Balık Geçitleri ve Göçleri Çalıştayı 21-22 Kasım 2016, İstanbul. Sonuç Bildirgesi Ülkemiz içsuları ve denizleri genetik ve tür çeşitliği bakımından büyük potansiyele sahiptir. Karadeniz, Akdeniz ve Ege Denizi ile çevrili olan ve Marmara Denizi gibi iç denize sahip olan ülkemizde birçok tür üremek ya da beslenmek amacı ile deniz ve akarsular arasında geçiş yaparak her iki ortamı da belli bir süre kullanmaktadır. Özellikle 1950 li yıllardan itibaren ortaya çıkan enerji ihtiyacının temini amacı ile büyük akarsular üzerine yapılan barajlar göç eden balıklar üzerinde geri dönülemez tahribatlar yaratmıştır. Başta mersin balıkları, yılan balıkları ve alabalık türleri olmak üzere birçok türün üreme ve gelişmesi baskılanmış, bazı türler tamamen ortadan kalkmıştır. Özellikle içsularda üreme göçü yapan balıkların bu tip faaliyetlerden olumsuz etkilendiği ve giderek yumurtlama yerlerinin tahribi nedeniyle bu canlıların neslinin tehlike altına girdiği anlaşılmıştır. Yapılan çalışmalarda içsularımızda toplam 368 balık türü tespit edilmiş, bunlardan 153 tanesi endemik tür olarak kaydedilmiş, 5 türün tamamen yok olduğu rapor edilmiştir. Son yıllarda, yaşanan bu sorunlar nedeni ile nesli tükenme tehlikesi altında olan balıkların üretilerek doğal ortamlarına salınması ve göçlerinin izlenmesi ile ilgili yaklaşımlar dünyada ve ülkemizde ilgi çekmeye başlamıştır. Yukarıda belirtilen sorunların bilimsel bir platformda ele alınması ve çözüm önerilerinin ortaya konulması amacı ile 21-22 Kasım 2016 tarihleri arasında T.C. İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından, İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde Ulusal Balık Geçitleri ve Göçleri Çalıştayı gerçekleştirildi. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Su Ürünleri Mühendisleri Derneği (SÜMDER), Mersin Balıkları Koruma ve Yaşatma Derneği (MERKODER) tarafından desteklen Çalıştaya 34 ayrı kurumdan toplam 107 kişi katılım gösterdi. Program süresince ülkemizde yapılan çalışmaların yanında Hollanda, Almanya ve İsviçre den gelen davetli konuşmacılar da hem ilgili ülkelerdeki mevcut durum ve gelişmeleri hem de mevzuat yönünden yapılması gereken hususları paylaşmıştır. Çalıştayda konuşma yapan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meriç ALBAY, balık geçitleri ve göçlerinin günümüzün en önemli sorunlarından birisi haline geldiğini, geçmişte ve günümüzde yapılan başta barajlar olmak üzere çeşitli su yapılarının balık göçlerini ve tür çeşitliliğini etkilediğini, bu yapılar nedeni ile bir çok türün yok olma tehdidi altında bulunduğunu, birçok ülkenin geçmişte yaptıkları hataları telafi etmek için binlerce barajı yıkmaya başladığını ve bunun yerine doğa ile dost yapıların inşa edildiğini anlattı. Ülkemizin birçok tür için biyolojik koridor oluşturduğunu, son 30 40 yılda yapılan
büyük barajların çok sayıda balık türünün göçlerini engellediğini, bu türlerin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalması nedeni ile bilimsel bir yaklaşımla yeni yapıların oluşturulması gerektiğini belirterek Çalıştayın bu yaklaşıma büyük katkı sağlayacağını ifade etti. T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürü Sayın Prof. Dr. Cumali KINACI yaptığı açılış konuşmasında, ülkemizin biyolojik zenginliğinin farkında olan bir kurum olarak ellerinden geleni yaptıklarını, su kalitesinin belirlenmesinde biyolojik kalite elementlerini kullanmaya başladıklarını, bu amaçla AB nin ilgili direktiflerine uygun olarak birçok projeyi desteklediklerini, Su Ürünleri Fakülteleri ile çok sayıda çalışma yürüttüklerini, Ulusal Balık Geçitleri ve Göçleri Çalıştayı nda bulunmaktan da son derece mutlu olduğunu anlattı. T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Sayın Dr. Altuğ ATALAY yaptığı konuşmada, İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi nin düzenlediği Ulusal Balık Geçitleri ve Göçleri Çalıştayı nın ülkemiz akademik bilgi birikimine ve ortak akıl yaratılmasına katkı sağlayacağını belirtti. Çalıştayın Bakanlık tarafından yürütülen çalışmalara da büyük katkı sağlayacağını, yeniden düzenlenecek olan Su Ürünleri Kanunu nda Balık Geçitleri ve Göçleri ile ilgili çeşitli düzenlemeler olduğunu, ülkemizin kendine has coğrafik yapısı nedeni ile nehirler üzerine yapılacak su yapılarının seçiminde titizlik gösterilmesi gerektiğini ifade etti. İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Halis Yunus ERSÖZ yaptığı konuşmada ise Üniversite olarak ülkemizin ihtiyaç duyduğu konularda akademik birimlerimizin katkılarını sunmaktan büyük mutluluk duyduğunu, Su Ürünleri Fakültesinin de böylesine önemli bir Çalıştayı düzenleyip birçok kurumu bira araya getirerek kanun koyuculara önemli bilgi desteği sağlayacağını, İstanbul Üniversitesi olarak ev sahipliği yapmaktan onur duyduğunu anlattı. Sonuç Bildirgesi 1. Balık geçitleri ve balık göçleri için istenen ÇED raporunu, balık türleri ve göçleri konularında uzman bilim insanları hazırlamalıdır. HES lerde balık geçidinin işlevselliği için baraj inşaatı başlamadan önce ÇED süreci tamamlanacak şekilde bir zaman çizelgesi oluşturulmalıdır. 2. Balıkların akarsularda membaya ve mansaba doğru olan göçleri ile ilgili mevzuattaki eksiklikler giderilmelidir. Balıkların memba ve mansaba doğru yaptıkları göçleri
engellemeyecek ve bunların göç etmelerini sağlayacak teknik su yapılarının kurulması ve işletilmesi hakkında hükümler bulunmalıdır. Balıkların mansaba doğru göçlerinde HES lerde mevcut olan türbinlerin gelişen teknolojiye uygun olarak balık dostu türbinlerle değiştirilmesi ve kullandırılması teşvik edilmelidir. 3. Mevzuatta yer alan % 10 can suyu uygulaması Türkiye akarsuları için uygun bir yöntem değildir. Türkiye de ki mevcut 25 akarsu havzası için çevresel akış, ıslak çevre, balıkların memba ve mansap göç dönemleri, vb. konular havza bazında çalışılmalı, her havzada farklı modeller/sistemler geliştirilmelidir. İlgili bakanlıklar bir uzman heyeti oluşturmalı, izin ve değerlendirmeler bu heyet tarafından yapılmalıdır. 4. HES ler balık geçitleri yönünden sadece var / yok şeklinde denetlenmekte, bu yapıların işlevselliğine bakılmamaktadır. Bu durum büyük sorun yaratmaktadır. 5. Taslak Su Ürünleri Kanununda balık geçidi konusu uygulama şekli ile birlikte ele alınmalı ve vakit kaybetmeden şu anda mevcut 1380 sayılı Su Ürünleri Kanuna dayalı yönetmelikler çıkarılmalıdır. 6. HES lerin memba tarafında oluşan rezervuar da değişen ekolojik şartlar nedeni ile (sıcaklık artışı, akıntı hızının düşmesi, kuruma gibi) balık göçlerinin engellenmesinden dolayı aynı akarsu kolu üzerinde birbirine çok yakın HES ler planlanmamalıdır. 7. Akarsular üzerine yapılan setler ve bentler gibi yapılar da balık göçlerini engellemektedir. Belediyeler akarsu yataklarına müdahale ederek rekreasyon alanlarını planlarken Bakanlıklardan ve Üniversitelerden görüş almalıdır. 8. Ülkemizin hassas ve nesli tehlikede olan balık türlerini barındıran akarsular üzerinde HES ve diğer yapıların inşasına özel dikkat verilmeli, yada hiçbir şekilde izin verilmemelidir. 9. İlgili Bakanlıklar ülkemizin göç eden balıkları ve göç yollarının tespiti için detaylı çalışmalar başlatmalı, ulusal veri tabanı oluşturularak mevcut balık türlerinin yaşam alanlarının, göç yollarının ve takvimlerinin, çevre etkileşimlerinin, fizyolojik gereksinimlerinin ve kısıtlamalarının tespiti yapılmalı, tehdit altındaki türlerin ve habitat tiplerinin öncelik listesi oluşturulmalıdır. 10. Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Belediyeler ve Üniversiteler doğal kaynaklarımız olan su kaynaklarının bilimsel bilgiler ışığında yönetilmesi ve içinde yaşayan canlıları koruyacak düzenlemelerin belirlenmesi için birlikte çalışmalıdır.
11. HES lerde uzman personel (Su Ürünleri Mühendisi, Hidrobiyolog, Hidrolog vs.) çalıştırma zorunluluğu getirilmelidir. 12. İzleme çalışmalarında telemetri gibi modern metotlar kullanılarak balık göçleri uzun süreli izlenmelidir. 13. Sakarya Nehrine Mersin balıklarının üremek için giriş yaptığı bilinmektedir. Bu yüzden bu nehir üzerinde kurulu bulunan HES ler bu balıkların geçebileceği şekilde yeniden düzenlenmelidir. 14. Mersin balıklarının halen üreme göçü yaptığı bilinen nehirlerimizden Yeşilırmak ta, Mersin Balığı Ulusal Eylem Planı nda da (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, FAO) bahsedildiği gibi mevcut üreme ve beslenme alanlarının en azından bugünkü haliyle korunabilmesi ve nehir yatağının daha fazla tahrip olmaması için bundan sonra HES yapımına ve rekreasyon amaçlı çeşitli yapılara izin verilmemelidir. Yeşilırmak taki Baraj ve HES ler Ekolojik İhtiyaç Debisi gözetilmeksizin faaliyet göstermektedir. 15. Alabalık, Mersin balığı gibi nesli tükenmekte olan türlerin nehirlere giremediği yerlerde su kaynağının yakınında bir kuluçkahane kurulması, buralarda balıkların üretilip yavru alınması ve daha sonra kontrollü bir şekilde doğal ortama bırakılmasının sağlanması bu türlerin neslinin devam etmesi için çözüm olabilir. Denizden gelerek akarsulara giremeyen Yılan balıkları için, yetiştiricilik ortamına alınarak belli bir dönem bakıldıktan sonra üreme göçü yapabilmeleri için tekrar denize bırakılmaları sağlanabilir. 16. Bakanlıkların gerçekleştirdiği balıklandırma çalışmaları oldukça önemlidir. Balıklandırma çalışmalarında, Uluslararası sözleşmelere uyulmasına, biyoçeşitliliği tehdit edecek genetik çeşitliliği daraltacak uygulamalardan kaçınılmasına, doğadan toplanan anaçların ve bunlardan üretilen yavruların başka havzaların balıklarına karışmamasına dikkat edilmelidir. 17. İçsularımızda öncelikle IUCN kırmızı kitapta tanımlanan CR ve EN kategorilerindeki türlerimiz için balık geçitlerinin durumu düzenlenmeli, anadrom ve katadrom türlerin durumu öncelikle değerlendirilmeli ve barajlar buna göre planlanmalıdır. 18. Aşağı yönlü balık geçiş ve göçleri konusunda Türkiye de tartışmalı olan balıkların taşınması dışında herhangi bir çalışmanın henüz başlamadığı görülmektedir. Yukarı ve aşağı yönlü göç geçitleri ve uygulanması konusunda rehber oluşturacak disiplinler arası bir çalışma grubu oluşturulmalıdır. Bu ekip Hidroloji, Hidromorfoloji,
Hidrobiyoloji, Su Ürünleri Mühendisliği gibi ilgili uzmanlık dallarından oluşturulmalıdır. 19. Doğa ile uyumlu balık geçitlerinin inşa edilmesi konularında birikimi olan ülkeler ile işbirliği yapılmalıdır. Çalıştay Düzenleme Kurulu Prof. Dr. Meriç Albay (Başkan) Prof. Dr. Devrim Memiş (Başkan Yardımcısı) Yrd. Doç. Dr. Deniz D. Tosun Yrd. Doç. Dr. Özcan Gaygusuz Yrd. Doç. Dr. Zeynep Dorak Yrd. Doç. Dr. Güneş Yamaner Araş. Gör. Gökhan Tunçelli Su Ürn. Müh. Elif Ece Serezli