8.BÖLÜM: FİZYOKRATİK İKTİSADİ DÜŞÜNCE. Fizyokrasinin Doğduğu Siyasî ve Ekonomik Atmosfer

Benzer belgeler
İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

DR. Caner Ekizceleroğlu

MERKANTİLİZM-FİZYOKRASİ. Doç.Dr.Dilek Seymen

4)Yukarıdaki 3 temel varsayım altında ekonomi daima tam istihdamdadır ve fiyatlar genel seviyesi istikrarlıdır.

Genel Ekonomi Dersi. Dr. Osman Orkan Özer

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

FİZYOKRASİ,LAİSSEZ-FAİRE GÖRÜŞÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

ÜNİTE:1. Erken Ticaret Teorileri ÜNİTE:2. Neoklasik Dış Ticaret Teorisi Araçları ÜNİTE:3. Neoklasik DışTicaret Teorisi: Denge Analizi ÜNİTE:4

Uluslararası Tarım ve Gıda Politikası II

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

ULUSLARARASI İKTİSAT Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

MAKROEKONOMİK ANALİZİN ALTYAPISI: TEMEL MAKROEKONOMİK İLİŞKİLER

ONBĠRĠNCĠ BÖLÜM BÜYÜME, KALKINMA VE YOKSULLUKLA MÜCADELE

Dersin Planı (Bu ders sunumunun hazırlanmasında büyük ölçüde Nevzat Güran ve Sadık Acar ın ders notu ve kitaplarından yararlanılmıştır)


İktisadi Düşünceler Tarihi (ECON 316) Ders Detayları

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

ULUSLARARASI ĐKTĐSAT. Yrd.Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.ĐĐBF Đktisat Bölümü

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

AKÖREN ALİ RIZA ERCAN MYO

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

Tarım Politikasının Uygulama Alanları

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

d. Devlet anlayışında meydana gelen değişmeler e. Savaş ve savunma harcamalarındaki artış b. Sivil toplum örgüt a. Tarafsız maliye b.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı Ekonomide Kıtlık ve Tercih

MALİYE ANABİLİM DALI ORTAK DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS. Dersin Adı Kod Yarıyıl T+U AKTS

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİNİN ULUSLARARASI BOYUTU

BASIN TANITIMI TÜRKİYE DE BÜYÜMENİN KISITLARI: BİR ÖNCELİKLENDİRME ÇALIŞMASI

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm BİR BİLİM OLARAK İKTİSADİ DÜŞÜNCE TARİHİ...9

İçindekiler kısa tablosu

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İktisat Tarihinde Klasik Öncesi Döneme Genel Bir Bakış: Merkantilist ve Fizyokrat Dönemler

VERGİ TEORİSİ NEDİR? Vergilendirmede dört temel: -Vergi teorisi -vergi hukuku -vergi tekniği -ulusal ve uluslararası vergi sistemi

Doç.Dr.Dilek Seymen DEÜ.İİBF İktisat Bölümü

DR. BEŞİR KOÇ KALKINMA

MALİYESİ KISA ÖZET KOLAYAOF

İşletmenin temel özellikleri

Ekonomi Dersi (BSU 105) Doç. Dr. Türkmen Göksel e-posta: Ankara Üniversitesi / Siyasal Bilgiler Fakültesi / İktisat Bölümü

Tarımsal Gelir Politikası/Amaç

İktisat Tarihi II

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

MERKANTİLİSTLER VE FİZYOKRATLARIN DIŞ TİCARET İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ: ÖZET BİR BAKIŞ

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

ULUSLARARASI İKTİSAT TEORİSİ

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

1. Devletin Piyasaya Müdahalesi ve Fiyat Kontrolleri

BAHAR DERS MALİYE POLİTKASINA GİRİŞ MALİYE POLİTİKASI II ESOGU İİBF MALİYE BÖLÜMÜ. Yrd.Do.Dr. Murat ASLAN

KPSS. A Grubu. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pra k bilgiler kri k notlar ilgi çekici görseller

DÜNYA TARIM ÜRÜNLERİ TİCARETİ

Keynesyen Politikaların Toplumsal Değeri Üzerine: Keynes e Karşı Marx. John Eaton, Keynes e Karşı Marx, Evrensel Basım Yayın, İstanbul, 2009

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

Ekonomi II. 24.Ekonomik Büyüme ve Ekonomik Kalkınma. Doç.Dr.Tufan BAL

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora

1. Giriş Giriş...19

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

Sanayi Devriminin Toplumsal Etkileri

İktisat Tarihi II. XI. Hafta

TARIM POLİTİKASININ ARAÇLARI Ulusal Tarım Politikası Araçları

Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı

Türkiye de Yabancı Bankalar *

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

KAMU MALİ YESİ Liberalizmin öncüleri Fizyokratlardı Transfer harcamaları n unsurları : Faiz ödemeleri, Fon ödemeleri, Kamulaş

1. Devletin Piyasaya Müdahalesi ve Fiyat Kontrolleri

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

Faktör Donatımı Teorisi (Heckscher Ohlin) Karşılaştırmalı Üstünlüklere Eleştiri. Heckscher Ohlin Modelinden Çıkartılan Teoremler

ULUSLAR ARASI TARIMSAL İLİŞKİLER. Prof.Dr.Emine Olhan

Dış Ticaret Politikası-Giriş Dr. Dilek Seymen Dr. Aslı Seda Bilman

FİZYOKRASİ, LAİSSEZ- FAİRE GÖRÜŞÜNÜN ORTAYA ÇIKIŞI

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

Komisyon MALİYE ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

İktisat Tarihi II. 26 Mayıs 2017

Doç.Dr.Gülbiye Yenimahalleli Yaşar

ÇEVRESEL TARIM POLİTİKASI

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

Transkript:

8.BÖLÜM: FİZYOKRATİK İKTİSADİ DÜŞÜNCE Fizyokrasinin Doğduğu Siyasî ve Ekonomik Atmosfer Fizyokrasi kelimesi (physiocratie, physiocracy) etimolojik olarak gerçek, doğa, düzen, doğayı sevmek gibi anlamlara gelmektedir. Fizyokratik İktisadî düşünce 18. yüzyılda Fransa da doğmuştur. Geniş verimli toprakları ve zengin ürün çeşitliliği ile tarımın önemli bir sektör olduğu Fransa da, merkantilist politikalar sonucunda tarım hep savsaklanmış ve ikinci plana itilmiştir. Merkantilist dönemde, feodal uygulamalardan arta kalan çok sesliliğe başkaldırarak kraldan düzen ve müdahale talep eden tüccar grupları, yaklaşık 100 yıl sonra bu müdahalelerin kaldırılması ve özgürlük istemiyle baskı yapacaklardı. Geç ortaçağ döneminde şehirleşme hızla sürüyor, artan nüfus, tarım sektöründen sanayi sektörüne eklemleniyordu. Şehirlerin beslenebilmesi problemi 18.yy da İngiltere parlamentosunu kurarak istikrarı sağlasa da Fransa XV. Lui döneminde istikrarı sağlayamadı; Ekonomi, devletin baskı ve kontrolü altında kötü bir görünüm sergiliyordu. 1756-1763 döneminde Fransa ve İngiltere arasında Yedi Yıl Savaşları vardı ve sonuç Fransa için bir hezimet olmuştu. İç karışıklıklarla karşı karşıya kalan Fransa ihtilale doğru gidiyordu. 18. yüzyıl boyunca köylülerin, yani ziraî üreticilerin durumu yürekler acısıydı. Toprakların 1/3'ü din adamlarının, 1/3'iı asillerin ve geriye kalanı da köylülerindi. Köylülerin aynı zamanda krala, ruhban sınıfına ve asillere karşı ödevleri ve ödemekte olduğu çok çeşitli ve ağır vergiler vardı. Feodal asillere karşı davranış biçimlerini belirleyen kurallar da söz konusu idi. Köylülerin fakir görünümlerine rağmen Paris te ve diğer kentlerde hızla büyüyen bir toprak aristokrasisi oluşmaya başlamıştı. Toprakta aristokrasinin büyümesine paralel olarak büyüyen şehirli nüfus açık bir biçimde gıda talebinde bir artış anlamına geliyordu. Yükselen gıda malları fiyatı düşük teknoloji ve verimlilik toprak rantı artışı 18. yüzyılda Fransa nın nüfusu da artıyordu. 1733 yılından 1818 yılına kadar fiyatlar sürekli artış eğilimi göstermişti. İhtilal sonrası bir dizi kökten reform yapıldı: Başta dar gelirli köylüler olmak üzere Fransızlar, feodal toplum yapısından kurtulmuşlardı. 1791 yılında loncalar kaldırılmış ve bireylerin istedikleri işi yapmaları konusunda özgürlük tanınmıştı.

İl teşkilâtları kurulmuş, iç gümrükler kaldırılmış, ticaretin önündeki yapısal engeller bertaraf edilmiş, eğitime önem verilmeye başlanmıştı. Bu dönem aynı zamanda aydınlanma adı verilen dönemle de kısmen çakışmaktaydı. Louis XV döneminde Fransa, sanayileşmede önemli gelişmeler yapmasına rağmen, müdahalecilik had safhaya ulaşmıştı ve tarım ihmal edilmişti. Konulan katı kurallar, rüşvet ve yolsuzluklar aracılığı ile esnetiliyordu. Mevcut yapı içinde lonca örgütlenmeleri de, kendi çıkarlarını kovalayan ve bu nedenle de üretimin artırılması önünde engel olan bir yapı olarak varlıklarını sürdürüyorlardı. Bu atmosfer altında, François Quesnay başta olmak üzere P. Buisguilbert, M. Vauban, Montesquieu, R. Cantillon, Dupont de Nemours, J. C. de Goumay, Turgot gibi düşünürler yeni düşünceler ileri sürmeye başladılar. Kendi kendine yetebilen bir ülke düşüncesi Montesquieu, J. Locke, J. J. Rousseau, J. Bentham, David Hume gibi düşünürler de doğal düzen, özgürlük, bireysel haklar ve faydacılık üzerinde yoğunlaşmaktaydılar. Fizyokrasi bu gelişmelerden etkilenerek bir ayağı ile Fransa nın ekonomik olarak kendine yetebilmesi düşüncesine, bir ayağı ile de doğal düzen ve özgürlük düşüncesine bağlı bir iktisat okulu olarak Fransa'da doğmuş ve bazı İktisadî görüşleri ile klasik iktisatçılara ve başkalarına ilham kaynağı olmuştur. (1760-1770): düşüncenin teorik gücünün ve kapsayıcılığının zayıflığı nedeniyle ve daha çok Fransa ile ilgili olması nedeniyle kısa sürmüştür. Fizyokratik Düşüncenin Temel İlkeleri İktisadi düşünce tarihinde bütünlüğe sahip, tutarlı ve bir yöntem izleyen, aynı zamanda da bir ekol niteliği gösteren düşünceler ilk kez fizyokratlar tarafından ileri sürülmüştür. 18. yüzyılın ikinci yansının başlarında Dr. François Quesnay (1694-1774) tarafından, düşünsel platformda kurulmuş ve sistemli düşünceler ileri sürmeye başlamıştır. En genel biçimde düşüncelerini, tarımsal üretimin fazla ürünün tek kaynağı olduğu, bunun için, alınacak vergilerin de tarımsal üretimden alınması gerektiği ve doğal olana, yani Tanrı nın yeryüzünde tesis ettiği düzene güven duyulması gerektiği etrafında toplamak mümkündür. Doğal işleyişe devlet müdahale etmemeli, yalnızca sistemin düzgün işleyişini sağlamalıydı. Fizyokratlar, aynı zamanda, tarımın net hasılayı sağlayan tek sektör olduğunu iddia ettiler. Para onlara göre servetin tek kaynağı değil, piyasa işlemlerinin yapılmasını kolaylaştıran bir aracıdan ibaretti. Gerçek zenginlik, doğanın zenginliği, yani net hasılayı sağlayan tarımsal üretimdi. Quesnay: Ekonomik Tablo (Table au Economique)

Bir milli gelir akımının toplum içindeki dolaşım sürecinin ilk kez incelendiği bir analizdir. Fizyokratik doktrin doğal düzenci (özgürlük) ve tarımcı olmak üzere iki temel özellikle tanımlanabilir. Quesnay in düşünceleri birbirleri ile bir uyum oluşturur; sistematik ve bütüncüldür. Quesnay, iktisadi düşünce bağlamında makro yaklaşım izleyen ilk düşünür olarak da değerlendirilebilir. Quesnay ilk kez tümdengelim yöntemini İktisadî olayların yorumlanmasına uyarlamış ve olaylar arasında mantıksal bir ilişki kurma çabası içine girmiştir. Ekonomik Tablo, bu sistemli analiz çabasıyla birlikte milli gelir, gelirin üretilmesi ve toplumsal sınıflar arasında dağılımı gibi birçok konuda bir ilk çalışma olarak değerlendirilmelidir. Fizyokratlar ilk olarak, bilimsel yöntemleri kullanmak suretiyle iktisadı bilimsel temeller üzerine oturtmuşlardır. fazlalık ya da net üretim düşünceleri rant teorisi Fizyokratlar aynı zamanda vergi teorisine, toplumdaki sınıflar arasındaki ekonomik ilişkilere ve özellikle Smith ve Ricardo nun, gelirin üç sınıf arasında nasıl dağılıyor olduğuna ilişkin teorilerini oluştururken önemli düşünsel katkılar da sağlamışlardır. Fizyokratik düşüncenin oluşmasında Victor R. Mirabeau (1715-1789), Dupont de Nemours (1739-1817), Anne R. Turgot (1727-1781) ve François Quesnay gibi düşünürlerin katkısı olmakla birlikte, doğal düzen, net hâsıla, tek vergi ve gelir dağılımı tablosu gibi konuların netleştirilmesi Quesnay ın çalışmaları ile netlik kazanmıştır. Doğal Düzen ve Fizyokratik Yöntem Fizyokratlar, J. Locke, Montesquieu, Rousseau gibi düşünürlerin de katkısıyla saf bir doğal düzen savunucusu olmuşlardır. Doğal düzen düşüncesi, bütün kâinatta olduğu gibi bu kâinatın bir parçasını temsil eden toplumda da ulaşılması gereken bir sosyal düzenin olduğu ve bunun ortaya çıkarılması gerektiği inancına dayanıyordu. İnsanlar tarafından biçim verilmiş olan yapay düzenin de, keşfedilmiş olan bu doğal düzene uydurulması ve ona yaklaştırılması gerekliydi. Bu bakış açısında, iktisat bilimini ve toplumsal yapıyı incelemeye alan sosyal bilimleri, fizik ve kimya gibi pozitif bilimlere yaklaştırma gayreti göze çarpmaktadır. Fizyokratlara göre doğal düzen (ordre naturel) yanında bir de pozitif düzen (ordre positive) vardır. Doğal düzen bir yandan kusursuzdur, bir yandan da Tanrı nın istekleriyle donanmış olup ancak onun isteklerini yansıtır. Pozitif düzen ise insan aklı ve iradesi ile doğal düzene yapılan bir eklemedir. John Locke, David Hume ve Grotius doğal hukuk

Quesnay: doğal hukuk ve pozitif hukuk arasında yer alan çatışma ve uyumsuzlukları göz önüne alırken, aslında kâinattaki doğal düzen ile insanlar tarafından tesis edilmiş olan kurumlar arasındaki çatışmalara ya da farklılıklara dikkat çekiyordu. Doğal olana dönüş düşüncesi, fizyokratlardan sonra klasiklerde işlenecekti; Onlar, ekonominin kendiliğinden dengeye gelecek doğal bir süreç içinde işleyeceğine, piyasa fiyatlarının, sapmalar olsa bile, doğal fiyata doğru gitme eğiliminde olduğuna ve ücretlerin uzun dönemde asgarî geçimlik düzeyde dengeye geleceğine hükmedeceklerdi. Fizyokratlarda aynı zamanda doğal hukuk ve doğal düzen kavramı toplumun temelini oluşturan ana kaynak olarak görülüyordu. Doğal düzeni belirleyen unsurların başında ise mülkiyet geliyordu. Taşınırlar ve taşınmazlar, yani insanın yetenekleri ile ürettikleri üzerinde serbest bir şekilde tasarruf etme imkânının bulunması mutlak bir mülkiyet anlayışının varlığı için gerekliydi. Bu yaklaşımla ilk kez olarak bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler, dünya kendi kendine yürür (laises faire-laises passer) söylemi bir fizyokrat tarafından formüle edilecekti. o Sosyalist düşünürler ve Marx a kapı aralamıştır bu mülkiyet algısı. Fizyokratlar bir yandan kapitalist sistemin bütün unsurlarını kabul etmekte, diğer bir yandan da, farkında olsunlar ya da olmasınlar, emek-değer teorisine kapı aralamaktaydılar. Mülkiyet hakkının yalnızca kişinin kendi çabalan ile elde ettiklerine indirgenmesi emekle, emeğin kendi ürününe sahip olması arasında gizli bir ilişkinin varlığı Pozitif hukukun doğal hukuka uyumu sürecinde maharetli bir devlete, entelektüellere ve yetenekti kanun koyuculara ihtiyaç vardır. Minimum müdahale ile doğal olana ulaşmak o denli kolay olacaktır; Özgürlük, bireycilik ve akılcılık ilkeleri Kişiler, bireyci ve akılcı psikolojileri sayesinde, en az zahmetle, en fazla tatmin peşinde koşacaklar, bu esnada toplumun çıkarına hizmet edeceklerdi. Bu yaklaşım A. Smith le birlikte görünmez ele (invisible hand) dönüşecek ve daha da olgunlaştırılacaktı. Fizyokratlara göre devlet ekonomiye müdahale etmemelidir. Müdahale ekonomideki dengeyi bozarak, doğal kanunların ekonomi üzerindeki işleyişini bozar. Devlet, ulusal savunma, büyük bayındırlık yatırımları, eğitim öğretimin yürütülmesi ve kişilerin haklarının korunması gibi görevleri üstlenmeli. Net Üretim Düşüncesi Fizyokratlar, ilk olarak merkantilizmin savsakladığı tarım kesimini iyileştirme üzerine eğildiler:

Köylülerin kötü durumu, artan gıda fiyatları, üretim yetersizliği, hızla yükselen tarım dışı nüfusun artan gıda talebi, sömürgelerin elden çıkması ve Fransa nın uluslararası platformda itibar kaybı ister istemez ülkenin ayakta kalabilmesi için tarıma yönelme gereğini gündeme getirmiştir. İhtilâl sonrasında değişim geçiren tarım sektörünün yeni bir düzene kavuşturulma çabaları Bunların yanında ihtilal sonrası Fransız sınıfsal yapıda, kral, feodal lord, serf, köylü, köle ve tüccar gibi gruplar kral, tüccar, işçi, çiftçi, zanaatkâr, burjuva ve yerel yöneticiler gibi gruplara doğru dönüşmeye başlamışlardır. Onlar, toplumun içinde bulunduğu sınıfsal yapıyı, İktisadî olayların aktörü olma özelliğine de dikkat ederek üç ana sınıfa ayırdılar: Birinci sınıf, kilise mensupları, kral, feodal soylular ve ellerinde toprak mülkiyeti bulunduran toprak sahibi dağıtıcı sınıftır (distributive classe). İkinci sınıf, çiftçilerden, ormancı ve madencilerden oluşan, araziyi kiralamak suretiyle üretimde bulunarak mal dağılımını başlatan üretici sınıftır (classes productives). Üçüncü sınıf, tüccar ve zanaatkârlardan oluşan kısır sınıftır (sterille classe). Yalnızca malların biçimini değiştirmek ya da malı tüketicisi ile buluşturmak için gerekli olan işlemleri yapar, fizyokratlara göre bir şey üretmezler. Geçimlerini ilk iki sınıf sağlar. Fizyokratlara göre net hâsıla, toprak üzerinde harcanan emeğin maliyetinin, topraktan elde edilen gelirden çıkarılması sonucu ortaya çıkan net gelirdir. Fizyokratik düşünceye göre, bir sınıfın verimli ya da verimsiz olması, o sınıfın içinde bulunduğu üretim sürecinde, üretim girdilerinden daha fazla bir çıktıyı, bir artı değeri (prodüit net) üretip üretmemesine bağlıdır. net üretim sağlayan şey yalnızca topraktır. Bu analizde apaçık bir yanlış yaklaşım ve Snt. Thomas Aquinas ın etkisini görmek mümkündür. Fizyokratlara göre toplum, verimli ve kısır şeklinde iki ana sınıfa ayrılınca ve bütün fazla üretimi verimli sınıfların yaptığı kabul edilince, mantıksal olarak topluma faydalı olan verimli sınıf üyelerinin sayıca artması, kısır sınıf üyelerinin ise sayıca azaltılmasının gerekliliği ortaya çıkar. Fizyokrasiye göre tarım dışındaki sektörlerin üretim faaliyeti sonucunda ortaya çıkan ürün, onu üretmek için gerekli olan girdiler ve emeğin değeri toplamına eşit bir değerde olacaktır. Malın tüketiciye sağladığı faydayı göz ardı etmektedirler. Net üretim düşünceleri ile merkantilist ve klasik İktisadî düşünce arasında bir yerde dururlar. Fizyokratlar, ilginç bir biçimde Ricardo gibi, tarım üzerindeki dış ticaret sınırlamalarının da kaldırılması gerektiğini ileri sürerler. Ricardo; artan rantların ve buna paralel olarak yükselen ücretlerin kârları düşürmesi nedeniyle, artan rantı engelleme kaygısı ile bir dış ticaret serbestisi

Fizyokratlar; tarımsal üretim üzerine konulan ihraç yasağının bu ürünlerin talebini düşürdüğü ve fiyatlarının azalarak tarımsal üreticilerin iyi bir gelirden mahrum olmalarına yol açtığı gerekçesiyle ihracata izin verilmesini önerir. Nüfusun artış ve azalışının, bu nüfusu besleyecek olan gıda maddeleri ile doğrusal bir ilişki içinde olduğunu kabul etmişlerdir. Malthus'a göre nüfus artışı sınırlanmazsa bu, ekonomik bir felaketle sonuçlanacakken, fizyokratlara göre böyle bir felaketin ortaya çıkması söz konusu değildir. Malthus; tasarruflar talep yetersizliği ekonomik kriz, Fizyokratlar; tasarrufların tıpkı dış ticarette olduğu gibi, tarımsal malların talebinin ve fiyatının düşmesine neden olacağını ve verimli sınıfın gelirlerinin azalacağı düşüncesine dayanarak tasarruflara sıcak bakmaz. Tek Vergi Düşüncesi Ekonomide tek üretim kaynağı, artı ürünü yaratan tek üretim faaliyeti tarımdı, o halde bir sürü vergiye gerek yoktu ve fazla ürünü üreten sektör bu vergiyi ödemeliydi. Tek vergi aynı zamanda devletin ihtiyaçlarını karşılayabileceği temel kaynaktı. Tek vergi sisteminin mantığı: Ekonomide yer alan rekabet, tarım dışı ücretleri ve kârları asgarî seviyeye düşürecekti, ancak toprak, kendi üzerinde harcanan maliyetin üzerinde bir fazlalık yaratacaktı. Ricardo nun, kârların azalması, Marx ın azalan kâr marjı nedeniyle sömürünün keskinleşmesi ve hatta J. Bates Clark ın ücretlerin üretime katılan her işçinin üretime katkısına eşit bir düzeye doğru gittiği önermesinin izleri Tarım dışı alanlarda rekabetin yol açtığı sonuçlar nedeniyle onlar üzerine konulacak her türlü vergi dolambaçlı olarak artı ürünü yaratan toprak, yani tarım tarafından ödenecekti. Vergi yansıması Fizyokratlar; her üretimin değeri, ona dâhil olan girdiler ve emek değerinin toplamına eşitti. Ortaçağ ın adil fiyat ve sıfır toplam ekonomi algısının sürdüğünü gösterir. Fizyokratlara göre hem tek vergi alınmalıydı, hem de alman bu tek vergi dönem sonunda elde edilen ürün miktarı ile de ilişkilendirilmeliydi. Tarım kesiminde vergiyi ödeyecek olan; toprak sahibi Bu vergi net ürünün bütününü ortadan kaldıracak büyüklükte olmamalıydı. Önerdikleri vergi oranı artı ürünün 1/3 ü Gelir Dağılımı: Quesnay Tablosu Ekonomik Tablo' da bir yandan parasal ve reel değerlerin toplumun sınıfları arasında nasıl bir dolaşıma tabi olduğu gösterilirken bir diğer yandan da aslında fizyokratların düşüncelerinde var olan, toplumun üç ana sınıfa ayrılması, net üretimin yalnızca

topraktan elde edilmesi, net verginin ödenme gerekçesi gibi unsurlar da şematik olarak ortaya konulmuş oluyordu. Quesnay, 1766 da Ekonomik Tablonun Aritmetik Formülünün Analizi isimli makalesinde ekonomik tabloyu son şekline getirmiş ve formülleştirmiştir. Tablonun işlemesi için ekonominin kapalı ve durağan olduğu, toprak sahibinin kira aldığı, tasarrufların kapitalin yenilenmesine yetecek düzeyden fazla olmadığı, çiftçilerin emek istihdam ederek aynı zamanda üretim aletlerinin sahibi oldukları varsayımları geçerlidir. Tablodan çıkacak en önemli sonuç, tarımın nasıl bir fazla değer ürettiğinin görülmesidir. Üretici sınıf ve kısır sınıf başladığı yere geri dönmüşlerdir, tarımsal üretimden kaynaklanan fazla ürünü dağıtıcı sınıf tüketmektedir. Klasik iktisatçılar, özellikle Ricardo, üretime dâhil olan sermayenin getirisini ve üretilen malların değişimi bağlamında bir değer bulma çabası içinde iken bunun apaçık bir rant olduğunu, bu rantın verimsiz topraklara geçildikçe maliyetleri ve dolayısıyla ücretleri yükselterek kârları azaltacağını ve sonunda milli gelirin toplumun yalnızca ücret ve ranttan ibaret kalacağını ifade ederek bir durgunluğa işaret edecek ve fizyokratların serbest dış ticareti savunan düşüncelerini geliştirerek karşılaştırmalı üstünlükler teorisi ile tutarlı bir bütünlük içinde sunacaktır. Fizyokrat Düşünürler Turgot, düşünceleri ile fizyokrasi ve klasik iktisadi düşünce arasında bir yerde durur. Zenginliğin kaynağı olarak altın ve gümüşü değil de, üretimi öne çıkararak merkantilistlerden ayrılır. Ona göre diğer sektörler de tarım kadar verimli sektörlerdir. Ekonomik yapının müdahale olmaksızın işlemesi gerektiğini savunur. Toplumsal sınıflaşma yaparken tıpkı Quesnay gibi düşünür:

Tarımsal üreticiler: fazla değer üreten verimli sınıflar, zanaatkârların ise bazı girdilerin biçimini değiştiren ve girdilere bir katma değer katmayan maaşlı, yani kısır sınıf oldukları. Quesnay dan farklı olarak, servetin kullanımı konusunda yalnızca tarımsal üretimin verimli olmadığını, aksine servetin, yani sermayenin diğer sektörlerde de kullanılarak üretim artışına neden olabileceğini ileri sürer. Endüstriyel üretim alanında rekabetin sağlanması ve müdahalelerin kaldırılması, sanayi üretiminin gelişmesinin temel koşullarından birisidir. Kamu harcamaları denetim altına alınmalı ve yeni vergiler de ihdas edilmemelidir. Tek vergi Altın ve gümüş gibi değerli madenlerin para olarak kullanılmasının insanlığın ortak kabulü ile sağlanmış bir uygulama olduğu inancı bulunmaktadır. Faiz geliri elde etmek, yani para aracılığı ile para kazanmak da bir tür gelir elde etme yöntemidir. Faizin hangi oranda belirleneceği görüşü, klasik faiz teorisinin de temellerini oluşturur. Bir toplumda tasarrufların artması, faizlerin düşmesi ve kredi kullanımının ucuzlaması anlamına gelecektir. o Klasik iktisat tasarruf düşüncesine yaklaşır. Sermayenin oluşmasının temel yolu tasarrufların artırılmasından geçer. Tasarrufun tarih boyunca oluşumu ise tarımsal üretimden kaynaklanmaktadır. Tasarruf oluşumunun bir diğer yöntemi insanların erdemleri sayesinde tüketimlerinden kısıntıya yani tasarrufa gitmeleridir. Quesnay dan farklı olarak biriken bu kapitalin yalnızca tarımda değil ekonominin bütün sektörlerinde kullanılabileceğini ifade etmiştir. Sermaye olarak kullanılan borç vermelerde faiz alınması gayet doğaldır. Ücretlerin belirlenmesi; işverenler ücretli işçilere geçimlik düzeyde bir ücret ödemek eğilimi içinde olduklarından belirli bir süre sonra işçi ücretleri geçimlik bir düzeyde oluşmak eğiliminde olacaktır. Klasik iktisat, nüfus miktarını ücretle ilişkilendirerek kullanacaktır. Mirabeau da siyasal ve ekonomik anlamda özgürlük taraftarı olmuş ve tarımsal üretimin artı değer ve servet yaratmadaki rolünü vurgulayarak aristokrat toprak sahiplerinin devletin baskısından ve müdahalesinden kurtarılarak üretimi artırmalarının önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür. Dupont de Nemours, serbest dış ticareti savunan ve fizyokrasiyi ve fizyokrat politikaları yayma çabası içinde olan bir düşünür olmuştur. Fransa da tarımın geliştirilmesi için öneriler getirmiş ve tarımsal üretimin artı değer yaratmadaki rolüne vurgu yapmıştır.

Fizyokrasinin Değerlendirilmesi Fizyokratlar ilk kez bir ekol olmayı başarabilmiş, belirli bir yöntem dâhilinde ve birbirleriyle tutarlı bir bütünlük oluşturacak şekilde düşüncelerini açıklamaya çalışmışlardır. Fizyokratlar sahip oldukları anlayış ile ortaya koydukları ilkelerin hemen hepsinde özgürlük, doğal düzen, mülkiyetin doğal düzenin ayrılmaz bir parçası olduğu, toprak sahipliğinin ve kapitalist tarım üreticisinin korunması gerektiği ve devletin ekonomik bir aktör olarak minimize edilmesinin zorunluluğu gibi düşünceleriyle kapitalist ekonominin temellerini oluşturmuş, kendilerinden sonra gelecek olan iktisatçıları Marx da dâhil olmak üzere etkilemişlerdir. Genel denge, net ürün ve tek vergi gibi kavramları oluştururken iktisat biliminin kendi terminolojisini oluşturabilmesinde önemli bir hamle yapmışlardır. Doğal fiyat, piyasa fiyatı, rekabet, kârların azalma eğilimi, nüfus, ücret, üretim maliyeti, zenginlik, dış ticaret gibi konularda, kimisi çok açık olmasa da görüşler ileri sürmüşlerdir. Fizyokratların en önemli buluşu belki de Quesnay ın Ekonomik Tablo sudur. Bu tablo, gelir dağılımı, maliye politikası ve dönemin sosyolojik yapısı ile ilgili olarak bize önemli ipuçları sunmaktadır; Tabloya göre dağılımın tam olması gereklidir. Onların para anlayışı, yalnızca mübadeleye aracılık fonksiyonundan öteye gitmez. Fiyat ve mübadele değeri gibi kavramlar üzerinde durmuş, kullanım değeri ve mübadele değeri arasındaki farkı net biçimde ortaya koymuşlardır. Ayrıca piyasadaki rekabet sonucunda mal fiyatlarının maliyetlere doğru gideceğini ve maliyet fiyatlarına göre ortaya çıkacak sapmanın değişik nedenlerinin bulunduğunu ifade ederlerken, arz ve talep gibi unsurların, piyasa fiyatlarını belirleyici rollerine göndermede bulunmuşlardır.