Derleyen: U. URAZ AYDIN İlköğretimini Fransa da tamamladıktan sonra Galatasaray Lisesi ni bitirdi. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi



Benzer belgeler
HALİME YÜCEL 1994 ten bu yana çalıştığı Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi nde doçent olarak görev yapmaktadır. Reklam, siyasal reklam,

Cumhuriyet Halk Partisi

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Gazetecilik Lisans 2011 Yılı Müfredatı. Genel Toplam Ders Adedi : 60 T : 158 U : 5 Kredi : 113 ECTS : 240 T+U : 163

Öğrenim Durumu. LİSANS Üniversite. YÜKSEK LİSANS Üniversite. DOKTORA Üniversite Enstitü Öğrenim Alanı Tez Başlığı KİŞİSEL BİLGİLER

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

İ Ç İ N D E K İ L E R

SİVİL TOPLUM VE SU. Serap KANTARLI Türkiye Tabiatını Koruma Derneği.

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

Güncel Yaklaşımlar Işığında Etik

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

İnternetin Gerçekleştirdiği Dönüşümün Sonucunda Şeffaflık ve Bilgi Kirliliği Arasında: Yurttaş Gazeteciliği

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

MEDYA ENTELEKTÜEL PAYLAŞIM PROGRAMI

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

DIŞ POLİTİKA AKADEMİSİ - III

DÜNDEN BUGÜNE ÜNİVERSİTELER

YAZILI VE GÖRSEL BASINA YANSIYANLARDAN ÖRNEKLER

Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Strateji Geliştirme Başkanı Sayın Alpaslan AZAPAĞASI konuşmalarında, günümüzde hukuk fakültesi öğrencilerinin meslek yaşamına girmeden uygulama ile ta

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

INTL 101 / SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. Sunuş Konu Proje Koordinatörü ve Uygulayıcı Kurum Tarih ve Yer Amaç ve Hedefler Katılımcılar...

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

YAKIN DÖNEM TÜRKİYE-İSPANYA İLİŞKİLERİ VE İSPANYA SİYASETİ ÖZCAN ÖĞÜT CİNİUS YAYINLARI

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

2008 yılında gönüllü çabalarla kurulan Uluslararası Şeffaflık Derneği ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik yönden gelişimi için toplumun tüm

MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi A.Ş. Cinnah Caddesi No: 67/ Çankaya/ANKARA Tel: (312) Faks: (312)

Yayına Hazırlayan: Levent Ünsaldı Redaksiyon: Barış Bakırlı Dizgi: İsmet Erdoğan Kapak: Gabrielle Gautier Ünsaldı - Ali İmren

Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı

Editörler Prof.Dr. Mimar Türkkahraman & Yrd.Doç.Dr.Esra Köten SİYASET SOSYOLOJİSİ

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Ombudsman (Kamu Denetçisi) ve Türkiye deki Tartışmalar

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ADALET KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ. Adalet yürüyüşü korku zincirini kırdı. Cesaret ve umudu ateşledi.

Türkiye küçük Millet Meclisleri Ocak 2014 O.P. Raporu

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

Eğitimde Yeterlilikleri Artırma Projesi

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

SOSYAL HAKLAR (Kısa ve Eleştirel Bir Bakış) Yard. Doç. Dr. Umut Omay

frekans araştırma

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

BİLGİ EKONOMİSİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR: BİLGİ YÖNETİŞİMİ ve ÜNİVERSİTE EKONOMİSİ 1

MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar

Karaman Ticaret ve Sanayi Odası. Ocak Ayı Bülteni

(DRAFT COPY) DEMOKRATİK TEPKİLER REHBERİ

İBRAHİM ARAP. e-posta: Tel: / : Dokuz Eylül Üni. Sosyal Bilimler Enst.

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI

BÖLÜM 13. BASIN BİRİMİ ÇALIŞMALARI

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ GAZETECİLİK BÖLÜMÜ AJANS HABERCİLİĞİ HÜRRİYET GAZETESİ İÇERİK ANALİZİ ÖDEVİ

İNSANCIL MÜDAHALE VE KORUMA SORUMLULUĞU. Dr. Sercan REÇBER

Örgütsel Politika ve Etik Olmayan Davranış Bildirimi

TEMMUZ 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

Yaz l Bas n n Gelece i

Profesör Seni Kimse Okumuyor. Prof Dr Tamer ŞANLIDAĞ

BİLİM KURULLARI İLE ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞBİRLİĞİ ÇEŞİTLENDİRİLEREK SÜRDÜRÜLEBİLİR HALE GETİRİLMESİ

Sosyal Medya Toplum Araştırma

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİİLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYELERİ TARAFINDAN YÜRÜTÜLEN PROJELER ( )

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

Haziran 25. Medya ve Güven. Gündem. Tüm hakları gizlidir.

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DEKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ VE STK LARIN DURUMUNU TARTIŞTI!

Varlık Kapışması İkinci Dünya Savaşı nda Devlet, İş Adamı-Politikacı Arasında Yaşanan Kapışmanın Hikâyesi: Varlık Vergisi Doç. Dr.

Devrim Öncesinde Yemen

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

SIPA PRESS Fotoğrafçılarından 1989 Küresel Olayları 6-24 Kasım 2009

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

SGK 4. Olağan Genel Kurulu ÇSG Bakanı Süleyman Soylu nun Başkanlığında Gerçekleştirildi

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE TEORİK TARTIŞMALAR

CEZA MUHAKEMESİNDE UZLAŞTIRMA EĞİTİMİ SORU BANKASI

KÜRESEL SİYASET KABUL GÖRME MÜCADELESİ SORUNLAR ÇÖZÜMLER

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Geleneksel ve anaakım medyanın özgürlüğünü oldukça daraltan bu müdahalelere karşı, Gezi Direnişi hareketi kendi alternatifini yaratmaktan geri

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

OĞUZHAN TAŞ Gazetecilik Etiğinin Mesleki Sınırları

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

RADYO - TELEVİZYON MEVZUATI VE KONU İLE İLGİLİ YARGI KARARLARI

Transkript:

. Derleyen: U. URAZ AYDIN İlköğretimini Fransa da tamamladıktan sonra Galatasaray Lisesi ni bitirdi. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu. 2003 yılında tamamladığı yüksek lisans tezi Sihir ve Ütopya. Tolkien in Yüzüklerin Efendisi nde Romantik Eleştiri adıyla kitaplaştırıldı (Versus, 2008). INALCO (Fransa) ve Marmara Üniversitesi ne bağlı olarak yazdığı doktora tezinde Türkiye solundaki liberal-demokrat söylemin kökenlerini ve köşe yazarları üzerinden yeniden üretimini ele aldı ( Gauches, libéralisme et démocratie. Les mutations des intellectuels turcs 1980-2008 ). 2009 yılında doktorasını bitiren Aydın doktora sonrası çalışma olarak 2013-2014 te TÜBİTAK bursuyla EHESS te (Paris) Michael Löwy danışmanlığında André Breton sonrası sürrealist hareketi inceledi ( Sürrealist Söylemde Ütopya, Sihir ve Kutsiyet: Bulletin de Liaison Surréaliste Örneği ). Köstebek ve Lokomotif. Tarih, Devrim ve Strateji başlığı altında Daniel Bensaïd in çeşitli yazılarını derledi (Yazın, 2006). Ayrıca Michael Löwy nin Walter Benjamin: Yangın Alarmı (Versus, 2007) ve Sabah Yıldızı. Gerçeküstücülük ve Marksizm (Aslıhan Aydın ile birlikte- Versus, 2009) Türkçeye tercüme etti. Sosyalist Demokrasi için Yeniyol, Mesele, Gelecek, İmago ve Varlık dergilerinde yazıları yayınlandı. 2001 yılından beri üyesi olduğu Eğitim-Sen de işyeri temsilciliği ve şube yönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Hâlen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi nde araştırma görevlisi olarak çalışmaktadır.

Ayrıntı: 870 ScholaAyrıntı Dizisi: 27 Neoliberal Muhafazakâr Medya Derleyen: U. Uraz Aydın Son Okuma Zeynep Bursa U. Uraz Aydın, 2015 Bu kitabın tüm yayım hakları Ayrıntı Yayınları na aittir. Kapak Fotoğrafı Xavier Arnau / Vetta / Getty Images Kapak Tasarımı Gökçe Alper Dizgi Hediye Gümen Baskı Kayhan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Merkez Efendi Mah. Fazılpaşa Cad. No: 8/2 Topkapı/İstanbul Tel.: (0212) 612 31 85-576 00 66 Sertifika No.: 12156 Birinci Basım: İstanbul, Mart 2015 Baskı Adedi: 1000 ISBN 978-975-539-980-5 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Basım Dağıtım San. ve Tic. A.Ş. Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.:3 Cağaloğlu İstanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr & info@ayrintiyayinlari.com.tr

Neoliberal Muhafazakâr Medya Derleyen: U. Uraz Aydın

ScholaAyrıntı Dizisi Romantik Muamma Besim F. Dellaloğlu Doğu Mitolojisinin Edebiyata Etkisi Editör: Mehmet Kanar Medya Mahrem Editör: Hüseyin Köse Tıbbileştirilen Yaşam Bireyselleştirilen Sağlık Dr. Deniz Sezgin Uç(ur)amayan Balon Derleyen: Hayri Kozanoğlu Nefret Söylemi Derleyen: Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu Marx ve Weber de Doğu Toplumları Lütfi Sunar Benjaminia: Dil, Tarih ve Coğrafya Besim F. Dellaloğlu Ortak Benlik/Nörofelsefi Temellendirme Tahir M. Ceylan Kamusal Alan Der. Éric Dacheux İletişim Bilimlerinin Serüveni Michel Bourse-Halime Yücel Varlık Tutulması Ahmet Bozkurt Nesne Benliği/Psikofelsefi Bütünleştirme Tahir M. Ceylan İmgeden Yoruma Halime Yücel Metodolojik Bireyciliğin Eleştirisi Sosyal Bilimlerin Nesnesine Dair Realist Bir Girişim Vefa Saygın Öğütle Hannah Arendt te Radikal Kötülük Problemi Berrak Coşkun Azınlıklar, Ötekiler ve Medya Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu & Dr. Savaş Çoban Gezi ve Sosyoloji Der.: Vefa Saygın Öğütle & Emrah Göker Orpheus'un Bakışı Ahmet Bozkurt Yoksulluk ve Kadın Abdullah Topçuoğlu & Gamze Aksan & Duygu Alptekin Yeni Medya Çalışmalarında Araştırma Yöntem ve Teknikleri Der: Mutlu Binark Keçi Medeniyeti Neolitik Dönemden Günümüze Uzanan Doğa Kültürü Cemal Ün Şovenist İnşa Medya Gösterisinin Ahlaki Kapsam Alanı Üzerine Eleştirel Metinler Hüseyin Köse Türkiye'de Kapitalist Yöneticiler Sınıfı Kültür, Sınıf ve Sosyal Sınırlar Özgür Budak Bauman Sosyolojisi Der. Zülküf Kara

Ünsal hocaya, elbette...

İçindekiler Giriş U. Uraz Aydın... 9 Dümdüz Sessiz Hareketsiz Ulvî gibi Medya Nasıl Kürtaj Edilir? Ragıp Duran... 19 Lânetli Süreklilik / Neoliberal Militarizmden Otoriter Muhafazakârlığa Türk Medyasının Otuz Yılı U. Uraz Aydın... 31 Türkiye de Medyanın 2002 Sonrası Dönüşümü: Ekonomi Politik Bir Yaklaşım Aydın Çam ve İlke Şanlıer Yüksel... 66 Devlet Ağzıyla Konuşmak: Anaakım Basında Savaş, Barış ve Kürtler Defne Özonur... 103

AKP İktidarında Medyada Otoriteryen Kişiliğin İnşası Göksel Aymaz... 137 Lüks Cenaze Arabasıyla Son Yolculuk: AKP İktidarında Yoksulluk ve Yoksulluğun Medyadaki Temsiline Genel Bir Bakış Kaan Taşbaşı Aslı Şen-Taşbaşı... 151 İktidar-Medya İlişkileri ve Politikalar Bağlamında 2000 li Yıllarda LGBTİ Hareket İdil Engindeniz Şahan... 171 İnternetin Ahlakî Kamusal Alanı Artun Avcı... 194 Neoliberal Hegemonya Döneminde Medyada Emek ve Sendikal Örgütlenme Emre Tansu Keten... 225 Yazarlar Hakkında... 252

Giriş U. Uraz Aydın M arksist iktisatçı Ernest Mandel in burjuva üniversitesinin krizi, fikrî emeğin proleterleşmesi ve öğrenciliğin değişen halleri konularında verdiği konferansların derlendiği Öğrenciler, Entelektüeller ve Sınıf Mücadelesi isimli kitabının kapağında bir nebze didaktik olmakla birlikte hoş bir resim bulunur. Açık kalmış bir kitap, beyaz kâğıtlara alınan notlar, notların üzerinde bir kalem, gelişigüzel bırakılmış gözlük Aceleyle terk edildiği anlaşılan çalışma masasının arkasında, hemen kitaplığın yanında bulunan pencereden ise dışarıda kızıl bayrakların dalgalandığı görülür. Gözlüğün sahibi kitaplar yerine sokakları tercih etmiştir. Herhalde 2013 Haziranı nda yazı-çizi işleriyle ilgilenilen birçok 9

Neoliberal Muhafazakâr Medya ev benzer manzaralara sahne olmuştur. Fakat özellikle sosyal bilimler alanında tasarlanan veya sürdürülen çalışmaların kesintiye uğradığını tahmin etmek zor değil. Elinizdeki kitap da Gezi direnişinin oluşturduğu manyetik alandan nasibini alanlardan. Sokağın çekim kuvveti başka her türden uğraşının cazibesine galip gelirken, direnişin aciliyeti hayatın gündelik işleyiş ritmini askıya alıyor, kolektif sorumluluk ve sadakat duygusu mesleki, ailevi, sıhhi kaygıları bertaraf ediyordu 1. Fakat özellikle sosyal bilimler alanındaki çalışmaların sekteye uğraması, salt yazarlarının sokağa çıkmasıyla ilintili değil şüphesiz. Sosyal bilimlerin ve siyaset biliminin eğildiği birçok alanda, yaşadığımız bu muazzam kitle hareketi yeni veriler sundu, analizleri yenilemeyi, güncellemeyi gerektirdi: devlet, sınıflar, ideoloji, gençlik, kadınlar, siyasal özneler, neoliberalizm, milliyetçilik, sosyal medya, kent politikaları, uluslararası ilişkiler, kamu yönetimi gibi alanlarda yürütülen hiçbir güncel çalışma Gezi sürecini dahil etmeden bütünlüklü bir analiz sunduğunu iddia edemez artık. Tıpkı 17. Yüzyılın laterna magica sı gibi, ekseriyet iblis, hayalet, mitolojik canavar imgeleri yansıtarak dehşet saçan büyülü fener gibi Gezi direnişi de doğrultulduğu yüzeylere hem ışık tutup hem de kendi tekinsiz varlığının imgelerini düşürür. Mesela üniversiteler Aşağıdaki alıntı üzerinden bir örnek verelim: Çevreci bir protestoyu fırsat bilerek AK Parti yi köşeye sıkıştırmayı hedefleyen provokasyon odakları iyi tespit edilmeli, bunların yerli ve yabancı destekçileri adalete teslim edilip yargı sürecine başvurulmalıdır. Şayet hükümet, Gezi Parkı olayları vesilesiyle sahnelenen kötü niyetli oyunu belgeleriyle ortaya koyup, meselenin AK Parti yi değil, Türkiye yi batırma amacı güttüğünü kamuoyuna etkili ve ikna edici bir şekilde açıklayabilirse, Erdoğan ın da Cumhurbaşkanlığı na giden süreçte yolu son derece açık olacak, çok daha büyük bir halk desteğiyle siyaseten etkinliğini sürdürecek ve Türkiye, ekonomik ve toplumsal reform ekseninde ortaya konan 2023 vizyonuna emin adımlarla ilerleyecektir. Daha da önemlisi, Türkiye nin bu vizyona ulaşmasını engellemeye çalışanlar no pasaran, yani bu emellerine ulaşamayacaklardır. 2 1. KESK in 4-5 Haziran daki iş bırakma çağrısıyla birlikte düzenlenen yürüyüşlere bu çalışmanın yazarları -birbirlerinden habersiz ama yan yana, aynı kortejde-neredeyse tam katılım gösterirken, direniş tanışık olmayanların tanışmasına da vesile oluyordu. 2. Ali Murat Yel, Yusuf Devran, Alparslan Nas, Gezi Parkı: Değişen Siyasetin Yeni 10

11 U. Uraz Aydın Üç öğretim elemanı tarafından kaleme alınan ve burada sadece son kısmını aktardığımız bu yazı, Gezi ye dair söylediklerinin ötesinde Yeni Türkiye de akademinin durumuna dair bir şeyler söylemektedir bize. Elbette metinde göstericilerin masum talepleri teslim edilir, polis şiddeti eleştirilir. Fakat Erdoğan ın İstanbul aşkı vurgulanıp, 2002 devrimi selamlanıp ve (henüz 17 Aralık yaşanmadığından) Hocaefendi nin uzlaşmacı tutumu alkışlandıktan sonra yazı, Başbakan ın (sekiz satırda altı kez tekrarlanan) karizmatik liderliği zarar almadan bu krizi nasıl lehine çevirebileceğine odaklanıyor. İktidara karşı mesafenin müfredatın vazgeçilmezlerinden sayılması gereken, gazeteci yetiştirmekle mükellef bir fakültenin dekanının imzasını taşıyan bu metin devlet aklının damgasını taşıdığı kadar devlete akıl vermeyi de önüne koymaktadır. Bu örnek üzerinden gözlemlenebileceği gibi, 12 Eylül ün üniversiter rejiminin sunmuş olduğu tüm olanaklardan faydalanılarak, gerçekleştirilen tepeden yönetici atamalar, pervasızca sürdürülen kadrolaşma politikaları, liyakatın hiçe sayıldığı atama ve yükseltmelerin yanı sıra eleştirel veya sadece kendi iktidarına muhalif tüm unsurları uzaklaştırmaya, disiplin soruşturmalarıyla baskı altında tutmaya, göz korkutarak etkisiz kılmaya, sindirmeye ve susturmaya yönelik bütünlüklü bir tahakküm politikası üniversiteleri birer birer iktidarın hizmetine sokmaktadır. Böylece bu topraklarda eşi benzeri görülmemiş bir toplumsal patlama karşısında iletişim bilimcilerin değerlendirmesi provokatörleri yargılamanın gerekliliğini vurgularken, siyasal iletişim gibi bir disiplin gönüllü başbakan danışmanlığına dönüşebilmektedir. Hükümet partisinin otoriter popülist yönelimine bu düzeyde angaje bir metnin, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi gibi, her devlet kurumundaki kadar çürümüşlükten nasibini almış olmakla birlikte, adı uzun yıllar eşitsizliğe ve yabancılaşmaya dayalı toplumsal gerçekliğin radikal bir eleştirmeni olan Prof. Dr. Ünsal Oskay la özdeşleşen bir fakülteden çıkabiliyor olması bilhassa düşündürücü. Şüphesiz Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Dinamikleri, http://t24.com.tr/haber/gezi-parki-degisen-siyasetin-yeni-dinamikleri/231643, Erişim tarihi: 18.1. 2014. Yalnızca Yel ve Nas ın imzasını taşıyan İngilizce metnin ise, kendi adımıza içeriğine katılmak mümkün olmamakla birlikte, bu düzeyde bir kriminalleştirici vurguya sahip olmadığını belirtmek gerekir. Bkz. Ali Murat Yel, Alparslan Nas, Taksim Square is not Tahrir Square, http://www. aljazeera.com/indepth/opinion/2013/06/201361272526958584.html. Erişim tarihi: 21.3.2014.

Neoliberal Muhafazakâr Medya ve Star gazetesi yazarı eski derin stratejist Sedat Laçiner in yazılarından örneklerle, direnişe katılan akademisyenlere ve öğrencilere dönük soruşturmaların dökümüyle, yahut 2013-2014 eğitim yılıyla birlikte üniversitelere getirilen yeni denetim ve baskı uygulamalarının sıralanmasıyla da Gezi hayaletinin ( ruhu mu desek yoksa) akademideki hâkim otoriter iklime dair açığa çıkardıklarını göstermek mümkün. Fakat akademinin dışında, olabilecek en geniş kamuoyunun gözü önünde, hakkında itinayla kurulmaya çalışılan bağımsızlık imajı bir anda yerle bir olan, hiçbir medya okuryazarlığı formasyonunun başaramayacağı ölçüde tüm kepazeliği ortalığa saçılan bir medya var. İstanbul daki en büyük sokak muharebesinin yaşandığı, ilk yoğun polis şiddetinin ve ilk kitlesel direnişin meydana geldiği 31 Mayıs 2013 akşamı, özellikle haber ön sıfatlı kanalların olağanüstü herhangi bir durum yaşanmıyormuşçasına yayınlamaya devam ettiği belgeseller, penguenlerin hayatından ziyade medyanın hal-i pür melali hakkında hayli bilgilendirici oldu. Geniş kesimler açısından otosansürü canlı yayında deneyimlemek mümkün oldu. Nitelikli gazetecilik yapan, yapmaya çalışan, en azından ortalamanın üzerinde bir habercilik sergileyen unsurları budandıktan sonra ciddiyet namı zaten sarsılan NTV nin haber kanalı olma iddiası da bu vesileyle külliyen çöktü. Grup bünyesinde çıkan, alanında hayli nitelikli ve çok satan bir dergi olan NTV Tarih in de Gezi direnişini konu alması hasebiyle yayımına son verildi. CNN Türk ise 31 Mayıs akşamı ve gecesi yaşananlara karşı gösterdiği yoğun ilgisizlikten dolayı aldığı eleştirileri telafi etmeye çalıştıysa da, yine direnişin kilit anlarında sessizliğe bürünmeyi tercih etti. Hiç şüphesiz penguenleri medya eleştirisinin sembolü haline getiren belgesel vakasının ardından, Başbakan Erdoğan ın Kuzey Afrika gezisi sonrasında İstanbul a dönüşte yaptığı konuşmanın, ertesi gün 7 gazetede aynı şekilde manşetten veya sürmanşetten aktarılması, çoktandır medyada hâkim olmaya başlayan teksesliliğin en bariz göstergesi olarak hafızalara kazındı. Böylece Bugün, Zaman, Habertürk, Yeni Şafak, Sabah, Türkiye ve Star gazeteleri 7 Haziran 2013 tarihinde konuşmanın Demokratik taleplere canımız feda cümlesini manşete taşıyarak Başbakan ın demokratlığını vurgularken, bir yandan da manşetin sağını solunu Gezi olayları nın hiç de öyle masum olmadığını ve Türkiye ye zarar 12

13 U. Uraz Aydın verebileceğini kodlayan haberlerle beslediler: Mesele Gezi değil. Yabancı Oyunu, 7 Yabancı Gezi de yakalandı (Türkiye); Avrupa Parlamentosu: Gezi parkı olayları Arap Baharı ile kıyaslanamaz. Türkiye de demokrasi işliyor (Star); Huzur istiyoruz (TOBB, TESK...vs açıklaması), Bu mu masum eylem? Komiser şehit, çocuk yaralı (Sabah); Eylemin haberi üç ay önce geldi, Gezi geyiğe döndü (Yeni Şafak); Bakan: Çocuğu köprüden attılar (HaberTürk); Gezi Şehidi (Adana da Komiser Murat Sarı nın ölümü), İş dünyasından Taksim çıkışı: Demokratik hakka evet, marjinal tepkiye hayır (Bugün); Kaos istihbaratını üç ay önceden aldık (Erdoğan ın konuşmasından), İş Dünyası: Gösteriler ekonomik kazanımları yok etmesin, Piyasalarda Gezi sarsıntısı devam ediyor (Zaman). Başbakan ın konuşmasıyla aynı gün 28 Şubat iddianamesinin kabul edilmesi de muhafazakâr kanaat teknisyenleri tarafından Gezi Parkı olaylarıyla 1997 muhtırası arasında söylemsel olarak kurulan paralelliğin haberler aracılığıyla tekrar aktive edilmesine katkıda bulundu. Hesap verecekler! (Türkiye); 28 Şubat silahlı mücadele (Star); Darbeciler hesap verecek (Yeni Şafak). Bu 28 Şubat haberleri de böylece Başbakan ın konuşmasıyla etkileşim içinde bir çeşit tarih hatırlatması olarak, darbecilerin (yani demokratik talep zemininden uzaklaşanların) er ya da geç yargılanacağının tasdiki olarak okunabilir. Elbette tüm bir Gezi ve onu takip eden süreç içerisinde, 2007-2008 den itibaren her bir hükümet eleştirisini, AKP nin her bir siyasal muarızını itibarsızlaştırmak için başvurulan darbecilik, vesayetçilik, 28 şubatçılık, Ergenekonculuk yakıştırmaları sistematik olarak devreye sokulurken, bu kez herhalde olayların çapı gereği, daha kapsayıcı bir açıklama çerçevesi olarak uluslararası komploya sığınılır. Faiz lobisinden CIA sına, Reuters inden İsrail ine, Otpor undan Zello suna, Bilderberg inden Soros una, Brezilya isyanından Mısır darbesine, biraz da imece usulü hükümetin her organik aydınının kendi tuzunu kattığı, kendi bağlantısı nı eklediği, böylece bir kara delik gibi giderek kapsamı genişleyen ve en akıl almaz unsurları içine çeken bir mega komplo inşa edildi 3. Direnişin açığa çıkardığı meselelerden biri de, anaakım medyanın hâlâ milletten (geleneksel ifadeyle alnı secde görmüş 3. Bkz. Emrah Göker, Kahrolsun bağzı komplocu ahmaklıklar, http://istifhanem. com/2013/06/20/genesharp/. Erişim tarihi: 04. 02. 2014.

Neoliberal Muhafazakâr Medya millet ten) kopuk ve dini değerlerin hasmı laikçi beyaz Türk azınlığın elinde bulunduğuna dair retoriğin geçersizliğidir. 28 Şubat medyasını aratmayacak biçimde kimi unsurları doğrudan hedef göstermelere de imza atan muhafazakâr medya bloğunun yanı sıra laisist büyük medya kuruluşlarının da hükümetle uyum içinde olmaya ne denli hevesli olduğunu görmek mümkün oldu. Muhafazakâr medya bloğundaki çatlakların belirginleşmesi de bu döneme denk gelir. Bu kriz dönemindeki yayınlar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ın ifadeye çağrılmasıyla görünür olmaya başlayan ve sonrasında çeşitli vesilelerle haberlere konu olan AKP-Gülen cemaati çatışmasını tekrar gündeme getirdi. AKP nin otoriterleşen politikaları ve Başbakan Erdoğan ın saldırgan üslubu karşısında, Gülen cemaati bu sefer yayınları aracılığıyla daha diyalogcu bir pozisyon benimseyerek saflaşmayı billurlaştırdı. Fakat söz konusu bloktaki yarılma esas olarak 17 Aralık 2013 yolsuzluk operasyonları ve ardından gelen tape dalgalarıyla meydana geldi. Hükümetin sözcülüğünü üstlenen medya kuruluşları mağduriyetlerle yüklü kitlesel siyasi davaların tüm günahını paralel yapıya yüklerken, Cemaat medyası da oluşan otoriter iklimdeki sorumluluğundan sıyrılmaya gayret ederek Başbakan Erdoğan ve çevresini her fesadın müsebbibi olarak sunmayı yayın politikası haline getirdi. AKP-Cemaat koalisyonunun dağılması muktedirler katında işlerin nasıl yürüdüğüne dair bir dizi bilginin de açığa çıkmasına olanak sağladı. Otosansürün sembolü penguenlerden sonra bu kez de devlet sansürünü ifade eden Alo Fatih mottosu eklendi popüler medya eleştirisi dağarcığımıza. Başbakan ın, oğlunun, danışmanlarının telefonda doğrudan haberlere müdahale ettiğini, anketleri çarpıtma teşebbüsünde bulunduğunu, manşet attırdığını, canlı yayınları durdurduğunu, gazeteci attırdığını kulaklarımızla duyduk. Hattın diğer ucundaki medya yöneticilerinin ise el pençe divan durduğunu, biat etmekten haz duyduğunu, yetmiyor, Başbakan dan işittiği azarlar karşısında hüngür hüngür ağladığını öğrendik. Öte yandan hükümetin medyadaki mülkiyet ilişkileri açısından da orijinal buluşlara imza attığını öğrenmiş durumdayız. Sabah-ATV nin büyük ihaleler alan veya alma vaadiyle işadamlarından, müteahhitlerden toplanan rüşvetlerle ( bağışlarla ) oluşan para havuzu sayesinde, hükümetin koşulsuz sözcülüğünü yapması amacıyla TMSF den satın alındığı ortaya çıktı. Ne var ki 14

15 U. Uraz Aydın bu türden bir rezaletin dahi üstü yine muhafazakâr popülist argümantasyona sığınılarak örtülmeye çalışıldı. Star gazetesi yazarı ve yöneticisi Mustafa Karaalioğlu söz konusu havuz medyası yla ilgili tape lerin ortaya çıkmasının ardından yazdığı yazıda Türkiye deki ulusal gazete ve kanalların yüzde 75-80 lik bir bölümünün hükümet karşıtı olduğunu, herhangi bir mesleki nitelikten önce sadece ve sadece Başbakan a ve muhafazakâr-dindar çoğunluğa hakaret edebilen gazetecilere istihdam sağladığını ileri sürüyordu. Karaalioğlu yazısını şöyle tamamlıyor: O yüzden Ergenekonun, laikçilerin, cemaatin, marjinal solun ve her türlü vesayetçilerin medyası kadar yeni Türkiye nin ve yüzde 50 nin de medyası olacaktır. Olmazsa Türkiye nin hukuk devleti karakterinden ve dolayısıyla demokrasiden söz edilemez (Star, 14 Şubat 2014). Elinizdeki kitapta bulunan çalışmalar da, Star yazarının demokrasinin olmazsa olmazı olarak tarif ettiği ve Türkiye nin yüzde 50 sini temsil ettiği iddia edilen medyanın ve daha genel anlamda 12 yıldır AKP iktidarı altında kurulmakta olan medya düzeninin çeşitli yönlerine odaklanıyor. Medya eleştirisi konusuna Türkiye de en erken el atan isimlerden biri olan ve apoletli medya nın en acımasız eleştirmenlerinden Ragıp Duran 2002 den bu yana medya-iktidar ilişkilerinde meydana gelen dönüşümleri iki temel eksende inceliyor: Rakiplerini etkisiz hale getirerek muhalefet kanallarını kapatmak ve medyanın mümkün mertebe en geniş kısmı üzerinde kendi denetimini kurmak. Böylece Duran, Uzan ın Star grubuna yapılan baskından Gezi sonrasındaki tasfiyelere AKP nin medya üzerinde mutlak bir kontrol sağlamaya dönük teşebbüslerinin bir dökümünü çıkarıyor. İster milliyetçi-militarist yönü ister otoriter muhafazakâr karakteri öne çıkmış olsun, neoliberalizme ve piyasacı değerlere bağlılık Türkiye de anaakım medyanın değişmez yörüngesini teşkil eder. Bu ciltte benim tarafımdan yazılan yazı 1980 den bu yana medyanın son otuz yılını neoliberal hegemonyanın kurulması bağlamında ele alıyor. Yazının ilk kısmında medyanın modern bir endüstri olarak şekillenişiyle birlikte hem neoliberal-rekabetçi birey modelinin inşasında hem de dönemin siyasal krizlerinde üstlendiği rol inceleniyor. AKP nin iktidara gelişi ve sonraki sürece odaklanan ikinci kısımda ise laisist medyanın tasfiyesi ve muhafazakâr medyanın anaakımlaşması çerçevesinde kitle ileti-

Neoliberal Muhafazakâr Medya şim araçlarının AKP nin hegemonya projesinin gerçekleştirilmesindeki (ve bilhassa kitlesel siyasal davaları meşrulaştırmadaki) ideolojik-kültürel işlevi değerlendiriliyor. Aydın Çam ve İlke Şanlıer Yüksel in makalesi ise 2002 den itibaren medyanın sahiplik yapısındaki dönüşümleri ayrıntılı bir analize tâbi tutuyor. Analizin ana omurgası, metnin başlığında da belirtildiği üzere ekonomi-politik yaklaşıma dayanmakla birlikte Çam ve Şanlıer Yüksel medya gruplarının çözülmesi ve yeniden şekillenmesini ele alırken bu sürecin gazetecilik anlayışı üzerindeki etkilerini de irdeliyor. Gazetecilerin karşı karşıya bulunduğu siyasal, ekonomik ve teknolojik kuşatmanın sonuçlarını değerlendirirken yazarlar, medya-iktidar ilişkilerinde çoğunlukla es geçilen bir diğer etken olan meslek örgütlerinin ve medya alanındaki sivil toplum kuruluşlarının rolünü de analiz çerçevesine dahil ediyor. Bu kapsamlı değerlendirmenin sonunda kamu yararını odak noktasına yerleştiren bir gazetecilik anlayışının yeşermesi için iletişim eğitiminin/öğreniminin ve yurttaşların kendi haberlerini yapabileceği alternatif habercilik pratiklerinin önemi vurgulanıyor. AKP hükümetleri döneminin en can alıcı konularından biri olan Kürt meselesinin medyadaki temsiline ilişkin inceleme Defne Özonur tarafından kaleme alındı. Yazar, Kürtlere ve Kürt meselesine dair oluşturulan söylemi savaş gazeteciliği ve barış gazeteciliği çerçevesinde ele alıyor. Kürtlerin basındaki temsilini tarihsel bir perspektiften, devletin resmi söylemine paralel olarak oluşturulan olumlu biz olumsuz öteki ayrımı çerçevesinde inceliyor. Özonur, AKP döneminde, çözüm süreci ne bağlı olarak Kürtlere ilişkin habercilik dilindeki sürekliliği/değişimi PKK nin Çukurca baskını ve Abdullah Öcalan ın mektubunun okunduğu 2013 Newroz'u sonrasında 18 gazete üzerinden inceliyor. Özellikle muhafazakâr basın açısından barış gazeteciliğine doğru bir kayma yaşandığı gözlenebiliyorsa da yazar bunun ne denli etik tercihe tekabül ettiğini sorguluyor. Otoriterliğin derinleşmesinde hiç şüphesiz siyasal iktidarın iradesi ve pratikleridir aslî olan. Ne var ki otoriter üslubun toplumsal yapıya nüfuz etmesinde dilinde, davranışlarında, tutum alışlarında otoriterliği yeniden üretecek bir birey tipinin şekillendirilmesi yahut bu türden yatkınlıkların etkinleştirilmesinin de belirleyici bir rolü bulunur. Göksel Aymaz, T. W. Adorno nun 16