UYGULAMALI REKABET HUKUKU SEMİNERLERİ (2013 BAHAR DÖNEMİ) Yrd. Doç. Dr. Kerem Cem Sanlı (Program koordinatörü) Güncel Rekabet Hukuku Konuları ve Düzenlenen Piyasalar Haftalık Ders Konuları (14 Hafta): Hafta 1: (13 Şubat 2013) : Türk Rekabet Hukukunda Dışlayıcı Eylemler ve Yıkıcı Fiyatlandırma: Mey İçki Thy/Pegasus Efes Turkcell Türk Telekom - UN- Roro Kararları (Prof. Dr. İ. Yılmaz Aslan, Aslan Hukuk Bürosu): Seminerde, dışlayıcı uygulamalar ile hakim durumun kötüye kullanılması hakkında genel bilgi verildikten sonra, Rekabet Kurulu nun dışlayıcı uygulamalar (ve özellikle yıkıcı fiyatlandırma) hakkında verdiği yakın tarihli bazı önemli kararlar tartışma konusu yapılacaktır. Bu hususta bilhassa benimsenen hukuki testlerin tutarlı olup olmadığı ve bu Kararlardan ne gibi sonuçlar çıkarılabileceği üzerinde durulacaktır. Hafta 2: (20 Şubat 2013) : Spor ve Rekabet Hukuku (Özgür Can Özbek, Rekabet Uzmanı, Rekabet Kurumu): Seminer, son dönemde muhtelif Rekabet Kurulu kararlarıyla da tartışma konusu yapılan spor endüstrisinde (yayın hakları, liglerin hukuki statüsü vs. gibi alanlarda) rekabet hukuku uygulamasını konu almaktadır. Bu bağlamda öncelikle mukayeseli hukuk ve iktisat literatürü bağlamında bu endüstride rekabet hukuku uygulamasının bir özellik arz edip etmediği ve ABD ve AB Hukukları arasındaki yaklaşım farkı ele alınmaktadır. Türk hukuku açısından ise temel inceleme konusu, 2000 li yılların başından bu yana çok sayıda Kurul kararına vesile olan yayın hakları sorunu olacak ve bu konudaki rekabetçi model tartışılacaktır. Ayrıca son dönemde yine Türk sporu ile ilgili Kurul kararlarına yansımış olan Sualtı Federasyonu ve son şike soruşturması hakkındaki Kurul kararları ele alınacaktır. Hafta 3: (27 Şubat 2013) : Çevre Politikası ve Rekabet Hukuku: Atık Yönetimi Düzenlemeleri, Atık Piyasaları ve Rekabet (Yaşar TEKDEMİR, III. Denetim ve Uygulama Dairesi Başkanı, Rekabet Kurumu): Küresel ekonominin yükselen değeri olan yeşil büyüme yaklaşımı ülkelerin çevresel düzenlemeler yoluyla kendi ekonomik kalkınma ve büyüme hedeflerini çevreye duyarlı bir şekilde gerçekleştirmelerini gerektirmektedir. Türkiye de bu süreci yakınen takip etmektedir. Türkiye açısından bu genel gerekliliğin yanı sıra özellikle Avrupa Birliği ile olan tam üyelik sürecinde Çevre Faslı çerçevesinde bir dizi çevresel düzenleme iş hayatının bir parçası haline gelmektedir. Ülkemizde yakın zamanda başlayan bu süreç hız kazanarak daha da fazla ağırlık kazanacak ve çevresel düzenlemeler bir yandan mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren teşebbüsler bakımından önemli yükümlülük ve sorumluluk öngörürken diğer yandan yeni piyasaların oluşması ve gelişmesinin de önünü açmaktadır. Bu koşullar altında hem çevresel düzenlemelerin hem de çevresel düzenlemelerden
kaynaklanan piyasalardaki eylem ve işlemlerin rekabet hukuku ve politikası altındaki yerinin değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Konu hem rekabet savunuculuğu hem de 4054 Sayılı Kanun un uygulanması bakımından anlamlı ve önemlidir. Çevresel düzenlemeler bağlamında özellikle atık yönetimi ve atık yönetimi düzenlemeleri ön plana çıkmaktadır. İlgili derste atık yönetimine ilişkin düzenlemeler ile son dönemde ortaya çıkan atık piyasalarındaki teşebbüslerin rekabeti sınırlayıcı olabilecek eylem ve işlemleri Rekabet Hukuku altında ele alınacaktır. Ders sırasında Rekabet Kurumu tarafından ilgili kamu otoriteleriyle paylaşılan görüşler ve alınan kararlar üzerinde ayrıntılı bir şekilde durulacaktır. Hafta 4: (6 Mart 2013) : Türk Rekabet Hukukunda Bilgi Değişimi: Otomotiv Kararı Sonrasında Ne Değişti? (Av. Haluk Arı, Mydas Danışmanlık): Otomotiv kararında Kurul u ihlal bulgusuna götüren temel husus, teşebbüsler arasında rekabete duyarlı bilgilerin değiştirilmesiydi. Karar, (diğer önemli bazı özelliklerinin yanı sıra) Türk rekabet hukukunda bilgi değişimi konusunda en önemli içtihat olma özelliğini taşıyor. Bu karar sonrasında, Rekabet Kurulu nun (eskisine kıyasla) oldukça katı denilebilecek bir çizgiye geldiği ve neredeyse, rakiplerin bir araya gelip paylaştığı her bilginin, potansiyel ihlal bulgusu olarak görüldüğü söylenebilir. Derste bu karar ele alındıktan sonra, kararı izleyen dönemde alınan teşebbüs birliklerinde gerçekleşen bilgi değişimine ilişkin ODD, OSD, Türkiye Likit Petrol Gazcıları Derneği, Petder II ve BOSAD gibi kararlar ile Hyundai bayileri muafiyet kararı ve Toyota TOYBİS rekabet ihlali kararlar anlatılacaktır. Bu kararların seyri, Kurul'un hem çizgi değişimini hem de çelişkilerini görmek bakımından oldukça ilginç örnekler sunmaktadır. Hafta 5: (13 Mart 2013): Yıllar Sonra Yeniden: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Çimento Karteli: (Av. Mehmet Akif Ersin, Rekabet Kurulu Eski Üyesi): Rekabet Kurulu yaklaşık beş yıl aradan sonra çimento sektörüne tekrar soruşturma yaptı ve ceza verdi. Çimento sektöründe teşebbüslerin pek çok soruşturma geçirmiş olması nedeniyle rekabet hukuku ihlallerini gösteren delilleri üretmedikleri bir dönemde tek sayfalık bir belgeden ceza çıktı. Aynı soruşturmada rakip teşebbüsler arasında şifreli konuşmalar da rekabet uzmanlarınca deşifre edilerek ihlal tespiti yapıldı. Sadece İspat hukuku değil, Ceza Yönetmeliği açısından da önemli dersler içeren Karar, Kurul'un kartellere karşı yaklaşımını göstermek için diğer kartel kararları ile karşılaştırmalı bir şekilde ele alınacaktır. Hafta 6: (20 Mart 2013) : İnternet Ortamında Rekabet Hukuku Uygulaması (Av. Gönenç Gürkaynak, ELİG Ortak Avukat Bürosu): İnternet kullanımının yaygınlaşması ve internet ortamında faaliyet gösteren işletmelerin büyümesi ile birlikte, internet ortamındaki rekabet hukuku uygulamaları, geleneksel rekabet hukuku parametrelerinin giderek esnek bir yaklaşım ile ele alınmasını gerektirecek konuma gelmiştir. İnternet ortamındaki işletmeler, rekabet
hukukuna konu edilebilecek uygulamaları nedeniyle dünya çapındaki rekabet otoriteleri tarafından daha sık ve etkin olarak mercek altına alınabilmekte ve rekabet otoriteleri de, giderek büyüyen internet ortamının doğurduğu belirsizlikler karşısında, daha önce karşılaşılmamış ve irdelenmemiş rekabet hukuku uygulamalarına yeni yaklaşımlar getirebilmektedirler. Derste özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ndeki gelişmeler ışığında, rekabet hukukunun temel kavramlarından ilgili coğrafi pazar ve ilgili ürün pazarı tanımlarının internet ortamında rekabet hukuku uygulamaları açısından nasıl değişiklik arz edebileceği; Google Books ve Apple ve Amazon un elektronik kitapları hakkında açılan soruşturmalarda rekabet otoritelerinin fiyat tespitine ilişkin yaklaşımları; Avrupa Komisyonu nun Google hakkında halihazırda yürüttüğü soruşturma ekseninde internet ortamındaki uygulamalarda hakim durum parametrelerinin neler olduğu; Google/Doubleclick ve Google/AdMob birleşmeleri gibi işlemler çerçevesinde rekabet otoritelerinin internet ortamında faaliyet gösteren işletmelerin birleşme- devralma işlemlerine olan yaklaşımları ve Federal Ticaret Komisyonu nun Google hakkında yürüttüğü ve 3 Ocak 2012 tarihinde kapattığı soruşturması tartışılacaktır. Hafta 7: (27 Mart 2013) : Mukayeseli Hukuku Perspektifiyle Türk Ceza Yönetmeliği nin Uygulanması ve Danıştay ın Hes Kablo Kararı nın Düşündürdükleri (Oğuzcan Bülbül, Rekabet Uyum Müdürü, AnadoluEfes) : Seminer dersinin konusu, Ceza Yönetmeliği nin pratik uygulamasıdır. Bu çerçevede öncelikle ABD, AB ve İngiltere Hukukundaki örnekler ışığında, Rekabet İhlallerine uygulanana yaptırımların ana esasları açıklanacak ve bilhassa (Sentencing Reform Act, 18 USC, İngiltere de Uygulanan Yeni Ceza Yönetmeliği gibi) yeni düzenlemelerin öngördüğü prensipler üzerinde durulacaktır. Akabinde Türk Ceza Yönetmeliği nin ana esasları (AB hukukundan farklı özellikleri ile birlikte) ele alınacak ve Danıştay ın son dönemde verdiği Hes Kablo Kararı nın olası yansımaları anlatılacaktır. Bu bağlamda, gayri safi gelir, ana ortaklığın sorumluluğu ve şikayetçinin başvuru zorunluluğu gibi konulara temas edilecektir. Hafta 8: (3 Nisan 2013): Türk ve AB Rekabet Hukuku Uygulamaları Işığında Devam Eden Tek Bir Uzlaşma Kavramı (Av. Zeynep Ergun, Yüksek Karkın Küçük Avukatlık Ortaklığı): Devam eden tek bir uzlaşma kavramı 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun un 4. maddesinde tanımlanmamıştır. Aynı durum, Türk Rekabet Hukuku nun dayanağını teşkil eden Avrupa Birliği Müktesebatı açısından da geçerlidir. Ancak Avrupa da söz konusu kavram ilk defa 1986 yılında AB Komisyonu nun Polypropylene Kararı ile gündeme getirilmiş; daha sonra İlk Derece Mahkemesi (şimdiki adıyla Genel Mahkeme ) ve Adalet Divanı kararlarıyla belirli bir ispat standardına oturtularak uygulana gelmiştir. Buna göre, devam eden tek bir uzlaşma kavramı, özellikle çok sayıda
rakibin dahil olduğu ve uzun yıllar süren rekabete aykırı işbirliklerinin ortaya çıkarılmasında yararlanılan bir kavramdır. Bu tür uzun süreli ve karmaşık ilişkilerde, taraflar arasında gerçekleşen her bir anlaşma veya uyumlu eylemin ayrı ayrı ortaya konması yerine, bu anlaşma ve/veya uyumlu eylemlerin çatısını oluşturan çerçeve anlaşmanın ( devam eden tek bir uzlaşma nın) ispatlanması yeterli kabul edilmektedir. Ancak bir teşebbüse böyle bir çerçeve anlaşmaya dahil olduğu gerekçesiyle ceza verilebilmesi için, söz konusu teşebbüsün bu geniş çaplı ve devam eden tek bir uzlaşmadan haberdar olduğunun mutlaka ispat edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, sunumumuzda, Türk ve AB rekabet otoritelerinin kararları ışığında bu kavramın temel prensiplerine yer verilecek ve içtihatlardaki tespitler üzerinden gidilerek teorinin doğru ve yanlış yönleri tartışmaya açılmaya çalışılacaktır. Sunum kapsamında Rekabet Kurulu tarafından hükme bağlanan, 6.9.2002 tarih ve 02-53/685-278 sayılı; 25.2.2003 tarih ve 03-12/135-63 sayılı Yonga Levha, 24.2.2004 tarih ve 04-16/123-26 sayılı Seramik 14.10.2005 tarih ve 05-68/958-259 sayılı Demir Çelik, 25.11.2009 tarih ve 09-57/1393-362 sayılı Beyaz Et, 7.3.2011 tarih ve 11-13/243-78 sayılı Maaş Promosyonları, 18.4.2011 tarih ve 11-24/464-139 sayılı Otomotiv, 12.6.2012 tarih ve 12-32/916-275 sayılı ve Kayseri Bosch Bayileri Kararları ele alınacaktır. Keza AB Komisyonu nun 23.4.1986 tarihli ve 86/398/EEC sayılı Polypropylene kararı (IV/31.149 - Polypropylene) (OJ 1986 L 230).- İlk Derece Mahkemesi nin T- 28/99 Sigma Tecnologie v Commission [2002] ECR II- 1845 kararı ve Adalet Divanı nın C- 185/95 P Baustahlgewebe v Commission [1998] ECR I- 8417 ve C- 49/92 P Commission v Anic Partecipazioni [1999] ECR I- 4125 kararları inceleme konusu yapılacaktır. Hafta 9: (10 Nisan 2013) : Birleşme ve Devralmaların Kontrolü Alanında Uluslararası Yakın Tarihli Gelişmeler ve Türk Rekabet Hukuku Bakımından Çıkarımlar (Derya Genç, Esin Avukat Oraklığı): Yakın dönemli gelişmeler ışığında, hem ABD hem de Avrupa da, birleşme ve devralma işlemlerine ilişkin izin prosedürü eskiye kıyasen artan oranda titizlikle yürütülmesi gereken ve birçok unsurun dikkate alınmasını zorunlu kılan bir süreç haline gelmiştir. AB hukukunda Samsung/Seagate, Hitachi/Western Digital, Caterpillar/MWM, Belgacom/The Phonee House Kararları, ABD Hukukunda verilen Hyosung/Triton Kararı; Fresenius Medical Care Kararları, azınlık hissedarlıklarının alımına ilişkin işlemlerin kontrol altına alınması, yatırım şirketleri veya fonlara ilişkin bilgi sunma yükümlülüklerinin artması ve bu yapıların daha sıkı bir rejim altında gözlemlenmeye başlanması, aynı pazarda ve ardı ardına gerçekleşen birleşme veya devralma işlemlerinin incelenmesi, birleşme ve devralma incelemelerinde artan oranda iktisat tekniklerinin kullanımı ve incelemelerde (özellikle derinleştirilmiş incelemelerde) bilgi sunma yükümlülükleri konusunda yeni bazı yaklaşımların ortaya çıkmasına vesile
olmuştur. Bu konulardaki hukuk kurallarının ve uygulamaların gözden geçirilmesi, Türk rekabet hukukunda birleşme ve devralmaların incelenmesi alanında gündeme gelmesi olası ve hatta halihazırda yaşanmaya başlanan gelişmelere de ışık tutacaktır. Düzenlenen Piyasalarda Rekabet ve Rekabet Hukuku Tatbikatı Hafta 10: (17 Nisan 2013) : Rekabet Kurumu Soruşturmaları Çerçevesinde Bankacılık Sektöründe Rekabet Politikası (Özge İçöz, Arinna Danışmanlık): Bilindiği üzere, Türkiye de bankacılık sektörü BDDK tarafından çok yoğun şekilde düzenlemeye tabi tutulmaktadır. Diğer taraftan BDDK, sektöre özgü düzenlemelerin yanı sıra sektörün rekabetçi bir şekilde işlemesinden de sorumludur. Ancak düzenlemeye tabi diğer sektörlerde de olduğu gibi, BDDK nın bu yetkilerinin Rekabet Kurumu nun rekabet ihlalleri ile ilgili ex- post inceleme yetkisini ortadan kaldırmadığı kabul edilmektedir. Bu çerçevede Rekabet Kurumu son dönemde bankacılık sektöründe biri maaş promosyonları diğeri de temel bankacılık hizmetleri ile ilgili olmak üzere iki adet önemli soruşturma yürütmüş ve bankalara para cezaları vermiştir. Rekabet Kurulu nun ilgili kararları çerçevesinde öne çıkan hususlar; sektörde BDDK ve Rekabet Kurumu nun yetkileri, ilgili pazar ve ciro kavramları, bankalar arasındaki bilgi paylaşımının boyutları ile ilişkilerin kartel niteliğinde olup olmadığıdır. Derste bu hususlar tartışılacaktır Hafta 11: (24 Nisan 2013): Rekabet Kurulu nun İlaç Sektörü Araştırması: İlaç Sektöründe Ne Kadar Rekabet? (Av. Şahin Ardıyok/Ali Ilıcak, Actecon Danışmanlık A.Ş.): İlaç sektörü, hiç şüphe yok ki, toplumsal sağlık üzerindeki etkisi ve kamunun alıcı olarak önemli rolü nedeniyle, Devletin her zaman yakın ilgi duyduğu ve yoğun bir şekilde düzenlediği alanların başında gelmektedir. Fakat son yıllarda rekabet otoriteleri de bu sektöre ilgi duymaya başlamış ve sektörün rekabetçi sorunlarını ortaya koymak amacıyla kapsamlı çalışmalar yapmışlardır. Örneğin AB Komisyonu, uzun bir araştırma sonucu, AB deki ilaç sektörüne ilişkin sorunları ve bunların çözüm önerilerini içeren bir Raporu kaleme almıştır. Paralel olarak Rekabet Kurulu, sektörün sorunlarına ilişkin bir araştırma yürütmektedir. Derste, Rekabet Kurulu nun yürütmekte olduğu sektör araştırmasının nedenleri, sürecin akibeti ve olası sonuçları hakkında bilgi verilecek ve bu araştırmanın muhtelif piyasa aktörleri açısından önemine dikkat çekilecektir. Hafta 12: (1 Mayıs 2013) : TATİL Hafta 13: (8 Mayıs 2013) :Elektronik Haberleşme Sektöründe Rekabet Hukuku Uygulaması (Adnan Akgün, Turkcell A.Ş.): Elektronik haberleşme sektörü, düzenlenen bir sektör olmasına rağmen, rekabet hukuku kurallarının
sıklıkla uygulandığı ve belki de idari para cezalarının en fazla uygulandığı piyasaların başında gelmektedir. Derste, Kurul kararları eşliğinde, rekabet hukukunun bu sektörde nasıl uygulandığı ve bunun etkileri ele alınacaktır. Bu bağlamda önce, Bilgi Teknolojileri Kurumu ve Rekabet Kurumu arasındaki yetki paylaşımı ele alınacak, ardından sektördeki genel rekabet sorunlarından bahsedilecektir. Bu teorik çerçevenin akabinde de, belirli bir kronoloji çerçevesinde, Kurul almış olduğu, Roaming, Dijital Kontör Fiyatının Yeniden Tespiti (Turkcell), TTNet Yaz Fırtınası (Bağlama), DSL Kararı (Sömürücü Bağlama), Turkcell- Uludağ (Mal Vermeyi Reddetme ) ve Turkcell- BP (İşbirliği) kararları ele alınacak ve bu kararlardan çıkan sonuçlar tartışılacaktır. Hafta 14: (15 Mayıs 2013): Son gelişmeler ışığında, (Kanun Tasarıları ve Özelleştirmeler) Elektrik ve Doğal Gaz Piyasalarında Rekabet (Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Eroğlu, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku ABD): Elektrik ve doğal gaz piyasalarının serbestleştirilmesi çalışmaları 10 yıllık bir geçmişe sahiptir. Şebeke sistemine dayalı bu iki sektörde rekabetçi bir yapının oluşturulması özel rekabet kuralları konulmasını ve piyasaların sürekli gözetim ve denetimini gerektirmektedir. Son 10 yılda bu piyasaların serbestleştirilmesi ve piyasalarda rekabetçi bir yapı oluşturulması çabalarında önemli aşamalar kaydedilmiştir. Sektörlerdeki kamu gücünün azaltılması hedefi ile yapılan önemli bazı özelleştirmeler tamamlanmıştır. Fakat sektörler hedeflenen serbest piyasa yapısına henüz kavuşmamıştır. Rekabet Kurumu bu sektörlerin rekabete açılması sürecinde etkin rol almıştır. İlgili piyasalarda yapılan özelleştirmelere yönelik Rekabet Kurulu nun önemli müdahaleleri olmuştur. RK ayrıca 2012 yılında Doğal Gaz Sektör Araştırması raporunu yayınlamıştır. Elektrik ve doğal gaz piyasaları aynı zamanda bir düzenleyici otorite olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nun sürekli gözetim ve denetimine tabidir. Bu durum bazen kurumlar arası yetki tartışmalarına da sebebiyet vermektedir. Türkiye ekonomisinin temel girdileri olan elektrik ve doğal gazın rekabetçi bir ortamda sunulması hedefi ile birlikte, Hükümet 2012 yılında piyasalardaki rekabetçi yapıyı güçlendirmek hedefi ile Elektrik Piyasası Kanunu Taslağı ve doğal gaz piyasasına yönelik Doğal Gaz Piyasası kanununda geniş değişiklikler öngören bir Taslak Kanun oluşturarak bu taslakları tartışmaya açmıştır. Bu seminerde elektrik ve doğal gaz piyasalarına ilişkin Kurul karar ve görüşleri, özelleştirmelere ilişkin son kararlar, Doğal Gaz Sektör Raporu, Kanun Taslakları ile getirilen rekabetçi yapı ve EPDK ve RK arasındaki yetki tartışmaları incelenecektir.
Hafta 15 (22 Mayıs 2013): Between sector specific regulation and competition regulation: contentious issues in the various infrastructure sectors (Prof. Dr. Matthias Finger): The European approach to the network industries is characterized, much more than anywhere else in the world, by the emergence of sector- specific regulation and regulators. This approach inevitably leads to some overlaps between sector- specific regulation on the one hand and preceding competition regulation on the other. In this seminar we will examine, sector by sector, where these overlaps lie, as well as whether it is possible and if yes how to overcome them.