TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. BUNALIM ÇALIŞTAYI 2008/2 http ://www.tek. org.tr. KÜRESEL KRİZ ve TÜRKİYE DE BANKACILIK. Tevfik Bilgin



Benzer belgeler
Bankacılık sektörü değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

Özel sektör Dış Borçları: Yeni bir kırılganlık kaynağı mı?

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

Küresel gelişmeler, Türkiye ekonomisi ve bankacılık sektörü. 21 Ocak 2015

Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

Türkiye Bankacılık Sistemi 1, 2 Eylül 2007

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU NUN 31 ARALIK 2014 TARİHİ İTİBARİYLE BİTEN HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Mayıs 2012, No: 33

tcmb nin kararları ve bankalar

Türk Bankacılık Sistemi. Eylül 2005

Sermaye Piyasaları ve Ekonomik Program

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 74

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

GÖSTERGELER. Altın ihracat ve ithalatı (Bin $) Altın ihracatı (Milyon $)

ISLAMIC FINANCE NEWS ROADSHOW 2013-TURKEY

Marmara Üniversitesi Finans Sektöründe Yabancı Sermaye Sempozyumu

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

GROUPAMA EMEKLİLİK FONLARI DAĞILIMI

31/12/2004 tarihli Bilanço (YTL) 31/12/2004 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) 10,122,098.- Borçlar (-) -20,410.-

Fon Performans Bülteni Aralık Önce Sen

Seçilmiş Haftalık Veriler* 3 Temmuz 2015

Her. Pazar BRUNCH. #OlmasadaOlur. Düzenli destekte bulunmak için ü arayabilirsiniz.

GÖSTERGELER YABANCI HAREKETİ:

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

Bankacılık sektörü Mart. Mayıs 2008

Çeyrek Raporu

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

BİREYSEL PORTFÖY YÖNETİMİ

Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun Sayın Üyeleri; şahsım ve Kurumum adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Banka, Şube ve Personel Sayıları

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık :24

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Finans Portföy Yönetimi A.Ş. tarafından yönetilen

Halka Arz Tarihi 07/11/2008 Portföy Yöneticileri. Fon Toplam Değeri 527, Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

Küresel Kriz Sonrası Türkiye de Finansal Sistem Bankacılık Sektörü

Küresel Kriz ve. Bekir Sıtkı ŞAFAK Sermaye Piyasası Kurulu

Dış Kırılganlık Göstergelerinde Bozulma Riski

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU. Yatırım Ve Yönetime İlişkin Bilgiler

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ekim 2011, No:8

TEB MALİ YATIRIMLAR A.Ş YILI 1. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU. Raporun Ait Olduğu Dönem :

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ

Banka, Şube ve Personel Sayıları


AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. B TİPİ TAHVİL BONO FONU PERFORMANS SUNUM RAPORU

FİBA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. LİKİT ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

Zaman tercihinden dolayı paranın zaman değeri her zaman söz konusudur. Parayı şimdi yada gelecekte almanın tercihi hangisi daha avantajlı ise ona

TÜRKİYE AÇISINDAN EURO NUN ROLÜ

Cari açıktan fazla döviz geldi, on yılda 68 milyar Merkez Bankası rezervine eklendi (Milyon $)

01/01/ /12/2004 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPORU

Ayın Yatırım Sözü: Vasatın üstünde getirinin yolu, sıradışı ve rahat olmayan yatırımdan geçer. -- Howard Marks (Oaktree)

Ekonomide ve bankacılık sektöründe gelişmeler. Ocak-Eylül 2012 dönemi değerlendirmesi

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Groupama Emeklilik Fonları

PARA POLİTİKASI AMAÇLARI VE ARAÇLARI TÜRKİYE UYGULAMASI

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

GRAFİK LİSTESİ. Grafik I.7.

Uluslararası Karşılaştırmalar İtibariyle Bankacılık Sektörü. Ekim 2018

Günlük Bülten. 17 Mayıs Piyasa Yorumu

MNG BANK A.Ş. BİLANÇOSU

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri Raporuna İlişkin Yöntemsel Açıklama

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

MERKEZ BANKASI VE FİNANSAL İSTİKRAR

GÖSTERGELER CARİ DENGE: Revize ödemeler dengesi (Milyon $)

TEB PORTFÖY KISA VADELİ BORÇLANMA ARAÇLARI FONU

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ağustos 2012, No: 38

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI GRAFİK LİSTESİ

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

Bireysel Emeklilik Fon Bülteni...

Türkiye Sermaye Piyasası. Mayıs 2011 Mayıs 2011 Almanya

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

ÇALIK YATIRIM BANKASI A.Ş. ENFLASYONA GÖRE DÜZELTİLMİŞ KONSOLİDE OLMAYAN BİLANÇOSU

GÖSTERGELERİ > > PİYASALAR: TÜRKİYE NİN HABER

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

Büyüme, Tasarruf-Yatırım ve Finansal Sektörün Rolü. Hüseyin Aydın Yönetim Kurulu Başkanı

Dış Borç İstatistikleri

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

Fonun Yatırım Stratejisi

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

GÖSTERGELERİ > > TÜRKİYE NİN HABER

Aegon Emeklilik ve Hayat A.Ş. Para Piyasası Likit Kamu Emeklilik Yatırım Fonu İstanbul

Aylık ve yıllıklandırılmış cari denge (Milyon $)

VİRTUS Serbest Yatırım Fonu. Finans Yatırım Bosphorus Capital B Tipi Değişken Fon

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

İÇİNDEKİLER. BDDK, Veri ve Sistem Yönetimi Daire Başkanlığı 2

Seçilmiş Haftalık Veriler* 27 Şubat 2015

Transkript:

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU BUNALIM ÇALIŞTAYI 2008/2 http ://www.tek. org.tr KÜRESEL KRİZ ve TÜRKİYE DE BANKACILIK Tevfik Bilgin Aralık, 2008

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE DE BANKACILIK Tevfik Bilgin BDDK Başkanı Konuşmama başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli hocamızın daveti üzerine çalıştaya son anda katıldım dolayısıyla programda ismim yok. Bu nedenle programı da aksatmamak için kısaca görüşlerimi iletmek istiyorum. Tabi bizim ilgilendiğimiz alan biraz daha pratik bir alan, rakamlarla uğraştığımız bir alan. Dolayısıyla biraz daha somut bilgiler size aktarmak istiyorum. Müsaade ederseniz, konuşmamın başında bir ara çok moda olan Greenspan in o ünlü kitabı ile başlamak istiyorum. Kitabında Greenspan in uçağı 11 Eylül Olayları sırasında Avrupa da bir kentten havalanıyor, uçak havada iken 11 Eylül olaylarının olduğu haberi geliyor ve Greenspan kokpite giderek, yardımcısı ile konuşuyor. Yardımcısına artık B planına geçebiliriz diyor. Yani Amerika da her şey bu kadar dizayn edilmiş. Aksi bir şey olursa B, o da olmazsa C planları var. Benim anlayamadığım yıllardır bu kadar şişen bir balonu nasıl oldu da Amerika göremedi. Bunu da ilk tespitim olarak sizlere aktarmak istiyorum. İkinci husus kriz hakkında pek çok veri karşımıza çıkıyor Vix endeksi, Itraxx endeksi gibi ama benim baktığım veya önem verdiğim çevremde de gördüğüm bazı göstergeler var. Ankara da Ostim önemli bir sanayi bölgesi. Elektriğini kendi üretiyor ve bunu da internette veriyor. Siteye girdiğinizde rahatlıkla görebilirsiniz. Ostimin elektrik üretimi 6-7 aydır gittikçe azalıyor. Bankaların çağrı merkezlerine gelen telefonlar şiddetli bir şekilde azalıyor, bilgisayar oyun satışları çok yüksek bir şekilde artıyor ve milli piyango biletlerinin yüzde doksanı dün itibarıyla satılmış durumda. Bunlar da farklı göstergeler. Diğer bir husus, değerli konuklar, gösterge ve beklenti arasındaki fark. Acaba göstergeler mi beklentileri değiştiriyor yoksa beklentiler mi göstergeleri değiştiriyor? Gözlemlediğimiz, beklentiler göstergeleri değiştiriyor. İnsanların beklentileri ileriye yönelik, tavırları ileride olacak bir iki ay sonra olacak göstergeleri de değiştirmekte, dolayısıyla göstergelerin sırrına vakıf olabilmek de ayrı bir yetenek. Ayrıca sırrına vakıf olamadığımız bir şeyin de politikasını başarıyla yapmamız oldukça güç. Diğer bir tespit ise faizlerle ilgili. Piyasada bana göre şu anda 3 türlü faiz var. Bir tanesi Merkez bankamızın faizi, ikincisi piyasa faizi ki normal dönemlerde 1

Merkez Bankası faizi ile piyasa faizinin birbirine yakın olması gerekir. Elbette ki eşit olmaz ama birbirine yakın olması beklenir. Fakat arada ciddi bir fark görüyoruz ki bu da piyasadaki tansiyonu gösteriyor. Tansiyonun nedeni beklentiler olabilir, risk algılaması olabilir ve sair nedenler olabilir. Ayrıca bu dönemde üçüncü bir faiz çıktı karşımıza. Bu aslında her zaman vardı ama şimdi daha fazla gündemde: tefeci faizi. Eğer Bankalara gidemeyen iş adamı varsa ya da paraya ihtiyacı olan kesimler varsa bunlar tefecilere gitmek zorunda kalmışlardır ve maalesef bu dönemde en aktif çalışan piyasalardan birisi olarak yüksek faizi ile tefeci piyasası karşımıza çıkmıştır. Bu üçlü faiz döneminden geçtiğimizi de bir tespit olarak sizlere aktarmak istedim. Diğer bir husus ise bankacılık hakim bir piyasanın Türk mali sisteminde yer alıyor olması. Bunun ekonomik tarihsel nedenleri olabilir değerli hocalarımız bu konuları çok daha iyi bilirler ama şu bir gerçek ki şu anda gayri safi milli hâsılanın yüzde 70 ini bankacılık sistemi oluşturuyor. Bu veriler ışığında bankacılık, bankacılığın istikrarı çok önemli ve bankalarımızın sağlıklı bir şekilde yollarına devam etmesi çok çok önemli. Bankacılık sistemimiz Amerika daki bankacılıktan da önemli Avrupa daki bankacılıktan da önemlidir. Çünkü bu ülkelerde sigortacılık, bireysel emeklilik fonları, yatırım fonları gibi bankacılık dışı alanlar da gelişmiştir. Türkiye de maalesef bunlar çok gelişmemiştir. Dolayısıyla bankacılık diğer batılı ülkelerden çok daha önemli bu ülkede ve dolayısıyla tekrar söylüyorum bankacılığın istikrarını sağlamak da korumak da özellikle bu dönemde daha fazla hassasiyet istiyor. Diğer bir husus değerli konuklar, Bankacılığımız, bunu iddia ediyorum ve emin olarak söylüyorum, bölgesinde en büyük bankacılık sistemi. Ülkemiz, Doğu Avrupa, Orta Doğu eski Rus Cumhuriyetleri Rusya dahil en gelişmiş Bankacılık Sistemi ve en kaliteli bankacıların çalıştığı bankacılık sistemine sahip. Buradan yola çıkarak şunu söyleyebilirim. Müthiş bir potansiyelimiz var. Bu dönemleri sağ salim atlattığımızda ülkemizin söz sahibi olacağı bu dünya arenasında bankacılığımızın rolü önemli olacaktır. Buradaki istikrar ülkemizin diğer politikalarına da güç katacaktır. Değerli konuklar; Türk Bankacılık sistemi olarak 5 senelik bir büyümeden geçtik. Sayın Başkan da belirttiler. Özellikle 2003 ten sonra hızlı bir ivmelenme yaşadık ama bu sefer 2008 başından beri dışarıdan gelen bir etkiye maruz kaldık. Bu sefer 2001 e göre bankacılığımız daha fazla globalleşti. Hem reel sektör hem de bankacılığımız daha fazla yurtdışıyla ilişki içinde. Bankacılığımız ülkedeki 2

tasarruf açığı nedeni ile yurtdışından daha fazla kaynak bulmakta idi. Ama 2001 den farklı bir resim var önümüzde ve farklı riskler var. Bana göre farklı avantajlarda var. Bunları konuşmamın ilerleyen bölümlerinde sizlere arz etmek istiyorum. Değerli konuklar 2001 yılında problemli bir sektörümüz daha vardı. Bu devletti. Şu anda Devlet kesiminde çok belirgin bir problem görmüyoruz. Problem özel sektörde gözüküyor. Ama bu şu demek değil, bana göre hiçbir devlet kurumu devlette sorun yok reel sektör veya bankacılık sorununu kendi halletsin bırakalım kendi kendine yoluna devam etsin anlayışında olmamalı. Gerektiği yerde gerekli politikalarla bunlar bir şekilde teşvik edilmeli. Özellikle batıdaki örnekleri gördüğümüzde sanırım bunu söylememin çokta haksız olduğunu düşünmüyorum. Kurum olarak Bankacılığın birinci adresiyiz. Böyle olduğuna inanıyoruz. Veriler bütün bilgiler bizden çıkmakta ve bizden haberli habersiz yapılan bütün düzenlemeleri yakından takip etmekteyiz. Bu kapsamda özelikle bizim dışımızda ama bankacılığı doğrudan ya da dolaylı olarak kuvvetli bir şekilde etkileyecek düzenlemeleri de önemle izlediğimizi belirtmek istiyorum. Değerli konuklar geçmişte yapılanlar bugünkü vaziyeti anlama bakımından önemli. 2001 yılında yapılanları bu anlamda çok büyük önemle saygıyla anıyoruz. 30 yıl önce cumhuriyet tarihinde bankacılığın başladığı ilk yıllarda yapılanları da saygıyla anıyoruz. Bazılarının yaptığı gibi 2001 den yüksek atlamayla 2008 yılına geçmiyoruz. 2002 yılında 2003 2004 2005 2006 2007 yıllarında da bu ülkede önemli şeyler yapılmıştır. Bankacılık dinamik bir sektördür. Ucunu bıraktığınız zaman 3 ay sonra geri dönüp baktığınızda farklı bir sistemle karşılaşabilirsiniz. Dolayısıyla yakinen izlemeniz lazım, denetlemeniz lazım, aksiyon almanız lazım, önleyici hekimlik yapmanız lazım. Bazı yorumları da bu anlamda eleştiriyorum. Neler yaptık diye sorabilirsiniz. Ben detaya girmeden çok hızlıca geçmek istiyorum. Piyasanın ölçeğini yakalayamadığını düşündüğümüzden, lisans verme konusunda çekimser davrandık, hatta hiç lisans vermedik. İzlediğimiz politikamızın doğruluğunu bugünlerde daha iyi anlıyorum. Elbette ki güçlü mali yapıda bankalar olursa onlarla ilgili ayrı düşünülebilir ama bu politikanın bugün için doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu dönemde yabancı talipliler de mevcut bankalarımızı satın almıştır. Bu da sistemin sermayelendirilmesi anlamında önemli bir gelişmedir. Türev ürünlere izin vermedik. Ben türev ürünlere hep kuşkuyla baktım. Şu anlamda söylemiyorum, riski bertaraf eden türev ürünleri değil leverage lı, opsiyonlu anlamadığımız matematiksel temelli türev ürünlerini kastediyorum. Bana göre yeni finansal mimaride de 3

muhtemelen bankacılık eski basit günlerine geri dönecek. Yüzyıl önceki bankacılıktan bugünkü bankacılığa aslında pek bir fark yok. Sonuçta pasifte topladığınız parayı aktifte satıyorsunuz. Bunu çok karmaşık hale getirdiğiniz zaman anlaşılmaz problemlerle karşılaşabiliyorsunuz. Bana göre yöneticiler anlamadığı enstrümanlara imza atmamalıdır. Ben şundan gayet eminim; birçok CEO hiç anlamadığı enstrümanlara geçmişte imza attı. Bugün acısını çekiyoruz. Kar dağıtımında çekimser davrandık, bankalarımıza uyarılarda bulunduk. Çünkü biz ödenmiş sermayenin artmasının önemli olduğu düşünüyoruz. İkinci sınıf (tier II) sermaye dediğimiz sermayeye benzeri kredilerin çok kuvvetli bir sermaye unsuru olduğuna inanmıyoruz. Bankalarımıza % 12 olarak belirlediğimiz bir hedef rasyo getirdik. Bilindiği üzere bankacılıkta kritik ve kanuni rasyo %8 dir. Bu seviyenin altına düşünce ilgili banka fona devredilir. % 12 yi iki yıl önce getirdik. Bir tampon bölge oluşturduk. Bankacılarımız bunun rahatlığıyla faaliyetlerini devam ettirmektedirler. Merkez Bankasıyla ortak likidite yönetmeliği getirdik. Dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Yaklaşık bir buçuk yıl önce başlayan uygulamayla bankalara belli bir oranda likidite bıraktırıyoruz. Risklerle ilgili bir ay önce bir karar aldık değerli konuklar. Teknik olarak detaya girmek istemiyorum; bankaların devlet iç borçlanma senetlerini vadeye kadar tutulacak portföyde sınıflandırmaları karşılığında portföylerinin piyasadaki faiz dalgalanmalarından etkilenmeyeceklerini belirttik. Bunu da tamamen uluslararası ilkeler doğrultusunda yaptık. Kararı almadan önce 44 Milyar YTL olan DİBS portföyü, karar sonrasında 114 Milyar YTL ye yükselmiştir. Bu sayede bankaların DİBS portföylerinin piyasadaki faiz dalgalanmaları sonrasında kar/zararlarının etkilenmemesi sağlanmış ve dolayısıyla sermaye yeterlilik rasyolarının olumsuz etkilenmesi önlenmiştir. Ayrıca karar sonrasında piyasada alım satıma konu olan DİBS lerin oldukça azalması sonrasında faizler de düşmüştür. Ben bankalar bazında münferit tedbirlere geçmek istemiyorum. Tekrar ifade etmek isterim ki önemli olan önleyici hekimliktir. İş bitmeden önlemleri almak. Ancak burada da ölçüyü çok iyi kurgulamak gerekmekte ve bankacılığın yaratıcılığını da önlememek gerekmekte; denetimin şiddeti, bankacılarımızın ya da bankacılığımızın yaratıcılığını da öldürebilir, bu dengeyi çok iyi muhafaza etmek gerekmekte. Değerli konuklar, bankacılık sektörünün bir avantajıda bankacılarımızın kriz tecrübesidir. Şu anda üst yönetimde olan bankacılarımızın en gencinin bile en 1994, 1997 ve 2001 yıllarına ait az üç tane kriz tecrübesi var.. Bu gerçekten büyük bir avantaj. Çünkü batı ülkelerinin birçoğunda bu olayları simulasyon 4

programlarıyla öğretiyorlar. Önünüze bir program konuyor, işte merkez bankası şöyle yaparsa, piyasada şu olursa ne olur gibi. Biz bunları yaşayarak öğrendik. İnşallah tecrübelerimizden gelen bu avantajımızı bundan sonrada kullanmaya devam ettiririz. Bu avantajlarımızın yanında maalesef bazı dezavantajlarımızda bulunmaktadır. Türk toplumunun tasarruf açığını siz çok daha iyi biliyorsunuz. Bunun için yurtdışından borçlandık. Mevduatın vadesi kısa olduğu için, uzun vadeli borçlanma ile bunları paçalladık. Firmalarımız yurtdışına yoğun ihracatta bulundu, şu anda yurtdışındaki talep daraldığı için, orada da bir sıkıntı var, reel sektörde yurtdışından doğrudan yüklü bir miktarda borçlanma yaptı. Değerli konuklar, parite etkisi arındırıldığında; Eylül 2008 den bugüne kadar geçen üç ayda, bankacılık sisteminin kredilerindeki azalma 8.3 milyar YTL, mevduattaki artış ise 3 milyar YTL dir. Geçmiş aylarda krediler ortalama 7-8 milyar YTL artmaktaydı, mevduatsa 5 milyar YTL artmaktaydı, bunları da üst üste koyduğumuz zaman bir kaynak problemiyle karşı karşıya olduğumuzu görmekteyiz. Pasifte kaynak çok kuvvetli değil. Gelmiyor, ayrıca yurtdışı kaynaklar da kurumuş durumda ve bankalar kredi verirken buna göre davranıyorlar. Aktifle pasifi dengeleyemezseniz başınız derde girer. Söylediğim gibi, üç ayda bankacılığımız sabit kalmıştır, fazla hareket etmemiştir. Sonuçta değerli konuklar geleceğe doğru baktığımızda, şunu çok iyi tahmin ediyoruz veya biliyoruz, karlılıklar düşecek, nitekim biz bunu yaşıyoruz; geçmiş yıla oranla karlarımız bir miktar düşüyor ve bu bundan sonra da devam edecektir. Bankaların takibe dönüşüm oranı da yükselecektir. Kredilendirme oranı düşecektir ve bir miktarda crowding out dediğimiz etki belki crowding in şekline dönecektir. Hazine bonosu veya devlet tahviline dönüş söz konusu olabilecektir. Çünkü bankalar bu alanı daha risksiz bir alan olarak görebilmektedir. Tekrar kredilere dönmek istiyorum. Çok tartışılıyor çünkü. Sanayiyle reel sektörle, kobilerle, esnafla bankacılık birbirinden ayrılamaz. Bunlar yılların birikimi ve ülkenin değerleridir. Bir sanayi tesisini meydana getirmek gerçekten çok zordur. Müteşebbis gerekiyor, kaynak gerekiyor, zaman ve güç gerekiyor. Hiçbir zaman birini birine tercih edemeyiz. Bankalarımız da bizim değerlerimiz, ikisini de düşünmek zorundayız ve buna göre gereken tedbirleri almak zorundayız. Kredilerde azalma olduğunu söyledim bir miktar mevduatta küçük de olsa bir miktar artma olduğunu söyledim. Ancak bankacılığımız geçmişten farklı, çünkü yurt dışından kaynak bulmak zorunda ve bu arada bu kaynaklar kurumuş durumda. Çok bilinmeyen bir rakamı arz etmek istiyorum size. Hep sendikasyon ve seküritizasyon üzerinde duruyoruz. Diyoruz ki bankalarımızın stokta 26 milyar dolar sendikasyon ve seküritizasyonu var. Bunu şu kadarını şu vadede ödeyecek. Aslında bankalarımızın bunun dışında da yurt dışına borçları var. Bunlar 5

sendikasyon, seküritizasyon, repo, krediler ve sermaye benzeri krediler ve ilginçtir değerli konuklar Ekim Kasım Aralık ayında bunların toplamı 16 milyar dolardı. Yani bankalarımız bu üç ayda (Ekim Aralık 2008) yurt dışına tam 16 milyar dolar ödeme yükümlülüğü altındaydılar. Bunun bir miktarını roll ettiler. Bu da bir baskı yaptı bankalarımız üzerinde. Gelecek yıl (2009) yapacağımız ödemelerin toplamı 22 milyar dolar civarında olacaktır. ödemelerin bu üç aya sıkışması nedeniyle sistemde bir stres oluştu. Ama gelecek yıl çok daha rahat olacağız. Bu dönemde en şiddetli dönemi bana göre Lehman olayından sonra Ekim ve Kasım ayında gördük. Bir şaşkınlık dönemi vardı. Lehman şaşkınlığı vardı. Kredilerin teminatları düştü. Yurt dışı piyasalar kurudu ve alınan borçları geri ödeme stresi fazlaydı ve bir kısım fısıltılar da oldu. Tekrar banka ile reel sektörün birbirinin tamamlayıcısı olduğunu belirtmek istiyorum. Ortak aklın ortak işbirliğinin ve anlayışın önemli olduğunu belirtmek istiyorum ve Türkiye deki en şeffaf sektöründe bankacılık olduğunu tekrar sizlere belirtmek istiyorum. Bankacılığın bilânçosu hakkında benim bildiğim ile sizin bildiğiniz arasında hiçbir fark yoktur. Bankacılık sektörü en şeffaf bilânçoya sahip bir sektördür. Ama bazı reel sektör firmaları için aynı şeyi söyleyebilir miyiz onu da sizin takdirinize bırakıyorum ve bu dönemde özellikle geçtiğimiz bu dönemde bundan ders alarak reel sektörün de bilançolarını şeffaflaştırması anlamında bu dönemi bir fırsat olarak görmesi gerektiğini düşünüyorum. Bazı bankalarımızda münferit kötü örnekler olmuş olabilir. Bu şaşkınlıktan dolayı, Lehman olayından sonra, dünyada ki sıkışmadan dolayı bunu gazetelerden okuyoruz. Ama bu münferit örnekler değerli konuklar genele şamil edilemez. Genelde bankalarımız çok sakin, istikrarlı bir yönetim anlayışı sergilemişlerdir bu dönemde. Bu arada Sayın Merkez Bankası Başkanımız da belirtti mevduat konusunda da küçük bir not arz etmek istiyorum; şu anda sistemde yaklaşık 110 milyar dolarlık bir DTH ımız var. Ben çok basit bir yaklaşımla Sayın Başkana diyorum ki; aslında Merkez Bankasının rezervi 180 milyar dolar, 70 sizde var 110 bizde var. Çünkü bu DTH kurların hareketinde kurlara baskılama anlamında önemli bir görev gördü. Kurlar yükseldiğinde DTH bozulması kurları aşağıya çekti. Bu da ayrı bir not olarak size iletmek istedim. Değerli konuklar kurumlar devlet ya da özel sektör kurumları iyi günlerde biriktirdiği akçeleri yığınaklarını bu dönemde harcamak zorundalar. Ben özellikle kendi Kurumum için de bunun böyle olması gerektiğine inanıyorum. Ve aldığımız kararlarla da bunu sizlere göstermeye çalışıyoruz. Kurumların duruşu, kurumların amaçları, kurumların hedefleri bu dönemlerde belki ikinci plana itilebilinir. Ama önemli olan ammenin menfaatidir. Önemli olan bu ülkenin geleceğidir. Bu dönemde kurumlar arası 6

işbirliği de bu anlamda hat safhada önemlidir. Tekrar bankacılarımızın üzerine titremeliyiz diyorum ve bu anlamda bu dönemde özellikle bankacılığımızla ilgili sürpriz vergiler, sürpriz muktezalar çok olumsuz etki yapar. Değerli konuklar, önümüzdeki aylar önümüzdeki özellikle üç ve altı ay ne yaptığını bilen kadar ne yapmadığını bilen bankalar ve firmaların daha belirginleşeceği aylar olacak. Hırslı ve ölçüsüz büyüyen kurumlar ile diğer kurumların daha fazla farkına varacağız ve 2009 un üçüncü ve altıncı ay bilançolarında bankacılık olarak söylüyorum gerçek resmi çok daha net olarak göreceğiz. Değerli konuklar ekonomi, bir beklenti yönetimidir ve belki de parasız para politikasının bu dönemde en etkili olarak kullanılması gereken dönem. Açıklamaların, söylemlerin bakış açılarının aşırı bir önemi var. Çünkü halk devamlı bunları takip ediyor ve izliyor. Ben bunu söylerken elbette ki tespitleri yapalım onlardan kaçamayız ama pozitif yaklaşım da çok önemli. Güçlü yanlarımızı da öne çıkarmalıyız diye düşünüyorum ve bu dalgalanmayı müsaade ederseniz 50 60 yıllık bir fırsat olarak görüyorum. Dünyada dengeler değişmekte büyükler kendi iç meseleleriyle uğraşmakta ve çevre ülkelerle fazla uğraşacak güçleri yok. Neden biz Türkiye olarak bu genç nüfusumuzu bu bilgi birikimimizi ve tecrübemizi ve zor zamanlarda ortaya çıkan o farklılaştırabilme gücümüzü kullanmayalım? Neden yurt dışından medet umalım kendi potansiyelimizi kullanmayalım, bunu da sizin takdirinize bırakıyorum. Konuşmama son verirken, değerli konuklar nazik davetiniz için tekrar teşekkür ediyorum. Kriz sonrası ilk ayağa kalkacakların büyük avantaj elde edeceğini düşünerek hepinize saygılar sunuyorum. 7