Özet. Summary. Bedriye ÖNCÜ*, Abdülkadir ÇEVİK**

Benzer belgeler
KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi


EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Gebelikte Ayrılma Anksiyetesi ve Belirsizliğe Tahammülsüzlükle İlişkisi

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

İnfertilite ile depresyon ve anksiyete ilişkisi

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

Tedaviye Başvuran İnfertil Çiftlerde Kaygı, Öfke, Başa Çıkma, Yeti Yitimi Ve Yaşam Kalitesinin Değerlendirilmesi

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

ANALYSIS OF THE RELATIONSHIP BETWEEN LIFE SATISFACTION AND VALUE PREFERENCES OF THE INSTRUCTORS

Clayton P, Desmarais L, Winokur G. A study of normal bereavement. Am J Psychiatry 1968;125: Clayton PJ, Halikes JA, Maurice WL.

Major Depresyon Tanýsý Alan Hastalarda Somatik Belirtilerin Yoðunluðunun Ýntihar Düþüncesi, Davranýþý ve Niyetine Etkisi

Bilişsel Kaynaşma ve Yaşantısal Kaçınmayla Aleksitimi İlişkisi: Kabullenme ve Kararlılık Penceresinden Bakış

Yönetilen Yüksek Lisans ve Doktora Tezleri Esra Arda: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Anabilim Dalı Adli Tıp Ensititüsü Yüksek Lisans-1990

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

AĞRIİLE HUZUR EVİ OLUR MU? DR. FİLİZ ŞÜKRÜ DURUSOY

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Yardımcı Doçent Psikoloji Haliç Üniversitesi 2000 Yardımcı Doçent Psikoloji FSM Vakıf Üniversitesi 2011

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

YASLANMA ve YASAM KALİTESİ

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA İNTİHAR DAVRANIŞININ ARAŞTIRILMASI*

pecya Somatik Yak ınmalar İle Psikiyatri Polikliniğine Başvuranlarda DSM-III-R Tanıları*

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

POSTER BİLDİRİ PROGRAM AKIŞI

EGZERSiziN DEPRESYON TEDAVisiNDEKi YERi VE ETKiLERi

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

DSM-5 Düzey 2 Somatik Belirtiler Ölçeği Türkçe Formunun güvenilirliği ve geçerliliği (11-17 yaş çocuk ve 6-17 yaş anne-baba formları)

PSİKİYATRİ KLİNİĞİNDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERDE İŞ DOYUMU, TÜKENMİŞLİK DÜZEYİ VE İLİŞKİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

DSM-5 Bedensel Belirti Ölçeği ile Düzey 2 Bedensel Belirti Ölçeklerinin Türkçe Formlarının geçerlilik ve güvenilirlikleri

KAMU PERSONELÝ SEÇME SINAVI PUANLARI ÝLE LÝSANS DÝPLOMA NOTU ARASINDAKÝ ÝLÝÞKÝLERÝN ÇEÞÝTLÝ DEÐÝÞKENLERE GÖRE ÝNCELENMESÝ *

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

BASKETBOL OYUNCULARININ DURUMLUK VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİYE BAŞVURU SÜRECİNDE ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI

Depresyonda Bedensel Belirtiler

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuç: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT The Evaluation of Mental Workload in Nurses Objective: Method: Findings: Conclusion:

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

HEMODĠYALĠZ HASTALARININ UMUTSUZLUK DÜZEYLERĠ

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

ÖNSÖZ. beni motive eden tez danışmanım sayın Doç. Dr. Zehra Özçınar a sonsuz

ÖZGEÇMİŞ. Eğitim. Akademik Ünvanlar HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ SEVGİNAR VATAN.

Dr. İkbal İnanlı Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği

Füsun KURDOĞLU-ERÜRETEN Uzman Psikolog

Çift uyumu-psikolojik belirtiler ilişkisi

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

İnfertil çiftlerde bağlanma ve mizaç özellikleri tedavi başarısını etkiler mi? Stresin aracı rolü

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

HEMODİYALİZ HASTALARININ GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİ, YETİ YİTİMİ, DEPRESYON VE KOMORBİDİTE YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

HEDEF BELiRLENEN ENGELLi OLAN VE OLMAYAN ÖGRENCILERDE ANTRENMANIN PERFORMANS VE DUYGUSAL DURUMLAR ÜZERiNE ETKisi

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

Özel Bir Hastane Grubu Ameliyathanelerinde Çalışan Hemşirelerine Uygulanan Yetkinlik Sisteminin İş Doyumlarına Etkisinin Belirlenmesi

ULUSLARARASI 9. BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ KONGRESİ

LİSE SON SINIF ÖĞRENCİLERİNDE DURUMLUK VE SÜREKLİ ANKSİYETE DÜZEYİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER*

ÖZGEÇMİŞ ADVİYE ESİN YILMAZ. 1. Öğrenim Durumu: Derece Alan Üniversite Yıl. Doktora Klinik Psikoloji ODTÜ Y. Lisans Klinik Psikoloji ODTÜ 2002

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : gsaltukoglu@fsm.edu.tr

B.Sc. METU Psychology Department. Ufuk University, Faculty of Arts and Sciences, Psychology. Department

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Serhat Tunç 1, Yelda Yenilmez Bilgin 2, Kürşat Altınbaş 3, Hamit Serdar Başbuğ 4 1

SAMSUN İLİNDE YAPILAN ÜNİVERSİTELERARASI BASKETBOL MÜSABAKALARINA KATILAN SPORCULARIN DURUMLUK KAYGI VE SÜREKLİ KAYGI DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ *

ÖZGEÇMİŞ. Görev Kurum/Kuruluş Yıl Araştırma Görevlisi. Erzincan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu

ÖĞRETMEN ADAYLARININ PROBLEM ÇÖZME BECERİLERİ

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

Erişkin Acil Servisinde Psikiyatri Dışı Hekimlerce Konulan Psikiyatrik Ön Tanıların Değerlendirilmesi

Şebnem Pırıldar Ege Psikiyatri AD.

[BİROL BAYTAN] BEYANI

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİ UYGULANAN HASTALARIN BEDEN İMAJI VE BENLİK SAYGISI ALGILARININ KARŞILAŞTIRILMASI

HEMġEHRĠ ĠLETĠġĠM MERKEZĠ ÇALIġANLARIYLA STRES VE KAYGI DURUMLARI ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME

AÇIKLAMA Araştırmacı: Yok. Konuşmacı: Yok. Danışman: Yok

Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve Doğum Mevsimi İlişkisi. Dr. Özlem HEKİM BOZKURT Dr. Koray KARA Dr. Genco Usta

Gebelere Antenatal Dönemde Verilen Eğitimin Fetal Bağlanma, Doğum Algısı ve Anksiyete Düzeyine Etkisi. Ebe Huriye Güven

Psikiyatrik bozukluklarýn sýnýflandýrýldýðý kitaba. Somatizasyon Bozukluðu. Özet

PSİKİYATRİDE KÜLTÜREL FORMÜLASYON. Prof. Dr. Can Cimilli DEÜTF Psikiyatri AD

FARKLI BRANŞTAKİ ÖĞRETMENLERİN PSİKOLOJİK DAYANIKLILIK DÜZEYLERİNİN BAZI DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ. Abdulkadir EKİN, Yunus Emre YARAYAN

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 61, Aralık 2017, s

KULLANILAN MADDE TÜRÜNE GÖRE BAĞIMLILIK PROFİLİ DEĞİŞİKLİK GÖSTERİYOR MU? Kültegin Ögel, Figen Karadağ, Cüneyt Evren, Defne Tamar Gürol

RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI STAJI

ÇOCUK PSİKİYATRİSİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

4. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Üniversitesi Psikiyatri Hemşireliği Anabilim

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

ÖZGEÇMİŞ. Yabancı Dil: İngilizce. Uluslararası dergilerde yayınlanan makaleler

Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar-Current Approaches in Psychiatry 2017; 9(4):

Uzm.Dr., Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Manisa, Türkiye

Hastaların Hemşirelik Hizmetlerinden Memnuniyeti

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

Transkript:

Somatoform Bozukluk Tanısı Alan Hastalar: Depresyon, Anksiyete, Yaşam Doyumu, Evlilik Uyumları, Duygu Kontrol Düzeyleri ve Olumsuz Yaşam Olaylarının Etkisi PATIENTS WITH A DIAGNOSIS OF SOMATOFORM DISORDER: DEPRESSION, ANXIETY, SATISFACTION WITH LIFE, MARITAL ADJUSTMENT, LEVELS OF EMOTIONAL CONTROL AND EFFECTS OF NEGATIVE LIFE EVENTS Bedriye ÖNCÜ*, Abdülkadir ÇEVİK** * Uzm.Dr.,Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, ** Prof.Dr.,Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, ANKARA Özet Bu araştırmada bedensel belirtilerle hastaneye başvuran ve somatoform bozukluk tanısı alan hastaların depresyon, anksiyete ve duygu kontrol düzeyleri, evlilik uyumları, yaşam doyum düzeyleri ve bu kişilerin başına gelen olumsuz yaşam olayları araştırılmıştır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniği'nde somatoform bozukluk tanısı alan 29 hasta araştırmaya alınmıştır. Sağlıklı erişkinlerden oluşan karşılaştırma grubu yaş, cinsiyet, eğitim ve medeni durum açısından hasta grubuyla eşleştirilmiştir. Bilindiği gibi somatoform bozukluklarda bu etmenler etiyoloji ve epidemiyolojide etkili olabilmektedir. Araştırmaya toplam 58 denek (42 kadın, 16 erkek) alınmıştır. Deneklere klinik görüşmeyle tanı konmuş, daha sonra Hamilton Depresyon Ölçeği (HDÖ), Spielberger Sürekli Kaygı Ölçeği (STAI-II), Courtauld Duygu Kontrol Ölçeği (CDKÖ), Yaşam Doyumu Ölçeği, Evlilikte Uyum Ölçeği, Rahe -Holmes Sosyal Olaylara Yeniden Uyumu Derecelendirme Envanteri uygulanmıştır. Somatoform bozukluk grubunda en sık saptanan tanılar ayrışmamış somatoform bozukluk ve somatizasyon bozukluğudur. Bunları konversiyon bozukluğu, somatoform ağrı bozukluğu ve hipokondriyazis izlemektedir. Karşılaştırma grubunda 1 denekte depresyon saptanmış, diğer deneklerde görüşmede eksen I patolojisi saptanmamıştır. Yazışma Adresi: Dr.Bedriye ÖNCÜ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, ANKARA Bu araştırma Dr. Bedriye Öncü'nün uzmanlık tezidir. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilimdalı 1997. 1998 yılında 34. Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde poster bildiri olarak sunulmuştur. Summary In this study depression, anxiety, levels of emotional control, marital adjustment, satisfaction with life and effects of negative life events were examined in patients who came to hospital with somatic complaints and got a final diagnosis of a somatoform disorder. The study was conducted in University of Ankara Faculty of Medicine Department of Psychiatry and 29 patients with the diagnosis of somatoform disorder were included. Comparison group was formed by healthy individuals identical to somatoform group, by means of gender, age, education and marital status. As it is well known that in somatoform disorders these factors may be important in epidemiology and etiology. 58 subjects (42 female, 16 male) were included in the study. Patients were diagnosed by clinical interview according to DSM-IV criteria. Hamilton Depression Rating Scale, Spielberger Trait Anxiety Scale, Courtauld Emotional Control Scale, Marital Adjustment Scale, Rahe- Holmes Social Readjusment Rating Scale and Satisfaction With Life Scale were completed. The most common diagnosis in somatoform disorders were undifferentiated somatoform disorder and somatization disorder followed by conversion disorder, somatoform pain disorder and hipochondriasis. In comparison group one subject had depression, others had no axis 1 pathology. Depression and anxiety levels of somatoform disorder group was higher, satisfaction with life was lower than the comparison group. We found no difference between groups by means of marital adjusment, emotional control and life events. But the number of negative life events were higher in somatoform disorder group. Depression and anxiety and pathological 84 T Klin Psikiyatri 1999, 1

SOMATOFORM BOZUKLUK TANISI ALAN HASTALAR Somatoform bozukluk grubunun depresyon ve anksiyete düzeyleri karşılaştırma grubuna göre yüksek, yaşam doyum düzeyleri düşük bulunmuştur. Evlilik uyumu, duygu kontrol düzeyleri ve yaşam olayları açısından iki grup arasında fark bulunamamıştır. Fakat olumsuz yaşam olayları sayıca hasta grubunda daha fazladır. Somatoform bozukluk tanısı alan kişilerde komorbid depresyon ve anksiyete tedavinin gidişini etkileyeceğinden göz önünde bulundurulmalı ve tedavide patolojik yas süreci akılda tutulmalıdır. Anahtar Kelimeler: Somatoform bozukluklar, Depresyon, Anksiyete, Duygu kontrol düzeyi, Olumsuz yaşam olayları, Evlilik uyumu, Yaşam doyum düzeyi T Klin Psikiyatri 1999, 1:84-89 grief has to be kept in mind because they can interfere with prognosis in somatoform disorders. Key Words: Somatoform disorders, Depression, Anxiety, Emotional control levels, Negative life events, Marital adjustment, Satisfaction with life T Klin J Psychiatry 1999, 1:84-89 Bedriye ÖNCÜ ve Ark. Somatoform bozukluklar birinci basamak düzeyinde, genel hastane polikliniklerinde ve psikiyatri pratiğinde oldukça sık rastlanan bir hastalık grubudur. Bu hastalara yapılan medikal tetkikler ve uygulanan tedaviler hem iş gücü kaybına hem de maddi kayıplara neden olmaktadır. Bedenselleştirme ya da hipokondriak uğraşları olan hastaların tıbbi harcamaların 1/5 inden sorumlu oldukları tahmin edilmektedir (1). Üstelik sonuçta hastaların yakınmaları çoğunlukla düzelmemektedir. Açıklanamayan bedensel belirtilerden tıp tarihi boyunca bahsedildiğini görürüz. MÖ 1900 yılında Mısırlılar konversiyon belirtilerini tanımlamış ve bunu uterusun karında serbest olarak dolaşmasına bağlamışlardı (2). Histeri kelimesinin kökeni eski Yunanca'da uterus anlamına gelen "histera"dır. Dokuzuncu yüzyılda Salerno'daki tıp okulunda histeri bedensel bir hastalık olarak tanımlanırken ortaçağ'da kötü ruhlar ve şeytana bağlanmıştır. 1682 yılında Sydenham'ın yayınladığı makale bu konuya tıbbın bakışı açısından bir dönüm noktası oluşturur (3). Bu makalede Sydenham histerinin klinik belirtilerini ayrıntılı olarak tanımlamıştır. Sydenham'a göre histeri, kadınlarda görülen, pek çok bedensel ve duygusal belirtinin bulunduğu "hem bedensel hem de zihinsel bir bozukluktu". Kronik hastalıklar içinde en sık görüleniydi ve her tür bedensel hastalığı taklit edebilirdi. Hastalığın erkeklerde görülen şekli hipokondriyazisti. Sydenham'a göre bu iki durum "iki yumurtanın benzediği kadar" birbirine benzemekteydi (4). Bedenselleştirme terimini ilk kez kullanan Steckel (5), bedenselleştirmeyi derinlerde yerleşmiş nevrozun ifade edilmesinden kaynaklanan bedensel bir bozukluk olarak tanımlamıştır. Bu konuda yıllardır devam eden çalışmalara rağmen bedenselleştirmenin tanımı konusunda bir fikir birliğine varılamadığını görmekteyiz. Çeşitli yazarların bedenselleştirmeyi nasıl tanımladıklarını kısaca gözden geçirirsek; Katon ve arkadaşlarına göre bedenselleştirme; (6) "psikososyal ve duygusal sorunları olan hastaların bunları öncelikle bedensel belirtiler yoluyla dile getirmesi; bir stres dili " dir. Bridges ve Goldberg (7) bedenselleştirmeyi daha somut bir biçimde ele alarak bazı kriterler belirlemiştir. Bu kriterler; a) hastanın bedensel belirtilerini fiziksel bir hastalığa bağlaması, b) bu nedenle doktora başvurması, c) bu durumun psikiyatrik bir hastalık olması d) psikiyatrik tedaviyle düzelmesidir. Lipowski'ye göre bedenselleştirme (4); vücutta bir patoloji saptanmadığı halde görülen bedensel belirtiler ve yakınmalardır. Bu belirtiler hasta tarafından bedensel bir hastalık olarak değerlendirilir ve tıbbi yardım aranır. Genellikle bu durum bireyin yaşadığı stres yaratan yaşam olayları sonucu ortaya çıkar. Kirmayer ve Robins (8) bedenselleştirmeyi "birbiriyle örtüşen en az üç grup" olarak incelemiştir. Bunlar: 1) Vücudun farklı sistemlerini ilgilendiren çok sayıda ve açıklanamayan belirtilerle seyreden, DSM III-R somatizasyon bozukluğu T Klin J Psychiatry 1999, 1 85

Bedriye ÖNCÜ ve Ark. tanı kritelerini karşılayan grup. 2) Kişide saptanabilen fiziksel bozukluklar için beklenenden daha çok bedensel preokupasyonlar veya hastalıkla ilgili yüksek endişe düzeyiyle seyreden, DSM III-R hipokondriyazis tanı kriterlerini karşılayan grup. 3) Altta yatan psikiyatrik hastalığın (özellikle anksiyete ve depresyon) bedensel belirtilerle ortaya çıktığı grup. Kirmayer ve Robbins'e göre araştırmacılar genellikle çalışmalarında bu gruplardan yalnızca biriyle çalışmakta ama daha sonra elde ettikleri sonuçları bütün bedenselleştirme durumlarına genellemektedir. Somatoform bozuklukların gelişiminde genetik özellikler (9), gelişimsel-öğrenmeyle ilgili faktörler, duygusal sıkıntıların ifadesinde psikolojik terimlerin kullanılmaması (10), kırsal kesimden gelme, eğitim düzeyinin düşük olması (10,11), kayıplar ve kişiyi baskı altında bırakan yaşam olayları (4) ve en son olarak da bu hastalara yapılan gereksiz tetkik ve tedaviler, tetkik sonuçlarıyla ilgili söylenen belirsiz sözler gibi iyatrojenik faktörlerin (4) önemli olduğu bildirilmiştir. Bu araştırmanın amacı bizim kültürümüzde bedensel belirtilerle hastaneye başvuran hastaları genel özellikleri ve sorun alanları açısından incelemektir. Somatoform bozukluk tanısı almış ve almamış kişilerde bazı psikolojik ve sosyal özelliklerin karşılaştırılmasını amaçlayan bu araştırma betimsel bir çalışmadır. SOMATOFORM BOZUKLUK TANISI ALAN HASTALAR Yöntem Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Polikliniğine başvuran ve somatoform bozukluk tanısı alan ardışık 29 hasta araştırmaya alınmıştır. Hastalarda en az ilkokul mezunu olma ve araştırmaya katılmayı kabul etmiş olma şartları aranmıştır. Hastalar yaş, cinsiyet, eğitim ve medeni durum açısından karşılaştırma grubuyla eşleştirilmiştir. Böylece grupların homojen olması ve daha sağlıklı bir karşılaştırma yapılması hedeflenmiştir. Araştırmada hasta seçimi yapılırken hastaların bir kısmı araştırmaya katılmak istememiş, bir kısmı da okuma yazma bilmedikleri için araştırmaya alınmamışlardır. Araştırma sırasında dikkat çeken bir nokta da, araştırmaya somatoform bozukluk ön tanısıyla refere edilen bazı hastaların ayrıntılı değerlendirme yapıldığında, anksiyete bozuklukları, uyum bozuklukları ve depresyon gibi daha öncelikli tanılar alması ve bu nedenle araştırma dışı kalmasıdır. Araştırma sırasında özellikle deneklerin eşleştirilmesi aşamasında güçlük çekilmiştir. Denekler cinsiyet, medeni durum, eğitim ve yaş gibi farklı değişkenler açısından bire bir eşleştirildiği için karşılaştırma grubuna uygun denek bulmakta zorluk çekilmiştir. Deneklerle önce psikiyatrik görüşme yapılarak DSM-IV tanıları konmuş, daha sonra Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HDDÖ) (12,13), Spielberger Sürekli Kaygı Ölçeği (STAI- II) (14,15), Courtauld Duygu Kontrol Ölçeği (CDKÖ) (16,17) Yaşam Doyumu Ölçeği (18,19), Evlilikte Uyum Ölçeği (20,21), Rahe -Holmes Sosyal Olaylara Yeniden Uyumu Derecelendirme Envanteri (22,23) uygulanmıştır. Veriler SPSS programında değerlendirilmiştir. Değerlendirmelerde t-testi kullanılmıştır. Bulgular 16-60 yaşları arasında toplam 58 denek (42 kadın, 16 erkek) çalışmaya alınmıştır. Deneklerin 36 sı ilkokul (%62.1), 8 i ortaokul (%13.8), 6 sı lise (%10.3), 8 i yüksekokul (13.8) mezunudur. 46 sı (%79.3) evli, 10 denek bekar (%17.2), 2 denek (%3.4) duldur (Tablo 1). Somatoform bozukluk grubunda en sık saptanan tanılar ayrışmamış somatoform bozukluk ve somatizasyon bozukluğudur. Bunları konversiyon bozukluğu, somatoform ağrı bozukluğu ve hipokondriyazis izlemektedir. Bu grupta 3 hastada komorbid depresyon saptanmıştır. Karşılaştırma grubunda 1 denekte depresyon saptanmış, diğer Tablo 1. Deneklere ait demografik veriler Somatoform Karşılaştırma boz grubu Yaş ort 33.0±9.0 33.4±9.2 Medeni durum : Evli 23 (%79.3) 23 (%79.3) Bekar 5(%17.2) 5(%17.2) Dul 1(%3.4) 1(%3.4) Eğitim: İlk 18 (%62.1) 18 (%62.1) Orta 4(%13.8) 4(%13.8) Lise 3(%10.3) 3(%10.3) Yüksek 4 (%13.8) 4 (%13.8) 86 T Klin Psikiyatri 1999, 1

SOMATOFORM BOZUKLUK TANISI ALAN HASTALAR Tablo 2. Somatoform bozukluk ve karşılaştırma grubunun aldığı psikiyatrik tanılar Somatoform Karşılaştırma Bozukluk (%) Grubu (%) Somatizasyon Bozukluğu 8 (%27.6) - Konversiyon Bozukluğu 7 (%24.1) - Hipokondriyazis 1 (%3.4) - Ayrışmamış Somatoform B. 8 (%27.6) - Somatoform Ağrı Boz. 2 (%6.9) - Depresyon - 1 (%3.4) Depresyon+Somatizasyon 2 (%6.9) - Bozukluğu Depresyon+Konversiyon B. 1 (%3.4) - Sağlıklı - 28 (%96.6) Toplam 29 (%100) 29 (%100) deneklerde görüşmede eksen I patolojisi saptanmamıştır (Tablo 2). Karşılaştırma grubundaki depresif hastanın normal populasyonu temsil ettiği düşünülerek araştırma dışı bırakılmamıştır. Somatoform bozukluk grubunun depresyon ve anksiyete düzeyleri karşılaştırma grubuna göre yüksek (sırasıyla p<0.001, p<0.05), yaşam doyum düzeyleri ise düşük bulunmuştur (p<0.01) (Tablo 3). Gruplar arasında evlilik uyumu ve duygu dışavurum puanları açısından fark saptanmamıştır. Bedriye ÖNCÜ ve Ark. Rahe Holmes Envanteri'nde hem olumlu (örneğin evlilik, terfi gibi) hem de olumsuz yaşam olayları (örneğin eşin ölümü gibi) birlikte değerlendirilmekte, ölçek puanı hesaplanırken bu iki grup ayrılmamaktadır. Olumsuz yaşam olaylarının somatoform bozukluk grubundaki etkisini araştırmak amacıyla toplam olay sayısı, olumsuz olay puanı ortalaması ve olumsuz olay sayıları hesaplanmıştır. Puan bazında karşılaştırma yapıldığında iki grup arasında fark saptanmamıştır. Olumsuz olay sayılarına bakıldığında somatoform bozukluk grubunda olumsuz deneyim sayısının karşılaştırma grubuna göre anlamlı derecede yüksek olduğu saptanmıştır (p<0.05) (Tablo 4). Tartışma A.Ü.T.F Psikiyatri Polikliniği ne başvuran hastalarda en sık somatizasyon bozukluğu ve ayrışmamış somatoform bozukluk saptanmıştır. Bunu konversiyon bozukluğu izlemiştir. Somatizasyon bozukluğunun en sık rastlanan tanı olması bu bozukluğun sıklığının düşünüldüğünden daha yüksek olabileceğini akla getirmektedir. Ancak araştırmanın psikiyatri kliniğinde ve mesai saatleri içinde yürütülmüş olması nedeniyle birinci basamak düzeyinde ve acil servislerde sıkça rastalanan kon- Tablo 3. Somatoform bozukluk ve karşılaştırma grubunun uygulanan ölçeklerden aldıkları puanların ortalama ve standart sapma değerleri Somatoform Bozukluk Karşılaştırma Grubu Ölçek Ortalama (X) Standart sapma (S) Ortalama (X) Standart sapma(s) p HDDÖ 12.79 6.84 5.79 6.28 <0.001 Evlilikte Uyum Ölçeği 45.04 8.24 47.58 13.26 - STAI-II 51.10 10.79 44.45 11.16 <0.05 CDKÖ 55.31 10.50 51.72 9.88 - Yaşam Doyumu Ölçeği 19.97 5.86 24.38 6.20 <0.01 Rahe Holmes Envanteri 43.03 8.06 40.06 6.92 - Tablo 4. Rahe-Holmes Envanterine verilen yanıtların ayrıntılı değerlendirilmesi Somatoform Bozukluk Karşılaştırma Grubu Ortalama (X) Standart sapma(s) Ortalama(X) Standart sapma(s) p Toplam olay sayısı 8.90 3.57 9.93 8.42 - Olumsuz olay puanları ortalaması 45.53 18.03 44.71 17.26 - Olumsuz olay sayısı 4.41 2.63 2.69 1.63 <0.05 T Klin J Psychiatry 1999, 1 87

Bedriye ÖNCÜ ve Ark. versif belirtili hasta grubu yeterince temsil edilmemiş olabilir. Somatoform bozukluk tanı grubunda bildirilen kadın erkek oranları 5-20 arasında değişmektedir (24). Bu araştırmada kadın erkek oranı 2.63 olarak bulunmuştur. Bunun nedeni kanımızca araştırmada tek bir tanı grubunun değil, kadın erkek oranlarının görece düşük olduğu hipokondriyazis gibi somatoform bozuklukların da değerlendirmeye alınmasıdır. Somatoform bozukluklarda duygu dışavurumundaki yetersizliğin önemli olduğu, duygu belirten sözcüklerin az kullanılmasının duygusal sorunların beden yoluyla dile getirilmesine neden olabileceği böylece nedensiz bedensel belirtilerin ortaya çıkabileceği daha önce bu konuda yapılan çalışmalarda bildirilmiştir (25). Fakat araştırmamızda iki grubun duygu dışavurumu puanları arasında farklılık saptanmamıştır. Bu, duyguların bilinçli olarak bastırılmasının somatoform bozukluk gelişiminde sanıldığı kadar önemli olmadığını göstermektedir. Yine de araştırmada duyguların tanınmasıyla ilgili aleksitimi skalaları kullanılmadığı için kesin bir yargıya varmak güçtür. Bedenselleştirme konusundaki klinik deneyimlerimizden yola çıkarak hasta grubunun eşleriyle uyum düzeyleri sağlıklı grupla karşılaştırılmış, iki grup arasında fark saptanmamıştır (Tablo 3). Tek başına evlilik uyumsuzluğunun bedenselleştirmede önemli olmadığı, sağlıklı grupta da evlilik sorunlarının fazla olmasından anlaşılabilir. Sağlıklı grupta semptom gelişmemesinin nedeni gelecekte yapılacak araştırmalara konu olabilir. Yaşam olayları ölçeğinden alınan puanlar ve toplam olay sayısı açısından iki grup arasında fark saptanmamıştır. Ancak ölçek puanı hesaplanırken olumlu ve olumsuz yaşam deneyimleri birlikte değerlendirilmektedir. Bu nedenle olumsuz yaşam olayı puanları ve olumsuz yaşam olayı sayısı ayrıca hesaplanmıştır. Somatoform bozukluk grubunda olumsuz deneyim sayısının daha fazla olduğu bulunmuştur (Tablo 4). Yani olumsuz yaşam olayının şiddeti değil tekrarlayıcı olması daha önemlidir. Patolojik yas gelişiminde tek bir kayıptan ziyade üstüste gelen kayıpların önemli olduğu (26), patolojik yasla bedenselleştirme arasındaki yakın ilişki bulunduğu bildirilmektedir (27). Bizim SOMATOFORM BOZUKLUK TANISI ALAN HASTALAR araştırmamızda da somatoform bozukluk grubunda olumsuz yaşam deneyimi sayısının yüksek olması bu grupta patolojik yasın somatoform bozukluğun gelişiminde önemli olabileceğini düşündürmektedir. KAYNAKLAR 1. Lipowski ZJ. Editorial: Somatization: Medicine's unresolved problem. Psychosomatics 1987; 28:294-7. 2. Ford CV, Folks DG. Conversion disordes : an overview. Psychosomatics 1985; 26:371-83. 3. Veith I. On hysterical and hypochondriacal afflictions. Bull Hist Med 1956; 30:233-40. 4. Lipowski ZJ. Somatization: The concept and its clinical application. American Journal of Psychiatry 1988; 145:1358-68. 5. Kellner R. Somatization: theories and research. The Journal of Nervous and Mental Disease 1990; 178:150-60. 6. Katon W. Part II A prospective DSM II study of consecutive somatization patients. Comprehensive Psychiatry 1984; 20:305-14. 7. Bridges KW, Goldberg DP, Evans B, Sharpe T Determinants of somatization in primary care. Journal of Psychosomatic Research 1991; 29:563-9. 8. Kirmayer RJ, Robbins JM. Three forms of somatization in primary care: Prevelance, coocurrance and sociodemographic characteristics. The Journal of Nervous and Mental Disease 1991; 179:647-55. 9. Kellner R. Somatization and hypochondriazis. New York, Praeger, 1986. 10.Kirmayer LJ. Culture, affect and somatization. Transcultural Psychiatric Research Review 1984; 21:159-88. 11.Çevik A. Anksiyete nörozunun psikososyal yönü. Ankara Ünversitesi Tıp fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Uzmanlık Tezi, 1978. 12.Williams BW. A structured interview guide for Hamilton depression rating scale. Archives of General Psychiatry 1978; 45:742-7. 13.Akdemir ve ark. Hamilton depresyon depresyon değerlendirme ölçeği (HDDÖ) nin geçerliliği, güvenilirliği ve klinikte kullanımı. 3P Dergisi 1996; 4:251-159. 14.Spielberger CD, Gorsuch RL, Lushene RE.Manual for the state-trait anxiety inventory.palo Alto, Consulting Psychologists Press, 1970. 15.Öner N, Le Compte A. Süreksiz ve Sürekli Kaygı Envanteri El Kitabı,1983. 16.Watson M, Greer S. Development of a questionnaire measure of emotional control. Journal of Psychosomatic Research 1983; 27:299-305. 17.Okyayuz ÜH. Toronto aleksitimi ölçeği ile Courtauld duygu kontrol ölçeğinin bir Türk örnekleminde kullanılabilirlik koşullarının araştırılması. Türk Psikiyatri Dergisi 1993; 4:18-23. 88 T Klin Psikiyatri 1999, 1

SOMATOFORM BOZUKLUK TANISI ALAN HASTALAR 18.Diener E, Emmons RA, Larsen RJ. The satisfaction with life scale. Journal of Personality Assessment 1985;49: 71-5. 19.Köker S. Normal ve sorunlu ergenlerde yaşam doyumu düzeylerinin karşılaştırılması. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, EPH Ana Bilimdalı Yüksek Lisans Tezi,1991. 20.Locke H, Wallace K. Short marital adjustment prediction tests: Their reliability and validity. Marriage and family living 1959; 2:251-5. 21.Kışlak ŞT. Evlilikte Uyum testi. 3P Dergisi 1993;1:55. 22.Holmes TH, Rahe RH. The social readjustment rating scale. Journal of Psychosomatic Research 1967; 11:213-8. Bedriye ÖNCÜ ve Ark. 23.Birsöz S. Hastalık öncesi yaşam değişimleri ve ruhsal sonuçları üzerine bir inceleme. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilimdalı Doçentlik Tezi, 1980. 24.Kaplan HI. Somatoform Disorders. In: Kaplan HI, Sadock BJ, Grebb JA, eds. Synopsis of Psychiatry. Baltimore: Williams &Wilkins, 1994. 25.Çevik A, Berksun O. Bir grup süreci içinde iletişim ve etkileşimin duygu belirten sözcükler açısından incelenmesi. Türk Psikiyatri Dergisi 1990; 1:3 199-201 26.Worden WJ. Grief counselling and grief therapy. 2nd ed. Springer Publishing Company, 1991. 27.Çevik A, Öncü B. Normal ve patolojik yas kliniğinin çok boyutlu incelenmesi ve tedavi ilkeleri. Psikiyatri Bülteni 1995; 3:109-14. T Klin J Psychiatry 1999, 1 89