KİTAPLAR BEYNİN ÇOCUKLARI



Benzer belgeler
EZİNE ÇOK PROGRAMLI LİSESİ OKUMAK SOYLU BİR ERDEMDİR

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

OKUMA BAHÇESİ PROJESİ. Çayırkent Çok Programlı Anadolu Lisesi

3. SINIF PYP VELİ BÜLTENİ. (11 Mayıs -19 Haziran 2015 )

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

Haftalı NİSAN Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!

ÖZEL GÖKYÜZÜ İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

29 Ekim Cumhuriyet bayramı okulumuzun bahçesinde coşkuyla kutlandı.

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

KÜLTÜR VE SOSYAL İŞLER MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM VE BİLGİ EVLERİ BİRİM FAALİYETLERİ

Her Okulun Bir Projesi Var

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI BİRİNCİ DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

KİTAP OKUYORUM OKUTTURUYORUM PROJESİ

DEBİP DENİZLİ EĞİTİMİNDE BAŞARIYI İZLEME VE GELİŞTİRME PROJESİ

ATATÜRK ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ HERKES OKUSUN DİYE! PROJESİ ATATÜRK ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (18 Ocak-11 Mart 2016 )

BATIKENT O ZEL I NCI OKULLARI YAŞAYAN DEĞ ERLER EĞ I TI MI PROĞRAMI

İLKOKULU-ORTAOKULU VİZYON BELGESİ KÜTAHYA

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

3. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu

BAŞARI İÇİN; HEDEFLERİNİZE UYGUN BİR DERS ÇALIŞMA PLANI OLUŞTURUN!

ÇAYIROVA ŞEKERPINAR TOKİ ANAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI EKO-OKULLAR PROGRAMI ÇÖP, ATIK VE GERİ DÖNÜŞÜM KONULU YILLIK EYLEM PLANI

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ YERLEŞKESİ OKULLARI EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 9. VELİ BÜLTENİ

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

ANAFİKİR: Kendimizi tanımamız, sorumluluklarımızı yerine getirmemizde

4. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (17 Aralık Ocak 2013) Sayın Velimiz, 17 Aralık Ocak 2013 tarihleri arasındaki temamıza ait bilgiler bu

T.C ALTINDAĞ KAYMAKAMLIĞI YILDIRIM BEYAZIT MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ MÜDÜRLÜĞÜ

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

ANASINIFI PYP VELİ BÜLTENİ (8 Eylül Ekim 2014 )


OKUL/KURUM ÇALIŞMA PLANI

ETKİN OKUL, SEÇKİN OKUL

OSMANGAZİ İMAM HATİP ORTAOKULU Stratejik Planı DÖRDÜNCÜ BÖLÜM - 1 -

ÖZEL ASÇAY ANAOKULU PAMUK ŞEKERLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ. Hazırlayan: MELTEM DÖKÜLMEZ

Değerli Velilerimiz, Ana Fikir: Yaratıcılığımızı kullanmak, gelişmemize yardımcı olur.

GAZİANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

Yaşamımızı sürdürebilmemiz için kullanıp attığımız bazı

PROJEMİZİN AMACI: Velilerimize ve öğrencilerimize kitap okuma sevgisini kazandırmak. Kitap okumayı bireyin hayatının her döneminde kalıcı kılmak ve

ÖZEL ABC İLKOKULU VE ORTAOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İŞ VE ETKİNLİK TAKVİMİ EYLÜL

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ SANAT ETKİNLİĞİ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ MÜZİK-OYUN ETKİNLİĞİ. Sevgili Velilerimiz,

BASKETBOL GENÇ ERKEKLERDE ADIM ADIM FİNALE

"Köklü geçmişimize yakışır, Asil bir gelecek için..." Kulübümüz ASİLDER in faaliyetleri hız kesmeden devam ediyor.


ODS-3 Telafi Etütleri (Ortaokul)

T.C GEDİZ KAYMAKAMLIĞI ALTINKENT İLKOKULU-ORTAOKULU VİZYON BELGESİ

GAZİANTEP LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

KARŞIYAKA ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM KURUMU SOSYAL ETKİNLİKLER YILLIK ÇALIŞMA PLANI. Öğretim Yılı: 2018/2019

ŞUBAT 2018 AYLIK BÜLTEN

ORTAOKUL VELİ TOPLANTISI YAPILDI

HAKKINDA DUYURU ŞİİR DİNLETİSİ

2. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (16 Şubat-27 Mart 2015 )

BAŞARI ÖDÜLSÜZ KALMAZ!

VERİMLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK

HAFTALIK VELİ BÜLTENİ 30 ARALIK 2016

ÇAĞDAŞ EĞİTİM KOOPERATİFİ ÖZEL 3 MART İLKÖĞRETİM OKULU

YARATICI ÖĞRENCİ GÜNLERİ Her Öğrenci Yaratıcıdır

Değerli Velilerimiz, İlkokul Eğitim Koordinatörü

Bodrum Sutopu Takımı, Başkan Kocadon u ziyaret etti

GÖKYÜZÜ EĞİTİM KURUMLARI

T.C. TERME KAYMAKAMLIĞI HÜSEYİNMESCİT İLKOKULU/ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ

Ödev Yapmak İstemeyen Çocuklar 2013 / 2014 SAYI: 22. Haftanın Bazı Başlıkları

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI ÖZEL EVRENSEL OKULLARI ( KOLEJ-FEN LİSESİ-ORTAOKUL-İLKOKUL-OKUL ÖNCESİ ) YILLIK ÇALIŞMA TAKVİMİ

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi:

6. TEMA ETKİN VATANDAŞLIK

İbrahim Çeçen ilkokulu

BİLİM MERKEZİ GEZİMİZ

a 3 -<» rt3 ft3 Ö o\3 CO o\3 Ö o\3 CO v-< 0x3 Ö V-i -i» 3 Gezi / İlgaz Anadolu'nun Sen Yüce Bir Dağısın 0x3 Ö 0x3 Kitap / Kayıp Gül

SO SYAL KÜ L TÜREL FASAL İYETL ER

SOSYAL VE KÜLTÜREL HAYAT ANASINIFI FAALİYET TAKVİMİ

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ATAKENT, MADENLER, GÜNGÖREN, PENDİK KAMPÜSÜ 1. SINIFLAR

AYVALI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ EĞTİM ÖĞRETİM YILI FAALİYET RAPORU

GAZ ANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

ÜÇÜ BİR ARADA (ÇAY, ÇİKOLATA, KİTAP) GİRİŞ

/ karcicegianaokulu.com

ÖĞRENCİNİN HAK VE SORUMLULUKLARI

PROJEMİZİN AMACI: Velilerimize ve öğrencilerimize kitap okuma sevgisini kazandırmak. Kitap okumayı bireyin hayatının her döneminde kalıcı kılmak ve

YETENEKLİ TEDLİLER SANAT

İlkokul Yabancı Diller Festivali

1. SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ (08 Aralık Ocak 2015 )

Başarının Adresi ORTAOKUL. r Ça. ğrı da

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI

ANA SINIFI PYP VELİ BÜLTENİ. ( 07 Eylül-16 Ekim 2015 )

lkokul Eğitim Koordinatörü

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MART AYI 3. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

EĞİTİM SAATİ PROGRAMINA KONUK OLDUK

Zamanı Etkin ve Verimli Kullanma Projesi çalışma planı hazırlanması ve uygulamaya hazır hale getirilmesi.

ATAKENT, MADENLER, GÜNGÖREN, PENDİK KAMPÜSÜ ANASINIFLAR

DEĞERLER EĞİTİMİ PROJESİ

Gezimiz, meslekler ve bölümler ile ilgili olarak birçok

T.C. ATAKUM KAYMAKAMLIĞI HALK EĞİTİM MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

EG I TI M I KLI MI Mayıs 2014 Altınordu Karşıyaka Ortaokulu Yıl : 1 Sayı : 2014-1 BİR İNCİMİZ BİRİNCİ OLDU! Fotoğraf : Esra ŞENOCAK KİTAPLAR BEYNİN ÇOCUKLARI Şimdi Okuma Zamanı Projesinde amaç okuma kültürü ve söz varlığının geliştirilmesidir. Okuma Kültürü ve Etkili Dil Kullanımı çerçevesinde düzenlenen ve projemizin ilk olarak Okuma Kültürü ve Söz Varlığını Geliştirme olduğunu ve okulumuzun tüm birimlerindeki çalışanların katılımıyla, okul genelinde farkındalığın artırılması, iş birliğinin sağlanması, projemizin farklı görüş ve önerilerle sağlam bir zeminde ilerlemesi bakımından büyük bir önem taşımaktadır. Birey ve toplumların değişerek gelişmesi ancak eğitimle mümkündür. İnsanların karşılaştığı sorunların temelinde eğitimsizlik yatmaktadır. Eğitim, okulla sınırlı olmayıp hayat boyu öğrenmeyi içeren çok boyutlu bir faaliyettir. Bu sürecin verimli olması; bireyi mutlu, toplumu huzurlu kılması, eğitimin kalitesiyle doğrudan ilgilidir. Eğitim kalitesinin yükseltilebilmesi için; öğretim programlarının çağın şartlarına ve ihtiyaçlara göre düzenlenmesi, öğretmen yeterliliklerinin artırılması, öğretim materyalleri ile okulların imkânlarının geliştirilmesi kadar okul dışı zamanın, bireysel gelişimi destekleyici nitelikte faaliyetlerle değerlendirilmesi de hayati önem arz etmektedir. Öğrencilerimizin çağın gerektirdiği niteliklerle donatılması, öz güven sahibi, kendine ve ülkesine yararlı bireyler olarak yetiştirilmesinde öğretmenlerimize büyük görevler düşmektedir. Okuyan, araştıran, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanan ve kendini sürekli geliştiren öğretmenler, şüphesiz öğrencilerine de iyi bir rol model olacaktır. Eleştirel okuyan, okuma zevkine varan ve bunu alışkanlığa dönüştüren, okuduklarını öğrencileriyle paylaşan bir öğretmen, kuşkusuz aynı ruhu öğrencilerine aktarma konusunda, diğer öğretmenlere göre çok daha başarılı olacaktır. Bildiğiniz üzere ülkemiz, gerek basılan eser sayısı ve türü, gerek satın alınan kitap sayısı, gerekse okuma alışkanlığı yönünden gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kalmaktadır. Okumak, her şeyden önce bir kültür meselesidir. Bir kültürün benimsenmesi ve yaygınlaşması ise uzun bir süreci gerektirmektedir. Bu nedenle, ülkemizde okuma kültürü oluşturmak ve geliştirmek her şeyden önce, bu meseleyi kişiler ve kurumlar üstü bir düzeyde ele alarak farkındalığı canlı tutmakla mümkündür. Eğitim millî bir meseledir ve aynı zamanda da yaşamla iç içe olup her yaş grubundan insanı kapsamaktadır. Bu nedenle yalnızca okulumuz çalışmaları, bu alanda başarıyı yakalamamızda yeterli olmayacaktır. Bu meselede, toplumun her kesiminden insanın katkısına ihtiyaç vardır. Proje okulumuzda son üç yıldır kesintisiz olarak her gün 20 dakika, 2. dersten başlayarak 6. ders saatine kadar her hafta dönüşümlü olarak uygulanmaktadır. Uygulamada öğrencilerimiz çok sayıda kitaba ücretsiz ulaşabilmekte ve kitapları paylaşım ve değişim yapabilmektedir. Projemizin hedef kitlesini oluşturan ve ülkemizin geleceği olan öğrenciler; bu konudaki beklentileri, isteklerini ileterek bizlere rehber olmakta, çabalarıyla da başarımıza katkı sağlamaktadır. Velilerimiz; okul içi ve okul dışı faaliyetlerde, etkin biçimde görev alarak okuma bilinci, sevgisi ve alışkanlığı oluşturulmasına destek olmaktadır. Yapılan bu çalışmaların okul ışıklı panoda fotoğraf olarak sergilenmesi öğrenci, öğretmen ve velilerimiz memnun etmektedir. Yoğun çalışma şartlarına rağmen, fedakârlık ederek bizlerle bu projenin yürütülmesinde; çocuk ve gençlerimizin geleceği için bu konuda bizlere rehber ve paydaş olan öğretmenlere ve okul yönetimine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Hayalleriniz varsa kitap okuyun Ali İNAĞ - Müdür Yardımcısı Ravza I kbal TOPAL Kimdir? İl Milli Eğitim Müdürlüğünün yürütmüş olduğu Bir Kitap da Sen Anlat Projesi kapsamında; okulumuz öğrencilerinden Ravza İkbal Topal Altınordu ilçesi Ortaokulları arasında yapılan yarışmada birinci olmuştur. Düzenli kitap okuyarak bu başarıyı elde eden öğrencimiz, derece yapması başta okulumuz idaresini, öğretmenlerini, ailesini ve arkadaşlarını çok mutlu etmiştir. Bu mutluluğu bize yaşatan öğrencimize teşekkür eder başarılarının devamını dileriz. 6 Eylül 2002 de dünyaya geldi. Anasınıfından itibaren okulumuzda eğitim görmektedir. Hobileri kitap okumak, müzik dinlemek, şarkı söylemek ve televizyon izlemektir. Okulumuz 6. Sınıf öğrencisi olan Ravza, çalışkan ve arkadaşlarına örnek olan bir incimizdir. OKULUMUZ OKUMA SAATİNDEN ÖRNEKLER

Sayfa-2 EĞİTİM İKLİMİ Bir okulun amacı öğrenciler için verimli bir öğrenme ortamı sağlamaktır. Öğrenme ortamının kalitesine ise eğitim iklimi denir. Pozitif eğitim iklimi, o okuldaki her bir çalışanın görev ve sorumluluklarını yerine getirmesi ile oluşabileceği muhakkaktır. Akademik beklenti düzeyi, öğrenci, öğretmen ve veliler arası iletişimin niteliği, öğrencilerin öğrenme sürecine katılımı ve okuldaki herkes için güvenli ve saygın bir ortamın olması bu iklimin ip uçlarını ifade eder. Eğitim iklimi aynı zamanda öğrenciler, öğretmenler ve veliler tarafından ortaklaşa kurulan sosyal süreçlerin de bir yansımasıdır. Sayfa Biz Karşıyaka 2 Ortaokulu eğitim çalışanları olarak okulumuzun sosyo-kültürel çevresini de dikkate alarak ve her öğrenciyi bir birey olarak merkeze alan yaklaşımla eğitimöğretim çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Eğitim iklimi öğrenciler, öğretmenler ve veliler arasındaki destekleyici ilişkilerle kendisini gösterir. Eğitim yöneticileri olarak bizler öğrenci, öğretmen ve öğrencileri aktif üreticiler olarak görmekteyiz. Böylece sosyal etkileşimler yoluyla öğrenme ortamının daha verimli hale getirilebileceğini düşünmekteyiz. Bu dinamik yapıda eğitim iklimi, hizmet verenlerin ve hizmet alanların bilfiil kendilerinin ürettikleri bir kültürel ürün olarak yansımasını bulacaktır. İyi bir öğrenme ortamı yalnızca akademik başarı için değil, aynı zamanda ruh sağlığı ve pozitif davranışların öğrenciler arasında yerleşmesi için de bir şarttır. Olumlu bir eğitim iklimi; aynı zamanda zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere sahip bireyleri yetiştirmede önemli bir fırsat oluşturur. Nitelikli bir iklime sahip olan okul ve sınıflarda öğrenciler gerek derslere katılımları bakımından gerekse de akademik performans bakımından önemli farklılıklar göstermektedir. Okulumuzun her bir öğrencisini, kendine has özellikleri ile özel kabul edip; Milli Eğitimimizin temel kanununda ifadesini bulan beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmektir. Okulumuzun tüm bileşenlerinin yüzünün, yani öğrenci, öğretmen ve velilerimizin aynı hedefi gerçekleştirmeye dönük olması, avantajlı bir öğrenme ortamının oluşmasına sebep olacaktır. Yakın gelecekte öğretmenlerimizin özverili çalışması ve ölçülebilir hedefler belirlemesinin yanı sıra okul-aile iletişiminin de aynı amaçlar etrafında şekillenmesi sonucu akademik başarı ve pozitif davranış iklimi sürpriz olmayacaktır. Yusuf AKARSU Eğitim Yöneticisi (Mayıs 2014) NEDEN OKUMALIYIZ? Okumak, insan için en kolay ve en etkili öğrenme yoludur. Gelişmiş ülke toplumları, sahip oldukları bilgilerin % 60 ını bu yolu kullanarak edinmişlerdir. Geri kalmış toplumların karşılaştıkları sorunların birçoğunun kaynağında ise eğitimsizlik yer almaktadır. Geri kalmış toplumlarda kişiler, okuyarak geçirebilecekleri zamanı çoğunlukla yararsız işlerle harcamaktadırlar. Kitapla yetişen nesiller başarı dolu ve iyi yetişmiş olacaktır. Kendisini yetiştirmiş, okuyan fertlerin günlük sohbetleri bile farklıdır. Kitap okumanın sınav hazırlığına da katkısı vardır. Kitap okuyan ve okuduklarını çok iyi değerlendirebilen öğrenciler diğer öğrencilere göre çok daha başarılı olmaktadırlar. Kitap okumanın zihni gelişmeye katkısı aslında anne karnında başlar. Anne karnındaki bebek 6. ya da 7.aydan itibaren dış dünyayı işitebilir. Kendisine kitap okunan çocukların dil gelişimi sağlıklı olmaktadır. Kitap okunan ve kitap okuyan çocukların düşünceleri, diğer çocuklara göre çok daha zengin olur. Kitap okuyan çocukların iletişim kapasiteleri artmaktadır. Okuma, çocuğun kelime hazinesini de arttırmaktadır. Birçok aile, çocuklarının kitap okumamasından şikayetçidir. Kitap okurken sıkılan çocuk, nedense saatlerce televizyon ya da bilgisayar karşısında kalabilir ve nedense sıkılmaz. Bilgisayarda oyun oynayarak, televizyon seyrederek büyüyen çocuklarımız gittikçe okuma isteklerini yitirmekte ve okumanın sağladığı imkandan mahrum kalmaktadırlar. Karakter gelişimi, bilgiyi ve araştırmayı seven insanların yetiştirilmesi ile mümkün olur. Çocukların, kendilerini okuyarak yetiştirmeleri gerekir. Çünkü eğitim sürecinde çocuklara her şey anlatılmaz, yani buna imkan yoktur. Yanlış bilgi ile doğru bilgiyi ayırabilen kişilerin sayısının artması için, kişiye çocukluktan itibaren kitap okuma alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir. Kitap okuma alışkanlığı olan çocukların eğitim süreçleri de çok daha başarılı olmaktadır. Bu da anne babaların işlerini kolaylaştırmaktadır. Kitap okumayan nesillerin fikir üretme kabiliyetleri körelmektedir ve başarılı bir iletişim kuramamaktadırlar. Günümüzde kişiler, okuyarak geçirebilecekleri zamanlarını çoğunlukla yararsız uğraşılarla geçirmektedirler. Türkiye de 65 bin kişiye bir kütüphane düşerken bunun yanında 95 kişiye bir kahvehane düşmektedir. 394 kütüphaneye karşı, 400 bin kahvehanenin bulunduğu Türkiye de kitap okumayı en çok televizyon ve Internet engellemektedir Öğrencilerimize okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla kütüphane gezileri düzenlendi.öğrencilere kütüphanelerden nasıl yararlanılacağı ve faydaları anlatıldı. Kütüphane görevlisi tarafından, öğrencilere hangi tür kitapların bulunduğu anlatıldı. Kitap okumanın ne kadar yararlı olduğunu kendi hayatından örnek vererek anlattı Bu ziyaretler sonucunda öğrencilerde kitap okuma sevgisi oluşturulmaya çalışılmıştır. Öğrencilerimiz kütüphaneleri etkin bir şekilde kullanmaya başlamıştır. Okumayı sevmek, hayattaki can sıkıcı saatleri güzel saatlerle değiştirmektir. MONTESQUIEU Hızlı Okuma Çalışması Okulumuzda öğrencilerimizin okuma ve anlama hızlarını arttırmak amacıyla Hızlı Okuma ve Anlama Programı pilot olarak bir şubemizde uygulanmıştır. Bu program kapsamında öğrencilerimiz kimi zaman okulda, kimi zaman da evlerinde çalışmalarını sürdürmüştür. Çalışma sonunda öğrencilerimiz okuma frenlerinden kurtulup okuma hızlarını en az 2 katına çıkarmışlardır. Anlama oranlarında da %20 lik bir artış gözlemlenmiştir.

Sayfa-3 Derslerde Başarılı Olmak İster misiniz? Etkili ve verimli ders çalışma bir öğrenciyi başarıya götürecek en önemli faktörlerden biridir. Her öğrencinin bir diğerinden farklı olduğu gerçeği her öğrenci için ders çalışma ve başarıya ulaşma yolunun da farklı olacağını gösterir. Okulumuz öğrencilerinin başarılarını artırmak için verimli ders çalışma ile ilgili seminer okulumuz rehber öğretmeni Hakan GÖZÜDOK tarafından verilmiştir. Verimli çalışmanın en temel yolu öğrencinin kendine uygun bir çalışma planı hazırlamasıdır. Her öğrencinin dersleri algılama düzeyi gün içindeki zamanlarda değişiklik gösterir. Buna bağlı olarak öğrencinin kendi potansiyeline uygun çalışma planı yapması gerekirse bu konuda rehberlik servisinden yardım alması uygundur. Öğrencilerin kafasına takılan soru; günde kaç saat çalışmalıyım? dır. Yukarıda belirtildiği gibi her öğrencinin potansiyeli farklıdır. Bir öğrenci günde iki saat çalışır çok başarılıdır fakat bir başkası 5 saat çalışsa da dersleri iyi değildir. Bunun için burada kesin bir saat vermekten ziyade dersin yoğunluğuna, öğrencinin hazırlandığı sınavlara bağlı olarak kendine uygun bir zaman dilimini çalışmaya ayırması önerilir. Fakat yine de bir bilgi olması açısından TE- OG a hazırlanan bir öğrencinin okul derslerini de çalışacağı düşünülerek günün 5-6 saatini ders çalışmak için kullanması uygundur. Öğrenci ders çalışırken 45 dakika ders çalışıp 10 ar dakika ara vermesi onun ders çalışma verimini arttırır. Ders arasında mola vermemek ve verilen molanın çok uzun olması çalışma verimini düşürür. 1) ÇALIŞMA ORTAMININ DÜZENLENMESİ Çalışma ortamı öğrenciyi derse güdüleyici nitelikte olmalıdır. Bir başka anlatımla öğrenci çalıştığı ortamdan zevk almalıdır. O ortamda bulunmak onu rahatsız etmemelidir. Öğrencinin ders çalıştığı ortamda ders kitabı ve dersle ilgi araçlar bulunmalıdır bir başka anlatımla öğrenci gerekli olduğunda bunlara ulaşmak için boşuna zaman kaybetmemelidir. Bunun yanında öğrencinin çalışma yaptığı masanın üzerinde sadece o an çalıştığı dersin materyalleri bulunmalıdır. Çünkü diğer materyaller hem çalışma alnını dağınıklaştırır hem de dikkati dağıtır. 2) ETKİN OKUMA Okumak, ders çalışmanın olmazsa olmazıdır. Bir çok öğrenci okuma becerisi edinmekte zorlanır. Çünkü okumak bir müzik aleti çalmayı öğrenmek gibidir. Yavaş yavaş okuma alışkanlığının edinilmesi gerekir. Roman, gazete türü basılı araçları okumakta zorlanan öğrenciler ders kitaplarını da okumakta zorlanırlar kitaplara karşı antipati geliştirirler. Buna bağlı olarak öğretmenler eğittikleri gruptaki öğrencilerin yaşlarına uygun romanları okumalı ve öğrencilerine romanlarla ilgili bilgi vererek onları okumaya teşvik etmelidir. 3) ETKİN DİNLEME: Öğretmenin çok önemli konuları nasıl anlattığını bilmek ve anlatılan konunun ne derecede önemli olduğunu anlamak için etkin dinleme önemlidir. Öğrenci öğretmenin anlattığı konuda soru gelebilecek yerlerin ipuçlarını görmeli ve bu bölümleri dikkatle takip etmelidir. Öğrenci bunu anlamak için öğretmenin vurgularına ve tekrar ettiği yerlere dikkat etmelidir. Öğrencinin konuyu anlaması için gerektiğinde soru sorması ve gerektiğinde eksik gördüğü yerleri tamamlaması uygundur. Başka bir anlatımla öğrenci dersten kopmamalıdır. Öğrenci konuyla ilgili düşüncelerini uygun koşullarda arkadaşlarıyla paylaşmalı gerekirse konu için başka kaynaklardan araştırma yapmalıdır. Yazılı hale getirilmeyen bilgiler çok çabuk unutulur. Buna bağlı olarak öğrenci derste dinlediği konuyu çok fazla ayrıntıya girmeden not tutmalıdır. Mümkünse her ders farklı bir deftere not alınmalı, not alırken yazı düzenine dikkat edilmeli ve olabildiğince renkli kalemler kullanılmalıdır AİLE EĞİTİMİ Okulumuzda 7-19 yaş aile rehberliği kapsamında 3 açık oturumdan oluşan aile eğitimi düzenlenmiştir. 3 oturuma aynı veliler katılmış toplam 20 veliye ulaşılmıştır. Oturumlardan önce velilere ön test uygulanmış, algıları tespit edilmiştir. Oturumların sonunda son-test uygulanmıştır. Velilerin ön-testte algılarını yüksek gösterme eğilimi içinde olmuşlardır. Testi anlamadıkları veya bildiğini düşündükleri için yüksek işaretleme eğilimi içinde olduklarını düşünüyorum. Her bir oturum yaklaşık 1,5 saat sürmüştür. Oturumlardan sonra bilgi notları dağıtılmıştır. Her oturumdan sonra ev ödevi verilerek evde uygulama yapmaları istenmiş bir sonraki hafta paylaşılmıştır. Ailelerin sürece etkin katılması seminerin etkili geçmesini sağlamıştır. Velilerin duygu ve düşüncelerini söyleyerek sürece katılması onların kendilerini daha iyi hissetmesine ve daha iyi öğrenmelerini sağlamıştır. 8 oturumluk 7-19 yaş aile rehberliği açık gruptan çok daha verimli geçiyor. Veliler ikinci oturumdan sonra birbirlerine alışıyor, grup dinamiği oluşuyor. İlk oturumlarda çekinen veliler daha sonra daha rahat olabiliyorlar, zaman zaman birbirlerine destek bile oluyorlar. Bazen tam anlamıyla grup terapisi gibi geçiyor. Veliler kendilerini ifade ederek daha anlamlı olduklarını hissediyorlar, 3 saatlik oturumlar hiç sıkılmadan geçiyor. Daha sonra bu veliler rehberlik servisine ve okula daha rahat geliyorlar ve okula katılımları daha bilinçli oluyor. Pınar EVLİ Rehber Öğretmen

TEKNOLOJİ TASARIM TEKNOLOJİ TASARIM İlköğretimin temel hedeflerinden biride öğrencinin yaratıcı düşünme yeteneklerini ortaya çıkarmaktır. Teknoloji ve Tasarım dersi de öğrencinin düşünme yeteneği geliştirir. Düşündüğünü kağıda çizme, yaşantısındaki problemlerinin farkına varma, hayatı sorgulayarak yeni tasarımlar ortaya çıkarmasına yardımcı olur. Öğrencinin kendini ifade etme yeteneğini geliştirir. Diğer gelişim alanlarına da destek verir. Öğrenciler bu derste algılama, düşünme yetileriyle birlikte bedensel eylemlerinin de katıldığı bir ortam içinde kendilerini ifade ederler. Öğrencilerimizin ilgi alanlarına göre projelerini tasarlamaları ve öğrendikleri çeşitli yöntemleri uygulayarak değişik projeler üretmeleri hedeflenmektedir. Duygularını her türlü malzemeyle projelerine yansıtmasını sağlamaktır. Özgün, Diğer derslerle bütünleşik, Teknolojik gelişmeleri yakından izleyen, Hayatı ve geleceği kurgulayan, Her yaş ve seviye grubuna uygun, Öğrencilerimizin zihinsel ve bedensel gelişimini destekleyen, Sorumluluk duygusunu pekiştiren, Girişimci, Paylaşımcı ve uyumlu bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bir derstir. Sayfa-4 Resim ve Teknoloji Tasarım Sergisi Eğitimde sanatın rolü tartışılamaz.görsellik eğitimde kalıcılıkla beraber estetik kaygı yönü gelişen çocuklarımızın hayata atıldıklarında bakmak ve görmek arasındaki derin farkı yaşamalarını sağlar. Okulumuzda 4 yıldır sene sonu sergileri yapılmaktadır.sergilerimizde resim ve teknoloji tasarım çalışmaları sergilenmektedir.sergilerimizin öğrenciler üzerinde çok olumlu etkileri vardır.çalışması sergilenen öğrenci kendisine inanır ve kendisine değer verir.sunulan çalışmayı izleyen öğrenci örnek alır ve farklı yaratıcılık sergilemek isterler.tüm öğretmenlerin ortak hedefi kendine güveni olan,yaratıcılık yönünü ortaya koyan,soran sorgulayan,değer veren,akılcı bireyler yetiştirmek için gösterilen çabanın bir parçasıdır bu sergiler.yapılan her sergi öğrenci için yapılan en güzel yatırımdır.

Sayfa-5 GÖRSEL SANATLAR TOLSTOY İnsanın bir zamanlar yaşamış olduğu duyguyu, kendinde canlandırdıktan sonra, aynı duyguyu başkalarının da hissedebilmesi için hareket, ses, çizgi, renk veya kelimelerle belirlenen biçimlerle ifade etme ihtiyacından sanat ortaya çıkmıştı" der. İnsan, nasıl duymaya, düşünmeye başladığı andan itibaren kelimenin gerçek anlamıyla hayata girmiş olursa, insanlık da duygularını ve düşüncelerini sesler, çizgiler ve renklerle canlı ve cansız simgeler halinde şekillendirmeye başladığı andan itibaren, gerçekten tarih sahnesine çıkmış olur. Karşıyaka Ortaokulu olarak öğrencilerimizin hayata sorgulayan, inceleyen ve sunan öğrenciler olması yönünde çaba sarf ediyoruz. Bu uygulamalar derslerde ve ders dışında gerçekleştirilen uygulamalarla ortaya koyuluyor. Sadece öğrencilerimizi değil öğretmenlerimizi de bu uygulamaların içine dahil ediyoruz. 2013-2014 eğitim öğretim yılında gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerimiz Seçmeli dersimizde ebru yapıyoruz ve minik ziyaretçilerimiz ebru ile tanıştı. Hayranlık ve şaşkınlık içerisinde ebru yapıp izlediler. Öğrencilerimiz il bazında düzenlenen yarışmalara katıldı. 8. Sınıf öğrencimiz Şulenur Ses İstiklal marşının kabulü ile ilgili olan resim yarışmasında il birincisi olmuştur. Polis haftasında kardeş kurumumuz olan Emniyet müdürlüğüne yapılan ziyarette öğrencimiz İrem Ciğer hazırlamış olduğu ebru çalışmasını hediye olarak sundu. Seçmeli dersimizde yaptığımız ebruları ara segi olarak okulumuzda sergiledik Sergi açılışı öncesi Rüveyda Çol egzersiz grubunun hazırlamış olduğu mini flüt konserini sunmuştur. Ders dışı çalışma programında yağlıboya çalışmaları yapılmıştır. Öğrenciler 2013-2014 eğitim öğretim yılında yaptıkları çalışmaları yıl sonunda sergilemişlerdir. Atölye ortamında çalışan öğrencilerin çok daha başarılı olduğu tespit edilmiştir. *** Sanat insanın en yüce görevidir, çünkü dünyayı anlamaya ve anlatmaya çalışan düşünce temrinidir (Rodin) *** Sadece öğrencilerimiz değil öğretmenlerimiz de yağlıboya resim yaparak güzel ürünler çıkartmışlardır.

Sayfa-6 Dağcılık Sporu Nedir? Dağcılık Sporu Genel Kuralları Nelerdir? Dağcılık deyince insanların aklına farklı farklı şeyler gelir. Kimisi oralara ne için ve nasıl çıkıldığını anlamaya çalışır, kimisi de neler yapıldığını kendince zihninde canlandırmaya çalışır. Aslında tırmanmak, hepimizin doğduğu andan itibaren sahip olduğu içgüdüsel bir dürtüdü Dağcılık, 19`uncu yüzyılda Avrupa`da yapılmaya başlanan bir spor dalı. Temelde; doğada/dağlık bölgelerde bir takım kar, buz, kaya tekniklerinin yazın veya kışın uygulanarak belirli bir nokta/zirve veya dağın belirli bir rotasına tırmanılması diyebiliriz. Bu noktada, neresi dağdır neresi dağ değildir sorusu bazılarının ve hatta bu sporla ilgilenenlerin bile zihnini kurcalıyor. Kabaca şöyle tarif edilebilir; orman sınırının bittiği yerde dağ başlar. Ülkemizde orman sınırının yaklaşık 2000 metrede olduğunu düşünürsek, 2000 metrenin üstündeki bölgelere dağ ve bu bölgelerde yapılan teknik veya yürüyüş faaliyetlerine de dağcılık diyebiliriz. Peki bir dağın zirvesine çıkınca ne oluyor? Çıkanın başı göğe mi eriyor? Doğrusu somut olarak hiç bir şey olmuyor, sadece fiziksel olarak bir dağın en yüksek noktasına bir şekilde varmış oluyorsunuz. Ama zihinsel ve ruhsal olarak vardığınız yer çok farklı ve kişiden kişiye değişiklik gösteriyor. İşte bu da Niye? sorusunun yanıtı oluyor. Bu çok özel soruya, doğaya/dağa giden herkesin kendine göre bir cevabı vardır ve saygıyla karşılanılması gereken bir cevaptır. En zor ve en teknik rotalara çıkandan, doğada küçük bir haftasonu kaçamağı yapana kadar herkesin kendine göre bir nedeni vardır dağcılık yapmak için ama hepsinin ortak özelliği doğaya karşı olan sevgi ve daha da önemlisi saygıdır. Dağcılık zamanla kendi içinde çeşitlere ayrılmış. Günümüzde temelde üç ana çeşitten söz etmek mümkün. Yaz/kış dağcılığı, kaya/sportif tırmanış ve yapay tırmanış. Yaz/kış dağcılığı yılın herhangi bir zamanında, kamp yüküyle belirli bir noktaya kadar çıkılarak bu noktada kamp kurulması ve ardından önceden belirlenen bir rota dahilinde, gerekirse bazı teknik malzemeler de kullanarak çıkışlar yapılmasıdır. Bu tip tırmanışların temeli yürüyüştür. İpe girilmesi gereken bir rotaya bile ulaşana kadar yürünmesi gerekir. Ayrıca dünyadaki ve ülkemizdeki bir çok dağın klasik diye tabir edilen zirveye çıkış için en kolay ve mantıklı rotası için yürüyüş yeterlidir. Zamanla, klasik rotalara alternatif olan daha dik ve zor rotaların çıkılması isteğiyle bazı güvenlik malzemeleri icat edilmiş ve bu malzemeler yardımıyla teknik tırmanış yöntemleri geliştirilmiştir. Kaya/sportif tırmanış son 50 yıl içinde gelişmeye başlamış olan ve çok daha kısa (1-50 metre arası) dik kayaların kısa süre içinde (ortalama 1-60 dakida arası) çıkılıp inilmesi ile yapılır. Bu tip tırmanışlar büyük çoğunlukla ipe girilerek ve tırmanıcının yanısıra bir de emniyetçinin yardımıyla gerçekleşir. Günümüzde çok popüler olan ve giderek de daha çok insan tarafından yapılan bu tür, tırmanış bahçesi diye tabir edilen ve bünyesinde aynı anda bir çok tırmanıcıya tırmanma imkanı veren farklı zorluklarda rotalardan oluşan bölgelerde yapılır. Gebze-Ballıkayalar, Ankara-Hüseyin Gazi kayalıkları, İzmir- Kaynaklar, Antalya-Geyik Bayırı, Niğde-Cimbar Vadisi ve Adana-Anavarza ülkemizdeki önemli sportif kaya tırmanışı bahçelerinden bazılarıdır. Yapay tırmanış ise 80`lerin başında başlamış olan ve tamamen insan eliyle üretilmiş olan duvarlar ve üzerlerindeki tutamaklardan oluşan yapılara tırmanılarak yapılır. Yapay tırmanış doğaya gitmeden, şehrin ortasında bile tırmanıcılara tırmanma ve antrenman yapma olanağı sağlar. Ayrıca, seyircisiz ve yarışmasız olan dağcılık sporu yapay tırmanış duvarları sayesinde artık sportif rekâbet ortamına da kavuşmuş oldu. Hatta yakın bir zamanda sportif yapay tırmanış olimpik bir spor dalı olarak olimpiyat oyunlarına da katılacak. Dağcılıkla beraber anılması muhtemel olan bir olgu da risk faktörüdür herhalde. Dağcılık yapmamış bir insan bile zaman içinde televizyon, gazete veya filmlerden görüp duydukları ile dağcılığın bir takım riskler ve tehlikeler içerdiğini bilir. Bir çok dağcı, dağcılık tehlikeli bir spordur demek istemez. Aslında dağcılık Tehlikeli yapılabilecek bir spordur. demek daha doğru, çünkü bir takım potansiyel risklerin bilincinde olmak ve riskleri değerlendirip hareket etmek dağcının kendi elinde. Dağdaki bir çok riskin de öngörülebilir olduğunu düşünürsek, bu sporu tehlikeli veya güvenli yapmak bir tercih meselesidir. Bu noktada eğitimin önemini belirtmek gerekiyor. Dağcılık, bir takım teorik ve pratik eğitimlerin öğrenilmesi ve uygulanması sonrasında yapılmalı ve mutlaka bu sporda tecrübeli olan kişilerin rehberliğinde eğitimler verilmelidir. Öğrencilerimizin Dağcılık Kampı

Dağcının Şiiri Evlat! Şu dağlara bakıp da dalıyorsan, Kokuşmuş şehir kapılarını örtmüşse yüzüne, Bilge sese kulak ver ve dinle vadilerin telaşlı nağmelerini, çağırışlarına uyanacaksın! Biz keşke demeden bu çığlıkları kılavuz bildik, sırılsıklam düştük yollara "Yiğit dağlar"! Selam olsun sizlere! Ayakta durabilmenin onuru, doğanın efendisi sizlersiniz. Florasındaki: kardelenden, karçiçeği, çiğdem, sıklamen, lale ye Faunasındaki: kekliklerinden, palazlar, alageyik, karaca, boz ayı ya kadar Selam olsun dillendiremediklerime! "Dağcı arkadaşlarım" sizlere, sizlere de selam olsun! Hangimiz bunaldığımızda karşıki dağlara bakıp da bir of çekmedik ki? Hangimiz yüreğindekileri o dağlara gömmedi, uzaktan uzağa içindekileri dökmedi ki? Şehirlerin tuzaklarından kaçan bizler, doğada özünü arayan kardeşleriz, Benzer yerleri gezer, aynı havayı solar, el değmemiş olarak iade ederiz, Bozkırlarla tokalaşır, koklaşır, doğa anayı kucaklar döneriz. Şu an eteklerinde koşamadığım patikalar, havasını teneffüs edemediğim ormanlar, Ve bakir kırlar, hepinize doymak; "ab-ı hayat" çeşmenizden kana kana içmek, mataramı doldurmak isterim! Taşlarına yapışan ellerim, tuttuğumda çocuğum; uyuduğumda sırtımı yasladığım kadınım olur Sırdaşım, serinliğim, sessizliğimi dinleyenim Geceleri sert rüzgârlarıyla başımı bekleyenim Toprak kokan yüzünün, bir çiçekle gülümsemesi gamzeme; ırmakların gözyaşıma benzer! Uğultularını anlayamadığım yüce dağlar: Neden usanmadan dağların kasvetli şarkısını fısıldar durursunuz? Başında ki duman ne zaman son bulur? Derdin, asırlardır ayakta mı kalmak? Üşüdüğün gelinliğinle düğününü bekler; baharda balayına çıkarsın! Güneşin ilk ışıltısıyla göz kırpar; kuşların cıvıltısı ile uyandırırsın, Görmeyeli sen ben olmuşuz da bilmemişiz! Bir zirve için daha serüvene çağırırsın; yalnızlıklarını anlıyorum, Alıştık birbirimize dostluk alınmasın, Miskin halim serin vadilerindeki yükselmelerinde canlanıyor! Tırmanmak omuz omuza mücadelemiz olmuştu, Beraber başarmıştık doruklara çıkmayı öyle değil mi? Yeniden doğmuş, kendimizi bulmuştuk oralarda. Gece lambamız ay ışığı; fon müziğimiz yaprak, su, meltem, Dürtülerim kıpır kıpır eline tutunmak, Engin kayalarının tepesine çıkıp, içimdeki har ı söndürmek, Saatlerce söyleşip, senin gözünle Dünyaya bakıp; seni anlamak isterdim Bekle beni yamaçlarında tenimi okşayıp terimi soğutan sarhoş rüzgârlar, Kaçkarlarda horon teper çay içeriz; Toroslar da Yörük anam ile hamur ekmek, Ağrı da kuzuları meletiriz Erciyes te pastırmamızı yer; Ala dağlarda mücadelenin ne anlama geldiğini test ederiz. Kaz dağlarında Aklımız kalır! Allahüekber dağlarında yas tutarız ve hikâyesi eksik olmayan diğerleri. Çıraklığımın ustası Kaçkarlar, kalfalık eder Ağrı ve nirvana olur Himalayaların kolyesi Everest. Artık sırtında taşıdığın yeter; gidiyorum diyarından! İnsanlar buraların tadını bilselerdi, yalnız kalmazdın elbet Benden sonra kim gelir, iki laf eder bilemem, Lakin iyi tanı beni dağlar; geldiğimde yabancılama, Dost elimi sıkı tut; ben bırakırsam sen bırakma, Sana ses bana da doğallığın lazım unutma, Hayıflanmalarım sensizliğe sürüklemez aldanma Bu dağlara tırmandığımızda, zirvelerden aşağı ve karşıki vadilere bakıp, Hep bir ağızdan haykırarak; Bizler bu dağların çocuklarıyız; buralara sizin sesiniz nefesiniz olmaya geldik, Sizler "sahipsiz ve yalnız "değilsiniz! Dağcıların yürekleri buralarda atıyor deriz (Çandır ISPARTA hatırası 10.06.2012 TDF Başkanımız ve onun mensuplarına, Dağcılığı sevdiren eğitmenlerimize, Dağcı arkadaşlarımıza, Eşime ve Kaybettiğimiz dağcıların anısına ithaf ediyorum ) Mahmut YILDIRIM Fen ve Teknoloji Öğrt. Bazı insanlar çevrelerine bakar ve "neden" diye sorar. Ben hayal ederim ve "neden olmasın" derim. R. Ford Kennedy GECENİN HÜZÜNLÜ SAATLERİ Gene gündüz bitti,gece oldu çabucak. Saatler yirmiyi gösteriyor. Bir ağacın altında uyuyor, garip yavrucak Bu soğuk gecede tüyleri ürperiyor. Uyu garip çocuk, uyumaya çalış. Bu yıkılası dünya böyle,sen de alış. Gece korkutmasın o güzel yüzünü. Hayat çok zor,çünkü geldi karakış. Gecenin bu saatleri oldukça hüzünlü. İnsan duygularını saklayamıyor. Neden? Ekmekleri dağıtıyor şehre yine ekmekçi. Geçti çocuğun yanından,ona ekmek vermeden. (1979) ASLAN TOPSAKAL MATEMATİK ÖĞRETMENİ İSYAN Ruhun esmiyordu, kıvılcımların bile gitmemişken, Alışkanlığım olmuştu saklı kelimelerin ardına gizlenmek, Ne düşünür ne derler kaygısızlığında, İçimdeki yalın ses itmişti keşiflerimi belirsizliğe, Dar yollarından geçemeyen çıplak düşüncelerim nasırlaşmıştı ayak izlerinde, Yazık! Özleminin gölgesinde ki hırpalanmış hayallerim büyüyememişti, Vazgeçemeyeceğim özgürlüğüm, dinmeyen isyanıma tutsak kalmıştı, Sorunum ezilen yaramın mukavelesinin sonsuzluğa açık olmasıydı, Kırılgan zeminde oturmak, kök salmak bana göre değildi, Vitrinim sonuçsuz tutkularımın yap boz tahtasına dönüşmüştü bir kere, Oysa eksilmeyen azizem, bitmeyen bestemdin, düşen alemse konçertonun es i, Toplumsal sorumluluğum yükselen kalabalıklarda hafiflemişti, Bayramı yoktu kıvrak rollerimin, virgülleri çoktu hayatımın, Noktayı koymak tahammülüm değildi, Çünkü satır başı olmak gibi korkularım vardı, Dünya övündüğüm durağım, iklimler karakterimi mayalayan hırsız, Rengini alan sevdan, meğer hayat suyummuş sonunda öğrendim! Filmimizde sessizliği bozan şarkılar vardı, Solmayan kelimeler havai fişek, mevsimlerde patlıyordu, Yaranın ucu açık, soluklar dünya ritminden uzaktı, Takıldım terk etmedim hoş yazmayı, Hayatın virtüözü olsam kesin dokunurdum tuşlara, Şimdi konuş dilim, titreme başıbozukluğa, Haydi yetiş elim, düşme sevgisizliğin köklerini sökerken, Dimdik düşün aklım korkusuzluğun bozgununu, Yol ıssız, smokinli, karanlık kuytular var olduktan sonra, Öfkeli ruhum, aldanma şu suların durulacağına, Kutsallıksa bu dokunma, alkışla, kan kaybetsen de bırak aldırma. Mahmut YILDIRIM Fen ve Teknoloji Öğrt. Sayfa-7 PİŞMANLIK Pişmanlık, insanın içinde huzursuzluk yaratır. Beyninizin en ücra köşesindeki düşüncelerin bile yeşerip, sizin dipsiz bir kuyuya sürüklenmenize neden olur. Hiç pişman oldunuz mu? Pişmanlığın sizin için tam bir tanımı var mı? Pişman olduğunda insan, zamanın geriye akmasını ister. Zaman geri akmalı ki pişman olduğu şeyi telafi edebilsin, ama zaman hiçbir zaman geriye akmaz, aleyhinize daha da ileriye akar. En kötüsü siz engel olamazsınız ve engel olamadıkça içinizdeki pişmanlık artar, artar, artar ve tüm zihninizi kaplayacak kadar, hatta vereceğiniz kararları etkileyebilecek kadar tehlikeli bir hal alır. İnsan pişman olduğunda, onu pişmanlığa sürükleyen olayı sürekli zihin tartısında tartar. Enine boyuna düşünür. Onu, pişmanlığın dipsiz ve karanlık kuyusundan kurtarabilecek haklı ve geçerli nedenler arar. Bazen bizi bir süreliğine bile huzurlu hissettirebilecek haklı nedenler buluruz, ama dediğim gibi bir süreliğine. Size huzurlu olmanız için tanınan süre sona erdiğinde, tekrar bacaklarınızdan dipsiz kuyuya çekilirsiniz. Pişman olduğunuzda tek istediğiniz pişmanlığınızı telafi etmektir, zamanın geriye akmayacağını anladığınızda. O zaman da, zihninizi esir alan düşünceler, pişmanlığınızı nasıl telafi edeceğiniz yönündedir. Zihninizde azda olsa kalan pozitif yöndeki düşünceler zihninizin içinde oradan oraya koşturur bir telafi yolu bulabilmek için. Bulamadığında yılmaz devam eder, ama incinmiş bir şekilde, çünkü bir çıkış yolu bulamamak sizin o dipsiz kuyuya bir süre daha hapsolacağınız anlamına gelir ve bunu hiç istemezsiniz. Zihninizdeki pozitif düşünceler koşar, koşar, koşar ve bir telafi yolu bulduğunda durur. Bulduğu telafi yolu üstündeki topraktan kurtulup açığa çıktığında, negatif düşünceler toprak altına girmeye başlar. Bu sizi iyi hissettirir. Bir telafi yolu, içinizdeki tüm huzursuzluk ve pişmanlıktan kurtulabilmek için bir yol. İçinizdeki tüm pişmanlıktan kurtulduktan sonra hatalarınızı fark edersiniz. Hayatınızda vereceğiniz kararları vermeden önce, tekrar pişman olmamak için tüm kararları zihin tartınızda tartarsınız. Pişmanlık bir bakıma insana ders de verir. Çünkü insan bir kere pişman olduktan sonra bir daha pişman olmamak için atacağı her adımda daha temkinli olur. Adımlarını yarım yamalak değil de tam atar. Adımını attığında ayağının altındaki zemini hissetmek ister, bir daha dipsiz bir kuyuya düşmemek için. Aybüke YILMAZ 7-C

Sayfa-8 Eğitim İklimi SATRANÇ ETKİNLİKLERİ 2013-2014 Eğitim-Öğretim yılı Ders dışı, Satranç egzersiz çalışması Fen Bilimleri Öğretmeni Avni AKYOL rehberliğinde sınıflardan seçilen 20 öğrenciyle ekim ayında başlamış olup toplam 161 çalışma saatiyle 30 Nisan da çalışmalar tamamlanmıştır. Yapılan egzersiz çalışmaları, Haftanın Salı günü saat14.00-15.35, Çarşamba 14.00-15.35 Perşembe 14.00-15.35 saatleri arasında yapılmıştır. Çalışmaya katılan 6 öğrencimize lisans çıkarılarak şu yarışmalara katılmışlardır. 1-Okullar arası yarışmalar. 2-Mart ayı Yeşilay haftası yarışı (6-D Sınıfından Sevgi Nur ÇAKMAK İl 4. sü olarak başarı belgesi almıştır.) 3-Nisan ayı 23 Nisan Gençlik kupası (6-D Sınıfından Sevgi Nur ÇAKMAK İl 3. sü olarak madalya ve belge almıştır.) Karşıyaka Ortaokulu yıl sonu satranç yarışları 11 Mayıs Pazar günü yapılmış olup; şubelerden 42 öğrenci bu yarışlara katılmıştır. Yarışmalar 5. ve 6. sınıflar 1. grup, 7. ve 8. sınıflar 2. grup olmak üzere 2 grup halinde yapılmıştır: 1. Grupta ; 1. Sevgi Nur ÇAKMAK (6/D) 2. Alper TEKİN (6/A) 3. Gökhan KURUL (5/C) 2. Grupta ; 1. Kaan AYDIN (7/C) 2. Nurullah ÖZCAN (8/D) 3. Mehmet Can AŞIK (8/A) Guruplarında ilk üçe giren öğrencilere madalya ve belge, 4. ve 5. olan öğrencilere mansiyon ödülü ve belge verilmiştir. Bu etkinliğe katılan öğrencilerimizi tebrik eder, teşekkürlerimi sunarım.

Sayfa-9 MESLEK TANITIMI Sayın Valimiz Kenan ÇİFTÇİ nin fikirleriyle oluşturulan ve uygulamaya konulan Benchmarking Projesi kapsamındaki çalışmalarımız Ordu İli genelinde olduğu gibi okulumuzda da devam etmektedir. Benchmarking Projesi tema konularından olan Mesleklerin Yerinde Tanıtımı çalışmasının bu seneki süreci tamamlandı. Özellikle sekizinci sınıf öğrencilerimizin ilgi, istek, yetenek ve akademik performanslarına göre çevrede bulunan meslek gruplarını, öğretmenlerinin rehberliğinde yerinde ziyaret yapıldı. Mesleklerin bu yerinde tanıtımı ile ilgili olarak öğrencilerimizin ziyaret öncesi ve ziyaret sonrası görüş ve düşünceleri de alınarak fikirlerindeki değişim durumu ve gerekçeleri değerlendirildi. Sayfa 9 Taekwondo da Kupa Okul Taekwondo takımımız Milli Takımlar Antrenörü Onur KÖKSAL eşliğinde 2013-2014 Eğitim Öğretim yılı okullar arası taekwondo yarışmasında yıldız bayanlar kategorisinde Ordu 2. Si olarak büyük bir başarıya imza atmıştır. Takım oyuncularımız: Nazlı Dilan KORKMAZ (1.) Nursena USTA (2.) Büşranur AKDUMAN (2.) Sefa AKDEMİR (2.) İngilizce Öğrenmek Artık Çok Zevkli Okulumuzda İngilizce drama çalışmaları İngilizce öğretmenleri Sinem Evrim KAYA ve Eylem Özgül KARADAĞ tarafından yürütülmektedir. İngilizce drama çalışmalarında öğrenciler İngilizce şarkılar, şiirler söyleyip, kısa tiyatro çalışmaları sergilemektedir. Bu çalışmalar sayesinde öğrencilerin hem kendilerine güvenleri artmakta hem de İngilizceye karşı önyargıları ortadan kalkmaktadır. İngilizce onlar için artık sadece bir ders olmaktan çıkıp eğlenceli hale gelmektedir. Sınav Yorgunluğunu Çıkarmanın Yolu Sınav maratonu zorlu ve uzun bir süreçti. Yeni gelen TEOG sistemiyle sınavlar her iki dönemde 2.yazılı olarak ortak yapıldı. Bu sistem öğrencilerin yazılılarına daha çok önem vermesini sağladı. 1 ve 2. dönemde merkezi ortak sınavlar yapılmıştı. Bazı öğrencilerin güzel geçmişken bazı öğrencilerin ise kötü geçmişti. Sürekli sınavlara girdiğimizden dolayı çok yorulmuştuk. Bu yorgunluğu üzerimizden atmak için yapabileceğimiz etkinlikler düşündük. Ve sonunda piknik yapmaya karar verdik. Bu piknik hem sınav yorgunluğunu üzerimizden atmak hem de kalan son zamanlarımızı birlikte geçirmek için iyi bir fikirdi. Uzunisa da arkadaşlarla yaptığımız piknik görülmeye değerdi. Biz öğrenciler piknikte mangal keyfine doyasıya yaşadık ve oyunlar oynayarak çılgınca eğlendik. Bir nebze olsun sınav yorgunluğunu bu şekilde atmış olduk Merve DEMİR 8-D

Sayfa-10 İşte Ordu nun Yetiştirdiği Önemli Ünlüler KADİR İNANIR (FATSA) Türk sinemasının en önemli aktörlerinden olan İnanır, 1949 yılının Ağustos sonu ve Eylül ayının ortalarında bir günde çok kalabalık bir ailenin son çocuğu olarak dünyaya geldi... KAMİL SÖNMEZ (PERŞEMBE) (d. 1947 ) Çoğunlukla Karadeniz türküleri seslendiren Türk halk müziği sanatçısı ve sinema, tiyatro oyuncusu... ALİ POYRAZOĞLU: ( FATSA) Sinema ve tiyatro oyuncusu, yazarı ve yönetmeni... LEVENT KIRCA (d. 1948, Ordu). Türk komedyen, tiyatro ve sinema oyuncusu... FUNDA ARAR (FATSA) (d. 8 Nisan 1975) Ordu Fatsalıdır. Anadolu Rock, Pop Rock ve Türk Sanat Müziği sanatçısı İDRİS NAİM ŞAHİN (d. 1960 Ordu), İçişleri Eski Bakanı.Siyasetçi ERTUĞRUL GÜNAY (MERKEZ) Kültür ve Turizm Eski Bakanı (d. 1 Mart 1947, Ordu, Türkiye), Türk siyasetçi. MEHMET HİLMİ GÜLER (d. 15 Temmuz 1949, Ordu) Türk siyasetçi, metalurji mühendisi ve malzeme mühendisliği doktoru. 58. Hükümet te, 59. Hükümet te ve 60. Hükümet te Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak görev yaptı. FERHAN ŞENSOY (d. 26 Şubat 1951, Ordu) Türk tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu, roman, deneme, günlük, tiyatro oyunu, televizyon dizisi ve sinema filmi senaryo yazarı, Orta oyuncular tiyatro topluluğunun kurucusudur... HALİT AKÇATEPE Halit Akçatepe, 1 Ocak 1938 de Ünye de doğdu. Ordu Ünyelidir... AHMET YENİLMEZ (MERKEZ): Ahmet Yenilmez (d. 1966,Ordu) Türk tiyatro sanatçısı. NİL KARAİBRAHİMGİL (d. 17 Ekim 1976).(Aslen Ordu ludur). Yapmış olduğu reklam müzikleriyle de tanınan Türk pop müzik sanatçısı... ERDOĞAN ARICA (d. 24 Temmuz 1954, Fatsa) defans mevkiinde görev alan eski futbolcu, teknik direktör. 30 kez Türk Milli Futbol Takımı formasını giymiştir... ŞÜKRİYE TUTKUN (d. 19 Eylül, 1965).(Aslen Orduludur). Türk Halk Müziği sanatçısı... TUĞRUL ŞAN (MERKEZ) 1948 yılında Ordu da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Ordu da, yüksekokulu Ankara da tamamladı. Müzikle küçük yaşlarda ilgilenmeye başlayan Şan, 1970 yılında Ankara Radyosu Çoksesli Korosunda çalıştı. EMRE ÇOLAK (d. 20 Mayıs 1991 Mesudiye, Ordu) Orta Saha (Orta Sahanın Ortası) mevkiinde görev yapan Galatasaraylı futbolcu... ÜMİT TOKCAN (MERKEZ) Türk Halk müziği sanatçısı Konservatuardan mezun olduktan sonra sanat yaşamına Aksaray Musuki Cemiyeti nde başladı. Daha sonra İstanbul Radyosu na girdi 1973 de "Şirvan" ile sinemaya geçti... AYHAN NASUHBEYOĞLU (d. 1952 Ordu), Vali. Ardahan, Sinop, Giresun, Tokat ve Hakkari Valisi olarak görev yapmıştır. SALİH MEMECAN (2 Eylül 1952 Ordu), Türk karikatürist. Karikatürleri günlük olarak Sabah gazetesi ve atv de, haftalık olarak da Aktüel dergisinde yayınlanmaktadır SONER ARICA (FATSA) (d. 5 Şubat 1966, Fatsa, Ordu), Türk pop müzik şarkıcısı, müzisyen, müzik yapımcısı ve prodüktör... RECEP KARA (ÜNYE) ( d 25.05.1982) ORDU / Ünye ilçesinde doğdu. 2006 Yılı Büyükler Dünya Şampiyonası Beşincisi, 2008 Yılı Büyükler Türkiye Şampiyonu, 2004, 2007 ve 2008 Yılı Kırkpınar Baş Pehlivan Birincisi, 2006 Yılı Kırkpınar Baş Pehlivan İkincisi. AYDIN BEYOĞLU (KORGAN): ( d 1973 Aralık Korgan Ordu) Türk Halk Müziği Sanatçısı... ERDEM BAŞ (d. 1978. Ordu ).Sinema ve tiyatro oyuncusu... ALİ AYDIN (MERKEZ) ( d.ekim 1961 Ordu ) FIFA kokartlı eski hakem... ALTINORDU KARŞIYAKA ORTAOKULU İletişim Adresi: Tel:0452 234 80 34 Belgegeçer:0452 234 80 34 www.ordukarsiyakaortaokulu.k12.tr e-posta: 753739@meb.k12.tr DİZGİ-TASARIM İsa GÜMÜŞ Bilişim Rehber Öğretmeni SAHİBİ Karşıyaka Ortaokulu Adına Yusuf AKARSU Okul Müdürü YAYIN İNCELEME KURULU Ali İNAĞ Müdür Yard. Özcan PALA Türkçe Öğrt Erson ULUTEPE Türkçe Öğrt Esra ŞENOCAK Görsel Sanatlar Öğrt. Hilal KALYON Türkçe Öğretmeni İbrahim BAKAR Sosyal Bilgiler Fatma CANİK Teknoloji Tasarım YAYIN KURULU Hüsnü SARI Türkçe Öğretmeni Sinem Evrim KAYA İngilizce Öğretmeni

Sayfa-11 Sayfa 11 SOLDAN SAĞA 1. Eskiden savaşlarda kullanılan bir silah; çocuğu olan kadın, anne. 2. Kemiklerin iç boşluklarını dolduran yağlı madde; vali tarafından yönetilen yer; içinden suyun akması için toprağı kazarak yapılan oluk. 3. Aynı atadan gelen kimselerin topluluğu. 4. Bir meyve; istasyon, sinema, banka, mağaza ve bazı giriş kapılarında bilet satılan veya para alınan yer. 5. Bir nota, Kara elmas da denilen bir yakacak türü, numaranın kısa yazılışı. 6. Hem harf hem de kelime olarak kullanılan bir ses. 7. Tahılın tarlaya atıldığından harman oluncaya kadar aldığı durum. 8. Kuzu sesi; dünyanın uydusu. 9. Su yosunu; kadınların omuzlarını örtmek için kullandıkları atkı; ilave. 10. Bir şaşma ünlemi; bir topluluk oluşturan bireylerden her biri. 11. Para veya değerli eşya muhafaza etmeye yarayan çelik dolap. 12. Tenis oynarken kullanılan alet; bir kış sporu YUKARIDAN AŞAĞI 1. Alfabenin dokuzuncu harfi; saçı dökülmüş olan kimse; bir göz rengi; erken. 2. Bir nota. 3. Dünya, cihan; sembol. 4. Bir soru kelimesi. 5. İlkel bir savaş aleti; özel gezinti gemisi. 6. Uzaklığı ifade eden bir söz. 7. Ad. 8. Telefonda söylediğimiz açış sözü; beyaz. 9. Bir hece. 10. Kırmızı; dünyanın uydusu. 11. İnce yapılı, nazik; bir toplantıya katılanların bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey. 12. Utanma duygusu; bir işaret zamiri; bir seslenme sözü. 13. Bir malın tür, miktar, fiyat vb. nitelikleri veya kitap, defter vb. şeylerin kime ait olduğunu belirtmek için üzerlerine konulan küçük kâğıt. Ulusal eğitimimiz uygar ilkelerle ve özgür düşüncelerle beslenip, güçlendirilmelidir. Bu çok önemlidir. Özellikle dikkatiniz çekerim: Korkutma temeline dayalı ahlak erdem olmadıktan başka güvenilir de değildir. M.Kemal Atatürk.

Sayfa-12 Okulumuz İzcileri Dedelerinin Yolundan Yürüdü Dedelerimiz yaşadılar, savaştılar, bu vatan için şehit oldular Ve güzel vatanı bizlere bıraktılar Onlar da yaşadılar, yaşayarak anlamaya çalıştılar Şühedanın izindeler Dedelerini andılar, geçmişi yad ettiler, geleceğe dersler çıkardılar Okulumuz izcileri liderleri eşliğinde, Çanakkale savaşlarında 57. Piyade Alayının 99 yıl önce kullandığı yoldan dedeciğim ben geldim sloganıyla yürüyerek ecdadını yad etti. İzcilerimiz, Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından, 22-26 Nisan tarihleri arasında 57. Alayın taarruz öncesinde karargah olarak kullandığı yerde düzenlenen uluslararası Çanakkale Milli Bilinç Kampına katıldı. Anadolu nun farklı illerinden gelen izciler, burada atalarının vatan, millet ve maneviyat uğruna verdiği destansı mücadeleyi yerinde yaşadılar. Bir milletin var olma mücadelesini yerinde görüp milli manevi duygularla kamp faaliyetini tamamladılar. İzci lideri-köksal YILDIZ ELVEDA Dolu dolu geçen senelerin ardından nihayet mezuniyet gelip çaldı kapımızı. Bunca zaman kol kola yürüdüğümüz, acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaştığımız ve de çok sevdiğimiz arkadaşlarımızdan ayrılma vakti geldi anlayacağınız. Ayrılık kelimesini duyunca bile içi bir garip olan insan için aslında bu bir yaşam kuralıdır. İnsan ilk olarak anne karnından sonra baba ocağından, işinden, aşından derken son olarak da dünyadan ayrılır. Daha fazla duysala bağlamadan demek istediğim şudur ki: Bizler büyüyoruz. Toplumda yerini almış yetişkin bireyler olabilmek için de ayrılamaya ihtiyacımız var. Dolu dolu geçen seneler dedik. Tabi ki bir insanın onca senesi Karşıyaka Ortaokulu nda geçer de anısı olmaz mı? Örneğin Beden Eğitimi derslerinde içeriye girmemize izin vermeyen öğretmenimize karşın narkotik operasyon yaparcasına gizli gizli kantine kaçışlarımızı, bir vukuat işleyen arkadaşların ders esnasında Müdür Yardımcımız Ali Bey tarafından çağrıldıklarında adeta elleri ayakları alev topu gibi tutuşurcasına ki yüz ifadelerini, tembelliği tutan arkadaşımız tam dondurma alıp sınıfa geldiğinde öğretmenimizin Çöpe at onu uyarısından sonra onan koca bir ısırık alarak acıyla çöpe atışını ve ardından Ben size hala dondurma mevsimi gelmedi demedim mi? nidaları arasında hüzünle sırasına doğru yol alışını ve daha nicelerini unutmak mümkün değil. Elbette unutmanın mümkün olmadığı yalnızca anılar değil. Senelerdir kahrımızı çeken, hatta aldığı para yorgunluğa değmeyen ve özellikle biz 8. sınıf öğrencilerinin girdiği sınav yükünün altına bizimle beraber girerek yükümüz hafifleten çok değerli öğretmen ve idarecilerimize sonsuz teşekkürler sunuyoruz. Son olarak siz de biliyorsunuz ki, bu sene bundan sonraki yolumuzu çizecek olan bir sınava girdik. Hala daha meraklı bir bekleyiş içerisindeyiz. Umarım bu tatlı bekleyiş herkesin hayat yolunda büyük bir adım atmasına vesile olur. Elveda yazımı ise şu dörtlükle bitirmek istiyor ve nu satırları bu eşsiz okulda, eşsiz dostluklar kurmuşlara armağan ediyorum. Okulumuzdan Görseller Daha dün gelmiştik bir araya Şimdi gidiyoruz ağlaya ağlaya Elveda can dostlarım, elveda Elveda can yoldaşlarım, elveda... Şule Nur SES 8/B İnsanlar güllerin peşinden koşarken, ezdikleri papatyaların farkına bile varamıyorlar.