YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II İÇİNDEKİLER BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II 1. Hikâye 2. Roman 3. Masal 4. Fabl 5. Sohbet 6. Tiyatro 7. Şiir 8. Mektup 9. Günlük HEDEFLER TÜRKDİLİ Okt. Ahmet AKPINAR Bu ünitede amaçlanan kazanımlar; Yazılı anlatım türlerinin hangi edebî türlerde kullanıldığını öğrenecek, Yazılı anlatım türlerini kullanarak metin oluşturabilecek. ÜNİTE 10
YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II 1. Hikâye Edebî bir tür olarak hikâye, belli bir zaman ve yerde az sayıda insanın başından geçen, gerçeğe uygun olayları ve durumları anlatan eser şeklinde tanımlanır (Göker, 2001: 180). Bu tanım modern hikâye diye adlandırılan öykü yü tam olarak kapsamaz. Hikâyelerde dört temel öge vardır, bunlar: a) Olay veya durum b) Kişi veya kişiler c) Zaman d) Yer Hikâyelerde vaz geçilmeyen temel öge olaydır. Hayatı hareket yönünde ele alış da diyebileceğimiz olay yazarın vermek istediği mesaja aracılık eden hayat görünüşlerinden yapılan bir seçmedir. Hikâyeler insanın ilgisini çeken onda merak duygusu uyandıran olayların yanı sıra; sıradan, önemsiz ya da günlük hayatın bir kesitinden alınmış durumlar da olabilir. Günlük hayat anların toplamadır ve hikâyeci bu anları bir araya getirerek olay örgüsü dediğimiz olaycıklar toplamını birleştirir. Her biri birbiriyle organik bir bağ ilişkisi içerisinde olan bu olaycıklar zaman, yer ve kişi ögeleriyle birleşerek aksiyon u oluşturur (Göker, 2001: 182-183). Gerçek hayattan beslenen roman, hikâye ve tiyatro türündeki eserler, olaylar ve durumlar içinde insanı insana tanıtmayı amaçlar. Örnek Edebiyatçı tarihçi ve eleştiricileri, hikâyecilikte iki teknik olduğunu kabul ederler. Bunlar, "Çehov" ve "Maupassant" tekniğidir. Bu iki yazar, hikâyenin temel ögelerine bakış açıları ve anlatım teknikleri farklı olan öncü hikayecilerdir. Anton Pavloviç ÇEHOV: Modern hikâyeciliğin öncüsüdür. Guy de MAUPASSANT: Klasik hikâyeciliğin en başarılı ustasıdır. 2. Roman Yaşanmış ve yaşanması mümkün olayların yer ve zaman belirtilerek etraflıca anlatıldığı, uzun edebî yazılara roman denir. Hikâyede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar bulunur. Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir. Kahramanların ve çevrenin tanıtımına hikâyelerde pek yer verilmezken romanlarda kahramanların ve çevrenin tanıtımı yeri geldikçe değişik bölümlerde birbirini tamamlayacak şekilde yer alır. Romanı okuyup bitiren bir kişi Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 2
yazarın anlattığı kahramanları, olayı ve çevreyi göz önünde canlandırabilir. Hikâye ve romanlarda gerçeğe uygunluk aranır. Romanlar işledikleri konulara ve üsluplara göre tarihî roman, macera romanı, polisiye roman, töre romanı, psikolojik roman, nehir roman gibi çeşitlere ayrılabilir (Karasoy vd., 2012: 291). 3. Masal Olağanüstü kişilerin (veya kahramanların) başlarından geçen olağanüstü olayların yer ve zaman belirtilmeden anlatıldığı yazılara masal denir. Masallar, halk masalları ve sanat masalları olarak ikiye ayrılabilir: Halk masalları toplumun değer yargılarını, anlayışlarını, kültürünü, dünya görüşünü yansıtan anonim ürünlerdir. Sanat masalları ise (toplumda görülen aksaklıkları yermek, bir düşünceyi ortaya koymak gibi) belli bir amaca yönelik olarak yazılan masallardır (Karasoy vd., 2012: 292). 4. Tiyatro Hikâye veya romana konu olabilecek olayların seyirciye sahnede temsilî olarak da gösterilebilmesi için sahne tekniğine uygun olarak yazılan edebî yazılara tiyatro denir. Tiyatro terimi, sahne eserinin oynandığı yer ve sahne eserini oynatma sanatının adı olarak da kullanılır. Tiyatronun oluşmasında eser (senaryo), oyuncular, sahne ve seyirci unsurları her zaman dikkate alınır. Tiyatro hem göze hem kulağa hitap ettiği için diğer türlere göre daha etkilidir. Tiyatro eserleri genellikle, sahnede oynanmak üzere yazılır, ancak oynanmak için değil de okunmak için yazılan tiyatro eserleri de vardır. Klasik tiyatroda üç (zamanda, mekânda, olayda) birlik kuralına uymak esastı. Ancak günümüzün teknik imkânları sayesinde tiyatro sahnesinde canlandırılamayacak bir olay hemen hemen yok gibidir. Tiyatro (oyun) terimi daha çok genel anlamda kullanılır. Tiyatro için, konusuna ve sahnede sunuluş biçimine göre trajedi, komedi, dram, monolog ve müzikli tiyatrolar (opera, operet, opera komik, vodvil, bale) gibi özel adlandırmalar da kullanılır (Karasoy vd., 2012: 291-292). 5. Fabl Sonunda bir ahlak dersi vermek amacıyla kaleme alınan, konusu bitkiler, hayvanlar veya cansız varlıklar arasında geçtiği düşünülen ve genellikle manzum olan edebî yazılara fabl denir. Kişilerin veya toplumun aksayan yönleri fabl aracılığıyla düzeltilmeye çalışılır. Hayali varlıklar ve olaylar gerçeğe ne kadar yakın olursa fabl o derece etkili ve başarılı olur. Teşhis ve intak sanatlarından yararlanılarak anlatıma canlılık ve güzellik katılır. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 3
Fablin sonunda kıssadan hisse alınabilecek bir dersin verilmesi onu masaldan ayıran özelliklerin başında gelir. Hint filozofu Beydaba nın Kelile ve Dimne si ile La Fontaine in Fabller i bu türün başarılı örneklerindendir. Orhan Veli nin La Fontaine Masalları adıyla manzum olarak Türkçeye kazandırdığı çalışma da anılmaya değerdir (Karasoy vd., 2012: 293). 6. Günlük Bir kimsenin düzenli olarak, günlük olaylarla ilgili yorumlarını, bunlardan kaynaklanan o günkü anlayışlarını, düşünlerini, üstüne tarih atarak kaleme aldığı kısa yazılara günlük veya günce denir. Günlük, bir anlamda günü gününe yazılan hatıralar olarak değerlendirilebilir. Okuyucular dikkate alınmadan yazılan günlükler, özeldir. Duyguların, düşüncelerin yoğun olduğu anlarda sıcağı sıcağına yazılan günlüklerin anlatımı geliştirmede önemli bir yararı vardır. Günlükler bir deftere yazılabileceği gibi daha kullanışlı olması bakımından bir ajandaya da yazılabilir (Karasoy vd., 2012: 295). 7. Sohbet Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, muhatabıyla konuşuyormuş hissini verecek bir üslupla makale planında yazdığı fikir yazısına sohbet (söyleşi) denir. Sohbet, makaleden üslup yönüyle ayrılır. Çoğunlukla, günlük konuların işlendiği sohbet yazılarında senli benli bir anlatım yolu seçili, hatıralardan, fıkralardan, nüktelerden, özlü sözlerden yararlanılır (Karasoy vd., 2012: 300). 8. Şiir Edebî eserler içinde en fazla yazılan ve okunan türlerdendir. Neredeyse hemen her şâirin kendine göre bir şiir anlayışı olduğu için herkesin kabul edebileceği bir şiir tanımı yapmak zordur. Şâirlerin bir kısmı şiiri felsefi boyutuyla değerlendirirken, bazıları şiirde anlam aramanın gereksizliği üzerinde durur, bazıları şiiri amaca ulaşmak için bir araç olarak görür. Şiiri, insanda güzel duygular uyandıran, onu bir ruh hâlinden başka bir ruh hâline götüren; ölçülü, kafiyeli (veya serbest) sanatlı sözler olarak tanımlamak mümkündür. Ölçülü, kafiyeli fakat edep sınırlarını aşan anlatımları şiir tanımına dâhil etmek yanlış olur. Hakkında güzel sözler söylenebilecek hemen her olay, her eşya, her düşünce, duygu ve hayal şiire konu olabilir. Bu bakımdan şiirin konusunu sınırlamak zordur. Şiirler genellikle biçim özellikleri ve konularına göre (gazel, kaside, mesnevi, rubai, şarkı, türkü, koşma, - Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 4
güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt, -mani, ninni, destan vb. gibi) farklı isimlerle adlandırılırlar. Şiirin klasik anlayışla konularına göre beşe ayrılması gelenek hâlini almıştır: a) Lirik Şiirler: Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir. Eski Yunan edebiyatında bu tarz şiirler lir denen bir sazla söylendiği için böyle adlandırılmıştır. Bizim edebiyatımızda halk âşıklarının (veya halk şâirlerinin) söylediği şiirlerin çoğu liriktir. b) Kahramanlık Şiirleri: Bir milletin hayatında önemli izler bırakan (büyük göçler, savaşlar, doğal afetler vb. gibi) olaylarla yiğitlik, kahramanlık, mertlik, yurt sevgisi gibi konuların destan havası içinde işlendiği şiirlere kahramanlık şiirleri (epik şiir) denir. c) Öğretici Şiirler: Bilim, sanat, felsefe, din, ahlak gibi alanların kurallarını, temel ilkeleri öğretmek ve öğüt vermek amacıyla yazılan şiirlere öğretici şiir (didaktik şiir) denir. d) Dramatik Şiirler: Heyecan ve üzüntü veren konuların tiyatro (dram, trajedi, komedi) tarzında işlendiği şiirlere dramatik şiir denir. e) Pastoral Şiirler: Tabiat güzelliklerini, çoban ve kır hayatını işleyen şiirlere pastoral şiir denir. Bunlar içinde doğrudan doğruya kır hayatının güzelliğini işleyen kısa şiirler idil; birkaç çobanın kır hayatı, aşk vb. konular üzerinde karşılıklı konuşmaları tarzında yazılanlarına eglog denir (Karasoy vd., 2012: 324-325). 9. Mektup Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel veya resmî haberleşmeyi sağlayan yazı türüne mektup denir. Mektuplar konularına ve yazılışı üsluplarına göre; a) Özel mektuplar, b) İş mektupları, c) Resmî mektuplar, d) Edebî mektuplar, e) Açık mektuplar gibi çeşitlere ayrılırlar. (Manzum olarak yazılan mektuplar da vardır.) Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 5
9.1. Özel Mektuplar Birbirinden uzakta bulunan yakın akraba veya arkadaşların haberleşmek, bir olay aktarmak, bilgi vermek, ortak düşünceleri paylaşmak gibi çeşitli amaçlarla yazdıkları sadece yazanla okuyanı ilgilendiren mektuplar, özel mektuplardır. Özel mektupları, konularına göre alt başlıklar hâlinde adlandırmak da mümkündür: Aile mektupları veya sağlık mektupları (eşe, dosta, yakın akrabaya yazılanlar), tebrik mektupları (herhangi bir başarı, nikâh, nişan, düğün, bayram, yılbaşı gibi sebeplerle yazılanlar), teşekkür mektupları (iyilik veya yardım görme gibi sebeplerle yazılanlar), davet mektupları (davetiyeler) (nişan, düğün, gezi vs. sebeplerle yazılanlar), taziye mektupları, özür mektupları vs. gibi Bu türdeki mektupların gizliliği vardır ve bu gizlilik kanunla korunmuştur. Özel mektuplar çizgisiz bir kâğıda el yazısıyla mürekkepli bir kalemle vakit ayırarak ve özenle yazılır. Muhataba duyulan saygı ve verilen önem mektubun tertibinde kendisini göstermelidir. Bu tarz mektuplarda (sayfa düzeni ve güzel yazı konusunda verilen sayfa düzenine dikkat edilerek) sağ üst köşeye yer adı yazıldıktan sonra virgül konur ve tarih atılır. Sonra muhataba uygun (Sevgili kardeşim, Canım annecim, Değerli dostum gibi) bir hitap ifadesi yazılır. Mektubun yazılış amacı giriş bölümünde verildikten sonra gelişme bölümünde bunlar açılır. Hâl hatır sorma, selam ve iyi dilekler mektubun sonuç bölümünde yer alır. Mektubu yazan kişi imzasını mektubun sonuna sağ alt köşeye atar. Birinci sayfada bitmeyen mektuplar için kâğıdın araka yüzüne yazılmaz, ikinci bir kâğıt kullanılır. Zarf açıldığında hitap üste gelecek şekilde katlanan mektup, uygun bir zarfa konur. Zarfın sol üst köşesine veya zarf kapağına gönderenin adı ve açık adresi yazılır. Alıcının adı ve açık adresi zarfın ortasından itibaren (otomasyon sistemiyle dağıtımda kolaylık sağlamak için) altta en az 1,5 cm boşluk kalacak şekilde posta kodu ihmal edilmeden yazılır. Tarihi, eski Mısır a kadar uzanan mektup türü, bilhassa özel mektuplar için günümüzün teknik imkânları içinde eski önemini kaybetmiştir. Zamana karşı yarışan insanlar şimdilerde mektup yazmak yerine telefon etmeyi, cep telefonlarıyla mesaj yollamayı, e-posta göndermeyi ya da sohbet etmeyi tercih ediyorlar. 9.2. İş Mektupları Özel kişilerle ticari kurumlar veya ticari kurumların kendi aralarında sipariş, satış, alacak verecek, bilgi isteme, müracaat gibi konularla ilgili olarak yazdıkları mektuba iş mektubu denir. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 6
Bu mektuplar herhangi bir yanlış anlamaya meydan vermeyecek biçimde açık ve anlaşılır bir dille, gereksiz ayrıntılara girmeden, sayfa düzeni ölçüleri göz önünde bulundurularak ve aşağıda tarif edilen şekil özelliklerine dikkat edilerek, daktiloyla veya bilgisayarla yazılmalıdır. İş mektuplarına mektubu yazan kişinin, kurumun (veya ticarethanenin) adı (veya ticari unvanı) ve adresi yazılarak başlanır. (Kurumun özel başlıklı antetli kâğıt kullanılması hâlinde bu bilgiler zaten kâğıdın üstünde olacaktır.) Sağ üst köşeye tarih atılır. Uygun bir aralık bırakıldıktan sonra mektup yazılan kurumun (özel veya tüzel kişinin) adı ve adresi yazılır. Bir veya iki satır boşluktan sonra doğrudan, isteğin yazılmasına geçilir. Saygı sözüyle mektup tamamlanır. Mektubu yazan sağ alt köşeye adını yazar ve imzalar. Örnek I: İş Mektubu Örneği Muharrem Turan Turan Kitabevi Yesevî Cad. No: 12/4 Bahçelievler/ANKARA 25/5/2000 Ötüken Yayınevi, İSTANBUL İlgi: 14/03/2000 tarih ve 24/46 sayılı yazınız. Yayıneviniz tarafından 15. Baskısı yapılan Tarık Buğra nın Osmancık romanından 50 (elli) adet göndermenizi rica ederim. (İmza) Muharrem Turan Eki: Kitabın toplam bedeli olan 300 TL nin hesabınıza yatırıldığına dair banka alındısı. 9.3. Resmî Mektuplar Resmî kurumların ve tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılara ve vatandaşların dilekçeyle bildirdikleri isteklerine verilen yazılı cevaplara resmî mektup denir. (Dilekçeler de resmî mektup sayılır.) Resmî mektuplar, biçim yönüyle iş mektuplarına benzerler. Resmî mektuplar; başlık, metin ve son kısım diye üç bölüme ayrılır. Başlıkta gönderen makam, dosya numarası, tarih, konu, adres ve ilgiler bulunur. Bütün resmî yazıların metin kısmına, doğrudan doğruya işten söz edilmek suretiyle adres veya ilgi satırının iki aralık altından başlanır. Hiçbir saygı kelimesi kullanılmaz. Yazıların sonunda; ast kademelere yazılanlar için rica ederim; üst kademelere Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 7
yazılanlar için arz ederim; aynı seviyedeki makamlara yazılanlar için arz ve rica ederim ifadesi kullanılır. Altı satır aralık bırakıldıktan sonra sağ tarafa imza atılır. İmzanın altına yazıyı imzalayanın adı ve soyadı yazılır. Bunun altına makam adı, küçük harflerle yazılır. Gerekirse kısaltma kullanılabilir. 9.4. Edebî Mektuplar Edebî mektuplar da esas itibariyle özel mektuptur. Ancak yazarları, içerikleri ve anlatım şekilleriyle, içinde özel hususların az olmasıyla, özel mektuplar içinde ayrı bir yer tutarlar. Bu tarz mektuplardan yazıldıkları döneme ait sanat, edebiyat ve fikir olayları hakkında bilgi edinmek de mümkündür. Tanınmış yazarlar birbirlerine yazdıkları mektuplarla fikir v sanat olaylarını, eserleri tartışırlar. Hikâye ve roman türlerinde kahramanların hayatlarını, ruh hâllerini, duygularını, düşüncelerini, anlayışlarını daha etkili anlatmak için zaman zaman mektuplar araç olarak kullanılmıştır. Hatta kahramanların birbirlerine yazdıkları mektuplardan oluşan romanlar da vardır. 9.5. Açık Mektup Herhangi bir düşüncenin (veya anlayışın) gazete (dergi, televizyon, internet) aracılığıyla halka duyurulması amacıyla yayımlanan mektuplara açık mektup denir. Açık mektupta işlenen konu, sadece yazanı değil geniş kitleleri de ilgilendiren bir konu olmalıdır (Karasoy vd., 2012: 311-316). Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 8
Özet YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II 1. Hikâye: "Belli bir zaman ve yerde az sayıda insanın başından geçen, gerçeğe uygun olayları ve durumları anlatan eser şeklinde tanımlanır. Hikâyelerde dört temel öge vardır: a) Olay veya durum b) Kişi veya kişiler c) Zaman d) Yer 2. Roman:Yaşanmış ve yaşanması mümkün olayların yer ve zaman belirtilerek etraflıca anlatıldığı, uzun edebî yazılara roman denir. Romanlar işledikleri konulara ve üsluplara göre tarihî roman, macera romanı, polisiye roman, töre romanı, psikolojik roman, nehir roman gibi çeşitlere ayrılabilir. 3. Masal: Olağanüstü kişilerin (veya kahramanların) başlarından geçen olağanüstü olayların yer ve zaman belirtilmeden anlatıldığı yazılara masal denir. 4. Fabl: Sonunda bir ahlak dersi vermek amacıyla kaleme alınan, konusu bitkiler, hayvanlar veya cansız varlıklar arasında geçtiği düşünülen ve genellikle manzum olan edebî yazılara fabl denir. 5. Sohbet: Bir yazarın, kişisel görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden, muhatabıyla konuşuyormuş hissini verecek bir üslupla makale planında yazdığı fikir yazısına sohbet (söyleşi) denir. 6. Tiyatro: Hikâye veya romana konu olabilecek olayların seyirciye sahnede temsilî olarak da gösterilebilmesi için sahne tekniğine uygun olarak yazılan edebî yazılara tiyatro denir. Tiyatro (oyun) terimi daha çok genel anlamda kullanılır. Tiyatro için, konusuna ve sahnede sunuluş biçimine göre trajedi, komedi, dram, monolog ve müzikli tiyatrolar (opera, operet, opera komik, vodvil, bale) gibi özel adlandırmalar da kullanılır. 7. Şiir: Şiirler genellikle biçim özellikleri ve konularına göre (gazel, kaside, mesnevi, rubai, şarkı, türkü, koşma, -güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt, -mani, ninni, destan vb. gibi) farklı isimlerle adlandırılırlar. a) Lirik Şiirler: Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir. b) Kahramanlık Şiirleri: Bir milletin hayatında önemli izler bırakan (büyük göçler, savaşlar, doğal afetler vb. gibi) olaylarla yiğitlik, kahramanlık, mertlik, yurt sevgisi gibi konuların destan havası içinde işlendiği şiirlere kahramanlık şiirleri (epik şiir) denir. c) Öğretici Şiirler: Bilim, sanat, felsefe, din, ahlak gibi alanların kurallarını, temel ilkeleri öğretmek ve öğüt vermek amacıyla yazılan şiirlere öğretici şiir (didaktik şiir) denir. d) Dramatik Şiirler: Heyecan ve üzüntü veren konuların tiyatro (dram, trajedi, komedi) tarzında işlendiği şiirlere dramatik şiir denir. e) Pastoral Şiirler: Tabiat güzelliklerini, çoban ve kır hayatını işleyen şiirlere pastoral şiir denir. Bunlar içinde doğrudan doğruya kır hayatının güzelliğini işleyen kısa şiirler idil; birkaç çobanın kır hayatı, aşk vb. konular üzerinde karşılıklı konuşmaları tarzında yazılanlarına eglog denir. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 9
8. Mektup: Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel veya resmî haberleşmeyi sağlayan yazı türüne mektup denir. Mektuplar konularına ve yazılışı üsluplarına göre; Özel mektuplar, İş mektupları, Resmî mektuplar, Edebî mektuplar, Açık mektuplar 9. Günlük: Bir kimsenin düzenli olarak, günlük olaylarla ilgili yorumlarını, bunlardan kaynaklanan o günkü anlayışlarını, düşünlerini, üstüne tarih atarak kaleme aldığı kısa yazılara günlük veya günce denir. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 10
DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi öyküdeki düğüm paragraflarının özelliklerinden biri değildir? a) Öykünün gelişme paragraflarıdır. b) Duygu çatışmaları vardır. c) Yan olaylar vardır. d) Ana olay bu bölümde değildir. e) Duygu çözümlemeleri bu paragraftadır. 2. Aşağıdakilerden hangisi fabl türü ile ilgili bilgi değildir? a) Olaya dayalı bir anlatımı vardır. b) Uzun öykülerdir. c) Örneklendirme ile kötü davranışlardan caydırıcı özelliği vardır. d) Soyut konular somutlaştırılarak işlenir. e) İnsan hayatından alınan küçücük kesitler, insan dışı canlılara uyarlanarak anlatılır. 3. Kişi betimlemesi olmayan yazı türü aşağıdakilerden hangisidir? a) Öykü, b) Roman, c) Fıkra, d) Masal, e) Hepsi. ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI 4. Aşağıdakilerden hangisi iyi bir şâirde olmaz? a) Kendi ilkelerini kendi koyar. b) Ölçü ve uyağı dilerse kullanır. c) Toplum kurallarına uymak zorunda değildir. d) Kimseyi taklit etmez. e) Kuralları insanlık kurallarına uyar. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 11
5. Aşağıdaki düşüncelerden hangisi doğrudur? a) Roman, yapı olarak öykülerin birleşmesiyle kurulmuştur, denilebilir. b) Romanlar kısa plânlı yazılardır. c) Romanlar, destanların zamanla gerçek dışı öğelerinden sıyrılarak yaşanabilir biçime getirilmesiyle ortaya çıkmış olamaz. d) Romanın görüş açısı öyküye göre az yönlüdür. e) Romanlarda sürekli kronolojik zaman kullanılır. I. Biyografi II. Anı III. Otobiyografi IV. Masal V. Günlük 6. Yukarıdaki edebi türlerden hangisi gerçek yaşamdan beslenen yazı türlerine girmez? a) I b) II c) III d) IV e) V I. Olaylar, bir ana olay etrafında gelişir. II. Kişi kadrosu geniştir. III. Kişiler ve olaylar ayrıntılarıyla ele alınır. IV. Olmuş ya da olabilecek olayları anlatır. V. Olaylar geniş bir zamana yayılarak anlatılır. 7. Yukarıda özellikleri verilen edebi tür aşağıdakilerden hangisidir? a) Hikâye b) Deneme c) Roman d) Masal e) Fabl ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI I. Bugün, diğerlerinden daha farklı bir gün benim için. II. Pencerem bir tuvalin çerçevesi gibi ve bana bu tablo şimdi sonbaharı anlatıyor. III. Bana böyle davranmış olması aramıza bir soğukluk girdiğinin göstergesi gibi. IV. Birazdan uyuyacağım ve yarınımın bugünkü gibi olmasını diliyorum. V. Aradan yıllar geçmiş olmasına karşın o üç sözcük aynı ses tonuyla çınlıyor kulaklarımda. 8. Yukarıda verilen tümcelerden hangisi bir günlük ten alınmış olamaz? a) I b) II c) III d) IV e) V Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 12
I. Tamamen hayal ürünü olan yazılardır. II. Kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze gelmiş bir anlatı türüdür. III. Konuyla ilgisi olmayan kalıplaşmış sözler vardır. IV. Ulusal nitelikler taşımaz. V. İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. 9. Yukarıda özellikleri verilen yazı türü aşağıdakilerden hangisidir? a) Roman b) Fabl c) Öykü d) Deneme e) Masal 10. Hem görme hem duyma duyguları üzerine kurulmuş yazı türü hangisidir? a) Roman, b) Tiyatro, c) Öykü, d) Anı, e) Hepsi. CEVAPLAR 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 d b c c a d c e e b Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 13
KAYNAKLAR Karasoy, Y., Yavuz, O., Kayasandık, A. ve Direkçi, B. (2012). Türk Dili ve Kompozisyon Bilgileri (11.bs.). Konya: Aybil Yayınları. Göker, O. (2001). Uygulamalı Türkçe Bilgileri (C3). Ankara: MEB Yayınları. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 14