Sayı: Kış 13/23. Beşiktaş ta bir çınar. Nâzım Hikmet. AYÖM le afete hazırız Madımak ı unutmuyoruz Engelsiz düşlerde buluştuk Kuşların şehri İstanbul



Benzer belgeler
OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

Türk filmleri günü!..

ÇIRAĞAN A DOKUNMA! Tarihi Fıstıklı Meydanı dev bir beton yığını altında kalıyor.

Birgi; Aydınoğlu Beyliğine başkentlik yapmış, anıtsal yapıları, geleneksel sivil mimarisiyle tarihin her döneminde önemini korumuş, yerli ve yabancı

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi Salkım Söğüt Saç

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Beşiktaş Gazetesi. Her Cuma yeni bir film

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Online işlem rahatlığı!..

Günlük Kent Gazetesi

Geleceği Bugünden Görmek...

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik. gösterir. BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

Vergide son gün yarın

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Günlük Kent Gazetesi

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

VALİDEBAĞ KORUSU ve VALİDEBAĞ GÖNÜLLÜLERİ

Deniz, Kum, Güneş Turizmi Yetmedi,

Beşiktaş Gazetesi. Ustalarının izinden!..

Beşiktaş Belediyesi. Beşiktaş Gazetesi. Özgürlüğe olta attılar GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI MİMARLIK BİLGİSİ CUMHURİYET DÖNEMİ I.ULUSAL MİMARLIK II.ULUSAL MİMARLIK

Günlük Kent Gazetesi başlatılan Dost Eller Mutfak yemek dağıtım hizmetinin

''Hepimiz Atatürk'üz''

Uluslararası Buluşma Türkiye Fotohaber, Sayfa 1

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

Beşiktaş Gazetesi16 EKİM Miniklerden derece!.. dalında Selin Bayraktaroğlu,

HiZMETLERiMiZ HIZ KESMEDEN DEVAM EDiYOR

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN ve ZAMAN

MİMARİ RESTORASYON ÖĞRENCİLERİ EĞİTİM GEZİSİ

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (20 Ekim Aralık 2014 )

Yaşam alanları ihtiyaca ve koşullara göre değişiklik

AİLELER İÇİN AFETE HAZIRLIK PLANI

kimdir? Nazif Kerem GÖZENER ÖZGEÇMİŞ

DEBİP DENİZLİ EĞİTİMİNDE BAŞARIYI İZLEME VE GELİŞTİRME PROJESİ

OKUL BAHÇELERİ DÜZENLEME İLKELERİ, İHTİYAÇ PROGRAMLARI AÇIKLAMALARI VE ÖRNEK PROJELER. (Ek 1)

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

1950 LERDEN GÜNÜMÜZE GELEN BİR ALIŞVERİŞ KOMPLEKSİ: BALIKESİR KASAP VE SEBZE HALİ. Gaye BİROL Yrd. Doç. Dr., Balıkesir Üniversitesi Mimarlık Bölümü

Venezuela ile temas

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

55 Yıllık. bir markanın, 270 dairelik. fırsatı

E Y L Ü L Ders Yılı nın Başlaması Tören/Program Komisyonu 08:30

2014 Seçim Beyannamemizde bu dönem ulaşım ve şehircilik dönemi olacak demiştik.

İSTANBUL UN DÜNYA YA AÇILAN KAPISI BAYRAMPAŞA da yaşamak bir ayrıcalıktır.

Şemsi Paşa Camii ve 'Osmanlı'yı Katletme' Liberalliği! Batuhan ÇOLAK.

SAĞLAM KOBİ SAHADA GÖKÇEADA. Gökçeada da Sağlam KOBİ çalışması:

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

BULUNDUĞUMUZ MEKÂN VE ZAMAN

BİLECİKTE YATIRIMIN DOĞRU ADRESİ KAYI PLAZA.

Silivri. Kalite, tecrübe, yenilik... Yaşam boyu mutluluk

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3 YAŞ GRUBU MAYIS AYI EĞİTİM PROGRAMI

KISA TARİHÇE : ŞEHİR ÖZELLİKLERİ :

Günlük Kent Gazetesi

1. Kanalizasyon Altyapı Çalışmalarından Bozulan yolların Onarım ve yenileme çalışmalarının ikmali ( Yaklaşık m2 Kilit Parke çalışması )

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 30.VELİ BÜLTENİ

Silivri de doğa ve insanın barışı, sürdürülebilir ve çevreye saygılı belediyecilik için AK PARTİ belediyeciliği.

Konsept Yorum 200 EYLÜL 2010

ELEGANT URLA

Günlük Kent Gazetesi

Geleceğin Yıldız Girişimcileri Programı. Lüleburgaz Kaymakamlığı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile Lüleburgaz Belediye Başkanlığıdır.

AFYONKARAHĐSAR BELEDĐYESĐ BAYINDIRLIK VE ĐMAR KOMĐSYONUNUN TARĐHLĐ VE SAYILI RAPORLARI 01 09/05/ /05/

KENT TARİHİ VE TANITIMI DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Dr. Evren Dayar

Beşiktaş Gazetesi. Yepyeni kent rehberi

BİLİMSEL EĞLENCE ETKİNLİKLERİ EĞLEN BİLİM BİLİM ŞOVLARI

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

Türkiye'nin En İyi 10 Üniversitesi

İstanbul da, Bursa da, Çanakkale de, Sakarya da. Ve şimdi Konya da.

DÜNYANIN YENİ ÇEKİM MERKEZİ

EN EĞLENCELİ YAZ KAMPI KIDZANIA DA!

BULUNDUĞUMUZ MEKAN VE ZAMAN

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

PAYLAŞMAK CÖMERTLİKTİR

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

Radyo. Bayram teklifi. MUSTAFA Kemal Atattürk 16 Mayıs ta annesiyle vedalaşıp Bandırma Vapuru

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

YAŞAM. yeniden. `de TANIMLANIYOR

T.C. İZNİK KAYMAKAMLIĞI Kılıçaslan İlkokulu Müdürlüğü İLÇEMİZİ TANIYOR, TANITIYORUZ

Aziz Kocaoğlu. Dr. H. Gökhan Kutlu. Etüt ve Projeler Dairesi Başkanlığı Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Şube Müdürlüğü

EN EĞLENCELİ YAZ OKULU KIDZANIA YAZ KAMPI NDA!

Günlük Kent Gazetesi

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU MAYIS AYI BÜLTENİ

Satış Ofisi Merkez

HALE OZANSOY RESİM SERGİSİ DEFNE SANAT GALERİSİNDE AÇILDI

İTÜ de Spor ve Yaşam

2018 yılı ETKİleşim program ve etkinliklerimize katılımın her zamankinden daha fazla olacağı umudu ile ETKİli yıl diliyoruz. A. Faruk Göksu Sıla Akalp

ANTALYA İLİ, BATI ÇEVRE YOLU GÜZERGÂHI İLE KEPEZ İLÇESİ ŞAFAK VE ÜNSAL MAHALLELERİ YERLEŞİM ALANLARININ DÜZENLENMESİNE İLİŞKİN 1/100.

SOSYAL VE KÜLTÜREL HAYAT ANASINIFI FAALİYET TAKVİMİ

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Kent ve İnsan İlişkisi. Yrd. Doç.Dr. Çiğdem Vatansever 22 Şubat 2013

BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR STRATEJİK PLANI


YAPI MALZEMELERİ 04-07

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

H+Bredgatan H+ BREDGATAN KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ. Erik Giudice Architects sunar. Helsingborg, İsveç

KARİYER GÜNLERİ ETKİNLİKLERİ

Transkript:

Sayı: Kış 13/23 Beşiktaş ta bir çınar Nâzım Hikmet AYÖM le afete hazırız Madımak ı unutmuyoruz Engelsiz düşlerde buluştuk Kuşların şehri İstanbul

İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER!

Büyük ozan Edip Cansever çok bilinen bir şiirinde şunları yazar:...insan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğilimine Gündelik yaşamımızda bir yere ait olmak önemli bir duygudur. Aslında yaşadığımız kentler bir açıdan kimliğimizin de inşasına katkı verir. Ait olduğumuz kente, onun değerlerine sarılarak kişisel ve toplumsal varlığımızı zenginleştiririz. Çoğu kez kentlerimizle direnir, yaşamın yaratıcı gücü olarak onlardan besleniriz. Bu anlamda bir tür bellek ve gelecek üretme merkezleridir bu kentler. Beşiktaş kenti, yaşayanların öz benliklerinden gelen birikimlerle de aidiyet duygusu nun en yoğun yaşandığı yerleşmelerdendir. Kentliye hizmet kuruluşu olan yerel yönetimlerin ve yöneticilerinin bunun dışında kalması düşünülemez. Beşiktaş sevgisi nin ortaklığı ve gücü de buradan kaynaklanır. Belediyecilik sadece yönetmek sanatı değildir. Belediyecilik aynı zamanda hesap vermek, imkânları değerlendirmek, kıt kaynaklardan kentli yararına güzel şeyler üretebilmektir. Başarabildiklerimiz kadar, bu başarının altında yatan anlayış, başardıklarımızın arkasında duran yönetim felsefesi ve aidiyet duygusu da önemlidir. Biz en başta söz verdiğimiz gibi, kentimizi kentlilerimizle birlikte yönetme peşindeyiz. Merkezinde insan olan bir yaratıcılık peşindeyiz. Beşiktaş kentini çağdaş ve özenilecek bir yerleşim yapma peşindeyiz. Bu noktada kentlimizin talepleri ve beklentileri ile imkânlar arasındaki uyumu sağlamak önemli olmuştur. Bu bakımdan hizmetlerimizin, yatırımlarımızın yöneldiği temel konsept sosyal belediyecilik anlayışı olmuştur. Beşiktaş Belediyesi olarak her yaş ve cinsten kentlimizin ortak kullanımına, faydalanmasına sunduğumuz temel hizmetlerimiz vardır. Ama bunlardan ayrı olarak farklı sosyal kümeler, farklı yaş grupları için gerçekleştirdiğimiz hizmetlerimiz de vardır. Minik çocuklarımız için kreşler ve gündüz bakım evleri yaparken, eğitimdeki gençlerimize Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği, ileri yaştaki kentlilerimize yönelik olarak da Esenlik Hizmetleri gibi özelleşmiş hizmetler ürettik. Herkesin yararlanacağı Spor Merkezi nin inşaatını bitirmek üzereyiz. İhtiyaç sahibi kentlilerimize Eğitim Yardımı yapıyoruz. Dost Eller Mutfak projemizle kentli dayanışmasını sağlıyoruz. Meyve Bahçemiz ise şimdiden imrenilen bir kazanım oldu. Bu hizmetlerimiz kenti ortak kullanmanın, bu kente ait olmanın ortak sorumluluğu ile üretildi. Çünkü biliyoruz ki, bizler geçiciyiz. Beşiktaş kentinin gerçek sahibi Beşiktaş yaşayanlarıdır. Beşiktaş kentinin güçlü tarih mirasına, ilerici ve özgür karakterine, Cumhuriyetçi geleneğine sahip çıkan projeler bunlar. Aydınlık projeler. İnsan merkezli projeler. Bu yüzden yapılan bütün anketlerde Türkiye de insanlarımızın en çok yaşamak istedikleri kent olarak karşımıza Beşiktaş çıkıyor. Çünkü Beşiktaş gerçekten aydınlık ve çağdaş bir ilişkiler yumağıdır. Beşiktaş bedeni ve aklı özgür insanların, bilimin ve sanatın kentidir. Beşiktaş, kentlisi ve yönetimiyle bir tas çorbayı, bir merhabayı, bir meydanı ya da ağaç gölgesini paylaşmanın kentidir. İnsan onuruna yakışan, insanı değerleriyle birlikte kucaklayan, birey olmanın keyfi kadar toplum olmanın sorumluluğunu taşıyan bir kenttir. Umudun ve geleceğin kentidir Beşiktaş Cumhuriyet ilkelerinin ve devrimlerinin yaşandığı, bayrak yapıldığı, öncü bir kenttir Beşiktaş Bu kenti yıllardır sizlerle birlikte yönetmeye çalışmak bana nasip olan en büyük onurdur. Çünkü Beşiktaş, Beşiktaş kentlileriyle güzel ve anlamlı. İsmail ÜNAL Beşiktaş Belediye Başkanı

20 Kazanım: Nefes alma durakları Kente üç yeni park daha... 24 Kazanım: Kıyameti beklemeyin Beşiktaş AYÖM le afete hazır. BEŞİKTAŞ KENTLİSİNİN DERGİSİ Kış 13 / 23 24 İMTİYAZ SAHİBİ Beşiktaş Belediyesi adına Beşiktaş Belediye Başkanı İsmail Ünal YÖNETİM YERİ Beşiktaş Belediyesi Nisbetiye Mahallesi Aytar Caddesi Başlık Sokak No:1 34340 Beşiktaş, İstanbul www.besiktas.bel.tr - 444 44 55 YAYIN TÜRÜ Dergi/Yaygın YAYIN KURULU Hasan Özgen, Görkem Kızılkayak, Yüksel Türkili PROJE YÖNETMENİ Hasan Özgen GENEL YAYIN YÖNETMENİ Can Aydın YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Selda Bektaş EDİTÖR Canan Kaya GÖRSEL YÖNETMEN Altan Adatepe YAZI İŞLERİ Murat Çelik, Gülhan Bakır, Metin Altay, Ayşe Üngör, İrfan Talyak, KATKIDA BULUNANLAR Etem Çalışkan, Cengiz Kahraman, Yasemin Reis, Nazan Ortaç Kara, Elvan Levent, Ege Erim, Cengiz Erdil, Murat Selenoğlu FOTOĞRAFLAR Ulaş Tosun, Bekir Köşker, Levent Özer, Can Cihan Saltık, Şenol Kaşıkçı, Barış Acarlı MATBAA PRODÜKTÖRÜ Niyazi Yılmaz YAPIM Dörtbudak Yayınları Tanıtım Org. ve Tic. Ltd. Şti. Mecidiyeköy Mah. Kervangeçmez Sk. No:10 K:3 D:8 Şişli/İSTANBUL 0212 356 09 43 BASKI A4 Grafik Mat. Yay. Ltd. Şti. 0212 452 40 99 Kapak Fotoğrafı: Mehmet Aksoy 02 Başkan ın Beşiktaşlılara Mesajı 06 Cumhuriyet kazanımları Ulusal mimarlık. 06 12 Dünya Kuş Gözlem Günü Kuşların şehri İstanbul. 12 16 Çocuk Bilim Merkezi Küçük mucitler iş başında. 16 28 Heykel Nâzım Hikmet Heykeli. 32 Sokaktaki Tarih Sanatın izi Beşiktaş ta... 38 Ustalara Saygı Tuncel Kurtiz ve Turgut Özakman 40 Haber Unutmamak Müzesi açılıyor. 40 28 38 60 Engelsiz Düşler Festivali Engelsiz düşlerde buluştuk.

64 Portre: Tevfik Fikret Çağın yetişemediği şair. Artı 64 Unutmadık... 72 Kadın girişimci Cup of Joy. 72 76 1001 Festival Bir festivalden çok daha fazlası. 80 Gezi:İstanbul u yeniden keşfediyoruz. 82 Cumhuriyet Bayramı 82 86 Haber Beşiktaş a kadın barınma evi. 88 Haberler 91 Fulya Sanat Ajanda 92 Rehber / 24 saat Beşiktaş kenti de beyaza büründü. İstanbul yılın son ayına soğuk hava ve karla girdi. Boğaz kıyılarını kaplayan kentimiz yılın her mevsimi güzel... Tarihin önemli yapılarıyla dolu İstanbul u kaplayan bembeyaz kar, kentin siluetini bozan yapıların hançer yaralarını ne yazık ki örtemiyor. Bu sayımızda İstanbul un Cumhuriyet döneminde yaşadığı yapılaşmayı ÇEKÜL Vakfı başkanı Prof. Dr. Metin Sözen ile konuştuk. Cumhuriyet kazanımları seri araştırma yazılarımızda da bu sayıda Cumhuriyet ve Mimarlık konusunu ele aldık. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en kara olaylardan biriydi Sivas Katliamı; 2 Temmuz 1993 te yaşandı Vicdanlardaki yara 20 yıl geçmesine rağmen sarılamazken, Türkiye nin önde gelen 35 sanatçısı, Beşiktaş Belediyesi nin öncülüğünde O günü unutmamak için kendi elleriyle yaptıkları eserlerini kısmen yakarak Unutmamak sergisinde bir araya getirdi. Biz de bu sayımızda eserleri bir albümle sayfalarımıza taşıdık Beşiktaş, İstanbul da kamuya ait en çok yeşil alanın olduğu bir yerleşim merkezi. Kentimizde 124 adet park var. Dutluk, Mısırlıbahçe ve Cihannuma parkları da açıldı. Bu parkları tanıtırken, Beşiktaş sokaklarının da izini sürdük. Sokak isimlerinin barındırdığı sırları öğrenince şaşıracaksınız. Beşiktaş Belediyesi bugünü değil geleceği de düşünüyor. Tarihte büyük depremler yaşayan İstanbul da afet hazırlığını en sıkı tutan belediyelerin başında geliyor Beşiktaş Belediyesi. İkincisi Aykut Barka Deprem Parkı nda açılan Afet Yönetim Merkezi, halka pratik uygulamalar konusunda bilgi verirken, depolarındaki araç ve gereçle de afet sırasında etkin görev almayı bekliyor. Bu sayımızda ayrıca Beşiktaş Belediyesi nin Engelli Koordinasyon Merkezi nin yaptığı çalışmaları ve Deniz Dikkaya ile yapılan röportajı ilgiyle okuyacaksınız. Beşiktaş taki Nâzım Hikmet heykelinin yaratıcısı heykeltıraş Mehmet Aksoy ile yapılan söyleşi ve bu yıl Beşiktaş a taşınan 1001 Belgesel Film Festivali nden notlar da bu sayımızda. Beşiktaş Belediyesi nin Ustalara Saygı gecelerinde bu kez yazar Turgut Özakman ile sinema ve tiyatro sanatçısı Tuncel Kurtiz anıldı. Yeni sayfalarda buluşmak üzere... Tüm Beşiktaşlıların yeni yılı kutlu olsun... besiktasarti@besiktas.bel.tr

Cumhuriyet kazanımları CUMHURİYET TE MİMARLIK Yazı ve röportaj: Cengiz Erdil, Fotoğraflar: Cengiz Kahraman arşivi, ÇEKÜL Arşivi Cumhuriyet in kurucu kadroları yeni kent planları hazırlarken, mimaride de arayış içindeydiler. Bu sayımızda neoklasik Türk üslûbu ile şekillenen Cumhuriyet dönemi Türk mimarisini mercek altına alıyoruz Cumhuriyet 90 yaşında. Pek çok mimar, kent uzmanı ve plancısı yetişti bu süre içinde. Ülkeye hiç şüphesiz önemli eserler kazandırdılar. Ancak Türk Mimarlık Tarihi nin binlerce yıllık bir geçmişi olduğunu unutmazsak; Cumhuriyet dönemi mimarlığını da kavrayabiliriz... Ölümsüz ozanımız Nâzım Hikmet in hayran olduğu kahramanlardan biri de Mimar Sinan dır Mimar Sinan, Türk Sanat Tarihi nin köşe taşı, yüz akı, özüdür... En doğru çizgisi ve sözüdür Geleceğimize bakarken Mimar Sinan ve onun ardından gelen mimarları, ustaları, kalfaları, taş ve ince işlerin emekçilerini, sanatçılarını asla unutmamamız gerekir. Biz bu yazıda Cumhuriyet dönemi mimarlığı ve de İstanbul u temel alarak kent planlamasına kısa bir göz atacağız Cumhuriyet in mimariye bakışı 1908 de ilan edilen II. Meşrutiyet le birlikte gelişen milliyetçilik eğilimleri mimarlıkta da yeni arayışları gündeme getirdi. Mimar Kemalettin ve Vedat beylerin başını çektikleri akımla Türk mimarlığının, Neoklasik Türk Üslûbu ya da Milli Mimari Rönesansı adını alan yeni klasik dönemi başladı. Cumhuriyet mimarisi bu akımın üzerinde şekillendi. Cumhuriyet in kurucu kadroları yeni kent planları hazırlarken, mimaride de arayış içinde oldular. Cumhuriyet in ilk yıllarında adeta bir kasabaya benzeyen Ankara, nasıl çağdaş bir başkent olacaktı? Yeterli mimar yoktu. Bu nedenle yabancı mimarlar Türkiye ye davet edildi Mimar yetiştiren tek ocak olan Sanayi - i Nefîse Mekteb - i Âlîsi, geçirdiği reformla Güzel Sanatlar Akademisi oldu. Ernst Egli, Bruno Taut gibi modern mimarinin ustaları burada ders verdi. 06 B+ KIŞ Ankara

Alman mimar Herman Jansen Ankara imar plânını yaptı. Atatürk plân çalışmalarına bizzat katıldı. Ankara nın geleceğini mimara anlatarak çalışmalara ışık tuttu. Viyanalı mimar Clemens Holzmeister, yine Atatürk le beraber çalışarak Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü nü, Bakanlık binalarını, şimdiki TBMM binasını plânladı. Meclis binasındaki çift meclis salonu da (Millet Meclisi ve Senato) Atatürk ün direktifleri ile yapıldı. Ernst Egli nin Sayıştay binası, Musikî Muallim Mektebi (Konservatuvar), Bruno Taut un Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi gibi yapılar ise kübik - modern yapıların öncüsü oldular. Akademi hocası olan ve Dil Tarih Coğrafya Fakültesi ni yapan Bruno Taut da Bauhaus Okulu nun kurucularındandır ki, böyle bir hocanın Atatürk ün daveti ile Türkiye ye gelişi büyük bir şans olarak yorumlanıyor. (Taut, Atatürk ün ölümünde, halkın önünden geçtiği meşaleli katafalkı da yapan mimardır. Ortaköy de yaşamıştır. Mezarı, vasiyeti gereği olarak Edirnekapı Mezarlığı ndadır.) Sadece mimarlık alanında değil, Hitler in zulmünden kaçan Yahudi hocaların, Atatürk ün daveti sonucu Türkiye ye gelmeleri ile üniversitelerimiz reform sürecini tamamlamış ve altın devirlerini yaşamışlardı. Bir süre sonra, modern mimarlık eğitim sisteminin yetiştirdiği Türk mimarları yapıtlarını vermeye başladılar. Benimsenen modern eğitim sisteminin amacı, Batı taklitçiliği değil, Batı nın mimarı düşünce biçimini ve metotlarını kavramak şeklinde olmalı idi. Bu eğitim sistemine mimar Sedat Hakkı Eldem in çok büyük katkıları oldu. Seyfi Arkan ve Şevki Balmumcu yu burada anmamız gerekiyor. Seyfi Arkan, parlak yeteneği ile Atatürk ün takdirini kazandı. Çankaya Hariciye ve Makbule Atadan Köşkleri, Florya Deniz Köşkü, İstanbul - Galata Deniz Yolcu Salonu, Ankara Sümerbank, İller Bankası Seyfi Arkan ın kayda değer yapıtlarındandır. Şevki Balmumcu nun 1933 35 lerde yaptığı Ankara Sergi Evi binası da Atatürk ün takdirini kazandı. Dönemin kübik mimarisinin bir örneği idi. Bu gün de mimarlık tarihimizin kilometre taşlarından biri sayılıyor. Ankara Entografya Müzesi Ankara Ulus Mahallesi - İş Bankası B+ KIŞ 07

Modern zamanlar Batıda mimari alanda gelişen ilerici düşünceler Türkiye ye de ulaşmakta gecikmedi. 1930 larda kimi Türk mimarları, çağcıl uluslararası üslûp doğrultusunda yaklaşık on yıl süreyle kübizme ve betonarmeye dayalı yeni Batıcılık örnekleri verdi. 1950 li yıllarda Dolmabahçe Sarayı, Akaretler, Abbasağa Mahallesi nin hava görüntüsü. 1950 lere gelindiğinde Türk mimarlığı, Avrupa ve ABD de giderek yaygınlaşan modern mimarlığın etkisi altında rasyonalizme yönelerek ürünler verdi. İkinci Dünya Savaşı sonuçlanmış, Türkiye siyasal ve kültürel olarak Batı ya iyice yakınlık duymaya başlamıştır. 1960 lar rasyonalizmden uzaklaşma, gevşeme, parçalı form arayışları dönemi oldu. 1960 70 döneminin dikkate değer yapıları arasında İstanbul Vakıflar Oteli (bugünkü Ceylan Intercontinental, AHE, 1959), İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (Doğan Tekeli, Sami Sisa, Metin Hepgüler, 1959), Büyük Ankara Oteli sayılır. 1970 lerde Batı da yaygınlaşan Postmodernizm, 1980 90 arasında Türkiye de de alıcı buldu. Geç Modernizm, Postmodernizm, Dekonstrüktivizm gibi Batı kökenli akımlar doğrultusunda yapılar gerçekleştiren mimarlarımız oldu. Bir toplumsal hastalık: Düzensiz kentleşme Genelde, tek tek başarılı birçok yapıya karşın Türkiye nin ekonomik ve sosyal çalkantıları nedeniyle çağdaş Türk mimarlığı, toplumun düzensiz hızlı gelişiminden ve bunun sonucu olan kültürel çözülmeden olumsuz etkilendi. Çarpık kapitalizm ve aşırı hızlı nüfus artışı; düzensiz, plansız, yoğun kentleşmeyi de beraberinde getirdi. Ortaya çıkan büyük konut açığı, gerekli ekonomik ve yönetimsel önlemlerin alınmaması nedeniyle, yapsat düzeni, kalfa yapıları, kaçak yapılar ve gecekondularla farklı bir anonim mimarlık anlayışı ortaya çıktı. Politik ödünlerle yozlaştırılan kent toprağı kullanımı ve sürüp giden arsa spekülasyonu, çevre değerleri ile kent bütünlüğünün korunması ile yapılar arası ilişkilerin düzenlenmesi olanaklarını ortadan kaldırdı. Ve İstanbul Osmanlı döneminde İstanbul u yok eden yangınlardı. Bir yangın, ahşap yapılarla dolu semtleri, semtleri birbirine bağlayan güzelim koruları kasıp kavuruyordu. İstanbul un başında şimdi böyle bir yangın korkusu yok. Korkunun adı şimdi yapılaşma... Yükselen gökdelenler... Ve de içinden çıkılmaz trafik... İstanbul da yaşamak, çağın her döneminde zordu; nüfus fazlaydı. Her tarihi dönemde cazibe merkezi olan İstanbul, yağmalarla anılan bir kentin adıydı. Toprağı hâlâ büyük bir rant kapısı. Kentin nüfusunun yakın gelecekte 25 milyona çıkacağı hesabını yapıyor uzmanlar. Liberal, muhafazakâr ve serbest yapılaşma yanlılarının isteği İstanbul un bir Hong Kong veya Dubai olması... İstanbul u yapay kentler kervanında, kimliksiz kentler arasında marka kent (!) olarak görmek istiyorlar. Buna karşı çıkanlara da vizyonsuz diyorlar. Vizyonsuzların (!) istekleri ise çok basit... Kentin tarihi dokusu harap olmasın, gökdelen merakınızı denize uzak alanlarda giderin Ormanları, koruları yok etmeyin. Kamu alanları park olarak değerlensin. Ulaşım yeraltından olsun... Bunlar hayal değil. İstanbullu için su, nefes gibi doğal istekler... Zaten bir cennet olan İstanbul da sahte cennet yaratma operasyonlarından vazgeçilmesi gerekiyor. Peki, İstanbul, zorla giydirilmeye çalışılan beton zırhlarla nereye kadar gidecek? Buna kimse yanıt veremiyor. Ama unutulmasın, bu kentin tarihinde depremler de var... Osmanlı nın Küçük Kıyamet adını verdiği deprem 1509 da oldu. Kent modern zamanlarda insan eliyle bir yapılaşma kıyameti yaşarken, deprem de bu kıyametin kanlı bir harcı olmasın. Mimar Kemalettin 08 B+ KIŞ

TARİHİ FEDA MI EDECEĞİZ? İstanbul un Cumhuriyet tarihi boyunca geçirdiği yapılaşma sürecini anlatan Prof. Dr. Metin Sözen, nüfusla birlikte ortaya çıkan sorunların mimariye etkilerini inceliyor; Cumhuriyet hükümetleri 90 yılda İstanbul a ne kattı?, Cumhuriyet eskiyi koruyabildi mi? sorularına yanıt veriyor Ayakta kalan Bizans - Osmanlı eserlerine hayranlıkla bakarak, İstanbul uygarlıklar kenti diyoruz. Peki, bu kentte 90 yıllık Cumhuriyet nasıl bir yapılaşma izledi? Uygarlıkla büyük bağlılıkları olan bir kentte çok farklı bir yaklaşım ve bilince ihtiyaç var. Kısaca özetlersek; hem Avrupa hem de Anadolu yakasında tarihi alt üst edecek buluntulara ulaşılıyorsa kente dönüp çok hassas ve dikkatli bakılması gerekir. Burada göz ardı edilemeyecek bir diğer nokta ise kentte her gelenin farklılık yaratma çabasıyla bir eskisinin tahrip olmasıdır. Örnek verecek olursak; İstanbul un Fikirtepe semti kentsel dönüşüm kapsamına alındı. Daha önce yapılmış araştırmalarla Kadıköy, Pendik ve Kartal da yapılacak arkeolojik kazılarda tarihi altüst edecek ve diğer kazı alanlarından çok farklı büyüklükte bir alana ulaşacağı biliniyor. İstanbul da değişimin başlangıç noktası Osmanlı nın son döneminde başlıyor. Cumhuriyet in aldığı mirası belirlemek için 19 ve 20 nci yüzyılın başına kadar gelen kültürleri canlandıran ve o üslûpta gelişmiş büyük yapıları belirlemek gerekiyor. Belediye arşivlerindeki haritaları ve farklı belgeleri tararsanız Osmanlı nın son döneminde fevkalade geniş projelerin yabancılarla üretildiğini görürsünüz. Bu da şu demektir: Cumhuriyet in aldığı miras Avrupa ve diğer gelişmiş kentlerdeki değişime koşut olarak gelişiyor. Bu bakımdan Cumhuriyet mirasının başladığı noktaya bakacak olursak, Osmanlı nın son döneminde İttihat ve Terakki Fırkası nın ideolojisine uygun olarak geliştiğini ve kentin bazı noktalarında büyük boyutlu yapıları Osmanlı nın bazı öğelerini kullanarak yeniden yorumlama ve ünlü mimarlarla yaptığını görürsünüz. Bunların içinde Kemalettin Beyler, Vedat Beyler gibi o dönemin ünlü mimarlarında birden bire boyutu değişen, fakat üslûp olarak da biraz geçmişe öykünen, Osmanlı yı getiren yapılar var. Kentin domino ağırlıklı yapılarında diğer dokuya oldukça baskın bir yaratma dönemi bu. Fatih teki kaymakamlık binası, tarihi yarımada, iskele binası ve Kadıköy de meydandaki binalar, hal binası gibi yapılarda birden bire kentin boyutlarında büyüme oluyor. Bu, birinci temel değişim. Prof. Dr.Metin Sözen İkinci olarak da büyük bir zorluk çıkıyor karşımıza. İstanbul un altyapısının sağlam envanteri yapılmadığı için neyin nerede olduğu ve ne oranda, hangi hassas noktalarda koruyacağı bilinci oluşmuyor. Onun için masa başı planlar veya iyi irdelenmemiş dokuyu içeren tasarımlar bir türlü şekil alamıyor. Ama şunu da belirtmek gerekir: Dünyanın en iyi, en büyük plancıları getiriliyor ve büyük projeler üretiliyor. Özellikle tarihi yarımada, Taksim ve çevresi için Hatta bu etkiler Bursa ya da taşınıyor. Zafer Meydanı gibi İstanbul a öykünen, onun devamı gibi olan büyük değişim oralara da yansıyor. 1950 li yıllarda çekilmiş bir hava fotoğrafından Tophane, Cihangir ve Taksim. B+ KIŞ 09

Ankara Yenişehir 27 Mart 1937 Kısacası doğru bir irdeleme yaparsak, İstanbul dediğimizde altı dolu üstü dolu bir kentten söz ediyoruz. Ama İstanbul ahşap dokulu tarihi yarımadasıyla yangınlar veya benzeri büyük felaketlerle harap olmuş. Felaket sonrasının planlamasından düşünce değişikliğine, bugünkü bilincimizden çok uzak, farklı boyutlarda ticaret ve konut bölgeleriyle, tarihi dokunun olduğu yer ve çevresi arasındaki dengeler kurulmadan bugüne kadar geliyoruz. Ve tabii Cumhuriyet de buna yeni şeyler ekliyor. Türk mimarlığı 1950 lerde Avrupa ve ABD nin etkisiyle rasyonalizme yöneldi. Cumhuriyet in de kalıcı eserleri var... Ancak Cumhuriyet in ilk döneminde Ankara nın imarına ağırlık verilmiş. İstanbul da 1950 li yıllardan sonra yapılaşma ağırlık kazanıyor. Tarihi yarımadada, özellikle de Vatan Caddesi nin açılması sırasında çok sayıda tarihi eserin de yok olduğu biliniyor. Siz o dönemleri yaşadınız. Nasıl değerlendiriyorsunuz? O dönemleri yakından da irdeliyorum. Hatta son olarak Manifaturacılar Çarşısı na tekrar bir yaklaşım söz konusu. Bununla ilgili bir de kitap çıkarıldı ve orada şunu belirttim: Yangın ve yıkım geçirmiş bölgelerdeki yapılaşmada, Türkiye nin ve dünyanın artık köşeye sıkıştığı en olumsuz şey ulaşımın yoğun şekilde ve hızla değişmesi. Dün atlı araba ve tramvayla ulaşımın sağlandığı bir kentte nüfus büyümesi ve herkesin altında araba olması, ana arterler için hem tarihi hem de kültürel mirası bitirmeye götürecek kadar yoğun bir yanlışlığa sebep oluyor. Bu süreç hâlâ devam ediyor. Demokrat Parti döneminde Beşiktaş tan başlayarak -ki ben o zaman bu işlerin içindeydim- Beyazıt Meydanı, Hasan Paşa Hanı, Aksaray ve ünlü surların kapılarına kadar birden bire tek bir yere yeni ulaşım ağları kurulmaya çalışıldı. Demek ki nüfus büyümesi, geleneksel dokunun yanması ve yıkılması, kentin sağlıklı anıtsal yapılarını, çevredeki mahalleler ve mahalleye bağlı olarak yaşayan dokuyu altüst etti. Konut olmayacak yerde konut, ticaret bölgesi olmayacak yerde ticaret bölgesi kurulması ve şimdi de kentin boş kalmış neresi varsa oralarda siteler kurulması gibi yanlışlar büyük boyutta devam ediyor. 1950 li yıllarda Moda ve Kadıköy 10 B+ KIŞ

Vatan ve Millet caddeleri açılırken... Taşlık Kahvesi Meydansız bir kent İstanbul... Bizim sadece büyüklük ve işlevsel anlamda bildiğimiz Taksim Meydanı ve Sultanahmet Meydanı var Roma döneminde, Fırat Nehri nin kenarında da olsa kurduğu kentlerde belirli meydanlar var. Meydanlarda da sanatsal - kültürel yapıtlar var. Roma nın üstüne oturan Osmanlı nın temel meseleyi koruduğu yer, bir bakıma Sultanahmet. Çemberlitaş taki meydanın yıkılan bir kısmına Elçi Hanı, Ali Paşa Külliyesi ve diğer çarşılar yapılıyor. Kapalıçarşı nın ise çok az kısmı Bizans tan kalma; diğeri tamamen Osmanlı döneminde yapılmıştır. Meydan sorunu Osmanlı da büyük anıtsal camilerin avlularında çözülüyor. Ayasofya nın önünden hareket edersek, Ali Paşa, Beyazıt Camii ve çevresindeki avlu, Süleymaniye ve Şehzade nin avluları, Fatih Camii büyük külliyeleri ve avluları etrafında topluyor. Avlu fikri farklı boyutta ve davranış biçimi içinde oralarda uygulanıyor. Yani Roma nın üstüne gelip oturmuyoruz, çünkü o yol da daralıyor. Roma nın eski yolunun iki tarafı yapıtlarla doluyor, dolunca daralıyor. Daralınca doku, ulaşım ne yapıyor? Osmanlı nın son dönemlerinde bugünkü Sultanahmet ten çıkan yolun iki tarafında Çemberlitaş tan başlayan avlu duvarlarını, binaları keserek yol genişletme yapılıyor. Tramvay geldiği için de yeni bir yol gerekiyor. Birden bire kese - biçe gittiğimiz her yerde, dokunun hassas noktalarını yitirdiğimizi görüyoruz; bu sistemle sorun çözülemez hale geldi. Dolmabahçe ve Çırağan sarayları ile Osmanlı nın son dönemine de damgasını vurmuş bir semt Beşiktaş. Burada Cumhuriyet mimarisinin etkisiyle yapılmış kalıcı eserleri var mı? Mesela yok olan bir Taşlık Kahvesi çok tartışılmış. Taşlık Kahvesi yıkılmış, yerine otel yapılmış. Siz bir mimar, kent uzmanı olarak ne düşünüyorsunuz? Bu meslekte kültür tarihi açısından bakacaksınız. Uzmanlık alanı o kadar ölçeklerle iç içe girdi ki... Eminönü nden başlayarak Karaköy, Dolmabahçe, Beşiktaş aksı 1950 de inanılmaz bir şekilde yırtıldı. O kadar yırtıldı ki üstündeki bazı Sinan yapıları, mesela Molla Camii nin dibi son dakikada yapıldı. Oradaki hamam ve külliyeler gitti, Kazancılar yokuşundan indikten sonraki alanda farklılıklar oldu ve son Osmanlı nın iki tarafta yaptırttığı Tophane - i Amire Külliyesi nin önü kesildi. Böylelikle yeni ulaşım sistemine ulaşacağım diye hiçbir zaman planlanmamış, programlanmamış ve siyasilerin verdiği kararlarla fevkalade bir arsa oldu. Dolmabahçe Sarayı nın parçalarına Cumhuriyet hükümetleri Dolmabahçe Stadı nı yaptılar. Ne oldu? Dolmabahçe Sarayı nın önündeki sebil, Serasker Dairesi gitti ve Istabl - ı Amire şimdi stadyum oldu. Ondan sonrasına da üstündeki kalmış eski kasırların olduğu yerde bugün otel var. 1948-50 arasında Sedad Hakkı Eldem hocamız oraya bir nevi bir konsol çıkarak Dolmabahçe yi üstten başa bir seyir terası yaptı. İkinci ulusal mimarlık akımına uygun, geleneksel dokuyu anımsatan Taşlık Kahvesi... Ama önüne otel yapıldı ve arkada kaldı. Komik bir görüntü oluştu. Birinci ulusal mimarlıkta Kemalettin Bey, Vedat Bey, Ali Talat Bey gibi son Osmanlı yı Cumhuriyet in Ankara sına da taşımış mimarlarımız mümkün olduğunca o dönemin akımı içindeki binalarıyla çekidüzen vermeye çalışmışlar. Onların eserlerinin hepsi bugün yaşıyor çünkü malzeme zengin, belirli bir özen var ama bir cephe mimarisi başka. Beşiktaş taki Deniz Müzesi yeniden açıldı. Görebildiniz mi, izleyebildiniz mi? İstanbul da çok az yaşıyorum ama biraz kalabalık dağılsın, gideceğim. Orada Matbaa - i Amire yi müze olarak açtık. Dolmabahçe Sarayı nın en son bandı. Onun dibindeki tütün deposu otel yoğunluğuna geldi, biraz da üzerine uzadılar, büyüttüler gibi geliyor. İkinci ulusal mimarinin eski Deniz Müzesi nin önüne şimdi iskele kurmuşlar, onarıp, temizleyecekler. Taş bina sağlam, kendisine göre bir dönemin varlığını hissettiriyor. Çağdaş müze ihtiyacını beraber çözmek çok yanlış bir iş değil. Ama ilk müze çekirdeğindekini doğru işlevi entegre etmek gerekiyor. Yeniyi yaparken eskiye öykünmek olmaz ama eski ve yeni arasında dengeyi kurmak bir mimari beceridir. Tartışma gerektirir, kentin bir parçasına yeni bir güç getiriyorsunuz; o gücün eskisini gölgelememesi gerekir. Yeni ihtiyaçlarla eski dokunun sağlam, birbirine bağlanacak elemanlarını, kimi feda edeceğimize karar vermemiz lazım ki tarih feda edilemez. B+ B+ KIŞ 11

Dünya Kuş Gözlem Günü KUŞLARIN ŞEHRİ İSTANBUL Yazı: Evrim Tabur, Fotoğraflar: Ali Rıza Altınok İstanbul un, çoğumuzun ahbaplığının vapurda simidini paylaşmaktan pek öteye gitmediği 315 kuş türüne ev sahipliği yaptığını söylesek! Peki, Kuş Gözlemciliği diye bir şeyden bahsetsek... Doğa Derneği Kuş Gözlem Sorumlusu Evrim Tabur, İstanbul un kuşlarını anlatıyor mazide buralar. Gerçi onlar buradan göçmek zorunda kalmışlar ya yeni komşuların harala gürelsinden. Daha nice İstanbul yerlisinden, belki haberimiz bile yoktur. İmparatorlukların incisi, ticaretin merkezi, 18 milyonun ve belki fazlasının sevgilisi, çilesi, umudu. Kargaşanın, kavganın ya da aşkın şehri Ve elbette ki kuşların şehri İstanbul Bir gözlemcinin gözünden bakınca; her kış 5 türden on binlerce martının, karabatağın, yelkovanın uğrak yeridir Boğaz. Şehrin temiz su havzaları binlerce ve çeşit çeşit ördek türü için kış vahasıdır. Bahar aylarında binlerce leyleğin, kartalın, şahinin semalarında süzüldüğü, konakladığı bir dar boğazdır bu efsane. Yazın ebabil ve ak karınlı ebabillerin çığlıklarının çınlaması en çok Haydarpaşa ya yakışır. Belgrad Ormanı, küçük yeşil ağaçkakanların, sıvacı kuşlarının, kızıl gerdanların ve daha pek çoklarının muhitidir. Küçücük korular ve parklar ispinozların, baştankaraların, serçelerin ve daha nice minik ötücülerin büyük dünyalarıdır. İstanbul un yerlileri Ve Topkapı Sarayı nın Hasbahçesi Gülhane gri balıkçılların ve yeşil papağanların evidir. Bazen mahremlerini, kavga dövüş koruduklarını görürüsünüz. Tophane Camii minaresinde av bekleyen gökdoğanındır, Boğaz keyfi. Ne de olsa eski İstanbulludur. En çokta kara çaylakların İstanbul uymuş Onların da yaşam hakkına var Anlayacağınız her yanı kuşlarındır aslında bu dev metropolün. Ama çoğumuzun ahbaplığı vapurda simidini paylaşmaktan pek öteye gitmez. Bir bölümümüz semada leylekleri görür görmez baharın gelişine ve bu yıl bol gezeceğine sevinir. Hiç birimiz bilerek onlara zarar vermez ya da yuvasını bozmaz ama İstanbul un topraktan sahibi olan bu canlıların en az bizler kadar yaşama hakkı olduğunu unutur ve hatta çoğu zaman umursamazlığımızdan ya da fark etmeyişimizden, onların yaşam haklarını çiğnediğimizi bile anlayamayız. Örneğin; Melen Çayı nın İstanbul a getirilmesi ya da 3 ncü Köprü, 3 ncü Havalimanı gibi en güncel konularda payımız olduğu kadar memleketlimiz canlılar için de sorumluluğumuz olduğunu kabul etmeliyiz. Yüzlerce kuş türü Ve belki de bunun için kuşların şehri olan İstanbul u bir kuş gözlemcisi gözünden görmek için çocukluk yıllarındaki meraklarımıza geri dönmeliyiz. Nasıl mı? İstanbul gibi bir kuş cennetinde kuş gözlemciliği size, şehirdeki üç yüz on beşten fazla kuş türünü tanıma ve en beklenmedik doğa sürprizlerini yakalama fırsatı sunacağı gibi, her yıl değişen şehrin nabzını da tutma imkânı verecek. 12 B+ KIŞ

Arı kuşu İbibik Kızıl sırtlı örümcek kuşu Kara başlı çinte Kuş gözlemciliği Kısaca ifade etmek gerekirse kuş gözlemciliği, kuşların doğal ortamlarında incelenmesi, tanımlanması ve sayımıdır. Kuş gözlemcileri farklı kuş gözlem alanlarını ziyaret ederek, gözlemledikleri kuş türü sayısını artırır ve doğa koruma araştırmalarına veri sağlarlar. Kuşların renkleri, davranışları ve yaşam alanlarının çeşitliliği insanları kuş gözlemciliğine çeken etkenlerdir. Kuş gözlemi yapabilmek için belli yaş ve meslek sınırı yoktur. Bu işe başlayabilmek için dürbün, arazi kuş kitabı ve not defterinizin olması yeterlidir. Eğer şu an bunlara sahip değilseniz bir vapur seyahatinde etrafınızda uçuşan martılara biraz daha dikkatli gözlerle bakmak ve farklarını not defterinize yazmakla işe başlayabilirsiniz. Veya küçük bir parkta serçeden daha renkli ve onun boyutundaki kuşları fark etmek için biraz daha fazla zaman geçirebilirsiniz. Taş kuşu KuşBank Projesi Kuşlar insan için her zaman ilgi çekici ve merak edilen canlılar olmuştu. Geçmişte esas olarak avlanmak ve koleksiyonculuk için izlenen, araştırılan canlılardı kuşlar. 19 ncu yüzyıl sonlarından itibaren ise bugün bildiğimiz anlamıyla kuş gözlem ve koruma çalışmaları gündeme geldi. Türkiye de kuş gözlemciliği, 1980 li yıllarda dar bir çevrede doğa koruma dernekleri ile bağlantılı bir uğraş olarak başladı. 1990 lı yıllardan itibaren ise, kuş gözlem topluluklarının kurulması ve bu alanda eğitimlerin başlaması ile kuş gözlemciliği tüm Türkiye de yaygınlaştı. 2000 li yıllara geldiğimizde ise Doğa Derneği nin çabaları bir toplum bilimi de olan bu hobiye giderek ivme kazandırdı. Kuş gözlemcilerin gözlem kayıtlarını aktardıkları bir veri tabanı olan KuşBank projesi, o zamandan şimdiye bu yükselişin mihenk taşlarındandır. Kuşçuların, gözlem sonuçlarını topladığı ve diğer gözlemcilerin arazi sonuçlarını görebildikleri bu dijital sisteme düzenli olarak girilen gözlem B+ KIŞ 13 Orman düdükçünü

kayıtları sayesinde doğal alanlardaki değişimler, kuşlar aracılığıyla izlenebiliyor. Bu şekilde alanların yakın gelecekteki durumları önceden tespit ediliyor (www.kusbank.org). Kuş fotoğrafçılığı da dijital makinelerin gelişmesi ile pek çok meraklısı olan, keyifli, zorlu ve pek çok türün belgelendiği bir uğraş halini almış durumda. Son yıllarda kuş gözlemciliği ve fotoğrafçılığı birbirini besleyerek ülkemizde pek çok kuş türü hakkında keşiflerin yapılmasını sağlıyor (www.trakus. org). İstanbul da kuş gözlemlemek ve İKGT İstanbul da kuş gözlemlemek için merakınız olması ve algılarınızın kuşlar için açık olması ilk başlarda yeterli olacaktır. Ancak deneyim paylaşımı ile gelişecek kuşçuluk yetenekleriniz için size eşlik edebilecek yoldaşlarla bir araya gelmek isterseniz, İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu (İKGT) ile tanışmalısınız. Bataklık kırlangıcı Topluluk ayda iki kere gerçekleştirdikleri toplantılar ile bilgilerini paylaşırken, düzenlediği gözlem gezileriyle size kuşlarla buluşma imkânı veriyor (www.ikgt.org). Her yaş grubundan, farklı mesleklere sahip, kuş ve doğa meraklısı İstanbullulardan oluşan topluluk, tüm gezi ve toplantıları gönüllülerinin çabaları ile gerçekleşiyor ve kâr amacı gütmüyor. Dünya Kuş Gözlem Günü ve Ortaköy Şenliği Fotoğraflar: Can Cihan Saltık Bu yıl 20 incisi gerçekleştirilen Dünya Kuş Gözlem Günü, Türkiye nin pek çok yerinde olduğu gibi İstanbul da da Beşiktaş Belediyesi ve Doğa Derneği ortaklığı ile Ortaköy de renkli bir şenlikle kutlandı. Dünya Kuş Gözlem Günü, göçte kuşların karşılaştıkları zorlukları daha çok kişiye aktarmak ve göçün çarpıcılığını göstermek için Dünya Kuşları Koruma Kurumu nun (BirdLife International) üyeleri tarafından her yıl ekim ayının ilk hafta sonu 35 den fazla ülkede çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Dünya Kuş Gözlem Günü Ortaköy Şenliliği ile kuş göçünün inanılmaz bilgilerini İstanbullularla paylaşmak ve göç mucizesini birlikte kutlamak istedik. Bu keyifli günde pek çok İstanbullu ile birlikte Nilay Tezsay, Meltem Taşkıran Şan Atölyesi, sokak şarkıcıları, El tango classico ve Tangog dans okulları, kukla sanatçıları, İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu üyeleri ve Kabataş Erkek Lisesi kuş gözlem topluluğu ile birlikteydi. Göç eden kuşların da bizi yalnız bırakmadığı şenlikte, kuş fotoğrafçısı Ali Rıza Altınok un İstanbul kuşlarından oluşan fotoğraf sergisi de Ortaköy meydanında ilgililerin seyrine açıktı. 14 B+ KIŞ

Eğer kuşların dünyasını kendi başınıza keşfetmek isterseniz İstanbul ve civarındaki Önemli Doğa Alanları (ÖDA) içindeki yerlere gidip kuş gözlemi yapabilirsiniz. Beşiktaş ın Kartalları Dünyadaki büyük göçler hepimizde şaşkınlık ve hayranlık uyandırır. Bu mucizevi göçlerden biri de süzülerek uçan kuşların binlerce kilometrelik yolculuklarıdır. İstanbul bu büyük göçün en önemli 4 noktasından biri. Avrupa dan Afrika ya doğru, kara üstünde ısınan havanın kolaylaştırıcılığı ile yolculuk eden kuşlar aynı bir kum saatinin bir yanından diğerine geçen kum taneleri gibi İstanbul Boğazı üzerinden geçiyor. Bu da, her yıl bir milyona yakın kuşun İstanbul ve ilçeleri üzerinden geçmesi anlamına geliyor. Süzülerek göç eden bu kuş türleri arasında leylekler, pelikanlar, şahinler, atmacalar, doğanlar ve 9 farklı türden kartal da var. Bu binlerce kuş, özellikle sonbahar aylarında Beşiktaş üzerinden de geçerek Anadolu yakasına doğru gidiyor. Bu dönemde Beşiktaş ın semalarında süzülen küçük orman kartalları, büyük orman kartalları, bozkır kartalları, şah kartallar, küçük kartalları, balık kartalları, yılan kartalları, çok çok nadir de olsa kaya kartallarını ve tavşancılları görmek mümkün. B+ Kukumav Ali Rıza Altınok un İstanbul kuşlarından oluşan fotoğraf sergisi. B+ KIŞ 15

16 B+ KIŞ Çocuk Bilim Merkezi

KÜÇÜK MUCİTLER İŞ BAŞINDA Yazı: Murat Selenoğlu, Fotoğraflar: Levent Özer, Murat Selenoğlu Çocuk Bilim Merkezi yle ilköğretim çağındaki çocuklar bilimle buluşuyor. Bilim çocukları sabundan elektrikli böceğe, robottan oyuncağa, hayallerini Çocuk Bilim Merkezi nde yaratıyor Atom ya da kuantum fiziği; elementler, kimyasallar veya karmaşık insan anatomisi... Bilim her ne kadar karışık görünse de uğraşanı için o kadar zor değil. Sabunu, kremi, kan grubu testinizi veya elektrikli böceğinizi, robotunuzu kendi kendinize yaptığınızı düşünün... Görünüşte zor ancak imkânsız değil; ilköğretim çağında olsanız bile... Beşiktaş Belediyesi, bünyesinde kurduğu Çocuk Bilim Merkezi yle ilköğretim çağındaki çocukları bilimle buluşturuyor. Uzmanlar beyin gelişiminin yüzde 60 lık kısmının 4 7 yaş döneminde; yüzde 90 lık kısmının ise 4 11 yaş grubu süresinde oluştuğunu belirtiyor. Beynin yüzde 10 luk bir gelişme sağladığı 9 11 yaş grubu döneminde bireyde sayı, uzay, zaman, ağırlık, boyut, hacim kavramları iyice yerleşmeye başlıyor. Mantıklı ve soyut düşünme yeteneğinde kuvvetli bir ilerleme olurken kendi kendilerine öğrenme yetenekleri de gelişiyor. Beşiktaş Belediyesi bu gerçeklerden hareketle 3 4 5 inci sınıf ilköğretim çocuklarına yönelik Çocuk Bilim Merkezi ni faaliyete geçirdi. Akatlar Kültür Merkezi ndeki binasında bu eğitim öğretim yılında hizmete giren Çocuk Bilim Merkezi, Belediye sınırları içerisindeki 3 üncü, 4 üncü ve 5 inci sınıflarda eğitim alacak 6 bin altı yüz çocuğa ulaşmayı amaçlıyor. Elektrikli böcek, oyuncak... Çağımızda çocukların en büyük tutkusu oyuncak ve elektronik aletler. Bu atölye, çocukların kendi oyuncaklarını kendilerinin tasarlamasına olanak sağlıyor. Örneğin Fizik Atölyesi nin en gözde deneyi veya oyuncağı, elektrikli böcek. Çocuklar elişi kâğıtlarına kendi tasarladıkları herhangi bir hayvanın şeklini yapıyor. Bir sonraki aşamada kâğıttaki hayvan figürünün gözlerinin yerine konulan lambaların 9 voltluk bir pil ve düzenek yardımıyla yanıp sönmesi sağlanıyor. Çocuklar müthiş keyif aldıkları bu deneyle hem elektriğin çalışma sistemi ile ilgili bir şeyler öğreniyor hem de kendi yaptıkları oyuncağa sahip oluyor. Kimya Atölyesi: Sabun, krem... Yanlış okumadınız! Eczanede, markette satılan sabun ve el kremi bu atölyelerde yapılabiliyor. Çocuklarda sentetik ve doğal materyal seçimlerinde bilinç yaratmak önemli. Madde ve maddeyi oluşturan yapı taşlarının kavranması ve günlük hayatta kullanılabilir hale getirilmesi bu atölyenin ilk amacı. Çocuk Bilim Merkezi farklı ilgi alanları için değişik tipte atölyelerde; hem çocukların ilgi alanlarını keşfetmelerini sağlayamayı hem de hayatın içinde her gün yüzlerce kez karşılaştıkları şaşırtıcı olayları neden sonuç ilişkisi içinde sorgulayarak farkındalıklarını geliştirmelerini ve öğrenmelerini amaçlanıyor. Atölyeler Çocuk Bilim Merkezi faaliyetlerini İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordinasyonlu olarak yürütüyor.merkezde bulunan laboratuvarlar, eğitmenlerin deyimiyle atölyeler şeklinde tasarlanmış. Atölyede deneyleri birebir çocukların yapmaları, hatta kendilerinin bir şeyler üretmeleri hedefleniyor. ÇBM de hem okul müfredatına uygun ama kimi yerde onu da aşan deneyler yapılıyor. Zararsız kimyasalların seçildiği ve kullanıldığı bu atölyede yapılan el kremi ve sabunlar kalıplara dökülüyor; çocuklar ürettikleri sabunları, kremleri evlerine götürebiliyor. Çocukların yanardağ dediği köpürtme deneyi ise atölyenin en heyecan verici bölümünü oluşturuyor. Biyoloji atölyesi: Hayvanlar, kan grubu testi Yeşil Oda olarak da adlandırılan Biyoloji Atölyesi nde çocuklara hem insan hem hayvan hem de doğal yaşam hakkında bilgiler veriliyor. Canlı deneylerle insan vücudunun hayati organları tanıtılıyor, insan iskeleti oluşturuluyor. Görsel ve işitsel sunumlarla hayvanlar ve bitki âlemiyle tanışan çocuklar, kirli su incelemesi yapıp, kan grubu testini de öğreniyor. B+ KIŞ 17

Diğer bilim merkezlerinden farkı... Türkiye de genelde bilim merkezlerinde çeşitli istasyonlar kuruluyor. Bu istasyonlarda bütün bilimleri kapsayan deney malzemeleri yer alıyor. Örneğin fizikte Newton veya matematikle ilgili bir köşe oluşturuluyor. Bilim insanlarına ve onların kuramlarına yönelik büyük oyuncaklar şeklinde düzenlemeler yapılıyor. Çocuklar o kuramı okuyor, anlatıyor, inceliyor ve bu yolla kuramı anlamaya çalışıyor. Veya bu tür merkezleri müzeymişçesine geziyor. Oysa bu merkezde çocuklar doğrudan atölyelere girerek, deneyimleyerek öğreniyor. Bu da çocukların farkında olarak öğrenmelerini sağlıyor; işleyişi daha iyi anlayan çocuklar, gerçekten öğrenmiş oluyor. Eğlenerek öğrenme Bu yaş grubu zaten küçük, ilgi alanları sınırlı ve dikkatleri kısa... İlgiyi üst seviyede tutmak için bunu eğlendirerek yapmanız gerekiyor. Eğitmenler burayı bir okul formatında, ders sıkıcılığında değil de çocukların eğlenerek öğrenecekleri bir ortam haline getirmeye çaba harcıyor. Neden 3 4 ve 5 inci sınıf öğrencileri? Bilim merkezlerindeki atölyeler lise düzeyinde bilimleri içeriyor. Ama burada bilgiler ilkokul seviyesine indiriliyor. Böylece aslında çocukların pek de sevmediği matematik ve fen bilimleri, daha hiç tanımdan atölyelerde sevdikleri dersler haline geliyor. Merkez yetkilileri de, Küçük yaşta ve bu kadar eğlenceli hale getirerek öğretebilirsek şayet, önümüzdeki yıllarda da zorlanmayacaklarını düşünüyoruz diyor. Melih Can (9 yaşında) Bugün elektrikli böcek yaptık. Lambası da var, yanıyor. Ve uçuyor. Çok eğlenceli. Atölyeler 20 kişilik Her atölye 20 kişilik olarak oluşturuldu. Hafta arası ve hafta sonu cumartesi günleri atölyeler açık... Çalışma sistemi, okul gibi. Sabahçı olanlar öğlen, diğerleri ise sabah geliyor. Eğitmenler Her laboratuvarda bir Fen Bilgisi öğretmeni ile Fizik, Kimya ve Biyoloji branşı öğretmeni var. Fen Bilgisi öğretmeni seçimi bu bilimleri çocukların seviyesine indirgemeyi amaçlıyor. Diğer öğretmenleri ise deneylerde yardımcı oluyor. Yani her atölyede 3 öğretmen bulunuyor. B+ Arda (9 yaşında) Metali birbirine değdirince lamba yanıyor. Çok güzeldi. Malik (10 yaşında) Eğleniyoruz, oyuncağımız oluyor. Çok eğlenceli. Mutluyum. 18 B+ KIŞ

Hedef robot: İmkânsız mı? Bu bir başlangıç... diyor yetkililer. Nitekim faaliyetine kısa bir süre önce geçmesine rağmen Çocuk Bilim Merkezi ne 6 ve 7 inci sınıflardan da yoğun talep var. Ki şimdi bunun hazırlıkları yapılıyor. Önümüzdeki dönemde atölyelerin sayısı arttırılıp, çeşitlendirilmesi için planlar mevcut. Şubat tatili ve Yaz Okulu nun programları ise şimdiden hazırlanıyor. Bir de ilgili olan çocuklarla özel projeler var. Örneğin farkındalık yaratan çocuklarla Proje Atölyesi kurulması gündemde. Çünkü bazı çocuklar robot yapmak istiyor. İmkânsız mı dersiniz? B+ KIŞ 19

Kazanım NEFES ALMA DURAKLARI Yazı: B+, Fotoğraflar: Can Cihan Saltık, Levent Özer, Şenol Kaşıkçı, Murat Selenoğlu Sınırları içinde bulundurduğu 124 adet parkıyla, beton şehir İstanbul un kamuya ait en çok yeşil alanına sahip kenti Beşiktaş a kent için büyük önem taşıyan 3 yeni park daha ekledi Beşiktaş Belediyesi, yeni yeşil alanların oluşturulması ile var olan yeşil dokunun korunması, bakımı ve iyileştirilmesi çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Belediye, kentin güzelleşmesi ve çevre kirliliğinin önlenmesinde büyük önem taşıyan yeşil alanlara 3 yeni park daha ekledi. Beşiktaş Belediyesi tarafından Dutluk, Mısırlıbahçe ve Cihannuma parkları kentlilerin kullanımına açıldı. 20 B+ KIŞ

Dutluk Parkı Gayrettepe Mahallesi Karadut Sokak ta bulunan park, 4 bin 500 metre karelik alana sahip. Park alanı içerisinde basketbol sahası, çocuk oyun alanı, fitness alanı ile piknik alanı bulunuyor. B+ KIŞ 21

Mısırlıbahçe Parkı Türkali Mahallesi Mısırlıbahçe Sokak ta bulunan ve 2 bin 400 metrekarelik alana sahip parkta basketbol sahası, çocuk oyun ve fitness alanı ile 65 adet çeşitli türde yetişkin ağaç bulunuyor. 22 B+ KIŞ

Cihannuma (Tapu) Parkı Tapu Parkı adıyla da bilinen Cihannuma Parkı, adını kurulu olduğu mahalleden alıyor. 3 bin metrekarelik alana sahip park içinde fitness ve kedi evi de bulunuyor. Ancak bu parkın en önemli özelliği engellilere yönelik verdiği hizmet. Parkta, engelli vatandaşlara yönelik fitness alanı ile yine engelli çocukların kullanabileceği kombine oyun alanı da yer alıyor. B+ 321 bin 214 metrekare park alanı Büyükşehir Belediyesi tasarrufunda olanlar hariç Beşiktaş sınırları içinde 124 adet park alanı bulunuyor. İlçe sınırlarındaki toplam park alanı yaklaşık 321 bin 214 metrekare. Bu sayıyla Beşiktaş, İstanbul un yeşiller listesinin en üst sıralarında... B+ KIŞ 23

Kazanım KIYAMETİ BEKLEMEYİN! BEŞİKTAŞ AFETE HAZIR Yazı: B+ Fotoğraflar: Levent Özer Doğal afet riskleri bulunan ülkemizde afetlere nasıl hazırlanıyoruz? Kendinizi ve ailenizi nasıl koruyacaksınız? Aile afet planınız var mı? Beşiktaş Belediyesi tarafından ikincisi açılan Afet Yönetim Merkezi, afet anında tüm ihtiyaçlara anında yanıt veriyor Ünlü belgesel kanalı National Geographic te Kıyameti Bekleyenler programını izlemişsinizdir. İnşa ettikleri korunaklı yapılardan sığınaklara kadar hayatın beklenmedik yönlerine her şekilde hazırlık yapan ve bu konuda sınır tanımayan insanların hikâyesinin anlatıldığı programda uzmanlar, en kötü senaryonun gerçekleşmesi halinde, bu insanların hayatta kalma şanslarının yüksek olduğunu söylüyor. Peki biz? Her zaman çeşitli doğal afet riskleri bulunan ülkemizde afetlere nasıl hazırlanıyoruz? Kendinizi ve ailenizi nasıl koruyacaksınız? Aile afet planı nız var mı? veya afet ve acil durum çantası hazırladınız mı hiç? Yoksa siz hâlâ Bana birşey olmaz mı diyorsunuz? Beşiktaş Belediyesi tarafından ikincisi açılan Afet Yönetim Merkezi nde tüm bu sorunların cevapları sizi bekliyor. Çünkü bu yeni merkez, sadece afetlerden sonra yardıma koşan bir kuruluş olarak değil; vatandaşları afetlere karşı hazırlayan ve bilinçlendiren bir merkez olmak istiyor. Özetle, aradığınız ve ihtiyaç duyduğunuz herşey, bu merkezde. Kentlerimiz güvenli değil Türkiye, jeolojik yapısı, topografyası ve meteorolojik özellikleri gibi nedenlerle, her zaman çeşitli doğal afet tehlikelerine açık bir ülke. Türkiye de baş ta depremler olmak üzere, heyelanlar, su baskınları, erozyon, kaya ve çığ düşmeleri, kuraklık başlıca doğal afetlerdir. Yapılan bir araştırmaya göre 24 B+ KIŞ

Güvenli yaşam kültürü Doğal tehlikelerin ülkemizin bir gerçeği olduğu bilinciyle önceden hazırlanarak, afet ve acil durumlarda bilinçli, eğitimli ve planlı hareket etmeliyiz. Afetler konusunda bilgi sahibi olarak; önlem alarak; bireysel hazırlıklarımızı tamamlayarak ve güvenli yaşam kültürü nü hayatımızın tüm alanlarına taşıyarak tehlikelerin yaratabileceği zararları en aza indirgeyebiliriz. Güvenli yaşam her türlü tehlikeye karşı bilgili ve hazırlıklı olmakla mümkündür. Bunun için; * Afet riskine nasıl hazırlanacağınızı ve nasıl korunacağınızı öğreneceğiniz eğitim programlarına katılın. * Yapınızın ilgili yönetmeliklere uygun inşa edildiğinden ve iskân ruhsatı vb. izinlerinin alındığından emin olun. * Aile üyelerinizle birlikte Aile Afet Planı hazırlayın. * Kendiniz ve aile üyeleriniz için Acil Durum Bilgi Kartı hazırlayın. * Afet veya acil durum sonrası aile üyelerinizle buluşacağınız alanları belirleyin. * Tüm aile bireylerinin acil durum ihtiyaçlarını karşılamak üzere bir Afet ve Acil Durum Çantası hazırlayın. * Tüm aile bireylerinin acil durum telefon bilgilerini bildiğinden emin olun. * Evinizde ve işyerinizde Tehlike Avı yapın. Size zarar verebilecek eşyaları sabitleyin veya yerlerini değiştirin. * Zorunlu Deprem Sigortası yaptırın. * Evinizin tesisatlarının (doğalgaz, su ve elektrik) yerlerini ve nasıl kapatılacağını öğrenin. * Afetler sırasında nasıl davranmanız gerektiğini öğrenin. * Yaşam alanlarınızda afet öncesi ve sonrasında oluşabilecek yangın risklerini belirleyin. * Yaşam alanlarınızdan nasıl tahliye olabileceğiniz bilgisini öğrenin. * İhtiyaç duyabileceğiniz ilkyardım bilgisini öğrenin. * Planlarınızı kontrol edin, güncelleyin ve tatbik edin. 20 nci yüzyılın başından bu yana Türkiye de meydana gelen doğal afetler sonucunda 87 bin kişi hayatını kaybederken, 210 bin kişi yaralandı ve 651 bin konut ağır hasar gördü. Uzmanlar günümüzde özellikle büyük kentlerin nüfus artışı, yoğun göç, kaçak ve denetimsiz yapılaşma, plansız ve rant amaçlı şehirleşme gibi nedenlerle doğal afetler açısından 1999 yılı öncesine oranla daha güvenli olmadığına dikkat çekiyor. Bilgi, plan ve hazırlık... Dünyanın hiçbir ülkesinde herhangi bir afet sonrası sağlık, itfaiye ve acil yardım ekiplerinin tüm bireylere aynı anda ulaşması mümkün değildir. Afetlerin ilk dakikalarında herkes kendi başınadır. Bu nedenle bireyler afet sonrası altın saatler olarak adlandırılan ilk 72 saat (3 gün) için hazırlıklı olmalıdır. İşte tam bu nedenlerle Beşiktaş Belediyesi nin hizmete açtığı yeni Afet Yönetrim Merkezi vatandaşları hem doğal afetlere hem de olası kazalara karşı hazırlıyor. Bilindiği gibi ilk Afet Yönetim Merkezi 2008 yılında Akatlar da açıldı. Yeni merkezin adresi ise Aykut Barka Deprem Parkı. AYÖM neler yapıyor? Akatlar daki ilk AYÖM, olası felaketlerde birimler arası koordinasyon için ana merkez görevini yürütüyor. Merkezde 4 ana kurtarma ekibi bulunuyor. Bu ekipler farklı afet durumlarıyla ilgili çalışmalar yürütüyor. Her biri kendi alanında uzman 120 kişinin görev yaptığı Merkez e bağlı her ilçede 30 kişilik Mahalle Gönüllü Kurtarma Ekipleri bulunuyor. Genç gönüllüler olası afet durumlarında ana ekiplere her türlü desteği sağlamak için eğitilerek hazırda bekliyorlar. Aykut Barka Deprem Parkı na hizmete açılan ikinci Afet Yönetim Merkezi nde ise afet öncesi bilgilendirme çalışmaları yürütülüyor. Merkezlerde ve B+ KIŞ 25

yerellerde uzman eğitmenlerle yapılan tatbikatlarla vatandaşlarımız bilgilendirilerek, felaketlerle ilgili pratiklerini geliştiriyor. Burada Beşiktaş halkına gerekli kurslar verilerek vatandaşların bilinçlendirilmesi hedefleniyor. Ayrıca afet sonrasında halka gerekli araç gereç, barınak ve sağlık hizmetleri verilmesi de bu merkezin planları arasında bulunuyor. Ne tür eğitimler veriliyor? Aykut Barka Deprem Parkı nda afet öncesi, afet anı ve afet sonrası için uzman ekiplerce sadece halka değil, Belediye personeline de eğitim veriliyor. Ayrıca belli aralıklarla, vatandaşlar, Beşiktaş Meydanı nda AKUT la birlikte kurulan deprem simülasyonlarıyla deprem anını yaşayarak deneyim kazanıyor. Devamlı verilen temel afet bilinci eğitimleriyle vatandaşların bilgisi arttırılıyor. Önümüzdeki günlerde yapılması planlanan tatbikatlardaysa afet sırasında yapılması gerekenlerin yanında ekipmanların nasıl kullanılacağı, toplanma alanlarına nasıl geçileceği gibi konular ele alınacak. Hangi ekipmanlar bulunuyor? AYÖM de afet anında ve sonrasında kullanılacak acil ve temel gereksinimleri karşılayacak araçlar da bulunuyor. Kişisel, ilk yardım, ağır kurtarma, teknik kurtarma, aydınlatma, barınma ve kamp ekipmanlarının bulunduğu merkez her türlü ihtiyacı da içinde barındırıyor. Afet çalışmalarına ek olarak, Afet İstasyonu konteynırları, konteynırların bulunabilmesi için sokaklara yönlendirme oklarının yapılması ve konteynır bilgi panoları, Beşiktaş sokaklarına yerleştirildi. Bunların yanı sıra afet toplanma alanlarının da belirlendiği tabelalar da vatandaşları olası afet sonrası nerede toplanacaklarını gösterir nitelikte. Afet toplanma alanlarının listesini Beşiktaş Belediyesi nin web sayfasında bulabilirsiniz. Çadır Kent Alanları: Beşiktaş ta yer alan parklar, yeşil alanlar ve futbol sahaları içerisinden, eğimi az olanlardan seçildi. Bu alanların su, yol, elektrik ve kanalizasyon gibi altyapıları tamamlandı. İstanbul Valiliği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri ile birlikte yerinde incelenerek Çadır Kent Alanları Belirlendi. Mahalle Afet Toplanma Alanları: Her mahallenin nüfus yoğunluğu ve kullanılabilir toplanma alanı esas alına- 26 B+ KIŞ

AYÖM de afet anında ve sonrasında kullanılacak acil ve temel gereksinimleri karşılayacak araçlar bulunuyor. rak sokak bazında belirlendi. QR Code işlenerek sokak yönlendirme direklerinde gösterilmiş ve binalara etiket yapıştırılması suretiyle vatandaşlara bildirildi. Afet İstasyonları: İstanbul Valiliği nden Beşiktaş Belediyesi ne devredilen 16 adet afet konteynırı kente dağıtıldı. Her yıl periyodik olarak yenileme ve bakım çalışmaları Emlak ve İstimlâk Müdürlüğü nce yapılıyor. Vatandaşları bilgilendirmek amacıyla afet istasyonlarının yanlarına bilgi panosu asılı ve olası bir afet sonrası konteynırların uzman ekiplerce bulanabilmesi için ilgili sokaklara afet istasyonunun yerini gösteren sokak yönlendirme okları yerleştirildi. Zemin Raporları: Beşiktaş ın zemin etüdü ve ilçenin depremsellikle ilgili tüm çalışmaları İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğiyle tamamlanmıştır. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü nden ilçemize ait güncel harita ve raporlar temin edildi. Ön Hasar Tespit ve Geçici İskân Servisleri: Belediye personelinden Afet ve Acil Durum Yönetim Merkezi nde görev alacak kurum ve kuruluş vardiya personelleri listesi; ön hasar tespit ve geçici iskân servisleri listeleri oluşturarak, bu listeler İstanbul Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü ne ve İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ne bildirildi. Afet sonrasında morg olarak kullanılabilecek soğuk hava depoları ile seyyar hastane kurulabilecek yerler tespit edildi. B+ B+ KIŞ 27