KESİNTİLİ ON İKİ YILLIK ZORUNLU EĞİTİM MODELİNDE SEÇMELİ DERSLER SEMPOZYUMU



Benzer belgeler
TÜRKİYE DE İLK VE ORTAOKULLARDA (İLKÖĞRETİM) OKUTULAN BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ DERSLERİNİN TARİHİ (TEMMUZ 2013)

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

İlköğretim (İlkokul ve Ortaokul) Programları. Yrd.Doç.Dr.Gülçin TAN ŞİŞMAN

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ

2014/2015 BAHAR YARIYILI ENSTİTÜ KURULU KARARI

Toplantı Tarihi : Toplantı Sayısı : 2013 Karar Sayısı :

Biyoloji, İleri Biyoloji derslerinde; Talim ve Terbiye Kurulunun tarih ve 12 sayılı

ANADOLU LİSESİ HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

Toplantı Tarihi : Toplantı Sayısı : 2014 Karar Sayısı :

ORTAÖĞRETİM KURUMLARINDA OKUTULACAK DERSLERDE UYGULANACAK ÖĞRETİM PROGRAMLARI

Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı Yüksek Lisans Ders İçerikleri

9. SINIFTA OKUTULACAK SEÇMELİ DERSLER HAKKINDA AÇIKLAMALAR

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

İMAM HATİP LİSESİ HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

FEN VE SOSYAL BİLİMLER PROGRAMLI ANADOLU İMAM HATİP LİSELERİ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İMAM HATİP ORTAOKULU 5. SINIFTA OKUYACAK ÖĞRENCİLER İÇİN SEÇMELİ DERS DİLEKÇE ÖRNEĞİ..İLKOKULU MÜDÜRLÜĞÜNE

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE MÜFREDAT REFORMU Öğretim Programlarını 21 inci Yüzyıl Becerileri için Yeniden Şekillendirmek

MATEMATİK DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI. Programın Temel Yapısı

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Din Eğitimi Ankara Üniversitesi İlahiyat fakültesi 1977

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MİLLÎ EĞİTİM UZMAN YARDIMCILIĞI GÜNCELLENMİŞ TEZ KONULARI LİSTESİ

Eğitimde Yeterlilikleri Artırma Projesi

1. BÖLÜM DİN HİZMETLERİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEKÖĞRETİM

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü. Mesleki Gelişim Programı

1. Çocukları Tanıma Çocukların fiziksel özelliklerini tanıma Çocukların sosyo-ekonomik özelliklerini tanıma

Yrd.Doç.Dr. Serap YÜKRÜK GİRİŞ. Geleneksel Türk Müziği

Eğitim, bireyin gelişmesi, hayatındaki rol ve görevleri en iyi şekilde yerine getirmesi için ihtiyacı olan tutum ve davranışları kazandırma

OSMANCIK KAYMAKMLIĞI NENAHTUN ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ AİLEM OKULDA PROJESİ

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Bilimleri Tezli Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı. Ders Kodları AKTS

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

Öğrenci Paneli Bildiri Çizelgesi. Bildiri Metni

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ VE ÖNEMİ BÖLÜM 2 EĞİTİM SÜRECİNDE REHBERLİK HİZMETLERİ

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

ÖĞRETMENLİK VE ÖĞRETİM YETİŞKİNLER İÇİN OKUMA YAZMA ÖĞRETİCİLİĞİ MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Amaç. Dayanak. Kapsam

EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI EĞİTİM PROGRAMLARI VE ÖĞRETİM BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM ÖĞRETİM PLANI

ORTAÖĞRETİMDE KARİYER VE YETENEK YÖNETİMİ KONUSUNDA YASAL ÇERÇEVE

wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq wertyuiopgüasdfghjklsizxcvbnmöçq SERVİSİ

YABANCI DİLLER MESLEKİ İTALYANCA (AYAKKABI) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

EĞĠTĠM TEKNOLOJĠLERĠNDE TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme

İmam Hatip Dersleri Ortak Zorunlu ve Seçmeli Dersler

YILINA AİT ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA OKUTULACAK DERS KİTAPLARININ KURUM BAZINDA DAĞITIM LİSTESİ

AVRUPA BİRLİĞİ HAYAT BOYU ÖĞRENME İÇİN KİLİT YETKİNLİKLER

A Grubu Güz Dönemi Dersleri D. KODU DERSİN ADI AKTS TUK SORUMLUSU

Giresun Eğitimde İyi Örnekler Çalıştayı 2015

Kurumlarda Toplumsal Cinsiyet Etkileri (PSY 326) Ders Detayları

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU DIŞ PAYDAŞ MEMNUNİYET ANKETİ SONUÇLARI

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKLANLIĞI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

DİN ÖĞRETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EYLÜL 2017 DÖNEMİ MESLEKİ ÇALIŞMA PROGRAMI

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme Ve Geliştirme Genel Müdürlüğü DAĞITIM YERLERİNE

T.C. SORGUN KAYMAKAMLIĞI İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü... MÜDÜRLÜĞÜNE SORGUN

AFETLERDE UYGULANACAK REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA HİZMETLERİ YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM GENEL HÜKÜMLER. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

a) Bakanlıkça, okullar ve eğitim merkezlerince düzenlenen her derece ve türdeki hizmetiçi eğitim, kurs ve seminerlerde ders görevi verilenleri,

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü HİZMETİÇİ EĞİTİM ETKİNLİK PROGRAMI

VELi TOPLANTISI 5. SINIFLAR 7. EYLÜL 2018

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları. Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu

T.C. YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Eğitim Bilimleri Enstitüsü

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI AKŞEMSETTİN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ AKŞEMSETTİN İMAM HATİP ORTAOKULU BRİFİNG DOSYASI

ULUSAL EĞİTİM PPROGRAMI (UEP) NEDİR?

Gelişimsel PDR (1970- sonrası) Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

REHBERLİK BİRİMİNİN İDARECİLER-ÖĞRETMEN- ÖĞRENCİ İLE OLAN İLİŞKİLERİ SEMİNERİNE HOŞ GELDİNİZ

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU

2013/2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI.. ORTAOKULU 7.SINIFLAR YIL SONU ŞUBE ÖĞRETMENLER KURULU TOPLANTI TUTANAĞI

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Özel Eğitim, Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü

MEKANIN SOSYOLOJİSİ. Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul)

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

Eğitim Bilimleri Enstitü Müdürleri Çalıştay Raporu

BARTIN ÜNİVERSİTESİ OKUL ÖNCESİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

REHBERLİK NEDİR? Bahsedilen rehberlik tanımlarının ortak yönleri ise:

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ DERS BİLGİ FORMU (SYLLABUS)

Politik Psikoloji (PSY 328) Ders Detayları

ÖĞRENME PERFORMANSINI YÜKSELTME PROJESİ

2. PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİKTE HİZMET TÜRLERİ. Abdullah ATLİ

KKTC MİLLİ EĞİTİM VE KÜLTÜR BAKANLIĞI

İŞİTME ENGELLİLER İLKOKULLARI VE ORTAOKULLARI HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

D. KODU DERSİN ADI AKTS TUK SORUMLUSU EGT5037 Program Geliştirme ve Değerlendirme Yrd. Doç. Dr. Mustafa ERSOY

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ORTAÖĞRETİM KURUMLARI HAFTALIK DERS ÇİZELGELERİNDE YER ALAN DERSLERİN UYGULANMASINA YÖNELİK AÇIKLAMALAR

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

T.C. KÜTAHYA VALİLİĞİ LALA HÜSEYİN PAŞA İLKOKULU MÜDÜRLÜĞÜ. Okulumuzdan haberler "AİLEMLE OKUYORUM" PROJESİ "AİLEMLE OKUYORUM" PROJESİ

YAŞAM İÇİN EĞİTİM. Lena Merkle Yeşildağ - Cavit Yeşildağ

DARICA ANADOLU LİSESİ 9. SINIF REHBERLİK PLANI

T. C. YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ Eğitim Bilimler Enstitüsü

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

DERSİN ADI SAATİ TÜRKÇE 6 MATEMATİK 5 FEN BİLİMLERİ 4 SOSYAL BİLGİLER 3 İNGİLİZCE 10 DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ 2 GÖRSEL SANATLAR 1 MÜZİK 1

Otomotiv Mühendisliğinde Mekatronik (MECE 451) Ders Detayları

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

DÖNEM SONU İTİBARİYLE YAPILMASI GEREKENLER

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Transkript:

KESİNTİLİ ON İKİ YILLIK ZORUNLU EĞİTİM MODELİNDE SEÇMELİ DERSLER SEMPOZYUMU 24-25 HAZİRAN 2013, VAN EDİTÖRLER Yrd.Doç.Dr. Fuat TANHAN Yrd.Doç.Dr. Celal ASLAN Yrd. Doç. Dr. Necdet TAŞKIN

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yayınları; No. 53 Eğitim Bilimleri Enstitüsü Yayınları; No. 2 1. Basım : Mayıs 2014 Copyright Yüzüncü Yıl Üniversitesi ISBN 978-975-7616-53-5 Sipariş ve Bilgi İçin Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Zeve Kampüsü 65080 VAN Tel.: (0432) 225 16 34 egitimbilens@yyu.edu.tr Grafik&Tasarım www.kitapdergitasarim.com Tel.: (0532) 203 08 40 Baskı Bizim Büro Basımevi Gazi Mustafa Kemal Bulv. No:32/C Çankaya / Ankara Tel.: (0312) 229 99 28

İÇİNDEKİLER Kesintili On İki Yıllık Zorunlu Eğitim Modelinde Seçmeli Dersler Sempozyumu Kurulları... IV Kesintili On İki Yıllık Zorunlu Eğitim Modelinde Seçmeli Dersler Sempozyumu Programı... VI Sunuş Yazıları... 1 Yeni Türkiye de Seçmeli Ders Uygulamaları: Din ve Eğitimi Sorunu Doç. Dr. Erdal BAYKAN... 4 Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bağlamında Seçmeli Ders Uygulamalarına İlişkin Bir: Değerlendirme: Öğrenci Merkezli Eğitim Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN... 7 2005 Yılından Beri Seçmeli Dersler Mehmet ÇELİK... 12 Seçmeli Derslerin İşlevselliği ve Öğretmen Görüşleri Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA - Arş. Gör. İshak KOZİKOĞLU... 17 Temel Hak ve Özgürlükler Bağlamında Seçmeli Dersler ve Çocuk Hakları Doç. Dr. Zihni MEREY... 29 Meslek Lisesi Öğretmenlerinin Seçmeli Ders Uygulamalarına Yönelik Görüşleri: Eğitsel Rehberlik Açısından Bir Değerlendirme Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN - Mehmet Serkan ZİREK... 32 Okul İdarecilerinin Gözüyle Seçmeli Ders Uygulaması Yrd. Doç. Dr. Kemal KAYA... 40 Kürtçe Seçmeli Ders Uygulaması Übeydullah PİLATİN... 47 Seçmeli Ders Uygulamasının Sosyal ve Pedagojik Temelleri ve Yansımaları Doç. Dr. Hasan Basri MEMDUHOĞLU - Arş. Gör. M. Mehmet MAZLUM... 51 Öğretmen Perspektifinden Seçmeli Ders Uygulaması: Problemler ve Çözüm Önerileri Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA - Arş. Gör. Osman TAT... 62 Ortaokul Müdürlerinin Seçmeli Derslere Yönelik Tutumlarının İncelenmesi Rezzan UÇAR - Yusuf İPEK - İbrahim Halil UÇAR... 72 Öğretmenlerin, İdarecilerin ve Okul Psikolojik Danışmanlarının Ortaokullarda Seçmeli Ders Sürecine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi: Van İli Örneği Arş. Gör. Selami TANRIVERDİ - Arş. Gör. Ferhat KARDAŞ... 80 Rehberlik İlkeleri Açısından Seçmeli Ders Sürecinin Öğretmen Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi Uzm. Engin TURĞUT... 86 Seçmeli Ders Eğitiminde Ortaya Çıkan Yeni Eğilimler ve Bu Eğilimlerin Amerika ve İngiltere deki Eğitim - Öğretim Ortamlarındaki Yansımaları: Sinirbilimsel ve Dinbilimsel Bir Değerlendirme Öğr. Gör. Mehmet Şirin DEMİR - Nevzat KAZAK - Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA... 94 AB Üyesi Ülkelerde Seçmeli Dersler: -Danimarka, Fransa, İspanya, Almanya, İtalya ve Hollanda Örneği- Özlem ALAV - Hayriyye SOYALP - Emine Esra KAZANCI... 99 Türkiye de ve Dünya da Seçmeli Dersler: PISA ve TIMSS Sınavlarının Etkililiği Serkan ÇİFTÇİ - Halil İbrahim ÖZOK...112 Matematik Uygulamaları Dersi ve Ders İçeriğinin Öğrenci Seviyelerine Uygunluğu Kenan ALMAS... 124 Kesintili On İki Yıllık Zorunlu Eğitim Modelinde Seçmeli Dersler Sempozyumu Sonuç Bildirgesi. 128 Sempozyumdan Görüntüler... 132

KESİNTİLİ ON İKİ YILLIK ZORUNLU EĞİTİM MODELİNDE SEÇMELİ DERS UYGULAMALARI SEMPOZYUMU SEMPOZYUMA DESTEK VEREN KURUMLAR Van Valiliği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü Van İl Millî Eğitim Müdürlüğü Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı SEMPOZYUM ONUR KURULU Münir KARALOĞLU (Van Valisi) Prof. Dr. Peyami BATAL (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü) Prof. Dr. İsmail ÇELİK (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı) Mucip KINA (Van İl Milli Eğitim Müdürü) Dr. Emin Yaşar DEMİRCİ (DAKA Sekreteri) SEMPOZYUM DÜZENLEME KURULU Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN (Başkan / Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü) Yrd. Doç. Dr. Ahmet YAYLA (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı) Yrd. Doç. Dr. Necdet TAŞKIN (Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı) Yrd. Doç. Dr. Celal ASLAN (Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı) Yrd. Doç. Dr. Eylem KILIÇ (YYÜ Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölüm Başkanı) Yrd. Doç. Dr. Ömer ÇİFTÇİ (YYÜ Yaşayan Diller Enstitüsü Müdür Yardımcısı) Muhlis CEYLANİ (Van İl Millî Eğitim Şube Müdürü) Ali İhsan YILDIZ (Van İl Millî Eğitim Şube Müdürü) IV

SEMPOZYUM BİLİM KURULU Prof. Dr. İsmail ÇELiK Prof. Dr. Halil IŞIK Prof. Dr. Tunay BiLGİN Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ Prof. Dr. M. Maşuk KÜÇÜK Doç. Dr. Erdal BAYKAN Doç. Dr. Fethi SOYALP Doç. Dr. H. Basri MEMDUHOGLU Doç. Dr. Atilla TEMUR Doç. Dr. Hasan GENÇ Doç. Dr. Murat ÜNAL Doç. Dr. Eray ÇELİK Doç. Dr. Zihni MEREY Yrd. Doç. Dr. Mustafa TATAR Yrd. Doç. Dr. Mustafa ERDEM Yrd. Doç. Dr. Ahmet AKBABA Yrd. Doç. Dr. Eylem KILIÇ Yrd. Doç. Dr. Gürol ZIRHLIOĞLU Yrd. Doç. Dr. Hayati ÇAVUŞ Yrd. Doç. Dr. Murat ÖZTÜRK Yrd. Doç. Dr. Kemal EROL Yrd. Doç. Dr. Muzaffer SELÇUK Yrd. Doç. Dr. Bayram TEMUR Yrd. Doç. Dr. Ahmet SELÇUK Yrd. Doç. Dr. Zeynel BOYNUKARA Yrd. Doç. Dr. Çetin GÜLER Yrd. Doç. Dr. Sevgi AYDIN Yrd. Doç. Dr. Serap YÜKRÜK Yrd. Doç. Dr. Asiye PARLAK RAKAP Yrd. Doç. Dr. Elif KAVAL OĞUZ Yrd. Doç. Dr. Recep TAŞ Yrd. Doç. Dr. Ertan ZERAYAK Yrd. Doç. Dr. Fethi DEMİR Yrd. Doç. Dr. Hanife CAN ŞEN SEMPOZYUM SEKRETARYA Servet Can (Eğitim Bilimleri Enstitüsü Sekreteri) Araş. Gör. Ferhat KARDAŞ Araş. Gör. Selami TANRIVERDİ Araş. Gör. Şule BAŞTEMUR Araş. Gör. Muhammed M. MAZLUM Uzman Engin TURGUT Yrd. Doç. Dr. Ömer ÇİFTÇİ V

KESİNTİLİ ON İKİ YILLIK ZORUNLU EĞİTİM MODELİNDE SEÇMELİ DERS UYGULAMALARI SEMPOZYUMU (24-25 HAZİRAN 2013) Sempozyum Programı Saatler I. GÜN 09:30-10:00 Açılış ve Sempozyuma Kayıt Açılış Konuşmaları Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN (Düzenleme Kurulu Adına), Dr. Emin Yaşar DEMİRCİ (Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı Adına), 10:00-10:45 Mucip KINA, (Milli Eğitim Müdürlüğü), Prof.Dr. Peyami BATTAL (YYU Rektörü), Münir KARALOĞLU (Van Valisi) 10:45-11:00 Çay Arası I. OTURUM SEÇMELİ DERSLERE İLİŞKİN FARKLI PERSPEKTİFLER MODERATÖR: Doç.Dr. Hasan Basri MEMDUHOĞLU 11:00-12:30 Yeni Türkiye de Seçmeli Ders Uygulamaları: Din ve Eğitimi Sorunu Erdal BAYKAN Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bağlamında Seçmeli Ders Uygulamalarına İlişkin Bir Değerlendirme: Öğrenci Merkezli Eğitim Fuat TANHAN Eğitim Sisteminin İnsanileştirilmesi Temelinde Seçmeli Ders Uygulamalarına Bakış Necdet TAŞKIN Bir Model Önerisi Olarak Girişimcilik Dersi M. Emin Çakay TARTIŞMA: Soru-Cevap 12:30-14:00 Yemek Arası II. OTURUM OKULLARDA SEÇMELİ DERS UYGULAMALARI MODERATÖR: Prof. Dr. Nasip DEMİRKUŞ Millî Eğitimdeki Seçmeli Derslerin İl Millî Eğitim Müdürlüğü Gözüyle Değerlendirmesi Ali İhsan YILDIZ. Muhlis CEYLANİ 14:00-15:00 2005 Yılından Beri Seçmeli Dersler Mehmet ÇELİK Seçmeli Derslerde Denetim ve Rehberlik Kıyasettin KIREKİN Seçmeli Derslerin İşlevselliği ve Öğretmen Görüşleri İshak KOZİKOĞLU, Ahmet YAYLA VI

15:00-15:15 Çay Arası 15:15-16:15 Saatler III. OTURUM: SEÇMELİ DERS UYGULAMALARININ İZDÜŞÜMÜ MODERATÖR: Yrd. Doç. Dr. Eylem KILIÇ Temel Hak ve Özgürlükler Bağlamında Seçmeli Dersler ve Çocuk Hakları Zihni MEREY Seçmeli Bilişim Dersleri Çetin GÜLER Okul İdarecilerinin Gözüyle Seçmeli Ders Uygulaması Kemal KAYA Kürtçe Seçmeli Ders Uygulaması Ubeydullah PİLATİN II. GÜN IV. OTURUM: SEÇMELİ DERS UYGULAMALARININ DEĞERLENDİRİLMESİ MODERATÖR: Doç. Dr. Fethi SOYALP Seçmeli Ders Uygulamasının Sosyal ve Pedagojik Temelleri ve Yansımaları Hasan B. MEMDUHOĞLU, Muhammet M. MAZLUM 09:30-10:45 Öğretmen Perspektifinden Seçmeli Ders Uygulaması: Problemler ve Çözüm Önerileri Ahmet YAYLA Sinirbilimsel Eğitimin Seçmeli Ders Ortamlarına Uyarlanması M. Şirin DEMİR 10:45-11:00 Çay Arası Seçmeli Dil ve Anlatım Derslerine Genel Bir Bakış Celal ASLAN V. OTURUM: YÖNETİCİ VE ÖĞRETMEN GÖZÜYLE SEÇMELİ DERSLER MODERATÖR: Yrd. Doç. Dr. Hanife Can ŞEN Öğretmen Perspektifinden Seçmeli Ders Uygulamalarındaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri Osman TAT Ortaokul Müdürlerinin Seçmeli Derslere Yönelik Tutumlarının İncelenmesi Rezzan UÇAR, Yusuf İPEK, İbrahim Halil UÇAR 11:00-12:20 Öğretmenlerin, İdarecilerin ve Okul Psikolojik Danışmanlarının Ortaokullarda Seçmeli Ders Sürecine İlişkin Görüşlerinin İncelenmesi: Van İli Örneği Selami TANRIVERDİ, Ferhat KARDAŞ Meslek Lisesi Öğretmenlerinin Seçmeli Ders Uygulamalarına Yönelik Görüşlerinin Eğitsel Rehberlik Açısından Değerlendirilmesi Fuat TANHAN, Mehmet Serkan ZİREK Rehberlik İlkeleri Açısından Seçmeli Ders Sürecinin Öğretmen Görüşleri Doğrultusunda Değerlendirilmesi Engin TURĞUT 12:20-14:00 Yemek Arası VII

VI. OTURUM: DÜNYADA VE TÜRKİYE DE SEÇMELİ DERS UYGULAMALARI MODERATÖR: Yrd. Doç. Dr. Raşit KOÇ 14:00-15:00 Seçmeli Ders Eğitiminde Ortaya Çıkan Yeni Eğilimler ve Bu Eğilimlerin Amerika ve İngiltere deki Eğitim - Öğretim Ortamlarındaki Yansımaları: Sinirbilimsel ve Dinbilimsel Bir Değerlendirme M. Şirin DEMİR, Nevzat KAZAK, Ahmet YAYLA AB Üyesi Ülkelerde Seçmeli Dersler: -Danimarka, Fransa, İspanya, Almanya, İtalya ve Hollanda Örneği- Özlem ALAV, Hayriye SOYALP, Emine Esra KAZANCI Türkiye ve Dünya daki Seçmeli Dersler: PISA ve TIMSS Sınavları Etkililiği Serkan ÇİFTÇİ, Halil İbrahim ÖZOK Matematik Uygulamaları Dersi ve Ders İçeriğinin Öğrenci Seviyelerine Uygunluğu 15:00-15:15 Çay Arası 15:15-15:45 Kenan ALMAS KAPANIŞ OTURUMU Doç. Dr. Hasan Basri MEMDUHOĞLU Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN Şube Müdürü Muhlis CEYLANİ 15:45-16:00 Plaket ve Katılım Belgelerinin Sunumu VIII

SUNUŞ Günümüz eğitim uygulamaları, önceki dönemlerle kıyaslandığında demokratik ve öğrenci merkezli bir anlayışla yürütülmektedir. Bu doğrultuda kurgulanan eğitim sistemimiz; öğrenci, veli ihtiyaçlarını ve taleplerini olabildiğince dikkate alan bir anlayışla yapılanmaktadır. Eğitim sistemimizde 2005 yılından bu yana uygulanan seçmeli derslerin, bu gün itibariyle hem sayısında hem de niteliğinde önemli artışlar meydana gelmiştir. Bu nedenle seçmeli derslerin uygulamalarına ilişkin daha kapsamlı ve ayrıntılı düşünülmesinde yarar vardır. Yapılan alan taraması sonucunda ülkemizde henüz seçmeli dersler üstüne kapsamlı çalışmaların olmadığı görülmektedir. Bu yönüyle Üniversitemizin Eğitim Bilimleri Enstitüsünce organize edilen Kesintili On İki Yıllık Zorunlu Eğitim Modelinde Seçmeli Dersler Sempozyumu seçmeli dersler üstüne organize edilen ilk bilimsel, geniş katılımlı toplantıdır. Bu toplantının, başta seçmeli derslerin niteliğinde önemli artışlara vesile olmasını ve seçmeli derslere ilişkin gerçekleştirilecek diğer bilimsel toplantılara ilham vermesini diliyorum. Sempozyuma çok değerli bildirileriyle destek olan, dinleyici olarak katılan öğretmen ve akademisyenlere; Sempozyumun gerçekleştirilmesine desteklerini esirgemeyen Sayın Rektörüm Prof. Dr. Peyami BATTAL a ve sempozyumun organize edilmesi sürecinde geceli gündüzlü çalışan emeklerini bolca ortaya koyan mesai arkadaşlarıma içten teşekkürlerimi sunarım. Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN Sempozyum Düzenleme Kurulu Bşk. 1

Son dönemlerde Millî Eğitim Bakanlığının çalışmalarıyla ortaya konan yapılandırıcı eğitim modeliyle beraber birçok paradigma değişimi yaşanmıştır. Bakanlık teşkilatı yapılanması ile ulaşılabilir ve daha hızlı hareket eden bir yapı oluşturulurken FATİH projesi ile eğitimin niteliği ve fırsat eşitliği sağlanmaya çalışılmıştır. 12 yıllık zorunlu eğitimle çocuklarımızın dünya ülkeleri ile rekabet edebilen, gelişmiş ülkeler seviyesinde eğitim almaları hedeflenmiştir. Bu kapsamda ülkemizde meydana gelen gelişme ve değişim paralelinde daha katılımcı daha demokratik bir toplum adına çocuklarımızın da esnek ve tercihlerine göre yetiştirilmeleri için seçmeli ders havuzu genişletilmiş ve İnsan Hakları ve Demokrasi, Kuran-ı Kerim, Hz. Peygamberimizin Hayatı, Arapça, Mahalli Dil ve Lehçeler gibi daha birçok ders sisteme dahil edilmiştir. Söz konusu seçmeli ders uygulamaları ile ilgili olarak bu sempozyum Millî Eğitim Bakanlığı ve üniversitemizin işbirliğini yansıtan güzel örneklerden biri olmuştur. Paradigma değişimlerinin hızlı olduğu uygulamalarda bazı sorunların ortaya çıkması her zaman olağandır ve toplum algısında eksikliklere de neden olabilmektedir. Sempozyumda sunulan bildiriler ve sempozyumun çok faydalı bir platform olarak konu ile ilgili tartışmalara tanıdığı olanak uygulamada meydana gelen sorunların tespiti, çözüm önerileri ve sağladığı değerlendirmeler eğitimle ilgili tüm paydaşlara ışık tutacaktır. Sempozyumun hazırlanmasında ve sempozyumun çıktılarını bir yayına dönüştürme hususunda gösterdikleri çaba ve özveri dolayısıyla katkıda bulunan herkese çok teşekkür ediyorum. Mucip KINA Van İl Millî Eğitim Müdürü 2

Üniversiteler akademik çalışmalarla eğitim meselelerinin her aşamasında etkin rol alması beklenen kurumlardır. Üniversitemiz bu anlamda hem yerel hem de ulusal ölçekte bu duyarlılıkla akademik çalışmalarına devam etmeyi asli vazifesi olarak kabul etmektedir. Bu çerçevede ev sahipliği yaptığımız bu sempozyum ile Millî Eğitim Bakanlığınca uygulamaya konan seçmeli dersleri hem akademik hem de uygulama boyutlarıyla irdelemeyi hedefledik. Millî Eğitim mensupları ve üniversitemizin akademisyenlerinin işbirliği ile gerçekleştirilen sempozyumda seçmeli ders uygulamaları çeşitli yönleriyle tartışmaya açılmış ve henüz yeni sayılabilecek söz konusu uygulamalar mevcut pratikler üzerinden incelenmeye çalışılmıştır. Eğitim ve öğretime ilişkin çalışmalar sorun odaklı olmakla yetinmeyerek güncel uygulamaları da zaman kaybetmeden incelemeyi alışkanlık haline getirmelidir. Bu bağlamda Millî Eğitim Müdürlüğümüz ve sempozyumu organize eden Eğitim Bilimleri Enstitüsünün iş birliği ile gerçekleştirilen sempozyum seçmeli derslerin uygulama sürecine ilişkin eş zamanlı bir yaklaşımla bakmaya, sorun ve çözüm önerilerini bu anlayışla ortaya koymaya çalışmıştır. Sempozyumda sunulan bildiriler ile sorun ve çözüm önerilerini içeren sonuç bildirgesini içeren bu yayının ilgili tüm birimlere yararlı olacağı umuduyla katkıda bulunan tüm kişilere teşekkür ediyorum. Prof. Dr. Peyami BATTAL Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü 3

Yeni Türkiye de Seçmeli Ders Uygulamaları: Din ve Eğitimi Sorunu Doç. Dr. Erdal BAYKAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Felsefesi ABD Sempozyumun amacında da belirtildiği üzere son birkaç yıldır Eğitim Sisteminde önemli değişimler yaşanmaktadır. Bu değişimlerden biri de eğitimin 4+4+4 hayata geçirilen kesintili zorunlu on iki yıllık eğitim modelidir. Bu modelin getirdiği en önemli yenilik öğrencilerin ilgi ve yetenekleri çerçevesinde sistemin belirlediği birçok seçmeli dersi seçebilmeleridir. En başta ifade etmek gerekir ki, bu çağdaş ve demokratik bir adımdır. Çünkü bu güne kadar uygulanmış olan tek tipçi ve alternatifsiz modeller insanların yaratıcılığına ve öznelliğine yönelik olumsuzluklar içermekle kalmamış birbirlerine ve farklılıklara karşı tahammülsüz tedirgin bireyler yetişmesine de neden olmuştur. Bu nedenle insanların kişisel tercihlerini yapabilmeleri sadece çağdaş bir uygulama değil aynı zamanda sağlıklı birey ve toplum olabilmek için de bir zorunluluk olmaktadır. Seçmeli Ders Uygulaması böylesine doğru ve önemli bir uygulama olmasına karşın niteliği, getirileri, sıkıntıları ve çözüm önerilerinin tartışılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bugün burada Eğitim Bilimleri Bakış Açısıyla kesintili oniki yıllık eğitim modelinde seçmeli ders uygulamasına ilişkin olarak uzmanlığın önemi hususunda bir takım konuların altını çizmeye çalışacağım. Bilindiği üzere Seçmeli Ders Alanlarından bir tanesi de: Din, Ahlak ve Değerler alanıdır. Bu bağlamda Kuran-ı Kerim dersi, Hz Muhammedin Hayatı dersi ve Temel Dini Bilgiler dersi ismiyle üç tane önemli ders konulmuştur; Diğer seçmeli ders alanlarının hepsi de çok önemli olmakla birlikte benim baktığım perspektiften bu dersler en önemlileri olarak görülmektedir. Şöyle ki, birçoğumuzun onaylayacağı üzere modern insanın en temel problemi anlamsızlıktır. Hayatın, var oluşun, benin anlamı hususunda ciddi travmalarla yüzyüze olan modern insan sekülerleşmenin travmatik sonuçlarına korkunç olarak tanımlayabileceğimiz bilimsel ilerleme ve teknolojisiyle çare bulamamaktadır. Bu durum varoluşun tesadüflere ve sıradanlıklara indirgenmesiyle birlikte kurgulanan bir paradigmanın kaçınılmaz sonucu olarak bütün bir insanlığı kuşatmaktadır. Ben bir ilahiyatçı olarak modern insanı bu daralmışlıktan kurtarabilecek yegane imkan olarak alemlerin Rabbinin varlığının yüreklerde yeniden keşfedilmesi gerektiği hakikatini hatırlatmak isterim. 4

Aslında daha doğru bir ifadeyle insana şah damarından daha yakın olan Allah ın sonsuz varlığının rahmet ve bereketinin kainatı kuşatmaya devam ettiğini evet yeniden hatırlamak gerekir. Bunun içinde yaşanmakta olan anlamsızlığın ve yalnızlığın ancak fıtratla buluşulduğunda yok olacağını bir postüla olarak kabul eden eğitim felsefesi yönelimine ihtiyaç vardır. Peki bu nasıl olacaktır. Bunun birinci adımı genç adama bunu keşfedebileceği imkanların sunulmasıdır ve bu adım atılmıştır. Seçmeli dersler uygulaması bağlamında din ve değerlere ilişkin dersler bu imkanın keşfi için doğru bir düzenleme olmuştur. Ama dersleri müfredata eklemek tek başına yeterli değildir, süreç kimi zaman arzu edilenden tersi çıktılara da neden olabilmektedir. Böylesi bir istenmeyen sonuçla karşılaşmamak için konunun üzerinde ciddiyetle durmak sadece epistemolojik bir zorunluluk değil ontolojik bir gerekliliktir. Bu nedenle böylesi bir sempozyumun gerçekleşmesini sağlayan herkesi tebrik ediyorum. Ve ben hızlıca bizleri bekleyen sorunları maddelemek istiyorum: Birincisi bu dersleri kim verecek? Yani derslere girecek kimselerin yeterliliği sorunu. Bugün bir ilahiyatçı olarak, öz eleştiri yaparak konuşmak gerekirse, bizlerin, topluma dini anlatmakla yükümlü olan bizlerin, dinle kurduğumuz ilişki bir çok açıdan sorunlu iken ne dini formasyonu ne de pedegojik formasyonu tam olmayan eğitmenler eliyle verilecek dersler olumlu katkılar yapamayacaktır. Tam aksine günümüz insanını belki yegane imkanından mahrum bırakacak kadar olumsuz sonuçları olabilecektir. Bu nedenle herhangi bir din görevlisinin ya da dine ilişkin bir şeyler bildiği düşünülen kimselerin bu derslere eğitmen olarak verilmesi baştanbaşa sakıncalı olabilecektir. Öyleyse bu derslere pedegojik ve dini fomasyonunu tamamlamış kimseler yani ilahiyat mezunu öğretmenler girmelidir. Çünkü dine ilişkin bir ders verecek olan kişinin sahih dini bilgilere sahip olması yanında bu kişinin çevresiyle sağlıklı iletişim kurabilecek kadar çağını ve muhataplarını tanıyan medeni bir insan olması da zorunluluktur. Bu bahsettiğimiz yeterliliklere sahip İlahiyat Fakültesi mezunları da bir kısmına değinme imkanı bulabileceğimiz şu hususları dikkate almak durumundadırlar. Allah ın rahmet ve bereketiyle gençler arasındaki modern putları sevgi ve merhametle kırabileceğinin bilincinde olmayan, dine ilişkin bilgilerin sadece dil ile, söz ile ulaştırabileceğini düşünen, sözü de korkutmaya ya da yasaklamaya ayarlı kelimeler üzerine bina eden bir eğitmenin bunu başaramayacağı aşikardır. Din bir armağandır. Din Allah ın insana bir armağanıdır. İnsanın; hayatı anlamlı, huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşayabilmesi için yaratıcı tarafından gönderilmiştir. Huzur ve mutluluk; eşitlik, özgürlük, güven ve adaletle oluşur. Yani insanın huzuru ve mutluluğu hayatını güven içerisinde özgür ve eşit bir şekilde yaşamasıyla oluşur. Din Allah ın insanın özgürlüğünü garanti altına alması anlamına gelmekteyse de insanın özgürlüğü için var olan din insanı insana kul eden bir cendereye dönüşebilmektedir. Bunun nedeni eksik ve yanlış din anlayışlarıdır. Bu sapmalar ve sapkın yönelimler eksik bilgilerden neşvü nema bulabilmektedirler. Böylesi bir yozlaştırıcı etkiden kurtulabilmenin yegane yolu sahih dinin özgür dünyasıyla tanışmaktan geçmektedir. Kendisi dinin insana sunduğu bu özgürlüğü keşfedememiş din malumatfuruşlarının dine ve topluma verdiği ve vereceği zarar en az din düşmanları kadardır. Bu nedenle dine ilişkin eğitimle görevli olabilecek kimselerin eğitimi toplumun en çok önem vermesi gereken bir konudur. 5

Bu anlamda Ülkemiz için imam-hatip liseleri ve ilahiyat fakülteleri büyük bir imkandır. Her iki kurumun varlığı sahih dini bilginin topluma aktarılması hususunda elzemdir. Bu hakikat her iki kurumun bu görevi hakkıyla yerine getirdiği anlamına gelmemektedir. Çünkü imam-hatipli ve ilahiyatlı bireylerin toplumla kurdukları ilişki komplekslerden arınmış, ideolojik ve mukallitlikten kurtulmuş bir seviyede değildir maalesef. Her iki kurumun bu kompleksleri bir an önce üzerinden atarak toplumun bütün kesimleriyle sağlıklı bir diyaloğa girebilecek bir dili edinmesi gerekmektedir. Bunları söylerken her iki kurumun müntesiplerinin maruz bırakıldıkları resmi/gayri resmi aşağılamaları unutmuş değiliz. Ancak son on yıldır doğal ve doğru olanı yapmaya çalışan bir irade devleti yönetmektedir. Bu nedenle bu kurumlarımız artık sızlanma, içine kapanma ve dışlama gibi varoluşuna aykırı, savunma refleksleriyle oluşmuş olan tutumlarından arınmalı ve bütün bir insanlığı kucaklayan rahmet diliyle buluşmalıdır. Böylesi bir farkındalık ve yenilenmeyle yetişen kişiler aracılığıyla verilecek olan dersler sadece milletimiz için değil bütün bir insanlık için bir imkan olacaktır. Bu sürecin çok kolay gerçekleşmeyeceğini biliyorum. Bu dili kazanabilmemiz için hem imam-hatiplerde ve hem de ilahiyatlarda okutulmakta olan başta mezhepler tarihi ve kelam olmak üzere ders kitaplarının çoğulcu bir perspektifle yeniden yazılması gerekmektedir. Farklı olanı ötekileştiren, yorum farklılıklarını imanküfür penceresinden okuyarak yetişen bir kimse elbette çokluk içinde birliği gören bir paradigmaya sahip olamaz. Çevremizde tanık olduğumuz birçok olay ve yaşanmışlık din adına yapılan baskının ilerleyen evrede ne büyük olumsuzluklara yol açmış olduğunu göstermektedir. Dine mesafeli duran insanların çocukluğuyla alakalı bir travma sonucu böylesi bir konuma itildikleri, bu travmanın faillerinin ise ya aile anne baba baskısı ya da cami hocası veya din kültürü öğretmeni olduğunu üzülerek hepimiz bilmekteyiz. Seçmeli ders uygulamasıyla birlikte sayısı artan bu dersleri üstlenen arkadaşlarımızın durumun bilincinde olarak çok özenli olmaları baskı ya da zorlamaya dayalı bir yönteme hiç başvurmamaları gerekmektedir. Bu dersleri üstlenen arkadaşlarımız bilgiden daha çok sevginin etkisini hesaba katarak, merhametle muamele eden, bağışlayan, öğrenci öğretmen ilişkisinin boyutlarını derinleştirerek arkadaş, aile dostu, dert ortağı olabilmelidirler. Çünkü din ve değerler başlığı altında toplanan derslerin temel çıktısı dine, Kuran a ve Peygambere karşı sevgiyi artırmaktır. Malumat ikincildir. Seçmeli derslerin not kıskacında olmaması önemlidir. Ama büyük bir yarış olarak kurgulanan eğitim sistemimizde bu derslerin gerekli önemi görebilmesi için bir takım teşvik edici tedbirler düşünülmelidir. Mesela onur belgesi, gezi, sinema, tiyatro vb. etkinlikler teşvik edici olabilir. Kur an okumayı veya Peygamberimizin Hayatını öğreteceğiz diye çocuklara baskı yapmak onları dinden soğutacaktır. Yine bilinmelidir ki bu çocuklar dijital çağda ve Yeni Türkiye de doğmuşlardır. Yeni Türkiye kendine güvenen, dünyada yükselen bir değer olan, bütün bir dünyanın yoksullarına ulaşmaya çalışan, sosyo-ekonomik sorunlarını hızla aşmaya başlayan, kendine güvenen bir Türkiye dir. Öyleyse bizlerin bu çağın kavramlarından haberdar olarak, muhataplarımızın böylesi bir haleti ruhiyede olduğunu dikkate alan, geçmişin ezikliklerini geçmişte bırakan, kendine güvenen, paylaşımcı, demokratik, hakkı ve adaleti gözeten, herhangi bir cemaati ya da gurubu değil Allah ve Resulünü önceleyen bir din diline sahip olmamız gerekmektedir. 6

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Bağlamında Seçmeli Ders Uygulamalarına İlişkin Bir Değerlendirme: Öğrenci Merkezli Eğitim Yrd. Doç. Dr. Fuat TANHAN Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Psikolojik Danışma ve Rehberlik ABD, ftanhan@yyu.edu.tr Giriş Modern eğitimin tarihi, çatışmaların tarihidir. İlahi olanla bağını koparmış toplumda, ulus adına kutsallaştırılmış devletin erkiyle yürütülen eğitime yönelik tepkiler kısa süre sonra kendini göstermiştir. Devletin mutlak erkine eğitim alanında karşı çıkmanın bir yansıması olan eleştirel pedagoji, özü itibariyle devletin zorladığı eğitim müfredatını reddetme üstüne kuruludur. Başka bir ifadeyle devlet değil, ben karar vermeliyim çocuğumu nasıl yetiştireceğime diyen bireylerin zorunlu eğitime karşı kendilerini ifade alanıdır eleştirel pedagoji. Bu alan Ivan Illich in Okulsuz Toplum olarak betimlediği anarşist modelinden Paulo Ferrier in Ezilenlerin Pedagojisi ne geniş bir yelpazeyi kapsar. Günümüz modern eğitim uygulamalarına bakıldığında, mücadeleyi ulus adına gücü elinde bulunduran devletlerin kazandığı söylenebilir. Ancak, seçmeli dersler ve bireyselleştirilmiş eğitim programları uygulamaları kısmen eleştirel pedagojinin de kendini eğitim alanının içinde yer edindiği anlamına gelebilir. Bu bağlamda seçmeli dersler modern eğitim tarihindeki yerinin doğru okunması oldukça önemlidir. Psikolojik danışma ve rehberlik alanın verileri doğrultusunda seçmeli ders uygulamalarının kuramsal ve pratik yönünün değerlendirileceği bu çalışma, dört başlık altında inşa edilecektir. Bunlardan ilki Ara Formül: Seçmeli Derler başlığını taşımaktadır. Bu başlık altında eleştirel pedagojiden, demokratik eğitime geçişte ara bir yer olarak seçmeli dersler irdelenecektir. Birey merkezli eğitim: Bireyselleştirilmiş eğitim programları başlığı altında program geliştirmenin psikolojik temelleri tartışmaya açılacaktır. Her derde deva: eğitim şart başlığı altında eğitim alanında seçmeli derslerin yarattığı sorun alanı betimlenmeye çalışılacaktır. Dördüncü ve son başlık olarak Sonuç yerine: paradigma değişimi belirlenmiştir. Bu başlık altında seçmeli ders uygulamalarının mevcut sorun alanlarının çözümü ele alınarak tartışılmaktadır. İlk iki başlık genel olarak kuramsal çerçeveyi sunabilmek amacıyla yapılandırılmıştır. Buna karşın üçüncü ve dördün- 7

cü başlıklarda psikolojik danışma ve rehberlik bakış açısıyla seçmeli ders uygulamasının sorun alanlarının olumsuz izdüşümleri ve çözüme giden bir yol haritası ortaya konmaya çalışılmıştır. Ara Formül: Seçmeli Dersler Dünyada demokrasi ve özgürlük hareketlerinin gelişmesi, varoluşçu felsefelerin etkisiyle bireysel sorumluluğun grup içinde kaybolamayacağı gerçekliğinin pekişmesi gibi hareketlere bağlı olarak devlet eliyle yürütülen eğitime yöneltilen eleştirilerde niteliksel bir artış meydana gelmiştir. Bilindiği üzere Reform hareketleri ve Fransız İhtilali öncesinde imparatorluklar çok uluslu, çok hukuklu bir yapı göstermekteydi. Krallar Tanrı adına hareket eder meşruiyetlerini buradan alırlardı. Ancak, daha sonraları, ulusların devletleşmesi ulusa atfedilen kutsiyet, devletlerin meşruiyet zeminine dönüştü. Bu paralelde eğitim, bireyi geliştiren ve mutlu eden değil, bireyi devlete uyduran devletlerin birer ideolojik aletine dönüştü. Konuyla ilgili olarak Fikret Başkaya nın Paradigmanın İflası ve Resmi İdeolojiye Giriş adlı kitabı okunabilir. Eğitimin, ulus ideolojisini benimsemiş bireyleri yetiştirme aracına dönüşmesiyle birlikte, kendi çocuğu üzerindeki denetimi kaybeden ebeveynler, bu eğitime karşı istekliliğini yitirmeye başladılar. Çocuklarını bu zorunlu ve ideolojik eğitim paradigmasından uzak tutma çabasına bağlı olarak farklı uygulamalar da tarih sahnesinde kendisine yer bulmaya başladı. Dünyadaki gelişmelere bağlı olarak ulus temelindeki devletler, eğitim alanındaki hâkimiyet alanına ait meşruiyet zemini savunmada zorlandıkça, eleştirel pedagojinin taleplerine daha fazla yer vermek durumunda kaldı. Buna karşın, ulus devletin devamlılığı bu resmi ideolojinin genç nesillere aktarılmasına bağlı olması gerekliliğine bağılı olarak da ulus devletler, zorunlu eğitim uygulamasından ve zorunlu eğitimin içeriğini doldurmaktan vazgeçmedi. Bunun bir sonucu olarak da çocuk devlet ve ailenin çatışma alanına dönüştü. Bir başka ifadeyle eğitim, ulus devletin hâkimiyetini kaybetmek istemediği fakat bireylerinde kendilerine yer bulmaya çalıştığı bir muharebe alanına dönüştü. Ancak sosyo-ekonomik dünyanın dayatmış olduğu kültürel değişim alanında ortaya çıkan hümanistik felsefenin, psikoloji alanındaki gelişmelerin etkisiyle birey, eğitim alanından daha fazla hak talep etme söylemine daha nesnel gerekçeler geliştirdi. Bununla beraber, bilginin çeşitlenip çoğalması, hızlı değişimi, hareketliliği, teknolojinin ve toplumsal hareketliliğin inanılmaz derecede artması gibi gelişmeler, devletin eğitim üzerinde daha fazla denetim kurma talebini de geri dönülemez biçimde pekiştirmiştir. Homojen toplumların güçlülüğünü, kalıcılığına vurgu yaparak ulus devletler haklı bir zemine oturmayan, kitleler nezdinde haklı olmayan bir meşruiyet alanı oluşturabilmiştir. Ancak, Mc Luhan ın kehaneti doğrultusunda dünyanın evrensel bir köye dönüştüğü günümüz toplumlarına bakıldığında homojenliğin değil, heterojen yapıların dayanırlığını ve güçlülüğünü söz konusudur. Amerika, İsviçre, Kanada, gibi ülkeler güçlü duruşunu kültürel çeşitliliklerinden alırken, savaşın eksik olmadığı birçok Ortadoğu ülkesi, Irak, Suriye, Afkanistan gibi devlet ise ulus devlet geleneğinin dayatmış olduğu homojenliği kan ve gözyaşıyla korumaya çalışmaktadır. Yukarıda ana hatlarıyla özetlenmeye çalışılan sosyo-kültürel ve felsefi yapının oluşmasına bağlı olarak ulus devletler eğitim üzerindeki katı tutumundan vazgeçme gerekliği ile yüzleşmek zorunda kaldı. Tüm bunlar olurken, mutlak özgürlüğün sorun alanlarıyla yüzleşen, dağınık sistematik olmayan eğitimin çocuğun gelecek gereksinimlerini karşılamaktan uzak olduğunu gören, bilgi birikimindeki artış ve çeşitliliğin getirmiş olduğu zorlu eğitim şartlarını gören ebeveynler de, çocuk benim istediğim gibi eğitirim aforizmasında gözlenebilen katı anarjist tutumundan faz geçmek durumunda kalarak, çocukları üzerindeki bazı haklarından istemeye istemeye vazgeçmek durumunda kalmışlardır. İşte ortaya çıkan bu yapı bir demokratik eğitim ideali olarak Seçmeli Ders uygulaması bir ara formül olarak ortaya konmuştur. Bu ara 8

formül, bir taraftan hem ulus devletin zorunlu dersler yoluyla istediğini niteliklerde ki bireyleri yetiştirmesine olanak tanıması; hem de ebeveynlerin seçmeli dersler yoluyla çocuğuna kazandırmak istediğini beceri ve yeterlikleri kazandırabilmesi açısından bir uzlaşı alanı oluşturabilmiştir. Ancak tüm bunlar beraberinden bir nitelik sorununu da beraberinde getirmiştir. Birey Merkezli Eğitim: Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları Seçmeli ders uygulamaları yukarıda özetlendiği üzere eğitimin demokratikleşmesini sağlayan bir araç olarak iş görmektedir. Bu yönüyle değişen sosyo kültürel ve felsefi anlayışlara bağlı olarak kaçılmazdır. Bu kaçınılmazlık yukarıda betimlenmeye çalışıldı. Buna karşın, seçmeli derslerin varlığını dayatan bir başka alan ise psikoloji alanıdır. Psikoloji bilimi bağlamında eğitim psikolojisi alanında ortaya konan bilimsel veriler, her bireyin kendi has özellikler taşıdığını ve birbirine benzerlik göstermediğini bu nedenle de her bireyin öğrenme kapasitesi, yeteneğinin ve ilgisinin birbirinden ayrıştığını göstermektedir. Bu gerçekliğe bağlı olarak, geleneksel öğrenme kuramlarının öngördüğü üzere farklı ilgi, yetenek ve özellikler barındıran bireylerin bir sınıfa konarak aynı programlara tabi tutulması, zaman, emek, kaynak israfına yol açtığı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Söz konusu bilgi, eğitimi yapısal olarak dönüştürmüştür. Bu doğrultuda eğitim programları bu gerçekliğe bağlı olarak zorunlu olarak yapılandırılmıştır. Bireyselleştirilmiş eğitim programları bu yönlü bir zorunluluğun sonucunda ortaya çıkan uygulamalardır. Bireyselleştirilmiş eğitim programları birçok yönden çeşitlilik göstermektedir. Seçmeli dersler bu yönüyle, aynı ilgi ve yeteneğe sahip bireylerin, benzer ihtiyaçlara bağlı olarak aynı sınıfta toplanmalarına olanak sağlamaktadır. Bu perspektiften hareketle seçmeli derler bireyselleştirilmiş eğitim programlarının farklı bir uygulaması olarak karşımızda durmaktadır. Seçmeli ders uygulamaları psikolojik perspektiften sadece bireysel farklılıklara bağlı olarak ortaya konması gereken bir uygulama alanı değildir. Bunun ötesinde bir öğretim ve bireysel gelişim olanağı da sunmasından ötürü de zorunludur. Bilindiği üzere, psikolojinin çağdaş bir armağanı olan, bireysel gelişim, kariyer danışmanlığı vb. gibi kavramların bir dayatması olarak da seçmeli dersler bir zorunluluk haline dönüşmektedir. Bilindiği üzere, bireylerin günümüz dünyasında varolabilmeleri, varlıklarını sağlıklı bir biçimde sürdürebilmeleri, toplumsal uyumları açısından birçok yönden kendilerini geliştirmenin yollarını bulmalarıyla mümkündür. Doğal olarak söz konusu gelişme, bireyin ihtiyaçları doğrultusunda ilgi ve yeteneklerine uygun olarak gerçekleşmelidir. Aksi durum, bireyin mutsuzluğuna neden olabilecektir. Yukarıda betimlenen durumun yanı sıra, meslek edinme sürecinin bir parçası olarak bireyin kendini tanıması, ilgi ve yeteneklerinin farkına varması farklı bilgi ve deneyimleri yaşantılaması gerekir. Bu sürecinin zenginleşmesi ve başarısı adına seçmeli dersler öğrenciye önemli bir kendini tanıma fırsatı sunar. Bu yönüyle zengin bir seçmeli ders yelpazesi öğrenciye kendini tanıması açısından kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bu zorunluluğuna karşın, ayrıntılarını sempozyum bildirilerinde göreceğimiz üzere, seçmeli ders uygulamaları üstüne oturduğu teorik arka palanı tamamıyla yok saymaktadır. Her Derde Deva: Eğitim Şart Eğitimin her derde deva olduğu gerçekliğin ancak bir tarafını oluşturmaktadır. Bu paradigmada insanın doğuştan boş bir levha olarak doğduğunu söyleyen Davranışçı Öğrenme Teorilerine dayanmaktadır. Kabul etmek gerekir ki öğrenmelerimizin ancak bir kısmı davranışçı paradigmayla açıklayabiliriz. Ancak, bunun çok sınırlı bir alan olduğunu ve insanı bütünüyle anlamaktan uzak kaldığını unutmamak gerekir. Bu temelden hareketledir ki bugünün dünyasında davranışçı öğrenme modelleri insani olmamakla yeterince eleştirilere maruz kalabilmektir. Türk Eğitim Sisteminde yakın bir zamanda ortaya çıkan paradigma değişimine karşın, hala zihniyetlerin davranışçı kaldığını gör- 9

mek oldukça üzücü olabilmektedir. Bu statik durum, sadece milli eğitim uygulamalarında değil, akademiyanın değişime ayak uyduramayan akademisyenleri tarafından da sürdürüldüğünü görmek olasıdır. Eğitim fakültelerinde okutulan eğitim derslerinde hala eğitimin tanımının Bireyin davranışlarında istendik yönde kendi yaşantıları yoluyla kalıcı izli davranış değişikliği meydana getirme sürecidir. biçiminde yapılıyor olması bunu oldukça güzel bir biçimde örnekleye bilmektedir. Toplumsal ve bireysel alanda yaşanan her sıkıntının ardından eğitimin niteliği, miktarı tartışılmaya açılmaktadır. Hatta ortaya konan bu tartışmalarda toplumsal bir mutabakat bile gözlemlenebilir. Söz konusu uzlaşı, eğitimin yetersizliği, niteliksizliği üstüne kurulurken, arka planında ise eğitimin ne kadar gerekli olduğu gerçekliğine vurgu yapar. Yani eğer iği bir eğitim olursa her şey günlük güneşlik olacakmış algısı fazlasıyla hakimdir. Bu önem üstüne kurulan anlayışlara bağlı olarak da, eğitim yeniden yapılandırılarak, yeni dersler okutulmaya çalışılarak toplumsal ve bireysel sorunların üstesinden gelinmeye çalışılır. Gerçek şu ki, bu yol yanlış bir yol değildir. Ancak, eksik bir yol dur. Eğitim alanındaki yanlışlıklar ve yetersizlikler günübirlik kararlara bağlı olarak düzelme şansı yoktur. Bu noktadaki başarısızlık, alınan kararların niteliğiyle ilgili olduğu kadar, bir süreklilik göstermemesiyle de ilgilidir. Eğitim alanında alınan kararların olgunlaşması, değişen sosyal, ekonomik, teknolojik ve bilimsel alt yapılara bağlı olarak alınan kararların revize edilerek ihtiyaçlara uydurulması gerekir. Bunun yapılmadığı hatta yapılamadığı durumlarda, eğitim sistemleri yeni yetme bir ergen gibi davranmaktan kendini alı koyamamakta, çok hızlı karar alıp, çok hızlı değiştirme yoluna gidebilmektedir. Bunun bir sonucu olarak da eğitim alanı sürekli olarak bir sorun olanına dönüşerek, siyasal bir arena olarak iktidar mücadelelerine sahne olabilmektedir. Yukarıda ifade edilenlerin yanı sıra birey ya da toplumsal bir soruna her zaman yanlış eğitim olmayabilir. Bazen de eksik eğitimin sonucuna varılabilir. Böylesi durumlarda ilk akla gelen eğitim süresini uzatmak, ders sayısını artırmak veya ders saatlerini çoğaltmak olabilmektedir. Örneğin, çocukların TV Saatlerinde bir fazlalık mı var, veya çocukların TV dan olumsuz etkilendikleri mi düşünülmekte, çözüm belli ve çok kolay, MEDYA OKUR YAZARLIĞI DERSİ. Gerçek şu ki, ortaya konan çözüm çok doğru gözükmekte ve bilimsel paradigmayla da yeterince desteklenebilmektedir. Ancak, sorunun nedenleri hakkında hiçbir şey söylemeyen bu çözüm önerisi bir müddet sonra kendisi bir sorun alanına dönüşebilmektedir. Benzer durumu, bugün okutulan Kürçe, Arapça, Kur an-ı Kerim, Siyer vb. seçmeli derslerin uygulanma sürecinde görebilmekteyiz. Bu dersleri hangi öğretmenler, hangi yeterliğe dayalı olarak nerede, hangi donanım gereksinimleri doğrultusunda hangi içerikle, kime verileceği, hangi hedefler doğrultusunda hangi davranışları kazandıracağı sorgulanmadan atılacak adımlar baştan başarısızlığa mahkum edilmiş demektir. Sonuç Yerine: Paradigma Değişimi Seçmeli dersler bağlamında milli eğitimin birçok sorun olanından söz edilebilir. Öğretmen eksikliği, derslik sıkıntısı, program yetersizliği, vb. Ancak tüm bunlara bağlı olarak ama bunların ötesinde bir zihniyet sorunu olduğunu görmek sorunların çözümünde yararlı olabilir. Bu günkü uygulamalar bağlamında seçmeli derslerin sadece bir formalitenin yerine getirilmesinden ibaret olabilmektedir. Buna bağlı olarak da her seçmeli ders, o dersi alan öğrenciyi okuldan, öğretmenden soğutabildiği gibi, dersin amaçlarına ters kazanımlara da sahip olabilmektedir. Örneğin, seçmelik derslerin seçim sürecinde öğrencinin öğrenciye sorulamadan, karar vermemesi gerekenlerin karar verdiği, bir bakıma zorunlu ders olarak öğrenciye okutulan, ve öğrencinin ilgi alanında kalan dersleri almak durumunda kalması, onu derse ve okula karşı motivayonunu düşürebilmektedir. Kuramsal yönden sağlam temellere dayanan ve eğitim sistemi içinde toplumsal ve bireysel alanda birçok güzelliğe vesile olabilecek seçmeli derlerin yığınla probleme sahip olması tam bir akıl tutulması olarak 10

değerlendirilebilir. Peki bu akıl tutulmasından nasıl kurtulabiliriz? Bunun cevabı problemin ortaya konmasından daha zor. Burada bazı çözüm önerileri sıralanabilir. Ancak, çözüm radikal önlemleri ve kurumlararası güçlü işbirliği gerektirmektedir. Bu nedenle yeni yetme bir ergen tavrıyla çabucak, temellendirilmemiş çözüm önerileri ortaya koymak, soruna gerçek çözüm önerilerini getirmekten uzak olabilir. Bunun yerine çözüme ilişkin bir yol haritasının temel ilkelerini belirlemek daha gerçekçi ve işe yarar olabilir. Söz konusu ilkelerin belirlenmesi ve içselleştirilmesi muhtemel bir zihinsel paradigma değişimini de zorunlu kılacaktır. Bu ilkeler: 1- Seçmeli derslerin gereksiz ve önemsiz bir formalite olduğu zihniyetinden kurtulmak, seçmeli derslerin demokratik eğitimin kaçınılmaz bir parçası olduğunu kabul etmek. 2- Seçmeli derslerin açılması kadar, bunun nasıl belirleneceği, hangi içeriğe sahip olacağı, nasıl yürütüleceği ve hangi donanımları gerektirdiği de önemlidir. Bu nedenle Milli Eğitim Bakanlığının politikaları kalıcı ve uzun vadeli hedefleri olan siyasal yelpazeye göre savrulmayan bir yapıya kavuşturulmalı. 3- Eğitim yöneticileri, veliler, toplum seçmeli dersler bağlamında eğitimin önemine vararak, çocuk üzerindeki hâkimiyet alanının devlet-veli ve birey üçgeninde paylaşılması gerektiğini ve bunun kaçınılmaz olduğunu görmek ve kabullenmek gerekir. 4- Yukarıda üçüncü nedene bağlı olarak ifade edilen ilkeye bağlı olarak, seçmeli dersler merkezden değil, her il ve okul düzeyinde öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine bağlı olarak veli, okul ve öğrenci etkileşimi sağlanarak belirlenebilmelidir. Son söz olarak seçmeli dersler bağlamında, seçmeli derslerin kuramsal olarak öngördüğü hedefleri gerçekleştirebilmesi için seçmeli derslerin de en az zorunlu dersler kadar önemli olduğu ve sistem içinde hak ettiği değeri görmesi kaçınılmazdır. Ancak sistem içinde zorunlu derslerin gördüğü önemi düşününce, bunun nedenli zor olduğu görülmektedir. 11

2005 Yılından Beri Seçmeli Dersler Mehmet ÇELİK Batman Eğitim Denetmenleri Başkan Yrd. Geçmişte ülkemizde uygulanan ve davranışçı eğitim kuramlarını esas alan eğitim sistemleri, katı sistemlerdi. Konu merkezli bakış açısıyla programları geliştirilmiş eğitim programları açısından en önemli eğitimsel kaygı, arka arkaya dizilmiş konuların öğrencilere aktarılmasıydı. Bu sistemde, ders saatlerinin, teneffüs sürelerinin, kıyafetlerin, eğitimin başlangıç ve bitiş tarihleri tamamen merkezi bir sistem tarafından belirlenmekteydi. Ancak günümüzde bilim yapma geleneğindeki paradigma değişimleri ve buna bağlı olarak bilginin doğası hakkında oluşan yeni değerler, öğrenme ve öğretme süreçlerinde de değişimlere neden olmuştur. 1 Bu alandaki en büyük değişim, öğrenme ve öğretme süreçlerindeki ilgi odağının öğrenen merkezli olmasıdır. 2. Çünkü Bizler, dünyamızı oluşturmak için dünya ile etkileşiriz ve kendi dünyamızı kurarız. Öğrenmede aktif rol alan-aktif olarak katılan birey, bilgiyi fiziksel olarak yapılandırır. Eylemleri kendine göre yorumlayan birey, bilgiyi sembolik olarak 1 ÖZDEN Yüksel, Eğitimde Yeni Değerler 2005, s. 16 Pegem yy 2 ÖZDEN Yüksel, a.g.e, s. 16 yapılandırır. Kendi oluşturduğu anlamı başkalarına aktaran birey, bilgiyi sosyal olarak yapılandırır. Tam olarak anlamadığı bir bilgiyi açıklamaya çalışan birey, bilgiyi teorik olarak yapılandırır. 3 Öğrenmenin parmak izi kadar kişisel olduğu, herkesin öğrenme stilinin farklı olduğu, uygun öğrenme ortamları sağlandığında(glasser, Bloom) insanların çok daha fazlasını öğrenebilecekleri anlayışı ağırlık kazanmıştır. Yapılandırmacı yaklaşım öğretme nin nasıl yapılacağının açıklanması yerine, öğrenme nin nasıl gerçekleştiğini açıklamaya odaklanır. Bunun yanında ülkemizde demokratikleşme ve insan hakları alanındaki gelişmeler öğrenmenin de demokratikleşmesine, bireyin, ilgi, yetenek ve tercihlerine odaklanılmasını teşvik etmiştir. 4 Bu anlayıştan hareketle bilgi depolamaktan ziyade hangi becerilerin bireye verimli ve etkili bir yaşam sağlamada aracılık edebileceği soruları sıklıkla sorulmaya başlanmış ve 2005 yılından başlaya- 3 www.fenokulu.net; Erişim Tarihi: 22/06/2013 4 ÖZDEN Yüksel,a.g.e 2005, s. 16 Pegem yy. 12

rak bireyi ve onun algısını merkez alan yeni eğitim programları geliştirme ve uygulama çalışmalarına başlanmıştır. Yeni eğitim programlarıyla aşağıda ifade edilen 8 temel becerinin öğrencilere kazandırılması hedeflenmiştir. Bu beceriler 1- Eleştirel Düşünme Becerisi 2- Yaratıcı Düşünme becerisi 3- İletişim Becerisi 4- Araştırma ve Sorgulama Becerisi 5- Problem Çözme Becerisi 6- Bilgi Teknolojilerini Kullanma Becerisi 7- Girişimcilik Becerisi 8- Dili Kullanma Becerisi olarak belirlenmiştir 5. 2005-2006 eğitim-öğretim yılında uygulamaya konulan yenilenen ilköğretim programları doğrultusunda hazırlanan ilköğretim okulları haftalık ders çizelgesi 14/07/2005 tarih ve 192 sayılı kararla kabul edilmiş ve bu kararla kabul edilen haftalık ders çizelgesinin 1,2,3,4 ve 5. sınıflara ait bölümü 2005-2006 öğretim yılında; 6,7 ve 8. sınıflara ait bölümü ise 2006-2007 öğretim yılından itibaren 6. sınıftan başlamak üzere uygulamaya konulmuştur. Bu tarihten sonra Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca alınan 04/06/2007 tarih ve 111 sayılı kararla ilköğretim kurumları haftalık ders çizelgesinde yeniden düzenleme yapılmış ve bu düzenleme ile birlikte haftalık ders programları çizelgesinin 1.2.3.4.5.6 ve 7. sınıflara ait bölümünün 2007-2008 öğretim yılında; 2008-2009 öğretim yılında ise çizelgenin 8. sınıflar dâhil tüm sınıflara uygulanacağı belirtilmiştir. 14/07/2005 tarih ve 192 sayılı kararla kabul edilen ilköğretim kurumları haftalık ders çizelgesi ile 04/06/2007 tarih ve 111 sayılı kararla kabul edilen ilköğretim kurumları haftalık ders çizelgesi karşılaştırıldığında; 04/06/2007 tarih ve 111 sayılı kararla daha önceki çizelgede 4 ve 5. sınıflarda zorunlu dersler bölümünde 3 saat olan yabancı dil dersinin 2 saate indirildiği, buna karşılık 4 ve 5. sınıflarda 1 saat olan beden eğitimi dersinin 2 saate çıkarıldığı görülmektedir. Toplumsal taleplerle birlikte ortaya çıkan yeni arayışlar neticesinde Talim Terbiye Kurulunun 20/07/2010 tarih ve 75 sayılı kararı ile birlikte İlköğretim Haftalık Ders çizelgesi Yeniden belirlenmiştir. Buna göre 04/06/2007 tarihli çizelgede 1.2.3. sınıflarda 12 saat olan Türkçe dersinin bu kararlar birlikte 11 saate indirildiği, yine 1.2.3. sınıflarda 5 saat olan Hayat Bilgisi dersinin bu kararlar birlikte 4 saate indirildiği, 4 ve 5. sınıflarda 4 saat olan Fen ve Teknoloji Dersinin 3 saate indirildiği, 6 ve 7. sınıflarda 1 saat olan beden eğitimi dersinin 2 saate çıkarılmıştır. bununla birlikte en çok dikkati çeken değişiklik olarak 1 ve 5. sınıflarda seçmeli derslerin kaldırılarak onun yerine 1 ve 3. sınıflarda 5; 4 ve 5. sınıflarda 4 saat olmak üzere serbest etkinlikler dersinin getirilmiş olmasıdır. Bilim ve teknolojideki gelişmeler ile bireylerin, toplumun ve ekonominin ihtiyaçlarında değişmeler öğretim programlarının belirli aralıklarla güncellenmesini zorunlu kılmaktadır. öğrencilerde gözlenen ilgi ve yetenek farklılıklarına cevap veren, kendi içinde çeşitliliğe gidebilen esnek programlar uygulanmasını gerektirdiği Milli Eğitim Bakanlığının en üst yetkileri tarafından sıklıkla ifade edilmektedir. 6 Ayrıca zorunlu eğitimin liseleri de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi; ilkokul, ortaokul ve liseler için öğretim programlarının 12 yıllık zorunlu eğitimin hedefleri kapsamında gözden geçirilmesi ihtiyacını doğurmuştur. 30/03/2012 tarihli 6287 sayılı Kanunla birlikte zorunlu eğitim süresi 12 yıla, eğitim kademelen- 5 Fen Ve Teknoloji Öğretmen Klavuzu Ekoyay Eğitim Yayıncılık, 2010, s. 15 6 http://www.memurdanhaber.net, Erişim tarihi: 17/06/2013) 13

dirmesi ise 4+4+4 yıl olarak belirlenmiştir. Bunun üzerine yeni kademelere uygun programlar ile ders çizelgeleri hazırlanması çalışmaları neticesinde Talim Terbiye Kurulunca kabul edilen 25.06.2012 ve 69 sayılı kararla ilkokul ve ortaokullar haftalık ders çizelgeleri yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile birlikte 5 ve 6. sınıflarda 30 olan ders saati sayısı 36 ya: yine 6 ve 7. sınıflarda 30 olan ders saati sayısı 37 ye çıkarılmıştır. Tüm olumlu yönlerine rağmen Teneffüs saatleri ile birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık 6 saate denk gelen derslerin işlenmesinde büyük sıkıntılarla karşılaşılmıştır. Çünkü özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde okulların neredeyse tamamı mekân yetersizliği nedeniyle ikili eğitim yapmak durumunda kalmaktadırlar. Özellikle kış mevsimlerinde dersler 17:40 a kadar sürmektedir. Bölgemizde sıklıkla yaşanılan elektrik kesintileri nedeniyle saat;15:00 ten sonra çoğunlukla ders işlenememektir. Kırsal kesimde taşımalı konumunda olan 1. sınıf öğrenciler olduğu düşünüldüğünde karanlığın başladığı saat: 15:00 ten sonraki bir zamanda öğrencilerin ve personellerin taşınması, güvenlik problemlerini de ortaya çıkarmaktadır. Bu durum karşısında Talim Terbiye Kurulunun 28/05/2013 tarih ve 22 sayılı kararıyla ilköğretim kurumları için ders saati sayısı 1-4. sınıflar için 30; 5-8. sınıflar için 35 saat olarak değiştirilmiştir. Ancak bu deşiklik durumunda bile ikili eğitim uygulaması ile yaşanılan sorunlar devam edecektir. Olumsuzluğa neden olan şartlar bir yana bırakılıp ve konu seçmeli dersler yönünden ele alındığında, eğitim anlayışımız, eğitim kurumlarında, öğrencilerde gözlenen ilgi ve yetenek farklılıklarına cevap veren, kendi içinde çeşitliliğe gidebilen esnek programlar uygulanmasını gerektirmektedir 6287 sayılı kanunun 9. maddesinde İlköğretim kurumları; dört yıl süreli ve zorunlu ilkokullar ile dört yıl süreli, zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkân veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşur. Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulur. Ortaokul ve liselerde, Kur an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin hayatı, isteğe bağlı seçmeli ders olarak okutulur. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imamhatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri Bakanlıkça belirlenir. Denilmektedir. 7 4+4+4 kademeli eğitim sistemiyle birlikte 5 inci sınıftan itibaren öğrenciler yeni seçmeli derslerle tanışacak. Her sınıfta haftada en fazla 8 er saat ders seçilebilecek. Seçmeli dersler 6 ayrı gruba ayrılmıştır.buna göre, Din, Ahlak ve Değerler grubunda; Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed in Hayatı, Temel Dini Bilgiler de; İslam Dini, Hıristiyanlık, Musevilik dinleri ile Alevilik, Dil ve Anlatım nda; Okuma Becerileri, Yazarlık ve Yazma Becerileri, Yaşayan Dillen ve Lehçeler de; Kürtçe, Lazca, Zazaca vd., Yabancı Dil de; İngilizce, Fransızca ve Bakanlar Kurulu kararı ile kabul edilen diller, Fen Bilimleri ve Matematik te; Bilim Uygulamaları, Matematik Uygulamaları, Çevre ve Bilim, Bilişim Teknolojileri ve Yazılım, Sanat ve Spor; Görsel Sanatlar, Müzik, Spor ve Fiziki Etkinlikleri nde; Drama, Zekâ Oyunları Sosyal Bilimler; Halk Kültürü, Medya Okuryazarlığı, Hukuk ve Adalet, Düşünme Eğitimi dersleri yer alacak. Matematik dersi geçen seneye göre 1 er saat artırılarak 5 saat olacak. Yabancı dil eğitimi ise ilkokul 2 nci sınıftan başlanacak. İsteyen öğrenciler ek olarak haftada 18 saat yabancı dil dersi alabilecektir. 8 Eğitimin haddizatında esnek bir eylem olması 7 mevzuat.basbakanlik.gov.tr/kanunlar.aspx 8 http://ttkb.meb.gov.tr 14

beklenir. Çünkü eğitimi alan çocuklar farklı ilgilere, yeteneklere, beklentilere, öğrenme stiline, zekâ türüne ve kültüre sahiptir. Çok farklı heterojen gruba verilen eğitim, ne kadar esnek ve çeşitli olursa eğitimden elde edilen sonuç o kadar iyi olmaktadır. Müfredatta, eğitim planlamalarında, kıyafette tanınacak esnekliklere de gereksinim vardır. Devlet, öğrencilere ve ailelere talep ettikleri seçenekleri sunmakla yükümlüdür 9. Ortaokulun yansıra lise eğitiminin zorunlu hale gelmesi ve dolayısıyla lise çağındaki nüfusun tamamının lise eğitimi alacak olması 10, ortaöğretim içinde de öğrencilerin ilgi, ihtiyaç, yetenek ve potansiyelleri bakımından daha önce hiç olmadığı kadar çeşitlenmesi anlamına gelmektedir. Öğretim programlarının da farklı ilgi, ihtiyaç, yetenek ve potansiyellere sahip öğrencilerin öğrenme ve gelişim ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden düzenlenmesi için seçmeli derslerle ilgili çalışmaların sağlıklı bir şekilde sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu durumda konuyla ilgili olan tarafların görüşlerinin alınması, yapılan çalışmaların etkililiğini ve verimliliğini arttırması beklenir. Bu amaçla seçmeli derslerin planlanması ve uygulamasına katkı sağlaması amacıyla Milli Eğitim Bakanlığınca üretilen eğitim politikalarını ve uygulamalarını yakından takip etme durumunda olan İl Eğitim Denetmenlerinin görüşlerinin alınması önem arz etmektedir. Bu nedenle seçmeli derslerle ilgili olarak 10-14/2013 tarihlerinde Erzurum Hizmetiçi Eğitim Enstitüsünde yapılan bir eğitim seminerine katılan 50 İl Eğitim Denetmenlerinin yazılı görüşlerine başvurulmuştur. Yapılan çalışmada, seçmeli derslerle ilgili olarak İl Eğitim Denetmenlerinin üzerinde en çok durdukları sorunlar aşağıda belirtilmiştir. 1. Okulların imkanları kısıtlı olduğundan hangi seçmeli dersin seçileceğine öğrenciden çok okul 9 http://www.abbasguclu.com.tr erişim tarihi: 12/06/2013 10 30/03/2012 tarihli 6287 sayılı Kanun yönetimlerinin, mevcut olan öğretmenlerin branş yeterliliklerine göre karar verdiklerini, 2. Seçmeli dersler öğrencilerin ilgi, istidat ve kabiliyetleri doğrultusunda seçilmediği, bu derslerin veli, öğretmen ve yöneticilerin marifetleri ile seçildiği, bu nedenle bu derslerin bu haliyle öğrencilere katkı sağlamadığı, bu derslerin seçtirmeli ders konumuna sokulduğu, 3. Öğretmenlerin çoğunun bu dersleri zorunlu dersleri takviye amacıyla kullandıkları, 4. Özellikle Arapça, Kur anı kerim ve yaşayan dillerin denetiminde İl Eğitim Denetmenlerinin kendilerini yeterli görmedikleri, 5. Seçmeli dersleri amacı doğrultusunda işleyebilecek yeterli sayıda öğretmenin sistem içerisinde bulunmadığı, bu nedenle seçmeli derslerin daha çok ek ders ücretli öğretmenler eliyle işlendiği, 6. Seçmeli derslerin gerekliliği hususunun idareci ve öğretmenlerce benimsenmediği, 7. Seçilen derslerin özelliklerine uygun fiziki mekân ve donanım yetersizliğinin olduğu, 8. Bazı seçmeli derslerin programlarının olmadığı, bu derslere giren öğretmenlerin çoğunlukla herhangi bir hazırlık çalışması yapmadıkları, Yönündeki görüşler ağırlıklı olarak dile getirilmiştir. Milli Eğitim Bakanlığınca yürürlüğe konulmuş seçmeli ders uygulamaları ve bu konuda elde edilen görüşler birlikte değerlendirildiğinde; bu konu ile ilgili olarak belirtilen çözüm önerileri aşağıda belirtilmiştir. Çözüm Önerileri 1. İlköğretim okullarında haftalık ders saatinin 35 olduğu göz önüne alındığında normal eğitime geçilmesi için gereken planlama ve uygulamaların ivedilikle gerçekleştirilmesi, 2. Seçmeli ders sayısının, zorunlu ders sayı- 15