Hiperprolaktinemisi Olan Hastalarda Bromokriptin Tedavisinin Depresyon ve Yaþam Kalitesi Üzerine Etkisi

Benzer belgeler
Manyetik Rezonans ve Bilgisayarlý Tomografi Öncesi Hastalarda Anksiyete ve Depresyon

Hemodiyaliz ve Periton Diyalizi Uygulanan Hastalarda Psikiyatrik Bozukluklar, Algýlanan Sosyal Destek ve Yaþam Kalitesi Düzeylerinin Karþýlaþtýrýlmasý

Sosyal Kaygý Bozukluðu ile Panik Bozukluðu Olgularýnýn Demografik ve Bazý Klinik Özellikler Açýsýndan Karþýlaþtýrýlmasý

Subklinik Hipotiroidili Hastalarda Tiroid Replasman Tedavisinin Anksiyete ve Depresyon Düzeylerine Etkisi

Bel ve Boyun Aðrýsý Hastalarýnda Anksiyete, Depresyon ve Yaþam Kalitesi #

makale (7). Kiþinin saðlýðý ile yaptýðý iþ arasýnda birbirini etkileyen dinamik

Diyabetik Hastalarda Týbbi ve Sosyal Faktörlerin Yaþam Kalitesine Etkisi

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Konversiyon Bozukluðunda Aleksitiminin Depresyon ve Anksiyeteye Etkisi #

Yatan hastalarýn anksiyete ve depresyon düzeyleri ve iliþkili faktörlerin incelenmesi

Yineleyici ve Tek Dönem Major Depresif Bozukluðu Olan Hastalarýn Kiþilik ve Affektif Mizaç Özellikleri

Klinik ve Subklinik Hipotiroidide Psikiyatrik Belirti Düzeyi ve Psikiyatrik Belirtilerin Tiroid Hormon Düzeyleri Ýle Ýliþkisi

Madde Kullanma Eðilimi Ölçeðinin Geçerlik ve Güvenilirliði

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER


Depresyon, Pratisyen Hekimler ve Depresyon Eðitimi

Obsesif kompulsif bozuklukta sosyodemografik verilerin tedaviye direnç açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý

Psikiyatrik Belirtiler ve Serum Lipid Düzeyleri Arasýndaki Ýliþki

Sýnav Kaygýsý ve Ýliþkili Psikiyatrik Belirtiler

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Agorofobisi Olmayan Panik Bozukluk Hastalarýnda Eþlik Eden Sosyal Fobik Semptomlarýn ve Sosyodemografik Deðiþkenlerin Ýncelenmesi

Psikiyatri Polikliniðine Baþvuran Bir Grup Yaþlýda Huzurevi ya da Aile ile Kalmanýn Depresyon ve Anksiyete Düzeyine Etkisi

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Kronik Böbrek Yetmezlikli Depresif Hastalarda Sitalopram Tedavisinin Yaþam Kalitesine Etkisi: Açýk Etiketli Bir Ön Çalýþma


Bipolar Bozukluk Baþlangýç Yaþýnýn Klinik ve Gidiþ Özellikleriyle Ýliþkisi

Cornell Demansta Depresyon Ölçeðinin Türk Demans Hastalarýnda Geçerlik ve Güvenilirliði

Açıklama Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý


Huzurevindeki Yaþlýlarda Depresyon Sýklýðý ve Ýliþkili Risk Etmenleri

Semptom Yorumlama Anketi Türkçe Formunun Geçerlik ve Güvenirliði*

Doðal ve Cerrahi Menopozda Depresyon ve Anksiyete Düzeyleri ile Cinsel Doyum Arasýndaki Ýliþki

Yaygýn Anksiyete Bozukluðu Tanýlý Bireylere Verilen Psikoeðitimin Tedavideki Etkinliðinin Ýncelenmesi

Madde Baðýmlýlýðý Olan Hastalarýn Ebeveynlerinde Öfke Düzeyi: Öfkenin, Depresyon ve Anksiyete Düzeyi ile Ýliþkisi

Whiteley Ýndeksi Türkçe Versiyonunun (Türkçe WI-7) Geçerlik, Güvenirliði ve Faktör Yapýsý

Menopozda Semptom Örüntüsünün Anksiyete, Depresyon Düzeyleri ve Sosyal Destek ile Ýliþkisinin Ýncelenmesi

GÜÇLER VE GÜÇLÜKLER ANKETÝ'NÝN (GGA) TÜRKÇE UYARLAMASININ PSÝKOMETRÝK ÖZELLÝKLERÝ

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

Farklý Yetiþme Koþullarýnýn Aleksitimi, Depresyon ve Psikiyatrik Belirtilerle Ýliþkisi

Genelevde Çalýþan Kadýnlarýn ve Ev Kadýnlarýnýn Cinsel Yolla Bulaþan Hastalýklar Konusundaki Bilgi Düzeylerinin Anksiyete ile Ýliþkisi

Kayseri Ýl Merkezinde Görev Yapan Öðretmenlerde Þiþmanlýk Prevalansý

Mirtazapinin Major Depresyonda Etki Baþlangýcý ve Güvenilirliði: Olgu Serisi

Cerrahi tedavi arayýþý olan migren hastalarýnda anksiyete, depresyon ve yaþam kalitesi düzeylerinin incelenmesi

Akne Vulgaris ve Psikopatoloji Ýliþkisini Aydýnlatmaya Yönelik Bir Çalýþma

Kayseri Ýl Merkezinde Bir Saðlýk Ocaðýna Baþvuran Diyabetik Hastalarda Metabolik Kontrol Durumu ve Eþlik Eden Faktörler

Ýntihar Olasýlýðý Ölçeðinin (ÝOÖ) Klinik Örneklemde Geçerlik ve Güvenirliði

Erken ve Geç Baþlangýçlý Erkek Alkol Baðýmlýlarýnda Sosyodemografik, Klinik ve Psikopatolojik Özelliklerin Karþýlaþtýrýlmasý

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

YENÝ YAYINLARDAN ÖZETLER

Duchenne Muskuler Distrofili Çocuklarýn Aile Ýþlevlerinin ve Annelerinde Depresyon ve Kaygý Düzeylerinin Araþtýrýlmasý

Sosyal Fobi Hastalarýnda Aleksitimi, Umutsuzluk ve Depresyon: Kontrollü Bir Çalýþma

Kahta Devlet Hastanesi Psikiyatri Kliniðinde Yatan Hastalarýn Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

Panik Bozukluðunda Saðlýk Kaygýsý Envanteri (Haftalýk Kýsa Form) Türkçe Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalýþmasý

ERGENLER ÝÇÝN SOSYAL KAYGI ÖLÇEÐÝNÝN (ESKÖ) GEÇERLÝK VE GÜVENÝRLÝÐÝNÝN ÝNCELENMESÝ

Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu Tanýsý Alan Çocuklarýn Ebeveynlerinde Kiþilik Bozukluklarý

Dr. Sevim Buzlu*, Nihal Bostancý**, Derya Özbaþ***, Sevil Yýlmaz****

Obez Kadýnlarda Psikiyatrik Taný Sýklýðý

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

Üniversite Öðrencilerinde Yaþam Doyumunu Yordayan Etkenlerin Ýncelenmesi

Duloksetin: Klinik Kullanýmý

DEHB Tanýlý Çocuklarýn Ebeveynlerinde DEHB Oraný

Hemþirelerin Genel Ruhsal Durumlarýnýn Ýncelenmesi

Omurilik Felçli Hastalarda Travma Sonrasý Stres Bozukluðu ve Ýliþkili Faktörler

Alkol/Madde Baðýmlýlarýnda Özkýyým Giriþimi Öyküsünün Klinik Belirtilerle Ýliþkisi

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Fibromiyalji sendromu tanýlý hastalarda zihin kuramý ve üst biliþ iþlevleri

Dr. Pembe Keskinoðlu*, Dr. Özgü Özkul**, Dr. Ruhan Ayan**, Dr. Gamze Norgaz**, Dr. Hatice Giray*, Dr. Bülent Kýlýç***

Yaþa Baðlý Makula Dejenerasyonunda Risk Faktörleri

Þizofrenide Cinsel Ýþlev Bozukluklarý: Kesitsel Bir Deðerlendirme

Tinnituslu Hastalarda Biofeedback Terapisi ve Amitriptilin Tedavisinin Karþýlaþtýrýlmasý

Bedensel Hastalýðý Olan Kiþiler Arasýnda Psikiyatrik Yardýma Ýhtiyacý Olanlar Tanýnabiliyor mu?

Akne ve Yaþam Kalitesi

Gazi Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Kliniðinde Yatan Hastalarýn Sosyal Güvenlik Kurumuna Fatura Edilen Tedavi Maliyetlerinin Deðerlendirilmesi

Hava Trafik Kontrolörlerinde Stresle Baþa Çýkma Eðitiminin Ruhsal Belirtiler ve Tükenmiþlik Düzeylerine Etkisi: Kontrollü, Prospektif Bir Çalýþma

Psikiyatrik Bozukluklara Baðlý Engellilik Hali; Üniversite Hastanesi Deneyimi. Disabilites Due to Psychiatric Disorders: Sample Of University Hospital

ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMÝ PSÝKÝYATRÝK SORUNLARI ÝLE EBEVEYN DEPRESYONU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝ: CÝNSÝYETÝN ROLÜ

Þizofrenik Hastalarda Olanzapin ve Haloperidolün Serum Prolaktin Düzeyleri Üzerine Etkileri

Mardin ili ilköðretim okullarýnda 6-15 yaþ grubu öðrencilerde kilo fazlalýðý ve obezite prevalansý

Þizofreni Hastalarýnda Hastalýk Süresinin Klinik Özelliklere Etkisi

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Psikiyatri Kliniðinde Yatarak Tedavi Gören Þizofreni Hastalarýnýn Sosyodemografik ve Klinik Özellikleri

ÇOCUK VE GENÇLER ÝÇÝN KLÝNÝSYEN TARAFINDAN UYGULANAN TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUÐU ÖLÇEÐÝ (TSSB-ÖÇE) GEÇERLÝK GÜVENÝRLÝK ÇALIÞMASI

Hipofiz beyin tabanında burnun arkasında optik sinirlerin altında yer alan küçük bir bezdir.

Dr. Sarp Üner*, Dr. Þevkat Bahar Özvarýþ**, Sevgi Turan***, Umut Arýöz***, Dr. Orhan Odabaþý****, Dr. Melih Elçin****, Dr. Ýskender Sayek***** Giriþ

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Yataklý Tedavi Hizmeti Sunan Psikiyatri Kliniklerinde Ektanýlar

Beck Biliþsel Ýçgörü Ölçeði Türkçe Formunun Þizofrenik Hastalar Ýçin Güvenilirlik ve Geçerlik Çalýþmasý

Çocuk Davranýþ Listesi Kýsa Formunun Türkçe Güvenilirlik Çalýþmasý ve Geçerliliðine Ýliþkin Ön Çalýþma

Anksiyete Bozukluðu ve Depresyonun Tanýsal Ýliþkileri

Psikiyatri Hastalarýnda Týp Dýþý Çare Arama Davranýþý: Türkiye'de ve Almanya'da Yaþayan Türkler Arasýnda Karþýlaþtýrmalý Bir Ön Çalýþma

Kayseri de Pratisyen Hekimlere Verilen Groningen Modeli Akýlcý Ýlaç Kullanýmý Eðitiminin Deðerlendirilmesi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Akne Vulgarisli Bireylerde Kiþilik Özellikleri


Malatya Ýlinde 2005 Yýlýnda Ýntihar Giriþiminde Bulunan Bireylerde Klinik ve Sosyodemografik Özellikler

Suçluluk Ölçeði'nin Türkçe formunun psikometrik özelliklerinin klinik olmayan örneklem ve depresyon örnekleminde yeniden deðerlendirilmesi

Transkript:

Hiperprolaktinemisi Olan Hastalarda Bromokriptin Tedavisinin Depresyon ve Yaþam Kalitesi Üzerine Etkisi Volkan TOPÇUOÐLU*, Duygu BÝÇER**, Dilek GOGAS YAVUZ***, Aylan GIMZAL* #, Oðuzhan DEYNELÝ** #, Sema AKALIN*** # ÖZET Hiperprolaktinemisi olan hastalarda ruhsal belirtilere sýklýkla rastlanmaktadýr. Bu çalýþmada bromokriptin tedavisinin, hiperprolaktinemisi olan hastalarda depresyon ve yaþam kalitesi üzerine etkisinin incelenmesi amaçlanmýþtýr. Marmara Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi Endokrinoloji polikliniðine baþvuran ve hiperprolaktinemisi olan 16 kadýn hasta, diðer sistemik hastalýklar dýþlandýktan sonra çalýþmaya dahil edilmiþtir. Bromokriptin dozlarý hastalarýn kan prolaktin düzeyleri 20 ng/dl'nin altýnda olacak þekilde ayarlanmýþtýr. Tedavinin baþlangýcýnda hastalara Beck Depresyon Ölçeði, SCL- 90-R Belirti Tarama Ölçeði ve SF-36 Yaþam Kalitesi ölçeði verilmiþtir ve serum prolaktin düzeyleri normal sýnýrlara indikten 2 ay sonra ölçekler tekrar uygulanmýþtýr. Hastalara verilen ölçeklerin sonuçlarýna göre, baþlangýçta hafiforta þiddette depresyonu gösteren Beck Depresyon Ölçeði puanlarýnda tedavi ile istatistiksel olarak anlamlý bir azalma saptanmýþtýr (p=0.0006). Ayrýca, bu azalma serum prolaktin düzeylerindeki azalma ile korele bulunmuþtur (r=0.43, p=0.04). SCL- 90-R Belirti Tarama Ölçeði ve SF-36 Yaþam Kalitesi Ölçeði puanlarýnda ise tedavi ile istatistiksel olarak anlamlý bir azalma bulunmamýþtýr. Hiperprolaktinemisi olan hastalarýn depresif belirtilerinin düzeyinde bromokriptin tedavisi ile anlamlý azalmalar olduðunu bildiren çalýþmalar mevcuttur. Bizim çalýþmamýzda da bu çalýþmalara benzer bir sonuç elde edilmiþtir. * Yrd. Doç. Dr., ** Dr., * # Uz. Dr., Marmara Üniversitesi Týp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalý, *** Yrd. Doç. Dr., ** # Uz. Dr., *** # Prof. Dr., Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalý, ÝSTANBUL Anahtar Sözcükler: Hiperprolaktinemi, depresyon, yaþam kalitesi, bromokriptin. SUMMARY Effect of Bromocriptine Treatment on Depression and Quality of Life in Hyperprolactinemic Patients Mental symptoms are frequently seen in hyperprolactinemic patients. The aim of this study is to investigate the effects of bromocriptine treatment on depression and quality of life in patients with hyperprolactinemia. Sixteen female hyperprolactinemic patients who applied to the endocrinology department of Marmara University Medical School has been included into the study after the other systemic diseases have been excluded. The bromocriptine doses of the patients have been adjusted in a way that the blood levels of prolactine was kept below 20 ng/dl. At the beginning of the study the patients were asked to complete Beck Depression Scale, SCL- 90-R Symptom Check List and SF-36 Quality of Life Inventory. The scales have been re-applied two months after the blood prolactin levels decreased to normal levels. A statistically significant decrease in the scores of the Beck Depression Scale has been determined with bromocriptine treatment which showed mild to moderate depression initially (p=0.0006). This decrease has also been found to be correlated with the reduction of serum prolactin levels (r=0.43, p=0.04). No statistically significant decrease has been found with treatment according to the scores of SCL-90-R Symptom Check List and SF-36 Quality of Life Inventory. There are some studies notifying that bromocriptine treatment siginificantly decreases the severity of the depressive symptoms of 147

TOPÇUOÐLU V, BÝÇER D, YAVUZ DG, GIMZAL A, DEYNELÝ O, AKALIN S. hyperprolactinemic patients. The results of our study were in line with these studies. Key Words: Hyperprolactinemia, depression, quality of life, bromocriptine. GÝRÝÞ Hiperprolaktinemi, genç kadýnlarda galaktore, adet düzensizliði veya infertilite ile seyreden, kronik seyirli olabilen bir bozukluktur (Thorner ve ark. 1998). Hastalarýn çoðunda prolaktin salgýlayan bir hipofiz tümörü tespit edilir. Tümör nadiren büyür ve cerrahi giriþim gerektirir. Çoðunlukla klinik durum stabil seyreder. Tedavi, belirtilerin kontrol altýna alýnmasýna yönelik olarak yapýlýr (Koppelman ve ark. 1984). Hiperprolaktinemi, metabolik deðiþiklikler yanýnda psikolojik deðiþikliklere de neden olmaktadýr. Hiperprolaktineminin depresif bozukluklarla iliþkili olabileceði çeþitli çalýþmalarda bildirilmiþtir (Fava ve ark. 1983, Koppelman ve ark. 1987). Hiperprolaktinemisi olan 18 kadýn hastanýn incelendiði bir çalýþmada hastalarýn 1/3'ünün DSM-lll kriterlerine göre major depresyon tanýsý aldýðý saptanmýþtýr (Mastrogiacomo ve ark. 1983). Bu hastalarda disforiden çok hostilite ve irritabilite gözlenmiþtir. Depresyon, anksiyete, somatizasyon ve öfke-hostilite alt ölçeklerinden oluþan bir özbildirim ölçeði olan Kellner Belirti Listesi nin (KBL) kullanýldýðý bir araþtýrmada hiperprolaktinemisi olan hastalar, aile hekimliði kliniðine baþvuran hastalarla, psikiyatri polikliniðine baþvuran psikotik olmayan hastalarla ve saðlýklý kontrollerle karþýlaþtýrýlmýþtýr. Hiperprolaktinemisi olan hastalarýn öfke-hostilite alt ölçeðinde diðer gruplara göre daha yüksek puan aldýklarý saptanmýþtýr. Hiperprolaktinemisi olan hastalarýn KBL puanlarý ile psikiyatrik hastalarýn puanlarý benzer düzeyde bulunmuþtur (Kellner ve ark. 1984). Hiperprolaktinemiye baðlý amenoresi olan kadýnlar, amenoresi olan ancak serum prolaktin düzeyi normal olan kadýnlar ve adet düzeni normal olan saðlýklý kadýnlarla karþýlaþtýrýldýðýnda ilk grupta hostilite, depresyon ve anksiyete düzeyleri daha yüksek bulunmuþtur (Fava ve ark. 1983). Dopamin agonisti olan ve prolaktin düzeylerini düþüren bromokriptinin hiperprolaktinemiye eþlik eden depresyon, anksiyete ve hostilite belirtilerini azalttýðýný ve iyilik halini arttýrdýðýný gösteren çalýþmalar yapýlmýþtýr (Buckman ve Kellner 1985, Koppelman ve ark. 1987). Bu çalýþmada, bromokriptin tedavisinin hiperprolaktinemisi olan hastalarda depresif belirtilerin düzeyi üzerine etkisi incelenmiþtir. Ayrýca bromokriptin tedavisinin bu hastalarýn genel ruhsal belirti düzeyleri ve yaþam kaliteleri üzerine olan etkisinin incelenmesi de amaçlanmýþtýr. GEREÇ VE YÖNTEM Hastalar: Çalýþmaya Marmara Üniversitesi Týp Fakültesi Hastanesi Endokrinoloji polikliniðine baþvuran ve hiperprolaktinemi saptanan 16 premenopozal kadýn hasta dahil edilmiþtir. Tüm hastalardan yazýlý onam alýnmýþtýr. Çalýþmanýn protokolü Marmara Üniversitesi Hastanesi yerel etik kurulu tarafýndan onaylanmýþtýr. Tüm hastalarda manyetik rezonans görüntüleme veya bilgisayarlý aksiyal tomografi ile hipofizde mikroadenom olduðu ortaya konmuþtur. Yapýlan deðerlendirmeler sonunda hastalarýn prolaktin dýþýndaki hipotalamo-hipofizer fonksiyon testleri normal bulunmuþtur. Hiperprolaktinemi dýþýnda baþka bir týbbi hastalýðý olan veya o sýrada herhangi bir ilaç tedavisi alan hastalar çalýþmaya dahil edilmemiþtir. Tüm hastalar, çalýþmanýn baþlangýcýnda ve serum prolaktin düzeyleri normal sýnýrlara indiðinde olmak üzere 2 kez deðerlendirilmiþtir. Hastalarýn ikinci deðerlendirmesi, hedeflenen serum prolaktin düzeylerine ulaþýldýktan 2 ay sonra yapýlmýþtýr. Hastalar 2.5-20 mg/gün dozlarýnda bromokriptin ile tedavi edilmiþ ve serum prolaktin düzeyleri 20 ng/dl'nin altýna ininceye kadar ilaç dozu aylýk kontrollerde arttýrýlmýþtýr. Veri toplama araçlarý: Hastalarýn psikiyatrik deðerlendirmeleri aþaðýdaki ölçekler ile yapýlmýþtýr: Belirti Tarama Ölçeði (SCL-90-R): Hem klinik hem de araþtýrma durumlarýnda, deneklerin ruhsal belirtilerinin daðýlýmýný ve þiddetini belirlemek için ilk kez 1974'te Derogatis tarafýndan geliþtirilmiþ ve 1977'de ayný kiþi tarafýndan gözden geçirilmiþtir. Ölçek 'hiç' ile 'çok fazla' arasýnda beþli likert tipinde cevaplanan 90 madde ve 10 alt birimden oluþan bir özbildirim ölçeðidir. Sorular, bugün dahil son 1 hafta göz önünde bulundurularak yanýtlanýr. Dokuz alt birim þu þekilde adlandýrýlmýþtýr: somatizasyon, obsesif-kompulsif, kiþilerarasý hassasiyet, depresyon, anksiyete, hos- 148

HÝPERPROLAKTÝNEMÝSÝ OLAN HASTALARDA BROMOKRÝPTÝN TEDAVÝSÝNÝN DEPRESYON VE YAÞAM KALÝTESÝ ÜZERÝNE ETKÝSÝ tilite, fobik anksiyete, paranoid düþünce ve psikotizm. Ayrýca bir ek belirtiler alt birimi de tanýmlanmýþtýr. Üç ayrý genel puan hesaplamasý yapýlmaktadýr. Bunlar 1- Genel Belirti Düzeyi (GBD), 2-Pozitif Belirti Düzeyi (PBD), 3-Pozitif Belirti Toplamý'dýr (PBT). Ülkemizde üniversite öðrencileri için geçerlilik ve güvenilirlik çalýþmasý Dað (1991) tarafýndan yapýlmýþtýr. Beck Depresyon Ölçeði (BDÖ): Depresyonun duygusal, biliþsel, somatik ve motivasyonel bileþenlerini ölçmek amacýyla Beck tarafýndan 1961'de geliþtirilmiþ bir özbildirim ölçeðidir. '0' ile '3' arasýnda derecelendirilen dörtlü Likert tipinde cevaplanan 21 maddeden oluþmaktadýr. Testten en düþük 9, en yüksek 63 puan alýnabilir. Depresyonun þiddeti 4 derecede deðerlendirilir; 5-9 puanlar arasý normal, 10-18 puanlar arasý hafif-orta, 19-29 puanlar arasý orta-þiddetli ve 30-63 puanlar arasý þiddetli depresyonu belirlemektedir. Ülkemizde üniversite öðrencileri için geçerlilik ve güvenilirlik çalýþmasý Hisli (1989) tarafýndan yapýlmýþtýr. SF-36 Yaþam Kalitesi Ölçeði: Klinik pratikte, araþtýrmalarda ve genel popülasyonda deneklerin saðlýk durumunu deðerlendirmek amacýyla geliþtirilmiþtir. Saðlýk durumunu 8 alanda deðerlendirir. Bu alanlar: 1- Saðlýk probleminden dolayý fiziksel aktiviteleri yapmakta güçlük, 2- Fiziksel ya da duygusal problemlerden dolayý sosyal aktiviteleri yapmakta güçlük, 3- Fiziksel saðlýk problemlerinden dolayý günlük aktiviteleri yapmakta güçlük, 4- Bedensel aðrý, 5- Genel ruh saðlýðý (psikolojik olarak 'iyi' ya da 'kötü' olmak), 6- Duygusal problemlerden dolayý günlük aktiviteleri yapmakta güçlük, 7- Canlýlýk (enerji ve yorgunluk), 8- Genel saðlýk algýlayýþýdýr. Ülkemizde geçerlilik ve güvenilirliði Koçyiðit ve arkadaþlarý (1999) tarafýndan yapýlmýþtýr. Laboratuvar deðerlendirmesi: Hastalarýn serum prolaktin düzeyleri electrochemiluminescence immunoassay (Roche elecsys 2010, Roche Diagnostic GmbH, Mannheim) yöntemi ile ölçülmüþtür. Ýstatistiksel analiz: Tüm istatistiksel analizler SPSS for IBM-PC (SPSS inc.) paket programýnda gerçekleþtirilmiþtir. Gruplararasý karþýlaþtýrmalar, eþleþtirilmiþ gruplar için Wilcoxon testi ile yapýlmýþtýr. Korelasyon analizi Pearson testi ile deðerlendirilmiþtir. P deðeri 0.05'ten küçük bulunan deðerler istatistiksel olarak anlamlý kabul edilmiþtir. Beck depresyon skorlarý 20 10 0 Þekil 1. Tedavi öncesi ve sonrasý BDÖ puanlarý. BULGULAR Çalýþmaya alýnan hastalarýn tümü çalýþmayý tamamlamýþtýr. Hastalarýn yaþ ortalamasý 29±9'du (ortalama±standart sapma). Hastalarýn tedavi öncesi ve sonrasý BDÖ puanlarý sýrasýyla 12.6±4.3 ve 6.7±3.8 olarak bulunmuþtur. Hastalarýn tedavi öncesi BDÖ puanlarý hafif düzeyde depresyonlarý olduðunu göstermektedir. Hastalarýn tedavi öncesi BDÖ puanlarý, tedavi sonrasý puanlarýna göre istatistiksel olarak anlamlý derecede yüksektir (p=0.0006) (Þekil 1). Hastalarýn tedavi öncesi serum prolaktin düzeyleri 202.7±149 ng/dl bulunmuþ; tedavi ile 4.6±5 ng/dl'ye düþmüþtür. Tedavi öncesi ve sonrasý serum prolaktin düzeyleri arasýndaki fark istatistiksel olarak anlamlýdýr (p=0.0001). Tedavi sonrasý, hastalarýn BDÖ puanlarý ile serum prolaktin düzeylerindeki düþme arasýnda pozitif korelasyon saptanmýþtýr (r=0.43, p=0.04) (Þekil 2). SCL-90-R Belirti Tarama Ölçeði'nin genel belirti düzeyinde ve tüm alt ölçek puanlarýnda tedavi ile istatistiksel olarak anlamlý bir azalma olmamýþtýr; alt ölçeklerden sadece anksiyete alt ölçeðinin puanýnda tedavi sonrasýnda azalma olmasýna karþýn, bu fark istastistiksel olarak anlamlý düzeye varmamýþtýr (Tablo 1). SF-36 Yaþam Kalitesi Ölçeði puanlarýnda da tedavi ile istatistiksel olarak anlamlý bir azalma görülmemiþtir (Tablo 2). TARTIÞMA Tedavi öncesi Tedavi sonrasý Hiperprolaktinemisi olan hastalarda ruhsal belirtilerin 149

TOPÇUOÐLU V, BÝÇER D, YAVUZ DG, GIMZAL A, DEYNELÝ O, AKALIN S. Serum prolaktin düzeyleri (ng/ml) r=0.43 p<0.005 Beck depreson ölçeði skorlarý Þekil 2. BDÖ puanlarý ile serum prolaktin düzeyleri arasýndaki korelasyon. Tablo 1. Tedavi öncesi ve sonrasý SCL-90-R puanlarý SCL-90-R Tedavi öncesi Tedavi sonrasý Somatizasyon 1±0.8 1.2±0.8 Obsesif-kompulsif 1±0.5 1±0.8 Kiþiler arasý hassasiyet 0.81±0.4 0.69±0.5 Depresyon 0.88±0.4 0.80±0.6 Anksiyete 0.80±0.7 0.70±0.7 Hostilite 0.81±0.47 0.50±0.4 Fobik anksiyete 0.42±0.3 0.34±0.3 Paranoid düþünce 0.90±0.4 0.80±0.7 Psikotizm 0.38±0.2 0.38±0.2 GBD (Genel belirti düzeyi) 0.80±0.4 0.60±0.4 Tablo 2. Tedavi öncesi ve sonrasý SF-36 puanlarý SF-36 Tedavi öncesi Tedavi sonrasý Fiziksel aktivite güçlüðü 73.2±7 83.2±18 Sosyal aktivite güçlüðü 72±23 69±30 Günlük aktivite güçlüðü 73±37 79±37 (fiziksel saðlýk problemi) Bedensel aðrý 68±19 62.7±26 Genel ruh saðlýðý 61.9±13 63±11 Günlük aktivite güçlüðü 64.2±40 81±31 (duygusal problemler) Canlýlýk 61.6± 16 60± 14 Genel saðlýk algýlayýþý 47.6± 17 54.9± 19 görüldüðünün bilinmesine raðmen bu iki durum arasýndaki iliþki tam olarak açýklanamamýþtýr. Ancak üç olasýlýktan bahsedilebilir. Bunlar 1- Hiperprolaktineminin merkezi sinir sistemi üzerine doðrudan etkisi vardýr, 2- Hiperprolaktineminin diðer gonadal ya da adrenal hormonlar üzerinden disfori oluþturucu etkisi vardýr, 3- Hiperprolaktinemi ve stres birbirinden baðýmsýz bir þekilde beyindeki dopamin düzeyinin azalmasýna baðlý olarak ortaya çýkarlar (Buckman ve Kellner 1985). Hasta grubumuzda BDÖ puanlarýna göre hafif düzeyde depresyon olduðu ortaya konmuþtur. Bu sonuç hiperprolaktinemisi olan hastalardaki depresyonun genellikle hafif düzeyde olduðuna iþaret eden çalýþmalarla uyumludur (Fava ve ark. 1981, Kellner ve ark. 1984, Koppelman ve ark. 1987). Çalýþmamýzda bromokriptin tedavisi sonrasý BDÖ puanlarý ile belirlenen depresyon belirtilerinin düzeylerinde azalma olmuþtur. Ayrýca hastalarýn BDÖ puanlarýndaki azalma, kan prolaktin düzeylerindeki azalma ile iliþkili bulunmuþtur. Hiperprolaktinemik hastalarda bromokriptinin depresyon üzerindeki olumlu etkisi önceki çalýþmalarda da bildirilmiþtir. Hiperprolaktinemisi olan 8 hastada bromokriptin tedavisinin serum prolaktin düzeylerini düþürerek depresyon, anksiyete ve hostiliteyi azalttýðý gösterilmiþtir (Buckman ve Kellner 1985). Koppelman ve arkadaþlarýnýn (1987) çalýþmasýnda 6 hastada, plasebo uygulanýrken normal kontrollere göre yüksek olan Hamilton Depresyon Ölçeði puanlarýnda, bromokriptin tedavisine geçilince anlamlý bir azalma görülmüþtür. Depresyonun oluþumunda dopaminerjik sistemin rolüne dair bulgular kesin olmamakla birlikte, depresyonda dopamin aktivitesinin azaldýðý ve dopamin-1 reseptöründe iþlev 150

HÝPERPROLAKTÝNEMÝSÝ OLAN HASTALARDA BROMOKRÝPTÝN TEDAVÝSÝNÝN DEPRESYON VE YAÞAM KALÝTESÝ ÜZERÝNE ETKÝSÝ bozukluðu olduðu düþünülmektedir. Antidepresanlar sinaptik aralýkta dopamin iletimini arttýrýrlar (Iþýk 2003). Bir dopamin agonisti olan pergolid tedaviye dirençli depresyonda antidepresan tedaviye eklendiðinde etkili bulunmuþtur (Yazýcý 1999). Çalýþmamýzda bir dopamin agonisti olan bromokriptin tedavisi ile hastalarýn depresif belirtilerinde düzelme olmasý, depresyonda dopaminerjik hipoaktivitenin varlýðýný desteklemektedir. Theohar ve arkadaþlarý (1981) tarafýndan bromokriptinin imipramine benzer antidepresan etkisi olduðu da öne sürülmüþtür. Sonuç olarak bu çalýþmada, hiperprolaktinemisi olan hastalarda görülen depresif belirtilerin bromokriptin tedavisi ile düzeldiði gösterilmiþtir. Bromokriptinin serum prolaktin düzeylerini düþürmesi depresif belirtilerin düzelmesinde rol oynamýþ olabilir. Çalýþmamýzda SCL-90-R'nin anksiyete alt ölçeði dýþýnda anksiyeteyi ölçen ayrý bir ölçeðin kullanýlmamýþ olmasý bir eksiklik olabilir. Ayrýca hiperprolaktinemide libido azalmasý ve orgazm sýklýðýnda azalma görülebildiðinden ve SF-36 cinsellik ile ilgili sorular içermediðinden, yaþam kalitesindeki deðiþiklikleri göstermede SF-36 yetersiz kalmýþ olabilir. Hiperprolaktinemisi olan hastalarda ruhsal belirtilerin tabloya eþlik edebileceði ve tedavi gerektirebileceði göz önünde bulundurulmalýdýr. Bromokriptin tedavisinin hiperprolaktinemideki depresif belirtilere ve anksiyete ve hostilite gibi diðer ruhsal yakýnmalara olan etkisi daha geniþ hasta gruplarý ile yapýlacak çalýþmalarda gösterilmelidir. Buckman M, Kellner R (1985) Reduction of distress in hyperprolactinemia with bromocriptine. Am J Psychiatry, 142:242-244. Dað Ý (1991) Üniversite öðrencilerinde belirti tarama ölçeðinin (SCL-90-R) geçerlik ve güvenirliði. Türk Psikiyatri Dergisi, 2:5-12. Fava GA, Fava M, Kellner R ve ark. (1981) Depression, hostility and anxiety in hyperprolactinemic amenorrhea. Psychother Psychosom, 36:122-128. Fava M, Fava GA, Keller R ve ark. (1983) Psychosomatic aspects of hyperprolactinemia. Psychother Psychosom, 40:257-262. Hisli N (1989) Beck Depresyon Envanteri'nin üniversite öðrencileri için geçerliði ve güvenirliði. Psikoloji Dergisi, 7:3-13. Iþýk E (2003) Depresyon etiyolojisi. Depresyon ve Bipolar Bozukluklar, Ankara, Görsel Sanatlar Matbaacýlýk, s.114-117. Kellner R, Buckman MT, Fava GA ve ark. (1984) Hyperprolactinemia, distress and hostility. Am J Psychiatry, 141:759-763. Koçyiðit H, Aydemir Ö, Ölmez N ve ark. (1999) SF-36 Yaþam KAYNAKLAR kalitesi ölçeðinin Türk popülasyonunda geçerlik ve güvenirliði. Ege Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Dergisi. Koppelman MCS, Jaffe MJ, Rieth KG ve ark. (1984) Hyperprolactinemia, galactorrhea and amenorrhea: retrospective assessment of 25 cases. Ann Intern Med, 100:115-121. Koppelman MCS, Parry BI, Hamilton JA ve ark. (1987) Effects of bromocriptine on affect and libido in hyperprolactinemia. Am J Psychiatry, 144:1037-1041. Mastrogiacomo I, Fava M, Fava GA ve ark. (1983) Postpartum hostility and prolactin. Int J Psychiatry Med, 12:289-294. Theohar C, Fischer-Cornelssen K, Akesson HO ve ark. (1981) Bromocriptine as antidepressant: double-blind comparative study with imipramine in psychogenic and endogenous depression. Curr Ther Res, 30:830-842. Thorner M, Vance M, Laws E ve ark. (1998) The anterior pituitarity. Williams Textbook of Endocrinology, JD Wilson, DW Foster (Ed), 9. Baský, Philadelphia, W.B. Saunders Company, s.249-340. Yazýcý O (1999) Tedaviye dirençli depresyon. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 9:68-77. 151