KURULUŞ 1992 TUNCELİ RAM BÜLTENİ SAYI: 1 ARALIK 2013 GÜNCEL YAZI Yeni Değişiklerle Birlikte Orta Öğretime Geçiş Sistemi S.2 S.3 S.4 S.5 GÜNCEL YAZI Ergenlik Dönemi Genel Özellikleri S.6 S.7 S.8 S.9 I. Rehber Öğretmenler Çalıştayı 10-11-12 Haziran S.10 Liselerde Öfke Yönetimi Konulu Sunum S.11 Rehber Öğretmenler Koordinasyon Toplantıları S.12 Hazırlayan: Volkan GELBAL Rehber Öğr./Psikolojik Danışman Adres: Yeni Mahalle Okullar Cad. İl Özel İdaresi Karşısı TUNCELİ Telefon: 0 (428) 212 27 47 0 (428) 212 32 71 Fax: 0 (428) 212 27 47 E-posta: 290617@meb.k12.tr Web: tunceliram.meb.k12.tr
SAYFA 2 Cengiz GÜNEL Rehber Öğr./Psk. Dan. Yeni Değişikliklerle Birlikte Ortaöğretime Geçiş Sistemi Eğitimin doğasında var olan değişim ve gelişime paralel bir şekilde ortaöğretime geçiş sisteminin sürdürülebilir, dinamik ve esnek bir yapıda güncellenme gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda ortaöğretime geçiş sistemindeki uygulamalar, Öğrenci, öğretmen ve okul ilişkisini güçlendirmek, Ortak sınavlar 2013-2014 eğitim öğretim yılı için Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından belirlenmiş temel dersler olan Fen ve Teknoloji, Matematik, Türkçe, T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinden yapılacaktır. Başarı değerlendirmesini sürece yaymak Eğitim sürecinde öğretmenlerin ve okulun rolünü daha etkin kılmak Ülke çapında müfredatın eş zamanlı uygulanmasını sağlamak Öğretmenin meslekî performansını artırmak Öğrencilerin okula devamsızlığını en aza indirmek Okul dışı eğitim kurumlarına yönelik ihtiyacı azaltmak, Telafi imkânı sağlayarak tek sınavdan kaynaklanan olumsuzlukları azaltmak Sınav kaygısını sürece yayarak azaltmak Öğrenci kazanımlarını objektif bir şekilde izlemek ve değerlendirmek Orta ve uzun vadede ders dışı sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinlikleri değerlendirmek amaçlarını gerçekleştirmek için yenilendi Temel Eğitimden Ortaöğretime geçişteki yeni uygulamalar, öğrencilerin okullarında girmekte oldukları yazılılardan bir tanesinin daha denetimli bir şekilde ortak yapılmasından ibarettir. Öğrenci başarısının anlık performansa dayalı olarak değil geniş bir zaman dilimine yayılarak belirlenmesini sağlayan bu uygulama, Telafi imkânının sağlanması Ortak sınavların iki okul gününde yapılması TUNCELİ RAM BÜLTENİ
SAYFA 3 Ortak sınavların, sınav gününe kadar işlenen konuları kapsayacak olması Ortak sınavların süresinin bir yazılı süresi kadar olması Yanlış cevapların doğru cevapları etkilememesi Ortak sınavların ilerleyen zamanlarda açık uçlu soruları da içerecek olması Her öğrencinin sınavlara kendi okullarında girebilmesi gibi yenilikleri içermektedir Ortak sınavlar 2013-2014 eğitim öğretim yılı için Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından belirlenmiş temel dersler olan Fen ve Teknoloji, Matematik, Türkçe, T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Yabancı Dil, Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi derslerinden yapılacaktır. Ortak sınavlar, öğrencilerin okullarında hâlihazırda girmiş oldukları yazılılardan bir tanesinin daha denetimli bir şekilde yapılmasıdır. Öğrenciler, birinci dönem girecekleri ortak sınavda sınav tarihine kadar işlemiş oldukları konulardan, ikinci dönem girecekleri ortak sınavda ise eğitim öğretim yılı başından itibaren işlemiş oldukları konulardan sorumlu olacaklardır. Yeni uygulamada son sınavların merkezce yapılması halinde bu sınavların anlık bir performansa dayalı tek sınav algısı oluşmasının önüne geçilmek istenmektedir. Ortak sınavların ilk ve ikinci sınavlar olarak gerçekleştirilmesiyle sınav sonrası dönemde öğretmene zaman verilerek değerlendirme imkânı sunulmak istenmiştir. Ortak sınavlar 28-29 Kasım ve 28-29 Nisan tarihlerinde yapılacaktır. Bugünlerde sınav yapılan okullarda ve bu okullarla aynı bahçeyi kullanan okullarda eğitim öğretime ara verilecektir. Ortak sınavlar, okulda yapılan yazılılardan sadece bir tanesinin ortak olarak yapılmasıdır. Bu yüzden ortak sınav süreleri de yazılı süreleri gibi 40 dakika olacaktır. Ortak sınavlarda her ders için 20 soru sorulacaktır. Önceki uygulamada olduğu gibi bu uygulamada da hastanede ve evde eğitim gören öğrencilerin sınavı hastanede ve evde yapılacaktır. Kaynaştırma öğrencileri de bu sınava gireceklerdir. Orta ve ağır düzeyde zihinsel engelli öğrenciler için sınav uygulaması hakkında düzenlenmiş sınav kılavuzunda belirtildiği üzere bu durumda olan öğrenciler ortak sınavlara dahil edilmeyeceklerdir. Ortak Sınavlar 28-29 Kasım ve 28-29 Nisan Tarihlerinde Yapılacaktır Sınava geç kalan öğrenciler sınav salonuna kabul edilecektir. Ancak bu durumdaki öğrencilere ek süre verilmeyecektir. Ortak sınavlar, sınav kılavuzunda ilan edilen saatlerde başlayacaktır. Sınava geç kalan öğrenciler, başlama saatinden sonra ilk on beş dakika sınav salonlarına alınacaklardır. Sınav başlama saatinden sonra ilk yirmi dakika salondan çıkamayacaklardır. İlk yirmi dakikadan sonra son beş dakikaya kadar sınav salonundan çıkabilecekler ancak son beş dakika sınav salonundan çıkılmayacaktır.
SAYFA 4 Yanlış cevaplar doğru cevapları etkilemeyecektir. Öğrencilerin hâlihazırda okullarında girmekte oldukları yazılılarda yanlış cevaplar doğru cevapları olumsuz etkilememektedir. Ortak sınavlar uygulanan yazılılardan farklı olmadığı için yanlış cevapların doğru cevapları etkilememesi değerlendirme açısından daha uygun görülmektedir. Bununla birlikte YDS gibi yanlış cevapların doğru cevapları etkilemediği derecelendirme sınavlarının istatistiklerine göre adayların rastgele doğru cevabı bularak başarılı olma ihtimalleri dikkate alınmayacak kadar düşüktür. Buna bağlı olarak yanlış cevapların doğru cevapları etkilemediği ortak sınavlarda da öğrencilerin rastgele bir yöntemle diğer öğrencilerin önüne geçmesi ve bu durumun bir adaletsizlik teşkil etmesi söz konusu değildir. Ortak sınavlar, 2013-2014 eğitim öğretim yılında sadece 8.sınıfta uygulanacaktır. Uygulanacak olan Ortak sınavların, ilerleyen yıllarda da bu şekilde devam edeceği öngörülüyor olmakla birlikte -özellikle FATİH projesi tüm bileşenleriyle hayata geçtiğinde- gerekli güncellemeler yapılabilecektir. Ortak sınavlar, 2013-2014 eğitim öğretim yılında sadece 8.sınıfta uygulanacaktır. Yeni uygulamada SBS den farklı olarak ortak sınavlara giremeyen öğrencilere telafi imkânı sağlanması sistemin en önemli artılarındandır. Ortak sınavların yapıldığı günlerde geçerli bir mazereti sebebiyle sınava katılamayan öğrenciler, mazeretini belirten resmi belge veya velisinin izniyle, belirlenen tarihlerde mazeret sınavına girebileceklerdir. Buna rağmen mazeret sınavına da giremeyen öğrenciler sınava girmemiş kabul edilecektir. Ortak sınavlar, öğrencilere ekstra bir sınav getirmeksizin eğitim öğretim döneminde gerçekleştirilen yazılılardan bir tanesinin merkezi yapılmasıdır. Dolayısıyla normal dönemde geçerli olan mazeret şartları, ortak sınavlar içinde geçerli olacaktır. Mazeret sınavları, ortak sınavlarla eşdeğer nitelikte farklı sorularla, öğrencilerin kendi okulları dışında farklı sınav salonlarında yapılacağı için öğrenciler tarafından tercih edilmeyeceği düşünülmektedir. Bu yüzden öğrenciler gerçekten mazeret sahibi olmadıkları durumlarda mazeret sınavlarına girmek istemeyecektir. Sınav esnasında rahatsızlanan ve sınava devam edemeyen öğrenciler sağlık sorunlarını belgelendirdikleri takdirde mazeret sınavına girebilecektir. Ortak sınavlarda görevli öğretmenler tarafından kopya çektiği tespit edilen öğrencinin sınavı, tutanağa bağlanarak geçersiz sayılacaktır. TUNCELİ RAM BÜLTENİ
SAYFA 5 Ortaöğretim kurumlarına yerleştirmeye esas puan, 6, 7 ve 8. sınıf yılsonu başarı puanlarının %30 u ile 8. sınıfta uygulanan ağırlıklandırılmış ortak sınav puanlarının % 70 inden oluşacaktır. 6 ve 7. sınıflarda bütün derslerin notları öğretmen tarafından verilecektir. 8. sınıfta, 6 temel dersten 3 yazılısı olanların 2.'si, 2 yazılısı olanların 1.'si ortak yazılı olarak yapılacaktır. Geri kalan derslerin yazılılarının tamamı öğretmen tarafından yapılacaktır. Başarı puanı hesaplanırken bütün derslere ait yazılıların ve performans değerlendirmelerinin ortalaması alınarak öğrencinin o derse ait başarı notu belirlenecektir. 6, 7 ve 8. sınıfların yılsonu başarı puanı 300 üzerinden Ortak sınavların puanı 700 üzerinden hesaplanacak, ortaöğretime yerleştirmeye esas puan ise bu ikisinin ortalaması alınarak 500 üzerinden hesaplanacaktır. Ortaöğretime geçiş sisteminde alınan puanlar SBS de olduğu gibi ülke genelindeki okullara yerleştirmede kullanılacak, yerleştirme işlemi puan sıralamasına göre yapılacaktır. Örneğin; Ağrı ilinde Ortaokulu bitiren ve ortak sınava giren bir öğrenci il sıralamasına göre değil ortaöğretime yerleştirmeye esas puanına göre tercih yaparak İzmir ilinde bulunan bir Fen Lisesine yerleşebilecektir. Ortaöğretime yerleştirmeye esas puan virgülden sonraki dört haneye kadar hesaplandığı için eşitlik olma ihtimali çok düşüktür. Buna rağmen puanların eşit olması durumunda aşağıdaki öncelik sıralamasına göre yerleştirme yapılacaktır; Ağırlıklandırılmış ortak sınav puanı yüksekliği Sırasıyla 8, 7 ve 6. sınıflardaki yılsonu başarı puanı yüksekliği, Tercih önceliği, Özürsüz devamsız gün sayısının azlığı. Ortaöğretime yerleştirmede puanların eşit olması durumunda öncelik sıralamalarından biriside okula özürsüz devamsızlık sayısının azlığı olduğundan öğrencilerin bu şekilde okula devam etmeleri teşvik edilmiş olacaktır. Ayrıca ortak sınavların öğrenci-okulöğretmen arasındaki ilişkiyi merkeze alması, ortaöğretime geçişte öğretmen etkinliğini artırması öğrencilerin okula devamsızlığını azaltacaktır. Yeni uygulama, ortaöğretime geçişi sınav odaklı olmaktan çıkarma amacını taşımaktadır. Ortak sınavlar, öğrencilere ekstra bir sınav yükü getirmemekte, öğrencinin herhangi bir eğitim-öğretim döneminde girmek zorunda olduğu yazılılardan birinin merkezi olarak yapılmasını sağlamaktadır. Dolayısıyla sınav sayısı artmamakta, bilakis azalmaktadır. Ortak sınavlara öğrencilerin kendi okullarında girecek olmaları, uygulamanın tek sınav odaklı olmaması, sınav kaygısını sürece yayması ve öğretmen etkinliğini artırmış olması gibi hususlar gözetildiğinde sınav kaygısının azalacağı söylenebilir. Sınava girecek tüm öğrencilerimize BAŞARILAR diliyoruz.
SAYFA 6 ERGENLİK DÖNEMİ GENEL ÖZELLİKLERİ Volkan GELBAL Rehber Öğr./Psk. Dan Ergenlik Dönemi, fiziksel ve duygusal süreçlerin yol açtığı cinsel ve psiko-sosyal olgunlaşma ile başlayan ve bireyin bağımsızlığını ve sosyal üretkenliğini kazandığı, çok da belirli olmayan bir zamanda sona eren kronolojik bir dönemdir ve hızlı fiziksel, psikolojik ve sosyal değişmelerle karakterizedir Gelişim dönemleri içinde en karmaşık ve sancılı geçen dönem hiç şüphesiz ki ergenlik dönemidir. Birçok araştırmaya konu olmuş, hakkında birçok makale yazılmış olsa da çok geniş kapsamlı bir tanım yapmak oldukça güçtür. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan psikiyatri sözlüğünde ergenlik fiziksel ve duygusal süreçlerin yol açtığı cinsel ve psiko-sosyal olgunlaşma ile başlayan ve bireyin bağımsızlığını ve sosyal üretkenliğini kazandığı, çok da belirli olmayan bir zamanda sona eren kronolojik bir dönemdir ve hızlı fiziksel, psikolojik ve sosyal değişmelerle karakterizedir şeklinde tanımlanmaktadır Tanımda da görülebileceği gibi ergenlik döneminin başlangıç ve bitiş yaşı ile ilgili çok net ifadeler bulunmamaktadır. Bunun nedeni ise dönemin farklı toplumlara göre farklılık göstermesidir. Hatta aynı toplumsal yapı içinde dahi ergenliğin doğasının farklılık gösterebildiği bilinmektedir. Buna rağmen büyük çoğunluk tarafından ergenliğin kızlarda 10-11, erkeklerde 12-13 yaşlarında başladığı ve 19-21 yaşlarında sona erdiği görüşü benimsenmiştir. Ergenlik dönemi, tanımda da belirtildiği üzere hızlı değişimler içermektedir. Fiziksel, psikolojik, sosyal ve cinsel alanlarda olan bu hızlı değişimlerin bilinmesi ergenlerin ruhsal durumunu daha iyi anlamamız ve daha etkili iletişim kurabilmemiz açısından önemli olacaktır. Fiziksel Gelişim özelliklerine kısaca bakacak olursak, ergenliğin başlaması ile birlikte kızlar yılda ortalama 8-9 cm uzarken, erkeklerin yılda ortalama 10-11 cm uzamaktadır. Kızların ergenlik dönemine daha erken girdiğini göz önüne aldığımızda aynı yaş grubunda bulunan kızların uzamaya erkeklerden daha önce başladığını, ancak ilerleyen zamanda erkeklerin farkı kapatarak daha çok uzadığını söyleyebiliriz. Başlangıç yaşı cinsiyet, genetik, biyolojik, sosyoekonomik, beslenme, yaşam olayları ve çevresel etkenler gibi birçok faktörün etkisine bağlı olarak değişmektedir TUNCELİ RAM BÜLTENİ
SAYFA 7 Bu dönemde bedensel büyümenin yanı sıra cinsel olgunlaşma süreci de değişime eşlik etmektedir. Cinsel olgunlaşma erkeklerde androjen (erkeklik hormonu), kızlarda ise östrojen (kadınlık hormonu) salgılanması ile başlar. Bu dönemlerde üreme organları da gelişimine başlamıştır. Ayrıca erkeklerde üreme organlarında kıllanma, sesin kalınlaşması, ilk meni gelmesi, yüz ve koltuk altı kıllanması ve yağ ve ter bezlerinin üretiminin artması; kızlarda göğüslerin büyümesi, cinsel bölge kıllanması, adet görme, koltuk altı kıllanması, yağ ve ter bezlerinin üretiminin artması gibi değişiklikler gelişime eşlik etmektedir. Ergenlerin bu dönemindeki beden algısı önemlidir. Erkeklerin beden algısı ile ilgili önceliği fiziksel güçtür. Bunun göstergesi olan boy uzunluğu ve kaslar önemlidir. Kızlar için ise kilolar daha çok önemlidir. Normal kiloda olanlar bile kendilerini kilolu algılayabilir. Bu algı bozuklukları ise beraberinde yeme bozukluklarını getirebilir. Ergenlik dönemine geç ya da erken girilmesinin de ergenler üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri olabilmektedir. Ergenliğe erken giren erkeklerin yıkıcı davranışlar ve madde kullanımı gibi olumsuz davranışları gösterme olasılıkları daha yüksek olmasına rağmen, avantajlarının daha çok olduğu görülmektedir. Yaşıtlarına göre daha atletik yapıda olmalarından dolayı grup içerisinde daha popü- ler olmakta, ayrıca arkadaş ilişkilerine yönelik algıları daha olumlu olmaktadır. Ergenliğe erken giren kızlarda ise erkeklere göre durum biraz daha farklıdır. Fiziksel değişimler (Göğüslerin büyümesi gibi) kendilerini rahatsız hissetmelerine ve arkadaş grubu içerisinde henüz olgunlaşmamış kızların şakalarına maruz kalmalarına neden olabilmektedir. Özellikle kapalı toplumlarda kızlar karmaşık duygular yaşayabilmektedir. Ergenliğe geç giren erkeler geç olgunlaşma nedeniyle akranlarından daha zayıf ve küçük görünmeleri istismara daha çok uğramaları ve daha az çekici bulunmaları gibi dezavantajları yaşayabilmektedir. Ergenliğe geç giren kızlarda da durum erkeklerde olduğu gibi çekingen bir yapı ve düşük sosyal statü dezavantajını beraberinde getirebilmektedir. Bu noktada değinilmesi gereken noktalardan bir tanesi de ergen benmerkezciliği dir. Ergen benmerkezciliği çoğu zaman ergenlerin yaşadığı sıkıntıların kaynağı olabilir. Çünkü ergene göre kendisi sürekli sahnede, göz önünde olup incelenmekte ancak anlaşılamamaktadır. Ergen özellikle dış görünüşü ve davranışları ile ilgili çokça düşünmeye başlar. Kendi düşünce, davranış ve görünüşünü yüceltebileceği gibi olumsuz algı da oluşturabilir. Bunun sonucunda ise diğer insanlarında kendi görünüş ve davranışlarıyla çok fazla ilgi- Ergen benmerkezciliği çoğu zaman ergenlerin yaşadığı sıkıntıların kaynağı olabilir. Çünkü ergene göre kendisi sürekli sahnede, göz önünde olup incelenmekte ancak anlaşılamamaktadır
SAYFA 8 Bu dönemin en karmaşık ve özellikle ergen ailelerinde endişeye sebep olan konularından bir tanesi de ergen cinselliğidir. Sakarlık ergenlik döneminde sıklıkla görülebilecek durumlardan biridir. Hızlı kemik gelişimine rağmen kasların gelişiminin nispeten daha yavaş olmasından kaynaklı ergenlerde uzuvları (el, kol, bacak) kontrol etmede güçlükler yaşanabilir. Bunlar da istenmeyen kırma dökme gibi küçük kazalara yol açabilir. Telaşlanmaya gerek yok, geçicidir. Bu dönemin en karmaşık ve özellikle ergen ailelerinde endişeye sebep olan konularından bir tanesi de ergen cinselliğidir. Fiziksel alanda meydana gelen değişikliklerle birlikte cinsel isteğin artması, karşı cinsle yakınlaşma gibi durumlar da hız kazanmaktadır. Kız ve erkek çocukları kadın ve erkek olarak nasıl davranacakları ve cinsiyet rollerini nasıl belirleyeceklerini yine bu dönemde belirler. Yine ergenlik döneminde cinsel içerikli düşünceler ve cinsel aktiviteler artma eğilimi göstermektedir. Özellikle erken yaşta cinsel ilişkide bulunma gibi ebeveynleri endişelendiren durumlarla karşılaşmamak için ergenlerin cinsel davranışları ile ilgili risk faktörlerinin ve koruyucu faktörlerin bilinmesi oldukça önemlidir. Ergenlik döneminde ergen cinselliğe ilişkin tutum ve davranışları oluştururken aile ve arkadaş ortamı, toplum, medya, kitle iletişim araçları gibi kaynaklardan aldığı bilgileri kullanmaktadır. Bu nedenle riskli bir ortamda yaşayan ergenlerde bu davranışın artması, sağlıklı bir ortamda yaşayan ergenlerde ise bu davranışın ortaya çıkmasının daha geç olması beklenmektedir. Ergenin erken yaşta cinsel ilişkide bulunmasını engelleyen koruyucu faktörler şu şekilde sıralanabilir: Psikolojik Faktörler: Akademik başarının yüksek olması Dinsel inancın kuvvetli olması Ergenin ailesinin cinsel ilişkide bulunmayı onaylamadıklarına yönelik algısı Akademik yaşamıyla ilgili gelecek planlarının olması Üreme sağlığı ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar ile ilgili bilgi sahibi olma Anti-sosyal davranışların onaylanmaması Erken yaşta cinsel ilişkiyi normal bir davranış olarak görmeme Ders saatleri dışında spor, drama, müzik gibi sosyal etkinlilere katılma Sosyal Faktörler: Ebeveynler ile birlikte yaşama Ebeveynler ile yakın ilişkilere sahip olma Ebeveynlerden algılanan sosyal destek Ebeveynlerin ergen üzerindeki kontrolü Arkadaşlardan algılanan sosyal destek Arkadaşların ergen olumsuz davranışları onaylamaması TUNCELİ RAM BÜLTENİ
Gerek duyduğumuz hallerde okul rehberlik servislerinden profesyonel destek alarak işbirliği yapabiliriz. Şüphesiz bu faktörler ergenleri sadece erken cinsel ilişkiden korumak yanında olumlu benlik algısı geliştirme, akademik başarı, ebeveyn ve akran grupları ile etkili iletişim becerisi geliştirme gibi daha birçok alanda faydalı olacaktır. Arkadaş ilişkilerinin ve aidiyet duygusunun çok önemli olduğu bu dönemde ergenler birçok problem davranış sergileme riskiyle karşı karşıyadırlar. Daha önce değindiğimiz erken cinsel ilişki dışında sigara, alkol ve uyuşturucu gibi madde kullanımı ve evden kaçma, yalan söyleme, şiddet eğilimi gibi anti-sosyal davranışlar sergileme konusunda risk altında olabilirler. Bu yüzden ebeveynlerin ergenlere bu dönemde daha yakın olması, duygusal ve sosyal destek sağlamaları gerekmektedir. Ergen ve ebeveyn arasındaki ilişkinin gelişmesinde ebeveyn tutumu çok önemlidir. Ergenin kendisini ifade edebilmesi için destekleyici olunmalı, vereceği kararlarda kendisine destek sağlanmalıdır. Çocuklukla yetişkinlik arasında bulunan ve hepimizin bir zamanlar yaşayıp geride bıraktığı bu kritik dönemin ergenin gelecek hayatını önemli ölçüde etkileyeceğini unutmamalıyız. Ergenlik dönemindeki bir bireyin bu dönemi riskli davranışlardan uzak ve olumlu bir benlik algısı geliştirmiş şekilde tamamlaması için dönemin özelliklerini bilmemiz, ergenle empati kurabilmemiz ve güvenebilecekleri ebeveynler olduğumuzu kanıtlamamız gerekmektedir. Gerek duyduğumuz hallerde okul rehberlik servislerinden profesyonel destek alarak işbirliği yapabiliriz.
SAYFA 10 I. TUNCELİ REHBER ÖĞRETMENLER ÇALIŞTAYI YAPILDI 3 gün süren çalıştayın ardından alt çalışma grupları 10-11-12 Haziran 2013 tarihlerinde ilimiz Halk Eğitimi ve ASO Müdürlüğü Konferans Salonunda 10 Haziran 2013 tarihinde ikramın ardından İl Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Ziya POLATTAŞ ın açılış konuşmaları ile I. Tunceli Rehber Öğretmenler Çalıştayı başlamıştır. Konfrerans salonundaki konuşmaların ardından daha önce hazırlanan çalıştay alt çalışma grupları grup konuları üzerinde Namık Kemal Endsütri Meslek Lisesi nde 3 gün boyunca çalışmışlardır. 2013-2014 Eğitim- Öğretim Yılında hayata geçirilecek projeler ve rehber öğretmenler arası sonuç raporlarını sunum haline getirerek paylaşımda bulunmuşlardır. diyalog ve işbirliğinin artırılması, yayın ve doküman temini, pano çalışmaları gibi alt çalışma konuları üzerinde yapılan toplantılar sonucunda 12 Haziran 2013 tarihinde çalışma grupları sunumlarını yapmışlardır. 2013-2014 Eğitim-Öğretim Yılında ise daha kapsamlı ve profesyonel destek alarak II. Tunceli Rehber Öğretmenler Çalıştayı düzenleme konusunda fikir birliğine varılmıştır. Katılımcı Rehber Öğretmenler Sonuç Raporu Sunumundan bir görüntü
İLİMİZ MERKEZDE BULUNAN LİSELERDE ÖFKE KONTROLÜ KONULU SEMİNER ÇALIŞMASI İlimiz merkezde bulunan lise kademesindeki okullarda kurumumuz Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü nde görevli rehber öğretmenler Volkan GELBAL ve Cengiz GÜNEL tarafından öfke kontrolü konulu seminer çalışması yapıldı. 5 gün süren programda toplam 10 okulda faaliyet gerçekleştirildi. Liselerin 9 ve 10. sınıf öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen faaliyetler okul yöneticileri ve öğrenciler tarafından da memnuniyetle karşılandı. süreyle toplam Çalışma 5 gün 10 okulda 9 ve 10. sınıflara yönelik olarak gerçekleştirildi.
SAYFA 12 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI REHBER ÖĞRETMENLER TOPLANTILARI 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı Rehber Öğretmenler Koordinasyon Toplantıları devam ediyor. 06.09.2013 tarihinde yapılan Rehber Öğretmenler sene başı toplantısının ardından ilimiz genelinde görev yapan rehber öğretmenlerin oluşturduğu çalıştayda belirtilen komisyonlar da koordinasyon toplantıları yapmaya devam ediyor. Çalıştayda alınan karar gereği kurulan Yayın Geliştirme, Okul Rehberlik Panosu, Mesleki Dayanışma, Özel Eğitim ve Akademik Başarıyı Araştırma ve Geliştirme Komisyonları çalışmalarını değerlendirmek için Tunceli Rehberlik ve Araştırma Merkezinde toplantılarını sürdürüyor. Son olarak 06.12.2013 tarihli toplantı ile komisyonların çalışmaları paylaşıldı. Ayrıca 2013-2014 eğitim öğretim yılında yapılacak olan çalıştayla ilgili yürütme komisyonu oluşturulması ve çalıştay konusu belirlenmesi gibi kararlar alındı. TUNCELİ RAM BÜLTENİ