1955-1967: Prof. Hazım Atıf Kuyucak ve onun isteği ile şövalye olan DP Milletvekili Ekrem Tok 1975-1984: Prof. Mukbil Gökdoğan



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Cumhuriyet Halk Partisi

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

İ Ç İ N D E K İ L E R

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

BLOG ADRESİ :

TBMM Komisyonu'na gelen belgelere göre, Alevi öğrencilere cemaat yurtlarında yüzde 10 kontenjan ayrılmış

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

Sayın Ahmet Davutoğlu na Yöneltilen Sorular 1) Bakanlık ve Başbakanlık yaptığınız süre içerisinde FETÖ örgütlenmesi hakkında resmi veya gayri resmi

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

Cumhuriyet Halk Partisi

Katılabileceğiniz 4 Gizli Örgüt : Nasıl İlluminati Üyesi Olabilirsiniz?

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

'Bende dağa çıkmadım'

Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Bu bölümde A.B.D. nin tarihi ve A.B.D. hakkında sıkça sorulan konular hakkında genel bilgilere yer verilmektedir.

HAKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ HAKKINDA BİLGİ NOTU

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

Çoğunluk olmak, azınlığı yok saymak

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

YAZILI VE GÖRSEL BASINA YANSIYANLARDAN ÖRNEKLER

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Devrim Öncesinde Yemen

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Adları Sık Sık İllüminati İle Anılan ve Örgüte Üye Oldukları İddia Edilen 15 Ünlü

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

SASAM

CAN ATAKLI SAAT SAAT AÇIKLADI...

Türkiye Özelinde Kamu Diplomasisinin İşlevi ve Yöntemleri Türkiye nin Kamu Diplomasisi Aktörleri Türkiye nin Kamu Diplomasisi Aktörleri

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

5 bin PKK lı ve peşmergeye terör eğitimi

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

Hackerlar ortaya çıkardı: Birleşik Arap Emirlikleri İsrail yanlısı kurumları fonluyor!

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

1979 Kabe Baskını'nın yeni görüntüleri ortaya çıktı

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Sayın Büyükelçiler, Değerli Kongre üyeleri, Çok değerli dostum Sayın Zügayir ve Brosh, Kıymetli basın mensupları,

Mete Yarar'dan 15 Temmuz kitabı : Darbenin Kayıp Saatleri

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

10 Ağustos. Cumhurbaşkanlığı Seçimleri Yazılı Medya Araştırması. 18 Ağustos Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi Yazılı Medya Araştırması

15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE AZERBAYCAN DAN BAKIŞ

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1

Kuzey Irak'a harekat

CUMHURİYET HALK PARTİSİ GENEL MERKEZİ EMEK BÜROLARI YÖNETMELİĞİ

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

BÜLTEN İSTANBUL B İ L G İ AZİZ BABUŞCU. NOTU Yeni Dünya ve Türkiye 2 de İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK

SAYIN BASIN MENSUPLARI;

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Şöyle ki ; Etnik köken olsaydı Bir şiir yüzünden yere düşen yiğidi %85 oy ve Üç Millet Vekili ile Parlamentoya gönderilmezdi,

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI

"Obama'nın Suriye politikası utanç verici"

İNSAN HAKLARı. Kısa Tarihi ve Felsefi Temelleri. Doç. Dr. Doğan Göçmen Adıyaman Üniversitesi-Felsefe Bölümü Adıyaman Üniversitesi 10 Aralık 2010

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

Necdet Özel: Milletten Özür Dilememiz Gerekiyor

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

Yargıdaki skandallar Kollama-filmindeki Yiğit-in durumunu cazib hale getirmekte, Kurtlar Vadisi Pusu-daki Polat-ın durumuna özendirmektedir.

Transkript:

Dikkat! Değerli okuyucular, Kitapların tüm telif hakları Talat Turhan'a ait olup izinsiz çoğaltılamaz, alıntı yapılamaz, başka sitelerde kullanılamaz. Copyright 2008 Talat Turhan Giriş 2. Baskıya Önsöz Derin Devlet adlı kitabın birinci baskısı Ekim 2005 te yapılmıştı. O günden günümüze kadar geçen süre içinde özellikle Kurtlar Vadisi dizi ve filminin kamuoyu tarafından gördüğü ilgi bu konudaki televizyon tartışma programları ve yazılan yapıtlar içinde özellikle Org. (E) Kemal Yamak ın Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler Kitabı ve Org. (E) Sabri Yirmibeşoğlu nun açıklamaları nedeniyle; yayınlandığı tarihten bu yana konu yeniden gündeme gelerek, görsel ve yazılı medyada büyük ölçüde tartışıldı. Yazılan kitaplardan bir diğeri yine Derin Devlet ismini taşıyor. Ömer Lütfi Mete ve Mahir Kaynak la Cem Küçük ün söyleşisinden oluşuyordu.1 Diğeri ise; Şu Derin Devlet.2 Yukarda adı geçen kitapların yazarları kanımca soruna mikro düzeyde bakmayı yeğlemiş; Susurluk, Şemdinli, Kurtlar Vadisi gibi olaylar bağlamında sorunu irdelediklerini değerlendiriyorum Bu kitapta ise Derin Dünya Devleti nin 1000 yıllık Siyonist ve masonik geçmişi öne çıkarılmaya ve de günümüzde ABD de somutlaşan gizli ABD Derin Devleti nin içyüzü olabildiğince makro düzeyde açıklanmaya çalışılmaktadır.3 Birinci baskıdan sonra okuyucularımdan sürekli aldığım önerilerde, Derin Dünya Devleti nin Siyonik ve masonik oluşumu şemasına biraz daha açıklık getirmem konusundaki istemlerine yanıt vermek için, yeni baskıya eklemeler yapmak gereksinimi duydum. Geçen dönemde bir haftalık dergide4 yayınlanan makalede en etkili üst masonik örgütlerden biri sayılan Gül ve Haç Kardeşliği (kuruluş 1618), örgütüne üye olan Türklerin isimlerini araştırmacı yazar Aytunç Altındal açıklıyordu: 1861 de Halim Paşa, 1909-1915: Aziz Ahmet Paşa 1928-1931: Yargıtay Başkanı Fuat Hulusi Demirelli 1945-1955 Dr. Mim Kemal Öke (Atatürk ün Doktoru) 1955-1967: Prof. Hazım Atıf Kuyucak ve onun isteği ile şövalye olan DP Milletvekili Ekrem Tok 1975-1984: Prof. Mukbil Gökdoğan

1984-1995: Prof. Sahir Erman 1966-1967: Dr. Enver Necdet Eğeren İçişleri eski Bakanı: Şükrü Kaya Dışişleri eski Bakanı: Tevfik Rüştü Aras Ankara eski Valisi: Nevzat Tandoğan İstanbul eski Valisi: Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay Meclis Başkanı: Kazım Özalp Eski Cumhurbaşkanı: Celal Bayar Özbekler Tekkesi Şeyhi: Ataullah Efendi Amiral Mehmet Ali Paşa Yazar Servet Yesari Başbakan Hasan Saka Devlet Şurası eski Başkanı: Mustafa Reşit Mimaroğlu Bunların tamamı otuz üçüncü derece masondu; kimi Kadoş Şövalyesi, kimi Tunç-Yılan Şövalyesi, kimi ise Gül ve Haç Şövalyesi unvanını taşıyordu. Ama Türkiye bu kişilerin gerçek kimliklerini hiçbir zaman bilemedi Aytunç Altındal ın listesi kuşkusuz masonik ve premasonik örgütler bağlamında on binlerce kişiye ulaşan bir masonik yapılanma içinde küçük bir bolümü göstermesine karşın, Osmanlı İmparatorluğu nun son dönemi (örneğin Şeyhülislam Musa Kazım Efendi dahil), İttihat Terakki ve Atatürk dönemi dahil Osmanlı ve Türkiye nin, masonizme; dolayısı ile Siyonizme hizmet ettikleri görülüyor. 1950 yılında Cumhurbaşkanı olan Celal Bayar ın küçük Amerikancı olması acaba kendi yeğlemesi miydi? Yoksa örgüt tarafından yapılan bir zorlama mıydı? Tarihçiler bu sorunun yanıtını vermek zorundalar. İstanbul valileri, sırayla Mustafa Üstündağ ve Lütfi Kırdar ın ABD isteğine karşın bugünkü Hilton Oteli nin inşa edildiği araziyi yeşil saha olması gerekçesi ile ABD lilere vermemesine karşın, Fahrettin Kerim Gökay ın Valiliğe getirilerek bu izni vermesi acaba yetkisi içinde miydi? Ya da bağlı olduğu masonik ve Siyonist örgütten aldığı yönergeyi mi yerine getiriyordu. Şahsen ikinci olasılığı ön plana çıkarıyorum, çünkü Gökay, Hilton Oteli nin yerini ABD ye peşkeş çektikten sonra ABD nin dünyada en yaygın premasonik örgütü olan LIONS kulübünün kurucu başkanlığına getirilerek ödüllendirilmiştir. Masonizm Siyonizme, Siyonizm küreselleşmeye, küreselleşme ABD Derin Devleti ne hizmet eder. Özellikle 11 Eylül komplosundan sonra George W. Bush un ağzından eksik etmediği (iyiler ve kötüler) söylemi tersine çevrilmeli, Türkiye ve tüm dünyanın mazlum ulusları, saflarını belirlemelidirler.

Tayyip Erdoğan iktidarının, iktidara geldiğinden beri ABD ve İsrail in hiçbir isteğini geri çevirmediğini bütün kamuoyu biliyor. Çeteleşme adlı kitabımda (1999) Said-i Nursi nin tilmizi Fethullah Gülen in bir söyleşisine yer veriyorum.5 Amerika, su andaki konum ve gücü ile bütün dünyaya kumanda edebilir. Amerika hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır. Amerika daha uzun zaman dünyanın kaderinde çok önemli bir rol oynayacaktır Bu realite kabul edilmeli... Tarihte gücü elde eden her ülke, dünya hakimiyeti iddiası içine girmiştir Aşırı komünist akımlar herhangi bir akli, mantıki dayanağa dayanmadan Amerika düşmanlığı yapıyorlar, Amerika bize düşmanlık yapabilir, fakat birlikte yaşadığımız bir dünyanın genel ahengi düşünüldüğünde bazen düşmanımızla bile iyi geçinmek mecburiyetinde oluruz Zaman zaman küreselleşmeci medyada Fethullah Gülen ile yaşadığı ABD de çarşaf çarşaf röportajları yayınlanıp bu kişi parlatılmaya devam ediliyor. Türkiye ve yurtdışına sarkan cemaati her geçen gün gücünü arttırıyor. Ama bu medya kuruluşlarından hiçbiri Gülen in ormanlık bir villa içinde oturduğunu yazmasına karşın, villa sahibi yeğeninin özgeçmişinden söz etmeyi aklına getiremiyor. Yeğeni kimdir? Ne zaman Amerika ya gitmiştir? Ne iş yapmaktadır? Servetinin kaynağı nedir sorularının kaynağını araştırmayı yaşamsal değerde görüyorum. Bir Müslümanın, Siyonist ve masonik bir devlet olan ABD ye bu derece bağlı olmasının nedenleri, başta cemaati olmak üzere tüm Türkiye ye açıklanmalıdır. Nitekim yazılan bir kitapta Fethullah Müslüman mı? sorusu sorulmaktadır.6 BOP bağlamında ABD nin olası İran saldırısına destek olmayı yeğlemek, iktidar adına, gaflet, hıyanet hatta delalet olduğu tüm Kurtuluş Savaşı yandaşlarınca kabul edilip, yasal karşı koyma yöntemlerine vakit geçirmeksizin başvurulmalıdır 7 MÖ. XIX. yy.da Batı Samilerin geçtikleri bölgeye, dinsel bir deyim olan Verimli Hilal tanımı yapılmaktadır. Bu hilal, Basra Körfezi nin başından itibaren bir kemer çizerek yukarda bugün Türkiye sınırları içerisinde bulunan Fırat Vadisi ne, güneyden Suriye ve Filistin den geçerek Mısır a kadar uzanan bir bölgeyi içine alır... Bu tanım bir anlamda BOP un kapsama alanı ile örtüşmektedir; bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi? Bu çerçevede ABD Derin Devleti nin kuyrukçuluğuna takılıp ABD hegemonyasına hizmet etmek; İslam alemine yapılacak en büyük alçaklıktır. Bu kitabın oluşmasında Berat ve isimlerini saymak istemediğim arkadaşlarım ile Özgür Erdem e, Nedret Ebcim e ve İleri çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimi sunarken okuyucularımdan da saygılarımı kabul etmelerini istirham ederim. Kuzguncuk 3 Nisan 2006 Kaynakça ve Açıklamalar 1. Derin Devlet, Ömer Lütfi Mete-Mahir Kaynak, Konuşan: Cem Küçük, Timaş Yayınları, 2. baskı, Ekim 2005

2. Şu Derin Devlet, Hasan Taşkın, Truva Yayınları, 1. baskı, 2006 3a. Gizli Ordular, Halid Özkul, Sorun Yayınları, Aralık 2005 3b. Yeni Din Yeni Tanrı, Alpaslan Işıklı, Otopsi Yayınevi, Kasım 2005 4. Kurtlar Vadisi ni Artık Derin Devlet Değil, Dünyanın En Eski ve En Tehlikeli Yeraltı Örgütü Illuminati Yönetecek-Kanlı Illuminati Vadisi ne Hoş Geldiniz, Hakan Turpçu, Haftalık, 18-24 Ekim 2005 5. Fethullah Gülen ile New York Sohbeti, Nevval Sevindi, Sabah Kitapları, 1. baskı, İstanbul, Ekim 1997, s. 39-41 6. Fethullah Müslüman mı? Semih Tufan Gülaltay, İleri Yayınları, 1. baskı, Ağustos 2005

Önsöz yerine: Görünmeyen Hükümet CIA1 Bugün Amerika Birleşik Devletleri nde iki hükümet var: Biri görünen, diğeri görünmeyen. Birinci hükümet, yurttaşların gazetelerden, çocukların yurttaşlık bilgisi kitaplarından öğrendikleri hükümettir. İkincisi ise, Soğuk Savaş ta ABD nin politikasını yürüten birbiri içine geçmiş, gizli mekanizmadır. Bu ikincisi, istihbarat toplar, casusluk yapar ve bütün dünyada gizli harekât planlar ve bu planları uygular. Görünmeyen hükümet, resmî bir kuruluş değildir. Bu, görünen hükümetin birçok kısımlarından alınarak bir araya getirilmiş bireylerden ve örgütlerden kurulu dağınık ve şekilsiz bir topluluktur. Merkezî Haberalma Örgütü bu topluluğun kalbi olmakla birlikte, görünmeyen hükümet, sadece CIA dan ibaret değildir. İstihbarat ailesi diye bilinen dokuz örgütle de (Milli Güvenlik Kurulu, Savunma Haberalma Örgütü, Milli Güvenlik Örgütü, Kara Kuvvetleri İstihbaratı, Deniz Kuvvetleri İstihbaratı, Hava Kuvvetleri İstihbaratı, Dışişleri Bakanlığı Haberalma ve Araştırma Bürosu, Atom Enerjisi Komisyonu, Federal Araştırma Bürosu)2 sınırlı değildir. Görünmeyen hükümet, görünüşte diğer hükümetin normal kısımlarıymış gibi gelen birçok birim, örgüt ve bireyleri de içine alır. Dıştan özel gibi görünen ticaret şirketleri ya da kurumları, görünmeyen hükümetin birer organı olabilir. Bir bakıma yeni yeni farkına varılan gerçek şudur ki, bu görünmeyen hükümet 190 milyon Amerikalının hayatına şekil verir. Barış, savaş gibi ana kararlar halkoyunun bilgisi dışında alınmaktadır. İstihbarat ağı, 1964 te, aşağı yukarı 200 bin kişi kullanan ve bir yılda birkaç milyar dolar3 harcayan büyük ve gizli bir organı oluşturur. 1947 yılında çıkan Milli Güvenlik yasası, Allen Dules ın sözleriyle, İstihbaratımıza hükümet içerisinde öyle bir yer vermiştir ki, buna, dünyanın başka bir hükümeti içinde rastlamak mümkün değildir. Bu büyüklüğü ve gizliliği nedeniyle görünmeyen hükümet bazı kuşku ve eleştirilerin hedefi olmuştur. Eski Başkan Harry S. Truman da dahil, birçok ileri gelen senatör ve devlet adamı, bu kuruluşu, kendine özgü bir dış politika yürütmek ve başkanlıktan yetki almaksızın başka ülkelerin işlerine karışmakla suçlamışlardır. Görünmeyen hükümet hakkında hemen hemen hiçbir şey bilmeyen Amerikan halkı, bu suçlamaları değerlendirecek durumda değildir. Bu kuruluşun memur kadroları gizli, faaliyetleri ondan da gizlidir. Bütçesi diğer ödenekler arasına saklanmıştır. Kongre, görünmeyen hükümete verdiği paranın ne miktarını bilir, ne de ne yolda harcandığını. Bir avuç kongre üyesine, bu kuruluş, ara sıra sözde bilgi verir; ama bu kongre üyeleri bile, bu kuruluşun çalışmaları hakkında pek az şey bilirler. Dış ülkelerin başkentlerinde, sözde, Amerikan elçileri, Amerikan Cumhurbaşkanı nın en yüksek temsilcisidir ve bunlara görünmeyen hükümetin ajanlarını denetleme yetkisi verilmiştir. Ama bütün bunlar mümkün olabilmekte midir? Ajanlar kendi muhabere kanallarını ve şifrelerini kullanmaktadırlar. Elçilerin yetkisi ise, Senato Komitesi nce, nazik bir hayal diye nitelendirilmektedir. Amerika dahilinde hukuken araştırma yetkisi FBI ındır, ama CIA nın birçok büyük kentlerde büroları vardır. Radyo istasyonlarından tutun da, deniz nakliyat şirketlerine, üniversitelere kadar çeşitli işlerle ve kuruluşlarla yakından ilgilenmektedir. Görünmeyen hükümeti birçok kimse Ulusal Güvenlik Kurulunun yönetimi altında zanneder. Oysa, gerçekte, aldığı kararların çoğu bu kurulda görüşülmemiştir bile. Bu kararlar, adı fısıltıyla söylenen bir topluluktan çıkar. Kaç Amerikalı, Özel Grup un ( 54/12

Grubu nun)4 adını duymuştur! Bu grubun adı da, varlığı da, görünmeyen hükümetin iç çevreleri dışında bilinmez. Görünmeyen hükümetle ilgili önemli kararlar Özel grup adıyla bilinen komite tarafından verilir. Bu komitenin yapısı, küçük değişiklikler gösterirse de, üyeler genellikle şu kimsilerder ibarettir: Merkezi İstihbarat Müdürü, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı (ya da yardımcısı), Savunma Bakanı ve müsteşarı. Kennedy ve Johnson idare leri zamanında Özel Grup ta cumhurbaşkanlığı temsilcisi, McGeorge Bundy idi. Diğer üyeler ise sırasıyla, McCone, McNamara, Savunma Müsteşarı Roswell Gilpatric, Dışışleri Müsteşarı U. Alexis Johnson idi. Özel Grup, Eisonhower zamanında başkanlığın 54/12 nolu gizli emirleriyle kurulmuştur ve bugün bile 54/12 Grubu diye anıldığı olur. Bu grup, görünmeyen hükümetin beyni gibidir ve istihbarat topluluğunda bile grubun varlığından pek az kişinin haberi vardır. Özel Grup haftada bir kez toplanır ve Birleşik Devletler İstihbarat Kurulu nun kararına bırakılması doğru görülmeyen fazla önemli işler üzerinde karar verir. Amerika Birleşik Devletleri ni ve bazen de bütün dünyayı savaşa sürükleyebilecek karalar işte bu birkaç kişinin oluşturduğu grup tarafından alınır. CIA cıların kendi politikalarını hiçbir zaman kendilerinin kararlaştırmadıklarını, daima daha üstün bir otoritenin emirleriyle hareket ettiklerini söylemelerinin nedeni işte bu gruptur. Allen Dulles bir keresinde CIA şimdiye kadar hiçbir kimseyi ya da hükümeti kendi dışında daha yüksek hükümet makamının izni olmadan desteklememiştir demişti. Ortalama bir vatandaş için Dulles in bu ifadesi, tehlikelerle dolu bir gizli harekatın her yönünü, objektif bir ölçüyle tartışmak için toplanan kabineyi, Ulusal Güvenlik Konseyini ya da özel cumhurbaşkanlığı komisyonunu akla getirir. Oysa gerçek şudur ki, bu çeşit kararların bazıları, öteki hükümet komitelerinin izledikleri yöntem ve kurallar dışında, tamamen gayrıresmi olarak alınmıştır. Üstelik ülkenin kaderi üzerinde etkisi olan bu kararlar dıştan ve tarafsız hiçbir eleştiriye ya da iktidarlarını genişletmek gibi insani zaaflardan uzak bulunduklarını iddia etmek mümkün müdür? Başkan yardımcısı, hukuken, Ulusal Güvenlik Kurulunun üyesi olduğu halde, Özel Grubun toplantılarına katılamaz. Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnson, belki de kendinden öncekilerden çok daha fazla sırları biliyordu, ama görünmeyen hükümetle ancak Birleşik Devletler in 36. Cumhurbaşkanı olarak yemin ettikten sonra gerçekten içli dışlı olabilmiştir. Göreve başladığı 23 Kasım 1963 günü, Kennedy nin Özel Grup ile şahsî temsilcisi McGeorge Bundy, yeni başkanı, Beyaz Saray ın bodrum katındaki gizli durum odasına götürdü. Burada, çok gizli haritaların, elektronik aygıtların ve muhabere araçlarının arasında, görünmeyen hükümetin başı Merkezî Haberalma Müdürü ve Özel Grubun üyesi John Alex McCone, yeni başkana, gerekli bilgileri verdi. Johnson, görünmeyen hükümeti kimin yönettiğini bildiği, çalışmalarının çoğundan haberdar olduğu halde, ancak o gün, örgütü ve sırlarını öğrenebildi.5 Bu kitapta, ulusal güvenliğin sınırları içinde kalmak üzere görünmeyen hükümetin yapısını, kuruluşunu ve gücünü belirtmeye çalıştık. Kullandığımız malzemenin çoğu başka yerlerde basılmamış olmakla birlikte, niyetimiz bir teşhir değildir. Amerikan halkının parasıyla çalışan, bu bakımdan da tanımakta haklı olduğu gizli bir Amerikan kuruluşunu anlatmak istiyoruz. Bu kitabın ana ilkesi, soğuk savaş sırasında bile Amerikan hükümetinin, Bağımsızlık Beyannamesindeki sözlere uyarak, yönetilenlerin rızasına dayanması zorunluluğudur. Bu razı olmanın anlamlı olabilmesi için, yönetilenlerin neye razı olduklarını bilmeleri gerekir.

Bu gizli hükümet ne dereceye kadar Amerikan sistemi ile uzlaşmaktadır ya da onun korunması için gereklidir? Zamanla, korumaya çalıştığı kuruluşların özelliklerini değiştirecek midir? Eğer Amerikalılar bu sorulara karşılık vermeye çalışacaklarsa, önce bu gizli hükümetin ne olduğunu daha yakından bilmeleri gerekir. Kaynakça ve Açıklamalar 1. Yazarın notu: Bu metin Onur Yayınları nca 1966 da basılan, David Wise ve B. Ross un Görünmeyen Hükümet : CIA isimli kitabından alınmıştır. Wise ve Ross Soğuk Savaş yıllarında CIA içerisinde çalışmış iki ajan olmalarına rağmen görünmeyen hükümet gerçeğinden rahatsız olmuş ve bu kitabı kaleme almışlardır. Yazarların Soğuk Savaş la birlikte ortaya çıkan görünmeyen hükümet olgusuna parmak basmalarının üzerinden tam kırk yıl geçmiştir. Görünmeyen hükümet bu süre içinde ABD sınırlarını aşmış Trilateral Komisyon ve Bilderberg in kurulmasıyla Avrupa ve Japonya ya kadar yayılmıştır. Daha önceki çalışmalarımda da ortaya koyduğum başka olgu ise Soğuk Savaş ın bitmesiyle birlikte görünmeyen hükümetin karşısındaki tüm güçler ortadan kalkmış ve özellikle George W. Bush yönetimiyle beraber ABD tüm dünyada saldırgan bir savaş politikası yürütmeye başlamıştır. 2005 yılında CIA yönetiminin geliştirmiş olduğu yeni konseptle beraber CIA da dünyanın her yerinde hiçbir otoriteden izin almaksızın operasyon yürütecek bir kapasiteye ulaşmıştır. Bu ise ABD ye bağımlı ülkelerdeki istihbarat örgütlerinin Soğuk Savaş yıllarında CIA güdümündeki politikalarını gözden geçirmelerini dayatmaktadır. Amerikan halkı kırk yıl önce olduğu gibi görünmeyen hükümetten bugün de haberdar değildir. Çünkü Amerikan medyası doğrudan bu hükümete bağlanarak Amerikan halkının aptallaştırılması ve uyuşturulması görevini yerine getirmektedir. Bu amaçla 1971 yılında kurulan Trilateral Komisyon üyelerinin 87 kişisi ABD medyasından, 63 kişisi ise ABD Ordusu ndan oluşmaktadır. Sanırım Küresel Çete ye dönüşmüş olan görünmez hükümetin kitleleri nasıl uyuttuğuna dair bir göstergedir. 2. Milli Güvenlik Kurulu: NSC (National Security Council) Savunma Haberalma Örgütü: DIA (Defense Intelligence Agency) Atom Enerjisi Komisyonu: AEC (Atomic Energy Commission) Federal Araştırma Bürosu: FBI (Federal Bureau of Investigation) Milli Güvenlik Örgütü: NSA (National Security Agency) 1966 yılında yazılan bu kitapta görünmez hükümetin en az bu sayılan organları kadar önemli olan bir başka örgütü gözden kaçırmıştır. Bu örgütü daha önceki çalışmalarımızda ve kitapta da ayrıntılı olarak ele aldım. Bu örgütün adı USAID (US Agency For ınternatioanal Development: Uluslararası Amerikan Gelişme Ajansı) dır. Kısacası: AID. 3. Günümüzde istihbarat örgütlerinin bütçesi yaklaşık 30-35 milyar dolardır. Bunun 10 milyar dolarlık kısmı NSA ya ayrılmıştır. 4. Özel Grup artık Bull s Eye (Boğanın Gözü) olarak adlandırılmaktadır. Gerçekten de ABD yönetimi artık bir boğa gibi saldırganlaşmış aynı konsept çerçevesinde de CIA operasyonel bir terör örgütüne dönüşmüştür. 5. John F. Kennedy nin görünmeyen hükümetin kurallarına uymadığı için öldürüldüğünü 2013 yılında dünya öğrenecektir. Başkan Lyndon B. Johnson un da bu suikastten en azından haberdar olduğu da ortaya çıkacaktır.

Giriş Gladio dan Susurluk a Derin Devlet Derin Devlet nedir? Türkiye bugün yeniden Derin Devlet tartışmasının kapısını aralıyor. Oysa Derin Devlet olgusu yeni bir olgu değil. 1970 li yıllardan beri üzerinde çalıştığım ve cevabını aradığım Derin Devlet in kökenleri ve gizli bağlantıları aradan geçen süreçte artık daha net görülebiliyor. 1999 yılında yayınladığım Çeteleşme kitabımda Derin Devlet in izini sürerek emperyalizmin ezilen dünyayı sömürgeleştirmek için kullandığı kanlı yöntemleri ve bu mekanizmanın işleyişini ortaya koymaya çalıştım. Ulaştığım sonuç Derin Devlet olgusunun aslında emperyalizmin bütün ezilen ulusların coğrafyasını egemenliği altına almak için kullandığı ve doğrudan bu emperyalist merkezlere bağlı bir araç olduğuydu. İtalya da yıllar önce ortaya çıkan Gladio olayının ardından ülkemizde yaşanan Susurluk Skandalı Derin Devlet in bütün dünyaya yayılan bir ağ haline geldiğini gösteriyordu. Bu dönemde basına yansıyan ilginç bir haber Derin Devlet konusundaki fikirlerimizin daha da netleşmesine yardımcı olmuştu. Susurluk olayının önemli isimlerinden Abdullah Çatlı ile İtalya nın sayılı faşistlerinden Stefano Delle Chiaie, ABD de birlikte boy gösteriyorlardı. Demek ki İtalyan Gladiosuyla Susurluk u birbirine bağlayan bir bağdan pekâlâ söz edilebilirdi. Bu bağ NATO şemsiyesi ve onun arkasındaki güç olan ABD emperyalizminden başka bir şey değildir. Kontrgerilla Cumhuriyeti isimli kitabımda ayrıntılı olarak açıkladığım şekilde NATO üyesi tüm ülkelerde benzer bir kontrgerilla mekanizması kurulmaktaydı. Bu mekanizma, NATO talimnameleri doğrultusunda Amerikan emperyalizminin çıkarlarını korumak ve komünizmin yayılışına engel olmak amacıyla ezilen dünyada devlet yapılanmasının temeli olan millet-devlet birlikteliğinin kopartılması ve bu birlikteliğin yerine Derin Devlet- ABD emperyalizmi ilişkisinin konulması olarak özetlenebilir. Bu amaçla ulusal orduların NATO şemsiyesi altında antikomünist bir ideolojik çerçevede teslim altına alınıp tümüyle ABD güdümüne sokulması planı yürürlüğe konuldu. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 askeri darbeleri bu amaçla, komünizmle mücadele adı altında Türkiye nin adım adım ABD sömürgesi haline getirilmesini amaçlıyordu. Türkiye de Derin Devlet in esas etkinlik kazandığı dönem de bu Amerikancı darbe dönemleri olmuştur. Derin Devlet ya da kontrgerilla, adına ne derseniz deyin; bugün artık yadsınamayacak bir gerçeklik olarak önümüzde durmaktadır. Oysa yakın zamana kadar bütün devlet yetkilileri bu gerçeği görmezden geliyorlardı. Ancak gelinen noktada devletin en yetkili organlarındaki kişiler bile bu gerçeği yalanlayamamaktadırlar. Yazarlık yaşamım boyunca devrimci bir kurmay subay olarak başlattığım Tam bağımsız Türkiye mücadelemde Derin Devlet/kontrgerillanın ortaya çıkartılmasını bir yurtseverlik görevi olarak gördüm. Derin Devleti ve arkasındaki güçleri deşifre etmeden Mustafa Kemal in bize miras bıraktığı Tam Bağımsız Türkiye yi kurmamızı olanaklı görmüyorum. Dikkat ederseniz Derin Devlet ve bağımsızlık arasında doğrudan bir bağ bulunmaktadır. Zira ulus egemenliğine dayalı cumhuriyet iradesinin yerine bugün Derin Devlet aracılığıyla Amerikan emperyalizminin egemenliği konulmaya çalışılmaktadır.

Türkiye de Derin Devlet tartışmasının yaşandığı dönemler nedense Türkiye üzerindeki emperyalist çıkar çatışmalarının yoğunlaştığı dönemlerdir. Demek ki emperyalizm gerçeğini atlayarak Derin Devlet gerçeğini aydınlatmak olanaklı değildir. Derin Devletin Masonik Kökenleri Derin Devlet bizzat ABD emperyalizminin güdümündeki bir suç şebekesinden başka bir şey değildir. Ancak Derin Devlet in kökenlerini araştırdığımız da aslında ABD emperyalizminden de önce siyonist bir örgütlenmenin yol izlerini görebiliriz. Derin Devlet, dünya çapındaki Yahudi lobisinin bir dünya devleti kurma projesinin araçlarından birisidir. Çeteleşme kitabımda Derin Devlet le masonluk arasındaki ilişkiyi ayrıntılarıyla açıklamıştım. Aradan geçen dönem zarfında bu fikirlerimiz pek çok farklı araştırmacı tarafından daha da geliştirildi. Derin Devletin masonik kökenlerine ilişkin temel tezimiz Yahudilerin hayalini kurduğu Çağların Yeni Düzeni-bugünkü adıyla Yeni Dünya Düzeni nin bu gün ABD emperyalizmi olarak ortaya çıktığıdır. Dolayısıyla Amerikan emperyalizminden sözettiğimiz zaman İsrail ve Yahudiliğe kadar uzanan geniş bir ilişkiler ağını da bütün ayrıntılarıyla ortaya koymamız gerekmektedir. Derin Devlet in masonik kökenlerini açıklamaya giriştiğim Çeteleşme kitabımda Bilderberg, Trilateral Komisyon ve CFR gibi büyük emperyalist örgütlerin varlığını ve işleyiş mekanizmasını ortaya çıkartmaya çalıştım. Bugün sevinerek görüyorum ki bu konuda hiç de azımsanmayacak bir bilgi birikimine ulaşılmış durumda. Aradan geçen süre içinde pek çok araştırmacı bu örgütler hakkında kapsamlı araştırmalarla bu ilişkiler ağını deşifre edecek önemli çalışmalara imza attılar. Ben de bu çabaya Küresel Çete isimli kitabımda dünyayı yöneten bu gizli örgütleri araştırmaya girişerek katıldım. Mehmet Eymen le birlikte kaleme aldığımız Mont Pelerin Cemiyeti isimli kitabımız bu üç büyük örgütün dışındaki diğer gizli alt örgütlerin de ortaya çıkartılarak ABD derin devleti olgusunun bütünüyle açıklığa kavuşmasını amaçlamaktaydı. Küresel Çete isimli kitabımızda da ayrıntılı olarak ele aldığımız gibi ABD derin devletini meydana getiren pek çok gizli emperyalist örgüt bulunmaktadır. Mont Pelerin Cemiyeti kitabımız sözünü ettiğimiz gizli örgütleri deşifre etme tasarımızın ilk aşamasıydı. İlerleyen süreçte bu örgütlerin hepsini ayrı birer çalışma olarak sizlere sunmak istiyorum. Bu örgütleri kısaca hatırlamak gerekirse; - Illuminati (Avrupa-ABD): 1776 da Almanya da kurulan çok gizli Mason Locası. Kısa sürede Atlantik in iki yakasında da örgütlendi. Uluslararası çetelerin hepsi bu kökten çıkarak gelişti. - Bussiness Round Table (İş Dünyası Yuvarlak Masası) (ABD): 1800 li yılların başında ABD de Cecil Rhodes tarafından kuruldu. Cecil Rhodes, Afrika nın İngiltere nin sömürgesi haline getirilmesini sağlayan meşhur bir sömürge fatihidir. Anglosakson egemenliğinin ve ABD emperyalizminin komuta merkezi Yuvarlak Masa oldu. Diğer gizli ve açık örgütlerin kurulmasına ön ayak oldu. - Skulls&Bones Society (Kurukafa ve Kemikler Topluluğu):

1832 de ABD de Yale Üniversitesi nde kurulan gizli örgüt. Doğrudan Illuminati ye bağlı olan topluluğun üyeleri ABD finans merkezlerinin ve iktidarın zirvesini işgal etmektedir. Topluluk özellikle son 20 yılda ABD devlet organları üzerinde mutlak egemenlik kurmuştur. Her iki Başkan Bush da (Baba ve oğul) üyesidir. - Bohemian Club (Grove) (Bohemyan Kulübü-Koruluğu) (ABD): 1872 de kuruldu. ABD nin Batı yakasındaki Elitleri bu topluluğa üyedir. Cumhuriyetçi Başkan ve Başkan adaylarının tümü bu topluluğun üyesidir. Faaliyetleri son derece gizli olan topluluğun özel vadisine giriş, ABD devlet güçleri tarafından engellenmektedir. Bu konuda Bohemian Club isimli kitabımızda ayrıntılı bilgi bulunabilir. - The Royal Institute of International Affairs (RIIA) - Chantam House (Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitütüsü - Chantam Evi) (Britanya): 1920 de kuruldu. Kendisinden 1 yıl sonra kurulan CFR nin Britanya daki öncülüdür. Atlantik in iki yakasında temelleri atılan Anglosakson hegemonyasının bir ayağını oluşturur. - The Council On Foreign Relations - CFR (Dış İlişkiler Komisyonu) (ABD): RIIA dan bir yıl sonra, 1921 de, ABD de kuruldu. Kuruluşuna Morgan ve Rockefeller ön ayak oldu. Amacı RIIA yla birlikte 1. Dünya Savaşı sonrası Britanya nın ve yeni bir lider olarak ortaya çıkan ABD nin hegemonyasını eşgüdümlü olarak güvence altına almaktı. Onursal Başkanı ve lideri David Rockefeller dir. ABD devletinin esas karar mekanizması olduğu iddia ediliyor. CFR üyesi olmayanın devlet yönetiminde yükselmesi olanaksız gibidir. - Bilderberg (BB) Örgütü (ABD - Avrupa): 1954 yılında eski Nazi ve SS işbirlikçisi Hollandalı Prens Bernhard tarafından kuruldu. İlk toplantısını Hollanda da Bilderberg Oteli nde yaptı. Üyeleri arasında yalnız ABD liler ve Avrupa ülkelerinin seçkinleri yer alır. Uluslararası çetenin Avrupa ayağını oluşturur. Dolayısıyla Türkiye den çeteye girme yolu Bilderberg üyeliğidir. Her yıl başka bir yerde düzenlenen Bilderberg toplantılarının katılımcıları bellidir. Ancak içeride ne konuşulduğu ve ne kararlar alındığını bugüne kadar katılan kimse açıklamamıştır. Son 4 yıldır gündemin Irak ve Ortadoğu olduğu bilinmektedir. Alınan kararların sonuçlarını hep birlikte görüyoruz. Bilderberg iki kere Türkiye de de toplanmıştır. 1959 da Yeşilköy, 1975 te Çeşme de Bilderberg toplantıları düzenlenmiştir. -The Trilateral Comission-TC(Trilateral Komisyon) (ABD-Avrupa-Japonya): 1973 yılında yine David Rockefeller tarafından kurulan Trilateral Komisyon isminden de anlaşılabileceği gibi üç kıtanın finans ve devlet liderlerini birleştirmeyi amaçlıyor. Japon finans merkezleri de böylelikle Çete ye dahil edildi. Japonya dan sonra Kore elitleri de örgüte katıldı. Artık küreselleşmenin ihtiyaçları doğrultusunda Hong Kong ve Çin den de üye alınmaktadır. Komisyonu zengin Kuzeyin fakir Güneyi sindirmek için çalışan örgütü olarak nitelendirebiliriz. - Pinay Cercle (Güç Çemberi): Bilderberg üyesi ve Nixon un yakın arkadaşı Antoine Pinay ve Fransız İstihbarat Servisi nin avukatı Jean Violet tarafından 1969 da kurdu. Eski ve yeni istihbaratçıları, NATO yetkililerini ve ordu mensuplarını üye yaptı. Soğuk Savaş boyunca operasyonel bir görev üstlendi. Süper NATO ve Gladio örgütlenmesinin beyin karargâhıydı. Henry Kissinger, Zbigniew Brzezinski ve David Rockefeller Pinay Cercle in üyesidir. Onların üyelikleri CFR,

Bilderberg ve Pinay Cercle arasındaki hiyerarşik bağı tamamlar. Böylelikle Avrupa Gladio örgütlenmesi sadece NATO üzerinden değil, CFR üzerinden de ABD karar merkezine bağlanmıştır. - Mont Pelerin Society: 1947 de Profesör Friedrich von Hayek tarafından kuruldu. Soğuk Savaş ın akademisyen ve beyin kadrosunu bir araya getirdi. Çok dar ve elit bir örgütlenme olan Mont Pelerin in esas amacı tüm dünyada güçlenen sosyalizm ve devletçilik akımına karşı liberalizmin mutlak egemenliğini yeniden kurmaktı. Üyelerini yalnızca mektup ve özel toplantılarla bilgilendirir. - The European Round Table of Industrialists - ERT (Avrupa Sanayicileri Yuvarlak Masası): 1983 te Mont Pelerin örgütünün kararıyla kuruldu. AB nin oluşması, tek para politikası ve bütünleşmeyi yönetmeyi amaçlıyor. - Henry Jackson Cemiyeti İngiltere de Cambridge Üniversitesi Peterhouse Koleji nde, Mart 2005 te kurulmuştur. Başta ABD ve İngiltere olmak üzere, pek çok ülkenin siyaset, bürokrasi ve akademi dünyalarından tanınmış isimleri bir araya getirmektedir. Cemiyet ismini eska ABD Demokrat Parti senatörü Henry Jackson dan almaktadır (1912-1983). Cemiyetin ünlü üyeleri, pek çok başka gizli örgüte de mensuptur: Bruce Jackson, Robert Kagan, William Kristol, Vytautas Landsbergis, Clifford May, Michael McFaul, Joshua Muravchik, Richard Perle, General Jack Sheehan, James Woolsey. Henry Jackson Cemiyeti Anglo-Sakson birlikteliğinin en son örgütüdür. Tüm bu örgütler bir araya geldiğinde ABD derin devletinin masonik kökenleri daha net olarak ortaya çıkacaktır. Bilderberg Cumhuriyeti! Küresel Çete ve Derin Devlet birbirine geçmiş emperyalist çıkar ağlarının ülkemizi bir örümcek ağı misali sardığını göstermektedir. Bugün Türkiye ABD emperyalizminin Ortadoğu merkezli hegemonya mücadelesi içinde tekrar sömürgeleştirilmeye çalışılan bir ülkedir ve görünen gerçek küresel sermayenin ve emperyalizmin ülkemizdeki etkinliğinin günden güne arttığıdır. Çalışmamız bu küresel oyunların deşifre edilmesine ve bozulmasına hizmet ettiği ölçüde daha da değer kazanacak ve gerçek amacına ulaşacaktır. Türkiye bugün yeniden bir yol kavşağındadır: Ya Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde kazandığımız Ulusal Kurtuluş Savaşı yla kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti ni ilelebet payidar kılacağız ya da Küresel Çete nin ve emperyalizmin ahtapot kolları Türkiye yi deyim yerindeyse bir Bilderberg Cumhuriyeti ne dönüştürecektir. Bizim ülkemiz Türkiye Cumhuriyeti dir! Son olarak Derin Devlet üzerine otuz yılı aşkın çalışmamın sonucu olarak da değerlendirebileceğiniz bu çalışmanın sizlere ulaşmasında emeği geçen İleri dergisi Genel Yayın Yönetmeni İnan Kahramanoğlu na ve Editör Yavuz Selim e teşekkür etmek isterim. Saygılarımla, Talat Turhan

Kuzguncuk, 5 Ekim 2005

1. Bölüm Derin Devlet ve Küreselleşme

ABD Derin Devletinin Oluşumu ve Küreselleşme 1989 yılında Doğu ve Batı Almanya nın birleşmesi, 1990 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin (SSCB) parçalanması ve izleyen yıllarda Varşova Paktı nın dağılması ile başlayan süreç; 1945 ten beri süregelen Soğuk Savaş Dönemi ni başka bir deyim ile İki Kutuplu Dünya Düzeni ni sona erdirmiş ve Tek Kutuplu Dünya Düzeni ne geçilmiştir.1 Rakibi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin (SSCB) çöküşü, Amerika Birleşik Devletleri ni (ABD) rakipsiz Küresel Güç haline getirmiştir. Her ne kadar ABD, dünya liderliğini ele geçirince yeni politikalarını açıklamış ve bu döneme Yeni Dünya Düzeni adını vermişse de, uygulamanın kökeni ABD nin kuruluşuna kadar gitmektedir. Bu konu ile ilgili ayrıntılı bilgileri Çeteleşme ve Küresel Çete adlı kitaplarımda açıklamaya çalıştım. ABD eski Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger Diplomasi2 isimli yapıtında eski dünya politikalarını:...onyedinci yüzyılda Kardinal Richelieu yönetimindeki Fransa, uluslararası ilişkilerinde, ulus-devlet kavramına dayanan ve nihai amaç olarak ulusal çıkardan güç alan modern yaklaşımı geliştirmiştir. Onsekizinci yüzyılda Büyük Britanya, sonraki iki yüzyıl boyunca da Avrupa diplomasisine egemen olan güç dengesi kavramını geliştirmiştir. Ondokuzuncu yüzyılda Metternich in Avusturyası, Avrupa Antlaşması nı yeniden kurmuş ve Bismarck ın Almanya sı da Avrupa diplomasisi ni soğukkanlı güç politikası oyununa döndürerek bu antlaşmayı yürürlükten kaldırmıştır.. şeklinde açıklamış ve uluslararası ilişkilerde güç dengesi teorisini reddetmiştir. Kurulacak olan Yeni Dünya Düzeni ni ise:...yirmibirinci yüzyılın uluslararası sistemi, görünüşte bir karşıtlıklar sistemi olacaktır: Bir tarafta bölünmeler, diğer tarafta ise, giderek artan küreselleşme. Devletler arasındaki ilişkiler düzeyinde ise, yeni düzen, Soğuk Savaş ın katı kalıplarından çok onsekiz ve ondokuzuncu yüzyıl Avrupa devlet sistemine benzeyecektir. Yeni düzen en az altı büyük güçten (Birleşik Devletler, Çin, Rusya ve olasılıkla Hindistan), küçük ve orta büyüklükteki birçok devletten oluşacaktır. Aynı zamanda uluslararası ilişkilerde ilk kez, gerçekten küreselleşmiştir. şeklinde açıklamış ayrıca tüm dünyayı ABD değerler sistemini kabul etmesi için şu şekilde uyarmıştır:...birleşik Devletler dünyadaki en iyi yönetim sistemine sahiptir ve insanlığın geri kalan bölümü, ancak geleneksel diplomasiyi terk edip, onun uluslararası hukuk ve demokrasiye saygısını kabul ederse barış ve refaha kavuşabilir. Derin Dünya Devleti nin günümüzdeki yansımalarını algılayabilmek için küreselleşmeye göz atmak gerekir. ABD nin uygulamaya soktuğu Yeni Dünya Düzeni (YDD) senaryoları, vahşi emperyalizm ve vahşi kapitalizm olmak üzere iki boyutta incelenmelidir. Çünkü YDD nin emperyalizm boyutu askeri, jeopolitik, jeostratejik konular

ile ilgilidir; stratejik bölgelerinin ele geçirilmesini amaçlar; Yeni Büyük Oyun olarak adlandırılır. YDD nin kapitalizm boyutu ise siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel konuları kapsar, stratejik kaynakların ele geçirilmesini amaçlar ve Küreselleşme olarak adlandırılır. Diğer bir deyişle, küreselleşme politikaları ile YDD nin alt yapısı, Yeni Büyük Oyun ile YDD nin üstyapısı ile hazırlanmıştır. Bu oyun Zbigniew Brzezinski nin Büyük Satranç Tahtası3 adlı yapıtında da dile getirilmektedir. Bu dönemde ABD; dünya egemenliğini ele geçirmek için durmaksızın senaryolar hazırlamış, Yeni Dünya Düzeni ni kurmak ve tüm dünyaya ABD hegemonyasını kabul ettirmek için savaşlar, ekonomik krizler, terör, darbe, iç karışıklılar, kaoslar, istikrarsızlaştırma, etnik kışkırtıcılık, kültürel emperyalizm, baskı, şiddet gibi yöntemleri sınır tanımadan uygulamaya koymuştur. İlhamları, 1776 yılında kurulan ve üst masonik örgüt olan Illuminati nin4 kaostan düzen çıkarma (Ab di Chaos) temel felsefesine dayanmaktadır. Bu kuram özel savaşa istikrarsızlaştırma (destabilizasyon) olarak yansımış ve uygulamaya sokulmuştur. Kısaca, ABD tüm dünyada devlet terörü uygulamaktadır. Bu gerçeği 1989 da yazdığım Doruk Operasyonu adlı kitabımda ABD nin hem terörist devlet olduğunu hem de terör ihraç ettiğini açıklamıştım. Uygulamaya sokulan politikaları küresel faşizm olarak değerlendirmek, Paul Wolfowitz in ABD politikalarına karşı çıkan ülkelerin cezalandırılacağını ima eden şu sözlerini okuduktan sonra yanlış olmayacaktır Tek süper güç kalitesi, yapıcı bir davranış biçimi, ayrıca ABD nin üstünlüğüne kafa tutabilecek herhangi bir milleti ya da milletler grubunu caydırmaya yeterli askeri güçle sürdürülmelidir. ABD nin önderliğine karşı çıkmasınlar, yerleşik siyasi ve ekonomik düzeni değiştirmeye kalkmasınlar! Derin Dünya Devleti nin İdeologları Bugün oynanan senaryoların daha iyi anlaşılması için, bu oyunu sahneye koyan Yeni Dünya Düzeni nin mimarlarının incelenmesi gerekmektedir. ABD yi, dolayısı ile dünyayı yöneten kadrolar, bir ideal peşinde koşmaktadır. Bu kadroların uzun erimli bir hedefleri olduğu anlaşılıyor. Dün bu projelerde Disraelli, Hitler, Lenin, Stalin, Gorbaçov, Yeltsin vb. kullanıldı. Bugün ise George W. Bush, Tony Blair ve Ariel Şaron kullanılmaya çalışılıyor. Dün dünyaya şekil veren fikir adamlarınin bazıları; Adam Smith, Hegel, Hobbes, Karl Marks ve Ferderich Engels ve Lenin sayılabilirken, bugün karşımıza Henry Kissinger, John Naisbitt, Samuel Huntington, Françis Fukuyama, Zbigniew Brezinski, Bernard Lewis, Alvin ve Heidi Toffler, Graham Fuller öne çıkmaktadır. Kaynakça ve Açıklamalar 1. Paris Şartı, Kasım 1990, 34 ülkenin katılımıyla. 2. Diplomasi, Henry Kissinger, İş Bankası Yayınları, 1998. 3. Büyük Satranç Tahtası, Zbigniew Brzezinski, Sabah Yayınları, 1999.

4. Illuminati, Texe Marrs, Çeviri: Ali Çimen-Petek Demiriz, Timaş Yayınları, 2003

Derin Devlet Tartışmalarının Yakın Geçmişi Son yıllarda; Dünya da ve Türkiye de yaşanan gelişmeleri bu açıdan değerlendirdim. Yıllar önce bu yapılanmanın farkına vararak devletimi ve halkımı uyardım, ama inanmadılar. Ancak yaşanan gelişmeler, ben ve benim gibi düşünenleri haklı çıkardı. Zira yakın tarihten bugüne kadar yaşanan gelişmeler bugün Türkiye yi arzu edilmeyen noktalara sürüklemiş; dünya genelinde örgütlenen gizli örgütlerin Türkiye içindeki uzantıları Türkiye yi bugünkü çıkmaz içine sokmuşlardır. Bu gizli yapının karanlık bağlantıları analiz edilmeden bugünü değerlendirmek olanaklı değildir. Üzücü olan tarafı ise; Türkiye Üzerine Oynanan Oyunları tüm belgeleri ile beraber kamuoyuna sunanlar ya yok edildi, ya yaşam kaynakları elinden alındı, ya da insanlık onurları ayaklar altına alındı. Bu yurtseverler içinde kimler yoktur ki: Uğur Mumcu lar, Bahriye Üçok lar, Doğan Öz ler, Eşref Bitlis ler, Ahmet Taner Kışlalı lar, Necip Hablemitoğlu lar ve daha niceleri... Ancak şurası da bir gerçektir ki, bugün bu vatan topraklarında hâlâ Türk bayrağı dalgalanıyorsa, yok edilmeye çalışılan Kemalizm hâlâ ayaktaysa ve bu vatan hâlâ parçalanmamışsa bunun tek nedeni canlarını vatana adayan yurtseverlerdir. Yaşadığım sürece Türkiye Üzerine Oynanan Oyunları araştırdım, mazlum uluslar aleyhine işleyen emperyalizm ve kapitalizme karşı mücadele etmeye çalıştım. Ancak karşı devrim sürecinde yer alan güçlerin hedefi oldum. Emperyalizm ve kapitalizmin temsilcileri ile beraber yerli işbirlikçileri tarafından uydurulan hayali Bomba Davası davası yüzünden Vatan Haini ilan edildim, tutuklandım. Ziverbey Köşkü nde ağır işkenceler gördüm ve ağır hakaretlere uğradım, yıllar boyunca belleğimden silinmeyecek psikolojik baskılara maruz kaldım. Dostların ihanetini, çıkarın onur yerine yeğlendiğini gördüm, yaşam kaynaklarım elimden alındı, acılar çektim. Yılmadım, mücadele etmeyi ve onurlu yaşamayı ilke edindim. Ancak, 1803 sayılı af yasasının lehimdeki tüm hükümlerini kabul etmememe karşın dava örtbas edilerek kapatıldı ve serbest bırakıldım. Yine de bu gelişmelere karşın devrimci ve Kemalist kişiliğimden asla ödün vermedim. Rahmetli Uğur Mumcu nun, Emekli Tümgeneral Celil Gürkan la yapmış olduğu söyleşiyi yinelemek istiyorum:1... Uğur Mumcu: Emekli Kurmay Albay Talat Turhan ın adı, 27 Mayıs tan bu yana birçok kez geçmekteydi. Turhan, 12 Mart döneminde İstanbul Boğaz Köprüsü nün bombalanması gibi hayali suç ile tutuklanmış ve işkence görmüştü. Emekli General Gürkan a Talat Turhan ı soruyorum. Talat Turhan ın tutumu ne idi, nasıl değerlendirirsiniz Talat Turhan ı? Celil Gürkan: Önce kısaca tanımlayalım: Talat Turhan çağdaş bir İttihat ve Terakki Subayı ; kaya gibi Kemalist ve ödün vermez bir devrimci ; sapına kadar Atatürkçü ve ilerici; sağlam inançlı ve kişilikli; sözünün eri bir emekli subay. 12 Mart ın en ıstıraplı uygulamalarına hedef olmasına rağmen, başını hiç eğmeyen inançlarından ödün vermeyen bir kişi... Uğur Mumcu: Kabibay ve Esin, size bir an önce düğmeye basılması için baskı yapıyorlar; ya Talat Turhan?...

Celil Gürkan: Kabibay ve Esin in tersine, Talat Turhan İttihatçı karakterine karşın ölçülü, serinkanlı, geniş görgülü, sentezci görüş ve telkinleri ile temas ettiğim kişiler arasında en dikkat çekici olanıydı. Aslında herkesin hepimizden çok daha riski göze alacak bir karakterde olmasına karşın eğer bir müdahale kaçınılmaz hale gelirse bunun olabildiğince disiplin içinde, rizikoları asgariye indirilmiş biçimde yapılmasından yanaydı. Sanmıyorum ki, kafasında, İşler altüst olsun, bu arada ben pay kapayım!.. düşüncesine zerre kadar prim vermiş olsun... Uğur Mumcu: Talat Turhan a bugün de saygınız çok... Celil Gürkan: İstanbul da Kuzguncuk ta annesinden kalan 70 metrekarelik bir evde yaşıyor. İstese çok parlak işlere de girerdi. Bir ona bakıyorum, bir de Adapazarı Toprak Devrimi diye masaları yumruklayan Kabibay lara ve Esin lere!... Ne gariptir ki, 12 Mart döneminde Orhan Kabibay ın kapısını bile çalmayan kuvvet, Talat Turhan a en ağır işkenceleri denemiştir!... Can Dündar ve Celal Kazdağlı ise yazdıkları kitapta şöyle demektedir:2 1 Mayıs katliamından on gün sonra 7 Gün dergisinde Emekli Kurmay Albay Talat Turhan imzalı bir yazı yayımlandı. İktidarların Çeteleşmesi başlıklı bu yazı 20 yıl sonra açığa çıkacak çeteleri ilk kez haber verirken, kontrgerilla örgütlerinin çalışma yöntemlerini de anlatıyor ve adeta olacakları duyuruyordu:...kontrgerilla örgütleri, gerektiğinde terör ve siyasi cinayetlerle anarşiyi araç olarak kullanarak faşist askeri darbeler için ortam hazırlar ve bu suretle azgelişmiş ülke düzenlerinin emperyalist çıkarlara uyarlı şekle dönüştürülmesini sağlarlar. Tarih, Yarbay Talat Turhan ı yanıltmadı. O günden sonra olaylar bir çığ gibi büyümeye başladı. Ve ilk hedeflerden biri, 1 Mayıs (1977) katliamının faillerini araştıran CHP lideri Bülent Ecevit oldu. 1 Mayıs katliamından tam 28 gün sonra kurşunların hedefinde bu kez Ecevitler vardı.........sonunda beklenen oldu ve Talat Turhan ların, Doğan Öz lerin uyardıkları gibi 12 Eylül darbesi geldi. Ama çetenin işi bitmedi. Aynı isimler, yeni rollerle, yine devlet tarafından göreve çağırıldılar. Hem de 12 Eylül öncesi karıştıkları olaylardan ellerine kan bulandığı halde.........türkiye nin karşı karşıya olduğu tabloyu bu ülkenin Doğan Öz gibi cesur savcıları, Talat Turhan gibi gözüpek askerleri, Cevat Yurdakul gibi dürüst polisleri, Uğur Mumcu gibi yürekli gazetecileri daha 20 yıl önce gözler önüne sermişlerdi. Onlara sahip çıkamadık ve tam 20 yıl kaybettik... Ergenekon adlı kitapta derin devletle mücadelem onaylanırken, ilginçtir ki, Los Angeles Times adlı Amerikan gazetesinde de yayınlanan bir makalede aynı doğrultuda açıklamalara yer verilmiştir.3

...Türkiye de de bu oldu. Kontrgerilla faaliyetleri konusunda üç kitabın yazarı olan Emekli Albay Talat Turhan ın belirttiğine göre, askeri özelliği olan ancak orduya bağlı olmayan gölge birimler dinleme, baskı ve sol görüşlülere işkence yapılması olaylarına karışan kontrgerilla örgütü Bozkurtlar a silah sağladı... Bugün Türkiye de, ülkenin dışarıdan yönetildiğini ileri sürenler çoğalmış; yıllar önce öne sürdüğüm kontrgerilla savım derin devlet kavramına dönüştürülerek yeniden tartışılmaya başlanmıştır. Ancak derin devlet in geçmişteki anlamı açısından tartışılması, anlamlı olduğu kadar da hatalıdır. Bugün tartışılan derin devlet kavramının, mikro ve içsel açıdan bakıldığında, Türk Silahlı Kuvvetleri ve yargı başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti nin kurumlarını yıpratmaya, etkinliğini azaltmaya ve Ulus Devlet i yıkmaya yönelik olduğu görülmektedir. Geçmişten ders alınmalıdır, ancak geçmişte görev verilen ve Soğuk Savaş kapsamında ABD tarafından kullanılan ve desteklenen aşırı sağ kadroların işlevi bitenler deşifre edilmiş ve temizlenilmesine çalışılmaktadır.. NATO bağlamındakilerin ise hâlâ etkinliğini sürdürdüğü bir gerçektir. Ziverbey Köşkü ndeki bir aylık işkence seansından (4 Temmuz 1973 ile 1 Ağustos 1973) 10 ay sonra, İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Üç Nolu Askeri Mahkemesi ne çıkarıldığımda, Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanı na sunulmak üzere 12 Haziran 1973 günü bir dilekçe verdim. Ve Türkiye de ilk kez, daha sonra adı Ergenekon olarak açıklanan direkt Pentagon a bağlı bir çetenin varlığından söz ettim. Anılan dilekçede: Türk Devleti nin geleceğini ağır bir tehlikeye düşürecek nitelikteki kanun dışı gizli örgüt uygulamalarını açıklamış ve bir Parlamento Araştırma Komisyonu kurularak iddialarımın saptanmasını... istemiştim. Ne yazıktır ki, bugüne kadar dilekçeme cevap verilmediği gibi, bu konu hakkında TBMM ye sunulan araştırma ve soru önergeleri de sonuçsuz kalmıştır. Ziverbey İşkence Köşkü ndeki4 gizli yapılanmanın açığa çıkartılması için 1975 yılında 10 klasörden oluşan 5.000 sayfalık bir savunma hazırlayarak, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi ne sundum. Daha sonra da 1990 yılına kadar olan süreçte bu doğrultudaki çabalarımı çeşitli etkinliklerle sürdürmeye devam ettim. 1990 yılında İtalya da, sağ ve sol terörü idare eden NATO ya bağlı Gladio isimli bir yeraltı örgütü ortaya çıkınca, bu konuda on yedi yıldan beri sürdürdüğüm yasal kavga Türkiye ve dünya genelinde kabul gördü ve bu dönemde iç ve dış basınla söyleşiler yaptım, yurtiçi ve yurtdışı konferans, televizyon ve radyo programlarına katıldım.7 Ayni doğrultuda iki kitap daha yayınladım: Özel Savaş ve Kontrgerilla Cumhuriyeti. Bu dönemde sırasıyla: Seferberlik Tetkik Kurulu, Özel Harp Dairesi, Özel Kuvvetler Komutanlığı diye tanımlanan kuruluş da tartışmaya katıldı. Böylece örgütün Türkiye de kontrgerilla diye tanımlanan yeraltı yapılanması ortaya çıktı ve Bülent Ecevit, Özel Harp Dairesi adlı bu örgütü vatanseverlerden olusan sivil uzantı diye tanımladı. Özel Harp Dairesi eski Başkanı Orgeneral (E) Kemal Yamak, bu yıl yayınlanan kitabında örgütünün ABD den yılda bir milyon dolar aldığını itiraf etmiştir.5

Çalışmalarımı sürdürerek derin devletle istihbarat örgütleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkartmak için iki kitap daha yazdım: - Doruk Operasyonu - Mehmet Eymür O dönemde MİT in sivilleştirilmesi konusu gündeme getirilmişti. MİT te askerler ve sivillerden oluşan iki kanat bulunuyordu. Sivil kanadın önde gelen kişileri mason olduğu için bir bahane ile askerleri safdışı bırakıp istihbarat örgütünü masonlar adına ele geçirmek istiyorlardı. Hiram Abas ve Mehmet Eymür den oluşan iki silahşor, bu kavganın ön safhalarında yer alırken, kendilerini teşkilat dışına vurdular ve konuşmaya başladılar. Yukarıda söz ettiğim iki kitabım istihbarat dünyasının derin devlet bağlamında iç ve dış ilişkilerini ana hatlarıyla gözler önüne sermektedir. İlk önce Ziverbey deki yapılanmadan başlayan ABD, Pentagon, CIA, AID, NATO ya kadar uzanan ilişkileri 1973-1999 arasında yayınlanan başvuru ve kitaplarımda değerlendirdim. Daha sonra bu kuruluşları da yöneten ABD Derin Devleti nin gizli örgütlerini açıklamaya koyuldum. Sürdürdüğüm bu mücadele sırasında iki kitap daha yazarak 1954 yılından bu yana Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit in küresel ilişkilerini de açıkladım: Çeteleşme ve Küresel Çete. 1950 yılından bu yana süregelen küçük Amerikancılık özlemi, derin devlet gizli örgütleri bağlamında süregelmiş, 1990 lardan bu yana eski CIA ajanı Graham Fuller tarafından doktrine edilen Ilımlı İslam modeli ne uygun bir iktidar ile sürece devam edilmeye çalışılmaktadır. Üst bir masonik örgüt olan Bilderberg grubu içinde, ılımlı İslam söylemi ile AKP yönetim kadrosuna girmiş olan Ali Babacan ın ne işi var? Bir dergide yayınlanan makalede, Masonlar AKP ye ve Devletin Zirvesine Kanca Attı6 başlığı atılmıştır. Eğer bu haber doğru ise, AKP iktidarının bugüne kadar sürdüregeldiği Amerikan yanlısı faaliyetleri de göz önüne alındığında AKP masonlaşıyor mu? sorusunu sorabiliriz. Hatta AKP nin ABD ve AB yanlısı politikalarıyla da yeni dünya düzeni ve BOP a daha faydalı hizmetler sunacağını bile iddia edebiliriz. 1973 ten günümüze değin süregelen ve bir işkence odasında başlayan eylemsel ve kuramsal boyuttaki derin devlet mücadelemi bugün bile onaylayan kişilerin çıkmış olması, bu konudaki öncülüğümü yadsınamayacak şekilde ortaya sermiştir. Örneğin Orgeneral (E) Kemal Yamak ın kitabında 1973 ten beri öne sürdüğüm kontrgerilla, Gladio, Süper NATO, Paralel NATO ve derin devlet konusundaki sürdürdüğüm yasal mücadelenin birinci ağızdan onaylanması olarak kabul edilebilir: Sayın Talat Turhan 18 Kasım 1990 tarihli Milliyet gazetesinde kontrgerilla lafını ilk kez Erenköy görevlilerinin çıkardığını söyledi. Onlar gerçekten Özel Harp Dairesi nin adamları mıydı?... Kesin yanıtı henüz verilmiş değil. Yalnız eskiden beri bir iddiam var: Bir kurum kendisini temize çıkarmak istiyorsa, adına iş yapanlara hesap sorar diyor ve doğru değilse adının, gerçeklere dayanılarak temize çıkarılması gereğini vurguluyor. Bu ihtiyaca Genelkurmay Özel Harp Dairesi nde görev alan, yaptıkları görevin ulviyetine inanan ve bu münakaşalardan çok büyük üzüntü duyan bütün personel katılmaktadır.

Org. (E) Kemal Yamak ın kitabının yayınlandığı Ocak 2000 den beri derin devlet tartışması Türkiye nin gündemini uzun süre işgal etti. İşbirlikçi küresel medya, ismimi geçirmemeye özenle dikkat etti. Sadece Yıldırım Türker, yazdığı makalesinde, bu konuda ilk kez kamuoyuna mal ettiğim bir kitaba gönderme yaparak onurlu ve medya etiğine uyan bir davranış sergiledi.7 Gerçekte bu olay benim açımdan sürpriz olmadı; buna karşılık tüm pisliklerini bildiğim medyayı yeniden test etmek olanağını buldum. Zaman bulursam bu konuyu ayrıntılarına girerek irdeleyeceğim. Kuşkusuz, bütün dünyayı ilgilendiren bu yaşamsal sorunu kamuoyuna mal etmekten onur duyuyorum. Çünkü kitaplarımda yer verdiğim konular, binlerce makale ve kitapta da yer alarak haklılığımı kanıtlamaya devam etmektedir. Medya içindeki sahtekarlar beni ilgilendirmez. Örneğin İsviçreli akademisyen Daniele Ganser Ekim 2005 te yayınlanan kitabında Türkiye bölümünde beni kaynak kişi göstermektedir.8 Aslında kitaba ekli şemada (Ek:1) açıklıkla görüldüğü gibi derin devletin Siyonist ve Masonik geçmişinin Türkiye deki uzantılarına ek olarak TÜSİAD, Küresel Medya, İkinci Cumhuriyetçiler, Ilımlı İslamcılar ile Mason, Siyonist ve Evangelist destekli NGO lar ( Sivil Toplum Örgütleri ile Sivil Toplum Kuruluşları ) devreye sokulmuş, bir anlamda dış destekli bu kuruluşlar neredeyse siyasi partilerin önüne geçirilerek bir tür demokrasi modeli oluşturulmak istenmektedir. Soros destekli bu model, turuncu devrimler şeklinde sahneye konulmuştur. Ilımlı İslam modeli de gerektiğinde bu amaca hizmet etmek için geliştirilmektedir diye düşünüyorum. Bu yapay oluşum daha şimdiden Ukrayna da geri tepmiştir. Kaynakça ve Açıklamalar 1. 9 Mart 1972, Ertuğrul Alatlı, Alfa Yayınları, Ekim 2002, s. 285-286 2. Ergenekon, Can Dündar ve Celal Kazdağlı, İmge Kitapevi, 1. baskı Temmuz 1997 3. Türklerin Kirli Savaşı Açıklandı, Los Angeles Times, 14.04.1998 4. Ziverbey Köşkü, İlhan Selçuk, Çağdaş Yayınlar (sayısız baskı yapan bu kitapta İlhan Selçuk, sadece bana gönderme yapmaktadır.) 5. Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler, Kemal Yamak, Doğan Kitap, 1. baskı, Ocak 2006 6. Haftalık, Özel Haber, Ferhat Ünlü, 31 Mart- 6 Nisan 2006 7. Özel Harp Dairesi Duyurur, Yıldırım Türker, Radikal, 9 Ocak 2006 8. NATO nun Gizli Orduları, Daniele Ganser, Güncel Yayıncılık, 1. baskı, Ekim 2005, s. 399-402