https://facebook.com/gebzelale

Benzer belgeler
EĞİTİM YILI 2019 şubat AYI EĞİTİM BÜLTENLERİ

ÖZEL ATACAN ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ ŞUBAT 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA SORUMLULUK DUYGUSU

Sorumluluk Bilincinde Anne-Babanın Rolü

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK BİLİNCİNİ GELİŞTİRMEK

Eğitim Yılı. ŞUBAT ayı BÜLTENİ

İÇERİÇUMRA ZÜBEYDE HANIM ANAOKULU

SORUMLULUK BİLİNCİ KAZANDIRMADA ANNE VE BABANIN ROLÜ (KASIM 2016) Özel 3 Mart Azizoğlu İlkokulu Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Servisi

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3-4 YAŞ GRUBU MART AYI EĞİTİM PROGRAMI

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK BİLİNCİNİ NASIL GELİŞTİREBİLİRİZ?

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ KASIM 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA SORUMLULUK

Değişen Anne Babalık Rolü

ÇOCUK GELİŞİMİNDE SORUMLULUK DUYGUSUNUN ÖNEMİ

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ SORUMLULUK SAHİBİ ÇOCUKLAR YETİŞTİRMEK İÇİN KASIM 2017

SORUMLULUK Değerli Velilerimiz, Sorumluluk Nedir? Sorumluluk Sahibi Bireyler;

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Kanatları Kırılan Çocuklar Cuma, 02 Ekim :21

SUZUKi METHODU ile KEMAN EĞİTİMİ

Hepinize saygı, sevgi ve hoşgörü ile kuşatılmış günler diliyoruz.

8-9 YAŞ ÇCUKLARININ YAŞ DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ VE OKUL-ÖDEV ÇALIŞMALARI ÖZEL ANTALYA ENVAR İLKOKULU 8-9 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM DÖNEMLERİ ÖZELLİKLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

Mavi Pupa Montessori Anaokulu nun Sevgili Anne ve Babaları,

Hamileliğe başlangıç koşulları

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ REHBERLİK POSTASI 2

Behçet Gündüz Uşak

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE OYNAMANIN YARARLARI

Okul Dönemi Çocuklarda

ÇOCUK GELİŞİMİNDE SORUMLULUK DUYGUSUNUN ROLÜ

İNSANİ DEĞERLER HAREKETİ

KIZ ÇOCUKLARI ÜVEY EVLAT MI? Çarşamba, 01 Ağustos :45

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ĠTÜ GELĠġTĠRME VAKFI BEYLERBEYĠ ÖZEL ANAOKULU VE ĠLKÖĞRETĠM OKULU EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 2.VELĠ BÜLTENĠ

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

PEK ANAOKULU TOPRAK SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ MUTLU YILLAR

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Size iki şey bırakıyorum; onlara sımsıkı sarılırsanız kurtuluşa erersiniz: Biri Allah ın kitabı Kur an, diğeri de Ehl-i beytimdir.

M7 C Alıştırma Formu: Anne- Babanın günlük planı

İş Kadını, Ev Kadını, Anne

SORUMLULUKLARINI ERTELEYEN ÇOCUKLAR

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

2016/2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI MERAM MEVLANA ANAOKULU REHBERLİK SERVİSİ EKİM AYI AİLE BİLGİLENDİRME BÜLTENİ

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

ÖZEL BİLGE ATABEY KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

REHBERLİK POSTASI -1

AKANT ORTAOKULU REHBERLİK BÜLTENİ

0 yaştan itibaren. Sıcak ve sakin bir ses ile konuşabilirsin ve şarkı söyleyebilirsin. "Bebek kelimeleri" yerine, gerçek kelimeleri kullanabilirsin

REHBERLİK BİRİMİ ÇOCUKLARDA PROBLEM ÇÖZME BECERİSİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim :05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim :08

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

YABANCI DİLLER MESLEKİ İTALYANCA (AYAKKABI) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

ANAOKULU 4 YAŞ GRUBU 1. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ

1. Bir süre için hayatınızdaki iyi şeylerin artık olmadığını varsayın.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE ANNE-BABA OKUL İŞBİRLİĞİ Okul öncesi eğitimde anne-baba ve öğretmen iletişimi çok önemlidir. Çocuğun

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

ÇOCUĞUMUZU NASIL TAKDİR EDELİM!

PENGUENLER ANAOKULU OCAK AYI BÜLTENİ

Hasan Kalyoncu Anaokulu olarak; geleceğe umut, sevgi, heyecan ve mutlulukla bakıyoruz.

Çocukların karnesini elimize aldığımız zaman karnedeki notları görmekten öte bizler, bu çocuklar için neler yaptık? diye düşünmemiz gerekir.

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

ÇOCUKLARINIZA VERĐMLĐ DERS ÇALIŞMA ALIŞKANLIĞINI NASIL KAZANDIRABĐLĐRSĐNĐZ?

ŞEFKAT TE DEĞERLER EĞİTİMİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

MKÜ de İftar Coşkusu. Akademik ve İdari Personel İçin Düzenlenen İft ara Büyük Kat ılım Oldu

OKAN EĞİTİM KURUMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

SULTANGAZİ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK SERVİSİ

BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 220 HALİM SELİM İLE 40 HADİS

BİREYSEL ÖĞRENME 15.MART.2012/PERŞEMBE

Bu ayki konumuzu çocuk gelişiminde çok önemli bir role sahip olan özbakım becerilerinin gelişimi olarak aldık. Keyifli okumalar dileriz.

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

Ev yaşantınızda farklı diller bir arada mı kullanılıyor? Bundan çocuğunuz da faydalanır!

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU

Psikomotor Gelişim ve Oyun

Doğada İngilizce Öğreniyorum. En İyi İngilizce Etkinlik Yarışması Jüri Özel Ödülü. verime giden yolda. -İçeride Hiç Çocuk Kalmasın- Doğa.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz?

SUNUM KONUSU VERİMLİ DERS ÇALIŞMA

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

ADIGÜZEL REHBERLİK. Rehberlik Postası. 2015/Sayı:2

Transkript:

Lale Bahçesi Anaokulu TEL : 0262 646 4025 https://facebook.com/gebzelale

REHBERLİK SERVİSİ ÇOCUKLARDA SORUMLULUK BİLİNCİNİ KAZANDIRMAK Her anne-babanın ideali çocuklarını kendi ayakları üstünde durabilen, kendine güvenen bir birey olarak yetiştirmektir. Çocuğun kendi davranışlarının sorumluluğunu alması, yeterince büyüdüğünde bir gün içinde kazanabileceği, öğrenebileceği bir beceri değildir. Sorumluluk bilincinin gelişmesi yaşamın ilk yıllarından itibaren atılan adımlar ile mümkündür. Hayat ile ilgili diğer değerler gibi sorumluluk da çocuğun öncelikle anne-babasından daha sonra sosyal çevresinden öğrendiği, geliştirdiği bir beceridir. SORUMLULUK NEDİR? Sorumluluk duygusu bir kişilik özelliği olarak ya da sonradan kazanılan bir beceri olarak değerlendirilebilir. Bazı bireyler kişilik özellikleri nedeniyle sorumluluk kazanmaya daha yatkın ya da istekli olabilirler.örneğin anne-baba olarak aynı tutumları gösterirlerse de iki kardeş birbirinden tamamen farklı sorumluluk bilinci geliştirebilirler. Kişisel özellikler belirleyici olsa da genel olarak sorumluluk duygusu öğretilen ve kazandırılan bir beceridir. Çocuğun hayatındaki her beceriyi öğreten ve geliştirmesine yardım eden anne-baba, sorumluluk duygusunun gelişiminde de başrole sahiptir. Sorumluluk duygusunu geliştirmek için anne-babanın çocuğun yaşına, cinsiyetine ve kişisel özelliklerine uygun görevleri çocuğun yapmasına fırsat vermesi, istenilen davranışlar için model oluşturması ve olumlu davranışları pekiştirmesi gereklidir. 1

SORUMLULUK DUYGUSU NEDEN ÖNEMLİDİR. Sorumluluk duygusu bir takım görevleri yerine getirmek için gerekli bir beceri gibi düşünülse de aslında bireyin kendi becerilerini geliştirmesi, davranışlarının sonucunu (kendi ve çevresindeki insanlar üzerindeki etkilerini) farkında olması ile ilgilidir. Sorumluluk duygusu ile özgüven gelişimi arasında oldukça güçlü bir ilişki vardır. Kendi ihtiyaçlarını tek başına karşılama becerisini kazanana çocuğun anne-babaya veya diğer yetişkinlere duyduğu bağımlılık giderek azalır. Davranışlarının sonucunu yaşadıkça, gelişen becerilerini kullandıkça çocuğun kendine olan güveni artar. Doğal gelişimin parçası olarak çocuk aşamalı olarak hayat ile ilgili yeni beceriler edinir (önce emeklemek sonra yürümek ve koşmak, ilk dişlerinin çıkması, el becerilerinin gelişmesi sonrasında tek başına yemek yiyebilmek gibi), kazanılan her beceri çocuğun bireyselleşmesinde, bağımsız, kendine yeten bir birey olmasında önemli adımlardır. Becerilerini kullanması ve geliştirmesi için fırsat verilmeyen çocukların yeterlilik duygusu ve özgüven gelişimleri de sınırlanır. Sorumluluklar ise çocuğun sahip olduğu, yeni geliştirdiği becerileri kullanması, hayata geçirmesi için gereklidir. Bir çocuk kaşığı kendi tutabildiği andan itibaren kendi başına yemek yeme sorumluluğunu almazsa ilerleyen yıllarda kendi ayakları üzerinde duran bir birey olma yoluna dezavantajlı olarak başlamış demektir. Ev ortamında sorumluk alma becerilerini geliştirme fırsatı bulamayan çocuklar okul yıllarında ödevlerini ve eşyalarını sıklıkla unutan, çanta ve masalarını düzenlemekte zorlanan daha da önemlisi karşılaştıkları olaylar karşısında her zaman başkalarından yardım alma ihtiyacı duyan ve bu nedenle kendilerine olan güvenleri tam olarak gelişmeyen bireyler haline gelebilirler. SORUMLULUK BİLİNCİNDE ANA BABANIN ROLÜ Hemen her anne-baba çocuğunun sorumluluk sahibi olmasını ister, ancak günlük hayat içindeki uygulamalarda bazen amaç ile sonuç arasında farklılıklar olabilir. 2 Sorumluluk bilinci aşamalı olarak gelişen bir beceridir. Çocuklar

bir sabah yataklarından kalktıklarında bir anda sorumluluk sahibi bireyler olmazlar. Hayat ile ilgili öğrenilen tüm diğer beceriler gibi pratik yapmak gerekir. Peki, çocuklara sorumluluğu ne zaman ve nasıl öğretmek gerekir? Aslında bu sorunun cevabı gelişim dönemlerinde gizlidir. Çocuklar bilişsel, fiziksel, sosyal beceri alanlarında kazandıkları yeni yetiler ile aslında hayatları ile ilgili sorumlulukları almaya da hazır hale gelirler. Çocuk hareketlerini kontrol edip, dengesini sağlayabildiği, el becerileri geliştiği andan itibaren kendi giysilerini giyip çıkarabilir. Bu beceriyi kazandıktan sonra da giyinme-soyunma sorumluluğunu almaya başlamasından daha doğal bir şey yoktur. Anne-baba olarak çocuğunuzun yapabileceği her şeyi kendibaşına başarması için ona fırsat verin. Beceriler kullandıkça gelişirler. İlk adımlar zordur ama ne kadar heyecan verici olduğunu da unutmamak lazım. Çocuklar kendi başlarına ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini fark ettikçe kendilerine olan güvenleri artacaktır. Yemek yiyebilen bir çocuğa yemek yedirmeye devam etmek hem onun becerisinin gelişmesine hem de yeterlilik duygusuna zarar verebilir. Çocuğunuz yürümeye başladıktan sonra artık onu her yere kucağınızda taşımazsınız. Biberonunu ya da bardağını yardımsız kaldırabildiği andan itibaren su içmek onun için daha eğlenceli olacaktır. Çünkü nasıl bizler bir işi başardığımızı görmekten zevk alırsak aynı keyif çocuklar için de geçerlidir. Anne baba olarak onların bu keyfi tatmalarına destek olmak önemlidir. Sorumlulukların kazanılmasında anne-babaya düşen bir diğer rol ise istenilen davranışları sergileyen bireyler olmalarıdır. Çocuklar çok iyi gözlem yeteneğine sahiptirler. Anne-babanın çocuklarına öğretmek istedikleri davranışlar için model oluşturması etkili bir yöntemdir. Eğer anne-baba günlük hayat ile ilgili sorumlulukları zorla, isteksizce gerçekleştiriyor ya da aksatıyorlarsa çocuk için de sorumluluklar kaçınılması gereken durumlar anlamına gelecektir. Çocuklar "yaşayarak- yaparak" öğrenirler. Bu nedenle sorumluluk duygusunun gelişmesinde en etkili yöntemlerden biri çocuğun davranışının sonucunu yaşamasına fırsat vermektir. Anne-babalar genellikle çocuklarını olumsuzluklardan koruma içgüdüsüyle hayatı çocuklar için kolaylaştırmaya çalışırlar. Sabahları okul için giysileri giydirmek, ayakkabıları bağlamak, ödevini yapmadan okula gidip de öğretmeninden uyarı almasın diye ödev ile ilgili araştırmaları yapmak... Tüm bunlar kısa vadede çocuğu olumsuz sonuçlardan korur gibi görünse de uzun vadede maalesef kişilik gelişimini, özgüven oluşumunu olumsuz olarak etkileme riskini taşırlar. Biri her gün sizin için işlerinizi yapsa siz işinizi yapmak için çaba gösterir miydiniz? Çocuklar da doğal olarak 3

anne-baba tarafından desteklenen becerilerini geliştirmeye ihtiyaç duymazlar, daha doğrusu duymuyor gibi görünürler ama bir gün anne-baba desteğini azalttığında o zaman büyük zorluklar yaşarlar. Çünkü zamanın da gelişmeyen becerileri sonradan kazanmak için çok daha fazla emek harcamak gerekir. 5. sınıfa kadar okul ödevlerinde destek alan bir çocuk 6. sınıfta "artık büyüdün, derslerinin sorumluluğu sana ait" denildiğinde beklenilen sorumluluğu yerine getirmekte zorlanacaktır. Korumacı tutum sergilemenin diğer ucunda ise çocuktan sorumluluklarını yerine getirirken "en iyi yapmasını" beklemek bulunur. Her yeni beceri başta acemice olan girişimlerle başlar. Bu nedenle çocukların sorumlulukları öğrenirken zamana ve anne-babanın sabrına ihtiyaçları vardır. Yemeğini kendi başına yemeğe başladığında döküp saçması normaldir ya da bardağı taşırken elinden düşürmesi. Bu tip durumlarda annebabanın eleştirel davranması "bırak dökeceksin, sen yapamazsın" gibi geri bildirimler vermesi ya da daha hızlı sonuçlar istedikleri için kendilerinin yapmaları sorumlulukların kazanılmasını engelleyebilir. YAŞA UYGUN SORUMLULUK NELERDİR? Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun, yapabileceği yaşına uygun sorumluluklar bulunabilir. Önemli olan çocuğun becerileri dâhilinde sorumlulukları ondan beklemektir. 2-3 YAŞ: Bu yaş grubundaki çocuklar yeni kazandıkları becerilerini kullanarak her şeyi tek başlarına yapmak için oldukça isteklidirler. Zaman zaman bu istekleri önüne geçilemez inatçılık krizlerine neden olsa da anne-baba olarak hem becerilerin gelişmesine fırsat vermenin, hem de bazı temel sınırlamaların belirlemesinin gelişimleri üzerinde önemli etkisi vardır. Özgürlük ve kurallar arasındaki dengeyi kurmak anne-babayı bu dönemde bekleyen en zor görevdir. Becerilerin ve sorumluluk duygusunun gelişmesini desteklemek için anne-baba ve çocuğun birlikte keşfetmesi için fırsatlar oluşturmak önemlidir. Basit giyecekleri (yelek gibi) kendi başlarına giymeyi öğrenebilirler. Çatal kaşık kullanmak için kas gelişimleri yavaş yavaş yeterli düzeye geldiğinden biraz acemice de olsa çatal kaşık kullanabilirler. Çatal kaşık kullanmakta olduğu gibi bardaktan su içme denemeleri de bu yaşta gözlemlenebilir. Bu alanların tümünde önemli olan çocuğun ileriki yaşlarda bu becerileri geliştirip kullanabilmesi için mümkün olduğunca fazla pratik yapmasına olanak vermektir. Yemeğini biraz dökerek yediği için annesi tarafından yedirilen bir çocuğun çatal kaşık kullanma becerileri, yemeği kendi başına yemeği denemesine fırsat verilen çocuğa göre daha yavaş gelişecektir. 4

3-4 YAŞ: Bu yaşlarda çocuklar oldukça enerji dolu ve hareketlidirler. Anne-baba tarafından konulan sınırları test etmeye meraklıdırlar. Anne-baba olarak hem çocuğun enerji ve hareket ihtiyacını anlamak, hem belli sınırlar çizmek hem de kuralları test etme karşısında esneklik ve yaratıcılığı koruyabilmek önemlidir. Basit ev işlerinde yardımcı olabilirler. Örneğin kendi oyuncaklarını sepetine yerleştirebilir. Öz bakım becerilerini kendi başına yapmak için ilk adımı atabilirler; diş fırçalamak, elini yüzünü yıkamak gibi. Tabi bu becerileri anne babayı birebir gözlemleyerek ve onların desteği ile deneyerek geliştireceklerdir. Ayrıca bu yaşta ayakkabılarını giyebilirler. Ama bağcıkları bağlamak için hala yardıma ihtiyaçları vardır. 4-5 YAŞ: Hem bilişsel hem fiziksel hem de sosyal becerilerin daha da gelişmesi ile sorumluluk kavramı bu yaş döneminden itibaren daha da önem kazanmaya başlar.2-3 yaş döneminin inatçılıkları azaldığı, günlük hayat ile ilgili gözlemlerinin ve ilgilinin arttığı bu dönemde, çocuklar "iş yapmaktan" ve bunu göstermekten büyük bir keyif alırlar. Ev işlerinde anneye yardım etmek, tamirat işlerinde babaya çıraklık etmek gibi yetişkin hayatına yönelik işler çok ilgilerini çeker. Önceki yaş gruplarında gözlemlenen becerilerin yanı sıra bu yaştaki çocuklar eşyalarını toplayıp, ufak tefek işlerde yardım edebililer (toz almak gibi) ayrıca çatal, kaşık ve bıçak kullanma becerileri tam olarak geliştiğinden sofra kurallarına uygun şekilde yemek yiyebilirler. Bu yaştaki çocuğunuzdan odasındaki oyuncakları toplamasını, kendi başına elini yüzünü yıkamasını, yemeğini yemesini, masa hazırlanırken bir şeyleri (örneğin tuzluk) götürmesini bekleyebilirsiniz. 5-6 YAŞ: okul öncesi dönemden okul dönemine geçiş yapan bu yaş çocukları artık yavaş yavaş kendi ayakları üzerinde durmaya başlamışlardır. Yuva ve ana sınıfı derken ilkokul birinci sınıfa başlayan çocukların dünyasında artık sadece ailesi yoktur. Dış dünyaya ait beceri ve sorumlulukları kazanmaya hazır duruma gelmişlerdir. Artık kendi başlarına giyinip soyuna bilirler. Ama bu becerileri anne babanın beklediği kadar çabuk değildir. Ama hızlanmaları için kendi başlarına giyinmeye devam etmeleri gerekir. Eğer anne baba sabredemeyip bu 5

seferde "ben giydireyim" derse o zaman bu becerinin gelişmesi gecikecektir. Ayrıca eğer bir yere geç kalınması söz konusu ise çocuğun hazırlaması için yeterli zaman verildikten sonra geç kalmanın sonucunu çocuğun yaşaması da sorumluluk duygusunun gelişmesi için önemlidir. Ev işlerinde yardım edebilirler ( sofrayı hazırlamak gibi). Bu yaş grubundaki çocuklar kendi ile ilgili sorumlukların yanı sıra tüm aileyi ilgilendiren sorumlukları da yerine getirebilirler. 7-12 YAŞ: Bu yaş döneminde artık okul çocuğun hayatında çok önemli bir yere sahiptir. Dolayısıyla sorumlulukların çoğu da okul ile ilgilidir. Ödev yapmak, okul eşyalarına sahip olmak, gerekli materyalleri unutmamak, okul ve sınıf kurallarına uymak gibi. Tabi ki evdeki sorumluluklar da devam etmektedir; çalışma masalarını düzenlemek, odalarını toplamak, giysilerini dolaba yerleştirmek. ANNE BABALARA ÖNERİLER KÜÇÜK ADIMLAR: Çocuk yetiştirirken anne-baba için en heyecanlı anlar çocuğun yeni beceriler edinmesi ve bunları göstermesidir. İlk adımlar, ilk kelimeler... Çocuklar öğrendikleri her yeni beceri ile bireyselleşmek için bir adım atarlar. Büyümek, bir birey olarak yetişmek uzun bir yoldur ve anne-babanın rehberliğine her zaman ihtiyaç vardır. Nasıl çocuğun yeni öğrendiği davranışları bir kerede mükemmel olarak yapmasını bekleyemiyorsak sorumluluk bilinci için de bunu beklememek gerekir. Küçük yaştan itibaren sorumluluk bilincini geliştirmek için fırsatlar oluşturmak, çocuğun acemice denemelerini sabır ve sevgi ile desteklemek önemlidir. İleride sorumluluk sahibi bir birey olması için çocuğunuzun 10 yaşına gelip sorumluluk almasını beklemeyin! sorumluluk yaşamın ilk yıllarından itibaren kazanılan ve küçük adımlarla geliştirilen bir beceridir. OLUMLU GERİ BİLDİRİM: Her yeni davranışın öğrenilmesi ve tekrar edilmesi (böylece de pekişmesi ile alışkanlık haline gelmesi) için olumlu geri bildirime ihtiyaç vardır. Anne-babanın ilgi ve onayı istenilen davranışların öğrenilmesinde anahtardır. Çocuklar her zaman olumlu ilgiden destek almazlar bazen annebabanın kızdığı onaylamadığı bir davranışı yaparak, olumsuz ilgi alarak istemeyen bir davranışı sergilerler. Çocuklara ne yapmamalarını değil de, ne yapmaları gerektiğini söylemek burada önem kazanır. Olumsuzdan gitmek olumsuz davranışı istemeden pekiştirmeye neden olabilir. Oysa ki, doğru ve gerekli olduğunu düşündüğümüz davranışları fark etmek ve enerjiyi bunları övmek için kullanmak daha verimli olacaktır. Çocuklar annebabalarının ilgi ve onayını isterler. Olumlu davranışa odaklanmak, 6

olumlu davranışla ilgili geri bildirimler vermek istenilen davranışı geliştirmenin en etkili yoludur. Eğer çocuğunuza kardeşini ağlattığında kızmak yerine onunla sakin bir şekilde oynadığı anda ilgi gösterirseniz istenilen davranışa ilgi göstermiş olursunuz. Bu tabi ki olumsuz davranışa izin vermek anlamına gelmemelidir. Sadece gelişmesini istediğimiz davranışı desteklemeniz, pekiştirmeniz gereklidir. MOTİVE EDEN SORUMLULUKLAR: Çocuklara sorumlulukları öğretirken motivasyonu unutmamak gerekir. Yapması keyifli olan, sonucunda güzel ve övünülecek bir durum oluşturan davranışlar ile ilgili sorumlulukları kazandırmak daha kolay olacaktır. Örneğin masayı kurmaya yardım etmek masayı temizlemeye ve kaldırmaya yardım etmekten daha eğlencelidir. BÜTÜNÜ PARÇALARA BÖLMEK: Çocuğunuza öğretmek istediğiniz davranış ne olursa olsun mümkün olan en basit basamaktan başlayın. Bir yetişkin bile dağınık bir odaya girdiğinde nereden başlayacağını bilemeyip umutsuzluğa düşebilir. Eğer çocuğunuzun odasını toplamasını istiyorsanız öncellikle işleri basamaklandırın. (Örneğin birinci basamak ;oyuncakları kutularına yerleştirmek, ikinci basamak;kirli ve temiz çamaşırları ayırmak, kirlileri kirli sepetine, temizleri ait oldukları yerlere yerleştirmek )olabilir. SEÇME ŞANSI VERMEK: Çocukların kendi hayatları üzerinde söz sahibi olmalarını sağlarsanız verdikleri kararlar ile ilgili sorumluluk almalarına ve kendilerine olan güvenlerinin gelişmesine yardım edersiniz. Kendileri için uygun olanı seçme becerisini kazanmaları önemlidir. Ayrıca alternatifler arasında seçme şansları olduğunda alınan kararı benimseyip uygulama olasılıkları daha fazladır. Tabi ki seçim yapılacak alternatifler anne baba tarafından belirlenip sınırlandırılabilir. HER ŞEYİN BİR YERİ OLSUN: Evdeki her eşyanın belli bir yeri olduğunu bilmek çocukların etrafı düzenli tutmasına yardımcı olabilir. Neyin nerde olduğunu bilmek çocuğa güç verir. Düzenli bir ev ortamı çocuğun düzenli olmayı 7 öğrenmesinde etkilidir. Ancak daha da önemlisi bu düzenin sağlanmasında çocuğun da rolü olmalıdır. Kirlenen pantolonunu kirli sepetine atmak, okuduğu dergiyi gazeteliğe koymak, meyve suyu şişesini tekrar buzdolabına kaldırmak gibi günlük hayata dair işlerde çocukların da sorumlulukları olmalıdır. BİREYSEL SORUMLULUKTAN SOSYAL SORUMLULUĞA: Çocuklara sorumluluk bilicini geliştirmek önce için kendileri ile ilgili durumlardan yola çıkmak, daha

sonra ailenin bir bireyi olarak aile ilgili sorumlulukları ve daha sonra da sosyal sorumlulukları öğretmek önemlidir. Aile içinde öğrenilen beceriler aslında sosyal ilişkilerde belirleyici rol oynar. Arkadaşları ile uyum içinde oynamak, okul kurallarına uymak için gerekli alt becerileri evde aile ortamında öğreniriz. Annebaba olarak çocuğa sorumluluk bilinci aşılarken aslında onu toplumsal hayata hazırladığımızı biliriz. Davranışların sonucunu kabul etmek, karşılaştığı sorunları tek başına çözebilmek, kendi duygu ve ihtiyaçlarını uygun şekilde ifade edebilmek aynı zamanda başkalarının hak ve duygularının da farkında olmak sağlıklı ve mutlu bir birey olarak toplumun bir parçası olmak için gerekli becerilerdir. Anne-baba olarak küçük yaştan itibaren ilk önce çocuğun kendi ile ilgili (öz bakım becerilerini) sorumlulukları (üstünü giyinmek, oyuncaklarını toplamak vb) öğrenmesini desteklemek sonra ev ile ilgili sorumlulukların (Pazar sabah kahvaltısına yardım etmek, masayı kurmak da yardımcı olmak vb) paylaşımını beklemek ve sosyal sorumluluklar konusunda model olmak (ağaç dikmek, ihtiyacı olanlara yardım etmek, çöpleri yere atmamak vb) sorumluluk bilinci kazandırmak için atılacak önemli adımlardır. Çocuklarınızla beraber daha mutlu günler geçirmeniz dileği ile REHBERLİK SERVİSİ 8

Allâhü Teâlâ, Rasulullah ın (s.a.v.) en güzel ahlak üzere olduğunu bildirmiş, Rasulullah da (s.a.v.) kendisinin güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildiğini haber vermiştir. Dolayısıyla anne ve babaların çocuklarını yetiştirirken en güzel numune olan Rasulullah Efendimiz i örnek almaları, onun çocuklara nasıl muâmelede bulunduğunu öğrenmeleri ve o şekilde çocuklarını yetiştirmeleri gerekir. İnsan, Allâhü Teâlânın en güzel sûrette yarattığı bir varlıktır. Gerek fizikî ve cismanî bakımdan, gerek ahlak ve maneviyat itibariyle ruhanî bakımdan insan en güzel bir kıvama erebilecek, en güzel bir biçimde yaratılmıştır. Böyle mükemmel bir şekilde yaratılan insan fıtratındaki bu kemâle ulaşıp ulaşamamasında başta ebeveyni olmak üzere, arkadaşlarının, çevresinin ve diğer unsurların çok büyük tesiri vardır. Çocukluk dönemi, insan hayatında son derece mühim bir yere sahiptir. Çünkü insanlar, hayatlarındaki birçok hususiyeti henüz çocukken kazanırlar. Rasulullah (s.a.v.) kadınlara ve özellikle kız çocuklarına hiç değer verilmeyen bir dönemde peygamber olarak gönderilmiştir. Tebliğ ettiği İslam dini bu vahşeti büyük günahlardan saymış, çocuklara belirli haklar tanımış ve değer vermiştir. Peygamber Efendimiz hem değer verilmeyen çocuklara iâde-i itibarda bulunmuş, hem de onların terbiyelerinin en güzel şekilde olması gerektiğine işaret ederek bizzat bunları göstermiştir. Bütün bunları şu başlıklar altında zikretmek daha güzel olacaktır. 9

HASTA OLAN ÇOCUKLARLA İLGİLENİR ONLARI ZİYARET EDERDİ.. 10 Hastaları ziyaret etmenin, onların moral bulmaları ve iyileşmelerinde çok büyük yeri vardır. Özellikle çocuklar kendisini ziyarete gelen büyüklerini görünce hastalığa karşı güç ve mukavemet kazanır ve çabuk iyileşirler. Rasulullah (s.a.v.) hastalarla, özellikle de çocuklarla yakından ilgilenmiş, onları ziyaret etmiş ve tedavilerinde bazı tavsiyelerde bulunmuştur. Rasulullah (s.a.v.), kapının eşiğine ayağı takılıp düşen ve yüzü yaralanıp kanlar akan Üsame (r.a.) ın yüzündeki kanları temizleyip onu tedavi etmiştir.rasulullah (s.a.v.) hastalanan çocukları Müslüman olsun veya olmasın, ziyaret etmiştir. Enes b. Mâlik (r.a.), Rasulullah ın hastalanan bir Yahudi çocuğunu ziyaret ettiğini, bu ziyaret üzerine onun Müslüman olduğunu rivayet etmiştir. ÇOCUKLARI KUCAKLAYIP ÖPER VE ONLARIN BAŞLARINI OKŞARDI Öpmek, kalbin çocuğa olan merhametinin bir göstergesi olduğundan büyük ile küçük arasındaki sevgi bağlarının güçlendirilmesini ve sağlam bağların kurulmasını sağlar. Ayrıca çocukları öpmek Rasulullah ın çocuklara yönelik sünnetlerinden biridir. Rasulullah (s.a.v.) çocukları reyhana benzetmiş ve Çocuğun kokusu cennet kokusudur buyurmuş, onları öpüp kucaklamış ve okşamıştır.kendisine ehli beytinden en çok kimi sevdiği sorulunca Hasan ve Hüseyin (r.a.) diye cevap vermiş, onları çağırtmış ve kucaklayıp koklamıştır. Yine Rasulullah (s.a.v.) ashabıyla beraber giderken yolda oynayan torunu Hüseyin i görünce kollarını açmış, fakat Hüseyin (r.a.) kaçmaya başlayınca o da peşinden koşup yakalamış ve onu yakaladığı yerde kucaklayıp öpmüştür.

ÇOCUKLARA İKRAMDA BULUNURDU İkram, insanların birbirlerine karşı muhabbetini arttırır. Özellikle çocuklarda, büyüklerine karşı kalplerinin ısınmasını, sevgilerinin artmasını sağlar. Nitekim bunu Peygamberimiz Hazreti Aişe nin rivayetine göre şöyle ifade etmiştir: Yanına komşunun çocuğu girdiği zaman önüne bir şeyler koy. Çünkü bu, sevgiyi beraberinde getirir. Bununla birlikte Çocuklarınıza gereken ikramı yapın ve güzelce terbiye edin. emri de ikramla terbiyenin güzel oluşu arasında sıkı bir ilişkinin varlığını gösterir. Yılın ilk turfanda meyvesi getirildiği zaman dua eder ve meyveyi o mecliste bulunan en küçük çocuğu çağırıp ona ikram ederdi. İmam Nevevî (v.1277) Bu davranışta Rasulullah ın (s.a.v.) çocuklara olan kemal mertebesindeki şefkat ve merhametini görmekteyiz. Bu ikramı çocuklara yapması onların ikrama daha çok müştak, daha ziyade hırs sahibi olmalarındandır. der. ÇOCUKLARA YUMUŞAKLIKLA DAVRANIRDI Rasulüllah (s.a.v.) çocuklara karşı hep şefkatle yaklaşmış, onlara kaba bir şekilde muamele etmemiştir. Bir gün Enes b. Mâlik i (r.a.) ihtiyacı için bir yere göndermek istemiştir. Fakat Enes gitmeyeceğini söyleyip dışarı çıkmış, oynayan çocukları izlerken Rasulullah (s.a.v.) gelip onun başından tutup gülümseyerek gidip gitmediğini sormuştur. Hazreti Enes de gideceğini söyleyip denileni yapmıştır. Kendine itiraz eden bir çocuğa, hem de hizmetçisi olan bu çocuğa, tebessüm ederek güzel muamele etmiştir. Hurmaları taşlayan çocuğa yine aynı şekilde kaba davranmamıştır. 11

Kendisi kaba davranmadığı gibi böyle davrananlara da mani olmuştur. Kucağına aldığı torunu üzerine bevlettiği zaman, çocuğun omzuna vuran kimseye Oğlumun canını yaktın. Allah sana rahmet (mağfiret) etsin. diyerek uyarıda bulunmuştur. Rasulullah ın sünneti dendiği zaman akla ilk gelen iman ve ibadet esasları olmakta, sosyal hayata dair pek çok konu göz ardı edilmektedir. Hâlbuki Rasulullah (s.a.v.) sadece iman ve ibadeti öğretmek ve tebliğ etmek için gönderilmemiş, bunlarla birlikte ahlak ve terbiyeyi de öğretmek için vazifelendirilmiştir. Nitekim Kur anı Kerim de Muhakkak sen en güzel ahlak üzeresin buyrularak ahlakın önemine işaret edilmiştir. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz de Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim buyurarak bu hususun ehemmiyetine dikkat çekmiştir. ÇOCUKLARA ŞEVKATLE DAVRANIRDI Rasulullah (s.a.v.) çocuklara olan sevgisini sözleriyle de dile getirip onlara şefkatle nida etmiştir. Ayrıca onların dikkatini çekmek ve söyleneni kabule hazır hale getirmek için onlara farklı şekillerde seslenmiştir. Rasulullah (s.a.v.) bazen de bunlardan farklı ifadeler kullanmıştır. Kızı Hazreti Fatıma nın evinin yanına gelip Hasan ı (r.a.) kastederek küçük diye çağırmıştır. İstediği yere gitmeyen hizmetçisi Enes e Enescik diye hitab etmiştir. Annesinin Rasulullah a vermesi için gönderdiği üzümleri yolda yiyen Abdullah a da (r.a.) vefasız adını takmıştır. ÇOCUKLARIN ELLERİNDEN TUTARDI Çocuklarla iletişim kurmanın, onlara sevgi ve şefkat göstermenin en etkili yollarından biri de onların ellerinden tutmak, onlara güven vermektir. Rasulullah, oyun oynayan çocuklara selam verdikten sonra Enes b. Mâlik in (r.a.) elinden tutup onunla bir yere haber göndermiştir. Yedi veya sekiz yaşlarında olan Zübeyr (r.a.) ile karşılaştığı zaman elinden tutup onunla biatleşmiştir. 12

Hafta sonu köydeydim. Akrabalarımızla beraber çok güzel günler geçiriyorduk. Sabahın erken saatinde kalkıp insanlar tarlalarına, bahçelerine gidiyorlardı. Günün geç saatlerinde ise yorgun bir şekilde evlerine dönüyorlardı. Akranlarımızla beraber akşamları oyun oynuyorduk. En çok oynadığımız oyun ise saklambaç. Üzüm bağlarının içerisine saklanıyor, ay ışığında birbirimizi bulmaya çalışıyorduk. Babam da bizi seyrediyordu. Mola verdik. Babamın yanına geldik. Babam: Çocuklar, bu oyunlar insanı bilgisayar oyunlarından daha çok geliştirir, arkadaşlık duygularını sağlamlaştırır. dedi. Ben bayağı yorulmuştum. Arkadaşlarım da yorgun görünüyordu. Babam Dedenizin gizli bir hazine odası var. Bu odayı sizin için yapmış. Oradaki hazineyi torunları için biriktiriyormuş. Gidip görelim mi? dedi. Biz de merak etmeye başladık. Doğruca Âlim Dede nin yanına vardık. Bizim için hazine biriktiriyormuşsun. Babam söyledi, çok merak ettik. Hazineyi bize gösterebilir misin? dedik. 13

Dedem yerinden doğruldu. Bastonuna dayandı. Yavaş yavaş ayağa kalktı. Zamanı geldi demek ki! dedi. Elimizden tutarak bizi evin arka tarafındaki gizli odasına götürdü. Odanın kapısını açtı. İçeride hiç bir şey gözükmüyordu. Odanın lambasını yaktığında, odanın hemen ortasında oyma desenli büyük bir sandık gözüme çarptı. Abimle ben doğruca sandığa yöneldik. Dedem ise duvardaki rafları göstererek İşte çocuklar hazineniz, bakın bakalım? dedi. Oda kitap kokuyordu. Raflarda cildi eski kitaplar vardı. Bunların hepsi itinayla korunmuş kitaplardı. Sonra babamdan öğrendiğime göre bunlar Siyer-i Nebi, Akaid, Fıkıh gibi kitaplarmış Peki dede bu sandıkta ne var? diye sorduk. Dedem sandığın kapağını açtı. Sandıkta itinayla yerleştirilmiş çok eski el yazması kitaplar vardı. Dedem: Çocuklar, bu kitaplar bana da dedemden miras kalmıştı. Yıllarca bu kitaplarla kürsülerde vaaz ettim. İnsanlara bu kitaplardan islamiyeti ve Peygamber Efendimiz i anlattım. Sizin bu kitaplara gerekli kıymeti vereceğinize ve bunları okuyacağınıza, muhafaza edeceğinize eminim. Bu dünyadan dar-ı bekaya göç edince bu hazine sizin olacak. Bu benim en önemli ve en değerli mirasım, hazinenize sahip çıkın. dedi. Sonra dedem sandıktan üzerinde Siret-i Nebevi yazan bir kitap aldı. Evlatlarım ilim öğrenmemiz için kitap okumak çok önemlidir. Burada dikkat etmemiz gereken önemli bir husus var. O da ilmi ve dini doğru kaynaklardan öğrenmektir. Mademki hazinenin kapısını açtık, biraz okuyalım ki kitaplar bize küsmesin, onları sevindirelim, onlardan istifade etmiş olalım. Dedem odadaki yerine geçmişti. Sohbet dinlemek için köyün diğer çocukları da gelmişti. Dedem: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ümmetine ve siz çocuklara karşı çok büyük merhamet sahibiydi. Çocukları çok severdi. Bazen sokakta oynayan çocukları görür onlarla sohbet eder, saçlarını okşardı. O yüce insan çocuklara büyükler gibi değer verirdi. Peygamberimiz (s.a.v) için çocuklar, cennetten yeryüzüne inen birer rahmet damlalarıydı. Onlara selam verir, hal ve hatırlarını sorardı. Enes (r.a.) ın anlattıklarına göre Rasulullah (s.a.v.) oynamakta olan 14

çocukların yanlarına geldi, onlara selam verdi. Peygamber Efendimiz oğlu İbrahim i süt annesinde iken sürekli ziyaret ederdi. Çocuklarla oyun oynar, Çocuğu olan onunla çocuklaşsın. buyururlardı. Peyfamber Efendimiz namaz kılarken torunları Hazreti Hasan ve Hüseyin sırtına çıkar, onlar sırtından inene kadar namazını uzatırdı. Ebu Hureyre nin rivayetine göre Peygamberimiz, Hazreti Hasan ı öptü. Akra bin Habis bu sırada Peygamberimiz in yanında oturuyordu. Rasulullah ın torunu Hasan ı öptüğünü görünce, Akra şöyle dedi: Benim on çocuğum var, ben onlardan hiçbirini öpmedim. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) ona bakarak şöyle buyurdular. Merhamet etmeyene, merhamet olunmaz. Çocuklar arasında adaleti gözetir, ayrım yapmazdı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) sadece kendi çocuklarını, torunlarını değil, diğer çocukları da sever, onlarla ilgilenirdi. Çocuklar, gördüğünüz gibi âlemlere rahmet olarak Allahü Teala tarafından gönderilen Peygamberimiz (s.a.v.) bizim en büyük önderimiz ve model almamız gereken rehberimizdir. İçinde bulunduğumuz mübarek günlerin hatırına Rabbimiz, Peygamber Efendimizi (s.a.v.) layıkıyla anlamayı ve yolundan gitmeyi bize nasip etsin. diye sonunda dua etti, hepimiz birden Amin! dedik. Dedem sohbeti bitirdi. Elindeki kitabı aldım ve hazine odasında yerine koydum. Odadan çıkmadan önce kitaplara hayranlıkla uzun uzun baktım. En değerli ve güzel mirasın sahibi olmuştuk. 15