliğimle siyasi mücadelemi hapishanede sürdürüyorum. Hapishanede siyasetçi kimliğimin yanı sıra çeşitli konularda sanat ve siyaset dergilerine yazılar yazıyorum. 5