Asya da gündem hızlanıyor Haftanın ilk iki işlem gününde, piyasalar için çok da hareketli bir veri akışı yaşadığımızı söyleyemeyiz. Bu süreç içerisinde Çin ekonomisi ve jeopolitik risklerin gündemde oldukça yer tuttuğunu gördük. Ancak Çarşamba akşamından itibaren Asya tarafında hız kazanacak veri akışı, piyasaların hareketlenmesine yol açabilir. Bu verilere açıklanma zamanlarına göre, ayrıntılarıyla göz atacağız. Çarşamba - 22:00: Yeni Zelanda Merkez Bankası Faiz Oranı Beyanatı ve Basın Konferansı Yeni Zelanda da, Deprem Sonrası İnşaat Sektörünün Fiyatları Yukarı Çekmesiyle Birlikte Merkez Bankasından Faiz Artırımı Bekleniyor Yeni Zelanda da 2011 yılında, ülkeye büyük zarar veren bir deprem meydana gelmişti. Büyük hasar gören ülkede, Yeni Zelanda Merkez Bankası (RBNZ), öncelikle konut sektörü olmak üzere ekonominin toparlanması amacıyla faiz oranlarını %3 seviyesinden %2.5 e indirmişti. Faiz indirimiyle beraber, ekonomide toparlanmaya dair işaretler görülmeye başlandı. Hedeflendiği üzere konut sektörü hız kazandı. Aşağıdaki grafikte, faiz indiriminin gerçekleştiği 2011 yılından itibaren, yapı ruhsatlarındaki artışı görüyoruz. Faiz oranlarının düşürülmesi beklenen etkileri gösterdi. Fakat borçlanma maliyetlerinin düşen faizlerle birlikte azalması, mortgage kullanımında kontrolsüz bir artışı da beraberinde getirdi. Mortgage uygulamasındaki artışın da ev sahibi olmayı kolaylaştırması nedeniyle, konut taleplerini arttı ve ev fiyatları çok fazla yükseldi. Bu süreç, başlı başına enflasyonist etkiler yaratabilmektedir. Buna ek olarak, artan yapı maliyetleri içinde maaşların payı artış gösterdi ve gelir artışının harcamaları da beraberinde getirmesi, piyasayı canlandıran ve faizlerin artırımı için baskı yaratan diğer bir etken oldu. RBNZ Başkanı Wheeler, geçtiğimiz sene mortgagelara sınırlandırma getirerek konut sektöründeki talepleri kısmak için yeni bir program uygulamaya koydu. Bunun satış rakamlarına etkilerini son aylarda görsek de, fiyatlar halen yüksek seviyelerde.
Ülkenin diğer verileri de, RBNZ nin beklentilerinin üzerinde, ısınan ekonomiye dair işaretler veriyor. Ev maliyetlerinin 2013 te %4.7 lik artış ile 20 yılın en yüksek oranına ulaşmasının yanı sıra, Çin den gelen tarımsal ürün talebinin artışıyla da ihracatta artış görüldü. İş güveni endeksi 20 yılın zirvesinde bulunuyor. Üretim ise 2013 ün 4. Çeyreğinde %5.7 lik artış göstererek 19 yılın zirvesine yerleşti. Kredi kartı harcamaları beklentileri aşarak önceki aya oranla %0.9 artış gösterdi. Son çeyrekte enflasyon %1.6, GDP (GSYH) oranı da %3.5 le beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Aşağıdaki grafikte, 2011 faiz indirimi sonrası büyümede yaşanan ivmeyi görebilirsiniz. Bu etkilerle birlikte, bugün TS ile 22:00 da gerçekleştirilecek RBNZ beyanıyla faiz oranının %2.75 e yükseltilmesi bekleniyor. Bu gerçekleşirse, Başkan Wheeler, gelişmiş ekonomiler içinde, borçlanma maliyetlerini yükseltme amacıyla faiz yükselten ilk merkez bankasının RBNZ olmasına yol açacak. Toplantıya gelirsek, 22:00 da başlayacak toplantı, 15 er dakikalık iki oturumdan oluşuyor. Birinci oturumda faiz kararı ve önceden hazırlanmış rapor açıklanırken, ikinci kısımda ise basın soruları yanıtlanıyor. Ocak ayındaki toplantıda Wheeler; Faizin normal seviyelere dönme ihtiyacı ve Ayarlamalara yakında başlanması gerektiği gibi sözleriyle faiz artırımı sinyali vermişti. İşte bu nedenle sadece faiz kararı değil, sonrasında yapılacak açıklamalar da dikkatle takip edilmelidir.
Şimdi faiz kararında oluşabilecek hareketlere göz atalım; Yeni Zelanda Doları (NZD) RBNZ nin olası faiz karaları NZD üzerinde görülebilecek etkisi RBNZ faiz oranında değişikliğe gitmezse NZD de sert değer kayıpları yaşanabilir RBNZ faiz oranını %2.75 e yükseltirse NZD de sert hareketler oluşması beklenmez RBNZ faiz oranını %2.75 ten fazla yükseltirse NZD de sert yükselişler yaşanabilir RBNZ faiz oranını düşürürse NZD de çok sert değer kayıpları yaşanabilir Perşembe 02:30: Avustralya İşsizlik Oranı ve İstihdam Değişikliği Avustralya da İyi Veriler İstihdamı Destekleyebilecek Mi? Avustralya ekonomik göstergelerin güçlü büyüme sinyalleri vermesine rağmen, verilerin istihdamdaki etkileri henüz görülebilmiş değil. Ocak ayı için açıklanan verilerde, işsizliğin %5.8 den %6 ya yükselerek 10 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gördük. Toplam istihdam sayısında ise 3900 kişilik azalma yaşandı. Avustralya ekonomisinin, ülkenin en büyük ticaret ortaklarından biri olan Çin ekonomisiyle yoğun bir etkileşim içinde olduğunu söyleyebiliriz. Son dönemlerde Çin ekonomisindeki büyümenin yavaşlamasına ilişkin verilerin etkisiyle, Avustralya da işsizliğin son 1,5 yılda %4.9 dan %6 lara ulaştığını görüyoruz. Aşağıdaki grafikte işsizlikteki artışın ivmesini görebilirsiniz.
İşgücü katılım oranında ciddi değişiklikler meydana gelmiş değil. Fakat katılımdaki ufak azalmalarla, katılım oranının kriz öncesinden, 2006 yılından beri en düşük seviyelerde gerçekleşmiş olması ülkenin istihdam piyasası için olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Burada ekonomisinin önemli bir kısmını madenciliğin oluşturduğu ülkede, sektöre yapılan yatırımların azalmasının payı olduğunu ifade edilebilir. Fakat perakende, ticaret ve büyüme verilerinin beklentilerden daha olumlu gelmesi, bu açığın kapatılabileceğini gösteriyor. Aşağıdaki grafikte, 2012 ortalarından beri yükselişte olan ihracat oranlarının rekor seviyelere ulaştığını görebilirsiniz. Avustralya Merkez Bankası (RBA) tarafına baktığımızda ise, Başkan Glenn Stevens ın 2014 yılı içinde istihdam verilerinde iyileşme olacağına dair kararlı bir duruş göstermeyi tercih ettiğini söyleyebiliriz. Yukarda bahsettiğimiz gibi, Stevens da yaptığı açıklamada güçlü verilere rağmen istihdamda zayıflıkların devam ettiğini belirtti. Düzelen verilerin istihdama etkisinin ne zaman etki edeceğine dair soruya ise, bir veya iki çeyrek sonrasında beklentileri olduğu şeklinde cevap verdi. İstihdam verileri, Perşembe sabahı TS ile 2:30 da açıklanacak. Beklentiler işsizlik oranının %6 da sabit kalması ve istihdama 18 bin yeni katılımın gerçekleşmesi yönünde. Güçlü verilerle beraber, istihdam verilerinin de olumlu gelmesi durumunda, RBA üzerinde faiz artırım baskılarının oluşma ihtimali yatırımcılar tarafından göz ardı edilmiyor. Piyasalarda bu beklentinin oluşması halinde Avustralya Dolarında (AUD) değer kazanımları görülebilir. Şimdi verinin sonuçlanma ihtimallerine göre AUD üzerinde yaratabileceği etkilere göz atalım; İstihdama 15 bin katılım gerçekleşmesi bekleniyor. İstihdam edilen kişi sayısının beklenti altında gerçekleşmesi AUD da değer kayıplarına yol açabilecekken, bu sayıda yaşanan artış AUD un değer kazanmasına yol açabilir. İşsizlik oranının %6 olarak açıklanması bekleniyor. Bu oranın yükselmesi AUD da değer kayıplarına neden olabilecekken, oranın düşmesi AUD un değer kazanmasını sağlayabilir.
Perşembe: Çin Endüstriyel Üretimi Çin ekonomisi hız kesiyor Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin, büyümeye dair yavaşlama gösteren verilerle tüm piyasalarda etkili oluyor. Veriler direk olarak komşusu sayılan Japonya ve Avustralya yı etkileyecek diye düşünülse de, küresel piyasaların ve özellikle ABD nin, böyle büyük bir ticaret kaynağına dair verilerle etkilenmesi beklenmedik bir durum değil. Çünkü ABD şirketlerinin Çin in talebine olan zorunluluğu, ABD borsalarının ve Dolar ın etkilenmesine, dolayısıyla küresel tepkilere neden oluyor. Ülkenin emtia fiyatları ve gelişmekte olan ülke ekonomileri üzerindeki etkisinin oldukça fazla olduğunu ifade edebiliriz. Çin de verilerin kötü gelmesi demek, Çin de Yuan için bir bant aralığı olmasına rağmen, para biriminin bandın alt sınırlarına yaklaşması anlamına geliyor. Bu da Çin in satın alma gücünü azaltıyor. Dünya nın en büyük ithalatçılarından olan ülkedeki talebin azalması da, tüm piyasaları etkiliyor. Ekonominin daralması nedeniyle talebin azalması da bu etkinin artmasına neden oluyor. Aşağıdaki grafikte, 2010 yılından beri azalan endüstriyel üretim miktarının, neredeyse 2008 krizi sonrasındaki seviyelere gerilediğini görebilirsiniz.
Buradaki grafikte de, son gelen ticaret dengesi rakamlarının, piyasalarda neden bu kadar karamsar bir hava yarattığı açıkça görülmektedir. Küresel piyasalarda etkisini görebileceğimiz verinin Perşembe günü TS ile 7:30 da açıklanması bekleniyor. Geçtiğimiz sene %9.7 artış gösteren üretimin, 2013 yılında %0.2 lik düşüşle %9.5 lik bir artış göstermesi bekleniyor. Beklenti paralelinde açıklanan bir rakamla piyasalarda sert hareketler gerçekleşebileceğini söyleyemeyiz. Fakat tahminlerin üzerinde açıklanabilecek bir sanayi üretimi verisi küresel borsa endekslerine olumlu yansıyabilecekken, Çin in ekonomik büyümesine dair olumsuz bir veriye işaret edecek rakamlar, risk iştahının azalmasına ve global pay senetlerinde kayıplar görülmesine yol açabilir. Diğer taraftan söz konusu veri, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin para birimlerinin yanında, gelişen ülkelerin varlıklarında fiyat değişimleri gerçekleşmesine yol açabilir.