İSRAİL İN YARDIM GEMİLERİNE MÜDAHALESİNİN ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN ANALİZİ

Benzer belgeler
Madde 87 Açık denizlerin serbestliği

Açık Denizler. (ders planı)

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

LAW 104: TÜRK ANAYASA HUKUKU 14 HAFTALIK AYRINTILI DERS PLANI Doç. Dr. Kemal Gözler Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde 1 Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı*

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENİZ EMNİYETİ VE GÜVENLİĞİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Terörle Mücadele Mevzuatı

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Güz Dönemi. HUK233 İdare Hukuku I Lisans Zorunlu Türkçe. Yok. Yok

YURTDIŞI İNŞAAT HİZMETLERİ SEKTÖRÜ İÇİN ULUSLARARASI TAHKİM REHBERİ

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

İÇİNDEKİLER İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...VII BİRİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ...IX İÇİNDEKİLER...XI KISALTMALAR...XXI

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

İDARİ YARGI DERSİ (VİZE SINAVI)

KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇU

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER...V KISALTMALAR... XIII GİRİŞ... 1

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

DİKEY INTERNATIONAL Law & Consultancy ULUSLARARASI TAHKİM KURUMUNUN YİD SÖZLEŞMELERİNDE UYGULANABİLİRLİĞİ

Dr. H. Zeynep NALÇACIOĞLU ERDEN MİLLETLERARASI YATIRIM HUKUKUNDA DOLAYLI KAMULAŞTIRMA

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÖZET...VII ABSTRACT...VIII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR LİSTESİ...XV GİRİŞ...1

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XXI BİRİNCİ BÖLÜM YARGI HAKKI, ULUSLARARASI YETKİ VE TAHKİM

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...VII İÇİNDEKİLER...IX

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

BİRİNCİ KİTAP DENETİM MEKANİZMASI (KURUMSAL HÜKÜMLER) BirinciBölüm GİRİŞ

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

Dr. MURAT YILDIRIM ULUSLARARASI VERGİ HUKUKU NDA TAHKİM

DEVLETİN HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN ULUSLARARASI SORUMLULUĞU

AKOFiS. Halkla İlişkiler Başkanlığı

A.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ DENİZ KAMU HUKUKU FİNAL SINAVI YANIT ANAHTARI 05 Ocak 2014; Saat: 14.30

ULUSAL İNSAN HAKLARI KURUMLARI ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞUN YORUM İLKELERİ

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TOPLUM VE HUKUK

«VERGİ ANLAŞMALARI VE UYGULAMASI» KONULU SEMİNER

T.C. AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI Trabzon Koza Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi PINAR ÖŞME PSİKOLOG

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

Dr. DERYA AYDIN OKUR. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Deniz Hukuku Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi DENİZ HUKUKUNDA

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Arabuluculukta Gizliliğin Korunması

İçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A.

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

: İstanbul Barosu Başkanlığı

Yard. Doç. Dr. SEMİN TÖNER ŞEN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi ULUSLARARASI HUKUKTA SOYKIRIM, ETNİK TEMİZLİK VE SALDIRI

Cansu KOÇ BAŞAR ROMA STATÜSÜ BAĞLAMINDA İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARDA DEVLET POLİTİKASI

İNSANCIL MÜDAHALE VE KORUMA SORUMLULUĞU. Dr. Sercan REÇBER

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 25626)

YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE SON 10 YILDA YAŞANAN GELİŞMELER BAŞBAKANLIK TEFTİŞ KURULU 2010

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ TÜRLERİ VE NİTELİKLERİ

Milletlerarası Hukuk İÖ Final Sınavı Cevap Anahtarı ( )

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

REKABET HUKUKUNDA TAZMİNAT TALEPLERİ

TÜRKİYEDE ÇEVRESEL BİLGİLENME HAKKI VE AB DİREKTİFLERİ. Yrd. Doç. Dr. Necla Akdağ Güney

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü. Sayı: B.18.0.ÇYG /06/2011 Konu: Yetki Devri Genelgesi

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir.

İdari Yargının Geleceği

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi

Prof. Dr. Işıl ÖZKAN Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi TANINMAMIŞ DEVLETLERİN YASA, HUKUKİ İŞLEM VE KARARLARININ TANINMASI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 15 GİRİŞ SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN UN AMACI, KAPSAMI,

ANAYASA HUKUKU DERSİ

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

TEMEL HUKUK BİLGİSİ Hukuka hâkim olan, hukuku hâkim kılan ve hukuku hâkim olan her şeye hâkim olur

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü Sayı :B.18.0.ÇYG MAYIS 2009 Konu :Yetki Devri Genelgesi

Salvador, Guatemala, Kamboçya ve Namibya gibi yerlerde 1990 ların barış anlaşmaları ile ortaya çıkan fırsatları en iyi şekilde kullanabilmek için

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

M. Gözde ATASAYAN. Kamu Hizmetlerinin Süreklilik ve Düzenlilik İlkesi

YRD. DOÇ. DR. ULAŞ KARAN. Uluslararası İnsan Hakları Hukuku ve Anayasa Hukuku Işığında EŞİTLİK İLKESİ VE AYRIMCILIK YASAĞI

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

4 Ocak 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: Başbakanlık Genelgesi 2004/12 Dilekçe ve Bilgi Edinme Hakkının Kullanılması

KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ

Transkript:

16 İsrail in kanlı Mavi Marmara baskını konusunda Türkiye nin Uluslararası Adalet Divanı sürecini işletmesi mümkün olabilir. Prof. Dr. Kamuran REÇBER Uludağ Üniversitesi İ.İ.B.F. U.İ.B. Devletler Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Abstract İSRAİL İN YARDIM GEMİLERİNE MÜDAHALESİNİN ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN ANALİZİ The Analysis of the Israeli Attack Against the Humanitarian Aid Flotilla in terms of International Law The relations between Turkey and Israel have been following a tight course in the recent years. The disrupted relations following the Davos Crisis came to the breakaway point when on May 31, 2010 Israel intervened in the civilian flotilla stating that they were carrying humanitarian aid to Gaza in the international waters. Because it was the ship named as Mavi Marmara (Blue Marmara) which was damaged the most and in the consequence of the intervention a number of Turkish citizens lost their lives or were wounded. Following this incident it was discussed in the media if the intervention was conformed with the law. In this study the subject is going to be dealt in terms of international law. On this purpose, firstly an evaluation is going to be done in a general and abstract nature about the situation and the progress of the international law on this matter.

17 İsrail in BMDHS nin 110. Md. sinde belirtilen hususları geniş yorumlayıp, bir devletin güvenliğini açıkça tehdit eden gemilere açık denizlerde de müdahale edilebileceğini kabul etsek bile, yapılan bu müdahale şeklinin hukuk kurallarına uygun olması gerekmektedir. Giriş 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail, Gazze ye insani yardım götürdüklerini beyan eden sivil gemilere uluslararası sularda seyir halindeyken müdahale etmiş ve bu müdahalenin sonucunda Türkiye Cumhuriyeti uyrukluğundaki çok sayıda sivil hayatını kaybetmiş veya yaralanmıştır. Müdahaleden en çok etkilen Mavi Marmara isimli gemi olmuştur. Bu müdahaleden sonra görsel ve yazılı basında, müdahalenin hukuka uyarlı olup olmadığı tartışılmıştır. Bu çalışmada da aynı hususun veya konunun uluslararası hukuka uyarlı olup olmadığı analiz edilmeye çalışılacaktır. Ancak öncelikle konuya yönelik uluslararası hukukun durumu ve gelişimi hakkında genel ve soyut mahiyette bir değerlendirme yapmak uygun olacaktır. Zira uluslararası hukukun gelişmişlik düzeyi veya yaptırım mekanizmasının güçlü olması, uluslararası krizlerin, uyuşmazlıkların vb. hususların önlenmesinde veya çözümlenmesinde doğrudan etkili olmaktadır. 1. Uluslararası Hukukun Uluslararası Toplumun İhtiyaçlarına Cevap Verememesi Sorunu Günümüzde uluslararası sularda veya açık denizlerde hukuk dışı olarak kabul edilebilecek eylemlerde (korsanlık yapan, uyuşturucu kaçakçılığı vb. faaliyetleri gerçekleştiren) bulunan çeşitli nitelikte sivil gemiler bulunmaktadır. Bu eylemlerde bulunalar, uluslararası hukuk kurallarını ihlal ederek birçok uluslararası hukuk süjesine ve özel hukuk kişisine zarar vermekte ve genel anlamda onları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, uluslararası hukuk süjeleri, bu tür eylemleri önlemek veya sorunun boyutlarını daraltmak gayesiyle çeşitli çalışmalar içerisine girmektedir. Ancak, uluslararası hukukun, gelişimi itibarıyla arzulanan düzeye ulaşamaması ve yaptırım mekanizmasının etkin olamaması nedeniyle bu eylemlerin önlenmesinde güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Bu konuda, uluslararası hukuk normları ve devletler veya uluslararası-uluslarüstü örgütlerin işbirliğinde bulunmaları şüphesiz önemli faktörler olmaktadır. Zira Montesquieu nün belirttiği gibi, hukuk eşyanın niteliğinden doğan zorunlu ilişkileri saptayan kurallar bütünüdür. 1 Bu bağlamda Georges Scelle in düşüncesinden 2 hareketle diyebiliriz ki, eşyanın niteliğinden doğan zorunlu ilişkileri her toplum biyolojik bir organizma gibi salgılamakta ve toplum içerisinde bulunan kanun koyucu, bu ilişkileri belirleyen kuralları araştırmakta, bulmakta/saptamakta ve onların etkinliğini kamu kudreti yoluyla sağlamaktadır. Bu anlamda, kanun koyucunun eşyanın niteliğine uygun olmayan düzenlemeler yapması durumunda, bu düzenlemelerin toplumun ihtiyaçlarıyla uyuşmaması nedeniyle etkinlikleri zayıf olmaktadır. Bu düşünce itibarıyla, uluslararası toplum için de bir kanun koyucunun varlığından bahsetmek gerekmektedir. Ancak, günümüz itibarıyla bu kanun koyucunun ulusal hukuklardaki gibi gelişmiş olduğu söylenemez. Öyle ki, salt uluslararası topluma, dolayısıyla uluslararası hukuka ait bir yasama organının olmayışı nedeniyle, uluslararası hukukta yasal düzenlemeler, genel anlamda bir yandan uluslararası hukuk süjelerinin tutum ve davranışlarından doğan teamül kurallarıyla (droit coutumier), diğer yandan bu süjelerin kendi aralarında yaptıkları çeşitli uluslararası işlemlerle (andlaşma, anlaşma, sözleşme, protokol vb.) gerçekleşmektedir. 3

18 Saldırıya uğrayan Mavi Marmara gemisi İsrail, insani yardım konvoyunu şiddete başvurmadan engellemesi mümkünken, çok sayda sivili öldürmeyi tercih etti. Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi, bu tür yasal düzenlemeler, uluslararası hukukta meydana gelen çeşitli haksız eylemleri veya işlemleri önlemeye veya cezalandırmaya yetmemektedir. Fakat bu tür bir düşünceden de hukuk kurallarının sürekli olarak ihlal edildiği anlamının çıkarılmaması gerekmektedir. Bir hukuk düzeni, kendi hukuk süjeleri tarafından zaman zaman ihlale maruz kalabilmektedir. Bir hukuk düzeni olarak uluslararası hukuk da sıklıkla ihlal edilebilmektedir. Edip F. Çelik in belirttiği gibi eğer hukuk düzeni, çiğnenmesi olanaksız olsaydı anlamını yitirirdi 4. Bu bağlamda, uluslararası hukuk düzeni, kendisine aykırı eylem ve işlemlerin olabileceğini varsaymakta ve bunları önleyecek bir ceza dolayısıyla yaptırım sistemi öngörmektedir. Ancak, bu sistem, uluslararası hukuk süjesi olan devletlerin egemenliklerinden yeterince feragatte bulunmamaları nedeniyle etkin olarak kullanılamamaktadır. Fakat bu düşünceden hareket ederek uluslararası hukukta işlenen suça veya haksız eyleme (duruma göre haksız işleme) karşılık bir yaptırımın olmadığı veya olamayacağı anlamı çıkarılmamalıdır. Ulusal hukuk düzenlerinde, hukuka aykırı eylemler yapıldığında ve işlemler tesis edildiğinde, bunları önleyecek veya bu hukuk düzenlerine uyulmasını sağlayacak bir yandan kolluk kuvvetleri, diğer yandan

19 İsrail, kara sularına rotasını çevirmiş olan bu gemilerin yönlerini değiştirmelerini sağlayacak önlemler almayı, gemilerde bulunan kişileri orantısız güç kullanmayarak etkisiz hale getirme konusunda çaba sarf etmeyi tercih edilebilirdi. da bu haksız eylem veya işlemlere yönelik suçluya ceza verebilecek ve bu konuda mağduriyeti giderebilecek yargı organları bulunmaktadır. Ayrıca, haksız eylemin veya işlemin idari nitelikte olması nedeniyle, iç hukukta yetkilendirilmeleri veya yetki kullanma yetkisiyle donatılmaları kaydıyla idari makamların da bu konuda kınama, uyarma, ilişik kesme, para cezası verme vb. yetkilerinin olduğunu da belirtmek gerekir. Böyle olmakla birlikte, demokratik bir devlet yapısında idarenin her türlü eylem ve işlemi (kuraldışılıklar saklı kalmak kaydıyla) yargı denetimine tâbidir 5. Oysa ki uluslararası hukukta, ulusal hukuk düzenlerinde olduğu gibi etkin bir idari ve yargı mekanizması tam anlamıyla kurulamamıştır. Bu durum da, yukarıda belirttiğimiz gibi devletlerin egemenlik yetkilerinden yeterince feragatte bulunmamalarıyla doğrudan ilintilidir. Uluslararası hukuk düzeninde, yapılan bir haksız eyleme karşı özellikle Birleşmiş Milletler itibarıyla önlemler alınabilmekte, ancak Güvenlik Konseyi nde yer alan beş daimi devletin veto haklarının bulunması nedeniyle zaman zaman uluslararası barışın korunması veya haksız eyleme karşı gerekli hallerde uluslararası barışın yeniden tesisi konularında yetersizlikler ortaya çıkabilmektedir. Diğer yandan, yetkilendirildiği alanlar itibarıyla kısmen uluslarüstü niteliğiyle Avrupa Birliği hukuk düzeni hariç, uluslararası hukukta yargı yetkisinin oluşturulması veya uluslararası hukuk süjeleri arasında meydana gelen veya gelebilecek uyuşmazlıklarda uluslararası yargıya gidilmesi ihtiyari niteliktedir. Genel ve soyut olarak diyebiliriz ki (kuraldışılıklar saklı kalmak kaydıyla), uluslararası yargı organlarının yargı yetkisinin tanınması veya kabul edilmesi uluslararası hukuk süjelerinin isteğine bırakılmıştır. Uluslararası hukukta haksız eylem veya işlemlere karşı Birleşmiş Milletler Kurucu Andlaşması düzenlemelerine göre, bir yandan savaşa varan veya varmayan zorlama önlemlerine kollektif bazda başvurmak mümkün olabilirken (Birleşmiş Milletler Kurucu Andlaşması nın özellikle VII. Bölüm düzenlemeleri) diğer yandan gerek bireysel gerek kollektif meşru müdafaa hakkı da kullanılabilmektedir. Belirtmek gerekir ki, Birleşmiş Milletler Kurucu Andlaşması, uluslararası hukuk süjesi olan devletlerin egemenliklerine saygı konusunda düzenlemeler içermektedir. Örneğin Birleşmiş Milletler Kurucu Andlaşması nın 2. Md. sinin 1. Prg. ı, Birleşmiş Milletler in tüm üyelerin egemen eşitliği ilkesi üzerine kurulduğunu belirtmektedir. Yine bu maddenin 7. Prg. ı üye devletlerin münhasıran ulusal yetkilerinde bulunan konularda Birleşmiş Milletler Kurucu Andlaşması nın VII. Bölüm düzenlemeleri hariç olmak üzere, bu Andlaşmanın hiçbir hükmünün Birleşmiş Milletler in herhangi bir müdahalesine izin vermeyeceğini düzenlemektedir. Uluslararası hukuk süjesi olarak Türkiye de uluslararası hukuk kurallarına bağlı ve bu kurallar çerçevesinde, münhasıran ulusal yetkisinde bulunan konularda bağımsız hareket edebilen ve üniter yapıya sahip bir devlettir. Türkiye ye karşı uluslararası hukuk açısından yapılabilecek haksız bir eylem, uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, Türkiye nin kendini savunmasını gerekli kılmaktadır. İsrail in yukarıda bahsettiğimiz yardım gemilerine silahlı müdahalesinde hayatını kaybeden veya yaralanan gerçek kişilerin Türkiye Cumhuriyeti uyrukluğunda bulunmaları nedeniyle, Türkiye nin uluslararası hukuktan kaynaklanan diplomatik himaye hakkı bulunmaktadır. Bu hakkın Türkiye tarafından kullanılması son derece doğaldır. Bu konuda Türkiye girişimde bulunmuş ve zarar görenlerin zararlarının taz-

20 İsrail, sözde bir soruşturma komisyonu ile kanlı eylemi inceledi. Sonuçta olayın failleri kahraman ilan edildi. mini, İsrail tarafından özür dilenmesi, el konulan gemilerin serbest bırakılması gibi taleplerde bulunmuştur. Elbette bu tür girişimler uluslararası hukuk açısından diplomatik himaye kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak, İsrail in bahsettiğimiz askeri müdahalesinin hukuka uyarlı olup olmaması hususu, bu diplomatik himaye hakkını önemli hale getirmektedir. 2. İsrail in Yardım Gemilerine Askeri Müdahalesi İsrail in uluslararası sularda yardım gemilerine yaptığı askeri müdahalenin uluslararası hukuka uyarlı olup olmadığını analiz edebilmek için uluslararası sulara ilişkin rejimi düzenleyen Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi nin (BMDHS) ilgili düzenlemelerini dikkate almak gerekmektedir. 1982 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen ve 1994 yılında yürürlüğe giren BMDHS nin açık deniz (haute mer) başlığı altında yer alan ve denetim hakkı başlıklı 110. Md. si bir sivil gemiye müdahale edebilmenin şekil ve koşullarını düzenlemektedir. Bu maddeye göre; 1- Müdahalenin bir andlaşma ile tanınan yetkilerden kaynaklanması durumu dışında, açık denizde 95. ve 96. Md. lerde öngörülen tam dokunulmazlıklardan yararlananlar haricindeki bir yabancı gemiyle karşılaşan bir savaş gemisi aşağıda belirtilen konularda ciddi nedenler olmadıkça, bu gemiyi durdurup denetleme hakkına sahip değildir: a) Geminin deniz haydutluğu yaptığı; b) Geminin köle ticaretine karıştığı; c) Savaş gemisinin bayrağını taşıdığı devletin 109. madde uyarınca yargılama yetkisine sahip olduğu bir durumda, geminin izinsiz yayına hizmet ettiği; d) Geminin tabiiyetsiz olduğu veya e) Yabancı bir bayrak çekmiş olmasına veya bayrağını göstermekten kaçınmasına rağmen, geminin

21 Türkiye, Adalet Divanı ndan danışma görüşü alınması için BM Genel Kurulu nu harekete geçirmeyi de denemelidir. Bunu başarıp Divan dan danışma görüşünü almayı sağlayabilirse, haklılığını BM nin en etkin organlarından biriyle kanıtlaması mümkün olabilecektir. gerçekte savaş gemisiyle aynı tabiiyette olduğu. 2-1. Prg. ta öngörülen durumlarda, savaş gemisi, geminin bayrağını çekmeye yetki veren belgelerinin doğruluğunu inceleyebilir. Bu amaçla şüpheli gemiye bir subayın kumandasında bir araç gönderebilir. Belgelerin incelenmesi sonucunda şüpheler devam ederse, gemide mümkün olan nezaketle daha etraflı incelemeye geçilebilir. 3- Şüpheler gerçekleşmezse, durdurulan geminin şüpheleri haklı gösterecek hiçbir eylem yapmaması şartıyla, maruz kaldığı her türlü zarar ve kayıp tazmin edilecektir. 4- İşbu hükümler gerekli değişikliklerle askeri uçaklara da uygulanır. 5- İşbu hükümler, keza açık dış işaretlerle bir kamu hizmetine tahsis edilmiş oldukları ve bu konuda yetkili kılındıkları belli olan, diğer gemilere veya uçaklara da uygulanabilir. Bu düzenleme dikkate alındığında, insani yardım taşıyan bir gemiye yönelik bir müdahalenin yapılabileceğine dair bir açıklama bulunmamaktadır. Böyle olmakla birlikte bu türden bir askeri müdahale İsrail tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu maddeyi geniş yorumlayıp, bir devletin güvenliğini açıkça tehdit eden gemilere açık denizlerde de müdahale edilebileceğini kabul etsek bile, yapılan bu müdahale şeklinin hukuk kurallarına uygun olması gerekmektedir. Bu anlamda, İsrail, kara sularına rotasını çevirmiş olan bu gemilerin yönlerini değiştirmelerini sağlayacak önlemler alması, gemilerde bulunan kişileri orantısız güç kullanmayarak etkisiz hale getirmesi konusunda çaba sarf etmesi tercih edilebilirdi. Bu konuda, özellikle Türkiye de görsel ve yazılı basında hukuk kuralları dışlanarak, siyasi argümanlar kullanılarak birtakım duygusal ağırlıklı açıklamalar veya analizler yapılmıştır. Bu anlamda, konu hakkında hukuksal argüman veya dayanaklar bazında görüş açıklamak veya analizlerde bulunmak tercih edilmelidir. Oysa ki uluslararası hukuk açısından yukarıda belirttiğimiz BMDHS de konuya ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, bu türden bir düzenlemenin bulunmaması teamül mahiyetindeki normların dışlanmasını gerektirmemektedir. Bu anlamda, ilgili yardım gemilerine yönelik orantısız güç kullanmak yerine, ulusal güvenliğin tehdit edilmesi hususu gerekçe gösterilerek bu gemilerin rotasının askeri gemiler aracılığıyla değiştirilmeye zorlanması tercih edilebilirdi. Kaldı ki bu türden bir müdahalede, yukarıda belirttiğimiz gibi gerekmedikçe orantısız güç kullanılmaması gerekirdi. Zira, her eyleme yönelik öldürme maksadıyla hareket edildiği takdirde, hukukun üstünlüğünden, temel hak ve özgürlüklerin korunmasından bahsetmek mümkün olamayacaktır. Bir devletin ülkesinde izinsiz olarak yapılan bir gösteride, göstericiler uyarılmadan, dağılmaya zorlanmadan doğrudan silah kullanılması hukuk dışı bir eylem olarak değerlendirilmektedir. Özellikle gelişmiş veya demokratik hukuk kurallarını üstün kılan devletlerde, silahlı kuvvete müracaat etme ancak zorunlu olan hallerde mümkün olabilmektedir. Ayrıca, silahlı kuvvete müracaat edilse bile, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin 2. Md. sinin 2. Prg. ı da ancak şu durumlarda öldürmenin meşru olduğunu kabul etmektedir: Öldürme, aşağıdaki durumlardan birinde kuvvete başvurmanın kesin zorunluluk haline gelmesi sonucunda meydana gelmişse, bu maddenin ihlali suretiyle yapılmış sayılmaz: a) Bir kimsenin yasadışı şiddete karşı korunması için; b) Usulüne uygun olarak yakalamak için veya

22 Türkiye nin tek taraflı olarak uygulayabileceği yaptırım mahiyetindeki yöntemler arasında ekonomik ve askeri karakterli olanları da belirtmek gerekir. Ekonomik yöntemler arasında, ticaret hacminin daraltılması, ortak askeri operasyonlardan vazgeçilmesi, çeşitli ihalelerin iptali veya yapılmaması söz konusu olabilmektedir. usulüne uygun olarak tutuklu bulunan bir kişinin kaçmasını önlemek için; c) Ayaklanma veya isyanın, yasaya uygun olarak bastırılması için. Yukarıda belirttiğimiz hususlar nedeniyle uluslararası hukuk açısından haklılığını ileri süren Türkiye nin uluslararası hukuka uyarlı olmak kaydıyla yapabileceği eylemlerin veya işlemlerin olabileceğini belirtmek gerekmektedir. 3. İsrail in Askeri Müdahalesi Nedeniyle Türkiye nin Müracaat Edebileceği Yöntemler Konuya yönelik Türkiye nin uluslararası hukuk kuralları ve uluslararası sistem içerisinde yapabileceği eylem veya işlemleri genel olarak siyasi, ekonomik, askeri ve hukuki yöntemler olarak dört gurupta toplamak olasıdır. Elbette sportif, sosyal, kültürel gibi yöntemleri de burada belirtmek de yarar vardır. 3.1. Siyasi Yöntemler Siyasi yöntemler kapsamında, Türkiye, İsrail nezdinde yukarıda bahsettiğimiz gibi diplomatik himaye hakkını kullanmış, el konulan gemilerin derhal serbest bırakılmasını istemiş, askeri müdahale nedeniyle özür dilenmesini talep etmiş ve verilen zarar nedeniyle tazminat ödenmesini dile getirmiştir. Bu konuda, makalenin yazıldığı Temmuz 2010 tarihi itibarıyla sadece İsrail tarafından el konulan üç gemi serbest bırakılmıştır. Özür dileme ve verilen zararın tazminine yönelik herhangi bir gelişme sağlanamamıştır. Türkiye nin siyasi yöntemler çerçevesinde uyguladığı veya uygulamaya devam edebileceği hususlardan birisi de diplomatik temsili hiyerarşik anlamda alt düzeydeki diplomatik misyonla sürdürmesidir. Bu tür bir uygulamaya, uluslararası hukuk süjesi olan devletler tarafından sıklıkla müracaat edilmektedir. Ayrıca, Türkiye konuya yönelik uluslararası kuruluşlarda haklılığını sağlayacak nitelikte çalışmalar veya açıklamalar yapmayı tercih edebilir. Ancak, bu tür çalışmaların veya açıklamaların mutlaka hukuksal argümanlarla desteklenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, bu konuda gösterilecek faaliyetlerin inandırıcılığı da olmayacaktır. Uluslararası örgütler nezdinde konuya yönelik araştırmalar yapılması hususunda çabaların artırılması gerekmektedir. Örneğin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2006 yılında kurulan İnsan Hakları Konseyi, İsrail tarafından gerçekleştirilen askeri müdahale esnasında, insan hakları hukukunun ihlal edilip edilmediğini araştırmak için 23 Temmuz 2010 tarihinde üç bağımsız uzman kişiden oluşan bir komisyon kurmuştur. İnsan Hakları Konseyi Başkanı S.E. Sihasak Phuangketkeow un atadığı üç uzman kişiden Sir Desmond de Silva (İngiltere den) 2005 yılında Sierra Leone için kurulan Birleşmiş Milletler Özel Mahkemesi nde savaş suçları konusunda başsavcılık, Karl Hudson-Phillips (Trinité-et-Tobago dan) Uluslararası Ceza Makemesi nde 2003 2007 yılları arasında yargıçlık ve Mary Shanthi Dairiam (Malezya dan) ise Birleşmiş Milletler ve Asya bölgesel forumlarında insan hakları (özellikle kadınlara karşı uygulanan ayrımcılıkların giderilmesi) konusunda görev yapmıştır. Bu arada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanlığı nın 1 Haziran 2010 tarihli Deklaras-

23 yonunda da bir uluslararası soruşturma komisyonunun kurulması kararının da alındığını belirtmek gerekir. Konuya ilişkin olarak, 1 Haziran 2010 tarihinde 6326 nolu seansta toplanan ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Başkanlığı Deklarasyonu olarak kabul edilen belgenin ilk paragrafında, İsrail tarafından gerçekleştirilen askeri operasyonda hayatını kaybeden ve yaralanan kişiler nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üzüntülerini dile getirmekle yetinmiştir. Bu Deklarasyonun üçüncü paragrafında ise askeri müdahaleye ilişkin tarafsız ve etkin bir şekilde çalışacak olan bir soruşturma komisyonunun kurulması kararı alınmıştır. Bu Deklarasyon genel ve soyut olarak değerlendirildiğinde, İsrail tarafından uluslararası sularda gerçekleştirilen askeri müdahalenin hukuk dışı sayılma ihtimalinin olması nedeniyle, bu müdahalenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından soruşturmaya tâbi tutulması benimsenmiştir. Konuya ilişkin olarak uluslararası soruşturma komisyonunun tesis edeceği raporun gelecekte meydana gelebilecek operasyonların meşruiyetine ilişkin kısmen de olsa bir açıklama gücüne sahip olması söz konusu olacaktır. Diğer yandan Türkiye, Uluslararası Adalet Divanı ndan danışma görüşü (hukuksal anlamda bağlayıcı olmayan) alınması için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nu harekete geçirmeyi de denemelidir. Eğer, Türkiye Genel Kurul u harekete geçirmeyi başarıp Uluslararası Adalet Divanı ndan danışma görüşünü almayı sağlayabilirse, haklılığını Birleşmiş Milletlerin en etkin organlarından biriyle kanıtlaması mümkün olabilecektir. Ancak, Uluslararası Adalet Divanı nın aksi yönde de bir karar alma ihtimalinin olduğunu belirtmek gerekmektedir. Bu konudaki en somut örnek Sırbistan ın Genel Kurul u harekete geçirerek Kosova nın bağımsızlığı konusunda Uluslararası Adalet Divanı ndan danışma görüşü alınmasını sağlamasıdır. Ancak alınan danışma görüşü Sırbistan ın çıkarlarına uygun olmamıştır. Zira, Uluslararası Adalet Divanı, 22 Temmuz 2010 tarihinde tesis ettiği kararında Kosova nın bağımsızlığını ilan etmesini uluslararası hukuka uygun bulmuştur. 3.2. Ekonomik ve Askeri Yöntemler İki devlet arasındaki uyuşmazlığa ilişkin Türkiye nin tek taraflı olarak uygulayabileceği yaptırım mahiyetindeki yöntemler arasında ekonomik ve askeri karakterli olanları da belirtmek gerekir. Ekonomik yöntemler arasında, ticaret hacminin daraltılması, ortak askeri operasyonlardan vazgeçilmesi, çeşitli ihalelerin iptali veya yapılmaması söz konusu olabilmektedir. Ancak, belirtmek gerekir ki, gerek ekonomik gerek askeri yöntemler kapsamında tatbik edilebilecek yaptırımların Türkiye nin de ulusal çıkarları ile uyumlu olması gerekmektedir. Bu anlamda, yukarıda belirtilen siyasi nitelikteki yöntemlerin öncelikle uygulanması tercih edilmelidir. Zira, tatbik edilebilecek ekonomik veya askeri yöntemlerin maliyet açısından Türkiye ye de olumsuz diyebileceğimiz yansımaları olacaktır. Bu anlamda maliyetlere ilişkin hesaplamanın iyi yapılması gerekmektedir. 3.3. Hukuki Yöntemler Bu yöntemlerin içerisinde en etkin olabilecek olanı yargı yoluna müracaat etmektir. Elbette tarafların anlaşarak sorunu hukuki yöntemler içinde sayabileceğimiz hakemlik/tahkim yoluna götürmeleri de mümkündür. Ancak yargı yoluna müracaat etmeden önce Birleşmiş Milletler Kurucu Andlaşması nın 33. Md. 6 düzenlemelerini de dikkate alarak siyasi yöntemlerle sorunun çözümlenmesi tercih edilmelidir. Siyasi yöntemlerle çözülemeyen sorunların hukuksal metotlarla çözümünde tesis edilecek kararların bağlayıcı olduklarını belirtmek gerekir. Hukuki yöntemler açısından Türkiye, İsrail in askeri müdahalesini bir devlet sorunu olarak değerlendirip siyasi yollarla bir çözüm bulunamaması halinde (örneğin özür dilenmemesi, zararın tazmin edilmemesi gibi), Uluslararası Adalet Divanı nın yargı yetkisine müracaat edebilir. Uluslararası Adalet Divanı nın yargı yetkisine müracaat etmenin ihtiyari olduğunu belirtmek gerekmektedir. Elbette bu tür müracaat, iki devletin ortak rızasıyla veya tek taraflı olarak

24 yapılabilmektedir. Ancak, tek taraflı müracaatta İsrail in itiraz etmesi halinde Uluslararası Adalet Divanı yüksek olasılıkla yapılan müracaata ilişkin yetkisizlik kararı vermesi söz konusu olacaktır. Yapılan müracaata ilişkin İsrail itiraz etmezse, sessiz kalırsa veya davaya iştirak ederse, davanın sonucunda çıkacak karara da Türkiye gibi uymak zorunda kalacaktır. Tesis edilen bu türden bir karara bir devletin uyumaması durumu ise yukarıda belirttiğimiz uluslararası hukuktaki yaptırım mekanizmasının zayıflığını tekrar gündeme getirecektir. Sonuç Yukarıda belirttiğimiz gibi, uluslararası sularda veya açık denizlerde seyreden sivil gemilere yönelik denetim yapma veya müdahalede bulunmanın koşulları BMDHS nin 110. Md. sinde belirtilmiştir. Bu maddede belirtilen hususlar dikkate alındığında İsrail in ilgili yardım gemilerine müdahale etmesini gerektirecek açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Böyle olmakla birlikte, İsrail, açık denizlerde seyreden bu gemilerin rotasının kendi kara sularına yönelik olduğunu ve bu nedenle ulusal güvenliğini tehdit ettiğini gerekçe göstererek müdahale etse bile, müdahale şeklinin hukuk normlarına uygun olması, müdahalede yaşama hakkının korunması konusunda üst düzeyde önlemlerin alınması ve gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekirdi. Aslında İsrail in sivil gemilere yönelik askeri müdahalesini sadece bu olay veya olgu kapsamında değerlendirmemek gerekmektedir. İki kutuplu sistemin sona ermesi sonrası Türkiye nin Ortadoğu da etkin bir devlet veya aktör haline gelmeye çalışması ile birlikte iki devletin çıkar çatışmasına girmesi söz konusu olmuştur. İsrail in kurulmasından ve Türkiye nin bu devleti tanımasından itibaren iki devlet arasında zaman zaman krizlerin yaşandığı görülmektedir. Ancak, bu krizlerin veya problemlerin çoğu İsrail in Arap devletlerine uyguladığı politikalara ilişkindir. Bunlardan birisi de İsrail in Gazze ye uyguladığı politikanın 2007 yılında Davos ta yapılan toplantı esnasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından eleştirilmesidir. Daha sonra İsrail in Tel Aviv Büyükelçimize uyguladığı alçak koltuk veya sandalye krizi de bir anlamda Davos ta yaşananların bir rövanşı niteliğinde olmuştur. Son olarak İsrail in sivil gemilere askeri müdahalesi de iki devlet arasındaki kriz ortamını tırmandırmıştır. Sonuç olarak, yıllardır bölge içerisinde işbirliği halinde olan iki devlet, iki kutuplu sistem sonrası Ortadoğu bölgesine yönelik rekabet içerisine girseler bile, yukarıda belirttiğimiz sivil gemilere yönelik askeri müdahale krizini siyasi veya hukuki metotlarla çözmeleri halinde, aralarındaki rekabet ortamını işbirliğine çevirmeleri de mümkündür. Aksi halde, Ortadoğu ya yönelik uluslararası barış ve güvenliğin tehlikeye girmesi söz konusu olacaktır. DİPNOTLAR 1 Edip F. Çelik, Milletlerarası Hukuk, Birinci Kitap, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1984, s. 1. 2 Ibid., s. 22 27; Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, I. Kitap, Turhan Kitabevi, Ankara, 1997, s. 14-15. 3 Ayrıca, bu konuda uluslararası hukukun ana kaynakları içerisinde kabul edebileceğimiz genel hukuk ilkelerini veya hukukun genel ilkelerini ve yardımcı kaynak niteliğinde benimseyebileceğimiz içtihat ve doktrini de hatırlatmak gerekir. 4 Çelik, op.cit., s. 7. 5 Bu konuda bkz., 1982 Anayasası nın 125. Md. si. 6 Birleşmiş Milletler Kurucu Andlaşması nın 33. Md. si şu düzenlemeyi içermektedir: 1. Süregitmesi uluslararası barış ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düşürebilecek nitelikte bir uyuşmazlığa taraf olanlar, her şeyden önce görüşme, soruşturma, arabuluculuk, uzlaşma, hakemlik ve yargısal çözüm yolları ile bölgesel kurulu ya da anlaşmalara başvurarak veya kendi seçecekleri başka yollarla buna çözüm aramalıdırlar. 2. Güvenlik Konseyi, gerekli gördüğünde, tarafları aralarındaki uyuşmazlığı bu gibi yollarla çözmeye çağırır.