Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 1 (2012), ss

Benzer belgeler
DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

Bu metin Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunca 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayılı karar ile öğrenci andı olarak uygulamaya başlanmıştır.

2005, yıl:1, sayı:4, ss de yayımlanmıştır.

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

@ DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIGI YAYlNLARI

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

İnsanların, sadece insan olması nedeniyle sahip oldukları devredilemez ve vazgeçilemez haklardır.

Avrupa da Yerelleşen İslam

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

1: İNSAN VE TOPLUM...

Doç. Dr. SERDAR GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

CP PT-COMENIUS-C21

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

İNSAN HAKLARI SORULARI

\.- s o, q \ İSLAMi İLİMLER FAKÜLTESi ATATÜRK.ÜNİVERSİTESİ. 1. Sayı, Aralık 1975 / ~

5. İİT ÜYESİ ÜLKELER DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

DEMOKRASİ ve SİVİL TOPLUM (SBK256) 4. Hafta Ders Notları - 26/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem Altınörs

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

Almanya da İslam İlahiyatı Teorik ve Kurumsal Zorluklar. Istanbul, 16. Ekim Almanya da İslam İlahiyatının Gelişmesi

Sinema ve Televizyon da Etik. Meslek Etiği, İletişim (Medya) Etiği

Dr. Serdar GÜLENER TÜRKİYE DE ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRULUĞU

ISLAM YASASI Kısım Yasal Durum Kamu hukukunun bir kurumu

Demokrasiler ve Azınlık Talepleri

AB Üyesi Bazı Ülkeler ile ABD ve Türkiye de Din Eğitim ve Öğretiminin Hukukî Çerçevesi

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

2015 YILI KUTLU DOĞUM HAFTASI SEMPOZYUMU. Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Hukuku

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Hak ihlalinin sosyal boyutları Prof. Dr. Ejder Okumuş Eskişehir Osmangazi Üniv. İlahiyat Fak. Hak-fedakârlık dengesi

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

Almanya ve Türkiye de Din Özgürlü ünün bir parças olarak Din Dersi

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

DERS PROFİLİ. Diplomasi Tarih I POLS 205 Güz

YILDIZ TEKNİKTE YENİ ANAYASA PANELİ

DERS PROFİLİ. Amerikan Siyaseti POLS 233 Güz Yrd. Doç. Dr. Ödül Celep

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

İ Ç İ N D E K İ L E R

A: Darülaceze Cad. No Okmeydanı İstanbul E: W: T: F: MUTLU MUYUZ?

IFLA İnternet Bildirgesi

ÖRGÜT SAĞLIĞI OKULDA SAĞLIK, İKLİM VE. Sağlıklı örgüt için gerekenler: Yrd. Doç. Dr. Çetin Erdoğan. Örgüt Sağlığı. Örgüt Sağlığı.


TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

Din Sosyolojisi El Kitabı

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

MİLLİ EĞİTİME YÖN VEREN HUKUKSAL NİTELİKLER - 1 İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

İnsanlık ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru ve onların eşit ve ayrılmaz haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Meslek Yüksekokulu DAMGA VERGİSİ ve HARÇLAR BİLGİSİ DERSİ Açık Ders Malzemesi

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

DİN EĞİTİMİNDE ÇAĞDAŞ KONULAR

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci

BAŞBAKAN YARDIMCISI HAKAN ÇAVUŞOĞLU, BATI TRAKYALI GENÇLERLE YTB DE BULUŞTU Cuma, 13 Nisan :47

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ KARARLARI IġIĞINDA YARGI BAĞIMSIZLIĞI ve TARAFSIZLIĞI

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

SEKİZİNCİ YÖNERGE ÇERÇEVESİNDE AVRUPA BİRLİĞİNDE BAĞIMSIZ DENETİM

Nasıl bir toplum ve nasıl bir eğitim?

Genel Bilgiler Ülkedeki Farklılıklar Azınlık Rejimine Katılım Azınlıklara Bakış ve Genel Azınlık Politikası Azınlık Tanımı Azınlık Dilleri Politikası

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Yrd. Doç. Dr. Evra ÇETİN. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi nin maddeleri Bağlamında. Çalışanların Hakları

Ders Planı - AKTS Kredileri:. Yarıyıl Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi AKTS KY/SB 604. Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler

İdare Hukuku Ve İdari Yargı Alanında Anayasa Değişikliği İle İlgili Bazı Öneriler

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

İçeriği, Amacı, Tarihsel Gelişimi ve Yapılan Değişiklikler [değiştir]

AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE DİN EĞİTİMİ

DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl Z/S T+U Saat Kredi AKTS Türk Düşünce Hayatı KY/SB.609 Bahar Seçmeli

Dr. Serkan KIZILYEL TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KISITLANMASINDA KAMU GÜVENLİĞİ ÖLÇÜTÜ

T.C. İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İTFAİYE DAİRE BAŞKANLIĞI GÖNÜLLÜ İTFAİYECİLİK YÖNETMELİĞİ

ALMANYA BÜYÜK LOCASININ LAİKLİK İLE İLGİLİ SUNUSU. Günümüzdeki durum

Öncü Okul Yöneticileri Derneği ETİK OKUL DEĞERLENDİRME FORMU Uygulama Rehberi ve Puanlama Anahtarı

ANAYASA DEĞĠġĠKLĠKLERĠ HAKKINDA GÖRÜġ VE ÖNERĠLERĠMĠZ

DERS PROFİLİ. POLS 433 Güz Mehmet Turan Çağlar

Çocuk Politikası FERAY SALMAN İNSAN HAKLARI ORTAK PLATFORMU

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

FARKLILIK ve VATANDAŞLIK EĞİTİMİ: KÜRESEL BAKIŞ AÇILARI. Diversity and Citizenship Education: Global Perspectives

Taliban Esaretinden İslam a

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no. 7971/07) KARAR STRAZBURG. 28 Mayıs 2013

Atatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi

Teşekkür. Futbol yolculuklarında başkalarının birşeyler öğrenmesine sebep olan aşağıda adını yazdığım oyunculara teşekkürlerimi sunarım:

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS TÜRK ANAYASA HUKUKU LAW

Yurtdışı Vatandaşlar Burslarının takvimi nasıldır? Değerlendirme ve Mülakat Tarihleri: Aralık 2014 Ocak 2015

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

Transkript:

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 1 (2012), ss. 303-308. Stephen V. Monsma-J. Christoper Soper, Çoğulculuğun Meydan Okuması: Beş Demokraside Kilise ve Devlet çev. Bilal Sambur, Ankara 2005: Liberal Düşünce Topluluğu Din eğitiminin okullardaki konumu, günümüzde tüm dünyada yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Bu tartışmaların merkezinde, çoğu zaman, din ve devlet ilişkilerinin düzenlenmesiyle ilgili temel ideolojik, politik ve felsefi ayrışmalar yer almaktadır. Kuşkusuz devletlerin kendi geleceklerini garanti altına almak için muhtaç oldukları makbul insanların yetiştirilmesinin temel kurumu olan okullarda, bu amaç dışında farklı nitelikte bireylerin yetişmesine hiçbir devletin kolay kolay müsaade etmeyeceği aşikârdır. Çünkü okul, devletin benimsediği ideolojik, politik ve felsefi düzenin kurumsallaşması, sürekli kılınması ve yeniden üretilmesi için gerekli insan gücünü yetiştiren temel bir toplumsal kurumdur. Bu kurum, tüm

304 Bayramali Nazıroğlu nitelikleri önceden belirlenmiş; bu nitelikleri hem anayasa ve kanun gibi yazılı metinlerle hem de teamül ve gelenek gibi yazılı olmayan kurallarla korunmuş ve sorgulanamaz hale getirilmiş makbul vatandaşlar dışında bireylerin yetişmemesi için dizayn edilmiştir. Ulus devlet çağıyla birlikte okul, devletlere egemen olmuş erklerin kontrolü altında kalarak, bu erklerin tüm boyutlarıyla mevcut statülerini korumalarını sağlamakla mükellef kılınmıştır. Okul ortamı; idarecisinden öğretmenine, müfredatından ders kitabına, bilimsel etkinliklerinden kültürel kutlamalarına, milli bayramlarından modern mitlerine kadar bu çerçeve içinde kalmaya mecbur edilmiştir. Oysa din ve dolayısıyla din eğitimi, kendine has bir insan tanımı olan, makbul vatandaş ı başka bir şekilde tanımlayan, referansları kutsal kabul edilen ve çoğu ülkede mevcut eğitim paradigmasını zorlayan bir olgu olarak öne çıkmaktadır. Özellikle Batılı olan veya Batı gibi olmaya çalışan devletlerde din ve din eğitiminin bu farklılığı, din-devlet tartışmalarını daha da hararetli hale getirmektedir. Zira bu gibi devletlerde toplumsal tabandan gelen din eğitimi talepleriyle bu talepleri reddetmekle demokratik kabuller gereği kabul etmek arasında sıkışan politik ve akademik bir atmosfer bulunmaktadır. Bugün, net bir tarih vermek gerekirse belki Fransız Devrimi yle başlatılabilecek olan, ama kökleri daha da eskiye dayanan din eğitiminin okullardan dışlanması düşüncesinin ve bu eğitimin yerini ulusal bilinç oluşturmaya dayalı yeni bir eğitimle doldurma gayretlerinin başarısızlıkla sonuçlandığı görülmektedir. Din eğitimi, uzun yıllar sonra ulus devletlerin makbul vatandaşlık anlayışının inşasında yeniden göreve çağrılmakta; yavaş yavaş da olsa vatandaşlık eğitiminin önemli araçlarından biri haline gelmektedir. Hatta din eğitimi, bugün, üçüncü dünya ülkelerinden aldığı göçlerle toplumsal yapısı tamamen değişen, çoğulcu (pluralism) olmasa bile çoğul (plural) olmaktan kaçamayan Batı da, ulusçu kodlarla güçlendirilmiş iki yüzyıllık vatandaşlık eğitimine meydan okumaktadır. Çoğullaşan toplumlarda, çoğulculuğun da dayatmasıyla din eğitiminin yarattığı meydan okumaları tanımlamak, betimlemek ve buna karşı yeni yollar açmak için akademik çevrelerde yoğun bir bilimsel gayretin olduğunu ifade etmek gerekir. Bu gayretler sonucunda ortaya konulan eserlerden bir tanesi de S. V. Monsma ve J.

Çoğulculuğun Meydan Okuması: Beş Demokraside Kilise ve Devlet 305 C. Soper tarafından yazılan, Türkçeye Bilal Sambur tarafından çevrilen ve Liberal Düşünce Topluluğu tarafından yayımlanan Çoğulculuğun Meydan Okuması: Beş Demokraside Kilise ve Devlet adlı kitaptır. Giriş ve Sonuç hariç beş bölümden oluşan kitap; Amerika, Hollanda, Avustralya, İngiltere ve Almanya nın din özgürlüğüne, dindevlet ilişkilerine ve din eğitimi ve öğretimine yaklaşımlarını ele almaktadır. Kitapta bu beş ülkenin ortak özellikleri, çoğulcu toplum yapısı ve demokratik idare biçimi şeklinde belirtilmektedir. Giriş kısmında kitabın yazımında takip edilen metot açıklanmakta ve konunun şu üç temel soruya verilecek cevaplar aracılığı ile sistemleştirileceği ifade edilmektedir: 1. Demokratik bir idare, toplumsal refaha ya da normlara zıt olan din motifli davranışlara nereye kadar izin verebilir? 2. Devlet, toplumu bir arada tutan ortak değer ve inançları desteklemek için üzerinde uzlaşma sağlanmış dini inanç ve gelenekleri teşvik edip yaygınlaştırmalı mıdır? 3. Devlet ve din, aynı alanlarda faaliyet gösterdiğine göre, devletin bir dini diğerlerine göre avantajlı ya da dezavantajlı duruma düşürüp düşürmeyeceğinden nasıl emin olabiliriz? Giriş kısmında, devamla, bu sorular karşısında devletlerin üç model geliştirdiği; bunlardan birinin devletdin ayrımının mutlak olduğu model, diğerinin hâkim konuma sahip resmi kilise modeli ve sonuncusunun da çoğulcu model olduğu belirtilmektedir. Amerika da din-devlet ilişkilerinin ele alındığı bölümde yazarların tespitlerine göre, din (Kilise) ve devlet arasında katı bir ayrım vardır. Bu bölümde Amerika nın uluslaşma sürecinde yaşadığı toplumsal/dini tartışmalara; yüksek mahkeme başta olmak üzere yargı erkinin din-devlet ilişkilerine olumlu-olumsuz müdahalelerine; aydınlanmacı liberallerin ve Protestanların Katoliklerin şahsında dini, kamu alanından ve vergi gelirlerinden mahrum etme gayretlerine ve Amerika nın din özgürlüğü anlayışına güçlü bir vurguyla temas edildiği görülmektedir. Dahası, bu bölümde ABD nin, ayrımcılık olmaması için dini okulların hiçbirisine doğrudan yardımda bulunmadığı ortaya konulmaktadır. Bu da Amerika da katı bir din-devlet ayrımı bulunduğu anlamına gelmektedir. Amerika da kamu okullarında din eğitiminin olmaması, ancak özel okulların çoğunluğunun dini cemaatlere bağlı olması gerçeği de bu durumun doğal bir sonucudur.

306 Bayramali Nazıroğlu Amerika dan sonra Hollanda da din-devlet ilişkilerinin incelendiği bir diğer bölümde ilkeli plüralizmin örnekleri görülmektedir. Yazarlar, bu bölümde Hollanda da, Amerika nın aksine, din ve inançlar karşısında müdahale ve yardımdan uzak durmanın yerine, her din ve inanca geniş bir özgürlük tanındığı tespitini öne çıkarmaktadırlar. Onlara göre bu ülkede okulların büyük çoğunluğuna dini grupların sahip olması ve bunların devlet yardımı almalarında bir sakınca görülmemesi, ilkeli bir plüralizmin varlığı anlamına gelmektedir. Hollanda, ulus özelliği gelişmiş bir devlet olarak bu kitapta incelenen devletler içinde en özgürlükçü ve en çoğulcu devlet olarak ön plana çıkmaktadır. Yazarlara göre bu ülkede herkes inandığına sıkı sıkıya bağlıdır ve bu durum, kimseyi de rahatsız etmemektedir. Ancak kanaatimizce son yıllarda Hollanda da belirgin biçimde güçlenen aşırı sağcı siyaset anlayışının özellikle Müslümanlara yönelik provokatif ve saldırgan tavırlarının, ülkenin bu çoğulcu ortamına verdiği zararlar da gözden kaçırılmamalıdır. Kitabın bir diğer bölümünde yazarlar, Avustralya daki din ve din eğitimi konularını ele almaktadırlar. Bu bölümde verilen bilgilerden, iki asırlık genç bir devlet olan ve 17 milyonluk nüfusuyla günümüzün zengin ve müreffeh toplumlarının başında gelen Avustralya da farklı dini grupların kendilerini ifade etmelerine ciddi biçimde imkân sağlandığı anlaşılmaktadır. Devletin din ile olan münasebetlerini, daha çok devlet çıkarlarını göz önünde bulundurarak pragmatik bir yaklaşımla ele aldığını, bu çalışmada verilen bilgiler doğrultusunda iddia etmek mümkündür. Özellikle 1960 lı yıllardan sonra devletin dini okul ve hayır kurumlarına, taraf gözetmeksizin yardım yapması ve bu okul ve kurumların gelişimlerine ciddi katkı sağlaması, çoğulcu bir toplum olarak Avustralya halkının zenginlik ve barış içinde yaşamasını temin eden temel etkenlerin başında gelmektedir. Öte yandan bu yaklaşım, Avustralya yı, aynı zamanda çoğulcu modelin en verimli uygulandığı ülkelerden biri yapan temel bir etkendir. 13. yüzyılda kabul ettiği Magna Carta yla tüm dünyada demokrasiye geçiş sürecini başlatan ve bugüne kadar bütün dünyayı ilgilendiren konularda olumlu ya da olumsuz pek çok öncü rol üstlenmesinin yanında önemli bir devlet geleneğine de sahip olan İngilte-

Çoğulculuğun Meydan Okuması: Beş Demokraside Kilise ve Devlet 307 re, Batı Dünyası nda resmi mezhebi olan ender devletlerden biridir. Bu doğrultuda 16. yüzyılda kurulan Anglikan Kilisesi nin asırlardır toplum üzerinde devam eden dominant etkisinin halen sürdüğünü belirtmek gerekir. Ancak Kilise nin bu etkisi, geçmişte büyük oranda tek inanç ve tek millete dayalı bir toplum olan İngiltere nin bugün, önemli bir orana ulaşan farklı etnik ve dini yapısı karşısında devletin eski homojen yapısından uzaklaşmasını durduramamaktadır. Nitekim Devlet-Kilise ilişkileri bu yeni çoğulcu yapıya henüz ayak uyduramamıştır. Çünkü Müslümanlar ve Sihler, diğer dini okullar ve yardım kuruluşları gibi devletten maddi destek alamadıkları gibi bu ayrımcılığa karşı haklarını arayacakları bir yasal güvenceleri de yoktur. Hâlbuki Hıristiyanlık vasıtasıyla toplumun ahlaki seviyesini yükseltmeyi amaçlayan devlet, bu dine ait okullara ciddi oranda destek olmakta ve onların dini özgürlük alanlarını genişletmektedir. Bu durumun açıkça gözlemlendiği satırların yer aldığı kitabın bu bölümünde İngiltere nin yarı resmi kurumsallık kazanan dinsel fotoğrafının plüralizmle yüzleşmesi, artıları ve eksileriyle kendini göstermektedir. Kitabın son bölümünde Avrupa nın en kalabalık ülkesi olan Almanya nın uluslaşma süreci üzerinde durulmakta ve bu süreç, beş kategoride ele alınmaktadır. Bu bağlamda yazarlar, önce Kilise yle Nazizim ilişkilerine değinmekte ve ardından devletin dinsel okullara ve hayır kurumlarına yaptığı yardımları konu etmektedirler. Yazarlara göre, Avrupa nın en geç bağımsızlık kazanan devletlerinde biri olan Almanya da Kilise-Devlet ilişkileri, diğer Avrupa ülkelerinden kısmen ayrışmaktadır. Çok farklı sosyal ve dinsel süreçler yaşayan Almanya, Kilise yi kurumsallaştırarak ona bir kamu kurumu gibi görev yüklemekte ve onun adına ciddi miktarlarda vergi toplamaya devam etmektedir. Ne var ki, bu geniş din özgürlüğünden Katolikler, Protestanlar ve Yahudiler dışında kalan din ve mezhep gruplarının tam anlamıyla yararlandıklarını söylemek güçtür. Almanya da din özgürlüğü, Anayasa nın dördüncü maddesiyle, din eğitimi de yedinci maddesiyle güvence altına alınmıştır. Bu ülkede gönüllü katılım esas olmak üzere kamu okullarında din eğitimi yapılmakta ve bu eğitim, bizzat ilgili dinin temsilcisi tarafından verilmektedir. Bunun dışında özel okul statüsünde kurulan okullar da devletten maddi yardım alabilmektedir. Almanlar, devletin Kilise ile olan iliş-

308 Bayramali Nazıroğlu kilerinde, işbirliği, tarafsızlık, otonomi ve pozitif din özgürlüğü olmak üzere dört temel esastan hareket ederek ve yargının da (Amerika nın aksine) bu yöndeki desteğini alarak toplumu ahlaki açıdan köksüzleştirecek sekülerleşmeye karşı din eğitimini ve din özgürlüğünü teminat altına almıştır. Bu yönüyle kısmen İngiltere nin yarı resmi Kilise anlayışına ama daha çok Hollanda nın ilkeli plüralizmine yakın durmuştur. Beş ülkede din ve devlet ilişkilerini tek tek ele alan bu kitabın sonuç bölümünde bütün bu devletlerin dine bakışının kısa bir karşılaştırması yapılmıştır. Yazarlar, çalışmanın başından sonuna kadar kullandıkları yöntemi, sonuç kısmında da devam ettirmişler ve benzer başlıklar altında karşılaştırmalı bir değerlendirme yapmışlardır. Bu bölümde yazarların kendi görüşleri de daha belirgin hale gelmekte ve yazarlar, yer yer bazı uygulamalara olan itirazlarını dillendirmektedirler. Hemen hemen incelenen bütün ülkelerde geniş bir din özgürlüğünün öyle ya da böyle var olduğunu iddia eden yazarların, bu görüşleri, birer Müslüman ya da Batı için yeni sayılabilecek bir dinin inanırı olmaları halinde ne derece aynı kalırdı; doğrusu, bu gözle de adı geçen ülkelerin din-devlet ilişkilerinin tahlil edilmesinde yarar vardır. Yine de bu haliyle Çoğulculuğun Meydan Okuması: Beş Demokraside Kilise ve Devlet in, sağlam bir metodolojiye sahip olduğunu, ciddi bir emekle hazırlandığını ve içinde önemli ve faydalı analizler barındırdığını ifade etmek gerekir. Bayramali Nazıroğlu Yrd. Doç. Dr., Recep Tayyip Erdoğan Ü. İlahiyat F.