YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ



Benzer belgeler
Güz Dönemi AB Hukuku Yüksek Lisans Programı AB Özgürlük, Güvenlik ve Adalet Alanı Semineri. Seminer Konuları ve Zamanlama

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

EIPA LÜKSEMBURG İLE İŞBİRLİĞİ KAPSAMINDA GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER

içindekiler KISALTMALAR... XV GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm GENEL OLARAK YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

YABANCILAR VE ULUSLARARASI KORUMA KANUNU

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

Türkiye'nin TESPİT Tamamlandı Eksik 1

T.C. BA BAKANLIK AVRUPA B RL GENEL SEKRETERL Sosyal, Bölgesel ve Yenilikçi Politikalar Ba kanl. Avrupa Birli i Toplumsal Cinsiyet E itli i Stratejisi

FASIL 5 KAMU ALIMLARI

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

YABANCILAR ve ULUSLARARASI KORUMA KANUNU. Yayım tarihi: 11 Nisan 2013 Yürürlük tarihi: 11 Nisan 2014

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

FASIL 3 İŞ KURMA HAKKI VE HİZMET SUNUMU SERBESTİSİ

FASIL 29 GÜMRÜK BİRLİĞİ

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

TÜRKİYE AB GERİ KABUL ANLAŞMASI AHMET ÇELİK

Avrupa Birliği İç Pazar Hukuku Syllabus

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI. EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI)

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri:

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

GİRİŞ. A. İç Kontrolün Tanımı, Özellikleri ve Genel Esasları:

Tıp ve Eczacılık Alanında Bilgi ve Belge Yöneticisi nin Temel Görevleri

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

FASIL 24 ADALET, ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

Türkiye de Stratejik Çevresel Değerlendirme: İhtiyaçlar, Zorluklar ve Fırsatlar

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

ONAYLANMIŞ KİŞİ STATÜSÜ İLE YETKİLENDİRİLMİŞ YÜKÜMLÜ STATÜSÜNE İLİŞKİN BİLGİLER SORU 1

İltica Kararına İtiraz Usulleri


AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü SAYI: B.07.0.BMK / /02/2009 KONU: Kamu İç Kontrol Standartları

18- EĞİTİM, ÖĞRETİM VE GENÇLİK

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

İL UYUŞTURUCU KOORDİNASYON KURULLARI VE İL UYUŞTURUCU EYLEM PLANLARI

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi. KKTC Mülteci Hukuku Programı VOLKAN GÖRENDAĞ Mülteci Hakları Koordinatörü

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

19.FASIL : SOSYAL POLİTİKA VE İSTİHDAM AÇILIŞ KRİTERLERİNDE GELİNEN SON AŞAMA

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

AB GENÇLİK POLİTİKALARINDA SAĞLIK

2- KİŞİLERİN SERBEST DOLAŞIMI

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

1- Neden İç Kontrol? 2- İç Kontrol Nedir?

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN KADIN KONUKEVLERİ PROJESİ 7 MAYIS 2014-ANKARA. Saygıdeğer Misafirler, Değerli Basın Mensupları

11. Çözüm Ortaklığı Platformu 2012 Yılında Gümrük Mevzuatındaki Değişiklikler 2013 Beklentileri 2012 Gümrük İnceleme Konuları 10 Aralık 2012

KAYIT DIŞI İSTİHDAMLA MÜCADELEDE SOSYAL DİYALOG GAZİANTEP HAK-İŞ,DİSK,TÜRK-İŞ,TİSK ve SOSYAL ORTAKLAR

10 SORUDA İÇ KONTROL

ÇALIŞTAY ve ZİRVE BULGULARI KASIM 2016, ŞANLIURFA Dr. Leyla ŞEN UCLG-MEWA

KONYA KARAMAN ÇOCUK EYLEM PLANI

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

ULUSAL KURULUŞLARIN İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI VE ULUSLARARASI KURULUŞLARLA KARŞILAŞTIRILMASI

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

tepav Nisan2016 N Vizesiz Seyahat İçin Gerekenler ve Türkiye nin Durumu DEĞERLENDİRME NOTU

BPR NİN ETKİLERİ. Selim ATAK Çevre Mühendisi Environmental Engineer

D.B. / Türkiye (33526/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI. Aşağıdaki metin kararın resmi olmayan özetidir. Özet

23- TÜKETİCİNİN VE TÜKETİCİ SAĞLIĞININ KORUNMASI

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

BİRİNCİ DEĞERLENDİRME RAPORU ANALİZİ

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

Geçici Koruma Uluslararası Standartlar. BMMYK Kasım 2014

TÜRKİYE İLE VİZE SERBESTLİĞİNE İLİŞKİN YOL HARİTASI BİRİNCİ DEĞERLENDİRME RAPORU İKV TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN RESMİ OLMAYAN ÇEVİRİ

TÜRKİYEDE ÇEVRESEL BİLGİLENME HAKKI VE AB DİREKTİFLERİ. Yrd. Doç. Dr. Necla Akdağ Güney

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

Assan Alüminyum, Türkiye deki İşçi Hakları Endişeleri ile ilgili Şikayetler Hakkında PAYDAŞ DEĞERLENDİRMESİ

ULUSAL VE ULUSLARARASI ALANDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA DUYULAN İHTİYAÇ

Fark Ettikçe, Birlikte Güçleniyoruz...

BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK KÜLTÜR VE SPOR DAİRE BAŞKANLIĞI İÇ DENETİM SİSTEMİ

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

İSTANBUL İL GÖÇ İDARESİ MÜDÜRLÜĞÜ ULUSLARARASI KORUMA ÇALIŞMA GRUP BAŞKANLIĞI

GIDA GÜVENLİĞİ, VETERİNERLİK VE BİTKİ SAĞLIĞI POLİTİKALARI FASLI

İlgi: B.06.1-ABG / Sayılı, tarihli Mektubunuz

Hayat Boyu Öğrenme Web Portalı Kullanıcı Kılavuzu

T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Avrupa Birliği Uzmanlığı Tezi

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesi Mekanizmasına Destek için Teknik Yardım Projesi

Avrupa Birliğine Uyum Sürecinde Mevcut Yem Mevzuatımızda Benzerlikler ve Aykırılıklar. Dr. Gökalp Aydın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı KKGM

GT Türkiye İşletme Risk Yönetimi Hizmetleri. Sezer Bozkuş Kahyaoğlu İşletme Risk Yönetimi, Ortak CIA, CFE, CFSA, CRMA, CPA

ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

AB Ar-Ge Politikaları Çınar ADALI TÜBİTAK AB Çerçeve Programlar Müdürlüğü

Endüstri İlişkileri Kapsamında

REFORM EYLEM GRUBU ÜÇÜNCÜ TOPLANTISI BASIN BİLDİRİSİ ANKARA, 11 ARALIK 2015

İŞ TANIMI (Terms of Reference) :Çalışan Hakları, Lobicilik ve Medya İletişimi Eğitimi

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

STRATEJİK VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE DE GÖÇ. Göç Veren Ülkeden Göç Alan Ülkeye Fırsat ve Risklerin Dönüşümü

Anonim Şirketler ve Limited Şirketler de Yönetim Kurulunun Başlıca Sorumlulukları

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU NA GÖRE İŞVEREN VE İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMLARININ ANALİZİ

Transkript:

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ Dr. Y.Yeşim Özer * Özet Avrupa Birliği nde yasadışı göçün önlenmesi konusunda, sınır koruma önlemlerine öncelik verilmektedir. Ancak geçtiğimiz 10 yıl, sadece sınırların kontrolünün, yasadışı göçün önlenmesi konusunda yeterli olmadığını ve bu alanda farklı destekleyici düzenlemelere de gerek duyulduğunu göstermektedir. Türkiye de, aday ülke konumunun gerektirdiği şekilde, yasadışı göç konusunda AB ye benzer süreçlerden geçmekte ve farklı alanlardaki farklı mekanizmalarla, yasadışı göç konusunda politikasını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, doğrudan sınır koruma ile ilgili düzenlemeler yanında, dolaylı olarak yasadışı göçün kontrol edilmesine hizmet eden destekleyici düzenlemeler de, Avrupa Birliği ve Türkiye bağlamında incelenerek, iki süreç arasındaki paralelliklere dikkat çekilmiştir. Bu bağlamda doğrudan sınır yönetimi ile ilgili önlemlerle birlikte, dolaylı olarak yasadışı göçü engellemeye yönelik düzenlemelerin önemi vurgulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Yasadışı Göç, Avrupa Birliği, Uluslararası Göç, Türkiye, Göç Politikaları * İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Kamu Yönetimi Bölümü, yozer@istanbul.edu.tr 197

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER Giriş Avrupa Birliği nde ( AB) yasadışı göçle ilgili kaygılar, özellikle 1990 ların sonunda genişleme dalgası ile tartışılmaya başlanmıştır. Göç ve iltica alanındaki kaygıların AB kurumsal yapılanmasında görünür olması ise 1999 yılında Amsterdam Anlaşması nın yürürlüğe girmesiyle olmuştur. Bu anlaşma ile göç ve iltica ile ilgili konuların, birtakım istisnalara rağmen, tüm üye devletleri bağlayıcı düzenlemeler yapılmasının mümkün olduğu Topluluk sütununda düzenlenmesi olanaklı kılınmıştır. Amsterdam sonrası dönem, Tampere (1999-2004), Lahey (2005-2010) ve Stockholm Programları (2010-2015) ile beşer yıllık dönemler şeklinde düzenlenerek, bu alanda ortak politikalar oluşturulması çerçevesinde önce yasal ve kurumsal teknik altyapılar oluşturulmuş, daha sonra ise uygulama alanındaki eksiklikler ve mali boyut ile sorumluluk paylaşımı alanlarındaki aksaklıkların üstesinden gelinmeye çalışılmıştır. Bu düzenlemelerin temel amacı AB dış sınırlarının korunması suretiyle AB içindeki özgürlük ve güvenlik alanına yönelik tehditlerin ortadan kaldırılmasıdır. 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika da meydana gelen bombalama olayı ve 2004 yılında Madrid te gerçekleştirilen terörist saldırılar, AB nin güvenliğine yönelik tehdit algılamalarını arttırmıştır. Bu duruma parallel şekilde, AB de yasadışı göçün önlenmesine yönelik düzenlemelerin de, son 10 yılda hız kazandığı gözlenmektedir. AB düzeyinde yasadışı göçle mücadele konusunda doğrudan sınırların korunmasına yönelik düzenlemeler kadar, dolaylı olarak, yasadışı göçü önleyecek düzenlemeler de önem kazanmaktadır. Bu durumun en belirgin nedeni, küreselleşme karşısında, uluslararası göçün, her geçen gün daha zor kontrol edilebilir olması ve sınır yönetimi ile ilgili alınan önlemlere rağmen yasadışı göçün ulus devletler açısından sorun olmaya devam etmesidir. AB istatistik kurumu olan EUROSTAT tarafından yürütülen CI- REFI (Centre for Information, Discussion and Exchange on the Crossing of Frontiers and Immigration) veri bankası, %70 i İspanya Fas sınırında olmak üzere 2002 yılında 1.383.294 kişinin yasadışı olarak sınırı geçerken yakalanarak, reddedildiğini göstermektedir (SEC 198

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ (2009),320). Bu sayı 2007 de 803.069 olarak tespit edilmiştir. Bunun yanında, sınırı geçerken yakalanmayıp, AB içinde yasadışı statüde yakalanan kişilerin sayısı da azımsanmayacak boyuttadır. 2002 2007 yılları arasında ortalama 450.000 kişi, bu durumda yakalanmıştır. Görüldüğü üzere, bugün, AB dış sınırlarının korunmasına yönelik yapılanmayı destekleyecek düzenlemelerin gerekliliği kuvvetle hissedilmektedir. Çalışmada, yasadışı göçün kontrol edilmesinde sınırların korunmasına yönelik doğrudan düzenlemeler kadar, destekleyici düzenlemelerin de gerekli olduğuna dikkat çekilmiş ve üyelik sürecindeki Türkiye nin, AB ne bu alandaki uyumu değerlendirilmiştir. 1. Avrupa Birliği nde Yasadışı Göçün Kontrolü Avrupa Birliği, Amsterdam Anlaşması nı takip eden 10 sene süresince yasadışı göçle ilgili birçok düzenleme yapmıştır. AB dış sınırlarının, AB üyesi olmayan ülkelerin vatandaşlarına karşı korunması geçtiğimiz 10 yılın temel hedefidir. Bu çerçevede bir yandan sınır yönetimi alanında düzenlemeler yapılırken, diğer yandan farklı alanlarda destekleyici düzenlemelere de ihtiyaç duyulmuştur. Aşağıda hem sınır yönetimi alanındaki, hem de diğer alanlardaki düzenlemeler incelenmiştir. 1.1. Sınır Yönetimi Alanındaki Düzenlemeler Sınır yönetimi çerçevesinde yapılan düzenlemelerin başında, Schengen Anlaşması nın Topluluk çatısı altına alınması gelmektedir. 1999 yılında Amsterdam Anlaşması ile Topluluk çatısı altına alınan Schengen Anlaşması sonrasında, AB dış sınırlarından giren kişilerin aynı prosedüre göre kontrol edilerek içeriye alındığı tek bir dış sınır oluşturulmuştur. Bu anlaşma, imzalayan ülkelerin toprakları üzerinde kanunu ve düzeni bozmayacak insan hareketlerine izin verirken, vize ile ilgili ortak kurallar, sığınma, dış sınırlarda kontrol, polis kuvvetleri ve gümrük görevlileri arasında işbirliği gibi birtakım düzenlemeler de öngörmüştür. 199

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER Buna ek olarak, AB ülkelerine gelen sığınma taleplerinin kontrolü için 1991 yılında özel olarak hazırlanan Dublin Konvansiyonu, 2003 yılında, Dublin II Tüzüğü(Council Regulation (EC) No. 343/200 OJ L 50, 2003) ile Topluluk hukukunun parçası olmuştur. Böylece, mümkün olduğu kadar çabuk bir şekilde sığınma başvurusunu değerlendirecek üye devlet ve bu süreçte geçerli olacak makul zaman kısıtlamaları belirlenmiş ve birden fazla başvuru yapılması suretiyle sığınma sisteminin kötüye kullanılmasının engellenmesi hedeflenmiştir. Schengen ve Dublin sistemlerini destekleyecek teknolojik kontrol mekanizmaları sırasıyla, Schengen Bilgi Sistemi (SIS) ve EU- RODAC sistemi şeklinde oluşturulmuştur. Schengen Bilgi Sistemi (Council Regulation (EC) No 1104/2008 ve Council Decision 2008/839, OJ L 299, 2008) ile üye devlet yetkililerinin, bazı insan ve eşya grupları ile ilgili veri alışverişi yapmakları mümkün olmuştur. EURODAC sistemi (Council Regulation No.2725/2000, OJ L 316, 2000) ile de, parmak izlerinin karşılaştırılması suretiyle üye devletler, bir kişinin daha önce başka bir üye devlette sığınma başvurusunda bulunup bulunmadığını veya daha önce kişinin birlik topraklarına yasadışı olarak girip girmediğini tespit edebilmektedirler. Bunların dışında, nün (Council Regulation No. 2252/2004 OJ L 385, 2004) hazırlanması ve Schengen üye ülkeleri arasında vize verilerinin değişimini sağlayacak ayrı bir sistem olarak nin oluşturulması (Council Decision 2004/512/EC, OJ L 231, 2004) ve böylelikle ortak vize politikası yolunda önemli bir adım atılması da sınır kontrolüne yönelik önemli düzenlemelerdir. Bu şekilde oluşturulan teknolojik kontrol mekanizması, operasyonel olarak, 2004 yılında FRONTEX adı verilen nın (Council Regulation (EC) No. 2007/2004 OJ L 349, 2004) kurulmasıyla desteklenmiştir. Dış sınırların kontrolü ve gözetimi üye devletlerin sorumluluğunda olmakla birlikte, FRONTEX mevcut ve gelecekteki topluluk düzenlemelerinin uygulanmasının kolaylaştırılmasını 200

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ sağlamak üzere oluşturulmuştur. 2006 yılında, üye devletlerin yasadışı göç karşısında yaşadıkları sıkıntıların artması sonucu, Komisyon AB nin deniz sınırlarında sınır yönetiminin güçlendirilmesi ve bu çerçevede FRONTEX in kapasitesinin arttırılması konusunda tavsiyelerde bulunmuştur (COM (2006), 733). 2008 yılında Komisyon, nin) oluşturulması konusunda çalışmalara başlamıştır (COM (2008) 68). Burada amaç, öncelikle, birliğin doğu ve güney deniz sınırlarının güvenliğinin arttırılmasıdır. Bu çerçevede, üye devlet yetkilileri arasında 24 saat iletişimin sağlanması, ulusal sınır koruma sistemlerinin dış sınırlar fonu kredileri kullanılarak güçlendirilmesi ve ulusal merkezlerle FRONTEX arasında veri değişimi ve işbirliğinin güçlendirilmesi hedeflenmektedir. AB de yasadışı göçün kontrolü, yukarıda özetlenen doğrudan sınır kontrolü ile ilgili çeşitli mekanizmalarla sağlanmaya çalışılmaktadır. Buna rağmen, yasadışı göçle ilgili kaygıların azaldığını söylemek mümkün değildir. Bu konuda kesin istatistiksel veriler elde etmek zor olsa da, uluslararası göçle ilgili bazı veriler bize yasadışı göçün boyutları konusunda fikir vermektedir. Uluslararası Göç Örgütü, bugün, dünya nüfusunun %3.1 ine denk gelen 214 milyon uluslararası göçmen olduğunu belirtmektedir (United Nations, 2008). Dünya göçmen nüfusunun %10-15 ine karşılık gelen yaklaşık 20-30 milyon göçmen yasadışı statütedir (International Labour Organization, 2005). Uluslararası göç hareketlerinin başlıca hedef ülkelerinin bulunduğu Avrupa da ise, toplam nüfusun %9.5 ine karşılık gelen, 70 milyonluk bir göçmen nüfus vardır (International Organization for Migration, 2010). Düvell (2006: s.19), 2000 lerin başında, dünyada 22-44 milyon arası, Batı Avrupa da da 4-7 milyon arası yasadışı statüde bulunan göçmen olduğunu ileri sürmektedir. Ancak, bu konuda AB komisyonu tarafından 2009 yılında hazırlanmış olan bir rapor, 2005 yılı sonrasında AB ne yasadışı göçün azalmakta olduğunu göstermektedir (SEC, 2009: s.320). Bu azalışta son yıllarda AB nde gerçekleşmiş düzenlemelerin etkisi dikkate alınmalıdır. AB nin entegre sınır yönetimi ve ortak bir göç politikası uygulama hedefi, uluslararası göç hareketlerinin dinamikleri üzerinde belir- 201

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER gin etkiler yaratacak gelişmelerdir. 1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren, Lizbon Anlaşması (Treaty of Lisbon, OJ C 306, 2007) ile iç güvenlik ve dış sınırların entegre yönetimi konuları ilk defa anlaşma çatısı altında düzenlenmiştir (Madde 77). Bu durum, AB nin güvenlik ile ilgili tehdit algılamalarının, dışarıdan geleceğine yönelik bakış açısının kuvvetlendiğini ve önümüzdeki dönemde, bu konuda, AB düzeyinde, ortak düzenlemeler yapılmasının uygun görüldüğünü göstermektedir. Çalışmada esas vurgulanmak istenen, sınır yönetimi alanındaki bu ortaklaşma, işbirliği ve yoğun düzenlemelere ek olarak, AB içinde yasadışı göçe karşı diğer farklı alanlarda ne tür düzenlemeler yapıldığının ortaya konmasıdır. 1.2. Destekleyici Düzenlemeler AB, göçün kontrol edilmesi ve yasadışı göçün önlenmesi konusunun, sadece sınır yönetimi ile üstesinden gelinemeyecek, çok daha kapsamlı bir yaklaşım ve kaynak ülkelerle işbirliği başta olmak üzere farklı aktörlerin katılımını gerektiren bir sorun olduğunun, 1999 yılında yapılan Tampere Zirvesi nden beri farkındadır. Bu farkındalık sonucu, yasadışı göç konusuyla farklı şekillerde ilişkilendirilecek alanlarda da birtakım düzenlemeler yapılmıştır. Öncelikle 2004 yılının Mart ayında gerçekleşmiş olan Madrid teki terörist saldırı üzerine toplanan zirve toplantısı sonrasında, üç önemli yönerge hazırlanmıştır. Bunlardan ilki, dir (Council Directive 2004/82/EC, oj l 261, 2004). Bu yönergeye göre, havayolu taşıyıcıları AB sınırını geçen yolcularla ilgili bilgileri, varış ülkesinin yetkililerine iletmekle yükümlüdürler. Bu bilgiler, kullanılan seyahat belgesinin numarası ve türü, yolcunun tabiyeti, adı, doğum tarihi, AB sınırını geçtiği nokta, yolculuğun kalkış ve varış zamanı ile taşınan toplam yolcu sayısından oluşmaktadır. Bu bilgiler, yolcunun üye devletin topraklarına gelmesi şartıyla, iletildikten sonra 24 saat içinde yetkililerce silinmektedirler. Kişisel bilgiler ise, taşıyıcı tarafından, aracın varışından sonra 24 saat içinde silinmektedir. Üye devletler bu şartlara uymayan taşıyıcılara para cezasından başlayıp, taşıyıcının çalışma lisansının iptal edilmesine kadar giden etkili ve orantılı cezalar 202

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ vermekle yükümlüdürler. Bu yönergenin hükümleri 2001 yılında çıkarılan ve taşıyıcıların varış ülkesi tarafından kabul edilmeyen üçüncü ülke vatandaşlarını geri döndürmekle yükümlü oldukları 2001/51/EC sayılı konsey yönergesini desteklemektedir. Bu yönergeler sonucunda, AB sınırlarının korunmasında taşıyıcı şirketlerle sorumluluk paylaşımı sağlanmıştır. İkinci olarak, haklarında sınırdışı kararı verilmiş üçüncü ülke vatandaşlarının geri dönüşleriyle ilgili uçuşların düzenlenmesi ile ilgili kurallar belirlenmiştir. (Council Decision 2004/573/EC, OJ L 261, 2004) bu kişilerin geri dönüşlerini insan hakları ihlallerine yol açılmayacak şekilde düzenlemektedir. Geri dönüşlerle ilgili olarak, AB Sınır Koruma Ajansı FRONTEX, operasyonel destek sağlamakta, yolculuk sırasında, güvenlik görevlileri, sağlık görevlileri ve tercümanlar da üçüncü ülke vatandaşlarına eşlik etmektedirler. İlerleyen dönemde, AB, bu geri gönderişlerle ilgili ortak standart ve prosedürleri de belirlemiştir. Bu çerçevede 2008 yılında, (Council Directive 2008/115/EC, OJ L 348, 2008) hazırlanarak, bu konu AB tarafından daha detaylı olarak düzenlenmiştir. Yönergede, kişinin geri gönderilmesinin insan hakları ihlallerine yol açmayacak şekilde gerçekleştirilmesine yönelik birtakım kurallar belirlenmiştir. Yönergede üye devletlere geniş bir takdir yetkisi tanındığı görülmektedir. Herşeyden önce, geri gönderme kararını kişinin topraklarında kayıtdışı şekilde bulunduğu üye devlet vermelidir. Merhamet duygusuyla, insani veya diğer nedenlerden ötürü, üye devlet kayıt dışı olarak bulunan kişiye ikamet belgesi veya kalmasını sağlayacak herhangi bir belge de verebilir. Buna ek olarak, kişiye 7 ile 30 gün arasında bir gönüllü gidiş hakkı tanınması gerektiği yönergede belirtilse de, özel durumlarda bu sürenin uzatılacağı, bu süre boyunca kişinin kaçmasını önlemek amacıyla kişiye bazı yükümlülükler yüklenebileceği veya kamu güvenliği için bir tehdit olduğuna karar verilirse, gönüllü gidiş için tanınan sürenin daha da kısa tutulabileceği, yönergede düzenlenmiştir. Ayrıca, böyle bir gönüllü gidiş süresi tanınmamışsa veya kişi geri gönderme kararına uymamışsa, üye devlet kişiyi zor 203

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER kullanarak sınır dışı edebilecektir. Özel durumlarda, geri dönüş sürecinde kişinin kaçma veya bu süreci engelleme ihtimali varsa, üye devlet kişiyi gözaltında da tutabilecektir. Diğer yandan, yönergede, bu süreçte üye devletlerin orantılı güç kullanmaları, kişinin sınırdışı edilmesinin son seçenek olarak kullanılması, kişinin itiraz hakkını kullanmasına olanak tanınması ve insan hakları ile ilgili bazı durumlarda sınırdışı kararının askıya alınması gibi dengeleyici önlemler de yer almaktadır. Yönergenin 24.12.2010 tarihine kadar üye devletler tarafından iç hukuklarına aktarılması öngörülmüştür. Oldukça detaylı bir şekilde hazırlanmış bu yönerge, AB topraklarında, kayıtdışı göçmenlerin kalmalarının engellenmesi konusunda, üye devletler arasında sağlanan uzlaşmanın ve bu konudaki kararlılığın bir göstergesidir. 2010 yılı sonunda, üye devletlerin yönergeye uyum sağlamaları gerçekleştiğinde, AB topraklarında kayıtdışı bir şekilde kalabilmek de zorlaşmış olacaktır. Üçüncü olarak, insan ticareti bağlamında, mağdurların korunması ve yetkililerle işbirliği yapmaları karşılığında, suç odaklarının saptanması şeklinde bir işbirliği çerçevesinde, yasadışı göçün önlenmesi hedeflenmiştir. Bu çerçevede, (Council Directive 2004/81/EC, OJ L 261, 2004) hazırlanmıştır. Yönerge, Tampere Zirvesinde ifade edilen, yasadışı göç ile kaynağında mücadele edilmesi konusunun bir yansıması olarak insan ticaretine karışanları ve göçmenlerin ekonomik olarak sömürülmelerinin önüne geçmeyi hedeflemektedir. Bu yönerge ile üye devlet topraklarına yasadışı girmiş olsalar bile, insan ticareti ve yasadışı göçün önlenmesi konularında işbirliği yapan üçüncü ülke vatandaşlarına sınırlı bir süre için ikamet izni verilmesi öngörülmüştür. Ayrıca bu kişilerin sınırdışı edilmemeleri, barınmalarının, fiziki ve ruhsal tedavilerinin, ücretsiz yasal yardım ve tercüme hizmetleri sağlanması gibi düzenlemeler de yönergede yer almaktadır. İkamet izni en az altı ay için ve gerekli şartlar sağlanabiliyorsa yenilenebilecek şekilde düzenlenmektedir. Kişilerin iş yaşamına ulaşım, staj ve eğitim hakları vardır. Üye devletler, kişile- 204

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ rin özel durumlarını (hamilelik, engellilik, tecavüze uğramak gibi) da dikkate almalıdırlar. Mağdur kişilere tanınan bu haklar ve kolaylıklar yoluyla, yasadışı göç konusunun can alıcı noktası olan kaçakçılık şebekeleri ile mücadele etme konusunda avantajlar sağlanmaya çalışılmıştır. Yasadışı göç konusunun AB içindeki özgürlük ve güvenlik ortamına doğrudan bir tehdit oluşturduğu konusu AB nin politika oluşturma sürecindeki belgelerde de sıklıkla vurgulanmıştır. 2008 yılında hazırlanan, (COM (2008) 359) ile, bu üç yönergenin kapsadığı konularla, güvenlik ve yasadışı göç konuları arasında doğrudan bir bağ oluşturulmuştur. Diğer yandan, aynı başlık o güne kadar sınır yönetimi alanında yapılmış düzenlemeleri de kapsayarak, doğrudan ve dolaylı mekanizmaların güç birliği ile yasadışı göç konusunda ilerleme kaydedilebileceğini ortaya koymuştur. Bu belgede, Komisyon, Ortak Avrupa Göç Politkasının dayanacağı 10 ilke ve bu ilkelerin hayata geçirilmesi için gerekli eylemleri belirlemiştir. Bu 10 ilke refah, dayanışma ve güvenlik başlıkları altında kategorileştirilmiştir. Refah başlığı altında, yasal göç yasadışı göç ayrımı vurgulanırken, dayanışma başlığı altında yasadışı göçün önlenmesinde sınıraşan işbirliklerinin belirleyiciliği dile getirilmiştir. Güvenlik başlığı ise, yasadışı göçle etkin mücadeleyle birebir eşlenerek, şu şekilde düzenlenmiştir: Güvenlik: Yasadışı göçle etkin mücadelede: Üye devletler arasında yeni teknolojilerin kullanımı ve yaygın bilgi paylaşımı ile desteklenen ortak bir vize politikasının oluşturulmasıyla AB topraklarındaki yasal ziyaretçilerin girişlerinin kolaylaştırılması ve AB içinde güvenliğin sağlanması hedeflenmiştir. Schengen alanının bütünlüğünün sağlanması çok önemlidir. Bu nedenle dış sınırların yönetimi geliştirilmeli ve buna yönelik politikalar, gümrük kontrolleri ve tehditin önlenmesi konularıyla da uyumlaştırılmalıdır. Bu çerçevede, FRONTEX güçlendirilmeli, entegre bir sınır yönetimi yaklaşımı ve bilgi teknoloji kullanımı arttırılmalı, sınır gözetleme birimi EUROSUR geliştirilmeli, kay- 205

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER nak ve transit üçüncü ülkelerle işbirliği arttırılmalı, konuyla ilgili mali kaynak sağlanmalı ve üye devlet yetkilileri arasında işbirliği arttırılmalıdır. Yasadışı göçle mücadele edilmeli ve insan ticaretine sıfır tolerans politikası uygulanmalıdır. Yasadışı çalışma konusunda hem işverene hem de çalışana yönelik ve insan ticareti mağdurlarının korunmasıyla ilgili düzenlemeler yapılmalıdır. Etkili ve sürdürülebilir geri dönüş politikaları oluşturulmalıdır. Geri dönüş politikaları göç politikalarının ayrılmaz bir parçasıdır. Kayıt dışı göçmenlere yasal statü verilme olanaklarına halel getirilmeksizin, kişilere kitlesel olarak yasal statü verilmesi de cesaretlendirilmemelidir. Geri dönüşlerin üye devletlerin işbirliği ile gerçekleştirilmesi, geri dönüşlerle ilgili ortak standartlar belirlenmesi, üçüncü ülkeler tarafından geri gönderim anlaşmalarının uygulanmasının sağlanması ve kayıt dışı göçmenlerin yasallaştırılmasıyla ilgili ortak bir Avrupa bakış açısı oluşturulması gerekmektedir. Komisyonun hazırladığı bu belge sonrasında, AB topraklarında kayıtdışı şekilde kalan kişilere karşı düzenlemeler artmıştır. Aynı dönemde, uluslararası alandaki krizlerin ve çatışmaların (Irak Krizi, Afganistan Krizi v.s gibi) artması, küresel ekonomik kriz gibi etkenler, AB nin güvenlik algısının, özellikle son birkaç yıldır, büyük ölçüde yasadışı göç konusu üzerinden şekillenmesini de tetiklemiştir. Burada söz konusu olan, bir yanda, AB dış sınırlarından gerçekleşen yasadışı girişlerin kamu düzeni ve kamu güvenliğine yönelik oluşturduğu görece daha soyut bir tehdit algısıdır. Diğer yandan ise, AB nin, daha Avrupa Topluluğu olarak ilk kurulduğu zamandan beri temel amacı olan malların, sermayenin, hizmetlerin ve kişilerin serbestçe dolaştığı sınırsız bir alan olan Tek Pazar ın işleyişine yönelik olarak gerçekleşecek daha somut bir tehdit algısı da mevcuttur. Bu durum sonucunda, son dönemde kişilerin AB topraklarında kayıtdışı bir şekilde yaşamlarına devam etmelerini önleyecek düzenlemeler yapılmıştır. Bunların başında (Council Directive 2009/52/ EC, OJ L 168, 2009) gelmektedir. Bu yönerge ile üye devletlerin, 206

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ üçüncü ülke vatandaşlarının kayıtdışı olarak çalıştırılmasını önlemeleri sağlanmaya çalışılmıştır. Bu yasağa uymayan işverenlere uygulanacak cezalarda ortak asgari standartlar belirlenmiştir. Yönergeye göre işverenin sorumlulukları şu şekilde sıralanmıştır: - İşe almadan önce AB vatandaşı olmayan kişinin ikamet izni veya diğer bir izin belgesinin olması - Ulusal yetkililer istediğinde gösterilmek üzere, çalışılan süre boyunca, izin ve ön müsaadelerin bir kopyasının saklanması - AB vatandaşı olmayan bir kişiyi işe aldığında üye devlet tarafından belirlenmiş süre içinde yetkilileri bilgilendirmek Bu sorumlulukları yerine getirmeyen işverenlere karşı üye devletler, kayıt dışı olarak çalıştırılan kişi başına para cezası ve kişinin geri dönüş masraflarının ödenmesi gibi cezalar konmasını sağlamalıdırlar. Ayrıca uygun bulunursa, kamu yardımlarından yararlanamamak, beş yıla kadar kamu sözleşmelerine taraf olamamak, geçici veya kalıcı olarak kuruluşun kapatılması gibi başka caydırıcı düzenlemeler de yapılmalıdır. Ayrıca üye devletler kayıtdışı olarak çalıştırılan üçüncü ülke vatandaşlarının işverenden doğrudan ya da oluşturulan üçüncü taraflar aracılığı ile şikayetçi olmalarına imkan sağlamalıdırlar. Yönergenin 20.07.2011 tarihine kadar üye devletler tarafından iç hukuka aktarılması öngörülmüştür. Kayıtdışı istihdamın önlenmesine parallel şekilde, istihdamın kontrollü bir şekilde gerçekleştirilmesine yönelik düzenlemeler de yapılmıştır. AB, ekonomik olarak ihtiyaçduyduğu göçmen profilini belirleyerek, iş piyasasında yüksek vasıflı kişilerin yasal olarak çalıştırılmasını kolaylaştıracak düzenlemelere yeşil ışık yakmıştır. (Council Directive 2009/50/EC, OJ L 155, 2009) ile, AB nin üçüncü ülkelerden vasıflı işgücü çekme konusundaki yetkinliğinin arttırılması amaçlanmıştır. Yönerge, AB üyesi bir ülkede çalışmak isteyen yüksek vasıflı kişilerin ve aile üyelerinin giriş ve kalış prosedürlerinin AB düzeyindeki uyumlaştırmalar ile kolaylaştırılmasını ve halihazırda AB de bulu- 207

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER nanların yasal statülerinin iyileştirilmesini hedeflemiştir. Böylelikle, ekonomik alandaki ihtiyaç nedeniyle, izinsiz yabancı işçi çalıştırılmasının engellenmesi hedeflenmiştir. Ancak, AB de yasadışı statüde kalan kişilerin çoğunlukla vasıfsız kişiler olduğu düşünüldüğünde, Mavi Kart uygulamasının hedefinin tam olarak, yasadışı göçün önlenmesi stratejisiyle örtüşmediği görülmektedir. Bu uygulamanın kapsadığı grup zaten AB de yasadışı statüde kalmak durumuna düşmemektedir. Dolayısıyla, Mavi Kart uygulaması doğrudan yasadışı göçü azaltacak bir destekleyici mekanizma olarak değerlendirilmemelidir. Sadece sınır kontrolü ile yasadışı göçün engellenemeyeceği, yukarıda bahsedilen destekleyici düzenlemelere gerek duyulmasının da bu durumun bir göstergesi olduğu düşünülse de, sınır yönetimi alanında ek düzenlemeler yapılmaya halen devam edilmektedir. 2009 yılında, İsveç in dönem başkanlığında, Birliğin Özgürlük, Güvenlik ve Adalet alanındaki yasal ve operasyonel düzenlemelerine yönelik bir rehber olarak hazırlanan ve 2010-2015 yıllarını kapsayan Stockholm Programı (Council of the EU Document No. 17024/09, 2009) sınır yönetimi konusunda, varolan sistemi destekleyecek birtakım yeni düzenlemeler önermiştir. Bunlar, üye devlet topraklarına giriş çıkışların kaydedilmesini sağlayacak bir elektronik sistem, elektronik kapı geçişleri, daha önceden kaydı olan yolcuların hızlı geçişinin sağlanması gibi düzenlemelerdir. Giriş/Çıkış Sistemi, yasadışı olarak AB topraklarında kalan üçüncü ülke vatandaşlarının tespitini kolaylaştırma amacıyla hazırlanmaktadır. Üçüncü ülke vatandaşlarının giriş ve çıkış zamanlarını ve yerlerini kayıt altına alacak bu sistem, Vize Bilgi Sisteminin başarılı bir şekilde yürütülmesine paralel olarak ilerleyecektir. Kayıtlı Seyahat Eden Kişi Programı ise, sık seyahat eden üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik olarak, bu kişilerin kolaylaştırılmış bir sınır kontrolünden geçmeleri için hazırlanmaktadır. Komisyon 2011 yılında bu konularla ilgili yasa tekliflerini hazırlayacaktır (COM (2010) 171, 2010). Görüldüğü gibi önümüzdeki dönem, hem doğrudan sınır yönetimi alanındaki düzenlemelerin arttığı, hem de AB içinde kayıt dışı kalışların önlenmesine yönelik dolaylı düzenlemelerin işlerlik kazanacağı bir süreci işaret etmektedir. AB nin hedefi, AB dış sınırlarından yasadışı girişleri önlemek kadar, AB üyesi devlet topraklarında yasadışı 208

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ kalışların da önlenmesidir. Gelişen teknoloji, ulaşım, haberleşme gibi olanaklar, yasadışı göçün kontrol edilmesine hizmet ettiği gibi, göçmen kaçakçıları ve insan ticareti yapan şebekelerin de işini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle alınan tüm önlemlere rağmen, sınır yönetimi tek başına bir yasadışı göç kontrol aracı olarak etkin koruma sağlamamaktadır. Bu aşamada destekleyici düzenlemelerin etkinliklerinin sağlanması belirleyici hale gelmiştir. AB içinde, yasadışı olarak barınmanın zorlaştırılması, tespit edilen yasadışı statüdeki kişilerin AB dışına çıkarılması, aynı zamanda, caydırıcılık açısından da önem taşımaktadır. Birçok göçmenin rüyası olan AB nin kapıları, önümüzdeki yıllarda, kaliteli, yasal işgücü için açık olacakken, yasadışı kalışlara ve hem sosyal hem de ekonomik olarak kendine yetemeyen kişilere kapalı kalacaktır. 2. Türkiye nin Uyumu 1990 sonrası dönemde, değişen uluslararası düzen ve küreselleşme, yine bu dönemde ivme kazanan Avrupa Birliği nin genişleme süreci ve Türkiye Avrupa Birliği ilişkileri, hem Türkiye hem de Avrupa Birliği açısından, göç konusunun farklı boyutlarını ortaya çıkarmıştır. Bu dönemde, uluslararası göç hareketleri açısından bakıldığında, coğrafi olarak önemli bir kavşakta bulunan Türkiye, AB ye ulaşmak isteyen göçmenler için önemli transit ülkelerden biri haline gelmiştir. Türkiye nin 2005 yılı itibariyle AB ne tam üyelik müzakere sürecine girmesi, özellikle bu tarihten sonra, diğer alanlarda olduğu gibi, göç ve sığınma alanında da AB müktesebatına uyum konusunun önemini arttırmıştır. AB, aday ülkeler için bir rehber olarak nitelediği Katılım Ortaklığı Belgelerinin ilkini Türkiye için 2001 yılında hazırlamıştır. AB nin, o günden bugüne kadar hazırlamış olduğu dört adet katılım ortaklığı belgesinde (2001, 2003, 2006, 2008) yasadışı göçü önlemek amacıyla göçe ilişkin Avrupa Birliği müktesebatının ve uygulamalarının kabul edilmesi ve kamu idaresinin güncelleştirilmesine yönelik reformların yapılması ile sınır idaresinin güçlendirilmesi ve profesyonel sınır koruma birimleri oluşturulması konusu sürekli olarak dile getirilmiştir (Accession Partnerships, 2009). 2008 Katılım Ortaklığı 209

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER Belgesi, AB içindeki düzenlemelere paralel olarak özellikle sınır koruma konusuna önem vererek, Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planının uygulanmasını ve bu çerçevede sınır koruma konusunda kapasitenin arttırılmasını önemle vurgulamıştır ( Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi, 2008). Türkiye, 2008 yılında hazırladığı Ulusal Programda, Katılım Ortaklığı Belgesinin sınır koruma ve uygulama alanındaki hassasiyetine cevap verecek şekilde davranmıştır. 2009, 2010 ve 2011 yıllarında yoğunlaşacak şekilde, yasadışı göç ve istihdamla mücadele konusunda yasal çerçevenin belirlenmesi, sınırların korunması ve yasadışı göçle mücadele, vize türleri konusunda AB ile uyumun sağlanması, personel eğitimi, Türkiye nin tüm sınır kapıları ile yeşil ve mavi sınırlarında görev yapmak üzere profesyonel bir sınır güvenlik teşkilatının kurulması ile ilgili çalışmalar yapılması gibi taahhütlerde bulunulmuştur. İçişleri Bakanlığı na bağlı sınır yönetim biriminin kurulması için gerekli yasal ve teknik düzenlemelerin yapılması ile ilgili çalışmalar 2009-2013 yılları arasına yayılmıştır. 2010 yılında çıkarılan Entegre Sınır Yönetimi konulu Başbakanlık Genelgesi (Genelge No. 2010/15, RG. 27592, 26.05.2010) ile, mevzuatımızın AB müktesebatıyla uyumlu hale getirilmesi, tüm sınır kapıları ile kara ve deniz sınırlarında görev yapmak üzere İçişleri Bakanlığına bağlı profesyonel bir sınır güvenlik teşkilatı kurulması amaçlanmış ve Entegre Sınır Yönetimi Koordinasyon Kurulu kurularak, çalışmalara başlamıştır. AB ile benzer şekilde, Türkiye de, yalnızca sınırlarını korumaya yönelik düzenlemeler yanında, farklı alanlarda destekleyici düzenlemeler yapmıştır. Öncelikle, 2004 yılında gözden geçirilen Türk Ceza Yasası (Kanun No. 5237, 26.09.2004), uluslararası alanda yoğun bir şekilde ortaya çıkan sınıraşan suç örgütlerince gerçekleştirilen göçmen kaçakçılığı (madde 79) ve insan ticareti (madde 80) suçlarını da kapsamıştır. 2003 yılında gözden geçirilen, 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunda (Kanun No. 4817, 27.02.2003), kişilerin Türkiye de kayıt dışı statüde kalmalarını zorlaştıracak düzenlemeler içermektedir. Burada, izinsiz yabancı işçi çalıştıran kişiye 5000 TL, 210

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ izinsiz çalışan kişiye ise 500 TL para cezası verilmesi öngörülmüştür (Kanun No 4817, Madde 21). Türkiye, AB üyesi ülkelere sığınma talebinde bulunacak kişilerin göç güzergahları üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye de, son dönemde artan bir sığınmacı nüfus da mevcuttur. Türkiye nin yasal düzenlemeleri gereği, burada mültecilik statüsü alamayacak kişiler, oldukça uzun süreler mülteci olarak kabul edilecekleri ülkeyi ararken Türkiye de kalmaktadırlar. Buna ek olarak, uluslararası insan hakları hukuku gereği, geldiği yerde baskı ve şiddet tehditi altında olacağından, geriye gönderilemeyecek kişiler de mevcuttur. Yasal statüsü netleştirilemeyen ve dolayısıyla çoğunlukla kayıt dışı olarak Türkiye de kalan bu kesim, yasadışı göç konusunun Türkiye için en zor kısmını oluşturmaktadır. Herşeyden once, bu statüde kaç kişi olduğunu bilmek, politika oluşturma sürecinde son derece belirleyicidir. Son dönemde, bu kişilerle ilgili artan insan hakları ihlalleri eleştirileri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nde bu konuda Türkiye aleyhine çıkan ihlal kararları 1, bu alandaki düzenlemeleri hızlandırmıştır. Bu çerçevede İçişleri Bakanlığı tarafından 2010 yılında birbirini tamamlayan, iki genelge hazırlanmıştır. Bunlardan biri, 2009 yılında oluşturulan Yasadışı Göçle Mücadele Koordinasyon Kurulunun çalışmaları sonucunda, Mart 2010 da çıkarılan dir (Genelge No. 2010/22). Bu genelgede, kayıtdışı göçmenlerle karşılaşılan durumlarda alınacak tedbirler, kayıtdışı göçmenlerin yakalanmasından itibaren yapılması gereken işlemler ve geri gönderme merkezleriyle sınırdışı işlemleri esnasında uyulması gereken temel esaslar ele alınmıştır. Bu alandaki temel düzenleme niteliğinde olan söz konusu genelge, her ildeki yasadışı göçmen trafiğinin değerlendirilmesi ve bu değerlendirmelere uygun kapasite ve koşullarda geri gönderme merkezlerinin kurulmasını öngörmüştür. Genelge, geri gönderme merkezlerindeki fiziksel koşul- 1 İlgili bazı kararlar: Case of Abdolkhani and Karimnia v. Turkey Application Nr. 30471/08, 22/09/2009: Case of Z.N.S v. Turkey Application Nr. 21896/08, 19.01.2010: Case of Charahili v. Turkey Application Nr. 46605/07, 13.04.2010; Case of Tehrani and Others v. Turkey Application Nr. 32940/08, 41626/08, 43616/08, 13.04.2010; Case of Keshmiri v. Turkey Application Nr. 36370/08, 13.04.2010; Case of Ranjbar and Others v. Turkey Application Nr. 37040/07, 13.04.2010. 211

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER lar, göçmenlerin barınma koşulları ve temel haklarının korunması ile ilgili ayrıntılı düzenleme getirirken, ilgili yetkililerle personelin keyfi davranışlarını önlemek adına takip edilmesi gereken başlıca standart ve uygulamaları da saptamıştır. Ayrıca, bu genelgenin uygulanabilmesi için, AB Katılım Öncesi Mali Yardım Programları kapsamında mülteciler/sığınmacılar için kabul, tarama ve barınma merkezleri ile kayıtdışı göçmenler için geri gönderme merkezlerinin kurulması amacıyla 81,9 milyon Avro bütçeli iki proje başlatılmıştır. Diğer genelge ise, yine Mart 2010 tarihinde sığınmacı ve mültecilerin sorunlarına ilişkin olarak hazırlanmış olan İçişleri Bakanlığı genelgesidir (Genelge No, 2010/23). Bu genelge, kişilere, güvenlik güçleri tarafından yasadışı statüde yakalansalar dahi, sığınma başvurusu yapma olanağı tanınmasını ve kendilerine yabancılar numarası verilmesini düzenlemiştir. Böylelikle, bu kişilerin kayıt altına alınması ve ülkede yasadışı statüde kalmanın önlenmesi hedeflenmiştir. Son dönemde, tüm bu düzenlemeleri biraraya getirecek ve Türkiye deki önemli bir boşluğu dolduracak olan İltica Yasası çalışmaları da hız kazanmıştır. Paralel şekilde Yabancılar Yasası da yeniden düzenlenmektedir. AB ile bu alandaki uyuma yönelik düzenlemelerin 2009-2013 yılları arasına yayıldığı düşünüldüğünde, önümüzdeki yıllarda Türkiye nin farklı alanlarda yeni düzenlemelerle uyum sürecine devam edeceği görülmektedir. Sonuç AB, ortak göç ve sığınma politikası oluşturma hedefini somutlaştırdığı Amsterdam Anlaşması sonrası dönemi, Tampere (1999-2004), Lahey (2005-2010) ve Stockholm Programları (2010-2015) ile beşer yıllık dönemler şeklinde düzenlenleyerek, bu süreçte, AB dış sınırlarının korunması konunusu öne çıkarmıştır. Geçtiğimiz 10 yıl, sınır yönetimi alanındaki düzenlemelerin, küresel çaptaki krizlerin ve buna yönelik tehdit algısının da yoğunluk kazandığı bir sürece işaret etmektedir. AB temel olarak, dışarıdan gelecek herhangi bir nedenle, AB Tek Pazarı na ve bu alandaki özgürlük ve güvenlik ortamına zarar 212

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ gelmemesini düşünmektedir. Bu duruma paralel şekilde, AB de yasadışı göçün önlenmesine yönelik düzenlemelerin de, son 10 yılda hız kazandığı gözlenmektedir. Yasadışı göçün önlenmesinde sınırların korunması birincil derecede önemlidir. Ancak teknoloji, ulaşım ve haberleşme gibi olanakların arttığı günümüzde herşey gibi insan hareketleri de küreselleşmiştir. Göç güzergahları çeşitlenmiş, göç eden kişi sayısı artmış ve göç konusu sadece hedef ülkelerin sınır koruma önlemleriyle çözebilecekleri bir olay olmaktan çıkmıştır. AB de, 2015 yılına kadar planlamış olduğu göç yönetimi konusunda, sınırlarının etkin kontrolünün sağlanmasına ve yasadışı girişlerin önlenmesine özel önem vermektedir. Bu bağlamda, Schengen ve Dublin sistemi gibi ortak mekanizmalar kurmuş ve bu sistemleri Schengen Bilgi Sistemi, EURODAC sistemi gibi teknolojik sistemlerle destekleyerek, etkin kontrol sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapmıştır. Sınırlardan girişlere yönelik sistemlere, 2011 yılı içinde, Komisyon tarafından hazırlanarak, Konsey e iletilecek yeni düzenlemeler de eklenecektir. Sınır yönetimi alanındaki bu düzenlemeleri destekleyici ek mekanizmalar, küresel göç hareketleri karşısında yasadışılığın engellenmesi açısından belirleyici hale gelmiştir. Bu bağlamda AB içinde, taşıyıcılara, işverenlere, genel olarak iş piyasasına ve ceza alanına yönelik düzenlemeler yapılarak, AB topraklarında yasadışı barınma olanaklarının ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Adaylık sürecinde bir ülke olarak, Türkiye nin sınır yönetimi, AB açısından son derece önemlidir. Çünkü Türkiye bazı durumlarda hedef ülke olarak da değerlendirilmekle birlikte, aynı zamanda, uluslararası göç yollarının kavşağında bulunan ve birçok göçmenin ulaşmak istediği hedef ülkelerin olduğu AB ye giden yolda bir transit ülkedir. Bu durumda Türkiye nin sınılarını nasıl koruduğu AB de göç ve sınır yönetimi konusunda belirleyicidir. Ancak buna ek olarak, Türkiye de yasadışı bir şekilde kalmanın ne kadar olanaklı olduğu ve bu durumun, Türkiye idaresi tarafından ne kadar kontrol edilebildiği de, hem AB, hem de Türkiye açısından son derece önemlidir. 213

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER Göç konusunda yasadışılığın önlenmesi konusunda Türkiye de yapılan düzenlemeler, üyelik müzakerelerinin resmen başladığı 2005 yılından sonra hız kazanmıştır. Bu süreçte, AB ye paralel şekilde, Türkiye de de sınır yönetimi konusunun önceliğini koruduğu görülmektedir. Ancak yine AB ye benzer şekilde, yabancı numarası verilerek, ülkedeki yabancıların kayıt altına alınması, izinsiz yabancı çalıştıranlara ve izinsiz çalışanlara cezalar verilmesi gibi, göçmen kaçakçılığı ve insan ticaretinin Türk Ceza Kanunu nda yer almasının yanında, konuyla ilgili yasalaşma çalışmalarının hız kazanması gibi destekleyici düzenlemelerle, sınır kontrolüne ek mekanizmaların devreye sokulduğu görülmektedir. Önümüzdeki dönem, hem AB hem de Türkiye için, yasadışı göçün engellenmesi konusunun kapsamlı şekilde ve ülkeler arasında geniş işbirlikleriyle ilerleyeceği bir süreci göstermektedir. Kaynakça 2008 yılı Ulusal Programı. Kaynak: http://www.abgs.gov.tr/index. php?p=42260&l=1 (13.07.2010). Council Decision. (18 February 2008). The principles, priorities and conditions contained in the Accession Partnership with the Republic of Turkey and repealing Decision 2006/35/EC Kaynak: http://ec.europa.eu/enlargement/candidatecountries/turkey/key_documents_en.htm (Erişim Tarih:14.02.2011). COM. (2006). 733 final. Communication from the Commission: Reinforcing the management of the European Union s maritime borders, 2006. COM. (2008). 68 final. Communication of 13 Febraury 2008 from the Commission to the European Parliament, the Council, the European Economic and Social Committee and the Committee of the Regions: Examining the creation of a European border surveillance system (EUROSUR), 2008. COM. (2010). 171 final. Legislative Proposal to set up Entry-Exit System (EES), Legislative proposal to set up Registred Traveller Programme (RTP), Communication from the Commission to the European Parliament, the Council, The European Economic and Social Committee of the Region, Action Plan Implementing the Stockholm Programme. Brussels: 20.04.2010. COM. (2008). 359 final. Communication from the Commission to the European Parliament, the Council, the European Economic and Social Committee and the Committee of the Regions of 17 June 2008, A Common Immigration Policy for Europe: Principles, Actions and Tools, Not published in the Official Journal. 214

YASADIŞI GÖÇÜN KONTROLÜNDE DESTEKLEYİCİ DÜZENLEMELERİN ROLÜ: AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE ÖRNEKLERİ Council Decision 2004/573/EC of 29 April 2004 on the organization of joint flights for removals from the territory of two or more Member States of third-country nationals who are subjects of individual removal orders, OJ L 261, 6.8.2004. Council Directive 2004/82/EC of 29 April 2004 on the obligation of carriers to communicate passanger data, OJ L 261, 6.8.2004. Council Directive 2008/115/EC of the European Parliament and of the Council of 16 December 2008 on common standards and procedures in Member States for returning illegally staying third-country nationals, OJ L 348, 24.12.2008. Council Directive 2009/50/EC of 25 May 2009 on the condition of entry and residence of third-country nationals for the purposes of highly qualified employment, OJ L 155, 18.06.2009. Council Directive 2009/52/EC of the European Parliament and of the Council of 18 June 2009 providing for minimum standards on sanctions and measures against employers of illegally staying third-country nationals, OJ L 168, 30.06.2009. Council Directive, 2004/81/EC on the residence permit issued to Non-EU Member Country nationals who are victims of trafficking in human beings or who have been the subject of an action to facilitate illegal immigration, who cooperate with the competent authorities, OJ L 261, 06.08.2004. Council of the European Union document 17024/09. Stockholm Program. Brussels. Council Regulation (2003). No 343/2003 of 18 February 2003 establishing the criteria and mechanisms for determining the Member States responsible for examining an asylum application lodged in one of the Member States by a thirdcountry national, OJ L 50, 25.2 2003. Council Regulation (2004). No 2007/2004 of 26 October 2004 establishing a European Agency for the Management of Operational Cooperation at the External Borders of the Member States of the European Union, OJ L 349, 25.11.2004. Düvell, F. (2006). Illegal Immigration in Europe Beyond Control?, Palgrave: McMillan. European Council (2000). Regulation No.2725/2000 of 11 December 2000 concerning the establishment of Eurodac for the comparison of fingerprints for the effective application of the Dublin Convention, OJ L 316, 15.12.2000. European Council (2008). Regulation No 1104/2008 ve Council Decision 2008/839. Schengen Information System. OJ L 299, 08.11.2008. Genelge No. 2010/15, Entegre Sınır Yönetimi Konulu Başbakanlık Genelgesi. RG Sayı: 27592, 26.05.2010. 215

ÖRGÜTLÜ SUÇLAR ve YENİ TRENDLER Genelge 2010/22, Yasadışı Göçle Mücadele ile İlgili İçişleri Bakanlığı Genelgesi, Mart 2010. Kaynak: http://www.icisleri.gov.tr/default.icisleri_2.aspx?id=4536 (Erişim Tarihi: 14.07.2010). Genelge No. 2010/23. Mülteciler ve İkamet Harcına İlişkin İçişleri Bakanlığı Genelgesi. Mart 2010. Kaynak: http://www.hyd.org.tr/?pid=792 (Erişim Tarihi: 25.10.2010). International Labour Organization (2005). International Labour Organization s Towards a Fair Deal for Migrant Workers in the Global Economy. 26.10.2005. Kaynak: http://www.ilo.org/global/themes/labour_migration/lang--en/ docname--kd00096/index.htm (Erişim Tarihi: 01.04.2010). International Organization of Migration (2010). Migrants population 2010. Kaynak: http://www.iom.int/jahia/jahia/about-migration/facts-and-figures/regionaland-country-figures (Erişim Tarihi: 01.04.2010). Kanun No 5237, 26.9.2004, Kaynak: http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237. html, (Erişim Tarihi: 25.10.2010). Kanun No. 4817, 27.02.2003, Kaynak: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/ html/1219.html (Erişim Tarihi: 25.10.2010). Kanun No. 4817, Madde 21 Cezai Hükümler, Değişik madde: 23/01/2008-5728 S.K./499.mad). Schengen Convention. Kaynak: http://www.hri.org/docs/schengen90/ (28.07.2010). SEC (2009), 320. Commission Staff Working Document. Third Annual Report on the development of a common policy on illegal immigration, smuggling and trafficking of human beings, external borders, and the return of illegal residents, Brussels, 9.3.2009. Treaty of Lisbon (17.12.2007). Amending the Treaty on European Union and the Treaty establishing the European Community signed at Lisbon, 13.12.2007, English edition, OJ C 306, Vol.50. Türkiye Katılım Ortaklığı Belgesi (18 Şubat 2008). Kaynak: http://www.abgs.gov. tr/files/ AB_Iliskileri/AdaylikSureci/Kob/Turkiye_Kat_Ort_Belg_2007.pdf (Erişim Tarihi: 13.07.2010). United Nations. (2010). United Nations Trends in Total Migrant Stock: The 2008 Revision. Kaynak: http://esa.un.org/migration (Erişim Tarihi: 01.04.2010). 216