HATAY ve KAHRAMANMARAŞ YÖRELERİNDEKİ DEFNE (Laurus nobilis L.) GEN KAYNAKLARI ve DEĞERLENDİRİLMESİ Mustafa YILMAZ 1, Ömer EKER 2, İlhan KÖSE 3 1 KSÜ Orman Fakültesi, Silvikültür Ana Bilim Dalı, K.Maraş, mustafayilmaz@ksu.edu.tr 2 KSÜ Orman Fakültesi, Orman Ekonomisi Ana Bilim Dalı, K.Maraş, omereker@ksu.edu.tr 3 Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü, K.Maraş, ilhankose@ogm.gov.tr ÖZET Defne (Laurus nobilis L.), tarihten günümüze odun dışı ürün bakımından ve kültürel olarak Akdeniz havzasının en değerli bitkilerinden biridir. Dünya da doğal defne ormanları ve populasyonları en fazla Türkiye de bulunmaktadır. Ülkemizde, Hatay ve Kahramanmaraş defne gen kaynakları ve defne kültürünün en yangın olduğu yerlerdendir. Defne, Hatay ve Kahramanmaraş yörelerinde deniz seviyesinden, 1300 m lere kadar yayılış göstermektedir. Son yıllarda yapılan envanter çalışmaları ile bu illerdeki defne alanları ile yaprak ve meyve servetleri belirlenmiştir. Defnenin bulunduğu alan Hatay da 10.890 ha, Kahramanmaraş ise 2.925 ha dır. Bölgedeki defne potansiyelinin öngörülenden çok daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmada, Hatay ve Kahramanmaraş illerindeki defne alanları; gen kaynağı olarak önemi; sosyo-ekonomik potansiyeli; korunması, rehabilitasyonu ve işletilmesi ele alınmıştır. Odun dışı ürün üretimine dönük olarak, defnede klonal üretimin önemi vurgulanmıştır. Anahtar Kelimeler: Defne, Laurusu nobilis, Odun Dışı Ürün, Hatay, Kahramanmaraş MANAGEMENT OF THE GENE RESOURCES OF BAY LAUREL (Laurus nobilis L.) in HATAY and KAHRAMANMARAŞ REGIONS ABSTRACT Defne (Laurus nobilis L.) is one of the most valuable plant species in Mediterranean basin in terms of nonwood products and cultural perspective. The largest areas of natural Laurel forests and populations ocur in Turkey. Hatay and Kahramanmaraş are the places where laurel gene resources and historic laurel culture are very common. Laurel tree extends from sea level to 1300 m in the region. In recent years, the areas of laurel populations and the total products have been inventoried in these provinces. The areas of laurel distribution are 10.890 ha and 2.925 ha in Hatay and Kahramanmaraş, respectively. The area of laurel tree in the region was found to be larger than expected. In this study, the natural areas of laurel tree in Hatay and Kahramanmaraş, importance of these gene resources, importance of socio-economic potential, conservation, and management have been dealed with.. The importance of clonal propagation of the species for nonwood products purposes has also been discussed. Key Words: Laurel tree, Laurusu nobilis, Nonwood products, Hatay, Kahramanmaraş 1.GİRİŞ Defne veya diğer adıyla Akdeniz defnesi (Laurus nobilis L.) 3-10 m, bazı durumlarda da 20 m'ye kadar boylanabilen bir ağaçtır (Browicz, 1984). Defne bir cinsli iki evcikli ve herdem yeşil Lauraceae familyasından bir bitkidir. Akdeniz ikliminin egemen olduğu sahalarda 99
genellikle maki vejetasyonu ile beraber bulunur. Akdeniz kıyı şeridinde birinci zon (Lauretum) defne ile özdeşleşmiştir. Dünya'da en geniş defne alanları Türkiye'de bulunmaktadır. Yaprakları 5-10 cm uzunluk ve 2-4 cm genişlikte dar eliptik bir yapıdadır. Koyu yeşil yaprakların kenarları dalgalı ve kısa saplıdır. Meyveleri 1 cm çap ve en fazla 2 cm uzunluğunda yumurta biçimindedir. Üzümsü meyveleri önce yeşil ve olgunlaştığında siyah renktedir. Ekim ayında olgunlaşan meyvelerinde yapraklarından daha fazla yağ bulunmaktadır. Defne ürünleri çoğunlukla hammadde (yaprak ve defne yağı) olarak satılmaktadır. Defne yakın zamana kadar ihmal edilen türlerdendir. Asli orman ağacı türlerinden kabul edilmediğinden dolayı, çoğu zaman beraber bulunduğu alanlarda kızılçam lehine yapılan müdahalelerde zarar görmüştür. Son dönemlerde, odun dışı ürünlerle ilgili çalışmaların artması ile defne de önem kazanmaya ve değeri anlaşılmaya başlamıştır. Defne üzerine yapılan çalışmalar da hızla artmaktadır. Envanter çalışmalarının hız kazanması ile gerçek potansiyeli ortaya çıkmaya başlamış ve defne sahalarının rehabilitasyonu ve restorasyonu gündeme gelmiştir. Defne gibi türlerin korunmaları, kayıt altına alınmaları ve doğal populasyonlarının restore edilmesi, orman ekosistemi için de büyük önem taşımaktadır (Kaya, 1993; Işık, 1999; Küçük vd. 2008). Bitki araştırmalarında, tarihten günümüze bitki-insan ilişkileri çok üzerinde durulan konulardandır (Kendir ve Güvenç, 2010). İnsanların bitkilerle ilgilenmelerinde besin, barınma ve tıbbi sebepler öne çıkmaktadır. Bitkilerle ilgili bilgiler nesiller boyu aktarılarak günümüze kadar ulaşmıştır ve halen kayıt altına alınmayı bekleyen yerel geniş bir birikim mevcuttur. Defnenin yayılış gösterdiği yörelerde de defnenin kullanımı ile ilgili çok çeşitli etnobotanik bilgiler bulunmaktadır. Bu çalışmada, Kahramanmaraş ve Hatay illerindeki defne gen kaynakları ve bu illerdeki defne sahalarının değerlendirilmesi ele alınmıştır. Ayrıca türün korunması ve yaygınlaştırılması ile ilgili önerilerde bulunulmuştur. 2. DEFNE GEN KAYNAKLARI VE ÖNEMİ 2.1. Hatay ve Kahramanmaraş Yöresindeki Doğal Defne Sahaları ve Servet Ülkemizde yapılan odun dışı ürünlerin envanterlerine paralel olarak, Hatay ve Kahramanmaraş yöresinde de defne envanteri yapılmıştır. Bu çalışmalarda, defnenin deniz seviyesinden 1300 m ye kadar yayılış gösterdiği belirlenmiştir. Amanos Dağları Türkiye de defnenin en yüksek yayılışlarının bulunduğu yerlerdendir. Defnenin içinde bulunduğu alan Hatay da 10.890 ha, Kahramanmaraş ise 2.925 ha dır. Hatay da Antakya, Belen, Yayladağı, Samandağı, İskenderun, Erzin ve Dörtyol da defne sahaları bulunmaktadır. K.Maraş ta ise sadece Andırın ilçesinde doğal defne sahaları mevcuttur. Hatay da 2.441 ha, Kahramanmaraş ta ise 1.382 ha alan meyve üretimi için ayrılmıştır. Yaprak üretimi 2-3 yıllık yapraklı sürgünlerin üç yılda bir dönüşümlü üretimi şeklinde planlanmıştır. Meyve üretimi için ayrılan alanlarda ise yıllık üretim öngörülmektedir. Türkiye de henüz defne gen koruma sahası bulunmamaktadır. Hatay ve Kahramanmaraş ta koruma altına alınabilecek özellikte birçok sahada vardır. Hatay-Samandağ da yaşlı fertlerden oluşan populasyonlardan biri ve K.Maraş-Andırın da yüksek yayılışı temsil eden bir populasyon gen koruma sahası olarak ayrılabilir. 100
Çizelge 1. Hatay ve Kahramanmaraş yöresindeki defne alanları ve servet durumu. Defnenin içinde İl Ürün bulunduğu 2013 Yılı Üretim Servet bölmeciklerin toplam Programı (ton) alanı (ton) (ha) Yaprak 2925,0 12098,2 3904,0 Kahramanmaraş Meyve 1382,0 130,3 130,0 Hatay Yaprak 10890,0 8340,3 2815,0 Meyve 2441,0 1357,3 1357,0 Toplam Yaprak 13815,0 20438,5 6719,0 Meyve 3823,0 1487,6 1487,0 2.2. Doğal Defne Sahalarının Gen Kaynağı Olarak Önemi ve Korunması Türkiye, ekonomik değere sahip otsu ve odunsu bir çok bitkinin gen kaynağı ve orijin merkezidir (Kaya et al., 1998; Gül ve Özçelik, 2005). İnsanlar ve hayvanların varlıklarını devam ettirebilmeleri için bitkiler hayati önemdedir. Bitkilerdeki çeşitliliğin temeli ise genlere dayanmaktadır ve türler arasındaki, aynı tür içinde veya aynı orijindeki bitkilerdeki ve bireylerdeki farklılıklar genler sebebiyledir. Tür içi genetik çeşitlilik, tür ve ekosistem çeşitliliğinin kaynağını oluşturmaktadır (Dirik, 1994). Defnenin ormancılık uygulamalarında tür olarak diğer türlere karşı korumaya alınması gerekmektedir. Yayılış gösterdiği sahalarda uygulanan ormancılık işlemleri, defne merkezli olmalıdır. Mevcut defne populasyonlarının rehabilitasyonu ve restorasyonu öncelikli hedef olmalıdır. Farklı yetişme ortamlarında bitkiler değişik çevre etmenleri ve farklı seleksiyon baskısı altında bulunurlar. Bundan dolayı her bir yetişme ortamı farklı gen havuzuna, gen kombinasyonlarına ve uyum değerlerine sahiptirler (Karagöz vd., 2010). Dolayısıyla bu ekolojik havzalarda yerel ırklar ve alt ırklar olaşabilmektedir (Frankel vd., 1 995; Tunçtaner, 2007). Defne doğal populasyonlarındaki türiçi genetik çeşitliliği olabildiğince zengin tutmak için farklı populasyon ve özel genotipleri koruma altına alınmalıdır. Yaprak, meyve, süs bitkisi gibi çok geniş kullanım değerlerinden dolayı, doğada bulunan geniş genetik çeşitlilik havuzu korunmalı, taranmalı ve amaca göre değerlendirilmelidir. Bitki gen kaynakları genel olarak ya doğal ortamında ( in situ) veya doğal ortamı ışında ( ex situ) korunmaktadır. Defne gen kaynakları mümkün olduğu kadar doğal ortamlarında korunması gerekir. Böylece doğal populasyonlarda doğal seleksiyon ve bitkinin genetik yenilenmesi devam eder. İklim ve çevre faktörlerine karşı bitkinin daha iyi uyum sağlaması beklenir. Doğal ortam dışında korumanın en yaygın şekli bitki tohumlarının özel koşullarda tohum bankalarında saklanmasıdır (Balkaya ve Yanmaz, 2001). Defne tohumları nemcil tohum olduğundan dolayı (Takos, 2001; Tilki, 2004; Konstantinidou vd., 2008) uzun süre canlı olarak saklanamamaktadır. Ancak polenler ve bitkinin vejetatif organları özel koşullarda veya yapay kültür ortamlarında ( in vitro) saklanabilmektedir. Ayrıca bazı bitki türlerinde ex situ gen koruma çalışmaları için arboretum, botanik bahçeleri, klon bankaları, tohum bahçeleri, tür ve orijin denemeleri, döl denemeleri ve fidanlık koleksiyonları gibi plantasyonlardan yararlanılmaktadır (Gül ve Topak, 1993; Tunçtaner, 2007). Defnede ex-situ koruma için bu 101
seçenekler değerlendirilmelidir. Özellikle doğal yayılışlardan seçilen özel genotiplerle tohum plantasyonları, tohum bahçeleri ve klon plantasyonları kurulabilir. 3. SOSYO-EKONOMİK ÖNEMİ VE POTANSİYELİ Odun dışı orman ürünleri kapsamında önemli türler arasında yer alan defne gelir arttırıcı ve kırsal kalkınmayı destekleyici yönleriyle, ülke ekonomisine de katkı sağlamaktadır. Yayılım gösterdikleri bölgelerde ekoturizm imkanları ile biyolojik çeşitlililiği arttırma ve istihdam oluşturma gibi önemli işlevleri bulunmaktadır. Önemli bir ihraç ürünü olup, Dünya defne talebinin yaklaşık % 70 i Türkiye'den karşılanmaktadır (Anonim, 2012). Defne yaprağı üretimi, OGM nin 297 sayılı tebliğ esaslarına ve yıllık üretim programlarına göre düzenlenmektedir. Üretime 6831 sayılı Orman Kanununun 37. maddesine göre izin verilmekte ve sadece tarife bedeli tahsil edilerek 40. maddede ifade edilen kooperatiflere ve köylere yaptırılmaktadır. (Polat vd., 2009). Bu bağlamda kırsal alanlarda yaşayan halk için de önemli bir gelir kaynağı oluşturmaktadır. Üreticilere katkı sağlamak amacıyla çok düşük tutulan tarife bedelleri düzenli olarak her yıl OGM tarafından tespit edilmektedir. Hatay yöresinde, tarihten günümüze derin bir defne kültürü ve defne ürünü çeşitliliği bulunmaktadır. Hatay da yöre insanı defneden doğrudan veya dolaylı olarak önemli gelir sağlamaktadır. Kahramanmaraş ta (Andırın) ise durum farklıdır. Yakın zamana kadar defne ormanları otlatma amacıyla değerlendirildiği belirtilmektedir. Defne yaprağı yiyen hayvanların etlerinin daha lezzetli olduğu inancı yaygındır. Andırın da son dönemde yapraklı sürgün üretimi de yapılmaya başlanmıştır. Önümüzdeki yıllarda üretimin ve dolayısıyla yöre insanına olan katkının artması beklenmektedir. Andırın da hektardaki defne ocağı sayısı fazla olduğundan dolayı, yapraklı sürgün serveti daha fazladır (Çizelge 1). Yöredeki defne birey ve ocakları genel olarak geçmişteki hayvan baskısından dolayı daha kısa boylu ve potansiyelinin çok altındadır. Defne lehine müdahaleler ve rehabilitasyon çalışmaları ile ilerleyen yıllarda Andırın yöresinde önemli bir gelir kaynağı oluşacaktır. Diğer yandan Hatay da ise defne birey ve ocakları daha boylu ve çaplıdır. Bundan dolayı birim alandaki meyve serveti daha fazladır (Çizelge 1). Hatay yöresinde meyve verimi yüksek olan genotiplerin tespit edilmesi ve çoğunluğu dişi fertlerden oluşan meyve üretimine dönük plantasyonların kurulması düşünülmelidir. Ayrıca talep edilen yaprak özelliklerine sahip genotiplerle de plantasyonlar denenmeli ve desteklenmelidir. Odun dışı orman ürünlerinden faydalanmada süreklilik sağlanabilmesi için bu ürünlerin gerek morfolojik, gerek moleküler tanımlanmalarının gerçekleştirilmesi ve üretimleri konusunda doğadan toplamanın yerine kültüre alma uygulamaları için planlamaların yapılması gerekmektedir (Açıkgöz Altunel, 2012; Türker, 2011). Defne ürün çeşitliliği desteklenmeli ve mamul ürün olarak pazarlanması teşvik edilmelidir. Yöre insanının daha fazla gelir elde edebilmesi için, Dünyada Türkiye nin söz sahibi olduğu sayılı ürünlerden olan defnenin tanıtım ve dış pazarının büyütülmesine ihtiyaç bulunmaktadır. 4. DEFNE SAHALARININ RESTORASYONU Ekolojik onarım ( ecological restoration) zarar görmüş, bozulmuş veya yıkıma uğramış bir ekosistemin sağlık, bütünlük ve devamlılığını asıl (orijinal) durumuna getirme sürecini başlatan veya hızlandıran maksatlı faaliyetler olarak tanımlanmaktadır (SER, 2004). Özellikle son yıllarda bozulan her türlü ekosistemin asıl durumuna getirilmesine dönük faaliyetler 102
onarım ( restorasyon) terimi ile ifade edilmektedir. Uzun yıllar ihmal edilmişliğini de göz önünde bulundurduğumuzda, doğal defne sahalarını asıl yaygınlığına ve örtme oranına kavuşturmak öncelikli amaç olmalıdır. Defne ürünleri tedarikinin devamlı olması için, sürdürülebilir bir plan ve işletme programı gerekmektedir. Bundan dolayı, defne sahalarında geçmiş dönemlerdeki kontrolsüz yararlanma ve olumsuz uygulamalar da göz önünde bulundurularak ormancılık uygulamalarında defne lehine müdahaleler gerçekleştirilmelidir. Ülkemizdeki defne uygulamaları ile ilgili birikim bir araya toplanarak, defne sahalarındaki genel rehabilitasyon, bakım ve işletme ilkeleri ortaya konmalıdır. Defne sürgün verme yeteneği fazla olan bir türdür (Güler, 2006). Bundan dolayı doğada yüzyıllardır odunundan ve yaprağından yararlanmak üzere kesilen kütüklerin diplerinden çok sayıda sürgün vererek genellikle varlığını sürdürmüştür. Diğer yandan defne sahalarında baltalık işletmesinden dolayı köklerin yaşlandığı sıklıkla gözlemlenmektedir. Defne populasyonlarının genetik olarak yenilenmesi ve yeni bağımsız kök sistemlerinin oluşması için tohumdan gelen fertlerle gençleştirme ve dikim yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. 5. DEFNE PLANTASYONU VE KLONAL ÜRETİM İMKÂNLARI Son yıllarda orman arazilerinde ve özel mülkiyette defne plantasyonları da yaygınlaşmaktadır. Özel arazilerde defne dikimi cazip duruma gelmeye başlamıştır. Orman arazilerinde ihmal edilen defne sahalarının restorasyonu için yeni dikimler gerçekleştirilmektedir. Defne doğal populasyonlarında geniş bir varyasyon bulunmaktadır. Örneğin, 24 farklı genotipin meyvelerinde yapılan bir çalışmada, ortalama meyve eti yağ oranı %36,83 (% 20,76 ile % 58,57 arasında), ortalama çekirdek yağ oranı ise % 16,53 (% 11,75 ile % 22,20) bulunmuştur (Köse, 2010). Yapraktaki eterik yağ miktarını iklim ve yayılış önemli oranda etkilemektedir. Genel olarak güney bölgelerden kuzeye doğru yaprak yağ oranları azalmaktadır (Acar 1987; 1988). Bazı genotiplerde çok sık meyve verimi görülmektedir. Yaprak büyüklüğü ve şekli bakımından da doğal populasyonlarda çok geniş bir varyasyon bulunmaktadır (Bilgin vd., 2006; Boza, 2011). Yapraklar ı talep edilen genotiplerin tespit edilmesi, kayıt altına alınması ve klonal olarak üretilmesi yönünde çalışmalar başlatılmalıdır. Defne plantasyonlarında temel amaç ekonomik getiri olmasından dolayı, dikilen fidanlar daha önemli hale gelmektedir. Yaprak ve meyve üretimi için ayrı ayrı belirlenmiş genotipler kullanılmalıdır. Yaprak, meyve ve yağ bakımından talep edilebilecek farklı genotipleri tespit etmek amacıyla doğal populasyonlarda bazı çeşit araştırmaları yapılmıştır (Köse, 2010; Boza, 2011; Kavaklı, 2012). Defne ağaçları bir cinsli iki evcikli olduklarından dolayı, meyve üretimi için kurulan plantasyonlarda ağırlıklı olarak dişi fertlerin kullanılması gerekmektedir. Bitki ıslahı çalışmalarında hem bitki genetik çeşitliliğinin korunması ve hem de arzu edilen hedefler doğrultusunda geliştirilmesi amaçlanır (Ürgenç, 1982; Ulukan, 2007). Doğal gen kaynakları korunurken, diğer yandan tespit edilen genotiplerin kullanılması için klonal üretim yapılmalıdır. Bu da genellikle aşı ve çelikle üretim yoluyla uygulanmaktadır. Çelikle üretim daha hızlı bir yöntem olduğundan (Anonim, 2009) dolayı üzerinde ayrıca çalışılmalıdır. 6. SONUÇ VE ÖNERİLER Ülkemizde doğal olarak bulunan en önemli gen kaynaklarından biri de defnedir. Ormancılık uygulamalarında defnenin değeri çok geç anlaşılmıştır. Asli türler, özellikle kızılçam 103
sahalarındaki uygulamalar uzun yıllar defne aleyhinde gerçekleştirilmiştir. Günümüzde defne envanteri ve defne sahalarındaki ormancılık uygulamalarına yönelik arayışlar devam etmektedir. Dünya defne yaprağı ve meyvesi tedarikinin büyük kısmının ülkemiz tarafından yapılıyor olması, bu türe özel önem vermemizi gerektirmektedir. Öncelikle doğal alanların korunması ve devamlılık ilkesine göre işletilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Defne sahalarından yararlanmanın ilkeleri belirlenmelidir. Defne sahaları uzun yıllar ihmal edildiğinden dolayı, bu sahalarda rehabilitasyon ve restorasyon çalışmalarına öncelik verilmelidir. Diğer yandan doğal defne alanları genel olarak sürgün kökenli fertlerden oluştuğundan dolayı, yaşlı köklerdeki problemlerin araştırılmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Yerel orijinlerden sağlanan tohumlarla tohum kökenli fertlerin sayısı arttırılmalıdır. Geniş defne sahalarına rağmen henüz defne gen koruma ormanı bulunmamaktadır. Farklı bölge ver rakımlarda, yaşlı ve sağlıklı populasyonların bazıları gen koruma ormanı olarak ayrılmalıdır. Talep edilen yaprak ve meyvelere sahip genotipler belirlenerek, defnede klonal üretime geçilmelidir. Özellikle meyve üretiminin amaçlandığı plantasyonlarda, % 80-90 oranında dişi fertlerden oluşan dikimler gerçekleştirilmelidir. Defnede klonal üretim (aşı, çelik ve doku kültürü) çalışmaları desteklenmelidir. Etnobotanik araştırmalar ile bitkilerin insanlar tarafından kullanımı ile ilgili bilgiler kaydedilmektedir (Kendir ve Güvenç, 2010). Ülkemizde derin bir defne kültürü bulunmaktadır. Bu kültür üzerine araştırmalar derlenerek kapsamlı bir çalışmaya dönüşmelidir. Orman Genel Müdürlüğü nün desteği ile defne üzerine monograf eser yazılmalıdır. Defne herdem yeşil yaprakları ve dekoratif görünümü ile kent bitkilendirmeleri için son derece uygun bir ağaçtır. Yayılışının bulunduğu yerlere yakın kent içi ağaçlandırmalarda ve kırsal yerleşim yerlerinde en başta tercih edilebilecek türlerdendir. Park, bahçe ve kent ağaçlandırmaları için boylu ve repikajlı defne fidanları üretilmelidir. Defnenin yayılış gösterdiği yörelerde, farkındalık oluşturmak ve bu türün önemini hakkında bilgilendirmek amacıyla türü tanıtıcı proje ve programlar yürütülmelidir. Defne tohumları uzun yıllar saklanan tohumlardan olmadığından, kısa süreli saklanabilirliği ile ilgili araştırmalar yapılmalıdır. KAYNAKLAR Açıkgöz-Altunel, T. 2012. Odun dışı orman ürünlerinin toplayıcı /üretici açısından sosyoekonomik önemi, Journal of the Faculty, Istanbul Unıversity 62(1): 87-101. Acar, M., 1987. Defne (Laurus nobilis L.) Yaprağı ve Yaprak Eterik Yağının Üretilmesi ve Değerlendirilmesi, Ormancılık Araştırma Enstitüsü Yayınları, Teknik Bülten Serisi No:186, Ankara. 104
Acar, M., 1988. Türkiye deki Yayılış içerisinde Akdeniz Defnesi (Laurus nobilis L.) nin Yaprak Kalitesi Üzerine Araştırmalar, Ormancılık Araştırma Enstitüsü, Teknik Bülten Serisi No:202, Ankara. Anonim, 2009. Defne (Laurus nobilis L.) nin Çelikle Üretilmesi, Teknik Bülten No 42,, Ege Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Yayınları No: 56/376:, Urla- İzmir. Anonim, 2012. Hatay defne envanteri ve üretim planlaması. Hatay Valiliği, Pozitif Matbaa, 152s. Balkaya, A. ve Yanmaz, R., 2001. Bitki Genetik Kaynaklarının Muhafaza İmkanları ve Tohum Gen Bankalarının Çalışma Sistemleri. Ekoloji, 10 (39): 25-30. Bilgin, F., Parlak, S., Kaymakçı, E., 2006. Yaprak Üretimi Amacıyla Defnelik (Laurus nobilis L.) Tesisi İzmir-Urla Örneği, Ege Orm. Arş. Müd. Teknik Bülten No:33, İzmir, 39s. Boza, A., 2011. Karaburun Çeşme ve Dilek Yarımadası nda Bulunan Doğal Defne ( Laurus nobilis L.) Populasyonları Üzerinde Araştırmalar, Doktora Tezi, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 250s. Browicz, K., 1984. Chorology of Trees and Shrubs in South-West Asia and Adjacent Regions. Poznan, Volume 3, p.17. Dirik, H., 1994. Genetik çeşitlilik ve orman gen kaynaklarının korunması. İ.Ü. Orman Fakültesi Dergisi, Seri B, 44 (3-4):114-121. Frankel, O.H., Brown, A.H.D. ve Burdon, J.J., 1995. The conservation of plant biodiversity. Cambridge University Press, UK, 299 p. Gül, N. ve Topak, M., 1993. Orman Gen Kaynaklarının seçimi, işletilmesi ve korunması.1. Ormancılık Şurası. T.C. Orman Bakanlığı Cilt:1 Seri No: 13, Yayın No: 006. :593-597. Ankara. Gül, A., Özçelik, H., 2005. An Approach on Conservation Strategy for Plant Diversity in Forest Ecosystems of Türkiye, Bulletin of Pure and Applied Sciences(An Int. Res. Journal of Plant Sciences), 24-B, 2: 139-157. Güler, S., 2006. Defne ( Laurus nobilis L.) Yaprağı Verimi Üzerinde Etkili Faktörlerin Belirlenmesi Üzerine Araştırmalar (Antalya -Manavgat-Yaylaalan Örneği), Yüksek Lisans Tezi, SDÜ Fen Bil.Enst. 84s. Işık, K., 1999. Çevre sorunları Biyolojik Çeşitlilik ve Orman Gen Kaynaklarımız. T.E.M.A Vakfı yayın No: 25. İstanbul. Karagöz, A., Zencirci, N., Tan, A., Taşkın, T., Köksel, H., Sürek M., Toker, C. ve Özbek, K., 2010. Bitki genetik kaynaklarının korunması ve kullanımı. Türkiye Ziraat Mühendisliği VII. Teknik Kongresi, 11-15 Ocak 2010, Ankara. Kavaklı, Ş., 2012. Ege Bölgesi Doğal Defne Popülasyonunda Genetik Farklılıkların Belirlenmesi, Ege Ün., Fen Bil. Enst., Doktora Tezi, 97s. 105
Kaya, Z., 1993. Orman gen kaynaklarımızın korunması, idaresi, ve kullanımı. 1. Ormancılık Şurası. T.C. Orman Bakanlığı Cilt:1 Seri No: 13, Yayın No: 006. s:488-504. Ankara. Kaya, Z., Kün, E., Güner, A. 1998. Türkiye Bitki Genetik Çeşitliliğinin Yerinde In-Situ Korunması Ulusal Planı (National Plan for In Situ Conservation of Plant Genetic Diversity in Türkiye). Çevre Bakanlığı (Ministry of Environmental) Ankara. Kendir G. ve Güvenç A., 2010. Etnobotanik ve Türkiye de yapılmış etnobotanik çalışmalara genel bir bakış Hacettepe Üniv., Eczacılık Fak. Derg., 30(1): 49 80. Konstantinidou, E.; Takos, I.; Merou, T., 2008. Desiccation and storage behavior of bay laurel (Laurus nobilis L.) seeds. European Journal of Forest Research, 127(2): 125 131. Köse, E., 2010. Yayladağı Yöresinde Doğal Olarak Yetisen Defne ( Laurus nobilis L.) Bitkisinin Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi ve Seleksiyonu, MKU Fen Bilimleri Enst. Yüksek Lisans Tezi, 74s. Küçük, M., Ülgen, H. ve Finkral, A., 2008. Orman biyolojik çeşitliliğinin fazla bilinmeyen yönleri. Ülgen ve Zeydanlı (Ed.) Orman ve Biyolojik Çeşitlilik, s.53-96, DKM, Ankara. SER, 2004. SER International Primer on Ecological Restoration, Version 2. Society for Ecological Restoration Science and Policy Working Group. https://www.ser.org/resources/resources-detail-view/ser-international-primer-on-ecologicalrestoration (Erişim, Nisan, 2014) Takos, I.A., 2001. Seed dormancy in bay laurel (Laurus nobilis L.). New For 21:105 114 Tilki, F., 2004. InXuence of pretreatment and desiccation on the germination of Laurus nobilis L. seeds. J Environ Biol 25(2):157 161. Tunçtaner, K., 2007. Orman Genetiği ve Ağaç Islahı. Türkiye Ormancılar Deneği, Eğitim Dizisi:4, Ankara, 364s. Ulukan, H., 2007. Klasik bitki ıslahı ve genetik mühendisliği ile oluşturulan değişimlere genel bakış, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fak. Dergisi, Cilt 21, Sayı 2: 27-40. Ürgenç, S., 1982. Orman Ağaçları Islahı. İ.Ü. Orman Fak. Yay. No:2836/293, İstanbul, 413s. 106